Kategori: Yurt

  • İZMİR’DE DERELERİNDE TEMİZLİK SEFERBERLİĞİ SÜRÜYOR

    İZMİR’DE DERELERİNDE TEMİZLİK SEFERBERLİĞİ SÜRÜYOR

    İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Karşıyaka’nın Peynircioğlu ve Ahırkuyu derelerinde yürüttüğü temizlik çalışmalarını tamamladı. İki dereden suyun denize akışını engelleyen toplam 5 bin 500 ton yabancı madde ve dip çamuru çıkarıldı.

    İZSU Genel Müdürlüğü, temiz körfez ve sağlıklı bir çevre için başlattığı çalışmaları kesintisiz sürdürüyor. Kent merkezinde yer alan Manda, Arap ve Meles derelerinden sonra Karşıyaka’daki Peynircioğlu ve Ahırkuyu derelerinde de kapsamlı temizlik çalışmalası yapıldı.

    2 DEREDEN TOPLAM 5 BİN 500 TON DİP ÇAMURU ÇIKARILDI

    Karşıyaka’nın Bostanlı mahallesinde denize çıkışı olan derelerde yürüttükleri kapsamlı çalışmaları çok kısa sürede tamamladıklarını ifade eden İZSU Genel Müdürlüğü Dereler Bakım Şube Müdürü Alper Nazlı, “Peynircioğlu deresinde yaklaşık 2,5 kilometrelik bir hattan 2 bin ton malzeme, Ahırkuyu deresinde ise dere tabanından 230 kamyon seferi ile 3 bin 500 ton dip çamurunu çıkararak temizlik çalışmalarımızı tamamladık. Daha sağlıklı bir çevre için kent genelinde temizlik çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu.

  • MURATPAŞA’DA BEŞ KİLOMETRELİK KONFORLU YÜRÜYÜŞ YOLU

    MURATPAŞA’DA BEŞ KİLOMETRELİK KONFORLU YÜRÜYÜŞ YOLU

    Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, spor için yürüyüşe çıkan kent sakinleri için eski Lara Caddesi’nin ardından Bayındır Park’ta da tartan pist çalışması yaptı. Böylece beş kilometrelik yol konforlu hale getirildi. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Kendimiz ürettik, işçiliğini kendimiz yaptık. İçinden geçtiğimiz ekonomik krize rağmen, tasarruf da ederek yenileme çalışmalarını yapıyoruz” dedi.

    Muratpaşa Belediyesi, eski Lara Caddesi’nin ardından Bayındır Park’ta ta yürüyüş yollarını tartan zeminle kapladı. İki noktada yapılan çalışmayla beş kilometrelik hat, sabah sporu için yürüyüşü tercih eden kent sakinleri için daha konforlu hale geldi. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da Bayındır Park’ta yapılan çalışmayı yerinde inceledi. Uygulama hakkında bilgi alan Uysal, ülkenin ağır bir ekonomik krizin içinden geçtiğine dikkat çekti. Uysal, Muratpaşa Belediyesi olarak ekonominin bu seyrini öngörerek temel belediyecilik hizmetlerine dair satın almaları öncelikli gerçekleştirdiklerini belirtti. Uysal, “Kendimiz ürettiğimiz için, işçiliğini kendimiz yaptığımız için ekonomik krize rağmen tasarruf da ederek yenileme çalışmalarını yapıyoruz” diye konuştu.

    Uygulanan tartan zeminin Muratpaşa Belediyesi üretimi olduğunun altını çizen Uysal, “Böylece maliyetlerde büyük tasarruf sağlıyoruz. Ayrıca sentetik bir zemin türü olduğu için kanserojen madde içerir mi içermez mi tartışmalarının da dışında kalabiliyoruz. Vicdanımız rahat bir şekilde bu çalışmalara devam edeceğiz” dedi. Uysal, yürüyüş yollarındaki çalışmaların ardından çocuk parklarının zeminlerini de yenilemek istediklerini aktardı.

    İnceleme sırasında Uysal’a eşlik eden Bayındır Mahalle Muhtarı Hasan Zorlu, yapılan çalışmayı “Çok güzel oldu” sözleriyle anlattı. Zorlu, “Sakinlerimiz toprakta yürüyordu. Yağmur yağınca sıkıntı oluyordu. Şu an çok güzel. İnsanlar rahat rahat yürüyebiliyorlar” diye konuştu. Sabah sporunu yeni pistte yapan Abdullah Idgız da Uysal’a teşekkür etti.

