Blog

  • GÜRSEL TEKİN, KADIKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN ADAY ADAYLIĞI BAŞVURUSUNDA BULUNDU

    Eski CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Kadıköy Belediye Başkanlığı için aday adaylığı başvurusunda bulundu. Tekin, “İyi bir planlama, iyi bir ekip ve kadroyla milletin karşısına çıkarsak 1989’daki sonuçları alma ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Eski CHP Milletvekili Gürsel Tekin, CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı’na belediye başkanlığı aday adaylığı başvurusunda bulundu. Tekin, tüm aday adaylarına dilediğini ifade etti. 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’un 7-8 ilçesini çok faz farkla kaybettiklerini dile getiren Tekin, “İnşallah bu dönem 24 ilçe bekliyorum. Bizim sahadaki çalışmamız bunu gösteriyor” dedi.

    Uzun süredir İstanbul’daki 39 ilçenin tamamında çalışma yaptıklarını, bumnun sonuçlarını parti yönetimine de sunacaklarını belirten Tekin, “Son dönemde yaşadığımız ekonomik derin yoksullukla beraber, iyi bir planlama, iyi bir ekip ve kadroyla milletin karşısına çıkarsak 1989’daki sonuçları alma ihtimalinin çok yüksek olduğunu döşünüyorum” diye konuştu.

    Gürsel Tekin, Belediye Başkanlığı aday adaylığı başvurusunun ardından da ilçedeki esnafı ziyaret ederek onların sorunlarını dinledi.

    Gürsel’in hatırllattığı 26 Mart 1989’da gerçekleştirilen yerel seçimler Erdal İnönü’nün başında bulunduğu Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) zaferiyle sonuçlanmıştı. Türkiye genelinde il genel meclislerinde yüzde 28 oy alan SHP, bütün büyükşehirlerin belediye başkanlıklarını da kazanmıştı. 

  • İTO BAŞKANI ERDOĞAN’DAN TTB’NİN GÖREVDEN ALINMASI DAVASINA TEPKİ: “OLASI BİR GÖREVDEN ALMADA TTB’Yİ TERK ETMEYECEĞİZ”

    Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Nergis Erdoğan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan ve karar duruşması perşembe günü yapılacak olan dava öncesinde “30 Kasım’da İstanbul Tabip Odası olarak Ankara’da ve çatı örgütümüz TTB yöneticilerinin yanında olacağız, olası bir görevden alma karşısında TTB’yi terk etmeyeceğiz, tüm gücümüzle hekimlerin hakları ve halkın sağlığı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.

    TTB Merkez Konseyi’nin üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan davanın karar duruşması 30 Kasım Perşembe günü Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılacak. Dava öncesinde bugün İTO’nun Cağaloğlu’ndaki merkezinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya İTO Başkanı Nergis Erdoğan, İTO Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç ile önceki dönem İTO Başkanlığı yapan Gençay Gürsoy, Taner Gören ve Özdemir Aktan ile hekim Raşit Tükel de katıldı.

    “TÜM KONSEY ÜYELERİNE TEŞMİL EDİLMESİ HUKUKA AYKIRIDIR”

    Hazırlanan ortak metni okuyan Nergis Erdoğan, davanın akla, mantığa ve hukuka aykırı olduğunu belirterek hekimlere ve halkın sağlık hakkına yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı. Erdoğan, şunları söyledi:

    “TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması davası, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın kendi uzmanlık alanında yaptığı bir açıklama sonucu savcılık makamınca açılmıştır. Dava, sözde dayanağını 6023 sayılı TTB Yasası’na 1980 darbesi sonrasında eklenen ve son derece muğlak, iktidarların hekim örgütleri üzerindeki baskısını hedefleyen ‘amaç dışı faaliyet’ yapılması hâlinde Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınacağı maddesinden almaktadır ancak gerekçe gösterilen açıklama, Merkez Konsey tarafından TTB görüşü olarak yapılmamıştır. Bu nedenle tüm Merkez Konsey üyelerine teşmil edilmesi hukuka aykırıdır. Dava ile ilgili bir başka garabet, Şebnem Korur Fincancı’ya atfedilen suçla ilgilidir. Şebnem Korur Fincancı’ya verilen ceza henüz istinaf aşamasındadır ve sonrasında da Yargıtay yolu açıktır. Bu nedenle söz konusu ceza ve isnat edilen suç henüz kesinleşmemiştir. Ayrıca Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması davası, Merkez Konseyi Başkanı kendisine isnat edilen suçla ilgili sorgulanmadan ve saatler içinde açılmıştır.

    “BASKI VE TEHDİDİN SÜRMESİ DIŞINDA AÇIKLAMASI OLAMAZ”

    Öte yandan 30 Kasım’da 6’ncısı yapılacak olan duruşmaların her birisinde TTB avukatları tarafından seçilmelerinden bu yana üye değişikliği olduğu bildirildiği hâlde ‘Merkez Konseyi’ tanımı ile mahkemenin kimleri kastettiği halen anlaşılamamıştır. Bu tutumun ülkenin dört bir yanından gelen hekimlerin emek ve çabalarının göz ardı edilmesi, TTB ve tabip odaları üzerindeki baskı ve tehdidin sürdürülmesi dışında bir açıklaması olamaz. 20 yıldır süren ‘sağlıkta dönüşüm’ programı, çalışma koşullarının güçlüğü, şiddet, itibarsızlaştırma, emeklerine gösterilen saygısızlık hekimleri yurt dışında çözüm aramaya yöneltmektedir. Genç hekimlerin artık bazı uzmanlık alanlarını tercih etmedikleri her gün yeni verilerle gözler önüne serilmektedir. Bu olumsuzluklara yol açan ‘sağlıkta dönüşüm’ programına eklenen hukuki baskı, yalnızca hekimlerin değil, aynı zamanda halkın da sağlık hakkına yönelik bir tehdittir. 30 Kasım’da İstanbul Tabip Odası olarak Ankara’da ve çatı örgütümüz TTB yöneticilerinin yanında olacağız, olası bir görevden alma karşısında TTB’yi terk etmeyeceğiz, tüm gücümüzle hekimlerin hakları ve halkın sağlığı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

