Blog

Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından hazırlanan ‘CHP Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni imzaladı. Tarhan, “Mezitli Belediyesi olarak, politika belgesindeki hükümlerin tamamını yerine getirmekteyiz. Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni imzaladık” dedi.

Mezitli Belediyesi, eşitlik odaklı ve kadın dostu belediyecilikte öncü olma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü, Eşitlik Birimi, Kadın ve Çocuk Danışma Merkezi, Kadın Üretici Pazarları ve Üretici Kadın Kooperatifi gibi birçok başarılı projeye imza atan Mezitli Belediyesi’nin Kadın Üretici Pazarları, iki kez dünya birinciliği almıştı.

Mezitli  Belediyesi, 25 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) tarafından hazırlanan “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı’nı imzalayan 32. belediye olmuştu. Buna ek olarak, 5 Nisan 2021 tarihinde alınan, ‘Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme’ konusundaki meclis kararıyla, eşitlik ilkesini benimsemişti.

Eşitlik Birimi, yerel düzeyde toplumsal eşitliğin sağlanması hedefiyle, belediyenin tüm politika, hizmet, plan ve programlarında hak temelli sosyal politikaların ana akımlaştırılması, kaynaklara erişim ve dağılımda fırsat eşitliğinin yaratılması için belediyenin tüm birimleriyle ortak çalışmalar üretmeye devam ediyor. Kadın ve Çocuk Danışma Merkezi’nde ücretsiz psikolojik, sosyal ve hukuki danışmanlık hizmeti sunuluyor. Merkez, iki yıldır faaliyetlerini sürdürüyor.  

Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan da kadınların iş yaşamında daha fazla yer alması ve yönetici pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi amacıyla çeşitli politikalar uyguladıklarını söyledi. Belediye yöneticilerinin yüzde 50’sinin kadınlardan oluştuğunu belirten Başkan Tarhan, cinsiyet eşitliği konusundaki çalışmalarıyla kadınların iş yaşamındaki rolünü güçlendirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Lülüfer Körükmez, “Bu Suça Ortak Olmayacağız!” başlıklı bildiriye imza attıkları için Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) görevlerine son verilen akademisyenlerle ilgili yaşanan süreç konusunda; “Kamuoyunda yoğunluk olarak Barış Akademisyenleri artık işine döndü ve bu mesele çözüldü diye bir kanı var. Ancak bu böyle değil. Bu mesele sadece ihraç edilen kişilerle veya görevine dönmeye çalışan kişilerle ilgili değil. Bireysel bir mesele değil. Bu Türkiye’de yaşayan herkesi ilgilendiren bir mesele. Bu tam da Türkiye’deki hak, hukuk ve özgürlük mücadelesinin bir parçası. Bu sebeple de KESK’e bağlı ihraçlar başta olmak üzere bütün hukuksuzca ihraç edilen herkes işine dönene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

“Bu Suça Ortak Olmayacağız!” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için KHK’ler ile Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden ihraç edilen ve bazıları göreve iade edilen akademisyenler ile avukatları sürecin hukuki, idari ve akademik boyutlarına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Lülüfer Körükmez, “Kamuoyunda yoğunluk olarak Barış Akademisyenleri artık işine döndü ve bu mesele çözüldü diye bir kanı var. Ancak bu böyle değil. Türkiye’de şu ana kadar 158 iade 156 ret kararı verilmiş ve 72 karar da henüz bekleme sürecinde. Bu Türkiye genelinde. Ancak iade edilenlerin de 26 istinaftan onay almış ve Danıştay’a gidecek elbette ki bu. Ancak bunun 49’u göreve başlayabilmiş. 11 yürütme durdurma verilmiş, 2 dosya istinaftan reddedilmiş. Yani aslında şu anki iade kararları da ara kararlar, nihai kararlar değil. Ama kamuoyundaki kanının aksine bu mesele çözülmüş ve adil bir sürece, hukuki olarak nihayet ermiş değil. Bunun altını çizmek istiyoruz ve dolayısıyla da ihlaller devam ediyor. Üniversiteye şu an bir ara kararla döndük. Üniversitedeki görevlilerimize iade edildik. Bu sürecin elbette ki bütün iade edilen akademisyenler ve akademisyenler için nihai karar olmasını umardık ama bu süreç içerisinde de üniversitenin asli görevlerine yani bilim ve emek, bilim ve eğitimin olması gerektiği biçimiyle devam etmesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Görevimizi yapacağız. Bu mesele sadece ihraç edilen kişilerle veya görevine dönmeye çalışan kişilerle ilgili değil. Bireysel bir mesele değil. Bu tam da Türkiye’deki hak, hukuk ve özgürlük mücadelesinin bir parçası. Ve dolayısıyla bu vakaya ilişkin bütün süreçler herkese yani bütün vatandaşları vatandaşı olmayan, Türkiye’de yaşayan herkesi ilgilendiren bir mesele. Birlikte ve barış içerisinde ve adil eşit bir toplumda yaşama mücadelesinin bir parçası çünkü. Ve bu sebeple de KESK’e bağlı ihraçlar başta olmak üzere bütün hukuksuzca ihraç edilen herkes işine dönene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“SENDİKA YAŞANAN SÜREÇTE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR”

