Blog

  • TURKCELL GENEL MÜDÜRÜ ALİ TAHA KOÇ: “TEKNOLOJİDE TÜRKİYE’NİN EN PARLAK YILLARINI YAZACAĞIZ”

    TURKCELL GENEL MÜDÜRÜ ALİ TAHA KOÇ: “TEKNOLOJİDE TÜRKİYE’NİN EN PARLAK YILLARINI YAZACAĞIZ”

    Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, Turkcell’in geride bıraktığı 30 yılda Türkiye’nin dijitalleşme tarihini yazdığını, Türkiye Yüzyılı’nda yenilikçi stratejilerle teknoloji üreterek geleceği tasarlamaya devam edeceklerini söyledi. 

    Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, 2024’te 30’uncu kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Turkcell’in gelecek vizyonunu anlattı. Mobil teknolojilerde Türkiye’nin son 25 yılına damga vuran Turkcell’in geleceği bugünden tasarladığını söyleyen Koç, “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ülkemizin dijitalleşmesindeki liderliğimizi sağlamlaştıracağız. Turkcell, Türkiye Yüzyılı’nda teknolojide Türkiye’nin en parlak yıllarını yazacak” dedi. 

    Ali Taha Koç, Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün öncü oyuncusu olarak hizmet vermeye başlayan Turkcell’in Cumhuriyet’in 100’üncü yılını dijital dönüşümün güçlü oyuncusu olarak kutladığını belirtti. Türkiye’nin halen devam eden dijital yolculuğunda Turkcell’in teknoloji üreterek ve teknolojiye yön vererek geleceği tasarladığını vurgulayan Koç, şunları kaydetti: 

    “Turkcell’in kuruluşundan itibaren geçen 30 yılı, Türkiye’nin dijitalleşme tarihidir. Turkcell, mobil iletişim şirketi olarak başlayıp, entegre haberleşme operatörü ve dijital operatör olarak sürdürdüğü faaliyetlerinde, Türkiye’de sektörün gelişmesinde önemli rol üstlendi. Misyonu doğrultusunda sürekli geliştirdiği yetkinlikleriyle Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğuna destek olan Turkcell, sağladığı teknolojiyle de kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırıyor, dijital ihtiyaçlarını yüksek performansla karşılıyor. Bugün Paycell’den fizy’e, lifebox’tan GAME+’a, BiP’ten TV+’a pek çok dev marka Turkcell’in güçlü altyapısı ve teknolojisiyle Türkiye’nin çağı yakalamasına önemli katkılar sunuyor. Bu markalar, çoğu zaman dünyayı takip eden değil, dünyanın takip ettiği yeni gelişmelere imza atıyor.” 

    “ÜLKENİN DİJİTAL EGEMENLİĞİNİ KORUMALIYIZ” 

    Turkcell ve teknolojinin iki ‘T’sinin hep yan yana olacağı projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Koç, “Teknoloji çağında rekabet, dijital dünyada yaşanıyor. Bu yüzden Türkiye’nin dijital egemenliğini de korumamız gerekiyor. Yenilikçi teknolojilere yapay zeka, siber güvenlik gibi yeni dikeyler açıp Türkiye’nin verisini korumak ve Türkiye’yi dijitalleştirmek için çalışacağız. Yapay zeka alanında kendi algoritmalarımızı oluşturacak bir altyapıya sahip olmamız lazım. Turkcell’in 38 milyon kullanıcısı var. Bu çok büyük bir veri. Bu veriyi analiz edip algoritmaları yapay zeka bazlı güvenli sistemlere evireceğiz” açıklamasını yaptı.  

    “TOGG’DAKİ ENTEGRASYON ÖRNEK OLDU” 

    Kullanıcılara hizmet veren teknolojilerin insan ve nesne odaklı olması gerektiğine dikkat çeken Koç, Turkcell’in de içinde yer aldığı TOGG’daki teknoloji kullanımının bunun en iyi örneklerinden biri olduğunu söyledi. Koç, “Teknolojiyle birlikte insanların yaşam alanları değişiyor. Otomobiller de artık yaşam alanı haline geldi. TOGG, bir nesne, ama insanları destekleyen bir nesne. Başlı başına yerlilik göstergesi olan TOGG’un e-Devlet entegrasyonunu yaklaşık iki haftada yaptık. Bir devletin elektronik altyapısını bir arabaya bu kadar kısa sürede entegre etmek büyük bir başarıdır. İlerleyen dönemde BiP’ten video konferansa katılmak da fizy üzerinden müzik dinlemek de mümkün olabilecek. Akıllı cihazlar üzerinden bağlantı kurulan her platformda olmak istiyoruz. Vatandaşlarımızın bağlantılı olduğu her yerde Turkcell olacak” dedi. 

    “TÜRKİYE YÜZYILI, DİJİTALİN YÜZYILI” 

    Dr. Ali Taha Koç, ilk 100 yılın son çeyreğinde temas ettiği sektörlerin dönüştürücüsü ve ilham kaynağı olan Turkcell’in artık Türkiye Yüzyılı’ndaki hedeflerini gerçekleştirmek için çalışacağını vurguladı. Koç, şunları kaydetti: 

    “Turkcell, dünyanın konuştuğu teknolojileri çalışan, test eden ve uygulayan bir şirket. Üretken yapay zeka, 5G, 6G, nesnelerin interneti (IoT), davranışların interneti (IoB), büyük veri, bulut bilişim Turkcell için geleceğin değil bugünün kavramları. Cumhuriyet’in ilanının 100’üncü yıl dönümüne tanıklık eden bir şirket olarak Turkcell, bu mirası gelecek 100 yıla taşıma sorumluluğunun bilincinde. Hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nı ‘dijitalin yüzyılı’, ‘yenilikçi teknolojilerin yüzyılı’ haline getirmek. 100’üncü yıldönümü kutlamalarında bir söz verdik; Turkcell, teknolojide ülkemizin en parlak yıllarını Türkiye Yüzyılı’nda yazacak.” 

    SPOR DEYİNCE TURKCELL 

    Turkcell, hayatın her alanında, kurulduğu günden bu yana her zaman sporla iç içe bir marka oldu. Turkcell, Türkiye’de sporu geliştirecek her fırsatı değerlendirerek spora ve sporcuya her alanda yatırım yapıyor, sporun birleştirici ve iyileştirici gücüne inanıyor. 20 yılı aşkın süredir sporun farklı branşlarına destek veren Turkcell, her geçen gün bu alandaki faaliyetlerini artırarak 1 milyar TL’nin üzerinde destek sundu. 