  • ABB: MAHKEME GÖKÇEK’İN HÂLEN KONUT VE OFİS OLARAK KULLANDIĞI TAŞINMAZLARIN BELEDİYE ADINA TESCİLİNE KARAR VERDİ. GÖKÇEK, İKAMET ETTİĞİ DİKMEN’DEKİ EVDEN TAHLİYE EDİLECEK

    ABB: MAHKEME GÖKÇEK’İN HÂLEN KONUT VE OFİS OLARAK KULLANDIĞI TAŞINMAZLARIN BELEDİYE ADINA TESCİLİNE KARAR VERDİ. GÖKÇEK, İKAMET ETTİĞİ DİKMEN’DEKİ EVDEN TAHLİYE EDİLECEK

    Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), eski ABB Başkanı Melih Gökçek’in daha önce belediye lojmanı olan Ankara’nın Dikmen semtindeki konutları kanuna aykırı biçimde satın almasına ilişkin açılan davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını verdiğini bildirdi. Açıklamada, “Ankara Bölge Adliye Mahkemesi satın alma işleminin usulsüz olduğuna ve Gökçek’in halen konut ve ofis olarak kullandığı taşınmazların ABB adına tesciline karar verdi. Böylece 2018 yılında 7,9 milyon liraya satılan dört adet dubleks konut tekrar ABB’nin oldu. Gökçek, hukuksuz bir biçimde ikamet ettiği Dikmen’deki evden tahliye edilecek” denildi.

    Eski ABB Başkanı Melih Gökçek’in daha önce belediye lojmanı olan Ankara’nın Dikmen semtinde kanuna aykırı olarak satın aldığı belirtilen lüks konutlara ilişkin, ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın açtırdığı davada karar çıktığı duyuruldu.

    “SATIŞ, GÖKÇEK’İN KONUTLARDA OTURDUĞU ESNADA GERÇEKLEŞTİRİLDİ”

    ABB’den konuyla ilgili bugün yapılan açıklama şöyle:

    “Gökçek, 2017 yılında ABB Başkanı görevini sürdürürken belediye lojmanı olarak kullandığı konutların satış ihalesini hazırladı. Kanunda açıkça Belediye Başkanı ve yakınlarının görevden ayrıldıktan sonra üç yıl içerisinde ihaleye giremeyeceği belirtilmesine rağmen ihaleyi Gökçek’in eşi Nevin Gökçek ile avukatları Fatih Atalay ve Salih Çelen iş ortaklığı kazandı. Gökçek, görevinden ayrıldıktan sonra iki ay içerisinde boşaltması gereken dubleks konutta oturmaya devam etti. Satış, Gökçek’in konutlarda oturduğu esnada gerçekleştirildi.

    “GÖKÇEK’İN OTURDUĞU KONUT İLE OFİSİN ABB ADINA TESCİLİNE KARAR VERİLDİ”

    Mansur Yavaş yönetimindeki ABB Hukuk Müşavirliği, kamu malı olan konutların satışının usulsüz olduğu iddiasıyla dava açtı. Davada, konutların ihale edilmesindeki usulsüzlüklerin yanı sıra kıymet takdir komisyonu raporunda Gökçek’in projeye aykırı olarak yaptırdığı ve ihale bedelini etkileyecek olan havuzun da değerlendirilmediği vurgulandı. Yerel mahkemenin aldığı karara ABB yönetiminin yaptığı itiraz kabul edildi. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi satın alma işleminin usulsüz olduğuna ve Gökçek’in halen konut ve ofis olarak kullandığı taşınmazların Ankara Büyükşehir Belediyesi adına tesciline karar verdi.

    “FATİH ATALAY, SALİH ÇELEN VE NEVİN GÖKÇEK ADINA OLAN TAPU KAYITLARININ İPTALİ”

    Kararda ’emredici kanun hükümlerine aykırı şekilde yapılan ihale sonucunda oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebinin bulunmadığı ve dava konusu taşınmazların davalılar adına tescilinin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla (…) davanın kabulü ile Fatih Atalay, Salih Çelen ve Nevin Gökçek adına olan tapu kayıtlarının iptali ile bu taşınmazların davacı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verilmiştir’ ifadeleri yer aldı.

    “ABB YENİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK”

    Böylece 2018 yılında 7 milyon 900 bin liraya satılan dört adet dubleks konut tekrar ABB’nin oldu. Gökçek, hukuksuz bir biçimde ikamet ettiği Dikmen’deki evden tahliye edilecek.

    ABB’nin daha önce aynı konuda yapmış olduğu suç duyurusuna Savcılık tarafından takipsizlik kararı verilmişti. ABB, mahkeme kararından sonra dosyanın yeniden açılması için Savcılığa başvuracak.”

