Blog

  • KARŞIYAKA’DA PARK SAYISI 393’E ULAŞTI… BAŞKAN TUGAY: “KENT YAŞAMINI DOĞAYLA BULUŞTURMAYI ÖNEMSİYORUZ”

    KARŞIYAKA’DA PARK SAYISI 393’E ULAŞTI… BAŞKAN TUGAY: “KENT YAŞAMINI DOĞAYLA BULUŞTURMAYI ÖNEMSİYORUZ”

    Karşıyakalıların nefes alacağı yeni park alanları oluşturulurken, mevcut parklar da revizyon yapılarak sürekli bakımlı tutuluyor. 5 yıl tamamlanmadan yapılan 45 yeni park ile Karşıyaka’daki toplam park sayısı 393’e ulaştı. Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Kent yaşamını doğayla buluşturmayı önemsiyoruz. Yeşil alanların yurttaşlarımızın nefes alacağı hayat dolu mekanlar olmasını istiyoruz” diye konuştu.

    Karşıyaka Belediyesi, bir yandan iklim kriziyle mücadele edecek projeler geliştirirken bir yandan da kentin yeşil alan varlığını artıracak çalışmalar gerçekleştiriyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün yıl boyunca gerçekleştirdiği çalışmalar kapsamında, mevcut parkların revizyonunun yanı sıra yurttaşların günlük hayatta nefes alacağı yeni park alanları oluşturuldu. Kentteki park sayısı 393’e, toplam park alanı 1 milyon 88 bin 322 metrekareye ulaştı.

    5 YILDA 45 YENİ PARK

    Karşıyaka’da 2019 yılında toplam 950 metrekare alana sahip 2 yeni park yapıldı, 15 parkın revizyonu gerçekleştirildi. 2020 yılında toplam 10 bin 560 metrekare alana sahip 5 yeni park yapıldı, 21 parkın revizyonu gerçekleştirildi. 2021 yılında toplam 32 bin 25 metrekare alana sahip 10 yeni park yapıldı, toplam 260 bin 890 metrekare alana sahip 6 ağaçlandırma alanı oluşturuldu, 23 parkın revizyonu gerçekleştirildi. 2022 yılında toplam 17 bin 602 metrekare alana sahip 17 yeni park yapıldı, 10 parkın revizyonu gerçekleştirildi. 2023 yılında toplam 242 bin 325 metrekare alana sahip 11 yeni park yapıldı, 13 parkın revizyonunu gerçekleştirildi. Böylece Karşıyaka’daki park sayısı 393’e, toplam park alanı 1 milyon 88 bin 322 metrekareye ulaştı. Sadece 2023 yılında 4 bin metrekare hazır çim serildi, 7 bin 510 metrekare alanda çim tohumu ekimi gerçekleştirildi.

    DOĞA İLE İÇ İÇE BİR KENT YAŞAMI

    Kent hayatını yeşille kucaklaştırmayı önemsediklerini belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Karşıyaka’da denizin mavisini doğanın yeşiliyle kucaklaştırmak istiyoruz. Kent yaşamını doğayla buluşturmayı önemsiyoruz. Yeşil alanların yurttaşlarımızın nefes alacağı hayat dolu mekanlar olmasını istiyoruz. 5 yılı tamamlamadan 45 yeni park oluşturduk. Toplam sayısı 393’e ulaşan parklarımızla genç nesillere doğa ile iç içe, daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir Karşıyaka bırakma hedefimize biraz daha yaklaştık. Genç nesillere borçlu olduğumuz kent hayatını sunabilmek için projelerimizi kararlılıkla hayata geçirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

  • NAMIK TAN’DAN BAKAN ÖZDEMİR GÖKTAŞ’A: “’KADININ ‘BEYANI ESASTIR’ İFADESİNİN ‘KANITI ESASTIR’ İLE DEĞİŞTİRİLMEDEN ÖNCE SİZDEN VE BAKANLIK UZMANLARINDAN GÖRÜŞ ALINDI MI, ALINDIYSA TUTUMUNUZ NE OLMUŞTUR?”

    NAMIK TAN’DAN BAKAN ÖZDEMİR GÖKTAŞ’A: “’KADININ ‘BEYANI ESASTIR’ İFADESİNİN ‘KANITI ESASTIR’ İLE DEĞİŞTİRİLMEDEN ÖNCE SİZDEN VE BAKANLIK UZMANLARINDAN GÖRÜŞ ALINDI MI, ALINDIYSA TUTUMUNUZ NE OLMUŞTUR?”

    CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi’ndeki “Kadının kanıtı esastır” ifadesiyle ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a “6284 sayılı kanun içerisinde yer alan ‘Kadının beyanı esastır’ ifadesi, ‘Kadının kanıtı esastır’ ifadesiyle değiştirilmeden önce bizzat sizden ya da Bakanlığınız uzmanlarından görüş alınmış mıdır? Bakanlığınızdan görüş alındıysa, sizin ya da Bakanlık uzmanlarının bu konudaki tutumu ne yönde olmuştur? ‘Kadının beyanı esastır’ ifadesinin kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadele kapsamında herhangi bir sakınca yarattığına dair bir görüşünüz mevcut mudur” diye sordu.

    CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, 25 Kasım’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi’ni Meclis gündemine taşıdı. Tan, genelgede yer alan “Kadının kanıtı esastır” ifadesine ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanıtlaması için TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi.

    Tan, önergenin gerekçesinde şunları ifade etti:

    6284’TE YER ALAN ‘KADININ BEYANI ESASTIR’ İFADESİ, ‘KADININ KANITI ESASTIR’ İFADESİYLE DEĞİŞTİRİLMİŞTİR”

    “Ülkemizde, kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismar olayları her geçen gün artmakta, tek adam rejimindeki keyfi kararların bedelini, kadınlar çoğu zaman canlarıyla ödemektedir. Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu GREVIO’nun geçtiğimiz yıllarda Türkiye ile ilgili paylaştığı bir raporda, şiddetin cezasız kalmasının endişe yarattığı açıklanmış ve Türkiye’nin önlem, koruma, cezalandırma ve entegre politikalar alanlarında daha fazla adım atması talep edilmiştir. Genel politikaların, kadın erkek eşitliği ve kadına karşı şiddet üzerindeki etkileri ile ilgili bu değerlendirmede, ayrıca mevcut politika ve yaklaşımların yetkililerin kadına karşı şiddeti önleme ve mücadele çabalarını baltaladığı tespiti de yer almaktadır. Kamuoyunda gözlemlediğimiz yaygın algı, özel olarak rapordaki tespitlerin, genel olarak ise kadınların karşı karşıya olduğu tehditlerin Bakanlığınızca göz ardı edildiği yönündedir. Benzer bir keyfilikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının ardından kadınların yaşadığı cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık, şiddet ve istismarda ciddi oranda artış yaşanmışken, 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ vesilesiyle yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle 6284 Sayılı Kanun içerisinde yer alan ‘Kadının Beyanı Esastır’ ifadesi, ‘Kadının Kanıtı Esastır’ ifadesiyle değiştirilmiştir. Kadınlar, yaşadıkları şiddet ve istismarın ardından verdikleri hukuk mücadelesinde, eril zihniyete karşı da bir mücadele verirken yapılan bu değişiklik, kadınları hukuk önünde de yalnız bırakmıştır. Genelge veya Kararnameyle yasa maddelerinin ya da içeriklerinin değiştirilemeyeceği, bunun hukuka aykırı olduğu da unutulmamalıdır.”

    Tan’ın Bakan Özdemir Göktaş’a yönelttiği sorular şöyle:

    KADININ ‘BEYANI ESASTIR’ İFADESİNİN ‘KANITI ESASTIR’ İLE DEĞİŞTİRİLMEDEN ÖNCE SİZDEN VE BAKANLIK UZMANLARINDAN GÖRÜŞ ALINDI MI, ALINDIYSA TUTUMUNUZ NE”

