Blog

  • ERDOĞAN, SELMAN ÖĞÜT’Ü İSTANBUL ESENYURT ÜNİVERSİTESİNE REKTÖR OLARAK ATADI

    ERDOĞAN, SELMAN ÖĞÜT’Ü İSTANBUL ESENYURT ÜNİVERSİTESİNE REKTÖR OLARAK ATADI

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dört üniversiteye rektör atadı. Selman Öğüt, İstanbul Esenyurt Üniversitesi rektörlüğüne atandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı atama kararları, Resmi Gazete’de yayınlandı. Erdoğan imzasıyla, 4 bakanlığa başmüfettişlik, Hazine ve Maliye Bakanlığına vergi başmüfettişi ataması yapıldı. Erdoğan, 4 üniversiteye rektör atadı.

    Antalya Belek Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Yazıcı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsmail Boz, İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Selman Öğüt, İstanbul Okan Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Güliz Muğan atandı.

    Ticaret Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Zeki Ertem ise görevden alındı.

     

     

     

  • MAHALLİ İDARELER SEÇİM TAKVİMİ YAYINLANDI: SEÇİME KATILABİLECEK SİYASİ PARTİLER 2 OCAK’TA İLAN EDİLECEK. KESİN ADAY LİSTELERİ 3 MART’TA AÇIKLANACAK

    MAHALLİ İDARELER SEÇİM TAKVİMİ YAYINLANDI: SEÇİME KATILABİLECEK SİYASİ PARTİLER 2 OCAK’TA İLAN EDİLECEK. KESİN ADAY LİSTELERİ 3 MART’TA AÇIKLANACAK

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler genel seçimlerinde uygulanacak takvimi yayınladı. Seçim takviminin başlangıç tarihi 1 Ocak 2024 olacak. Takvime göre; seçime katılabilecek siyasi partiler 2 Ocak’ta ilan edilecek. İl ve ilçe seçim kurulları kesin aday listelerini 3 Mart Pazar günü açıklayacak.

    31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak mahalli idareler genel seçimlerinde uygulanacak takvim, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı.

    Buna göre; seçim takvimi 1 Ocak 2024’te başlayacak. YSK, seçime katılabilecek siyasi partileri 2 Ocak’ta ilan edecek. Siyasi partiler, hangi seçim çevrelerinde ön seçim yapacağını ve üye listelerini ilgili ilçe seçim kurullarına 11 Ocak’ta gönderecek. YSK, 27 Ocak’ta siyasi partilerin birleşik oy pusulasındaki yerlerinin belirlenmesi ile ilgili kurayı çekecek ve ilan edecek.

    Siyasi partiler için aday adayı listelerini il ve ilçe seçim kurullarına vermelerinin son günü 31 Ocak olacak. Siyasi partiler, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclisi üyelikleri, büyükşehir belediye başkan aday listelerini 20 Şubat Salı saat 17.00’ye kadar verecek. Kesin aday listeleri, il ve ilçe seçim kurulları tarafından 3 Mart Pazar günü ilan edilecek.

    Seçim propagandası ve yasakları 21 Mart Perşembe günü başlayacak. Seçim propagandası 30 Mart Cumartesi saat 18.00’de sona erecek

     

     

  • ÇEŞME BELEDİYE BAŞKANI EKREM ORAN ADAYLIK İÇİN BAŞVURDU

    ÇEŞME BELEDİYE BAŞKANI EKREM ORAN ADAYLIK İÇİN BAŞVURDU

    Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, yeni dönem için aday adayı olacağını açıkladı. Oran, Meydan’daki kalabalığa, “Çeşme’de bir dönem daha Eko ile yürümeye var mısınız” diye seslendi.

    Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, 31 Mart 2024 seçimlerinde Çeşme Belediye Başkan adaylığı için başvurduğunu açıkladı. Oran’ın, Çeşme Cumhuriyet Meydanı’nda bugün yaptığı adaylık açıklamasına Çeşmeliler de ilgi gösterdi. 2019’da göreve gelen Oran, geride bıraktığı 4 buçuk yılda hayata geçirdiği çalışmalara değindi.

    Oran, “Kalabalığı görünce Allah Allah dedim, bu seçim mitingi mi yoksa aday adaylığı açıklaması mı dedim. Çeşme’de bir ilki yapıyorsunuz, çok teşekkür ederim. Şeref verdiniz, güç verdiniz. Çeşme’de bir dönem daha Eko ile yürümeye var mısınız” diye seslendi.

    Oran, konuşmasına şunları söyledi:

    Sevgili Çeşme ailem, dört buçuk yıl önce sizin güçlü desteğinizle; kalbimin en derininde taşıdığım Çeşme Belediye Başkanı olarak hizmet etme şerefini sizlerin sayesinde elde ettim. Hepinize minnettarım. Bir başka minnet borcum daha var. O da aileme… Ben oğlumun büyüdüğünü görmedim, oğlum Çeto’ya teşekkür ediyorum. Karım, yoldaşım Nuriş’e teşekkür ediyorum. Anneme de teşekkür ediyorum. Siz bana ‘Bizim Eko’ dediniz, bağrınıza bastınız, ben her birinizle yan yana olmanın, kol kola olmanın, bu büyük Çeşme ailemizin bir parçası olmanın, sizlere hizmet etmenin onurunu yaşadım. Teşekkür ediyorum.

    ÇEŞME, MARAŞ DEPREMİNDE DEPREMZEDELERE KAPILARINI AÇAN İLK İLÇE OLDU”

    Herkes çok zorlayıcı zamanlardan geçti. Çeşme, Maraş depreminde depremzedelere kapılarını açan ilk ilçe oldu. Bir kez daha gösterdik ki Çeşme hiçbir yere benzemez. Çeşme, bir tehlike anında kol kola omuz omuza bir araya gelir. Çok büyük gurur yaşadım. Böyle bir ailenin kaptanı olmanın gururun bana verdiniz. Var olun! Sen ben yok, biz varız anlayışıyla herkesi kucaklayarak yürüdüğümüzde, her zorluğun üstesinden gelebileceğimizi biliyorum. Gönlünüzün zenginliğine çok kez şahit oldum. Yola çıkarken hepimizin ortak bir hedefi vardı; herkesin yüzünün güldüğü, mutlu ve müreffeh bir Çeşme yaratmaktı. Tüm imkanlarımızla bu hayalimizi gerçekleştirmek için çalıştık. Çatışma kültürüne, birbirimize olan sevgimizle inat ettik, karşı koyduk.

    1 LİRA KREDİ KULLANMADAN ÇEŞME BELEDİYESİ’Nİ KASASINDA YÜZ MİLYONLARCA OLAN BİR BELEDİYE HALİNE GETİRDİK”

    Yaptığımız bütün yatırımları kuruşu kuruşuna ödedik, 1 lira kredi kullanmadan Çeşme Belediyesi’ni kasasında yüz milyonlarca olan bir belediye haline getirdik. 9 Nisan 2019’da ‘sen ben yok, biz varız’ dedim, kimseyi ayırmayacağız dedim, sonra sandık kapandı, Eko kazandı, artık herkes benim vatandaşım, ben herkesin belediye başkanıyım dedim. Mayıs 2019, ayın 10’u oldu maaş ödeyemiyoruz, ağladım. Çünkü alnının teri kurumadan emekçinin maaşını ödemek lazım. Çok şükür bugün yüz milyonlarca paramız bankada duruyor. Az önce emekçilerimizin toplu sözleşmesini yaptım. Sendika günlük yevmiye olarak 750 TL istiyordu, 750 olmaz 800 olacak dedim. Çeşme’nin kahrını çeken, hizmet eden emekçimize hayırlı uğurlu olsun.

