Blog

  • EDİRNE KURTULUŞUNUN 101. YILINI KUTLADI

    EDİRNE KURTULUŞUNUN 101. YILINI KUTLADI

    Edirne’nin Kurtuluşunun 101. yıl dönümü kente düzenlenen törenlerle kutlandı. Törenler, Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başladı. Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan,  54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar, Edirne milletvekilleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasının ardından Edirne Belediye Bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.

    Atatürk Bulvarı’nda gerçekleştirilmesi planlanan Kurtuluş Bayramı Geçit Töreni ise olumsuz hava koşulları nedeniyle Mimar Sinan Kapalı Spor Salonu’nda düzenlendi. Edirne’nin düşman işgalinden kurtuluşu temsili olarak öğrenciler tarafından canlandırıldı. Türk Ulusunun bağımsızlık simgesi olan Türk Bayrağı’nı temsili törenle teslim alan dönemin Valisi Şakir Bey’i canlandıran genç daha sonra Türk Bayrağını Vali Yunus Sezer’e sundu.

    Edirne’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yılını coşkuyla kutladıklarını belirten Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Şehirlerin tarihinde hem geçmişten izler taşıyan hem de geleceğe hatıralar bırakacak önemli günler vardır. Kuşkusuz Türk devleti gibi Türkiye Cumhuriyeti gibi ve bir serhad şehri olan Edirne gibi şehirlerin bu anlamdaki günlerinin sayısı oldukça fazladır. Cumhuriyetin ilanından önceki son 150 yıla baktığımızda, 150 yılda Edirne’mizin dört kez işgale uğradığını görüyoruz. Edirne aslında bir asker şehirdir. Edirne, bütün tarihi boyunca, kurulduğu günden bugüne dek hep Rumeli’de, Balkanlar’da, Anadolu’yu neredeyse korumakla imar edilmiş bir şehirdir. Bu özelliği dün de vardı, bugün de var, yarın da var olacak. O yüzden Edirnelilerin bir görevi, bu kutsal vatanı Türkiye Cumhuriyeti‘nin en batısında temsil etmek ama diğer bir görevi de Türkiye Cumhuriyeti’nin Misakı Milli Sınırları içerisindeki her bir karışını, her bir çakıl taşını muhafaza ve müdafaa etmektir. Tarihimize baktığımızda bunun onlarca, yüzlerce örneğini görmek mümkün” diye konuştu.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda Edirne’nin çok ayrı, çok özel bir yeri olduğuna değinen Gürkan şunları söyledi:

    “30 Ekim 1918’de yenilmiş devletler olarak imzaladığımız Mondros Mütarekesi’nin ardından, sadece üç gün sonra 1 Kasım’ı 2 Kasım’a bağlayan gece, o zaman ki Osmanlı coğrafyasındaki ilk direniş örgütü kuran dört kahraman, Edirnelidir. Dönemin Belediye Başkanı Şevket Dağdeviren, dönemin  Belediye Meclis Üyesi Yolageldili Kasım Efendi ve dönemin Meclis-i Mebusan üyeleri Mehmet Şerif Aykut ve Faik Kaltakkıran, 1 Kasım’ı 2 Kasım’a bağlayan gece 1918’de, yani Mondros’tan sadece üç gün sonra İstanbul’da toplanarak ilk direniş örgütü olan Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurarlar. Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılını tamamladık ve ikinci yüzyıla doğru emin ve kararlı adımlarla yürüyoruz. Kurtuluşumuzun ise ikinci yüzyılının ilk yılındayız. Eminiz, biliyoruz, kararlıyız; Türk milleti var oldukça Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Bu toprakları bize vatan yapan başta Gazi, Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını ve vatanımızın özgürlüğü ve bağımsızlığı için gözünü kırpmadan canını veren aziz şehitlerimizi bir kez daha minnetle, rahmetle ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.”

    Rumeli insanlarının vatana gönülden bağlı olduğunu belirten Gürkan, “Bu ülkenin bağımsızlığı için, bu ülkenin özgürlüğü için, bu ülkenin insanlarının Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılması için her daim Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden, kalpten bağlı Rumeli insanlarıyız. Bizim için vatan kutsaldır. Rumeliler, yüzyıllardır Balkan coğrafyasında dinleri için bedel ödemiş, zulüm görmüş insanlardır. Anavatanımız vazgeçilmezdir, dilimiz, dinimiz vazgeçilmezdir. Türkçe’mizi yaşatabilmek için yüz yıllar boyunca Balkan coğrafyasında mücadele etmiş olan bizler, yeri geldiğinde dilimizi muhafaza etmek için canını vermiş insanlarız. Ve anavatanımızı, dilimizi, dinimizi bir arada yaşamamızın sembolü olan, rengini şehit kanlarından alan ay-yıldızlı bayrağımız bizim için vazgeçilmezdir, kutsaldır. Ay-yıldızlı bayrağımızın ilelebet gönderde kalmasını, dilimizi, dinimizi bu topraklarda özgürce yaşanmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk, bizim vazgeçilmezimizdir” dedi.

    Program resmi geçit töreni ile son buldu.

     

  • ESKİŞEHİR ODUNPAZARI BELEDİYE BAŞKANI KAZIM KURT ÖĞRETMENLER İLE BULUŞTU

    ESKİŞEHİR ODUNPAZARI BELEDİYE BAŞKANI KAZIM KURT ÖĞRETMENLER İLE BULUŞTU

    Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle gerçekleştirilen etkinliklere katılarak öğretmenler ile buluştu. Etkinliklerde konuşan Başkan Kurt, Cumhuriyet’in ikinci yüz yılında Türkiye’nin öğretmenlere daha çok ihtiyacı olduğunu kaydederek, “Çocukların yarını da yarının çocukları da size emanet. Öğretmenler Gününüz kutlu olsun” dedi.

    Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerle bir araya geldi. Önce Odunpazarı Belediyesi’nde görev yapan öğretmenlerle bir buluşan Başkan Kurt, ardından da Yenikent Kooperatifi tarafından Odunpazarı Belediyesi’nin katkıları ile düzenlenen yemekte Eskişehir’de görev yapan öğretmenler ve emekli öğretmenlerle bir araya geldi.

