Kategori: Yurt

  • EFELER BELEDİYESİ CHP’NİN KADIN ÇALIŞTAYI’NA KATILDI

    EFELER BELEDİYESİ CHP’NİN KADIN ÇALIŞTAYI’NA KATILDI

    Efeler Belediyesi, CHP Yerel Yönetimler Vizyon Gelişim Ofisi tarafından Ankara’da düzenlenen “Belediyelerde Kadın Çalışmaları Çalıştayı”na katıldı.

    CHP Genel Merkezi’nde 22 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirilen çalıştayda, Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay’ın ilçede yaşayan kadınlara yönelik hayata geçirdiği örnek projeler tanıtıldı. ‘Belediyelerde Kadın Çalışmaları Çalıştayı’ belediyelerin kadın çalışmalarının geliştirilmesi, iyi uygulama örneklerinin paylaşılması, kadınların, ekonomik, sosyal, kültürel katılım gibi hizmetlere erişim konularında yaşadıkları sorunlara çözüm önerilerinin ortaya konulması ve belirli plan ve programlar dahilinde yürütülmesi çalışmalarına destek olunması amacıyla düzenlendi. 110 belediyeden 134 temsilcinin katıldığı çalıştaya, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka da katıldı. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği de çalıştaya gönüllü eğitim desteğinde bulundu.

    CHP Yerel Yönetimler Vizyon Gelişim Ofisi’nin düzenlediği çalıştayda, Atay’ın kadınların sosyal hayata katılmaları, ekonomik olarak özgürleşmeleri ve daha mutlu bir yaşam sürebilmelerine destek olmak için hayata geçirdiği proje ve hizmetler de tanıtıldı. Bu kapsamda, sadece kadınların istihdam edildiği yüzde yüz Kadın Emeği Tarımsal Ürün Fabrikası, çalışan annelerin çocukları için gündüz bakımevleri, ücretsiz psikolojik destek ve danışmanlık sunan psiko-sosyal destek ve beslenme danışmanlığı merkezleri, sosyalleşebilecekleri hanımevleri gibi projeler ile kadınlara yönelik İngilizce eğitimi gibi hizmetler hakkında bilgiler verildi.

  • TUNCAY ÖZKAN’DAN BAŞKAN HÜRRİYET’E DESTEK: “BAŞKANI DEĞİL İZMİT HALKINI CEZALANDIRIYORSUNUZ”

    TUNCAY ÖZKAN’DAN BAŞKAN HÜRRİYET’E DESTEK: “BAŞKANI DEĞİL İZMİT HALKINI CEZALANDIRIYORSUNUZ”

    CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in araç satın alınması talebini belediye meclisinde reddeden Cumhur İttifakı grubuna seslenerek, “Cezalandırdığınız başkanımız değil İzmit halkıdır” dedi.

    İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in, belediye meclisinde hizmet araçlarının satın alınması talebi AKP ve MHP’lilerin oylarıyla reddedilirken destek mesajları gelmeye devam ediyor. CHP Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan da bu duruma tepki gösterdi.

    Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Cumhur İttifakı grubuna seslenen Tuncay Özkan, “Cezalandırdığınız başkanımız değil İzmit halkı. Bu unutulmaz. İlk seçimde bu engellemelerin faturasını halk size kesecek” dedi.

     

  • İYİ PARTİLİ ÖRS: “İYİ PARTİ KARADENİZ’DE DE OYUNU ARTTIRAN TEK PARTİ”

    ESRA NUR PERVAN

    İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, “İYİ Parti Karadeniz’de de oyunu arttıran tek parti ve Meral Akşener’de milletin umudu olmuştur. Karadeniz ayakta ve İYİ Parti iktidarı yakındadır” dedi.

    İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örz, İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Azmi Kuvvetli ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

    İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Azmi Kuvvetli, “Trabzon esnafı can çekişiyor. Son zamanlarda Arap turizmi Trabzon esnafının yüzünü güldürdü ben sahada görüyorum. Esnaf diyor ki özellikle konfeksiyoncular, memnunlar. Ama günde 100 tane müşterisi varsa 99’u turist. Belki de turistlerin yüzde 99’u Arap. Bu Arap turizmine karşı insanlarımızın bize yakışır misafirperverliklerini göstermediklerini zaman zaman görüyorum ve üzüntü duyuyorum. Misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlayıp bir daha şehrimizi ziyaret edecek, onlara zihinlerinde anılar bırakmamız lazım” dedi.

