Blog

  • UTKU ÇAKIRÖZER, İKİ AYLIK “BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ RAPORUNU” AÇIKLADI: “GAZETECİLERE YÖNELİK SORUŞTURMA, GÖZALTI VE TUTUKLAMALARDA OLAĞANÜSTÜ ARTIŞ YAŞANDI”

    CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ekim ve kasım aylarına ilişkin hazırladığı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Çakırözer, “Türkiye’de basın özgürlüğü alanında yaşadığımız kara tablo, maalesef ekim kasım aylarında değişmedi. İki ayda tam 144 kez gazeteciler hakim karşısına çıktı. RTÜK yine televizyonlara ceza yağdırdı. Türkiye’de yargıdaki çürümeyi, adliyedeki skandalları, yerel merkezi idaredeki görev suistimalleri, taciz iddialarını haberleştiren gazetecilerin belgeli haberleri maalesef ortak hafızamızdan yok ediliyor erişim engelleriyle. Sansür yasası dediğimiz TCK 217/A maddesinden gazetecilere yönelik soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarda olağanüstü artış yaşandı” dedi.

    CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, bu yılın ekim ve kasım aylarına ilişkin hazırladığı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Raporda, şu saptama ve değerlendirmelere yer verildi:

    “-Gazeteciler Ekim ve Kasım ayını kapsayan 60 günde 144 kez hakim karşısına çıktı. Ayşenur Arslan, Serhan Asker’in de aralarında bulunduğu 11 gazeteci gözaltına alındı. Tolga Şardan’ın da aralarında bulunduğu 2 gazeteci tutuklandı.

    -Şırnak’ta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü yürüyüşünü takip eden 3 gazeteci gözaltına alındı.

    -Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay hakkında Anadolu Adliyesi’ndeki para karşılığı erişim engelleme ve tahliye kararlarına yönelik eleştirilerinin yer aldığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan ve Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal tarafından toplam 500 bin TL talebiyle iki ayrı tazminat davası açıldı.

    SANSÜR YASASI DEVREDE: TUTUKLAMA, GÖZALTI!”

    -Son iki ayda ‘sansür yasası’ olarak adlandırılan Türk Ceza Kanunu’na eklenen TCK 217/A ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ maddesi gerekçe gösterilerek gazetecilere yönelik başlatılan soruşturma, gözaltı ve tutuklamalardaki artış dikkat çekti. 31 Ekim’de T24’te ‘MİT’in Cumhurbaşkanlığına sunduğu yargı raporunda ne var?’ başlıklı yazı kaleme alan gazeteci Tolga Şardan ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla gözaltına alınarak, tutuklandı. 5 günlük tutukluluğun ardından tahliye edilen Şardan’ın yargılanması sürüyor.

    -Yine, TCK 217/A gerekçe gösterilerek haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle Halk TV Muhabiri Dinçer Gökçe, Kısa Dalga Yazarı Cengiz Erdinç gözaltına alınırken, Bianet Editörü Evrim Kepenek ifadeye çağırıldı. Gazeteciler Uğur Şahin, İsmail Arı ve Uğur Koç ile Zübeyde Sarı hakkında soruşturma başlatıldı.

    HABERE, YORUMA TAHAMMÜL YOK!”

    -Bursa’da yerel bir gazete yöneticisi Yaman Kaya otomobiliyle seyir halindeyken silahlı saldırıya uğradı.

    -İçişleri eski Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, gazeteci Saygı Öztürk, Tolga Şardan, Orhan Uğuroğlu ve Cengiz Demirel’i yaptıkları haberler nedeniyle hedef aldı.

    -Gazeteci Murat Ağırel futbol dünyasındaki usulsüzlük haberleri nedeniyle tehdit edildi.

    -Gazeteci Alican Uludağ, MHP’nin iki üst düzey yöneticisi tarafından tehdit edildi.

    -Gazeteciler Nevşin Mengü ve İbrahim Haskoloğlu, İsrail’in Filistin saldırısına ilişkin yorumları nedeniyle hedef gösterildi.

    RTÜK’ÜN HEDEFİNDE TV VE SİTELER VAR”

    -RTÜK, Ekim ayında Halk TV’ye Ayşenur Arslan’ın Medya Mahallesi programındaki değerlendirmeleri ile Haber Masası programında Altın Portakal’a ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yöneltilen eleştiriler sebebiyle 5 kez program durdurma ve üst sınırdan idari para cezası verdi. Kasım ayında da farklı iki programda gazetecilerin ifadeleri nedeniyle yüzde 3 idari para cezası uyguladı.

    -MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gazze açıklamalarının değerlendirildiği Flash Haber TV’deki Başkentte Gündem isimli programda gazetecilerin ifadeleri nedeniyle kanala üst sınırdan idari para ve 5 kez program durdurma cezası verildi.

    -Gazeteciler Merdan Yanardağ ile Emre Kongar’ın Tele 1’de yayınlanan 18 Dakika programdaki ifadeleri nedeniyle Tele 1’e üç kere yüzde 3, gazeteci Fatih Ertürk’ün Başkentte Gündem programında emekli ikramiyesi ile ilgili değerlendirmeleri nedeniyle Flash Haber’e yüzde 3, Zafer Arapkirli’nin Medya Terapi programında köprü ve otoyol zamları ve Fidan-Blinken tokalaşması ile ilgili değerlendirmeleri nedeniyle KRT’ye iki kez yüzde 3 idari para cezası yaptırımı uygulandı.

