Blog

  • EĞİTİM İŞ SENDİKASI ANKARA’DA TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR TARAFINDAN GELEN ÖĞRETMENLERLE MİTİNG DÜZENLEDİ: “ÖĞRETMENE ÖNLÜK DEĞİL; ÇOCUKLARIMIZA BİR ÖĞÜN YEMEK VERSİNLER”

    Eğitim-İş, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bugün Ankara Anıtpark’ta miting düzenledi. Eğitim-İş Sendikası Burdur Şube Başkanı Erkan Putgül, “Biz ders vermek istiyoruz, biz önlük değil biz saygınlık istiyoruz. Öğretmene önlük değil; çocuklarımıza gençlerimize, özellikle orta öğretimdeki gençlerimize günde bir öğün yemek versinler. Biz hamasi nutukları değil, biz cumhuriyetin öğretmeni olmak istiyoruz” dedi.

    Eğitim-İş, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bugün Ankara Anıtpark’ta miting düzenledi. Türkiye’nin dört bir tarafından haklarını talep etmek için gelen öğretmenler ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmede bulundu ve yaşadıkları sorunları anlatılar. Eğitim İş Sendikası Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan, şunları söyledi:

    “BU BOZUK DÜZENE ARTIK ‘DUR’ DEMEK İÇİN SES YÜKSELTİYORUZ”

    “Hepimizin Öğretmen Günü kutlu olsun. Bugün başöğretmenimiz Atatürk’e, başöğretmenlik ünvanının verilişinin yıl dönümünde emeğimizi, hakkımızı aramak için dün Türkiye’nin dört bir yanında illerdeydik, bugün de Türkiye’nin dört bir yanından gelen arkadaşlarımız ile Ankara’da miting yapıyoruz. Bu bozuk düzene artık ‘dur’ demek için ses yükseltiyoruz. Bizler her zaman için eğitim emekçilerinin gündemini belirlemek için mücadelemize devam edeceğiz. Eğitim İş, eğitim emekçilerinin omurlu kalesidir.”

    “ÖĞRETMENLER 100’ÜNCÜ YILA HİÇ YAKIŞMAYACAK BİR KONUMDA”

    Eğitim İş Sendikası Didim Şube’den Ekrem Göçmen ise şunları dedi:

    “Bu yağmurda çamurda Anadolu’nun her köşesinden gelen bütün öğretmenler burada. Gerçekten öğretmenler 100’üncü yıla hiç yakışmayacak bir konumda. Bu uzun yıllar Eğitim İş’in vermiş olduğu mücadele ve gündeme getirme çabası burada. Öğretmenler, asgari düzeyde bir geçim standardına sahip. Oysa ülkenin en önemli memurlarından birisi olan öğretmenler, bugün toplumda kendi konumlarını koruyamadıkları gibi topluma önder olma görevlerini de yeterince yerine getirememektedir. Bu anlamda bütün öğretmenlerimiz; toplumun demokratik gelişmesini, çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün sorunlarına karşı önder çağdaş bir yapıya kavuşması için olağanüstü bir mücadele veriyor. Bütün halkımızı bu mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz.”

    “KENDİ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ BİLE SAĞLAYAMAZ BİR HALDE ÖĞRETMENLERİMİZ”

    Eğitim İş Sendikası Antalya 2 nolu Şube Başkanı Birsen Atmaca, şu değerlendirmede bulundu:

    “Öğretmenler gerçekten çok zor durumda. Biliyorsunuz, ülkede zaten barınma problemi var. İnanılmaz bir kira artışı var. Bu kira artışları ile öğretmenler ne maaşı ile karşılayabiliyor… Aynı zamana kredi kartı borçluları, asgari ödemesini anca ödeyebiliyor öğretmenlerimiz. Ayrıca, kendi çocuklarının eğitimi bile sağlayamaz bir halde öğretmenlerimiz. Yaşam koşulları çok zor ama öğretmenler için çok daha zor. Dolayısıyla bugün taleplerimizi iletmek için alana geldik. Dün 24 kasımda iş bıraktık. Tüm Türkiye’de alandaydık ve şu anda da illerden gelenler burada toplandı. Bu yağmurlu bir havada zor ama yine de hakkımızı alabilmek için direneceğiz.”

    “BİZ ÖNLÜK DEĞİL BİZ SAYGINLIK İSTİYORUZ”

    Eğitim-İş Sendikası Burdur Şube Başkanı Erkan Putgül ise şöyle konuştu:

    “Cumhuriyetin öğretmenleri, cumhuriyet dönemindeki saygınlığı, cumhuriyet dönemindeki toplumdaki yeri yok. Biz Burdur Şube; Fakir Baykurt’un topraklarından geliyoruz. Onun söylediği gibi biz yalvarmıyoruz; biz ders vermek istiyoruz, biz önlük değil biz saygınlık istiyoruz. Öğretmene önlük değil; çocuklarımıza gençlerimize, özellikle orta öğretimdeki gençlerimize günde bir öğün yemek versinler. Biz hamasi nutukları değil, biz cumhuriyetin öğretmeni olmak istiyoruz. ÇEDES gibi projelerden vazgeçilmesini istiyoruz. Laik, bilimsel, kamusal bir eğitim istiyoruz. Ankara’nın bu soğuğunda bunları dile getirmek için biz buradayız.

