Kategori: Yurt

  • ODUNPAZARI BELEDİYESİ’NİN, ‘YENİ ÇEŞİT DENEME VE ÇİFTÇİ EĞİTİM MERKEZİ’NİN İLK HASADI YAPILDI

    ODUNPAZARI BELEDİYESİ’NİN, ‘YENİ ÇEŞİT DENEME VE ÇİFTÇİ EĞİTİM MERKEZİ’NİN İLK HASADI YAPILDI

    Odunpazarı Belediyesi, tarımsal ekonomiyi desteklemek için Kalkanlı Mahallesi’nde kurduğu ‘Yeni Çeşit Deneme ve Çiftçi Eğitim Merkezi’nin ilk hasadını ‘Hasat Şenliği ve Tarla Günü’ ile yaptı. 

    Çiftçilerin talepleri doğrultusunda bitkisel ve hayvansal üreticilik konularında eğitimler verilmesi amacıyla Kalkanlı Mahallesi’nde kurulan ‘Yeni Çeşit Deneme ve Çiftçi Eğitim Merkezi’nin ilk hasadını bugün yapıldı. Deneme alanlarına; 3 çeşit nohut, 8 çeşit buğday, 4 çeşit arpa, 1 çeşit yulaf, 5 çeşit yağlık ayçiçeği, 5 çeşit tanelik mısır ekimi; 180 dekar alana arpa, 50 dekar alana da yulaf ekimi yapan Odunpazarı Belediyesi, olgunluğa erişmiş yeni çeşit buğday ve arpaların hasadını yapmak için Hasat Şenliği ve Tarla Günü düzenledi.

    Hasat Şenliği ve Tarla Günü’ne Kazım Kurt, Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli, Eskişehir Sanayici ve İş Adamları Derneği (ESİAD) Başkanı Kenan Işık, Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyeleri ve Eskişehirli yurttaşlar katıldı.

    Hasat Şenliği ve Tarla Günü’nde konuşan Başkan Kazım Kurt, şunları söyledi:

    “TÜRKİYE BUGÜN TARIMDAKİ ÜRÜNLERİ BİLE İTHAL EDER BİR POZİSYONA GELDİ”

    “Pandemi ve savaş sürecinde çok daha net bir biçimde ortaya çıktı ki kendi kendimize yeter bir hale gelmek zorundayız. Hepimiz çocukluğumuzdan hatırlarız, Türkiye kendi kendine yetebilen 8-10 ülkeden biri iken, bugün tarımdaki ürünleri bile ithal eder bir pozisyona geldi.

    Tarımda ithalat demek, kendi köylüne, kendi çiftçiliğe vermediğin parayı yabancı çiftçiye veriyor olmak demektir. Çok iyi biliyorsunuz ki bugün verilen 6 lira 7 lira ücretler; 2 ay sonra Fransa’dan 12 -13 liraya buğday almamıza, Rusya’dan 15 liraya buğday almamıza engel olamayacak. Çünkü çiftçi para kazanmadığı sürece o ürünü ekmeyecek.  Ciddi bir tarım politikasıyla, devletin yapması gereken işleri biz Odunpazarı Belediyesi olarak üstlenmek durumunda kaldık.”

    Kurt, devletlerin tarımda planlı bir üretimi olmadığı sürece başarılı olma şansının olmadığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

    “KENDİ ÜRETİMİMİZİ KENDİMİZ YAPACAĞIZ”

    “Ciddi bir tarım politikasıyla, devletin yapması gereken işleri biz Odunpazarı Belediyesi olarak üstlenmek durumunda kaldık. Bugün Kalkanlılı hemşerilerimizin yılların birikimiyle elde etmiş olduğu bu araziyi, biz yasal nedenlerle sahibi konumuna geldiğimiz için hemşerilerimizin yararına kullanalım istedik ve bu merkezi oluşturduk. Bir yıldır, buraya dershane ve yönetim yeri yapmak için izin almaya çalışıyoruz. Bu alan ciddi bir deneme tesisi haline dönecek, bu tesiste çiftçilerimize gerekli eğitimi de yapacağız.

    Biz burada ihracat ile elde edilen gübre, ilaç, tohum gibi girdileri yerli malımız haline dönüştürebilirsek, o stratejik hedefi yakalayabiliriz. Aksi takdirde hibrit tohum, İsrail tohumu seneye yok. İlaçta, gübre de yabancının. Siz çalışıp ürettiğiniz, elde ettiğiniz bütün kazancı dışarıdaki sermayeye aktarmak zorundasınız. Bu politikayı değiştirmek zorundayız. Kendi işimizi kendimiz yapacağız. Kendi üretimimizi yapacağız. Ürettiğimizi satacağız. Biz ne yapıyoruz, bu sene soğanı üretiyoruz müşteri bulamadık döküyoruz. Seneye fasulyeyi üretiyoruz, müşteri bulamadık döküyoruz. Böyle bir uygulama, yanlış bir uygulamadır. Bu uygulamayı hep birlikte; çiftçilerimizle, Ziraat Odalarımızla, zirai kuruluşlarımızla, kooperatiflerimizle birlikte değiştirmek durumundayız.

