Blog

  • DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ’NDE BİR ARAYA GELDİLER

    DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ’NDE BİR ARAYA GELDİLER

    Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Antalya’da bulunan engelli dernekleri, spor kulüpleri ve Engelsiz Kafe’nin özel aileleri için kahvaltı programı düzenledi.

    1995 yılında kurulan Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı, Ümit Uysal’ın belediye başkanlığıyla birlikte çalışma alanlarını geliştirdi. Üniversite öğrencilerine yönelik burs imkanlarını genişleten vakıf, Başkan Uysal’ın falez sahil bandında çam ağaçlarıyla kaplı yaklaşık 8 dönümlük alanı tahsis etmesiyle bambaşka bir vizyonu gerçekleştirmek için kolları sıvadı.

    Falez bandında ‘Eski Mobil’ alanı olarak bilinen yerin hemen yanında Muratpaşa Belediyesi ve Adalya Vakfı, engelli bireyler ve ailelerine yönelik eğitim ve sosyal destek programları yürüten Engelsiz Kafe’yi kurdu ve Nisan 2015’te hizmete açtı. Engelli bireylerin gündelik hayatın parçası olmasını sağlayan kafe, başarılı çalışmalarıyla önemli bir model oldu.

    Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Antalya’da bulunan engelli dernekleri, spor kulüpleri ve Engelsiz Kafe’nin özel aileleri için kahvaltı programı düzenledi. Belediye Başkan Vekili Hüseyin Sarı “3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlanacak veya bayram yapılacak bir gün değil, karşılaşılan sorunların gündeme getirileceği ve bunların çözümü için yapılabileceklerin ele alınacağı bir tarihtir” diye konuştu.

  • İZMİT BELEDİYESİ ÇINAR AKADEMİ ÖĞRENCİLERİ ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ

    İZMİT BELEDİYESİ ÇINAR AKADEMİ ÖĞRENCİLERİ ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ

    İzmit Belediyesi Çınar Akademi öğrencileri, Cumhuriyetimizin 100’ncü yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkarken, ODTÜ ve Bilkent Üniversitesine gezi düzenledi.

    İzmit Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde eğitimde fırsat eşitliği anlayışıyla çalışmalarına devam eden Çınar Akademi, Ankara’ya gezi düzenledi. 11, 12 ve mezun sınıfları önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıktı. Çınar Akademi, Cumhuriyetimizin 100. yılında Anıtkabir’i ziyaret ederek Atatürk’e olan minnetlerini bir kez daha gösterdi.

    Ardından ODTÜ’ye giden Çınar Akademi öğrencileri, üniversiteyi gezerek bölümler hakkında bilgi sahibi oldu. Öğrenciler, üniversite yerleşkesi ve eğitimi konusunda akıllarındaki soru işaretlerine cevaplar buldu. Bilkent Üniversitesi’ni de gezen öğrenciler, ardından yapılan konferansta rehberlere sorularını yöneltti. Çınar Akademi öğrencileri, Ankara gezisi sonrası mutlu bir şekilde İzmit’e döndü.

  • DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ: AB, HİÇBİR İLERLEME OLMASA BİLE 23 VE 24. FASILLARI HER HÂLÜKÂRDA AÇMALI VE SONUÇLANDIRMALI

    DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ: AB, HİÇBİR İLERLEME OLMASA BİLE 23 VE 24. FASILLARI HER HÂLÜKÂRDA AÇMALI VE SONUÇLANDIRMALI

    Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi tarafından hazırlanan “AB-Türkiye Siyasi, Ekonomik ve Ticari İlişkilerinin Durumu” başlıklı raporuna ilişkin, “Türkiye’nin içeride de olumsuz etkilerini gördüğü bu iki temel sorun, sağlıklı işbirliği geliştirmeyi olumsuz etkiliyor. Yargı ve hukukun üstünlüğü, bu engelleri aşmanın kilididir. AB, hiçbir ilerleme olmasa bile 23’üncü (Yargı ve Temel Haklar) ve 24’üncü (Adalet, Özgürlük ve Güvenlik) fasılları her hâlükârda açmalı ve sonuçlandırmalı, böylece yargı, hukukun üstünlüğü ve temel haklar konuları, ilişkilerde pürüz konusu olmaktan çıkarılmalıdır” açıklamasını yaptı.