    “BU TARTIŞMALAR BİR AN ÖNCE SONLANDIRILMALIDIR”

    İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs de Arap ve Körfez ülkelerinden gelen turistlerle ilgili başlatılan tartışmaların bir an önce son bulması gerektiğini dile getirdi. Örs, şunları söyledi:

    “Son günlerde bir uçak tweetiyle, başlayan ülkemizde ve bölgemizde misafir olan Arap ve Körfez ülkelerinden gelen turistlerimizle ilgili başlatılan bu tartışmaların bir an önce sonlandırılması lazımdır. Bölgemize ve ülkemize de zarar veren hale gelmiştir. Biz Türkler misafirperver insanlarız. Misafirlerimiz bizim baş tacımızdır. Turistleri dil, din, renk, mezhep gibi ayrımlarla ayırmak oldukça yanlıştır. Trabzon üzerinden birtakım insanların olumsuz algılar yapmasının önüne geçmek gerekir. Bu durumu ortadan kaldırmalıyız. Pandemiyle geçen 2 yılda esnafların yüzü güldü. Bu noktada topyekûn Trabzon olarak ortak bir tavır almamız gerekir. Bu tür ifadelerin insanların kıyafetleri, renkleri yemek alışkanlıkları üzerinden sosyal medya üzerinde yapılan olumsuz yorumların önüne bir an önce geçilmesi gerekiyor.”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Karadeniz programını da değerlendiren Örs konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bu son Karadeniz ziyareti gösterdi ki; bölge insanımız mevcut AK Parti yönetiminden umudunu kesti ve değişim istiyor ve bunu da açık açık dile getiriyor. Vatandaşlarımız işsizlikten şikayetçi, vatandaşlarımız hayat pahalılığından şikayetçi, vatandaşlarımız her geçen gün yapılan zamlardan şikayetçi, çiftçilerimiz ürünlerinin para etmediğini, ilaca, gübreye, mazota para yetiştiremediklerini ifade ediyorlar ve geçmişte Ak Parti’ye oy veren birçok vatandaşımız artık AK Parti’ye ‘oy yok’ diyorlar.  Bunu birçok yerde açık açık söylediler. Meral Akşener ve İYİ Parti iktidarına güvenlerini dile getirdiler.  Bu ifadelerin Karadeniz’de Bölgesinde söyleniyor olması bizler için ayrı bir önem arz etmektedir.  Bölgede geçtiğimiz seçimlerde Ak Parti’nin Türkiye ortalamasının üzerinde oy aldığı gerçeğini de göz önünde bulundurursak, Karadeniz seçmeninin AK Parti’ye verdiği desteğin hızla azaldığını ve eridiğini; sahada gördüğümü söylemek istiyorum. İnsanların kendilerinden olan, kendilerine dokunan, kendi dertleri ile dertlenen bir lider arayışında olduğunu Sayın Meral Akşener’e gösterilen ilgi ve sevgiden anlıyoruz. Onun için diyorum ki; İYİ Parti Karadeniz’de de oyunu arttıran tek parti ve Meral Akşener de milletin umudu olmuştur. Karadeniz ayakta ve İYİ Parti iktidarı yakındadır.”

    “BU YIL FINDIK FİYATININ EN AZ 74 LİRA OLMASINI TEKLİF EDİYORUZ”

    Örs “Bir an önce milli bir fındık politikası uygulanmalı ve kaynakların etkin kullanımı sağlanarak fındık üretiminin yapıldığı bölgelerimizde sürdürülebilir bir tarım oluşturulmalıdır” dedi. Örs, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

    “Bölgemizin iki temel ürünü fındık ve çay ile ilgili görüşlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum.  Ülkemiz dünya fındık üretim sahalarının yaklaşık yüzde 80’ine üretiminin ise ortalama yüzde 70’inе sahiptir. Günümüzde fındık Türkiye’nin en önemli sınai tarım ürünlerinden biri olmasının yanı sıra üretiminin gerçekleştirildiği bölgelerde önemli bir geçim kaynağı durumundadır. Büyük bölümü belirli ölçeğin altındaki üretim alanlarında fındık yetiştiren üreticilerin, karşı karşıya kaldığı ekonomik sorunlar başta olmak üzere çeşitli nedenlerle köyden kente göç etmeleri nedeniyle üretim alanlarından uzakta şehir ve büyükşehirlerde yaşamaları fındık üretimini asli uğraş olmaktan çıkarmıştır. Fındıkta en önemli sorunumuz üretimin azalmasıdır. Ulusal Fındık Konseyi, 2005 yılında dünyada yüzde 79 seviyesinde olan üretim miktarımızın 2021’de yüzde 69’a gerilediğini, rakip ülkelerin üretimleri sürekli artarken Türkiye’de de bunun tam tersi yönde bir durumun söz konusu olduğunu açıklamıştır. Fındık hala Türkiye için ithal edilemeyen ürünler arasında yerini korumaktadır. Bu anlamda bu üretim kapasitesinin artırılması ve rakip ülkelerin üretimlerinden ülkemizin herhangi bir zarar görmemesi için yapısal sorunların zaman kaybedilmeden bertaraf edilmesi gerekmektedir.

