Blog

  • ŞANLIURFA’DAKİ TEKSTİL İŞÇİLERİNİN EYLEMİNDE 8. GÜN… BİRTEK-SEN GENEL BAŞKANI TÜRKMEN: “KADIN İŞÇİLERE ÖZEL OLARAK MOBBİNG VE BASKI UYGULANIYOR”

    Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Özak Tekstil’de çalışan işçilerin, Öz İplik İş Sendikası’ndan istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye oldukları için bir kadın işçinin işten atıldığı, fabrikada baskı ve tehdit olduğu gerekçesiyle başlattıkları eylem, sekizinci gününde devam ediyor. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “8 gün önce, bir kadın işçi arkadaşımız sendikamıza üye olduğu için işten atıldı ve daha önce de onlarca işçi arkadaşımız, sendikaya üyelikleri başladığından beri içeride sorgu odalarına çekilip tehdit ediliyor, aileleri aranıp tehdit ediliyor. Kadın işçilere özel olarak mobbing ve baskı uygulanıyor” dedi.

    Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Özak Tekstil’de çalışan işçilerin, Hak İş Konfederasyonu’na bağlı Öz İplik İş Sendikası’ndan istifa edip Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’na (BİRTEK-SEN) üye oldukları için bir kadın işçinin işten atıldığı, fabrikada baskı ve tehdit olduğu gerekçesi ile başlattıkları eylem, sekizinci gününde devam ediyor.

    KADIN İŞÇİLERE ÖZEL OLARAK MOBBİNG VE BASKI UYGULANIYOR”

    BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, şunları söyledi:

    “Bugün Özak Testil işçilerinin direnişinin 8’inci günü. 8 gün önce, Özak tekstil işçileri içeride patronla bir olup işçileri ezen, patron yanlısı sendikaya karşı tepki gösterip istifa edip toplu halde sendikamıza üye oldukları için gördükleri baskılara, tehditlere karşı mücadele etmek için 8 gündür direniyoruz. 8 gün önce, bir kadın işçi arkadaşımız sendikamıza üye olduğu için işten atıldı ve daha önce de onlarca işçi arkadaşımız, sendikaya üyelikleri başladığından beri içeride sorgu odalarına çekilip tehdit ediliyor, aileleri aranıp tehdit ediliyor. Kadın işçilere özel olarak mobbing ve baskı uygulanıyor. Biz, bu direniş başlamadan bir hafta önce hem fabrika yönetimine hem de bu fabrikanın üretim yaptığı, Live’s markasının temsilcilerine buradaki bütün hak ihlallerini ayrıntılı bir şekilde yazıp gönderdik. Direniş başladığından beri de defalarca buradaki hak ihlallerini, buradaki işçi ve sendika düşmanlığını defalarca duyurduk. Mail gönderdik… Ama 8 gündür, dünyanın gözü önünde 450 tane Özak Tekstil işçisi, her türlü hukuksuzluğa, baskılara, müdahalelere maruz kalmaya devam ediyor.

    ŞANLIURFA VALİLİĞİ, PATRONUN TALİMATI VE İSTEĞİ ÜZERİNE EYLEM YASAĞI GETİRDİ”

    Şanlıurfa Valiliği, patronun talimatı ve isteği üzerine eylem yasağı getirdi. Burada fabrikanın önünde işçiler barışçıl bir şekilde haklarını ararken bize müdahale edildi. Gözaltına alındık. İşçi arkadaşlarımız darp edildi. Valilik yasağı bitmesine rağmen bugün yine fabrikanın bulunduğu sokağın hem girişinde hem çıkışında barikatlar kurulmuş, jandarma tutmuş, bir yasak kararı olmamasına rağmen hak arayan işçilerin fabrika önüne gitmesine izin verilmiyor. Ama bu yasağa rağmen, hak arayan işçiler bırakılmıyor. Fakat gözümüzün önünde patronun, fabrikanın yöneticilerinin verdiği listeye göre grev kırıcı işçiler işe alınıyor. Yani, bütün Türkiye’nin gözü önünde burada kolluk kuvvetleri Valiliğin emrine göre patronun adına, patronla iş birliği yaparak grev kırıcılığı yapıyorlar. Biz de buna engel olmak için iki giriş kapısının önünde yüzlerce işçi arkadaşımız ile bekliyoruz. Şimdi bütün Türkiye’de ve dünyada Özak işçilerinin sesini duyan, Özak işçilerinin haklı mücadelesinin yanında olduğunu söyleyen herkese somut çağrıyı yapmak istiyoruz; bu fabrika Live’s üretimi yapıyor. Live’s fabrikadaki tüm hak ihlallerinden sorumludur.

    LİVE’S MARKASI, BİR SORUMLULUK ALMIŞ VE BUNA MÜDAHALE ETMİŞ DEĞİL”

    Burada kadın işçilerin taciz edildiği, baskı ile tehdit ile zorla sendika değiştirilmeye zorlandığı ve bu yüzden haksız yere işten atıldığına dair bütün hak ihlallerini herkese duyurduk ama buna rağmen hala Live’s markası, bir sorumluluk almış ve buna müdahale etmiş değil. O yüzden bize destek verenlere çağrı yapıyorum; bulunduğunuz her yerde Live’s mağazalarının önünde Live’s’a karşı harekete geçirmeye çağırıyoruz. Biz biliyoruz ki, Live’s sorumluluk alsa bu hukuksuzluğa, hak ihlalerine müdahale etse sorunlar çözülecek. Günlerdir, 500 işçi dışarıdayken; yasa dışı bir şekilde İŞKUR üzerinden başka bir fabrika üzerinden işçi alımları yapıyorlar ve şu anda Polonya’dan Live’s adına denetim yapmak için içeride bir heyet olduğunu biliyoruz. Ama hak arayan 500 işçi barikatların dışındayken içeride baskı ile tehdit ile işten atma tehdidi ile içeride tutulan işçiler ile görüşüyorlar. Ama bizimle görüşmüyorlar. O yüzden Özak Tekstil’de işçilere uygulanan bu haksızlığa ortak olunuyor. Türkiye’deki herkesin Özak işçilerle dayanışmaya çağırıyoruz.”