    AB Komisyonu’nun 8 Kasım 2023 tarihli “Genişleme Politikası Tebliği ve Türkiye Raporu”nun ardından, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi tarafından hazırlanan “AB-Türkiye Siyasi, Ekonomik ve Ticari İlişkilerinin Durumu” başlıklı rapor da 29 Kasım 2023’te açıklandı.

    Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, 14-15 Aralık 2023’te yapılacak AB zirvesinde görüşülüp karara bağlanacak olan raporları değerlendirdi. Gün, şunları belirtti:

    “Türkiye’nin de AB’ye tam üye olmasıyla Akdeniz havzası tarihte olduğu gibi medeniyetler beşiği ve yeniden şekillenmekte olan dünyanın önde gelen güç merkezlerinden birisi haline gelecektir. Bunu gerçekleştirmek için AB ve Türkiye’nin uzak görüşlü ortak amaç ve hedeflerde buluşması ve anlaşması elzemdir. Aralarında güç çekişmeleri, işlem bazlı ilişki ve olumlu işbirliğini baskılayan yaptırım ve benzeri uygulamalar kısa dönemde de uzun dönemde de iki tarafa zarar verecektir. Pozitif bir gündem oluşturulduğu ve ortak hedeflerde anlaşıldığı takdirde ise Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege’deki sorunlar kolaylıkla ve ortak fayda çerçevesinde kendiliğinden çözülecektir. Bu birliktelik, stabilite, barış ve huzuru, dünyanın en sorunlu bölgelerine de yayacaktır. 

    “HER İKİ TARAF DA ÇÖZÜM İÇİN DİĞERİNİ ZORLAYICI VE CEZALANDIRICI YÖNTEMLER YERİNE TEŞVİK EDİCİ YÖNTEMLER GELİŞTİRİLMELİ”

    Ancak AB ve Türkiye’nin ortak bir amaçta buluşması ve hedefleri gerçekleştirmesi önündeki en önemli engeller, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı alanındadır. Türkiye’nin içeride de olumsuz etkilerini gördüğü bu iki temel sorun, sağlıklı işbirliği geliştirmeyi olumsuz etkiliyor. Yargı ve hukukun üstünlüğü, bu engelleri aşmanın kilididir. AB, hiçbir ilerleme olmasa bile 23’üncü (Yargı ve Temel Haklar) ve 24’üncü (Adalet, Özgürlük ve Güvenlik) fasılları her hâlükârda açmalı ve sonuçlandırmalı, böylece yargı, hukukun üstünlüğü ve temel haklar konuları, ilişkilerde pürüz konusu olmaktan çıkarılmalıdır. Karşılıklı ilişkileri hiçbir maliyeti olmadan kendiliğinden geliştirecek, buna karşın hiçbir yükü olmayan bu hususlarda AB’nin tutumu anlaşılır olmaktan ötededir. AB, sadece ekonomik menfaatlere ve bu konulardaki başlıklara odaklanmamalıdır. Her iki taraf da çözüm için diğerini zorlayıcı ve cezalandırıcı yöntemler yerine teşvik edici yöntemler geliştirilmeli.

    “BU ELEŞTİRİLERİ BİR AN ÖNCE ORTADAN KALDIRMAK VE SİSTEMİMİZİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN YARGIYI TAM BAĞIMSIZ KILMAK GEREKMEKTEDİR”