    Bizim için alanlarda bunlar dile getiriyor. Biz saraylarda kısık sesle değil, alanlarda mücadele ediyoruz. Biz siyasetin gölgesinde değiliz. Eğitim emekçileriyle birlikte Ankara’nın bu soğuğunda bu yağmurunda mücadeleye geldik. Salonlarda sendikacılık yapılmaz, alanlarda sendikacılık yapılır. Biz bunun için buradayız. Çocuklarımız için, ailelerimiz için, bu ülkenin geleceği için meydanlardayız. Meydanlarda olmaya da devam edeceğiz. Eğitim-İş eğitim emekçilerinin en büyük gücü. Sayısal değil, yetkili olmak değil, etkili olmak. Etkili olmak da alanlardan geçer.

     

     

  • İYİ PARTİ KADIN POLİTİKALARI BAŞKANLIĞI: “HANIMLAR, BEYLER, ÖZELLİKLE DE BEYLER! BUNLAR TÜRK KADININCA KABULLENİLEBİLECEK ŞEYLER DEĞİLDİR”

    İYİ PARTİ KADIN POLİTİKALARI BAŞKANLIĞI: “HANIMLAR, BEYLER, ÖZELLİKLE DE BEYLER! BUNLAR TÜRK KADININCA KABULLENİLEBİLECEK ŞEYLER DEĞİLDİR”

    İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanlığı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “İktidar, Türkiye’yi selefileştirme yolunda hızla ilerleyebilmek için bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş, 6284 sayılı Kanunun da kaldırılmasını isteyecek kadar şuurunu yitiren odakları cesaretlendirmiş, şiddet yanlıları karşısında kadının açık hedef hâline gelmesine neden olmuştur. Medeni haklarımız dahi tehlike altındadır. Hanımlar, beyler, özellikle de beyler! Bunlar Türk kadınınca kabullenilebilecek şeyler değildir. Hiç olmadı, bundan sonra da olmayacak” açıklamasını yaptı.

    İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanlığı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

    “Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Ve ne yazık ki Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu yıl da; kadına karşı şiddetin daha da arttığı, daha da içleri acıttığı ve kadını daha da umutsuzluğa sevk ettiği bir yıl oldu. Kadın evde, sokakta, okulda, iş yerinde, toplu taşıma araçlarında hülasa var olduğu her yerde şiddete, tacize uğruyor ya da katlediliyor. Ve bu büyük ayıp, şiddetini gittikçe artırıyor, durmuyor, durdurul-a-mıyor.

    Günümüzde kadın, sadece fiziksel değil; ruhsal, sosyal, cinsel, ekonomik ve dijital şiddete maruz kalıyor; acı çekiyor, özgüven sorunu yaşıyor ve onuru zedeleniyor.

    Türk kadını; kadim Türk tarihinde de yakın tarihte de her daim erkekle birlikte mücadele etmiş, Türk devletlerinin yaşamasını, gelişmesini ve güvende olmasını sağlamıştır. Kurtuluş Savaşımız bunun en yakın ve en çarpıcı örneklerinden biridir. Türk kültürü ve geleneklerinden uzaklaştıkça, kadına karşı şiddetin arttığı çıplak gözle görülen/yaşanan bir gerçektir. Günümüz iktidarının 21 yıldır yarattığı marazlı siyasi iklimde, Türk ulusu kimliğinden uzaklaştırılmakta; kadın eve kapatılmaya, değersizleştirilmeye, nesnelleştirilmeye başlanmıştır. İktidar, Türkiye’yi selefileştirme yolunda hızla ilerleyebilmek için bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş, 6284 sayılı Kanunun da kaldırılmasını isteyecek kadar şuurunu yitiren odakları cesaretlendirmiş, şiddet yanlıları karşında kadının açık hedef hâline gelmesine neden olmuştur. Medeni haklarımız dahi tehlike altındadır.

    Hanımlar, beyler, özellikle de beyler! Bunlar Türk kadınınca kabullenilebilecek şeyler değildir. Hiç olmadı, bundan sonra da olmayacak. Biz İYİ Parti olarak; ‘Kadını yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu ve Türk kadınının sarsılmaz iradesinden aldığımız ilhamla; ezilmiş, hırpalanmış, yoksullaştırılmış, ötekileştirilmiş tek bir kadın kalmayıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.