  • ÇYDD, 7 BİN ÖĞRENCİYE BİLGİSAYAR DESTEĞİ VERDİ

    ÇYDD, 7 BİN ÖĞRENCİYE BİLGİSAYAR DESTEĞİ VERDİ

    Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) tarafından 2020 yılında başlatılan Teknoloji Destek Projesi kapsamında bugüne kadar 7 binden fazla ihtiyaç sahibi öğrenciye tablet ve bilgisayar desteği sağlandı. 

    Pandemi süreci ile birlikte öğrencilerin yüz yüze eğitimden uzak kalması, eğitim sisteminin devam edebilmesi için bilgisayar ve teknolojik ekipman ihtiyacını ortaya çıkarmıştı. ÇYDD, pandeminin eğitim sistemi üzerindeki etkilerini en aza indirmek ve öğrencilerin eğitim hakkını korumak amacıyla Teknoloji Destek Projesi’ni başlatmıştı. Proje kapsamında, pandemi sürecinde 5 bin 224 lise ve üniversite öğrencisine bilgisayar desteği sağlandı. Normalleşme sürecinde de devam eden Teknoloji Destek Projesi ile toplamda 7 binden fazla bilgisayar, ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştırıldı. ÇYDD tarafından yürütülen projede, öğrencilere sağlanan teknolojik destek ile eğitim süreçlerine katılımlarını artırarak gelecekleri için daha sağlam bir temel oluşturmaları hedefleniyor. 
     
    ÇYDD’den bugün yapılan yazılı açıklamada, daha fazla öğrenciye ulaşabilmek amacıyla projenin hız kesmeden devam edeceği ve bu tür sosyal sorumluluk projeleri ile toplumun her kesimine dokunarak daha adil bir gelecek için çalışmaların sürdürüleceği belirtildi. 

     

  • İZSU’DAN ÖDEMİŞ’E DEV YAĞMUR SUYU HATTI YATIRIMI

    İZSU’DAN ÖDEMİŞ’E DEV YAĞMUR SUYU HATTI YATIRIMI

    Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü’nün Ödemiş’te Zafer Mahallesi’nde aşırı yağışlarda yaşanan sıkıntıları en aza indirmek üzere başlattığı yağmur suyu drenaj hattı çalışmalarını yerinde inceledi. Başkan Eriş, ekonomik kriz sebebiyle yapım ihalelerine müteahhitlerin katılım gösteremediği bu zor dönemde sıkıntıları en aza indirmek için İZSU ile planlama yaptıklarını ve İZSU’nun kendi imkanlarıyla çalışma gerçekleştirdiğini vurguladı.

    Ödemiş’te iklim krizinin etkileri ile ani ve aşırı yağışlarda yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçmek adına İZSU Genel Müdürlüğü’nün Ödemiş’te Ödemiş Belediyesi ile birlikte planladığı çalışmalar aralıksız sürüyor.

    Bu çalışmaların bir parçası olarak Şehit Turan Emeksiz Bulvarı’ndan Ortaç Sokağı ve 125. Yıl Kültürpark bölgesine doğru gelen yağmur suları ile Adalet Sarayı ve Şehit Erdal Bodur Caddesi çevresinden kot farkı sebebiyle gelen yağmur sularını ızgaralarla toplayıp drenaj hattıyla Genev Çayı’na deşarj edecek dev yatırım için İZSU ekipleri, yağmur suyu hattı döşeme çalışması gerçekleştiriyor.

    ANADOLU CADDESİ’NDEN SONRA İKİNCİ ETAP ZAFER MAHALLESİ’NDE

    Çalışmalarla ilgili İZSU Ödemiş Teknik Şube Müdürü Koray Yapıcı ile birlikte Zafer Mahallesi’nde incelemelerde bulunan Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, “Anadolu Caddesi’nde yaptığımız yağmur suyu hattı planlaması gibi Zafer Mahallesi’nde de çalışma başlattık. Bu planlamayı Ödemiş Belediyesi ve İZSU Genel Müdürlüğümüz birlikte yaptılar. Zafer Mahallemizde belirli bir konut alanının ardından tarlalar başlıyor. Bu tarlalardan aşırı yağışlarla birlikte gelen yağmur suları da zaman zaman sıkıntılara yol açabiliyor. Aşırı ve ani yağışlarda yaşanan sıkıntıları önlemek için bir çalışma planladık. Burada herhangi bir müteahhit firma yok. Tamamen İZSU ekipleri, İZSU iş makineleri ile çalışma yapılıyor.

    “EKONOMİK KRİZ YÜZÜNDEN İHALELERE KATILAN OLMADI”

    Çünkü bu tarz işlerin ihalesine müteahhitler katılmıyor. Sadece Ödemiş için bu tarz 12 yapım işinin ihalesine ekonomik kriz sebebiyle katılan olmadı. Müteahhitler de sürekli artan maliyetleri, fiyatlardaki belirsizliği göz önüne alarak elbette ihalelere girmiyor. Çünkü geleceği öngöremiyorlar. Peki ne oluyor, hizmette bizden kaynaklı olmayan gecikmeler yaşanıyor. Biz bunu önlemek için İZSU Ödemiş Teknik Şube Müdürlüğümüz ile beraber doğru bir planlama yaptık. 125. Yıl Kültürpark yanındaki Genev Çayı ya da Ahrandı Çayı’ndan Şehit Erdal Bodur Caddesi’ni takip ederek yeni adliyeye kadar olan bölgede oluşan yağmur sularını ve Şehit Turan Emeksiz Caddesi’ndeki yağmur sularını toplamak için 800’lük diye tabir ettiğimiz borular yerleştiriliyor, ızgaralar oluşturuluyor. Boruların döşenmesi işlemi kademe kademe ilerliyor” dedi.

