Blog

  • AYDIN KUYUCAKLI HAYVAN ÜRETİCİSİ: “SAMAN, KONSANTRE YEM, ELEKTRİK, SUYUMUZ ÇOK PAHALI”

    Aydın Kuyucak’ta hayvan üreticiliği yapan aynı zamanda veteriner olan Ali Büyükkoç, maliyetlerin her geçen gün arttığını belirterek, “Hayvanlara yedirdiğimiz yoncanın fiyatı kilogram fiyatı 6 lira ila 8 lira arasında değişiyor. Eğer samanı da sezonunda alırsak 1,5 lira ile 2 lira arasında, şu anda almak isterseniz de 2 lira ile 4 lira arasında değişiyor. Bizim en büyük giderlerimizden biri konsantre yemlerdir yani fabrika yemleridir. Bizim kullandığımız kuzu yemleri ise 350- 400 lira arasında değişiyor. Dolayısıyla maliyetlerimiz arasında işçilik giderleri çok pahalı. Burada elektrik giderleri var. Suyumuz çok pahalı” dedi.

    Aydın’ın Kuyucak bölgesinde hayvancılık yapan veteriner hekim Ali Büyükkoç, “Bu fiyatları bizi kurtarmıyor. 2,5 litre kola 45-50 lira olduğu yerde etin 235 lira olması abes, bir karmaşa var. Bizim girdi maliyetlerimiz daha pahalı. Emeğimiz çok fazla. En önemlisi riskimiz çok fazla. Bu riskler arasında ölüm riski, aşı riski… Canlı ile uğraşıyoruz saati saatini tutmuyor” dedi.

    “KOLA 50 LİRA, ET 235 LİRA”

    Ali Büyükkoç şunları söyledi:

    “Şu anda Suffolk ırkı olan koyun işletmemiz var. Yaklaşık olarak bu işletmeyi 3 sene önce kurduk. Amacımız çocuklarımıza bir şeyler öğretmekti. Bu koyunculuğa 24 dişi iki erkekle başladık. Şu anda 75- 80 başa kadar büyüttük, üretme çabasındayız. Girdi maliyetleri pahalı olduğu için biraz zorlanıyoruz işletme bazında. Yetmediği için bunun yanına besi hayvancılığı da başladık. Şu andaki en büyük yükümüz yem maliyetleri. Yemin çuvalı şu anda 450 lira ila 500 lira arası değişiyor besi büyükbaş hayvan yemleri. Küçükbaşta ise kuzu yemleri de aynı çok pahalı. Bunun yanında mazot girdileri, en büyük kambur sırtımızda o. Bizim işletmemiz süt işletmesi değil et işletmesi. Bizler senede iki tane yavru almayı hedefliyoruz. Hayvanları kesime gönderdiğimizde şu anda kuzu karkas 235 lira. Eğer koyun kestirmek istersek de 140 lira ile 160 lira arasında değişiyor. Buna dana bazında bakarsak bıçak olarak 215 lira ila 235 lira arasında değişiyor. Bu da hayvanın randımanına göre belirlenir. Bu fiyatları bizi kurtarmıyor. 2,5 litre kola 45-50 lira olduğu yerde etin 235 lira olması abes, bir karmaşa var. Bizim girdi maliyetlerimiz daha pahalı. Emeğimiz çok fazla. En önemlisi riskimiz çok fazla. Bu riskler arasında ölüm riski, aşı riski… Canlı ile uğraşıyoruz saati saatini tutmuyor.

    “HER İLACI İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE ALAMIYORUZ”

    Hayvanlara yedirdiğimiz yoncanın fiyatı kilogram fiyatı 6 lira ila 8 lira arasında değişiyor. Eğer samanı da sezonunda alırsak 1,5 lira ile 2 lira arasında, şu anda almak isterseniz de 2 lira ile 4 lira arasında değişiyor. Bizim en büyük giderlerimizden biri konsantre yemlerdir yani fabrika yemleridir. Bizim kullandığımız kuzu yemleri ise 350- 400 lira arasında değişiyor. Dolayısıyla maliyetlerimiz arasında işçilik giderleri çok pahalı. Burada elektrik giderleri var. Suyumuz olabileceğince çok pahalı. Aslında veteriner hekimlik masrafları da çok pahalı. Biz kendimiz veteriner hekim olduğumuz için o şekilde kurtarıyoruz ama ilaçlar çok pahalı. Her ilacı istediğimiz şekilde alamıyoruz. Bazı ilaçlar Euro ve dolarla geldiği için karşımıza korkunç rakamlar çıkıyor. Biz de bu konuda karamsar kalıyoruz hayvancılık yapalım mı yapmayalım mı diye. Ekmeğin ballı kaymaklı tarafını üretenler kazanmıyor. Diğer kesimler kazanıyor. Emeğini çeken bizler, cefasını çeken onlar. Bizim yaptığımız işe göre emeğimizin karşılığı değil 235 lira etin kesim maliyeti. Bu dediğin fiyat karkas fiyatı. Bugün kasaba gittiğinizde bonfile almak istediğinizde 550 lira ile 600 lira arasında bulurken mevkisine göre bir koyun kestirmek istediğimizde ise koyunu 150 liraya kesiyor kasap.

    “EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI KURTARMIYOR”

    Ben çocuklarıma bir şeyler öğretebilmek için bu işe girdim. Bizde hayvanı seven insanı sever düşüncesi vardır. Biz de onun için hayvancılığa başladık. Hayvanı sevemeyen insanı hayata sevemez. Bu işi çocuklarına tavsiye ediyor musun dersen şu şartlarda çok zor. Bundan 10 sene önce hayvancılığın kar marjları yüksekti. Şu anda tamamen düştü. Şunu söyleyebilirim emeğimizin karşılığı kurtarmıyor. Hükümetimizin bu işe bir el atması lazım. Ne kadar hayvan var, ne kadar yok, girdi maliyetleri, ilaç masrafları… Eğer ki mazot girdilerini ayarlayamazsak, bu işletmelerinin çoğu kapanma eğiliminde. Eğer ki insanlar emeklerinin karşılığını alsalar çok kişi bu işi yapmayı düşünüyor. Onun için şunu söylüyorum kâr etmeleri lazım ki yürüsünler.

