Kategori: Yurt

  • NAİM SÜLEYMANOĞLU’NUN ANISINI YAŞATACAK PROJEYE İZMİT BELEDİYESİ’NDEN DESTEK SÖZÜ

    NAİM SÜLEYMANOĞLU’NUN ANISINI YAŞATACAK PROJEYE İZMİT BELEDİYESİ’NDEN DESTEK SÖZÜ

    İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, kardeş şehir Mestanlı Belediyesi tarafından yapılacak Naim Süleymanoğlu’nun evinin restorasyon projesine destek verebileceğini söyledi.

    Başkan Fatma Kaplan Hürriyet, 14 Balkan derneği ile Bulgaristan’da gerçekleştirdikleri gezi kapsamında kardeş şehir Mestanlı’yı da ziyaret etti. Mestanlı Belediye Başkanı İlknur Kazım’ı makamında ziyaret eden Hürriyet, iki kardeş şehir arasındaki iş birliklerini arttırmaya yönelik olarak projelerine destek olacaklarının sözünü verdi.

    Mestanlı Belediyesinin, milli halterci Naim Süleymanoğlu’nun doğup büyüdüğü evinin restorasyon projesinin konuşulduğu ziyarette Başkan Hürriyet, projeye İzmit Belediyesi olarak destek olacaklarının sözünü verdi. Başkan Hürriyet, kardeş şehir olarak bu projede yer almak ve Naim Süleymanoğlu’nun anısını yaşatacak olmaktan büyük mutluluk ve onur duyacaklarını belirtti.

  • İZMİT BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI YALÇIN’DAN AKP’Lİ ZEYBEK’E CEVAP

    İZMİT BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI YALÇIN’DAN AKP’Lİ ZEYBEK’E CEVAP

    İzmit Belediye Başkan Yardımcısı Dilek Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile AKP Kocaeli Milletvekili Emine Zeybek’e seslenerek, “Bugüne kadar Kocaeli’ye çivi çakmadın, konu Hürriyet olunca mı milletvekili olduğunu hatırladın” dedi. 

    Dilek Yalçın, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla; Kocaeli Baro Binası’na asılan afiş üzerinden İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e yönelik, “Beceriksizliğini örtbas etmek için beni çalıştırmıyorlar yalanıyla, İzmit halkını 3 yılda 300 milyon lira borçlandırıp, çalışmayarak 3,5 yıl idare ettin. Dayan az kaldı, 2024 de İzmit halkı seni bu işten kurtaracak” açıklamasında bulunan ve paylaşımında ‘sen anladın fatma kaplan hürriyet’ etiketini kullanan AKP’li Zeybek’e cevap verdi. 

    Yalçın’ın yayınladığı mesaj, şöyle:

    “Sen anladın Hürriyet demişsin ama sen bir türlü anlamadın Zeybek! AKP Kocaeli Milletvekili seçildiğinden beri mecliste Kocaeli’nin tek bir taşıyla ilgilenmeyen, kentin yaşadığı sorunlardan bihaber milletvekilliği yapan ama ne hikmetse konu Fatma Kaplan Hürriyet olunca birden bire milletvekili olduğunu hatırlayan Emine Zeybek.

    “İZMİT SİZE 15 SENE DAYANDI”

    BELSA B Blok borca karşılık SGK’ya devredilip İzmit Belediyesi olarak kendi binamızda kiracı durumuna düşerken, SGK’da 80 milyon değerindeki binayı 17 milyon gibi komik bir rakama satarken, İzmit Belediyesi’nin hizmet binaları borçlara karşılık tek tek elden çıkarken İzmit size tam 15 SENE dayandı. Biz artık yaptıklarımızı, icraatımızı, projelerimizi size değil halka anlatıyoruz. Biz size anlatmaktan vazgeçtik, lütfen siz de halka yalan söylemekten vazgeçin.”

     

  • YENİMAHALLE’DE YAZ KONSERLERİ DEVAM EDİYOR

    YENİMAHALLE’DE YAZ KONSERLERİ DEVAM EDİYOR

    Yenimahalle Belediyesi’nin düzenlediği ‘Yaza Merhaba’ konserleri devam ediyor.

    Yenimahalle Belediyesi, yurttaşlara müzikle dolu yaz akşamları yaşatıyor. Yenimahalle Belediyesi Kent Orkestrası sanatçılarının sahne aldığı yaz konserlerinin son durağı Şentepe Kapalı Pazar Yeri oldu. Sanatçılar Sezen Yurtsever, Evren Çelik ve Cem Özbek’in seslendirdiği şarkılar ve türküler ilçe sakinlerinin beğenisini topladı.

