Blog

  • LÜLETAŞINI CANLANDIRACAK PROJEYE BEBKA’DAN DESTEK

    LÜLETAŞINI CANLANDIRACAK PROJEYE BEBKA’DAN DESTEK

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin, beyaz altın veya denizköpüğü olarak bilinen lületaşını yeniden canlandıracak “Lületaşı İşleme Eğitici Eğitimi Projesi” Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) açmış olduğu 2023 Teknik Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

    Yaklaşık 5 bin yıllık tarihe sahip olan ve Türkiye rezervinin yüzde 85’inin çıkarıldığı Eskişehir’de lületaşı sektörünün yeniden eski günlerine ulaşması için Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından önemli bir adım daha atıldı.

    Başta pipo, tespih, biblo gibi çok sayıda süs eşyasının yapıldığı lületaşında son yıllarda yetişmiş insan gücü azlığı nedeniyle sektör sorun yaşarken, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığına bağlı ESMEK ve Proje Geliştirme Birimleri tarafından hazırlanan “Lületaşı İşleme Eğitici Eğitimi Projesi”, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) tarafından desteklenmeye değer görüldü.

    Buna göre, projenin bütçesi ile ESMEK’teki 5 ve belediyenin çeşitli daire başkanlıklarında görev alan 11 personele “Lületaşı İşleme Eğitimi” verilecek. Proje bitiminde eğitim alan personel, vatandaşlara yönelik “Lületaşı İşleme Kursları” düzenleyecekler. 4 ay sürmesi planlanan projenin sonunda, Eskişehir için büyük öneme sahip olan lületaşı sektörünün canlandırılmasına katkıda bulunulması ve düzenlenecek kurslarla sektörün güçlendirilmesi hedefleniyor.

  • ZAFER PARTİLİ ASLAN: “ANNELER, ÇOCUKLARININ ÖLÜMÜNÜ BEKLEMEK ZORUNDA MI”

    Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında son bir alda 11 asansör kazası yaşandığını belirterek, “El bebek gül bebek evlatlarını büyüten anneler, çocuklarının ölümünü beklemek zorunda mı? KYK yurdu devletin değil mi? Devlet, insanını yaşatmaz mı? Önlemini almaz mı” diye sordu. 

    Esmaül Hüsna Aslan, bugün yaptığı açıklamada, KYK yurtlarında peş peşe yaşanan asansör kazalarına dikkat çekti. Aslan, “Tam bir ayda 11 farklı KYK yurdunda 10 asansör düşme ve bozulma vakası kayıtlara geçti” dedi. 

    Esmaül Hüsna Aslan, sadece basına yansıyan olayların bile büyük bir skandal olduğunu ve yurtlardaki ihmaller sonucu öğrencilerin hayatını kaybettiğini belirterek iktidara seslendi.  KYK yurtlarında kullanılan asansörlerin muayene ve bakımlarında ihmal olup olmadığına ilişkin araştırma önergesinin AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Aslan, “Neden orada duruyorsunuz? Ölüm var, görmüyor musunuz? Gençlerimizi öldürmekten başka ne yapıyorsunuz” dedi. Aslan, “El bebek gül bebek evlatlarını büyüten anneler, çocuklarının ölümünü beklemek zorunda mı” diye sordu. 

    DEVLET İNSANINI YAŞATMAZ MI” 

    KYK yurtlarının devletin sorumluluğunda olduğunu belirten Aslan, iktidara; “KYK yurdu devletin değil mi? Devlet, insanını yaşatmaz mı? Önlemini almaz mı? Tüm çilelerle büyüt yetiştir, devletin şefkatli kollarına gönder, ölüsü gelsin; öyle mi? Hangi anne-baba ister bunu” sorularını yöneltti.

     

  • ESKİ SARIYER  BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI EROL AYDIN, SARIYER BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYLIĞI BAŞVURUSUNDA BULUNDU

    ESKİ SARIYER BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI EROL AYDIN, SARIYER BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYLIĞI BAŞVURUSUNDA BULUNDU

    Eski Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı ve Meclis üyesi Erol Aydın, 31 Mart 2024 yılında yapılacak yerel seçimleri için Sarıyer Belediye Başkanı aday adaylığına başvurdu.

    Erol Aydın, CHP Sarıyer İlçe Başkanlığı’na giderek 31 Mart 2024 yılında yapılacak yerel seçimler için Sarıyer Belediye Başkanı aday adaylığı için başvuruda bulundu. Aday adaylık dosyasını CHP Sarıyer İlçe Mehmet Kubat’a teslim eden Erol Aydın’a bazı partililer de eşlik etti.

    Sarıyer’deki CHP iktidarını daha yüksek oyla devam ettireceklerini belirten Erol Aydın, “Sarıyer’e ve Sarıyerimin en iyiyi hak eden sevgili halkına hizmet edebilmek ve Sarıyer’i modern dünyanın yaşanabilir kentlerinden biri yapabilmek için bir yola çıkıyoruz. Bu bayrağı güzel bir yerde alıp, kazanımlarımızı koruyarak, çıtayı daha yükseğe koymak istiyorum. Yolumuz açık olsun” dedi.

    CHP Sarıyer Belediye Başkan aday adayı Erol Aydın ayrıca tüm Sarıyerlileri Cumartesi günü saat 15.00’da Korupark İstanbul’da düzenleyeceği proje tanıtım toplantısına davet etti.

  • DAVUTOĞLU’NDAN “BEYAZ GÖMLEKLİ” PROTESTO: “PARALARI ALANLAR DA GÜZELLİK SALONLARINI AÇANLAR DA ‘DEVLETİMİZ, BAYRAĞIMIZ, EZANIMIZ..’ ARTIK ‘VATAN, BAYRAK, DEVLET, EZAN’ DİYENE MİLLET ŞÜPHEYLE YAKLAŞIYOR. BU KAVRAMLARI KİRLETT

    DAVUTOĞLU’NDAN “BEYAZ GÖMLEKLİ” PROTESTO: “PARALARI ALANLAR DA GÜZELLİK SALONLARINI AÇANLAR DA ‘DEVLETİMİZ, BAYRAĞIMIZ, EZANIMIZ..’ ARTIK ‘VATAN, BAYRAK, DEVLET, EZAN’ DİYENE MİLLET ŞÜPHEYLE YAKLAŞIYOR. BU KAVRAMLARI KİRLETT