    12 AY YAŞAYAN BİR ÇEŞME YARATACAĞIM DEDİM, 4-5 AYI GEÇTİK DEVAM EDİYORUZ”

    Tarihi, denizi, kumu ve bizi biz yapan sizlerle yeryüzündeki cenneti dünyadaki hak ettiği noktaya getireceğim dedim. Meydanlarıyla göz dolduran bir kent olacağımızı, sanatla, kültürle ses getiren festivalleriyle adından söz ettiren bir Çeşme yaratacağımızı söyledim. Cesur adımlarla 40 yıllık sorunlara çözüm ürettik. Çeşme Kalesi’ni yeniden buluşturduk, Çeşme Meydanı’mızı yeniledik, Çeşme Çarşısı’nı denizle buluşturduk, barıştırdık. Ardıç Yolu’nu 50 yıl sonra genişlettik ve açtık. 25 yıl sonra Çeşme Festivali’nde dünya starlarını yeniden ağırladık. Alaçatı Festivali’mizde 1 buçuk milyon kişiye ulaştık. 12 ay yaşayan bir Çeşme yaratacağım dedim, 4-5 ayı geçtik devam ediyoruz. Ilıca’ya iade-i itibar yapacağız dedik, Ilıca’nın termal suyunu 60 senedir tüm siyasiler söyledi, bugün itibarıyla Ilıca’daki 25 bin metrekare arsada Ilıca Günü Birlik Termal Tesislerimizin yüzde 60’ını bitirdik.”

    PROJELERİNİ ANLATTI

    Oran, projelere dair açıklamalarını şöyle sürdürdü:

    Çeşme Hamamı var, hepimiz böyle biliriz. Restorasyonunu bitirdik. 750 yıllık Çeşmeköy Camii var, geldiğimde harabe şeklindeydi, bana ‘Bu çocuk Müslüman değil’ diyorlardı, gerçi olsam ya da olmasam kime ne ama o çocuk 750 yıllık Camii’mizi yaptı. Binlerce yıllık tarihi, kültürel birikimimizi ayağa kaldırıyoruz. Kimseyi ayırmıyoruz, herkesi kucaklıyoruz. Gümrük binamız, onu kurtarıp anılarımızla dolu Çeşme Kent Belleği Müzesi gibi Çeşme Meydanı’nın ortasına çaktık.  Bu meydan düzenlemelerini yaparken, birileri, ‘Tutun Ekrem Oranı, Çeşme’ye daha fazla zarar vermesin’ diyordu. Buradan onlara da selam olsun. Kimseyi ayrıştırmadım. Büyük Çeşme ailemin her bir ferdi, benim kardeşimdir, anamdır, babamdır, ağabeyimdir, ablamdır. Bir dahaki dönem de aynen böyle olacak! Dr. Tayfun Aydemir, nur içinde yatsın. İsmini, evde sağlık hizmetlerimize koyduk. O evde sağlık hizmetleri 30 binden fazla Çeşmeliye dokundu. Çeşme’yi sosyal belediyecilikle tanıştıracağım demiştim, tanıştırdım, çok daha ileriye de götüreceğim, ant olsun! İsmail Ekmekçioğlu ağabeyimiz var, veteriner İsmail… Hepimizde hakkı vardır. Onun adını da bugün itibarıyla 32 bin patili dostumuzun tedavisini yaptığımız Ilıca’daki sokak hayvanları kliniğine verdik. Çok yaşasın İsmail Ekmekçioğlu! Tarım müdürlüğümüzle, çiftçilerimizin yanında durduk. Bu sene ekonomik sebepten tarlasını süremeyen dostumuzun hem tarlasını sürüyoruz hem de tohumunun dikimini ücretsiz yapıyoruz, satın alma garantisiyle… Toprak Mahsülleri Ofisi 1 veriyorsa ÇEŞTUR, 2 veriyor. Bu sene 180 ton karakılçık buğdayından aldık.

    ÇEŞTUR’LARI ARTIRACAĞIZ”

    ÇEŞTUR şirketimiz eskiden Urla Belediyesi ile ortaktı. Şimdi yüzde 100’ü Çeşme Belediyesi’nin, Çeşmelinin…. ÇEŞTUR’da 350 gencimiz çalışıyor. Artık ‘Alaçatı, paraçatı’, ‘Çeşme pahalı’ yok. Meydan’da 3 liraya çayımızı içebiliyoruz. ÇEŞTUR’ları çoğaltacağız, Ildır’daki ÇEŞTUR’un onayını bugün aldık. Çiftlik’teki açılmak üzere, Petek’lerdeki açılmak üzere.”

    KÖR GÖRDÜ SAĞIR DUYDU

    Kendisine yöneltilen eleştirilere de üstü kapalı cevap veren Oran, “Yaptıklarımızı kör gördü, sağır duydu. Ama duymamakta direnenlere, görmemekte inat edenlere bu meydandan acil şifalar diliyorum. Bizim onlarla kaybedecek vaktimiz yok. Çeşme için büyük hayallerimiz, hedeflerimiz var ve bunu hep beraber başaracağız” dedi.

    KALABALIĞA SESLENDİ

    Çeşmelilere seslenen Oran, “Sevdamız Çeşme’ye, benim büyük aileme bir dönem daha hizmet etmek için bugün başvurumu yapıyorum. Tarihi, kumu, denizi, güneşi ama her şeyden önemli güzel yürekli insanlarıyla yeryüzündeki cennet Çeşme’mizi aydınlık yarınlara sizinle beraber taşımaya devam edeceğiz.Sizlere soruyorum; Eko’nuzun yanında mısınız?” dedi.

    ÇEŞMELİLER DEVAM DEDİ

    Meydandaki coşkulu kalabalıktan ‘Evet’ sesleri yükselmesi üzerine Oran bu kez de, “Mustafa Kemal’in ışığında, Cumhuriyet aşkıyla, iyi günde kötü günde hep birlikte olmaya devam mı?” sorusunu yöneltti. Kalabalıktan alkışlar eşliğinde ‘Devam’ yanıtı geldi. Başkan Oran son kez ise kalabalığa, “Sen ben yok biz varız diyerek sevgiyle büyümeye, herkesi kucaklamaya, bizim Eko ile omuz omuza yürümeye devam mı?” sorusunu yöneltti. Bu kez de ‘Devam’ seslerinin yükselmesi üzerine “O zaman biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız” sözleriyle açıklamasını tamamladı.

  • ÜMİT ÖZDAĞ’DAN MERAL AKŞENER’E İTTİFAK TEKLİFİ: “BÜTÜN TÜRK MİLLETİNİN ÖNÜNDE ATATÜRK ÇİZGİSİNDE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ İTTİFAKI ÖNERİYORUZ”

    ÜMİT ÖZDAĞ’DAN MERAL AKŞENER’E İTTİFAK TEKLİFİ: “BÜTÜN TÜRK MİLLETİNİN ÖNÜNDE ATATÜRK ÇİZGİSİNDE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ İTTİFAKI ÖNERİYORUZ”

    Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yerel seçimlerde ittifak teklifinde bulundu. Özdağ, “AK Parti ve CHP merkezli siyaset yapılanmasını, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sarsılmaz bir inanç temelinde kurulacak Zafer Partisi-İYİ Parti ittifakı etrafında oluşacak büyük bir vatansever, Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmen gücünün yaratacağı sinerji ile dağıtarak mevcut ikili kutuplaşmayı kıralım. CHP’nin ziyareti ve size yönelik belirli grupların baskısını bildiğimiz için bu ziyaret öncesinde öyle kapalı kapılar ardında değil bütün Türk Milleti’nin önünde Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği ittifakı öneriyoruz” dedi.

    Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler için ittifak teklifinde bulundu. Özdağ’ın yaptığı paylaşım şöyle:

    “SAYIN ÖZEL YARIN SİZİ HDP İLE YAPTIĞI YENİ İTTİFAKA DAVET EDECEK”

    “Sayın Akşener, yarın sizi Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi Zafer Partisi’nin ortaya koyduğu, Atatürk’ün belirlediği devletin kuruluş felsefesini savunan protokolü değil, Öcalan’ın belirlediği eşit yurttaşlık adı altında federasyon ve bölünmeyi savunan HDP’nin yaklaşımını desteklediğini açıklayan Yeni CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel ziyaret edecekmiş. Özgür bey sizi ziyaret etmeden önce bir el öpme ziyareti yaptı ve sonra Ergenekon’da FETÖ ile işbirliği yaparak Türk ordusuna kurulan kumpasa destek olan, bulduğu her fırsatta Türk devleti ve milletine saldıran TTB başkanı olan zatın ziyaretini kabul etti. Sayın Özel, terörle mücadele çerçevesinde kayyum atanan belediye başkanlıkları konusunu ‘Kürt seçmenin’ seçme hakkının elinden alınması olarak ortaya koyarak çok tehlikeli sulara girdi. Sayın Özel yarın sizi HDP ile yaptığı yeni ittifaka davet edecek. Ve Sizden muhtemelen seçim işbirliği çerçevesinde bazı illerde CHP’nin İYİ Parti’yi desteklemesi karşılığında Ankara ve İstanbul için destek isteyecek.

    “SİZİ 2019 YEREL SEÇİMLERİNDEN ÖNCE CUMHUR İTTİFAKI’NIN DA DAĞILDIĞI BİR ORTAMDA CHP İLE İTTİFAK YAPMAMA KONUSUNDA YAZILI VE SÖZLÜ OLARAK UYARMIŞTIM”

    Sayın Akşener, sizi 2019 yerel seçimlerinden önce Cumhur ittifakının da dağıldığı bir ortamda CHP ile ittifak yapmama konusunda yazılı ve sözlü olarak uyarmıştım. Bu ittifakın İYİ Parti’yi HDP ile ittifak suçlaması ile karşı karşıya getireceğini ifade etmiştim. O zaman dinlemediniz. CHP ile İttifak yaptınız ve Cumhur ittifakının da kurulmasına vesile oldunuz. 2019 seçimleri sürecinde Kars konusunda Sizi 3 kez rica ederek, İYİ Parti adayını geri çekme konusunda uyardım, adayımızı çekmezsek HDP kazanacak dedim. Ve HDP Kars’ta seçimleri kazandı. Siz de seçim sonrasında ‘İYİ Parti yerel seçimlerden çırak çıkmıştır’ dediniz. Sayın Akşener, 2023 seçimlerine giderken Zafer Partisi Nisan 2022’de Mansur Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adaylığı için ‘kazanacak aday’ olarak açıkladı. Siz aynı açıklamayı yapmak için 9 ay beklediniz. CHP, Yavaş’ın adaylığına karşı çıkınca size çağrıda bulunarak Mansur Yavaş’ı Zafer Partisi ve İYİ Parti’nin ortak adayı olarak göstermeyi önerdim. Duymamazlıktan geldiniz. Oysa dinlese idiniz Türk siyasetinde yeni bir ufuk açılabilirdi.

    “ZAFER-İYİ PARTİ İTTİFAKI ETRAFINDA BİR ÇOK PARTİ, GRUP VE ETKİN SİYASETÇİ BİR ARAYA GELECEKTİR”

    Sayın Akşener, şimdi gelmiş olduğumuz noktada bir daha İYİ Parti’ye gönül vermiş samimi Türk milliyetçilerini, Atatürkçüleri, vatanseverleri HDP ile ittifak içerisine sürüklemeyin. Ancak onları Cumhur İttifakı karşısında da çaresizliğe de sürüklemeyin. Cumhur ittifakının yeniden kurulmasına neden olduğunuz için size bu konuda büyük sorumluluk düşüyor. Gelin, bazı önemli noktalardaki anlaşmazlıklarımızı sonra çözülmek veya çözülmemek üzere erteleyelim. AK Parti ve CHP merkezli siyaset yapılanmasını Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sarsılmaz bir inanç temelinde kurulacak Zafer Partisi-İYİ Parti ittifakı etrafında oluşacak büyük bir vatansever, Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmen gücünün yaratacağı sinerji ile dağıtarak mevcut ikili kutuplaşmayı kıralım. Zafer-İYİ ittifakı etrafında bir çok parti, grup ve etkin siyasetçi bir araya gelecektir. Bu konuyu bir süredir değerlendiriyoruz. Zafer Partisi’nin son GİK toplantısında tekrar ele aldık, tartıştık. Sonra daha küçük gruplar ile de tartışmalarımızı sürdürdük. Size bu teklifi İYİ Parti’nin parti içi tartışmalarının yatışmasından sonra uygun bir ortamda iletmeyi düşünüyorduk. Ancak CHP’nin ziyareti ve size yönelik belirli grupların baskısını bildiğimiz için bu ziyaret öncesinde öyle kapalı kapılar ardında değil bütün Türk Milleti’nin önünde Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği ittifakı öneriyoruz.”

     

  • FİLİSTİN BÜYÜKELÇİSİ FAED MUSTAFA: “FİLİSTİN BEYAZ BAYRAK KALDIRMAYACAK. ŞEHİTLERİNİ GÖMECEK, YARALARINI İYİLEŞTİRECEK, YOLUNA DEVAM EDECEK VE ONU YÜZÜSTÜ BIRAKANLARI UNUTMAYACAK”

    Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, bugün Ankara’da düzenlenen Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü etkinliğinde; “50 günü aşkın süredir, İsrail’in gerçekleştirdiği dünyanın onlarca yıldır benzerine tanık olmadığı katliamları, mezalimleri ve sistematik yıkımları durdurmak için uluslararası toplumu müdahale etmeye çağırıyoruz. Ancak uluslararası toplum halkımızı bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı…Filistin beyaz bayrağı kaldırmayacak. Şehitlerini gömecek, yaralılarını iyileştirecek, yoluna devam edecek ve onu yüzüstü bırakanları unutmayacak” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ise “Gazze’deki insani durumun vahameti karşısında Filistinli kardeşlerimize yönelik yardımlarımız Mısır ile eş güdüm içerisinde devam etmektedir” dedi.

    Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle bugün Ankara Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde etkinlik düzenlendi. Türk Hükümeti, Filistin Büyükelçiliği, Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği’nin düzenlediği etkinliğe Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, AKP Kayseri Milletvekili eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve çok sayıda yabancı misyon temsilcisi katıldı. Etkinlik Türkiye ve Filistin milli marşlarının okunmasıyla başlandı. Kısa film gösterisinin ardından açış konuşmalarına geçildi.

    Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, şöyle konuştu:

    “ARAP MÜSLÜMANLAR VE FİLİSTİNLİ HRİSTİYANLAR OLARAK TOPRAKLARIMIZA KÖK SALACAĞIZ”

    “Acıyı ve azabı nesilden nesile teslim ediyoruz. Tarih 2023 yılının Filistin’deki mazlumların sömürgeci faşizme karşı cesaretle karşı çıktığı, haklarını, evlerini, insanlığını, canlarını savunmak için haykırdığı yıl olduğunu kayıtlarına ekleyecektir. Filistinliler olarak yerleşimcilerin sömürgeci şiddetine göğüs gerdik, acılara ve tarihi adaletsizliklere de dayandık, biz halk olarak yaşamaya devam ettik ve tüm varoluşsal zorluklara rağmen yaşamaya devam edeceğiz çünkü, yaşamanın bir yolunu bulabilirsek aslında biz hayatı seviyoruz. Bu vahşi işgale direnme hakkımızdan bahsetmemize ve anlatmamıza ihtiyaç duymuyoruz, çünkü bu bir hak olmaktan ziyade Filistin’de ve Filistin için var olma ve hayatta kalma yoludur.