     

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİR, ŞEHİR TİYATROLARINI YENİLEDİ

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR, ŞEHİR TİYATROLARINI YENİLEDİ

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Gençlik Parkı Kültür Merkezi ile ABB Şehir Tiyatroları binasında yürüttüğü kapsamlı yenileme ve tadilat çalışmalarını tamamladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yapılan çalışmalar hakkında sosyal medya hesaplarından, “Küçük ve büyük salonumuzu çatısından tabanına, ışık/ses sisteminden fuaye alanına kadar yeniledik. Ankara’mızın kültür ve sanat ailesine kazandırdık” notunu paylaştı.

    Kültürel ve sanatsal faaliyetlerin etkin kullanımı için birçok projeyi hayata geçiren Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başkent’in önemli sanat merkezlerinden biri olan Gençlik Parkı Kültür Merkezi ve ABB Şehir Tiyatroları binalarında yürüttüğü yenileme ve tadilat çalışmalarını tamamladı.

    MODERN VE YENİ BİNALAR

    Yeni kültür ve sanat sezonuna hazır hale gelen binalarda; çatı, teraslar sahneler, kulisler, tuvaletler, duşlar, fuaye ortak kullanım alanları, tiyatro ışıklandırma ve ses sistemleri ile sahne sinevizyon ve perdesi yenilendi.

    BAŞKAN YAVAŞ, SOSYAL MEDYA HESAPLARINDAN DUYURDU

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise yenilenen tiyatro salonları hakkında sosyal medya hesaplarından, “Burası Gençlik Parkı Şehir Tiyatroları… Eskimiş ve kullanılamaz gelmişti. Küçük ve büyük salonumuzu çatısından tabanına, ışık/ses sisteminden fuaye alanına kadar yeniledik. Ankara’mızın kültür ve sanat ailesine kazandırdık. Uygunluk durumuna göre özel tiyatrolar da…” notunu paylaştı.

    Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Sanat Toplulukları Şube Müdürü Şenay Yılmaz, “Ankara Büyükşehir Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. yüzyılında Ankara’ya yakışır bir şekilde sanat ve kültür merkezlerini yeniledi. Bir yıl boyunca iki salonumuzda çok büyük titizlikle tadilat gördü. Hem çağın ihtiyaçlarına kulak veren hem de Ankaralıların çok büyük keyifle etkinlikleri izleyebileceği bir hale geldi salonlarımız. Ankara Büyükşehir olarak yeni sanat sezonuna büyük bir çalışma ile hazırlandık” dedi.

     

  • MUHİTTİN BÖCEK ESNAF ODALARI BAŞKANLARI İLE BULUŞTU

    MUHİTTİN BÖCEK ESNAF ODALARI BAŞKANLARI İLE BULUŞTU

     

    Antalya’da Esnaf Odaları Başkanları ile buluşan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, su tarifesinde yapılan indirimle esnafa yıllık yaklaşık 275 milyon lira destek sağladıklarını söyledi. Antalya’nın bugünü ve mutlu yarınları için birçok proje ve hizmeti hayata geçirdiklerini belirten Başkan Böcek, “Halkımız ve esnafımız için aynı azim ve kararlılıkla hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu kenti birlikte kalkındıracağız. Çünkü biz esnafımızla güçlüyüz, çünkü biz birlikte güçlüyüz” dedi.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, esnafın sorunlarını dinlemek ve birlikte çözüm bulmak için Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne (AESOB) bağlı odaların başkanları ile buluştu. 75 oda başkanı ve belediye bürokratlarının katıldığı toplantıda talep ve önerileri dinleyen Başkan Böcek, proje ve hizmetlerini anlattı. Başkan Böcek, su indirimi, ulaşım, tarım, turizm, altyapı yatırımları, Sobacılar Çarşısı, Doğu Garajı-Nekropol, Balbey projeleri, Suryapı, Güneş mahalleri kentsel dönüşümü, kültür sanat etkinlikleri ile bilgi verdi. Planlı, kurallı, kimlikli kent vizyonuyla çalışmalarına devam ettiğini belirten Başkan Böcek, “Tüm dünyayı sarsan pandemi, ekonomik kriz, Cumhuriyet tarihimizin en büyük Manavgat orman yangını, Kumluca-Finike sel afetleri, Türkiye’nin en büyük deprem felaketi gibi olumsuzlukları bahane etmeden tüm sıkıntıları dayanışmayla, esnafımızla birlikte aştık. Üreten, istihdam sağlayan, turizm ve tarımın başkenti olmamıza katkı koyan tüm esnafımıza teşekkür ediyorum” dedi.

    “ESNAFIMIZ ÖNCELİĞİMİZ OLDU”

    Başkan Böcek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak her yatırımımızda, her projemizde önceliğimiz esnafımız ve sanatkarımız olmuştur. Su tarifesi düzenlemesinde esnafımızı unutmadık. Antalya genelinde 130 bin 855 ticarethane abonemize 10 tona kadar 23.69 TL olan tarifeyi 11 TL’ye düşürdük. Böylece Belediyemizce esnafımıza yıllık yaklaşık 275 milyon TL destek sağlıyoruz. Ulaşımdan gelen bir esnaf kardeşiniz olarak sorunlarımıza her zaman birlikte çözüm aradık. Otobüsçü, taksici, servisçi ve nakliyeci esnafımızla beraber mesai harcadık. Geçmişten günümüze gelen kentimizin ulaşım sorununu birlikte çözmekte kararlıyız.”

