Hukukçu Figen Çalıkuşu Diyanet'in yılbaşı kutlamalarına haram demesine sert çıktı! "Laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyet"

Hukukçu Figen Çalıkuşu Diyanet'in yılbaşı kutlamalarına haram demesine sert çıktı! "Laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyet"
Açıklamalarıyla sık sık gündeme gelen Hukukçu Figen Çalıkuşu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma Hutbesinde yılbaşı kutlamalarına ve şans oyunlarına haram sözlerine tepki gösterdi.

Hukukçu Figen Çalıkuşu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu hafta yayınladığı Cuma Hutbesinde yılbaşı kutlamalarına ve şans oyunlarına haram demesine sert çıktı. Diyanet'in 'Kültürel yozlaşmalardan birisi yılbaşı kutlamalarıdır' ifadelerine ilişkin, "Tarihimiz ve kültürümüz ile ilgili doğru olmayan bilgiler verilmemektedir" ifadelerini kullanan Çalıkuşu, "Türkiye laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyetin tahakkümü altında yönetiliyor" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu hafta yayınladığı "Bizi biz yapan değerlere sahip çıkalım" başlıklı cuma hutbesinde yılbaşı eğlencelerini ve piyangoyu sert dille ele aldı. Hutbede “Ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin bozulmaya başladığı, kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu kültürel yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır” denildi...

Diyanet'in bu açıklamalarına çok sayıda eleştiri gelirken Avukat Figen Çalıkuşu da tepkisiz kalmadı.

"Alkollü içki, piyango, loto toto dinimizce haram olduğu söylenmiş.
Devletin koruması altında olan din ve vicdan hürriyetine müdahale edilmekte, bir yerde devletin laik devlet anlayışı yok sayılmakta" diyen Çalıkuşu ayrıca Diyanet'in tarihimiz ve kültürümüz ile ilgili doğru olmayan bilgiler yaydığını ifade etti.

Farklı inanlara sahip olan ya da herhangi bir inanca sahip olmayan kişilerin laik devlet korumasında olması gerektiğini söyleyen Çalıkuşu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın 85 milyon vatandaşın farklılığını yok sayarak din üzerinden yaşam biçimine müdahale ederek fetva verdiğini bildirdi.

Çalıkuşu ayrıca yılbaşı eğlencesinin yozlaşma olarak ifade edilmesinin kültürel bir yanlış olduğunu ifade ederek, yılbaşı ve noel zamanında çam ağacı süsleme geleneğinin İslamiyet öncesi Asya Türklerine ait Hayat Ağacı inancına dayandığını belirtti.

Diyanet'in açıklamaları ile Türkiye'deki yönetim anlayışının laik devlet düzeninden uzaklaştığını söyleyen Çalıkuşu açıklamasında şunları ifade etti;

"Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbesinde Erbaş yılbaşı eğlencesini kültür yozlaşması olarak görmüş.
Alkollü içki, piyango, loto toto dinimizce haram olduğu söylenmiş.
Görünen o ki hem Devletin koruması altında olan din ve vicdan hürriyetine müdahale edilmekte, bir yerde devletin laik devlet anlayışı yok sayılmakta hem tarihimiz ve kültürümüz ile ilgili doğru olmayan bilgiler verilmemektedir.
Kayda geçmesi için kısaca özetlemek isterim:

1-Anayasamız ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre;
‘’Farklı dini inançlara sahip olanlar ya da herhangi bir inanca sahip olmayanlar laik devletin koruması altındadır. Dini konulardaki bireysel tercihler ve buna bağlı olarak şekillenen yaşam tarzı devletin müdahalesi dışında ancak koruması altındadır.’’

2-Bu ülke insanlarının vergileri ile 35 milyar bütçesi, 98 milyon günlük harcaması olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı Ali Erbaş, laik bir ülkede olduğumuzu  ve 85 milyon vatandaşın farklılığını yok sayarak  din üzerinden yaşam biçimi fetvası vermektedir.
Bu anayasa teminatı altındaki laik devlet özelliğine taban tabana zıttır.

3-Yılbaşı eğlencesini kültür yozlaşması olarak görmek ise kültürel bir yanlıştır.

Noel döneminde süslenen çam ağacı kültürü kaynağını Türk gök tanrısı Ülgen’in en çok sevdiği ağaçtan almaktadır.

Araştırmalara göre Noel Ağacı süsleme geleneğinin kökenini İslamiyet öncesi Asya Türklerine ait Hayat Ağacı inancına dayandırmıştır.
“Tarıma ve hayvancılığa dayalı bir ekonomiyle yarı göçebe yaşam süren Türkler için ağaç kültü önemlidir. Ve yerin dokuz kat aşağısından başlayarak gökyüzünün dokuzuncu katında bulunmakta olan Tanrı Ülgen’e kadar uzanan bir ağacın varlığına olan inanç doğal olarak beraberinde birçok ritüeli geliştirmiştir. Türkler çam ağacı olarak gösterdikleri bu hayat ağacından soylarının türediğine inanıyorlardı. Aynı zamanda ölümsüzlük ağacı olarak da görülen çam ağacı Türkler’den başka birçok kültür tarafından da (yapraklarını hiç dökmediği için) ölümsüzlük, sonsuz süreklilik ağacı olarak anlamlandırılmıştır.

Türkler 21 Aralık’tan itibaren en uzun gecenin egemenliğini artık güneşe bırakmaya başlamış olması münasebeti dolasıyla da oldukça büyük bir çam ağacını Tanrı Ülgen’in sevdiği gibi kırmızı süslemelerle süsler, ağacın altına hediyeler bırakırlardı. Bütün aile en yeni ve temiz kıyafetlerini giyerek ağacın etrafında kol kola vererek daire oluşturarak eğlenirdi. Çam ağacının etrafında daire oluşturarak güneşe öykünürlerdi.”

Türkiye son zamanlarda artan bir şekilde laik devlet anlayışını yok saymaya hız veren bir zihniyetin tahakkümü altında yönetiliyor.

Bunun inanan, inanmayan kısaca tüm topluma hayır getirmeyeceği açıktır.
Meri evrensel hukuk ile yönetilen bir ülkede temel hak ve özgürlükleri aşındırmanın, din üzerinden bir yaşam biçimi dayatması yapmanın sakıncalarını bir kez daha yeni bir yıl arifesinde hatırlatmakta fayda var."