Başkan Körükmez yaşanan süreçte sendikalaşmanın önemine dikkat çekerek “Sendikalı olan ihraç edilmiş kişiler, sendikanın gerek maddi desteği, gerek politik ve hukuki desteğiyle ve aynı zamanda birliktelik duygusunun oluşmasıyla birlikte önemli derecede faydasını görerek bu süreci atlatmakta çok daha kolay bir süreç geçirdiler sendikalı olmayanlara nazaran. Dolayısıyla buradan hareketli şunu söylemek çok gerekli bence. Sendikalaşma süreci veya meslek örgütleri aracılığı da bu süreçler baskının otoriterleşmenin arttığı zamanlarda çok daha önemli, çok daha gerekli” dedi.

“AİHM SINIFTA KALDI”

Akademisyenlerin hukuki süreçlerini takip eden avukatlardan Arif Ali Cangı süreçle ilgili olarak şunları söyledi:

“OHAL’in ilanının gerekçesi 15 Temmuz darbe girişimi Barış Akademisyenleri’nin 15 Temmuz darbe girişimine bir katkısının olduğunu falan filan herhalde hiç kimse düşünmüyordu. Ancak siyasi iktidar onu bahane ederek “Allah’ın lütfu” dedi ve kendine muhalif olan herkesi bir şekilde kamudan uzaklaştırmak, cezalandırmaya kalkıştı. Aslında KHK’ların uygulanışı da bu şekilde. Ne yazık ki bunu önleyecek olan hukuk sistemi de önlemini almadı. Başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) olmak üzere. Bence bu notu düşmek lazım sürekli olarak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olağanüstü hal işlemlerini inceleme komisyonu, OHAL Komisyonunu etkili iç hukuki olarak kabul etmesi etti. Etmesiyle bütün sorunlar başladı zaten. 6-7 yıl süren bir idari soruşturma mı, yargısal soruşturma mı ne olduğu belli olmayan bir soruşturma yapan bir kurulun etkili hukuki bir yol olduğunu kabul eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sınıfta kalmıştır. Zaten ondan sonra iş kangrene dönüştü. Ve 6-7 yıl sonra OHAL Komisyonu’nu reddetmesi üzerine verilen kararlar da hiç de hukuki falan değil, objektif değil, subjektif, tamamıyla davacının niyetini sorgulamaya yönelik bir karardır”

“ÇALIŞAN AKADEMİSYENLER TEHDİT EDİLİYOR”

