Kategori: Yaşam

  • Rusya: Ukrayna’da ABD üretimi Harpoon füze fırlatma sistemlerini imha ettik

    Rusya: Ukrayna’da ABD üretimi Harpoon füze fırlatma sistemlerini imha ettik

    24 Şubat’ta başlayan savaşın seyrine dair açıklamalarda bulunan Konaşenkov, “Odessa bölgesindeki Usatovo yerleşim biriminde ABD üretimi Harpoon füze fırlatma sistemleri, denizden fırlatılan yüksek hassasiyetli füzelerle imha edildi” dedi.

    Ukrayna’da taarruzlarını sürdürdüklerini belirten Konaşenkov, “Ukrayna’ya ait bugüne kadar 259 uçak, 143 helikopter, 1572 insansız hava aracı, 356 hava savunma füze sistemi, 4 bin 135 tank ve zırhlı araç, 760 çok namlulu roketatar, 3 bin 166 obüs ve havan topu, 4 bin 410 özel askeri araç imha edildi.” dedi. (İLKHA)

  • İranlı Sözcü: Erdoğan’ın Tahran ziyareti çok önemliydi

    İranlı Sözcü: Erdoğan’ın Tahran ziyareti çok önemliydi

    Bugün düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Kenani, İran-Türkiye-Rusya Üçlü Zirvesi’ne ilişkin, Tahran’ın 19 Temmuz’da çok verimli bir toplantıya ev sahipliği yaptığını ve İran İslam Cumhuriyeti’nin diplomasi açısından parlak bir gün geçirdiğini söyledi.

    Kenani, İran’ın pragmatik ve rasyonel diplomasi yöntemini bölgede istikrar ve güvenliği tesis etmekle birlikte komşu ve Müslüman ülkeler arasındaki dostluğu derinleştirmek için kullandığını kaydetti.

    Erdoğan’ın Tahran ziyaretini “çok önemli” olarak nitelendiren Kenani, Tahran’da imzalanan İran-Türkiye Kapsamlı Uzun Vadeli İşbirliği Anlaşması ile ilgili olarak, bu anlaşmanın iki ülke ilişkilerini iyi komşuluk politikası ve karşılıklı çıkar çerçevesinde ileriye doğru yürütebileceğini belirterek, “Söz konusu anlaşma, İran ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde önemli bir sıçrama sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye’nin olası Suriye harekatı konusunda Kenani, “İran, askeri harekatın Suriye’de krizin tırmanmasına yol açabileceğine ve istikrar ile güvenlik sağlamayacağına inanıyor.” dedi. (İLKHA)

  • Siyonist işgalciler Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi

    Siyonist işgalciler Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi

    Yahudi gasıplar, Talmud ayinleri bahanesiyle Mescid-i Aksa’nın güneybatısındaki El-Meğaribe (Fas) Kapısı’ndan Harem-i Şerif’e baskın düzenledi.

    Siyonist işgal rejimi sözde polisi tarafından korunan Yahudi gasıplar, Harem-i Şerif’in avlularında kışkırtıcı turlar düzenledikten sonra Babu’r Rahme mescidi yakınında Talmudik ayin gerçekleştirdi.

    Yahudi gasıplar daha sonra Mescid-i Aksa’nın Silsile Kapısı’ndan ayrıldı.

    Mescid-i Aksa’yı Müslümanlar ve Yahudiler arasında ikiye bölme ve Yahudileştirme planları yapan işgal rejimi, söz konusu planlarını hayata geçirebilmek için Yahudi gasıpları Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye teşvik ediyor.

    Mescid-i Aksa, işgal rejimi ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan sözde barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

    Ancak işgalci gasıplar, 2003’ten bu yana polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiği bu girişleri “baskın” olarak nitelendiriyor. (İLKHA)

  • Rusya’nın Kuzey Akım 1 üzerinden Avrupa’ya doğalgaz akışı perşembe günü başlıyor

    Rusya’nın Kuzey Akım 1 üzerinden Avrupa’ya doğalgaz akışı perşembe günü başlıyor

    Rusya’nın Kuzey Akım 1 boru hattını bakım gerekçesiyle 10 günlüğüne kapatması Avrupa’da tedirginliğe neden olmuştu.