    Atletizmden yüzmeye, tenisten golfe, paralimpik sporlardan bireysel branşlara kadar pek çok alanda federasyonların, kulüplerin ve sporcuların yanında olan Turkcell, futbola desteğe ise ilk olarak 2002 Dünya Kupası öncesi A Milli Takım’a sponsor olarak başladı. 

    2005-2010 yılları arasında Süper Lig’in ilk isim sponsoru olan Turkcell, 2021’de kadın futbolunun gelişimine katkı sağlamak için harekete geçti. 

    Kadın milli takımlarının sponsorluğunu üstlenen ve Kadın Ligi’ne ismini veren Turkcell, 2010’dan bu yana Türkiye Futbol Federasyonu’nun ana sponsoru olarak Türk futboluna değer katmaya devam ediyor. 

    SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YATIRIMLARINA DEVAM 

    Turkcell, sürdürülebilirlik alanındaki adımlarına da devam ediyor. Enerji verimliliği alanında çalışmalar, alternatif enerji yatırımları, ekipman modernizasyonu ve parametre optimizasyonu gibi farklı kategorilerde toplamda 100’e yakın alt başlıkta sürdürülüyor. Geçen yıl yapılan rüzgar ve güneş enerjisine dayalı çevreci kaynak odaklı enerji verimliliği projeleri sayesinde 2022 yılı sonunda yaklaşık 65 GWh ve 200 milyon TL’lik enerji tasarrufu sağlandı. 

    2010’dan bu yana yeşil enerji yatırımlarında öncü olan ve bu alanda derinleşen Turkcell, sektörde yenilenebilir enerjiye en fazla yatırım yapan şirket. Turkcell, sadece yenilenebilir enerji tüketmiyor, Turkcell Enerji şirketi ile yenilenebilir enerji de üretiyor. 

    2025 sonuna kadar 240 milyon dolar yatırımla 300 MW kurulu güce sahip GES’lerin (güneş enerjisi santrali) devreye alınması planlanıyor. 

    İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santrali’nin kapasitesini artırarak tüm yeşil enerji kaynaklarıyla yıllık tüketiminin yüzde 65’inin karşılanması planlanıyor. 

    Turkcell grubunun hedefi, enerji tüketimini 2030’a kadar kendi kaynaklarından yüzde 100 yeşil enerjiyle karşılamak ve 2050’de net sıfır şirket olmak.

    ADVERTORİAL YAYIN

  • BUCA IMSEF’TE ÖDÜL TÖRENİ HEYECANI

    BUCA IMSEF’TE ÖDÜL TÖRENİ HEYECANI

    Dünyanın dört bir yanındaki gençleri Buca’da buluşturan Buca IMSEF (International Music, Science, Energy, Engineering Fair) Bilim ve Sanat Fuarı’nda ödüller sahiplerini buldu.

    Bilimsel araştırma ve sanat ruhunu dünyaya yaymak amacıyla Buca Belediyesi’nin bilim üssü Buca Bilim ve Sanat Merkezi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Buca IMSEF Bilim ve Sanat Fuarı sona erdi. Fuarın ödül töreni, Buca Belediyesi Yarı Olimpik Yüzme Havuzu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene, Buca Belediye Başkan Vekili Filiz Meraklı, Buca Bilim ve Sanat Merkezi Sorumlusu ve Buca IMSEF Başkanı Ümit Karademir, 12 farklı ülkeden 325 öğrenci, proje danışmanları ve eğitimciler katıldı.

    BAŞKAN KILIÇ’TAN TEBRİK MESAJI

    Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç adına organizasyonda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere teşekkür eden Başkan Vekili Filiz Meraklı, “Başkanımız rahatsızlığı nedeniyle fiziken yanımızda olamasa da organizasyonu çok yakından takip etti. Dereceye giren öğrencilere de başarılar diledi” diye konuştu.

    60 ORGANİZASYONUN TÜRKİYE TEMSİLCİSİ

    Buca IMSEF’in dünya çapında düzenlenen 60 organizasyonun Türkiye temsilcisi olduğunu belirten Buca Bilim ve Sanat Merkezi Sorumlusu Ümit Karademir ise “Amacımız Buca IMSEF’i daha geniş kitlelere yaymak ve uluslararası genç bilim insanlarının birbirleriyle iletişimini artırmaktır” dedi. Etkinlikte, Özgür Sesler isimli bendir grubunun müzik dinletisi katılımcılardan büyük alkış aldı.

    ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU

    Buca IMSEF’te bu yıl biyoloji, fizik, kimya, matematik- bilgisayar, mühendislik-enerji ve müzik-piyano olmak üzere 6 farklı kategoride 96 proje yarıştı.  

    Fizik kategorisinde birincilik ödülünü Eskişehir’den Umut Şahan- Ali Kayra Kocatürk, Eskişehir’den Kıvanç Yılmaz – Mira Küçük, Zekiye Ak, Bursa’dan Aknil Özdemir, Tayvan’dan Tzu Chien – Wu Hsia Jui – Chang kazandı.
    Kimya kategorisinde birincilik ödülünü Giresun’dan Naz Alan Giresun ile Tayvan’dan Hao Hsun Lee paylaştı.
    Biyoloji kategorisinde birincilik ödülünü alan isimler, Ordu ve Giresun’dan İrem Dilara Koylu, Yağmur Angelina Taliç, Ekin Ece Tokmak, Bursa’dan Elif Meryem Çolak, Mert Tuna Sevim, Eymen Onan, İzmir’den Gür Ateş Özmen, Mehmet Onur Pandar, Eskişehir’den Zehra Duymaz, Arda Çelik, Zehra Alsaran, Tayvan’dan Yu You Wen, Yu Yu Kuo ve Meksika’dan Mariana Rodriguez Rojo, Brianna Itzayana Valenzuela Grajeda oldu.

    Mühendislik ve enerji kategorisinde birincilik ödülünü, Bursa’dan Efe Ceylan, Toprak Efe Pehlivan, Berk Köprücüoğlu, Çorum’dan Egemen Şansal, Tuna Yamaç Bursa, Yusuf Baki Cam, Ömer Sadi Kandemir, Meksika’dan Luis Roberto Waybell Campos, Juan Manuel Gonzales Duron ve Meksika’dan Karla Vianney Montiel Moreno, Michelle Reyes Hernandez, Cristina Cervantes paylaştı.