    “YAĞMUR SULARI DERELERE ULAŞTIRILACAK”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e, İZSU Genel Müdürlüğü’ne ve ilgililere teşekkür eden Başkan Eriş, “İklim krizi ile birlikte nerede ne zaman bir afetle karşılaşacağımızı öngörmemiz zorlaştı. Yerel kuvvetli sağanak yağışlar gibi durumları sık sık görüyoruz. Yalnızca burada su birikmiyor, buradan gelen fazla yağmur suyu kentin daha güneyine doğru akıyor. Ortaç Sokak’tan yeni hastanenin olduğu bölgeye gidiyor, Atatürk Mahallesi sokaklarından Ulus Meydanı bölgesine gidiyor. Bunları önlemek için Şehit Adnan Menderes Bulvarı ile Saraçoğlu Caddesi’ni bağlayan Anadolu Caddesi’nde ilk etap yağmur suyu hattını yaptık. Bu birinci faz. Burası da ikinci faz olacak. Bundan sonra da sıkıntı yaşanan bölgelerden Ulus Meydanı, Harbiye Caddesi, Enstitü Caddesi, Hatay Caddesi ve Spor Sokak civarında suyunu toplayıp yeni istasyon yanı Kurtuluş Caddesi’nden devam ederek Mercan, Yunus Emre Caddesi, Fabrika Caddesi bölgesinin de yağmur suyunu alacak şekilde bir hat daha oluşturacağız. Yine Patates Pazarı civarı, Gençlik Caddesi ve Bayır Sokak üzerinden dereye ulaştırılacak yağmur suyu hatlarıyla Ödemiş’in altyapısını daha dirençli hale getireceğiz.

    “ŞEHRİMİZİ ADETA YAĞMUR SUYU KUŞAKLARIYLA DONATIYORUZ”

    Yağmur suyu çalışması dediğimiz zaman şehrin doğusunda Genev Çayımız var, yine Bayır Sokak’a gelen Kuvvetli Mahallesi’nden gelen bir çayımız var. Bizim temel düşüncemiz bu iki akarsu yatağına yağmur sularımızı deşarj ederek bu kronikleşmiş soruna çözüm üretmektir. Çalışmalarımız hava koşullarının izin verdiği ölçüde hızla sürüyor. Burada kullanılan malzemeler de başta borularımız olmak üzere ihale ile alınıyor. Bu ihale süreçlerini de beklemek zorundaydık. Şimdi de harekete geçildi. Şehrimizi adeta yağmur suyu kuşaklarıyla donatıyoruz.

    Görmeyen, duymayan, bilmeyen anlamında söylemiyorum. Ama tüm bu çalışmalar bir plan dahilinde yapılıyor. Etap etap ilerleme sağlanıyor. Çalışmalar tamamlandıktan sonra yollarımızda hızlı bir onarım süreci de yaşanacak. Emeği olan tüm ekiplerimize Ödemiş ailemiz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bu iklim krizi ortamında afetlerden kaynaklı sıkıntıları belki tamamen yok edemeyebiliriz ama birlikte planladığımız çalışmalarla sıkıntıları en aza indireceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ödemiş Belediyesi daha dirençli bir Ödemiş için el ele ilerliyor” dedi.

     

  • BAYRAKLI BELEDİYESİ, ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM İÇİN PRATİK VE PEDAGOJİK DENEYİM’ BAŞLIKLI AB PROJESİNİ TANITTI. SANDAL: “GELECEĞE YÖNELİK UMUT DOLU BİR ADIM”

    BAYRAKLI BELEDİYESİ, ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM İÇİN PRATİK VE PEDAGOJİK DENEYİM’ BAŞLIKLI AB PROJESİNİ TANITTI. SANDAL: “GELECEĞE YÖNELİK UMUT DOLU BİR ADIM”

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    Bayraklı Belediyesi ‘Sürdürülebilir Tüketim için Pratik ve Pedagojik Deneyim’ başlıklı Avrupa Birliği Projesi’nin tanıtımını yaptı. Tanıtım toplantısında konuşan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Bu proje sadece bir adım değil; geleceğe yönelik umut dolu bir adım. Hep birlikte daha yaşanılabilir dünya için çalışmak için buradayız” dedi.

    Bayraklı Belediyesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Portekiz’in Portimao Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirilen ‘Sürdürülebilir Tüketim için Pratik ve Pedagojik Deneyim’ (TownTTGS-/155- ‘BiomaterialKIT- Practical and Pedagogical Experiment) adlı Avrupa Birliği Projesi’nin tanıtım toplantısı Bayraklı Havuz Kafe’de gerçekleştirdi. Toplantıya İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aslı Ceylan Öner, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yazgan Bulgun ve meclis üyeleriyle birlikte Portimao Belediyesi temsilcileri de katıldı.

    “BU PROJE GELECEĞE YÖNELİK UMUTLU BİR ADIM”

    Tanıtım toplantısında konuşan Bayraklı Belediye Başkanı Serdal Sandal, şunları söyledi:

    “Bugün burada Türkiye Avrupa Birliği arasında önemli bir köprü olan yeşil bir gelecek için gençleştirme hibe programı kapsamında gerçekleştireceğimiz heyecan verici bir projenin başlangıcını kutlamak için bir araya geldik. Bu önemli adımın bir parçası olarak sizleri burada görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu proje İzmir’in kalbi Bayraklı hedefi olarak çıktığımız bu yolda üzerimize düşeni yapıp Avrupalı paydaşlarımızın artmasını sağlaması bakımından bizim için çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu proje Portekiz Portimao Belediyesi’nin ana başvurucusu olduğu bir iş birliği projesidir. Aynı zamanda Bayraklı Belediyesi, Portekiz Isparta Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin de eşbaşkan olarak yer aldığı bir projesidir. Bu proje kültürler arası dayanışma ve bilgi paylaşımını teşvik ediyor. Proje iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynamayı hedefliyor. İklim değişikliğini azaltarak biotasarım modelini eğitim ve kentleşme bağlamında yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu projenin temel hedeflerinden biri yerel aktörler, akademisyenler, eğitimciler arasında sürdürülebilir iş birliklerini güçlendirmek, 12-15 yaş arasındaki 200 öğrenci ve velisini bu projenin temel paydaşları olarak belirlemektir. Bu projede tasarruf sürecinde birlikte çalışacak, tüketim alışkanlıklarını gözlemleyeceğiz ve disiplinler arası fikirlerin ve deneyimlerin bir araya gelmesiyle bio malzemeleri tasarlayacağız. Bu proje sadece yerel değil, uluslararası bir boyuta da sahip. Portimao Belediyesi’yle birlikte çalışarak iklim uyum planlarının yazılmasında mentorluk yapacağız ve en iyi uygulama örneklerini paylaşacağız. Karşılıklı ziyaretlerimizin ardından kardeş şehir protokolü imzalayacağız ve projemizin çıktılarını en az 3 belediye ile paylaşarak deneyimlerimizi genişleteceğiz. Proje bitiminde sürdürülebilirliği sağlamak adına, kültürel ısınma ve iklim krizi farkındalığını arttırmak amacıyla bilgilendirme toplantıları düzenleyeceğiz. Bu proje sadece bir adım değil; geleceğe yönelik umut dolu bir adım. Hep birlikte daha yaşanılabilir dünya için çalışmak için buradayız. Bu heyecan verici yolculukta, hep birlikte ilerleyeceğimizi bilmek benim için büyük bir onur. Katılımınız destekleriniz için hepinize teşekkür ederim, şimdi yeşil bir gelecek için hep birlikte hareket etme zamanı”

    Sandal’ın konuşmasının ardından projeye dair sunumlar yapıldı. Ardından Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal Portimao Belediyesi yetkililerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini temsilen adalet terazisi hediye ederken, Portimao Belediyesi yetkilileri de Sandal’a, Portimaolu bir sanatçının ürettiği seramik tabloyu hediye etti.

     

  • SOMALI MADENCİLERDEN DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ MESAJI: “BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN BİR ÖMÜR VERENLERE SELAM OLSUN”

    SOMALI MADENCİLERDEN DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ MESAJI: “BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN BİR ÖMÜR VERENLERE SELAM OLSUN”

    Manisa Soma’da, maden ocaklarında çalışan işçiler, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla bir araya geldi. Bir işçi, “Dünyanın en zor mesleği. Çünkü doğayla savaşıyoruz. Doğanın ciğerini söküyoruz. Metrelerce yer altında doğayla savaşıyoruz. Bir avuç kömür için bir ömür verenlere selam olsun” dedi.

    Soma’daki maden işçileri, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla bir araya geldi.

    Soma genelinde toplamda 600 milyon ton kömür rezervi bulunuyor. Bir senede yaklaşık 10 milyon ton kömür çıkarılıyor. Yaklaşık 12 bin maden işçisi ise Soma’da çalışıyor. Maden ocaklarından birinde çalışan bir madenci şunları söyledi:

    “Dünyanın en zor mesleği… Doğayla savaşıyoruz. Doğanın ciğerini söküyoruz. Metrelerce yer altında doğayla savaşıyoruz. Bir avuç kömür için bir ömür verenlere selam olsun bütün emekçi kardeşlerime.”

    Bir başka madenci, “4 Aralık Madenciler Günü kutlu olsun. Kazasız belasız madenciler günü dilerim. İşçilerimiz zor şartlarda çalışıyor” dedi.

    Başka bir madenci: “4 Aralık Madenciler Günü camiamıza hayırlı olsun. 6 Şubat depreminden sonra madenciler depremde de önemli görevler yaptılar. Madencileri unutmayalım”

    İş çıkışı konuşan bir diğer madenci, “4 Aralık Madenciler Günü kutlu olsun. Zor bir meslek. Bir avuç kömür için bir ömür verenlere…” dedi.

    Başka bir işçi ise şunları söyledi:

    “Bu kömür milli varlıktır. Bu kömürü çıkarmamız için çalışmamız gerekiyor. Bunun için sabahın erken saatlerinde buraya gelip çalışmaya başlıyoruz, geç saatlerde bu ocaktan çıkıyoruz. Ülkemizin katma değerini artırmak amacıyla… Çok yakında 301 madencimizi kaybettik. Zorlu zamanlardan, zorlu süreçten geçtik. Emniyet ve iş sağlığını üst seviyeye getirerek daha fazla insan kaybı, can kaybı olmamasını için çalıştık. İnşallah bundan sonra herhangi bir kaza yaşanmaz.”

    Bir diğer işçi: “4 Aralık Madenciler Günü kutlu olsun. Zor şartlarda çalışıyoruz. Dünyanın en zor mesleği. Kısıtlı imkanlarda çalışıyoruz ama madenimizi, işimizi seviyoruz. Her şeyini bırakarak yer altına inerek o kömürü çıkarmak için canından feragat etmektir.”

    Yer altında çalışan maden işçileri ise “Yerin 500 metre altında çalışıyoruz. Tüm madencilerin madenciler günü kutlu olsun” mesajını verdi.

     

  • GAZİEMİR’DE ENGELLİ BİREYLERE ÖZEL EĞİTİM

    GAZİEMİR’DE ENGELLİ BİREYLERE ÖZEL EĞİTİM

    4. Engelsizmir Kongresi’nde düzenlenen “Destekli İstihdam Nedir: Yerleştir, Eğit, Sürdür” eğitimine katılan Gaziemir Belediyesi personellerinin gözetiminde, Porta Gaziemir’de zihinsel engelli bireylere uygulama eğitimi gerçekleştirildi.

    Bu yıl İzmir “Engellilik Alanında Yenilikçi Yaklaşımlar” temasıyla düzenlenen 4. Engelsizmir Kongresi’nde “Destekli İstihdam Nedir: Yerleştir, Eğit, Sürdür” eğitimi düzenlendi. Christy Lynch’in verdiği eğitime Gaziemir Belediyesi’nde görev yapan sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve özel eğitim öğretmenleri de katıldı. Gaziemir Belediyesi personellerinin yanında verilen eğitime katılan tüm ekipler daha sonra Porta Gaziemir’de zihinsel engelli bireyler ile uygulama eğitiminde yer aldı.
    Porta Gaziemir’de düzenlenen ve Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ile eşi Deniz Arda’nın da yer aldığı uygulama eğitimine katılan 6 zihinsel engelli birey, tesisin işleyişinde görev aldı. Kasa, servis ve mutfak bölümünde çalışan zihinsel engelli bireylerin her birini 3 iş koçu takip etti. Koçlardan biri uygulamayı yapan kişinin işini tamamlamasına yardımcı olurken diğer iki koç ise gözlem yaparak notlar aldı. İş koçları, uygulama eğitiminden sonra Christy Lynch’in liderliğinde bir araya gelerek, gözlemlerini paylaştı, fikir alışverişinde bulundu.