Avukat Ayşe Gökalp ise Dokuz Eylül Üniversitesinde yaşanan hak ihlallerine değinerek “Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünün davalarını kazandığımız emekli olan akademisyenlerle ilgili 2547 sayılı yasanın 60. maddesinin B fıkrası gereği ‘kadro koşulu aranmaksızın üniversiteye geri dönme’ taleplerimizin nasıl hukuksuzca geri çevrildiğini anlatmak istiyorum. Barış Akademisyenleri mücadeleye devam etti. Davaları sürdürdük ve kazandığımız davalar da oldu. Hocalarımızın üniversiteye iadesi yönünde hiçbir engel kalmamasına rağmen hala Dokuz Eylül Üniversitesi özelinde söylüyorum. Diğer üniversitelerde de var bu ama mesela Ege Üniversitesi emekli hocalarla ilgili böyle bir sorun yaşamadı. Ama Dokuz Eylül Üniversitesi bu konuda direnmeye devam ediyor. Hukuksuzluğa devam ediyor ve üniversite içinde türlü tehdit hukuka aykırı yollar, hilelerle kadro ihtiyacı olmadığına ilişkin hukuksuz görüş yazıları alıyor. Diğer akademisyenleri, çalışan akademisyenleri tehdit ederek. Ve bu şekilde akademisyenlerin, hocalarımızın üniversiteye geri dönüşünü engellemeye çalışıyorlar. Bu da aslında şunu gösteriyor. Yürütmenin üniversiteler üzerinde bir baskısı var. Ve hala Barış Akademisi’ni terörle herhangi bir ittifakı irtibatının mahkemelerce de kabul edilmiş olmasına rağmen mahkeme kararlarına direnen üniversite idareleri olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Ataşehir Belediyesi, 2023 yılının son ayında Ataşehirliler için dopdolu bir kültür-sanat programı hazırladı. 14 başlık altında toplam 27 etkinliğin düzenleneceği aralık ayı boyunca; 3 konser, 2 yetişkin tiyatrosu, 4 çocuk tiyatrosu, 1 sergi, 3 söyleşi ve 14 atölye Ataşehirlileri bekliyor olacak.

Aralık ayı etkinlikleri aşık geleneğinin en büyük temsilcilerinden halk ozanı Âşık Veysel’in vefatının 50. yıl dönümü dolayısıyla yapılacak anma programıyla başlayacak. 1 Aralık Cuma günü Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde (MSKM) “Yılı Âşık Veysel’i Anarak Bitiriyoruz” ismiyle yapılacak anma programında; konferans, resim sergisi ve konser düzenlenecek. Âşık Veysel’i anmaya yönelik bir diğer etkinlik ise 13 Aralık’ta Anadolu Halk Müziği Topluluğu ve N.E.K.E. Çok Sesli Kadın Halk Müziği Topluluğu’nun birlikte verecekleri konser olacak. İki müzik topluluğu, Âşık Veysel’in türküleri seslendirecekler.

6 Aralık’ta ise sanat güneşimiz Zeki Müren ölüm yıl dönümünde kendi şarkılarıyla Ataşehir’de anılacak. Ataşehir Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu’nun Zeki Müren’in şarkılarını seslendireceği konser MSKM’de saat 20.00’de başlayacak.

Yetişkin tiyatroları kapsamında Hidayet Erdinç’in yazıp yönettiği, Fulden Akyürek ve Bilal Çatalçekiç’in oynadığı “Hadi Uyu Artık” isimli oyun 9 Aralık’ta MSKM’de saat 20.00’de sahnelenecek. 20 Aralık’ta ise ünlü şair-yazar Nâzım Hikmet’in yazdığı “Şeyh Bedreddin Destanı” isimli oyun İlkay Akdağlı’nın yorumuyla ve Cemre Özdemir’in vokaliyle sahnelenecek.

Çocuk tiyatroları kapsamında ise; 3 Aralık Pazar günü 3 yaş ve üzeri çocuklar için “Bir Çocuk Masalı Turunç’un Bahçesi” isimli kuklalı müzikli çocuk tiyatrosu sahnelenecek. 10 Aralık Pazar günü KSM oyuncuları tarafından “Bay Şıngır Mıngır” isimli oyun, 17 Aralık Pazar günü “Güzel ve Çirkin”, 24 Aralık Pazar günü ise “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” isimli oyun sahnelenecek.

Çocuklara yönelik aralık ayı atölye programı kapsamında; Düştepe Oyun Müzesi, Evrensel Değerler Çocuk Müzesi, Süleyman Karadağ Halk Kütüphanesi ile Ahmet Telli Çocuk ve Halk Kütüphanesi’nde birbirinden renkli tam 14 atölye yapılacak.