     

  • MERSİN BÜYÜKŞEHİR İTFAİYE EKİPLERİ, 15 METRELİK OBRUĞA DÜŞEN KEÇİYİ KURTARDI

    MERSİN BÜYÜKŞEHİR İTFAİYE EKİPLERİ, 15 METRELİK OBRUĞA DÜŞEN KEÇİYİ KURTARDI

    Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri, 2 bin 300 metre rakımda otlanırken 15 metre derinliğindeki obruğa düşen keçiyi kurtardı.

    Erdemli İlçesi Toroslar Mahallesi’nde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Mehmet Akkuş isimli vatandaş, 2 bin 300 rakımlı Akaçpınar mevkiinde hayvanlarını otlatırken, keçisinin birinin kaybolduğunu fark etti. Akkuş, keçiyi bir süre aramasına rağmen bulamadı. Aynı mevkide hayvan otlatan çobanların sesini duyduğu keçinin, obruğa düştüğü anlaşıldı. Obruğun ağzında bulunan otları temizleyerek bir süre kendi imkanlarıyla keçiyi kurtarmaya çalışan Akkuş ve çobanlar, Mersin Büyükşehir Belediyesi ekiplerinden yardım istedi.

    15 METRE DERİNLİĞİNDEKİ OBRUKTAN KISA SÜREDE KURTARILDI

    İhbar üzerine mevkiye gelen Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’na bağlı profesyonel kurtarma ekibi, girişi oldukça dar olan 15 metre derinliğindeki obruğa, teknolojik iniş takımlarıyla inerek keçiyi kurtardı. Keçisine kavuşan Akkuş, 46 yıldır bu bölgede hayvan otlattığını, ancak bu obruğu daha önce hiç görmediğini belirtirken, keçisini kurtaran Mersin Büyükşehir İtfaiye ekiplerine teşekkür etti. Strese girdiği için kendi kıllarını yiyen keçiyi sahibine teslim eden ekipler, aynı obrukta çok daha önce düştüğü tahmin edilen ve telef olan bir keçi daha buldu.

     

  • ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN BÖCEK’TEN 24 TEMMUZ BASIN BAYRAMI MESAJI

    ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN BÖCEK’TEN 24 TEMMUZ BASIN BAYRAMI MESAJI

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 24 Temmuz Basın Bayramı ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı. Böcek, “Toplumun her kesiminde her meslek kolunda olduğu gibi şartlar basın için de her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Tüm zorluklara göğüs gererek özveri ile çalışan ve görevini başarıyla sürdüren, bizleri doğru, tarafsız haberlerle buluşturan basın emekçilerimize teşekkür borçluyuz” dedi.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 24 Temmuz Basın Bayramı ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı. Muhittin Böcek’in mesajı şöyle:

    “Basın üzerindeki sansürün kaldırılışının 114. yıl dönümünde 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nızı kutluyorum. Basın ne denli özgür olursa bilginin bireylere ve topluma ulaşması kolay hale gelir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Basın, Milletin müşterek sesidir’ ifadesi de basının toplumu aydınlatması açısından ne denli önemli bir görev üstlendiğinin en açık göstergesidir. 

    24 Temmuz 1908 tarihinde Türk basınında sansürün kaldırılması, basın özgürlüğü ve demokrasi adına önemli bir dönemeç olmuştur. Tarafsız ve özgür bir basının varlığı güçlü demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur. Çünkü basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan en önemli kurumların başında gelmektedir. Bu nedenle ancak bilgiye ve habere kolay ulaşabilen toplumlarda gerçek anlamda bir demokrasiden söz etmek mümkün olabilir. Böylesine önemli bir görevi yerine getirmek için özveri ile çalışan, yerelden ulusala, tüm basın çalışanlarımız Antalya’mızın da gelişim ve dönüşümüne katkı sunmaktadır. Kamusal bir görev olan gazeteciliği basın meslek ilkeleri doğrultusunda yapan, toplumun doğru ve gerçek bilgiye ulaşmasını sağlayan tüm basın mensuplarımız son derece önemli bir görevi yerine getirmektedir. 

    Toplumun her kesiminde her meslek kolunda olduğu gibi şartlar basın için de her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Tüm zorluklara göğüs gererek özveri ile çalışan ve görevini başarıyla sürdüren, bizleri doğru, tarafsız haberlerle buluşturan basın emekçilerimize teşekkür borçluyuz. 27 yıllık siyasi yaşamım boyunca mesai arkadaşlığı yaptığımız tüm basın emekçisi dostlarıma, kendim ve kentim adına teşekkür ediyor, ‘24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyorum. Tüm basın emekçilerimize sağlık, başarı ve esenlikler diliyorum.”