    Siyonizmin sadist ve kanlı eylemlerini ifşa etmeyi görevimiz olarak görmüyoruz. Bu görevi ırkçı bir devlet ve acımasız bir ordunun davranışları bu görevi mükemmel bir şekilde yerine getiriyor. Ancak görevimiz, bu anı sadece kurbanları değil, aynı zamanda hatırlayacak, kaydedecek, direnecek, yaşayacak ve zafere ulaşacak bir halk olarak kaydetmektir. Tarihimiz bu eylem ve suçların öyküsünü yalnızca sömürgeciliğin vahşetinin değil, aynı zamanda yaşama ve direnme kararlılığımızın direncinin de kaydı olarak anlatacaktır. Arap Müslümanlar ve Filistinli Hristiyanlar olarak topraklarımıza kök salacağız ve insanlığımıza sımsıkı sarılacağız. İnsanlığımızı kaybetmiş olanlara, insanlığımızı kanıtlamak için bir ihtiyaç duymuyoruz.

    “50 GÜNÜ AŞKIN SÜREDİR İSRAİL’İN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KATLİAMLARI DURDURMAK İÇİN ULUSLARARASI TOPLUMU MÜDAHALE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ. ANCAK ULUSLARARASI TOPLUM BİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI”

    50 günü aşkın süredir, İsrail’in gerçekleştirdiği dünyanın onlarca yıldır benzerine tanık olmadığı katliamları, mezalimleri ve sistematik yıkımları durdurmak için uluslararası toplumu müdahale etmeye çağırıyoruz. Ancak uluslararası toplum halkımızı bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Üstelik bazıları maalesef katilleri açıkça destekledi. Buna rağmen, uluslararası topluma müdahale çağrısında bulunduğumuzda, bunu yalvarma veya yakarış duygularıyla yapmıyoruz halkımız bundan daha üstündür. Bu çağrı, uluslararası topluluğa, bu gaspçı varlığı Filistin topraklarımıza ve Arap bölgemize yerleştirme sorumluluğundan dolayı kendisine verilen ahlaki ve hukuki sorumlulukları ve görevleri hatırlatmanın bir yolu olarak geliyor.

    İsrail’e doğum belgesi veren ve 75 yıl önce Filistin devletini kurma kararının diğer yarısının uygulanmasını hâlâ göz ardı eden, 1947’deki taksim projesinin yazarı uluslararası toplum değil mi? Filistin beyaz bayrağı kaldırmayacak. Şehitlerini gömecek, yaralılarını iyileştirecek, yoluna devam edecek ve onu yüzüstü bırakanları unutmayacak. Yanında duranları da unutmayacak. Halkımız teslim olmayacak, Gazze’yi yeniden inşa edecek.

    Vatanımızın tarihsel topraklarında, eş değer yaşama ilkesinde iki devlette gerçek barışa gelin dedik. Biz ve onlar için acıya karşı umudu gösterdik. Buna karşı bize daha fazla katliam, ölüm, yerleşme ve hapse atmayla cevap verdiler. Topraklarımızın cesedini parçaladılar, yuttular gettolara dönüştürdüler. İşgal zihniyetinden, korku ve militarizasyondan kurtulmaları, kendi kendileri ve komşularıyla uyum içinde yaşamaları, toplumlarının cellatlar toplumuna dönüşmemesi için ahlaki, kültürel, siyasi ve hukuki yardım vermeye çalıştık fakat özgürlük ve barışa olan tüm iştah ve ısrarımıza rağmen bu mucizeyi gerçekleştirmekte başarılı olamadık. Düşmanı, barış ortağına dönüştürmeye çalıştık başarılı olamadık. Genelde insanlar savaştan korkar fakat tuhaf olan, İsrail bizimle barışın riskinden korkuyor. Adil barış için çabalarımızı diplomatik ve siyasi terör olarak itham ediyor.”

    “YÜZDE 70’İ ÇOCUK, KADIN VE YAŞLI OLMAK ÜZERE 60 BİNDEN FAZLA FİLİSTİNLİ İSRAİL SALDIRISININ KURBANI OLMUŞTUR”

    Büyükelçi Faed, ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın mesajını okudu. Abbas’ın mesajı özetle şöyle:

    “Filistin davasının içinden geçtiği bu zor dönemde, en karanlık zamanlarda bile, umut ışığı, dünyanın her yerinden gelen halkların ilkeli duruşlarından geliyor. Bu halklar, Filistin halkı ile, mücadelesi ile ve özgürlük, bağımsızlık ve geri dönüş gibi meşru hakları ile dayanışmalarını ifade ederek saldırganlığı, savaşı, cinayeti, yıkımı ve yerinden edilmeyi kınamayı ve tarihin doğru tarafında olmayı dile getiriyor.

    Bugün, kendi adıma ve Filistin halkının adına, bu halklara ve bu halklarının seslerini ve duruşlarını yansıyan liderlerinin ve Filistin davasının haklılığına ve halkımızın yaşam, özgürlük ve kendi kaderini tayin etme gibi vazgeçilmez haklarına inanan herkese teşekkürlerimi ve minnettarlıklarımı sunuyorum. Halkımıza yardım ve insani desteğini sunmak için harekete geçen tüm devletlere, kuruluşlara ve halklara da ayrıca teşekkür ederiz.

    İsrail işgal güçleri, ekim ayının yedinci gününden bu yana, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar da dahil olmak üzere korkunç uluslararası suçlar işlemiş olup, masum insanları hedef alan barbarca saldırganlığı, kirli bir intikam savaşını ve soykırım suçlarını başlatmıştır. Şu ana kadar ölü ve yaralı olarak yüzde 70’i çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 60 binden fazla Filistinli bu İsrail saldırısının kurbanı olmuştur. Binlerce kişi enkaz altında hayatını kaybetmiş, tam aileler yok edilmiş ve 1.7 milyon Filistinli, yeni bir felaketin yaşanmasına yönelik girişimde bulunularak yerinden edilmiştir. İsrail’in savaş makinesinin hedef aldığı yerleşimler, binalar, tesisler, barınma merkezleri ve altyapılar arasında on binlerce yapı zarar görmüştür. Bu savaş, Filistin halkına yönelik bu zalim işgalin, Filistin devletinin topraklarını, Kudüs dahil olmak üzere, sürekli olarak sömürgeleştirmek ve işgal etmek amacıyla başlattığı saldırıların bir uzantısıdır.

    “HALKIMIZ İSRAİL İŞGAL GÜÇLERİNİN TOPRAKLARI VE KAYNAKLARI ELE GEÇİRME AMACIYLA YAPTIĞI SALDIRILARA MARUZ KALMAKTADIR”

    Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria’da, halkımız, İsrail işgal güçlerinin toprakları ve kaynakları ele geçirme amacıyla yaptığı geniş ve ciddi saldırılara maruz kalmaktadır. Bu nedenle uluslararası toplumu ve tüm uluslararası örgütleri, işgal altındaki Filistin topraklarındaki sessiz ilhak uygulamalarını durdurma, yerleşim faaliyetlerine son verme, günlük uygulamalarla etnik temizlik ve ırk ayrımcılığı uygulamalarını durdurma, hem Hristiyan hem de Müslüman halkımıza yönelik saldırıları, kutsal yerlerine yönelik saldırıları durdurma ve Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınları engelleme ve kutsak şehirdeki mevcut hukuki ve tarihi gerçekliği değiştirmeye yönelik girişimleri son vermeye çağırıyoruz.

    Ayrıca işgalcilerin şehirleri vurmaları, saha infazları, keyfi gözaltıları, esirlere yönelik saldırıları, şehitlerin cenazelerini alıkoymalarını, Filistin halkının parasal kaynaklarını ve kaynaklarını gasp etmelerini, işgal ordusu tarafından desteklenen yerleşimci terörist milislerin suçlarını, ve diğer sistemli ve geniş çaplı suçları durdurmaya çağırıyoruz. Aynı zamanda Kudüs ve Batı Şeria’daki halkımıza yönelik terör ve saldırılarını sürdürmek için binlerce terörist sömürgeci yerleşimciyi silahlandırmayı durdurmaya ve son vermeye çağırıyoruz.