    Bu eleştirileri bir an önce ortadan kaldırmak ve sistemimizi iyileştirmek için en başta siyasete yargıdan tamamen el çektirmek, yargıyı tam bağımsız kılmak gerekmektedir. Derneğimiz bu konuda kapsamlı bir yargı reformu öneriyor. ‘A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu’ adı ile yayınlayıp kamuoyunun dikkatine sunduğumuz bu öneriler, yayınlandığı 2021 yılından bu yana yurtiçinde ve yurtdışında tanıtıldı, tartışıldı ve beğeni topladı. 2023’te Londra’da İngiltere Parlamentosu’nda, Brüksel’de AB bürokrasisi ve Avrupalı politikacılar nezdinde paylaştığımız reform önerilerimiz yenilikçi ve kayda değer bulundu. Ülkemizde de tüm siyasi partilere sunduğumuz reform önerilerimizin hayata geçmesi, Türkiye’nin en azından yargı alanında eleştirilemez hale gelmesini sağlayacak, yargı sistemleri konusunda Türkiye’yi örnek ve önder konuma getirecek, AB ülkelerindeki aksamaları Türkiye’nin eleştirmesini ve AB karşısında moral üstünlük kazanmasını sağlayacaktır.”

    “YARGI BAĞIMSIZLIĞINI OLUMSUZ ETKİLEYEN, YÜRÜTMENİN HAKİMLER VE SAVCILAR ÜZERİNDEKİ UYGUNSUZ ETKİ VE BASKISINI GİDERME KONUSUNDA GELİŞME OLMADI”

    Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, Türkiye’nin eleştirilerin kaynağı olan temel sorunlarını şöyle sıraladı:

    “-Ciddi eksiklikleri bulunan demokratik kurumlarımızın işleyişleri kusurlu. Cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısal sorunları devam ediyor.

    -14-28 Mayıs seçimlerinde medya taraflı, adaletsiz seçim ortamı görevdeki partinin avantajınaydı. Seçimde ifade özgürlüğü kısıtlandı. Devlet medyası ve özel sektör medyası, editör bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamadı, seçmenlerin yeterli bilgi edinerek sağlıklı tercihte bulunma hakkı olumsuz etkilendi.

     -Anayasal yapı devletin tüm güçlerini cumhurbaşkanlığında topluyor, yürütme, yasama ve yargı güçleri arasında sağlıklı ve etkin güçler ayrılığı yok.

    -Yargı, AB standartlarına uyum sağlamaktan çok uzak. Türkiye’nin AİHM kararlarını yerine getirmeyi reddetmesi yargının uluslararası ve AB standartlarını yerine getireceği hususunda endişe kaynağı.

    -Yargı bağımsızlığını olumsuz etkileyen, yürütmenin hakimler ve savcılar üzerindeki uygunsuz etki ve baskısını giderme konusunda gelişme olmadı.

    -Hakim ve savcıların terfilerinde, önceden belirlenmiş, objektif, liyakate dayalı ve yeknesak kriterler bulunmaması endişe kaynağı.

    -İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcı İsmail Uçar’ın Hakimler ve Savcılar Kurulu’na gönderdiği yazı da görülebileceği gibi Türkiye yolsuzlukla mücadele konusunda AB standartlarına erişebilmek için henüz başlangıç seviyesinde.

    -İnsan hakları ve temel haklarda bozulma devam etti. Bu hususta yasaların ve uygulamanın AB standardına yükseltilmesi gerekli.

    -İfade özgürlüğü alanında ciddi bir gerileme söz konusu. Örgütlenme hakkı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı konusunda ilerleme olmadı. Bu konudaki mevzuat ve uygulama uluslararası sözleşmelere ve AB standardına uymuyor.”

     

  • ANKARA TABİP ODASI: AKP İKTİDARINDA EN AZ 2042 MADEN İŞÇİSİ İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ. KAMUNUN ETKİLİ BİÇİMDE DENETİMİ SAĞLANMALI, TEKNİK TEDBİRLER HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

    ANKARA TABİP ODASI: AKP İKTİDARINDA EN AZ 2042 MADEN İŞÇİSİ İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ. KAMUNUN ETKİLİ BİÇİMDE DENETİMİ SAĞLANMALI, TEKNİK TEDBİRLER HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

    Ankara Tabip Odası, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında; “AKP iktidarı boyunca en az 2042 maden işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Madencilik alanında işçileri köleleştiren taşeron ve rödovans sistemleri, ihmaller, denetimsizlik, güvencesiz ve kayıt dışı istihdam biçimleri devam ettikçe yeni maden katliamları kaçınılmaz hale gelmektedir. Kamunun etkili biçimde denetimi sağlanmalıdır, gerekli yasal düzenlemeler ve teknik tedbirler hayata geçirilmelidir. Çalışırken ölmek istemiyoruz” açıklamasını yaptı.