    “SİSTEM SERMAYEYE YARIYOR”

    Sistem, sermayeye yarayan bir sistem. Bunu değiştirmek lazım, bunu aşmak lazım. Ortak çalışmayı, üretimi ve paylaşmayı gerçekleştirmek lazım. Umarım ve dilerim bu eğitim tesisi bu işe yarar. Biz gayretle ve ısrarla bu işin üstesine gideceğiz. Yeniliklere, gelişime açık olan Türk köylüsünün bunu bir an önce kavrayacağına inanıyorum. Devlet kurumlarının da buna katkı sunmasında yarar var. Bizimle birlikte olması gerek, ama ne yazık ki politik iklim buna uygun değil. Umarım, o iklim de değişir. O iklimi de bu işe uygun bu anlayışa yatkın hale getirdiğimiz zaman, ben en kısa süre içerisinde, 3-5 yılda, Türk köylüsünün ciddi bir tarımsal devrim yapacağına inanıyorum. Buranın da buna küçücük bir katkısı olursa biz kendimizi görevimizi yapmış sayarız.”

     

     

  • HOPA KÜLTÜR, SANAT VE DENİZ FESTİVALİ BAŞLADI

    UĞUR İSTANBULLU

    Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivali başladı.

    Hopa’da bugün başlayan ve beş gün sürecek olan Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivali’nde; plaj voleybolu, otantik sergiler, sokak müziği, atmaca kültürü, Hopa laz böreği tanıtımı yapılacak. Festival, Niyazi Koyuncu konseri ile tamamlanacak.

    Hopa Belediye Başkanı Taner Ekmekçi, festivalin açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

    “18. Hopa Deniz ve Kültür Festivalini yapmaktayız. Biliyorsunuz Hopa’mızda ağırlıklı olarak plaj voleybolu yapılıyor. Türkiye Voleybol Federasyonuyla beraberce yapmaktayız. Voleybol bir etaptır, Hopa ayağı uluslararası düzeydedir.

    Ayrıca yine yöresel olarak, coğrafi işaret aldığımız laz böreği yine müzemize ait objeleri halkımızla paylaştık devam ediyoruz. Festivalimizin bugün açılış gününü yaptık. 5 gün sürecek voleybol turnuvası olarak ikinci gününde bir konserimiz var. Niyazi Koyuncu ve diğer sanatçı arkadaşlarımızla konser yapacağız.

    Ağırlık dediğim gibi voleybol festivali. Plaj voleybolu da Karadeniz’de sadece Hopa’da yapılmaktadır. Plaj voleybolunu çok önemsiyoruz gerçekten de uluslararası anlamında da çok iyi oluyor. Voleybol Federasyonuna da tam destek vererek elimizden geldiği kadar üst düzeyde yapmaya çalışıyoruz. Kazım Koyuncu bizim biliyorsunuz yöresel sanatçımız. Hopa’nın müzik anlamında öncü sanatçımız hem devrimciliği yanında, kendini müzik anlamında öncülüğü vardır. Kazım Koyuncu’dan sonra birçok sanatçımız Hopa’dan birçok sanatçı çıkmasına neden olmuş ve çıkmıştır. O anlamda Kazım Koyuncu’yu rahmetle anıyorum saygılar sunarım.”

    “ATMACA BİZİM SEMBOLÜMÜZ”

    Atmacacı Ahmet Sönmez ise şöyle konuştu:

    “Bu Doğu Karadeniz’in Kemalpaşa, Hopa, Arhavi ve Borçka Rize’nin de Fındıklı, Ardeşen ve Pazar ilçelerinde yapılan bir geleneksel atmaca kültürümüz. Bu bizim dedelerden, babalardan gelen protein ihtiyacımızı atmacayla karşılıyoruz günümüzde bu atmaca bizim sembolümüz yani dedelerden kalan bir miras. Tabi günümüzde proteine ihtiyacımız var mı yok. Bunlardan da bıldırcın avlıyor muyuz avlamıyoruz gibi bir şey artık bıldırcına falan ihtiyaç yok nedir nefsimizi geleneğimizi sürdürmek için bir tane iki tane üç tane yakalarsak olayı bitirmiş oluyoruz, onun dışında farklı bir şey yapmıyoruz yani. Zamanı geliyor mevsimi geliyor bunları doğaya salıyoruz.”