    Şu anda ve acil olarak yapılması gerekenler: İsrail saldırısına derhal son verilmesi, Gazze’deki halkımıza ateşkes sağlanması, yardım ve insani yardımların girişinin sağlanması için acilen harekete geçilmesi, zorla yerinden edilmenin reddedilmesi ve önlenmesi, Filistin halkına acil uluslararası koruma sağlanması, hesap verebilirlik ve sorumluluk yoluyla adaletin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, Gazze Şeridi’ni bölmeyi veya alanını küçültmeyi reddedilmesi veya işgal güçlerinin Gazze’ye yeniden konuşlandırılmasını engellemek gerekmektedir.

    İki devletli çözüme yönelik stratejik tehdidi ortadan kaldıracak stratejik adımların atılmasının gerekliliğinin yanı sıra Birleşmiş Milletler kararlarına, uluslararası hukuk ve barış süreci kaynaklarına dayanarak İsrail’in başkenti Kudüs olan Filistin Devleti topraklarındaki sömürgeci işgaline son vererek, sorunun kökenini ve Orta Doğu’daki güvenlik eksikliği ve istikrarsızlığın nedenini ortadan kaldırmak için pratik adımlar atılmalıdır. Ayrıca Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı, ulusal bağımsızlık ve sürgündeki Filistinli mültecilerin 194 sayılı karar uyarınca evlerine dönmeleri gibi temel hakların tanınması ve uygulanması, atılması gereken adımlar arasındadır.

    “HALKIMIZ SÖMÜRGECİLİĞE VE APARTHEİD’A BOYUN EĞMEYECEKTİR”

    Filistin halkının yasal temsilcisi ve tek meşru temsilcisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin halkının meşru haklarını somutlaştırmak için ulusal mücadeleyi yönetmiş, Filistin meselesinde tasfiye projeleri ve parçalı çözümleri reddetmiş, bağımsız ulusal kararı korumuş ve Filistin halkının topraklarında mutlak egemenliği sürdürmüştür. Gazze’de bir devlet olmadığını, Gazze olmaksızın bir devletin de olamayacağını ve Gazze’nin Kudüs ve Batı Şeria gibi Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamıştır. Halkımızın haklarını korumak, saldırı ve işgale karşı koymak, siyasi ve hukuki araçlarla ve barışçıl halk direnişiyle direnmek için çalışacağız. Halkımız sömürgeciliğe ve apartheida boyun eğmeyecektir.

    “FİLİSTİN DEVLETİ’NİN BM’YE TAM ÜYE OLMASININ SAĞLANMASINI TALEP EDİYORUZ”

    Uluslararası toplumun uluslararası meşruiyet kararlarına ve Güvenlik Konseyi’nin 2334 (2016) sayılı kararında belirtilenler de dahil olmak üzere belirli bir zaman dilimi içerisinde açık uygulama mekanizmalarına dayalı çözüme ilişkin referanslarına ve temellere dayanarak, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti topraklarının işgaline son verilmesini temel alan uluslararası toplumun bölgede istikrar ve barış vizyonunu gerçekleştirmenin zamanı gelmiştir. Ayrıca, devletlerin ve üçüncü tarafların, hukuka aykırı eylemleri tanımama, bunlara hiçbir şekilde destek vermeme, uluslararası hukuka saygıyı sağlama ve savunmasız halklarımıza uluslararası koruma sağlama görevlerini üstlenmelerinin ve Halkımızın kendi kaderini tayin hakkını kullanması, kendi topraklarında özgürlük ve bağımsızlık kazanması, bölgede adil ve kapsamlı barışın sağlanmasının Vakti gelmiş durumdadır. Bu bağlamda, ilk adım olarak Filistin Devleti’nin Güvenlik Konseyi kararıyla Birleşmiş Milletler’e tam üye olmasının sağlanmasını talep ediyoruz. Bununla birlikte, iki devletli çözümü sürdürmeyi hedefleyen ülkeleri, Filistin Devleti’ni tanımaya, barışı desteklemeye, saldırganlık ve savaşı reddetmeye, ve umutlarını sürdürmeye çağırıyoruz.

    İsrail’in mevcut saldırganlığı bizi bir yol ayrımına getiriyor. Ya uluslararası irade ya da işgalin iradesi galip gelecektir. İşgalin iradesi, sömürgeciliğin sürdürülmesinde ve yerleşim politikaları, yerleşimci terörü, Kudüs şehrine yapılan saldırılar, kutsallıkların ihlali ve Çatışmayı siyasi bir çatışmadan iyi sonuçları olmayan dini bir savaşa dönüştürmesi ile desteklenen istikrarsız ve yakıcı bir Ortadoğu vizyonunda vücut bulmaktadır.

    “İSRAİL, İŞGALİ SIRASINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ZARARLARDAN SORUMLU TUTULMALI”

    Uluslararası hukuk ve kurumları ile uluslararası adalet kurumlarına karşı yükümlülüklerimize bağlı olduğumuzu, bu kurumların Filistin halkının mağdurları için barış ve adaletin sağlanmasının temeli olarak uluslararası hukuk ve uluslararası insan haklarına aykırı işgalci suçlarına karşı hesap verme ve kovuşturmadaki görevlerine olan taahhüdünü ve İsrail’in işgalci bir otorite olarak yok ettiği her şeyin sorumluluğunu üstlenmesi, Gazze’de ve Kudüs dahil Batı Şeria’da işlediği suçlarından kaynaklanan zararı telafi etme taahhütlerini ifade ederiz. İsrail’in, işgal sırasında gerçekleştirdiği zararlardan sorumlu tutulması ve Gazze, Batı Şeria ve Kudüs dahil olmak üzere bölgedeki suçlarından kaynaklanan zararı telafi etme görevini yerine getirmesi gereken bir egemenlik olarak işgale dair sorumluluklarını ifade ederiz.

    Uluslararası sistemin Filistin davasını ele alamaması veya görmezden gelmesi, Bu sistemin ve sürdürülebilirliğinin başarısızlığı anlamına gelmektedir. Dünyanın başkentlerinde milyonlarca akın eden halk, özgür ve dayanışmacı sesler Filistin hakkının ve halkımızın efsanevi kararlılığı yanında duruyorlar, uluslararası hukukun ilkelerine ve bunların çifte standart veya seçicilik olmaksızın uygulanmasının gerekliliğine saygı göstererek duruyorlar.

    Son olarak Filistin’deki, mülteci kamplarındaki Filistin halkımızın kararlılığını selamlamak istiyorum. Kahraman şehitlerimizi, esirlerimizi ve yaralılarımızı gururla ve onurla selamlıyorum. Hepinize şunu söylüyorum: İşgalin sona erdirilmesinde ve özgürlük ve bağımsızlığı elde etmekte hedefimizin aynıdır. Tekrar vurgulamak isterim ki işgal sona erecek ve Filistin halkı, er ya da geç zafer kazanacaktır.”

    “GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ, PES ETMEYECEĞİZ”

    Faed, Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın mesajını okuduktan sonra sözlerini şöyle tamamladı:

    “Geri adım atmayacağız, pes etmeyeceğiz. Biliyoruz ki bu evrende tek başımıza değiliz. Dünyanın tüm onurluları ve özgürleri yanımızdadır. Çeşitli kıtalardan dost ve kardeş tüm ülke ve halklara teşekkürler. Her zaman mazlumun destek veren ve hak ile adalet yanında olan, Latin Amerika’dan, Afrika’dan, Asya’dan ve Avrupa’dan dostlarımıza teşekkürler.

    Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık haklarını değişmez bir tavırla destekledikleri için başta Türkiye Cumhuriyeti’ne, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsı olmak üzere, Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarına sonsuz teşekkürler. Adil davamızda yanımızda oldukları ve destek verdikleri için dost ve kardeş Türk halkına teşekkürler.”