    “ODUNPAZARI HALKINA SOSYAL BELEDİYECİLİK ADINA HİZMET EDİYORSUNUZ”

    Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un katıldığı ilk etkinlik, Odunpazarı Belediye Yemekhanesi’nde düzenlenen Öğretmenler Günü buluşması oldu. Buluşmaya, belediye bünyesinde çalışan yaklaşık 150 öğretmen katıldı. Bir süre öğretmenlerle sohbet eden Başkan Kurt, onların 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutladı. Öğretmenlik mesleğinin çok kutsal ve önemli olduğunu vurgulayan Başkan Kurt, Türkiye’de her şeyin birinci şartının iyi bir eğitim olduğunu söyledi. “Bugün Türkiye’de okuma oranı yüzde 95’lerde ise bu Cumhuriyet’in ve Cumhuriyet’in öğretmenlerinin eseridir. Biz eğitimin sadece okuma yazma ile ilgili olduğunu düşünmüyoruz. Her alanda eğitim şart” diyen Kurt, Odunpazarı Belediyesi bünyesinde 139 öğretmenin görev yaptığını belirtti. Bu öğretmenlerin Odunpazarı halkına sosyal belediyecilik adına hizmet ettiğinin altını çizen Başkan Kurt, tüm öğretmenlere verdikleri emek için teşekkür etti.

    Gerçekleştirilen etkinlik, belediyenin ana hizmet binası önünde çektirilen toplu fotoğraf ile sona erdi.

    “ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKMALIYIZ”

    Başkan Kurt’un bir sonraki adresi ise Yenikent oldu. Başkan Kurt, burada Odunpazarı Belediyesi’nin katkıları ile Yenikent Kooperatifi tarafından düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen Öğretmenler Günü Yemeği’ne katıldı. Eskişehir’de görev yapan ve emekli olan öğretmenlere bir araya gelen Başkan Kurt, etkinliğe katılan tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutladı. Yenikent deyince akla öğretmenlerin geldiğini söyleyen Başkan Kurt, öğretmen deyince de köy enstitülerinin akla geldiğini belirtti. Köy enstitüleri denince de üretimin, solculuğun, sosyal demokrasinin ve sosyalizmin akla geldiğini kaydeden Başkan Kurt, “Biz Eskişehir’de böyle bir ortamda yetişen insanlar olarak, Atatürk ilke ve devrimlerine sonuna kadar sahip çıkması gereken insanlarız. Çocukların yarını da yarının çocukları da size emanet. Öğretmenler Gününüz kutlu olsun” diye konuştu.

     

  • ARTVİN’DE ETKİLİ OLAN YAĞIŞ NEDENİYLE ARDAHAN KARAYOLUNA DEV KAYALAR DÜŞTÜ

    UĞUR İSTANBULLU

    Artvin’de dünden beri etkili olan kuvvetli yağış sonrasında bazı noktalarda toprak kaymaları ve heyelanlar meydana geldi.  Artvin – Ardahan karayolunun 25. kilometresinde meydana gelen heyelan nedeniyle yola düşen kaya parçaları yüzünden yol bir süre trafiğe kapandı.

    Artvin – Ardahan karayolunun 25’inci kilometresi Varyant mevkiinde bu sabah erken saatlerde yamaçtan kopan dev kaya parçaları karayolunu ulaşıma tamamen kapattı. Yolda araç kuyruğu oluşurken, sürücülerin ihbarı üzerine bölgeye sevk edilen ekipler çalışma başlattı. Yol güvenliğini sağlamak için bölgeye giden jandarma ekipleri yaptıkları anonslarla çalışmanın uzun süreceği konusunda sürücüleri uyardı. Heyelan sırasında bölgeden araç geçmemiş olması büyük bir facianın önüne geçmiş oldu.

    Yoldaki kayaların temizlenmesi sonrasında yol trafiğe açıldı. Bölgede yağmurla beraber Artvin-Ardahan yolu üzerinde zaman zaman kaya parçalarının yollara düşmesi sürücülerin için tehlike yaratıyor.

     

  • BODRUM BELEDİYESİ’NDEN ‘SÖZ KADINLARDA’ TOPLANTISI

    BODRUM BELEDİYESİ’NDEN ‘SÖZ KADINLARDA’ TOPLANTISI

    Bodrum Belediyesi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde ‘Söz Kadınlarda’ toplantısı gerçekleşti.

    Bodrum Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü organizasyonuyla Bodrum Kadın Dayanışma Derneği iş birliğinde ‘Söz Kadınlarda’ toplantısı Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Toplantıya Başkan Yardımcısı Ummahan Yurt, CHP Bodrum Kadın Kolları Başkanı Umut Anıl Özdoğan, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nden Figan Erozan, Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri ile çeşitli parti ve sivil toplum kuruluşlarından konuklar, kadınlar, basın mensupları, ilgili birim personelleri katıldı.

    Sunucu Banu Tarancı’nın sunumuyla başlayan programda Bodrum Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği Eşitlik Çalışmaları ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Politikaları ile ilgili 2019 yılından bu yana gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgiler verildi.

    Bodrum’da geçtiğimiz gün yaşanılan kadın cinayetine değinerek sözlerine başlayan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, yaşanılan durum sonrası büyük üzüntü duyduklarını belirtirken belediye olarak kadınlara yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının kente katkı sunmasını temenni etti. Başkan Aras sözlerine şöyle devam etti:

    “Belli bir dünya görüşümüz var. İnsan haklarına saygılı, hoşgörülü… İşin içine girdikten sonra Kadın mücadelesinin tam bir savunucusu oldum. Bu süreçleri ve gelişmeleri yaratan kadınladır. Farklı ihtiyaçların dikkate alındığı ve hiç kimsenin dışarı bırakılmadığı bir yönetim anlayışı ile çalışıyoruz. Belediye hizmetleri sadece yol, su, elektrikten mevcut değil. Sosyal politikalar üzerinde çalışmak, kültür ve sanatsal etkinlikler yapmak çok önemli. Tekrar bu mücadeleyi sürdüren kahraman kadınlara teşekkür ediyorum.”

    “CUMHURİYET BİR KADIN DEVRİMİDİR”

    Kadın olmadan hiçbir politikanın gerçekleşebilmesinin mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Başkan Aras, şunları söyledi:

    “Atamızın bundan 100 yıl önce yapmaya çalıştığı kadın politikaları üzerinden, kadın hakları üzerinden yobazlarla mücadele etmektir. 100 yıllık Cumhuriyet geleneklerine sahip çıkmak zorundayız. Kadınlar hayatın her alanında baskı ve şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Bu zihniyet kadın ve erkeği eşit görmüyor. Kadın cinayetleri, kadın cinayeti işleyenlere gereken ceza verilmediği için işleniyor” diyerek bu cinayetlerin son bulması için Bodrum Belediyesi olarak üzerimize düşen görevleri yapmaya devam dedeceğiz. Ortak eşit temsil olmazsa olmazımızdır. Eşit temsili, yerelden genele omuz omuza taşıyacağız. Kadınlar ile burada eşitlik temelinde buluştuğum için çok mutlu oldum. Tüm zorbalıklara şiddete karşı dimdik duran kadınlara selam olsun! Değişim kadınların cesareti ile başlayacaktır.” 

    Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nden Figan Erozan, sözlerine başlarken kadınlarla yürümek isteyen Ahmet Aras gibi siyasetçilerle yürüyeceklerini söylerken, “Biz kadınlar ne istediğimizi biliyoruz. İstediğimiz hayata nasıl ulaşabileceğimizi biliyoruz. Dolayısıyla adımıza karar verilmesi değil, kendimiz karar verme organlarında yer alarak, odağımızdaki özgür, eşit ve şiddetsiz yaşamı kuracağız’’dedi.

    Söz alan CHP Kadın Kolları Başkanı Umut Anıl Özdoğan ise kadınlarla beraber yol yürümeyi seçen Başkan Aras’a teşekkür ederken hangi siyasi temsile aday olurlarsa olsunlar kadınların yanında olacağının ve destekte bulunacağının sözünü verdi.

    Program sonunda siyasi temsillere aday olmak isteyen kadınlar söz alarak kendilerini tanıttı.

  • YOZGAT’TA TOPRAK ALTINDAKİ ANTİK KENTLER GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMAYA ÇALIŞILIYOR

    YOZGAT’TA TOPRAK ALTINDAKİ ANTİK KENTLER GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMAYA ÇALIŞILIYOR

    SEYFİ ÇELİKKAYA

    Yozgat’ta, Kalkolitik, İlk Tunç Çağı, Proto-Hitit, Hitit imparatorluk çağı, Frig, Roma ve Bizans dönemlerine ait tabakalar tespit edildi. Gerçekleştirilen kazılarda, mimari ve heykeltıraş örnekleri, yazıtlar, ok uçları, bronz, bakır eserler, pişmiş toprak kaplar, alın süs parçaları fibulalar, koşum süsleri ortaya çıkarıldı. Yozgat il genelinde tespit edilen toplam 197 sit alanı gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan “Yozgat’ta sadece Roma Hamamı değil, geçmiş dönem arkeolojik dönemlere ait birçok eserimiz de var. Onları da Roma hamamı ile bütünleştirerek insanımıza ve turizme kazandırabilirsek Yozgat bir açık hava müzesi haline dönüşecek” dedi.

    Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından olan Yozgat’ta farklı ülkelerden gelen arkeologlar tarafından yürütülen kazı ve yüzey araştırmaları kapsamında önemli bulgular elde edildi. Yozgat il genelinde arkeolojik sit alanı olarak belirlenen 197 alan içerisinde olan Sorgun ilçesinde, tarihte kayıp şehir olarak bilinen Pteria’nın kalıntılarının bulunduğu Kerkenes Dağı, Büyük Taşlık köyü sınırlarındaki ‘Kuşaklı Höyük’ ile Peyniryemez köyü yakınlarındaki Çadırhöyük’te başlatılan kazılara önümüzdeki yıllarda da devam edilecek.

    PTERİA ANTİK KENTİ VE BİRÇOK MEDENİYETE EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÇADIRHÖYÜK

    Yozgat’ta önümüzdeki yıllarda da kazı çalışmaları devam edecek antik kent kalıntılarının bulunduğu Sorgun ilçesine bağlı Şahmuratlı köyü yakınlarındaki Kerkenes Harabeleri olarak da bilinen ‘Pteria Antik Kenti’nde yapılan kazılarda elde edilen bulgular sonucunda, 2 bin 600 yıllık tarihi kentin İç Anadolu Bölgesi’nde ki en büyük antik şehirlerden biri olduğu vurgulandı. Kazılar esnasında Friglerin yaşadığı bulunan Frigce yazıt ile belirlendi. Kazı çalışmasında fildişi, çanak çömlek, kurt veya çoban köpeği figürü ile bir plaka bulundu. 1993 yılında başlayan İlk yüzey araştırması çalışmalarında tarihi kentin 7 kilometrelik sur duvarları içerisinde 2,5 kilometrekarelik bir yerleşim alanı olduğu da saptandı. 

    Peyniryemez köyünde yer alan Çadır Höyükte, kalkolitik dönemden başlayan yerleşimin erken Tunç Çağı, Hitit, Demir Çağ, Roma, Helenistik dönem ve en son Bizans ile son bulduğu bulgularla belirlendi. Höyükte, 240’a 185 metre boyutlarında ve 32 metre yükseklikte bir yerleşim yeri olduğu aktarıldı.

    MOZAİK TABANIN BULUNDUĞU UŞAKLI HÖYÜK

    Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Yozgat’ta tarih öncesi antik şehir kalıntılarının ortaya çıkarılması için yürütülen kazı çalışmaları kapsamında Sorgun ilçesine bağlı Büyük Taşlık köyünde bulunan Uşaklı Höyükte önemli bulgulara rastlandı. MÖ 15. yüzyıldan kalma bir Hitit tapınağının kalıntılarında ortaya çıkarılan ve antik dönem mozaiklerinin ‘atası’ olabileceği kaydedilen mozaik tabanın bulunduğu Uşaklı Höyük bölgesinde yürütülen kazılara önümüzdeki yıl da devam edilecek.

    DÜNYADA SADECE 2 TANE BİRİSİ YOZGAT’TA

    Tarihi 2 bin yıl öncesine dayanan ve dünyada sadece iki örneği olan, biri İngiltere’nin Baht şehrinde diğeri de Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bulunan Basilica Therma Roma Hamamı’nın turizme açılması için başlatılan çevre düzenleme çalışmaları tamamlandı. 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan ve ‘Kral Kızı’ adıyla bilinen Basilica Therma Roma Hamamı’nın ülke turizmine ve ziyarete açılması amacıyla çalışmalara 2022 yılında başlanılmıştı.