    Rusya’nın Avrupa Birliği’ne (AB) yaptığı doğalgaz ihracatının üçte birinden fazlasını oluşturan boru hattı, 11 Temmuz’da 10 günlük bakım nedeniyle kapatılmıştı

    Rusya’nın Kuzey Akım 1 boru hattı üzerinden Avrupa’ya doğalgaz akışı 10 gün süren bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından Perşembe günü yeniden başlayacak. (İLKHA)

  • BM: Ukrayna’da 5 bin 100 sivil öldü

    BM: Ukrayna’da 5 bin 100 sivil öldü

    BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, BM’nin New York’taki Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, “Moskova’nın Ukrayna’ya düzenlediği askeri harekatın başından bu yana 11 bin 800’den fazla sivilin vurulduğunu, bunlardan hayatını kaybedenlerin sayısının ise 5 bin 100’ü geçtiğini” söyledi.

    Hayatını kaybedenlerden 346’sının çocuk olduğunu belirten Haq, “Sivil kayıpların gerçek sayısının çok daha yüksek olması muhtemel. Çatışmanın tarafları, Ukrayna’daki sivilleri ve sivil altyapıyı korumak için uluslararası insani hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uymalıdır.” dedi. (İLKHA)

  • Şentop’tan serbest bırakılan Gannuşi’ye geçmiş olsun mesajı

    Şentop’tan serbest bırakılan Gannuşi’ye geçmiş olsun mesajı

    TBMM Başkanı Şentop, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Raşid Gannuşi’nin uzun süren bir duruşma sonrası serbest bırakılması takdire şayandır. dedi.

    Şentop, şu ifadeleri kullandı:

    “Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Siyasi mücadeleler siyasetçiler arasında ve siyasi yöntemlerle yapılmalıdır; yargı siyasi mücadelenin aracı olmamalı.”

    Gannuşi, Tunus Nema Derneğine kara para aklama ve terör faaliyetlerini finanse etme bahanesiyle sözde soruşturma başlatan Terörle Mücadele Yargı Merkezi’ne bağlı soruşturma hakimine dün ifade vermişti.

    Gannuşi’nin avukatlarından Samir Dilo, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Onlarca avukatın savunduğu Gannuşi’nin sorgusu 9 saat sürdü, şu an Gannuşi Terörle Mücadele Yargı Merkezi’nden ayrılıyor.” ifadeleriyle Gannuşi’nin serbest kaldığını duyurmuştu.

     

    (İLKHA)

     

  • Türkiye-İran-Rusya Üçlü Zirvesi’nin ardından ortak açıklama yayımlandı

    Türkiye-İran-Rusya Üçlü Zirvesi’nin ardından ortak açıklama yayımlandı

    Türkiye, İran ve Rusya arasında Tahran Uluslararası Konferans Salonu’nda düzenlenen “Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı”nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in ortak açıklaması yayımlandı.

    Açıklamada, devlet başkanlarının, Suriye’de sahadaki güncel durumu ele aldığı, 1 Temmuz 2020’de video konferans yoluyla yapılan son toplantının ardından meydana gelen gelişmeleri değerlendirdikleri ve aralarında varılan mutabakatlarla dışişleri bakanlarının ve temsilcilerinin toplantılarındaki mutabakatlar uyarınca, üçlü iş birliğini güçlendirme hususundaki kararlılıklarını vurguladıkları belirtildi.

    Liderlerin, ayrıca son uluslararası ve bölgesel gelişmeleri ele aldıkları ve Astana sürecinin, Suriye krizinin barışçıl ve sürdürülebilir çözümündeki öncü rolüne vurgu yaptıkları kaydedildi.

    Devlet başkanlarının, Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli bağlılıklarını vurguladıklarına yer verilen açıklamada, liderlerin, bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir eylemin söz konusu ilkeleri zayıflatmaması gerektiğine işaret ettikleri bildirildi.

    Liderlerin, terörün her tür ve biçimiyle mücadele etmek amacıyla birlikte çalışmaya devam etme kararlılıklarını dile getirdikleri aktarılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

    Devlet başkanları, sivil tesisleri hedef alan ve masum can kayıplarına neden olan saldırılar da dâhil olmak üzere, Suriye’nin çeşitli bölgelerindeki terör örgütlerinin ve bunlarla iltisaklı farklı isimler altındaki grupların artan varlık ve faaliyetlerini kınamışlardır. Suriye’nin kuzeyi ile ilgili tüm düzenlemelerin eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir. Gayrimeşru özyönetim teşebbüsleri dâhil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmişler ve Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dâhil olmak üzere ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını vurgulamışlardır.

    Suriye’nin kuzeyindeki durum

    Liderlerin, Suriye’nin kuzeyindeki durumu ele aldıkları, bu bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği hususunun vurgulandığı, bu yöndeki çabalarını koordine etme hususunda mutabık kaldıkları belirtilen açıklamada, “Devlet başkanları, Suriye’ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasa dışı olarak ele geçirilmesine ve aktarılmasına karşı olduklarını ifade etmişlerdir.” denildi.