    “GENÇ NESİL HAYVANCILIK YAPMAK İSTEMİYOR”

    Bir besi hayvanı günlük yani sığır 8 ile 12 kilo arasında konsantre yem yer. Sınırsız da saman yer. Koyunlar ise 1 kilo civarında silaj, 1 kilo civarında saman, doğurganlık durumuna göre de süt yemi veriyoruz. Bir günlük koyunun maliyetini, ülkemizde hızla değişen fiyatlar nedeniyle hesabını yapamıyoruz. Şu anda yoncanın bedeli ise 7 TL ile 8 TL arasında değişiyor. Samanın maliyeti şu anda 3 lira. Sezonunu da alırsan 1,5 TL. Bunun için de ekonomik güçlük lazım. Sayın Cumhurbaşkanından dileğim hayvancılığa biraz daha ilgi alaka gösterirse ülkemizde bu işi yapacak olanların çok olduğunu ve dışa bağımlı olmayacağımıza inanıyorum. Önemli olan bu işi sevdirmek. İnsanlar para kazanmazsa bu işi sevemezler. Sadece sevgi de yetmiyor. Ülkemizde genç nesilin bu işi sevmediği, para kazanamadığı için dışarıdan Afganlı ve Suriyeliler çalışıyor bizim memleketimizde. İşletmeler neden çalıştırıyorlar çünkü yerini doldurabilecek genç neslimiz yok. Hayvan sahipleri ise bu yabancı uyrukluların dediği paraları ister istemez vermek zorunda kalıyorlar. İş bazında genç neslimiz çalışmak istemiyor. Onlar da emeğinin karşılığını alamadığı için çalışmak istemiyorlar fakat Suriyeliler aile olarak çalıştıkları için emeklilerinin karşılığını fazlasıyla alıyorlar. Bir Türk genci bu işi yapmak istemiyor. Neden olarak da şartlarımız uygun değil diyorlar. Şu anda işletmelerimizde bölgede yüzde 80’inde Afganlı ve Suriyeli çalışıyor. Benim baktığım işletmelerde de Suriyeli ve Afganlılar çalışıyor.”

     

  • AYVALIK BELEDİYE BAŞKANI ERGİN’DEN KADINA ŞİDDETİ ÖNLEME BELGESİNE İMZA

    AYVALIK BELEDİYE BAŞKANI ERGİN’DEN KADINA ŞİDDETİ ÖNLEME BELGESİNE İMZA

    25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında CHP Genel Merkezi’nin yerel yönetimlere gönderdiği Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni imzalayan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, kadın çalışanlarına bir kez daha “Her türlü şiddete karşı yanınızdayım” sözünü verdi.

    Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Ülke kadınlarının İstanbul Sözleşmesi’ne acil ihtiyacı var ve hemen şimdi. Şu iyi bilinmeli ki, kadına yönelik şiddet bir insan hakkı sorunudur, insanlık suçudur. Ülkemizde yıllardır yaşanan bu ağır sorunu el ele kol kola kaldırmakla sorumluyuz. El birliğiyle de gerçekleştireceğiz. Kadına yönelik şiddeti hep birlikte durduracağız” dedi.

    Başkan Ergin, şöyle devam etti:

    “Her gün yaşıyoruz, kadın cinayetleri diye haykırıyoruz. Tüm bunlara karşın, İstanbul Sözleşmesi rafa kaldırıldı. Kadınları, kadın cinayetlerini umursamadan bir an bile düşünmeden, kadınları sokak ortasında, işyerinde, evinde, hukuktan, adaletten yoksun yalnız bıraktılar. Güvencelerini ellerinden aldılar. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınlarımıza güveneceğiz, kadınlarımızdan gelecek her türlü talep, uygulanmasını istedikleri projelere el birliğiyle destek vererek yaşama geçireceğiz. Artık hiçbir kadının hiçbir kız çocuğunun katledilmesini bir yana bırakın burunları bile kanamasın.”

  • CHP’Lİ AKAY, SPK BAŞKANI GÖNÜL’E FATİH TERİM FONUNU SORDU. GÖNÜL: “SÖZ KONUSU OLAY BİR DOLANDIRICILIK OLAYI. ADININ FON OLMASI BİZİM MEVZUATIMIZDAKİ YERİ KAPSAMIYOR”

    CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam eden torba kanun teklifi görüşmelerinde, Fatih Terim fonu vurgunu olarak bilinen ve futbol dünyasından birçok kişinin dolandırıldığı fon vurgununu gündeme getirerek Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül’e “SPK bir soruşturma başlatmayı düşünüyor mu” diye sordu. SPK Başkanı Gönül ise konunun mevzuatlarına tabi olmadığını olayın dolandırıcılık olduğunu ifade ederek “Aslında bir fon değil bu, adının fon olması, fon olarak lanse edilmesi bizim mevzuatımızdaki yeri kapsamıyor” yanıtını verdi.

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 80 maddelik torba kanun teklifinin görüşmeleri ikinci gününde devam ediyor. Komisyonda torba kanun teklifindeki 12. madde üzerine tartışmalar sürerken salonda soruları yanıtlamak üzere bulunan SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül’e muhalefet milletvekilleri Fatih Terim fonu vurgunu olarak bilinen ve futbol dünyasından birçok kişinin yüksek getiri vaadiyle dolandırıldığı fon vurgununu sordu.