    Ankara Tabip Odası, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Ankara Tabip Odası’nın açıklamasında sendikasızlaştırma ve aşırı yoğun çalışma sisteminin, iş cinayetlerine ve meslek hastalıklarına neden olduğu belirtildi. Ankara Tabip Odası’nın açıklaması şöyle:

    AKP İKTİDARI BOYUNCA EN AZ 2042 MADEN İŞÇİSİ İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ”

    “Soma, Ermenek, Amasra, Çöllolar, Şirvan, Kozlu,… AKP iktidarı boyunca en az 2042 maden işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Madenlerde yaşanan katliamların başlıca nedenleri, özelleştirme programları sonucunda kamu madenciliğini ve uzun yıllar sonucu elde edilmiş bilgi birikimini tasfiye eden neoliberal politikalardır. İşçileri üretim baskısı ile karşı karşıya bırakan taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma ve aşırı yoğun çalışma sistemi, iş cinayetlerine ve meslek hastalıklarına davetiye çıkarmaktadır.

    Son olarak 14 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı Amasra maden katliamında görüldüğü üzere ihmaller ile Sayıştay Başkanlığı’nın yıllarca üst üste raporlarında usulsüzlükleri ve eksiklikleri belirtmesine rağmen alınmayan tedbirler 42 madencinin yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Madencilik alanında işçileri köleleştiren taşeron ve rödovans sistemleri, ihmaller, denetimsizlik, güvencesiz ve kayıt dışı istihdam biçimleri devam ettikçe yeni maden katliamları kaçınılmaz hale gelmektedir. Kamunun etkili biçimde denetimi sağlanmalıdır, gerekli yasal düzenlemeler ve teknik tedbirler hayata geçirilmelidir. Maliyet ve ciro hesapları yaparak gerekli önlemleri almayan patronlar ile denetimleri yerine getirmeyen ve eksikliklere göz yuman idarecileri koruyan, mühendis ve hekimleri ise her iş kazasında ve iş cinayetinde sorumlu tutan anlayışa son verilmelidir. Çalışırken Ölmek İstemiyoruz.”

     

  • HEDEP SÖZCÜSÜ AYŞEGÜL DOĞAN: “YEREL SEÇİMDE STRATEJİMİZ KAYBETTİRMEK YA DA KAZANDIRMAK DEĞİL KAZANMAK. KENT UZLAŞISIYLA KAZANMAK”

    HEDEP SÖZCÜSÜ AYŞEGÜL DOĞAN: “YEREL SEÇİMDE STRATEJİMİZ KAYBETTİRMEK YA DA KAZANDIRMAK DEĞİL KAZANMAK. KENT UZLAŞISIYLA KAZANMAK”

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Türkiye’nin her yerinde yerel seçimlere kendi adaylarımızla girmek için hazırlıklarımız tamamlandı. Yerel seçim stratejimiz kazanmak; kaybettirmek ya da kazandırmak değil, kazanmak. Kent uzlaşısıyla kazanmak… Ön seçim koşullarının olduğu her yerde adaylarımızı ön seçimle belirleyeceğiz. Ön seçimlerin her ilde, ilçede katılımcı, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü yerel yönetim anlayışımızın barış, özgürlük ve eşitlik talebimizin görünür olduğu bir şekilde ve adeta bir demokrasi şöleni havasında gerçekleşmesini hedefliyoruz” dedi.

    HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin seçim sürecine ilişkin kararını bugün düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Ayşegül Doğan, HEDEP Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE YEREL SEÇİMLERE KENDİ ADAYLARIMIZLA GİRMEK İÇİN HAZIRLIKLARIMIZ TAMAMLANDI”

    “Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, 1 Aralık’ta Hakkari’de ‘Halkımız bizden her yerde seçime adaylarımızla girmemizi istedi’ dedi. Bunun ilgili kurullarda tartışılacağını ve en kısa sürede bu konuya ilişkin bir stratejinin belirlenip kamuoyu ile paylaşılacağını da açıklamıştı. Partimiz bu talebi, eş genel başkanımızın da işaret ettiği gibi MYK’de ciddiyetle tartışıp değerlendirdi ve Türkiye’nin her yerinde yerel seçimlere adaylarımızla girme eğilimi ortaya çıktı. Bu karar MYK’nin önerisi olarak PM’de de değerlendirilecek. Daha önce yaptığımız açıklamada birinci ve ikinci olduğumu yerlerde aday adayı başvurularımızın 27 Kasım’da başladığını ve 10 Aralık’a kadar süreceğini açıklamıştık. Batı illerinde de komisyonlarımız kuruldu, aday adayı başvurularını almaya başladık. Türkiye’nin her yerinde yerel seçimlere kendi adaylarımızla girmek için hazırlıklarımız tamamlandı.

    YEREL SEÇİM STRATEJİMİZ KAZANMAK; KAYBETTİRMEK YA DA KAZANDIRMAK DEĞİL”

    Yerel seçim stratejimiz kazanmak; kaybettirmek ya da kazandırmak değil, kazanmak. Kent uzlaşısıyla kazanmak… Bu süreçte yapacağımız en önemli şeylerden biri de geliştirdiğimiz yerel seçim ve yerel yönetimler komisyonumuzun günlerdir hem sahada hem araştırmalarla çalıştıkları ve ortaya çıkardıkları yeni bir ön seçim modeli. Ön seçim koşullarının olduğu her yerde adaylarımızı ön seçimle belirleyeceğiz. Ön seçimlerin her ilde, ilçede katılımcı, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü yerel yönetim anlayışımızın barış, özgürlük ve eşitlik talebimizin görünür olduğu bir şekilde ve adeta bir demokrasi şöleni havasında gerçekleşmesini hedefliyoruz. Bunu da kent uzlaşısıyla sağlayacağız. Yani en geniş mutabakat, şehirdeki her sesi duymaya çalışmak, hedefimiz bir aday belirlerken aday belirlediğimiz yerdeki en geniş kesimlere ulaşıp her sesi duymaya çalışmak ve o sesi de katarak şehir yönetecek insanları belirlemek. Bu da bir ilk, bizim geliştirdiğimiz bu ön seçim modelinde yalnızca partimizin, bileşen partilerimizin üyeleri değil demokratik kitle örgütleri, ailelerimiz, dünden bu yana yöneticilik yapmış herkes bu süreçte sorumluluk alarak bizimle birlikte olabilir, oy kullanabilir.

    PARTİMİZE OY VERENLER KAYYUM REJİMİNE EN GÜÇLÜ CEVABI KENDİLERİNE VE KENTLERİMİZE KAZANDIRARAK VERECEKLER”

    Sadece belediye eş genel başkan adaylarımızı değil aynı zamanda belediye meclisi üyelerimizi ve il genel meclis üyelerimizin de 3’te 2’sini yine ön seçimle belirleyeceğiz. Heyecanlıyız, kararlıyız, kazanacağız. Kayyumları kalıcı hale getirmeye çalışanlar da bilsinler ki partimize gönül veren, oy veren, seçmen olan ve bunun için ağır bedeller ödeyenler kayyum rejimine en güçlü cevabı kendilerine ve kentlerimize kazandırarak verecekler.”