    Konserde Şentepe sakinleri, beğenilen Türk Sanat ve Halk Müziği eserlerinin yanı sıra oyun havaları ve halaylarla eğlendi. Yoğun ilgi gören yaz konserine, minik Yenimahalleliler de dans ederek ve oyun oynayarak eşlik etti.

    Yaza Merhaba Konserleri, 30-31 Temmuz Cumartesi/Pazar Batıkent Meydan, 2 Ağustos Salı Ragıp Tüzün Parkı, 4 Ağustos Perşembe Serhat Mahallesi’nde 20.30’da devam edecek.

  • İKİNCİ ULUSLARARASI HORON FESTİVALİ TRABZON’DA BAŞLADI

    ESRA NUR PERVAN

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Trabzon Valiliği’nin destekleriyle bu yıl ikincisi düzenlenen “Uluslararası Horon Festivali”, dün başladı. ‘61 Ülke El Ele Hayde Horona’ sloganıyla, 31 Temmuz’a sürecek olan festivale, 61 ülkenin temsilcisi ile Çeçenistan, Endonezya, Filistin, Gürcistan, Hindistan, İran, Kıbrıs, Kosova, Moldova, Polonya, Rusya, Sırbistan, Ürdün, Yunanistan ve özerk Cumhuriyet Osetya’dan halk oyunları ekipleri katılım sağladı.

    Festivalin ilk gününde sabah kahvaltısında bir araya gelen katılımcılar ardından Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Trabzon Valiliği ziyaretlerinde bulundu. Festival için gelen ekipler daha sonra ise Trabzon Meydan’da kortej yürüyüşü için buluştu. 61 ülke temsilcisinin katıldığı kortej yürüyüşü boyunca halk oyunları ekipleri çeşitli gösteriler sundu. Kortej yürüyüşü, Meydan’dan başlayarak, Uzunsokak ve Maraş Caddesi istikametinden Sahildeki Otobüs Peronlarında son buldu. Daha sonrasında ekipler festival alanı olan Avni Aker Millet Bahçesine hareket etti.

    “GELENEKSEL BİR FESTİVAL HALİNE GELECEĞİNE İNANIYORUZ”

    Festival açılışında konuşma yapan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu şunları söyledi:

    “Bu sene turizm açısından şehrimiz; tarihinin en yoğun dönemlerinden, sezonlarından birini yaşıyor. Şehrimize çok sayıda yerli ve yabancı turist akın etmiş durumda. Bundan Trabzon olarak, Trabzonlu olarak çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. Sıkıcı şehirler gelişmez. Bu şehri daha o nedenle bu şehri daha yaşanabilir hale getirmek için gayretle çalışıyoruz. Bu şehri daha eğlenceli yapmanın en kestirme yolu şehirdeki kültür ve sanat etkinliklerini faaliyetlerini arttırmak. Büyük bir gayret gösteriyoruz. Bugün de önemli bir kültür sanat etkinliklerimizin çok önemlilerinden bir tanesine burada hep beraber start veriyoruz ikincisini düzenliyoruz. Şehrimizde uzun yıllar geleneksel bir festival haline geleceğine inanıyoruz. Trabzon Uluslararası Horon Festivali hepiniz tekrar hoş geldiniz.”

    İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ise “Bugün burada çok güzel bir organizasyon var. Bu organizasyonda emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum. Misafir ülkelerimiz var dünyanın dört bir yanından gelen misafirler gençlerimiz var. Onların halk oyunlarını halk danslarını izleyeceğiz, onlara da hoş geldiniz diyorum. Ayrıca bu tribün bizim için çok önemli. Destanların yazıldığı bir futbol sahasının tribünü şampiyonlukların yaşandığı bir futbol tribünü” dedi.

     

  • NİĞDE’DE ÖZEL BİR DİYALİZ MERKEZİNDE TEDAVİ GÖRÜRKEN RAHATSIZLANDIĞI İDDİA EDİLEN VE HASTANEYE KALDIRILAN ÜÇ KİŞİDEN BİRİ YAŞAMINI YİTİRDİ

    ENES CAN ÖZMEN 

    Niğde’de, özel bir diyaliz merkezinde tedavi görürken rahatsızlandıkları iddia edilen üç kişiden biri yaşamını yitirdi. Niğde İl Sağlık Müdürü Koray Okur, ANKA Haber Ajansı’na; “firma hakkında soruşturma başlattıklarını” açıkladı. Okur, “Ekiplerimiz numune örnekleri aldı. İncelemelerimiz devam ediyor. Hayatını kaybeden vatandaşımızın diyalizden kaynaklı hayatını kaybedip, kaybetmediğini araştırıyoruz” dedi.