    “FATİH TERİM FONU’YLA İLGİLİ SPK BİR SORUŞTURMA BAŞLATACAK MI”

    CHP Karabük Miletvekili Cevdet Akay, SPK Başkanı Gönül’e şu soruyu yöneltti:

    “Bir yasal fonlar var bir de böyle gayri yasal fonlar var. Basına yansıyan Fatih Terim fonuyla ilgili SPK bir soruşturma başlatmayı düşünüyor mu? Bu konularla ilgili düzenlemeler yapacak mısınız?”
    SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül ise soruya şu yanıtı verdi:

    “ADININ FON OLMASI BİZİM MEVZUATIMIZDAKİ YERİ KAPSAMIYOR”

    “Söz konusu olay bir dolandırıcılık olayı ve Sermaye Piyasası mevzuatına tabi olmayan, fon adı geçmesi bizim mevzuatımıza tabi olmayan bir dolandırıcılık olayı. Aslında bir fon değil bu, adının fon olması, fon olarak lanse edilmesi bizim mevzuatımızdaki yeri kapsamıyor.”
    Ardından söz alan HEDEP Muş Miletvekili Sezai Temelli ise şu eleştiriyi yaptı:

    “SİZİN KUSURLARINIZ, HATALARINIZ NEDENİYLE BÖYLE BİR FON OLUŞUYOR”

    “Yasa dışı bir fon söz konusu ama nasıl oldu da ortaya çıktı, bu kadar kaynak nasıl ortada dolaşıyor? Sizin kusurlarınız, hatalarınız nedeniyle böyle bir fon oluşuyor demektir. Bu getirdiğiniz yasa böyle bir meseleyi teyit ediyor. Bu kara borsanın önünü açar. Hiçbir yerde böyle bir düzenleme göremezsiniz. Bu ülkede çok ciddi anlamda bir kara ekonomi oluşmuş durumda. Bu düzenleme bu kara ekonomi dediğimiz alanı besler, kayıt dışına çıkış hızlanır, bu anlamda çok riskli.”

    12. MADDE NE GETİRİYOR?

    Yapılan düzenleme ile yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan gelirler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen faiz gelirleri ve kar payları üzerinden Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi kapsamında yapılacak vergi tevkifatına ilişkin oranı ayrı ayrı veya birlikte yüzde 40’a kadar artırmaya ve geçici 67’nci maddede yer alan oranları her bir sermaye piyasası aracı, ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi, kazanç ve irat türü ile bunların vadesi, elde tutulma süresi ve bunları elde edenler itibarıyla, yatırım fonlarının katılma belgelerinin fona iade edilmesinden veya diğer şekillerde elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için fonun portföy yapısına göre, ayrı ayrı yüzde 40’a kadar artırma konusunda Cumhurbaşkanına yetki veriliyor.

     

  • DÜNYAYI KEŞFETMEK İSTEYENLERİN YENİ TRENDİ: YURT DIŞI TURLARI

    DÜNYAYI KEŞFETMEK İSTEYENLERİN YENİ TRENDİ: YURT DIŞI TURLARI

    Dünya genelinde seyahat tutkunları arasında yükselen bir trend olarak öne çıkan yurt dışı turları, keşfetme arzusunu hayata geçirmek isteyenler için çağın en etkili seyahat seçeneklerinden biri haline geldi. Setur tarafından özenle tasarlanan bu turlar, dünyanın dört bir yanındaki farklı coğrafyalara ulaşma ve çeşitli kültürleri deneyimleme fırsatı sunuyor. Vizeli seçeneklerinin yanı sıra yurt dışı turları vizesiz olarak da yapılabildiği için herkes bu gezilere katılım sağlayabiliyor.

    YENİ YERLERİ DENEYİMLEMEK İSTEYENLER İÇİN YURT DIŞI TURLARI ÖNE ÇIKIYOR

    Yeni yerleri keşfetme arzusuyla yanıp tutuşan gezginler için, yurt dışı gezi turları kaçırılmaz bir fırsat sunuyor. Seyahatseverlerin dünyanın farklı köşelerini keşfetme isteğini karşılamak adına özenle tasarlanan bu turlar, unutulmaz deneyimlerin kapılarını aralıyor.

    Yurt dışı tatil turları, seyahat planlaması ve organizasyonu konusunda yaşanan stresi ortadan kaldırarak, katılımcılara sadece keşfin tadını çıkarma şansı tanıyor. Bu turlar, önceden belirlenmiş rotalar ve detaylı programlar ile gezginlere rehberlik ederek, farklı kültürleri yakından tanıma ve yeni yerlerin güzelliklerini keşfetme imkânı sunuyor.

    FARKLI ROTALARA SAHİP YURT DIŞI TURLARI İLE KÜLTÜREL DENEYİM KAZANILIYOR

    Her bir yurt dışı turu, kendine özgü bir hikâye sunarak katılımcılara tarihi, doğayı, lezzetleri ve yaşam tarzlarını deneyimleme şansı veriyor. Bu sayede, seyahatseverler sadece yeni yerleri görmekle kalmıyor, aynı zamanda o yerin dokusunu hissedip, kültürel bir zenginlikle buluşuyorlar. Çeşitli rotalar sunan yurt dışı turlarından bazıları şunlardır:

    Akdeniz’in Güzellikleri Turu: Bu tur, İspanya’nın Costa del Sol kıyılarından başlayarak, İtalya’nın Amalfi Sahili’ne kadar uzanıyor. Tarih, güzellik ve lezzet dolu bir yolculuk sunarak gezginlere Akdeniz’in çeşitli yönlerini keşfetme fırsatı tanıyor.

    Doğu Avrupa Kültür Turu: Bu tur, Prag’dan Budapeşte’ye uzanan bir rota üzerinde konumlanıyor. Orta Avrupa’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetme şansı veren tur, Gotik mimari, eski şehir meydanları ve yerel lezzetleri içeriyor.

    Gizemli Uzak Doğu Serüveni: Japonya’nın geleneksel Kyoto şehrinden Çin’in modern Şanghay’ına kadar uzanan bu tur, Asya’nın zengin kültürel mirasını keşfetme fırsatı sunuyor. Tapınaklar, bahçeler, teknolojik harikalar ve geleneksel festivaller bu turun öne çıkanları arasında.

    Bu örnek turlar, gezginlere farklı coğrafyalarda benzersiz deneyimler yaşama fırsatı sunan yurt dışı tur rotalarından sadece birkaçını temsil eder.