    “6284 Sayılı Kanun içerisinde yer alan ‘Kadının Beyanı Esastır’ ifadesi, ‘Kadının Kanıtı Esastır’ ifadesi değiştirilmeden önce bizzat sizden ya da Bakanlığınız uzmanlarından görüş alınmış mıdır? Bakanlığınızdan görüş alındıysa, sizin ya da Bakanlık uzmanlarının bu konudaki tutumu ne yönde olmuştur? Bu değişikliğin yapılması hususunda Cumhurbaşkanlığı kanalıyla size açıklanmış bir gerekçe bulunmakta mıdır? Şayet varsa, bu gerekçe nedir? ‘Kadının beyanı esastır’ ifadesinin kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadele kapsamında herhangi bir sakınca yarattığına dair bir görüşünüz mevcut mudur? Beyan gibi net bir ifade yerine, kanıt gibi tanımı sübjektif yargılara göre değişebilen bir kavramın tedavüle girmesinin kadınların karşılaştıkları şiddet olaylarına karşı verecekleri hak mücadelelerinde onlara vereceği zararlar hesaplanmış mıdır? Örneğin bir savcının, neyi hangi gerekçeyle kanıt kabul edip etmeyeceğinin bir kriteri bulunmakta mıdır? Şiddet, cinsel taciz ve tecavüz vakalarında beyan yerine kanıt üzerinden yürütülecek bir hukuki süreçte kanıtların (delillerin) karartılması, ya da hâkim ve savcılara yapılabilecek siyasi baskılar sonucu kanıtların devre dışı bırakılması ihtimallerine karşı nasıl bir müdahale öngörüyorsunuz? Şiddet, cinsel taciz ve tecavüz vakalarında mağdur kadınların ya da diğer bireylerin kanıt elde edememesi ya da mahkemeye sunamaması durumunda bu insanların hak mücadelelerini nasıl verebileceğini öngörüyorsunuz? Kadın beyanının esas alınmadığı bir hukuk anlayışının, kadınlara taciz ve istismar eylemlerinde bulunmak isteyen bireylerin elini güçlendirebileceğini, bu yöndeki kanunların caydırıcılığının azalabileceğini öngörüyor musunuz? Hak mücadelelerine destek olma konusunda doğrudan sorumlu olduğunuz, fakat önergeye konu olan Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle ‘Kadının beyanı esastır’ anlayışından yoksun bırakılmak istenen kadınlara yönelik hangi koruyucu önlem ve çalışmaları planlıyorsunuz? Bu çalışmaların ayrıntıları nedir?”

  • İMAMOĞLU’NDAN DEPREM AÇIKLAMASI: “İSTANBUL’DA ŞU ANA KADAR BİZE ULAŞAN OLUMSUZ DURUM YOK, TAKİP EDİYORUZ”

    İMAMOĞLU’NDAN DEPREM AÇIKLAMASI: “İSTANBUL’DA ŞU ANA KADAR BİZE ULAŞAN OLUMSUZ DURUM YOK, TAKİP EDİYORUZ”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’da da hissesilen Gemlik merkezli 5,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm illerimize geçmiş olsun. İstanbul’da şu ana kadar bize ulaşan olumsuz bir durum söz konusu değil, takip ediyoruz” açıklamasını yaptı.

    Bursa Gemlik Körfezi’nde bugün saat 10.42’de 5,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbul’da ve çevre illerde de hissedilen depreme ilişkin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İmamoğlu, şunları kaydetti:

    “İstanbul’da da hissesilen Gemlik merkezli 5,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm illerimize geçmiş olsun. İstanbul’da şu ana kadar bize ulaşan olumsuz bir durum söz konusu değil, takip ediyoruz.”

  • MUĞLA’DA ‘ADALET VE DEMOKRASİ’ YÜRÜYÜŞÜ YAPILDI

     ESMA TURAN

    Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri, “Adalet ve Demokrasi Yürüyüşü” düzenledi. Muğla Adliyesi önünde yapılan açıklamada, “Her yurttaşın hakkı olan eşit, adil, demokratik ve özgür bir yaşamı kurmak için yola çıkıyoruz. Artık olmamız gereken yerde yani meydanlardayız ve hep bir ağızdan hakikati haykırıyoruz” denildi.

    Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, ‘Geleceğe yürüyoruz’ sloganıyla Menteşe Akyol Pazaryeri’nden Muğla Adliyesi’ne doğru ‘Adalet ve Demokrasi Yürüyüşü’ düzenledi. Vatandaşlar yürüyüşte ‘Hak, hukuk, adalet’ sloganları attı. Adliye önünde yapılan basın açıklamasını okuyan Haluk Özsoy, şunları söyledi:

    “Her yurttaşın hakkı olan eşit, adil, demokratik ve özgür bir yaşamı kurmak için yola çıkıyoruz. Artık olmamız gereken yerde yani meydanlardayız ve hep bir ağızdan hakikati haykırıyoruz, toplum sözleşmemizi ihlal ettiniz. Bağımsızlığımızın bir kısmından hukukun üstünlüğü güvencesiyle vazgeçiş akdimize ihanet ettiniz. Artık meşru değilsiniz. Seçilmiş iktidar olarak yasal olabilirsiniz ama siyasi, ekonomik, ekolojik, toplumsal çoklu krizin nedeni olarak gayrı meşrusunuz.