     

     

     

  • AKSARAY’DA PAZARCI, PATATESİN KİLOSUNUN 15 LİRA OLDUĞUNU SÖYLEDİ, İKİ PATATES 980 GRAM GELDİ: “PATATESİN TANESİ 7,5 LİRA”

    KEMAL ONUR ATALAY

    Aksaraylı pazarcı, patatesin kilosunun 15 lira olduğunu söyledi. CHP Aksaray İl Başkanı Ali Abbas Ertürk, eline aldığı iki patatesi tarttı, 980 gram geldi. Ertürk “Arkadaşlar patatesin tanesi 7,5 lira” dedi.

    Aksaray’da pazara alışveriş yapmaya gelen bir vatandaş, “Atacaklarsa atsınlar beni cezaevine. İdamsa idam Türkiye’yi ne hale getirdiler. Ben her hafta pazara gelir giderim. Ben çocukken bunlar ucuzdu ayılmayan bir bizim hemşehriler kaldı” dedi.

    CHP Aksaray İl Başkanı Ali Abbas Ertürk, partinin il ve ilçe yöneticileriyle birlikte esnafı ziyaret etti. Pazarda esnaf ve vatandaşların ekonomik kriz ve pahalılık ile ilgili sorunlarını dinleyen Ertürk üreticinin de vatandaşın da zor durumda olduğunu söyledi.

    Ertürk ile konuşan bir pazarcı esnafı “Patates 15 lira, soğan 10 lira. Patates Nurdağı’nın, nakliye 700 milyon (700 lira) oradan buraya. Tarlada 9 lira, işçiliğin var, çuval paran var. Hepsini içine kattık mı ancak çıkıyor firesi de var. Ancak çıkıyor” dedi.

    “BUNLAR HEP PAHALILIKTAN”

    Eline iki adet patates alıp tartan CHP İl Başkanı Ali Abbas Ertürk, “980 gram çıkan patates 15 lira. Arkadaşlar patatesin tanesi 7,5 lira işte bakın üretici de kazanamıyor ama maliyet artışlarından dolayı bir tane patates 7,5 lira bu fiyat pahalılığı. Sizlik bir şey yok siz zaten maliyetler altında ezilmiş durumdasınız. Üreticinin de bir şeyi yok emeğinin karşılığını alamıyor” dedi.

    Maliyetler arttıkça fiyatların arttığını söyleyen bir pazarcı ise, “Sattığım ürün geçen yıl 2 liraydı şu an 12,5 lira, bu neyden kaynaklı mazottan kaynaklı. Vatandaş çok zor durumda Allah yardımcısı olsun” diye konuştu.

    “AKSARAY UYANMADI”

    Pazara alışveriş yapmaya gelen bir vatandaş ise, “Şimdi bizim topraklar, Doğu, Güneydoğu, Karadeniz, herkes uyandı… Bir bizim memleketimiz uyanmadı. Daha ileriye gitmeye gerek yok şekiller belli. Hayat standartları görülüyor, yaşanıyor. Bizim memleketimiz bir de Niğde uyanmadılar sağ olsunlar. Ya arkadaş göz önünde her şey. Emeklinin yanında CHP, güçsüzün yanında CHP, her yerde CHP. Atacaklarsa atsınlar beni cezaevine. İdamsa idam Türkiye’yi ne hale getirdiler. Ben her hafta pazara gelir giderim. Ben çocukken bunlar ucuzdu ayılmayan bir bizim hemşehriler kaldı” dedi.

     

  • ARDAHAN’DA 2021’DE ÖZKAN BİRKAL’IN ÖLDÜRÜLMESİ İLE SUÇLANAN İKİ KİŞİ SALIVERİLDİ, AİLE TEPKİLİ: “KABUL EDEMİYORUM. HAK, HUKUK, ADALET İSTİYORUM”

    ARDAHAN’DA 2021’DE ÖZKAN BİRKAL’IN ÖLDÜRÜLMESİ İLE SUÇLANAN İKİ KİŞİ SALIVERİLDİ, AİLE TEPKİLİ: “KABUL EDEMİYORUM. HAK, HUKUK, ADALET İSTİYORUM”

    ÖZKAN KARAKAYA

    Ardahan’ın Damal ilçesinde yaşayan 41 yaşındaki Özkan Birkal’ı, hayvan pazarında ellerindeki sopalarla döverek öldürüldüğü iddia edilen M.C.K. ile F.K.’nin soruşturma aşamasında tahliye edilmelerine, Birkal Ailesi ve yöre dernekleri tepki gösterdi. Özkan Birkal’ın babası Hüseyin Birkal, “Suçsuz yere oğlumu öldürüp elini kolunu sallayarak gezen bir katilin terör estirerek ortada gezmesini kabul edemiyorum. Hak, hukuk, adalet istiyorum” dedi.

