Blog

  • DİKİLİ BELEDİYE BAŞKANI ADİL KIRGÖZ ADAYLIK BAŞVURUSU YAPTI

    DİKİLİ BELEDİYE BAŞKANI ADİL KIRGÖZ ADAYLIK BAŞVURUSU YAPTI

    Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerinde Dikili Belediye Başkanlığı için adaylık başvurusu yaptı. Eşi Nesrin Kırgöz, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda parti üyesi ile birlikte CHP Dikili İlçe Başkanlığı’na giden Başkan Kırgöz, başvuru dosyasını İlçe Başkanı Emre Kırlı’ya teslim etti.

    Belediye Başkanlığı adaylığına ilişkin açıklamasını açık hava toplantısıyla Dikili halkının huzurunda yapacağını belirten Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz “Bugün CHP Dikili İlçe Başkanlığımıza resmi müracaatımızı gerçekleştirdik. 5 Aralık Salı günü saat 12.30’da Dikili Atatürk Meydanı’nda hem geçmiş 5 yılın muhasebesini yaparak hem de önümüzdeki dönemi değerlendirerek belediye başkan aday adaylığımı halkımızla paylaşacağım. Tüm halkımızı davet ediyorum, katılımlarınız bizlere güç verecektir” dedi.

     

  • MALTEPE’DE 2023, ÂŞIK VEYSEL YILI ETKİNLİKLERİYLE SON BULUYOR

    MALTEPE’DE 2023, ÂŞIK VEYSEL YILI ETKİNLİKLERİYLE SON BULUYOR

    Âşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden Âşık Veysel, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’yle ve UNESCO tarafından vefatının 50. yıl dönümü nedeniyle ilan edilen Âşık Veysel Yılı etkinlikleri kapsamında Maltepe’de bir dizi etkinlikle anılacak. 

    Ressam Haydar Özay’ın, büyük ustayı eserlerinden yola çıkarak resmettiği “Âşık Veysel Maltepe’de” isimli sergisi açılacak. Prof. Dr. Cenk Güray ve Öğr. Gör. İhsan Öztürk’ün, Âşık Veysel’i  türküleriyle yad edeceği “Dostların Seni Unutmadı” konseri, Maltepeli yerel âşıkların da katılımıyla gerçekleşecek. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin unutulmaz Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan vefatının 14. yılında, isminin yaşatıldığı kültür merkezinde düzenlenecek programla anılacak. Programda Türkan Saylan’ın hayatını anlatan “Türkan: Bir Bilim Kadınının Öyküsü” isimli belgeselin gösterimi yapılacak ve Devlet Devrim Öztaş piyano resitaliyle sahne alacak.

    ÖMER HAYYAM GECESİ’YLE SAHNE ALACAK

    İranlı sanatçılardan oluşan Mehrayien müzik grubu, otantik İran sazları eşliğinde ünlü İranlı şair ve filozof Ömer Hayyam’ın anılacağı Ömer Hayyam Gecesi’yle sahne alacak. “Retrobüs” isimli konserde Türk müziğinin ve sinemasının efsane karakterlerinin hafızalara kazınan şarkıları söylenecek. İstanbul Devlet Konservatuvarı “Beyaz Geceler” isimli konserinde Rus edebiyatının önemli şairlerinin şiirleri üzerine bestelenmiş romansları seslendirecek.

    FAİRFLY İSİMLİ KARA KOMEDİ SAHNELENECEK

    Galata Perform, İspanya’nın ödüllü oyun yazarı Joan Yago’nun kaleme aldığı “Fairfly” adlı kara komedi oyunuyla izleyici karşısına çıkacak.

    TÜRKİYE’NİN İLK KADIN NEYZENİNDEN KONSER

    Mevlânâ Celâleddin Rumî, 750. vuslat yıl dönümünde, Türkiye’nin ilk kadın neyzeni Burcu Karadağ’ın sahne alacağı konserle anılacak. Konserde Karadağ’a semâ gösterisi ve Demirhan Sönmez’in okuyacağı Mevlânâ şiirleri eşlik edecek.

    MADEN OCAĞINDAKİ İŞÇİLERİN YAŞAMI SERGİLENECEK

    Zonguldaklı fotoğraf sanatçısı Alaattin Kara’nın, maden ocağındaki işçilerin yaşamını gözler önüne seren “Kömür Karasında Başlayan Emek” isimli fotoğraf sergisi açılacak. İstanbul Anadolu Yakası Fotoğraf Sanatı Derneği (ANAFOD), 10’ncu yılını “Yüzde On” isimli resim sergisiyle kutlayacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında “100.Yılında Cumhuriyet Sanatçıları” nın karma sergisi, Rekreasyon Derneği’nin “Cumhuriyet Kadın Devrimidir” isimli sergisi, Sevgi Ülünçer’in “Sevginin Solmayan Yaprakları” isimli el sanatları sergisi sanatseverler ile buluşacak.  Elif Saltık’ın “70’inden Sonra” isimli resim sergisi ve “Su” isimli fotoğraf sergisinin açılışı yapılacak.

    ÇOCUKLAR İÇİN 10 TİYATRO OYUNU SAHNE ALACAK

    Tiyatro Ka “Küçük Prens”, Sahnebaz Çocuk Tiyatrosu “Temiz Bir Dünya”, Mavi Kumpanya “Bay Nany”, “Palyaço Paly”, “Utangaç Maymun Lâlâ”, Köstekli 34 “Düşler Diyarında Matematik” , Deniz Sanat Akademisi “Küçük Prens ve Arkadaşları”, Çizgi Kukla Tiyatro “Yaramaz Kediler”, Mesele Kumpanya “Hansel ve Gretel Doğa Dostları” , Ekip Kafile “Sevgi ve Her Şey” isimli oyunlarıyla minik tiyatroseverlerin karşısına çıkacak.

     

     

     

  • MANAVGAT BELEDİYE BAŞKANI SÖZEN’DEN ÖRNEK ÇALIŞANA ÖDÜL

    MANAVGAT BELEDİYE BAŞKANI SÖZEN’DEN ÖRNEK ÇALIŞANA ÖDÜL

    Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, yol kenarında zarfın içinde bulduğu bin 500 lirayı sahibine teslim eden Manavgat Belediyesi çalışanı İsmail Çetin’i makamında ağırlayarak ödüllendirdi.

    Ekim ayında Sarılar Mahallesi’nde yol kenarında içerisinde bin 500 lira olan zarf bulan İsmail Çetin, büyük bir duyarlılık örneği göstererek zarfın üzerindeki telefon numarasını aradı. Bir öğrencinin servis parası olduğu öğrenilen zarf, İsmail Çetin tarafından sahibine teslim edildi.

    Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, duyarlı davranışı nedeniyle İsmail Çetin’i makamına davet etti.

    İsmail Çetin, “Bu yaşıma kadar bir lokma haram yemedim. Yine olsa yine aynısını yapardım. Benim için az da olsa helal lokma yemek en önemli değer” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

    Manavgat Belediyesi’nin her bir çalışanıyla gurur duyduğunu belirten Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, makamında ağırladığı Çetin’e altın hediye ederek örnek davranışından dolayı teşekkür etti. Başkan Şükrü Sözen, “İsmail Çetin kardeşimin her şeyden önce duyarlı bir vatandaş olmasından dolayı gurur duydum. 1 lira dahi olsa boğazından haram lokma geçirmeyecek olan insanlarla mesai yapmak ve kente beraber hizmet etmek bana onur veriyor. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

  • SEZAİ TEMELLİ: ARTIK TORBA DEĞİL ÇUVAL YASALAR GÖRÜŞÜYORUZ. BÜROKRASİ DE NE VAR NE YOK BU ÇUVALIN İÇİNE DOLDURMAYI ARTIK MAHARET SAYIYOR

    SEZAİ TEMELLİ: ARTIK TORBA DEĞİL ÇUVAL YASALAR GÖRÜŞÜYORUZ. BÜROKRASİ DE NE VAR NE YOK BU ÇUVALIN İÇİNE DOLDURMAYI ARTIK MAHARET SAYIYOR

    AKP’nin hazırladığı 80 maddelik torba kanun teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli, “Siz uyarlama dediniz bence bu uyarlama değil çuvallama çünkü artık torba değil çuval yasalar görüşüyoruz. Her gelen torba yasayla yeni anayasa ihlalleri oluyor. . Bu kadar ekonomik meseleler konuşuluyor içinde ama içine 2 tane madde gelmiş Seçim Kanunu… Seçim Kanunu’nun ne alakası var burada, bunun komisyonu yok mu? Burada bir kurnazlık var; buna yasama kurnazlığı diyoruz biz. Bürokrasi de ne var ne yok bu çuvalın içine doldurmayı artık maharet sayıyor ve bunu da ustaca yapıyor deyim yerindeyse” dedi.

    AKP’nin 24 Kasım Cuma günü TBMM’ye sunduğu ekonomiye ilişkin düzenlemeleri içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin görüşmelerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün başlandı.