    “YARGI KARARLARINI KULLANARAK DEMOKRATİK YAPILARA YÖNELTTİĞİNİZ DARBE GİRİŞİMLERİNİZLE GAYRI MEŞRUSUNUZ”

    31. Asliye hukuk Mahkemesi’nin, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Merkez Konseyi üyelerini görevden alma kararının halkta bir karşılığı yoktur, kabul etmiyoruz. Unutulmamalıdır ki eşitlik yoksa, özgürlük yoksa, demokrasi yoksa, adalet yoksa, sağlık yoksa mücadele haktır. Ve mücadele, Türk Tabipleri Birliği’nin adıdır. Kimsenin bir darbe yasasıyla, darbe yargısıyla TTB’nin başına kullanışlı kuklaları yerleştirip mücadeleden düşürme hakkı ve şansı yoktur. Emre amade yargı kararlarını kullanarak demokratik yapılara yönelttiğiniz darbe girişimlerinizle gayrı meşrusunuz. Kayyumlar atayarak seçilmiş başta eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere HDP milletvekillerini, belediye başkan ve meclis üyelerini düzmece mahkemelerde, düzmece delillerle rehine tutarak milyonlarca insanın en temel anayasal hakkı olan, seçme ve seçilme hakkını yok saydığınız için gayri meşrusunuz. Daha iyi bir yaşam umuduyla sendikal mücadele verdikleri için işten atılan, fabrikalarda, madenlerde, inşaatlarda yoksun güvenlik nedeni ile katledilen emekçilerin haklarını savunan başta Selçuk Kozağaçlı olmak üzere ÇHD’li avukatları düzmece mahkemelerde, düzmece delillerle rehin tuttuğunuz için gayri meşrusunuz.

    “EN TEMEL İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZİN GASP EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”

    Yaşam alanlarını savunmak isteyen yüz binlerin sahip çıktığı gezi direnişini yasa dışı göstererek geziyi savunan, her biri birbirinden değerli yaşam savunucularını düzmece mahkeme ve delillerle, anayasayı da çiğneyerek rehin tuttuğunuz için gayri meşrusunuz. Gezi direnişinin ve ezilenlerin avukatı TİP milletvekili Can Atalay’ı milletvekili olarak seçilmesine rağmen anayasayı çiğneyerek rehin tuttuğunuz için gayri meşrusunuz. Askeri vesayeti yok edeceğim diyerek ordu içinde size biat etmeyenleri, o zamanki ortağınızla birlikte düzmece mahkemelerde düzmece delillerle mahkum ettiğiniz, önceden planlı darbe düzenlemelerini bahane ederek yüz binlerce insanı işinden, aşından, özgürlüğünden yasa dışı biçimde yargısız mahkum ettiğiniz için gayrı meşrusunuz. Bugün meydanlarda/sokaklarda olan, emekten, özgürlükten, demokrasiden, adaletten yana olan bizler, en temel insan hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesini kabul etmiyoruz. Bir avuç sermaye sahibi yandaşla ilişkiler içinde,  ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını rahatça talan edebilmek uğruna, emrindeki bürokrasi ve kolluk güçlerine ilaveten yasaları ve hukuku hiçe sayarak yargı güçlerinin işini, toprağını, suyunu, ormanını, şehrini korumak isteyenlere karşı silah gibi kullanılmasına seyirci kalmayacağız.

    “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE EŞİT BİR HAYATI YARATMAK İÇİN ALANLARDA OLACAĞIZ”