    Niğde’de özel bir diyaliz merkezinde tedavi görürken rahatsızlandıkları iddia edilen üç kişinin hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Acil serviste tedavi altına alınan üç kişiden bir kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.

    Niğde İl Sağlık Müdürü Koray Okur, ANKA Haber Ajansı’na; “Firma hakkında soruşturma başlattık. Ekiplerimiz numune örnekleri aldı. İncelemelerimiz devam ediyor. Hayatını kaybeden vatandaşımızın diyalizden kaynaklı hayatını kaybedip, kaybetmediğini araştırıyoruz. Firmanın yaklaşık 190 hastası var. Bunlardan 17’sinin tedavisini hastanemizde yapıyoruz. Yoğun bakımda olan hastalarımızın tedavisi bitti ve normal hayatlarına döndüler” açıklamasını yaptı.

    Aynı diyaliz merkezinde tedavi gören Cemal Yavuz’un eşi Nahide Yavuz ise şunları söyledi:

    “Eşim dokuz aydır diyaliz hastası. Onunla birlikte ben de gidiyorum, tedavisini takip etmek zorundayım. Ama 15-20 gündür, belki de bir aydır problemimiz var, diyalizde. Eşim geldiği zaman enfeksiyon mu kapıyor bilmiyorum, ateşleniyor, 40 derece ateşle yatıyor, baş ağrısı oluyor. Şimdi de Kayseri’yi çıkarttılar. Eşimin Kayseri’ye gidecek durumu yok. Hasta bir annem var. Onu mu takip edeyim, eşimi mi takip edeyim? Eşime yardımcı olun, diyalizinize bir şekilde bakım yapın. İnsanları mağdur etmeyin. Bizim gibi çok insan var, mağdur olan. Sağlık Müdürlüğü’nden, Sağlık Bakanı’ndan rica ediyorum. Bu hastalar diyalize mecbur. Olmazsa olmaz. Bunlar için diyaliz demek, hayat demek.”

    Diyaliz hastası Cemal Yavuz ise “Ben Kayseri’ye gidip geldiğim zaman birkaç gün ben hasta yatıyorum. Çok tehlikeli durum var. Yani benim vücudum götürmüyor artık. Kayseri’ye gidip de tedavi olmak istemiyorum, zorlanıyorum.”

     

     

  • BORNOVA NALDÖKEN PAZAR YERİ İÇİN GERİ SAYIM

    BORNOVA NALDÖKEN PAZAR YERİ İÇİN GERİ SAYIM

    Bornova’da Naldöken Mahallesi’ndeki kapalı pazar yeri için geri sayım başladı. İçerisinde Çocuk Oyun ve Aktivite Merkezi’nin de yer alacağı projenin inşaatı hızla yükseliyor.

    Bornova Belediyesi kısa bir süre önce temeli atılan Naldöken Pazar Yeri bölge halkına hizmet vermek için gün sayıyor. 108 tezgâh kapasitesi ile bin 220 metrekare kapalı alana sahip olacak pazaryeri inşaatının yüzde ellisi tamamlandı. Çelik projenin ana hatları, kolonları ve makas sistemleri bitti. Pazar Yeri projesi içindeyer alan 150 metrekare büyüklüğünde Çocuk Aktivite Merkezi ile 70 metrekarelik zabıta binasının tesisat işleri tamamlandı, duvar örüm işlerinde sona gelindi. Pazar kurulmayan günlerde düğün salonu olarak da hizmet verecek modern pazar yeri otoparkı, yapılacak çevre düzenlemesi ve hemen yanıbaşındaki futbol sahası ile mevcut bölgeye ayrı bir değer katacak.

    ÇÖZÜM BEKLEYEN BİR SORUNDU

    Pazar yeri ile Çocuk Oyun Aktivite Merkezi’nin Naldöken Mahallesi sakinlerinin en önemli talepleri arasında yer aldığını belirten Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, şöyle konuştu:

    “Sadece yıllardır çözümü beklenen kapalı Pazar yeri sorununu çözmekle kalmayıp, çocuklarımız ve annelerini için hizmete açacağımız merkezle ilgili çalışmalarımız hızla sürüyor. Naldökenliler proje tamamlandığında modern koşullarda alışveriş imkanına kavuşacak. Çocuk Oyun ve Aktivite Merkezi ile de çocukların kaliteli zaman geçirmesini sağlarken annelerine gündelik işlerini yapmaları ve kendilerine zaman ayırmaları için imkan yaratacağız” 

  • DP GENEL BAŞKANI UYSAL: “DÖRTNALA FELAKETE GİDEN TÜRKİYE PORTRESİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

    DP GENEL BAŞKANI UYSAL: “DÖRTNALA FELAKETE GİDEN TÜRKİYE PORTRESİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

    ESMA TURAN

    Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Muğla’da; “Dörtnala bir felakete giden Türkiye portresi ile karşı karşıyayız. Öyle büyük dertler yaşıyoruz ki bırakınız yarınları, on yılları, bırakınız orta ve uzun vadeyi. Bugün milyonlarca insanımız, açlıkla imtihan edilir hale gelmiş” dedi.

    DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Muğla’da partisinin il kongresine katıldı. Uysal, şunları söyledi:

    “Türkiye’de yaşanan hadiselerin, olayların, yanlışların, usulsüzlüklerin, yolsuzlukların kalbinden tutarak kaldırmamız gereken gündeyiz. Aslında adı konmamış bir buhranı, çöküşü yaşıyoruz. Sistematik çöküşle muhatap olmuş milletin felaketini konuşmak mecburiyetindeyiz. Dörtnala bir felakete giden bir Türkiye portresi ile karşı karşıyayız. Öyle büyük dertler yaşıyoruz ki bırakınız yarınları, on yılları, bırakınız orta ve uzun vadeyi. Bugün milyonlarca insanımız, açlıkla imtihan edilir hale gelmiş. Ara ara sendikalar açlık sınırları belirliyor. Gerçi bugün var olan bir çalışma bakanımız var. Ona da itiraz ediyor. Yıllarca o sendikalara danışmanlık yapmış bir akademisyen hürriyetiyle Türk-İş’in açıkladığı açlık oranlarının gerçeği yansıtmadığını milletimizin bu seviyelerde olmadığını bakan olunca iddia eder hale gelmiş. Biz insanımızın açlık sınırını biliyoruz ama bu gözü doymazların tokluk sınırını bilmiyoruz.

    “UMUDUN ADINA HAYKIRACAĞIZ”

    İktidar olmadan evvel bir lokma bir hırka giyenler, bugün şan şatafattan bahsederek, bu ülkenin bu devletin yüceleceği kanaati içerisindeler. Onlara buradan hatırlatmak isterim. Yedi düvele karşı etmiş, dayatılan Sevr’i yırtıp atmış, Mustafa Kemal’in 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Anadolu’ya taşıdığı irade ve cesaretle beraber onun önderliğinde bütün milli güç unsurlarını ortaya koyarak bu savaşı kazanmış bir millet bugün de aynı ıstırabı yaşayan önündeki lider kadroları olsun bunlar zaten konuşmaz. Ama milletimizde şunu görüyor, ‘bir yüzükle başladım’ diyerek ‘bundan başka servetim yoktur’ diyenlerin nasıl milyar dolarların içerisinde bu millete caka sattığını görüyor. Bunları konuştuk, konuşacağız. Susturulmak istenen bir milletin sesi olmak adına konuşacağız. Vicdanları köreltilmek istenen bir milletin sesi olmak adına konuşmak mecburiyetindeyiz. Korkutulmak istenen bir milletin adına, umudun adına haykırmak mecburiyetindeyiz. Haykıracağız.”

    “OSMAN GÜRÜN’Ü ORMAN BAKANI ZANNEDİYOR HERHALDE”

    Kongreye katılan DP Genel Başkan Yardımcısı Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ise şöyle konuştu:

    “Geçenlerde orman yangınları oldu geçmiş olsun bütün Ege’ye. Ülkenin Cumhur Başkanı Osman Gürün’le uğraşıyor, Marmaris Belediye Başkanı ile uğraşıyor. Ne diyor, ‘Muğla Büyükşehir CHP’de olmasına rağmen biz oraya da sahip çıktık’ diyor. Osman Gürün’ü Orman Bakanı zannediyor herhalde. Cumhurbaşkanı orman yangınına sen sahip çıkmayacaksın da Osman Gürün’ün 13 tane uçağı var uçaklarını satıp da mı sahip çıkacak orman yangınlarına?

    “CHP’LİLER CENNETE GİDER TAYYİP SAYESİNDE”

    Marmaris Belediye Başkanı ile uğraşıyor. ‘Çöpleri temizledin mi?’ diyor hayırdır çöp mü attın oraya? Sokakta mı kaldı çöp? Senin ne işin var Marmaris belediye başkanıyla Sen tarım ve orman bakanın, daha önceki bir işe yaramaz bakanın, Ankara’dan özel uçağa binip İzmir’e, İzmir’den helikoptere binip Çeşme’ye, Çeşme’den de Mercedes’le evine gidecek büyük bir sarfiyat yaparken, haksızlık yaparken, kul halkı yerken niye sormadın ona siz orman yangınları için niye uçak almadınız diye? Ama çıkmış şimdi her işin sorumlusu bu CHP olduğu gibi yangının sorumlusu da CHP’liler. Yani bu CHP’lilerin çektiği var ya hakikaten cennete gidersiniz Tayyip sayesinde ben söyleyeyim.