    -DW Türkçe’nin geçtiğimiz sene erişime engellendikten sonra Türkiye’de kullanmaya başladığı yeni alan adları da RTÜK’ün şikâyeti ve mahkeme kararıyla erişime engellendi.

    DÜNYADA İLK: MİCROSOFT T24’Ü ERİŞİME KAPATTI!”

    -Kasım ayında erişim engelleri konusunda dünyada bir ilke imza atıldı. Microsoft firması Beşiktaş’ın geçici teknik direktörü Burak Yılmaz’ın, eşine ‘şiddet uyguladığı’ iddialarına verdiği yanıtı içeren haberi nedeniyle T24’ün bütün içeriklerine erişimi engelledi.

    -Erişim engellemeleri konusunda bir kez daha hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi Artı Gerçek’ e getirilen bir erişim engelini ifade ve basın özgürlüğüne aykırı bularak iptal etti.

    -Haber ve içeriklere yönelik erişim engellemeleri de son ik ayda hız kesmeden devam etti. İfade Özgürlüğü Derneği’nin verilerine göre; Halkbank’ın bir çete reisine Kredi Garanti Fonu desteği ile verdiği 700 milyon TL kredi hakkındaki haberler, BirGün yazarı Timur Soykan’ın ‘Başsavcının rüşvet çığlığı: Çürüyoruz’ başlıklı yazısı ile bu yazıya getirilen erişime engelleme kararlarının haberleri, Engelli Web’teki ‘Adliyedeki rüşvet çarkı haberlerine yaptırım uygulanması haberlerinin silinmesi haberlerinin silinmesi haberlerinin silinmesi’ başlıklı duyuru, Milli Eğitim Bakanlığı’nda Hizbullah kadrolaşması haberleri, İskenderun’da bir fabrikada meydana gelen yangında yanan işçiye ilişkin haberler, T24 yazarı Tolga Şardan‘ın ‘MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu yargı raporunda neler var?’ başlıklı yazısı, Mardin’de 8 ve 9 yaşındaki çocuklara nişan yapılmasına ilişkin haberler ve Kanal İstanbul’un geçeceği bölgeden kimlerin arazi aldığı ile ilgili haberlere erişim engeli getirildi.”

    Çakırözer, rapora ilişkin ayrıca yaptığı açıklamada ise şunları söyledi:

    “KARA TABLO DEĞİŞMEDİ”

    Türkiye’de basın özgürlüğü alanında yaşadığımız kara tablo, maalesef ekim kasım aylarında değişmedi. Tam 144 kez gazeteciler hakim karşısına çıktı. Haberini, yorumunu savunmak zorunda bırakıldı. Türkiye’de RTÜK yine televizyonlara ceza yağdırdı. Konukların ya da sunucuların en basit ifade özgürlüğünü kullandığı yorumları değerlendirmeleri nedeniyle. Yine Türkiye’de hatta dünyada bir ilk yaşandı. Microsoft, ilk kez bir siteye T24 sitesine erişimi tamamen engelledi. Erişim engellemeleri çok büyük sıkıntı olmaya devam ediyor. Türkiye’de yargıdaki çürümeyi, adliyedeki skandalları, yerel merkezi idaredeki görevi suistimalleri, taciz iddialarını haberleştiren gazetecilerin belgeli haberleri maalesef ortak hafızamızdan yok ediliyor erişim engelleriyle. Hatta ekim kasım ayında en büyük skandallardan biri de erişim engellerini takip eden sivil toplum örgütünün erişim engellerine ilişkin haberinin engellendiği haberinin engellediği haberinin engellenmesi. Artık erişim engellerinin kamuoyu tarafından bilinmesini dahi istemiyor sansürcü yaklaşım.

    “TCK 217/A MADDESİNDEN GAZETECİLERE YÖNELİK SORUŞTURMA, GÖZALTI VE TUTUKLAMALARDA OLAĞANÜSTÜ ARTIŞ YAŞANDI”

    Yine ekim-kasım aylarında bundan bir yıl önce çıkan sansür yasası dediğimiz TCK 217/A maddesinden gazetecilere yönelik soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarda olağanüstü artış yaşandı. 8 gazeteci, neredeyse bir hafta 10 günlük süre içinde sadece bu madde nedeniyle soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldı. Yine siyasetçilerin gazetecilere hedef alan değerlendirmeleri, ekim kasım aylarına damgasını vurdu. Alican Uludağ, iki MHP yöneticisi tarafından ayrı ayrı hedefe kondu. Murat Ağırel, yaptığı yayın nedeniyle tehdit edildi. Anadolu’da birçok yerel gazeteci yaptıkları haber nedeniyle ölümle dahi tehdit edildiler. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Günü’nde haber yapmak isteyen gazeteciler gözaltına alındı. Yani 60 günlük süreçte yine gazeteciler yasaklamalar, sansürler, tehditler, kısıtlamalarla karşı karşıya kaldı. Basın özgürlüğü olmadan demokrasi olmaz. Demokrasi ve hukuk devletinin olmazsa olmazı basın ve ifade özgürlüğüdür.”

