Blog

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, BOSNA HERSEK’ΤΕ… ÖZEL, TÜRKİYE’NİN SARAYBOSNA BÜYÜKELÇİLİĞİNİ ZİYARET ETTİ

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, BOSNA HERSEK’ΤΕ… ÖZEL, TÜRKİYE’NİN SARAYBOSNA BÜYÜKELÇİLİĞİNİ ZİYARET ETTİ

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçiliğini ziyaret ederek Büyükelçi Sadık Babür Girgin ile görüştü.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP heyetinin iki gün sürecek Bosna Hersek programı bugün başladı. Özel, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da ilk olarak Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçi Sadık Babür Girgin’i ziyaret etti. Büyükelçi Girgin, Özel ve CHP heyetini büyükelçilik kapısında karşıladı. Özel, büyükelçi Girgin’e Cumhuriyet’in 100’üncü yılı onuruna Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının olduğu cam obje hediye etti.

    Özel’e ziyaretinde CHP Genel Başkan Yardımcıları İlhan Uzgel, Gökçe Gökçen, İstanbul Milletvekili Namık Tan, Aydın Milletvekil Bülent Tezcan, Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Uzunköprü Belediye Başkanı Özlem Becan eşlik etti.

     

  • CHP İZMİR İL GENÇLİK KOLLARI, 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE ATANAMADIĞI İÇİN İNTİHAR EDEN ÖĞRETMENLERİ ANDI

    CHP İZMİR İL GENÇLİK KOLLARI, 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE ATANAMADIĞI İÇİN İNTİHAR EDEN ÖĞRETMENLERİ ANDI

    SULTAN EYLEM KELEŞ

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Gençlik Kolları, atama bekleyen öğretmenler için Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Burak Kotan, “Yıllarca emek verdikten sonra öğretmen olan, ancak iktidarın plansız eğitim politikaları yüzünden atanamadıkları için, girdikleri derin bunalım sonucu intihar eden veya şantiyelerde, fabrikalarda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden değerli kardeşlerimizi bugün de unutmadık ve unutturmayacağız” diyerek atanamadığı için hayatını sonlandıran öğretmenleri andı.

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Gençlik Kolları, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde atanamayan öğretmenler için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi.

    Basın açıklamasını okuyan CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Burak Kotan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün öneminden bahsederek sözlerine başladı. Atanamayan öğretmenleri anan Kotan, şunları ifade etti:

    “BUGÜN İÇİNDE DERİN HÜZÜN TAŞIYAN ÖĞRETMEN ANNELERİ VAR”

    “Bugün 24 Kasım. 1928 yılında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e, Bakanlar Kurulu tarafından ‘Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ unvanının verildiği günün yıl dönümü. Atamızın, Cumhuriyetimizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltmek için Türk öğretmenlerine tuttuğu ışığın bir sembolü olan bu gün, ülkemizde öğretmenler günü olarak kutlanmakta. Ancak Atamızın emanet ettiği bayrağı taşıyan şerefli Türk öğretmenlerinin, coşkuyla ve gururla kutladığı bu günde bile, içinde derin bir hüzün taşıyan öğretmen anneleri var. Başöğretmenimizin kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni yolundan saptırmaya çalışan, köhne bir karanlığın ürünü AKP iktidarı tarafından, genç yaşta, önce hayalleri sonra hayatları çalınan öğretmen kardeşlerimizin anneleri onlar. Yıllarca emek verdikten sonra öğretmen olan, ancak iktidarın plansız eğitim politikaları yüzünden atanamadıkları için, girdikleri derin bunalım sonucu intihar eden veya şantiyelerde, fabrikalarda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden değerli kardeşlerimizi bu gün de unutmadık ve unutturmayacağız.

    “O KADAR GENÇ ÖĞRETMEN KARDEŞİMİZ HAYATTAN KOPARILDI Kİ…”

    Fedai Altun… Atanamadığı için inşaatlarda çalışan Beden Eğitimi Öğretmeni Fedai Altun, henüz 23 yaşında boyacı olarak çalıştığı trafoda elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Bir sosyal medya fenomeninin “En son neyinizi kaybettiniz?” diye yaptığı paylaşıma “Hayallerimi” cevabını vererek inşaattaki fotoğrafını paylaşan kardeşimizin umutsuz bakışları hala yüreğimizde bir acı. İlyas Bul… Atanamayan İngilizce öğretmeni kardeşimiz, ekmeğini kazanmak için çalıştığı Akkuyu Nükleer Santrali’nde, yüksekten düşerek iş kazası geçirdi. Beyin kanaması geçiren İlyas, 4 gün yoğun bakımda tedavi gördükten sonra hayata veda etti. Bir diğer kardeşimiz, Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hasan Cihan Aslan… Yıllardır beklediği ataması bir türlü gerçekleşmedi ve babasının ölümü üzerine, kardeşinin eğitim masraflarını karşılayabilmek için 26 yaşında kurye olarak çalışmaya başladı. Yaşadığı bunalıma dayanamadı ve hayatına son verdi. Yine atanamadığı için inşaatlarda çalışan öğretmen kardeşimiz Mikail Cengiz, çalıştığı inşaatın 6. katından düşerek hayatını kaybetti. Nişanlıydı, iki ay sonrası için evlilik planları yapıyordu. Nişanlısı arkasında, gözü yaşlı kaldı. Kocaeli’nin Körfez ilçesinde ablası tarafından evde ipte asılı bulunan 23 yaşındaki edebiyat öğretmeni kardeşimiz Aziz Alptekin de atama bekleyen öğretmenlerdendi.Murat Kaya, 28 yaşındaydı. Ardında üç satırlık bir not bıraktı. “Hayata veda ediyorum… Abimi ve annemi çok seviyorum. Babamı özledim.” Murat, tabancayla kafasına bir el ateş ederek hayatına son verdi.

    4 senedir iş bulamayan ve atama bekleyen 25 yaşındaki sosyal bilimler öğretmeni Merve Çavdar, evden “iş bulmaya gidiyorum” diyerek çıktıktan sonra intihar etti. Bir AKP Esenler Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi, Merve için “Gittiği yer de cehennemdir tabii… Cehapenin bir oyu daha azaldı” diye tweet atmıştı. Saymakla bitmez… O kadar genç öğretmen kardeşimiz hayattan koparıldı ki… AKP iktidarının yarattığı bu adaletsiz düzende kimilerine ballı ihaleler, adam kayırmalar, torpiller varken; emeğiyle, bilgisiyle, birikimiyle hayatta var olmaya çalışan bu ülkenin aydınlık gençlerinin payına işsizlik, umutsuzluk, çaresizlik içinde ölmek düşüyor.

    “KORKMADAN, YILMADAN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİMİZE SÖZ VERİYORUZ”

    Sadece atanamayanlar değil, çalışan öğretmenlerimiz de gelecek kaygısı ve geçim sıkıntısı içerisinde. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) verilerine göre Türkiye, eğitime yapılan yıllık personel harcamalarında 40 OECD ülkesi arasında sondan ikinci. Öğretmenlerimizin geleceğini, hayatını hiçe sayarak onlara istihdam sağlamayan, çalışan öğretmenleri de da 3 kuruşa talim ettiren AKP Hükümeti, İzmir’de geçtiğimiz aylarda, ÇEDES Projesi adı altında 842 okula imam, müezzin, vaiz ve din hizmetleri uzmanı atadı. Toplumumuzun dini ve milli değerlerini sömürmek yoluyla, tek derdi zenginleşmek, kendi ceplerini doldurmak olan kleptokratlara, piyasa manipülatörü sözde politikacılara, milletin kursağındaki lokmaya göz dikmiş akbabalara karşı korkmadan, yılmadan direnmeye, mücadele etmeye devam edeceğimize söz veriyoruz. Bu söz, hayatının baharında bu dünyadan koparılan kardeşlerimiz Fedai’ye, İlyas’a Cihan’a, Mikail’e ve Hasan’adır. Bu sözü kuytu köşelerde çaresizce hayata veda eden kardeşlerimiz Aziz’e, Murat’a ve Merve’ye veriyoruz.