    URALOĞLU: İSRAİLLİ YETKİLİLERİN FİLİSTİN HALKINA KARŞI İŞLEDİKLERİ SUÇLARDAN ÖTÜRÜ SORUMLU TUTULMALARI İÇİN TÜM ULUSLARARASI MEKANİZMALARIN HAYATA GEÇİRİLMESİNİ DESTEKLİYORUZ

    Bakan Uraloğlu ise şunları kaydetti:

    “On yıllardır süregelen İsrail işgali ve mezalimi karşısında Filistinli kardeşlerimizin haklı davasına verdiğimiz güçlü desteği bir kere daha vurgulamak istiyorum. Ne yazık ki bugünü Gazze’de uluslararası hukukun ve en temel insan haklarının ayaklar altına alındığı bir dönemde geçiriyoruz.

    7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail’in Gazze’ye yönelik barbarca saldırılarında 15 binden fazla Filistinli kardeşimizin hayatını kaybetmesi hepimizin vicdanını derinden yaralamıştır. İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden tüm kardeşlerimiz için Allah’tan rahmet ve yaralananlara acil şifalar ve bütün Filistin halkına baş sağlığı diliyorum.

    Hastane, okul ve ibadethane gibi sivil tesisler ayrım gözetilmeksizin hedef alınmaktadır. Katledilenlerin yaklaşık dörtte üçünü kadın ve çocukların oluştuğu bir ortamda tüm dünyada kamuoylarında büyük bir tepki oluştuğunu görüyoruz. İsrail’e koşulsuz destek veren hükümetlerin de bu sese kulak vermesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

    Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 80’i yerlerinden edilmiş durumdadır. Sivil nüfusun zorla yerlerinden edilmelerinin uluslararası hukukun en ağır ihlalini teşkil ettiğini bir kere daha vurgulamak istiyorum. Ayrıca Batı Şeria’da İsrail güvenlik güçleri ve yasa dışı yerleşimcilerin Filistinli sivillere yönelik saldırıları tehlike boyutlarına ulaşmış durumdadır. İsrailli yetkililerin Filistin halkına karşı işledikleri suçlardan ötürü uluslararası hukuk önünde sorumlu tutulmaları için ilgili tüm uluslararası mekanizmaların hayata geçirilmesini Türkiye olarak destekliyoruz.

    “13 EKİM’DEN BU YANA 214 TON İNSANİ YARDIM MALZEMESİ GAZZE’YE ULAŞTIRILMAK ÜZERE SEVK EDİLMİŞTİR”

    Gazze’deki insani durumun vahameti karşısında Filistinli kardeşlerimize yönelik yardımlarımız Mısır ile eşgüdüm içerisinde devam etmektedir. Bu kapsamda 13 Ekim’den bu yana 214 ton insani yardım malzemesi, 10 uçağımızla Gazze’ye ulaştırılmak üzere sevk edilmiştir. Ayrıca deniz yoluyla sevk edilen gemimizle sahra hastanesi ve tıbbi donanımlar ile ilaçları, acil müdahale üniteleri, mobil mutfak, jeneratörler, 20 adet ambulans, 2 adet UMKE aracı, 8 tır içme suyundan müteşekkil yardımlarımız 13 Kasım’da Mısır’a ulaştırılmıştır. İlave yardımlarımızın deniz yoluyla sevkine yönelik planlamalarımız da sürmektedir.

    İsrail saldırıları nedeniyle faaliyetlerine son vermek zorunda kalan Gazze Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’nde tedavi gören kanser hastaları başta olmak üzere Gazze’deki çok sayıda hasta ve yaralı kardeşimizin ülkemizde tedavisine yönelik çalışmalar da sürmektedir. Son günlerde Gazze’deki çatışmalara kısa süreliğine insani ara verilmesi ve akan kanın ve sivillerin acılarının bir nebze olsun hafifletilmesi bakımından olumlu bir sonuç teşkil etmektedir. Buna mukabil asıl beklentimiz çatışmaların tamamen sona ermesi ve iki devletli çözüm temelinde Filistin’de adil ve kalıcı barışa yönelik sürecin gecikmeksizin başlatılmalıdır.

    1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin vücut bulması, sürdürülebilir adil bir barışın tek seçeneğidir. Türkiye olarak sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğindeki tüm girişimlerimizle akan kanın bir daha tekrarlamamak üzere durması ve Filistin’de kalıcı barışın tesisi için elimizden gelen her türlü katkıyı sağlamaya devam edeceğiz.”

     

  • İZMİR’DE FİLİSTİN’E DESTEK İÇİN ALSANCAK LİMANI ÖNÜNDE EYLEM: “BURADAN KALKAN GEMİLER BOMBA OLARAK GAZZELİLERİN ÜZERİNE YAĞIYOR”

    İZMİR’DE FİLİSTİN’E DESTEK İÇİN ALSANCAK LİMANI ÖNÜNDE EYLEM: “BURADAN KALKAN GEMİLER BOMBA OLARAK GAZZELİLERİN ÜZERİNE YAĞIYOR”

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    Filistin’de İşgale Son Platformu, İzmir’de Türkan Saylan Kültür Merkezi’nden Alsancak Limanı’na yürüyerek İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ve Türkiye’nin İsrail’le ticari ilişkilerini protesto etti. Platform üyesi Cezmi Tomrukçu, Türkiye’nin İsrail’le tüm ilişkilerini kesmesi ve NATO üyeliğinden çıkması gerektiğini belirterek “Bu limandan kalkan gemiler, İsrail askerlerinin karnını doyuruyor. Buradan kalkan gemiler, İsrail’den bomba olarak Gazzelilerin üzerine yağıyor. Eğer Filistin’in yanındaysak, buradan hiçbir geminin kalkmasına izin vermemeliyiz” diye konuştu.

    Filistin’de İşgale Son Platformu, Filistinli sendikaların 29 Kasım Filistin İşçileri ve Halkıyla Dayanışma Günü’nde yaptığı uluslararası dayanışma çağrısı dolayısıyla İzmir’de Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesini talep eden platform üyeleri, Alsancak Limanı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca sık sık “Nehirden denize özgür Filistin”, “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Yıkılsın siyonist İsrail devleti” sloganlarını attı.

    Platform adına basın açıklamasını okuyan Cezmi Tomrukçu, şunları söyledi:

    “İSRAİL KULLANIMI YASAK OLAN SİLAH VE BOMBALARLA SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR”

    “Siyonist İsrail 75 yıldır Filistin topraklarında etnik temizlik, katliam ve işgal saldırıları gerçekleştiriyor. İşgalci İsrail devleti 7 Ekim’den bu yana Gazze’de saldırılarını artırmış durumda. Azgın saldırıların doğrudan hedefi Gazze olsa dahi Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de saldırılar artıyor. Kullanımı yasak olan silah ve bombalarla savaş suçu işliyorlar. Siyonistler ABD ve AB’li emperyalistlerinin desteğiyle Gazze’de katliam anlamına gelen ambargo uyguluyorlar. Hastaneleri, BM’ye ait okul ve diğer kurumları bombalayarak sivilleri hedef alıyorlar. Güneye gitmeleri yönünde tehdit ettikleri Gazzelileri yollarda katlediyorlar. Hastaneleri basarak tıbbi müdahaleyi engelliyorlar ve hastaları infaz ediyorlar. Saymakla bitiremeyeceğimiz savaş suçu niteliğindeki saldırılarını sınırsızca sürdürüyorlar. Tüm bu yaşananalar dünyanın gözü önünde hayata geçiriliyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşlar ise göstermelik açıklamalar yapmanın ötesine geçmiyorlar.