    Matematik ve bilgisayar kategorisinde ise birincilik ödülü Endonezya’dan Muhammad Rasya Samrid Pratama, Muhammad Razin Syarifuddin, Muhammad Akmal Baihaqli, Aydın’dan Ahsen Zehra Yerlikaya, Salih Burak Aydoğdu’na gitti.

    Piyano kategorisinde de birinciliği İzmir’den Ela Talay ve İstanbul’dan İsminaz Çelik kazandı.

  • İZMİR PLASTİK ATIKSIZ ŞEHİR OLMA YOLUNDA

    İZMİR PLASTİK ATIKSIZ ŞEHİR OLMA YOLUNDA

    İzmir’de 15. “Avrupa Atık Azaltım Haftası” kapsamında “Plastik Atıksız İzmir Turizm Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şükran Nurlu, doğadaki dengeyi korumak için çalıştıklarını belirerek, “Hem model olmak hem de İzmir’i model haline getirmek istiyoruz” dedi. Hafta kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi Bostanlı’daki Yasemin Kafe’de plastik kullanımını azaltmak için soğuk sandviçleri İzmirlilere streç film yerine yıkanabilen doğal balmumu kumaşlarla sundu. 
     
    Atık önleme konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 18 – 26 Kasım tarihleri arasında bu yıl 15’incisi düzenlenen Avrupa Atık Azaltım Haftası’nda,  “Plastik Atıksız İzmir Turizm Çalıştayı” yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı ile Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) iş birliği ile Urladam’da “Turizmde plastik atığa son” sloganıyla düzenlenen çalıştaya İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şükran Nurlu, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)  Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, çevre örgütlerinin temsilcileri ve yurttaşlar katıldı. 
     
    Çalıştayda, WWF Plastik Atıksız Şehirler Ağı üyesi İzmir’de plastik kirliliğini önleme konusunda yapılan çalışmalar ele alındı. İzmir’de turizm sektörünün “Plastik Atıksız İzmir” eylem planına nasıl katkı sunabileceği konuşuldu. 
     
    “ÇÖZÜME KENT ALIŞKANLIKLARINDAN BAŞLAMAK ZORUNDAYIZ”
     
    Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şükran Nurlu, plastik atıkların doğaya verdiği zarara değindi. İçecek tüketiminde tek kullanımlık ambalajlar yerine mug bardak, termos gibi farklı ve kişisel malzemelerin kullanımının yeteri kadar yaygın olmadığını vurgulayan Şükran Nurlu, “Farklı ülke ve kültürler açısından değerlendirdiğimizde ise plastikler, kullanım kolaylığı ile hızlı şehir yaşamına yüksek uyum sağladığından günümüzde vazgeçilmeler arasında. Dünya nüfusunun yarısı kentlerde yarısı da kırsalda yaşıyor. Fakat 2050 yılına dek bu oranın yüzde 70’inin kentte, yüzde 30’unun da kırsalda yaşaması öngörülüyor.  Biz doğayı korumaktan, iklim değişikliğinin etkilerini önlemekten bahsediyorsak, çözüme kent alışkanlıklarından başlamak zorundayız” dedi. 
     
    “İZMİR’İ MODEL HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ”
     
    İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yürüttükleri çalışmalarla model olmayı hedeflediklerini söyleyen Nurlu, “Doğadaki dengeye insanlar tarafından müdahale başladığından beri ister istemez doğa da kendini ifade etmeye çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi olarak bu dengeyi korumak için çalışıyoruz. Hem model olmak hem de İzmir’i model haline getirmek istiyoruz. İnsanlar bu şekilde yaşamaya çalıştığı sürece çevresel riskler her zaman var olacak. Kendi yaşam kanunlarımızı doğayı düşünerek revize edebilirsek, doğaya öncelik verirsek çözüme yaklaşabiliriz” diye konuştu. 
     
    “DENİZLERDEKİ PLASTİK ATIKLARIN YAKLAŞIK YÜZDE 80’İ KARA KAYNAKLI”
     
    Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem de dünyanın en büyük doğa koruma ağı olan WWF Türkiye Ofisi olarak, doğaya karışan plastiği sıfırlamayı hedeflediklerini belirtti. Her yıl dünya denizlerine milyonlarca ton plastiğin karıştığını anımsatan Sedat Kalem, “Bu sayı giderek artıyor. 2018’de 8 milyon tondu. Denizlerdeki plastik atıkların yaklaşık yüzde 80’i kara kaynaklı. Bunların da büyük kısmı kentsel alanlardan akarsular yolu ile denizlere ulaşıyor. Bu gidişle yakın gelecekte dünya denizlerinde balıktan çok plastik olacağı söyleniyor. Her türlü deniz canlısı plastik yutuyor. Bugüne kadar 2 bini aşkın türün doğal ortamlarında plastik kirliliğine maruz kaldığı belirlendi. 297 türde bariz etkiler görüldü. Bunların yüzde 88’inin olumsuz etkilendiği ortaya çıktı. Deniz kuşlarının yüzde 90’ı ile deniz kaplumbağalarının yüzde 52’sinin plastik yuttuğu tahmin ediliyor. Haftada bir kredi kartı kadar da plastik insan vücuduna giriyor. Plastik üretiminin 2040 yılına kadar iki kattan fazla denizlerdeki plastik kirliliğinin ise üç kat artması bekleniyor. Bu büyük sorunun önüne geçmek ve 2030’a kadar doğaya karışan atıkları sıfırlayacak şehirler arıyoruz” dedi. 
     
    “İZMİR VE TURİZM SEKTÖRÜ ÇÖZÜMÜN ŞAMPİYONU OLABİLİR”
     
    Fransa’nın Nice kentinden sonra İzmir’in de Plastik Atıksız Şehirler ağına katıldığını hatırlatan Kalem, şunları söyledi: “İzmir’de başlatılan bu sürecin ve yatırımların kararlılıkla devam ettirilmesi ve Plastik Atıksız Şehir olma yolunda hazırlanan eylem planının etkin şekilde hayata geçirilmesi çok önemli. İzmir ve turizm sektörü, çözümün şampiyonu olabilir. Bu başarının meyvesi gösterilecek çabaya değecek. Ve belki de İzmir’in 9 Eylül’den sonra Türkiye sunabileceği yeni bir kilometre taşı olabilir.”
     