Yetişkinlere yönelik atölye programında ise, müziğe ilgi duyanlara yönelik aralık ayında başlayıp mayıs ayında sonra erecek “İrfan Alış ile Şarkı Yazma Atölyesi” düzenlenecek.

“Yazarlar Çocuklarla Buluşuyor” söyleşi programında ise çocuk kitabı yazarlarından Tülin Kozikoğlu 16 Aralık’ta, Sevim Ak 17 Aralık’ta Ataşehirli çocuklarla bir araya gelecekler.

2023 yılı boyunca sayısız sanat projesine ve etkinliklere imza attıklarını belirten Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız 2023’ün son ayına adım atmanın heyecanını yaşıyoruz. Kasım ayında sanatın büyülü dünyasında buluştuk, kültür ve sanatın zenginliklerini birlikte hissettik. Aralık ayında da kültür sanatla bu değerleri geleceğe taşımaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

ASKİ yetkilileri, Başkent Ankara’yı besleyen barajlara 30 Kasım 2023 tarihinde 4 milyon 630 bin 513 metreküp su geldiğini, aynı gün kente 1 milyon 440 bin 904 metreküp su verildiğini açıkladı. Son yağışlarla birlikte barajlardaki doluluk oranı artmış olsa da yetkililer, “suyumuzu tasarruflu kullanalım” çağrısını yineledi. 

Ankara’ya içme ve kullanma suyu sağlayan barajların 30 Kasım 2023 tarihi itibarıyla toplam doluluk oranı yüzde 35.03, aktif doluluk oranı ise yüzde 26.24 olarak ölçüldü.  Bu tarihte Ankara barajlarına 4 milyon 630 bin 513 metreküp su gelirken, ASKİ 2 buçuk milyondan fazla abonesinin kullanımı için aynı gün kente 1 milyon 440 bin 904 metreküp su verdi.

KÜRESEL KURAKLIK VURGUSU

ASKİ yetkilileri, kısıtlı olan su kaynağının her bir damlasının çok kıymetli olduğunun altını çizerken, yapılan açıklamada, “Ankara barajlarının toplam hacmi 1 milyar 585 milyon 393 bin metreküp kadar ancak maalesef barajların tamamı su ile dolu değil. 30 Kasım 2023’te barajlarımızdaki su miktarı 555 milyon 398 bin metreküp kadar. Geçen yılın aynı tarihinde bu rakam 476 milyon 262 bin metreküptü. Yani geçen yıla nazaran aynı tarihte 79 milyon 136 bin metreküp daha fazla suyumuz var. Öte yandan su tüketimimiz de gittikçe artıyor. 30 Kasım 2023’te Başkente verilen su miktarı 1 milyon 440 bin 904 metreküp.  30 Kasım 2022’de ise bu rakam 1 milyon 289 bin 580 metreküp olarak ölçülmüş” ifadelerine yer verildi.

Yapılan açıklamada son günlerdeki yağışların, barajlardaki doluluk oranlarını arttırdığını ancak tüm dünyada etkili olan küresel kuraklıktan Ankara’ya su sağlayan barajların da etkilendiğini vurgulanırken,  “Bu nedenle lütfen suyumuzu tüketirken her zamankinden daha özenli olalım” denildi. Yetkililer ayrıca, vatandaşları bu konuda bilinçlendirmek için sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, Ankara Kent Konseyi ve muhtarlar ile ortak çalışmalar yürütüldüğünü açıkladı.

BARAJLAR ANLIK TAKİP EDİLİYOR

Kentin çevresinde yer alan; Akyar, Çamlıdere, Çubuk 2, Eğrekkaya, Kargalı, Kavşakkaya, Kurtboğazı, Peçenek, Türkşerefli, Uludere ve Kesikköprü Barajları Ankara nüfusuna içme suyu sağlıyor. ASKİ, barajlardaki su miktarını dijital sensörler aracılığıyla anlık takip ederek, resmi internet sitesinde paylaşıyor.

