Blog

  • DENİZ DEMİR: TÜRKÇEDEN EKSİ 7,5 NET YAPIP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAZANAN VAR.  BİR AN ÖNCE ÜLKEMİZDEKİ LİSANS EĞİTİMİ NİTELİKLİ BİR HALE GETİRİLMELİ

    DENİZ DEMİR: TÜRKÇEDEN EKSİ 7,5 NET YAPIP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAZANAN VAR. BİR AN ÖNCE ÜLKEMİZDEKİ LİSANS EĞİTİMİ NİTELİKLİ BİR HALE GETİRİLMELİ

    CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, Yükseköğretim Kurulu, YÖK Atlas verilerinin endişe verici olduğunu kaydetti. YÖK Atlas verilerine göre, YKS’deki tüm sınavlarının toplamında eksi net yapanların üniversite kazandığına dikkat çeken Demir, “Tercih ettikleri alanlardaki sorularda 1 net bile yapamayanlar üniversitelere yerleşti. Türkçeden eksi 7,5 net yapıp Türk Dili ve Edebiyatı kazanan bile var. Bir an önce ülkemizdeki lisans eğitimi nitelikli bir hale getirilmeli, kontenjanlar azaltılmalı ve eğitim kalitesi düşük üniversitelerin açılması engellenmelidir” dedi. 

    CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, bugün yaptığı yazılı açıklamada Yükseköğretim Kurulu, YÖK Atlas verilerine göre “Tüm sınavlarının toplamında eksi net yapanlar dahi üniversite kazandı” dedi.

    Demir şunları kaydetti:

    “BARAJ KALDIRILDI, EKSİ NET YAPANLAR ÜNİVERSİTELERE YERLEŞTİ”

    “Tercih ettikleri alanlardaki sorularda 1 net bile yapamayanlar üniversitelere yerleşti. Türkçeden eksi 7,5 net yapıp Türk Dili ve Edebiyatı kazanan bile var. Özellikle 2022 yılından itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanları uygulaması kaldırılmasıyla sınavlarda toplam 1 net bile yapamayanlar üniversite kontenjanlarına yerleşti. Apartmandan bozma vakıf üniversiteleri lisans eğitimi alabilecek yeterlilikte olmayan öğrencilere resmen para ile diploma veriyor.

    “EKSİ NET İLE VAKIF ÜNİVERSİTELERİNE ÖĞRENCİ YERLEŞTİRİLİYOR”

    “Barajın kalkması sonucu çocuk gelişimi, tarih, iş sağlığı ve güvenliği, edebiyat gibi pek çok bölüme eksi net yapan öğrenciler yerleşti. Eksi net ile yerleşilen bölümlerin pek çoğu ise AKP iktidarı döneminde açılan vakıf üniversitelerinde yer almaktadır. 81 ile üniversite gibi saçma bir hedefle çıkılan bu yolda artan devlet üniversitelerinin yanı sıra özellikle büyükşehirlerde her köşe başında mantar gibi türeyen vakıf üniversitelerinin kurulmasına da göz yummuştur. Geldiğimiz sonuç ise ortada niteliksiz eğitim veren fakülteler, ihtiyacı aşan düzeyde kontenjanlar ve artan üniversiteli işsizler ordusu…

    TÜİK ve İş-Kur verilerine göre maalesef üniversite mezunlarının işsizlik oranı artmaktadır. Maalesef niteliksiz üniversitelerin açılması ve gençlerimiz umut satılması ile başlayan bu süreç üniversite mezunu gençlerimizin İŞKUR kapısında sıra beklemesi ile sonuçlanmaktadır. Gençlerimize umut satılarak gelecekleri karartılmaktadır. Bir an önce ülkemizdeki lisans eğitimi nitelikli bir hale getirilmeli, kontenjanlar azaltılmalı ve eğitim kalitesi düşük üniversitelerin açılması engellenmelidir.”

  • ASKİ’DEN “TAŞKIN YÖNETİM PLANI” TOPLANTISI

    ASKİ’DEN “TAŞKIN YÖNETİM PLANI” TOPLANTISI

    ASKİ Genel Müdürlüğü, “Ankara İli Taşkın Yönetim Planı Tedbirleri ve Farkındalık Toplantısı Bilgilendirme Sunumu”na ev sahipliği yaptı. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Karayolları Genel Müdürlüğü ve TCDD yetkililerinin de katıldığı toplantıda taşkınların başlıca sebepleri masaya yatırıldı, alınacak önlemler görüşüldü. 