  • KONYAALTI SAHİLİ ALAN YÖNETİMİ YILSONU TOPLANTISI YAPILDI

    KONYAALTI SAHİLİ ALAN YÖNETİMİ YILSONU TOPLANTISI YAPILDI

    Antalya Büyükşehir Belediyesi, Konyaaltı Sahili Alan Yönetimi Denetleme Kurulu 2023 yılı sezon sonu toplantısını yaptı. Sahildeki çalışmaların ve planlamaların denetleme kurulunun görüşleri alınarak yapılması amacıyla düzenlenen toplantıda karşılaşılan sorunlara çözüm arandı.

    STK ve kurum temsilcilerinden oluşan Konyaaltı Sahili Alan Yönetimi Denetleme Kurulu, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde toplandı. Toplantıya Büyükşehir Belediyesi ilgili bürokratları, denetleme kurulu üyelerinden kamu kurum ve kuruluşları, meslek odaları ile STK temsilcileri katıldı. Toplantıda, Konyaaltı Sahili’nde yapılan çalışmalar, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.

    KONYAALTI ANTALYA’NIN VİTRİNİ

    Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Konyaaltı sahilinin tüm Antalyalıların gözbebeği olduğunu ifade ederek, “Konyaaltı Sahili, hepimizin sahip çıktığı ortak bir değerimiz. Antalya’nın görünen yüzü ve vitrini olan sahilimizin yaşaması ve yaşatılmasını istiyoruz. Her yıl ziyaretçi sayısı artan sahilin kullanım koşullarını daha iyi düzeye getirebilmek amacıyla Büyükşehir Belediye Meclisimiz tarafından onaylanan Konyaaltı Sahili Alan Yönetimi Denetleme Kurulu’muz ile değerlendirme yapmaktayız. İlgili tüm paydaşlarla işbirliği ve dayanışma içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu toplantımızda da yine sizlerin görüş ve değerlendirmelerine başvurarak yapılması gereken çalışmaları kararlaştıracağız” diye konuştu. Toplantıda Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Konyaaltı Sahili’nde yapılan çalışmalar, verilen hizmetler, denetimler ve şikayet yönetimi hakkında bilgilendirmelerde bulunuldu.

    300’ÜN ÜZERİNDE PERSONELLE TAM GÜN ESASLI HİZMET VERİLİYOR

    Toplantıda Antalya Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanı ve aynı zamanda Alan Yönetimi Başkanı Çiğdem Hacıoğlu, sezon süresince ve sonrasında sahilde yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Hacıoğlu; “Temizlik, bakım, onarım, güvenlik gibi hizmetler için 300’ün üzerinde belediye personeli sahilde 7/24 görev yapıyor. Alan Yönetimi Birimi ekiplerimiz vatandaşlardan gelen şikâyetlere anında müdahale ediyor. Tuvalet, duş, giyinme kabinlerine ve diğer tüm donanımlara anında müdahale ediyor, her gün denetim ve kontrolleri periyodik olarak devam ediliyor. Tuvalet ve giyinme kabini sayıları bu sezon artırıldı. Işık ve ses kirliliğine karşı mücadelede ilimizdeki sorumlu kurumlarımızla işbirliği ile çalışıyoruz. Halkın kullanımını kısıtlayan yapılardaki fazlalık, taşma gibi durumlara da müdahale ederek birçoğunu engelliyoruz ancak bazılarında hukuki süreçler nedeniyle sonuca maalesef ulaşılamıyor.”

    GÜNDE 50 TON ÇÖP TOPLUYORUZ

    Sezonun yoğun günlerinde 1 milyonun üzerinde ziyaretçi alan 7 km’lik Konyaaltı Sahili’nde günlük 50 ton civarında çöp topladıklarını anlatan Hacıoğlu, “Her geçen yıl ziyaretçi sayısı artan alanda ihtiyaçları karşılamak ve memnuniyeti arttırmak için yoğun çaba harcamaktayız. Bakım ve onarımını yaptığımız tüm korkuluklar, kent mobilyaları, sıhhi tesisatlar, elektrik ve altyapı aksamları her yıl aşırı hava olayları nedeniyle zarar görmektedir. Ekiplerimiz can ve mal güvenliğinin yanı sıra estetik açıdan da güzelleştirmek amacıyla bakım ve onarımları alanda sürekli yapmaktadırlar” diye konuştu.

    TÜM YEŞİL ALANLARIN BAKIMINI YAPIYORUZ

    Konyaaltı Sahili’nin tüm peyzaj ve yeşil alan bakımlarının da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmakta olduğunun altını çizen Çiğdem Hacıoğlu, “Alanda gölge veren ağaçları dikmeyi tercih ediyoruz. Benjamin ağaçları şemsiye şeklinde budama yapıyoruz. Yazın vatandaşların 50 derece sıcakta yürürken serin ve rahat ortamlar yaratmak adına yeni budamalar geliştirdik. Sahilde yeni kullanacağımız ağaçları yüzde 100’e yakın kuraklığa dirençli, gölge oluşturabilecek ve tuzluluğa dayanıklı olarak revize ediyoruz. Son yaşadığımız fırtınadan zarar gören ekipmanların tamiratlarını sürdürüyoruz” dedi.