BAŞKENTİN ŞEBEKE SUYU SÜREKLİ KONTROL ALTINDA

ASKİ ayrıca şeffaflık ilkesi gereğince Ankara’nın şehir şebeke suyu analiz raporlarını da internet sitesinde düzenli şekilde paylaşmaya devam ediyor. Kentin bin 112 noktasından alınan su numuneleri, ASKİ laboratuvarlarında analiz edilerek şehir şebeke suyunu devamlı kontrol altında tutuyor.

Başkentin içme suyu, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Birliği’nin (AB) standart değerleri ile Sağlık Bakanlığının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmeliği’nde belirtilen kriterlere göre analiz ediliyor.  2 milyon 576 bin 360 aboneye temiz ve içilebilir su sunan ASKİ yetkilileri vatandaşları musluktan akan suyu sağlıklı bir şekilde tüketebilmeleri için su depolarının bakımlarını periyodik olarak yaptırmaları ve apartman içindeki eski tesisatları yeniletmeleri yönünde de uyarıda bulundu.

Nilüfer Belediyesi’nin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü çerçevesinde düzenlediği “Engelsiz Spor Etkinliği”ne katılan öğrenciler, dans, ritim ve spor gösterileriyle hünerlerini sergiledi.

Nilüfer Belediyesi’nin, özel eğitim okulları öğrencilerinin katılımıyla düzenlediği “Engelsiz Spor Etkinliği”, bu yıl da renkli anlara sahne oldu. Yüzüncüyıl Spor ve Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen etkinliği, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Erkan Öztürk ile ebeveynler de, büyük bir ilgiyle izledi. Katılımcıların büyük mutluluk yaşadığı günde etkinlikler, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başladı. İstiklal Marşı’na, Nilüfer Özel Eğitim Meslek Lisesi İşaret Dili Korosu da, işaret diliyle eşlik etti.

Etkinliğin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Özer, Nilüfer Belediyesi’nin engelsiz bir kent oluşturma hedefiyle örnek projeler hayata geçirdiğini vurguladı. Erişilebilir ve herkes için fırsatların olduğu bir kent tasarladıklarını söyleyen Özer, “Bütün çalışmalardaki temel hedefimiz, engelli bireylerin evlerinden çıkıp, birey olarak sosyal yaşama katılmalarının zeminini hazırlamak. Bugüne kadar sizlerin katımlıyla yapılan her organizasyonda, engellilere fırsat eşitliği sağlandığında onların da hayatın her alanında başarıyla yerlerini aldığı gördük. Eşit ve erişilebilir bir dünya diliyorum” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Alaattinbey Özel Eğitim Meslek Okulu, Duyum İşitme Engelliler Okulu, İpek Özel Eğitim Okulu, Kayapa Özel Eğitim Okulu, Mitat Enç Özel Eğitim Okulu, Nilüfer Özel Eğitim Meslek Lisesi, Nilüfer Özel Eğitim Okulu öğrencileri, dans, ritim ve spor gösterileriyle hünerlerini sergiledi.

Duyum İşitme Engelliler Okulu öğrencilerinin dans gösterileri izleyenlerin beğenisini kazanırken, İpek Özel Eğitim Okulu ve Nilüfer Özel Eğitim Okulu öğrencilerinin horon oyunu da ayakta alkışlandı. Kayapa Özel Eğitim Okulu öğrencileri ront gösterisi yaparken, Mitat Enç Özel Eğitim Okulu öğrencileri ponpon, Nilüfer Özel Eğitim Meslek Lisesi öğrencileri de davullarla ritim gösterisi sundu. Etkinliğin en heyecanlı anları, spor parkurunda yaşandı. Ebeveynleriyle birlikte sahaya çıkan öğrenciler, oluşturulan engelleri bir bir aşarak, parkurun sonunda potaya basket attılar. Öğrencilerin mutluluğunun gözlerinden okunduğu gün, sihirbaz gösterisiyle sona erdi.

Günün sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Özer, beraberindekilerle birlikte “Engelsiz Spor Etkinliği”ne katılan öğrencilere teşekkür ederek, madalya verdi. Özer, Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun, Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında düzenlediği “Futsal 100. Yıl Cumhuriyet Kupası”nda şampiyon olan Nilüfer Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübü’nü de, başarılarından dolayı ödüllendirdi.