    YOZGAT İL GENELİNDE 197 SİT ALANI BULUNUYOR

    Yozgat’ın Büyük Nefes köyü sınırlarında yer alan Galatların başkenti Tavium Antik Kenti, Şehir merkezindeki Mercimek Tepe, Çeşka Kalesi, Sarıkaya ilçesindeki Roma Hamamı, Boğazlıyan ilçesine bağlı Özler köyünde bulunan ve M.S. 300’lü yıllarda erken Hristiyanlık döneminde yapıldığı tahmin edilen 10 odalı yeraltı şehri bölgesi kazıldı, araştırıldı. Yozgat Merkezde 50, Aydıncık ilçesinde 7, Çekerek’te 4, Kadışehri’nde 3,Saraykent’te 8, Akdağmadeni ilçesinde 9, Sorgun’da 28, Sarıkaya’da 10, Çayıralan’da 5, Çandır’da 3, Boğazlıyan’da 43, Yenifakılı’da 6, Şefaatli’de 11, Yerköy’de 10 olmak üzere toplamda 197 sit alanından önemli bölümüne henüz kazma vurulmadı.

    ESKİ TUNÇ ÇAĞI SONUNDA YERLEŞİM GÖRMÜŞ MERCİMEKTEPE KAZILMAYI BEKLİYOR

    Yozgat İl merkezinde, eski sanayi Sitesi’nin üst kısmında bulunan, Eski Tunç Çağı sonunda yerleşim görmüş, 2 bin yılda Hitit zamanında Hattuşaş çevresinde bir yerleşim yeri olarak kullanılan basit korunma duvarlarıyla çevrilmiş, terkedilmiş bir yerleşim yeri olan Mercimek Tepe’de 1986-1994 yıllarında kurtarma kazısı yapıldı. Yenicami Mahallesi’nde yer alan Çengeltepe’de, 31 Temmuz–10 Ağustos 1966 tarihleri arasında sondaj kazısı ile sınırlı kaldı.
    Yozgat il merkezinde yer alan tek renkli astarlı-astarsız Roma, Bizans ve boyalı Frig seramiğine rastlanılan Çeşka Kalesi’nde 2008 yılında galerilerde temizlik çalışması yapıldı. Diğerleri ise toprak altında duruyor.

    TAVİUM ANTİK KENTİ

    Yozgat’ın Büyüknefes köyünde, Frigler, Hititler, Romalılar, Bizanslılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan Tavium Antik Kenti kalıntılarının gün yüzüne çıkarılması bekleniyor. Galatların başşehri Tavium Antik kenti kalıntılarının yer aldığı bölge, yıllar önce antik kente ait birçok parçanın çeşme, okul, ahır, duvar, mezarlık gibi yapılarda kullanılması nedeniyle açık hava müzesini andırıyor.

    VAMİ ÖZKAN: YOZGAT BİR AÇIK HAVA MÜZESİ HALİNE DÖNÜŞECEK

    Hattuşaş ile Kapadokya bölgesi arasında yer alan Yozgat’ın her bölgesinde farklı turizm değerlerinin, antik kent kalıntılarının bulunduğunu hatırlatan Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, bunların gün yüzüne çıkartılıp, turizme kazandırılması gerektiğini söyledi. Vali Özkan, şöyle konuştu:

    “Yozgat coğrafyamızda tarihimizi, geçmişimizi hatta geçmiş dönemleri yansıtan birçok eserimiz var. Bunlardan bir tanesi de Sarıkaya’daki tarihi Roma Hamamımız. Kültür ve Turizm Bakanlığımız bünyesinde hamamımızın restorasyon çalışmaları bitti. Yozgat’ta sadece Roma Hamamı değil, geçmiş dönem arkeolojik dönemlere ait birçok eserimiz de var. Onları da Roma hamamı ile bütünleştirerek insanımıza ve turizme kazandırabilirsek Yozgat bir açık hava müzesi haline dönüşecek. Tarım, turizm ve sanayi kenti olma yolunda ilerleyen Yozgat’ımızı hakikaten bölgesinde önemli bir turizm merkezi haline de getirmek istiyoruz.”

  • BEYLİKDÜZÜ’NDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI FARKINDALIK ETKİNLİĞİ

    BEYLİKDÜZÜ’NDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI FARKINDALIK ETKİNLİĞİ

     

    Beylikdüzü Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hafta boyunca pek çok etkinlik düzenledi. Etkinlikler kapsamında gerçekleşen panelde, kadına yönelik şiddetle mücadelenin hukuki ve psikolojik yönleri ele alındı. Erkek şiddetiyle hayatını kaybeden kadınlar anısına düzenlenen “Bir Kişi Daha Eksilmemek İçin” isimli anma programında ise 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin bir şekilde uygulanması gerektiğine dikkat çekildi. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “Böyle bir günün olması bile utanç verici bir durum aslında ama kadın, erkek hep birlikte mücadele edeceğiz ve 100. yılda bu ülkenin güzel evlatlarıyla birlikte Atatürk’ün dediği muasır medeniye seviyesine çıkacağız” dedi.

    Beylikdüzü Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hafta boyunca bir dizi farkındalık etkinlikleri düzenledi. Etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü panelinde Doç. Dr. Ece Öztan, avukat Tuba Torun Erdoğdu ve Dr. Klinik Psikolog Kahraman Güler, kadına yönelik şiddetle mücadelenin hukuki ve psikolojik yönlerini ele aldı. Moderatörlüğünü gazeteci Senem Toluay Ilgaz’ın üstlendiği panele, Zehra Çalık’ın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.

    “KADIN MÜLKİYET OLARAK GÖRÜLÜYOR”

    Kadına yönelik şiddetle mücadelenin hukuksal boyutuna değinen avukat Tuba Torun, “Tarihsel gelişime baktığımız zaman kadın mülkiyet olarak görülüyor. Bu anlayış bitmediği sürece kadına şiddet de bitmeyecek. Kadına yönelik şiddetin en önemli sebebi eşitsizliktir. Bu bir zihniyet meselesi. Bu devrimi yaşamalıyız. Bu konu artık Türkiye’nin gündeminden kalkmalıdır. Şiddet önlenebilir bir şeyken rehabilite edebiliriz toplumu. Bu da çok küçük yaşlardan başlamalı. Yani hukuk öncesi ve hukuk sonrası olarak bakılan konunun hukuk öncesine yoğunlaşmalı ve ağaç yaşken eğilir misali erkenden eğitimle çözmeliyiz” diye konuştu.