    HER MEVSİM TERCİH EDİLEBİLEN YURT DIŞI TURLARI İLE TATİLİN MEVSİMİ KALKIYOR

    Yurt dışı turları, her mevsimde unutulmaz deneyimler yaşamak isteyen gezginlere geniş bir yelpaze sunuyor. Akdeniz sahillerini kapsayan turlar yaz aylarında güneşin keyfini çıkarmak isteyenler için ideal, Skandinavya Rüyası ise muhteşem doğal güzellikleri keşfetmek isteyenlere hitap ediyor.

    Japonya Bahar Turu, Nisan ayında kiraz çiçeklerinin büyüsünü yaşamak isteyenlere eşsiz bir renk şöleni sunarken, Patagonya Kaşifi ve Mısır-Nil Nehri Keşfi gibi turlar da farklı mevsimlerde çeşitli aktivitelere olanak tanıyor. Her bir tur, benzersiz kültürel, tarihi ve doğal zenginlikleriyle gezginlere yılın herhangi bir döneminde keşfe çıkma imkanı sağlıyor.

    YURT DIŞI TURLARINA KOLAY ERİŞİM VE KONAKLAMA OLANAKLARI ZİYARETÇİLERE AVANTAJ SAĞLIYOR

    Yurt dışına gezi turlarına ulaşmak ve konaklama ayarlamanın kolaylığı sayesinde herkes kendini oldukça rahat hissediyor. Setur ziyaretçilerine sunduğu geniş tur yelpazesiyle seyahat planlamasını daha basit ve hızlı hale getiriyor. Ayrıca çeşitli konaklama seçeneklerini içeren paketleri sunarak ziyaretçilere konforlu bir konaklama deneyimi vadediyor. Yurt dışı turlarının kolay erişimi ve konaklama olanakları, gezginlere dünya genelinde farklı kültürleri keşfetme ve seyahatlerini sorunsuzca planlama avantajı sağlıyor.

     

    ADVERTORIAL YAYIN 

  • LÜLEBURGAZ BELEDİYE BAŞKANI GERENLİ’DEN ‘KADINA ŞİDDETİ ÖNLEME BELGESİ’NE İMZA

    LÜLEBURGAZ BELEDİYE BAŞKANI GERENLİ’DEN ‘KADINA ŞİDDETİ ÖNLEME BELGESİ’NE İMZA

    Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ne imza attı. Belediye Başkanı Gerenli, “Lüleburgaz Belediyesi olarak, kadınların sosyal yaşam ve iş hayatındaki rolleri, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, şiddet ve tacizden arındırılmış, insan onuruna yakışır bir çalışma ortamı sağlamayı taahhüt ettik” dedi.

    Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, CHP Genel Merkezi’nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yerel yönetimlere gönderdiği Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni imzaladı.

    Lüleburgaz’da toplumsal cinsiyet eşitliği, aile içi şiddetin önlenmesi, çalışma yaşamında şiddet ve tacizi önlemeye yönelik politikaların hayata geçirilmesi noktasında asla taviz vermeyeceklerini belirten Gerenli, “İlk günden beri insana, canlıya şiddet bizim hayatımızda asla olmayacak diyerek politikalarımızı belirledik. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına birçok çalışma yaptık. Lüleburgaz Belediyesi olarak, kadınların sosyal yaşam ve iş hayatındaki rolleri, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, şiddet ve tacizden arındırılmış, insan onuruna yakışır bir çalışma ortamı sağlamayı taahhüt ettik” dedi.

    Gerenli, şöyle devam etti:

    “Toplumsal cinsiyet eşitliği yönetim anlayışımızın merkezinde yer almaktadır. Lüleburgaz Belediyesi olarak Toplumsal Cinsiyet, Eşitlikçi Yaklaşım ve Yönetici Kadınlar projesi ile ‘Guangzhou Ödülü’ olarak bilinen Guangzhou Uluslararası Kentsel İnovasyon Ödülü’ne aday olarak, 171 şehir ve 301 proje arasından ilk 15’e girmeyi başardık. Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademimiz bunun sürdürülebilirliği ve toplumun tüm kesimlerine yayılması açısından son derece önemli bir tesis. Akademi sayesinde yürüttüğümüz çalışmalar Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından Cinsiyet Eşitlikçi Dönüşüm Ödülü’ne layık görüldü. Diğer yandan Tüm Bel-Sen’le yaptığımız sözleşmemize aile içi şiddet uyguladığı tespit edilen belediye çalışanı memurun sosyal ve mali haklarının elinden alınarak çalışanın eşine ödeneceğine dair maddeyi koyduk. Eşitlikçi bir anlayışla geleceğe yürümeye devam edeceğiz.”

    Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli’nin imzasını koyduğu ‘Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’nde yerel yönetimlerden İstanbul Sözleşmesi ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerinin öngördüğü toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik düzenlemeleri esas alması isteniyor.

    Belgeyi imzalayan yerel yönetimler her türlü ayrımcılığın karşısında durarak, yerel eşitlik eylem planı hazırlayıp hayata geçirmeyi, belediye çalışanlarına farkındalık ve bilinçlendirme amaçlı toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri düzenlemeyi, işyerinde şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için şiddet mağduru çalışanı gözetmeyi kabul ediyor.

    Kadına yönelik cinsel taciz ve saldırı vakalarında adli makamlara yansıyan durumların esas kabul edilerek, gerekli tedbirlerin alınmasını ve gizlilik esasına göre hareket edilmesini isteyen belgede, yerel yönetimlerin şiddet mağduru çalışana, talep edilmesi halinde, hukuki ve psikolojik destek sağlaması, belediye çalışanlarının istihdamında yüzde 50 cinsiyet kotası, 7- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinliklerine katılan kadın personele işi aksatmamak kaydıyla idari izin verilmesi öneriliyor.

     

  • MENTEŞE BELEDİYESİNDEN TIP ÖĞRENCİLERİNE TİYATRO EĞİTİMİ

    MENTEŞE BELEDİYESİNDEN TIP ÖĞRENCİLERİNE TİYATRO EĞİTİMİ

    Menteşe Belediyesi, Türkiye’de ilk defa uygulanacak olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Tiyatro ve İyi Hekimlik Uygulamaları dersi projesine tiyatro eğitmeni ve danışmanlık desteği sağlayacak.