    HEDEP Grubu adına söz alan Muş Milletvekili Sezai Temelli, özetle şunları söyledi:

    “ARTIK TORBA DEĞİL ÇUVAL YASALAR GÖRÜŞÜYORUZ. BÜROKRASİ DE NE VAR NE YOK BU ÇUVALIN İÇİNE DOLDURMAYI ARTIK MAHARET SAYIYOR”

    “Siz uyarlama dediniz bence bu uyarlama değil çuvallama çünkü artık torba değil çuval yasalar görüşüyoruz. Her gelen torba yasayla yeni anayasa ihlalleri oluyor. Seçim kanunu ile ilgili bir şey var içinde düşünebiliyor musunuz. Bu kadar ekonomik meseleler konuşuluyor içinde ama içine 2 tane madde gelmiş Seçim Kanunu… Seçim Kanunu’nun ne alakası var burada, bunun komisyonu yok mu? Bu başlı başına ne kadar ciddi sorunların olduğunu bize gösteriyor. Burada deyim yerindeyse bir kurnazlık var; buna yasama kurnazlığı diyoruz biz. Bürokrasi de ne var ne yok bu çuvalın içine doldurmayı artık maharet sayıyor ve bunu da ustaca yapıyor deyim yerindeyse. Dolayısıyla baktığımızda hepsi sanki yaşadığımız sorunları aşmaya yönelik çözümlermiş gibi gözükmekle beraber, aslında günü kurtarmaya yönelik ve işi kotarmaya yönelik bir anlayışın bu yasaya sirayet ettiğini söyleyebiliriz.

    “CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİ VERGİDEN KAÇAN BİR SİSTEM”

    Giderek bir yetki devrinin hızlandığını, yetki devrinin artık, deyim yerindeyse, bütün bu yasama faaliyetine aşkın bir hâle geldiğini görüyoruz. Bu ülkenin vergi yasaları toplumsal ahlak, toplumsal vicdan, toplumsal barışın güçlenmesine ve toplumun kendi kendini denetlemesine yol açacak bir vergi anlayışı değil tam tersine bu meselelerin giderek çoğaldığı bir toplumsal yaşama neden oluyor. O yüzden vergi önemli ama Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi vergiden kaçan bir sistem, Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi yetkileri tek elde toplayıp âdeta vergileri de bu anlayışla dizayn eden, gerçek anlamda bir vergi düzeninin, vergi yapısının oluşmasını engelleyen bir sistem.

    “DÖVİZ İHTİYACININ BU KADAR YÜKSEK OLDUĞU BİR YERDE TORBA YASANIN İÇİNDE ‘NEREDEN BULABİLİRİM’ KAYGISIYLA BİR SÜRÜ MADDE VAR”

    Döviz ihtiyacının bu kadar yüksek olduğu bir yerde, döviz projeksiyonlarının bile olmadığı bir planla, bir bütçeyle hiçbir şeyi halledemeyeceğiniz için torba yasanın içinde âdeta ‘Nereden bulabilirim?’ kaygısıyla hazırlanmış bir sürü madde var. Örneğin, kur korumalı mevduat… Burada döviz meselesi, faiz meselesi, bütçe açığı meselesi kritik meseleler fakat bunlarla mücadele edebilecek, krizi önleyebilecek, istikrarı sağlayabilecek bir bütçe olmadığı için de zaten biz bu torba yasayla karşı karşıyayız; alelacele gelmesinden belli zaten, mesela beklemeye ömrü yok. Olay o kadar sıkışık, kriz o kadar zorlayıcı ki beklemeye ömrü yok. Yani bu bütçenin komisyondan geçip Genel Kurula giderken araya sıkıştırılması kadar acayip bir şey olamaz. Bu acayipliğin nedeni işte aslında içinde yaşadığımız kriz.”

     

  • MARMARİS BELEDİYESİ’NDEN ‘KÜL’ UYARISI

    MARMARİS BELEDİYESİ’NDEN ‘KÜL’ UYARISI

    Havanın soğumasıyla Marmaris’te soba kullanımı arttı. Marmaris Belediyesi, yaptığı açıklamayla vatandaşlara çöp konteynerlerine sıcak kül atılmaması konusunda uyarıda bulundu.

    Geçen yıllarda söndürülmeden atılan küller nedeniyle konteynerlerde küçük çaplı yangınlar yaşandığını ve kamu malının zarar gördüğünü dile getiren belediye yetkilileri, “Kış aylarında sobadan çıkan tam olarak sönmemiş küller yangın tehlikesi oluşturmakta ve plastik çöp konteynerlerine zarar vermektedir. Bu nedenle tamamen söndüğünden emin olduğunuz külleri çuval içinde biriktirip konteyner kenarına bırakabilirsiniz. Ya da külleri toprak iyileştirici olarak kullanabilirsiniz” açıklaması yaptı.

    Marmaris’te kömür kullanımının da yasak olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “1984 yılında alınan Meclis Kararı gereği ilçemizde kömür kullanımının yasak olduğunu, tespit edildiğinde para cezası uygulandığını, temiz havamızı kömür kullanmıyor olmamıza borçlu olduğumuzu hatırlatmak isteriz” denildi.

  • GAZİEMİR BELEDİYE BAŞKANI HALİL ARDA: “ÖN SEÇİME DE VARIM, MERKEZ YOKLAMASINA DA VARIM”

    GAZİEMİR BELEDİYE BAŞKANI HALİL ARDA: “ÖN SEÇİME DE VARIM, MERKEZ YOKLAMASINA DA VARIM”

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, ‘Hizmetle parlayan Gaziemir’ başlığıyla düzenlediği basın toplantısında 4,5 yıllık başkanlık döneminde yaptığı çalışmaları anlattı. “Gaziemir’deki seçimi CHP açık ara farkla yine alacak… En az yüzde 60 oyu hedefliyorum ” diyen Arda, CHP’deki aday belirleme tartışmalarıyla ilgili de “Ön seçim derlerse eğer Halil Arda ön seçime de var” ifadelerini kullandı.

    Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Gaziemir Double Tree Hilton Otel’de basın mensupları ve kurum temsilcileriyle bir araya geldi. ‘Hizmetle Parlayan Gaziemir’ temasıyla düzenlediği basın toplantısında belediye başkanı olarak hizmet verdiği 4,5 yılda Gaziemir’de yaptığı ve temelini attığı çalışmaları paylaşan Arda, şunları söyledi:

    “ÖRNEK BİR BELEDİYECİLİK SERGİLEDİK”

    “31 Mart 2019’da rekor bir oyla seçimleri kazanmıştık. Benden önce yüzde 47 ile kazanılmış bir seçim vardı, bizim dönemimizde yüzde 58 oy aldık. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 67,31’e oyumuz çıktı. Gerçi ittifak da olmasına rağmen, yerel seçimde de ittifak vardı. Bu alınan rakamlarda bizim de payımızın ciddi bir şekilde olduğunu biliyorum. Gaziemir Belediye Başkanı olarak görev süremizin geride kalan 4,5 yılında fiziki, sosyal, kültürel alanda birçok çalışmalara imza atarak geleceğin Gaziemir’ini kurmak için önemli adımlar attık. Burada en önemli şeylerden birisi; mali disiplindi, kamulaştırmaydı, kamusal alanları genişletme gibi 4-5 kalemlik başlığım vardı ilk seçildiğimizde. Kültür, sanat, sağlık, sosyal hizmet alanlarında örnek bir belediyecilik sergiledik. İlçemizin altyapısından parklarına, yeşil alanlarından yollarına kadar zorlu ekonomik koşullar karşı önemli çalışmalar ve yatırımlar yapıldı. Bu hizmetlerin yanında, Gaziemir’in geleceğine de imza olarak kalacak, örnek vizyon projeler hazırladık.

    “TEMİZLİĞİN KAMULAŞTIRILMASINDAN 30 MİLYON LİRA TASARRUF ETTİK”

    Göreve geldikten sonra ilk işimiz sürdürülebilir bir mali tabloydu. Çünkü her işin başı para, para yoksa zaten hiçbir iş yapamıyorsunuz. İlk önüme gelen fatura; temizlikle ilgili bir hak ediş faturasıydı ve rakam inanılmazdı. O anda yaptığım küçücük bir hesapla bile ayan beyan görünüyordu ki; çöp taşeronu Gaziemir Belediyesi’nin üstünde bir yüktü. İlk yaptığımız işlerden birisi çöp taşeronuyla anlaşmamızı bitirip 19 tane yeni temizlik aracı satın alıp hemen işimize başladık. Bu geçen 4,5 yıl içerisinde, -bugünün parasıyla- sadece temizliğin kamulaştırılmasından 30 milyon lira tasarruf ettiğimizi görüyorum ki bu Gaziemir ilçesi için inanılmaz bir rakam, sadece tek bir kalem için söylüyorum.

    “GAZİEMİR BELEDİYESİ ARAÇLARININ 3’TE 1’İ BİZİM DÖNEMİMİZDE YENİLENDİ”

    Bu 4,5 yıllık süre içerisinde sadece 19 tane çöp kamyonu değil, 40 tane yeni araç aldık. Engelli aracından, ikram araçlarına, iş makinelerinden silindirlere yeni 40 tane araç aldık. Bu Gaziemir’deki araçların 3’te 1’i demek. Gaziemir Belediyesi araçlarının 3’te 1’ini bu süreçte yeniledik ve hiçbirisini krediyle almadık, tamamını kendi öz kaynaklarımızla, Devlet Malzeme Ofisi’nden satın aldık. Bu filoyla kendi kendine yetebilen bir belediye inşa ettik. Doğru yatırımlarla yolumuza devam ettik.

    “GAZİEMİR BELEDİYESİ BİR TANE MAL SATMADI”

    Bu kontrollü bütçe sayesinde -dikkatinizi çekmek istiyorum- Gaziemir Belediyesi bir tane mal satmadı. Bugün diğer belediyelere baktığımızda, özellikle AKP’li belediyelerde inanılmaz bir mal satışı var. Gaziemir Belediyesi bir tane malını satmadan 4,5 yılda önemli işler yaptı. Aynı zamanda ülkenin içinde bulunduğu yüksek enflasyona rağmen hedeflerinizi doğru biçimde planlayarak bu zorlu süreçte bile yatırım yapan bir belediye yaratmayı başardığımızı söylemek istiyorum.