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu TBMM ortak grup toplantısında, son dönemde yaşanan kara para ve dolandırıcılık olaylarına göndermede bulunarak “beyaz gömlekli” protesto yaptı. Ceketini ve kravatını kürsüde çıkartarak beyaz gömleğiyle konuşmaya başlayan Davutoğlu, “Kamuoyunun sevdiği tanıdığı meşhur futbolcular… Yüzde 2000’lere varan faizler ya… Sormuyorlar. ‘Bu faizi bana hangi gerekçeyle veriyorsun, dünyada olmayan bir faizi’ Niye?  Bakıyorlar yukarıya kur korumalı mevduata sormadan aktarıyorlar paraları hazineden. Bu paraları alanlar da bu güzellik salonları da açanlar da, ‘devletimize hesap veriyoruz, devletimiz, bayrağımız, ezanımız..’ Artık ‘vatan, bayrak, devlet, ezan’ diyene millet şüpheyle yaklaşıyor. Bu kavramları kirlettiler” dedi. 

    Saadet Partisi- Gelecek Partisi ortak TBMM grup toplantısı bugün yapıldı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,  son dönemde yaşanan kara para aklama iddialarına ilişkin “şeffaflık” vurgusuna dikkat çekmek için  “beyaz gömlekli” protesto yaptı.

    CEKET VE KRAVATINI ÇIKARTIP BEYAZ GÖMLEKLE KONUŞTU

    Ceketini ve kravatını kürsüde çıkartarak beyaz gömleğiyle konuşmaya başlayan Davutoğlu, Davutoğlu, şunları söyledi:

    “İnsanoğlu hangi milletten hangi ırktan olursa olsun dünyaya üryan gelir ve beyaz bir kundakla hayata başlar. İnsanoğlu ister zengin ister fakir dünyanın neresinde olursa olsun beyaz bir kefenle dünyayı terk eder. Siyaset adamları, devlet adamları da siyasete lacivert ceket içerisinde beyaz bir gömlekle başlarlar. Devlet ol devlet adamları ki siyasetçi ol kişidir ki o ceketi çıkardığında gömleği yine beyaz kala beyaz öle beyaz yaşaya… 

    “AK GİBİ GÜZEL BİR KELİMEYİ O KADAR KİRLETTİLER Kİ, ‘BEYAZ’ DEDİK”

    Sedat Peker’in iddialarını İçişleri Bakanlığı’nın soruşturmasını istedikleri için TBMM önüne beyaz gömlekle geldiklerini, tartaklandıklarını söyleyen Davutoğlu şöyle konuştu:

    “Elhamdülillah ki şu an Meclis’teyiz ve o günün beyaz gömlek muhasebesini bugün yapmak için buradayız. Ne iddialar ortaya atıldı. Mafya liderlerinden maaş alan milletvekilleri, ihaleler, marinaya çökmeler, devletin zengin ettiği kişiler. İktidarın etrafında kan emici bir güruh, çok şey söylendi… 

    “TABİRİ CAİZSE ESKİ BAKANIN KADROLARI ÜZERİNDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇTİ”

    İçişleri Bakanı televizyonlara çıktı cevap vermek yerine bana nasıl kumpas kurduklarını anlattı. O günün İçişleri Bakanı bu iddiaları yaparken sayın Cumhurbaşkanı bir ay sustu. Sayın Bahçeli o İçişleri Bakanı’nı koruması altına aldı ve o İçişleri Bakanı iki yıl daha görev yaptı. İki yıl geçti bir seçim sonrası yeni bir İçişleri Bakanı geldi…O iddiaların tümü doğruymuş gibi, bir hükümet gitmiş başka bir hükümet gelmiş gibi, tabiri caizse eski bakanın kadroları üzerinden silindir gibi geçti. Bir bakanın oluşturduğu bataklık üzerine bir başka bakan kahramanlık hikayeleri yazdı.

    “ ‘AK’ DA DİYEBİLİRDİK AMA AK GİBİ GÜZEL BİR KELİMEYİ O KADAR KİRLETTİLER Kİ ‘AK’ DİYEMEDİK ‘BEYAZ’ DEDİK”

    Cumhurbaşkanı aynı Cumhurbaşkanı, iktidar aynı iktidar. Ortaklık aynı ortaklık. Sayın Bahçeli ve sayın Erdoğan karar veriyorlar ama bir İçişleri Bakanı bataklık oluşturuyor diğer İçişleri Bakanı ‘bataklığı kuruttum’ diye övünüyor işte böyle bir ortamda beyaz gömlekleri korumak o kadar zor ki, ‘Ak’ da diyebilirdik ama ak gibi güzel bir kelimeyi o kadar kirlettiler ki ‘ak’ diyemedik ‘beyaz’ dedik. 

    HÜKÜMET TORBA YASADA, ‘GÖTÜRDÜĞÜNÜZ BU PARALARI GERİ GETİREBİLİRSİNİZ, SİZDEN VERGİ ALMAYACAĞIM’ DİYOR”

    Şimdi torba yasa geldi. Yeni bir kara para aklama operasyonu var. Torba yasada yurt dışında yüzde 50 artı 1 şirkete sahip olan Türk vatandaşı kazancını Türkiye’ye getirirse yüzde 50 gelir muafiyeti alıyor. Görünüşte iyi bir şey peki bu paralar Türkiye’den nasıl çıktı. ‘Varlık barışı’ denilen şeyin arkasında bir kara para aklama operasyonu var bu yolla. İmar barışı denilen şeyin arkasında da depremde onbinlerce vatandaşımızın kaybedilen imar yolsuzlukları var. 15 milyar 905 milyon dolar, 14 Mayıs seçimlerinden önceki üç ay içerisinde Türkiye’den çıktı. Seçimler bitti bu düzenin devam edileceği görününce 15 milyar 575 milyon dolar geri geldi. Hükümet bu torba yasada diyor ki, ‘Götürdüğünüz bu paraları geri getirebilirsiniz, sizden vergi mergi almayacağım.’ diyor. 