    “ENGELLERİ SEVGİYLE AŞACAĞIZ”

    Eğitime katılan zihinsel engelli bireyler ve aileleriyle sohbet eden, onarın taleplerini dinleyen Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü’de, Porta Gaziemir’de çok özel bir etkinliğe imza attık. Zihinsel engelli bireyler, Engelsizmir Kongresi’nde, Christy Lynch’in verdiği “Destekli İstihdam Nedir: Yerleştir, Eğit, Sürdür” eğitimine katılan koçlar eşliğinde uygulama eğitimi yaptılar. Önlüklerini takıp, kollarını sıvayıp Porta Gaziemir’de hizmet üretmenin, başarmanın gururunu yaşayan kardeşlerimizin mutluluğuna ortak olmak harikaydı. Engelleri hep birlikte sevgiyle aşacağız” diye konuştu.

    Uygulama eğitimini koordine eden Christy Lynch de “Bugün çok özel bir günde, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde buradayız. Bu uygulamalar zihinsel engeli olan bireyler için çok önemli bir fırsat. Zihinsel engelli bireyi tanımak, özelliklerini bilmek bizim için çok önemli. Belediye Başkanı Halil Arda ve eşi Deniz Arda’ya bize destek verdikleri için çok teşekkür ediyoruz” dedi.

     

  • İMAMOĞLU: “İSTANBULLULARIN, 2019’DA CEZALANDIRDIĞI BOŞ YERE İNSANLARI LEKELEYEREK POLİTİKA, SİYASET YAPAN ZİHNİYETİ, 2024’TE DAİMİ OLARAK BU ŞEHRİN TARİHİNDEN SİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

    İMAMOĞLU: “İSTANBULLULARIN, 2019’DA CEZALANDIRDIĞI BOŞ YERE İNSANLARI LEKELEYEREK POLİTİKA, SİYASET YAPAN ZİHNİYETİ, 2024’TE DAİMİ OLARAK BU ŞEHRİN TARİHİNDEN SİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni metrobüs araçlarının teslim alınması dolayısıyla düzenlenen törende, “İETT kurumumuzun çokça yalan ifadelerle, uydurma birtakım haberlerle karalandığını yaşıyoruz. ‘Otobüs arıza yapmıyor’ diyebilir miyiz? Yapıyor. Araç, arıza yapar. Ama araçlarda 100 kilometre başı kaza oranında yüzde 40 oranında düşüş sağlanmıştır. Sırf siyaset olsun diye, sırf Ekrem İmamoğlu’nu karalamak adına, koca koca insanların yalan ifadelerle bu kurumu bir şekilde karalamaya dönük ortaya koydukları propaganda metodunu çok yararsız, faydasız ama bir o kadar da zararlı görüyorum. Boş yere insanları lekeleyerek politika, siyaset yapmayı kendimize yolculuk olarak görmeyelim. Bu yolculuğu kendisine reva gören insanları, 2019’da, İstanbullular cezalandırdı. Bu aklı ve bu zihniyeti, 2024’te daimi olarak bu şehrin tarihinden sileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

    İBB kuruluşu İETT, en son 2015 yılında yeni otobüs alınan metrobüs hattını, öz kaynaklarla temin edilen 252 son model araçla güçlendirdi. İBB ve İETT’nin üretici firmalarla Eylül 2021’de imzaladığı sözleşmeler kapsamında alımı planlanan toplam 252 otobüsün tamamının İETT envanterlerine girmesi nedeniyle tören düzenlendi. İETT Edirnekapı Garajı’nda düzenlenen tören; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törende sırasıyla, İETT Genel Müdürü İrfan Demet ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 

    İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

    “HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ GERÇEĞİ, O DA DEPREM GERÇEĞİ: Sizlerle bir arada olmaktan İETT ailesinin ev sahipliğinde sizleri ağırlamaktan elbette çok mutluyum. Siyasi partilerimizin kıymetli başkanları, temsilcileri hep birlikte bugün burada İETT’nin şehrimize kazandırdığı 252 otobüsün tamamının sonuca ulaştığı bir anı paylaşıyoruz. Tabii bugün buraya gelirken yolda aldığımız bir haber, hayatımızın en önemli gerçeğini bize bir kez daha hatırlatmıştır. O da deprem gerçeği. Gemlik’te oluşan depremin, 5.1 ya da 5.2 şeklinde bir beyan var,  yarattığı endişe veya elbette ki bir kısım korku İstanbulluları da etkilemiştir. Depremin temel meselemiz olduğunu ve her daim bu konuda topyekun çalışmamızın da gerekli olduğunu, bu işin partisi, belediyesi, bakanlığı ya da başka bir kurumu diye ayrım yapmaksızın aynı masada teyakkuz içerisinde ve de topyekun bir seferberlik duygusuyla çalışmanın şart olduğunu her daim dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Süreci birazdan hem AKOM’da izleyen arkadaşlarımızın katılımıyla hem de Bilim ve Teknik Kurulumuz’la yapacağımız toplantıyla ne aşamada olduğunu, bize hangi işaretleri verdiğini dinlemeye ve anlamaya çalışacağız. Bu tabii ki İstanbul’umuz adına ve Marmara Bölgesi adına alacağımız hangi bilgi var ise de bunu kamuoyuyla paylaşarak sürecin tahlilini, analizini birlikte yapmaya çalışacağız. Hepimize geçmiş olsun,  Gemlik ve yakın çevresine ayrıca geçmiş olsun. Bu arada Gemlik Belediyesi ile arkadaşlarımızın yaptığı diyalogda herhangi bir yıkımın ya da herhangi bir sıkıntının olmadığı yönünde, belediye başkanımızla da sürece dair var olabilecek bütün ihtiyaçlarla ilgili hazır olduğumuzu ilettik takip ediyoruz. Elbette ki bu tür süreçlerde ihtiyaç duyulan organizasyonu yöneten AFAD’la da kurumumuz AKOM ve diğer birimleriyle beraber ilişki halindedir. Hepimize tekrar geçmiş olsun. 

