Blog

  • BAŞKAN SELVİTOPU KARBEM ÖĞRETMENLERİNİN GÜNÜNÜ KUTLADI

    BAŞKAN SELVİTOPU KARBEM ÖĞRETMENLERİNİN GÜNÜNÜ KUTLADI

    Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Karabağlar Belediyesi Sosyal Etkinlik Merkezi’ni (KARBEM) ziyaret ederek öğretmenlerin gününü kutladı.

    Öğretmenliğin kutsal ve önemli bir meslek olduğunu vurgulayan Başkan Selvitopu, “Herkesin toplum içinde bir yerlere gelmesinde öğretmenlerin emek ve katkıları çok büyük. Gelecekte bu ülkeyi yönetecek insanları sizler yetiştiriyorsunuz. Öğretmenler Gününüzü kutluyor, emekleriniz için çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Karabağlar Belediyesi’nin, ilçede bulunan okulların fiziki koşullarının iyileştirilmesi için ellerinden gelen çabayı gösterdiğini belirten Başkan Selvitopu, “Bu iş sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın’ demeden, eğitimin yanında olmaya devam edeceğiz. Dershanemize de desteğimiz her zaman sürecek. İkinci şubeyi açma hedefimiz de var” diye konuştu.

    Başkan Selvitopu daha sonra öğretmenlere günün anısına armağanlar verdi. Ardından toplu fotoğraf çektirildi.

    KARBEM ziyaretine Belediye Başkan Yardımcıları Ayla Sert ve Aykut Kolatar da katıldı

  • EFES- SELÇUK’TA ŞİDDETLİ YAĞMUR ETKİLİ OLDU… FİLİZ BAŞKAN, SAAT 05.45’TE ALANDAN SESLENDİ: TAM KADRO DIŞARIDAYIZ, ÇALIŞMAYA DEVAM

    EFES- SELÇUK’TA ŞİDDETLİ YAĞMUR ETKİLİ OLDU… FİLİZ BAŞKAN, SAAT 05.45’TE ALANDAN SESLENDİ: TAM KADRO DIŞARIDAYIZ, ÇALIŞMAYA DEVAM

    Ege Bölgesi’nde etkisini gösteren olumsuz hava şartlarından etkilenen Efes Selçuk’ta belediye ekiplerinin gündüz ve gece sabaha kadar süren aralıksız çalışmaları sayesinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Sabah saatlerine kadar kritik noktaları tek tek gezerek çalışmaları bizzat yerinde kontrol eden Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, tüm belediye emekçilerine teşekkür etti.

    Ege Bölgesi’nde dün akşam etkisini göstermeye başlayan olumsuz hava şartları Efes Selçuk’u da etkisi altına aldı. Şiddetli yağmurun olumsuz etkilediği özellikle mezarlık deresi ve Dutlu Yol bölgesinde Efes Selçuk Belediyesi Fen İşleri ekiplerinin hummalı çalışmaları sonucu herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Gece yarısı başlayan ve sabaha kadar devam eden çalışmaları beraberindeki Başkan Yardımcıları Cansu Bakıcıol ve Mehmet Ihlamur ile birlikte bizzat yerinde takip eden Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, bazı sorunları tespit edip İZSU yetkililerine de bildirdi.
    Başkan yardımcıları ile birlikte kentin dört bir yanını gezerek, her noktasını kontrol eden Başkan Sengel, sabaha kadar devam eden şiddetli yağmur altında çalışmaları titizlikle yürüten, ayrıca yine gün boyu devam eden yağmurda vatandaşların mağdur olmaları açısından temizlik ekiplerine de yardımcı olan Belediye Fen İşleri ekibine teşekkür etti. Efes Selçuk Belediyesi emekçilerinin çalışmalarına İZSU ekipleri de destek verdi.

    Başkan Sengel, sabaha karşı sosyal medya hesaplarından şu mesajı paylaştı: “Saat: 05.45 Ekip tüm gece sabahlara kadar tam tekmil dışarıda. Çalışmaya devam #EfesSelçukAşkına Emeklere sağlık”

  • KADIN YAZARLAR EFES SELÇUK’TA BULUŞTU

    KADIN YAZARLAR EFES SELÇUK’TA BULUŞTU

    Efes Selçuk Kadın Platformu tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü sebebiyle Ahmet Taner Kışlalı Toplantı Salonu’nda panel ve imza etkinliği düzenlendi.

    “İnadına Kadınım Kadınsın Kadınız” kitabının yazarlarından Gülseren Mungan, Oya Uslu, Nalan Yılmaz ve Buket Başaran Akkaya’nın katılımıyla gerçekleşen panelde, yazarlar kitapta yer alan deneme ve incelemeleri üzerine konuştu.