     

  • ÇANKAYA’DA AÇIK HAVA SİNEMA GÜNLERİ BAŞLADI

    ÇANKAYA’DA AÇIK HAVA SİNEMA GÜNLERİ BAŞLADI

    Çankaya Belediyesi Açık Hava Sinema Günleri 22 Temmuz’da Aşıkpaşa Kapalı Pazar Yeri’ndeki ilk gösterim ile başladı. Beş hafta sürecek etkinlikte, 13 farklı noktada dört film Çankayalılara nostalji dolu günler yaşatacak.

    Çankaya’nın geleneği ‘Açık Hava Sinema Günleri’, 22 Temmuz’da Bademlidere Aşıkpaşa Kapalı Pazar Yeri’nde düzenlenen ilk gösterim ile başladı. Aykut Enişte 2 filminin gösterildiği etkinlikte Bademlidere, Aşıkpaşa ve çevre semtlerde yaşayan yüzlerce Çankayalı nostaljik bir Çankaya akşamında bir araya geldi. Pazaryerlerini haftanın yedi günü yaşayan kent merkezlerine dönüştüren Çankaya Belediyesi, Açık Hava Sinema Günleri ile ilçede yaz ayları boyunca filmleri seyirciyle buluşturmaya devam edecek. Etkinlik, 23 Temmuz Cumartesi günü Uğur Mumcu Parkı ve 24 Temmuz Pazar Esat Pazaryeri’nin üstünde yer alan Özgürlük Meydanı’nda devam edecek.

    PATLAMIŞ MISIR VE GAZOZ İKRAM EDİLİYOR

    Sezon filmleriyle açık havada sinema keyfi yaşatan Çankaya Belediyesi, bu yıl Aykut Enişte 2, Eltilerin Savaşı, Zoraki Misafir ve The Father (Baba) filmlerini Başkentlilerle buluşturacak. Etkinliklere katılan Çankayalılar, patlamış sıcak mısır ve gazoz ikramı ile açık havada sinema keyfi yaşıyor. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, “Kurban Bayramı’nın ardından açık hava sinema nostaljisini Çankayalı hemşerilerimizle yeniden buluşturduk. Yaz ayları boyunca parklarımız ve kent meydanına dönüştürdüğümüz pazar yerlerinde birbirinden güzel etkinliklerde Çankayalılarla bir araya gelmeye devam edeceğiz” dedi.

     

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ‘ÜNİVERSİTE TANITIM VE TERCİH GÜNLERİ’ DÜZENLEYECEK

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ‘ÜNİVERSİTE TANITIM VE TERCİH GÜNLERİ’ DÜZENLEYECEK

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, Gençlik Parkı’nda 30-31 Temmuz 2022 tarihlerinde ilki düzenlenecek “Üniversite Tanıtım ve Tercih Günleri”ne ev sahipliği yapacak. Sosyal medya hesapları üzerinden YKS’ye giren öğrencilere seslenen Yavaş, “Sevgili evlatlarım, 50’den fazla üniversite ve 500’den fazla akademisyenin katılımıyla düzenleyeceğimiz Üniversite Tanıtım ve Tercih Günleri’ne hepiniz davetlisiniz” dedi.

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) giren öğrencilere sosyal medya hesapları üzerinden çağrıda bulunarak ilkini düzenleyecekleri “Üniversite Tanıtım ve Tercih Günleri”ne davet etti. Her platformda “Üniversite Ankara’da okunur” çağrısını yineleyen Yavaş, “Geleceğe hazır mısınız?” sloganıyla Gençlik Parkı’nda 30-31 Temmuz 2022 tarihlerinde düzenlenecek “1. Üniversite Tanıtım ve Tercih Günleri”ne katılmaları için davet ettiği öğrencilere, “Sevgili evlatlarım, 50’den fazla üniversite ve 500’den fazla akademisyenin katılımıyla düzenleyeceğimiz Üniversite Tanıtım ve Tercih Günleri’ne hepiniz davetlisiniz” dedi.