  • CASTROL TÜRKİYE’DEN 100 MİLYON LİTRELİK ÜRETİM REKORU

    CASTROL TÜRKİYE’DEN 100 MİLYON LİTRELİK ÜRETİM REKORU

    Castrol Türkiye’nin son 2 yılda 10 milyon dolarlık yatırımla kapasitesi ve operasyonel verimliliği artırdığı Gemlik Üretim Tesisi, bu yıl 100 milyon litre üretim barajını aştı. 

    Castrol’ün Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya (TUCA) Genel Müdürü Nilay Tatlısöz, bugün düzenlediği basın toplantısında, madeni yağ pazarının 2023 performansını ve 2024 hedeflerini değerlendirdi. Toplantıda ayrıca, Castrol Tüketici Araç Bakım Endeksi Araştırması’nın sonuçları da açıklandı. 

    Castrol tarafından stratejik yatırım yapılacak dört pazardan biri olarak belirlenen TUCA’nın bu noktaya gelmesinde uzun yıllardır uyguladıkları etkili stratejinin yattığını söyleyen Tatlısöz, “Castrol TUCA olarak, Gemlik üretim tesisimiz, ürünlerimiz, organizasyonumuz ve müşteri ağımız ile 2030’a kadar uzanacak süreçte önemli atılımlar yapmaya hazırlanıyoruz. Türkiye dışında Ukrayna ve Orta Asya’da da büyüme hedefiyle planlar yapıyoruz. Son 2 yıldır çift haneli büyüme gerçekleştirerek en fazla büyüme gösteren pazarlardan biri olduk. PET-DER verilerine göre Türkiye’de stratejik olarak belirlediğimiz ve başta otomotiv olmak üzere odaklandığımız her alanda lideriz. Trafikteki her 10 aracın 3’ünün karterinde Castrol madeni yağı var. Türkiye genelinde 13 binden fazla noktada müşterilerimize ulaşıyoruz. Türkiye’nin tüm noktalarına ulaştığımız bir ağa sahibiz” diyerek olmak istedikleri her noktada yer almalarını sağlayacak bir yapı oluşturduklarının altını çizdi. 

    24 ÜLKEYE İHRACATLA CİROSUNU İKİYE KATLADI  

    Castrol’ün Avrupa’daki 8 üretim tesisinden birinin Gemlik’te olduğunu belirten Nilay Tatlısöz, “2023 yılı başında gerçekleştirilen 5,5 milyon dolarlık yatırımla lojistik ve üretim açısından güçlenerek hedefimiz olan 100 milyon litre madeni yağı ürettik. Burada üretilen madeni yağı, iç pazar dışında bölgeye de ihraç ediyoruz. Son 2 yılda ihracat gelirlerini dolar bazında ikiye katlayarak ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Önümüzdeki yıllarda da yapılacak yatırımlardan Gemlik tesisimiz yine büyük bir pay alacak” diyerek üretim kapasitesinin artırılacağını, yeni tank ve depo yatırımlarının yapılacağını vurguladı. 

    ARAÇ BAKIMI DENİLDİĞİNDE İLK AKLA GELEN MADENİ YAĞ 

    Basın toplantısında ayrıca, bağımsız bir araştırma kuruluşu tarafından 13 ilde 24-65 yaş arası bin 500’den fazla araç sahibinin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçları da açıklandı. Araştırmada öne çıkan sonuçlar şöyle: 

    “Araç bakımı denildiğinde katılımcıların yüzde 44’ünün aklına yağ bakımı/yağ değişimi geliyor.  

    Türkiye’de araç kullanıcıları, madeni yağ konusunda servisteki ustaya güveniyor. Yağ markasına çoğunlukla doğrudan veya dolaylı olarak usta karar veriyor (yüzde 77). Madeni yağa usta karar verse de araçta kullanılan madeni yağın markasını neredeyse tüm sürücüler biliyor (yüzde 99,8). 

    Dünya genelinde yapılan bir başka araştırma da en çok tercih edilen madeni yağ markasının Castrol olduğunu gösteriyor (yüzde 49). Tüketici Araç Bakım Endeksi’ne göre marka bağlılığı en yüksek madeni yağ markası da yüzde 53 ile Castrol. 

    Araç sahiplerinin araçlarının bakımında en çok önem verdiği konular, parça değişiminde orijinal ürün kullanılması, bir sonraki bakıma kadar (1 yıl) garanti verilmesi ve değiştirilen parça orijinal olmasa bile garantisinin olması.” 

    Castrol, dünyada 120 yılı aşkın süredir, Türkiye’de de 67 yıldır faaliyet göstererek ileri teknolojiye sahip yağlar geliştiriyor. 

    Beş kıtada ve 140 ülkede yer alan Castrol, Türkiye’deki İstanbul merkez ofisinden 10 ülkenin yönetimini yapıyor. Castrol MAGNATEC, Castrol EDGE, Castrol VECTON, Castrol CRB Turbomax ve Castrol POWER1 markaları ile öne çıkan kurum; rotomobil, ticari araç ve motosikletler için ürettiği yağlara ek olarak endüstri, deniz, hava ve enerji sektörlerine de madeni yağ üretiyor. 

    Dünyanın önde gelen araç üreticileri ile ortak mühendislik çalışmaları yürüterek lider araç markalarının orijinal dolum yağı olan Castrol’ün Avrupa ve Afrika’daki 8 üretim tesisinden biri Gemlik’te yer alıyor ve burada üretilen madeni yağlar 24 ülkeye ihraç ediliyor. 