    Emine Onaran İncirlioğlu moderatörlüğünde gerçekleşen panelin ilk konuşmacısı olan Yazar Gülseren Mungan “Eril Dil’le Şiddet Kadında Söz İzleri” başlıklı konuşmasında kadına yönelik farklı şiddet türlerini sözlü şiddetin tetiklediğini belirterek; “Dilimize yerleşmiş, zihnimize kazılmış, kadını aşağılayan, kötüleyen, ötekileştiren, şiddete maruz kalmasını maruz gören çok sayıda yazılı, sözlü materyalimiz var. Bu yapı taşlarının toplumda oluşturduğu namus algısı ve cinsiyetçi bakış açısı tamamen kadınları kuşatmış durumdadır. Cinsiyetçi bakış açısını bir kenara bırakarak, erkekler ve kadınlar olarak bir araya gelip eril dilde şiddet ile mücadele etmeliyiz” dedi.

    Oya Uslu “Kadın ve Namus”  başlıklı konuşmasında namus kavramının kadın üzerinden tanımlanmasına karşı bir bakış açısının geliştiğinin belirterek;  “Giderek ahlak konusunda çifte standarda karşı çıkan; vicdan, onur, rıza ve merhamet gibi evrensel değerlerle namusu kadın cinselliği üzerinden tanımlamayan, kadınların özgürlüğü için mücadele eden bireyler seslerini yükseltiyor” dedi.

    Nalan Yılmaz da “Cinsel Saldırı, Çocuğun Cinsel İstismarı ve Ensest” başlık konuşmasında çocuk istismarına karşı toplumsal duyarlılığa dikkat çekerek; “Çocuğa yönelik cinsel istismar, tespiti çok son derece zor olan bir istismar çeşidi olarak karşımıza çıkıyor. Cinsel istismar konusundaki suskunluğa son verilerek toplumun dikkati hep uyanık tutulmalıdır. Çocuklarda korku duygusu oluşturmadan, gerekirse bir uzman gözetiminde bir bilinç oluşturulmalıdır. Yetişkin bireyler gibi çocukların da istemedikleri şeylere itiraz etme hakkı olduklarını mutlaka anlatmalıyız. Çocuklara güven telkin ederek onların verdikleri bilgilere inanmalıyız” dedi.

    Buket Başaran Akkaya, kadına yönelik şiddete karşı kadınların tutumlarını köy ve kent hayatı, iş hayatı üzerinden örneklerle değerlendirerek; “Cinsiyet ayrımcılığı üzerine kurulu olan erkek egemen sistemde kadın sadece sistem ve onun temsilcisi erkek tarafından değil belli koşullarda hemcinsleri tarafından da ezilmektedir” dedi. 

     Panelin ardından katılımcı yazarlar “İnadına Kadınım, Kadınsın, Kadınız”  kitabını katılımcılar için imzaladılar.

  • İZMİR’DE FIRTINA ETKİLİ OLDU… SOYER: “BİN 200 PERSONEL 250 İŞ MAKİNESİ İLE GECEDEN BERİ SU TAHLİYESİ YAPIYOR”

    İZMİR’DE FIRTINA ETKİLİ OLDU… SOYER: “BİN 200 PERSONEL 250 İŞ MAKİNESİ İLE GECEDEN BERİ SU TAHLİYESİ YAPIYOR”

    İzmir’de dün akşam saatlerinde başlayan fırtına kent genelinde ve ilçelerde etkili oldu. Bazı yerlerde fırtınanın etkisi ile ağaçlar devrilirken kent merkezinde deniz taşması meydana geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı açıklamada “Dün Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün referansıyla, uyarısını yaptığımız deniz taşması Bostanlı, Karşıyaka ve Alsancak’ın kıyı bölgelerinde gerçekleşti. Olağanüstü hava koşulları nedeniyle teyakkuza geçirdiğimiz 1200 mesai arkadaşımız, 250 iş makinesi ile geceden beri su tahliyesi yapıyor. Vatandaşlarımızın bu afetten en az etkilenmesi için İZSU, İtfaiye ve Fen İşleri ekiplerimizle canla başla çalışıyoruz. Etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun” açıklamasını yaptı.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan hava basıncı, rüzgâr ve yağış verilerine göre şehirde deniz kabarması yaşanabileceği yönündeki uyarılar yapıldı. Konak ve Karşıyaka’da denizin 1 metreden fazla yükselmesi nedeniyle sahil kesimindeki birçok sokak deniz sularının altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü ekipleri 24 saatten fazla süredir kesintisiz mesailerine devam ediyor.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, 25 Kasım Cumartesi günü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden aldığı verilere dayanarak, deniz kabarması ve aşır yağıştan kaynaklı deniz taşkını yaşanabileceğini belirterek vatandaşı uyarmıştı. Günün ilerleyen saatlerinde deniz seviyesi 1 metre yükseldi, Alsancak Kordon, Karşıyaka Yelken Kulübü ve Mavişehir’de deniz taşkını yaşandı. Taşkında zarar gören elektrik trafolarından kaynaklanan bölgesel elektrik kesintileri yaşandı. 