    “SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM OLUŞTURULMALI”

    Yabancı sermayeli şirketlerin üreticimiz ve ülkemiz için herhangi bir baskı oluşturmaması için bir an önce milli bir fındık politikası uygulanmalı ve kaynakların etkin kullanımı sağlanarak fındık üretiminin yapıldığı bölgelerimizde sürdürülebilir bir tarım oluşturulmalıdır. Fındık fiyatı, alımı ve fındık zararlılarının oluşturduğu sorunlar ile ilgili TBMM’de birçok önerge verdim, TBMM kürsüsünde defalarca konuştum sorunları dile getirdim. Bu günlerde Üreticinin beklentisi emeğinin karşılığını alabildiği bir fiyatın belirlenmesi ve alımlara başlamasıdır. İYİ Parti olarak biz; bu yıl fındık fiyatının en az 74 lira olmasını teklif ediyoruz. Belirlediğimiz bu fiyat üreticimizin dertlerine dermen olabilecek makul bir rakamdır diye düşünüyoruz. Aksi durumda yerli ürünümüz fındığı üreten binlerce vatandaşımız ne yazık ki; yine yabancı bir şirketin ve özel firmaların insafına bırakılmış olacaktır. Bunun yanında son yıllarda fındık bahçelerinde görülen hastalık ve birçok zararlarının etkisiyle fındık üretimini gittikçe zorlaşmaktadır.

    “ÇAYKUR KÖTÜ İDARE EDİLMEKTEDİR”

    Yine bölgemiz ve ülkemiz için çok önemli bir ürün olan çay ile ilgili de bir şeyler söylemek isterim. Ülkemizde çay, başta Rize olmak üzere, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde üretilmektedir. 2021 yılında 203 bin 381 yaş çay üreticisi ile 788.988 dekar çaylık alanın kaydı vardır. Öncelikle sektörde en köklü konumda olup, pazar payı açısından da oldukça hatırı sayılır bir yerde bulunan ÇAYKUR’un durumunu bir analiz edelim. ÇAYKUR çok değerli bir marka ve hem bölgedeki dengeler hem de ülke açısından stratejik öneme sahip bir kurum. İşte bu kurum yani ÇAYKUR 2017’dan bu yana kar etmiyor ve 2017’den 2021’e toplam zararı da 2,6 milyar TL’yi aşıyor. Burada ÇAYKUR’un 2017 yılında varlık fonuna devredildiğine dikkatlerinizi çekmek isterim. Çay üretiminde dünya ’da ilk 5-6’da dünya kişi başına çay tüketiminde birinci sıradayız, ama çayın en büyük kurumu ÇAYKUR zarar ediyor. ÇAYKUR, AK parti döneminde kötü idare edilmektedir. Zararı katlanarak artan bir kurum hâline getirilmiştir. Siyaset, ÇAYKUR’dan elini çekmeli, AK Parti; ÇAYKUR’u ‘depo makamı’ olarak kullanma alışkanlığından vazgeçmelidir. AK Parti geçtiğimiz dönem TBMM’ye bir ‘çay kanun teklifi’ getirdi. Görüşmeler başlamadan teklifin gelecek yasama dönemine bırakıldığı imza sahipleri tarafından açıklandı. Bu kanun teklifini kimin hazırladığı da tartışmalara neden oldu. Ortada bir teklif var, ama teklifi kimin hazırladığı tam bir soru işareti. Kanun teklifinde yaş çay fiyatını belirleme yetkisi verilen ulusal Çay Konseyi’nin Başkanı ‘Bize, kanun teklifinde ulusal çay konseyi olarak yaş çay taban fiyatının belirlenip ilan edilmesi, açıklanması gibi bir görev addedildi. Çok net söylüyorum, bu ne bizim talebimizdir ne de biz üzerimize böyle bir mükellefiyet alacak kadar ve bu tepkileri kamuoyundan geleceğini bilerek bunu yapacak kadar da küçük düşünceler içerisinde olmadık’ açıklamasında bulundu ve ilave etti ‘Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin hazırladığı taslakta da böyle bir şey yok! Teklif bu haliyle çay üreticilerini adeta yok saymış, çayın ve çay üreticisinin geleceği özel sektörün insafına terkedilmiştir. Bölgedeki tüm Ziraat Odaları bu duruma tepkilidir ve tepkilerini açık olarak ifade etmektedirler.”

     

  • LÜTFÜ SAVAŞ: EXPO 1 MİLYON 200 BİN ZİYARETÇİYİ AŞTI

    LÜTFÜ SAVAŞ: EXPO 1 MİLYON 200 BİN ZİYARETÇİYİ AŞTI

    Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, EXPO 2021 Hatay’ın 1 milyon 200 bin ziyaretçiyi aştığını açıkladı.

    Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, katıldığı bir televizyon programında Hatay gündemini değerlendirdi. Antakya EXPO alanında yapılan yayında, EXPO 2021 Hatay’ın 1 milyon 200 bin ziyaretçiyi aştığını müjdeleyerek söylerine başlayan Lütfü Savaş, “EXPO dünyadaki 3. büyük organizasyondur. Yaklaşık 3 yıl bu organizasyona hazırlandık. EXPO 2021 Hatay’ı kentte ticaret, turizm ve tarıma katkı sağlamak amacıyla yapılmış bir merkez olması için tasarladık. Şu an beklentilerimizin üzerinde bir ziyaretçi sayısına ulaştık. Ziyaretçi sayımız 1 milyon 200 bini geçti” dedi.