    “GENÇLİK VARSA UMUT VAR, YARINLAR VAR”

    24 Kasım’da, başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kutlu ülküsünü yaşatma vazifesi bulunan genç Türk öğretmenleri olmak üzere bütün gençlerimizi bu çürümüş düzene karşı Cumhuriyet Halk Partisi saflarında mücadelemizi büyütmeye davet ediyoruz. Gençlik varsa umut var, gençlik varsa yarınlar var. Yarınlarımızı, kendi çıkarlarının yanında ülkesini bir hiç olarak gören bir avuç asalağa teslim etmeyecek, kendi ellerimizle, kendi emeğimizle, bilimle, bilgiyle var edeceğiz. Kardeşlerimizin anısı mücadelemize ışık tutacaktır. İş, ekmek ve özgürlük için, haydi umut dolu yarınlar için Cumhuriyet Halk Partisi saflarına.”

     

     

     

  • İMAMOĞLU, BEYKOZ’UN KÖYLERİNDE VATANDAŞLARLA BULUŞTU: “İSTANBUL’DA İYİLEŞEN HER ŞEY, TÜRKİYE’NİN DE GÜZELLEŞMESİNE BİR TEMEL OLUŞTURACAKTIR”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beykoz’un köylerinde vatandaşlarla buluştu. Köy kahvelerinde vatandaşlarla çay sohbetleri gerçekleştiren İmamoğlu, “İstanbul’a bir bütün olarak bakıyoruz. Türkiye’nin ana gücü olan, motor gücü olan İstanbul’da iyileşen, güzelleşen her şey, Türkiye’nin de iyileşmesine, güzelleşmesine bir temel oluşturacaktır” dedi. İmamoğlu, kurum tarihinde ilk kez yapılan tarımsal desteklerle, İstanbullu çiftçi sayısının 4 yıl içinde 10 kat arttığı bilgisini paylaştı. 

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beykoz’un Mahmutşevketpaşa, Alibahadır, Bozhane ve Cumhuriyet köylerini ziyaret edip, vatandaşların sorunlarını dinledi. Köy ziyaretlerinde İmamoğlu’na; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Ahmet Atalık ve Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Yavuz Saltık eşlik etti. Mahmutşevketpaşa Köyü Muhtarı Kemal Özmen, Alibahadır Köyü Muhtarı Ali İhsan Aydın, Bozhane Köyü Muhtarı Evren Önal ve Cumhuriyet Köyü Muhtarı Ali Durmuş da sorunlarını İmamoğlu ve İBB bürokratlarına aktarmdı. Vatandaşların soru ve taleplerine detaylı yanıtlar veren İmamoğlu, yanında bulunan yardımcılarıyla söz alan vatandaşları buluşturdu. 

    İmamoğlu ziyaretlerle ilgili değerlendirme konuşmasında şunları söyledi: 

    “KÖYLERİMİZİN KÖY KALMASINI VE KÖY OLARAK ANILMASINI DOĞRU BULUYORUZ: Biz, köylerimizin büyük bir bölümünün köy kalmasını ve köy olarak anılmasını doğru buluyoruz. Çünkü, köyün hepimizde ayrı bir maneviyatı var. Bu konuda özellikle Beykoz’un daha hassas bir durumu olduğunun altını çizmek lazım. Beykoz’da köylerimizin büyük bir bölümü, bir kısım sorunlarla yüzleşen yerler. Ciddi bir tapu, mülkiyet, imar sorunuyla yüzleşen bir bölge. Çok yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Bir bölümü Boğaz ön görünüme tabi. Dolayısıyla engelleri bu anlamda da çok yüksek. Burada ilçe belediyemizle de yaptığımız bazı görüşmelerde, bu işin topyekun bir çözüme kavuşması gerektiğini ve hatta Beykoz’un tabiri caizse İstanbul’un örnek bir semti olması noktasında bütünlükçü bir bakış açısıyla ele alınmasının şart olduğunu söylemiştim.

    ‘KORU İSTANBUL’ ÇALIŞMASININ RAPORLARI KÖY KÖY GEZİLEREK ÇIKARTILDI: Bu kapsamda şunu söylemek isterim: Bir bölümün kentsel dönüşümünü tasarlayıp, orada devletimizin bir kurumunun yaptığı dönüşümü eleştirmek ya da övmeyi doğru bulmuyorum. Beykoz’un bütününe bakışı doğru buluyorum. Burada biliyorum ki, birçok meselenin çözümünde kanunla örtüşmeyen düşünceler var. O bakımdan yasal bazı düzenlemelerle buranın desteklenmesi gerekiyor. Köylerdeki bu düzenin, sağlıklı bir şekilde değişimi ve dönüşümü adına çok köklü, tek seferlik ve burayı yoğunlaştırmayan, Beykoz’u hırpalamayan, Beykoz’un doğallığını koruyan, köylerini, Riva’sını, birçok alanını koruyan bir şekle dönüşmesi muhtemel. Buna dönük planlamamızın çalışmaları da var. Köy odaklı çalışmalarımız da var. Köy köy bu bölgenin fırsatlarını da ele almış durumdayız. En son, ‘Koru İstanbul’ diye yaptığımız çalışma, İstanbul’un büyük oranda köylerini kapsamakta. ‘Koru İstanbul’ çalışmasının raporları köy köy gezilerek, ‘Buranın fırsatları ne; insanlar burada hayatlarını nasıl idame ettirebilir, nasıl bir dönüşüm mümkündür’ü İstanbul’un bütün köyleri adına çıkarttık.

    ÇİFTÇİ SAYISI 4 YILDA 10KAT ARTTI: Koru İstanbul’da temel mesele; bir ağaçlık konusundan bahsetmiyoruz, aslında İstanbul’un korunmasından bahsediyoruz. İsmi oradan geliyor. İstanbul’u korursak, özellikle kuzeyindeki 200’e yakın -mahalle statüsünde olsa da- köy olan bu noktaları korursak, İstanbul’un nefes alması mümkün. İstanbul’un yaşaması ve gelişmesi mümkün. Bu yönüyle köyleri ele alıyoruz. Bunların hepsi geçmişte kurulmuş, önemli köyler. Bu gezilerimize ve seyahatlerimize devam edeceğiz. Köylerde temel meselenin, imar ve diğer bahsettiğim meselelerin dışında, üretim olduğunu, üretemeyen köylünün de geçimine dair sıkıntılar içerisinde olduğunu bilerek, biz, bu köylerimizde üretimi desteklemek adına, tohumdan tutun da hayvancılığa, tarımdan tutun da insanların makine, ekipman ihtiyaçlarına, hatta yakıt ihtiyaçlarına varıncaya kadar insanlarımızı yalnız bırakmadık. Daha önce hiç olmayan bu uygulamayı, ciddi bir kapasiteye kavuşturduk. Neredeyse çiftçi sayısı, bu 4 yıl içinde 10 kat arttı.

    DESTEKLERİMİZİ ARTIRMAK NİYETİNDEYİZ: Genel Sekreter Yardımcımız burada. Tarımla ilgili daire başkanımız da burada. Muhtarlıkla ilgili daire başkanımız da burada. Aynı zamanda bizim İSYÖN firmamız, tarım konusunda çalışmakta. O sahada İSYÖN olsun, Tarım Daire Başkanlığımız olsun, Muhtarlıklar Daire Başkanlığımız olsun; tarımın desteklenmesi, genişletilmesi ve onların ürünlerinin daha iyi bir şekilde vatandaşla buluşması noktasında büyük bir emek veriyorlar. Bugün, yine Beykoz’un Boğaz kıyısında balıkçılıkla ilgili desteklerimizi paylaştık vatandaşlarımızla. Bunu daha da artırmak niyetindeyiz. Hiç olmayan bir şey, bugün artık neredeyse 100 milyon liralık bir bütçeye doğru yürümekte ve inşallah ilerleyen zamanda, bunu daha da yukarılara taşıyacağız. Burada üretilen ürünlerin, İstanbul’un 20 milyona yakın nüfusunu beslemeyeceğini biliyoruz. Ama buradaki tarımın varlığı, insanların üretmesi, para kazanması, köylerin, doğanın, yeşilin, havasının, suyunun temiz kalması, 20 milyonun yaşama tutunması ve yaşamsal kaynaklarının korunması noktasında büyük bir mesele, sorumluluk ve eşik. Biz bunu sürdürülebilir bir şekilde yaşatmak istiyoruz. Kapsamı budur.

