Karabük’te acı bir olay yaşandı. Yaşar Karayel ve eşi Zeynep Karayel’den günlerdir haber alamayan yakınları eve geldiklerinde yaşlı çiftin hareketsiz şekilde yattığını fark etti. İhbar üzerine, olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
Sağlık ekiplerince yapılan incelemede, Yaşar ve Zeynep Karayel çiftinin, 4 gün önce öldüğü belirlendi. Cenazeler, savcılık incelemesinin ardından morga kaldırılacak.
Karabük’te imam Yusuf Ziya S.’nin görevli olduğu caminin odasında başka bir kadınla eşi tarafından çıplak halde basıldığı iddia edilmişti. Yusuf Ziya S. iddiaları reddederken, konuyla ilgili yeni gelişme yaşandı.
Karabük Valiliği yaptığı açıklamada imam Yusuf Ziya S.’nin görevden alındığını belirtti. Açıklamada, “Kamuoyu gündemini meşgul eden, ilimiz merkez Sipahiler Köyü Sözleşmeli Camii imam hatibi Y.Z.S. ile ilgili iddialar üzerine Valiliğimizce ivedi olarak mahallinde soruşturma başlatılmış olup, konuyu incelemek üzere murakıp görevlendirilmiştir. Konunun hassasiyetine binaen Diyanet İşleri Başkanlığımızdan Müfettiş talebinde bulunulmuş, başkanlıktan gelen müfettişler tarafından konu tahkik edilmiş ve adı geçen görevlinin 09/12/2022 tarihinde sözleşmesi feshedilerek görevine son verilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Geçtiğimiz yıl aralık ayında Safranbolu ilçesi Atatürk Mahallesi Kaya Erdem Caddesi’nde meydana gelen olayda polis ekipleri, 12 yaşındaki Miraç Akgün’ün kullandığı bisikleti çalıntı olduğu iddiasıyla durdurmak istedi. Bisikleti alınmaya çalışılan çocuk, kaçırılacağını zannedip korkup direnmeye başlayınca polis ekiplerince zorla yere yatırılarak gözaltına alındı. Arbede sırasında yaralanan çocuğun ailesi, hastaneden darp raporu alarak polislerden şikayetçi oldu.
Yargıya intikal eden olayın ilk duruşmasında ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararının verilmesi üzerine ailenin avukatı itiraz etti. Olayın üzerinden 7 ay geçtikten sonra polis ekipleri ‘hakaret ve tehdit’ ettikleri gerekçesiyle 12 yaşındaki çocuğun babası Ferhat ve amcası Tarık Akgün’den davacı oldu.
Açılan dava ile neye uğradıklarını şaşıran baba Ferhat Akgün, “İki gün önce öğrendik ki polislerden biri ben ve kardeşim hakkında hakaret ve tehdit davası açmışlar. Bu olay bizi gerçekten derinden yaraladı. Sonuçlanmamış bir mahkeme varken bunu yapmaları bizi derinden yaraladı. Oğlumun bu yaraları tekrardan depreşti” dedi.
Akgün, olay günü polislerin oğlundan özür dilemelerini istediklerini belirterek, “Fakat polisler ‘Bacak kadar çocuktan özür mü dileyeceğiz’ diye karşılık verdiler. Daha sonra kaymakam ve vali bey evimizi ziyaret ederek özürlerini ilettiler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Kaymakam ve vali bey bizden özür dilerken, polisin maddi çıkar gözetmesi hiç hoş değil” diye konuştu.
Karabük’te bir iş yerine asılı Türk bayrağını indirmeye çalışan kadın polis ekiplerince gözaltına alındı. Kadının bayrağı indirmeye çalıştığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Ankara Caddesi’nde, maskeli ve bereli bir kadın börek ve pide salonunun vitrin camında asılı bulunan Türk bayrağını indirmeye çalıştı.
Bir süre bayrağı çekiştiren ve bulunduğu yerden alamayan kadın, iş yeri çalışanlarını fark edince elindeki kağıdı göstererek bölgeden uzaklaştı. Olay anı, iş yerinin güvenlik kamerası tarafından kayıt altına alındı.
Şikayet üzerine çalışma başlatan İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kimliği belirlenen Ş.U’yu gözaltına aldı.
İş yeri sorumlusu Uğur Güneş, yaptığı açıklamada, bir kadının cama yaklaşarak bayrağa saldırdığını söyledi.Bayrağı indiremeyince elindeki kağıdı kendilerine gösterdiğini ancak ne olduğunu göremediğini belirten Güneş, “O esnada müşteriye baktığım için hemen müdahale edemedim. Sonradan kayboldu ortadan. Aşırı bir hırs, öfke ve tepkiyle saldırdı. Maskeden dolayı yüzünü göremedim.” diye konuştu.
Sözcü’de yer alan habere göre, Yenice ilçesindeki evine 14 DG 592 plakalı otomobil ile dönen CHP Yenice Gençlik Kollar Başkanı Buğra Özgün, Zonguldak‘ın Devrek ilçesinde polis kontrolüne girdi.
Özgün’ün belgelerini kontrol eden polisler, aracın arkasındaki “Her insanın bir ülkesi vardır. Ama her ülkenin bir Atatürk’ü yoktur” yazısı için ‘bu ne böyle pavyon yazısı gibi’ diyerek yazı ile Atatürk resminin kaldırılması gerektiğini söyledi. Buğra Özgün’ün kaldırmayacağını söyleyip itiraz etmesi üzerine de kendisine 144 lira Para cezası yazdı.
“Atatürk’ün resmî var. Güzel de bir söz var. Bunun neresi pavyon yazısı” diyerek itiraz ettiğini belirten Özgün, “Ben niye mi Tayyipçi değilim bunun için değilim. Ben niye mi Atatürkçüyüm bu yazıyı için Atatürkçüyüm. İktidar niye mi değişmesi lazım? Bu ayrımcılık için değişmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
Yazıyı kaldırmayacağını ve cezayı ödemeyeceğini söyleyen Özgün, “Burada Recep Tayyip Erdoğan‘ın resmî olsaydı ben ceza yemeyecektim. Ceza önemli değil ama bu yazıya nasıl pavyon yazısı derler” diye konuşarak isyan etti.