    “ULAŞIMA KATKI SAĞLADIK”

    Antalya’nın Türkiye’nin nüfusuna göre en fazla araç sayısına sahip olduğuna dikkat çeken Başkan Böcek, “Antalya 2 kişiye 1 aracın düştüğü kent olmuştur. Genişlettiğimiz yollar, yaptığımız köprüler, akıllı kavşaklar, ilave toplu taşım araçları, tamamladığımız 3. Etap raylı sistem ile ulaşıma önemli katkılar sağladık. Şimdi de 18 km’lik 4. Etap Konyaaltı-Varsak raylı sistem hattının yapımına çok yakında başlıyoruz. Hattın 5.5 kilometresi, 30 metre yeraltından geçecek ve trafiğe engel olmayacak. 22 kilometrelik 5. Etap Konyaaltı-Lara-Kundu raylı sistem hattı için de çalışmalarımız hızla devam ediyor” diye konuştu.

    KENT İÇİ TRAFİK

    Kent içi trafiğinin rahatlatılması için yapılması gerekenleri anlatan Başkan Böcek, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın 20 yıldır hayata geçiremediği Antalya-Alanya otoban projesi ayrıca şehirlerarası hızlı tren projeleri ve çevreyollarının, köprülü kavşakların tamamlaması halinde kent içi trafiğimiz rahatlayacaktır. Bu projelerin de ilgili kurumlar tarafından ivedilikle yapılması gerekmektedir” dedi.

    “ÜRETİCİ VE ÇİFTÇİMİZİN YANINDA OLDUK”

    Yerelden kalkınma projeleri ve sağladıkları desteklerle her daim üretici ve çiftçinin yanında olduklarını anlatan Başkan Böcek, “Antalya Büyükşehir Belediyemize ait 21 halimizde, 998 komisyoncumuz ve 917 tüccarımızla işlem hacmi olarak Türkiye’de 1. sıraya yükseldik. Manavgat halini tamamladık. Kaş-Kınık ve Alanya hallerini de tamamlıyoruz. Bu kenti Kültür Sanat şehri yapacağımıza söz vermiştik. İlk kez dönemimizde yaptığımız Gastronomi Festivali, Yörük Türkmen Festivali, Antalya Kitap Fuarı, Yeşilçam ve Yılbaşı Festivallerini Antalya’mıza kazandırdık. Esnafımızın da yüzünü güldürdük” diye konuştu.

    “DEVLET GARANTİSİZ KREDİLER BULDUK”

    17 yıldır tamamlanamayan Doğu Garajı Kültür ve Ticaret Merkezi ve Nekropol Müze alanını bitirdiklerini hatırlatan Başkan Böcek, şunları söyledi:

    “Bölge esnafımıza değer kattık. Sobacılar Çarşısı’nda esnafımızın talepleri doğrultusunda yenilemeler yaptık. 35 yıldır çözülemeyen Balbey Kentsel Yenileme Projesi’nde inşaata başladık, hızla devam ediyoruz. Suryapı ve Güneş mahalleleri kentsel dönüşüm projelerinde sona yaklaştık. Antalya’mıza daha iyi hizmet sunmak için devlet garantisiz krediler bulduk. Her ne kadar siyasete malzeme yapılsa da mücadelemizden geri adım atmadık.”

    “ESNAFIMIZLA GÜÇLÜYÜZ”

    Kente kazandırılan altyapı yatırımlarını da anlatan Başkan Böcek, “3 bin 155 km içme suyu hattı, 438 km kanalizasyon hattı, Serik ve Kemer arıtma tesisleri yapımı, 6 arıtma tesisi kapasite artırımı, 6 derin deniz deşarj hattı yenileme, 2 bin 372 km yol yapımı ve bakımı ile Antalya’mızın şimdiye kadar görmediği altyapı yatırımlarını gerçekleştirdik. Bu ve benzeri birçok yatırım ve hizmeti, Antalya’mızın bugünü ve mutlu yarınları için hayata geçirdik. Sonuç olarak halkımız ve esnafımız için aynı azim ve kararlılıkla hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu kenti birlikte kalkındıracağız. Çünkü biz esnafımızla güçlüyüz, çünkü biz birlikte güçlüyüz” diye konuştu.

    BAŞKAN BÖCEK’E TEŞEKKÜR

    Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere de 75 oda ve 104 bin aktif üyeye sahip bir camianın sorunlarını, taleplerini birinci ağızdan dile getirmek için bir araya geldiklerini belirterek, şöyle konuştu:

    “Sorunlara çözüm için Başkanımız Muhittin Böcek ile sürekli temas halindeyiz. Başkanımızın esnafın yararına olacağını düşündüğümüz tüm projelerde bizim de fikirlerimizi alması çok önemli. Birçok konuda birlikte karar alıyor hayata geçiriyoruz ve taleplerimize çözüm buluyoruz. Koordineli çalışma yapıyoruz. Başkanımız göreve geldiği günden buyana düzenlediğimiz her toplantımızda, etkinliğimizde bizi hiç yalnız bırakmadı. Sağ olsun var olsun. Antalya’nın gelişmesi ve güzelleşmesi adına yapılan projelerde bizlere söz sahibi olmamız adına yer verdi. Gazipaşa’dan Kaş’a ticaretin gelişmesine, esnafın kazanç kapılarının açılmasına vesile oldu. Her zaman esnaf ve sanatkarın yanında olan Başkan Muhittin Böcek’e teşekkür ediyorum.”

     

     

  • İSTANBUL MERKEZLİ 4 İLDE FETÖ OPERASYONU: 6 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

    İstanbul merkezli 4 ilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda, aranan 10 şüpheliden 6’sı yakalanarak gözaltına alındı.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Terörle Mücadele Şube ekipleri, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kesinleşmiş hapis cezası bulunan bir şüpheliyi düzenledikleri operasyonla yakaladı. 