    İklim değişikliğinin etkisi ile kentlerde su baskınlarının sıklığı ve şiddeti giderek ASKİ Genel Müdürlüğü’nde “Taşkın Yönetim Planı”  toplantısı gerçekleştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün koordinesinde, ASKİ’nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantı, ilgili tüm paydaşları bir araya getirirken toplantıda Ankara özelinde alınacak önlemler konuşuldu.  Ayrıca havza ölçeğinde taşkın riski taşıdığı öngörülen yerlere ilişkin hazırlanan “taşkın tehlike ve risk haritaları” değerlendirildi.

    Can kaybının olmaması, mal kaybının ise asgari seviyeye indirilmesinin hedeflendiği sunuma ASKİ Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay başkanlık etti. Toplantıda ASKİ’yi temsilen Genel Müdür Yardımcıları Yılmaz Şengül ve Oktay Başkaya ile daire başkanları da hazır bulundu.    

    YEŞİL ALAN VURGUSU

    Toplantıda konuşan ASKİ Genel Müdürü Akçay, taşkınların felakete dönüşmesinde yanlış yapılaşma ve imar planlarının rolünün büyük olduğunu vurgulayarak, “İmar planı çalışmalarında derelerde akış yatağını bozacak faaliyetlerin yapılamayacağı hususu net bir şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca taşkın koruma alanı olarak belirlenen alanların da imar kanununda yeşil alan olarak bırakılması maddesinin temel yasada açıkça bulunması elzemdir” dedi.

    “GELECEKTE YAŞANABİLECEK FELAKETLERİ ÖNLEMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

    Konuşmasında Ankara’da taşkınların önlenmesine ilişkin çalışmaların tarihçesini anlatan Akçay, afet ve kriz yönetiminde görev dağılımının önemini vurguladı.  Akçay, “Gelecekte yaşanabilecek felaketleri önlemek için iş birliğini önemseyerek çalışıyoruz. Taşkın yönetimi konusunda kurum ve kuruluşlarının görev ve sorumluluklarının tam olarak belirlenmesi, sınırlarının tam olarak çizilmesi, gerekli koordinasyonun sağlanması açısından hayati önem taşıyor” diye konuştu.

    MASTER PLAN’DA “TAŞKIN” BAŞLIĞI

    Akçay, ASKİ’nin 2020 yılında başlattığı ve Ankara’nın gelecekteki 30 yıllık içme suyu ve altyapı sorunlarını gidermeyi hedefleyen Master Plan çalışmasının taşkınların önlenmesine yönelik bölümler de içerdiğini belirterek, şu bilgileri verdi:

    “Ankara’da geçmişte yapılan hataların telafisi için ASKİ, tüm imkanları ile çalışmalarını sürdürüyor. Taşkınlarla ilgili en temel problem yanlış imar planları. Ankara Çayı ve çevresindeki dere ve çay yataklarının planlı ve plansız olarak imara açıldığını görüyoruz. Taşkınların en önemli nedenlerinden birisi dere yataklarında yapılan bu yapılaşmalardır.’’

    KARAASLAN’DAN ASKİ’YE TEŞEKKÜR

    Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Karaaslan ise “Kalite ile ilgili içme suyu havza koruma planları ile ilgili mevzuat çerçevesinde daha önce 41 olan parametreyi 99 parametreye çıkardık. Bununla alakalı da ASKİ Genel Müdürlüğümüz hızlı bir şekilde reaksiyon alarak akredite oldu birçok parametrede. Yakın iş birliğinden dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.

    TAŞKIN YÖNETİM PLANLARI 24 HAVZADA TAMAMLANDI

    “Taşkın Yönetim Planları”na ilişkin çalışmalar, 24 havzada tamamlanırken, son havza olan Meriç- Ergene Havzası’nda ise çalışmalar halen sürdürülüyor.

     

     

  • KARTAL BELEDİYESİ’NDEN ‘ENGELSİZ YAŞAM FESTİVALİ’

    KARTAL BELEDİYESİ’NDEN ‘ENGELSİZ YAŞAM FESTİVALİ’

    Kartal’da, Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Kartal Belediyesi ve Türkiye Sakatlar Derneği Kartal Şubesi iş birliğiyle, ‘Engelsiz Yaşam Festivali’ düzenleniyor.