    “DEMOKRAT RUHU ONLARA AĞIR GELİR”

    Tarih belli olmuş, 14 Mayıs 2023. Niye? AK Partililer o gün şunu diyecekler, ‘14 Mayıs 1950’de bir dönem değişti. Adnan Menderes’in iktidarı vardı o gün. Bizde o günkü iktidar ruhuyla geliyoruz. Yeniden bir 5 yıl daha verin, Allah’ın izniyle kalan işleri halledecek, dolmayan küpleri dolduracağız. Soymadıklarımızı soymaya devam edeceğiz, yakmadığımız ormanları yakmaya devam edeceğiz’ diyecekler. Ama 14 Mayıs 1950 tarihindeki bu demokrat ruhu onlara ağır gelir. Hesabını veremezler.”

     

     

  • TRABZON’DA MAHKEME, SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI İHLAL İDDİASIYLA UYGULANAN PARA CEZASINI İPTAL ETTİ

    TRABZON’DA MAHKEME, SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI İHLAL İDDİASIYLA UYGULANAN PARA CEZASINI İPTAL ETTİ

    ESRA NUR PERVAN

    Serbest Mali Müşavir Zeki Kantarcı hakkında, 2020 yılında Trabzon Akçaabat’ta, Derecik Mahallesi’nde jandarma tarafından, Covid-19 ile mücadele tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasağına uymadığı gerekçesiyle idari para cezasına çarptırıldı. Kantarcı’nın itiraz ettiği mahkeme, cezanın iptaline hükmetti.

    Serbest Mali Müşavir Zeki Kantarcı 2020 yılında Akçaabat Derecik Mahallesi’nde jandarma tarafından sokağa çıkma yasağına uymadığı gerekçesiyle idari para cezasına çarptırılmıştı. Kantarcı’nın cezası mahkeme tarafından iptal edildi.

    “YASAKLARIN KANUNİ BİR DAYANAĞI YOKTUR”

    Akçaabat Sulh Ceza Hâkimliğinin Verdiği kararında şu ifadeler yer aldı:

    “Anayasamızın temel hak ve hürriyetleri sınırlanması başlığını taşıyan 13. madde şöyledir. Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmak sızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar anayasanın sözüne ve ruhuna demokratik toplum düzenin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. 13. maddeye göre temel hak ve hürriyetler sınırlandırılırken sınırlar kanunla yapılmalıdır ve sınırlama ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir hükmü haiz olduğu halde maske takma mecburiyeti, sokağa çıkma yasakları, şehirlerarası seyahat yasakları, sosyal mesafe yasakları vs. gibi yasakların kanuni bir dayanağı yoktur.

    “KABAHAT OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ”

    Bu tedbirlerin de kanunla öngörülmeleri gerekmektedir. Kanunla öngörülmemiş bütün tedbirler Anayasamızın 13. maddesinde hükme bağlanan ancak kanunla sınırlama şartına aykırı bulunmaktadır. İdareye sokağa çıkma, maske takma, sosyal mesafe ile ilgili açıkça bir yetki verilmediği gibi açıkça bir yetki verilmiş olduğu kabul edilse dahi hiçbir kanunumuzda salgın hastalıklarda maske takma sokağa çıkma yasağı sosyal mesafe mecburiyeti olduğuna dair yâda ilgili idari makam tarafından getirilebileceğine dair hüküm bulunmadığından maske takma, sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafe bulunması zorunluluğu bir kabahat olarak nitelendirilemez ve ihlali halinde idari para cezasına hükmedilemez. Bu mecburiyetlerin ihlali halinde 5326 sayılı kabahatler kanununun 32/2 gereği açık kanuni dayanak bulunması koşulu gerçekleşmeyeceği anlaşılmıştır. İdari para cezası tutanağı, hukuka aykırı olması nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.”

     

  • AKSARAYLI VATANDAŞ: “EKSİDEKİ BİR ÜLKE. EKSİDEN ÇIKARMAK ÇOK ZOR. KANGREN OLAN KOLU KESECEĞİZ İNŞALLAH”

    AKSARAYLI VATANDAŞ: “EKSİDEKİ BİR ÜLKE. EKSİDEN ÇIKARMAK ÇOK ZOR. KANGREN OLAN KOLU KESECEĞİZ İNŞALLAH”

    KEMAL ONUR ATALAY

    Aksaraylı vatandaş, “Gidişat kötü. Daha da kötü olacak. Durumumuz hiç iyi değil daha da kötüye gidiyoruz. Çok zor düzelmesi. Çünkü eksideki bir ülke eksiden çıkarmak da çok zor. Kangren olan kolu keseceğiz inşallah” dedi.