    “SİYASİ DESTEKLİ BÜYÜK BİR ZENGİNLEŞME YAŞANDI”

    Siyasi destekli büyük bir zenginleşme yaşandı. Esas AK Parti’nin o kitlelerine sesleneceğim. Torba Yasa’da vergi iadeleri ile ilgili Cumhurbaşkanının yetkilerinin artırılması karara bağlanılıyor. Yani Cumhurbaşkanı bir gün diyecek ki ‘şu şu firmalara vergi iadesi yapacağım’ diyecek. O vergi iadeleri ile birileri zengin edilecek. Asgari ücretten vergi alınacak veya diğer işçinin primini alacak ama şirketlerin vergilerini affedecek. Bu torba yasanın esası bu. Bu yasa bu Anayasa’ya aykırı. 

    O kadar cesaretliler ki onun için ‘Anayasa Mahkemesi kalksın’ diyorlar. Diyorlar ki kimse bize hesap sormasın biz istediğimiz parayı istediğimize verelim. 

    “KUR KORUMALI MEVDUATIN ARKASINDA KATMERLİ FAİZ VARDIR”

    Kur Korumalı Mevduat’a (KKM) yatırılan paraların kaynağı nereden kimse sormadı… KKM’nın arkasında katmerli faiz vardır, belli bir zümrenin haram yolla kazandığı paraları aklama vardır. Bunun hesabını sorduğumuzda da Nas diyor Cumhurbaşkanı. Nas, rüşvet alanı melun gören hadistir evet rüşveti alan da veren de bu düzeni kuran da melundur. 

    “ARTIK ‘VATAN, BAYRAK, DEVLET, EZAN’ DİYENE MİLLET ŞÜPHEYLE YAKLAŞIYOR”

    Kamuoyunun sevdiği tanıdığı meşhur futbolcular… Yüzde 2 binlere varan faizler ya… Sormuyorlar. ‘Bu faizi bana hangi gerekçeyle veriyorsun, dünyada olmayan bir faizi’ Niye?  Bakıyorlar yukarıya kur korumalı mevduata sormadan aktarıyorlar paraları hazineden. Bu paraları alanlar da bu güzellik salonları da açanlar da, ‘devletimize hesap veriyoruz, devletimiz, bayrağımız, ezanımız..’ Artık ‘vatan, bayrak, devlet, ezan’ diyene millet şüpheyle yaklaşıyor. Bu kavramları kirlettiler. 

    “OTORİTERLİK OLMADAN BU YOLSUZLUK DÜZENİ SÜRMEZ BİR KİŞİ, BİR GRUP KARAR VERECEK Kİ BU YOLSUZLUK DÜZENİ SÜREBİLİRSİN”

    Bu siyaset destekli soygun düzenine son vermek lazım. 10 Şubat 2021’de temiz siyaset belgesini açıkladık. Otoriter yolsuzluk düzeni adını koyduk. Çünkü otoriterlik olmadan bu yolsuzluk düzeni sürmez. Çünkü otoriterlik olmadan bu yolsuzluk düzeni sürmez bir kişi, bir grup karar verecek ki bu yolsuzluk düzeni sürebilirsin. Tablonun bir tarafında dolarla bukle yapanlar, istif yapanlar… Peki Türkiye’nin diğer manzarası ne? Açlık sınırın altında inim inim inleyerek 7 bin 500 liraya talim eden emekliler, aldıkları 5 bin liranın tümünü tüketmişler. 

    Sayın Erdoğan’a soru soracağım. Bu sene vakıflardan iş yeri ve ofis kiralayana yüzde 300 ile yüzde 500 zam yapıyor. Devlet zam yapacak burada vicdan olacak öbür tarafta ev sahibini suçlayacaksınız, suçlu sizsiniz. Allah aşkına sizde hiç vicdan yok mu? Gücünüz sadece fakire fukaraya mı yetiyor. Biraz da uyuşturucu baronlarına uzansanıza. Biraz da oturduğu yerden para kazananlara uzansanıza…

    “İKTİDAR, ÇÜRÜMÜŞ. SERVET, HARAMA BULAŞMIŞ, BİLGİ KİRLENMİŞ”

    Öyle işler yaptınız ki yolsuzluğun tanımı kalmadı. Yolsuzluk normalleşti. Dürüst olmak anormal oldu. Eskiden üzerinde titrediğimiz yasaklar şimdi çok çabuk çiğnenebilir, sıradan oldu… İktidar, çürümüş. Servet, harama bulaşmış. Bilgi kirlenmiş. O partide çok temiz insanların olduğunu da biliyorum onlara sesleniyorum; biz böyle bir nesil için mi bütün ömrümüzü tükettik?

    “İLİM YAYMA CEMİYETİ O ZAYIF HALİYLE BİR UYANIŞA ÖNCÜLÜK YAPTI”

    Bugünkü gençler önlerinde gördükleri örneklerle çileli bir yola girip helal para kazanmaktansa bir an önce servet edinmek bir an önce lüks arabalara binmek bir an önce mevki ve makama gelmek, meşhur olmak peşindelerse bunun sorumlusu o gençler değildir. Lüks binalarda devlet destekli sektör haline gelmiş, vakıflara derneklere de soruyorum. İlim Yayma Cemiyeti o zayıf haliyle bir uyanışa öncülük yaptı. Bugün devlet destekli yükselen o binalarda vakıflar ve dernekler maalesef yeni bir neslin heyecanını yükselmektense var olan neslin heyecanını yok ediyorlar. 

    “İSRAİL’E GİDEN GEMİLERİ DİZSENİZ KIRIKKALE’YE KONVOY OLUR”

    Türkiye’den şu ana kadar 300 gemi İsrail’e gitti. Eğer bu gemileri arka arkaya dizseniz buradan Kırıkkale’ye kadar konvoy oluşur. İçerisinde demir çelik var bu gemilerin, gıda var. Petrol var. İsrail’in demir çelik ihtiyacının üçte biri Türkiye’den gidiyor. Birileri Ankara’dan slogan atıyor ama hala Türkiye’den gidiyor. 

    “GELECEK VE SAADET GRUBU, ESKİ HAL MUHAL YA YENİ HAL YA İZMİHLAL”

    Gelecek ve Saadet Grubu, eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal diyen bir gruptur. Biz bu izmihlale son verecek yeni bir hal ile kuşanacağız. Bu yeni hal siyasi ahlaktır, bu yeni hal temiz siyasettir. Bu yeni hal görevlere başladığımız gömleklerin beyazlığını, görevleri bitirdiğimiz anda da muhafaza edebilme ahlakıdır.”