    Açıklamada şunlar kaydedildi:

    Devlet başkanları, uluslararası insancıl hukuk uyarınca, sivillerin ve sivil altyapının korunmasını sağlarken, terör örgütleriyle bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve varlıkların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki süregiden iş birliğinin devam ettirilmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki durumu ayrıntılarıyla ele almışlar ve sahada sükûnetin sağlanması için İdlib’le ilgili bütün anlaşmaların tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin içindeki ve dışındaki sivillere tehdit oluşturan terörist grupların varlığı ve terörist faaliyetleri konusunda ciddi endişelerini dile getirmişlerdir. İnsani durum da dâhil olmak üzere, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ve çevresindeki durumdaki normalleşmenin sürdürülebilir olmasını sağlamak için daha fazla çaba göstermek hususunda mutabık kalmışlardır.

    Suriyelilere yönelik yardımları artırma çağrısı

    Suriye’deki insanî durumdan duydukları derin endişeyi de liderlerin kaydettiğine yer verilen açıklamada, şöyle devam edildi:

    Uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Şartı’na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları, ayrıca, belirli bölgelere yönelik muafiyetler uygulamak suretiyle ayrılıkçı gündemlere yarar sağlayacak ve ülkenin parçalanmasına yol açabilecek ayrımcı önlemleri reddetmişlerdir. Bu bağlamda, başta BM ve insanî yardım kuruluşları ile diğer hükûmet/hükûmet dışı uluslararası kuruluşlar olmak üzere uluslararası topluma, ayrımcılık, siyasileştirme ve önkoşullar olmaksızın ve daha şeffaf bir şekilde tüm Suriyelilere yönelik yardımlarını artırmaları çağrısında bulunmuşlardır.

    Liderlerin, Suriye ihtilafına askerî çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 Sayılı Kararı çerçevesinde, BM’nin kolaylaştırıcılığında, Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliğinde bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını teyit ettikleri aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    Bu bağlamda, Astana garantörlerinin belirleyici katkılarının ve Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresinin kararlarının uygulanmasının sonucunda ortaya çıkan Anayasa Komitesinin önemli rolünün altını çizmişlerdir. Anayasa Komitesinin müteakip oturumlarının sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için Komite üyeleriyle ve kolaylaştırıcı olarak BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile sürekli etkileşimi desteklemeye hazır olduklarını yinelemişlerdir. Komite’nin anayasa reformu hazırlama ve halkın onayına sunma görevini yerine getirebilmesi ve çalışmalarında ilerleme kaydedebilmesi için çalışmalarında, Görev Tanımına ve Temel Usul Kurallarına riayet etmesi ve üyeler arasında mutabakat sağlanabilmesi için dış müdahale ve dışarıdan dayatılan zaman çizelgeleri olmaksızın uzlaşı ve yapıcı angajman anlayışıyla yönetilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Anayasa Komitesinin faaliyetlerini herhangi bürokratik ve lojistik engel olmaksızın sürdürebilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir.

    Astana formatının ilgili çalışma grubu çerçevesinde tutukluların/kaçırılanların karşılıklı salıverilmesinin sürdürülmesi hususundaki kararlılıklarının liderlerce altının çizildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

    Devlet başkanları, çalışma grubunun, Suriyeli taraflar arasında güven inşa etmekteki etkisini ve gerekliliğini kanıtlayan özgün bir mekanizma olduğunun altını çizerek, tutukluların serbest bırakılması konusundaki çalışmalarını sürdürmeye, cenazelerin teslimi ve kayıp kişilerin kimliklerinin belirlenmesi konusundaki faaliyetlerini görev tanımına uygun olarak genişletme kararlılıklarını açıklamışlardır. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin, geri dönme ve bu çerçevede desteklenme haklarını teminen, Suriye’deki asıl ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının gerekliliğinin altını çizmişlerdir. Bu bağlamda, uluslararası topluma, bu şahısların yeniden yerleşimleri ve günlük normal yaşamlarının tesis edilmesi için uygun katkılar sağlama ve yük paylaşımında daha fazla sorumluluk alma; bu meyanda, temel altyapının restorasyonu da dahil olmak üzere, özellikle su, elektrik, sanitasyon, sağlık, eğitim tesisleri, okullar, hastaneler ile uluslararası insancıl hukuka uygun insani mayın faaliyetleri dahil erken toparlanma projeleri aracılığıyla Suriye’ye yönelik yardımları artırma çağrısında bulunmuşlardır.