    İSTANBUL’A BİR BÜTÜN OLARAK BAKIYORUZ: İstanbul’a bir bütün olarak bakıyoruz. Türkiye’nin ana gücü olan, motor gücü olan İstanbul’da iyileşen, güzelleşen her şey, Türkiye’nin de iyileşmesine, güzelleşmesine bir temel oluşturacaktır. Artık 2024’e dönük süreçte, bir yandan vatandaşlarımıza hesap verirken, bir yandan vatandaşlarımızın, başta muhtarlarımızın olmak üzere taleplerini dinleyip, onlara cevap verirken, bir yandan da 2024 sonrasındaki ikinci dönemimize hazırlık yapacağız. İnşallah beni hemen hemen her gün 2,3,4, bazen 5 mahallede ya da köyümüzde gezerken, ziyaret ederken, sohbet ederken buluyor olacaksınız. Zaten sürekli sahadaydık. Bu sefer daha etkin bir şekilde sahada olmaya gayret edeceğiz. İnşallah güzel şehrimizin mahalleleri, köyleri, her yeriyle cıvıl cıvıl, yaşamla iç içe, mutlu, huzurlu insanlarla dolu olsun.”

    MUHTAR’DAN MUHTARLIK İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA ÖVGÜ

    Cumhuriyet Köyü Muhtarı Ali Durmuş da İBB bünyesinde İmamoğlu döneminde kurulan Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı’nın çalışmalarından duyduğu memnuniyeti, “Ben, 84 yılından beri bu işlerin içindeyim. Ben, siyasi olarak konuşmuyorum şu anda. Bildiğim doğruyu konuşuyorum. Bu dönem kadar Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanlığı’nın muhtarlara değer verdiği başka hiçbir dönem yaşamadım. En azından ilgilenmek, dertlen dertlenmek… Çünkü bu işler insan odaklı olur, gönüle girmekle olur. Yüzde 100 mutluluk yoktur. Her hizmet yapılacak diye bir şey de yoktur. Eksik olabilir, ama en azından gönlümüzü alıyorlar, ilgileniyorlar, 24 saat yanımızdalar. Şahsen tekrar teşekkür ediyorum” dedi. 

  • FATİH ERBAKAN PARTİSİNİN 49 BELEDİYE BAŞKAN ADAYINI AÇIKLADI… ERBAKAN: “TÜRK SİYASETİNE DAMGAMIZI MART AYINDA VURACAĞIZ”

    FATİH ERBAKAN PARTİSİNİN 49 BELEDİYE BAŞKAN ADAYINI AÇIKLADI… ERBAKAN: “TÜRK SİYASETİNE DAMGAMIZI MART AYINDA VURACAĞIZ”

    Haber: NİSANUR YILDIRIM / Kamera: DURSUN ALKAYA

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde önümüzdeki yıl mart ayında yapılacak yerel seçimler için 49 belediye başkan adayını açıkladı. Erbakan, “14 Mayıs seçimlerinde Yeniden Refah Partimiz anketlerin gösterdiği oy oranının üç misli oy aldı. Yüzde 1’e yakın bir oy bize lütfediyorlardı tırnak içerisinde. Biz yüzde 2,86 aldık. Yani yüzde 3’e yakın bir oy aldık. Şimdi anketler Yeniden Refah Partisi’ni ne gösteriyor? Yüzde 6 ila 7 arasında gösteriyor. Bu ne demek? Yine üçle çarptığınız zaman Yeniden Refah Partisi mart ayında yüzde 20 oy alacak demektir. 14 Mayıs’ta üç katını aldık. Şimdi de inşallah yine anketlerin üç katını alacağız. Türk siyasetine damgamızı mart ayında vuracağız” dedi.

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, bugün parti genel merkezinde; 1 büyükşehir belediyesi, 1 il belediyesi, 5 belde ve 42 ilçe belediyesi olmak üzere 49 belediye başkan adayını açıkladı.

    Fatih Erbakan, şöyle konuştu:

    “1 BÜYÜKŞEHİR, 1 İL, 5 BELDE VE 42 İLÇEDE YENİDEN REFAH PARTİMİZİN BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARINI İLAN EDECEĞİZ”

    “1 büyükşehir, 1 il, 5 belde ve 42 ilçede Yeniden Refah Partimizin belediye başkan adaylarını ilan edeceğiz. Toplamda 49 adayımızı bugün kamuoyuyla paylaşacağız. Dün idrak ettiğimiz Yeniden Refah Partimizin 5. kuruluş yıl dönümünün milletimize, ülkemize ve partimize hayırlar getirmesini dilerim. 5 yıl önce yola çıkan kutlu kervan her geçen gün daha da güçlenerek ancak istikametinden de bir derece dahi sapmadan Milli Görüş davası uğurunda yoluna devam ediyor. Yeniden Refah partimiz aradan geçen 5 yılın sonunda 81 il, 900’den fazla ilçe teşkilatıyla, beldelerde, mahallelerde ve köylerdeki teşkilatlarıyla bugün itibarıyla 320 binin üzerine ulaşmış olan resmi üyeleriyle, bileğinin hakkıyla 14 Mayıs’ta elde ettiği 5 tane milletvekiliyle Türkiye siyasetinin parlayan yıldızı olarak yoluna devam ediyor.

    İlk girdiğimiz seçimde 1 milyon 530 binin üzerinde oy alarak Yeniden Refah Partimiz milletimizin gönlünde yer edindiğini de açık bir şekilde ortaya koydu. Medya imkanları olmamasına, hazine yardımı almamasına, yeni kurulmuş bir parti olmasına, birtakım diğer yeni kurulan partilere yapıldığı gibi cilalayıp parlatma ve balon gibi şişirme operasyonları Yeniden Refah Partimize yapılmamış olmasına rağmen Yeniden Refah Partimiz Milli Görüş davasının bereketiyle, fedakar dava erlerinin gayretiyle ve Cenab-ı Allah’ın izniyle 1,5 milyonun üzerinde oy ve 5 milletvekiliyle TBMM’de temsil hakkını kazanmıştır. Yeniden Refah Partisi olarak bizler 5 yıldan beri olduğu gibi bundan sonra da önce ahlak ve maneviyat demeye devam edeceğiz. ‘Hem maddi kalkınma hem de manevi kalkınma olmazsa olmazdır’ demeye devam edeceğiz. ‘Beş yıldan beri ifade ettiğimiz gibi paylaşımda, yönetimde, yargıda adalet’ demeye devam edeceğiz. ‘Üretim, istihdam, ihracat ekonomisine geçilmelidir’ demeye devam edeceğiz. ‘Borç, faiz, zam, vergi ekonomisi terk edilmelidir’ demeye devam edeceğiz. ‘Önce millet’ anlayışıyla siyaset yapmaya devam edeceğiz. ‘Şahsiyetli dış politika ve mutlaka Türkiye’nin öncülüğünde İslam birliğinin kurulması’ demeye devam edeceğiz.

    “ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİMİZİN MUTLAKA TABAN MAAŞ UYGULAMASINA GEÇİRİLMESİ VE BU ÖĞRETMENLERİMİZİN DE EKONOMİK KOŞULLARININ DÜZELTİLMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR”

    Öğretmenlerimizi yılda bir defa Öğretmenler Günü’nde anarak hak ettikleri değeri vermenin mümkün olmadığını her zaman ifade ediyoruz. Öğretmenlerimizin toplum nezdinde saygın bir yeri olması, geçim derdi yaşamaması, kendisini okumaya, araştırmaya, kişisel gelişime, tamamen eğitime ve öğretime adayabilmesi son derece önemlidir. Ancak bugün öğretmenlerimiz yoksulluk sınırı altındaki maaşları nedeniyle bu söylediğimiz noktadan maalesef son derece uzaktadırlar. Bugün de tüm öğretmenlerimize hak ettikleri düzeyde maaşların verilmesi son derece önemlidir. Hiçbir öğretmenimiz geçim sıkıntısı çekmemeli, ek işler yapmak mecburiyetinde olmamalıdır. Özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerimizin mutlaka taban maaş uygulamasına geçirilmesi ve bu öğretmenlerimizin de ekonomik koşullarının düzeltilmesi çok önemlidir.