     

  • MUĞLA BÜYÜKŞEHİR’İN KADIN OKÇULARI ŞAMPİYON OLDU

    MUĞLA BÜYÜKŞEHİR’İN KADIN OKÇULARI ŞAMPİYON OLDU

    Türkiye Okçuluk Federasyonu tarafından Antalya’da düzenlenen 2023 Salon Okçuluk Türkiye Şampiyonası’nda Muğla Büyükşehir Belediyesi Okçularından Hazal Burun, U21 Makaralı Yay kadınlar dalında birinci olarak altın madalya kazandı. Büyükşehir Okçuluk Kadın takımı da aynı şampiyonada birinci oldu.

    Ulusal ve uluslararası birçok farklı turnuvada önemli başarılar elde eden Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin okçuları başarılarını sürdürüyor.

    Bu kapsamda Antalya’da düzenlenen 2023 Salon Türkiye Okçuluk Şampiyonası’na 125 kulüp ve 601 sporcunun katılırken; şampiyonada Muğla Büyükşehir Belediyesi sporcuları büyük başarı elde etti.

    Turnuvada Büyükşehir okçularından Hazal Burun, U21 Makaralı Yay Kadınlar dalında birinci olarak altın madalya kazanırken, aynı dalda Emircan Haney makaralı yay erkeklerde üçüncü olarak bronz madalya kazandı.

    Ayrıca şampiyonada Songül Lök, Gülçin Balık ve Meltem Kaya’dan oluşan Muğla Büyükşehir Belediyesi kadınlar takımı makaralı yayda birinci olarak altın madalya aldı. Bunun yanı sıra U21 Makaralı Yay Kadınlar dalında Hazal Burun, Ceyda Kömer ve Ecesu Demircan’dan oluşan Büyükşehir takımı üçüncü olup bronz madalya kazandı.

  • AKŞENER: “İYİ PARTİ, SİYASETİN AHLAKSIZ TEKLİFLERİNİ ELİNİN TERSİ İLE İTENLERİN PARTİSİDİR. İYİ PARTİ’NİN SIRTINDAN KURBAN KESMEK İSTEYENLER HEP OLDU, OLMAYA DEVAM EDECEK. BİZ, İYİ PARTİ’Yİ MUHTELİF ŞER ODAKLARINI MUTLU ETME

    AKŞENER: “İYİ PARTİ, SİYASETİN AHLAKSIZ TEKLİFLERİNİ ELİNİN TERSİ İLE İTENLERİN PARTİSİDİR. İYİ PARTİ’NİN SIRTINDAN KURBAN KESMEK İSTEYENLER HEP OLDU, OLMAYA DEVAM EDECEK. BİZ, İYİ PARTİ’Yİ MUHTELİF ŞER ODAKLARINI MUTLU ETME

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM grup toplantısında; “İYİ Parti; siyasetin ahlaksız tekliflerini elinin tersi ile itenlerin partisidir. Türkiye’de siyaseti kendince dizayn etmeye çalışan kutup siyasetinden nemalana kim varsa hedefinde her zaman İYİ Parti oldu. Kurulduğumuz günden beri İYİ Parti’nin, sağından solundan çekiştirip bize istikamet çizmeye çalışanlar hep oldu. Memleketin onca sıkıntısı varken her akşam sıkılmadan İYİ Parti’ye ahkam kesenler hep oldu. İYİ Parti’nin sırtından kurban kesmek isteyenler hep oldu. Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki olmaya da devam edecek. Biz, İYİ Parti’yi muhtelif şer odaklarını mutlu etmek için kurmadık” dedi. Akşener, asgari ücretteki artışın yılda bir kez yapılacağına ilişkin açıklamaları nedeniyle de iktidarı, “Enflasyonun karşısında, ne kadar zam alırsa alsın daha 1 aya kalmadan maaşlar erirken şimdi 1 yıl boyunca milletimiz ne yapacak? Her şeye her ay zam gelirken 12 ay boyunca aynı maaşla, nasıl idare edecek? Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Madem bir yerlerden kısmanız gerekiyor o zaman bir zahmet kendinizden kısın. Biraz da siz tasarruf edin. Biraz da siz kemer sıkın. Artık biraz da siz sorumluluk alın. Artık biraz da siz bedel ödeyin. Bu milletin boğazından da, artık elinizi çekin” sözleriyle eleştirdi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Akşener, şunları söyledi:

    “25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ydü…Ülkemizdeki birçok mesele gibi kadın ve kadına yönelik şiddet meselesi de ne yazık ki sadece böyle özel günlerde hatırlanıyor. Ancak maalesef Türkiye’de son 10 ayda 364 kadın öldürüldü. Her gün ülkemizin dört bir yanından artık sokak ortalarına kadar taşan kadına yönelik şiddet görüntüleri geliyor. Çocuklarımız bile şiddetin, tacizin, tecavüzün, mağduru oluyor. Boşanmalar çığ gibi artıyor, aile yapımız sarsılıyor. Ve şiddetin bundaki payı da maalesef büyük. Çok değil daha bu haftanın başında Ankara’da bir kadın eşi tarafından vurularak öldürüldü. İstanbul’da bir başka kadın ise çocuklarının gözleri önünde katledildi. Adana’dan, Çankırı’dan, Kocaeli’nden, Muğla’dan memleketin dört bir yanından her gün yeni bir kadın cinayeti haberi alıyoruz. Ülkemizde kadınlar artık ‘şiddet, ne zaman kapımı çalacak’ bekleyişiyle yaşıyor. Evde, işte, sokakta, her yerde ‘ya sıradaki ben olursam’ tedirginliğiyle yaşıyor. Akşam saatlerinde tek başına kaldığı zaman can güvenliğinin korkusuyla yaşıyor.

    MADEM ÖYLE O ZAMAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMEMİZİN KADINLAR ÜZERİNDE NASIL OLUMLU BİR ETKİSİ OLDU ÇIK ONU DA AÇIKLA”

    Tüm bu acılar yaşanırken tablo bu derece vahimken Sayın Erdoğan ise çıkıp; ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadın hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz bir etkisi olmamıştır’ diyerek açıklama yapıyor. Gerçekten inanılır gibi değil. Bu sorumsuz açıklama karşısında ben de buradan kendisine seslenmek istiyorum. Madem öyle o zaman İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadınlar üzerinde nasıl olumlu bir etkisi oldu çık onu da açıkla. Her gün yeni bir kadın cinayete kurban giderken AK Parti iktidarı olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek cinayetleri durdurabildiniz mi onu da açıkla. Her gün yeni bir kadın şiddete maruz kalırken İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek bu şiddete mani olabildiniz mi onu da açıkla. Kadınlar her gün bir yenisi eklenen korkularla yaşarken İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınları koruyabildiniz mi onu da açıkla.

    İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ TÜM GEREKLİLİKLERİYLE BİRLİKTE HAKKIYLA UYGULAMAYA ALMADIĞINIZ MÜDDETÇE HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİREMEZSİNİZ”

    Bu soruların hepsinin cevabı, ‘Hayır.’ En ufak bir adım bile atmadılar. Peki sonuç ne oldu? Sonuç 2022 yılında 334 kadın şiddet yüzünden hayatını kaybederken, 2023’ün bitmesine 1 ay kala bu sayı 364’e çıktı. Üstelik daha kaç kadını kaybedeceğimizi bilmiyoruz Daha kaç kadının şiddet altında yaşamaya çalıştığını bilmiyoruz. Daha kaç kadının çaresizce ölümü beklediğini bilmiyoruz Daha kaç kadının baskı ve tehditlerle mücadele ettiğini bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki o da kadın düşmanı bir azınlığı tatmin etmek için kadın haklarından taviz veren kirli bir anlayışla hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. İstanbul Sözleşmesi’ni tüm gereklilikleriyle birlikte hakkıyla uygulamaya almadığınız müddetçe hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.

    MERKEZ BANKASI FAİZ ORANINI YÜZDE 40 SEVİYESİNE ÇIKARDI. DÜN YÜZDE 19 FAİZ KABUL EDİLEMEZ BULUNUYORDU. BUGÜN YÜZDE 40 FAİZ ADETA ALKIŞLANIYOR”

    İktidar ekonomimizi de düzlüğe içinde bulunduğu acı tabloyu inkar ederek çıkartmayı vadediyor. Yani ortadaki sorunun varlığını reddederek o soruna bir çözüm bulabileceğini iddia ediyor. Geçtiğimiz hafta, Merkez Bankası faiz oranını yüzde 40 seviyesine çıkardı. Hatırlayın; bundan 2 buçuk yıl önce dönemin Merkez Bankası Başkanı faizleri yüzde 19’a çıkardığı için görevden alınmıştı. Dün yüzde 19 faiz kabul edilemez bulunuyordu. Bugün yüzde 40 faiz adeta alkışlanıyor. ‘Nereden nereye’ değil mi? İYİ Parti olarak dün neredeysek, bugün de aynı yerdeyiz. O günün şartlarında iktidarı, defalarca uyarmıştık. ‘Merkez Bankası’nın işine karışmayın’ demiştik. İktidarı akla ve bilime davet etmiştik. ‘Faiz sebep enflasyon sonuçtur’ saçmalığından vazgeçin’ demiştik. Dün tüm bu ikaz ve eleştirilerimizi duymazdan görmezden gelen iktidar görünen o ki bugün yine kendisine yakışan bir tutarsızlıkla; ‘Faizi yükselt ki, enflasyon düşsün’ modeline dönüyor. Memleketi kendi elleriyle soktukları krizden çıkış yolunu da zor durumdaki milletimizin üzerine, karabasan gibi çökmekte arıyor.

    EĞER BUGÜN; KİRACILAR EV SAHİPLERİYLE DAVALIK OLUYORSA HER GÜN BİR ADLİ VAKA HABERİ ALIRYORSAK BU AK PARTİ’NİN ESERİDİR”

    Enflasyonda rekordan rekora koşuyoruz. Pula dönen Türk lirasının değeri her gün biraz daha düşüyor. Gıdadan temel ihtiyaçlara kadar tüm ürünlerin fiyatı her gün katlanıyor. Kiralar 10 katına çıkarken artık emekli maaşıyla kiralanabilecek ev bile bulunmuyor. Bunun lamı cimi yok. Hakikat, tüm çıplaklığıyla önümüzde duruyor. Eğer bugün ülkemizde geçim sıkıntısı varsa bu AK Parti’nin eseridir. Eğer bugün insanlarımız en temel ihtiyaçlarını almak için 40 kere düşünmek zorunda kalıyorsa bu Ak Parti’nin eseridir. Eğer bugün; kiracılar ev sahipleriyle davalık oluyorsa her gün bir adli vaka haberi alıyorsak bu Ak Parti’nin eseridir. Bu çok açık.

    BİRAZ DA SİZ TASARRUF EDİN. BİRAZ DA SİZ KEMER SIKIN. ARTIK BİRAZ DA SİZ SORUMLULUK ALIN”

    Yüksek enflasyon dönemlerinde ücret ve maaş ayarlamaları ne kadar sık yapılırsa çalışanlar ve emekliler enflasyona karşı o kadar korunmuş olur. Ama biz, tam olarak bu nedenle; ‘Böylesine yüksek bir enflasyonda asgari ücreti memur maaşlarını, emekli aylıklarını yılda 2 defa, güncellemek yetmez bu sayı dörde çıkartılmalı’ derken, Sayın Bakan bunun bir de ‘asgari ücretliler için’, yılda bir defaya düşürüleceğini söylüyor. Böyle bir insafsızlık olabilir mi? Enflasyonun karşısında, ne kadar zam alırsa alsın daha 1 aya kalmadan maaşlar erirken şimdi 1 yıl boyunca milletimiz ne yapacak? Her şeye her ay zam gelirken 12 ay boyunca aynı maaşla, nasıl idare edecek? Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Madem bir yerlerden kısmanız gerekiyor o zaman bir zahmet kendinizden kısın. Biraz da siz tasarruf edin. Biraz da siz kemer sıkın. Artık biraz da siz sorumluluk alın. Artık biraz da siz bedel ödeyin. Bu milletin boğazından da, artık elinizi çekin.

