Eren Erdem: Cumhurbaşkanlığı makamını siyasetsizleştirmeye geliyoruz

Eren Erdem: Cumhurbaşkanlığı makamını siyasetsizleştirmeye geliyoruz
CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem, Altılı Masa'nın onuncu toplantısının ardından toplantının ayrıntılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdem, "Biz Cumhurbaşkanlığı makamını mevcut halinden uzaklaştırmaya, siyasetsizleştirmeye geliyoruz. Türkiye'de yürütmenin başı, Başbakan olacak. Evvela Cumhurbaşkanı'nın elindeki bu mübalağ endeksi yüksek aşırı abartılı yetkilerin anayasal hukuk içerisinde Başbakanlık Sistemi'ne devredilmesi gerekiyor." dedi.

Gelecek Partisi ev sahipliğinde 5 Ocak'ta 10'nuncu kez toplanan ve 9 saat süren Altılı Masa'nın son buluşmasının yankıları sürüyor. CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem siyaset gündemini belirleyen toplantının ayrıntılarını TV5'te katıldığı programda kamuoyuyla paylaştı. Erdem, "Her konuda Cumhurbaşkanı Altılı Masa'daki sayın liderlere mi danışacak?'' Kendileri alışmışlar ya bu paradigmaya. Bu mevcut paradigmanın dilidir bu. Biz Cumhurbaşkanlığı makamını mevcut halinden uzaklaştırmaya, siyasetsizleştirmeye geliyoruz zaten. Türkiye'de yürütmenin başı, Başbakan olacak. Evvela Cumhurbaşkanı'nın elindeki bu mübalağ endeksi yüksek aşırı abartılı yetkilerin anayasal hukuk içerisinde Başbakanlık Sistemi'ne devredilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"BİR KRİZİ YAŞIYORUZ, HASTA AĞIR DURUMDADIR"

Gerçekleşecek seçimde sonra Millet İttifakı'nın ortak adayının Cumhurbaşkanı olacağını seçimin ardından bir kabine oluşacağını söyleyen Erdem şunları dile getirdi:

"Seçimi kazandığımız tarihten itibaren bir sonraki seçime kadar olan süreye biz geçiş süreci diyoruz. Bu normal şartlar altında bir siyasi partinin kendi programını hükümet programı yapacağı bir süreç değildir. Burada altı siyasi parti bir araya gelmiştir, hasta ağır durumdadır. Yoğun bakımdadır. Hasta ne peki burada? Kurumları çökmüş, müesseseleri iğdiş edilmiş, bir kişinin insiyatif ve dağarcığına hapsedilmiş bir devlet. Bir devlet krizi yaşıyoruz şu an biz. Tamamen değerler üzerinden kimlikler üzerinden aidiyetlikler üzerinden ayrıştırılmış bir toplum. Buna herkesin katkısı olmuş, belki bizim de çok katkımız olmuştur geçmişte. Hatalar yapmışızdır. Siyaset olgunlukla yaklaşmalı ve bunu rehabilite etmeli. Tüm bunlardan kaynaklanan yüksek risklerimize endeksli felaket boyutta bir ekonomik buhran.

"TÜRKİYE'Yİ SİYASET YAPABİLİR BİR ÜLKEYE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ"

Altılı Masa'nın misyonunu da tarif eden Erden Erdem "Altılı Masa 'Efendim şu parti hükmetsin, bu parti gelsin kendi programını uygulasın vs.' böyle bir şey değil. Bu bir geçiş dönemi. Evvela normalleştireceğiz, hasta ayağa kalkacak, ondan sonra aslanlar gibi iyileşmiş olan bu atletik bünyeye bir sonraki seçimde Gelecek Partisi diyecek ki 'Ben ona beyaz gömlek yakışır diyorum.' Biz de diyeceğiz ki 'Bize göre yeşil gömlek de olabilir.' Yani biz siyasetin o rekabetçi yönünü, ahlaki yönlü ortamını tesis edeceğiz. Türkiye'yi siyaset yapılabilir bir ülkeye dönüştüreceğiz evvela" diye konuştu.

"Her konuda Cumhurbaşkanı Altılı Masa'daki liderlere mi danışacak?" eleştirilerine açıklık getiren Erdem "Kendileri alışmışlar ya bu paradigmaya. Bu mevcut paradigmanın dilidir bu. Biz Cumhurbaşkanlığı makamını mevcut halinden uzaklaştırmaya, siyasetsizleştirmeye geliyoruz zaten. Türkiye'de yürütmenin başı, başbakan olacak. Evvela Cumhurbaşkanı'nın elindeki bu mübalağ endeksi yüksek, aşırı abartılı yetkilerin anayasal hukuk içerisinde 'Başbakanlık Sistemi'ne devredilmesi gerekiyor. Zaten biz bu sistemin cumhurbaşkanına yüklediği anlamı kabul etmiyoruz." ifadelerini kullandı.