    “BÜTÜN ÖĞRETMENLERİMİZİN KADROLU ÖĞRETMEN STATÜSÜNE GEÇİRİLMESİ GEREKLİDİR”

    Öğretmen ve okul yöneticisi atama ve tayin sistemi ehliyete ve liyakate dayalı olmalı, akrabalığa, hemşehriliğe, yandaşlığa dayalı olmamalı ve aynı zamanda öğretmenlerimizin aile bütünlüğünü de koruyacak bir şekilde yapılmalıdır. Atama bekleyen 150 bin öğretmenimizin atamasının bir an evvel yapılması son derece önemlidir. Aynı zamanda kamuda öğretmenler arasında öğretmenlik mesleği içerisinde huzursuzluğa yol açan sözleşmeli, kadrolu, ücretli, öğretmenlik gibi ayrımların terk edilip bütün öğretmenlerimizin kadrolu öğretmen statüsüne geçirilmesi gereklidir. İktidarın, üzülerek ifade ediyorum, öğretmenlerimize danışmadan alelacele çıkardığı Öğretmenlik Meslek Kanunu, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilmiştir. Yeni hazırlanacak ve yeniden çıkarılacak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerimizin haklarını sözde değil özde hale getirmesi öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin taleplerine göre şekillendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Yeniden Refah Partisi olarak bu söylediğimiz adımları yeter ki atılsın da kim atarsa atsın anlayışıyla siyaset yaptığımızı her fırsatta söylüyorum. Öğretmenlerimizin refah seviyesinin arttırılması, mağduriyetlerinin giderilmesi keşke hemen yarın yapılsa. Bu hükümet yapsa bunun için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve bu konuyu gündemde tutuyoruz. Ancak şunu da ifade etmek istiyoruz ki eğer bu adımlar atılmazsa önümüzdeki seçimlerde Milli Görüş iktidara gelecek ve öğretmenlerimizin yüzünü geçmişte olduğu gibi bugün de yine Milli Görüş güldürecek.

    “MİLLİ GÖRÜŞ BELEDİYECİLİĞİ İSRAFIN, YOLSUZLUĞUN, ADAM KAYIRMANIN OLMADIĞI BİR BELEDİYECİLİKTİR”

    Mart ayında yerel yönetimlerde Milli Görüş’ün, Yeniden Refah’ın belediyelerde iktidar olması 1989 ve 1994 belediyecilik hizmetlerini hatırlayanlar için son derece önemlidir. 1989 ve 1994’te o dönem Refah Partili belediye başkanları Türkiye’de ve dünyada belediyeciliği kitabını yeniden yazdılar. Efsane hizmetler gerçekleştirdiler. Daha önce düşünülmemiş, akla hayale gelmemiş hizmetler daha önce çöp, çamur, çukur olarak adlandırılan büyükşehirler ve kentlerimizi bütün bu sıkıntılardan kurtarmış ve gerçekten de modern, gelişmiş şehirler haline getirmişlerdir. Bununla beraber Milli Görüş belediyeciliği israfın, yolsuzluğun, adam kayırmanın olmadığı bir belediyeciliktir. Yine efsane hizmetler yapılırken, belediyeler bugün olduğu gibi boğazına kadar borca batırılmadı. Bugün belediyelere bakıyorsunuz, aylık borç faizi ödemeleri binlerce personelinin maaşının üzerinde. İsim vermeye gerek yok. İlçelerde 100 milyondan başlıyor borçlar. İllerde 1 milyardan başlıyor. Büyükşehirlerde 2,3,5 milyara çıkıyor. Boğazına kadar borca batmış.

    “ULAŞILAMAYAN, KİBİR ABİDESİ, HALKLA ARASINA DUVARLAR ÖRMÜŞ BELEDİYELER YERİNE KAPILARI HALKA AÇIK ŞEFFAF, DENETLENEBİLİR BİR BELEDİYECİLİK”

    Bugün yapılan israflara, suistimallere, milyarların nasıl savrulduğuna baktığımızda bir de o günkü hassasiyete baktığınızda Milli Görüş belediyeciliğinin ne olduğunu anlıyoruz. İşte bugün 2024’teki bizim belediye başkan adaylarımız da aynı hassasiyetle hareket edecekler. Bununla beraber ‘bize emanet edilen her kuruşu tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye asla ve asla yedirmeyiz’ anlayışıyla yapılan bir belediyecilik. Bir kalemin mürekkebini dahi hesap eden bir anlayış belediyenin, devletin parasını, tüyü bitmemiş, yetimin parasına asla göz dikmez. Milli Görüş belediyeciliği yeni dönemde yeşil alanlara, engellilerimize, depreme dayanıklılık konusunda çok büyük önem verecek. İstihdam sağlayan bir belediyeciliği de hayata geçirmek istiyoruz. Sosyal belediyeciliği de en etkili bir şekilde yapacağız. Ulaşılamayan, kibir abidesi, halkla arasına duvarlar örmüş belediyeler yerine kapıları halka açık şeffaf, denetlenebilir bir belediyecilik.

    “TÜRK SİYASETİNE DAMGAMIZI MART AYINDA VURACAĞIZ”

    14 Mayıs seçimlerinde Yeniden Refah Partimiz anketlerin gösterdiği oy oranının üç misli oy aldı. Yüzde 1’e yakın bir oy bize lütfediyorlardı tırnak içerisinde. Biz yüzde 2,86 aldık. Yani yüzde 3’e yakın bir oy aldık. Şimdi anketler Yeniden Refah Partisi’ni ne gösteriyor? Yüzde 6 ila 7 arasında gösteriyor. Bu ne demek? Yine üçle çarptığınız zaman Yeniden Refah Partisi mart ayında yüzde 20 oy alacak demektir. 14 Mayıs’ta üç katını aldık. Şimdi de inşallah yine anketlerin üç katını alacağız. Türk siyasetine damgamızı mart ayında vuracağız. Önümüzdeki hafta cumartesi günü yani 2 Aralık’taki il başkanları toplantımızda 100’e yakın belediye başkan adayımızı daha açıklayacağımızı da buradan ilan ediyorum. Böylece hızlı bir şekilde peyderpey Yeniden Refah Partisi adaylarını açıklayacak ve seçime en güçlü bir şekilde girecektir.”

    Erbakan, bir gazetecinin yerel seçimlerde ittifak yapmaya ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı:

    “TÜRKİYE’DE BÜTÜN İLÇELERDE VE İLLERİMİZDE KENDİ ADAYLARIMIZLA SEÇİME GİRME YOLUNDA YOL YÜRÜYORUZ”

    “Biz Yeniden Refah Partisi olarak teşkilatlarımızın ve milletimizin bu noktadaki talepleri ve beklentilerine göre yetkili kurullarımızda görüşmeler yaptık. Türkiye’de bütün ilçelerde ve illerimizde kendi adaylarımızla seçime girme yolunda yol yürüyoruz. Sadece Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi için, son derece kritik bu iki büyük şehrimizin belediye başkanlığı için Cumhur İttifakı’nın bir talebi olması halinde bunu yine yetkili kurullarımızla, teşkilatlarımızla istişare edebiliriz, demiştik. Ama bugüne kadar herhangi bir talep olmadı. Dolayısıyla biz de 4 aylık bir süre kaldığı için büyük bir hızla bütün merkezlerde, tüm il, ilçe ve beldelerde belediye başkan adaylarımızı belirliyoruz. Peyderpey bugünden itibaren hızlı bir şekilde bu adaylarımızı açıklayacağız.”

    Erbakan, 50+1 tartışması ve yeni Anayasa’ya ilişkin soruya ise şu cevabı verdi:

    “YEREL SEÇİM ÖNCESİNDE DE ALELACELE MECLİS’TE ÖNÜMÜZE BİR DEĞİŞİKLİK GELECEĞİNİ DE ÇOK FAZLA DÜŞÜNMÜYORUM”

    “Türkiye bir yerel seçim atmosferi içerisindeyken, böyle sıcak bir dönemde, neredeyse 5 sene sonra yapılacak olan bir seçimle ilgili tartışmaya girilmemesi daha uygun olur diye düşünüyoruz. Yerel seçime yönelik hazırlıkların yapılması daha uygun olur. Yerel seçim öncesinde de alelacele Meclis’te önümüze bir değişiklik geleceğini de çok fazla düşünmüyorum. Bir tartışma oldu, çeşitli görüşler ifade edildi. Yerel seçim öncesi alelacele bu konuda bir adım atılacağını da pek zannetmiyorum.”