    ABB, Gençlik Parkı Kültür Merkezi Otopark Alanı Ulus adresinde 12.00-19.00 saatleri arasında 30 ve 31 Temmuz’da ev sahipliği yapacağı ‘Üniversite Tanıtım ve Tercih Günleri’ ile gençlerin doğru tercih yapabilmesi için hem üniversiteleri yakından tanımaları hem de sosyal olanakları öğrenmelerini sağlamayı amaçlıyor. Tercih heyecanı yaşayan öğrenciler daha sonra devam eden yaz konserleri kapsamında Gençlik Parkı’nda 30 Temmuz’da saat 20.00’de sanatçı Fatma Turgut’un ücretsiz konseri ile müzik dolu bir akşam yaşayacak.

     

  • BAYRAKLI BELEDİYE BAŞKANI SERDAR SANDAL’DAN KILIÇDAROĞLU’NA ZİYARET

    BAYRAKLI BELEDİYE BAŞKANI SERDAR SANDAL’DAN KILIÇDAROĞLU’NA ZİYARET

    İzmir Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu makamında ziyaret etti.

    İlçedeki çalışmalar ve siyasi süreç hakkında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi veren Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Bayraklı Gençlik Çalıştayı kapsamında hazırlanan Barış Bildirisi’ni ve ünlü şair Adonis’in Kılıçdaroğlu için elle yazdığı dizeleri de CHP liderine hediye etti. 

    Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ilçemizde süren çalışmalar hakkında bilgiler verdik ve kentle ilgili genel izlenimlerimizi anlattık. Keyifli sohbeti ve misafirperverliği için çok teşekkür ediyorum” dedi.

  • BUCA’DA YÜZME KURSLARINA BÜYÜK İLGİ

    BUCA’DA YÜZME KURSLARINA BÜYÜK İLGİ

    Buca Belediyesi’nin yüzme kursları her yaştan yurttaşın akınına uğradı. Şu anda bin 500 kayıtlı kursiyerin bulunduğu ve tam kapasite ile çalışan iki tesis, yaz sonuna kadar eğitim verecek.

    Buca Belediyesi’ne bağlı Yarı Olimpik Yüzme Havuzu ve Tenis Kulüp bünyesinde bulunan havuz, çocuklar başta olmak üzere her yaştan yurttaşların ilgi odağı oldu. Her ay ortalama bin 500 kayıtlı temel yüzme eğitimi kursiyerine ulaşan kurslar, hijyen kurallarına azami önemi gösteriyor. Kurslarda, uzman eğitmen kadro eşliğinde en eğlenceli spor dallarından biri olan yüzmeye tüm Bucalılar teşvik ediliyor.

    Çocuklara yaz tatili armağanı niteliği de taşıyan yüzme sporu, bir yandan sağlıklı bir aktiviteyi mümkün kılarken diğer yandan da özgüven gelişiminde büyük rol oynuyor. Tesislerin hizmet kalitesini her geçen gün daha yukarı taşımayı amaçlayan Buca Belediyesi’nin, gençlerin ve çocukların severek katılacağı etkinlikleri sürdüreceği belirtildi.

    İLK KULAÇTAN MADALYALARA KÖPRÜ

    Kurslarda öne çıkan çocuk ve gençlerin yetenekleri keşfedilerek, ulusal ve uluslararası başarılar kazandıracak yeni isimlere fırsat yaratılıyor. Haftada üç saat temel eğitim alan kursiyerler içinden seçilen başarılı sporculara gerektiği zaman ekipman desteği de sağlanıyor.  Eğitim ve spor alanında fırsat eşitliğinin olmazsa olmazlarından biri olduğunu vurgulayan Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, bu tür projelerin çeşitlenerek artırılacağını belirtti.

     

     

  • TUNÇ SOYER, TERRA MADRE ANADOLU’YU TANITTI

    TUNÇ SOYER, TERRA MADRE ANADOLU’YU TANITTI

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2-11 Eylül’de düzenlenecek uluslararası gastronomi fuarı “Terra Madre Anadolu İzmir 2022”nin tanıtımını kentin bilinen en eski yaşam alanı Bornova Yeşilova Höyüğü’nde yaptı. Başkan Soyer, “İstedik ki, Terra Madre Anadolu başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan herkes için bir meydan olsun. Buluşmamızda, insanın gözü dönmüş zenginlik arzusunu bereket ile sınayacağız” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu sene ana konusu “Toprak Ana” olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nda (İEF) 2-11 Eylül 2022 tarihleri arasında düzenlenecek uluslararası gastronomi fuarı “Terra Madre Anadolu İzmir 2022”nin tanıtımına ev sahipliği yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile eşi Neptün Soyer’in ev sahipliğinde yapılan “Terra Madre Anadolu İzmir 2022”nin tanıtımına; büyükelçiler, ilçe belediye başkanları, sanatçılar, gazeteciler, yazarlar, bürokratlar, siyasi parti temsilcileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, Terra Madre temsilcileri, tarihçiler, sivil toplum kuruluşları, dernekler, örgütler ve birliklerin başkanları ile temsilcileri, üretici birlik ve kooperatiflerin temsilcileri katıldı.