    CHP Aksaray İl Başkanı Ali Abbas Ertürk, Merkez İlçe Başkanı Talat Karaağaç, Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Cansu Bülbül ve il ilçe yöneticileri ile birlikte Aksaray Minarecik Mahallesinde esnaf ve vatandaşları ziyaret etti.

    Aksaraylı esnaf, “Gelen giden yok akşama kadar bekliyoruz dün valiz sipariş verecektim geçen sene 450 liraya aldığım valiz şu anda bin 750 lira o yüzden satma taraftarı değilim 22,5 liraya sattığımız A4 kağıdı 110 lira 18 liraydı şimdi oturduk televizyon izliyoruz” dedi.

    “DURUMLAR GERÇEKTEN ÇOK KÖTÜ”

    Esnaf, “Gidişat kötü. Daha da kötü olacak. Durumumuz hiç iyi değil daha da kötüye gidiyoruz. Çok zor düzelmesi. Çünkü eksideki bir ülke eksiden çıkarmak da çok zor. Kangren olan kolu keseceğiz inşallah. Önce kötüleri temizleyelim sonra iyilik zamanı” dedi.

    Aksaraylı esnaf, “Biz günü kurtarmaya çalışıyoruz durumlar gerçekten kötü. Fotoğrafçılar sezonluk çalışır ya artık biz günlük çalışmaya başlıyoruz, günü kazanacağız kurtaracağız artık yarın Allah Kerim diyeceğiz nereye kadar bu böyle gitmiyor tabi elektrik üç katı geliyor 300 lira ödüyorduk 1400 lira elektrik faturası geliyor artık nasıl olacak bir de o var” dedi.

    “BENİM HİÇ UMUDUM YOK”

    ‘22.5 liraya sattığımız A4 kağıdı 110 liraya satıyoruz’ diyen Aksaraylı esnaf konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Gelen giden yok akşama kadar bekliyoruz dün valiz sipariş verecektim geçen sene 450 liraya aldığım valiz şu anda bin 750 lira o yüzden satma taraftarı değilim 22,5 liraya sattığımız A4 kâğıdı 110 lira 18 liraydı şimdi oturduk televizyon izliyoruz. Herkes iyi diyor iyi demek için diyorlar maalesef. Az önce arkadaşın biri 20 liraya kalem sordu ki ben çoğu fiyatı güncellemedim. ‘Ne yapıyorsunuz dedi ya kafanıza göre fiyat veriyorsunuz’ dedi. ‘Kardeşim baştan başla sonuna kadar git bakalım etiketsiz ürünüm var mı?’ dedim o fiyat geçen senenin fiyatı. Ne yapacağız vallahi bilmiyorum kiralar bir yandan sıkıştırıyor, iş olmuyor bir taraftan baya küçülme oldu inşallah düzelir ama benim hiç umudum yok. Dükkan sahibimiz geldi dedim ki ‘abi durum böyle böyle oturuyoruz akşama kadar iş yapamıyorum’ dedim. ‘Tamam ben sana güveniyorum, sen dürüst bir adamsın’ dedi.   Aşağıda giderken işte billboardlardan görmüş işte A belediye esnafın kirasını ödüyor. İçeride müşterim var abi adam bir geldi demediğini bırakmadı. ‘Billboardlarda gördüm de sizin kirayı belediye ödemiş’ diyor. Yani o durumdayız. Bu dönem çoğu esnafı götürür Allah yardımcımız olsun.”

     

  • İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ PROF. DR. DÖNMEZ: “46 ÖĞRENCİMİZ LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİNE DEVAM ETMEKTEDİR”

    İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ PROF. DR. DÖNMEZ: “46 ÖĞRENCİMİZ LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİNE DEVAM ETMEKTEDİR”

    Malatya İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Dönmez, “Türkiye’de ‘Alevilik’ ismi ilk defa resmi devlet tarafından telaffuz edilerek kurulmuş ilk enstitüsü olma özelliğini taşıyoruz. Türkiye genelinde 20’ye yakın üniversitelerde Alevilikle ilgili araştırma ve uygulama merkezleri var ama ‘Alevilik’ ismiyle ilk defa kurulan enstitü, İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü’dür. Enstitümüzde yüksek lisans ve doktora programımız var. Bu programlarımızda 46 öğrencimiz lisansüstü eğitimine devam etmektedir” dedi. 