    Kartal Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, engelli bireylerin; sosyal, ekonomik ve kültürel hayatın her alanında entegrasyonunu sağlamak ve engelli bireylere yönelik farkındalığı artırmak amacıyla 1 Aralık Cuma günü bir dizi etkinlik organize etti.

    Engelsiz Yaşam Festivali, 1 Aralık Cuma günü saat 10.00’da Neyzen Tevfik Meydanı önünden Kartal Belediyesi Etkinlik Çadırı’na doğru yapılacak  ‘Engelsiz Kartal Yürüyüşü’ ile başlayacak. Bando ekibi ve maskotların da eşlik edeceği yürüyüş, saat 11.20’de yapılacak açılış konuşmaları ile devam edecek.

    Şehit Recep Büyük Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi Okulu ve Kartal Belediyesi Sanat Akademisi Down Sendromlu Çocuklar Vurmalı Çalgılar Ritim Atölyesi’nin de yer aldığı festivale, ses sanatçıları Erol İkisivri ile Günay Çulha verecekleri konser ile renk katacak.

    Engelsiz bir kent oluşturmak için çalıştıklarını ve engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak çalışmaları ilçeye kazandırdıklarını belirten Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, 1 Aralık’ta gerçekleşecek Engelsiz Yaşam Festivali’ne tüm komşularını davet etti.

     

  • ERHAN ADEM’DEN, TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI’NIN MÜLAKAT İÇEREN YÖNETMELİĞİNE TEPKİ: “BİZ BİLDİĞİMİZ, TANIDIĞIMIZ KİŞİLERE GÖREV VERECEĞİZ. HAK YİYECEĞİZ DEMEKTİR”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı, Erhan Adem, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uzman yardımcılığı için yayınladığı yönetmelikte de mülakat koşulunun yer almasına tepki gösterdi. Adem, “Şu demektir; ‘Biz bildiğimiz, tanıdığımız kişilere görev vereceğiz. Hak yiyeceğiz’ demektir. Ben bu uygulamayı şiddetle kınıyorum, Tarım Bakanlığı’nı buradan uyarıyorum yazılı sınava hak eden girsin” dedi. Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan mülakatları kaldıracakları vaadinde bulunmuştu.

    Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı Tarım ve Orman Uzman Yönetmeliği dün Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Uzman yardımcısı alımına yönelik düzenlenecek sınav ve atamanın şartları yönetmeliğin 5’inci maddesiyle belirlendi. Yönetmelikte yer alan “Uzman yardımcıları, mesleğe yarışma sınavı ile alınır. Yarışma sınavı, kadro ve ihtiyaç durumuna göre bakanlıkça uygun görülen zamanlarda yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamadan veya sözlü olarak tek aşamadan oluşur” düzenlemesi tepki çekti. Çünkü yönetmelikte “mülakat” denilmese de sözlü sınavdan söz edilmesi; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimlerinde açıkladığı mülakatların kaldırılacağı vaadi ile çelişiyor.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı, Gölge Kabine Tarım ve Köyişleri Bakanı Erhan Adem de bu yönetmeliğe tepki gösterdi. Adem, konuyla ilgili olarak bugün yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Tarım ve Orman Bakanlığı geçen gün yayınladığı yönetmelikle mülakatla uzman yardımcılığı alacağını belirtti. Uzman yardımcılığı yazılı sınavından sonra puan sıralamasına göre sıralama yapılıp arkasından 70 puan ve üzeri alanlara mutlaka mülakat yapılacağı söylendi. Bu mülakatta torpilin işlemeyeceğini nereden bileceğiz.

    2023 seçimlerinde sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir personel alımında mülakat olmayacağını belirtmesine rağmen bugün yapılacak alımlarda mülakat olacağı ve mülakatta hiçbir kaydedici cihazın olmayacağı söyleniyor. Bu da şu demektir; ‘Biz bildiğimiz, tanıdığımız kişilere görev vereceğiz. Hak yiyeceğiz’ demektir. Ben bu uygulamayı şiddetle kınıyorum, Tarım Bakanlığı’nı buradan uyarıyorum yazılı sınava hak eden girsin.”