    CUMHURBAŞKANI, KREDİSİ HAZIR 300 ARAÇ ALIMI İÇİN İMZA ATMADI, İMZALATAMADIK: Kilometre sınırını aşmış ve özellikle yaşlıları geçmişi olan metrobüs filomuzu gençleştirmek üzere temini hızla harekete geçirdik göreve gelir gelmez. O dönemde çok hızlı bir alımı, çok güçlü bir alımı nasıl yapabiliriz diye yaptığımız araştırmalarda ilk etapta tam 300 aracı temin edebileceğimizi ön görmüştük. Çok hızlı, birkaç ayda birçok uygun koşullarda dış finansmanı da sağladık. İnanınız döviz bazında o dönemdeki araç fiyatlarıyla ki ‘Araç kuruluşlarımız burada yerli kurumlarımız, bugün arasında en az yüzde 40-45 fiyat farkı vardı. Döviz kurları ve emtia fiyatlarındaki artışla boğuşan firmalar, doğal olarak araç fiyatlarını arttırmak zorunda kaldılar. Ulusal ve uluslararası piyasaların yaratmış olduğu farktan bahsediyorum ve döviz bazında bir farktan bahsediyorum. Peki ne oldu? 300 araçlık otobüsü, acilen meclise taşıdık. Çünkü en son metrobüs 2015’de alınmıştı ve alınan araçlar da aslında metrobüs olarak kalıcı ihtiyacı çözen değil de daha küçük ebatlı 18 metrelik araçlardan ibaretti ve çok yeterli sayıda da değildi. Yaşlanmış bir filoyla karşı karşı karşıyaydık. O bakımdan biz sağ olsun o dönemde İBB Meclisi de bu isteğimize oy birliğiyle ‘Evet’ dedi. Bu da güzel, bu da sevindirici. İhtiyacı gördüler ve bütün partiler buna beraber el kaldırdı bu bizi mutlu etti. O gün de o zaman da çok kereler teşekkür ettim. Bu 300 araç alımını gerçekleştireceğimiz kredisi hazır bir sürecin işletilmemesi adına bunun imzasını Cumhurbaşkanı yerine getirmedi. Bir imza bu imza ne biliyor musunuz? Kefillik değil, bir kefalet değil bu. Sadece bir onay, bilgi, başka bir şey değil. Yani bizim İBB’nin kefalete ihtiyaç olduğu bir imza da değil ve bunu imzalatamadık. Hatta dönem dönem milletvekilimiz bu konuyla ilgili Sayın Engin Altay’dan birçok arkadaşımızdan destek de istedik. Yani bize bu konuda katkı sunun diye destek de istedik ama imzalatamadık. 300 otobüsü o zaman alsaydık. Çoktan o otobüsler şu anda hizmete girmişti. Peki ihtiyacımız bitecek miydi? Bitmeyecekti yine alımlarımızı yapacaktık. Bu 252 aracı tamamını, kendi yarattığımız öz kaynaklarımızla, paramızla ve bu zor koşullarda aldık. 

    ARAÇLARI DAHA PAHALIYA ALMAK ZORUNDA KALDIK, BİR ALLAH7IN KULU DA NEDEN ENGELLEDİKLERİNİ AÇIKLAMADI: 252 aracı alırken o gün alsaydık daha avantajlı alacaktık. Ülkedeki döviz artışı ve bunun gibi birçok enflasyon ve diğer artışlarla ilgili uğradığımız zarar şimdi daha pahalıya almak zorunda kaldık. Bakın bu bir ülkenin, bir milletin iyi anlaması gereken bir durumdur. Bir hizmet Allah aşkına bir tane açıklama yapılmadı buna. Yani bu niçin engellenir? Bu niçin imzalanmaz? Tek bir açıklama yapılmadı yapılamaz. Ya bu ne diyelim buna? Bu ihtiraz nedir? Bu kıskançlık nedir?

    SANKİ 2019’DA KAZANDIĞIMIZ O SEÇİMDE BİRİSİNİN TAPULU MALINI ELİNDEN ALDIK: Sanki 2019’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini kazandığımız o seçimde, birisinin tapulu malını elinden aldık. Ya yok vallahi senin vallahi tapulu malın değil. Bu milimetre karesine kadar, 16 milyon insanına, 86 milyon memleketim insanının ortak olduğu bir maldır bir vatan parçasıdır. Onun için vallahi senin malın değil böyle davranamazsınız. Bunu yaptılar birçok olayda yaptılar. Ama yılmadık, yolumuza devam ettik ve bugün yerli firmaların da bu işe ilgi göstermesiyle karşılıklı yaptığımız ihale süreçleri, o açık ihale sürecine katılanlar, verilen fiyatlar en uygun koşullarda İstanbulumuza 132’si 280 yolcu kapasiteli 120’si de 200 yolcu kapasiteli Akia ve Otogar marka 252 aracımızı İstanbul’a kazandırdık ve milletimize metrobüs hattında pırıl pırıl yepyeni otobüslerle yolculuk ve seyahat etmelerini sağladık bu milletimizin bütçesini başarısızdır onu söyleyeyim. Metrobüs çok önemli bir toplu taşıma sistemi haline gelmiştir. 52 kilometrelik hatta bir günde 250 kilometre yol yapılıyor bir günde. Yani bu mesafe Edirne İle Kars arasında 150 kez gidip gelmek gibi bir şey. Böylesine önemli bir hatta yeni ve konforlu araçların önemi çok büyük.