    “KAFE BELEDİYECİLİĞİ YAPIYOR DENİLİYOR, BU DOĞRU BİR ŞEY DEĞİL”

    Kamusal alanları genişletme gibi bir derdim vardı. Çünkü Gaziemir Belediyesi’nin bütün mallarının hepsi kiraya verilmişti ve kiracılarla ilgili sorunlar yaşanıyordu, kira bedelleri düşüktü, bedeli arttıramıyorsunuz… Ben kamusal alanları genişletmek istiyordum, bunu zaten seçim çalışmalarımda da söylemiştim. Bu geçen sürede belediye mülklerimizi kendimizin işletebileceğini ve başarılı bir işletme ortaya koyabileceğini biliyordum. Mesleğim gereği, mali müşavir olarak birer birer bu alanları geri belediyemize kazandırarak Gaziemir Belediyesi olarak işletiyoruz. Bütün hesabını, günü gününe ben kendim takip ediyorum. Asla zarar ettirmeyeceğimiz işletmeler olarak devam ediyorlar. Bunların başında bir çoğunuzun bildiği ‘Porta Cafe’ler geliyor. ‘Kafe belediyeciliği yapıyor’ deniliyor, bu doğru bir şey değil. Aslında Porta Cafe’ler bir sosyal alan. Bir ve ikincisini açmıştık, üçüncüsünü de Sarnıç Meydanı’nda, 4 mahallenin olduğu yerde açacağız. Porta Cafe’mizin birincisine 2 yıl içerisinde 1 milyon 771 bin 636 kişi gelmiş. Porta 2’ye 1 milyon 240 bin 808 kişi gelmiş. Buralar cebinizde paranız olmasa bile saatlerce oturabileceğiniz, hiç kimsenin hesap sormadığı, ‘Burada neden oturuyorsunuz’ demeyeceği sosyal hizmet alanları aslında. Bu şekilde açtığımız tesislerde, şu anda çalışanlarımızın yüzde 70’i kadın. Aynı zamanda bu Porta Cafe’ler kendi mutfağında Üretici Kadın Kooperatifi’yle birlikte çalışıyor. Bütün yaptığımız işlerde, bir STK’yı oraya partner olarak ilave ediyoruz. Porta Cafe’lerde şu anda Üretici Kadın Kooperatifi’nden 45 kişi çalışıyor. 45 kadın; bunlar 8 saat çalışamayacak insanlar. Kimi sabahtan gelip 2 saat çalışıyor, kimi öğleden sonra geliyor, kimi akşam geliyor. Evinde yaşlısı, engellisi, hastası olan, 8 saat çalışamayacak insanlar gelip üretiyorlar. Kaçar saat çalıştılarsa, puantaj üsülü hizmetleri ödeniyor.

    “HİÇ SOSYAL HİZMET UZMANI YOKTU, 8 UZMANI İSTİHDAM ETTİK”

    Gaziemir Belediyesi’nin bu hizmetlerinin yanında sosyal hizmet alanında da büyük fark yarattığımızı söylemek istiyorum. Birçok alanda vatandaşlarımızın yanlarında, onları dinleyebilen, dertlerini anlayabilen, çözüm üretebilen bir belediye olmak için yola çıkmıştık. Belediye bünyemizde sosyal hizmet uzmanı hiç yoktu, 8 tane sosyal hizmet uzmanının istihdamını sağladık. Genel başkanımız da seçim çalışmalarında, 45 bin sosyal hizmet uzmanının istihdam edileceğini söylüyordu. Sosyal hizmet uzmanlığı mesleğini biliyordum ama ayrıntılarını bilmiyordum. Belediye başkanı seçildikten sonra gördüm ki; o sokaklarda dolaşan, kapıları çalan, o insanların derdini dinleyen, bilimsel olarak onlara yaklaşan 8 sosyal hizmet uzmanı istihdam ettik. Çocuk gelişim uzmanları, psikologlar istihdam ettik, bunların sayısını arttırdık. Arkadaşlarımız vatandaşlarımızın derdine derman olmak için var güçleriyle çalışıyor. Sosyal hizmet uzmanlarımız geçen süre içerisinde 3 bin 118 vatandaşımız ile psikologlarımız ise 2 bin 347 vatandaşlarımız ile bire bir görüşme sağlayarak onların hayatlarına dokundu. Kadınların yaşadığı sorunları çözebilmek için Kadın Danışma Merkezi’miz 4,5 yılda 3 bin 150 kadına destek oldu.

    “HİÇ KİMSENİN EVİNE KOLİ GÖTÜRÜP KOMŞUSUNA KARŞI RENCİDE ETMİYORUZ”

    Mahallelerimizde bulunan Cumhuriyet Semt Evleri’miz de kadınların ve çocukların yanında olan bir merkez haline getirdik. 4,5 yılda 18 yetişkin, 17 tane çocuk branşında açtığımız kurslarımızla yaklaşık 26 bin vatandaşımıza hizmet verdik. Bu bizim açımızdan çok büyük bir gurur kaynağı.

    Ekonomik olarak zor günlerden geçtiğimiz son yıllarda, açılışından bu yana 3 yıl geçen bir Sosyal Market’imiz var. Sosyal Market’imizde şu anda bin 47 aileye her ay yardım yapıyoruz. Elektronik kartları var, geliyorlar, elektronik kartlarında puan yüklü. Bu puanların ne kadar olacağına sosyal hizmet uzmanları karar veriyor ve bu bin 47 ailenin hiçbirisini tanımıyorum, tanımak da istemiyorum. Sosyal hizmet uzmanları onları tespit ediyor. Hiç kimsenin evine biz koli götürmüyoruz, hiç kimseyi ailesine, komşusuna karşı rencide etmiyoruz. Geliyorlar, yüklü puanlarla bütün ihtiyaçlarını, hiçbir ücret, hiçbir bedel ödemeden alıp gidiyorlar ve Sosyal Market projemiz başarılı bir şekilde devam ediyor.

    “459 KÜLTÜR SANAT ETKİNLİĞİYLE REKORA İMZA ATTIK”

    2019’da söz vermiştik; kültür, sanat ve sporla gelişeceğiz diye. İlk yaptığımız işlerden birisi; Atatürk Kültür Merkezi’ni yenilemek oldu. 30-35 yıllık bir geçmişi olan kültür merkezi çok kötü durumdaydı. 2019’un rakamlarıyla yaklaşık 7 milyon lira bir para harcayarak kültür merkezimizi yeniledik. En önemli şeylerden birisi, 4 katlı binada asansör yoktu. Engellilerin erişimi düşünülmemişti. Asansörden, sahneye çıkan asansörüne kadar yeniliklerle Atatürk Kültür Merkezi’mizi yeniledik. 4,5 yılda 40 branşta açtığımız kültür ve spor kurslarından bugüne kadar 12 bin 600 vatandaşımız yararlanırken, 459 kültür sanat etkinliği düzenleyerek bu alanda da önemli bir rekora imza attığımızı belirtmek istiyorum.

    “ZAMLARLA AKARYAKIT FATURAMIZ 1 MİLYON 250 BİN LİRAYA YÜKSELDİ”

    İlçeye modern bir görünüm kazandırmak ve yurttaşların yaşam standartlarını arttırmak için ilçemizin 16 mahallesine yol yapım ve onarım çalışmaları da eksiksiz sürdürülüyor. Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında bozulan yolları yeniliyoruz, her mahallede asfaltlama, asfalt serim, kilit parke döşeme işlemlerine devam ediyor. İmar planları doğrultusunda yeni açılan cadde ve sokakların asfaltlamasını yapıyorlar. Ama bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim; sadece 2 ayda akaryakıta gelen zam nedeniyle, aylık 550 bin lira tutan akaryakıt faturamız 1 milyon 250 bin liraya çıktı. Sadece 2 ayda… Bizler kendi özel aracımızın bir deposunu doldururken hesap yaparken Gaziemir Belediyesi’nin 149 tane aracı vızır vızır çalışıyor ve akaryakıt yakıyor. Sadece akaryakıt zammının yıllık bize faturası, 10 milyon lira civarında olacak. Asfalt dediğimiz şey de bir petrol türevi olduğu için inanılmaz pahalı. Buna rağmen yollarımızı yapmaya devam ediyoruz.