    Karada, havada, denizde ve hatta uzayda yakalanan teknolojik başarıların merkezinde yer alan yağlar üreten Castrol, dünya kara hız rekorunun kırılmasında da 21 kez rol aldı. NASA, 1960’lardan beri tercih ettiği Castrol teknolojisine, Mars’a 2020 yılında gönderdiği Perseverance Rover aracında da yer verdi.

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • İÇİŞLERİ BAKANI YERLİKAYA’DAN DEPREM AÇIKLAMASI: “AN İTİBARİ İLE OLUMSUZ BİR DURUM BULUNMAMAKTADIR”

    İÇİŞLERİ BAKANI YERLİKAYA’DAN DEPREM AÇIKLAMASI: “AN İTİBARİ İLE OLUMSUZ BİR DURUM BULUNMAMAKTADIR”

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Marmara Denizi Gemlik açıklarında, 5.1 büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depreme ilişkin; “Saha taramaları ile birlikte 112’ye gelen ihbarların değerlendirilmesi sonucu an itibari ile olumsuz bir durum bulunmamaktadır. İstanbul Esenler 1, Küçükçekmece 1 bina çatlağı olduğuna ilişkin ihbar alınmış olup Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri ilgili adreslere sevk edilmiştir. Bursa Mudanya’da 1 evde çatlak olduğuna ilişkin ihbar alınmış olup ekipler ilgili adreslere sevk edilmiştir” açıklamasını yaptı.

    AFAD, bugün saat 10.42’de Marmara Denizi Gemlik Körfezi açıklarında 8,98 kilometre derinlikte ve 5,1 büyüklüğünde deprem olduğunu duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

    “FARKLI BÜYÜKLÜKLERDE 13 ARTÇI DEPREM ÖLÇÜLDÜ”

    “Bu sabah 10:42’de Marmara Denizi Gemlik Körfezi-Bursa Mudanya bölgesinde 5.1 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Sonrasında en büyüğü 4.5 büyüklüğünde olmak üzere farklı büyüklüklerde 13 artçı deprem ölçüldü.

    İstanbul, Bursa ve diğer civar illerde; AFAD, Jandarma, Emniyet, UMKE Ekipleri ve diğer görevlilerle yapılan saha taramaları ile birlikte 112’ye gelen ihbarların değerlendirilmesi sonucu an itibari ile olumsuz bir durum bulunmamaktadır. İstanbul Esenler 1, Küçükçekmece 1 bina çatlağı olduğuna ilişkin ihbar alınmış olup Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri ilgili adreslere sevk edilmiştir.

    Bursa Mudanya’da 1 evde çatlak olduğuna ilişkin ihbar alınmış olup Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri ilgili adreslere sevk edilmiştir. 2 vatandaşımız merdivenden düşmüş olup sağlıklarına ilişkin bir olumsuz durum söz konusu değildir. Gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun.”

     

  • ÖZGÜR ÖZEL: “MADENCİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN MÜCADELEMİ SÜRDÜRME SÖZÜ VERİYORUM”

    ÖZGÜR ÖZEL: “MADENCİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN MÜCADELEMİ SÜRDÜRME SÖZÜ VERİYORUM”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Madenlerde kaybettiğimiz tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor, madencilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için mücadelemi sürdürme sözü veriyorum. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde 5 yıl önce Maden Mühendisleri Odası’nca verilen ‘Madencilik Hizmet Ödülü’ ve madenci bastonunun siyasi hayatımın en anlamlı ödülleri olduğunu belirtmek isterim” dedi.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla, resmi X (Twitter) hesabından bir mesaj paylaştı. Özel’in mesajı şöyle:

    “Madenlerde kaybettiğimiz tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor, madencilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için mücadelemi sürdürme sözü veriyorum. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde 5 yıl önce Maden Mühendisleri Odası’nca verilen ‘Madencilik Hizmet Ödülü’ ve madenci bastonunun siyasi hayatımın en anlamlı ödülleri olduğunu belirtmek isterim.”

     

  • ARMUTLU KAYMAKAMLIĞI, DEPREM NEDENİYLE EĞİTİME BİR GÜN ARA VERİLDİĞİNİ DUYURDU

    ARMUTLU KAYMAKAMLIĞI, DEPREM NEDENİYLE EĞİTİME BİR GÜN ARA VERİLDİĞİNİ DUYURDU

    Yalova’nın Armutlu Kaymakamlığı, meydana gelen deprem nedeniyle tedbir amaçlı eğitim-öğretime bir gün ara verildiğini duyurdu.

    Bugün saat 10.42’de Marmara Denizi Gemlik Körfezi açıklarında 8,98 kilometre derinlikte ve 5,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yalova Armutlu Kaymakamlığı deprem nedeniyle tedbir amaçlı eğitime bir gün ara verildiğini bildirdi. Kaymakamlık tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Merkez üssü Marmara-Gemlik Körfezi olan 5.1 büyüklüğündeki deprem nedeniyle, tedbir amaçlı ilçemiz genelinde tüm eğitim kurumlarında 04.12.2023 tarihinde 1 gün eğitim-öğretime ara verilmiştir.” 