    Siyonist işgal rejiminin Suriye’deki askeri saldırıları

    Devlet başkanlarının, siyonist işgal rejiminin, sivil altyapı dâhil Suriye’deki askerî saldırılarını kınadıkları belirtilen açıklamada, “Devlet başkanları, bu saldırıların, uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiğini değerlendirmişler; bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve gerginliği tırmandırdığını teslim etmişlerdir. israilin bu bağlamda aldığı tüm karar ve önlemleri de geçersiz sayan ve bunların hiçbir hukuki etkisi olmadığını değerlendiren BM Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 497 Sayılı Kararları başta gelmek üzere, Suriye Golanı’nın işgalini reddeden ilgili BM kararlarının hükümleri dâhil, evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk kararlarına uyulması gerekliliğini teyit etmişlerdir.” ifadesi kullanıldı.

    Açıklamada, Suriye meselesine ek olarak, ortak siyasi ve ekonomik iş birliğini artırmak için farklı alanlardaki üçlü koordinasyonu güçlendirmeye yönelik isteklerin de teyit edildiği belirtildi.

    Açıklamada ayrıca, Astana Formatında düzenlenen Suriye konulu Uluslararası Toplantının 19’uncusunun 2022 yılının sonuna kadar düzenlenmesini teminen temsilcilerin görevlendirilmesinde ve bir sonraki Üçlü Zirvenin Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in daveti üzerine Rusya’da gerçekleştirilmesinde mutabık kalındığı kaydedildi. (İLKHA)

  • İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımına ABD’den onay

    İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımına ABD’den onay

    Komiteden yapılan açıklamada, bu kararın onaylanmasıyla Komitenin ABD’nin diplomatik ve askeri müttefiklik kararları üzerindeki görevini yerine getirdiği belirtilerek, “Finlandiya ve İsveç’in üyeliği, istikrar ve demokrasi için gücümüze güç katacaktır” denildi.

    Açıklamada, “Bugün bir kez daha Ukrayna’ya sarsılmaz desteğimizi gösterdik. Putin’in barbar savaş mekanizmasıyla mücadele için her türlü silahı verme çabalarımızı da iki katına çıkarmalıyız” ifadelerine yer verildi.

    Protokollerin, Senato Genel Kurulu’nda da oylanması gerekiyor. (İLKHA)

  • Yunanistan’a rahat batıyor! Yine Türkiye’yi hedef aldı! “Rusya’ya yaptırım uygulamayan tek bir ülke var…”

    Yunanistan’a rahat batıyor! Yine Türkiye’yi hedef aldı! “Rusya’ya yaptırım uygulamayan tek bir ülke var…”

     Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Türkiye’nin yanı başında olan Girit Adası’nda ABD ile düzenlenen “Poseidon’un Öfkesi 22” tatbikatın son gününde yine Türkiye’yi hedef alan sözlerle gündeme geldi. 

    “BİR ÜLKE HARİÇ HERKES RUSYA’YA YAPTIRIM UYGULUYOR”

    Türkiye’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmamasına gönderme yapan Dendias, “ABD ve Yunanistan, Ukrayna’ya insani ve askeri yardımda bulunarak tüm müttefiklerle beraber Rusya’ya ağır yaptırımlar uyguluyor. Tabi bir ülke hariç” ifadelerini kullandı.

    “HAREKETLİ BÖLGEMİZ BAŞKA BİR PROVOKASYONU KALDIRAMAZ”

    Sözlerini sürdüren Yunan bakan, Türkiye’ye hedef alan ifadelerini sürdürerek, “Hareketli bölgemiz başka bir provokasyonu, saldırganlığı ve revizyoncu yaklaşımı kaldıramaz” dedi.

  • DSÖ’den Covid-19 vaka sayılarında artış uyarısı

    DSÖ’den Covid-19 vaka sayılarında artış uyarısı

     

    Geçen hafta bölgede 3 milyona yakın yeni vaka görüldüğünü belirten Kluge, bu rakamın son bir haftadaki küresel koronavirüs vaka sayılarının neredeyse yarısına denk geldiğini belirtti.

    Sonbahardan 2023 kışına kadarki sürecin zor geçeceğini ifade eden Kluge, bölge ülkelerine “daha fazla sağlık hizmet yüküne hazırlık yapmaları” çağrısında bulundu.

    Kluge, bölgede her hafta yaklaşık 3 bin kişinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret ederek, “Bir önceki yaz mevsimiyle aynı durumda olduğumuz apaçık. Şu an tek fark, COVID-19’un Omicron’un alt varyantları BA.2 ve BA.5’in etkisiyle daha hızlı yayılması.” dedi. (İLKHA)