    3 BİN METREKARELİK GENÇLİK MERKEZİ AÇILIYOR

    ‘Genç dostu Gaziemir’ olacağız demiştik. Bu anlamda ‘Yurt Dışı Akademik Burs Ofisi’ diye bir ofis açmıştık. Yurt dışında eğitim imkanlarından birçok gencimizin haberi yok, birçok karşılıksız burslar var, özellikle Avrupa ülkelerinde. Çocuklarımıza, gençlerimize bu anlamda bir danışmanlık hizmeti veriyoruz ve hiçbir ücret almıyoruz. Dışarıdan bin 500- 2 bin euroya verilen bu hizmeti ücretsiz olarak gençlerimize sunuyoruz. Gaziemir’de her gencin en az 1 yabancı dil bilmesini istiyorum, böyle bir hayalim var. Bu resimde gördüğünüz alan belediyemize ait bir alandı. Burasıyla ilgili bir proje geliştirdik, bir gençlik merkezi olacak. 3 bin metrekare kapalı alana sahip. Ne demek 3 bin metrekare? 20 tane 150 metrekarelik daire düşünün. 3 bin metrekarelik bir kapalı alanda Gaziemir Gençlik Merkezi’ni şubat veya mart ayında açmayı düşünüyoruz. Sessiz çalışma alanları, dil laboratuarları, Youtuber odaları, e-spor odaları, mutfak atölyeleri… İnanılmaz, gençlerin içinden çıkmayacağı bir şey. Yaklaşık 50 milyon liralık bir yatırım. Bu sosyal belediyecilikle ilgili ayırdığımız kaynakları yol yapmaya harcasaydık bütün yollarımız çok güzel olabilirdi ama ihmal ettiğimiz de çok önemli bir kesim de olurdu”

    “ÖZGÜR BAŞKANIMIZIN GELMESİNE SEVİNDİM”

    Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, CHP kurultayındaki değişimi yorumladı. Arda, “CHP’de değişim oldu. Ben eski genele başkanımızı da çok seviyorum, yaklaşık 4 yıldır da onunla birlikte çalıştık. Onunla birlikte çok önemli şeyler yaptık, 6 ayda bir iktidar olmadığımız belediyeler de yaptığımız Belediye Başkanları Çalıştayı bence inanılmaz bir projeydi. Bunun efektlerini de gördük. Evet, bir yöntem denedi, sağla ittifak yaptı. Matematiksel bir birliktelik olmadığını, helalleşme lafının altının doldurulduğunu düşünüyorum, biz herkesle kucaklaşabiliriz mesajını verdi ve oylarımızın artışındaki neden de odur belki. Kazanamadık ama oylarımızda da artış oldu. Başarılı olsaydı cumhurbaşkanı olacaktı, başarılı olmadığı takdirde genel başkanımızın değişeceğini biliyorum ama Özgür Başkanımızla da zaten biz 5 yıldır bu yolu birlikte yürüyorduk. Özgür Başkanımızın gelmesine sevindim. Bir değişim yaşandı, yöntemi farklı olabilirdi, işin orasında değildim. Ama halkta bir umutsuzluk vardı. Hepiniz biliyorsunuz ki kimse sandığa gitmek istemiyordu. Bu düşüncenin değiştiğini, tam tersi bir ivme kattığını düşünüyorum ve özellikle Gaziemir’deki gençler üzerindeki etkisini görüyorum. Hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “GAZİEMİR’DEKİ SEÇİMİ CHP AÇIK ARA FARKLA YİNE ALACAK”

    Tekrar aday gösterildiği takdirde hedeflediği ve alacağı oy oranı sorulan Arda, “Anketler yapıyoruz ama en büyük anket benim. Çünkü çok sokaktayım, çok insanlarla birlikteyim ve o hissi alıyorum. Burada anketlere de dikkat çekmek istiyorum. Anketlerin nasıl yapıldığı çok önemli. 16 tane ilçem var; hepsinin nüfusu farklı. Eğer denekleri seçerken nüfusa oranlayarak seçerseniz, eğer deneklerde kadın-erkek eşitliğine dikkat ederseniz -çünkü Gaziemir’deki neredeyse yarı yarıya kadın erkek eşitliği- yaş gruplarına, mezheplere, mahallelere dikkat ederseniz, doğru denekler seçerseniz doğru sonuçlar da alırsınız. Bu değişimin bir heyecan yarattığını görüyorum, oy oranımızda bir eksilme olacağını düşünmüyorum. İyi Parti bu seçimde ayrı olarak girme düşüncesini deklare etti, bu önümüzdeki süreçte değişebilir, görüşmelerin devam ettiğini biliyorum. Ama değişmese de Gaziemir’deki seçimi CHP açık ara farkla yine alacak. Çünkü bunu sahada görüyorum. Bin 47 aileye yardım ediyoruz belki çoğu AKP’li, hiç önemli değil. Ben AKP’ye oy vermiş kadınlarla da karşılaşıyorum ve şunu söylüyorlar; ‘Hangi partiden aday olursan ol, istersen komünist partisinden aday ol, aayımız sensin, sana oy vereceğiz’ diyorlar. Bu kıymetli, zaten hepinizin bildiği gibi yerel seçim dinamikleri çok farklı, bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. Yüzde 67,31 bir oy var. Ben hep çalışma arkadaşlarıma şunu söyledim; bu cumhurbaşkanlığı seçimi ama aynı zamanda bu bizim karnemiz. Dolayısıyla buradaki oy oranı, bizim çalışmalarımızı da yansıtacak. Yüzde 67,31 oy alamayız ama benim hedefim -daha önce yüzde 58 ile seçilmiştik- İyi Parti ayrı girerse en az yüzde 60 oyu hedefliyorum, onu da sahada görüyorum” yanıtını verdi.

    “ÖN SEÇİME DE VARIM, MERKEZ YOKLAMASINA DA”

    CHP Genel Merkezi’nin aday belirleme kriterleri hakkındaki soruyu yanıtlayan Arda, şu ifadelerini kullandı:

    “Genel merkez hangi kararı verirse ben varım. Ön seçim dese de varım, merkez yoklaması dese de varım. Hepsine varım. Dolayısıyla genel merkezin alacağı karara saygı duyuyorum. Bu dönemde özellikle mevcut belediye başkanlarıyla ilgili, yeni aday adaylarını toplum tanımayabilir, yeni aday adaylarının kendisini tanıtması veya halka sorduğunda belirlenmesi zor olabilir. Fakat mevcut belediye başkanının bir bahanesi olamaz, mevcut belediye başkanı 5 yıldır sahadadır, çalışıyordur. Bilimsel kriterlere uyan, doğru bir kamuoyu yoklaması zaten yüzde 1, yüzde 2 şaşıyor. Dolayısıyla mevcut belediye başkanlarıyla ilgili kamuoyu yoklaması yapılması ki kaldı ki genel merkezimizin 6-7 tane firma ile çalışacağı söyleniyor ve bunların başladığı söyleniyor, doğru bir kriter olacağını düşünüyorum. Kendi açımdan hiçbir sıkıntı görmüyorum. Sahada bunu görüyorum, kendi yaptığımız anketler var, bilimsel çalışıyoruz. Ön seçim derlerse eğer Halil Arda ön seçime de var. Ondan da asla rahatsız olmayız”

    “BEN DE ONLARI VE PARTİMİ MEMNUN ETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUM”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisi hakkında daha önce ifade ettiği ‘İyi ki Halil Arda’ya kefil olmuşum’ sözleri hatırlatılan Arda, ‘Özel’in Kefilliği devam edecek mi?’ sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Onu Özgür Özel’e soracaksınız. Tabii, bu işin şakası. Özgür Başkanımız Manisalı, komşumuz olduğu için bir tanışıklığımız var. Kefaleti vardır ama ben Parti Meclisi’nde hiç tartışılmayan adaylardan birisiyim. Hiç tartışılmadan Parti Meclisi’nden ataması yapılmış birisiyim, rekor oyla seçildiğimi zaten söylemiştim. Bana bir kefaleti söz konusuysa, zaten onlara karşı büyük bir sorumluluğum var. Sadece o değil; bütün parti meclisimize, MYK üyelerimize, eski Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun’a ve onun ekibine, hepsine karşı sorumluluğumuz var. Hata yapma şansımız yok, onun için çalışıyoruz. Onlar da bu sonuçlardan memnun olduğunu görüyorum. Genel Başkanımız Özgür özel Gaziemir’e bir defa değil, birkaç defa geldi. Size anlattığım projelerin hepsini yerinde görmüş birisi. Sarnış Toplum Merkezi’nin açılışına gelmiş, Porta Cafe’lerimizde Üretici Kadın Kooperatifi üyelerimizle bir araya gelmiş, oradaki felsefeyi görmüş birisi. Dolayısıyla 3. yıl sunumumuza da geldi ve Gaziemir’de -benden önce örneği yok diye hatırlıyorum- halkın karşısına çıkıp bu sunumun benzerini yaptım. Orada gene başkanımız da yanımızdaydı ve orada ve Sarnıç Toplum Merkezi’nin açılışında da bir konuşma yapmıştı. Abdullah Arda Meydanı’ndaki sunumda da bir konuşma yaptı ve ‘İyi ki kefil olmuşum’ dedi. Ben de onları ve partimi memnun etmek için çalışıyorum. İnşallah bizden memnuniyeti hala devam ediyordur”

    GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

    1.VİDEO 

    GAZİEMİR BELEDİYE BAŞKANININ SUNUMU

    2.VİDEO

    SORU CEVAP KISMI VE TOPLANTIDAN DETAY GÖRÜNTÜLER

     

  • ÖZGÜR ÖZEL: “BU ÜLKEDE İKTİDAR YANLILARI EŞİTTİR; MUHALİFLERE DÜŞMAN HUKUKU UYGULADIĞINIZ İÇİN MUHALİFLER DAHA AZ EŞİTTİR”