    “TÜRKİYE İSRAİL’E İHRACAT YAPMAYA DEVAM EDİYOR”

    Başta ABD olmak üzere emperyalistlerin askeri, siyasi, teknik, istihbarat vb. açıdan her türlü desteğini alan siyonist İsrail’in katliamlarına dünyanın her yerinde gerçek tepkiyi ise emekçi halklar gösteriyor. Türkiye, Sudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Emirlikler başta olmak üzere bölge devletlerinin yönetimleri ise hamasi nutuklar atmanın ötesine geçmiyorlar. İsrail’le tüm ilişkileri olduğu gibi sürdürüyorlar. Elçilerin gönderilmesi gibi bir adım dahi atmış değiller. Türkiye İsrail’in savaş makinasına temel girdileri ihraç etmeye devam ediyor. Türkiye limanlarından, hava alanlarından İsrail’e her gün yeni sevkiyatlar gerçekleştiriliyor. Petrol, çimento, demir-çelik, kimyasal maddeler, İsrail ordusu için sebze-meyve vb. Türkiye’den İsrail’e yapılan sevkiyatın temel girdilerini oluşturuyor. AKP yöneticisi, ittifak ortağı ve yandaşı olan, devlet teşvikleri alan şirketler İsrail’le ticari ilişkilerde ön sıralarda yer alıyorlar. Bu şirketlerin başında ise Zorlu, AkçanSA, Eren Holding, MNG Air, Kalyonlar, Kalkavanlar, Tosçelik, Kardemir, İsdemir, Erdemir, Çolakoğlu, Kocaer, Pamukkale Kablo geliyor. Türkiye limanlarından taşınan petrol İsrail’in sanayi altyapısının, savaş makinalarının düzenli olarak işlemesini sağlıyor. Filistin halkının başına uçak, tank vb. ile yağdırılan bombalar bu sayede atılıyor. Demir-çelik ise İsrail savaş sanayinin temel girdisini oluşturuyor. Gazze’ye uygulanan yoğun ambargo ve kuşatma nedeniyle Gazzeliler temel ihtiyaçlara dahi ulaşamazken İsrail ordusu için sebze, meyve, gıda Türkiye’den şu an önünde bulunduğumuz İzmir limanından gönderiliyor.

    “TÜRK SERMAYESİ, FİLİSTİN’İN HALKININ KATLİAMINA ORTAK OLUYOR”

    Türk sermaye çevreleri İsrail’le kurdukları ilişkilerle Filistin halkının katliamına doğrudan ortak oluyorlar. AKP iktidarı da İsrail’le her türlü ilişkiyi olduğu sürdürerek bu katliamların bir parçası oluyor. AKP döneminde devlet teşviki ve kıyak ihalelerle büyüyen firmalar, cemaatler, tarikatlar, Cumhur İttifakı’nın bütün ortaklarıyla ilişkili firmalar da İsrail’e ihracatını olduğu gibi sürdürüyorlar. Bu firmalar arasında BBP, Hüda Par, AKP kurucu ve yöneticilerinin doğrudan bağlantısı bulunuyor. Muhalefet partilerinden CHP ve İYİ partili yöneticilerin de bağlantılı oldukları firmalar da bulunuyor. MÜSİAD, TÜSİAD, ÇİB gibi sermaye örgütlerine üye firmalar, sermaye partileri kasalarına girecek paralar için ellerini Filistin halkının kanına bulamaktan geri durmuyorlar.

    “ERDOĞAN İSRAİL’İ KINIYOR, OĞLU İSRAİL LİMANINDAN YÜKLEME YAPIYOR”

    İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin! Kürsülerde İsrail’i terörist olarak nitelendiren AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’le askeri, siyasi, ticari, diplomatik ilişkileri olduğu gibi sürdürüyor. Saldırıların şiddetli olarak devam ettiği 11 Ekim’de Limak’a ait İskenderun Limanı’ndan kalkan Manta Denizcilik’e ait Halit Yıldırım adlı gemi, 14 Ekim’de İsrail’e varıyor. Erdoğan, 17 Ekim’de hastane bombaladığı için İsrail’i kınarken oğlu Burak Erdoğan’ın şirketi İsrail limanından yükleme yapıyor. İsrail’i, Filistin’e yönelik saldırıları için kınayan Erdoğan Rojava’da Kürt halkına yönelik işgal ve savaş politikalarını sürdürüyor, meclisten tezkere çıkarıyor. Sınır ötesi operasyonlar sürerken Türkiye’de Kürt halkına yönelik gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor.

    “BURADAN KALKAN GEMİLER BOMBA OLARAK GAZZELİLERİN ÜZERİNE YAĞIYOR”

    Filistin davasına ve halkına gerçek ve samimi destek vermenin tek yolu İsrail’le tüm ilişkileri kesmekten geçiyor. Siyonist savaş makinasının temel girdisi olan petrol, demir-çelik ürünlerini başta olmak üzere Türkiye’den yapılan tüm sevkiyatlar bir an önce durdurulmalıdır. Bugün Filistin Sendikalar Federasyonu’nun ‘29 Kasım Filistin İşçileri ve Halkıyla Dayanışma Günü’ çağrısı için buradayız. Buradan tüm işçileri emekçileri Filistin’deki işgal ve katliama dur demek için, İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Buradan İzmir limanındaki işçilere sesleniyoruz. Gemilerin bu limandan kalkmasına izin vermeyin. Bu limandan kalkan gemiler İsrail askerlerinin karnını doyuruyor. Buradan kalkan gemiler İsrail’den bomba olarak Gazzelilerin üzerine yağıyor. Eğer Filistin’in yanındaysak, buradan hiçbir geminin kalkmasına izin vermemeliyiz. İsrail’e sevkiyat yapan tüm firmaların önünü mücadele alanına çevirelim. Siyonist İsrail’in savaş suçunu sürdürmesi için giden tüm ürünlerin Türkiye liman ve havaalanlarından gidişini engelleyelim! Savaş suçu için değil insani yardım için sevkiyat yapılsın! İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin! NATO’dan çıkılsın, tüm emperyalist üsler kapatılsın! Filistin’de siyasisi tutsaklara özgürlük!”

     

  • KONAK BELEDİYESİ’NDEN ESNAFA KUM TORBASI DESTEĞİ

    KONAK BELEDİYESİ’NDEN ESNAFA KUM TORBASI DESTEĞİ

    Konak Belediyesi, günlerdir şiddetli yağış ve fırtına etkisinde olan İzmir için yinelenen sel ve su baskını uyarısının ardından Alsancak bölgesindeki esnafa kum torbası desteği verdi. 1000’in üzerinde kum torbasını esnafa ulaştıran Konak Belediyesi ekiplerinin yaşanabilecek olumsuzluklara karşı sahada olacağını belirten Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Sel, su baskını uyarıları maalesef devam ediyor. Biz de esnafımızla dayanışma içinde olmaya, yaşanan mağduriyeti birlikte atlatmak için omuz omuza olmaya devam ediyoruz. Bu gece yaşanabilecek olumsuzluklara karşı ufak da olsa bir önlem olarak esnafımıza kum torbalarını teslim ettik. Ekiplerimiz de anında müdahale için sahada olacak” dedi.

    Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir’de günlerdir etkili olan sağanak yağış ve fırtına sebebiyle esnafın daha fazla mağduriyet yaşaması için belediye ekiplerini seferber etti. Özellikle Alsancak bölgesinde deniz seviyesinin de yükselmesiyle işyerleri su alan esnafa hem temizlik hem işgaliye desteği sağlayan Konak Belediyesi, yinelenen sel, su baskını, yıldırım, fırtına uyarısının ardından esnafa kum torbası dağıttı. Kordon ile paralel cadde ve sokakları başta olmak üzere bölgedeki esnafa 1000’in üzerinde kum torbası verildi.

    BATUR: ESNAFIMIZLA DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ 

    Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, belediye ekiplerinin sahada olduğunu ve yaşanabilecek olumsuzluklara karşı hazır beklediğini dile getirdi. Her zaman esnafın yanında olduklarını vurgulayan Batur, “Yağış ve fırtınayla birlikte deniz seviyesinin de yükselmesiyle özellikle Alsancak bölgesi esnafımız gerçekten kabus gibi bir gece yaşadı. Biz her zaman olduğu gibi yine esnafımızın yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Sel, su baskını uyarıları maalesef devam ediyor. Biz de esnafımızla dayanışma içinde olmaya, yaşanan mağduriyeti birlikte atlatmak için omuz omuza olmaya devam ediyoruz. Bu gece yaşanabilecek olumsuzluklara karşı ufak da olsa bir önlem olarak esnafımıza kum torbalarını teslim ettik. Ekiplerimiz de anında müdahale için sahada olacak” diye konuştu.