    “KADINLARIN MÜCADELESİ YILLARDIR SÜRÜYOR” 

    Kadına yönelik şiddetle mücadelede çok kritik bir aşamada olunduğunu ifade eden Doç. Dr. Ece Öztan, “Kadınların hak mücadelesi uzun yıllardır sürüyor. Bütün dünyaya bakarsak çok temel hak kazanımların altındaki halıların çekildiği yani bazı hakların alındığı dönemdeyiz. Herkes tepkisini kadın üzerinden dile getiriyor. Tehlike çanları çalıyor. Şiddetle mücadele boyutu ayrı, toplumsal boyutu ayrı, hukuki boyutu ayrı yürüyor. Hangisiyle mücadele edebilirsiniz ki” dedi.

     “ENSEYİ KARAARTMAYALIM AMA SAFLARI DA SIKLAŞTIRALIM”

    Kadına yönelik şiddetle mücadelenin psikolojik boyutuna değinen Dr. Klinik Psikolog Kahraman Güler ise “Enseyi karartmayalım ama safları da sıklaştıralım. Kadınların yardım istemeye başlamaları çok önemli. Onların ortaya koyduğu mücadeleyi, reaksiyonu önemseyip ona göre aksiyon almalıyız. Şiddeti önleme politikalarının hayata geçmesi gerekir. Ekonomik, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete karşı dayanışmayı büyütmeliyiz” ifadelerini kullandı.

    BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEMEK İÇİN

    Panelin ardından erkek şiddetiyle hayatını kaybeden kadınlar anısına “Bir Kişi Daha Eksilmemek İçin” isimli anma programı düzenlendi. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin bir şekilde uygulanması gerektiğine dikkat çekilen programda, 2023 yılında hayatını kaybeden 357 kadını temsilen yerleştirilen ayakkabılara karanfiller bırakılarak anılarına saygı duruşu yapıldı. Duygu dolu anların da yaşandığı günün sonunda Beylikdüzü Belediyesi Ritim Grubu, Halk Oyunları Topluluğu ve Halk Müziği Korosu üyeleri de “Kadınlardan Ezgiler ve Danslar” etkinliğinde kadınlar için sahne aldı.

    “BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİ OLARAK SİZİNLE GURUR DUYUYORUZ”

    Konser sonrası sahneye çıkan Beylikdüzü Belediyesi Başkanı Mehmet Murat Çalık, emeği geçenlere teşekkür ederek “Beylikdüzü Belediyesi olarak sizinle gurur duyuyoruz. Kadınların el attığı her iş muazzam neticeleniyor. Bu kadar güçlü kadının arasında olmak benim için de büyük bir şans. Böyle bir günün olması bile utanç verici bir durum aslında ama kadın-erkek hep birlikte mücadele edeceğiz ve 100. yılda bu ülkenin güzel evlatlarıyla birlikte Atatürk’ün dediği muasır medeniye seviyesine çıkacağız” diye konuştu.

    KADINLAR HAFTA BOYUNCA ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLERDE BULUŞTU 

    Öte yandan hafta boyunca devam eden etkinliklerde kadınlara özel film gösterimi de düzenlendi. Filmin sonunda Zehra Çalık ve sinemaseverler, film üzerine fikir alışverişinde bulundu. İnteraktif gerçekleştirilen söyleşide kadınların yaşamlarında karşılaştıkları zorluklara karşı çözüm önerileri geliştirildi.

    Hafta içerisindeki bir diğer etkinlik ise “Güvenli İlişkiler” konulu seminer oldu. Cinsel Şiddet ile Mücadele Derneği iş birliğiyle düzenlenen seminerde Psikolog Nurgül Öz, flört şiddeti ve güvenli ilişkiler konularına değindi. Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezi’nde gerçekleşen seminer yoğun katılımla yapıldı.  

    Markalaşma danışmanı Burcu Çakır Çelik ise “Ben Nasıl Markalaşacağım?” isimli seminerle kadınlara; marka kurma, pazarlama teknikleri ve kurumsal iletişim konuları üzerine deneyimlerini aktardı.

  • ANTALYA 13. KİTAP FUARI’NDA YAZARLAR OKURLARIYLA BULUŞUYOR

    ANTALYA 13. KİTAP FUARI’NDA YAZARLAR OKURLARIYLA BULUŞUYOR

    Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 13’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı’nda yağışlı havaya aldırış etmeyen Antalyalılar, kitap fuarına akın etti. Kitapseverler fuarda sevdikleri yazarların söyleşilerini dinleyerek, kitaplarını imzalatma fırsatı buluyor.

    Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 13. Antalya Kitap Fuarı’nın ikinci gününde Antalyalı vatandaşlar fuara yoğun ilgi gösterdi. İki gündür Antalya’da etkili olan yağışlı havaya rağmen kitapseverler Antalya Kitap Fuarı’na akın etti. Kitap fuarında sevdikleri yazarları görmek, kitaplarını imzalatmak isteyen vatandaşlar yağışlı havaya aldırış etmeden fuarı ziyaret ediyor.

    ANTALYA’YA YAZAR AKINI

    13. Antalya Kitap Fuarı’nın ikinci gününde yayımladığı biyografik eserleri ve romanlarıyla ünlü Ayşe Kulin, yazarlar Mete Yarar, Feyza Altun, İrfan Değirmenci, Sibel Uzun, Recai Çakır, Ahmet Hür, Ahmet Telli, Burcu Bahar, Tunç Balaban gibi birbirinden ünlü yazarlar okurlarıyla buluştu. Yazarlar söyleşilerinde okurlarının sorularını yanıtlayarak, kitaplarını imzaladı. Fuarda ayrıca Erkan Kolbaşı, Prof. Dr. Barış Doster, Murat Dağdeviren, Abdullah Kök, Oğuzhan Karaburgu da sevenleriyle bir araya geldi.

    BAŞKAN BÖCEK’TEN YAZARLARA TEŞEKKÜR

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de kendi kaleme aldığı ‘Ben Bu Şehre Aşığım’ ve ‘İkinci Yaşam Siyaset ve İhanet’ kitaplarını imzaladı. Başkan Muhittin Böcek, fuarı ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi Üyesi aynı zamanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan sorumlu gölge kabine üyesi Baran Bozoğlu’na ‘İkinci Yaşam Siyaset ve İhanet’ kitabını imzalayarak hediye etti. Fuar da genç yazarlardan Mehmet Buğra Yüksek, Başkan Muhittin Böcek ile bir araya gelerek ‘Ödipal Mühendis’ adlı kitabını hediye etti. Başkan Muhittin Böcek, 13. Antalya Kitap Fuarı’na katılan yazarların stantlarını ziyaret ederek katılımlarından dolayı teşekkür etti.