    ÖZGÜR ÖZEL: “BU ÜLKEDE İKTİDAR YANLILARI EŞİTTİR; MUHALİFLERE DÜŞMAN HUKUKU UYGULADIĞINIZ İÇİN MUHALİFLER DAHA AZ EŞİTTİR”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM grup toplantısında, “Cumhur İttifakı’nın Kürt vatandaşlarımıza bakışını anlatırken şöyle bir cümle kurdum: ‘Türkiye’de bu dönemde herkes eşittir ama Kürtler daha az eşittir.’ Bugün Devlet Bey de grup toplantısında çıkmış, birtakım şeyler söylemiş ve bu ifadeyi eleştirmiş. Neredeyse, ‘Benim Kürt komşularımla aram çok iyi’ diyecek. Bunları bırakacaksınız. Devlet Bey, benim memleketim Manisa’da hemşehrilerimiz, sandığa gidip oy verip MHP’li bir belediye başkanı seçebiliyorlar, mazbatasını alıyor, görevini yapıyor. Sizin memleketiniz Osmaniye’de geçmişte AK Partili seçtiler, görev yaptı; MHP’liyi seçtiler, yaptı. Rize’de Tayyip Bey’in hemşehrileri istediği belediye başkanını seçebiliyor. Ama Diyarbakır’da, Batman’da, Van’da, Mardin’de toplam 54 merkezde Kürtler belediye başkanı seçiyor. O belediyelere siz kayyım atıyorsunuz. Manisalılar, Osmaniyeliler, Rizeliler eşittir; sizin bu uygulamalarınız yüzünden Kürtler Türkiye’de daha az eşittir. Devlet Bey sizin, benim ibadethanem camiler, ibadethane kabul ediliyor. Ama Alevilerin ibadethanesi cemevleri, ibadethane kabul edilmiyor. Sünniler eşittir ama bu uygulama yüzünden ve uğradıkları birçok ayrımcılık yüzünden Aleviler bu memlekette daha az eşittir. Yarın verin bir talimat, Ülkü Ocakları Taksim’e çıkar, Tayyip Bey isterse Osmanlı Ocakları çıkar; 1 Mayıs olur, sendikalar Taksim’e çıkamaz. 8 Mart olur, kadınlar Taksim’e çıkamaz. Evladını arayan Cumartesi Anneleri, Taksim’e çıkamaz. Muhalif gazeteciler haber yazarlar, kodesten çıkamazlar. Bu ülkede iktidar yanlıları eşittir; muhaliflere düşman hukuku uyguladığınız için muhalifler daha az eşittir” dedi.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün TBMM grup toplantısında konuştu. Özel, grup toplantısının başında partiye üye olan Bursa Balkan Masası’ndan 650 vatandaşı temsilen Halil Akgün, Semra Aslan, Büşra Acar, Nejla Alagöz, Yelda Coşkun ve Sevda Gürsoy’a rozet taktı.

    “BABA EVİNİN KAPISI HERKESE AÇIKTIR”

    Özel, “İl başkanımıza, milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum. Çağrımıza uyup, baba evine koşan gelen Bursa Balkan Masası’nda bundan sonra bizimle birlikte koşturacak; Balkanların dört bir yanından gelen çok değerli hemşehrilerimizi sevgiyle selamlıyoruz, hepiniz hoş geldiniz. Türkiye’nin dört bir yanındaki vatandaşlarımıza diyoruz ki, baba evinin kapısı açıktır, tapusu bir kişiye açıktır, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, buyurun gelin” dedi.

    “YAPARLARSA YAPARLAR. YAPMAZLARSA İKTİDARA GELİP BİZ YAPACAĞIZ”

    Özel daha sonra şu açıklamaları yaptı:

    “24 Kasım benim için her zaman çok anlamlı bir gün. Öğretmenler Günü’ydü. O gün güne erken saatlerde İstanbul’da başladım, ama uçuşumuz vardı. Havaalanına gidene kadar; elbette grubumdaki öğretmenleri, Parti Meclisi’ndeki öğretmenlerimizi, öğretmen il başkanlarımızı arayarak başladım. Ardından eğitim alanında örgütlü dört sendikamızın; Eğitim İş’in, Eğitim Sen’in, Eğitim Bir Sen’in ve Türk Eğitim Sen’in genel başkanları ile ayrı ayrı konuştum. Farklı düşündüklerimiz olabiliriz hayata başka yerlerden bakıyor olabiliriz. Ama hepimizin geleceği çocuklarımızı emanet ettiği öğretmenlerin hem mesleklerini daha iyi yapabilmeleri hem özlük hakları için mücadele eden sendika başkanlarımızın şahsında; bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutladım. Okuduğum bir rapor çok dikkatimi çekti. 100 öğretmenden 72’si, Eğitim İş’in raporuna göre; geçinmek için borç almak zorunda. Yine 100 öğretmenden 23’ü, mesleğini yaparken ikinci bir ek işte çalışmak zorunda. Biz Öğretmenlik Meslek Kanunu diye çok mücadele ettik. Bu mücadelemize rağmen bir Meslek Kanunu çıktı ama beklentileri karşılamadı. Biz, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun mutlaka iyileştirilerek yeniden düzenlenmesini, aynı işi yapan öğretmenlerin farklı özlük haklarına, unvanlara çalıştırılmasına engel olunmasını, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sonlandırılmasını, öğretmenlerin tamamının kadrolu hale getirilmesini ve mülakatın mutlaka kaldırılmasını savunuyoruz. Bunu savunmaya, anlatmaya devam edeceğiz. Yaparlarsa yaparlar. Yapmazlarsa iktidara gelip biz yapacağız.

    “KİRLİ ELLER VE O ELLERE TALİMATI VERENLER YARGILANANA KADAR TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Bugün grubumuzdan milletvekilimiz, Grup Başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır ve çok sayıda parti yöneticimiz ve partili hukukçu arkadaşımız Diyarbakır’dalar. Diyarbakır Barosu önceki başkanı, görevi sırasında ve herkesin gözleri önünde sekiz yıl önce katledilen Tahir Elçi’nin duruşmasını takip ediyorlar. Davasını sürüncemede bırakıyorlar, yapılması gereken araştırmalar, dinlenmesi gerekenler dinlenmiyor. Zaten deliller karartılsın diye cinayetten dakikalar sonra bir el devreye girmişti. Bütün yaşananları görmüştük. Hukuk tesis edilinceye kadar, Elçi ailesi artık adaletin tesis edildiğine inanana kadar; grubumuzun kıymetli üyesi sevgili Türkan Elçi’nin yüreğinde yanan ateş elbette sönmeyecek ama bir faili meçhul cinayetin aydınlatılmasının verdiği ferahlık onun içine sinene kadar bu yargılama bizim içimize sinmiyor. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Tahir Elçi’nin de diğer faili meçhul cinayetlerin de onları katleden kirli eller ve o ellere talimatı verenler yargılanana kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz.

    “31 MART’TA REKOR OYLA YENİDEN İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI OLACAK OLAN EKREM İMAMOĞLU”

    Bir fidanlık açtık. Atatürk’ün talimatı ile açılan, onun emaneti olan bir yeri açtık. Kapandığı 1997 tarihine kadar, Bahçıvan Okulu olarak da hizmet eden çok önemli bir binayı açtık. Sadece açarken, eski dokusuna uygun olan binaların içinde gezdik. Bir tanesi kreş, bir tanesi meslek edindirme kursu, bir diğeri İstanbul Vakfı’nın bursiyer öğrencilerinin gelip, doğayla, çiçekle meyve ağaçları ile bir arada olacakları alan… İnanılmaz güzel bir tesisti. Bu tesisin kurdelesini kestiğim ilk açılış olmasından büyük memnuniyet duydum. Oraya emek veren Belediye Başkanlarımıza, Şükrü Başkan’a, İstanbul’da muhteşem işler ile İstanbulluların teveccühünü kazanan, 31 Mart’ta rekor oyla yeniden İstanbul Belediye Başkanı olacak olan Ekrem İmamoğlu’na bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyoruz.

    “EKO-KIRIMIN İÇ HUKUKUMUZDA AĞIR MÜEYYİDELERİ OLAN BİR SUÇ OLARAK TANIMLANMASI İÇİN TAM DESTEK SÖZÜ VERİYORUZ”

    Eko-kırımın suç olarak tanımlanmasını istiyorlar. 25 bin ıslak imza ile Meclis’e geldiler. Kanun teklifi getirdiler. Biz daha önce de hep söylediğimiz gibi yurttaş inisiyatifleri ile çevrecilerle, bu alandaki derneklerle, aktivistlerle ilişkimizi en yüksek düzeyde tutacağız. Onların yanında olmamız gerektiği zaman alanda onlarla mücadele edeceğiz. Onların sesinin duyulması gerektiği zaman onları buralarda misafir edeceğiz. Eko-kırımın iç hukukumuzda ağır müeyyideleri olan bir suç olarak tanımlanması için CHP Grubu’ndan tam destek sözü veriyoruz.

    “AKBELEN’E, BİR HEYET OLARAK YENİDEN GİDECEĞİZ”

    Bir gözümüz Akbelen’de… Dinamitler patlıyor. O konu ile ilgili, ilgili gölge bakanımız gerekli çalışmaları yapıyorlar. Bir heyet olarak oraya yeniden gideceğiz. Ve Akbelen’de yaşananlara dikkatimizi vermeye, elimizi Akbelen’den, Akbelenlilerin yanından çekmemeye kararlıyız.