    DENİZ SEFERLERİNDE AKSAMALAR YAŞANIYOR

    İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZDENİZ şirketinden deniz seferleri ile ilgili yapılan açıklamada “Sayın Yolcularımız İzmir Körfezinde yasanan olumsuz hava/deniz koşulları nedeniyle yolcu iskeleleri henüz hizmete açılamamıştır. Alsancak, Bostanlı ve Karşıyaka İskeleleri ile çevresinde yaşanan deniz taşmasının yarattığı olumsuzlukların giderilmesi amacıyla tüm ekipler çalışmalarını sürdürmekte olup iskelelerin en kısa sürede hizmete açılabilmesi için çalışmalar tamamlanmak üzeredir. Hava ve deniz koşullarının uygunluğu doğrultusunda saat 10.20 “Bostanlı – Üçkuyular” ve saat 10.50 itibarıyla “Karşıyaka – Konak” hatlarında seferlerin başlaması planlanmıştır. Sefer tarifesine ait hareket saatlerinde gecikmeler yaşanabilir” açıklaması yapıldı.

    GECEDEN BERİ SU TAHLİYESİ YAPILIYOR

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

    “Dün Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün referansıyla, uyarısını yaptığımız deniz taşması Bostanlı, Karşıyaka ve Alsancak’ın kıyı bölgelerinde gerçekleşti. Olağanüstü hava koşulları nedeniyle teyakkuza geçirdiğimiz 1200 mesai arkadaşımız, 250 iş makinesi ile geceden beri su tahliyesi yapıyor. Vatandaşlarımızın bu afetten en az etkilenmesi için İZSU, İtfaiye ve Fen İşleri ekiplerimizle canla başla çalışıyoruz. Etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun”

     

  • GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ: “BİR YIL ÖNCE 301 LİRA OLAN EV TİPİ MUTFAK TÜPÜNÜN FİYATI 580 LİRAYI GEÇTİ. VATANDAŞIN DAYANACAK GÜCÜ KALMADI. TÜPTEN ALINAN ÖTV KALDIRILMALI, KDV ORANI DA DERHAL DÜŞÜRÜLMELİ”

    GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ: “BİR YIL ÖNCE 301 LİRA OLAN EV TİPİ MUTFAK TÜPÜNÜN FİYATI 580 LİRAYI GEÇTİ. VATANDAŞIN DAYANACAK GÜCÜ KALMADI. TÜPTEN ALINAN ÖTV KALDIRILMALI, KDV ORANI DA DERHAL DÜŞÜRÜLMELİ”

    CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “Bir yıl önce 301 lira olan ev tipi mutfak tüpünün fiyatı 580 lirayı geçti. Mutfak tüpünün fiyatlarındaki yükselişe vatandaşın dayanacak gücü kalmadı. Vatandaşın tenceresi zaten boştu, artık zar zor bulduğunu da kaynatamaz hale geldi. Temel bir ihtiyaç olmasına karşın mutfak tüpünden ÖTV alınıyor. Tüpten alınan ÖTV kaldırılmalı, KDV oranı da derhal düşürülmelidir” dedi.

    CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, yaptığı yazılı açıklamada; son dönemde akaryakıt ürünlerine gelen zamların aynı zamanda mutfak tüpü fiyatını da artırdığını belirtti. “Mutfak tüpünün fiyatları vatandaşın cebini yaktı. Vatandaş artık tenceresini kaynatamıyor” diyen Gamze Akkuş İlgezdi, şunları kaydetti:

    “AKARYAKIT ÜRÜNLERİNE GELEN ZAMLARLA VATANDAŞ KURU EKMEĞE MUHTAÇ HALE GELDİ”

    “İktidarının yanlış ekonomi politikaları nedeniyle Türkiye enerjide tam bir kriz yaşıyor. Elektrik ve yeni yeni mevsim dönüşüyle birlikte gelen doğal gaz faturaları vatandaşları perişan ederken son dönemde akaryakıt ürünlerine gelen zamlarla vatandaş kuru ekmeğe muhtaç hale geldi. AKP’nin yanlış politikaları ve hukuksuz kararları Türk lirasındaki değer kaybını ciddi oranda artırdı bu da vatandaşı hiçbir temel ihtiyacını karşılayamaz noktaya getirdi. Akaryakıt ürünlerine gelen zam, aynı zamanda pek çok vatandaşımızın mutfağında kullandığı tüp fiyatlarını da rekor düzeyde artmasına neden oldu.

    “TÜPE BİR YILDA YÜZDE 93 ORANINDA ZAM GELDİ”

    Bir yıl önce 301 liraya satılan 12 kilogramlık mutfak tüpünün bugün fiyatı 580 lirayı aştı. Başka bir deyişle mutfak tüpü, son bir yılda yüzde 93 oranında zamlandı. Bu fahiş zammı dar gelirli vatandaşlarımız, 7 bin 500 lira maaşa mahkum edilen emekli vatandaşımız nasıl kaldırsın? Vatandaş zaten tenceresine koyacak yiyeceği zor bulur haldeyken, bulduğunu da çiğ mi yesin?