     

  • İMAMOĞLU: ZAFER TOPRAK KÜTÜPHANESİ CUMHURİYET TARİHİ ARAŞTIRMA MERKEZİ İSTANBULLULAR İÇİN MUAZZAM BİR KÜLTÜR DURAĞI OLACAK

    İMAMOĞLU: ZAFER TOPRAK KÜTÜPHANESİ CUMHURİYET TARİHİ ARAŞTIRMA MERKEZİ İSTANBULLULAR İÇİN MUAZZAM BİR KÜLTÜR DURAĞI OLACAK

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    Bu yıl haziran ayında yaşamını yitiren tarihçi, yazar ve akademisyen Prof. Dr. Zafer Toprak’ın 50 yıllık meslek yaşamında derlediği 60 bin eserlik arşivi, “Zafer Toprak Kütüphanesi ve Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi” adıyla Beyoğlu Metrohan’da akademisyen ve araştırmacıların hizmetine sunulacak. Merhum Prof. Toprak’ın eşi Prof. Dr. Binnaz Toprak ve kışı Ayşe Toprak Peker ile İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat arasında imzalanan protokole tanıklık eden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İnanıyorum ki burada yer alacak olan Zafer Toprak Kütüphanesi Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi İstanbullular için muazzam bir kültür durağı olacak” dedi.

    Bu yıl 3 Haziran’da yaşamını yitiren tarihçi, yazar ve akademisyen Prof. Dr. Zafer Toprak’ın ailesi, ünlü bilim insanının 60 bin eserlik arşivini İBB’ye bağışladı. İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı’na bağlı İBB Miras, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Kurucu Başkanı ve Tarih Vakfı kurucularından olan Prof. Dr. Zafer Toprak’ın 50 yıla yakın süren mesleki yaşamında derlediği zengin arşivini, akademisyen ve araştırmacıların kullanımına açmak için harekete geçti. İktisat tarihi, kurumlar tarihi, toplumsal hareketler ve erken dönem Türkiye Cumhuriyeti tarihi gibi sayısız alanda verdiği eserlerle siyaset ve kültür tarihine yeri doldurulmaz katkılarda bulunmuş Prof. Toprak’ın arşivinin, Beyoğlu Metrohan’da, “Zafer Toprak Kütüphanesi ve Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi” adıyla hizmete alınmasına karar verildi. Zafer Toprak Kütüphanesi ve Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi’nin tanıtım toplantısı; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, merhum Prof. Dr. Toprak’ın kendisi gibi akademisyen eşi Prof. Dr. Binnaz Toprak ve kızı Ayşe Toprak Peker’in katılımıyla gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısında sırasıyla; Polat, Prof. Dr. Toprak ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 

    İmamoğlu, tanıtım toplantısında şunları söyledi:

    “GÖREVE GELDİĞİMİZDEN BU YANA İSTANBUL’A 42 YENİ KÜTÜPHANE KAZANDIRDIK: Bazen arkadaşlarımla hizmetle ilgili yorumlarımda söylüyorum; yani bir kütüphane bazen bir insanı bir metro kadar mutlu eder mi? Fazlasını da edebiliyor. Göreve geldiğimizden bu yana geçen sürede İstanbul’a 42 yeni kütüphane kazandırdık. Merhum Prof. Dr. Toprak’ın Türkiye akademi dünyasındaki öneminin altını çizmek istiyorum. Türkiye kültür hayatına yön veren, birçok yayının çıkışında önemli rol üstlendiğini biliyoruz. Yeri doldurulamaz hocalarımızdan birisi. Çok kıymetli araştırmalara ve eserlere imza atmış Zafer Hocamızın, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yılları üzerine yaptığı çalışmalar, hepimiz için temel başvuru kaynağı konumunda. Gerçekten özenle okuyup, bir kelimesini dahi ıskalamadan anlamaya gayret edeceğimiz çok değerli eserleri bize emanet etti. 

    ZAFER TOPRAK ARŞİVİNİ DİJİTAL ORTAMA AKTARARAK DAHA ULAŞIR HALE GETİRECEĞİZ: Zafer Toprak’ın, Cumhuriyet’i daha doğru okumak adına, bizlere yeni pencereleri bu vesileyle burada kurulan bu merkezde de açmaya devam edeceğini düşünüyorum. Ne yazık ki Cumhuriyet’e çok anlaşılması yönünde hizmet eden Zafer Toprak’ı, tam da Cumhuriyet’in yüzüncü yılında uğurlamış olduk. Zafer Toprak Kütüphanesi Cumhuriyet Araştırmaları Merkezi, Zafer Hocamızın değerli hatırasını yaşatacağımız bir mekan olmanın ötesinde, onun Cumhuriyet’i anlama ve anlatma çabasını yaşatma ve bu çabaya ortak olma umuduyla, Cumhuriyet’in yüzüncü yılına armağan ettiğimiz önemli bir araştırma merkezi olacak. Merhum Prof. Dr. Toprak’ın arşivini dijital ortama taşıyarak, daha ulaşılır hale getireceğiz. 