    PLASTİĞE ALTERNATİF ÜRÜNLER 
     
    Çalıştayda katılımcılara dayanıklı organik kahve kabuğundan üretilen ve bulaşık makinesinde yıkanabilir özellikte tasarlanan termosta kahve ikram edildi. Yine İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Grand Plaza tarafından işletilen Bostanlı’daki Yasemin Kafe’de de plastik kullanımını azaltmak için soğuk sandviçler, streç film yerine, doğal balmumu kumaşlarla sunuldu. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı Sıfır Atık Planlama ve Katı Atık Değerlendirme Tesisleri Şube Müdürlüğü’nde görevli Eda Kövenç Uçar, “Avrupa Atık Azaltım Haftasına özel olarak plastik atıklara alternatif üretmek istedik. Balmumu kağıtları bunun bir örneği. Sandviçler, balmumu kağıtlarına sarılı şekilde satılıyor.  Balmumu kağıdı yaklaşık 100 kez yıkayıp yeniden kullanım olanağı sunuyor. Streç film veya buzdolabı poşetine alternatif bir seçenek” dedi.
  • KADINLAR BORNOVA’DAN SES YÜKSELTTİ

    KADINLAR BORNOVA’DAN SES YÜKSELTTİ

    Bornova Belediyesi’nin kadın emekçileri ile sivil toplum örgütlerinin üyesi kadınlar, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Bornova’dan ses yükseltti. Mustafa Kemal Caddesi üzerindeki Ziraat Bankası önünden yürüyüşe geçen kadınlar, Cumhuriyet Meydanı üzerinden Bornova Belediyesi önüne geldi. Bornova Belediyesi önündeki basın açıklamasının ardından halaylar çekilirken, taşıdıkları pankartlarla kadına yönelik şiddetin önlenmesini talep eden kadınlar adına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na gerekli adımları atması için çağrı yapıldı.

    Ellerinde taşıdıkları pankartlarla kadına yönelik şiddetin önlenmesi için mesaj veren kadınlar adına Bornova Belediyesi önünde DİSK Genel İş Sendikası İzmir 7 No’lu Şube Başkanı Özgür Genç basın açıklaması yaptı. Bornova Belediye Başkanlığı adına Yazarlar Derneği’nin hazırladığı basın metnini BELGEM öğretmenlerinden Berrin Burakçı Bağış okudu. Özgür Genç, 1960 yılında Dominik’te Mirabel kardeşlerin diktatör güçleri tarafından katledilişinin üzerinden 63 yıl geçtiğini belirterek, “Savaşa, şiddete, eşitsizliğe, yoksulluğa ve kadın düşmanı politikalara karşı başta biz işçi kadınlar olmak üzere bütün bir işçi sınıfı olarak örgütlü gücümüzle mücadele ediyoruz, edeceğiz” dedi.

    Berrin Burakçı Bağış “Biz kadınlar; toplumsal cinsiyet eşitliği, ayrımcılık, erkek şiddeti, kadın cinayetleri, savaş, ırkçılık ve milliyetçilik ile beslenen patriarkal kapitalizme karşı sesimizi yükseltiyoruz” ifadelerini aktararak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na çağrı metnini okudu. Metinde Bakanlığın kadının ekonomik ve sosyal olarak güçlendirilmesine ilişkin politikalar üretmesinin ve somut adımlar atmasının önemine vurgu yapıldı. Basın açıklamasının ardından Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi’nde, “İşçi Kadın Fotoğraf Sergisi” açıldı. Sergide BELGEM öğretmenlerinden Cansu Tunçel’in kadın portreleri de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Sergi’nin 30 Kasım’a kadar açık kalacağı belirtildi.

     

  • NARLIDERE BELEDİYE BAŞKANI ALİ ENGİN’DEN, NAR ÇİÇEKLERİNİ YETİŞTİREN ÖĞRETMENLERE 24 KASIM KUTLAMASI

    NARLIDERE BELEDİYE BAŞKANI ALİ ENGİN’DEN, NAR ÇİÇEKLERİNİ YETİŞTİREN ÖĞRETMENLERE 24 KASIM KUTLAMASI

    Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, Nar Çiçekleri Anaokulu’nda görev yapan öğretmenler ile bir araya geldi. Engin, “Sizlerin hakkı asla ödenmez. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nüzü kutluyor, emekleriniz için teşekkür ediyorum. Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen M.Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete uğurladığımız öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum” diye konuştu.

    Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Belediyeye ait Nar Çiçekleri Anaokulları’nda çalışan eğitimcilerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerle belediye işletmesi Park Orman Narlıdere’de bir araya gelen Başkan Engin, öğretmenleri tek tek tebrik etti ve emekleri için teşekkür etti.

    Engin, bu sene Cumhuriyetin 100.yılını kutladıklarını hatırlatarak, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere miras bıraktığı Cumhuriyetimizi, biz de çocuklarımıza miras bırakacağız. Onlar, bizden aldıkları Cumhuriyet meşalesini daha yükseklere taşıyacak. Sizler de bilginizle evlatlarımızı eğitmeye ve onlara rehber olmaya devam edeceksiniz. Sizlerin hakkı asla ödenmez. Emekleriniz için sizlere teşekkür ediyorum. Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen M.Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete uğurladığımız öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum” dedi.

    “ILICA ŞUBEMİZİ AÇIYORUZ”

    Çok yakında Nar Çiçekleri Anaokulları’nın 4’üncü şubesini Ilıca Mahallesi’nde hizmete alacaklarını söyleyen Engin, “İlçemize çok güzel bir anaokulu daha kazandırıyoruz. Çocuklarımıza fırsat eşitliği yaratma, onları nitelikli eğitimle buluşturmaya devam edeceğiz. Anaokullarımız sizlerin çabası ve desteğiyle çok önemli bir yere geldi. Ailelerimiz ve çocuklarımızın verdiğimiz hizmetten son derece memnun olduğunu görüyoruz. Hepinize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    EĞİTMEN HOCALARA TEŞEKKÜR

    Narlıdere Belediye Başkan Yardımcıları İsmail Ay ve Şirvan Bektaş da, 7’den 70’e Narlıdereli vatandaşlara hizmet veren kurs hocaları ile bir araya geldi. Narlıdere Belediyesi Çocuk Senfoni Orkestrası ve çeşitli branşlarda hizmet veren eğitmen hocalara günün anısına küçük birer hediye takdim edildi. 