    Ardahan’ın Damal ilçesinde yaşayan ve geçimini hayvancılık yaparak sağlayan 41 yaşındaki Özkan Birkal’ın, 15 Temmuz 2021’de, ilçedeki hayvan pazarında öldürülmesi ile ilgili tutuklu olarak yargılanan iki kişi tahliye edildi. Birkal ailesi, bir araya gelerek yaptıkları açıklamada, tahliye kararlarına tepki gösterdi. Ailenin avukatı Zeynel Ateşel, şunları söyledi:

    “Kasten adam öldürme’ suçundan ceza davası açılacağına, ‘kasten yaralama neticesinde adam öldürmekten’ dava açıldı. Kasten adam öldürmenin cezası müebbet ağır. ‘Kasten yaralama neticesinde adam öldürme’ 12 yıl ile 18 yıl arasında ceza.

    Burada da bir el dokundu ve maalesef en hafif nasıl olacak o pozisyonda devam ediyor, dava şu an. En başta yapılmış olan bu fahiş hukuk hatasının giderilmesini beklerken, şahısların tutuklu yargılanması beklerken maalesef bugün de şahıslar tutuksuz yargılanmak üzere elini kolunu sallayarak, tutuksuz olarak yargılanmasına devam edilmektedir.

    Gerçekten biz toplum olarak, ben bir hukukçu olarak çok ciddi manada vicdanen sıkıntılıyız. Umarım böyle şeyler bir daha yaşanmaz. Çok üzüntülüyüz ve bu üzüntümüzü tarif edemiyoruz. Adalet istiyoruz, gerçekten adalet istiyoruz. Bir insanın yaşam hakkı ortadan kaldırılmıştır. Aile perişandır, şahısların cezalandırılmasını istiyoruz. Umarım artık bu adalet bir an önce tecelli eder.”

    “ADALETSİZLİĞE GÖZLERİMİZLE ŞAHİT OLDUK”

    Damal Dernekler Federasyonu Başkanı Güner Kökat ise şunları söyledi:

    “Biz bu olayın olduğu günden beri davayı yakinen takip edip bugünkü mahkemesine kadar ailenin ve toplumumuzun yanında olduğumuzu belirttik ve belirtmeye de devam edeceğiz. Bugünkü görülen davada, Türkiye’deki adaletsizliğin, hukuksuzluğun hangi boyutta olduğunu biliyorduk, ama bugün bir kez daha gözlerimizle şahit olduk.

    Bir yolda yürürken hayvana veya bir serçeye dahi çarpıldığında zarar verildiğinde bunun tutukluluk süreci bunun bile cezasız kalmadığı bir süreçte, iki çocuğu yetim kalarak hayatını kaybeden arkadaşımızın katilleri bugün elini kollarını sallayarak dolaşıyor.

    Haliyle bu da bölge halkında tedirginlik uyandırıyor. Biz bu olaya Damal Dernekler Federasyonu olarak 22 pare köyü ile dahil olduk ve davayı sonuna kadar takip ediyoruz. Çünkü bölge halkında da büyük bir tedirginlik var. Biz Vali beyle de Kaymakam beyle de Emniyet müdürü ile de konuştuğumuzda, bu tedirginliklerimizi dile getirdik. Bugün sadece Özkan Birkal üzerinde nezdinde bu cinayet işlenmiştir ama yarın bölge halkı nezdinde kimin başına ne geleceği ne olacağı kestirilemiyor.

    “BÖLGEDEKİ İNSANLAR TEDİRGİN OLUYOR”

    Bu yargılamanın da bu ve benzeri alışveriş zorbalık yapan insanlara cesaret verdiğinin bir kanıtıdır. Çünkü bölgedeki insanlar tarımını yaparken bir tedirginlik içerisinde yapıyorlar Çünkü arazileri; hem dışarıdan gelenler tarafından istila edilirken, dışarıdan gelen insanların mafyavari hal ve hareketleri bölge insanlarını tedirgindi. En son yaşanan bu süreçte de insanlar gelip Damal hayvan pazarında mafyavari ve zoraki bir şekilde adamın parasını gasp edip sonrasında döverek öldürmek ve sonucunda da elini kolunu sallayarak gezmesi ne bizim kurumumuz tarafından ne de halk tarafından kabul edilebilir değildir. Umarız ki Türkiye’de adaletin olduğunu bugün burada görmedik. Önümüzdeki mahkemelerde ümit ediyoruz ki görürüz.