    MERKEZ, İSTANBULLULAR İÇİN MUAZZAM BİR KÜLTÜR DURAĞI OLACAK: Kültürel ve sanata erişim neredeyse bir lüks olmaya başladı. Bu dönemde her yaştan, her kesimden İstanbullunun her köşesinde ücretsiz olarak kullanabileceği etkinlikleri, bir kent hakkı olarak görüyoruz ve İstanbul’un tüm mahallelerine ulaştırmak için de bu konuda gerçekten yüksek seviyede bir çalışma sürdürüyoruz. Böylesi güzel bir merkezde, İstanbulluları başka sanat ve kültürle buluşturacağımız bir alanı hep beraber kurguluyoruz. Toprak Ailesi’nin bağışıyla alan çok önemli bir işleve kavuşacak. İnanıyorum ki burada yer alacak olan Zafer Toprak Kütüphanesi Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi de İstanbullular için muazzam bir kültür durağı olacak. İnanıyorum ki Zafer Toprak da arşivinin böyle faydalı bir şekilde değerlendirildiğini bu tarihi binada araştırmacıların hizmetine sunulduğunu görmekten bence çok büyük mutluluk duyacaktır. Bizi görüyor ve bu yaptıklarımızı bence oradan alkışlıyordur diye düşünüyorum.”

    PROF. BİNNAZ TOPRAK: KÜTÜPHANELERE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR

    Projede emeği geçen kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkürlerini sunan Prof. Dr. Binnaz Toprak da duygularını şu sözlerle dile getirdi: 

    “Uluslararası istatistiklere baktığınızda Türkiye, okuma alışkanlığı açısından, kitap okuma sayıları açısından son derece gerilerde seyrediyor. Tabii bu okuma alışkanlığı kendiliğinden olmuyor. Teşvik edilmesi lazım. Hem eğitim süreciyle teşvik edilmesi lazım hem de kent kütüphaneleri süreciyle teşvik edilmesi lazım. Eğitim sürecini biliyoruz. Çok şükür, yani ilkokuldan itibaren derslerin dışında çocuklara üç tane kitap okutuluyorsa memnun oluyor insan. Ama kütüphaneler hakikaten çok önemli. Çünkü kentleri kent yapan, yani kentleri özgün kılan şeyin AVM’ler, bulvarlar, alt geçitler, üst geçitler, köprüler falan olmaktan ziyade -tabii onlar da önemli, önemseniyor değilim- ama asıl kentlere, kentlere ayrıcalıklı kılan şeyin o kentin kültür yaşamı olduğunu düşünüyorum. Kütüphanelere çok ihtiyacımız var. Eşim Zafer Toprak anısına yapılacak bu kütüphanenin de böyle bir işlev göreceğini ümit ediyoruz.”

    130 KİŞİ AYNI ANDA MERKEZDEN YARARLANABİLECEK

    Konuşmaların ardından, İmamoğlu’nun tanıklığında, Polat ve Toprak Ailesi arasında protokol imzalandı. Zafer Toprak Kütüphanesi ve Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi’nin tamamlanmasının ardından, merhum Prof. Dr. Toprak’ın çalışmalarında yararlandığı Osmanlıca eserler, Türkçe yayınlar, gazeteler ve süreli yayınlar, çalışma notları ve kitaplarından oluşan yaklaşık 60 bin eserlik arşivi Metrohan’da sergilenmeye başlanacak. 130 kişilik kapasiteli merkez, akademisyen ve araştırmacılara rehber olacak.

  • GAZİEMİR BELEDİYESİ 93 PROJE HEDEFİNİN 82 TANESİNİ TAMAMLADI

    GAZİEMİR BELEDİYESİ 93 PROJE HEDEFİNİN 82 TANESİNİ TAMAMLADI

    2020-2024 Stratejik Planı’ndaki 93 proje faaliyet hedefinin 82 tanesini tamamlayan Gaziemir Belediyesi, projelerin yüzde 88’ini yaşama geçirerek önemli bir başarıya imza attı. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Beş yıllık dönemi kapsayan planımızdaki projelerin yüzde 88’ini 4 yılda gerçekleştirdik. Bu bir başarı öyküsüdür” dedi.