    Polis, gözaltına alınan şüphelinin evinde yapılan aramalarda ele geçirilen dijital materyallerde inceleme altına aldı. İncelemelerde, şüphelinin telefonunda örgüt mensuplarının takibe takılmamak için kendi aralarında kullandıkları ‘Signal’ isimli şifreli program olduğu tespit edildi. Yapılan araştırmalar sonucunda programı kullanan ve örgütün güncel yapılanması içerisinde faaliyet gösteren 8 kişiyi daha tespit etti. 

    Daha önce yapılan operasyonlarda gözaltına alınan FETÖ mensuplarının verdikleri ifadelerde ByLock kullanıcısı oldukları, örgüt mensuplarına para transferi yaptıkları yönünde haklarında ihbar bulunan 2 şüphelinin de yakalanması için çalışma başlatıldı. 

    Polis, tespit edilen toplam 10 şüpheliye yönelik bu sabaha karşı İstanbul merkezli 4 ilde 14 farklı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda 6 kişi gözaltına alındı. Aranan şüphelilerden iki kişinin yurt dışında olduğu tespit edilirken diğer iki firarinin yakalanması için çalışmaların devam ettiğini belirtti.

  • BAHÇELİ: SAHTEKAR BANKACILAR, KURULAN SAADET ZİNCİRLERİ, SAÇLARINA DOLARDAN BUKLELER YAPAN ŞAİBELİ SOYTARILAR GERÇEKTEN DE MİLLETİMİZDE HAKLI BİR ÖFKEYE NEDEN OLMAKTADIR

    BAHÇELİ: SAHTEKAR BANKACILAR, KURULAN SAADET ZİNCİRLERİ, SAÇLARINA DOLARDAN BUKLELER YAPAN ŞAİBELİ SOYTARILAR GERÇEKTEN DE MİLLETİMİZDE HAKLI BİR ÖFKEYE NEDEN OLMAKTADIR

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymayan kursaklarının tahrikiyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, kurulan saadet zincirleri, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. Tik Tok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır. Hakeza, siyasetin üzerine çöken taciz ve yolsuzluk iddiaları, sancılı ilişki ağlarını deşifre eden itiraflar, samimiyet ve sorumluluk anlayışıyla ifade etmeliyim ki yalnızca muhataplarına değil Türkiye’mize haddinden fazla zarar vermektedir. Toplumsal arınma, siyasi aklanma ertelenemez yükümlülüğümüzdür” diye konuştu.

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, bugün TBMM grup toplantısında konuştu. Ortaya çıkan ve saadet zinciri olarak nitelenen “Fatih Terim Fonu” dolandırıcılığı ve Dilan-Engin Polat soruşturmasına da isim vermeden değinen Devlet Bahçeli, özetle şunları söyledi:

    “MERKEZİ YÖNETİMLE YEREL YÖNETİMLER ARASINDA DENGE, UYUM VE İNSİCAM OLMASINI AMAÇLIYORUZ”

    “Cumhuriyetin yeni yüz yılında tam 5 yıldır mahalli idarelere düşen zillet gölgesini kaldırmak amacıyla insan üstü bir gayretle çalışıyor, çabalıyor ve hazırlık yapıyoruz. Milletimizi aydınlık iddiasıyla karanlığa çekmek isteyenlerin ipliğini pazara çıkarmak için sabırsızlanıyoruz. Bağımlı vicdanlarıyla, esir kafalarıyla, çerçöp siyasetleriyle Türkiye’nin önünü kesmek isteyen siyaset kofluğunu mahalli idarelerden silip atmak hedefiyle yanıp tutuşuyoruz. Cumhur’un 14-28 Mayıs 2023 tarihlerinde tezahür eden başarısına yeni bir halka eklemek istiyoruz. Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında denge, uyum ve insicam olmasını amaçlıyoruz.

    CHP Genel Başkanı’nın, ‘Türkiye’de herkes eşittir fakat, (Kürtler) daha az eşittir’ açıklaması bölücü lügatın, terör üslubunun tıpkısının aynısıdır. Kürt kökenli kardeşlerimizin daha az eşit olduğunu söylemek hakikate alenen kıymak ve kastetmektir. Bu sefil iddia devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kesif bir saldırıdır ve suçtur. Kürt kökenli kardeşlerim eşit hak ve hukuka sahip vatandaşlarımızdır ve bizim can beraberimizdir. Hangi bir Kürt kökenli kardeşim herhangi bir imkandan bugüne kadar mahrum kalmıştır?

    “CUMHUR İTTİFAKI İSTANBUL’DA ZİLLETİ SALLAYIP DEVİRECEKTİR, ANKARA’DA ZİLLETİ SAVURUP İNDİRECEKTİR”

    31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimleri öncesinde CHP’nin acemi genel başkanı sözüm ona HEDEP’i tava getirmek, Kürt kökenli kardeşlerimi istismar emeliyle gemi azıya almıştır. Bunlar öyle karışıklar ki akıl, vicdan ve siyaset anlayışı çerçevesinde bin parçaya bölünmüş durumdalar. CHP Genel Başkanı’na tavsiyem uydur, kaydır bir kurultay yapıp ya HEDEP’i içlerine almaları ya da derhal HEDEP’e katılmalarıdır. Cumhur İttifakı İstanbul’da zilleti sallayıp devirecektir, Cumhur İttifakı Ankara’da zilleti savurup indirecektir. Cumhur İttifakı yerel yönetimlerdeki makus hale son verecektir.