    Kadın ve erkeğin eşit ve mutlu olduğu, sağlıklı nesillerin yetiştiği zengin bir Türkiye için var gücümüzle çalışıyoruz. Ve biz; ‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’ diyen Atamızın izinde, Türk kadınını hak ettiği yere getireceğimize söz veriyoruz.”

     

  • NARLIDERE, KADINA ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDU

    NARLIDERE, KADINA ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDU

    Narlıdere Demokrasi Platformu’nun 25 Kasım Kadın Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlediği etkinliğe katılan Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, “Kadına şiddetin dini, milleti yok. İnsan eliyle işlenen suçları eğitimle çözebiliriz. Hep birlikte barış, kardeşlik içinde yaşadığımız bir dünya yaratabiliriz” diye konuştu.

    Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Narlıdere Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen ‘Narlıdereli Kadınlar Kadına Yönelik Şiddete Karşı Tek Yürek Tek Ses’ etkinliğine katıldı. Narlıdere Belediyesi Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, kadın cinayetlerine kurban giden kadınlar anılırken, kadına şiddete karşı ‘sessiz kalma’ çağrısı yapıldı. Narlıdere’de faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Tek Yürek Tek Ses’ programına vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.

    “UMUDUMUZU KORUYORUZ”

    Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, kadına karşı şiddetin önüne geçmek için hep birlikte mücadele etmeleri gerektiğini belirterek, “Bu mücadeleyi kısmen başaran ülkeleri gördükçe biz de umudumuzu koruyoruz. Kadına şiddetin dini, milleti yok. İnsan eliyle işlenen suçları eğitimle çözebiliriz. Bu topraklarda kadın liderler, kadın başkanlar daha önceden de vardı. Eşitliği, barışı, adaleti tekrar bu topraklara getirebiliriz. Barış, kardeşlik içinde yaşadığımız bir dünya yaratabiliriz” dedi.

    Kadınların yaşadıkları sorunların her zaman ilk sırada olması gerektiğini söyleyen Başkan Engin, “Kadınların işgücüne katılımını çok önemsiyoruz. Avrupa’da bu rakam yüzde 50’lerde seyrederken, ülkemizde ise yüzde 25-30’larda geziyor. Öncelikle bu sorunu halletmemiz gerekiyor. Özel sektörün bu konuya daha çok eğilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    “ŞİDDETE GÖZ YUMULUYOR”

    CHP Narlıdere İlçe Kadın Kolları Başkanı Ömür Gürokur, şiddetin her türlüsüne meydan okuduklarını söyledi. Gürokur, “Ülkemizde her gün en az iki kadın öldürülüyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet uygulayanlara göz yumuluyor. Biz kadına şiddete karşı her zaman sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.

    HDP Narlıdere İlçe Eş Başkanı Şazime Yaşa da şiddete karşı dayanışma çağrısında bulundu. Danışman ve Eğitimen Asuman Sağlam Karadoğan ise kadınların dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile şiddete maruz kaldığını belirterek, “Kadına şiddet bir küresel pandemi gibi… Kadına şiddet dünyanın her yerinde. Bu pandeminin aşısı da eğitim”diye konuştu.

    Kadına yönelik şiddete karşı ‘topyekün mücadele’ çağrısının yapıldığı etkinlikte, Sezen Aksu’nun kadına şiddete karşı dikkat çekmek için yazdığı Ünzile şarkısı da seslendirildi. 

     

  • ALİ ÖZTUNÇ: DAKİKADA 23 BİN LİRA SARAYA HARCANIRSA BU PARA VATANDAŞTAN ÇIKARTILACAK. VATANDAŞA VERGİ YOLUYLA YÜKLENECEK, SARAYDA BEYEFENDİ KEYİF İÇERİSİNDE HAYATINI SÜRECEK

    CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, “2024’te her şey yine çok zamlı, çok pahalı olacak. Peki ne için yapılıyor bu? Çünkü sarayın harcamaları var. Bakın, Tayyip Erdoğan’ın sarayı 1 milyar 280 milyon lira yıllık harcama var. Yani günlük, 33 milyon lira. Yani saatlik 1,4 milyon lira. Yani dakikada 23 bin lira. Dakikada 23 bin lira saraya harcanırsa bu para vatandaştan çıkartılacaktır. Vatandaşa vergi yoluyla yüklenecek ve sarayda beyefendi keyif içerisinde hayatını sürecek” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan Vergi Usul Kanunu Tebliği, Resmî Gazete’de yayımlandı. Bu kapsamda, yeniden değerleme oranının yüzde 58,46 olarak belirlendiği kaydedildi. Böylece vergi, harç ve cezalara yüzde 58,46 zam yapıldı.

    CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, yapılan zamma tepki gösterdi. Öztunç, şunları kaydetti:

    “2024 yılına giderken yine AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan yaptı yapacağını. Her şeye zam üzerine zam geldi. Pasaporta, vergiye, ehliyete, harçlara her şeye resmen zam yağmurlu yapıldı. 2024’te her şey yine çok zamlı, çok pahalı olacak. Peki ne için yapılıyor bu? Çünkü sarayın harcamaları var. Bakın, Tayyip Erdoğan’ın sarayı 1 milyar 280 milyon lira yıllık harcama var. Yani günlük, 33 milyon lira. Yani saatlik 1,4 milyon lira. Yani dakikada 23 bin lira. Dakikada 23 bin lira saraya harcanırsa bunun yükü vatandaşa verilecektir. Dakikada 23 bin lira saraya harcanırsa bu para vatandaştan çıkartılacaktır. Vatandaşa vergi yoluyla yüklenecek ve sarayda beyefendi keyif içerisinde hayatını sürecek. Tayyip Erdoğan diyor ya, ev kirasına zam yapan ev sahibine ‘Be vicdansız’ diyor; şimdi ben de Tayyip Erdoğan ve Ak Partililere söylüyorum. Sizde hiç vicdan yok mu? Sizde hiç vicdan yok mu bu kadar zam yapıyorsunuz? Sizde hiç vicdan, milleti düşünme duygusu yok mu ki her şeye bu kadar zam yapıyorsunuz? Yazıklar olsun size.”

     

  • ÖZGÜR ÖZEL, SARAYBOSNA’DA SONSUZ ATEŞ ANITI’NA ÇELENK BIRAKTI: “BOSNA HERSEK İLE İYİ İLİŞKİLERİ SÜRDÜRME ÇABAM DEVAM EDECEK”

    ÖZGÜR ÖZEL, SARAYBOSNA’DA SONSUZ ATEŞ ANITI’NA ÇELENK BIRAKTI: “BOSNA HERSEK İLE İYİ İLİŞKİLERİ SÜRDÜRME ÇABAM DEVAM EDECEK”

    Haber: TAMER ARDA ERŞİN / Kamera: ADEM KARABAYIR

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bosna Hersek Devlet Günü dolayısıyla bulunduğu Saraybosna’da Sonsuz Ateş Anıtı’na çelenk bıraktı. Törenin ardından Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Denis Becirovic ile sohbet eden Özel, “Önceki genel başkanlarımızın olduğu gibi benim de Bosna Hersek’e ilgim ve iyi ilişkileri sürdürmek için çabam devam edecek” dedi.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraybosna’da; Bosna Hersek Devlet Günü nedeniyle düzenlenen törenler çerçevesinde Sonsuz Ateş Anıtı’na çelenk koydu.

    Törenin ardından Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Denis Becirovic ile sohbet eden Özel, “Ülkenizde çok önemli bir görevdesiniz. Siyasi bir akrabanız olarak bu göreve gelmenizden ötürü büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bundan sonra sağlıklı günlerde daha sağlıklı şekilde görüşmeyi diliyorum” dedi.

    Becirovic, “Türkiye ve Bosna iki kardeş ülkedir” dedi ve Türkiye ve Bosna’nın belediyeleri arasındaki kardeş belediye ilişkilerinin artmasını arzu ettiğini dile getirdi.

    Özel, “Bosna Hersek’in tanındığı dönemdeki Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, partimizin önceki genel başkanlarından. Onun da selamını getirdim. Önceki genel başkanlarımızın olduğu gibi benim de Bosna Hersek’e ilgim ve iyi ilişkileri sürdürmek için çabam devam edecek. 25 Kasımlarda ve 11 Temmuzlarda sizinle en üst düzeyde birlikte olacağız” dedi.

    Özel, “Belediyeler konusuna gelince, Türkiye nüfusunun yüzde 65’ine partimin belediye başkanları hizmet veriyor. Mart ayındaki seçimlerden sonra bunu artırmayı ümit ediyoruz. Bütün belediye başkanlarıma, Bosna Hersek ile olan kardeş belediyecilik ilişkilerini hem sayısal olarak artırmalarını hem nitelik olarak yükseltmelerinin talimatını vereceğim.”

     

  • MARMARİS BELEDİYE BAŞKANI OKTAY, ÖĞRETMENİNİ UNUTMADI

    MARMARİS BELEDİYE BAŞKANI OKTAY, ÖĞRETMENİNİ UNUTMADI

    Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde ilkokuldaki öğretmeni Zeliha Aydıner’i ziyaret etti.

    Marmaris Belediye Başkanı Oktay, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde kendi ilkokul öğretmenini unutmadı. Öğretmenine çiçek hediye eden Oktay, elini öperek gününü kutladı. Oktay, “Eğitim hayatımız boyunca bir anne şefkatiyle bize dokunan Zeliha öğretmenin, benim üzerimde ve yetiştirdiği tüm öğrencilerin üzerinde büyük emeği var. Kendisine verdiği emekler için teşekkür ediyor; uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum” dedi.

    Yaşadığı şaşkınlık ve mutluluk gözlerinden okunan Zeliha Öğretmen ise öğrencisi Başkan Oktay’a ziyareti için teşekkür etti.