"HIZLI KARAR ALINIYOR DA NE OLUYOR? SONUÇLAR ORTADA"

"Altılı Masa'nın ortak adayı Cumhurbaşkanı olduğunda, Cumhurbaşkanı TÜİK'in açıklayacağı enflasyon rakamını televizyondan öğrenecek" diyen Erdem sözlerini şöyle sürdürdü:

Talimatla TUİK onu yapmayacak, TUİK kendi nesnel raporlama usulüne uygun biçimde bilimsel yönteme sadık kalarak enflasyon rakamını açıklayacak. Kamuda da zam yapılırken enflasyon rakamı baz alınır. Her şey kurallı olacağı için, her şey mantığa akla uygun olacağı için cumhurbaşkanı çıkıp: ''Yüzde 25, hadi olmadı yüzde 30!'' diyemeyecek. Sayın Erdoğan bir şey söylemiş, ''Muz bizim zamanımızda lüks olmaktan çıktı'' diye. Evet herkes muz yiyebiliyor ama ülke de muz cumhuriyetine döndü. Yüzde 25 açıklıyor ertesi gün otuza çıkartıyor. Yani kural yok tek bir kişinin yönetiminden bahsediyoruz. Tek bir kişi karar alıyor, tek bir kişi sonuçları belirliyor, sebepleri belirliyor.

Çok hızlı bir sistem bu değil mi? Hızlı karar alınıyor da ne oluyor? Görüyorsunuz işte kararların sonuçlarını. Bugünkü sistem sebep, bugünkü sistem sonuçtur. Tek bir kişi her şeyi bilemez. Son peygamber, Hz. Muhammed'dir (S.A.V). Ondan sonra bir peygamberin gelmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bize bu malum edilmiştir. Dolayısıyla biz bir kişiye çok yüksek manalar yükleme lüksünde bulunamayız. İstişare bundan dolayı vardır. Altı tane bilgili insan gelmiş bir araya bir masa kurmuştur. Hastalığı kaldıracak, Türkiye'yi barıştıracak bir formül geliştirmişlerdir bunlar. Her biri farklı bir siyasi yelpazenin farklı bir tarafından geliyor. Sosyal demokratı da var, mütedeyyin muhafazakar demokratı da var, liberali de var. Bu çok kıymetli, bunun kıymetini bilmek lazım. Onlar bir karar aldıkları zaman emin olunuz ki 81 milyonun kararı olur. Farklı kişiler, konuşabiliyor, siyaset yapabiliyor ve Türkiye'yi de yönetecek."

"30 OCAK'TA HÜKÜMET PROGRAMINI AÇIKLIYORUZ"

12 Şubat 2022'de yapılan ilk toplantıdan bu yana 10 kez toplanan Altılı Masa'nın bu güne dek ne yaptığını da özetleyen Erdem şunları kaydetti:

"Efendim çok net bir şey söylüyoruz. Altılı Masa evvela ne yaptı? Bir anayasa taslağı hazırladı. Taslak diyorum çünkü toplum ve kamuoyu tartışmasına da açacağız biz onu. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem anayasası siyaset yapıcılar tarafından hazırlandı. Bu, akademik dünyanın da tartışmasına açılacak, çok daha çoğulcu ve demokratik bir zemine denk gelecektir o anayasa zamanla. Ama biz bir ruh oluşturduk orada. Yani Türkiye'yi normalleştirecek, hastalıklarımızı ortadan kaldıracak bir temel attık orada biz.

Buradan müjdesini de verelim 30 Ocak'ta hükümet programını açıklıyoruz. Bu CHP'nin, Saadet Partisi'nin, Deva Partisi'nin nevi şahsımıza münhasır programı değil, hepimizin programı. Dolayısıyla 81 milyon vatandaşın duygu dünyasına dokunan bir program. Zaten bu programın ruhu şu, Cumhurbaşkanı'nın mevcut yetkilerini alıp bizim ortak adayımız kendi kafasına göre kararnameler yoluyla bu sisteme göre yönetmeyecek, tam tersi geçiş sürecini hali hazırda biz tamamladığımız, nasıl geçiş yapacağımızı belirlediğimiz için, o kural ve kaidelere göre kararlar alınacak."