    EXPO’yu ziyaret edenleri nelerin beklediğini de paylaşan Savaş, “Tarım, ticaret, gastronomi, fuarlar için buraya gelmelisiniz. Medeniyetler bahçemiz var, fuar alanımız ve amfitiyatromuz var 11 büyükşehirimizin kendi değerlerini yansıttığı bahçeler var. Tüm bu eserler kalıcı ziyaretçilerimiz bu eserleri ziyaret ederek Hatay mutfağını da tanıyabiliyor. Çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimine katkı sağlayan alanlarımız var. 5. yy.dan günümüze gelen ve dünyada 5 tane örneği olan bir şapele rastladık. Şapeli bu alanda sergiliyoruz. 40 ton ağırlığında, 16 milyon küp taşla bin 600 metrekarelik bir mozaik yaptık. Hatay’ın tarihi ve kültürel geçmişini yansıtıyor” diye konuştu.

    “YALNIZ BIRAKILDIK”

    Program sunucusunun yönelttiği, Hatay Büyükşehir Belediyesinin EXPO 2021 Hatay’ı inşa ederken hükümetten herhangi bir destek alıp almadığı sorusuna Başkan Savaş söyle yanıt verdi:

    “Hatay 16 yıl bağımsızlık mücadelesi vermiş ve sonra tek başına devlet olmuş ve ardından ana vatana katılmış bir şehir. Sanırım bu yüzden bizim kendi başımızın çaresine bakacağımızı düşündüler. Ve bu organizasyonu yaparken yalnız bırakıldık. Bu alanlarda gördüğünüz eserlerin hepsi halkın vergileriyle bize ödenen ödenek ile yapıldı. Her şeyi belediye bütçesi ile yaptık. Ankara’da kapılar tek tek yüzümüze kapandı.”

    “İLKLERİN VE ENLERİN ŞEHRİ HATAY’I TÜM DÜNYA TANIMALI”

    İlklerin ve enlerin şehri Hatay’ı tüm dünyanın tanıması için emek verdiklerini belirten Lütfü Savaş, “Roma Dönemi’nde dünyanın en büyük ikinci şehri olma unvanına sahip bir şehir. İlk olimpiyatların yapıldığı şehir. Bu şehri tüm dünyanın tanıması gerekiyor” dedi. Lütfü Savaş, EXPO Antakya alanında bulunan ve Hatay’ın tüm yönleriyle nakış gibi işlendiği, önemli bir eser olan Ortak Varoluş Mozaiği’nin Guinness Rekorlar Kitabına girdiğini belirtti.

     

  • İZMİT FETHİYE CADDESİ’NDE ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR

    İZMİT FETHİYE CADDESİ’NDE ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR

    İzmit Belediyesi tarafından Fethiye Caddesi ve yan yolları yeniden düzenleme projesi kapsamında üstyapı çalışmaları devam ederken ekipler Sabri Ekmen Sokak’ta doğal taşları yerleştiriyor.

    İzmit Belediyesi’nin öncülüğüyle hem altyapı hem de üstyapı çalışmalarının yapıldığı Fethiye Caddesi ve yan yolları yeni, modern ve şık görünüme kavuşmaya adım adım yaklaşıyor. Bu kapsamda çalışmalarına gece gündüz devam eden ve Fethiye Caddesi ile Şaban Sarıgülle Sokak’ta taş kaplama çalışmalarını büyük oranda tamamlayan ekipler Sabri Ekmek Sokak’ta doğal taş kaplamaları zeminle buluşturuyor.

    İnsanoğlunun kullanmış olduğu ilk inşaat malzemesi olarak değerlendirilen doğal taşlar Sabri Ekmen Sokak’a yerleştiriliyor. Tarih boyunca birçok anıt ve yapıtta kullanılan, güzelliği ve dayanıklılığı nedeniyle Avrupa’da da tercih edilen doğal taşlar bölgeye modern bir görünüm kazandıracak. Aynı zamanda çevreye duyarlı olan doğal taşlarla yapılan zemin, uzun yıllar sağlam kalarak ekonomiye de katkı sağlayacak.