    EMEKLİ ÖĞRETMENLERİ DE ZİYARET ETTİ

    Başkan Mehmet Oktay, Öğretmenler Günü dolayısıyla emekli öğretmenler Kadriye ve Mehmet Kut’u da ziyaret etti. Başkan Oktay, “Bu kutsal mesleğe ömrünü adamış eğitimcilerimiz nezdinde Kadriye ve Mehmet Kut öğretmenlerimizi ziyaret ettim. Binlerce öğrenci yetiştiren öğretmenlerimizin o güzel anılarını dinledim. Misafirperverlikleri için teşekkür ediyor; sağlıklı bir ömür diliyorum” diye konuştu.

    Kadriye ve Mehmet Kut da ziyaret için teşekkür ederek, Başkan Oktay’a sevgilerini iletti.

  • TBMM BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ: “KADINA YÖNELİK ŞİDDET KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR, ASLA KABUL ETMİYORUZ”

    TBMM BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ: “KADINA YÖNELİK ŞİDDET KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR, ASLA KABUL ETMİYORUZ”

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Kadına yönelik şiddet kırmızı çizgimizdir, asla kabul etmiyoruz. 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün şiddetsiz bir dünyaya vesile olmasını diliyorum” mesajını paylaştı.

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Karşı Uluslararası Mücadele Günü sebebiyle sosyal medya hesabı X’ten açıklama yaptı. Kurtulmuş’un mesajı şöyle:

    KADINA YÖNELİK ŞİDDET KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR, ASLA KABUL ETMİYORUZ”

    Şiddet, toplumu derinden yaralar ve önlenemezse parçalar. Güçlü bir toplumun inşası şiddetle mücadele etmekle mümkündür. Bilhassa kadına yönelik şiddet kırmızı çizgimizdir, asla kabul etmiyoruz. 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün şiddetsiz bir dünyaya vesile olmasını diliyorum.”

  • CHP İZMİR KADIN KOLLARI’NDAN 25 KASIM AÇIKLAMASI: “KADININ GÜVENCESİ OLAN LAİK DÜZEN TEHLİKE ALTINDA”

    CHP İZMİR KADIN KOLLARI’NDAN 25 KASIM AÇIKLAMASI: “KADININ GÜVENCESİ OLAN LAİK DÜZEN TEHLİKE ALTINDA”

    CHP İzmir Kadın Kolları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yaptığı basın toplantısında, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, bu yıl 10 ayda 194’ü şüpheli olmak üzere en az 447 kadın öldürüldü. Bir kez daha haykırıyoruz: şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturma vardır. Kadın cinayetleri politiktir” denildi.

    CHP Kadın Kolları, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü sebebiyle 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. İzmir’de CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar’ın yaptığı basın açıklamasına, CHP Kadın Kolları MYK üyesi Nurşen Balcı ve İzmir kadın kolları il yönetimi katıldı.

    Şenkal açıklamasında, “AKP, kadına yönelik şiddeti önlemek adına hayata geçirdiği politikalarında ‘mış’ gibi yapmaya devam ediyor. Hal böyle olunca da bizler, en temel hakkımız olan yaşam hakkımız için mücadele etmeye mecbur bırakılıyoruz” sözlerine yer verirken, açıklamanın tamamında şunları dile getirdi:

    “KADININ EN BÜYÜK GÜVENCESİ LAİK DÜZEN BÜYÜK BİR TEHDİT ALTINDA”

    “Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, 81 il ve 973 ilçede alanlarda eş zamanlı basın açıklaması yapıyoruz. Şiddet nedeniyle yaşamını yitiren tüm kız kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz. Bugün, dünyada ve ülkemizin dört bir yanındaki kadınlarla tek yürek olduk: her türlü şiddete, sömürüye ve savaşa meydan okuyoruz. Dünya tarihine “kelebekler” olarak geçen Mirabel Kardeşler’in direnişine sahip çıkıyoruz. Bundan tam 63 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörün devrilmesi için canları ile bedel ödeyen Mirabel Kardeşler’i saygıyla anıyoruz.

    “CİNAYETLERİN ÜZERİ ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ DENİLEREK KAPATILMAK İSTENİYOR”

    Adında “adalet” olan AKP Hükümeti’nin yönettiği ülkemizde her gün en az iki kadın katlediliyor. Kadın cinayetlerini sadece ‘sayı’ olarak değerlendiren iktidar, çarpıttığı verilerle şiddetin azaldığını iddia ediyor. Hayattan koparılanın bir evlat, bir anne, bir abla, bir kardeş, bir arkadaş, bir dost olduğu gerçeği yok sayılıyor. Cinayetlerin üzeri ‘şüpheli kadın ölümü’ denilerek kapatılmak isteniyor. İstismara uğrayan çocuğun davasında ‘çocuğun rızası’ndan bahsediliyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet uygulayanlar cezasızlık politikası ile ödüllendiriliyor. Kırmızı çizgimiz olan İstanbul Sözleşmesi hukuksuzca feshediliyor. 6284 Sayılı Şiddet Yasası’na göz dikiliyor. Cumhuriyetin biz kadınlar üzerindeki en önemli kazanımlarından olan Medeni Kanun budanmaya çalışılıyor. Kadının insan haklarının en büyük güvencesi olan laik düzen büyük bir tehdit altında. Yeni Anayasa tartışmalarında, kadınlar hedef tahtasına konuluyor.