    Üniversite gençlerinin yoksunluk ve yoksulluktan intihar etmelerine, evine bir lokma ekmek götürebilmek için iş arayan, asgari ücretle çalışıp yaşam mücadelesi veren emekçilerin, ürünü para etmeyen, her geçen gün yoksullaşan köylülerin, emeklilerin bu durumuna sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin en büyük zenginliği olan farklı dil, din, inanç sahibi insanların on yıllardır yok sayılmalarını, baskı ve zulüm ile asimile edilmeye çalışılmalarını, katledilmelerini ve buna yol açan tekçi anlayışı reddediyoruz. Din kisvesi altında bize biat ve şükür kültürü dayatan anlayışı kabul etmiyoruz. Yargı organları içine yerleştirdiğiniz, hukukun temel ilkelerini dahi hiçe sayan kuklalarınız aracılığı ile yargı organlarını karşı karşıya getirip buradan fırsat çıkartarak bireysel haklarımızın tamamen yok edildiği bir anayasa girişimine izin vermeyeceğiz. Meydanlara çıkıyoruz çünkü sofradan aşın, yüreklerden umudun eksilmesini istemiyoruz. İnsanların umuduna göz konulmasına, geleceklerinin ellerinden alınmasına karşıyız. Başka türlü bir hayatın; yani eşit, özgür,  demokratik ve laik bir hayatın hem de mutlulukla yaşanan bir hayatın mümkün olduğunu biliyoruz. Muğla’dan yaktığımız çoban ateşi ile gerek ulusal gerekse yerel yönetimler elindeki erkin şirketlerin, sermayenin hizmetine sunulmasına dur diyoruz. Ayağa kalkın. Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü ve eşit bir hayatı yaratmak için alanlarda olacağız ve güzel yarınlara olan inancımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”

     

     

  • KARTAL’DA KONSER GECESİ

    KARTAL’DA KONSER GECESİ

    Kartal Belediyesi, sevilen sanatçılar; Leyla Evindar ve Sıddık Olek’in sahne aldığı, Bitlis ve Diyarbakır yöresinin folklor gösterilerinin gerçekleştiği, şölen tadında bir konsere ev sahipliği yaptı. Kartallıların ilgisinin yoğun olduğu konser, büyük beğeni topladı.

    Yakacık Kültür Merkezi’nde sahnesinde düzenlenen konsere, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in yanı sıra; Kartal Belediyesi Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri ile çok sayıda Siirt ili hemşehri derneği temsilcisi katıldı.

    Gecede, önce Diyarbakır ve Bitlis yörelerinin, folklor gösterisi sahnelendi. Folklor gösterisi, geceye renk attı. Etkinliğin devamında sevilen sanatçılar, Leyla Evindar ve Sıddık Olek sahne aldı. Sanatçıların seslendirdiği halk müziklerine doyasıya eşlik eden dinleyiciler, keyif dolu anlar yaşadı.

    “HALK MÜZİĞİNİN BİRLEŞTİRİCİ YÖNÜYLE BİR ARAYA GELDİK”

    Gecenin sonunda Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Dernek Başkanlarına teşekkür plaketi ve çiçek takdim etti. Başkan Gökhan Yüksel konuşmasında, katılımdan dolayı tüm sanatçılara ve sanatseverlere teşekkür ederek; “Halk müziğinin duygusal dokusunu hissettiğimiz bu gece, kültürümüzü yaşatma ve sanata destek olma adına bir adım daha atmamıza vesile oldu. Sizlerin yoğun ilgisi, doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor. Kartallılar olarak birlikte geçirdiğimiz bu şölen tadındaki konser gecesinde, kültürümüzü daha da zenginleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Katılımınız için teşekkür ediyor, halk müziğinin birleştirici yönüyle daha nice etkinlikte buluşmayı diliyorum” dedi.

  • AFAD: GEMLİK KÖRFEZİ’NDE DEPREMLER SONRASINDA OLUMSUZ BİR DURUM BULUNMAMAKTADIR. SAHA TARAMA ÇALIŞMALARI DEVAM ETMEKTEDİR

    AFAD: GEMLİK KÖRFEZİ’NDE DEPREMLER SONRASINDA OLUMSUZ BİR DURUM BULUNMAMAKTADIR. SAHA TARAMA ÇALIŞMALARI DEVAM ETMEKTEDİR

    AFAD, Gemlik Körfezi’nde üç dakika arayla meydana gelen 5.1  ve 4.5 büyüklüğündeki depremlerin ardından; “Marmara Denizi, Gemlik Körfezi’nde (Bursa Mudanya açıkları) meydana gelen 5.1 ve 4.5 büyüklüklerindeki depremler sonrasında an itibarıyla olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Saha tarama çalışmaları devam etmektedir” açıklamasını yaptı.