    Menteşe Belediyesi’nin paydaşı olduğu Tıp Fakültesi’nin projesi kapsamında Menteşe Belediyesi tiyatro eğitmeni, sanat ve hekimliğin birleştirilebilmesi amacıyla tıp öğrencilerine tiyatro dersi verecek.

    MSKÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Cüneyt Karakuş ve Tıp akademisyenleri proje ile ilgili bilgi vermek için Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’ü ziyaret ettiler.

    Ziyarette Başkan Gümüş, Türkiye’de ilk defa uygulanacak olan bir projenin paydaşı olmanın önemine değinerek, “Tıp fakültesi hocalarımız araştırmaları sonucunda bir proje üreterek hayata geçirmişler. Bizler de sanat ve tıpın birleştirilmesi amacıyla özel çalışma modülü dersi kapsamında uygulamaya konulan bu projeye tiyatro eğitmeni ve danışmanlık hizmeti sağlayarak projenin paydaşı olacağız. Hekim adaylarının tiyatro eğitimi alacağı, hastasıyla empati yapmasını ve sosyalleşmesini sağlayacak, önümüzdeki ay hayata geçmesi planlanan projenin hazırlanmasında emeği geçen hocalarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

  • MERKEZEFENDİ’DE ENGELSİZ FEST BAŞLIYOR

    MERKEZEFENDİ’DE ENGELSİZ FEST BAŞLIYOR

    Merkezefendi Belediyesi, ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ dolayısıyla üçüncü kez ‘Engelsiz Fest’ düzenliyor. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Bizler için çok kıymetli olan özel bireylerimizin hayata eşit katılımı için çalışmaya devam ediyoruz. Festivalimize tüm hemşehrilerimizi bekliyoruz” dedi.

    Geçen yıllarda Merkezefendi Belediyesi’nce düzenlenen ‘Engelsiz Fest’ bu yıl da gerçekleştirilecek. Etkinlik, 1 Aralık Cuma ve 2 Aralık  Cumartesi günü, Merkezefendi Kültür Merkezi’nde yapılacak.

    Festival, 1 Aralık Cuma günü saat 10.00’da kortej yürüyüşü ile başlayacak. Saat 12.00’de engelli spor kulüplerine malzeme desteğinde bulunulacak. Saat 14.00’te ise özel bireyler için hazırlanan ve çeşitli parkurlardan oluşan ‘Engelsiz Survivor’ başlayacak.

    Festivalin ikinci gününde saat 12.00’de ‘Engelsiz Survivor’ ile heyecanlı bir yarış başlayacak. Saat 15.30’da ise birbirinden eğlenceli şarkıların çalacağı DJ performansı olacak. Festival süresince gün boyu stantlar, workshoplar, sürpriz etkinlikler ve çeşitli ikramlar olacak. Ayrıca, festivale katılmak isteyen vatandaşların da ulaşımı Merkezefendi Belediyesi servis araçları ile ücretsiz sağlanacak. Servisler Amfi Park önünden saat 12.00’de, Merkezefendi Belediyesi Ana Hizmet Binası önünden ise 14.00 ve 16.00 saatlerinde festival alanına hareket edecek.

    “ÖZEL BİREYLERİMİZİN BİZDEKİ YERİ ÇOK BAŞKA”

    3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde farkındalığı artırmak için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirten Başkan Doğan, “Engelsiz Festimizi geleneksel hale getirdik. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğiz. Bu zamana kadar her projemizde özel bireylerimizi de düşünüyor, ona göre hareket ediyoruz. İlçemizi, özel bireylerin hayata eşit katılımı için geliştirmeye devam ediyoruz. Engelsiz Yaşam Akademimizde eğitim gören özel bireylerimizin yeri bizde çok farklı. Onların mutluluğu ve sosyalleşmesi için çalışıyoruz. 2 gün sürecek, birbirinden güzel ve keyifli etkinliklerin yer alacağı festivalimize tüm hemşehrilerimizi bekliyoruz” diye konuştu.

  • KARAMOLLAOĞLU’DAN ERDOĞAN’A “KİRA” ELEŞTİRİSİ: “KİRALARIN BU KADAR YÜKSELMESİNİN ESAS MÜSEBBİBİ KİM?”

    KARAMOLLAOĞLU’DAN ERDOĞAN’A “KİRA” ELEŞTİRİSİ: “KİRALARIN BU KADAR YÜKSELMESİNİN ESAS MÜSEBBİBİ KİM?”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi-Gelecek Partisi TBMM ortak grup toplantısında; “Kirada oturayım diyen insanımıza bunu bile çok gören bir dönem içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı sanki böyle bir şey ilk defa yaşanmış gibi geçtiğimiz günlerde ev sahibi ile ile sorun yaşayan bir vatandaşı kendi gündemine bizzat aldı. Kirayı 2 bin 500’den 7 bin 500 liraya çıkarmak isteyen ev sahibine ‘Sen de hiç vicdan yok mu’ diye seslendi. Güler misin ağlar mısın bilemedim? Dönüp vatandaşlar da kendisine soruyor ‘Cumhurbaşkanım sen de hiç vicdan var mı?’ Ülkenin bu hale gelmesi sadece bir yerde kiraların birkaç katına çıkmasıyla mı sağlanıyor veya kiraların bu kadar yükselmesinin esas müsebbibi kim? Sayın Cumhurbaşkanı bir de belediye başkanını arayıp, bu problemle ilgilenmesini ve çözmesini istemiş. Kendisi 21 yıldır iktidarda ama kendisini sorgulama ihtiyacı duymamış” dedi. 