    “TÜPTEKİ ÖTV KALDIRILMALI, KDV DÜŞÜRÜLMELİ”

    Bugün 580 liraya satılan 12 kilogramlık ev tipi mutfak tüpünden yaklaşık 69 lira ÖTV, yaklaşık 104 lira da KDV alınıyor. İktidar, mutfak tüpünün kullanılmasını özel tüketim sayıyor. Fahiş fiyatları vatandaş lehine düşürmek için mutfak tüpünden alınan ÖTV kaldırılmalı, KDV oranı da düşürülmeli. KDV yüzde 1’e düşürülür; ÖTV de kaldırılırsa mutfak tüpünün fiyatı 407 liraya düşüyor.”

  • İZMİR KADIN PLATFORMU’NDAN 25 KASIM YÜRÜYÜŞÜ: “FAİLLERİMİZİ TANIYORUZ, UNUTMAK, AFFETMEK YOK”

    İZMİR KADIN PLATFORMU’NDAN 25 KASIM YÜRÜYÜŞÜ: “FAİLLERİMİZİ TANIYORUZ, UNUTMAK, AFFETMEK YOK”

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    İzmir Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında, Alsancak eski Leman Kültür önünde buluşarak Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüdü. “Faillerimizi tanıyoruz; unutmak, affetmek yok” diyen kadınlar, “Meşruiyetini yitirmiş olan iktidarın toplumun rızasını yeniden kazanmak için aile politikaları üzerinden kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı açmış olduğu savaşa karşı kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Evde, okulda, sokakta, iş yerlerinde ve adliyelerde mücadele etmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

    İzmir Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bugün “Savaşa, yoksulluğa, gericiliğe, erkek-devlet şiddetine karşı mücadelemizi yükseltiyoruz ” diyerek, Alsancak’taki eski Leman Kültür önünde bir araya geldi. “Tayyip kaç kaç kaç, kadınlar geliyor”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa” sloganlarını atan ve Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyen kadınların eyleminde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk da katıldı.

    Platform adına basın açıklamasını Pınar Çetinkaya okudu. Açıklamada şunlar kaydedildi:

    KADIN DAYANIŞMASI SINIR TANIMIYOR, KADINLAR BİRBİRİNE İLHAM OLUYOR”

    25 Kasım, 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatör Trujillo’ya karşı mücadelenin öncüsü olan üç kız kardeşin; Maria, Minerva ve Patria Mirabel’in katledildiği gün. Kod adları ‘Kelebek’ olan Mirabel kardeşlerin mücadelesi bugün ülkenin dört bir yanında yoksulluğa, işsizliğe, erkek-devlet şiddetine, kadın cinayetletine, faşizme, gericiliğe, savaşa, işgale, homofobiye, transfobiye, depremin yarattığı yıkıma karşı eşit, özgür bir dünya için mücadele eden kadınların isyanında yaşıyor. Saray rejimi ve gerici ittifakları ile hayatımıza, bedenlerimize, emeğimize yönelik saldırılar her geçen gün artarken birbirimizden ve hayatımızdan vazgeçmeyeceğiz diyen kadınların, LGBTİ+’ların isyanı, öfkesi ile buradayız. Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Latin Amerika’dan Türkiye’ye direnen kadınlar birbirine ilham oluyor, kadın dayanışması sınır tanımıyor.

    2023 YILININ İLK 10 AYINDA 253 KADIN KATLEDİLDİ”

    AKP-MHP iktidarının ve onun gerici ittifaklarının kadın-LGBTİ+-çocuk düşmanı politikaları ile erkek şiddeti her geçen gün artarken kadınların yıllarca mücadele ederek kazandığı İstanbul Sözleşmesi bir gece de fesh edildi. 6284 sayılı yasa, nafaka hakkımız gasp edilmeye, boşanma hakkımız engellenmeye, çocuk istismarı aklanmaya, medeni kanun değiştirilmeye çalışılıyor. LGBTi+ düşmanlığı ile ‘kutsal aile’ yalanları, cezasızlık politikaları, iktidarın en tepesinden örgütlenen nefret söylemleri şiddeti körüklüyor. 2023 yılının ilk 10 ayında 253 kadın erkekler tarafından katledildi, 194 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Faillerin çoğu; eş, eski eş ya da yakın akraba! Meşruiyetini yitirmiş olan iktidarın toplumun rızasını yeniden kazanmak için aile politikaları üzerinden kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı açmış olduğu savaşa karşı kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Evde, okulda, sokakta, iş yerlerinde ve adliyelerde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bir kez daha söylüyoruz: Kutsal aileniz batsın, boşanmayı değil, kadın cinayetlerini engelleyin.