    İKTİDARIN BÜTÇE PLANINDA HER AN OLABİLECEK MARMARA DEPREMİNE KARŞI BİR HAZIRLIK YOK”

    Şubat ayında tarihimizdeki en büyük felaketlerden birini yaşadık. Bir ay boyunca deprem konuştuk. Bir ay boyunca ihmalleri konuştuk. Bir ay boyunca depreme karşı ne kadar hazırlıksız olduğumuzu konuştuk. Konuştuk da konuştuk…Depremin üzerinden 9 ay geçti. Bugün deprem riskine dikkat çekmek için çırpınan birkaç bilim insanı dışında depremi konuşan hemen hiç kimse kalmadı. Hatta iktidarın bütçe planında her an olabilecek Marmara depremine karşı bir hazırlık yok. Her an olabilecek İzmir depremine karşı bir hazırlık yok. Her an olabilecek Bingöl depremine karşı da bir hazırlık yok.

    Hatay’ın hali ortada. Kahramanmaraş’ın, Adıyaman’ın, Malatya’nın hali ortada. Binlerce aile dağıldı. On binlerce insanımız başka kentlere göç etmek zorunda kaldı. İktidar ise bu vahim tablodan, mahcup olacağı yerde bugün, yerinden yurdundan olmuş insanlarımıza yardım eli uzatmakla övünüyor. Ayıptır, günahtır.

    İYİ BELEDİYECİLİK VİZYONUMUZLA MİLLETİMİZE HER ŞEYDEN ÖNCE YAŞAYAN VE YAŞATAN ŞEHİRLER İNŞA EDECEĞİZ”

    Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya AK Parti döneminde büyükşehir yapıldı ve bu bölgelerde deprem olabileceği bilim insanlarımız tarafından defalarca söylenmişti. Yani depremin geleceği biliniyordu. Ama Malatya’da tarım arazilerine, kayısı bahçelerinin olduğu alanlara yüksek katlı konutlar inşa edildi. Nurdağı gibi nüfusu sadece 50 bin olan bir ilçemize 10 katlık imar izinleri verildi. Böyle bir aymazlık, böyle bir şuursuzluk olabilir mi? İşte biz İYİ Parti olarak bu kutlu göreve talibiz. İYİ Belediyecilik vizyonumuzla milletimize her şeyden önce yaşayan ve yaşatan şehirler inşa edeceğiz. Can ve mal güvenliğini esas alan şehircilik anlayışımızla deprem risklerini proaktif olarak yönetebilen sağlık, gıda, ulaşım ve barınma imkanlarına sahip afetlere dirençli kentler inşa edeceğiz.

    YÖNETTİĞİMİZ BELEDİYELERDEKİ HER MUHTARLIKTA AFET BİRİMLERİ KURACAĞIZ”

    Bu doğrultuda, öncelikle yöneteceğimiz şehirlerde kaçak ve çürük yapılara kesinlikle izin vermeyeceğiz. Yapılan plan değişiklikleri üzerinden birilerinin haksız kazanç elde etmesine engel olacağız. Kent Akademileri üzerinden tüm paydaş kurumları kapsayacak şekilde hayata geçireceğimiz ‘Toplumsal Etkinleştirme’ programları ile milletimizin depreme karşı bilinç, hazırlık ve mücadele kabiliyetini artıracağız. Yönettiğimiz belediyelerdeki her muhtarlıkta afet birimleri kuracağız. Bu birimler üzerinden vatandaşlarımızın yaş, sağlık ve eğitim durumları çerçevesinde her mahallemizde arama-kurtarma, yangınla mücadele ve ilk yardım ekipleri oluşturacak konunun uzmanı kuruluşlardan yıllık olarak eğitim almalarını sağlayacağız.

    ARAÇ MUAYENE SİSTEMİNİN BİR BENZERİNİ BİNALARIMIZ İÇİN DE OLUŞTURACAĞIZ”

    İYİ Belediyecilik anlayışıyla yönettiğimiz şehirlerde elbette kentsel dönüşüm anlayışı da değişecek doğal afet riskinin yüksek olduğu illerimizde yaşanabilecek tüm yıkım ve kayıpları en aza indirecek bir kentsel dönüşümü rant değil çevre ve insan odaklı, kent kimliğini koruyan doğaya ve tarihe saygılı bir anlayışla gerçekleştireceğiz. Araç muayene sisteminin bir benzerini binalarımız için de oluşturacağız. Bu sayede binaların depreme dayanıklılığını denetlediğimiz gibi kolon kesimlerinin de önüne geçmiş olacağız.

    Buradan, tüm belediye başkan adaylarımıza sesleniyorum. Öncelikle hepiniz İYİ belediyecilik vizyonumuzla işinizi en iyi şekilde yapacaksınız. Kimsenin baskısına boyun eğmeyeceksiniz. Ranta yolsuzluğa prim vermeyeceksiniz. İşe alım yaparken, liyakat dışında hiçbir kritere bakmayacaksınız Çünkü sizler kazandığınız belediyeleri İYİ Parti’nin emrine sokmak için aday değilsiniz. Tam tersine, sizler siyasi partilerin arka bahçesine dönmüş belediyeleri özgürleştirecek ve yeniden milletin emrine sokacaksınız. Yolsuzluğun kanıksatıldığı insanlarımıza ahlaklı olmanın faziletini ve bereketini göstereceksiniz. Durmadan, dinlenmeden çalışacak her biriniz kazandığınız il ve ilçelerin efsane başkanları olacaksınız. Şunu hiçbir zaman unutmayın. İYİ Parti; siyasetin ahlaksız tekliflerini elinin tersi ile itenlerin partisidir. İYİ Parti milletin selameti için her türlü baskıya göğüs gerenlerin partisidir. İYİ Parti; memleketine hizmet için çetin yolları yürüyenlerin partisidir. Sizler de, bu kutlu hareketin uç beyleri olarak İYİ Parti’nin neler başarabileceğini tüm Türkiye’ye göstereceksiniz. Şimdiden yolunuz açık olsun. Allah gayretlerimizi ibadet saysın. Bizleri milletimize karşı utandırmasın.