    Yeniden Refah Partisi’nin açıklanan Belediye başkan adayları şöyle:

    İstanbul

    Çekmeköy ilçe belediye başkan adayı: Yücel Ersen

    Pendik ilçe belediye başkan adayı: Fahrettin Karakurk

    Karabük

    Yenice- yortan belde b. başkan adayı: Alaattin Islak

    Ovacık ilçe belediye başkan adayı: Satılmış Bostancı

    Kars

    Sarıkamış ilçe belediye başkan adayı: Raşit Yılmaz

    Kastamonu

    Tosya ilçe belediye başkan adayı: İbrahim Demir

    Kocaeli

    Derince ilçe belediye başkan adayı: Gökhan Açık

    Körfez ilçe belediye başkan adayı: Hacı Latif İşcen

    Kandıra ilçe belediye başkan adayı: Levent Güdek

    Konya

    Halkapınar ilçe belediye başkan adayı: Ramazan Koçak

    Ahırlı ilçe belediye başkan adayı: Yavuz Selim Demirel

    Selçuklu ilçe belediye başkan adayı: Ali Kemal Kara

    Kütahya

    Simav-naşa belde b. Başkan adayı: Bünyamin Sezer

    Tavşanlı ilçe belediye başkan adayı: Ali Kemal Derin

    Aslanapa ilçe belediye başkan adayı: Atimer Kutlu

    Sakarya

    Kocaali ilçe belediye başkan adayı: Recep Erdoğan

    Karapürçek ilçe belediye başkan adayı: Mehmet Murat Çoruhlu

    Sivas

    Gemerek ilçe belediye başkan adayı: Sezai Çelikten

    Ulaş ilçe belediye başkan adayı: Hüseyin Karabağ

    Tekirdağ

    Ergene ilçe belediye başkan adayı: Mustafa Paşaoğlu

    Süleymanpaşa ilçe b. başkan adayı: Ali Rıza Özer

    Yozgat

    Akdağmadeni ilçe b.başkan adayı: Murat Selvi

    Malatya

    Büyükşehir Belediye Başkan adayı: Bilal Yıldırım

    Akçadağ ilçe belediye başkan adayı: Ali Kazgan

    Pötürge ilçe belediye başkan adayı: Aydın Öztürk

    Battalgazi ilçe belediye başkan adayı: Ayetullah Geçen

    Bayburt

    İl belediye başkan adayı: Mustafa Güncan

    Ankara

    Gölbaşı ilçe belediye başkan adayı: Salih Aydemir

    Beypazarı ilçe belediye başkan adayı: Haydar Çalışkan

    Şereflikoçhisar ilçe b. Başkan adayı: Muhammed Doğan

    Adıyaman

    Sincik ilçe belediye başkan adayı: Mehmet Buz

    Aydın

    Nazilli ilçe belediye başkan adayı: Emin Eser

    Sultanhisar ilçe belediye başkan adayı: Emre Mersinkaya

    Bitlis

    Gölbaşı ilçe belediye başkan adayı: Mehmet Avunç

    Bursa

    Büyükorhan ilçe belediye başkan adayı: Enes Yılmaz

    Harmancık ilçe belediye başkan adayı: Ahmet Can

    İnegöl ilçe belediye başkan adayı: Mehmet Kaygusuz

    Bolu

    Mengen-gökçesu belde b. Başkan adayı: Orhan Çigbasmaz

    Düzce

    Kaynaşlı ilçe belediye başkan adayı: Birol Şahin

    Elazığ

    Kovancılar ilçe belediye başkan adayı: Bekir Yanılmaz

    Alacakaya ilçe belediye başkan adayı: Zafer Altınışık

    Eskişehir

    Tepebaşı ilçe belediye başkan adayı: Emrah Altun

    İnönü ilçe belediye başkan adayı: Hasan Güçbilmez

    Mihalgazi ilçe belediye başkan adayı: Mehmet Gümer

    Gümüşhane

    Kelkit ilçe belediye başkan adayı: Abdülhamid Keskinoğlu

    Şiran ilçe belediye başkan adayı: Murat Taştan

    Iğdır

    Tuzluca ilçe belediye başkan adayı: Ali Erdem Sevilmiş

    Halfel belde belediye başkan adayı: Yusuf Aktaş

    Hoşhaber belde belediye başkan adayı: İbrahim Onay

     

  • AKŞENER, ÇANAKKALE’DE: “HÜR VE MÜSTAKİL OLARAK SEÇİME GİTME KARARI ALDIK. O GÜNDEN BERİ HEM YANDAŞI HEM CANDAŞI BİZİ TOPA TUTTULAR. BİZİM BUNLARDAN HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ETKİLENMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”

    Haber: MAHİR BAĞIŞ / Kamera: ÜNAL AYDIN

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Çanakkale Teşkilat Buluşması’nda; “Bugün anlatamadığımız bir konu ile yine karşı karşıyayız. Biz hür ve müstakil olarak yerel seçimlere gitme kararını Genel İdare Kurulu’muzun kararı ile aldık. Hatta 5 arkadaşımız farklı bir fikirde, birinin oy hakkı yoktu diğer 4 arkadaşımız fikirlerini açık bir şekilde söylediler, onlar o fikirlerini anlattılar biz de alkışladık. Müthiş bir şey bu. Başka siyasi partilerde olup bu seçimlerde bizle beraber olan arkadaşlarımız diyor ki ‘Ben böyle bir istişare mekanizması hiç görmedim.’ Herkesin rahat rahat konuştuğu, oyunu da kendi inancına, doğrusuna, hakikatine göre oy kullandığı bir sistemimiz var. Genel Başkan olarak ben bu tür yerler asla oy kullanmıyorum. Sonuçta bir karar alındı bakın oy birliği ile almadık oy çokluğuyla aldık. Bu çerçeve içinde hür ve müstakil olarak seçime gitme kararı aldık. O günden beri hem yandaşı hem candaşı bizi topa tuttular. Bizim bunlardan herhangi bir şekilde etkilenmemiz mümkün değil” dedi. Akşener, Çanakkale Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkan Vekili Burak Kunt’un İYİ Parti Çanakkale Belediye Başkan adayı olduğunu açıkladı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 31 Mart 2024 yerel seçimleri için başlattığı il gezilerine bugün Çanakkale ile devam etti. Akşener, Çanakkale Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili Burak Kunt’un, İYİ Parti’nin Çanakkale Belediye Başkan adayı olduğunu duyurdu.

    “AYNI GÜNLERİN BAŞKA BİR VERSİYONUNU YAŞADIĞIMIZ AÇIK”

    Kürsüye çıktığı sırada, Çanakkale Türküsü çalınınca, “Esasında hiçbir şeyi konuşmadan inmem lazım. Neleri neleri hatırlardım. Burada bulunan, hemen hemen herkes de onları hatırladı. Parasını ödemiştik, imece usulü ödemiştik, ‘Dediler ki iptal ettik.’ İçeride, herkes oturmuştu. ‘Çıkın’ dediler. Bizimkiler inat, çıkmadı. Elektrikler kesildi, işte elimdeki şu şeyle (megafonu göstererek) konuştum. Bana geçmişi hatırlattınız. Ama aynı günlerin başka bir versiyonunu yaşadığımız açık. Dediniz ki ‘Bununla (megafonu göstererek) konuşmaya devam.’ Bize maraza yarıyor” dedi.

    24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak konuşmasına devam eden Akşener, “Bir öğretmen olarak bugünkü meslektaşlarımın, Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Ama maalesef bizlerin imkanlarına onların sahip olmamasını bugünkü iktidarı kınayarak, bu imkanların öğretmen arkadaşlarımla verilmesini talep ederek… Madem cumhuriyetimizin 100. yılı idrak ediyoruz, 100 bin öğretmen derhal tayini yapmalarını ve öğretmenlerimizin hakkını hukukunu korumalarını talep ediyor, tekrar öğretmenler günü kutlu olsun diyorum” diye konuştu.