    Biz aile fertleri olarak ve Damal Dernekler Federasyonu olarak buraya geldiğimizde olayın seyrini, mahkeme seyrini, hangi boyutta olduğunu halkımızla paylaşmak ve konuşmak istiyorduk. Bunun adına da yasalar nezdinde basın açıklaması deniliyor. Bugün Ardahan’daki keyfi uygulamalar; festivallerin keyfi ilçelere göre yasak olduğu, keyfi ilçelere göre serbest olduğu bir dönemde… Bugün acımızı bir kez daha içselleştirerek yaşadık. Basın açıklaması dahil, bir pankart dahi açamadık. Ne acıdır ki bugün bizim yapacağımız olay bir ideoloji bir siyasi söylem içermediği halde bugün bir avukatın ofisinde bizi böyle köşeye sıkıştırdılar. Bunu da bir kez daha kınadığımızı belirtmek istiyorum.”

    “HAK, HUKUK, ADALET İSTİYORUM”

    Duruşmayı gözyaşı ile takip eden Özkan Birkal’ın babası Hüseyin Birkal ise şunları söyledi:

    “Suçsuz yere oğlumu öldürüp elini kolunu sallayarak gezen… Bir katilin terör estirerek ortada gezmesini kabul edemiyorum. Hak, hukuk, adalet istiyorum. Biz adalete güveniyoruz ve adalet istiyoruz. Adalet yerini bulacak ama bizim acımız ebedi sönmeyecek. Biz 20 kişilik bir aileyiz hepimiz her gün ölüp ölüp, Özkan’la diriliyoruz. Hak hukuk adalet istiyorum. Basın ve yargıya sesleniyorum, duyarlı avukatlara sesleniyorum, İçişleri Bakanlığına sesleniyorum, herkese sesleniyorum hak, hukuk, adalet istiyorum ve bu davaya müdahil olsunlar. Bu davada hak eden cezasını çeksin. Devlet ve bakanlıklardan bunu istiyorum ve talep ediyorum. Bir babayım ağlayarak konuşuyorum annesi her gün ölüp ölüp geri diriliyor. Adalet istiyorum, adam öldüren bir katile ağırlaştırılmış bir ceza versinler, elini kolunu sallayarak gezmesinler. Halka örnek olsunlar. Biz devletten hak hukuk adalet istiyoruz. Ağırlaştırılmış ceza istiyorum çocuğumun katiline.

    Ne yazık ki bugün adliyede mahkememiz vardı ve ne yazık ki bizim laflarımız hiç söylediklerimiz dinlenmedi, adalet yerini bulmadı. Biz adalet istiyoruz. Bakanlara sesleniyorum davaya müdahil olsunlar. Sadece benim değil benim gibi bu şekilde davalara da, sokakta kadın ölüyor, çocuk ölüyor hepsi bizim çocuklarımız. Suçlu cezasını çeksin.”

    Özkan Birkal’ın eşi Filiz Birkal ise, “Ben eşimi hayvanlarını satsın diye meydana gönderdim, benim eşimin cenazesi geldi. İki çocuğum yetim kaldı. Ben halen daha çocuklarıma küçük çocuğuma açıklayamıyorum babasının nerede olduğunu biz bu şekilde kaldık. Ben adalet istiyorum” dedi.

  • MİLAS’TA 1. ULUSAL RESİM ÇALIŞTAYI BAŞLADI

    MİLAS’TA 1. ULUSAL RESİM ÇALIŞTAYI BAŞLADI

    Milas Belediyesi sponsorluğunda düzenlenen 1. Ulusal Resim Çalıştayı, Tarihi Çöllüoğlu Hanı’nda bugün başladı.

    Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Türkiye’nin dört bir yanından çalıştaya katılarak, Milas’ın zenginliklerini ve serbest çizimlerini tuvallere yansıtan ressamları ziyaret ederek çalışmalarını inceledi. Çöllüoğlu Hanı’nda bugün başlayan çalıştaya Türkiye’nin farklı yerlerinden katılan 17 kişilik ekip hem kendi tarzları hem de Milas’la ilgili çizimler yaparak canlı performans sergiliyor. Çalıştayın son günü olan 25 Temmuz Pazartesi günü ise sergi açılışı yapılacak.

    Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, “Çok meraklı ve heyecanlıyız. Bugün Resim Çalıştayı başladı. Pazartesi günü en son halini sergiyle taçlandıracağız. Emeği geçen, buraya katılan herkese teşekkür ediyorum. Türkiye’nin değişik yerlerinden üstatlarımız, ressamlarımız şu anda bu çalıştay için Çöllüoğlu Hanı’nın tarihi ve mistik ortamını kullanıyorlar. Ben de çalışmaları inceledim. Güzel çalışmalar var. Sanatçılarımız ürünlerini bize bırakacak ve burada bir koleksiyon olarak devam edecek. Bu seneki duruma göre önümüzdeki yıllarda da bu çalıştayı geliştirmek ve geleneksel hale getirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

  • TURGUTLU’DA ‘HIRSIZ’ RÜZGARI

    TURGUTLU’DA ‘HIRSIZ’ RÜZGARI

    Turgutlu Belediyesi’nin kültür sanat etkinlikleri kapsamında ev sahipliği yaptığı ‘Hırsız’ oyunu tiyatroseverlerden tam not aldı.