    Gaziemir Belediyesi, 2019 yılının ekim ayında yapılan meclis toplantısında oybirliği ile kabul edilen 2020-2024 dönemini kapsayan Stratejik Planı’nda yer alan projelerin yüzde 88’ini yaşama geçirerek önemli bir başarıya imza attı. Belediyenin, 6 stratejik amaca bağlı olarak 18 stratejik hedefin yer aldığı 2020-2024 Stratejik Planı’ndaki 93 proje faaliyet hedefinin 82 tanesi tamamlandı. Belediyenin ortak akılla hazırladığı Stratejik Plan’daki projelerin yüzde 88’si dört yılda tamamlanarak başarılı bir performans sergilendi. Planda yer alan diğer projelerinde 2024 yılında tamamlanarak yüzde 100’lük bir başarıya imza atılması planlanıyor.

    “ÖRNEK BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ” 

    Her kesimin görüşleri alınarak titiz bir çalışma sonucunda Gaziemir Belediyesi 2020-2024 Stratejik Planı’nı hazırladıklarının altını çizen Belediye Başkanı Halil Arda, “2019’da göreve gelir gelmez; liyakatli müdürlerimiz, muhtarlar, STK’lar, yurttaşlarımızın ve çalışanlarımızın görüşleri doğrultusunda, 6 ay süren çalışmanın sonucunda, ortak akılla mükemmel bir plan hazırlamıştık. Belediye meclisimizde oybirliğiyle kabul edilen 2020-2024 Stratejik Planı’nda yer alan 93 proje ve faaliyet hedefinden 82 tanesini tamamlayarak yüzde 88’lik bir gerçekleştirme oranını yakaladık. Devlet kurumlarının, İzmir’e vaatlerini gerçekleştirme oranı yüzde 40’lar civarında kalmış. Biz, 5 yıllık dönemi kapsayan planımızdaki projelerin yüzde 88’ini 4 yılda gerçekleştirdik. 2024 yılında diğer hedeflerimizi de gerçekleştirerek yüzde 100 başarı oranına imza atacağız. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullara rağmen hiç kredi kullanmadan, malvarlığımızı satmadan projelerimizi yaptık. Bu, örnek bir başarı öyküsüdür” diye konuştu.

     

  • CAVİT ARI’DAN RAYLI SİSTEM DEVRİNDE KDV İSTİSNASININ UZATILMASINI İÇEREN TORBA KANUN TEKLİFİNE TEPKİ: “AKP’Lİ BELEDİYELERE AVANTAJ SAĞLAMA DÜZENLEMESİDİR”

    CAVİT ARI’DAN RAYLI SİSTEM DEVRİNDE KDV İSTİSNASININ UZATILMASINI İÇEREN TORBA KANUN TEKLİFİNE TEPKİ: “AKP’Lİ BELEDİYELERE AVANTAJ SAĞLAMA DÜZENLEMESİDİR”

    CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam eden torba kanun teklifi görüşmelerinde; şehir içi raylı ulaşım sistemlerinin belediyeler ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasındaki devir teslimlerinde KDV istisnasının 31 Aralık 2028’e kadar uzatılmasını öngören 35. maddeye tepki gösterdi. Arı, “Muafiyet uzatımıyla önümüzdeki yerel seçim sürecinde başta Bursa, Kocaeli, Trabzon ve Samsun’da toplu taşıma projelerinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından devralınarak bu belediyelere yani AKP’li belediyelere bir avantaj sağlama düzenlemesinin devamı niteliğindedir. Bu düzenlemeyle AKP’li belediyelerin önümüzdeki seçim sürecinde belediye yapıyormuş gibi reklamını siyasetini yapacağı, halkı kandıracağı bu projeleri bakanlık yapacak” dedi.