    YAHU ARKADAŞ HER ŞEY OLDUM DA BİR MERAL OLAMADIM”

    Sahneye çıktığında Çanakkale Türküsü’nün çaldığını hatırlatan Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Çanakkale’de içinde vurdular beni’, doğru Çanakkale şehitler diyarı, Çanakkale geçilmezin mimarı, inşallah İYİ Parti de geçilemeyecek. Buradan başlamıştık. Bugün buradan başlıyoruz. Çanakkale’den başlamıştık bugün yeniden birinci gün Çanakkale’den başlıyoruz… Türk Milleti, hep birinci önceliğimiz oldu… Ömrüm benim otoriteyle, ahlaksızlıkla, abidik-gubidik işlerle mücadeleyle geçti. Mesela başörtüsü yasağı olmuştu biz üniversitede hoca iken, ben kız öğrencilerimi baş örtülü olarak sınıfa alırdım, soruşturma geçirirdim. Lisede öğretmendim, o meşhur 1982 Anayasasına hayır verdim. Öyle bir zarfla verilmişti ki attığın oy belli oluyordu, hayır oyunu koyduğum için belli oldu soruşturma geçirdim. Siyasete atıldım, Doğru Yol Partisi gibi halim selim, makul bir siyasi partide politikaya başladım. Girdiğim günden sonuna kadar her günüm olayla geçti. 28 Şubat’ı yaşadık, Susurluk’u yaşadık. Susurluk mevzularının olduğu zaman ben üniversitede hocayım, ‘her şey oldum.’

    O zaman HDP’li diyelim, bir kişi bana dedi ki ‘Başkanım sizin zamanınızda üniversitede talebeydim, polisleriniz beni bir dövdü bir dövdü…’ Kaç tarihi? Meğer 84 imiş. Yani ebedi İçişleri Bakanı gibi lanse edildim. Ergenekon davaları başladı, bu sefer de Ergenekon’cuların yanında, Ergenekon şemasının başında yer aldım. Yahu arkadaş her şey oldum da bir Meral olamadım…

    GÖREV, PARA PUL, İTİBAR İÇİN MİLLETİNİ, MEMLEKETİNİ ZORA DÜŞÜRMEYECEK DÜŞÜRMEYE KALKIŞANA DA ENGEL OLACAK İNSANLARDAN OLUŞAN BİR SİYASİ PARTİ”

    Eğer siz hakkın, hakikatin ve zayıfın yanındaysanız başınız dertten kurtulmuyor. Biz bu ülkenin insanlarını çok sevenler bir araya geldik. Kimimiz şehirli kimimiz köylü, kimimiz iş insanı kimimiz işçi, kimimiz ev kadını kimimiz eve temizliğe giden kadın işçi…Türkiye’nin her bir sosyal kesiminden insanların bir araya gelerek buluştuğu tek parti İYİ Parti’dir. Böyle insanların bir araya gelişi doğal olarak çok kolay olmuyor. Birbirini kontrol eden, takip eden, destek çıkan ama aynı zamanda yanlış yapıldığında önce uyaran sonra gereğini yapan insanlardan oluşan bir siyasi parti. Yani ne demek istiyorum? Mansıp, görev, para pul için milletini, memleketini zora düşürmeyecek düşürmeye kalkışana da engel olacak insanlardan oluşan bir siyasi parti. İftiralara dimdik duran ve her türlü eziyete göğüs geren insanların oluşturduğu bir siyasi parti… Bu bir psikoloji, bu bir sosyoloji. Bu bir siyaset değil.

    BUGÜNE KADAR BANA VE SİZLERE YAPILAN TEKLİFLERE EVET DESEYDİK BU EZİYETLERİ ÇEKER MİYDİK? ÇEKMEZDİK”

    Memleketin ve milletin yararına olan her şeyde kendimizden vazgeçebiliyoruz. Buna karşılık memleketin, milletin zararına olan her bir konuda hangi teklifi alırsak alalım ben başta olmak üzere her birimizin reddettiği dimdik, dosdoğru insanlar. Dolayısıyla geçimsiziz biz. Soru şu; bugüne kadar bana ve sizlere yapılan tekliflere evet deseydik bu eziyetleri çeker miydik? Çekmezdik… İYİ Parti bu demek.

    İki tarafın da bizden istediği; hiçbir konuda memleket yararına değilse evet demeyen insanlarsınız. Bunu anlatamadık senelerdir. Biz bunu anlatamadık. Bizim kuruluş amacımız bu memlekete hizmet etmekti. Yine bu milletin refahı, ferahı için kendimizden feragat etmekti, fedakârlık etmekti… Bu kavramların çok önemli olma sebebi çok manalı ve çok hakkaniyetli ve hakikat olmasıdır. Hak ve hakikat çok önemlidir. Bu aynı zamanda Hakk’ın yanında olmaktır.

    O GÜNDEN BERİ HEM YANDAŞI HEM CANDAŞI BİZİ TOPA TUTTULAR. BİZİM BUNLARDAN HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ETKİLENMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”

    Bugün anlatamadığımız bir konu ile yine karşı karşıyayız. Biz hür ve müstakil olarak yerel seçimlere gitme kararını, Genel İdare Kurulu’muzun kararı ile aldık. Hatta 5 arkadaşımız farklı bir fikirde, birinin oy hakkı yoktu; diğer 4 arkadaşımız fikirlerini açık bir şekilde söylediler, onlar o fikirlerini anlattılar biz de alkışladık. Müthiş bir şey bu. Başka siyasi partilerde olup, bu seçimlerde bizle beraber olan arkadaşlarımız diyor ki ‘Ben böyle bir istişare mekanizması hiç görmedim.’ Herkesin rahat rahat konuştuğu, oyunu da kendi inancına, doğrusuna, hakikatine göre kullandığı bir sistemimiz var. Genel Başkan olarak ben bu tür yerlerde asla oy kullanmıyorum. Sonuçta bir karar alındı. Bakın oybirliği ile almadık oyçokluğuyla aldık…

    Bu çerçeve içinde hür ve müstakil olarak seçime gitme kararı aldık. O günden beri hem yandaşı hem candaşı, vallaha bizi topa tuttular. Bizim bunlardan herhangi bir şekilde etkilenmemiz mümkün değil. Türkiye genelindeki hiçbir İYİ Partilinin bundan etkilenmesi mümkün değil. Tam tersine irademizi kavileştirir.

    DEVLETİN HİÇBİR ALANIYLA TECRÜBESİ OLMAYAN, HERHANGİ BİR FİKRİ OLMAYAN İNSANLARIN MAALESEF ÜZERİMİZDE YAPTIĞI BİR PSİKOLOJİK SAVAŞLA BAŞ BAŞAYIZ. BEN DE DİYORUM VIZ GELİR TIRIS GİDER”

    Böyle bir sistemin içinde elbette ki eller yapının içine sokulacaktır. Bir psikolojik harp elbette uygulanacaktır. Öyle yalanlar dönüyor ki hayretler içinde kalıyorum. Mesela ben bir arkadaşıma ‘Devletimin benden son istediğini yerine getirmişim’ demişim. Basının huzurunda hepinize söyleyeyim: Benim ailemden, bize gelen bir talimat vardır. Kişisel sırrı olan meşhur olamaz. Tamam. Yamuğu olan bunu yapamaz. Benim gizlim yok. Devletim benden bir şey istemiş olsa var ya sevinçle anlatırım.

    Mesela, bana devletimizin bir kurumu fotoğraflar gönderdi bir zamanlar, 2018’de. Partimiz yeni kurulmuş, titrek bir zamanımızda. SADAT’ın kamplarıyla ilgili fotoğraflar gönderdi. Ben de bunu Sayın Saygı Öztürk üzerinden kamuoyuyla paylaştım. Mahkemelik olduk, savcı bey beni çağırdı ifadeye, dedim ki; ‘Gördüm ama size vermiyorum, size göstermiyorum da… Çünkü hangi kurumdan geldiğini anlarsınız.’ Çünkü o bilgiydi ama gayrı resmi bilgiydi… Türkiye’nin hiçbir geleneğiyle, devletin hiçbir alanıyla tecrübesi olmayan, herhangi bir fikri olmayan insanların maalesef üzerimizde yaptığı bir psikolojik savaşla baş başayız. Ben de diyorum vız gelir tırıs gider.