    FUAR ÇOK KEYİFLİ GEÇİYOR

    13. Antalya Kitap Fuarı’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, fuar süresince 263 yazar ve 204 yayınevinin okurlar ile buluşacağını söyledi. Başkan Muhittin Böcek, “Fuarın ikinci günündeyiz. Çok keyifli geçiyor. Fuarımız biraz yağmur bereketiyle geldi. Yağışa rağmen vatandaşlarımız fuara yoğun ilgi gösteriyor. Fuar alanını gezdiğimizde birçok yazarımıza kitaplarını imzalatmak isteyen vatandaşlarımızın uzun kuyruklar oluşturduğunu gördük. Antalya Kitap Fuarına katılan, ziyaret eden emek veren herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI FARKINDALIK ETKİNLİKLERİ

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Haftası’nda çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaptı. Ankara Metrosu ve otobüslerde “Şiddete Tolerans Yok” sloganıyla başlatılan farkındalık kampanyasından “Şiddetsiz İletişim Konferansı”na, Cumhuriyet Kadınları Bando Takımı gösterisinden Atakule’ deki ışıklandırmaya kadar düzenlenen pek çok etkinlikte Başkentli kadınlar bir araya geldi. 

    Ankara Büyükşehir Belediyesi,  ’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Haftası’ kapsamında kent genelinde çeşitli etkinlikler düzenledi. 

    METRO VE OTOBÜSLERDEKİ TUTAMAÇLARA “ŞİDDETE TOLERANSIMIZ YOK” KARTLARI ASILDI

    ABB Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı ile EGO Genel Müdürlüğü iş birliğiyle, Ankara Metrosu ve otobüslerde bulunan tutamaçlara, şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri merkezlerin iletişim bilgileri ve Büyükşehir Belediyesinin kadınlara sağladığı hizmetlerin yer aldığı kartlar asıldı. EGO Genel Müdürlüğü Hizmet İyileştirme ve Kurumsal Gelişim Daire Başkanı Ayten Gök yapılan çalışmalarla ilgili, ‘‘Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Haftası kapsamında farkındalık çalışması yaparak güzel bir çalışmaya imza attılar bizler de EGO Genel Müdürlüğü olarak metro istasyonlarımızdaki tutamaç ve afişleri alanlarımızda yer verdik’’ derken, ABB Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı Kadın Danışma Merkezi ve Kadın Sığınmaevi Şefi Melike Uslu Taş ise ‘‘ABB Kadın Danışma Merkezi olarak, kadına yönelik şiddete karşı mücadele kapsamında farkındalık çalışmaları yürüttük çok yoğun emekler harcadık, dilimize yerleşmiş aslında kalıpları, yıkmak adına onları toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun olacak şekilde değiştirmeyi amaçladık. Aynı zamanda kadın danışma merkezimizin de tanıtımını yaparak şiddete uğradıkları zaman nereden ve hangi konularda destek alabileceklerini göstermeye çalıştık’’ dedi.

    ŞİDDETSİZ İLETİŞİM SEMİNERİ

    Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı Kadın Danışma Merkezi ise ‘Şiddetsiz İletişim’ konulu seminer düzenledi. Seminerde, Kadın Danışma Merkezi’nin işleyişi ve hizmetleri hakkında katılımcılara sunum yapıldı ve ayrıntılı bilgi verildi. Çocuk Meclisi binasında gerçekleştirilen konferansa Ankara Büyükşehir Belediyesi birimlerinde çalışan personeller de katıldı. Hacettepe Üniversitesi Dr. Öğretim Görevlisi Dilek Avcı seminerde, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında ilişkilerde şiddeti önlemeye yönelik neler yapabileceğimizi konuştuk’’ derken, Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı Kadın ve Aile Şube Müdürü Özlem Süreyya Karaman ise, ‘‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler düzenledik. Kamu kuruluşlarında ve ailemizde bireyler arasında şiddetsiz iletişim yollarını dinlemek için bir araya geldik. Konferansımıza Zabıta Dairesi ve birimlerinde çalışan tüm arkadaşlarımızı davet ettik” ifadelerini kullandı.      

    Konferansa katılan personeller, etkinlikle ilgili şunları söylediler:

    Nilay Adakoğlu: “Bu tarz etkinliklerin faydalı olduğunu düşünüyorum. Toplumun bilinçlenmesi, farkındalığın artması için kıymetli oluyor. İnsanlar kendilerini ve haklarını öğrenme fırsatı yakalıyor.”

    Nuray Kayaoğlu: “Farkındalık yaratmak adına kadına şiddete ‘hayır’ diyoruz. Umarım şiddet azalır ve yok olur. Bu etkinliklerin faydalı olmasını umuyorum.”-Elif Ezgi Şahintan: “Zabıta memuru olarak görev yapıyorum. Biz sürekli esnafla muhatap oluyoruz. Karşımızdaki kişinin duygu düşüncesini dinleyerek, empati kurarak, içinde bulunduğu şartları ve ortamı değerlendirerek samimi bir şekilde iletişim kurmaya çalıyoruz. Toplumun bilinçlendirilmesi açısından bu etkinliği yararlı buluyorum.”

    CUMHURİYET KADINLARI BANDO TAKIMI İLE FARKINDALIK 

    Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı, Atakum Kent Konseyi Kadın Meclisi Cumhuriyet Kadınları Bando Takımı iş birliğiyle Kuğulu Park ve Armada Hayat Sokağı’nda farkındalık etkinliği düzenledi. Kuğulu Park’ta düzenlenen programa katılan BelPa Yönetim Kurulu Başkanı Ferhan Özkara, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası’nda bir farkındalık etkinliği düzenlemek üzere Kuğulu Park’ta Kadın Bando Takımı ile beraberiz. Biz istiyoruz ki gelecek günlerde kadın ve şiddet, hiçbir canlıyla şiddet aynı cümle içerisinde geçmesin” dedi. Armada Hayat Sokağı’nda düzenlenen etkinliğe katılan Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Prof. Dr. Serkan Yorgancılar ise, ‘‘Şiddete sıfır tolerans kapsamında hafta boyunca etkinlikler düzenledik. Armada Hayat Sokağı’nda Kadın Bando Takımı ile beraberiz’’ diye konuştu. 
    Atakule’de ise farkındalık yaratmak için “Şiddete Toleransımız Yok” ve “No Tolerance For Violence” yazısıyla aydınlatıldı. 