    Malatya İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Dönmez, enstitünün 2018 yılında Cumhurbaşkanı’nın onayı ve Bakanlar Kurulu’nun kararıyla kurulduğunu anımsatarak, kuruldukları günden buyana bilimsel faaliyetlere devam ettiklerini söyledi. Enstitünün ilk müdürlüğünü İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın yaptığını, o dönemde kendisinin müdür yardımcısı olduğunu anımsatan Dönmez, 2018 yılından itibaren enstitünün müdürü olarak görev yaptığını belirtti. Enstitüde şu anda yüksek lisans ve Türkiye’de ilk defa olmak üzere doktora programının olduğunu kaydeden Dönmez, şunları söyledi:

    “Türkiye’de ilk defa ‘Alevilik’ ismi ilk defa resmi devlet tarafından telaffuz edilerek kurulmuş ilk enstitüsü olma özelliğini taşıyoruz. Ayı zamanda Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsü var ama bu Alevilik ismiyle kurulmuş bir enstitü değil. Türkiye genelinde 20’ye yakın üniversitelerde Alevilikle ilgili araştırma ve uygulama merkezleri var ama ‘Alevilik’ ismiyle ilk defa kurulan enstitü, İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü’dür. Enstitümüzde yüksek lisans ve doktora programımız var. Bu programlarımızda 46 öğrencimiz lisansüstü eğitimine devam etmektedir.”

    “ALEVİLİKLE İLGİLİ TÜRKİYE’NİN GELİŞİMİNE KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUZ”

    Dönmez, enstitünün en önemli özelliğinin multidisipliner bir program olarak açılması olduğuna dikkat çekerek, “Enstitümüze yüksek lisans yapmak isteyenler; sosyal, fen, tıp ve mühendislik bilimlerinden müracaat edebilmektedir. Şartları tutan, kriterleri uyan, 4 yıllık fakülte mezunu olan bütün öğrencilerimize enstitümüzün kapısı sonuna kadar açıktır. Önemli olan Alevilik konusunu merak etmeleri, Alevilikle ilgili bilimsel çalışma yapabilmeleri ve en önemlisi de Alevilikle ilgili Türkiye’nin gelişimine katkı sağlayabilecek bütün öğrencilerimize enstitümüzün kapıları sonuna kadar açık” diye konuştu. 

    Enstitüde 12 akademisyenin üyesinin lisansüstü öğrencilere ders verdiğini ifade eden Dönmez, “Hocalarımızın büyük çoğunluğu İnönü Üniversitesi’nin dışından, online eğitim sistemiyle ders veriyor. Hocalarımızın hepsi Alevilik konusunda otorite ve ömürlerini Alevilikle ilgili bilimsel çalışmalara adamış olan akademisyenlerden oluşuyor. Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Süleyman Demirel, 19 Mayıs Üniversitesi’nden akademisyenler enstitümüzde yüksek lisans ve doktora derslerine girmekteler ve öğrencilerin yetişmesine katkı sağlamaktalar” dedi.

    “ALEVİLİĞİ İLGİLENDİREN KONULARDA BİLİMSEL ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”

    Dönmez, enstitünün iki temel ayağının olduğuna değinerek, şunları anlattı:

    “İlk temel ayağımız yüksek lisans ve doktora yaptırıp, Alevilikle ilgili bilim adamı yetiştirmek. Türkiye’de bu konuda bilimsel bir açlığın olduğunu söyleyebiliriz. Enstitü olarak bilim adamı yetiştirerek bu açığı kapatmış olacağız. Enstitümüzün diğer ayağı ise halka dönük yönüdür. Özellikle Alevilik Bektaşilik de inanç önderlerinin yetiştirilmesi, mevcut inanç önderlerine gerekli eğitimin verilerek günümüz koşullarına göre tekrar bilgilerinin güncellenmesi konusunda da enstitümüz gerek seminerler gerekse hizmet içi eğitimlerle topluma katkı sunmaya devam edeceğiz. Özellikle enstitümüzde lisansüstü çalışmalarla Türkiye’deki Aleviliği ilgilendiren konularda bilimsel çalışmalar yapmaktayız. Alevi Ocakları, dedeler, taliplerle ilgili de enstitümüz çalışmalara devam ediyor. Malatya ve çeşitli şehirlerde Alevilikle ilgili çalışmalarda yapıyoruz. Son 2 yıldır pandemiden dolayı bir nevi içimize kapanmak zorunda kaldık. Bu süre zarfında teorik çalışmaları önceledik. Pandeminin de hafiflemesiyle birlikte Alevilikle ile ilgili saha araştırmalarına döneceğiz. 2000 yılında buyana Alevilikle ilgili saha çalışmalarına devam ediyorum.”