  • ARGUVAN ULUSLARARASI TÜRKÜ FESTİVALİNDE ‘EKONOMİ VE HAYAT’ KONULU PANEL DÜZENLENDİ… GAZETECİ ÇAPA: “TÜRKİYE’DEKİ EKONOMİK MODELE BENİM VERDİĞİM İSİM ‘ERDOĞANOMİCS.’ AKIL VE BİLİMLE HİÇBİR ALAKASI YOK”

    ARGUVAN ULUSLARARASI TÜRKÜ FESTİVALİNDE ‘EKONOMİ VE HAYAT’ KONULU PANEL DÜZENLENDİ… GAZETECİ ÇAPA: “TÜRKİYE’DEKİ EKONOMİK MODELE BENİM VERDİĞİM İSİM ‘ERDOĞANOMİCS.’ AKIL VE BİLİMLE HİÇBİR ALAKASI YOK”

    Gazeteci Emin Çapa ve Barış Terkoğlu, 15. Arguvan Uluslararası Türkü Festivali kapsamında düzenlenen “Ekonomi ve Hayat” konulu panelde Arguvanlılarla bir araya geldi. Terkoğlu, “Türkiye’de herhangi bir mahkemeye gittiğinizde zenginle yoksul aynı hukukla yargılanıyor diyebilir misiniz? Ben diyemem, bunun kitabını yazdım” dedi. Çapa ise, “Şu anki Türkiye’deki ekonomik modele benim verdiğim isim ‘Erdoğanomics.’ Akıl ve bilimle hiçbir alakası yok” diye konuştu. 

    Gazeteci Emin Çapa ve Barış Terkoğlu, 15. Arguvan Uluslararası Türkü Festivali kapsamında dün ‘Ekonomi ve Hayat’ konulu panelde konuştu. Arguvan Belediyesi Çay Bahçesi’nde düzenlenen panele; CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş ve İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz ile çok sayıda davetli katıldı.

    “DÜNYADA EN UZUN VADELİ YATIRIM İNSANDIR”

    Gazeteci Emin Çapa, panelde yaptığı konuşmada, “Bu ülke bizim ülkemiz ama aslında bu ülke benim çocuklarımın, doğmamış torunlarımın ülkesi. Biz Türkiye’de genelde çok kısa vadeli çıkarlara bakarız. Kısa vadeli çıkarlara bakan her millet eninde sonunda gelir duvara toslar. Hiçbir şekilde kısa vadeli bakan insanların uzun vadede çıkar elde edebildiği bir dünya, bir tarih yok. Her zaman için uzun vadeli bakmamız gerekir. Dünyada en uzun vadeli yatırım insandır” ifadelerini kullandı. “Dünya, Osmanlı İmparatorluğu yıkıldığında nasıl sallanıyor, çalkalanıyor ve yeni dünya inşa ediliyordu” diyen Çapa, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Osmanlı buna ayak uyduramadığı için buradakiler bir imparatorluk kaybettiler. Bugün dünya ondan daha büyük bir sarsıntı yaşıyor. Yeni bir dünya inşa ediliyor ve benim ülkem bu inşanın bir parçası olmak zorunda. Olmazsa hepiniz kaybedeceksiniz, siz kaybettiğiniz için ülkeniz, çocuklarınız ve torunlarınız kaybedecek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti halkıyla beraber bir beka sorunuyla karşı karşıyadır. Bu beka sorunu yani varlık sorunu, ‘orada şu olmuştu’ değil dünya yeniden inşa ediliyor. Sanayi Devrimi olduğunda atalarımız bunun bir parçası olmadılar ve o yüzden yıkıldı. Dünyanın birden fazla alanı buluşturmaya doğru gidiyor. Bu dünyanın içinde bu ülkenin bir payının olması lazım. Bu payı sağlamak geçmişe bakarak, ‘5 yıl önce böyleydi, 20 yıl önce siz bize bunu yaptınız, 10 yıl önce böyleydi, biz size 6 gol atmıştık Kadıköy’de’ diyerek, buraya gidemeyiz. Dünya başka bir yere giderken sadece inşaat yaparak bir yere gideceğinizi zannediyorsanız size güle güle. Hiçbir geleceğiniz yok. Şu anki Türkiye’deki ekonomik modele benim verdiğim isim ‘Erdoğanomics.’ Akıl ve bilimle hiçbir alakası yok. Ekonomik bilimi bir yanıyla matematiktir. Ama bir yanıyla da bu insanların duygusal kararlarıdır. ‘Erdoğanomics’in içinde ne bu insanlar var ne de matematik var. Onun için hızla yoksullaşıyorsunuz.”

    “CUMHURİYET DEVRİMLERİNİN KAZANIMLARI YIKILIYOR”

    Araştırmacı gazeteci ve yazar Barış Terkoğlu ise “Bugün Türkiye’de özellikle son 20 yılda veri geriye doğru gittiğinizde yaşanan şeyin ben Cumhuriyet devrimlerinin kazanımlarının yıkımı olarak görüyorum. Dünyada cumhuriyet devrimleri hep olarak şunu yaptılar; isterseniz Fransa ya da Rusya’ya gidin isterseniz Türkiye’ye gelin Mustafa Kemal bir devrimci mucizeci değil, dünyanın gittiği yeri görmüş ve o ilkeleri alıp Türkiye’ye uygulamış bir lider. Nasıl Fransa, Rusya ya da Türkiye’de grip olduğunuzda bunun ilacı aynıysa, Mustafa Kemal devrimciliği de Türkiye’deki hastalığın ilacının dünyadakinden çok farklı olmadığını görmüştür” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’de herhangi bir mahkemeye gittiğinizde zenginle yoksul aynı hukukla yargılanıyor diyebilir misiniz? Ben diyemem, bunun kitabını yazdım” diyen Terkoğlu, şunları söyledi:

    “Bana bugün Türkiye’de bazı soyadlarına sahip olanlarla bazı soyadlarına sahip olmayanlar arasında siyasi eşitlik var diyebilir misiniz? Ben diyemem. Daha geçen hafta programı izleyip gördünüz. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan eğitiminin, boyunun, kilosunun, renginin benim için hiçbir önemi yok, sadece Erdoğan soy ismine sahip olduğu için bir uluslararası toplantıda Genel Sekreterin yanında, Savunma Bakanın arkasında, MİT müsteşarının önünde oturuyor. Bana bugün Türkiye’de bazı siyasi partilere üye olmakla başka siyasi partilere mensup olmakla eşitlik var mıdır derseniz, ben yoktur derim. Bazı din ya da inanç demiyorum, dini sömüren örgütlere mensup olanlarla o örgütlere mesafeli duranlarla eşitlik var mıdır derseniz, ben yoktur derim. Bütün bunlar saldırı altında. Bütün bunlar saldırı altında olan, hukuku, hakkı ve anayasası olmayan, örgütlenme özgürlüğü olmayan, işçinin maaşını patronuyla oturup özgürce bir şekilde tartışamadığı ülkelerde Allah aşkına ekonomi olur mu? Hastanesinde doğru dürüst hasta bakılır mı? Hastane binasının ihalesini kimin vereceği, garantili ödemeyi hangi müteahhidin alınacağına bakılır. Hastanede sağlık sisteminin nasıl olacağına bakılmaz çünkü sağlık sistemi bir haktır, bina ise ihaledir. Türkiye Cumhuriyeti’nde cumhuriyet rejimi saldırı altındayken; cumhuriyet rejimi hukukuyla, anayasasıyla çökertilirken, kurumları da çökertildi.”

     

  • MALATYA EMLAKÇILAR ODASI BAŞKANI: “ÇÖZÜM TOKİ’NİN MALATYA’DA ARZI ÇOĞALTMASIDIR. EN AZ 5 BİN KONUTUN YAPILMASI GEREKİYOR. DAR GELİRLİ İNSANLARIN EV ALABİLMESİ İÇİN”

    Malatya Emlakçılar Odası Başkanı Ali Özgül, Malatya’da 2 bin TL’nin altında kira olmadığını, dar gelirlinin ev almakta ve kira ödemekte zorlandığını belirtti. Özgül, “Çözüm TOKİ’nin Malatya’da arzı çoğaltmasıdır. TOKİ’nin üretimi artırması lazım. Özellikle Malatya’mızda en az 5 bin konutun yapılması gerekiyor. Dar gelirli insanların ev alabilmesi için” dedi.

    Malatya Emlakçılar Odası Başkanı Ali Özgül, kiralık ve satılık evlerdeki son durumu değerlendirdi. Özgül, şunları söyledi:

    “Son günlerde yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı yaklaşık dört beş aylık bir durgunluk yaşayan gayrimenkul sektörü; yurt dışından vatandaşlarımızın gelmesiyle, kayısının da piyasaya yavaş yavaş çıkmasıyla hareketlenmeye başladı. Fiyatlar fazla artmadı. Son bir aydır durağan seyrini devam ettiriyor. Satışlar devam ediyor. Fakat dar gelirli vatandaşların konut alma imkanları çok zayıf. TOKİ’nin Malatya’da arzı çoğaltması lazım. TOKİ’nin üretimi artırması lazım. Dar gelirli insanların konut sahibi olabilmesi için Malatya’da özellikle TOKİ’nin binalar üretmesi gerekiyor.  Dar gelirli vatandaşlar konut alamayınca kirada oturmak zorunda kalıyor. Kiracılar, kiraya yönelince evlerin kira bedelleri de artmaktadır. Bugün ilimizde 2 bin TL’den aşağı kira bulunmamaktadır. Bir asgari ücretli bir insan, nasıl 2 bin TL kira verecek? Gerçekten büyük bir sıkıntı var. Bu sıkıntıların aşılması için de arzın akması lazım. Çünkü talep devamlı çoğalıyor. Arz yoktur. TOKİ Başkanlığına görev düşüyor. Özellikle Malatya’mızda en az 5 bin konutun yapılması gerekiyor. Dar gelirli insanların ev alabilmesi için.”