     
     
  • ÇEŞME BELEDİYE BAŞKANI EKREM ORAN’DAN KADINLARA ÇAĞRI

    ÇEŞME BELEDİYE BAŞKANI EKREM ORAN’DAN KADINLARA ÇAĞRI

    Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, kadınların istihdama katılmasını sağlamak için Alaçatı Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatifi’ni hayata geçiriyor. Alaçatılı kadınlara seslenen Oran, 30 Kasım Perşembe günü saat 13.00’te Alaçatı Ek Hizmet Binası’nda yapılacak toplantıya herkesi davet etti.

    Kadınların kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmalarını, sosyal ve ekonomik yönden güçlenmelerini destekleyen Çeşme Belediyesi ve Borsa Vakfı iş birliğiyle Alaçatı Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatifi kuruluyor.

    Alaçatılı kadınların haklarını öğrenmesi, dayanışma içerisinde olması amacıyla, üretime katılmasında yol gösterici bir işleve sahip olacak Kooperatif ile mesleki eğitimlerle kadınların istihdama katılmasını sağlamak amaçlanıyor. Kooperatif, sivil toplum örgütleri ile de iş birlikleri yaparak kadınların kendilerini geliştirmesine katkı sunacak.

    “HER ZAMAN KADINLARIMIZIN YANINDAYIM” 

    Kooperatifin ilk toplantısını gerçekleştirdiklerini ve kısa sürede faaliyete geçeceğini belirten Oran, “Kendimizi ve birbirimizi güçlendirmek için, birlikte üretmek, çözümün bir parçası olmak içini ekonomik, sosyal ve kültürel alanda var olabilmek için Alaçatı Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifimizi kuruyoruz. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her zaman kadınlarımızın yanında olmaya devam edeceğim. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

  • SEFERİHİSAR BELEDİYE BAŞKANI İSMAİL YETİŞKİN’DEN CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL’E ZİYARET

    SEFERİHİSAR BELEDİYE BAŞKANI İSMAİL YETİŞKİN’DEN CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL’E ZİYARET

    Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i makamında ziyaret etti.

    Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i makamında ziyaret etti. Görüşmeye ilişkin X (Twitter) hesabından paylaşımda bulunan Yetişkin, “CHP Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’i Genel Merkezimizde ziyaret ettik. Sosyal demokrat bir yönetim anlayışıyla halkımızla birlikte yönettiğimiz Seferihisar’daki 5 yıllık hizmetlerimizi anlattık. Daha güzel bir Seferihisar için çalışmaya devam edeceğiz” notunu düştü.

  • EKONOMİYE İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ İÇEREN TORBA KANUN TEKLİFİ, TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU’NDA KABUL EDİLDİ

    AKP’nin 86 maddelik ekonomiye ilişkin düzenlemeleri içeren torba kanun teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Teklife, çalışan emeklilere de bir sefere mahsus 5 bin lira ikramiye verilmesi; İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri ile kamuya ait iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirilmesine ilişkin hükmünün yürürlük tarihinin 31 Aralık 2023’ten 31 Aralık 2024’e ertelenmesi düzenlemeleri eklendi.

    AKP’nin 24 Kasım’de TBMM Başkanlığı’na sunduğu ekonomiye ilişkin düzenlemeleri içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin görüşmeleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün tamamlandı. Komisyonda kabul edilen teklife, çalışmayan emeklilere 5 bin lira ikramiye verilmesinin de yer aldığı 6 yeni madde eklendi. Bu maddelerle getirilen düzenlemeler şöyle:

    – Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nda (BDDK) görev yapan idarecilere ve meslek personeline, mevzuatında öngörülen ücret tavanlarına tabi olmaksızın ek tazminat ödemesi yapılabilmesi için Cumhurbaşkanı’na yetki verildi. Bu ödeme, damga vergisi hariç herhangi bir vergi veya sigorta prim kesintisine tabi tutulmaksızın hak kazanmada ve ödemelerde, aylıklara ilişkin hükümler uygulanacak.

    – İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri ile kamuya ait iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirilmesine ilişkin hükmün yürürlük tarihi 31 Aralık 2023’ten 31 Aralık 2024’e ertelenecek.

    – 6 Şubat depremlerinden etkilenen ve Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi kabul edilen Adana, Adıyaman, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kayseri, Kilis, Malatya, Mardin, Niğde, Osmaniye, Şanlıurfa ve Tunceli’de faaliyet gösteren seyahat acentelerinden, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne ödemeleri gereken 2023 ve 2024’e ait yıllık aidatları alınmayacak.

    – Petrol Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Vergi Usul Kanunu’nda yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme ya da bu belgeleri kullanma suçları ile ödeme kaydedici cihaza gerçekleştirilen eylemlerin işlendiğinin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesiyle durum Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) da iletilecek. EPDK tarafından her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve yerel mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durduruluyor ve bu süre zarfında söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmiyor.

    – 29 Nisan 2021’den önce tahliye davası açmış olan maliklere, söz konusu fiillerden dolayı şüpheli, sanık veya hükümlü olmamaları ve EPDK’ye belli bir süre içerisinde başvurmaları halinde lisans verilebilecek.

    – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilat Kanunu’nda da bazı değişiklikler yapılacak.

    Komisyonda kabul edilen kanun teklifi şu düzenlemeleri içeriyor:

    – Türkiye limanları arasında kabotaj yapan gemilerin kaptanlarına ve yabancılara ait deniz taşıtlarının sahiplerine uygulanacak idari para cezalarının üst sınırının artırılması, izinsiz yolcu taşımaları ile taşıma haddinden fazla yolcu ve yük taşınmasının can güvenliği bakımından yarattığı tehlikenin yüksek olması nedeniyle cezaların artırımlı uygulanması ve idari yaptırımları caydırıcılığının artırılması.

    – 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında verilen idari para cezalarının artırılması ve yabancı plakalı taşıtların cezayı ödemeden yurt dışına çıkışına izin verilmemesi.

    – Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı ilgilendiren düzenlemeler kapsamında, yurt dışına verilen mimarlık, mühendislik, yazılım gibi hizmetlerden elde edilen gelirlere sağlanan yüzde 50 kazanç istisnasının, tüm mükellefler için Türkiye’ye getirilme şartına bağlı olarak yüzde 80’e çıkarılması.

    – Döviz kazandırıcı düzenlemeler kapsamında, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin iştirak ettikleri yabancı kurumlardan elde ettikleri kar paylarının yarısının, dövizin ülkeye getirilmesi şartıyla istisna edilmesi.

    – 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem afetlerine bağlı olarak yapım işlerinin girdi fiyatlarında öngörülmeyen artışlar meydana geldiği dikkate alınarak yapım işlerine ek fiyat farkı ve süre uzatımı verilmesi.

    – SGK prim borçlarına karşılık, gayrimenkul alınmasına ilişkin maddenin uygulama süresinin uzatılmasını.

    – Kur korumalı hesaplarından elde edilen gelirlere sağlanan kurumlar vergisi istisnası süresinin 31 Aralık 2023 tarihinden 30 Haziran 2024 kadar uzatılması.

    – Yasa dışı bahisle etkili mücadeleyi ortaya koymak için, söz konusu alanda elde edilen kamunun gelirinin kayıplarının önlenmesi amacıyla elde edilen ikramiye tutarlarının yüzde 93’e kadar dağıtılması.

    – Yazılı keşide tarihinden önce çeklerin, ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz olmasına ilişkin sürenin 31 Aralık 2025 tarihine kadar uzatılması.