  • KARABAĞLAR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN SELVİTOPU’DAN ÖZGÜR ÖZEL’E ‘HAYIRLI OLSUN’ ZİYARETİ

    KARABAĞLAR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN SELVİTOPU’DAN ÖZGÜR ÖZEL’E ‘HAYIRLI OLSUN’ ZİYARETİ

    Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultayı’nda görevine seçilen Genel Başkan Özgür Özel’e “hayırlı olsun” ziyareti gerçekleştirdi. Özel’e, Karabağlar’daki mobilya ustalarının el işçiliğiyle yaptıkları oyma çerçeveli büyük boy Atatürk portresi armağan eden Selvitopu, “Bu önemli ve zor görevde başarılar diliyorum. Yolunuz, yolumuz açık olsun! 2. yüzyılını coşkuyla karşıladığımız Cumhuriyetimizi daha ileri noktalara taşımak,demokrasiyle taçlandırmak için inanç ve kararlılıkla mücadeleye devam edeceğinize yürekten inanıyorum” dedi.

    Karabağlar Belediyesi’nin kenti modernleştirmek için yürüttüğü pazaryerleri, semt ve kültür merkezleri gibi projelerle ilgili kısa bilgi veren Selvitopu, çok önemsedikleri Atatürk Gençlik ve Spor Merkezi inşaatının hızla sürdüğünü vurguladı. Selvitopu, “Çok önemsiyoruz çünkü merkezimiz, çocuklarımız ve gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmada büyük rol oynayacak. İzmir’in en büyük spor komplekslerinden birini inşa ediyoruz. Umarız açılışını da siz yaparsınız” diye konuştu.

    CHP Genel Başkanı Özel de ziyaretten memnuniyet duyduğunu vurgulayarak, iyi dilekleri için Başkan Selvitopu’na teşekkür etti ve çalışmalarında başarılar diledi.

  • KONAK BELEDİYE BAŞKANI ABDÜL BATUR: KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSANLIĞA İHANETTİR

    KONAK BELEDİYE BAŞKANI ABDÜL BATUR: KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSANLIĞA İHANETTİR

    Konak Belediyesi ve İzmir Kadın Kuruluşları işbirliğinde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Canan Güllü söyleşisi açılışında konuşan Başkan Batur, “Susmayacağız, mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Kadına yönelik şiddetin hem insanlığa hem de ülkeye ihanetle eşdeğer olduğunu dile getiren Başkan Batur, “Kadına yönelik şiddet, insanlığa, ülkeye ihanettir. Bu ihanetin karşısında durmak,  bence en yüce vatandaşlık görevlerimizden biridir. Biliyoruz ki şiddete karşı susanlar en az şiddet uygulayanlar kadar suçludur. O yüzden hiç susmayacağız, konuşmaya devam edeceğiz, mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadına yönelik her türlü şiddetin karşısında, kadınların mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. TKDF Başkanı Canan Güllü de söyleşide “Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. İkinci yüzyıla başlarken mücadele gücümüzü daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi ve dik duracaklarını, asla vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.

    Konak Belediyesi ve İzmir Kadın Kuruluşları işbirliğinde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü’nün konuşmacı olduğu “Eşitlikten ve Laiklikten Vazgeçmiyoruz” başlığı altında bir söyleşi gerçekleştirildi. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye ev sahibi Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’la birlikte CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi, CHP İzmir eski Milletvekili Türkan Miçooğulları,  İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Gülsen Özkan ve birliğe bağlı kadın sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, İzmir Gazeteciler Cemiyeti temsilcileri, Konak Belediyesi Meclis Üyeleri ve muhtarlar katıldı.

    BATUR: ŞİDDETE KARŞI SUSMAYACAĞIZ 

    Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, kadına yönelik şiddetin insanlığa ve ülkeye ihanet demek olduğuna dikkat çekti. Şiddete karşı susmayacaklarını dile getiren Başkan Batur, şöyle konuştu:

    “Her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde toplumumuzun her kesiminde sesimizi duyurmak adına etkinlikler yapıyoruz.Bugün de sivil toplum kuruluşlarımız ile birlikte sessiz çığlıklara karşı buradayız.Kadına yönelik şiddet, insanlığa, ülkeye ihanettir. Bu ihanetin karşısında durmak, bence en yüce vatandaşlık görevlerimizden biridir. Biliyoruz ki şiddete karşı susanlar en az şiddet uygulayanlar kadar suçludur.”

    “KADINA YÖNELİK ŞİDDET İSTATİSTİKLERİ KARA BİR TABLO ÇİZİYOR” 

    Kadına yönelik şiddete dair yapılan istatistikleri aktaran Başkan Batur, yılın ilk on ayında 348, son on yılda ise 4 bine yakın kadının katledildiğini söyledi. Tüm bu istatistiklerin kara bir tablo oluşturduğunu ifade eden Başkan Batur “Ülkemiz adına maalesef istatistikler kapkara bir tablo çiziyor.31 Ekim 2023 sonuna kadar 348, on 10 yılda 4 bine yakın kadın kardeşimiz katledildi. Utanç verici bir tablo.Oysa onlar bugün bir yerlerde nefes alabiliyor, gülümsüyor, çocuklarına sarılıyor, onların büyüdüklerini görüyor olabilirlerdi. Ne yazık ki hepsinin yaşam hakkı elinden alındı” dedi.

    “DURUM VAHİMDEN DE AĞIR”  

    Kadına yönelik şiddetle keskin ve kararlı bir şekilde mücadele etmek gerektiğini ifade den Başkan Batur, konuşmasına “Kadına şiddet, sözcüğün tam anlamıyla ülkemizde tam bir kanayan yara.Sistemin çarpıklıkları, adaletsiz ve haksız uygulamaları kuşkusuz hiçbirimize insanca yaşama hakkı tanımıyor. Dilimize silmiş bir şiddet, ağzımızdan küfür ve hakaret olarak çıkarken sakat akıllara önce kadınları aşağılamayı getiriyorsa bir an önce harekete geçmemiz, mücadeleye daha keskin olarak devam etmemiz lazım. Çocuk gelinlerden berdellere, kuma getirmekten taciz ve tecavüzlere, şiddetin bu hali doğallaştırmaya çalışılıyor, gizli ya da açık destek bulabiliyorsa; ekonomik şiddet, gelir dağılımından sosyal güvenliğe kadınları eziyor ve korkunç uçurumlara yol açıyorsa durum vahimden de ağır demektir” diyerek devam etti.