     

  • DEPSAŞ ENERJİ’DEN 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ’NE ÖZEL VİDEO

    DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü ile sportif faaliyetleri destekleyen Dicle Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi (DEPSAŞ) 3 Aralık Dünya Bedensel Engelliler Günü’ne özel bir video yayınladı. DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü sporcularından Dünya Bilek Güreşi Şampiyonu Gökhan Seven’in hayat hikayesine yer verilen videoda, başarıya ulaşmada hiçbir engelin set oluşturamayacağı vurgulandı. 

    Perakende elektrik satış şirketi DEPSAŞ Enerji, sportif faaliyetlere olan desteğini sürdürüyor. Şirket, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde başarılı sporcular yetiştiren DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü’ne sunduğu destekle aralarında bedensel engelli sporcuların ve ampute takımların da bulunduğu 24 dalda bin 600 sporcunun başarısına katkı sağlıyor. DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü, Avrupa ve Dünya şampiyonalarında ay yıldızlı bayrağı göndere çektirmeye devam ediyor. 

    DEPSAŞ Enerji, 3 Aralık Dünya Bedensel Engelliler Günü’nde özel yayınladığı videoda, DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü sporcularından Dünya Bilek Güreşi Şampiyonu Gökhan Seven’in hayat hikayesine yer verdi. Sosyal medya kanallarında yayınlanan videoda Gökhan Seven, bedensel engellerin spor başta olmak üzere hayallere ulaşmada bir set olarak görüldüğü, ancak kişinin kendi çabalarının bu seti yıkmak için anahtar olduğunu vurguladı. Videonun çekimleri ECOGRPRAHIE Film tarafından yapıldı. 

    BİLEK GÜREŞİNDE ŞAMPİYONLUKLARA DOYMADI 

    Bebeklik döneminde geçirdiği ateşli hastalık sonucunda tekerlekli sandalye ile yaşamak zorunda kalan Gökhan Seven, elde ettiği başarılarla paralimpik sporculara örnek olmaya devam ediyor. Bilek güreşi dalında adını Türkiye’den dünyaya duyuran başarılı sporcu, kariyeri boyunca her iki kolda birçok başarı elde etti. 13 dünya, 12 Avrupa ve 2 Asya şampiyonluğu ile çeşitli sıkletlerde zirvede yer alan Seven, Riyad’da düzenlenen şampiyonada, sol kolda Gürcü rakibini ve sağ kolda Kazak rakibini mağlup ederek iki altın madalya kazanma başarısını gösterdi. 

    GENÇLERE VE BEDENSEL ENGELLİ SPORCULARA BÜYÜK DESTEK VERİYOR  

    Hizmet bölgesine değer katan çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren DEPSAŞ Enerji, GAP Gençlik Spor Kulübü’nü devraldı. Sportif faaliyetlerine DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü adıyla devam eden kulüp, yeni adıyla da başarılarıyla anılmaya devam ediyor. Moldova’da düzenlenen Avrupa ve Kazakistan’da düzenlenen dünya şampiyonalarından toplam 25 madalya ile dönen kulüp, ampute futbol, hentbol ve voleybol dallarında 1. Lig’de mücadele ediyor. Devir sürecinin ardından başarı grafiğindeki ivmeyi arttıran kulüp, faaliyet gösterdiği 1600 sporcuyla 24 branşta başarı eğrisini yükseltmek için çalışmalarına devam ediyor.  

    DEPSAŞ Enerji, görevli tedarik şirketi statüsü ile Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ta 2,2 milyon aboneye elektrik perakende satış hizmeti veriyor. Şirket, ayrıca görevli tedarik şirketi lisansı uyarınca ülke çapındaki serbest tüketicilere de toptan ve perakende elektrik satışı yapabiliyor. Müşterileri ile olan iletişimini geliştirmek ve müşteri talep ve beklentilerini daha iyi anlayabilmek için 444 69 96 nolu çağrı merkezinde Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca olmak üzere 4 dilde hizmet veren DEPSAŞ Enerji, mobil uygulamalarıyla da abonelerin fiziki kanallara gelmeden başvuru yapabilmelerine, bilgi alabilmelerine ve şirket hizmetlerine kolayca erişebilmelerine olanak tanıyor. DEPSAŞ Enerji, müşteri memnuniyetini yükseltmek ve bölgenin en büyük şirketi olmasından dolayı bölgenin gelişen ihtiyaçlarını dikkate alarak dinamik yatırım planlarıyla bölgenin gelişime katkı sağlamak için faaliyetlerini sürdürüyor.

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • ERDOĞAN: “NETANYAHU, BİR SAVAŞ SUÇLUSU OLMANIN ÖTESİNDE KESİNLİKLE GAZZE KASABI OLARAK AYNEN MİLOSEVİÇ NASIL YARGILANDIYSA BU DA YARGILANACAK”

    ERDOĞAN: “NETANYAHU, BİR SAVAŞ SUÇLUSU OLMANIN ÖTESİNDE KESİNLİKLE GAZZE KASABI OLARAK AYNEN MİLOSEVİÇ NASIL YARGILANDIYSA BU DA YARGILANACAK”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da; “İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in atom bombası var mı, var. Ama sorarsan ‘yok’ diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Şu anda Gazze kasabı olan Netanyahu, bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Miloseviç nasıl yargılandıysa bu da yargılanacak” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’na katıldı. Erdoğan burada şöyle konuştu:

    “İSRAİL ZULMÜNÜN KURBANLARI ARASINDA 73 GAZETECİ VE 100’ÜN ÜZERİNDE BM GÖREVLİSİ DE VAR”

    “7 Ekim’den beri İsrail’in ahlaksız saldırılarına rağmen vatanlarına sahip çıkan Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. Dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren tüm kardeşlerime de buradan muhabbetlerimi gönderiyorum.