    “2 BİN TL OLMASI GEREKEN KİRAYI 4 BİN TL YAPIYORLAR”

    Kanunen yasak olmasına rağmen bazı ev sahiplerinin 2 bin TL’lik evi 4 bin TL’ye kiraladığını belirten Özgül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Vatandaşlarımız odamıza birçok şikâyetlerle gelmektedir. Vatandaşlar bize gerek yazılı olarak başvurup gerekse telefonla arıyorlar. Özellikle kiracılar bizden bilgi almak istiyor. Buradan çağrıda bulunmak istiyorum. Gayrimenkul sahiplerinin yani ev sahiplerinin biraz vicdanlı davranmaları gerekiyor. Ülkede bir ekonomik sıkıntı var. El birliğiyle bu sıkıntıyı aşmamız gerekiyor. Örneğin adam 5 yıldır bir evde oturuyor. Örneğin kanunen 2 bin TL olması gereken, ev sahibi, ‘ya evimi boşalt ya da kirayı 4 bin TL yap’ diyor. Yani yüzde yüz artması gerçekten hem vicdanen hem ahlaken hem de dinimizce yazıktır, günahtır. Vatandaşları zor durumda bırakmamak lazım. Hepimiz mademki bir gemideyiz birbirimize yardımcı olmamız gerekiyor. Hepimiz taşın altına elimizi koymamız gerekiyor.

    “EV SAHİPLERİ HAKSIZ ÇIKIYOR”

    Özellikle daire sahiplerinin kiracılarına yardımcı olmaları gerekiyor.  Yardımcı olmayan ev sahiplerini de devlet zaten yüzde 25 arttırma kanunu çıkarmış. Burada kiracıyı zor durumda bırakan ev sahipleri burada iyi bilsinler ki kiracılar itiraz ettiklerinde ev sahipleri davaları kaybetmektedir. Bugün adliyede kira konusundan dolayı büyük dosyalar var. Ev sahipleri çoğu davaları kaybetmektedirler. Çünkü kanun var. Yüzde 25 arttıramazsınız diyor. Yüzde 25 arttırdığınız zaman ev sahibi suçlu.”

  • BAŞKAN ELÇİN, İSMET ACAR’A ‘FAHRİ HEMŞEHRİLİK BERATI’NI VERDİ

    BAŞKAN ELÇİN, İSMET ACAR’A ‘FAHRİ HEMŞEHRİLİK BERATI’NI VERDİ

    Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin, Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan ile birlikte yardımsever iş insanı İsmet Acar’ı Bodrum’da ziyaret etti.

    Kafkasör Yaylasında 82.835 m² arena alanın Artvinliler adına Artvin Belediye Başkanlığının satın alması için vermiş olduğu karşılıksız nakit bağış ve Artvin il geneline yapmış olduğu karşılıksız yardımlar için hayırsever iş insanı İsmet Acar’a, Artvin Belediye Meclisinin 02/06/2022 tarih ve 48 sayılı kararı ile verilen Fahri Hemşerilik Beratını, Başkan Elçin takdim etti.

    Elçin, Artvin il geneline yapmış olduğu karşılıksız maddi-manevi katkılar ve Artvinlilere vermiş olduğu değer nedeniyle İsmet Acar’a teşekkürlerini ilettikten sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • BANDIRMA’DA ‘DALÇIK PROJESİ’NDE SONA GELİNDİ

    BANDIRMA’DA ‘DALÇIK PROJESİ’NDE SONA GELİNDİ

    Bandırma Belediyesi’nin trafik yoğunluğunu ferahlatacak ‘Dalçık Projesi’nde sona gelindi.

    Bandırma Küçük Sanayi Sitesi’nde yaşanan trrafik yoğunluğunu azaltmak için hayata geçirilen Dalçık Projesi’nde son aşamaya geçildi. Trafiğin yoğunluğunu ferahlatacak Dalçık Projesi, bir sonraki pazartesi gününden itibaren kullanıma hazır olacak. Çalışmalarda gelinen son aşamayı yerinde inceleyen Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun, “Bandırma Küçük Sanayi Sitesi esnaflarımızın, geçtiğimiz dört dönem boyunca yineledikleri ama sonuç alamadıkları bir talepleri vardı. Göreve gelir gelmez hemen plan ve projesini hazırladık, bölgede gereken kamulaştırmalarımızı yaptık ve artık çalışmalarımızda son aşamaya geldik. Etrafındaki yeşillendirmeler, iç ve dış aydınlatmaları, trafiği rahatlatacak güvenli geçiş avantajıyla Küçük Sanayi Sitesi Dalçık, en geç 1 Ağustos’ta yani haftaya bugün hizmetinizde. Şimdiden sanayi esnaflarımıza ve tüm Bandırma’ya hayırlı olsun” dedi.