    “BALKAN ÜLKELERİNDE DE ÇALIŞMALARIMIZ VAR”

    Enstitü olarak Türkiye’de ve Balkan ülkelerinde çalışmalar yaptıklarını kaydeden Dönmez, “Anadolu’nun Alevilikle ilgili çeşitli şehirlerinde ve İran, Irak ve Suriye gibi Türkiye’ye komşu olan ülkelerde Alevi nüfusunun potansiyelini tespit etme, bunlarla ilgili bilimsel çalışmalar yapmak üzere de çalışmalarımız olacak. Bu noktada Balkan ülkelerinde çalışmalar yapmak üzere hazırlıklarımız var. Doktora gören öğrencilerimize doktora tez konusu olarak daha çok Balkan ülkelerini tez konusu olarak verip, onların ufkunu da açmaya çalışıyoruz. Bir taraftan Alevi STK’larında seminer, konferans ve panel düzenleyip, onlarla ortak çalışma yapıyoruz. Bir taraftan da öğrencilerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “ALEVİLİKLE İLGİLİ KÜTÜPHANE VE MÜZE KURACAĞIZ”

    Dönmez, Alevilik Araştırmaları Enstitüsü’nde Alevilik üzerine her konuda bilimsel araştırmaların yapıldığını belirterek, “Enstitümüzde kütüphanemizi oluşturmaya çalışıyoruz. Alevilikle ilgili kitap bağışlarını kabul ediyoruz. Özellikle Alevilerde yaşlı kesimin elinde bulunan el yazmalarını ve eserleri toplayarak, enstitümüzde bir Alevilik İhtisas Kütüphanesi oluşturmaya çalışıyoruz. Şu anda fiziki mekânını hazırlıyoruz. Alevi sivil toplum kuruluşları ile Alevi dedeleri de sağ olsunlar ellerindeki dokümanları bizimle paylaşmaya başladılar. Aleviliğin gelecek nesillere doğru aktarılabilmesi, anlatılabilmesi ve somut hale getirilebilmesi adına bir müze kurma çalışmamız var. Bu müzede o inancın kültüre yansımış ve somutlamış halini de yeni nesile anlatmak istiyoruz” diye konuştu.

    “ÖĞRENCİLERİMİZİN ENSTİTÜMÜZE OLAN İLGİLİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”

    Enstitünün şu ana kadar 10 öğrencinin yüksek lisanstan mezun olduğunu dile getiren Dönmez şunları söyledi:

    “Geçen dönem ilk, bu dönemde de ikinci mezunlarımızı verdik. Her yıl bu sayı katlanarak artacaktır. Bizi sevindiren öğrencilerimizin enstitümüze olan ilgilerinin fazla olmasıdır. Artmaya başladı. Multidisipliner olduğumuz için Hukuk, Mühendislik, Tıp fakültelerinden de öğrenci geliyor. Yani sadece sosyal bilimlerden değil sayısal bilimlerden de öğrencilerimiz var. Enstitümüze gelen öğrencilerimizin inanç profiline baktığımızda; yarısının Alevi, yarısı ise Sünni öğrencilerimizden oluşuyor. Sadece Alevi inancına mensup olan öğrenciler değil Sünni inancına mensup olan öğrencilerimizde enstitüye büyük bir ilgi gösteriyorlar. Öğrenciler, ‘Buradaki derslerden sonra İslam’a, Sünniliğe, Aleviliğe bakış açımız değişti. Bilgi olarak ne kadar eksik olduğumuzun farkına varıyoruz’ diyorlar. Öğrencilerimizde bizim toplumdaki canlı temsilcilerimiz oluyor.”

    “HÜKÜMETİMİZDEN CİDDİ ANLAMDA DESTEK BEKLİYORUZ”

    Balkan ülkelerindeki Bektaşi inancına mensup olan gençleri de zamanla enstitüye getirerek, yüksek lisans ve doktora eğitimi vermeyi de düşündüklerini ifade ederek, “Bu kadar büyük projeleri gerçekleştirebilmemiz için hükümetimizin bize ciddi anlamda destek olması, katkı sunması, projelerimizi sahiplenip bize maddi açıdan destek vermesi lazım. Akademik kadrolarımızı oluşturmak, yeterince bilimsel çalışma yapabilmemiz için araç gereçlere ihtiyacımız var. Bu anlamda hükümetimizden ciddi anlamda destek bekliyoruz. Biz toplumun sosyal, kültürel ve inanç anlamında bu enstitünün Alevi-Sünni bütünleşmesini sağlayacağına inanıyoruz. Ondan dolayı da enstitünün güçlü bir şekilde ayakta durması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.