    Türkiye ve Türk milleti olarak bu yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü sene-i devriyesini idrak ediyoruz. Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla dolu geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı ile taçlandırmadan durmayacağız.

    Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında büyük bir vahşetin yaşandığı bugünlerde sergileyeceğimiz iş birliği çok daha önemli hâle geliyor. İsrail’in 7 Ekim’de başlayan katliamları esir takasları sebebiyle 6 gün süren fasılanın ardından 1 Aralık tarihi itibariyle yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Gazze’de şehit edilen her 3 kişinin 2’sini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500’ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100’ün üzerinde BM görevlisi de var. Öyle bir tablo ki, küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan BM kendi çalışanlarını İsrail’in barbarlığından koruyamıyor. Avrupa’sından Amerika’sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir.

    “BM AKAN KANIN DURMASI NOKTASINDA TESİRLİ OLAMADI”

    Gazze küresel sistem açısından bir turnusol kağıdı işlevi gördü. Savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana şahit olduklarımız uluslararası örgütlerden insan hakları kuruluşlarına, batılı demokrasilerden küresel şirketlere pek çok yapının gerçek yüzünü bize gösterdi. BM kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktı. Genel Sekreter sayın Guterres’in samimi gayretleri maalesef bizzat Güvenlik Konseyi üyeleri tarafından sabote edilmiştir. BM Genel Kurulu’nda, burası çok önemli, 121 evet oyu ile kabul edilen karar insanlığın vicdanına tercüman olması bakımından kıymetli bir adımdır. Ancak bu karar BM’nin mevcut yapısı nedeniyle kadük kaldı. Akan kanın durması noktasında tesirli olamadı.

    BM’nin Güvenlik Konseyi’nin adaletsiz ve krizlerin çözümünde işlevsiz kalan bu çarpık yapısı bir an önce değiştirilmelidir. Hiçbirimiz bu sistemi kabullenmek mecburiyetinde değiliz. Hiçbirimiz ‘böyle gelmiş, böyle gider’ diyemeyiz. Artık itirazlarımızı daha gür bir seda ile dillendirmemiz gerekiyor. Müslümanlar olarak ‘daha adil bir dünya mümkündür’ diyoruz. Bu ideal doğrultusunda mücadele etmek sadece kendi vatandaşlarımıza değil, gelecek nesillere karşı da sorumluluğumuzdur.

    Zirve’de işgalci yerleşimcilerin ilk kez terörist olarak tanımlanması başta olmak üzere gerçekten kilometre taşı mahiyetinde kararlar aldık. İsrail’in katilliği yanında hırsızlığı da artık uluslararası alanda giderek daha çok dillendirilmeye başlandı. Zirve kapsamında teşkil edilen Dışişleri Bakanları Temas Grubu çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü. Gazze’de akan kan duruncaya kadar bu görüşmeler devam edecek. Ayrıca başka adımlar da atmamız lazım. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları dolayısıyla sorumlu tutulmaları bunlardan biridir.

    “NETANYAHU GAZZE KASABI OLARAK AYNEN MİLOSEVİÇ NASIL YARGILANDIYSA BU DA YARGILANACAK”

    İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in atom bombası var mı, var. Ama sorarsan ‘yok’ diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Şu anda Gazze kasabı olan Netanyahu, bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Miloseviç nasıl yargılandıysa bu da yargılanacak. Gazze’nin yeniden imarı ile ilgili hazırlıklara da şimdiden başlamalıyız. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşı da çok net bir duruş sergilemeliyiz.

    “BUGÜN GAZZE’Yİ SAVUNMAK DEMEK KUDÜS İLE BİRLİKTE MEKKE’Yİ, MEDİNE’Yİ, İSTANBUL’U SAVUNMAK DEMEK”

    İslam dünyası olarak Gazze’nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için değil aynı zamanda kendi güvenliğimiz, kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bugün Gazze’yi işgal edenlerin yarın başka yerlere göz dikeceğini çok iyi biliyoruz. Nitekim bu niyetlerini artık saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını, yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek, Kudüs ile birlikte Mekke’yi, Medine’yi, İstanbul’u savunmak, Şam’ı, Beyrut’u, Bağdat’ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir.

    İslam düşmanlığı Batı toplumlarında veba gibi yayılırken hükümetler tarafından maalesef hiçbir tedbir alınmıyor. Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylemler ifade özgürlüğü kisvesi altında meşru ve masum gösteriliyor. Bu saldırılara göz yumanları mesele Filistin ve Gazze’deki masumların haklarını savunmak olduğunda birden nasıl yasakçı davrandıklarını hep birlikte gördük, görüyoruz. Fikir ve toplanma hürriyeti diyenlerin aslında böyle bir hassasiyetlerinin bulunmadığını biz çok iyi biliyoruz.