     

     

  • METEOROLOJİ’DEN DOĞU ANADOLU İÇİN KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI

    METEOROLOJİ’DEN DOĞU ANADOLU İÇİN KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Doğu kesimlerde kuvvetli yağış beklendiğini belirterek vatandaşları yaşanabilecek olumsuzluklara karşı uyardı.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Pazartesi günü doğu kesimlerde çok kuvvetli yağış uyarılarında bulundu. Meteoroloji’nin konuya ilişkin bugün yaptığı açıklama şöyle:

    “Pazartesi günü doğu kesimlerde beklenen yağışların Siirt, Batman, Şırnak, Bingöl ve Muş çevrelerinde kuvvetli yağmur ve sağanak, Bitlis ve Hakkari’nin yüksek kesimleri, Erzurum çevreleri ile Şırnak’ın doğusunun, Van’ın kuzeyinin ve güneyinin yükseklerinde kuvvetli karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Sel, ulaşımda aksamalar, yüksek kesimlerde buzlanma ve don olayı ile kuvvetli güney yönlü rüzgar ve kısa süreli fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.”

  • ERDOĞAN TOPRAK: “GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI’NI SINIR YÖNETİMİNDE YETKİLENDİREN KARARLA ADETA PARALEL BİR EMNİYET VE İSTİHBARAT BİRİMİ KURULUYOR”

    ERDOĞAN TOPRAK: “GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI’NI SINIR YÖNETİMİNDE YETKİLENDİREN KARARLA ADETA PARALEL BİR EMNİYET VE İSTİHBARAT BİRİMİ KURULUYOR”

    CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Göç İdaresi Başkanlığı’nı (GİB) sınır yönetiminde yetkilendiren kararla adeta paralel bir emniyet ve istihbarat birimi kuruluyor. TSK ve Emniyet’in sınır muhafaza görevine GİB’i ortak eden düzenleme, İngiltere ile yapılan ve ayrıntıları gizlenen anlaşmanın hayata geçirildiğini gösteriyor. Kaçak göç, mülteci akını, insan kaçakçılığıyla mücadele iktidarın 2011’den bu yana uyguladığı yanlış politikalarla ülkemiz açısından hayati önem kazandı. Süreç ulusal güvenlik sorunu olma yolunda hızla ilerliyor. Çözüm, başka ülkelerle sınır güvenliği için para karşılığı gizli anlaşmalar, pazarlıklar yapmak değil. Ulusal sınır güvenliğini yabancılarla ortaklaşa sağlamak düşünülemez” dedi.

    CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Haftalık Değerlendirme Raporu’nu bugün yayınladı. Toprak’ın raporunda yer alan değerlendirmeler şöyle:

    “ULUSAL SINIR GÜVENLİĞİNİ YABANCILARLA ORTAKLAŞA SAĞLAMAK DÜŞÜNÜLEMEZ”

    “Göç İdaresi Başkanlığı’nı (GİB) sınır yönetiminde yetkilendiren kararla adeta paralel bir Emniyet ve istihbarat birimi kuruluyor. TSK ve Emniyet’in sınır muhafaza görevine GİB’i ortak eden düzenleme, İngiltere ile yapılan ve ayrıntıları gizlenen anlaşmanın hayata geçirildiğini gösteriyor.

    Kaçak göç, mülteci akını, insan kaçakçılığıyla mücadele iktidarın 2011’den bu yana uyguladığı yanlış politikalarla ülkemiz açısından hayati önem kazandı. Süreç ulusal güvenlik sorunu olma yolunda hızla ilerliyor. Çözüm, başka ülkelerle sınır güvenliği için para karşılığı gizli anlaşmalar, pazarlıklar yapmak değil. Ulusal sınır güvenliğini yabancılarla ortaklaşa sağlamak düşünülemez.

    “26 MİLYAR DOLAR FAZLA VEREN MERKEZ BANKASI’NA KAYNAĞI BELİRSİZ DÖVİZ GİRİŞİ YAPANLAR ARAŞTIRILMALIDIR”

    Son 10 günde kırmızı bültenle aranan uluslararası uyuşturucu kartel liderleri peş peşe İstanbul’da yakalandı. Çoğu gayrimenkul alıp Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuş. Bu baronlara yıllarca kim göz yumdu? Sadece geçen yıl 26 milyar dolar fazla veren Merkez Bankası’na kaynağı belirsiz döviz girişi yapanlar araştırılmalıdır.

    Bu kaleme giren ve çıkan milyar dolarların izi Merkez Bankası ve Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) iş birliği ile sürülmek zorunda. Güzellik salonlarında birkaç yüz milyon TL aklayan sosyal medya fenomenlerinin peşine düşen MASAK, kaynağı belirsiz on milyarlarca doları kaynağı belirsiz şekilde ülkeye getirenlerin kim olduğunu, bu milyar dolarların arkasında kimlerin olduğunu göz ardı edemez.

    “SON DÖNEMDE GERÇEKLEŞEN BAZI OPERASYONLAR, İKTİDARIN İTTİFAK ORTAKLARINDAN RAHATSIZLIĞININ ARTTIĞINI GÖSTERİYOR”

    Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50 artı 1 oy şartını tartışmaya açan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortaklarından gelen tepkiler üzerine sessizliğe büründü. Pazarlıkların ve mücadelenin kamuoyu önünden perde arkasına kaydığı anlaşılıyor. Son dönemde gerçekleşen bazı operasyonlar, iktidarın ittifak ortaklarından rahatsızlığının arttığını gösteriyor.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini ittifak ortağına mahkûm eden bu tablodan kurtulmak istiyor. Yakın dönemde bu kurtuluş arayışının, TBMM’de yalnızca yüzde 50 artı 1 ve başörtüsü içerikli mini anayasa değişikliği için yeni müttefik arayışına dönüştüğünü görebiliriz. Bu sürecin devamında ise bir erken seçim tartışması başlatılabilir.

    “HALEF-SELEF BAKANLARIN MUHALEFETE KARŞI TAVIRLARINDA DEĞİŞİKLİK OLMADIĞI GÖRÜLÜYOR”

    İçişleri Bakanının suç örgütlerine yönelik operasyonlarla kamuoyunda yarattığı pozitif algının aksine, muhalefet belediye başkanlarına siyasi soruşturmalarla aynı siyasi zihniyeti sürdürüyor. Halef-selef bakanların muhalefete karşı tavırlarında değişiklik olmadığı görülüyor.