    AFAD, Gemlik Körfezi’nde meydana gelen ve İstanbul ile çevre illerde de hissedilen depremlerin ardından sosyal medya hesabında bir açıklama daha yayınladı. Açıklama şöyle:

    “Marmara Denizi, Gemlik Körfezi’nde (Bursa Mudanya açıkları) meydana gelen 5.1 ve 4.5 büyüklüklerindeki depremler sonrasında an itibarıyla olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Saha tarama çalışmaları devam etmektedir. Ekiplerimiz teyakkuz halindedir. Etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.”

  • İÇİŞLERİ BAKANI YERLİKAYA’DAN DEPREM AÇIKLAMASI: “KURUMLARIMIZIN TÜM EKİPLERİ SAHA TARAMA ÇALIŞMALARI İÇİN BÖLGEYE SEVK EDİLMİŞTİR”

    İÇİŞLERİ BAKANI YERLİKAYA’DAN DEPREM AÇIKLAMASI: “KURUMLARIMIZIN TÜM EKİPLERİ SAHA TARAMA ÇALIŞMALARI İÇİN BÖLGEYE SEVK EDİLMİŞTİR”

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Marmara Denizi Gemlik açıklarında, 5.1 büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremde, başta AFAD olmak üzere ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha tarama çalışmaları için bölgeye sevk edilmiştir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz” açıklamasını yaptı.

    AFAD, bugün saat 10.42’de Marmara Denizi Gemlik Körfezi açıklarında 8,98 kilometre derinlikte ve 5,1 büyüklüğünde deprem olduğunu duyurdu.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklama yaptı. Yerlikaya’nın açıklaması şöyle:

    “Marmara Denizi Gemlik açıklarında, 5.1 büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremde, başta AFAD olmak üzere ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha tarama çalışmaları için bölgeye sevk edilmiştir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun.”

     

  • MARMARA DENİZİ GEMLİK KÖRFEZİ’NDE 5,1 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM

    MARMARA DENİZİ GEMLİK KÖRFEZİ’NDE 5,1 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM

    Marmara Denizi Gemlik Körfezi’nde bugün saat 10.42’de 8,98 kilometre derinlikte ve 5,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, İstanbul, Bursa ve Yalova’da hissedildi.

    AFAD, merkez üssü Marmara Denizi Gemlik Körfezi olan, 8,98 kilometre derinlikte ve 5,1 büyüklüğünde deprem olduğunu duyurdu. Kandilli Rasathanesi ise Mudanya Kumkaya merkezli depremin 5,4 kilometre derinlikte ve 4,9 büyüklüğünde olduğunu açıkladı.

  • BUCA’DA BAŞKAN KILIÇ’TAN TEMİZLİK DEVRİMİ

    BUCA’DA BAŞKAN KILIÇ’TAN TEMİZLİK DEVRİMİ

    Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, kentte temizlik devrimi yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle ilçeye 28 adet temizlik aracı kazandırarak temizlik filosunu büyüten Başkan Kılıç, bu sayede taşeron araçlara harcanan 1 milyar liranın Buca’nın kasasında kalmasını sağladı. İlçede, 5600 olan çöp konteyneri sayısı 8100’e çıkartılırken, muhtarlarla gerçekleştirilen iş birliğiyle mahallelerde temizlik timleri kuruldu.

    Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, tüm çöp toplama ve temizlik hizmetlerini belediye bünyesinde topladı. 2021 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katıldığı törenle 28 adet temizlik aracının Buca Belediyesi bünyesine dâhil edilmesini sağlayan Kılıç, böylece 1 milyar liralık tasarruf yaptı.

    ÇÖP KONTEYNERİ SAYISI ARTIRILDI

    Buca Belediyesi, kentte 5600 olan çöp konteyneri sayısını da 8100’e çıkarttı. Su ve koku geçirmez özelliğe sahip 2500 adet galvaniz çöp konteyneri alındı. 770 litre kapasiteye sahip galvaniz tipli konteynerler, 47 mahallede ihtiyaç duyulan noktalara yerleştirildi. Belediye, parklara da 100 adet ahşap bahçe tipi küçük çöp kutusu koydu.

    TEMİZLİK TİMLERİ

    Muhtarlarla gerçekleştirilen iş birliği sonucunda mahallelerde temizlik timleri kuruldu. Bucalılara daha temiz ve sağlıklı sokaklarda yaşama imkânı sunmak amacıyla hizmet veren temizlik ekipleri, toplamda 40 kişiyle her gün 4 mahallede geniş kapsamlı çalışmalarını sürdürüyor.