    “ÜLKELERİMİZ ARASINDA ALTIN BORSASI GİBİ HELAL VE YENİLİKÇİ ÜRÜN ALTERNATİFLERİNİN GELİŞTİRİLMESİNİ TEŞVİK EDİYORUZ”

    Elektronik ticaret ve dijital dönüşüm alanlarının yenilikçiliği teşvik ettiği ve ekonomik büyümede yeni fırsatlar sunduğu aşikardır. Helal gıda meselesi, iş birliğimizi yoğunlaştırmamız gereken çok önemli bir alanı teşkil ediyor. İslam İşbirliği Standartlar ve Metroloji Enstitüsü bu kapsamda yürütülen çalışmalar da hamdolsun ciddi mesafe kat etti. Helal Akreditasyon Kurumları İslami Forumu’nun kurulmasını ve ilk toplantısını geçtiğimiz ay gerçekleştirmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Forum kapsamında yapılacak çalışmalar ülkelerimiz arasındaki ticaretin artmasına önemli katkılar sağlayacaktır. Yine ülkelerimiz arasında altın borsası ve uluslararası yatırım fonu gibi helal ve yenilikçi ürün alternatiflerinin geliştirilmesini teşvik ediyoruz.”

     

  • DİSK-AR: “EN YOKSUL GELİR GRUBUNUN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 105,5 OLURKEN, EN YÜKSEK GELİR GRUBUNUN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 48,9 ORANINDA KALDI”

    DİSK-AR: “EN YOKSUL GELİR GRUBUNUN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 105,5 OLURKEN, EN YÜKSEK GELİR GRUBUNUN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 48,9 ORANINDA KALDI”

    DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), kasım ayına ilişkin ortalama gıda enflasyonunu yüzde 67, emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 82,5 olarak hesapladı. DİSK-AR’dan yapılan açıklamada, “En yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 105,5 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 48,9 oranında kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor” denildi.

    DİSK-AR’dan bugün yapılan açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aylık 3,28 ve yıllık yüzde 61,98 olarak duyurduğu resmi enflasyon oranlarının emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirli gruplarının gerçeğini yansıtmadığını belirtildi.

    TÜİK, DİSK TARAFINDAN AÇILAN VE KAZANILAN DAVAYA RAĞMEN YARGI KARARINI UYGULAMIYOR VE MADDE FİYAT LİSTESİNİ AÇIKLAMIYOR”

    DİSK-AR’ın açıklamasında şunlar kaydedildi:

    “ TÜFE’deki değişim 2023 Kasım’da bir önceki aya göre yüzde 3,28, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 53,40, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 60,09 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,98 oldu. Sadece beş aylık tüketici enflasyonu yüzde 33,7 oldu. Yılın ikinci yarısı için memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılan zam eridi. Resmi enflasyonda tırmanış sürüyor.

    TÜİK, Kasım 2023 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 67,2 olarak açıkladı. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran. TÜİK, DİSK tarafından açılan ve kazanılan davaya rağmen yargı kararını uygulamıyor ve madde fiyat listesini açıklamıyor. Madde fiyatları halen karartılmış durumda. Bu nedenle enflasyon oranını hesaplanmasına kaynak teşkil eden madde fiyat listesi görülemiyor.

    EMEKLİLERDE GIDA ENFLASYONU YÜZDE 82,5 OLDU”

    Resmi ortalama enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir. Bu nedenle DİSK-AR olarak TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonunu yeniden hesaplıyoruz. Yaptığımız hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 67 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 82,5 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 76,6 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 87,8 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 105,5 olarak gerçekleşti.

    EN YOKSUL GELİR GRUBUNUN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 105,5 OLURKEN, EN YÜKSEK GELİR GRUBUNUN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 48,9 ORANINDA KALDI”

    Yüksek gelir gruplarının daha düşük enflasyon hissettiği görülüyor. Dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 64,2 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 48,9 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 105,5 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 48,9 oranında kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

    GIDA FİYATLARI ENDEKSİ KASIM 2023’TE TÜFE’NİN 746 PUAN ÜSTÜNE ÇIKTI”

    TÜFE ve gıda fiyatları endeksi artmaya devam ediyor. 2005 yılında 122 olan TÜFE endeksi, Kasım 2023’te 1.807’ye yükseldi. 2005’te 122 olan gıda fiyatları endeksi ise 2023’te 2.553’e yükseldi. Böylece TÜFE 2003’ten bu yana 18,1 ve 2005’ten bu yanda 14,8 kat; gıda fiyatları ise 2003’ten bu yana 25,5 kat ve 2005’ten bu yana 20,9 kat arttı. 2005’te yüzde 7,6 olan yıllık enflasyon oranı 2023’te yüzde 62 oldu. 2005’te yüzde 5,7 olan yıllık gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 67,2’ye yükseldi.

    Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Kasım 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Kasım 2023’te TÜFE’nin 746 puan (yüzde 41,3) üstüne çıktı.”

     

  • ARDAHAN’DA ‘3 ARALIK ENGELLİLER GÜNÜ’NE ÖZEL FARKINDALIK ETKİNLİĞİ DÜZENLENDİ

    ÖZKAN KARAKAYA

    Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ardahan Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü programı Milli Egemenlik parkında yapıldı.