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, AKP’nin 80 maddelik torba kanun teklifinin görüşmeleri ikinci gününde devam ediyor. CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, teklifin şehir içi raylı ulaşım sistemleri, metro, tramvay , teleferik, telesiyej ve fünikülerin belediyelere devrinde KDV istisnasının 31 Aralık 2028 tarihine kadar uzatılmasını öngören 35. maddesiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

    “BU DÜZENLEMEYLE AKP’Lİ BELEDİYELERİN ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİM SÜRECİNDE BELEDİYE YAPIYORMUŞ GİBİ REKLAMINI, SİYASETİNİ YAPACAĞI PROJELERİ BAKANLIK YAPACAK, BUNA KARŞIYIZ”

    “Bu düzenleme AKP’nin adındaki adalet duygusunun belediyeler arasında uygulamış olduğu ayrımcılıkla aslında olmadığının açık bir ifadesinden ibarettir. Muafiyet uzatımıyla önümüzdeki yerel seçim sürecinde başta Bursa, Kocaeli, Trabzon ve Samsun’da toplu taşıma projelerinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından devralınarak bu belediyelere yani AKP’li belediyelere bir avantaj sağlama düzenlemesinin devamı niteliğindedir. Bu düzenlemeyle Bursa Üniversitesi Görükle Uzatma Hattı, Kocaeli Kuzey Hafif Raylı Sistem Hattı Birinci Aşama, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait proje kapsamındaki Adapazarı Serdivan Raylı Sistem Hattı, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı’na ait raylı sistem hattı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı’na ait raylı sistem hatlarına araç alımlarıyla ilgili bu konuların Bakanlık tarafından üzerine alınması ve belediyeler adına yapılıp siyaset yapılması amacını taşımaktadır. Bu düzenlemeyle AKP’li belediyelerin önümüzdeki seçim sürecinde belediye yapıyormuş gibi reklamını siyasetini yapacağı, halkı kandıracağı bu projeleri bakanlık yapacak. Bu bakanlığın yapacağı projelerdeki muafiyetleri uzatma kararıdır bu karar. Bununla beraber örneğin CHP’li belediyelerin talep ettiği bu ödenekler de proje onayları da devamlı uzatıldı. Örneğin İBB’nin proje onayları uzun süre bekletildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin projesi 24 ay bekletildi. Bu düzenleme çok da samimi ve masum bir düzenleme değildir buna kesinlikle karşıyız.”

    35. MADDE NE GETİRİYOR?

    Kanun teklifinin söz konusu 35. maddesinin gerekçesi şöyle:

    “Şehir içi raylı ulaşım sistemleri, metro, tramvay, teleferik, telesiyej ve füniküler ile bunların hatları, istasyonları, yolcu terminalleri ve durakları ve bu iş ve işlemlerle ilgili tesisler ile eklenti veya bütünleyici parçalarının Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları arasında yapılacak devir ve teslimleri 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisnadır. Maddeyle istisnanın uygulama süresi 31 Aralık 2028 tarihine kadar uzatılmaktadır.”

  • LÜTFÜ SAVAŞ: “EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM SÜRDÜREBİLMELERİ AMACIYLA KADINLARIN YANLARINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ “

    LÜTFÜ SAVAŞ: “EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM SÜRDÜREBİLMELERİ AMACIYLA KADINLARIN YANLARINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ “

    Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş,  ‘CHP Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni imzaladı. Başkan Savaş, “Kadınların eşit ve özgür bir yaşam sürdürebilmeleri amacıyla yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.

    Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi (ILO C190) ve 206 sayılı Tavsiye Kararı’nın maddelerini hayata geçirmek amacıyla CHP tarafından hazırlanan belge, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında imza altına alındı.

    Mücadele; Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi( CEDAW) ,Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi  (CEMR) Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği şartı başta olmak üzere uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülüyor. 

    Sözleşmeler ile şiddet ve tacize karşı gerekli önlemlerin alınması, önlenemediğinde uygulanacak yaptırımlar taahhüt altına alınıyor. Şiddet ve taciz ise fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik zararı amaçlayan, bunlarla sonuçlanan ve sonuçlanması muhtemel olan, bir defaya özgü veya tekrarlanan bir dizi kabul edilemez, davranış ve uygulamalar ya da bunlarla ilgili tehditler olarak tanımlanıyor.

    Hatay Büyükşehir Belediyesi Lütfü Savaş, CHP Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni imzaladı.