    TÜRKİYE’DE OLAN HER BİR HADİSENİN BAŞIMIZA FATURA EDİLDİĞİ, EDİLECEĞİ BİR TÜRKİYE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ ÇÜNKÜ İYİ PARTİ’DEN, MERAL AKŞENER’DEN KORKUYORLAR. VE KORKMALILAR”

    2018’de yine HDP’nin önemli isimlerinden birisi televizyona çıktı benim faili meçhulcü olduğumu söyledi. Ben kendisini aradım, eşi öldürülmüş bir hanım. Dedim ki eşiniz kaç tarihinde öldürüldü. Söylediği tarihte ben üniversite hocayım. Türkiye’de olan her bir hadisenin başımıza fatura edildiği, edileceği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Çünkü İYİ Parti’den, Meral Akşener’den korkuyorlar. Ve korkmalılar.

    İKİ TARAFTA İYİ PARTİ’YE HAKARET ETMEYE, SİZLERE, BANA ÇAMUR ATMAYA DEVAM EDİYOR. BÜYÜK BİR BASKI, TAZYİK VAR”

    Bunları şunun için anlattım, çok daha zor günler bekliyor bizi. Hür ve müstakil olarak seçime gireceğimiz öğrendiği andan itibaren bütün yandaş medya yani sarayı destekleyen medya ateş ediyor. Normal şartlarda hoşlarına gitmesi gerekmiyor mu? Candaş medyanın, sözde muhalif medyanın deyimiyle biz Cumhur İttifakı’na yanlıyor olmuyor muyuz, onların iddiasıyla. Öyleysek bunlar niye sövüyor kardeşim? Ne için onlar da bizim hür ve müstakil olarak seçime gitmemizi istemiyor da Millet İttifakı kayboldu, ittifak diye bir kavram gitti orada olmamızı, orayla yol yürümemizi istiyor, ne için?

    İkinci şey şu: CHP’nin biz marabası olmalıyız çünkü CHP sayesinde buradayız dolayısıyla her dediğini yapmalıyız, onlar patron biz marabayız denilen de bir başka güruh var. Onlar da çok rahatsız. Diğer taraftan sözcülere bakıyorsunuz, herkes hayatından mutlu, hiç kimse vay efendim demiyor ama iki tarafta İYİ Parti’ye hakaret etmeye; sizlere çamur atmaya, bana çamur atmaya devam ediyor. Büyük bir baskı, tazyik var.

    Tam 2 buçuk yıl milletimin sesini dinledim… Meclis’e getirdik, hem biz konuştuk, hem de ihtiyaç sahiplerini milletin kürsüsünde konuşturduk… Tarihte ilk yapılan şeydir. Dertlerini anlattılar, Meclis televizyonu kesildi o insanlar Meclis kürsüsüne çıkınca. Makul dediğimi şey bu: Seçmen odaklı, milletin sesine duyarlı, ona yönelik projelerin, dertlerin çözümü olduğu bir siyaset anlayışını yapıyoruz biz…

    Şu yapıldı, ‘Bunlar ateist, terörist…Öbürleri bizden.’ Eğer AK Parti ve Cumhur İttifakı içindeki paydaşlarına oy kullanıyorsanız hem samimi hem temiz bir Müslüman hem bu ülkeyi seven milliyetçi, makbul bir insanınız. Öbür tarafa oy kullanıyorsanız teröristsiniz, şusunuz, busunuz. Ama bu bir kayıkçı kavgası. Bizim için geçerli olan milletimiz onların talepleri liyakat; iyi, bilgili, birikimli kadrolar, insanların kayrılmadığı, inançlarına göre ayrılmadığı bir Türkiye’yi ortaya koymak. Bu bizim genlerimizde vardı ama biz bunu hızla kaybettik.”

  • TÜRKAN ELÇİ, 29 KASIM’DA DURUŞMASI YAPILACAK TAHİR ELÇİ DAVASINA İLİŞKİN KONUŞTU: “CEZASIZLIKLA SONUÇLANACAĞI YÖNÜNDE BİR YARGIYA ULAŞTIK DİYEBİLİRİM ARTIK. GERÇEK FAİLLERİN CEZALANDIRILMAYACAĞI YÖNÜNDE BİR KANAATE VARDIK”

    Haber: DİLAN KUTLU- Kamera: DURSUN ALKAYA  

     

    CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, öldürülen eşi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi davasının 29 Kasım’da yapılacak duruşması için “dosyanın cezasızlığa doğru gittiğini” söyledi. Türkan Elçi, “Nasıl bir sonla karşılaşabileceğimizi kimi zaman kestiremiyoruz fakat dosyanın gidişatı bunu gösteriyor ki bu da Türkiye’deki birden fazla dosya gibi cezasızlıkla sonuçlanacağı yönünde bir yargıya ulaştık diyebilirim artık. Çok umutlu olmak isterdim umutlu olduğumu söylerken aynı zamanda umudun topluma da sirayet etmesini isterdim fakat her zaman iyi vaatlerle toplumun karşısına çıkayım gibi şeyi de yaratamıyorsun. Neticede gidişatta iyi bir yöne doğru gidilmiyorsa bunu da rahatlıkla söyleyebilmeli. İlk başta bizim açımızdan şahsi olarak çok acıtıcı bir durum. Cezasızlığa doğru giden bir dosyanın da artık bunu bir önyargıyla değerlendirmiyoruz. Kanaatimiz sonrasında, devam eden mahkeme sonrasında, kanaatimizin neticesinde bunun artık olumlu bir sonuçla veya gerçek faillerin cezalandırılmayacağı yönünde bir kanaate vardık diyebiliriz” diye konuştu.

    CHP, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi suikastının incelenmesi için Meclis araştırma önergesi verdi ve önergenin dün Meclis’te görüşülmesi için grup önerisi getirdi. CHP’nin önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Türkan Elçi, Tahir Elçi cinayetiyle ilgili dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun ifadesine başvurulması taleplerinin reddedildiğini söyledi.

    Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde 8 Kasım 2015’te basın açıklaması yaparken öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi davasının sekizinci duruşması 29 Kasım’da yapılacak.

    Türkan Elçi, eşi Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili açılan davanın Türkiye’deki bazı davalar gibi “cezasızlıkla” sonuçlanacağı kanaati taşıdığını söyledi. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Türkan Elçi şunları söyledi:

    “MECLİS’TE ÜRETİLEN POLİTİKALARIN YARGI ÜZERİNDEKİ TEZAHÜRÜNÜ BİLİYORUZ”

    Grup önerisi olarak sunmuştuk Meclis’e AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Bu bizim açımızdan çok sürpriz olmadı. Beklediğimiz bir şeydi. Devam eden mahkeme süreci gibi dün gece orada nasıl bir umutsuzluk yaşamışsak orada da aynı bir umutsuzlukla karşılaştık. İşin doğrusu ‘Evet’ deselerdi ben orada şaşıracaktım çünkü Meclis’te üretilmiş olan politikalarının hem toplum hem yargı üzerinde nasıl bir tezahürü olduğunu biliyoruz. Yargının şu anda kararlarında objektif, bağımsız kararlar veremediğini hatta bazen objektif ve bağımsız kararlar veremedikleri gibi biz bazen onların vicdanlarına da kendimizi teslim etmek istiyoruz fakat bir noktadan sonra pek bir vicdanın olmadığını da görebiliyoruz.

    “BİR KİŞİ SADECE KURŞUNLA KATLEDİLMİYOR”

    Bir kişi katledildiği zaman sadece bir kurşunla katledilmiyor. Aynı zamanda yargının esas failleri hakkında gerekli işlemi yapmayıp failleri cezalandırmayınca mağdurları veya adalet arayanları ikinci kez katledebiliyor, o da ayrı bir katliamdır. O da ayrı bir katliamdır, adalet katliamıdır. O açıdan bizim yolculuğumuz devam eden ve zor bir yolculuk. Nasıl bir sonla karşılaşabileceğimizi kimi zaman kestiremiyoruz fakat dosyanın gidişatı bunu gösteriyor ki bu da Türkiye’deki birden fazla dosya gibi cezasızlıkla sonuçlanacağı yönünde bir yargıya ulaştık diyebilirim artık.