    Onlarca yıldır milli ve manevi değerlerimize örtülü bir saldırı ve suikast yapılmıştır. Bu saldırı ve suikast mekaniği süslü kelimelerin, baskı altına alınmış kavramların çarpıtılıp çirkefçe kullanımıyla icra edilmiştir. Bir teröristin, bir bölücünün, bir işbirlikçinin insan haklarından, evrensel hukuk ilkelerinden, soysuz bir özgürlükten, soyup soğana çevrilmiş bir demokrasiden bahsetmesi bal gibi kavramların ve kelimelerin infazıdır. Türkiye uzunca bir süredir böylesi bir tahakküm altındadır.

    İyiyim, cesurum, güneşim diyenlerin kötülükleri lağım gibi patladıkça bedeli ödeyen evvela failler değil, bizzat kavramın mana zenginliği olmaktadır. Milli ve insani değerlerimiz yıpratılmaktadır. Milli ve manevi ahlakımız yozlaştırılmaktadır. Siyaseti çıkarlarının tahkimi, egolarının ikmali, nefislerinin tatmini için bir vasıta görenlerin en başta demokrasiye ve siyaset kültürümüze verdikleri hasarlar korkunç boyutlara ulaşmaktadır. Bu hazin ve içler acısı gerçek siyasete ve siyasetçiye güveni maalesef tahminlerin ötesinde tahrip etmektedir. Esasen buna da hiç kimsenin hakkı yoktur.

    “TOPLUMSAL ARINMA, SİYASİ AKLANMA ERTELEMEZ YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZDÜR”

    Bir siyasi parti olarak bizden beklenen görev ve fonksiyonlardan biri ve belki de en önemlisi her sorun ve beklentiye isabetli cevaplar üretmektir. Ancak milletin sesine kulak vermeyip makam, koltuk, şöhret ve servet ihtirasının tutsağı olanlar siyasi partiden daha çok organize menfaat şebekesi, hatta suç örgütüne dönüş yapabilmektedir. Niyeti kötü olanların, namerde el avuç açanların, birbirinin kuyusunu kazanların, gülücükler eşliğinde fitne saçanların, ikiyüzlülüğün fenomeni olanların adı ne olursa olsun akıbetleri her zaman meflûçtur.

    “ŞAİBELİ SOYTARILAR”

    Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymayan kursaklarının tahrikiyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, kurulan saadet zincirleri, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. Tik Tok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır. Hakeza, siyasetin üzerine çöken taciz ve yolsuzluk iddiaları, sancılı ilişki ağlarını deşifre eden itiraflar, samimiyet ve sorumluluk anlayışıyla ifade etmeliyim ki yalnızca muhataplarına değil Türkiye’mize haddinden fazla zarar vermektedir. Toplumsal arınma, siyasi aklanma ertelenemez yükümlülüğümüzdür. Selin gidip kumun kalmasını beklemeye gerek yoktur. Zira selin verdiği zayiat tehlikeli düzeylerdedir. Türkiye bu kirliliğe daha fazla maruz kalmamalıdır. Burada önemli olan samimiyet, dürüstlük ve tutarlılıktır. Aziz milletimiz ucuz fırsatçılık ve takiye yapanlarla, geçmişinin kefaleti ve şahadeti altında dürüst ve ilkeli siyaset yapanları mutlaka tefrik edecektir.

    “İSRAİL İLE FİLİSTİN ARASINDA GEÇİCİ VE SINIRLI DEĞİL KALICI BARIŞIN VE ADİL ÇÖZÜMÜN YANINDAYIZ”

    Hedefimiz; dağlarında teröristlerin, meydanlarında bölücülerin, ovalarında sivil maskeli terör maşalarının cirit atmadığı, yoksulluk, açlık, işsizlik ve sefaletin Türk milleti için bir kader olmadığı, emeğinin ve alın terinin karşılığını alamayan işçi, memur, esnaf, köylü ve çiftçinin kalmadığı, kanunsuzluğun kol gezmediği, kadına şiddetin, hırsızlığın, gasp ve kapkaççılığın sokaklarına hakim olmadığı, vurguncuların ve soyguncuların milli kaynaklarını ve servetlerini talan etmediği, okullarına toplumsal şiddetin, uyuşturucu illetinin ve ahlaki çöküntünün girmediği, milli değer ve hassasiyetlerinin saygı gördüğü, milli çıkarlarının siyaset tüccarları tarafından peşkeş çekilmediği, Avrupa Birliği komiserlerinin tepeden bakamadığı, Türk milletinin hor ve hakir görülmediği, etnik köken, dil ve din farklılıklarına bakılmaksızın bütün evlatlarımızın, Türk milletinin eşit ve onurlu bireyleri olarak huzur, güven, refah ve mutluluk içinde bir arada kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye’dir ve Türk Devri’dir.

    “1967 SINIRLARINA HAİZ BAĞIMSIZ BİR FİLİSTİN DEVLETİNİN KURULMASINDAN BAŞKA SEÇENEĞİ DE TANIMIYORUZ”

    İsrail ile Filistin arasında geçici ve sınırlı değil kalıcı barışın ve adil çözümün yanındayız. Yine de geçici ateşkes kararının ve zaman zaman aksasa da yapılan rehine takasının ümit verici olduğunu değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif diplomasiyle, akıl ve ahlak temelli girişimleriyle insani yardım koridorunun açılmasından, geçici ateşkes kararının alınmasından şüphesiz bahtiyarız. Ve haklı mücadelesinin arkasındayız. İki devletli çözüm vasatı dahilinde, başkenti Doğu Kudüs olan ve 1967 sınırlarına haiz bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından başka seçeneği de tanımıyoruz. Filistinli masumların çığlığına hiç kimse bigâne kalamaz. Bir halkın toplu katliamına Müslümanım, insanım diyen hiç kimse seyirci duramaz.

