Doğa Şanlıoğlu: AKP'li arkadaşların propagandalarının 'korkutma, öcüleştirme' olduğunu görüyoruz; çünkü vizyonları, vaatleri yok

Doğa Şanlıoğlu: AKP'li arkadaşların propagandalarının 'korkutma, öcüleştirme' olduğunu görüyoruz; çünkü vizyonları, vaatleri yok
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Zonguldak Milletvekili Adayı Doğa Şanlıoğlu, Zonguldak sorunlarından seçim atmosferine birçok konuda açıklamalarda bulundu. Doğalgaz çıkarılan Filyos köyündeki evlerde doğalgazın olmadığına dikkat çeken Şanlıoğlu, Meclis’te yapılacak ilk işin köylere doğalgaz ulaştırmada ‘belediye şartının’ aranmaması için çalışacaklarını dile getirdi.

Saha çalışması sırasında AKP tarafından yapılan propagandayı da açıklayan Şanlıoğlu, “Korkutma, öcüleştirme... ‘Bunlar gelirse ülkede terör patlar’ gibi çok değişik ithamlar var. Geleceğe dair bir vizyonları kalmamış, vaatleri yok. Trajikomik bir durum” dedi.

Şanlıoğlu, Millet İttifakı’nın gelmesi durumunda bazı projelerin durdurulacağı iddiasını yalanladı. Durumu “komik bir kara propaganda” diye yorumlayan Şanlıoğlu, “Biz doğru olan ne varsa olabildiğince sürdüreceğiz, yanlış ve eksik olan varsa bunları giderip düzelteceğiz” dedi.

Şanlıoğlu, “Gençliğin ve dinamizmin verdiği güçle seslerini çıkartmak için canla başla çalışacağız” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'yi diyar diyar geziyoruz"

"Üniversite eğitimimi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladım ve avukatlık mesleğime başladım. Daha sonra yüksek lisansımı İstanbul Üniversitesi'nde iktisat alanında yaptım. Ardından da kitlesel fonlama ile ilgili kitap yazdım. Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde 4 yıl hem ders verdim hem de rektör danışmanlığı yaptım. Onun dışında, 8 yıldır aktif bir şekilde serbest avukatlık ve danışmanlık faaliyeti yapıyorum.

DEVA Partisi kurulmasının öncesinde Genel Başkanımız Ali Babacan'ın davetiyle siyasete ilk kez DEVA Partisi kurucusu olarak başladım. Ardından Genel Başkan Yardımcısı oldum. 3 yılı aşkın bir süredir de Gençlikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak Türkiye'yi diyar diyar geziyoruz. 600'ün üzerinde ilçe gezdik. Ardından da ortak liste kısmından sonra da kendi partimin en genç adayı olarak da CHP listesinden Zonguldak milletvekili adayı oldum.

"Bu zihniyetle mücadele ettiğiniz için mutluluk duyuyoruz"

Atmosferle ilgili birkaç tane hem üzüntüm hem de bazı noktalarda kaygım var. Üzüntü duyduğum noktalardan biri özellikle seçim atmosferinde ithamları yapanlar Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanları. Bakanlar eğer bu şekilde itham ederse, 'ya içki içenler kazanacak ya da alnı secdeye değenler kazanacak' gibi... Bunu söyleyen de bir Adalet Bakanı olunca ülkenin geleceği noktasında kaygılanıyorsunuz ve üzüntü duyuyorsunuz ama bir yandan da bu zihniyetle mücadele ettiğiniz için de mutluluk duyuyoruz. Çünkü birleştirmekten uzak, ötekileştiren bir dil.

Hatırlarsanız çok daha öncesinde bakanlıktan bir milletvekili adaylık sürecine girerse istifa ederdi. Çok yakın bir tarihe kadar. Bu çok kıymetli bir durumdu. Çünkü bakanlığın verdiği bir güç var ve bu güç siyasi ranta çevriliyor. Aynı zamanda bakanlar 85 milyonun bakanı.

"Korkutma, öcüleştirme..."

Bu olduğunuz zaman, Türkiye'de devlet-hükümet kavramının karışmasının bir tezahülü olarak görüyorum. Devlet ve hükümet kavramının karıştığı bu noktada bu, ciddi bir anlamda kaygı verici. Diğer bir noktada da özellikle ben Zonguldak'ın biraz daha arka taraflarını, köylerini çalışıyorum. Devrek-Çaycuma-Gökçebey hattı var. Bu hatta çalıştığımızda AKP'li arkadaşların propagandaların daha çok şu yönde olduğunu görüyoruz: Korkutma, öcüleştirme...

"Bunlar gelirse ülkede terör patlar" gibi çok değişik ithamlar var. Bu da şunun göstergesi, geleceğe dair bir vizyonları kalmamış, vaatleri yok. Bu hem bir yandan da trajikomik bir durumu beraberinde getiriyor.

Ben aslen Zonguldaklı değilim, İstanbul'da doğup büyüdüm. Ancak ailemin birçoğu, akrabaları Zonguldak'ta ikamet ediyor. Ben de sık sık Zonguldak'a gelip giderdim. Özellikle enerji ve maden sökmede belli çalışmalarım olduğu için Genel Başkan'ın da takdiriyle birlikte Zonguldak'tan aday oldum.