     
  • EDİRNE TARIM KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI ERKEN, BUZAĞI DESTEĞİNİN YETERSİZ KALDIĞINI SÖYLEDİ: “BİR MİLYONA YAKIN BUZAĞININ DESTEK ALAMADIĞI SÖYLENİYOR”

    EDİRNE TARIM KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI ERKEN, BUZAĞI DESTEĞİNİN YETERSİZ KALDIĞINI SÖYLEDİ: “BİR MİLYONA YAKIN BUZAĞININ DESTEK ALAMADIĞI SÖYLENİYOR”

    Edirne Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ahmet Erken, buzağı desteklemelerinin kanun çerçevesinde şekillendiğini, üreticinin destek almasının zorlaştığını belirtti. Erken, “Benim en son aldığım bilgilere göre bu askı sonucunda bir milyona yakın buzağının destek alamadığı söyleniyor” dedi.

    Edirne Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ahmet Erken, buzağı desteklerinde mağduriyet yaşandığını açıkladı. Erken, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “2021 ikinci dönem buzağı desteklemelerinin askıya çıkılmasından sonra üreticilerimizden, kooperatif başkanlarımızdan, kooperatif ortaklarından ve diğer hayvancılık yapan kişilerden almış olduğumuz büyük tepkilere istinaden konuyu açmak istiyorum. 18-29 Temmuz aralığında çıkan askıda itiraz süresi başladı ama başladığında çok büyük mağduriyetler olduğunu tespit ettik. Geriye dönük baktığımızda da 7 Aralık 2021 tarihinde 31 bin 682 nolu Resmî Gazetede yayınlanan kanun ile buzağı- üreme parametresine göre desteklemelerin bu kanunla şekillendirilmiş olmasından dolayı mağduriyetlerin oluştuğunu biz de sizlerle beraber öğrenmiş olduk. Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği olarak bu konuyla ilgili girişimlerimizi bizler de yaptık. Biz bu kanunun değişmesini istiyoruz. Bu kanunla üreticinin yüzbinlerce buzağısının destek alamadığını, görmüş oluyoruz. Umut ediyorum ki, askıdan inene kadar bu itirazların tekrar gözden geçirilip en azından mağduriyetin yarıya inmesini biz de canı gönülden istiyoruz. Kanunun içeriğine baktığınızda ne kadar zorlaştığını hep beraber görüyoruz. 370 TL olan buzağı desteğinin yüzbinlerle bahsettiğimize göre.”

    “BUNLARI BİZLER TAKİP EDEMEYİZ Kİ”

    Demirhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkan Yardımcısı Ethem Uymaz, yem fiyatlarında ciddi pahalılık olduğunu belirterek, “Köyümüzde buzağı desteklemelerinden dolayı mağduriyetler var. İneğin 9 ayda buzağı yapmasını istiyorlar. Eğer 9 ayda buzağı yapmazsa sistem dışı kalıyor. Bu yüzden mağdurlar çok var. İneğin tohumlaması var. 2-3 ay geçiyor. Bazen tekrarlıyor. Yem pahalı. İneğe bakım da yapılamıyor. Gün geçirmeye bakıyoruz. Burada çoğu işletme kapandı. 3-5 kişi varız, köyde. Brusella aşısı olacakmış. Onlar bizim işimiz değil. Bunları bizler takip edemeyiz ki” dedi.

    “DESTEKLER AZALIRSA ÜRETEMEYİZ”

    Demirhanlı Köyü’nde büyükbaş hayvan yetiştiren Birgül Uymaz, “Buzağılar aynı çocuk gibi bakmaya uğraşıyoruz. Biz alışık olduğumuz için bize zor gelmiyor. Yem pahalı, süt yeni fiyatlandı, ancak yem parasına iyi geliyor. Bu işe devam edebildiğimiz kadar devam edeceğiz. Yapamadığımız zaman satacağız. Destekler azalırsa üretemeyiz” diye konuştu.

    “GÖZ GÖRE GÖRE BATAKLIĞA GİDİYORUZ”

    Hasköy Tarım ve Sulama Kooperatif Başkan Yardımcısı Mehmet Baykal, batma noktasına geldiklerini ifade ederek şunları söyledi:

    “Bu şartlarda hayvancılık çökmek üzere. Bu desteklerden yararlanamazsak, bu buzağı, sütü, yem desteği olabilir. Yararlanamazsak hayvancılığı bırakmak zorunda kalıyoruz. Bizim köyde bir sürü hayvan bakılıyordu, büyük işletmeler satıldı. Bizim köyde 3 hane kaldı. Kişilerde 2,3,5 tane kaldı. Bu şartlarda hayvancılık otomatik bitiyor. Köyümüzde süt üretimiz çok azaldı. Günde 2-3 ton süt üretimi yapılırken şimdi 800 kilograma kadar düştü. Yemi kendimiz ürettiğimiz halde yine de altından kalkamıyoruz. Çıkardığımız mahsulü hayvanlarımıza yedirmek zorunda kalıyoruz. Yediğimiz mahsulden satmış olsak, yıllık kazancımız hayvanlara gidiyor. Hayvanlardan da bunu kazanamıyoruz. Kazanamadığımızdan dolayı da üreticimiz bu işi bırakmak zorunda kalıyor. Göz göre göre bataklığa gidiyoruz. Battığımızdan dolayı yapmamıza gerek yok.”