    YOKSULLUKLA BOĞUŞUYOR, ŞİDDET GÖRDÜĞÜMÜZ EVLERE MAHKUM EDİLİYORUZ”

    Ekonomik kriz her gün daha fazla derinleşiyor. Bir yandan erkek şiddeti ile mücadele ederken bir yandan da yoksullukla boğuşuyor, şiddet gördüğümüz evlere, ailelere mahkum ediliyoruz. Ekonomik krizin yükü daha fazla bakım emeği olarak sırtımıza yıkılırken, emeğimiz ucuzluyor. 2023 yılının ilk dokuz ayında 136 kadın iş cinayetine kurban gitti. Güvencesiz işlerde çalıştırılıyor, mobbing ve ağır sömürüye maruz bırakılıyor; işten çıkarmalarda ilk gözden çıkarılan biz oluyoruz. İş güvenliği sağlanmadığı gibi sermaye düzeni devlet politikalarıyla pekiştiriliyor. Gündemdeki Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile emekçilerin ağır vergi yükleri, adaletsiz ücret dağılımı, kıdem tazminatı ve emeklilik haklarına saldırı, kadınları esnek çalışma ve geleceksizlikle karşı karşıya bırakıyor. Sağlığa ve hijyene erişemiyor, temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, beslenemiyoruz.

    İNSANCA YAŞANACAK BİR ÜCRET VE GÜVENCELİ BİR GELECEK İÇİN…”

    Sermayeyi ve patronları korumak için kalkan olan devlet; esnek- güvencesiz çalışmaya karşı eşit işe eşit ücret, insanca yaşanacak ücret, güvenceli iş için sendikalaşan, Akbelen’de yağmacı şirketlere karşı ormanı savunan kadınların karşısına polis ve jandarma şiddetiyle çıkıyor. İzmir Bergama’da sendikalaştıkları için işten atılan Agrobay İşçileri direnişleri boyunca ekonomik şiddetin yanı sıra devlet şiddetiyle de mücadele etti. Ailedeki erkeklere, patronlara, emeğimizi sömüren çetelere karşı haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Biz kadınlar insanca yaşanacak bir ücret ve güvenceli bir gelecek için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

    CEMAAT VE TARİKATLARA KARŞI LAİKLİK MÜCADELESİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

    Tek adam rejimi kamusal alanı yeniden gericilik ile inşa etmeye çalışıyor. Pilot il olan İzmir’de ÇEDES uygulaması ile okullara imam, müezzin ve din görevlisi atanıyor, seçmeli din derslerinin sayısı arttırılıyor, kız okulları ile karma eğitime son verilmeye çalışılıyor. Çocukların geleceği cemaat ve tarikatlara teslim edilmeye çalışılıyor. Cemaat ve tarikatlarda yaşanan istismar ve taciz vakaları cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesine karşı bu davanın takipçisi olduysak bundan sonra da şüpheli olarak ölü bulunan, istismara uğrayan, çocuk yaşta evlendirilen- çalışmak zorunda bırakılan her çocuk için hesap sormaktan, cemaat ve tarikatlara karşı laik bir ülke mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Kadınlara bütçeden 2 milyar 900 bin yani binde 8.6 pay ayrılırken, Diyanet’e ayrılan 35 milyar bütçe ile hayatımızı gericilik ile kuşatmanıza, bizleri öldürüldüğümüz evlere hapsetmenize izin vermeyeceğiz. Parasız, bilimsel, laik, nitelikli, anadilde bir eğitim için mücadele edeceğiz. Okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek için bütçeden hakkımız olanı alacak, demokratik, bilimsel ve laik eğitim taleplerimizi sokaklarda, meydanlarda, okullarda, mecliste haykırarak kazanacağız.

    FAİLLERİMİZİ TANIYORUZ, UNUTMAK, AFFETMEK YOK”

    Genç kadınlar gün geçtikçe ağırlaşan ekonomik krizle beraber barınma, beslenme, sağlık, eğitim gibi en temel haklarına ulaşamaz hale gelmekte. Erken yaşta evlilik ve çocuk doğurmaya teşvik veren devlet, üniversiteli genç kadınlara denetimsiz, güvenliksiz yurtları, içinden kurt çıkan, küflenmiş yemekleri reva görüyor. Zeren Ertaş, Aydın KYK yurdunda asansöre sıkışarak hayatını kaybetti. Daha facianın üzerinden zaman geçmeden birçok ildeki kız yurtlarından bakımı yapılmadığı için tehlike yaratan asansör haberleri geldi. Sorumluların hiç biri ceza almazken, protesto eylemleri yapan öğrenciler gözaltı ve soruşturmalara maruz bırakıldı, yurtlardan atılma ile tehdit edildi. Genç kadınlar olarak güvenli barınma ve eğitim için bütçe talebimizle meydanlarda, sokaklarda, yurtlarda, üniversitelerde mücadele edeceğiz ve dayanışmamızı büyüteceğiz. Heybemizde Zeren’in, Sibel Ünlü’nün, Pınar Gültekin’in düşleri, isyanı ile haykırıyoruz: Faillerimizi tanıyoruz; unutmak, affetmek yok.”

  • İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ, “DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ” DÜZENLEDİ: “YAŞANAN SÜREÇ TAM ANLAMIYLA BİR YARGI DARBESİDİR”

    İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ, “DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ” DÜZENLEDİ: “YAŞANAN SÜREÇ TAM ANLAMIYLA BİR YARGI DARBESİDİR”

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, yaşanan hak ihlallerine karşı bugün “Demokrasi Yürüyüşü” düzenledi. Yürüyüşe katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne dikkat çekerek “Kadınlarımızın bir omuz mesafesinde, yanında olmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nin arkasında durmaya devam edeceğiz” dedi. Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da “Anayasa Mahkemesi kararları yorumlanmaz, irdelenmez, asla ve asla tartışılmaz. Ancak Anayasa ve Anayasa’nın bu emredici hükümleri ve bağlayıcı nitelik taşıyan hukuksal düzenlemeler ve kesin nitelikteki kararlar istenildiğinde uygulanacak, istenilmediğinde uygulanmayacak kararlar değildir. Yaşanan süreç tam anlamıyla bir yargı darbesidir” diye konuştu.

    İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Herkes için adalet, adalet için demokrasi” diyerek bugün Konak’ta “Demokrasi Yürüyüşü” düzenledi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu ve siyasi partilerin yer aldığı yürüyüşe İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da katıldı.

    Konak Eski Sümerbank önünde başlan yürüyüş, “Hak, hukuk, adalet”, “Savaş hayır, barış hemen şimdi”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Karanlığa teslim olmayacağız, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarıyla Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam etti.

    DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Bugün 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü. Yani kadınlarımız iddete karşı yaklaşık bir haftadır İzmir’de sokaklarda ama bugün bir yürüyüşle bunu taçlandıracaklar. Buradan coşkuyla şiddete karşı çıkan kadın yoldaşlarımıza bin selam gönderiyoruz ve alkışlıyoruz” diyerek kadınları selamladı.

    “ARTIK HUKUK DEVLETİNDEN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL”

    Ortak basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da şunları ifade etti:

    “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girdiği şu günlerde yine bir hak mücadelesi eyleminde, yine adalet arayışı içinde devam ettirdiğimiz adalet nöbetinin sonunda bir yürüyüşte buluşup bir araya geliyoruz. Ülkemiz hem yargının yürütme tarafından tahakküm altına alındığı, evrensel hukuk ilkelerinin göz ardı edildiği, insan hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı bir ülke haline geldi. Bizler hep birlikte böyle bir ülkede güce boyun eğmeyi reddedip daha güzel, daha yaşanılabilir bir düzen için mücadele ettik ve devam ediyoruz. Bizler, Anayasa’da yer alan ‘Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir’ cümlesini kitaba sıkışmış soyut bir ifade olmaktan çıkarıp güçlü ve vazgeçilmez bir gerçekliğe dönüştürmeyi amaçlıyoruz, hedefliyoruz.

    İzmir’in, Türkiye’nin hak savunucuları olarak, muktedirlerin haklara ve özgürlüklere yönelik saldırıları karşısında, yılmadan, boyun eğmeden barışı, demokrasiyi, hukuk devletini savunduk. Bundan hiç vazgeçmedik. Ne yazık ki ülkemiz, insan hak ve özgürlüklerini geliştirmeyi, toplumsal yaşamı bunun üzerinden biçimlendirmeyi hedefleyen değil, koydukları sınırlarla, getirdikleri yasaklarla, acımasız sertlikte ve antidemokratik güvenlik politikalarıyla andığımız siyasal iktidarlar tarafından yönetildi, yönetiliyor. Artık hukuk devletinden, tarafsız ve bağımsız bir yargıdan bahsetmek mümkün değil.

    “ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI YORUMLANAMAZ, İRDELENEMEZ”

    Anayasal haklarını kullanan yüz binlerce yurttaşın protestolarına güvenlik güçleri tarafından acımasız ve orantısız bir şiddetle müdahale edildiği, halkın evlatlarının öldürüldüğü, binlerce yurttaşın yaralandığı Gezi direnişi bahane edilerek açılan ve bugüne kadar devam eden tüm yargılama sürecinde, hukuksal açıdan birçok garabetin yargılandığı davada arkadaşlarıyla birlikte tutuklanan ve hapis cezasına mahkum edilen meslektaşımız, dostumuz Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararına uyulmamış, bununla da yetinilmeyerek kararın altında imzası bulunan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında soruşturma başlatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat edilmiştir.