    SAVAŞ: “KADINA YÖNELİK ŞİDDETTİN HER ZAMAN KARŞISINDAYIZ “

    Kadına yönelik şiddete her zaman karşı olduklarını belirterek, bu sorunun tamamen ortadan kaldırılmasına Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak büyük önem verdiklerini vurgulayan Başkan Savaş, “Hatay’da göreve geldiğimiz günden bu güne kadar kadına yönelik şiddete karşı birçok çalışma yaptık.  Kadınların bilinçlenmesi ve şiddete uğrayan kadınlar için hem hukuki hem de psikolojik destek çalışmaları yürüttük. Kadınların eşit ve özgür bir yaşam sürdürebilmeleri amacıyla yanlarında olmaya devam edeceğiz. Partimizin almış olduğu bu kararın örnek olmasını ve ülkemizdeki bütün belediyelerde uygulanmasını diliyorum” dedi. 

     

     

  • MARMARİSLİ KREŞ ÖĞRENCİLERİNDEN CAN DOSTLARA ZİYARET

    MARMARİSLİ KREŞ ÖĞRENCİLERİNDEN CAN DOSTLARA ZİYARET

    Özel bir anaokulunun minik öğrencileri Marmaris Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret ederek, küçük dostlarına mama, battaniye, eski gazete, kedi kumu bağışında bulundu.

    240 köpeğin yanı sıra 50 kadar kedinin de tedavi için bulunduğu Marmaris Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi, sık sık minik öğrencileri de konuk ediyor. Özel Oyun Evim Anaokulu’nun 40 öğrencisi de öğretmenleri ve bazı velilerle birlikte merkezi ziyaret etti.

    Merkezin yavru bölümü, yetişkinler bölümü gibi çeşitli bölümlerini gezen minik öğrencilere Merkez görevlileri tarafından hayvanlar hakkında bilgi verildi. Öğrenciler minik dostları için hediyeler de getirdi. Mama, battaniye, eski gazete, kedi kumu gibi bağışlarda bulunan minikler hayvanlara yakın ilgi gösterdi.

    Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak için bu ziyareti gerçekleştirdiklerini söyleyen kreş görevlisi, hayvanlarla kurulan bağın çocukların duygusal ve sosyal gelişiminde önemli rol oynadığını ifade etti.

  • CHP BAYRAKLI İLÇE BAŞKANI DİDEM GÜLTEKİN: “YARGININ İKTİDARIN İCAZETİNE DEĞİL, BAĞIMSIZLIĞA İHTİYACI VAR”

    CHP BAYRAKLI İLÇE BAŞKANI DİDEM GÜLTEKİN: “YARGININ İKTİDARIN İCAZETİNE DEĞİL, BAĞIMSIZLIĞA İHTİYACI VAR”

    CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, “Can Atalay’ın başvurusu üzerine hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin suç duyurusunda bulunması Anayasal düzenimize yapılmış bir darbe girişimidir. Yargıyı kendisine bir ayak bağı olarak gören siyasi iktidarın bu ‘yargı darbesinde’ parmağı olduğu aşikardır. Yargının iktidar icazetine değil, bağımsızlığa ihtiyacı vardır” dedi.

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, ilçe yöneticileri ve partililerin de katılımıyla ilçe başkanlığında ‘Adalet ve hukuk krizi’ başlıklı basın toplantısı düzenledi. CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, şunları söyledi:

    “YARGITAY’IN ANAYASA KURALLARINI YOK SAYDIĞI BİR ORTAMDA HUKUK DEVLETİNDEN SÖZ EDİLEMEZ”

    “Anayasa’mızın 2. maddesinin açıkça yok sayıldığı, Anayasa yapısının tarihsel gelişimini ve hukuk sistemindeki konumunu hiçe sayan bir sürecin içerisindeyiz. Hatay Milletvekili Can Atalay’ın başvurusu üzerine hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin suç duyurusunda bulunması anayasal düzenimize yapılmış bir darbe girişimidir. Unutulmamalıdır ki normlar hiyerarşisinde Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yoruma açık olmayacak şekilde bağlayıcıdır. Yargıtay’ın bizzat kendisinin anayasanın emredici kurallarını yok saydığı bir ortamda hukuk devletinden söz edilemez.

    “YARGININ BAĞIMSIZLIĞA İHTİYACI VAR”

    Yargıyı her zaman kendisine bir ayak bağı olarak gören siyasi iktidarın da anayasal düzenimize yapılan bu darbe girişiminde parmağı olduğu aşikardır. Yargının, iktidarın icazetine değil bağımsızlığa ihtiyacı vardır. Cumhuriyet Halk Partisi Bayraklı İlçe Örgütü olarak; Atamızın bizlere miras bıraktığı Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında da hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Şimdi hep birlikte sesimizi yükseltiyoruz”