    “KADINA ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİ” 

    Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, kadınların mücadelesinde yanlarında olmaya devam edeceklerinin altını çizerek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

    “Kadına şiddet insan hakları ihlalidir ve aslında yıkıcı etkileriyle bireye değil, topluma da bir şiddettir. Bir ülkede kadın ve çocuklar şiddet görüyor, öldürülüyorsa o ülkenin geleceği de ölüyor demektir. Kadına yönelik şiddet insanlara, insanlığa ihanettir. Çoğu kadın cinayeti genellikle herkesin gözü önünde yaşanıyor. Bu cinayetlerin kurbanları da daha önce suç duyurusunda bulunmuş, yardım talep etmiş kadınlardan oluşuyor genellikle. Ne yazık ki cezaların yeterince caydırıcı olmaması, katillerin işini kolaylaştırıyor. Bu ülkede adalet gerçek anlamda uygulanana kadar her gün bir ses olmak durumundayız. Öldürülen bir kadının sesi, istismar edilen bir çocuğun sesi… Biliyoruz ki şiddete karşı susanlar en az şiddeti uygunlarından kadar suçludur. O yüzden hiç susmayacağız, konuşmaya devam edeceğiz, mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadına yönelik her türlü şiddetin karşısında, kadınların mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz. Susmamaya, mücadeleye devam edeceğiz. Aynı zamanda inadına Cumhuriyet, inadına Mustafa Kemal Atatürk geleceğiz.”

    “KONAK’TA KADININ ADININ ÖNE ÇIKARMAYA GAYRET EDİYORUZ”

    Başkan Batur, Konak Belediyesi olarak kadın sivil toplum kuruluşlarıyla ve kadın muhtarlarla dayanışma içinde çalışarak, kadının adını öne çıkarmaya gayret ettiklerini belirtti ve şunları söyledi:

    “Kadına yönelik şiddetle mücadelede somut adımlar atmak çok önemli. Toplumsal farkındalık oluşturmak, kurumsal politikalar geliştirmek, mağdurlara destek sağlamak ve şiddetin önlenmesi için çalışma yapmak ve üretmek gerekiyor. Kadın örgütleri tarafından eşitlik elçisi ilan edilen bir Belediye Başkanı olarak kadın ve çocuklarımızın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Konak’ta kadın dostu bir belediye olarak hedefimize adım adım ilerliyoruz. Konak’ta kadının adını öne çıkarmaya gayret ediyoruz. Gerek kadın muhtarlarımızla, gerek kadın sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine giderek kadınların toplumdaki ve iş hayatındaki yerlerini güçlendirmeye yönelik projeler geliştiriyoruz ve bunları da hayata geçiriyoruz. İzmir’deki kadın kuruluşları derneğimizin birliğimize ve birlikte yer alan tüm derneklerine buradan kadın kuruluşları derneklerine teşekkürü bir borç biliyorum. Konak Belediyesi olarak, Kadın ve Aile Müdürlüğümüz ve Ar-ge Müdürlüğümüzle kadınlara yönelik önemli çalışmalar yapıyoruz.”

    GÜLLÜ: EŞİTLİKTEN VE LAİKLİKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ 

    Konak Belediyesi’nin İzmir Kadın Kuruluşları Birliği ile birlikte düzenlediği söyleşide konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü laikliğin temelinin eşit bireyler olmak olduğunu vurguladı. Güllü, 2009-2022 yılları arasında hayata geçirilen yasal düzenlemelerin getirdiği ve getireceği olumsuz sonuçlar hakkında istatistik açıklayarak bilgi verdiği konuşmasında şunları söyledi:

    “Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. İkinci yüzyıla başlarken mücadele gücümüzü daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Siyasetin eril dilini değiştirip temsilde, eşitlikte büyük yol alarak kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday olma kararlılığımızı herkes biliyor. Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceğiz.”

    “GECE GÜNDÜZ DEMEDEN ÇALIŞTIK” 

    TKDF Başkanı Canan Güllü, mücadelenin her zaman kazandıracağını ifade ederek eşitliğin yerelden başladığını söyledi. Deprem bölgesinde gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan Güllü sözlerine şöyle devam etti:

    “Eşitlik yerelden başlar. Yerelden başlayarak bu politika belgesi ve sözleşmeyi imzalamaya yöneltiyoruz. Sadece ses çıkarmadık, sahada da çalışma yaparak geldik. Gece demedik, gündüz demedik, pes etmeden, havlu atmadan çalıştık. Deprem bölgesindeki Mor Yerleşkeler için yurtdışından 4 milyon dolar destek aldık. Yaptığımız proje uluslararası ödül kazandı. Bu, emin adımlarla yürümenin sonucudur. Eşitlik bizim için yapılan eylemler, kadını güçlendirmek, kadının sesini yükseltebilmek, o depremde yalnız kalan kadınlara 12 ay 10-15 bin lira kira desteği bulduk. Deprem bölgesi hukuksuzluğun can bulamadığı bir yer. Bu bölgeye hukuk götürelim dedik. O bölgede kadınları şiddete uğradıklarında yanlarında olmuş olalım diye Mor Hukuk Atölyeleri kuruyoruz.”

    “DİK DURUYORUZ VE VAZGEÇMİYORUZ”

    Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek vurgulayan Güllü, İstanbul Sözleşmesi’ne de değindi. Bağımsızlık şemsiyesi altında, Atatürk ilkelerini uygulayanlarla yaşamak istediklerini dile getiren Güllü konuşmasına şöyle devam etti:

    “Türkiye, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. 21 Mart gecesinde sözleşmeden çıktık. Ne kaybettik? Bugüne kadar bin 500 kadını kaybettik. Şiddet nedeniyle bir o kadar kadının kolluk güçlerine gidememesini kaybettik. Oysa biz eşitlik ve laiklik diyoruz. Konuşuyorum ama hedef gösterilerek. Ama dik duruyoruz ve vazgeçmiyoruz. Laiklikten vazgeçmiyoruz dedim. Ölümüne taraftarlık değil bizimki, bağımsızlık şemsiyesi altında, Atatürk ilkelerini uygulayanlarla yaşamak.”