    İtalyan Yazar Dario Fo’nun ‘Hırsız’ isimli eserinden uyarlanan oyun Turgutlu’da sahnelendi. Usta oyuncu Füsun Demirel’in çevirisiyle Seyirtepe Tesisleri Amfi Tiyatro’da oynanan esere her yaştan Turgutlulu ilgi gösterdi.

    ‘Hırsız’ oyunuyla eğlenceli anlar yaşandığını belirten Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, şöyle konuştu:

    “Sevgili hemşehrilerimiz, biliyorsunuz yaşanmayan bir alandı burası. Pandemi sonrasında bu dördüncü oyunumuz. Sizler, bizim bu oyunlarımıza destek verdiğiniz sürece ve izleyici olarak da katıldığınız sürece biz herkesin düşüncelerini özgür olarak söylemesi için ve sanatlarını yapmaları için alan yaratmaya devam edeceğiz. Ben verdiğiniz desteklerden dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. 

    Her konuşmamda şunu söylemiştim; ‘Belki çok büyük projelere imza atmıyoruz, o devasa binaları yapamıyoruz, bunlara gücümüz yetmiyor.’ Ancak göreve geldiğimiz ilk andan itibaren çocuklarımızın eğitimde fırsat eşitliğini yaşaması için hiçbir ilçe belediyesinin gerçekleştirmediği TURBEM Eğitim Merkezi’ni hayata geçirdik. İlk projemiz buydu. Orda çocuklarımızı üniversitelere, liselere, ara sınıflara hazırlık yapması ile ilgili mümkün olduğu kadar ücretleri çok alt sınırda tutarak, yalnızca ihtiyaçlarımızı karşılayacak ücretler alarak çocuklarımızın hayata tutunmasına, arzu ettikleri okullara ulaşmalarıyla ilgili destekler vermeye devam ediyoruz. 

    “İNSANA YATIRIM YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ”

    Bunun haricinde Atatürk Kültür Merkezi’ni kurduk. Orada da 21’inci kursumuzu açtık. Yani biz insana yatırım yapmaya devam ediyoruz. 30 yıl sonra Turgutlu’da biz Cumhuriyet Halk Partisi ile seçimi kazandık. O sosyal belediyeciliğin farkını da her geçtiğimiz gün gösteriyoruz. 

    Burdan da bir müjde vermek istiyorum. 30 Ağustos’ta başlayacak olan Bağ Bozumu ve Kurtuluş Şenliklerimiz İrem Derici ile başlayacak. 3 Eylül’de Manuş Baba konserimiz olacak, 7 Eylül’de İlyas Yalçıntaş, 29 Ekim’de gençlerimize Ceza’yı getiriyoruz. Tabii bu arada o dokuz günlük sürecek olan programda da çeşitli kültürlerimizi tanımak için derneklerimiz ile beraber geceler düzenliyoruz. Doğu kültürlerini yaşatacak olduğumuz bir gece olacak, bir gece balkan kültürlerini yaşatacağız. Sonrasında Erzurumlular, Bitlisliler gecemiz olacak. En güzeli de bir zurna festivalimiz olacak. Sizlere dokuz gün doyasıya enerjilerinizi atacak olduğunuz alanlar yaratacağım. 

    Ben hepinize katılımlarınız için teşekkür ediyorum. Bu güzel oyunu sergileyen ekibimize ayrıca çok teşekkür ediyorum. Hepinize iyi akşamlar diliyorum.” 

     

  • YAŞAR TÜZÜN, DOLU YAĞIŞININ VURDUĞU AYÇİÇEĞİ TARLALARINDAN SESLENDİ: “BÖLGENİN AFET KAPSAMINA ALMASI GEREKİYOR”

    GÖKAY ŞİMŞEK

    Bilecik’teki tarım arazileri, geçen haftalarda yaşanan dolu yağışından olumsuz etkilendi, çiftçiler zarara uğradı. Yenipazar İlçesi’nde, dolu yağışının vurduğu tarlaları ziyaret eden CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, “Hükümetin mutlak suretle bu bölgeyi afet kapsamına alması gerekiyor” dedi.

    CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Yenipazar ve Gölpazarı ilçelerinde yaşanan dolu felaketi sebebiyle bölgenin afet kapsamına alınması gerektiğini söyledi. Yenipazar İlçesi’nde, dolu yağışının vurduğu tarlaları ziyaret eden CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, şunları söyledi:

    “Geçtiğimiz hafta Yenipazar, Gölpazarı ilçemizin köylerinde yaşanan doğal afeti yerinde incelemeye geldik. Yenipazar ilçemizde bulunan toplam 40 bin dekarlık arazide buğday, arpa ve ayçiçeği yaşanan dolu felaketiyle yerle bir olmuştur. Doğal afet yüzde yüz oranındadır. TARSİM sigortası olmadığı için köylülerimiz ve ilçede yaşayan vatandaşlarımız çok mağdur olmuşlardır. Bu nedenle, Tarım Bakanlığı’mızı ve ilgili hükümetin mutlak suretle ama mutlak suretle bu bölgeyi afet kapsamına alması gerekiyor.

    İl başkanımız, ilçe başkanımız, il genel meclisi üyelerimiz ile birlikte tespitlerde bulunuyoruz. Bu tespitleri ilgili makama ve bakanlığa taşıyacağız. Vermiş olduğumuz soru önergesi mevcuttur. Ama bu yeterli değildir. Bu soru önergesinin mutlak suretle hükümet tarafından Yenipazar ilçemiz afet kapsamına alınması gerekiyor. Görüldüğü gibi işte dolunun yarattığı tahribat, işte canlı olması gereken ayçiçeği bu iken maalesef bu durumda.

    Tüm gözle görebileceğiniz bu arazide bulunan 40 bin dönümlük arazi şu anda buğday, arpa ve ayçiçeği yerle bir olmuştur. İlgili bakanlıktan bu bölgenin mutlak suretle afet kapsamına alınmasını talep ediyoruz.”

     

     

  • AKHİSAR’DA ESKİ İSTANBUL YOLU’NDA ÇALIŞMALAR BAŞLADI

    AKHİSAR’DA ESKİ İSTANBUL YOLU’NDA ÇALIŞMALAR BAŞLADI

    Akhisar Belediyesi, halkın sıklıkla kullandığı eski İstanbul yolu olarak bilinen 280 sokak üzerinde çalışmalara başladı.

    Kentte yaşanan trafik yoğunluğunun önüne geçmek ve bozuk yol sorununu ortadan kaldırmak için çalışan Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, bu kez de yıllardır el değmeyen eski İstanbul yolu için çalışmalara başladı. Bölgeye giderek çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Dutlulu, yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki yolda ilk etapta imar planına uygun şekilde yol genişletme çalışmalarına başladıklarını belirterek, “Halkımızın sıklıkla kullandığı ve yıllardır el değmeyen, unutulan eski İstanbul yolunda çalışmalarımıza hayırlısıyla başladık. 280 sokak olarak bilinen bu yol, programımızda olan bir yerdi. Halkımızdan da bu yol hakkında çok talep geliyordu. İlk etapta imar planına uygun şekilde yol genişletme çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Genişletme çalışmaları bittikten sonra ise sıcak asfalt atacağız. Burayı da tamamladıktan sonra belirlediğimiz program kapsamında asfalt çalışmalarımıza devam edeceğiz. Halkımızın ihtiyaç duyduğu her alanda tüm gücümüzle hizmetlerimize devam edeceğiz. Gösterdikleri anlayış için halkımıza ve emeği geçen mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim” diye konuştu. 

  • ‘BÜLENT BEYİN HİKAYESİ’ AKHİSARLI TİYATROSEVERLERLE BULUŞTU

    ‘BÜLENT BEYİN HİKAYESİ’ AKHİSARLI TİYATROSEVERLERLE BULUŞTU

    Oyuncu Bülent Emrah Parlak’ın sahnelediği ‘Bülent Beyin Hikayesi’ adlı tiyatro oyunu, Akhisarlı tiyatroseverlerle buluştu.

    Kültür ve sanat etkinliklerine devam eden Akhisar Belediyesi, oyuncu Bülent Emrah Parlak’ın sergilediği ‘Bülent Beyin Hikayesi’ adlı tiyatro oyununu Akhisarlılarla buluşturdu. Sine – tiyatro tekniğiyle tek kişilik oyun olarak sahnelenen, Uğraş Güneş’in senaryosunu yazdığı, Murat Eken’in yönettiği ‘Bülent Beyin Hikayesi’, organların her birinin insan haline dönüşüp dile gelmeleri halinde neler yaşanacağını komedi tarzında Akhisarlı izleyicilerine sundu.

    Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, tiyatro etkinliklerine önem verdiklerini belirterek, “Dün akşam Akhisar’da sahne alan Bülent Emrah Parlak, ‘Bülent Beyin Hikayesi’ adlı tiyatro oyunu ile Akhisarlılara sanat ve eğlence dolu bir gece yaşattı. Böyle etkinliklere halkımız gerçekten yoğun ilgi gösteriyor ve keyifli vakitler geçiriyor. Günlük streslerden bir nebze olsun uzaklaşabiliyor. Emeği geçen, katılan herkese teşekkür ederim. Kültür ve sanat etkinliklerimize aralıksız devam edeceğiz” diye konuştu.