    “ANADOLU BEREKET UYGARLIĞININ KODLARININ YAZILDIĞI YER”

    Başkan Tunç Soyer, İzmir’in bilinen en eski yaşam alanı olan Bornova’daki Yeşilova Höyüğü’ndeki tanıtımda sözlerine “Kurda, kuşa, aşa” diyerek başlayarak şöyle konuştu:

    “Toprağa tohum serperken söylenir bu söz. İnsanın gözü dönmüş zenginlik hırsı karşında uyumu tanımlayan, bundan daha öz, daha güçlü bir söz sanıyorum ki yeryüzünde söylenmemiştir. Anadolu’nun bereket matematiğini tarif eden bu söz, bize hırsımızla nasıl mücadele edebileceğimizi en yalın haliyle anlatır. Kendimize bir alırken, hayata ve doğaya iki vererek. Binlerce yaşında bir bereket uygarlığı olan Anadolu, sürdürülebilirliğin bu sade formülünden yola çıkarak yaşamın tüm alanlarına dair tasarımlar üretmiştir. Tarım, yani gıda üretimi bunların başında geliyor. Şu anda üzerinde bulunduğumuz Yeşilova, Anadolu bereket uygarlığının kodlarının yazıldığı, üzerine titrememiz gereken bir yer. Bu miras coğrafya sayesinde ‘Başka Bir Tarım’ da dâhil olmak üzere doğayla uyumlu ve dirençli yaşam biçimlerinin şifrelerini çözebiliyoruz.”

    “AÇSAK YOKUZ”

    İzmir ve Türkiye’de başka bir tarımı çoğaltmak için önem verdikleri Terra Madre Anadolu fuarının tanıtımını özellikle Yeşilova Höyüğü’nde, 8 bin 500 yıl yaşındaki İzmir’de yapmak istediklerini söyleyen Başkan Soyer şunları söyledi:

    “Bu fuarı düzenlememizin bir temel nedeni var. Her vatandaşımızın yeterince ve sağlıklı gıdaya erişimini güvence altına almak. Çünkü açsak, yokuz. Dünya gıda tekelleri, tarımdaki verimi artırma ve tüm insanlığı doyurma vaadiyle yola çıktı ve büyüdü. Geldiğimiz nokta ise tam tersi. Açlık, kuraklık ve yoksulluk. Küresel gıda sisteminin tek kazananı büyük şirketler. Kaybedeni ise üreticiler, şehirlerdeki milyonlar ve doğa. Yani hepimiz. Öyleyse, biz, yerelden ama tüm dünyaya ilham olabilecek güçte bir tarım politikası inşa etmek zorundayız. Bu politika üç temel hedefe aynı anda ulaşabilmeli. Bir, şehirlerimizde yoksulluğun pençesine atılmış milyonların gıda güvenliğini sağlamalı. İki, doğduğu yerde doyamayan, ucuz işi gücü olarak şehre göçmek zorunda kalan küçük üreticimize sahip çıkmak. Üç, gıda üretiminin temel girdileri olan tohumu, suyu ve toprağı korumak. İklim krizine dair kalıcı çözümler üretmek. İşte bu politikaya İzmir’de verdiğimiz isim: Başka Bir Tarım. ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ cümlesinin ete kemiğe büründüğü en önemli buluşmamız ise Terra Madre Anadolu”

    “LEZZET FUARI DEĞİL, BİR ORTAK AKIL HAREKETİ”

    Sadece Terra Madre Anadolu’nun bir lezzet fuarı olmadığını, iklim krizi, enerji sorunu, yoksulluk, kuraklık, gıda egemenliği, biyolojik çeşitliliğin kaybı ve savaşlar karşısında kalıcı çözümler tarif edilecek bir ortak akıl hareketi olduğunu belirten Başkan Tunç Soyer, “İzmir’de büyük bir kararlılıkla yürüttüğümüz tarım stratejisi iyi, temiz ve adil gıda üretiminin tek yolunun doğru tarımsal planlama olduğunu ispat etti” dedi.