     

  • ‘TÜRK AY MİSYONU’NA TEKNOPARK İSTANBUL İMZASI

    ‘TÜRK AY MİSYONU’NA TEKNOPARK İSTANBUL İMZASI

    Teknopark İstanbul’da kurulan, Türkiye’nin ilk ve tek nükleer endüstri firması olan IRADETS, TÜBİTAK ile iş birliği protokolü imzaladı. İmzalanan protokol ile IRADETS, ‘Türk Ay Misyonu’ için radyasyon detektörü üretecek. 

    Türkiye’nin teknoloji merkezi Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren IRADETS firması, savunma sanayii, sağlık endüstrisi, malzeme bilimi, uzay ve havacılık sektörlerinde radyasyon etkileşimleri alanlarında ürün, proje ve hizmetler sunuyor. 

    IRADETS, TÜBİTAK Uzay ile imzaladığı protokol kapsamında, uzaya gönderilecek elektronik, elektromekanik cihazların, materyallerin ve yaşayan organizmaların yörüngedeki radyasyon ortamının etkilerinden korunması için geliştirdiği ürün ve projeleriyle yer alacak. 

    RADYASYON ÖLÇÜMLERİ UZAYDA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR 

    Dünyada radyasyon düzeyi, atmosferin filtreleme özelliği sayesinde uzaya kıyasla oldukça düşük. Ancak uzayda yürütülen faaliyetlerde yüksek radyasyona maruz kalınıyor. Bu yüksek radyasyon hem uzayda çalışan personel açısından hem de yörüngede faaliyet gösteren cihazlar açısından oldukça yüksek riskler barındırıyor. Bu nedenle radyasyon oranlarının tespiti ve olası etkilerine karşı önlem yöntemleri geliştirilmesi, projelerin devamlılığı açısından son derece önemli bir konu. 

    IRADETS tarafından geliştirilen cihazlar uzayda bulunan uydular üzerine uygulanabilecek ve radyasyon alarm sistemi olarak kullanılabilecek. Bu sayede hem yeryüzünde hem de uzayda bulunan yüksek teknolojili cihazların ve personelin güvenli çalışması mümkün olacak, uzay projelerinde yaşanabilecek tehlikelerin önüne geçilecek. 

    Uzay ve dünyada radyasyon ölçümü alanında üç farklı noktada faaliyet gösteren IRADETS, uzay radyasyonuna karşı ESA/NASA standartlarına uygun testlerin yapılarak raporlanması, ürettiği radyasyon detektörleri ile personelin kullanacağı elektronik dozimetreler ve radyasyon simülatörleri ile gerek uzayda gerek yeryüzünde organizmalar üzerindeki radyasyonun etkilerini simüle edecek uygulamalar ile Türkiye’nin bu alanda hizmet sunan tek firması konumunda. 

    MUHAMMET FATİH ÖZSOY: BİR TÜRK FİRMASININ BU ALANDA YETKİNLİK KAZANMASI MUTLULUK VERİCİ 

    Teknopark İstanbul Genel Müdürü Muhammet Fatih Özsoy, “Derin teknoloji merkezimizde faaliyet gösteren tüm firma ve kuruluşlar, ülkemizin yüz akı projelerinde yer almaya devam ediyor. Projelerin tüm aşamalarında yerlilik ve millilik oranının artmasından duyduğumuz memnuniyeti paylaşmak istiyorum. Son yıllarda uzay faaliyetleri, tüm ülkelerin ve kuruluşların hedeflediği bir nokta. Türkiye olarak biz de aynı amaçla projeler geliştiriyoruz, bu projeler çok katmanlı süreçler. TÜBİTAK ve IRADETS arasında imzalanan protokol son derece önemli. Uzayda gerçekleştirilecek her hamlede radyasyon son derece kritik bir konu. Alanında tek olan firmamızın derin teknoloji merkezimizde faaliyet gösteriyor olmasından ve bir Türk ekibin bu kabiliyete sahip olmasından ötürü gururluyuz. Teknopark İstanbul olarak, küçük-büyük tüm firmalarımıza sağladığımız desteklerin olumlu sonuçlarını almaya devam ediyoruz” dedi. 