    “KADINLARI AKTİF SİYASETİN İÇİNDE TUTACAĞIZ” 

    TKDF Başkanı Canan Güllü kadınların siyasette olması gerektiğini de sözlerine ekleyerek, “Eşitliği sağlamak lafta değil eylemde. Kadınları güçlendireceğiz. Merkezler açarak yapacağız. Kadınları aktif siyasetin içinde tutacağız. Hayatın içinde kadınları göreceğiz. Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. Mücadele gücümüzü ikinci yüzyıla başlarken daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Siyasetin eril dilini değiştirip temsilde eşitlikte büyük yol alarak, kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday olma kararlılığımızı herkes biliyor” diye konuştu

  • CHP’Lİ ASU KAYA’NIN HATAY’DA DİNLEDİĞİ 6 ŞUBAT DEPREMİNDEN BU YANA ÇADIRDA YAŞAYAN VE EŞİYLE BOŞANMA AŞAMASINDA OLAN KADIN: “DEPREM YARDIMLARINDAN FAYDALANAMADIK. EŞİM FAYDALANDI. NE BANA NE ÇOCUKLARA…”

    CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, Hatay’da; bir kadın depremzedenin sorunlarını dinledi. Depremzede, Asu Kaya’nın “Deprem yardımlarından faydalanabildiniz mi?” sorusuna “Hayır faydalanamadık” yanıtını verdi. Kaya, “Kim faydalandı?” deyince, depremzede; “Eşim faydalandı. Ne bana ne çocuklara… Çadırdayız. Dört çocuğum var” dedi.

    CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya; Hatay’da 6 Şubat depremlerinden bu yana konteyner kentlerde ve çadır kentlerde yaşayan kadınların sorunlarını dinledi. Kaya’nın dinlediği bir depremzede, “6 Şubat depremlerinden sonra çok kötü şeyler yaşadık. Ben ve çocuklar çok sıkıntı çektik. Babaları ayrı çadırda yaşıyor, boşanma aşamasındayız” dedi.

    Depremzede, Asu Kaya’nın “Deprem yardımlarından faydalanabildiniz mi?” sorusuna “Hayır faydalanamadık” yanıtını verdi. Kaya, “Kim faydalandı?” deyince, depremzede; “Eşim faydalandı. Ne bana ne çocuklara… Çadırdayız. Dört çocuğum var” dedi.

    Kaya, “Siz beş kişi, bir çadırda yaşam mücadelesi veriyorsunuz. Eşinizle, resmiyette boşanmamış olduğunuz için, aileye yapılan bütün yardımları o aldı. Ve siz hiçbir şekilde faydalanamadınız. İşte deprem bölgesi böyle. Unuttuğunuz Hatay bu şekilde. Deprem bölgesinde, afeti yaşayan kadınların durumu daha da bir vahim. Onların bu çığlığını duyan hiç kimse yok. Duymak isteyen de yok artık. Hatay’daki depremin üstü örtülmeye çalışılıyor. Buradan Aile Bakanı’na çağrıda bulunuyorum. Deprem bölgesindeki kadınlar için, gözyaşını tutan kadınlar için lütfen özel bir çalışma başlatın. Burada size daha çok ihtiyaç var. Hatay’a özel, deprem bölgesine özel daha farklı bir çalışma yapmak zorundasınız.”

    Kaya, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda da şu değerlendirmeleri yaptı:

    “Ülkemizde kadına yönelik şiddet durmuyor, durdurulamıyor. Kadına yönelik şiddetin de şiddetle mücadele edilememesinin de Bahanesi yok. 2022’de kayıtlara giren sayılara göre, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiş 334 kadın arkadaşımız oldu. 245 kadın şüpheli ölüm sonucu hayatını kaybetti. Bu yılın ilk 10 ayında ise 253 kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti, 214 şüpheli kadın ölüm gerçekleşti. Kadınlar boşanmak istediği için, kadınlar barışmayı ve evlenmeyi reddettiği için öldürülüyor. Göz göre göre. Kadınlar giderek daha çok savunmasız, kadınlar daha çok öldürülüyor, şiddet görüyor. Ülkemizde Şiddete uğrayan her 10 kadından sadece 1 tanesi adli yardım talep edebiliyor. İktidar, kadına yönelik şiddetle ilgili etkin ve caydırıcı mücadeleyi hiçbir şekilde sergilemezken, Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir yazısı olan TBMM’den tüm siyasi partilerin oy birliği ile geçen ve adı İstanbul Sözleşmesi olan Avrupa Konseyi sözleşmesinden tek adamın kararıyla çıkılıyor! Kadına şiddet uygularsanız cezası yok! deniliyor. İktidarın cezasızlık politikası uygulamasının bahanesi yok.”

  • TÜED ARAŞTIRMASINA GÖRE EMEKLİLERİN YÜZDE 23,4’Ü KİRACI, YÜZDE 35,5’İ SOBALI EVDE OTURUYOR… BAŞKAN ERGÜN: “HÜKÜMETTEN TALEBİMİZ, EMEKLİLERİMİZE KİRA VE YAKACAK YARDIMI YAPMASIDIR”

    TÜED ARAŞTIRMASINA GÖRE EMEKLİLERİN YÜZDE 23,4’Ü KİRACI, YÜZDE 35,5’İ SOBALI EVDE OTURUYOR… BAŞKAN ERGÜN: “HÜKÜMETTEN TALEBİMİZ, EMEKLİLERİMİZE KİRA VE YAKACAK YARDIMI YAPMASIDIR”

    ÇAĞATAN AKYOL

    Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün, derneğin araştırmasına göre emeklilerin yüzde 23,4’ünün kiracı olduğunu, yüzde 35’inin de hala sobalı evde oturduğunu belirterek “Hükümetten talebimiz, emeklilerimize kira ve yakacak yardımı yapmasıdır. Aksi takdirde milyonlarca emeklimiz zorlu kış şartlarında büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır” dedi.

    TÜED, Gazi Üniversitesi iş birliğinde “Türkiye Emekli Profili Araştırması” yaptı. Araştırmada, emeklilerin barınma ihtiyaçlarını nasıl karşıladıkları ele alındı. Araştırmaya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na açıklama yapan TÜED Genel Başkanı Kazım Ergün, “Araştırma kapsamına alınan emekli bireylerden 2 bin 163 kişi konutun mülkiyet durumu sorusuna cevap vermiştir. Emekli bireylerin yüzde 76,6’sı ev sahibi, yüzde 23,4’ü kiracıdır. Yaklaşık 15 milyon 628 bin emeklimizden 3 milyon 657 bin emeklimiz kira karşılığı barınma ihtiyacını karşılamaktadır” dedi.

    “5 YILDA KİRALAR YÜZDE BİNİN ÜZERİNDE ARTARKEN EMEKLİ AYLIKLARI YÜZDE 355,19 ARTTI”

    Gayrimenkul şirketlerinin araştırmalarına göre kiraların bir yılda yüzde 150’ye yakın artış kaydettiğine de dikkat çeken Ergün, “Son 5 yıla bakıldığında Türkiye genelinde kiralık konut fiyat değişiminin yüzde 1006,58 olduğu görülmektedir. Oysa bizim hesaplamalarımıza göre son 5 yılda emekli aylıklarındaki artış sadece yüzde 355,19 olmuştur” ifadelerini kullandı.