    GÜNDE 400 TON ATIK TOPLANIYOR

    Buca Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler ayrıca, 47 mahallede, 3657 sokak, 54 cadde, 2 bulvar ve 2 küme evlerinde üç vardiya çalışarak her gün toplam 400 ton evsel atık topluyor.

    BUCA’NIN PARASI BUCA’DA KALDI

    Başkan Erhan Kılıç, “Buca’da uzun yıllardır taşeron şirkete ait araçlarla gerçekleştirilen temizlik hizmetlerinde tarihi bir değişiklik yaşadık. Buca’nın parası Buca’da kaldı. Yaptığımız tasarrufla Buca halkına daha nitelikli hizmet sunmak için hareket ettik. Yarının Buca’sı için var gücümüzle çalışırken hemşehrilerimize pırıl pırıl bir kent sunmak için tüm imkânlarımızı ortaya koyuyoruz” dedi.

  • ANTALYA’DA SAAT KULESİ VE CAM PİRAMİT’TE PİYANO ŞÖLENİ

    ANTALYA’DA SAAT KULESİ VE CAM PİRAMİT’TE PİYANO ŞÖLENİ

    Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 9-22 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali için kente gelen dünyaca ünlü piyanist Aurelien Froissart, Saat Kulesi ve Cam Piramit önünde iki gün Antalyalılarla buluştu. İnteraktif gösterileriyle müzikseverlerin hayran kaldığı Froissart’a sahnede amatör ve profesyonel birçok dans ve müzik tutkunu eşlik etti.

    Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin tüm dünyada ilgi gören en önemli sanat organizasyonlarından 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, şehir etkinlikleriyle muhteşem bir başlangıç yaptı. Festival kapsamında Antalya’ya gelen, sosyal medyada milyonlarca takipçisi olan dünyaca ünlü piyanist Aurelien Froissart interaktif gösterisini Antalyalı sanatseverlerle buluşturdu. Saat Kulesi ve Cam Piramit önünde iki gün performansını sergileyen genç piyanist, seyircileri de dahil ettiği gösterisi ile büyük alkış topladı.

    SANATSEVERLER EŞLİK ETTİ

    Aurelien Froissart’a interaktif gösterisinde birçok sanatsever eşlik etti. Libertango eserinde tango dansçıları, Parla Marşı’nda koristler, Mozart Türk Marşı’nda darbuka, Bella Ciao, Flower Duet şarkısında opera solistleri, Uzun Ence Bir Yoldayım, Hatırla Sevgilim ve Memleketim şarkılarında Antalyalı solist ve müzisyen genç piyanistle birlikte sahne aldı. 2. günün sürpriz buluşması ise Türkiye’de şarkıları ve sosyal medya içerikleriyle son yılların gözde ismi Ragıb Narin ve Aurelien Froissart Harbi şarkısında bir araya geldi.

    Türkiye’ye ilk kez gelen ve müzikseverlerin gönlünde taht kuran Froissart, sempatik tavırlarıyla da büyük beğeni kazandı.

    BAŞKAN’DAN ÇİÇEK VE PLAKET

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de müziksever hemşehrileri ile birlikte Froissart’ın etkinliğine katıldı. Genç sanatçıya çiçek ve plaket takdim eden Başkan Muhittin Böcek, şehir etkinlikleri ile muhteşem bir başlangıç yapan Antalya Uluslararası Piyano Festivali’nin bu yıl da tüm müzikseverlerin büyük beğenisini kazanacak bir programa sahip olduğunu söyledi.

    Her yıl olduğu gibi bu yıl da yıldızlar geçidine sahne olacak 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, 9-22 Aralık tarihleri arasında Cam Piramit ve Antalya Kültür Merkezi’nde binlerce müzikseveri ağırlayacak. Festival kapsamında Manavgat ve Aksu’da da etkinlikle düzenlenecek. Festivalde Fahir Atakoğlu, Selda Bağcan Antalya Devlet Senfoni eşliğinde, Anjelika Akbar, Candan Erçetin, Queenz Of Piano, Dorantes, Havasi, Can Saraç, Duo Blanc&Noir, Gülsin Onay, Igudesman&Joo gibi yerli ve yabancı birbirinden ünlü isimler ve gruplar sahne alacak.