    Teknopark İstanbul ve TÜBİTAK’ın ortak projeleri şöyle: 

    -KÜP-SAT Üzerinde Konumlandırılacak Geniş Enerji Aralığına Sahip Yenilikçi, Çok Amaçlı Parçacık Dedektör Sistemi 

    -Madde Radyasyon Etkileşimi Simülatörü (MRADSIM) 

    -IMRT, Brakiterapi ve Dış Alan Ölçümlerinde Gerçek Zamanlı, Hassas, 3-D Doz Profili İçin İnovatif Radyasyon Dedektörleri Geliştirilmesi (GZH3DOZ) 

    -Uzay Radyasyonuna Karşı Kalifikasyon Testleri Düzeneklerinin Gerçekleştirilmesi (URAT) 

    Teknopark İstanbul’da yürütülen projeler ise şunlar: 

    -IRADCAM İnovatif Taşınır Tıbbi 3D Gama Kamera Sistemi 

    -MRADSIM, Uzay Radyasyonuna Dayanıklılık Analiz Sistemi Geliştirilmesi

    -IRADCAL, Tübitak Uzay için geliştirilen, Türk Ay Projesi’nde kullanılacak olan detektör sistemi

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • KONYAALTI’NDA ÇOCUKLAR “HAMSİ BALIĞI VE SİHİRLİ ÇİÇEK”İ ÇOK SEVDİ

    KONYAALTI’NDA ÇOCUKLAR “HAMSİ BALIĞI VE SİHİRLİ ÇİÇEK”İ ÇOK SEVDİ

    Konyaaltı Belediyesi Tiyatro Akademisi’nin çocuklara özel hazırladığı “Hamsi Balığı ve Sihirli Çiçek” adlı tiyatro oyunu büyük beğeni topladı. Oyunu izlemeye gelen çocuklar ve aileleri oyuncuları uzun süre ayakta alkışladı.

    Konyaaltı Belediyesi Tiyatro Akademisi tarafından bu sezon çocuklar için hazırlanan “Hamsi Balığı ve Sihirli Çiçek” adlı tiyatro oyunu Nazım Hikmet Kongre ve Fuar Merkezi’nde gösterildi. Hüseyin Erdoğan’ın yazdığı Hüseyin Atay’ın yönettiği “Hamsi Balığı ve Sihirli Çiçek” adlı tiyatro oyununa aileleriyle birlikte gelen çocuklar salonu doldurdu. Yer bulamayan bazı vatandaşlar ise çocukları ile merdivenlerde oturdu. Oyunun sonunda vatandaşlar oyuncuları uzun süre ayakta alkışladı.

    KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİMİZ DEVAM EDECEK

    “Hamsi Balığı ve Sihirli Çiçek” adlı tiyatro oyununa vatandaşların yoğun ilgi göstermesinden duydukları memnuniyeti dile getiren Konyaaltı Belediyesi Başkanı Semih Esen, “Çocuklarımızın ve vatandaşlarımızın sanata olan ilgisi bizi son derece mutlu etmiştir. ‘Hamsi Balığı ve Sihirli Çiçek’ adlı tiyatro oyunumuzda koltuklar dolmuş vatandaşların çoğu da merdivenlere oturmuştur. Konyaaltı Belediyesi olarak çocuklarımızı kültür ve sanat etkinlikleri ile buluşturmaya devam edeceğiz’’ dedi.

    OYUNUN ÖYKÜSÜ

    Konyaaltı Belediyesi Tiyatro Akademisi Genel Sanat Yönetmeni Haluk Cömert de, oyunun Konyaaltı Belediyesi’nin 2023 yılında sahnelediği 2’nci tiyatro oyunu olduğunu söyledi. Hüseyin Erdoğan’ın yazdığı Hüseyin Atay’ın yönettiği oyunda, annesi hasta olan hamsi balığının annesinin iyileşmesi için denizlerde gizli bir sihirli çiçeği aramak için yola çıktığını dile getiren Cömert oyunun hikâyesini şöyle anlattı:

    “Hamsi balığı küçük bir balık olduğu için boğulmaktan korkmaktadır. Denizatı ona yardımcı olur. Sihirli çiçeği bulmak için yola çıkarlar. Yolda çekiç, köpek balığı, fener balığı ile karşılaşırlar. Fener balığı denizlerin hakimi olduğunu iddia etmektedir. Ahtapot da denizlerin bütün balıklara ait olduğunu, hepsinin ortak alan olduğunu söylemektedir.  Küçük hamsiye yardım ederler, gider sihirli çiçeği bulurlar. Sihirli çiçek de bunun yararlı bir iş için kullanılmasından dolayı çiçeğinden küçük hamsiye verir ve annesinin iyileşmesine yardımcı olur.”

  • MERAL AKŞENER, BAŞKANLIK DİVANI ÜYELERİ VE MİLLETVEKİLLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

    MERAL AKŞENER, BAŞKANLIK DİVANI ÜYELERİ VE MİLLETVEKİLLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleriyle parti genel merkezinde bir araya geldi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün İYİ Parti Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Toplantı İYİ Parti Genel Merkezi ek binasında başladı.

     

  • KİTAP KAFELER EFELER’İ DONATIYOR

    KİTAP KAFELER EFELER’İ DONATIYOR

    Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay’ın eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla kurduğu Kitap Kafelerin 14’üncüsü açılıyor.

    Ders çalışmak, kitap okumak, araştırma yapmak ve bilgiye ulaşmak isteyen her yaştan vatandaşın ilk tercihi olan Kitap Kafelerin sayısı hızla artıyor. Güler yüzlü çalışanları ve ücretsiz ikramlarıyla da bilgi kâşiflerinden tam not alan Kitap Kafeler’in yeni adresi Ovayemir Mahallesi olacak. Başkan Atay’ın kurdelesini keseceği bilgi yuvası, 6 Aralık Çarşamba günü saat 13.00’te Ovaeymir Mahallesi İsmet Sezgin Bulvarı Numara 33’te düzenlenecek olan törenle hizmete sunulacak.

    Tüm Efeler halkını açılışa davet eden Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, “Günümüzde bilgiye ve öğrenmeye olan ihtiyaç arttı. Kentimizde bu amaca yönelik hizmet veren Kitap Kafelerimizin sayısını söz verdiğimiz gibi artırmaya devam ediyoruz. Tüm hemşehrilerimizi 14’üncü Kitap Kafe’mizin açılışına davet ediyorum” dedi.

     

     

     

  • ÇUKUROVA’DA DİLENCİ OPERASYONU

    ÇUKUROVA’DA DİLENCİ OPERASYONU

    Çukurova Belediyesi Zabıta ekipleri, özellikle kavşaklarda dilenen, cam silen, mendil satan ve bu suretle trafik güvenliğini tehlikeye düşüren kişilere karşı operasyon başlattı. Kaymakamlığın isteği, emniyet güçlerinin de desteği ile başlatılan çalışmalarda çok sayıda kişi hakkında işlem yapıldı.

    Çukurova ilçesinde; dilenciler, cam silen çocuklar ve mendil satan kadınlarla ilgili operasyon başlatıldı. Kaymakamlığın yazısı üzerine hareket geçen Çukurova Belediye Zabıta Müdürlüğü ekipleri emniyet güçlerinin de desteği ile ışıklı kavşaklarda çalışmalarını yoğunlaştırdı.

    Kavşaklarda trafik akışını tehlikeye düşüren kişilerin ve çocukların çalıştırılmasını engellenmesi amacıyla yürütülen çalışmalara çok sayıda zabıta memuru ve emniyet personeli katıldı. Çalışmalarda dilencilik yapan, mendil, çiçek ve yara bandı satan, trafik ışıklarının bulunduğu kavşaklarda araçların camını silerek vatandaşlardan para isteyen çoğunluğu çocuk ve kadın kişiler engellendi, haklarında yasal işlem yapıldı.

    Emniyet destekli olarak Çukurova Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin bu tür çalışmaların yoğun olarak devam edeceği bildirildi.