    “YARDIM YAPILMAZSA MİLYONLARCA EMEKLİ KIŞ ŞARTLARINDA BÜYÜK SIKINTILARLA KARŞILAŞACAK”

    Ergün, şu bilgileri de paylaştı:

    “Bunların yanı sıra araştırmaya göre, emeklilerimizin kira ya da kendi konutu olsun hâlâ yüzde 35,5’i sobalı evde oturmaktadır. Odun ve kömür fiyatları da her geçen gün artmaktadır. Emeklilerimiz bu kış hem barınma hem de ısınma konularında çok büyük sıkıntılar yaşayacaklar. Bütün bu gerçekler doğrultusunda hükümetten talebimiz, emeklilerimize kira ve yakacak yardımı yapmasıdır. Aksi takdirde milyonlarca emeklimiz zorlu kış şartlarında büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır.”

  • YENİLENEN AŞTİ BÜYÜK BEĞENİ TOPLUYOR

    YENİLENEN AŞTİ BÜYÜK BEĞENİ TOPLUYOR

    Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yenileme çalışmaları sonrası AŞTİ, sadece şehirlerarası yolculuk yapanların değil, kentteki öğrencilerin de uğrak noktası hale geldi. Çalışmaların ardından modern bir hâle gelen AŞTİ’de; kütüphaneden ders çalışma alanına, toplantı salonlarından sergi ve gösteri salonuna, modern büfelerden çocuk oyun alanlarına kadar pek çok farklı donatı yer alıyor. 

    Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan tadilat çalışmalarının tamamlanmasıyla AŞTİ, yepyeni ve modern bir görünüme kavuştu.

    Yenileme çalışmalarının tamamlanmasının ardından daha işlevsel hale gelen AŞTİ’de kütüphane, ders çalışma alanı, çocuk oyun alanı, toplantı salonları, sergi, gösteri salonu, modern büfeler, başta öğrenciler olmak üzere şehirlerarası yolculuk yapan vatandaşlardan da büyük ilgi görüyor.

    HER GÜN GECE 01.00’E KADAR AÇIK

    Seyahat öncesinde AŞTİ’de zaman geçiren yolcuların da kütüphaneden faydalanabildiğini belirten BUGSAŞ Genel Müdürü Vecihi Halil İyigün, “AŞTİ’nin yenileme çalışmaları kapsamında geçici kiralık ofisler, okuma, sergi ve bir de çocuk oyun alanı kuruldu. Sosyal alanların tamamının yapım işlemleri bitmiş ve hizmete açılmış durumda. Son dönemlerde özellikle üniversitede okuyan öğrencilerimiz yurtların ve okullarının yakın olması sebebiyle boş zamanlarında okuma alanımıza gelerek hem Ankara Büyükşehir Belediyesinin ücretsiz wi-fi hizmetinden yararlanıyor hem de burada ders çalışma imkânı bulabiliyorlar. Kütüphanemiz hafta içi ve hafta sonu gece 01.00’e kadar açık” dedi. 

    KONFORLU BİR ÇALIŞMA ORTAMI

    Öğrencilerin de unutulmadığı AŞTİ’de, 70 kişi kapasiteli kütüphanede konforlu bir çalışma alanı ve ücretsiz internet imkânı sağlanıyor. Kütüphaneden faydalanan öğrenciler, duydukları memnuniyeti, şu sözlerle dile getirdi:

    – Muhammet Şentürk: “Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İngilizce İşletme Blümü’nde okuyorum. Sınav haftamız olduğu için 10 gündür her gün buraya geliyorum. Evde yalnız yaşadığım için tek başıma ders çalışamıyorum. Dışarıda farklı bir ortamda ders çalışmak çok daha iyi geliyor. Özellikle sınav haftalarında hemen hemen bütün kütüphaneler dolu olduğu için burası çok avantajlı bir yer bizim için. Birkaç gün önce 2 arkadaşımla geldik buraya, onlar da çok sevdiler. Ayrıca burada ücretsiz wi-fi hizmetinden de yararlanıyoruz. Bu da bizim için çok ciddi bir avantaj.”

    -Şehriban Korhan: “Gazi Üniversitesi Hemşirelik Bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim. Vize haftasındayım, fakülteme de yakın olduğu için arkadaşımın tavsiyesi ile buraya geldim. Ücretsiz wi-fi uygulaması da var. Çok memnunuz.”

    -Ahsen Nur Kayhan: “Gazi Üniversitesi Hemşirelik bölümü öğrencisiyim. Burası fakülteme yakın hemen geliyorum, ücretsiz internet var. Vize haftası olduğu için arkadaşlarımla geliyorum. Kütüphaneye gittiğimizde sessiz olmak zorundayız ama burada sesli bir şekilde birbirimize anlatarak, birlikte tartışabiliyoruz, yorum yapabiliyoruz. Uygulamadan çok memnunum.”

    -Medine Öz: “ Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler bölümünde okuyorum. Fakülteme çok yakın olduğu için özellikle ders aralarında geliyorum ve arkadaşlarımla birlikte ders çalışma imkânı buluyorum. Bizim için grup çalışmaları daha uygun oluyor burada da arkadaşlarımızla gelip istediğimiz gibi çalışabiliyoruz. Ücretsiz wifi kullanabiliyoruz, kitaplar var kitaplardan faydalanabiliyoruz. Ayrıca güvenli bir alan, gerekli güvenlik önlemleri de alınıyor. Çalışmak için çok uygun bir alan. Çok teşekkür ederiz.”

    -Beyza Nur Bektaş: “Bizim fakültemizin içinde kütüphane ortamı olmadığı için diğer kütüphanelere de ulaşım buradan pek kolay olmuyor. AŞTİ’deki bu kütüphane ise özellikle konum olarak çok iyi. İnternetinin olması da online ders dinlememizde ya da internet araştırmalarımızda, ödevlerimizde kolaylık sağlıyor. Buraya gelmekten çok mutluluk duyuyoruz.”

    -Asude Hilal Efe: “Gazi Üniversitesi’nde Sosyal Hizmet okuyorum. Ulaşım konusunda avantajları olduğu için burayı tercih ediyorum. Aynı zamanda grup içerisinde çalıştığımız zamanlarda arkadaşlarımla burada çalışma imkânı bulabiliyoruz. Ücretsiz wi-fi olduğu için kolaylıkla bağlanıp, araştırmamızı burada yapabiliyoruz.”