    “MANSUR YAVAŞ 200 BİN YOKSUL AİLEYE KOÇU BOYNUZUNDAN TUTTU, EVLERİNE GÖTÜRDÜ. İŞTE SOSYAL BELEDİYECİLİK BUDUR”

    Ben geçtiğimiz hafta, grup toplantımızda; İstanbul Büyükşehir Belediyemizin altyapı çalışmalarından örnekler vermiştim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi, CHP’li belediye başkanları sosyal belediyeciliğin adeta kitabını yazmaya devam ediyorlar. Örnekler pek çok… Bugünkü örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden… İtiraf edeyim; kendime de görevdir, bütün üyelerimize görevdir. Ben dahil bu kadar yakından takip ediyor olmama rağmen bilmediklerim olduğunu öğrendim. Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çocuklar üşümesin diye bir kampanyası var, üç yıldır devam ediyor. Tam 200 bin aileye doğal gaz ve kömür desteği veriyorlar. Kışın en soğuk üç ayında, Ankara Kart’a 500’er lira yatıyor… Evinde doğal gaz olmayana bu doğal gaz desteği yerine birer ton kömür veriliyor. Ayrıca çocuklar protein alsın diye, iki yıldır süren ve devam edecek olan kampanya ile 200 bin yoksul aileye ayda bir kilo et veriliyor. Ne zamandır? 24 aydır, 24 kilo et vermişler. Ankaralılar son seçimde, AK Parti’nin adayını değil de CHP’li Mansur Yavaş’a oy verdiler ya işte o Mansur Yavaş 200 bin yoksul aileye koçu boynuzundan tuttu, evlerine götürdü. İşte sosyal belediyecilik budur. Önceki kalsa zaten kimlere neleri yedirdiğini kendi partisi anlatıyordu. AK Parti’nin adayı olsaydı, 200 bin aile, birer koca kurbanlık koçtan mahrum kalacaktı. Bu hizmeti yapmaya devam edeceğiz. Bütün belediyelerimizde bunu yaygınlaştıracağız.

    “TAYYİP BEY’İN BİR KERE VERMEYE NAZLANDIĞINI, MANSUR BAŞKAN VE EKİBİ HER YIL ÜÇ KERE VERECEK”

    Sadece bunu yapmıyorlar. Ankara Büyükşehir, 918 köye internet veriyor, çocukların eğitimi aksamasın diye… 160 bin öğrenciye kırtasiye desteği. 7 bin 500 öğrenciye servis desteği. 12 bin ilkokul öğrencisine kantin desteği… 12 bin 500 öğrenciye otobüs abonmanı. 3 bin öğrenciye yatıramadığı sınav ücretini yatırıyor ki sınava girebilsin. 17 bin aileye düzenli ekmek, 50 bin çocuğa süt. 113 bin öğrenciye karne hediyesi. 105 bin çocuğa bayram harçlığı veriyor, Ankara Büyükşehir Belediyesi. Şimdi emeklilere ikramiye konusu. 5 bin lira, bir kereye mahsus verdiler ya… Tayyip Bey bilmez ama, Mansur Bey ve ekibi dört aydır 20 bin emekliye, ayda 1250 lira veriyor. Bu ay yatanla birlikte 5 bin lirayı biz verdik zaten. Bundan sonra da her ay 1250 lira vermeye devam edecek. Yani Tayyip Bey’in bir kere vermeye nazlandığını, Mansur Başkan ve ekibi her yıl üç kere verecek Ankara’daki zor durumdaki emekliye.

    “CHP’NİN GÖSTERECEĞİ ADAYLARI SEÇTİĞİNİZDE, BU SICAK EL SİZLERE DE UZANACAK”

    Bu bütün örneklerden hareketle, gördüğümüz bir şey var. CHP’li belediyeler birbirleri ile sosyal yardımlar noktasında adeta yarışıyorlar. İyi örneklerin ortaklaştırıldığı, standardizasyon sürecini de belediye seçimlerinden sonra yapacağız. Bütün vatandaşlarımız şunu görsün, CHP’li belediye seçerseniz; sıcacık bir sosyal belediyecilik yapan bir belediye başkanınız olacak. CHP’nin göstereceği adayları seçtiğinizde, bu sıcak el sizlere de uzanacak. Bu belediyeleri, geçmişte sadece CHP’lilerin oylarıyla kazanmadık. Biz bu belediyeleri, İstanbul’da İstanbul ittifakıyla, Türkiye’nin belli coğrafyalarında Millet İttifakı ile ama genel olarak dürüstler, iyiler, çalışkanlar yönetsin; Ankara’yı peşkeş çekenler, parsel parsel satanlar, İstanbul’un üstünde helikopterle uçup Katarlılara kupon arsa satanlar değil de güzel, iyi, dürüst insanlar yönetsin diye destek aldık. Bundan sonraki süreçte de hem siyasi partilerle iş birliklerini konuşmaya hem de bütün Türkiye’yi bu dürüst, namuslu ve çalışkan insanların yönettiği belediyeleri korumaya, daha fazlalarını katmaya, Türkiye’ye kazandırmak için bu büyük iş birliğine ve güç birliğine hep birlikte davet ediyoruz.

    “ALİYA İZZETBEGOVİÇ’İN BİR SÖZÜNÜ, TEKRAR ETMEK İSTİYORUM: ‘UNUTULAN KATLİAMLAR TEKRARLANIR’

    Gazze’de 4 günlük ateşkes, dün sona erdi. Sonra 2 günlük bir uzatma geldi. Biz CHP olarak kalıcı ateşkes istiyoruz. Geçen hafta Bosna Hersek’teydim, 24 ve 25’inde. Bilge Kral Aliya Izzetbegoviç’in ebedi istirahatgahını ziyaret ettik. Sadece onu değil, 1600 bebeğin yattığı kabristanı, savaşta sokakların köşe başlarında bulunan her toprağa defnedilenlerin kabristanlarını ziyaret ettik. Hepiniz adına dua ettik, saygı duruşunda bulunduk, çelenklerimizi sunduk. Hem o acıyı yeniden paylaştık hem de Bosna Hersek’in devlet gününde onlarla birlikte olmanın onurunu yaşadık. Sayın Başbakan’a, Sayın Cumhurbaşkanı Konseyi Üyesi’ne, mart ayından sonra cumhurbaşkanı görevini üstlenecek olan Boşnak Cumhurbaşkanımıza, bizi kabul eden Sosyal Demokrat Parti’nin değerli yöneticilerine, kıymetli Büyükelçimize, bizi konuk eden herkese çok teşekkür ediyoruz. Aliya Izzetbegoviç’in bir sözünü, bir kez de buradan tekrar etmek istiyorum: ‘Unutulan katliamlar tekrarlanır.’ Onun için 11 Temmuz’larda orada olmak, devlet günlerinde oralarda olmak, katliamları hatırlatmak lazım. O katliam yaşanırken gittiğimde görüştüğüm herkes, bana iki isimden bahsediyorlar. Bir tanesi Hikmet Çetin. ‘Unutamayız’ diyorlar. Dönemin siyasetçileri, başbakanı, kurucu genel kurmay başkanı, bugünküler… Hikmet Çetin, Dışişleri Bakanı. CHP durması gereken yerde duruyor, Türkiye durması gereken yerde duruyor. Ama özellikle Batı dünyası, durması gereken yerde durmuyor ve maalesef susuyor. 1992-1995 arası, o büyük mezalimde Genel Başkanımız Deniz Baykal, dünyanın dikkatini oraya çekmek için kalkıyor, Bosna Hersek’e gidiyor.

    “DÜNYADAKİ BÜTÜN SİYASİ AKRABALARIMIZA ÇAĞRIMIZDIR: FİLİSTİN’DEKİ ZULMÜ DURDURMAK BÜTÜN SOLCULARIN, DEMOKRATLARIN, SOSYAL DEMOKRATLARIN VE SOSYALİSTLERİN İNSANLIK GÖREVİDİR”

    Biz konuşuyoruz, biz doğru yerde duruyoruz ama dünyadaki gelişmiş ülkeler susuyorlar. Unutuyorlarsa eğer o katliamı, 1995’ten sonra savaş suçu saydılar, kınadılar, ağladılar ama nafile 1600 bebeğin defnine engel olamadılar. Orada sorumlulukları var. Şimdi aynı şeyler Filistin’de yaşanıyor. Yine CHP doğru yerde duruyor, yine Türkiye doğru yerde duruyor ama yine o gün susanlar, bugün susmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz hafta, bu çağrıyı Bosna Hersek’ten yaptım. Geçtiğimiz hafta, Sosyalist Enternasyonal üyesi 120 siyasi akrabamıza hepimiz adına bir mektup yazdım, imzaladım, yolladım. Bunların içinde 12 tanesi hükümet başkanıdır. Çok sayıda bakan, ana muhalefet lideri, muhalefet lideri vardır. Onlara söylediğim şey şudur: Solculara, sosyalistlere, sosyal demokratlara akan kana susmamak, mezalime ses çıkarmamak, soykırıma varacak suçlarda suçlu güçlü diye sessiz kalmamak yaraşır. Haklının yanında olmakla ilgili sorumluluğumuzu hatırlattım. Ve dedim ki: CHP olarak Doğu Kudüs’ün 1967 sınırlarında Filistin devletine sahip çıkmaya, akan kanı durdurmaya, İsrail’in ortaya koyduğu sivillere karşı ayrım gözetmeksizin şiddete ‘dur’ demeye sizi davet ediyoruz. Buradan bir kez daha dünyadaki bütün siyasi akrabalarımıza çağrımızdır: Filistin’deki zulmü durdurmak bütün solcuların, demokratların, sosyal demokratların ve sosyalistlerin insanlık görevidir. Bu konuda hepinizi, bir kez daha Türkiye’den davet ediyoruz.