    İYİ PARTİ İTTİFAKLARA DAYANIP YAN GELİP YATMAK İÇİN DE KURULMADI”

    Bugün ne kadar tartışılırsa tartışılsın kaç cepheden hedef alınırsa alınsın hangi kirli tuzaklar kurulursa kurulsun İYİ Parti’nin güneşi, ilk günkü ışıltısını koruyor. Çünkü İYİ Parti; birilerinin kariyer basamağı olsun diye kurulmadı. İYİ Parti siyaset simsarlarının, kirli düzeni sürsün diye kurulmadı. İYİ Parti ittifaklara dayanıp yan gelip yatmak için de kurulmadı. Aksine İYİ Parti hür ve müstakil bir yolda Türkiye’nin önünü açmak Türk milletini hakkettiği yaşam standartlarına kavuşturmak ve memlekete, daima şerefle hizmet etmek için kuruldu. İYİ Parti ülkemizin sınırlarını kevgire çevirip milyonlarca kaçağı sığınmacıyı vatan topraklarına alanlara karşı Türk çocuklarının, Türk kadınlarının huzurlu ve mutlu geleceği için kuruldu. İYİ Parti, Türkden rahatsız olanlara karşı Türk’ün adını bu memleketten silmeye çalışanlara karşı Türksüz bir Türkiye düşleyenlere karşı göğsünü gere gere, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyebilmek için kuruldu.

    KURULDUĞUMUZ GÜNDEN BERİ İYİ PARTİ’NİN, SAĞINDAN SOLUNDAN ÇEKİŞTİRİP BİZE İSTİKAMET ÇİZMEYE ÇALIŞANLAR HEP OLDU”

    İYİ Parti’nin kurulması iktidarından muhalefetine, siyasetinden medyasına, milleti 5 yılda bir oy veren, marabalar olarak gören son 20 yılda kutuplaşmanın konforuna iyice alışan siyasi rant şımarığı, ne kadar şer odağı varsa hepsinin rahatını bozdu. Türkiye’de siyaseti kendince dizayn etmeye çalışan kutup siyasetinden nemalana kim varsa hedefinde her zaman İYİ Parti oldu. Kurulduğumuz günden beri İYİ Parti’nin, sağından solundan çekiştirip bize istikamet çizmeye çalışanlar hep oldu. Memleketin onca sıkıntısı varken her akşam sıkılmadan İYİ Parti’ye ahkam kesenler hep oldu. İYİ Parti’nin sırtından kurban kesmek isteyenler hep oldu. Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki olmaya da devam edecek… Biz, İYİ Parti’yi muhtelif şer odaklarını mutlu etmek için kurmadık. Biz İYİ Parti’yi milletimizi mutlu etmek için kurduk. Onun için de ilk günkü gibi milletin emrinde çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizde siyasetin yaşadığı tıkanıklığa karşı yeni hür ve müstakil bir zemin inşa etmek için tüm gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Kutup siyasetine sıkıştırılıp birbirinin karşısına dikilen milletimiz için bir çıkış yolu olmaya devam edeceğiz. Velhasıl kimse kusura bakmasın; birilerinin keyfini kaçırmaya rahatını bozmaya heveslerini kursaklarında bırakmaya aynen devam edeceğiz.

    KURDUKLARI, ‘AL GÜLÜM, VER GÜLÜM’ ÇARKINA ÇOMAK SOKULSUN İSTEMİYORLAR. İŞTE BU YÜZDEN DE DÜN YÜZDE 60 BORAZANLIĞI YAPANLAR BUGÜN ÇIKIP UTANMADAN İYİ PARTİ ANALİZLERİ KASIYORLAR”

    Dün bu iktidara karşı hiçbir başarı gösterememiş olanlar, bugün kendi sebep oldukları başarısızlığın faturasını İYİ Parti’ye kesmeye çalışıyorlar. Kurdukları, ‘Al gülüm, ver gülüm’ çarkına çomak sokulsun istemiyorlar. İşte bu yüzden de dün yüzde 60 borazanlığı yapanlar bugün çıkıp utanmadan İYİ Parti analizleri kasıyorlar. Ancak şunu unutuyorlar ki onların attığı çamur bize yapışmaz. Onların sürdüğü balçık İYİ Parti güneşini sıvayamaz. Onların estirdikleri fırtınalar bizden toz dışında bir şey alamaz. Çünkü biz milletimize asla yalan söylemedik. Biz asla beytülmale el uzatmadık. Biz asla hırslarımıza teslim olmadık. Biz asla koltuk sevdasına esir olmadık.”

     

  • GAZETECİ-YAZAR ZAFER ARAPKİRLİ’NİN “6 YAŞINDAKİ ÇOCUK EVLENEBİLİR” DİYEN NUREDDİN YILDIZ’A HAKARET ETTİĞİ GEREKÇESİYLE YARGILANDIĞI DAVADA CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ

    GAZETECİ-YAZAR ZAFER ARAPKİRLİ’NİN “6 YAŞINDAKİ ÇOCUK EVLENEBİLİR” DİYEN NUREDDİN YILDIZ’A HAKARET ETTİĞİ GEREKÇESİYLE YARGILANDIĞI DAVADA CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ

    GAYE ŞEYMA CAN

    Gazeteci-yazar, televizyon programcısı Zafer Arapkirli’nin, 2018 yılında “6 yaşındaki çocuk evlenebilir” diyen Sosyal Doku Vakfı’ndan Nureddin Yıldız’a hakaret ettiği iddiasıyla yeniden yargılandığı davada, mahkeme, ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Arapkirli duruşma sonrasında, “Gözlerini pedofili hırsı bürümüş birtakım ahlaksızlara birtakım şerefsizlere hadlerini bildirmezsek daha çok cesaret alacaklardır” dedi. 

    Gazeteci Zafer Arapkirli’nin, 2018 yılında başlayan ve “6 yaşında kız çocukları evlendirilebilir” diyen Sosyal Doku Vakfı’ndan yazar Nurettin Yıldız’a hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılmış davanın beraatle sonuçlanmasına rağmen istinaftan dönmesi üzerine İstanbul Adalet Sarayı’nda yeniden yargılanmasına İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. 

    SAVCI, HAKARET SUÇUNUN HAKSIZ BİR FİİLE TEPKİ OLARAK İŞLENDİĞİNDEN CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLMESİNİ TALEP ETTİ

    Duruşmaya Zafer Arapkirli ve avukatları katıldı. Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında, hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin anlaşıldığından sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etti. 

    Sanık Zafer Arapkirli mütalaaya karşı savunmasında, “Ben bunun bir hakaret davası olduğunu kabul etmiyorum. Burada toplumun dezavantajlı kesimi olan kadınlar ve kız çocuklarını savunmak için bulunuyorum. Katılan ile aramda herhangi bir husumet olmayıp tanışıklığım dahi yoktur. Tamamen kamuoyuna yansıyan haberler nedeniyle b,r gazeteci olarak suça konu edilen tweetleri attım bunu da inkar etmedim. Tweetlerimin arkasındayım hiçbir kız çocuğunun reşit olmadan evlendirilmemelidir. Bunu da her ne olursa olsun savunmaktayım. Beraatımı talep ederim” dedi.  