    “HAYALLERİMİZDEN VE HAYATLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMİYORUZ”

    Bakanlığın adından dahi ‘kadın’ ibaresini kaldıran zihniyet, toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayıyor. Kadınlar kıyafetine göre ayrıştırılmaya, dayanışma parçalanmaya çalışılıyor. Kadınların istihdama katılımını teşvik edecek politikalar uygulanmak yerine, çalışmak isteyen kadınların işsizliği artırdığı iddia ediliyor. ‘Kadının fıtratına uygun’ işlerde çalışması gerektiğini dahi söyleyenler çıkıyor. Kadınların siyasete aktif katılımı önüne sürekli engeller konulmaya çalışılıyor. Erken yaşta ve zorla evlilikleri meşru kılmak için adeta fırsat kollanıyor. İktidarın kadının hayatını cehenneme çeviren politikaları saymakla bitmiyor. Biz bütün bu uygulamalar karşısında yılmadan, usanmadan, direnmeye ve sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. AKP karanlığını aydınlığa çevirmek için kadın hareketi ile sımsıkı kenetlenerek, olanca gücümüzle direniyoruz. Haklarımızdan, hayallerimizden ve hayatlarımızdan asla vazgeçmiyoruz.

    “KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEMEK ADINA AKP ‘MIŞ’ GİBİ YAPMAYA DEVAM EDİYOR”

    AKP Hükümeti, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un bir gerekliliği olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) sayısını artırmıyor. Resmi verilere göre; Türkiye’de sadece 81 ŞÖNİM bulunuyor. 6284’ün yükümlülüklerini yerine getirmeyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise yaşlılara, engellilere ve ihtiyacı olduğu düşünülen herkese yönelik hizmet sunan Sosyal Hizmet Merkezleri (SHM) açmakla yetiniyor. Durum bildiğiniz gibi: Bakanlık kadına yönelik şiddetle etkin mücadele konusunda samimi değil. Bu konuda samimi olsaydı, ALO Şiddet Hattı 183’ü engellilere, gazilere ve yaşlılara da hizmete açılmazdı. Biz engellilerimize, gazilerimize ve yaşlılarımıza hizmet sunulmasın demiyoruz. Bu hizmetin, ölümle burun buruna gelen bir kadının arayacağı ALO ŞİDDET hattı üzerinden verilmesine itiraz ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüğü olan ALO Şiddet hattının amacı dışında kullanılmasını doğru bulmuyoruz. AKP, kadına yönelik şiddeti önlemek adına hayata geçirdiği politikalarında ‘mış’ gibi yapmaya devam ediyor. Hal böyle olunca da bizler, en temel hakkımız olan yaşam hakkımız için mücadele etmeye mecbur bırakılıyoruz.

    “ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ YOKTUR, ETKİN YÜRÜTÜLMEYEN SORUŞTURMA VARDIR”

    2002 yılından bu yana kadın cinayetleri sistematik bir artış gösterdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, bu yıl 10 ayda 194’ü şüpheli olmak üzere en az 447 kadın öldürüldü. Bir kez daha haykırıyoruz: şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturma vardır. Kadın cinayetleri politiktir.

    “AKP’DEN MEDET UMMUYORUZ”

    Bizler AKP’den medet ummuyoruz. Neden umalım? Çarşamba günü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. Bir daha gördük ki bu bütçede kadını güçlendirme hedefi yok! Bütçede sekiz başlık var. Kadının güçlenmesi başlığı kendine ancak yedinci sırada yer bulmuş. Bu amaçla Bakanlığın bütçesinden ayrılan pay ise sadece binde 8.6. Bütçeden kadının payına yine yoksulluk düştü. Bakanlık verilerine göre; 2018 yılında sosyal yardım alan hane sayısı 3 milyon 494 bin 931 iken 2023 itibarıyla 4 milyon 400 bin haneye ulaştı. Üstelik sosyal yardımlardan yararlandırılan toplam 4,4 milyon haneden 3,5 milyonu “düzenli sosyal yardımlar” kapsamında yer alıyor. Yoksulluktan en çok da çocuklar nasibini alıyor. Ailesi tarafından bakılamadığı için ‘Sosyal ve Ekonomik Destek’ programı kapsamına alınan çocuk sayısı katlanarak artıyor. 2022 yılında SED programında 155 bin çocuk var iken 2023’de bu sayı 163 bin 995’e yükseldi. Bu utanç AKP’nindir!