    Tüm bunlar İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın da kendisinden önceki bakanın misyonuyla paralel şekilde yerel seçime doğru muhalefet belediyeleri ve başkanların üzerine gitmesini istendiğini ortaya koyuyor. Suç örgütü operasyonlarıyla kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan pozitif algının gerçekte 21 yıldır değişmeyen AKP’nin siyasi zihniyetini perdeleme aracı olarak kullanıldığını gösteriyor.

    “BELİRSİZLİK VE SİYASİ KAYIRMACILIK YERLİ-YABANCI SERMAYEYİ KAÇIRIYOR”

    Ekonomide ‘faziletli döneme’ geçildiği, yabancı yatırımların artacağı söyleminin aksine dev yabancı şirketler Türkiye’yi terk ediyor, yatırımlarını iptal ediyor. 111 yıldır Türkiye’de akaryakıt üretimi-dağıtımı yapan British Petroleum (BP), Türkiye’den çıkış kararı aldı.

    İktidar, yabancı yatırıma ve sermayeye güven veremediği gibi yerli yatırımcıya da kazancını ülkeye getirmesi için vergisini düşürmeyi, kârının yüzde 80’ini muaf tutmayı vaat etmek zorunda kalıyor. Polonya, Macaristan, Karadağ, Sırbistan hatta Bulgaristan Türk yatırımcılar tarafından daha istikrarlı ve güvenilir bulunduğu için yerli yatırım sermayesi bu ülkelere akıyor. Belirsizlik ve siyasi kayırmacılık yerli-yabancı sermayeyi kaçırıyor.

    “SEÇİM EKONOMİSİNE GEÇİLECEĞİNİN SİNYALLERİ İKTİDAR SÖZCÜLERİNİN VE KABİNE ÜYELERİNİN SÖYLEMLERİNE YANSIMAKTADIR”

    Merkezi Yönetim Borç Stoku toplamı ekim sonu itibarıyla 6 trilyon 276 milyar TL’ye ulaşarak Cumhuriyetin 100. yılında bugüne kadarki tüm zamanların rekor düzeyine yükseldi. Borç stoku 10 ayda geçen yıla göre yüzde 55,6 büyüme gösterdi. Döviz cinsi borçların payı yüzde 65’e ulaştı.

    Temmuzda çıkartılan ek bütçeye rağmen seçim sonrası beş aydaki borçlanmanın ilk beş ayın iki katını aşması, kuralsızlık ve keyfiliğin bir başka boyutu. Ek bütçe ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen 2 trilyon TL ek borçlanma yetkisinin kullanılmasıyla borç stokunda yeni rekorlar kırılması şaşırtıcı olmayacaktır. Yerel seçime doğru ilk üç ayda yine şeffaf olmayan harcamalarla seçim ekonomisine geçileceğinin sinyalleri iktidar sözcülerinin ve kabine üyelerinin söylemlerine yansımaktadır.

    “KAPANAN İŞYERLERİ VE ARTAN İŞSİZLİKLE ZORLU VE ACIMASIZ BİR KEMER SIKMA DÖNEMİ BEKLİYOR”

    Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini yüzde 40’a yükseltti. Toplantı sonrası parasal sıkılaştırma ve faiz artışı sürecinin sonuna yaklaşıldığının ve yavaşlayacağının vurgulanması, reeskont ve kredi kartı faizlerinin aralıkta aynı kalacağının açıklanması ‘yerel seçim öncesi’ dikkat çekici bir mesaj.

    Yerel Seçim sonrası geniş toplumsal kesimleri; yüklü faiz artışları, zamlar, vergiler, zirveye çıkan enflasyon, enflasyondan düşük maaş artışları, kitlesel yoksullaşma, kapanan işyerleri ve artan işsizlikle zorlu ve acımasız bir kemer sıkma dönemi bekliyor.

    “HALKIN SAĞLIKLI GIDAYA ERİŞİMİNİ SAĞLAMAK İKTİDARIN KAÇINAMAYACAĞI BİR GÖREVDİR”

    İspanya ile İtalya’da kuraklıkla gelen zeytinyağı üretimi düşüşü, Türk zeytinyağına talebi artırdı. Temmuzda dökme zeytinyağına getirilen ihracat yasağına rağmen, kutu ambalajlı ihracat yasak olmayınca ihracat 150 bin tona, iç fiyatlar erişilmez düzeye çıktı. Litresi 400-600 TL’ye varan zeytinyağını tüketmek, geniş kesimler için hayal oldu.

    İktidarın bu tabloya seyirci kalmasını fırsat bilen bir kesim, zeytinyağının 5 litresini 400-500 TL’den online marketler ve internet üzerinden satışa çıkartıyor. Adı sanı duyulmamış yapay ve katkılı sahte zeytinyağlarıyla büyük bir vurgun peşinde. Üreticiyi, tüketiciyi korumakla yükümlü iktidar, etiket denetimleriyle ceza kesmekle övüneceğine, halk sağlığını tehdit eden bu sahte zeytinyağı vurgununa müdahale etmek zorundadır. Halkın sağlıklı gıdaya erişimini sağlamak iktidarın kaçınamayacağı bir görevdir.

    “ŞAHSİ TERCİH VE İLİŞKİLERİ, DEVLET VE ÜLKENİN ÖNÜNE GEÇİREN İKTİDARIN DIŞ POLİTİKADAKİ YAKLAŞIMI BİR KEZ DAHA ÇÖKTÜ”

    Hamas-İsrail arasında Gazze’deki 4 günlük ateşkes anlaşmasında ABD, AB, İsrail ve Hamas liderleri de dahil tüm taraflar Katar ve Mısır’a teşekkür etti. Sıradanlaşan U dönüşleriyle ciddiye alınmayan ve diplomaside güven sorununu aşamayan iktidar, yine dış politikayı iç politikaya malzeme yapmanın sonuçlarıyla karşı karşıya kaldı.

    Bölgede siyasi ve tarihi varlığı-ağırlığı Türkiye ile kıyaslanamayacak Katar, ABD-Taliban, ABD-İran müzakerelerinde ve şimdi de Mısır’la birlikte İsrail-Hamas ateşkesinde yolu açan ülke oldu. İsrail ile defalarca savaşan Mısır bile diyalog ve diplomasiden kopmadı. İran ile Suudi Arabistan’ı bölgenin büyük devleti Türkiye değil, Çin diplomasisi barıştırdı. Şahsi tercih ve ilişkileri, devlet ve ülkenin önüne geçiren iktidarın dış politikadaki yaklaşımı bir kez daha çöktü.”