    Türkiye’nin ilk çoban haritasının İzmir’de yapıldığını belirten Başkan Soyer, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

    “Bu çalışmayı, bir yıl önce açılışını yaptığımız İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’nde hazırladık. Uzman ekiplerimizin karış karış gezerek belirlediği 4 bin 658 çobanın ürettiği sütleri, piyasa değerinin yaklaşık iki katı bedelle satın almaya başladık. İzmir’de üretilen küçükbaş sütünün onda birine talip olmamıza rağmen tamamının fiyatını regüle ettik. Koyun Keçi Yetiştiricileri Birlikleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği rakamı taban fiyatı olarak açıkladı. Bu sayede kuraklık ve yoksullukla mücadelede çok önemli bir yeri olan küçükbaş sütünü İzmir ekonomisine kazandırdık. Mart ayından bugüne kadar kooperatiflerimiz aracılığı ile 16,5 milyon liralık küçükbaş sütü aldık ve tamamından peynir yaptık. Peynirlerimizi yine kooperatiflerimiz üretti. Bunları işlemek, peynir yapmak için 5 milyon liralık üretim masrafı yaptık. Toplamda 40 milyon liralık peynirimiz oldu. Sadece dört ayda ve yalnızca tek bir kalem ürün üzerinden 18,5 milyon liralık katma değer yarattık. Üstelik bunu belediye şirketlerimiz üzerinden, tek bir kuruş kamu kaynağını israf etmeden yaptık. Elde ettiğimiz bu katma değer sayesinde yüzlerce gencimize istihdam sağladık. Süt üretimini bırakan onlarca küçük üretici mesleğine geri döndü. Bergama’da kapanma noktasına gelen kooperatifler yeniden canlandı.”

    “YERLİ VE MİLLİ TARIMI YENİDEN BAŞLATIYORUZ”

    Başkan Soyer mera hayvancılığı için yapılan uygulamaları da atalık tahıllar, zeytin, kıyı balıkçılığı ve üzüm gibi sulama istemeyen meyveler ile yaptıklarını belirterek, “Yani, yerli ve milli tarımı yeniden başlatıyoruz. Bölgemizin doğasıyla uyumlu bu beş ürün grubunun değerini henüz yeterince bulamadığı aşikar. Hâlbuki bunlar dünyada olağanüstü rekabet gücüne sahip, katma değeri çok yüksek ürünler. Tüm dünyaya göğsümüzü gere gere sunabileceğimiz ürünler. Her biri, kuraklık ve yoksullukla mücadele için uyguladığımız Başka Bir Tarım Mümkün vizyonumuzun birer ayağını oluşturuyor. Örneğin, bu yıl yedi lira olarak açıklanan buğday taban fiyatına İzmir’de 14 lira veriyoruz. Fakat burada özel bir koşulumuz var. Satın aldığımız buğday karakılçık gibi atalık tohumlardan üretilmiş olmalı” dedi.

    İNSANLIĞIN İÇİNE DÜŞTÜĞÜ TÜM KRİZLERİ ÇÖZEBİLMEK İÇİN BİR ARAYA GELECEĞİZ

    Terra Madre Anadolu’yu özellikle beş ürünün daha iyi tanıtılması, anlatılması çerçevesinde tasarladıklarının altını önemle çizen Başkan Soyer şöyle devam etti:

    “Bu anlatım, güçlü bir turizm potansiyelini de ortaya çıkarmış olacak. Bu olağanüstü lezzetler Urla Bağ Yolu’nda ve tüm İzMiras rotalarında gün yüzüne çıkacak. İşte bu, başka bir turizm demek. Deniz, kum, güneş klasiği ve her şey dâhil beş yıldızlara hapsedilmiş turizm modeli İzmir’in refahını büyütmüyor. Bu nedenle tarım, gastronomi, tarih ve kültür ile buluşan sürdürülebilir ve başka bir turizm modelinin önünü açıyoruz. Anadolu’nun farklı yerlerinden gelen çiftçilerimiz, çobanlarımız, balıkçılarımız ve onların kurduğu kooperatifler önümüzdeki Eylül ayında İzmir’de buluşacak. Ürünlerini doğrudan dünya pazarına sunma şansına kavuşacak. Dahası, biz hepimiz, insanlığın içine düştüğü tüm krizleri çözebilmek için Terra Madre Anadolu’da bir araya geleceğiz. Ekolojik, ekonomik ve sosyal demokrasinin güçlendiği yeni bir yaşamın yol haritasını hep birlikte çizeceğiz.” 