    Anayasa Mahkemesi verdiği kararda hak ihlalini tespit etmiş, dosyayı görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndererek ‘Can Atalay’ı yeniden yargıla, cezanın infazını durdur ve derhal tahliye et’ demiştir. Anayasa’nın 153. Maddesi, ‘Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme, yargı oranlarıyla birlikte idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar’ hükümlerini içerir. Anayasa Mahkemesi kararları yorumlanmaz, irdelenmez. Anayasa Mahkemesi kararları asla ve asla tartışılmaz. Ancak Anayasa ve Anayasa’nın bu emredici hükümleri ve bağlayıcı nitelik taşıyan hukuksal düzenlemeler ve kesin nitelikteki kararlar istenildiğinde uygulanacak, istenilmediğinde uygulanmayacak kararlar değildir.

    “YAŞANAN SÜREÇ TAM ANLAMIYLA BİR YARGI DARBESİDİR”

    Yaşanan süreç tam anlamıyla bir yargı darbesidir. Bir davada hakkında tahliye kararı verilen, başka bir dosyada tutukluluk süresi azami süreyi aşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eski Eş Başkanı Gülten Kışanak da haksız ve hukuksuz bir biçimde halen tutuklu olarak cezaevinde bulunmaktadır. Bir yandan ülkemiz aydınları, gazeteciler, yazarlar düşüncelerini ifade ettikleri için halkın haber alma hakkını kullanmasını sağladığı için gözaltına alınmakta, tutuklanmakta. Bir yandan örgütlü af niteliğindeki infaz değişiklikleriyle; kardeşimiz, dostumuz Hrant’ın katili serbest bırakılmaktadır. Siyasi rehine olarak tutulan, özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarının gerekçesi olan adalet ve vicdandan uzak bu kararların bağımsız ve tarafsız bir yargı düzeninin ürünü olduğuna inanmamızı istiyorsunuz. Asla inanmayacağız.

    “ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ, İZİN VERMEYECEĞİZ”

    Konuşmamızı, yazışmamızı, iletişim kurmamızı, bir araya gelmemizi engellemeye ve bütün hayatımızı kontrol altına almaya çalışıyorsunuz, başaramayacaksınız. Yürütmenin yargıya müdahalesini eleştirmemize, yargı bağımsızlığı olmadan bir ülkede hiç kimsenin hukuk güvenliğine sahip olmayacağını haykırmamıza engel olmaya çalışıyorsunuz, engel olmayacaksınız. Ali İsmail Korkmaz’ın, Abdullah Cömert’in, Ethem Sarısülük’ün, Mehmet Ayvalıtaş’ın, Medeni Yıldırım’ın, Ahmet Atakan’ın, Hasan Ferit Gedik’in demokratik protesto haklarını kullanırken öldürülmelerini; Berkin Elvan’ın katledilmesini doğal kabul etmemizi, unutmamızı, ‘Emri ben verdim’ diyenlerin sorumluluğunu yok saymamızı, onların katillerini saklamamızı, yargıdan uzak tutmamızı, cezasız bırakmanızı kabul etmemizi bekliyorsunuz, asla kabul etmeyeceğiz.

    İkizdere’de, Kazdağları’nda, Yılmazköy’de, Akbelen’de ve daha birçok yerde havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ormanımızı, tüm kamusal alanlarımızı; kendi çıkarlarınız için halkın ihtiyaçlarını hiçe sayarak, rant, talan ve yağma düzenine kurban etmenize rıza göstermemizi bekliyorsunuz. İzin vermeyeceğiz.”

    “KADINLARIMIZIN BİR OMUZ MESAFESİNDE, YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Yürüyüşe katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de şunları söyledi:

    “1999’da kadına karşı şiddet için uluslararası dayanışma günü ilan edildi. Kadınlarımızın bir omuz mesafesinde yanında olmaya devam edeceğiz. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demiştik, İstanbul Sözleşmesi’nin arkasında durmaya devam edeceğiz. Diyorum ki ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’. Diyorum ki ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’. Diyorum ki ‘Birleşe birleşe kazanacağız’. Diyorum ki ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’. Bu güzelim topraklarda, emeğin hakkının verildiği, demokrasinin layık olduğu şekilde yaşandığı, insanların dayanışma ve huzur içinde oldukları bir memleketi hep beraber kuracağız.”

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, BOSNA HERSEK’TE 25 KASIM DEVLET GÜNÜ RESEPSİYONLARINA KATILDI

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, BOSNA HERSEK’TE 25 KASIM DEVLET GÜNÜ RESEPSİYONLARINA KATILDI

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bosna Hersek’te 25 Kasım Devlet Günü şerefine Cumhurbaşkanlığı ve Saraybosna Belediyesi’nin düzenledi resepsiyonlara katıldı. 