    Saadet Partisi- Gelecek Partisi TBMM ortak grup toplantısı bugün yapıldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, şunları söyledi:

    “İSRAİL’E MAL TAŞIYAN GEMİLERİN SAHİPLERİ KİM”

    “Büyük Ortadoğu Projesi’ne ortak olmak ne demektir bilmek isteyenler ülkemizin limanlarından hala ve her gün İsrail’e  gidip gelen mal taşıyan eşya taşıyan gemilerin sahipleri kimlerdir, kimlerle bağlantıları var buna bakmak mecburiyetindedirler. Ortada gördüklerimizi de onun biraz gerisinde meydana gelenleri hepimiz iyi görmek ve anlamak mecburiyetindeyiz. Sözde İsrail ile gemileri yakmış gibi gözüküp arkasından İsrail’e gönderdikleri gemilerle Gazze’nin nasıl yakılıp yıkıldığını görmek mecburiyetindeyiz, anlamak mecburiyetindeyiz.

    Şimdiye kadar genelde büyük balık küçük balığı yer düzenine itiraz ettik. Ülkemizde büyük balıkların küçük balıkları yememesi için direnç gösterdik ama bir fayda vermedi. Zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan orta direği yok eden ekonomi politikalarına itiraz ettiğimiz gibi bugün de itiraz etmeyi görev addediyoruz. Enflasyon ortamında sadece emeğinin karşılığını almak için maaşla geçinen büyük kitlelerin sofrasındaki ekmeğin her geçen gün küçüldüğüne bir avuç dolu insana fırın dolu ekmeği altın tabakta sunan anlayışa bugüne kadar itiraz ettik. Bugün de itiraz etmeye devam edeceğiz.  

    “21 YILDIR İKTİDARDA KENDİSİNİ SORGULAMA İHTİYACI DUYMAMIŞ”

    Kirada oturayım diyen insanımıza bunu bile çok gören bir dönem içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı sanki böyle bir şey ilk defa yaşanmış gibi geçtiğimiz günlerde ev sahibi ile ile sorun yaşayan bir vatandaşı kendi gündemine bizzat aldı. Kirayı 2 bin 500’den 7 bin 500 liraya çıkarmak isteyen ev sahibine ‘Sen de hiç vicdan yok mu’ diye seslendi. Güler misin ağlar mısın bilemedim? Dönüp vatandaşlar da kendisine soruyor ‘Cumhurbaşkanım sen de hiç vicdan var mı?’. Ülkenin bu hale gelmesi sadece bir yerde kiraların birkaç katına çıkmasıyla mı sağlanıyor veya kiraların bu kadar yükselmesinin esas müsebbibi kim? Neden insanımızın eskiden yüzde 20’si sıkıntı çekerken bugün yüzde 70’i sıkıntı çeker hale geldi. Sayın Cumhurbaşkanı bir de belediye başkanını arayıp, bu problemle ilgilenmesini ve çözmesini istemiş. Kendisi 21 yıldır iktidarda ama kendisini sorgulama ihtiyacı duymamış… Bir önceki günü hiçbir zaman hatırlamıyor. Birkaç yıl önce söylediğinin bugün tam zıddını söylemekte hiçbir mahsur görmüyor. Muhterem arkadaşlarım bu bir hastalık mı yoksa vurdumduymazlık mı bunu görmek anlamak mecburiyetindeyiz. Bu ülkede on binlerce yüz binlerce insan kira problemlerini yaşıyor.”

    KHK MAĞDURLARI

    KHK mağdurlarının yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Karamollaoğlu, “Beraat ettiği halde işine dönemeyen binlerce mağdur insanımız neden bu durumda. Mahkeme suçsuz olduğunu ispat etmiş ama görevine dönemiyor. Başka bir yerde de iş bulamıyor. Adeta sürünüyor. Sadece kiraların çıkması Türkiye’nin tek problemi değil esas hukukun ortadan kaldırılması adalet mekanizmasına müdahale edilmesi” dedi. 

    “İNSANIMIZIN SESİ ESKİSİ GİBİ GÜR ÇIKMIYOR”

    Vatandaşın geçim sıkıntısına da değinen Karamollaoğlu şöyle devam etti:

     “Belli bir sektörde gayret gösteren ‘Ben dimdik ayaktayım’ diyen kim var. Bana yok gibi geliyor. İnsanlarımızın sesi de eskisi kadar gür çıkmıyor. Dertleri var, problemleri var çözüm arıyorlar ama bulamıyorlar ama bazen seslerini yükseldiklerinde tepelerine bir balyozun indiğine şahit oldukları için de artık seslerini de yükseltemiyorlar. Muhalefete geliyorlar. Muhalefete sadece onların seslerinin yüksek çıkmasına bir vasıtadır, çözüme değil. Muhalefetin söyledikleri ise iktidarın umurunda bile değil. 

    “CUMHURBAŞKANI FİYATLARI DENETLİYORMUŞ HAVASINDA”

    Bugün açlık sınırın çok altında geçinmeye çalışan yüz binlerce asgari ücretli var. Bugün 7 bin 500 liraya mahkum edilen emeklilerimiz var. Bir litre süt 25 liraya çıktı. Yumurta neredeyse 100 liraya dayandı. Bir alışverişe çıkmak hakikaten akıl alamayacağımız kadar büyük meblağlara bali olmaya başladı. Herhangi  bir manava, bakkala, kırtasiyesine uğrayabilir sayın Cumhurbaşkanı bazen görüyoruz televizyonlarda o kadar rahat ki bir süpermarkette sanki fiyatları denetliyormuş alışveriş yapıyormuş havasında vatandaşlara ‘bende sizdenim, bihaber değilim’ demek istiyor.”

    “BOŞALAN KÖYLER SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

    Tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunlara da değinen Karamollaoğlu, “Tarım ve hayvancılığa vurulan darbe ile bir süredir boşalan köyler şimdi de sermaye sahiplerine peşkeş çekiliyor. TOKİ eli ile ihaleye açılan araziler, köylülerin elinden alınıyor. Sadece Ankara’da şu anda 389 köy arazisi toplu olarak satışa çıkarılmış. Bu tam felaket demektir” dedi. 