    “ERDOĞAN’A ÇAĞRIMDIR: BİZİM MUTLAKA SINIR KAPISINA GİTMEMİZ, ORADAN GEÇMEMİZ VE ORADA KOL KOLA DURUŞUMUZU GÖSTERMEMİZ LAZIM”

    Bir daveti de geçen hafta yaptım. Erdoğan’dan cevap gelmedi. Ben ilgili arkadaşlarımıza söyledim, gerekli girişimleri yapıyorlar. Ben Filistin’e gitmek ve orada hem insani yardımların ulaşmasına eşlik etmek hem de bu büyük katliamı dünyaya duyurmak için gerekli başvuruları yaptım. Ama burada esas görev, Erdoğan’a düşüyor. Türkiye’deki bütün siyasi partilerin genel başkanlarını alarak Mısır ile herhalde bu teması yaptığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni geri çevirecek durumları yok. Bizim mutlaka sınır kapısına gitmemiz, oradan geçmemiz ve hani çok milli, çok yerlisiniz ya orada kol kola duruşumuzu göstermemiz lazım. Erdoğan, çağrım sanadır: Tek başına giderek orada bir şey yapmak yerine bütün siyasi parti liderlerinin gücünü, Türkiye’nin iradesini orada ortaya koymaya seni davet ediyorum. Bu konuda cevap bekliyorum.

    “500 SAAT BOYUNCA, GÖZÜNÜ KIRPMADAN ADALETE VE ANAYASAYA SAHİP ÇIKAN GRUBUMLA GURUR DUYUYORUM”

    Adalet nöbeti tutuyoruz. Ülkemiz bir Anayasa krizinin içine sokuldu. Ama sonradan anlaşıldı ki Anayasa’ya karşı bu darbe girişiminin başında Recep Tayyip Erdoğan var. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ni taşeron olarak kullanmış. Devletle bir kriz çıkartıp anayasa değişikliğine zemin arıyor. O konudaki tutumuzu çok net söyledik. Biz, bu oyuna gelmeyeceğimizi ancak sivil, demokratik; kadını, engellileri, gençleri, doğayı, çevreyi gören gerçek bir sivil anayasa, yüzde 95-96 oy alacak bir anayasa için; Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) güçlendiren, eşitlik temelinde, hiç kimsenin dışlanmadan oturur, konuşuruz. Ama AK Parti, MHP’nin baş başa verip mutfaklarında pişirdikleri yemeği burnumuza dayarlarsa biz orada yokuz. Biz sizinle çıkardığınız kriz üzerinden kendiniz için yeni anayasa değişikliklerine yaklaşmayız. Bu anayasaya karşı darbe girişiminde 9 Kasım günüydü. Koştuk, bu salona geldik. 2 buçuk saat bir kapalı oturum gerçekleştirdik. Herkes görüşünü söyledi. Oy birliğiyle Adalet Nöbeti tutmaya karar verdik. 9 Kasım gününden bugüne, orada aralıksız olarak bu nöbet tutuldu. 30 Kasım Perşembe günü, Meclis çalışmalarını bitirdiğimizde, Cuma günü Antalya’daki 3 günlük çalışma kampına gideceğiz. O kampa, tam kadro gideceğiz. 30 Kasım Perşembe akşamı, 21’inci gününde, 500’üncü saatinde, CHP Anayasa’ya sahip çıkmak için Adalet Oturumu’nu burada sonlandıracak. Yine hep beraber kapalı bir oturumda, bundan sonra bu eylemleri nasıl çoğaltacağımızı, nasıl kitleselleştireceğimizi, bu davayı nasıl takip edeceğimizi konuşup daha sonra o kararı yine benim ağzımdan bütün Türkiye duyacak. 500 saat boyunca, gözünü kırpmadan adalete ve anayasaya sahip çıkan grubuma teşekkür ediyorum, onlarla ayrı ayrı gurur duyuyorum.

    “PLAN BÜTÇE KOMİSYONU BUGÜN, EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞININ ASGARİ ÜCRETE ÇIKARILMASINA İLİŞKİN ÖNERGEMİZİ OYLAYACAK. BÜTÜN EMEKLİLERİ, AK PARTİ İLE MHP’NİN TAVRINI İZLEMEYE DAVET EDİYORUM”

    Emekliler açlıkla sınanıyorlar, 7 bin 500 lira en düşük emekli maaşı. Bunun mutlaka asgari ücrete çıkarılması lazım. Plan Bütçe Komisyonu’ndaki arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik, hazırlıklarını yaptılar. Plan Bütçe Komisyonu bugün, en düşük emekli maaşının asgari ücrete çıkarılmasına ilişkin önergemizi oylayacak. O eller kalktığında göreceğiz. Orada CHP Grubu, emekliden yana oy kullanacak. Bakalım, kim emekliyi seçime kadar, sandığa kadar, seçim günkü pazara kadar düşünüyor; kim emekliye hayata geldiği günden itibaren onurlu bir yaşamı savunup eninde sonunda, hak vaki olana kadar emekliye sahip çıkıyor? CHP Grubu, bunu bugün bir kez daha gösterecek. Bütün emeklileri, AK Parti ile MHP’nin tavrını izlemeye davet ediyorum. Aslında bu iyileştirmenin sözünü sandığın olduğu pazara kadar vermişlerdi. Sonra döndürdüler, ‘İyileştirme yapacağız.’ Sonra, ‘Bayram ikramiyesi vereceğiz.’ En son, bir kereye mahsus 29 Ekim’i takip eden hafta başlayan -onu bile yetiştiremediler- 5 bin lira verdiler. Bu 5 bin lirayı çalışan emeklilere vermediler. Grubumuz, Grup Başkanvekillerimiz hızla bir çalışma yaptılar. AYM’ye gittik. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçilere vermediler. Hep beraber dile getirdik. Tepkiler yükselince, CHP sesi duyurunca şimdi bir kereye mahsus herkese verecekler. Yine grubumuz, 5 bin TL’nin bir kere değil, her ay verilmesi ve kök ücrete eklenmesi için önergesini verecek, bütün emeklileri Plan Bütçe’de AK Parti ile MHP’yi takip etmeye davet ediyorum.

    “YENİDEN DEĞERLEME ORANINDA YÜZDE 50 İNDİRİM YAPMAK, ENFLASYON HEDEFİNİN GEREĞİDİR”

    Erdoğan’a bir çağrım daha var. Devlet insanı olmak kolay bir iş değil. Bir kere tutarlı olacaksın, sözünü yerine getirmekte kararlı olacaksın. Herkese verdiğin akla, önce kendin uyacaksın. Diyorsun ki ‘2024 enflasyon tahminimiz, yüzde 36. Herkes hesabını buna göre yapsın. Bunun üzerinde zam yapan karşısında beni bulur.’ Şimdi yeniden değerleme oranı çıktı, oran yüzde 58 buçuk. Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden tutun (MTV) bütün vergi ve harçlara yüzde 58 buçuk zam geliyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu yüzde 50 artırma, yüzde 50 azaltma yetkisi var. Yüzde 50 azaltırsa yüzde 29’a düşer, o da yüzde 36’lık enflasyon hedefiyle uyumludur. Yüzde 58 buçukla uygularsa herkesi kandırdığını, enflasyon hedefinin gerçekçi olmadığını, kimsenin kendisine kanıp da 38 buçuğa göre hesap yapmamasını söyler ki bu bir ekonomi yönetimi açısından olabilecek en mahsurlu davranıştır. Gözümüz üzerinde, her gece 12.00’de yayınlanacak olan Remsi Gazete’yi takip ediyoruz. Yüzde 50 oranında bu indirim yapmak, enflasyon hedefinin gereğidir. Mutlaka bu indirimi bekliyoruz. Yapmazsan ‘el aleme verir talkını, kendi yutar salkımı’ olacak. Bütün Türkiye’ye seni analatacağız.

    ERDOĞAN’A SORUYORUM: SENDE VİCDAN VAR MI KARDEŞİM?

    AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle bir şey demiş: ‘Bir baktım, 2 bin 500’lük kirayı 7 bin 500 lira yapıyorlar. Sende vicdan var mı diye sordum.’ Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin 4 bir yanından haberler geliyor, net söylüyorum. Hatay, Arsuz’da Kuğu Park’taki konutlar, 2 bin liradan 1 Ocak itibarıyla 18 bin liraya çıkararak 9 kat zam yapıyor. Şimdi Erdoğan’a soruyorum: Sende vicdan var mı kardeşim?

    “MANİSALILAR, OSMANİYELİLER, RİZELİLER EŞİTTİR; SİZİN BU UYGULAMALARINIZ YÜZÜNDEN KÜRTLER TÜRKİYE’DE DAHA AZ EŞİTTİR”

    Geçtiğimiz günlerde, Cumhur İttifakı’nın Kürt vatandaşlarımıza bakışını anlatırken şöyle bir cümle kurdum: Türkiye’de bu dönemde herkes eşittir ama Kürtler daha az eşittir. Bunun üzerine pek çok tezvirat, bir acayip kıyamet, iktidar cephesinde herkes Kürtlerin nasıl eşit vatandaş olduğunu anlatmaya girişti. Bugün Devlet Bey de grup toplantısında çıkmış, birtakım şeyler söylemiş ve bu ifadeyi eleştirmiş. Neredeyse, ‘Benim Kürt komşularımla aram çok iyi’ diyecek. Bunları bırakacaksınız. Devlet Bey, benim memleketim Manisa’da hemşehrilerimiz, sandığa gidip oy verip MHP’li bir belediye başkanı seçebiliyorlar, mazbatasını alıyor, görevini yapıyor. Sizin memleketiniz Osmaniye’de geçmişte AK Partili seçtiler, görev yaptı; MHP’liyi seçtiler, yaptı. Çünkü Osmaniyeliler de Manisalılar gibi eşit yurttaş. Rize’de Tayyip Bey’in hemşehrileri istediği belediye başkanını seçebiliyor. Ama Diyarbakır’da, Batman’da, Van’da, Mardin’de toplam 54 merkezde Kürtler belediye başkanı seçiyor, o belediyelere siz kayyım atıyorsunuz. Manisalılar, Osmaniyeliler, Rizeliler eşittir; sizin bu uygulamalarınız yüzünden Kürtler Türkiye’de daha az eşittir.