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bosna Hersek’te 25 Kasım Devlet Günü şerefine ilk olarak Saraybosna Belediyesi’nin düzenlediği resepsiyona katıldı. Resepsiyonda Bosna Hersekli yetkililerin konuşmasının ardından Devlet Günü’ne özel parçaların seslediren koro sahne aldı. Özel, buradaki resepsiyonun ardından Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen resepsiyona katıldı.

  • İSTANBUL’DA POLİS, KADINLARIN “25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ”NDE YÜRÜMELERİNE İZİN VERMEDİ

    İSTANBUL’DA POLİS, KADINLARIN “25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ”NDE YÜRÜMELERİNE İZİN VERMEDİ

    İstanbul’da, polis, kadınların “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü”nde Mecideköy Meydanı’na yürümelerine izin vermedi. Kadınlar da polis engelini “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, kadınları değil katliamı engelle, kadınlara sokağa özgürleşmeye, kadınları değil katilleri engelle” sloganı atarak protesto etti.

    KESK Kadın Meclisi ve İstanbul Kadın Platformaları’nın ortaklaşa düzenlediği 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında erkek şiddeti, emek sömürüsü, eşitsizlik ve yaşadıkları sorunlara karşı sokaklarda, meydanlarda bir araya geldi. İstanbul Şişli’de bulunan Cevahir AVM önünde toplanan yaklaşık 5 bin kadın, Filistin halkına destek sloganlarıyla Mecidiyeköy Meydanı’na doğru yürüyüşe başladı. Kadınların toplanmasına engel olmaya çalışan polis, barikat kurarak yolu kapattı. Kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, kadınları değil katliamı engelle, kadınlara sokağa özgürleşmeye, kadınları değil katilleri engelle” sloganı attı.

    “BİR KEZ DAHA DEVLET YASAKLARI VE POLİS ŞİDDETİYLE GÜNÜ BİTİRİYORUZ”

    Kadınlar, ıslık, alkış ve sloganlarla polisin engellemesini protesto etti. Polis barikatı önünde yapılan açıklamada şunlar dile getirildi:

    “Biz kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü için öfekemiz ve isyanımızla geldiğimiz bu alanda bir kez daha devlet yasakları ve polis şiddetiyle günü bitiriyoruz. Bir araya gelişimizi engellemeye çalışanlara bir kez daha gösterdik. Kadınlar olarak bir aradayız. Barikatla kestikleri yollardan yasakladıkları meydanlardan, tenha ve karanlık sokaklardan bize reva gördükleri güvenliksiz yurtlardan, üç kuruşa çalıştığımız güvencesiz işlerimizden ekonomik ve sosyal olarak mahkum ettiğiniz şiddet dolu evlerden karşılığını hiçbir şekilde alamadığımız üzerimize yıkılan bakım emeği ile ayakta kalan ailelerimizden çıktık, kimliğimiz, bedenimiz ve özgürlüğümüz için bir araya geldik. Filistin’den Rojova’ya İran’dan Afganistan’a kadınların sesi olmak için savaş politikalarına karşı durmak için bir araya geldik. Şiddet faillerini, failleri aklayan yargıya, cezasızlık politikalara karşı bir kişi daha kesilmemek için erkeklerin şiddetine karşı bir araya geldik. Aile politikalarına karşı makbul kadınlar olmayacağız demeye geldik.

    “YÖNETTİĞİNİZ KRİZİN BEDELİNİ ÖDEMEYECEĞİZ”

    Yönettiğiniz krizin bedelini ödemeyeceğiz, yoksulluğa mahkum edemeyeceğiz demek için bir araya geldik. Birlikteyiz çünkü bizim gücümüz bir, umudumuz birbirimizde. Birlikteyiz çünkü yan yana geldiğimizde sokaklarında katledilmediğimiz, enkazlarında ölmediğimiz, yurtlarında istismar edilmediğimiz, iş yerlerinde ve ailelerde sömürülmediğimiz eşit, özgür, şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünyayı yaratabileceğimizi biliyoruz. Her birimiz için özgür bir yaşam kurana dek mücadelemiz bitmeyecek. Geceler bizim sokaklar bizim meydanlar bizim.” 

  • ÖZGÜR ÖZEL, SARAYBOSNA’DAKİ TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ ZİYARET ETTİ

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki programları sırasında tarihi ve turistik yerleri ziyaret etti. Özel, karşılaştığı Türk vatandaşlarıyla fotoğraf çektirdi, sohbet etti.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraybosna’da; Bosna Hersek Devlet Günü çerçevesinde Savaşlarda Ölenler Anıtı’nda düzenlenen törene katıldı. Törenin ardından Saraybosna Kanton Başkanı Novi Grad Kanton Başkanı Elvedin Okeric ve Novi Grad Belediye Başkanı Semir Efendic ile sohbet etti. Özel, törenin ardından Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki programları sırasında tarihi ve turistik yerleri de ziyaret etti. Özel, karşılaştığı Türk vatandaşlarıyla fotoğraf çektirdi, sohbet etti.