    “KURDA, KUŞA, AŞA…”

    Başkan Soyer, sözlerine Terra Madre Anadolu’nun ufkunu tarif eden manifesto metnini okuyarak son verdi:

    “Kurda, kuşa, aşa. Anadolu kadınının tohum serperken söylediği bu kısa cümle, belki de sürdürülebilirliğin en eski tanımlarından biridir. Doğadaki diğer varlıklar ve birbirimizle kurmamız gereken ilişkinin aritmetiğini ortaya koyar. Bir rızkımıza, iki dünyaya. Kadim Anadolu kültürüne göre yeryüzündeki yaşamı daim kılmanın yegâne formülü budur. Kurda, kuşa, aşa ifadesi, birey olma duygusunu kutsayarak ilerleyen kapitalizme karşı binlerce yıl öncesinden günümüze uzanan bir meydan okumadır. İstedik ki, Terra Madre Anadolu başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan herkes için bir meydan olsun. Buluşmamızda, insanın gözü dönmüş zenginlik arzusunu bereket ile sınayacağız. Bunu, 8500 yaşındaki İzmir şehrinin orta yerinde, Kültürpark’ta bir sofra kurarak gerçekleştireceğiz. Soframıza tek sözcüklük bir isim vermek istersek, herhalde bu ‘uyum sofrası’ diyeceğiz. Bu uyumu dört başlıkla tarif ediyoruz. Birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve gelecekle uyum. Terra Madre Anadolu, insanın yaşamla uyumunu çoğaltmak için atılmış bir adım, Akdeniz’den dünyaya yayılan bir döngüsel kültür hareketidir. Hareketimiz, lezzete dair yeni bir tarif üretmenin ve böylelikle daha iyi, temiz ve adil bir dünyada yaşamanın bir çabasıdır. Lezzet, damak tadından daha büyüktür. Tarladan sofraya gıdanın üretimini mümkün kılan tüm insanların ve diğer canlıların beraberce alması gereken bir hazdır. Terra Madre Anadolu’ya göre, içindeki kuşları zehirleyen bir buğday tarlasından lezzetli bir ekmek pişirmek de mümkün değildir. Biz, lezzeti mayalayan dağlara, rüzgâra, tohuma ve suya, tıpkı yemeği pişiren el mayası gibi saygı duyuyoruz. Lezzet tılsımını mutfak, şef ve tarif üçgeninin sınırlarının dışına çıkararak, ait olduğu yerle, doğayla buluşturuyoruz. İki komşudan biri açken, diğerinin tok yattığı bir yerde lezzetten söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle refahı büyütmeyi ve yoksullukla mücadeleyi kendimize dert ediyoruz. Tüm insanların ve diğer canlıların gıda hakkını savunuyoruz. Terra Madre Anadolu’ya göre sofra, bir tüketim alanı değil, paylaşım meydanıdır. Bu sofra, gücünü arttıkça eksilten zenginlik yerine, paylaştıkça çoğaltan bereketten alır. Eylül 2022’de, yaşamı daim kılmak için İzmir’in çok sesli, çok renkli ve çok nefesli bereket sofrasında buluşacağız. Söyleyecek sözü, uzatacak eli ve paylaşacak aşı olan herkesi Terra Madre Anadolu imecesine davet ediyoruz. Yeter ki artsın, eksilmesin. Taşsın dökülmesin. Yaşam, daima!”

    ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ BİR ARAYA GELECEK

    İyi, temiz, adil gıdayı savunan Slow Food’un (Yavaş Gıda) önderliğinde iki yılda bir İtalya’nın Torino kentinde yapılan uluslararası gastronomi fuarı Terra Madre, İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) ile eşzamanlı olarak “Terra Madre Anadolu” adıyla 2-11 Eylül 2022 tarihleri arasında Kültürpark’ta düzenlenecek.

    Fuara sadece İzmir değil, tüm Türkiye, Akdeniz ve dünyadan yerel üreticiler katılacak. Fuarla Anadolu’nun ve du¨nyanın dört yanından çiftçiler, çobanlar, balıkçılar, ekonomistler, entellektu¨eller, ekolojistler, antropologlar, yazarlar, filozoflar, aşçılar, üretici birlik ve kooperatifleri ile sağlıklı, iyi, adil ve temiz gıdaya ulaşmak isteyen tüketiciler “Başka Bir Tarım Mu¨mku¨n” vizyonu ile İzmir’de buluşacak.