     

  • ÖZGÜR ÖZEL’DEN TÜM HUKUK FAKÜLTELERİNDEKİ ÖĞRETİM ÜYELERİNE MEKTUP: “TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ ANAYASASIZLAŞTIRMA GİRİŞİMİNE KARŞI, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ LEHİNE AKADEMİNİN SESİNİ YÜKSELTMESİ BİR GÖREVDİR”

    CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, CHP Genel Başkanı Özgür Özel imzasıyla Türkiye genelindeki tüm hukuk fakültelerindeki öğretim üyelerine gönderilecek mektubu açıkladı. CHP Ankara İl Hukuk Komisyonu Başkanı Onur Boyacı’nın okuduğu mektupta Özgür Özel, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin anayasayı yok sayan kararı ile toplum nezdinde zaten tükenmekte olan hukukun üstünlüğüne olan inanç, büyük bir yara daha almıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılında, Türkiye Cumhuriyeti’ni anayasasızlaştırma ve güçler ayrılığını ortadan kaldırma girişimine karşı hukukun üstünlüğü lehine akademinin sesini yükseltmesi sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir görevdir. Bu bağlamda toplumun adalete ve hukuk sistemine olan güveninin yeniden tesis etmek için ‘biz hukukçular buradayız’ demek ve bu hukuksuzluğa karşı durmak adına siz kıymetli hocalarımızı konuya ilişkin hukuki görüşlerini kamuoyu ile buluşmaya davet ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.

    CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, bugün; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından başlayan tartışma ile ilgili açıklama yaptı. Erkol, il yöneticileri ve CHP Ankara İl Hukuk Komisyonu Onur Boyacı, Türkiye’deki tüm hukuk fakültelerindeki öğretim üyelerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in imzasıyla gönderilecek mektubu paylaştı.

    Erkol, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin içerisinde olduğu derin ekonomik krizin nedenlerinden bir tanesinin de hukuk sisteminin bu kadar altüst edilmesi olduğunu, yeri geldiğinde Anayasa’nın çiğnenmesi olduğunu söylersek herhalde yanlış söylemiş olmayız. Tüm yetkilileri; başta Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı olmak üzere bir an önce Anayasa ile tanımlanan görev ve yetki alanlarına dönmelerini ve Anayasaya karşı bir darbe yapmaktan vazgeçmelerini öneriyoruz. Bir an önce, gecikmeksizin…

    Bugün İl Hukuk Komisyonu Başkanımız Avukat Onur Boyacı, il hukuk komisyonu tarafından önerilen, Sayın Genel Başkanımızın da memnuniyetle kabul ettiği bir mektubu, tüm Türkiye’de Hukuk Fakültesi öğretim üyelerine gönderilmek üzere hazırlanan bir mektubu sizlere sunacak. Daha sonra da bu mektubu; e-mail yoluyla, posta yoluyla Türkiye’deki tüm hukuk akademisyenlerine göndereceğiz. Ve Hukuk akademisyenlerine öğrettikleri bu bilim alanına sahip çıkmaya davet edeceğiz.”

    CHP Ankara İl Hukuk Komisyonu Başkanı Boyacı, hazırlanan mektubu okudu. Boyacı, şunları söyledi:

    “Sayın Öğretim Üyesi. Malum olunduğu üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 08.11.2023 tarihli kararı ile tutuklu milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından kurulan hak ihlali kararını bugüne dek görülen tüm hukuka aykırı davranışların üzerinde açıkça anayasayı reddeden bir bilinç ile görmezden gelmiş, meşruiyet temelini anayasadan alan Yargıtay’ın ilgili dairesi, anayasayı açık bir şekilde ihlal etmiştir.

    Hukuk Fakültesi sıralarında hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, normlar hiyerarşisi gibi temel hukuk ilkeleri siz değerli hocalarımız tarafından öğretilmektedir. Bu öğreti doğrultusunda anılan kararın, tüm bu ilkelere aykırı olduğu, hukuken bir karşılığının olmadığı açıktır. Evrensel hukuk ilkeleri ışığında asıl olanın anayasaya mutlak itaat olduğunu, anayasa hükmünün emredici niteliğini, kişi ve kurum ayrımı gözetilmeksizin her türlü keyfiyetten ari bir şekilde uyulmasının bir zorunluluk olduğunu unutmadan, hukuka aykırı keyfi tutum ve davranışlar son bulana dek hukuksuzluklara en yüksek sesle itiraz edeceğinize inanıyoruz.

    Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin anayasayı yok sayan kararı ile toplum nezdinde zaten tükenmekte olan hukukun üstünlüğüne olan inanç, büyük bir yara daha almıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılında, Türkiye Cumhuriyeti’ni anayasasızlaştırma ve güçler ayrılığını ortadan kaldırma girişimine karşı hukukun üstünlüğü lehine akademinin sesini yükseltmesi sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir görevdir. Bu görev sizlere Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara Hukuk Mektebi açılışında kullandığı ‘Cumhuriyet’in müeyyidesi olacak büyük müessese’ ifadesi ile verilmiştir. Bu bağlamda toplumun adalete ve hukuk sistemine olan güveninin yeniden tesis etmek için ‘biz hukukçular buradayız’ demek ve bu hukuksuzluğa karşı durmak adına siz kıymetli hocalarımızı konuya ilişkin hukuki görüşlerini kamuoyu ile buluşmaya davet ediyoruz. Saygılarımla. Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı.”

    CHP Ankara İl Başkanı Erkol, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Meclis’te adalet nöbeti tutan milletvekillerimizle dayanışmaya devam edeceğiz. Bugün bu basın açıklaması ile sesimizi duyurmaya çalıştık. Ama hemen akabinde, çeşitli eylem ve etkinliklerle de anayasa nöbetine destek olacağız. Anayasaya karşı bu darbe girişimine dur demek için, sahalarda olacağız.”

  • PANASONIC ELECTRIC WORKS TÜRKİYE’DEN 5 YILDA 50 MİLYON EUROLUK YATIRIM

    PANASONIC ELECTRIC WORKS TÜRKİYE’DEN 5 YILDA 50 MİLYON EUROLUK YATIRIM

    Panasonic Electric Works Türkiye, son beş yılda yaptığı toplam 50 milyon euroluk yatırımla üretim kapasitesini artırırken yüzde 40 ek istihdam yarattı. Türkiye operasyonunda 60’ın üzerinde ülkeye ihracat yapan şirketin hedefi, üretim kapasitesini yüzde 200 artırarak ihracatta vites yükseltmek. 