Kuşadası’nda, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı tarafından Kuşadası Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen eğitim ve danışma çalıştayı başladı. İki gün sürecek olan çalıştayda bir konuşma yapan Kuşadası Belediye Başkanvekili Oğuzhan Turan, “Başkanımız Ömer Günel, kentimizde yaşayan tüm farklı kültür ve inanca sahip hemşehrilerimiz için olduğu gibi Alevi canlarımızın talep ve önerilerini de yerine getirmeyi bir görev olarak görmektedir” dedi.

Türkiye’de Alevi vatandaşların sorunları ve talepleri, yerel seçimlerde gösterilecek olan yaklaşım ile Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ve Aleviler başlıkları altında düzenlenen Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Eğitim ve Danışma Çalıştayı, başladı. Cumartesi günü sona erecek olan çalıştayın açılışına, Kuşadası Belediye Başkanvekili Oğuzhan Turan, Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Atak, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kuşadası Şubesi Başkanı Erdal Kılınç ve vakfın Türkiye genelindeki diğer başkanları katıldı.

“ORTAK HAREKET ETMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

Çalıştayın açılış konuşmasını, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kuşadası Şubesi Başkanı Erdal Kılınç yaptı. Konuşmasına Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e teşekkür ederek başlayan Kılınç, “Belediye başkanımız görevde olduğu 4 buçuk yılda hep bizim yanımızda oldu. Her türlü sorunumuzla çok yakından ilgilendi. Kendisi Kuşadası Cemevi’nin inşasının tamamlanmasına da öncülük etti. Başımızda dumanların çoğaldığı günlerden geçiyoruz. Bu anlamda burada bir araya gelmemiz çok önemli. Seçimden seçime hatırlanan insanlar olmamamız için yan yana, omuz omuza olmaya ve ortak hareket etmeye ihtiyacımız var. Bu çalıştayın da buna çok büyük katkı sunacağını düşünüyorum” dedi.

“ALEVİLİK BARIŞI VE BİRLİKTE YAŞAMAYI SİMGELİYOR”

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise “Biz geçmişten bu yana hep insana, canlıya ve onun yaşam hakkına değer verdik. Hiçbir zaman ayrıştırıcı ve ötekileştirici olmadık. Bununla her zaman gurur duyabiliriz. Ancak bu söylemlerimizden vazgeçtiğimiz an bizi biz yapan özelliklerimizi kaybederiz. Çünkü dünyada siyaset gittikçe ırkçılık üzerinden kendisini var etmeye başladı. Coğrafyamızda Alevilik barışı ve birlikte yaşamı simgeliyor. Eğer bir toprakta demokrasi, barış ve kardeşlik yoksa hiçbir şeyin de anlamı yoktur” diye konuştu.

“ALEVİ İNANCINDA İNSANA SAYGI VE HİZMET EN BÜYÜK İBADETTİR”

Kuşadası Belediye Başkanvekili Oğuzhan Turan da “Öncelikle kıymetli canlar, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın değerli başkanları ve yöneticileri sizlere hoş geldiniz demek istiyorum. Sizlere Başkanımız Ömer Günel’in selamlarını iletiyorum. Ne mutlu ki bize Türkiye’nin turizm başkenti Kuşadası’nda, Bektaşi ve Alevi camiasının siz değerli isimlerini ağırlıyoruz. Başkanımız Ömer Günel, kentimizde yaşayan tüm farklı kültür ve inanca sahip hemşehrilerimiz için olduğu gibi Alevi canlarımızın da talep ve önerilerini yerine getirmeyi bir görev olarak görmektedir. Bugün çatısı altında bir araya geldiğimiz ve 20 yıldır yarım bırakılan cemevimiz, başkanımızın iradesi ile başlatılan çalışmalar, kıymetli dostların iş birliği ve dayanışması neticesinde eksikleri giderilerek hizmete girmiştir. Alevi inancında insana saygı ve hizmet en büyük ibadettir. Siyasete girdiğim günden bu yana bana kılavuz olan Alevi kimliğim ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hizmet etmeye devam edeceğim. Bir olalım, iri olalım, diri olalım diyen Hacı Bektaş Veli’yi saygıyla yad ediyorum” dedi.