    METROBÜS HATTINI BÜYÜK ORANDA DAHA ÇEVRECİ, DAHA YERLİ BEYAZ BETON İLE YENİLEDİK: Sadece onunla da yetinmedik büyük oranda bütün metrobüs hattının asfalt sistemini beyaz beton diye tarifledikleri daha çevreci, daha yerli bir betonarme yol güzergahı da yaparak yeniledik. Büyük bir kısmı bitti son bölümü 2024’e kaldı. Hem konforlu hem araç yakıt tüketimini düşüren hem de bir kısım kazaların olmasını engelleyen asfalt çok kolay, bazı hava koşullarından etkilenebiliyor. Bazı büzüşmeler vesaire gibi problemler yaratabiliyor. Ama bu beton yol daha verimli bir süreci bize sağlayabiliyor. Aynı zamanda daha ekonomik şöyle ki asfalt petrol tüneli ve dışa bağımlı bir ürün mekanizması ama beton öyle değil. Daha uzun vadeli kullanım ve çok az daha hasar ve tamirat gideri olduğu için de çok değerli bir imalat biçimi. Bu yönüyle biz bu yolların da yenilenmesiyle gerçekten metrobüs sürecinde konforu sağlamış olduk. 

    TARİHİ YARIMADA’YI İSTANBUL’UN VİTRİNİ HALİNE GETİRECEĞİZ: Bir başka yönünü de dile getireyim. İlerici bir bakışımız var. Tabii ki metrobüs hattını da geleceğin planlanması noktasında ele alıyoruz. Elektrikli araçların daha yüksek kapasiteli, farklı teknolojilerin önümüzdeki süreçte bu hat üzerinde görev yapmasını, işleme alınması noktasında da hem ulusal hem uluslararası birtakım desteklerle bir Ar-Ge denemeleri yapılıyor. Elektrikli araç noktasında İETT’nin diğer filosuyla ilgili de hem dönüşüm çalışmalarını sürdürüyoruz hem de bu konuda maksimum, optimum bir süreci nasıl sağlayabiliriz diye analizlerimiz devam ediyor. Bu konuda özgün bir hedefimiz var ki tam da sınırındayız, içindeyiz. Fatih bölgesini, Tarihi Yarımada’yı çok özenli bir şekilde her yönüyle ele alıyoruz. Tarihi Yarımada’yı İstanbul’un vitrini haline getireceğiz. Tarihi Yarımada’da 5 yılda yaptıklarımızı katlayarak hem yerelde, ilçede hem büyükşehir nezdinde pırıl pırıl bir nokta haline getirip biblo gibi bütün dünyaya en üst seviyede tanıtacağız. Bu anlamda inşallah bütün kamu araçlarının çok yakın bir zamanda Fatih’de elektrikli araca dönüştürme konusunda da adımlar atacağız. 2024 – 2029 en büyük hedeflerimizden birisi budur. Bunu inşallah daha sonra diğer noktalara da yaygınlaştırma konusunda etkin davranışlarımız olacak.

    İETT’NİN YALAN İFADELERLE, UYDURMA BİRTAKIM HABERLERLE KARALANDIĞINI DA YAŞIYORUZ: İstanbulluların kurumu olan 152 yıllık İETT’nin çok güçlü bir tarihi olan bu kurumumuzun daha güçlü bir geleceğe kavuşması, daha çağdaş, daha yenilikçi, daha çevreci, iklim değişikliğiyle mücadelede etkin bir kurum haline gelmesi konusu bütün yol arkadaşlarım İETT kurumumuzun genel müdüründen yardımcılarına, bütün ekibine, bütün emekçilerine kadar yoğun bir çaba içerisinde, kadın, çalışan sayısını arttırma konusunda, kadın yöneticisini arttırma konusunda etkin bir çalışma içerisinde İETT kurumumuzun çokça, yalan ifadelerle uydurma birtakım haberlerle karalandığını da yaşıyoruz. Bakınız, ‘Otobüs arıza yapmıyor’ diyebilir miyiz? Yapıyor araç arıza yapar. Araçlardaki arıza oranlarını, 100 kilometre başı ne kadar düştüğünü sizlere, arkadaşlarım sıklıkla beyan ediyor. Ben de söyleyeyim yüzde 40 oranında düşüş sağlanmıştır. Bu daha da yukarıya çıkacaktır.  Şunu da söyleyeyim. Sefer sayılarımız ve yolcu sayılarımız artmasına rağmen bu düşüşü sağladık. Daha da etkili çalışacağız. Sırf siyaset olsun diye sırf Ekrem İmamoğlu’nu karalamak adına koca koca insanların yalan ifadelerle bu kurumu bir şekilde karalamaya dönük ortaya koydukları propaganda metodunu çok yararsız, faydasız ama bir o kadar da zararlı görüyorum. Çünkü İETT bizim kurumumuz, İSKİ bizim kurumumuz diğer kuruluşlarımız bizim kurulumuz. Onları büyütelim, eleştirelim, öneride bulunalım ama büyütelim, boş yere, insanları lekeleyerek politika siyaset yapmayı kendimize yolculuk olarak görmeyelim. Bu yolculuğu kendisine reva gören insanları 2019’da İstanbullular cezalandırdı, 2024’te daimi olarak bu şehrin tarihinden sileceğini düşünüyorum bu aklı ve bu zihniyeti.