    “YEREL YÖNETİMLERİMİZLE ŞİDDETİ VE TACİZİ ÖNLEME BELGESİNİ PAYLAŞTIK”

    Bugün CHP’li belediyelerimizle ‘Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni paylaştık. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ilgili sözleşmesini (ILO 190), iktidar imzalamasa da bizler yerel yönetimlerimizle hayata geçireceğiz. CHP’li Belediyeler çalışma hayatında şöyle bir irade ortaya koyuyor:

    1-İstanbul Sözleşmesi’nin yanı sıra Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerinin öngördüğü toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tüm düzenlemeleri esas alırız. Her türlü ayrımcılığın karşısında dururuz. Bu anlayışla, Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlamayı, hayata geçirmeyi ve veri toplamayı kabul ediyoruz.
    2-Belediye çalışanlarına farkındalık ve bilinçlendirme amaçlı toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri vereceğiz. Bu eğitimleri çalışma süresinden sayacağız.
    3-İş yerinde şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için şiddet mağduru çalışanı gözeteceğiz.
    4-Kadınlara yönelik cinsel taciz ve cinsel saldırı vakalarında adli makamlara yansıyan durumları esas kabul edeceğiz ve gerekli her türlü tedbiri alarak gerekli adımları ivedilikle atacağız. Bu süreçte gizlilik esasına göre hareket edeceğiz.
    5-Şiddet mağduru çalışanın talep etmesi halinde; hukuki ve/veya psikolojik destek sağlayacağız.
    6-Belediye çalışanlarının istihdamında yüzde 50 cinsiyet kotasını hedefleyeceğiz.
    7-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Mücadele Günü etkinliklerine katılan kadın üyelere -işi aksatmamak kaydıyla- idari izin vereceğiz.

    “ÖNÜMÜZDE DURMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ, YETMEYECEK”

    Bizler eşitlik mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz! ‘Kadınlar Vardır, Kadınlar Her Yerde’ diye haykırırken sesimizi de sözümüzü de yükselteceğiz. Budamaya çalıştıkları yasaların etkin uygulanması için örgütlü gücümüzle direneceğiz. Can simidimiz olan İstanbul Sözleşmesi’ni ilk fırsatta yeniden uygulamaya koyacağız. Kıyafetimizden kahkahamıza, kaç çocuk doğuracağımızdan ne zaman evleneceğimize kadar her şeyimize karışanlara geçit vermeyeceğiz. Kadını aile içinde eritmeye çalışanlara, eşit yurttaşlık haklarımıza sahip çıkarak cevap vereceğiz.
    Kadına yönelik şiddeti de kadın cinayetlerini de sonlandıracağız. Biz kadınlar vardık, varız ve var olacağız.Çok kararlıyız. 63 yıl önce çırpılan kelebeklerin kanatları bugün daha güçlü çırpılıyor. Önümüzde durmaya kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek”

  • İZMİT BELEDİYESİ 25 KASIM’DA KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DİKKAT ÇEKTİ

    İZMİT BELEDİYESİ 25 KASIM’DA KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DİKKAT ÇEKTİ

    İzmit Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında belediye önünde gerçekleştirdiği etkinlikle farkındalık yarattı.
     
    Her sene olduğunu gibi bu sene de İzmit Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Belsa Hizmet Binası önünde vatandaşlara şiddetsiz bir geleceği temsil eden turuncu renkte çınar rozeti dağıttı. Rozetlere ek olarak kadınların her zaman yanlarında bulundurabileceği, üzerinde Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı numarasının yazılı olduğu anahtarlıklar verildi. 
     
    Sabri Yalın Parkı içerisine de kadın cinayetine kurban giden kadınların maketleri koyularak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne dikkat çekildi.
     
     
  • İYİ PARTİ İZMİR İL BAŞKANLIĞI’NDA “25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ” AÇIKLAMASI… “MEDENİ HAKLARIMIZ DAHİ TEHLİKE ALTINDADIR”

    İYİ PARTİ İZMİR İL BAŞKANLIĞI’NDA “25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ” AÇIKLAMASI… “MEDENİ HAKLARIMIZ DAHİ TEHLİKE ALTINDADIR”

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    İyi Parti İzmir İl Başkanlığı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında parti binasında basın toplantısı düzenledi. “Medeni haklarımız dahi tehlike altındadır” diyen İyi Parti İzmir Kadın Politikaları Başkanı Ahsen Kol, “Biz İYİ Parti olarak; ‘Kadını yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu ve Türk kadınının sarsılmaz iradesinden aldığımız ilhamla; ezilmiş, hırpalanmış, yoksullaştırılmış, ötekileştirilmiş tek kadın kalmayıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.

