Blog

Tüm dünyada etkisini gösteren ve binlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açan koronavirüsle ilgili yapılan çalışma sonuçlandı. Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa’daki bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen araştırmalarda koronavirüsün yapay bir virüs mü olduğu yoksa enfekte bir hayvandan mı ortaya çıktığı araştırıldı. Araştırma sonuçlarıyla birlikte koronavirüsün kaynağı da belirlendi.

Koronavirüsün Kaynağı Ne?

Virüs dönemi boyunca toplanan numuneler üzerinden yapılan araştırmalarda özellikle Wuhan’daki hayvan pazarından da alınan örnekler değerlendirildi. Geçtiğimiz yıl itibariyle tüm bilim insanlarının çalışması izin paylaşılan çalışmalarda virüsler üzerinde pek çok çalışma gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarına göre virüsün kaynağı pazardaki tezgahlar ve hayvanlar oldu. Virüsler ile bu virüsleri taşımaya yatkın olan hayvanların tezgahlarda yoğun bir oluşum görüldü. Genetik kodlar üzerinden yapılan araştırmalarda bu hayvanların çevresinde kümelenen virüsler, kaynağı da böylece ortaya çıkarmış oldu. Bu hayvanlar arasında ön plana çıkan ise rakun köpeği oldu.

“Şüphe Yok”

Araştırma sonuçlarında yapılan çalışmaların şüpheye yer bırakmayacak şekilde Pazar kaynaklı bir virüsün ortaya çıktığına vurgu yapıldı. Araştırma ekibinde yer alan bilim insanlarından birisi olan Prof. Worobey, “Şüpheye mahal bırakmayacak şekilde böyle ortaya çıktı. “ diyerek durumu net bir şekilde ifade etti.

Çay ve kahve tüketiminin yüksek olduğu Türkiye’de sabahtan akşama kadar günün her saatinde çay ve kahve tüketiliyor. Çok sık tüketildiğinde herhangi bir sağlık sorunun yaşanıp yaşanmayacağı çok merak edilirken konuyla ilgili yapılan kapsamlı, yeni araştırma çay ve kahve tiryakilerini sevindirdi. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda çok fazla tüketmenin zararlı olabileceği belirtilirken yeni araştırmada tam ters sonuçlar aldı.

Çok Çay ve Kahve Tüketmek Zararlı mı?

Farklı ülkelerden bilim insanlarının katılımı ile İngiltere’de yapılan bir çalışmanın sonuçları paylaşıldı. Biobank verileri üzerinden yapılan araştırmada çay ve kahvedeki kafeinin sanıldığı gibi zararlı olmadığı tespit edildi. Üstelik bu kafein, kalp sağlığını destekliyor. Düzenli olarak çay ve kahve tüketen kişilerde bazı hastalıkların görülme sıklığının de ciddi oranda düştüğü açıklandı.

Buna göre; hipertansiyon, felç, diyabet ve koroner kalp hastalığı gibi kardiyometabolik rahatsızlıkların düzenli çay ve kahve tüketimi ile önlenebiliyor. Araştırmaya katılan katılımcıların gün boyunca 3 fincan kahve ya da 5 fincan çay içtiği ve sonuçların değerlendirildiği belirtildi. Sonuçlarda bu hastalıklara yakalanma riskinde yüzde 40’a varan bir düşüş görüldü.

300 Kişi 11 Yıl Boyunca Takip Edildi

Araştırmanın en dikkat çeken yanlarından birisi 11 yıl sürmesi oldu. 300’ü aşkın kişinin 11 yıl boyunca yakından takip edildiği araştırmada, çay ve kahve tüketmeyen kişilerden daha iyi kardiyovasküler sağlık sonuçlarına ulaşıldığı ifade edildi. Kafein desteği ile daha düşük kolesterol seviyelerine ulaşan katılımcılar, insülin direncinde dahi iyileşme gördü.

Araştırma sonuçları sonrasında değerlendirmelerine yer verilen Soochow Üniversitesi’nden epidemiyolog Xujia Lu “Bu bulgular, orta miktarda kahve veya kafein tüketimini teşvik etmenin kardiyometabolik hastalıkların önlenmesinde geniş kapsamlı yararlar sağlayabileceğini gösteriyor” dedi. Test sonuçlarında aşırı tüketim önerilmezken düzenli ve günlük düşük dozlarda çay ve kahve tüketiminin önemine değinildi. Araştırma, The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism adlı dergide de yer aldı.