    Tamamı öz kaynaklarla yapılan yatırımlarla üretim kapasitesi artırılan İstanbul Sancaktepe’deki tesislerinde düzenlenen açılış töreninde konuşan Panasonic Electric Works Türkiye Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Azim Tuncinar, kapasite artışı ve modernizasyonun yanı sıra planlamadan ürün sevkiyatına kadar tüm süreçlerde uçtan uca yatırımların devam ettiğini belirtti. 

    Türkiye faaliyetlerine 2014 yılında VİKO’ya yaptığı yatırımla start veren Panasonic Electric Works Türkiye, İstanbul Sancaktepe’de bulunan tesisinde yaptığı yatırımlarını, Türkiye bayilerinin de katılımı ile düzenlenen törenle kamuoyuna tanıttı. 

    Halen 60’tan fazla ülkeye yaptığı ihracat ile markasını dünya pazarlarına sunan Panasonic Electric Works Türkiye’nin son beş yılda Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımların toplamı 50 milyon euroya ulaştı. 

    Panasonic Electric Works Türkiye Başkanı Takeuji Kazuhiro ve diğer üst düzey yöneticilerin katıldığı törende konuşan Panasonic Electric Works Türkiye Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Azim Tuncinar, “Bu önemli yatırımlarla rekabet gücümüzü artırarak markamızın Türkiye operasyonunu dünyanın dört bir yanında temsil etmenin gururunu yaşıyoruz. Son beş yıllık dönemde yaklaşık 50 milyon euro, yani 1,5 milyar TL’lik tesis yatırımına imza attık. Sektörümüzde dünyanın en önemli ve modern tesislerinden birine sahip olmamızı sağlayan bu yatırımla birlikte toplam üretim kapasitemiz yüzde 43 oranında arttı. Devam eden yatırımlarımızla hedefimiz yüzde 200’lük kapasite artışı” dedi. Türkiye’nin sahip olduğu büyüme potansiyeline olan yüksek inançları nedeniyle yatırımlarını ve istihdama olan katkılarını her geçen yıl artırarak sürdürdüklerini vurgulayan Tuncinar, “Nihai ürünün fabrika dışına alınmasıyla lojistikten üretime alan kazandırmıştık. Bu adımla başlayan yatırım sürecimizi devam ettireceğiz. Üretim kapasitemizi iki katına çıkarma yolundaki modernleştirme yatırımlarını sürdüreceğiz” diye konuştu. 

    TAMAMI ÖZ KAYNAKLARLA YAPILDI 

    2018 yılından bu yana otomatik montaj hattı, plastik ve metal yarı mamullerin hazırlandığı plastik enjeksiyon makineleri, metal kesme presleri, kalıp imalat teknolojileri, kalite laboratuvarları ve yeni ürünlerin devreye alınması gibi birçok yatırımı hayata geçirmenin gururunu yaşadıklarının altını çizen Tuncinar, tüm bu yatırımları şirketin öz kaynaklarını kullanarak yaptıklarını kaydetti. 

    Son yatırımlarla kalıp imalat teknolojisinin güncellendiğini, kapasite artışı için kalıphane bölümüne CNC, dalma erozyon, taşlama tezgah yatırımları yapıldığını ifade eden Tuncinar, “Plastik yarı mamullerimiz için preshane bölümüne plastik enjeksiyon makineleri ve plastik kalıp yatırımları, metal yarı mamullerimiz için de metal kesme bölümüne yüksek hızlı pres makineleri ve metal kalıp yatırımları yaptık. Ürünlerin otomatik montajlanması için de montaj bölümüne ürünlerimize özel olarak tasarlanmış, sektörün en yüksek üretim kapasitesine sahip otomatik montaj hattını kurduk” diye konuştu. 

    10 ÇALIŞANDAN 4’Ü KADIN 

    Hem iç hem de dış pazara hizmet edecek şekilde hayata geçirilen yatırımlarla hem pazar paylarını hem de istihdama olan katkılarını artırdıklarını vurgulayan Tuncinar, son beş yılda yüzde 40’lık bir istihdam artışı yaşadıklarını, bu artışın önemli bölümünü de kadın çalışanların oluşturduğunu söyledi. Tuncinar, şirkette kadın çalışan oranının yüzde 40’a yaklaştığını belirtti. 

    Tuncinar, dünyanın teknoloji devleri arasında yer alan Panasonic Holding’e bağlı olarak gerçekleştirdikleri tüm yatırımlarda ‘Yeşil Mutabakat’a uygun şekilde enerji verimliliği yüksek, Endüstri 4.0 altyapısı olan çevreci ve kaynakları maksimum seviyede etkin kullanan teknolojileri tercih ettiklerini söylerken, “Önümüzdeki dönemde de sektörümüzde dünyanın lider kuruluşları arasında yer almak ve iş alanlarımızı genişleterek konforlu ev ve yaşam alanlarına katkı sağlamak için yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Sadece kapasite artışı veya modernizasyon yatırımları değil, planlamadan ürün sevkiyatına kadar tüm süreçlerde uçtan uca yatırımlarımız da devam edecek” dedi. 

    GENİŞ ÜRÜN GAMI 

    Panasonic Electric Works Türkiye’nin ürün gamı içerisinde elektrik anahtar ve prizleri, grup prizler, aksesuarlar, kablo kanalları, alçak gerilim şalt ürünleri, sigorta kutuları, akıllı av ve bina otomasyon sistemleri, led aydınlatma ürünleri, güneş enerjisi panelleri ve yangın algılama-alarm sistemleri yer alıyor. 

    Sürdürülebilirliği kurumsal sorumlulukları arasında ele alan ve geleceğe değer katan birçok proje gerçekleştiren Panasonic Electric Works Türkiye; kalite, güvenlik ve çevre sorumluluğuna önem veren yaklaşımlarının sonucu olarak ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001 ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sistemleri sertifikalarına sahip.

    ADVERTORİAL YAYIN