    Çalışmayan emeklilerimize verilen 5 bin liralık ikramiyenin aynısıyla çalışan emeklilerimize de yansıtılma kararı memnuniyet vericidir ve desteğimiz tamdır. İnanıyorum ki emeklilerimizin ekonomik şartları daha da iyileştirilecektir. Türkiye ekonomisinin derlenme toparlanma ve tam bir istikrara kavuşma sürecinde toplumun her kesimi hak ettiği payı muhakkak alacaktır.”

     

  • CHP HEYETİ, SEL FELAKETİNİN YAŞANDIĞI İSKENDERUN’DA… BARAN BOZOĞLU: “MALUMUN İLAMIDIR ASLINDA. GÖZ GÖRE GÖRE GELEN BİR FELAKETİ YAŞIYORUZ”

    CHP HEYETİ, SEL FELAKETİNİN YAŞANDIĞI İSKENDERUN’DA… BARAN BOZOĞLU: “MALUMUN İLAMIDIR ASLINDA. GÖZ GÖRE GÖRE GELEN BİR FELAKETİ YAŞIYORUZ”

    CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan sorumlu Parti Meclisi üyesi Baran Bozoğlu, şiddetli yağış ve fırtına sonucu deniz sularının taşmasıyla sular altında kalan Hatay İskenderun’da inceleme yaptı. Bozoğlu, “Büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Aslında göz göre göre olan bir olay. Bundan 30-40 yıl önce de kamu kurumlarının raporlarında da uluslararası raporlarda da Akdeniz havzasının büyük fırtınalarla karşı karşıya olacağı, iklim krizinin büyük kayıp ve zararlara neden olacağı net bir şekilde ortaya konulmuştu… 20 yıldır; burada öngörülen kayıp ve zararlara dair herhangi bir çalışma yapılmadığının ilamıdır, malumun ilamıdır aslında. Göz göre göre gelmiş bir felaketi yaşıyoruz. Ve devletin ilgili kurumlarının sadece afeti yönettiğini görüyoruz, riski yöneten değil… Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında afeti yöneten bir şovu izliyoruz” dedi.

    CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan sorumlu Parti Meclisi üyesi Baran Bozoğlu ve CHP heyeti, bugün sel felaketinin yaşandığı Hatay İskenderun’da incelemelerde bulundu. Bozoğlu, şunları söyledi:

    “İskenderun’da yaşanan fırtına sonrası CHP İl Başkanımız, milletvekillerimiz, ilçe yöneticilerimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız, teyakkuza geçtiler ve büyük bir emek harcadılar. Biz de dün Parti Meclisimiz sonrasında, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in talimatı ile yola çıktık, Ankara’dan ve sahadan incelemeler yapmaya başladık. Raporumuzu Sayın Genel Başkanımız ve parti yöneticilerimizle paylaşacağız.

    “BÜYÜK BİR FELAKETLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

    Büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Aslında göz göre göre olan bir olay. Bundan 30-40 yıl önce de kamu kurumlarının raporlarında da uluslararası raporlarda da Akdeniz havzasının büyük fırtınalarla karşı karşıya olacağı, iklim krizinin büyük kayıp ve zararlara neden olacağı net bir şekilde ortaya konulmuştu.

    “AFETİ YÖNETEN BİR ŞOVU İZLİYORUZ”

    Ancak hükümetin bu zamana kadar yaptığı tek şey Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanına İklim Değişikliği’ni koyarak iklim değişikliğine dair yeni bir yapılanmaya gitti. 20 yıldır; burada öngörülen kayıp ve zararlara dair herhangi bir çalışma yapılmadığının ilamıdır, malumun ilamıdır aslında. Göz göre göre gelmiş bir felaketi yaşıyoruz. Ve devletin ilgili kurumlarının sadece afeti yönettiğini görüyoruz, riski yöneten değil… Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında afeti yöneten bir şovu izliyoruz.

    “ERKEN UYARI SİSTEMLERİ KURULMADI”

    Ama önemli olan burada riski yönetmektir. Olay öncesinde müdahale etmektir, vatandaşların zarar görmesini engellemektir. Erken uyarı sisteminin kurulacağı, iklim değişikliğine dair tüm raporlarda yazıyor, bakanlığın strateji dokümanlarında yazıyor, bütçe görüşmelerinde söyleniyor. Ama Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde rüzgârın olacağı, haritayla konulmuş olmasın rağmen; valilik, kaymakamlık vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerde önlemleri almıyor. Onlara erken uyarı ve müdahale imkanları tanımıyor. Erken uyarı sistemlerinin hala kurulmadığını burada tarihe not etmek istiyoruz.

    Bunun yanında kuşkusuz ciddi bir altyapı sorununu, bölgedeki vatandaşlarımız depremde zaten yaşadılar. Bunun çözümüne dair büyükşehir belediyemiz yoğun çaba harcamasına rağmen, ekonomik olarak tüm güçlükleri tek başına göğüslemesine rağmen; hükümetten hala somut destek verilmediğini görüyoruz. Hala bu bölgenin bir afet alanı olarak ilan edilmediğini görüyoruz. Afet alanı ve olağanüstü durumların; sadece ve sadece atık ihalelerinde, davet usulü yapılan rant çalışmalarında olduğunu görüyoruz, imar çalışmalarında olduğunu görüyoruz. Ama vatandaşa yönelik, halk sağlığına yönelik herhangi bir afet çalışmasının yapılmadığını üzülerek burada tespit etmiş bulunuyoruz.