"İnternet altyapısı dahi hak getire..."

Zonguldak'ın en önemli sorunlarına baktığımızda, birinci problem istihdam. Özellikle gençlerin ciddi manada istihdam eksikliği olduğunu görüyoruz. İkinci problem, kentleşmede ciddi problemler var. Şehir merkezinde tiyatro salonunun işlemediğini görüyoruz. Raylı sistemlerin halihazırda olmadığını görüyoruz. Onun dışında özellikle bitmeyen köy yolları. Köylerde elektrik altyapısının dahi zayıf olduğu. İnternet altyapısı dahi hak getire...

"Şehrin denizle bağı iyice koparılmış vaziyette"

Köylerde doğalgazın olmadığı, halkın ciddi bir talebi olduğu, ve bu noktada da belediyeye bağlı köylere doğalgaz geleceği için halkın hızlıca kendi köyünü belediyeye bağlamak için işlemleri yapmak için uğraştığını, onun haricinde de en önemli noktalardan biri de şu, şehrin denizle bağı iyice koparılmış vaziyette. Sahil hatlarının çok bozulduğu ve halkın olabildiğince kentlerde sıkıştığını çok net gözlemleyebiliyorum. Hatta ben bunu ChatGPT'ye yazdım, en önemli sorun nedir diye, o da buna çok benzer bir analiz yaptı.

"Zonguldak kömür ihracatçısı şehir değil, kömür ithalatçısı bir şehir"

Maden kısmında da en önemli noktalardan biri de şu. Ben Ramazan'ın son sahurunu madende yerin altında işçilerle beraber yaptım. Özellikle şirketlerin mali sorunlarla ilgili en az iki asgari ücret vermesi gerekirken bazıları bunları yatırdıktan sonra elden iade aldıkları, çünkü ciddi bir istihdam sorunu olduğu için kimse söz de edemiyor bundan. Belli bir kısmı elden aldıklarını öğrendik ki bu cidden bir değil iki değil birçok işçi bunu söyledi.

Diğer bir nokta da TTK çalışanlarıyla ilgili. TTK burada çok önemli bir istihdam kaynağı. TTK, köylerden ortalama şekilde işçi almış. Belli bir zamanda 60 bin 70 bin çalışana ulaşmış. Şuan halihazırda çalışan sayısı 6 bin küsürlerde. Biz o yüzden Millet İttifakı olarak 5 bin işçi alacağımızı taahhüt ediyoruz. Çünkü buralarda ciddi bir rezerv var. Ancak işlenmiyor. Daha üzücü nokta, termik santrallerde ithal kömür kullanıyor. Zonguldak kömür ihracatçısı şehir değil, kömür ithalatçısı bir şehir. Alınan kömürler Zonguldak'takine benzer kalorilerle olmakla birlikte, Güney Afrika'dan Ukrayna'dan kömür alır vaziyette.

"Ciddi sinerji yakaladık, umarım bunu da Ankara'ya taşıyacağız"

Zonguldak'ta daha önce milletvekilliği yapmış arkadaşlarımızın tüm Meclis karnelerini kontrol ettik. Bu karnelerde hepsi, Deniz Yavuzyılmaz hariç, Meclis performansının altında.

Halkla görüştüğümüz zaman ilk tepkileri şu oluyor: "Buradan vekil seçiliyorlar, Ankara'ya yerleşiyorlar daha da hiçbirini göremiyoruz" Bizim buradaki en büyük temel gayemiz şu, buradaki sorunların tamamını anlayıp, tabii hepsi yasa ile çözülebilecek sorunlar değil, doğru yerel yönetimlerle birlikte sağlamak noktasında gayret göstereceğiz. Gençliğin ve dinamizmin verdiği güçle seslerini çıkartmak için canla başla çalışacağız. Ciddi sinerji yakaladık, umarım bunu da Ankara'ya taşıyacağız.

"Doğru olan ne varsa olabildiğince sürdüreceğiz, yanlış ve eksik olan varsa bunları giderip düzelteceğiz"

İlk yapacağımız şey, doğalgazın bir köye girebilmesi için belediye olma şartını aramaksınız gelmesi noktasında canla başla çalışacağım. Tüm köylerin talebi bu yönde. İlk bunu yapacağız.

Doğalgaz tesisinin olduğu Filyos köyünde dahi doğalgaz yok. Köylüler bizim için faydası yok diye söz ediyorlar. Bu bölgede ciddi bir Filyos nehri var 250 metre genişliğinde. Bu projelerin doğru olan yönleri devam ettirilecek. Çünkü şöyle bir propaganda var: Millet İttifakı başa geldiği zaman bu tesisleri kapatacak diye... Bu da çok komik bir kara propaganda. Bu projeyi yapanlar, 1980'lerden beri yapılan devlet projesi. Devlet ve hükümet kavramları maalesef karıştırılıyor. Biz doğru olan ne varsa olabildiğince sürdüreceğiz, yanlış ve eksik olan varsa bunları giderip düzelteceğiz."