    25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla İyi Parti İzmir İl Başkanlığı, İyi Parti İzmir Kadın Kolları Başkanı Ahsen Kol ve İyi Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu’nun katılımıyla parti binasında basın toplantısı düzenledi.

    Toplantıda açılış konuşmasını yapan İyi Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, şunları söyledi.

    “Türk toplumunda, Türk töresinde kadının yeri her şeyden önce gelir. Kadın toplumun baş tacıdır, milletin baş tacıdır, hepimizin baş tacıdır. Milletin sağlam bir şekilde devamlılığının sağlanması yeni nesillerin yetişmesi ve gerçekten bir millet olabilmenin en önemli unsuru hepimizin annesi, eşi, evladı olan kadınlarımızdır. Bizler bugün, kadın bir genel başkanla gurur duyan İyi Partili neferleriz. Diğer partilerden farkımızı her zaman ortaya koyan, cesur yürekli, aslan yürekli bir kadının liderliğinde Türk siyasi hayatına en karanlık günlerinde doğmuş ve bugün Türkiye’de bir umut var ise eğer bu umudu sağlayan yegane parti olarak, bir kadının önderliğinde sayın genel başkanımızın önderliğinde ve tabii ki Türk kadının her zaman layık olduğu şekilde, layık olduğu bir yaklaşımla ön planda olacağı, toplumun en önünde olacağı ve her zaman olduğu gibi, binlerce yıllık Türk töresinde olduğu gibi yol gösterici, önümüzü açan, bizi gerçek uygarlık seviyesine yükseltecek olan kadın bilincini ortaya koyacak bir siyasi hareketiz. Ben şahsen bir kadın liderin partisinde, onun İzmir’deki uçbeyi, il başkanı olmaktan son derece mutluyum. Her zaman deriz ya; kadının elinin değdiği yerde tertip, düzen olur, kadın elinin değdiği yerde gül biter. Türk siyasetine de, Türk toplumuna da kadınlarımızın elinin daha fazla değeceği, kadınlarımızın daha fazla müdahil olacağı günlerde buluşmak dileğiyle diyorum”

    Bezircioğlu’ndan sonra basın açıklamasını okuyan İyi Parti İzmir Kadın Politikaları Başkanı Ahsen Kol, şunları kaydetti:

    “MEDENİ HAKLARIMIZ DAHİ TEHLİKE ALTINDADIR”

    “Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve ne yazık ki Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu yıl da; kadına karşı şiddetin daha da arttığı, daha da içleri acıttığı ve kadını daha da umutsuzluğa sevk ettiği bir yıl oldu. Kadın evde, sokakta, okulda, iş yerinde, toplu taşıma araçlarında, hülasa vvar olduğu her yerde şiddete, tacize uğruyor ya da katlediliyor. Ve bu büyük ayıp şiddetini gittikçe artırıyor durmuyor, durdurulamıyor. Günümüzde kadın, sadece fiziksel değil; ruhsal, sosyal, cinsel, ekonomik ve dijital şiddete maruz kalıyor, acı çekiyor, özgüven sorunu yaşıyor ve onuru zedeleniyor.

    Türk kadını; kadim Türk tarihinde de yakın tarihte de her daim erkekle birlikte mücadele etmiş, Türk devletlerinin yaşamasını, gelişmesini ve güvende olmasını sağlamıştır. Kurtuluş Savaşımız bunun en yakın ve en çarpıcı örneklerinden biridir. Türk kültürü ve geleneklerinden uzaklaştıkça kadına karşı şiddetin arttığı çıplak gözle görülen/yaşanan bir gerçektir. Günümüz iktidarının 21 yıldır yarattığı marazlı siyasi iklimde, Türk ulusu kimliğinden uzaklaştırılmakta; kadın eve kapatılmaya, değersizleştirilmeye, nesnelleştirilmeye başlanmıştır. İktidar, Türkiye’yi selefileştirme yolunda hızla ilerleyebilmek için bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş, 6284 sayılı Kanunun da kaldırılmasını isteyecek kadar şuurunu yitiren odakları cesaretlendirmiş, şiddet yanlıları karşında kadının açık hedef haline gelmesine neden olmuştur. Medeni haklarımız dahi tehlike altındadır.

    Hanımlar, beyler, özellikle de beyler! Bunlar Türk kadınınca kabullenilebilecek şeyler değildir! Hiç olmadı, bundan sonra olmayacak! Biz İYİ Parti olarak; ‘Kadını yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu ve Türk kadınının sarsılmaz iradesinden aldığımız ilhamla; ezilmiş, hırpalanmış, yoksullaştırılmış, ötekileştirilmiş tek kadın kalmayıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kadın ve erkeğin eşit ve mutlu olduğu, sağlıklı nesillerin yetiştiği zengin bir Türkiye için var gücümüzle çalışıyoruz. Ve ‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselm layıksın’ diyen Atamızın izinde, Türk kadınını hak ettiği yere getireceğimize söz veriyoruz!”