    “BU ÜLKEDE İKTİDAR YANLILARI EŞİTTİR; MUHALİFLERE DÜŞMAN HUKUKU UYGULADIĞINIZ İÇİN MUHALİFLER DAHA AZ EŞİTTİR”

    Devlet Bey sizin, benim ibadethanem camiler, ibadethane kabul ediliyor. Ama Alevilerin ibadethanesi cemevleri, ibadethane kabul edilmiyor. Sünniler eşittir ama bu uygulama yüzünden ve uğradıkları birçok ayrımcılık yüzünden Aleviler bu memlekette daha az eşittir. Yarın verin bir talimat, Ülkü Ocakları Taksim’e çıkar, Tayyip Bey isterse Osmanlı Ocakları çıkar; 1 Mayıs olur, sendikalar Taksim’e çıkamaz. 8 Mart olur, kadınlar Taksim’e çıkamaz. Evladını arayan Cumartesi Anneleri, Taksim’e çıkamaz. Muhalif gazeteciler haber yazarlar, kodesten çıkamazlar. Bu ülkede iktidar yanlıları eşittir; muhaliflere düşman hukuku uyguladığınız için muhalifler daha az eşittir. Devlet Bey, ilk gün nazik bir telefon açmıştı, ben de kendisine teşekkür ettim. Bugünkü konuşmasında birçok hakaret var ama benim cümlelerimi söyleyip diyor ki ‘Bu soysuz iddia, tümüyle bühtandır.’ Devlet Bey, ben de biliyorum siz de biliyorsunuz o metin yazarı kimdir, o ekipte kimler vardır. O arkadaşları, Sinan Ateş’in ailesi de çok iyi biliyor. İddia soysuz olmaz. İddia asılsız olur, gerçek dışı olur, abartılı olur. O arkadaşlar diyecek de diyemiyorsa anlaşılan bana ‘soysuz’ demeye kalkıyorlar.

    “ÖZGÜR ÖZEL’İN SOYUNU SOPUNU ARIYORLARSA DEVLET BEY, SOYUMUZ SELANİK’TEDİR”

    Özgür Özel’in soyunu sopunu arıyorlarsa Devlet Bey, soyumuz Selanik’tedir. Babamın babası üzerinden 1880 doğumlu soyumuz Üsküp’tedir. Babaannem Kirçova’da doğmuş, soyumuz Kirçovada’dır. Annemin babası Agah Menemenlioğlu, Osmanlı’nın ilk defterdarlık memuru. Babası Hüseyin Menemenlizade, Osmanlı’nın son defterdarı. 6 kuşak Manisalılar, ten rengim onlardandır. Görevleri hep defterdarlıktır. Siz devlete önem verirsiniz, adınız Devlet. Mezar taşında devletin kavuğu vardır dedemin. Soyumuz, Osmanlı’ya hizmet eden devlet adamlarıyla Atatürk’ün doğduğu Selanik’te, Makedonya’dadır. Soyumu, sopumu soranlara bildirilir. Ben Devlet Bey’e bu cümleyi yakıştıramam. Çünkü Tayyip bey ona ‘zürriyetsiz’ dediğinde, sırf Devlet Bey’in çocuğu yok diye dedi, çok ayıplamıştım ve çok kınamıştım. Bugün o lafı söyleyen Tayyip Bey ile Devlet Bey’in ilişkilerine ben bir şey söylemem. Ama bu lafı Devlet Bey, bana etmedi kabul ediyorum. Devlet Bey’in prompterına bu cümleyi yazan o metin yazarını da Devlet Bey’in vicdanına ve ahlakına havale ediyorum.

    “PLAZALARDA EMEĞİ SÖMÜRÜLENLERİ, EZİLENİ, KENDİNİ ÖTEKİ HİSSEDENİ, BİRİLERİ BU ÜLKENİN SAHİBİ GİBİ DAVRANIYOR DİYE İÇİ EZİLENLERİ CHP’YE DAVET EDİYORUM”

    İl başkanlarımızla pazar günü buluştum, muhteşem bir toplantı yaptılar, 3 günlük çok büyük bir hazırlık. Bundan sonra, il başkanlarımızı Ankara dışında Sivas’ta, Erzurum’da, İzmir’de Antalya’da, Rize’de, Malatya’da, Adıyaman’da, Kayseri’de toplamaya devam edeceğiz. İl başkanlarımız motive, örgütümüz motive. 14 Mayıs’tan beri üye kaybediyorduk ince ince. Son 2 haftada partimize 7 bin 900 yeni kayıt var. Ama müjde şu: Yüzde 88 buçuğu 30 yaş altındaki genç kadınlar ve erkeler. O yüzden bir üye kampanyası başlatıyoruz. Bundan sonra, bütün gençleri kol kola, koşa koşa Atatürk’ün partisine bekliyoruz. Emekçileri, işçileri, çiftçileri, esnafları, memurları, plazalarda emeği sömürülenleri, beyaz yakalıyı, gri yakalıyı, mavi yakalıyı, ezileni, kendini öteki hissedeni, kendini sahipsiz görüp birileri bu ülkenin sahibi gibi davranıyor diye içi ezilenleri CHP’ye davet ediyorum.”

     

  • SÖKE’DE KAVAK AĞAÇLARININ YERİNE ÇINAR AĞACI DİKİLECEK

    SÖKE’DE KAVAK AĞAÇLARININ YERİNE ÇINAR AĞACI DİKİLECEK

    Söke Belediyesi, Özbaşı Mahallesi girişini süsleyen ve yıllardır doğal bir fotoğraf stüdyosunu andıran yol kenarındaki kuruyan kavak ağaçları için harekete geçti. Kuruyan kavak ağaçları Söke Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerince yerinde sökülmeye başlarken yakın zamanda bu yolu çınar ağaçları süsleyecek.

    Ağaçların kuruması üzerine bölgede Söke Belediyesi Ziraat Mühendisi Orkun Ünsel ve Başkan Danışmanı Yağız Pullukçu Öncülüğünde teknik ekip incelemelerde bulunmuş, Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan verdiği talimatla çözüm bulunmasını ve yolun görsel güzelliğinin yeniden sağlanmasını istemişti. Ekipler ön çalışmaların ardından yaşlı ve hasta olan ağaçların söküm işlemi başlatıldı. Sağlıklı olan ağaçların yanına Söke Belediyesi ekipleri tarafından daha dayanıklı ve uzun ömürlü olan 50 adet yeni çınar ağacı dikilecek. Yeni ağaçlarla birlikte Özbaşı yolu eki günlerine döndürülecek.

     

     

  • TURGUTLU BELEDİYE BAŞKANI ÇETİN AKIN, CUMA PAZARI İNŞAATINDA İNCELEMELERDE BULUNDU

    TURGUTLU BELEDİYE BAŞKANI ÇETİN AKIN, CUMA PAZARI İNŞAATINDA İNCELEMELERDE BULUNDU

    Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, 5 ay önce temeli atılan ve aralık ayında tamamlanması planlanan Cuma Pazarı projesinde incelemelerde bulundu. Başkan Çetin Akın, “Yılbaşı hediyemiz Cuma Pazarı, Turgutlu’muza hayırlı olsun” dedi.

    Turgutlu’nun uzun yıllardır süregelen önemli sorunlarından biri olan, pazarcı esnafı ve vatandaşları mağdur eden Turgutlu’nun tek açık pazarının yerine yapılan modern Cuma Pazarı projesinde adım adım sona yaklaşılıyor. İnşaatın hızlı bir şekilde devam ettiği projenin aralık ayında tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor.

    Kentte yapımına devam edilen ve başlanan projeleri sık sık yerinde inceleyen Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Başkan Yardımcıları Fırat Honaz, Ahmet Daşkan, Evren Erbaş ile birlikte Cuma Pazarı proje alanına giderek sürdürülen çalışmaları takip etti. Cuma Pazarı projesinin son durumu hakkında bilgiler paylaşan Başkan Çetin Akın, “Turgutlu Belediyesinin kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği Cuma Pazarı projemizdeyiz. Yaklaşık 5 ay önce başladığımız ve ekonomik değeri 50 milyon TL’yi bulan bir projeyi nihayetlendirme safhasına getirdik. Allah nasip ederse de yılbaşı sürprizi olarak Turgutlu’muza kazandırıyoruz. Yılbaşı hediyemiz Cuma Pazarı, Turgutlu’muza hayırlı olsun” dedi.

  • ESKİ BORNOVA BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI ERCAN KAHYA, BORNOVA BELEDİYE BAŞKANI ADAY ADAYLIĞI İÇİN DOSYASINI TESLİM ETTİ

    ESKİ BORNOVA BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI ERCAN KAHYA, BORNOVA BELEDİYE BAŞKANI ADAY ADAYLIĞI İÇİN DOSYASINI TESLİM ETTİ

    Yerel seçimlerin yaklaşması ile birlikte, aday adaylıkları için başvurular da hız kazandı. Bornova Belediye Başkanlığı aday adaylığı için başvuru yapanlardan bir tanesi de Bornova Belediyesi Meclis Üyesi ve eski Belediye Başkan Yardımcısı Ercan Kahya oldu.

    Ercan Kahya, CHP Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın’a başvuru dosyasını bugün teslim etti. Aday adaylığı başvurusu için ilçe başkanlığına ailesi ile birlikte giden Kahya, dosya tesliminin ardından ilçe yöneticileriyle de bir araya geldi.