    “PEDOFİLİYİ MEŞRULAŞTIRMAK İSTEYEN HERKESE KARŞI VATANDAŞLIK GÖREVİMİ YERİNE GETİRDİM”

    Arapkirli son sözlerinde ise “Pedofiliyi meşrulaştırmak isteyen herkese karşı vatandaşlık görevimi yerine getirdim. Mahkemenin vereceği karara saygılıyım” ifadelerini kullandı. 

    Mahkeme, sanık Zafer Arapkirli hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. 

    Duruşma sonrasında adliye önünde açıklama yapan Zafer Arapkirli, “O küçücük bireyleri, savunmasız bireyleri savunmazsak orada sesimiz çıkmazsa çocuk düşmanlarına gözlerini pedofili hırsı bürümüş birtakım ahlaksızlara, birtakım şerefsizlere hadlerini bildirmezsek daha çok cesaret alacaklardır” diyerek şunları söyledi: 

    “ALNIM AK BAŞIM DİK: 2018’de yine böyle bir kış günü, bu davanın ilk duruşmasına katılmak üzere bu binadan başım dik, kendinden emin olarak, vicdanım rahat olarak girdim. Bugün de değerli vekillerimin olağanüstü çabaları sayesinde buradan yine başımız dik ve beraat kararıyla çıktık. Bundan dolayı çok mutluyum. Ama esas mutluluğum toplumun dezavantajlı bireyleri ve onlar içinde de en fazla korumaya muhtaç olduğu ve bizim korumamız gerektiği kız çocuklarının haklarını burada yüksek sesle bir kez daha savunduğum için mutluyum.

    GÖZLERİNİ PEDOFİLİ HIRSI BÜRÜMÜŞ AHLAKSIZLARA HADLERİNİ BİLDİRMEZSEK CESARET ALIRLAR: İçeride de duruşma yargıcının yüzüne de açıkça söylediğimiz gibi burada kendimizi suçlu değil, tam tersine, suçlayan, eski tabirle mülteyi olarak görerek sanık sandalyesinde savunmamı yaptım. Çünkü biz o küçücük bireyleri savunmasız bireyleri savunmazsak orada sesimiz çıkmazsa çocuk düşmanlarına gözlerini pedofili hırsı bürümüş bir takım ahlaksızlara birtakım şerefsizlere hadlerini bildirmezsek daha çok cesaret alacaklardır.

    BİR H.K.G. DAVASI YAŞANDI BU ÜLKEDE: Bu ülkede hepimiz şu tarikat, cemaat kirliliğini yaşıyoruz, görüyoruz. Bir H.K.G. olayı yaşandı bu ülkede. Onların tekrarlanmaması için, kız çocuklarımızın önce oyun, sonra okul, 18yaşına geldikten sonra evliliği düşünebilecekleri bir Türkiye’nin hayata geçmesi hepimizin arzusu. Yani bu ülkede laikliğin gerçek anlamıyla hayata geçmesi hepimizin arzusu. Bunları savundum. Bir vatandaş olarak sorumlu bir vatandaş, bir aydın olarak ama hepsinden önemlisi de bu toplumun tercümanı durumundaki bu toplumun tek tek bütün bireyleri adına söz söyleme hakkını kendimizde gören bir basın mensubu olarak bunu yaptım, görevimi yaptığıma inanıyorum. Buradan bugün eğer beraat kararı değil, yüz yıl hapis, yüz milyon lira para cezası, hatta idam geçerli olsaydı, idam cezasıyla çıksaydım aynı şeyleri dar ağacına kadar söylemeye devam edecektim. Bunu yaptığım için gururluyum.”

  • ARTVİN’DE CAM SEYİR TERASINDAN DÜŞEN KADININ CANSIZ BEDENİNE ULAŞILDI

    UĞUR İSTANBULLU

    Artvin merkeze bağlı Taşlıca köyü mevkisindeki Hatilla Vadisi Milli Parkı’nda bulunan 220 metre yüksekliğindeki cam seyir terasından düşen Sultan Sağlam’ın cansız bedenine ulaşıldı.

    Edinilen bilgiye göre olay dün akşam saatlerinde meydana geldi. Ticari taksiyle Artvin merkeze bağlı Taşlıca köyü mevkisinde bulunan Hatilla Vadisi Milli Parkı’nda bulunan cam seyir terasına giden Sultan Sağlam, henüz belirlenemeyen bir nedenden 220 metre yükseklikteki cam terastan düştü. Taksi sürücüsünün ihbarı üzerine ola yerine, Jandarma, AFAD 112 ekipleri sevk edildi.

    UMKE, Çoruh Arama Kurtarma ve itfaiye ekipleri kadının cansız bedenine ulaşmak için çalışma başlattı. Ekipler altı saat süren çalışma sonucunda Sultan Sağlam’ın cansız bedenine ulaştı. Sultan Sağlam’ın cenazesi 112 ekiplerine teslim edildi. Olaya ilişkin inceleme başlatıldı.

     

  • ZEYTİNBURNU’NDA KARAYA OTURAN TANKERDE MAHSUR KALAN 12 KİŞİ KURTARILDI

    ZEYTİNBURNU’NDA KARAYA OTURAN TANKERDE MAHSUR KALAN 12 KİŞİ KURTARILDI

    İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde karaya oturan tankerde mahsur kalan 12 kişi, İstanbul İtfaiyesi tarafından kurtarıldı.

    İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde bugün, bir tankerin karaya oturması sonucu mahsur kalan 12 kişi kurtarıldı. Operasyonda İstanbul İtfaiyesi ile birlikte Sahil Güvenlik ve Kıyı Emniyet Müdürlüğü ekipleri de yer aldı.

  • ÖZGÜR ÖZEL, MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI HEYETİNİ KABUL ETTİ

    ÖZGÜR ÖZEL, MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI HEYETİNİ KABUL ETTİ

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ve beraberindeki heyeti CHP Genel Merkezi’ndeki makamında kabul etti.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ve beraberindeki heyet ile CHP Genel Merkezi’ndeki makamında bugün bir araya geldi. Görüşmede CHP lideri Özel’e, Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç eşlik etti.