    “CEZASIZLIĞA DOĞRU GİDEN BİR DOSYA…”

    Çok umutlu olmak isterdim umutlu olduğumu söylerken aynı zamanda umudun topluma da sirayet etmesini isterdim fakat her zaman iyi vaatlerle toplumun karşısına çıkayım gibi şeyi de yaratamıyorsun. Neticede gidişatta iyi bir yöne doğru gidilmiyorsa bunu da rahatlıkla söyleyebilmeli. İlk başta bizim açımızdan şahsi olarak çok acıtıcı bir durum. Cezasızlığa doğru giden bir dosyanın da artık bunu bir önyargıyla değerlendirmiyoruz. bunun kanaatimiz sonrasında, devam eden mahkeme sonrasında kanaatimizin neticesinde bunun artık olumlu bir sonuçla veya gerçek faillerin cezalandırılmayacağı yönünde bir kanaate vardık diyebiliriz.

    “BENİM İÇİN İKİ DÖNÜM NOKTASI VARDI…”

    Benim için iki dönüm noktası vardı. İlki cinayetin işlendiği ilk dönem. İkinci bir cinayetin yaşanması da benim mahkeme salonunda 4,5 yıl aradan sonra duruşmalara başlandığı dönemin ilk başlangıcında ilk duruşmada mahkeme heyeti tarafından konuşmama müsaade edilmemesi. Ben orada işin vahametini biraz daha anlayamaya başlamıştım. Orada ikinci bir cinayetle karşılaştım diyebilirim. Orada farklı bir srüeç başladı benim açımdan. 4,5 yıldır o şekilde devam ediyor. Belli bir umut da barındıran bir yolculuk da değil.

    “TAHİR’DEN ALDIĞIMIZ MİRAS…”

    Biz hukuka, insan haklarına inanan insanlarız. Mücadelemizin her zaman hukuki yollarla ilerlemesine inanan insanlarız ben bunu her zaman söylerim. Bu Tahir’den aldığımız bir mirastır. Onun mirasını devam ettiren hukukçu arkadaşlarımız da var, onun mirasını devam ettiren bir vakfımız da var. Adalet için mücadele verilmesi gereken bir toplumu hayal eden biri olarak siyasette mücadelemi devam ettireceğim.”

  • BANDIRMA’DA 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLANDI

    BANDIRMA’DA 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLANDI

    Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Bandırma Milli Eğitim Müdürü Mutlu Aslan’ı makamında ziyaret ederek, Öğretmenler Günü’nü kutladı.

    Makam ziyareti ardından Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan Çelenk Sunma törenine katılan Belediye Başkanı Tolga Tosun, tören alanındaki öğretmenlerle tek tek selamlaşarak Öğretmenler Günü’nü kutladı.

    Bandırma’nın yeşiline katkı sağlamak ve öğretmenlere kalıcı bir hediye vermek isteyen Başkan Tosun, “Kıymetli öğretmenlerim, sizler bu ülkenin geleceği için genç filizler yetiştiriyor, geleceğimizi şekillendiriyorsunuz. Bu zeytin fidanı geleceğimize nefes olacak barışı ve umudu sağlayacaktır” diyerek zeytin fidanı dağıttı.

    Belediye Meclis Üyeleri ve Belediye Başkan Yardımcılarının da katılımıyla Bandırma’da görev yapan toplam 2600 öğretmene zeytin fidanı hediye edildi.

  • KUŞADASI BELEDİYESİ’NDEN PATİLİ DOSTLARIN SAĞLIĞI İÇİN BİR ADIM DAHA

    KUŞADASI BELEDİYESİ’NDEN PATİLİ DOSTLARIN SAĞLIĞI İÇİN BİR ADIM DAHA

    Kuşadası Belediyesi, kentte yaşayan hayvanseverleri sevindiren yeni bir uygulamayı daha yaşama geçirdi. Kent merkezinde Kedi Kısırlaştırma Merkezi açan hayvan dostu Kuşadası Belediyesi, vatandaşların getirdiği sokak kedilerini ücretsiz kısırlaştırmaya başladı.

    Kuşadası Belediyesi, Kirazlı yolunda bulunan Evcil Hayvan Rehabilitasyon Merkezi bünyesine kazandırdığı Kedi Tedavi Ünitesinin ardından kediler için yeni bir merkez daha açtı. Sokakta yaşayan minik can dostlarının kontrol dışı üremelerinin önüne geçerek sağlıklarını korumak amacıyla Marina karşısında bulunan Ada Kültür Merkezi bahçesinde sokak kedilerini kısırlaştırmak amacıyla kurulan Kedi Kısırlaştırma Merkezi, hafta içi 08.30-17.30 saatleri arasında hizmet vermeye başladı. Kısırlaştırma işlemlerinin devam ettiği Kirazlı Yolu üzerinde bulunan Kuşadası Evcil Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nin kent merkezine uzak olması nedeniyle ulaşım sıkıntısı çeken vatandaşlardan gelen talep üzerine açılan Kedi Kısırlaştırma Merkezi hayvanseverleri memnun etti.

    Hijyenik ortamı, bahçesi ve hayvan sever personeli ile kedilerin kısırlaştırma operasyonlarının büyük bir özen ve titizlik içerisinde yapıldığı merkezde iki uzman veteriner görev yapıyor. Güvercin Masa’nın 444 71 14 numaralı telefonunu arayarak randevu alan kent sakinleri, mahallelerinde ve sokaklarında bakımını üstlendikleri kedileri, Kuşadası Belediyesi Kedi Kısırlaştırma Merkezi’ne getirerek ücretsiz kısırlaştırabiliyor.  

  • BOZÜYÜK’TE 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ETKİNLİKLERLE KUTLANDI

    BOZÜYÜK’TE 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ETKİNLİKLERLE KUTLANDI

    Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen kutlama programına katıldı.

    Eylül Deluxe Davet Salonu’nda gerçekleştirilen kutlama programında masaları tek tek dolaşarak, öğretmenlerle görüşen Başkan Bakkalcıoğlu, tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutladı.

    Kutlama programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlarken, günün anlam ve önemini belirten açılış konuşmasını İlçe Milli Eğitim Müdürü Servet Çetinkaya yaptı.

    Çetinkaya, konuşmasında, “Cumhuriyetimizin kurucusu ve aynı zamanda ilk başöğretmeni olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Kasım 1928 yılında Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul etmelerinin yıl dönümü olan 24 Kasım günü 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu kutlu güne kavuşmanın bahtiyarlığı ile kutlama programımıza hoş geldiniz” diyerek, tüm misafirleri selamladı.

    Konuşmanın ardından mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin yemin töreni yapıldı, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmenler arasında düzenlenen Bocce, Voleybol ve Dart Şampiyonaları’nda dereceye girenlere madalyaları protokol tarafından takdim edildi. Programın sonunda ise öğretmenler, müzik eşliğinde eğlenerek Öğretmenler Günü’nü kutladılar.

    Programa, İlçe Kaymakamı Adem Öztürk, Garnizon Komutanı Mühimmat Binbaşı Caner Yılmaz, Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, protokol üyeleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile öğretmenler katıldı.

  • DİDİM BELEDİYE BAŞKANI ATABAY’DAN ÖĞRETMENLERE JEST

    DİDİM BELEDİYE BAŞKANI ATABAY’DAN ÖĞRETMENLERE JEST

    Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, Öğretmenler Günü dolayısıyla okulları ziyaret ederek, öğretmenlerin gününü kutladı.

    İlçe genelindeki bütün okulları gezip tek tek öğretmenlerin gününü kutlayan Başkan Atabay, öğretmenlere Didim Belediyesi Heykel ve Seramik Atölyesi’nde hazırlanan üzerinde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü; “Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” yazılı hediyeleri takdim etti. Hediyelerini alan öğretmenler, Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay’a teşekkür etti.

    Ziyaretle ilgili açıklama yapan Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, “24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla ilçemizde görev yapan bütün öğretmenlerimizi ziyaret ederek günlerini kutladık. Kendilerine Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünün yazdığı hediyeyi takdim ettik. Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü içtenlikle kutluyorum” dedi.