    Anadolu mutfağının ve tarım ürünlerinin tüm örneklerinin buluşacağı fuarda, bugüne kadar ürettiğini pazarlamakta zorlanan üreticiler, kadimden gelen yerel ürünlerini tüm dünyaya aracısız olarak tanıtacak. Fuar kapsamında üreticiler aynı zamanda bir araya gelerek sorunlarını konuşma fırsatı bulacak.

    Terra Madre Anadolu ile tüketiciler de ürünlerin arkasındaki çiftçiyi, balıkçıyı ve üreticiyi keşfetme fırsatı yakalayacak. Sağlıklı gıdaya erişim ve tarım konusunda çok sayıda panel ve çalıştay yapılacak. Değişen gıda sistemleri bütüncül bir şekilde ele alınırken, dünyanın lezzetleri İzmir’le, İzmir’in lezzetleri dünyayla buluşturulacak.

  • SİNOP’A YILLAR SONRA İLK KRUVAZİYER GEMİSİ DEMİRLEDİ

    Karadeniz’in önemli liman ve turizm merkezlerinden birisi olan Sinop’a 5 yıl aradan sonra ilk kruvaziyer gemisi olan Astoria Grande 937 kişiyle yanaştı. İskeledeki bir esnaf, “Geminin gelmesi bizi heyecanlandırdı. Ama boş. Onları hazır bir şekilde karşılamak istedik. Ama şu ana kadar en ufak bir şey yok” dedi. 

    Karadeniz’in önemli limanlarından ve turizm merkezlerinden birisi olan Sinop’a 5 yıl aradan sonra ilk kruvaziyer gemisi demirledi. Sinop İskelesine demirleyen gemide toplam 937 kişi bulunuyor.

    2017’DEN BERİ İLK ZİYARET

    Rusya’nın Soçi limanından hareket eden Panama bandıralı Astoria Grande adlı kruvaziyer gemi, 607 yolcu ve 330 mürettebat ile Sinop’a yanaştı. Uzun bir aranın ardından Sinop’ta özlemle beklenen kruvaziyer turizmine başlandı. Bu ziyaret 2017 yılından bu yana yapılan ilk ziyaret olarak kaydedildi. İstanbul Galataport’a uğrayan gemi, Çanakkale Bozcaada ve tekrar Soçi’ye dönmeden önce son durağı Sinop’a 607 yolcusu ve 330 mürettebatı toplam 937 kişiyle Sinop iskelesine demir attı. Yüzde 95 Rus ağırlıklı turistler gün boyu kentin sahili başta olmak üzere müzelerini ve tarihi yerleri gezecekler.

    Kültür ve Turizm İl Müdür Vekili Metin Süren, “En son kruvaziyer gemisi 2017 yılında gelmişti. Daha sonra pandemi ve savaş sebebiyle seferler iptal edilmişti. Ekim ayına kadar toplam 15 seferle kruvaziyer gemilerimiz Sinop İskelesine demirleyecekler” dedi.

    “1 DOLAR VERDİ, DOLARIN ÜSTÜNÜ ÖDEYEMEDİK”

    Sinop İskelesi önünde hediyelik eşya satışı yapan esnaf Hüseyin Özdemir, “Geminin gelmesi bizi heyecanlandırdı. Ama boş. Eskiden geliyorlardı. İyiydi. Biz sabah erken kalktık tezgahımızı düzenledik. Onları hazır bir şekilde karşılamak istedik. Ama şu ana kadar en ufak bir şey yok. Sadece bir kişi geldi. Tabak aldı. Onu alırken de Türk parası çıkmadı. 1 Dolar verdi. Doların üstünü ödeyemedik. Birkaç TL zararına satışı yaptık. Alışveriş olsun dedik. Yemek yesinler. Dolaşsınlar. Umudumuzu kaybetmedik ama yarı yarıya umudumuz azaldı” dedi.

    Sinop İskelesi önünde esnaflık yapan esnaf Tuncel Ülgen, “Biraz siftah ettik. Doları siftah ettik yani. Şu anda turistler geziyorlar. Belki gemiye dönerken uğrarlarsa daha iyi olur” diye konuştu.

    Görüntü dökümü:
    *Hüseyin Özdemir
    *Tuncel Ülgen
    *Detay görüntüler