    “VATANDAŞLARIMIZIN HAKLARINI ARAMASI İÇİN MASA KURULACAK”

    CHP İskenderun İlçe Başkanlığımız, vatandaşlarımızın haklarını araması için bir masa kuracak; il başkanlarımız ve yöneticilerimiz ile beraber. Bu masa kapsamında; zarar gören vatandaşlarımızdan CHP İskenderun İlçe Başkanlığımıza talepte bulunarak hak mücadelesinin nasıl verileceği konusunda destek sağlayacağız. Avukat arkadaşlarımız bu konuda kayıp ve zararlara dair bilgi ve belge sağlayacaklar. Biz çözümden yanayız, vatandaşlarımızın sorun yaşamamasından yanayız. Bu kapsamda da her türlü iş birliğine açığız. Ama bu iş birliğini olay olduktan sonra değil, olay olmadan önce yapmak istiyoruz.”

  • AKOM’DAN İSTANBUL İÇİN FIRTINA VE YAĞIŞLI HAVA UYARISI

    AKOM’DAN İSTANBUL İÇİN FIRTINA VE YAĞIŞLI HAVA UYARISI

    İstanbul bu akşam saatlerinden itibaren fırtına ve yağışlı havanın etkisine girecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) verilerine göre akşam saat 22.00 ile yarın sabah 10:00 saatleri arasında il genelinde etkili olacak fırtına nedeniyle yaşanabilecek olumsuzluklara karşı İstanbulların tedbirli olmaları gerektiği belirtildi.

    İBB AKOM verilerine göre, İstanbul’da hafta sonu etkili olan soğuk ve yağışlı havanın bugün itibari ile etkisini kaybetmesi beklenirken akşam saatlerinden itibaren bölgemize Orta Akdeniz üzerinden yeni bir alçak basınç sisteminin girmesi bekleniyor.

    Güneyin ılık ve nemli havasını bölgemize taşıyacak olan sistem nedeni ile rüzgârın lodos (güney-batı) yönlerinden kuvvetlenerek kısa süreli hamlelerle kuvvetli fırtına şeklinde (60-90km/s) eseceği, beraberinde sağanak yağmur geçişlerinin yaşanacağı tahmin ediliyor.

    Bu akşam saatleri (22.00) ila yarın sabah saatleri (10.00) arasında il genelinde etkili olması beklenen fırtına nedeni ile yaşanabilecek olumsuzluklara karşı İstanbulların hazırlıklı ve tedbirli olmaları gerektiği hatırlatıldı. 

    SICAKLIK, HAFTA BOYUNCA ARTARAK BAHAR DEĞERLERİNE YÜKSELECEK

    AKOM verilerine göre, hâlihazırda kış değerlerinde (4-8°C) seyreden sıcaklıkların hafta boyunca artarak bahar değerlerine (15- 18°C) yükselmesi bekleniyor. 

     

  • YAĞMURDA YIKILAN MENFEZ NEDENİYLE EVDE MAHSUR KALAN SUMBASLI VATANDAŞ YARDIM BEKLİYOR

    YAĞMURDA YIKILAN MENFEZ NEDENİYLE EVDE MAHSUR KALAN SUMBASLI VATANDAŞ YARDIM BEKLİYOR

    BURHAN DEMİRCİOĞLU 

     

    Osmaniye’nin Sumbas ilçesinde iki gün önce yağan şiddetli yağmurda dere üzerindeki menfezin sel suları sonucu yıkılması nedeniyle mağdur olan Ömer Kenar yardım bekliyor. 82 yaşındaki hasta babasını doktora götüremediğini anlatan Kenar, “İki gün önce şiddetli yağan yağmurda menfezi sel aldı gitti. Dün de çocukları da gönderemedim okula. 3 tane çocuğum var. Babam da o gün gece hastalanmıştı doktora da götüremedim. Geçiş yok buradan başka yerde de. Mağduruz, bir an önce bunun çaresine bakılmasını istiyoruz” dedi.

    Osmaniye’nin Sumbas ilçesi Yeşilyayla Köyü Karagedik Mahallesi’nde iki gün önce şiddetli yağmur sonrası evlerine giden menfez sel sularına kapılarak kullanılamaz hale geldi. Başka ulaşım yolu olmadığı için hasta babasını doktora götüremeyen , çocuklarını da okula yollayamayan Ömer Kenar yardım istedi.

    “YARDIM BEKLİYORUM “

    Mağdur olduklarını ifade eden Ömer Kenar şunları söyledi:

    “İki gün önce şiddetli yağan yağmurda menfezi sel aldı gitti. Dün de çocukları da gönderemedim okula. 3 tane çocuğum var. Babam da o gün gece hastalanmıştı doktora da götüremedim. Geçiş yok buradan başka yerde de. O yüzden babamı da doktora götüremedim. Şu an babamda hasta yatalak. Her an için doktora götürüyoruz onu. O yüzden buraya köprü yapılmasını istiyorum. Yetkililerden yardım bekliyorum. Arabam evde oradan geçiş de yok. Karşıya da geçiş yapamıyorum. İşlerimizi de yapamıyoruz. Zor durumdayız. Sabah çocukları ben geçirttim köprünün üstünden su olduğu halde düşer diye. Mağduruz yani bir an önce bunun çaresine bakılmasını istiyoruz.”