  • NİĞDELİ PİDECİ: “ENFLASYONA GÖRE HAREKET EDERSEK, PİDE 60-70 LİRADAN AŞAĞI OLMAYACAK. BU SEFER HALK YİYEMEYECEK, İŞLER DÜŞECEK. İSTER İSTEMEZ ELEMAN SAYISI AZALACAK”

    ENES CAN ÖZMEN

    Niğde’de pideci İzzet Günay, “enflasyona göre hareket edersek, pide fiyatı yükselecek, 60-70 liradan aşağıya olmayacak. Bu sefer de halk yiyemeyecek. İşler düşecek. İşler düştüğü zaman da elemanlara yansıyacak. İşten çıkarma zorunluluğu olacak. İster istemez eleman sayısı da azalacak, bu herkese yansıyacak” dedi.

    Niğde’de pidecilik yapan İzzet Günay, ürünlerinin fiyatlarına enflasyon oranında zam yapmaları durumunda neler olacağını anlattı. Pide yapmak için kullandıkları ürünlerin fiyatlarındaki artışı aktaran Günay, şunları söyledi:

    “Geçen sene unumuz 160-170 liraydı bir çuval unumuz şu anda 550-580 lira yani yüzde 300- 350 zam geldi. Kıymayı biz geçen sene 60 liraya alıyorduk, 130-140 lira. Paket kutularımız diyelim 60 kuruştu o zamanlar, şimdi 3 lira. Her şeye yüzde 200- 300 zam geldi.

    Bizim fiyatlara da gelince geçen sene bizim fiyatlarımız 20-25 liradan başlıyordu. Şimdi 40 lira. Gelen zamlara bakacak olsan tek porsiyon sattığımız etli ekmek 50-60 liradan aşağıya olmaması lazım. Ama biz bunu yüzde on yüzde beş arttırım yaparak 40 liraya denkledik. Hem halk sebeplensin hem biz sebeplenelim hem işimiz yürüsün hem alım gücü düşmesin diye.

    “HERKESİN ALIM GÜCÜNE GÖRE HAREKET EDİYORUZ”

    Durumu iyi olan var, olmayan var, yemek isteyip alamayan var. Biz diyoruz ki elit kesim de yesin, orta kesim de yesin, alt kesim de yesin; herkes sebeplensin.

    Niğde’de bu işi tek yapıyoruz, başka etli ekmek salonu yok. Tek olduğumuz için de biz herkese hitap etmek istiyoruz durumu iyi olan da olsun alt kesim de olsun. Yüzde yüz olmasa bile yüzde seksen zam geldi. Yapmak zorunda da kalıyorsun. Bazen tepki görüyoruz, ‘durmadan zam geliyor.’ O da bizim elimizde olmayan sebeplerden dolayı oluyor. Mecbur yapmak zorunda kalıyorsun. Ama elimizden geldiği kadar minimum seviyede tutmaya çalışıyoruz hem halk rahatsız olmasın hem biz rahatsız olmayalım herkesin alım gücüne göre hareket ediyoruz.

    “ZAMLARA GÖRE HAREKET EDERSEK HALK PİDE YİYEMEYECEK” 

    Enflasyona göre, gelen zamlara göre hareket edersek, o zamları biz koyduğumuz zaman pide fiyatı yükselecek 60-70 liradan aşağıya olmayacak. Bu sefer halk da yiyemeyecek. Yiyemeyeceği için de işler düşecek, işler düştüğü zamanda elemanlara yansıyacak. Elemanlara yansıdığı zaman, mecbur işten çıkarma zorunluluğu olacak. Çünkü kazanmadıktan sonra, iş olmadıktan sonra hareket olmadığı zaman iş potansiyeli düştüğü zaman ister istemez eleman sayısı da azalacak. Bu herkese yansıyacak yani.

    Geçen sene biz odunun tonunu 800 liraya alıyorduk şimdi 2300-2500. Yerine göre değişiyor. Yani yüzde 200-300 zam geldi. Elemanlar desen asgari ücrete zam geldi. Zam yapmak zorunda kalıyorsun. Bu sefer de unun, odunun, etinin, sebze bunların maliyeti de yüzde 300 zam olduğu için mecbur kalıyorsun. Biz de onları düşünerek zam yapıyorsun. Olan yine bize oluyor. Biz aynı işi yapıyoruz kazanç yok fiyat artışlarından dolayı zammı da uygulayamıyoruz.”