    YÜZ YILLIK TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ÇOK DEĞERLİ KURUMLARINI KORUMAYA, GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ: Yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin çok değerli kurumlarını korumaya, geliştirmeye devam edeceğiz. İstanbulumuza layık olacağız. Cumhuriyetimize, demokrasimize layık olacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına güçlü eserler bırakmayı, İstanbul’da en güçlü, en karakterli yerel yönetim kabiliyetini ortaya koyarak hem şehrimize layık olmayı hem de ülkemizin motivasyonu gücü olmaya devam edeceğiz. Bu konuda kararlıyız. Yolculuğumuz daim olsun. Başarılarla dolu olsun. Engellemeler sürer ya da sürmez bilmiyorum. Sürerse ona göre başarımızı yükseltiriz sürmezse onları da başarımızın bir parçası yapmak ellerini ayağa kaldırmak ya da tokalaşmaktan da geri durmayız. Ben memleket adına, millet adına yapılan her işi alkışlamayı kendisine bir gurur vesilesi gören bir belediye başkanıyım. O yaptı diye kıskanan değil, tam aksine o yaptı ona teşekkür etmeyi kendine yakıştıran bir belediye başkanıyım. Umarım bu akla bu mantığa onlarda yaklaşım gösterirler. Yolumuz açık olsun. Otobüslerimiz şehrimize hayırlı olsun. Bol kilometreli, bol yolcu sayılı yolculukları olsun. Allah kazadan beladan korusun. Bütün kaptanlarımıza, bütün İETT’de çalışanlarına başarılar diliyorum. Bu otobüsü imal eden firmaların da emekçilerine teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

  • NARLIDERE, TOPRAK ANA GÜNÜ’NÜ NAR VE AŞURE İLE KUTLAYACAK

    NARLIDERE, TOPRAK ANA GÜNÜ’NÜ NAR VE AŞURE İLE KUTLAYACAK

    Narlıdere, Toprak Ana Günü’nü bereketin simgesi nar ve aşure ile kutlayacak. 10 Aralık Pazar günü saat 13.00’te Tarihi Yukarıköy’de gerçekleştirilecek etkinlikte bereketin simgesi nar ve aşure ikramı da yapılacak.

    Narlıdere, Slow Food üyeleri tarafından her sene dünya çapında kutlanan Toprak Ana (Terra Madre) Günü’ne ev sahipliği yapacak. Narlıdere Belediyesi ve Slow Food Narlıdere Birliği’nin katkılarıyla 10 Aralık Pazar Günü saat 13.00’te Tarihi Yukarıköy’de gerçekleştirilecek etkinlikte, bolluk-bereketin simgesi nar ve aşure ikramı yapılacak. Geleneksel yemek kültürünün korunmasına ve yerel kalkınmanın önemine dikkat çekilecek etkinlik, Narlıdere’nin tanıtımına da katkı sağlayacak.

    “VATANDAŞLARIMIZI BEKLİYORUZ”

    Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, dahil oldukları Slow Food hareketini ilçenin yurtiçi ve yurtdışında tanıtımı açısından çok önemsediklerini ifade ederek, “Narlıdere’miz, yerel işletmelerimizin de gücüyle ülkemizin lezzet durakları arasındaki yerini alacak. Biz de Narlıdere Belediyesi olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Slow Food Narlıdere işbirliği ile gerçekleştireceğimiz Toprak Ana Günü etkinliğini de ilçemizin lezzetlerini ve güzelliklerini tanıtmak için çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Ayrıca vatandaşlarımızı iyi, temiz ve adil gıda ile buluşturmak için farkındalık yaratıyoruz. Yurttaşlarımızı 10 Aralık Pazar günü Tarihi Yukarıköy’de gerçekleştireceğimiz Toprak Ana Günü etkinliğine bekliyoruz” diye konuştu.

  • SOMA MADEN FACİASINDA HAYATINI KAYBEDEN MADEN İŞÇİLERİ, DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ’NDE ANILDI

    SOMA MADEN FACİASINDA HAYATINI KAYBEDEN MADEN İŞÇİLERİ, DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ’NDE ANILDI

    Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden – İş) Soma Şubesi, 4 Aralık Madenciler Günü dolayısıyla düzenlenen programda Soma Maden Faciasında yaşamını yitiren 301 maden şehidi anıldı.

    Maden İş Soma Şubesi, 4 Aralık Madenciler Günü dolayısıyla program düzenledi. Programda ilk olarak 13 Mayıs 2014 tarihinde, Soma’da yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden 301 maden şehidinden 43’ünün kabrinin bulunduğu Soma Maden Şehitliği ziyaret edildi. Şehit madencilerin kabirlerine teker teker karanfil bırakıldı.

    Maden Şehitliğinde konuşan Soma Belediye Başkanı Ali Tulup şunları söyledi:

    “Maden kazaları nedeniyle tüm kardeşlerimizi ziyaret ettik. Madencilik mesleği dünyanın en ağır mesleği. Binlerce madenci yer altına girip ekmek parası için, çalışan bütün madenci kardeşlerimize madenciler gününü kutluyorum. Sendika başkanlarımızla birlikte şehitliğimizi ziyaret ettik. Madencilik Soma’da olduğu gibi, dünyada en çok zor mesleklerden birisi. Emeğin alın terinin helal paranın kazanıldığı madenci sektöründe temennimiz, isteğimiz dileğimiz, Allah’ım bize böyle bir daha kazalar yaşatmasın. Yönetici arkadaşlarımızla beraber iş güvenliğinin uygulandığı çalışmaların devam ettiğini bizzat takip ediyoruz. Madenciliğin en iyi şekilde, hatasız çalışabilmesi için, can güvenliğinin ve iş güvenliğinin sağlanabilmesinin önemli olduğu sektörde tüm madencilerin madenciler gününü kutluyorum.”

    “MADENDE KAYBETTİĞİMİZ ARKADAŞLARIMIZIN MEKANLARI CENNET OLSUN”

    Türkiye Maden İş Sendikası Ege Bölgesi 1 nolu Şube Başkanı Rıza Sal şöyle dedi:

    “Yerin yüzlerce metre altından madenleri el emeği göz nuruyla çıkaran madencilere ülkemize ve insanlığa madencilere vefa borcumuz bitmez. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm madencilerin dayanışmalarını paylaşıyoruz. Yüreğimizle onların yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Fakat son yıllarda ülkemizde yaşadığımız maden faciaları, bu kutlamaları anma haline getirmiştir. Bunun en büyük örneğini 13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 canımızı, kaza sonucu 301 canımızı kaybettik.

    Halen 10 yıl geçmesine rağmen bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Hissetmeye devam edeceğiz. Hiçbir zaman unutmayacağız. Bunun akabinde Ermenek’i yaşadık. Daha bir yıl önce Amasra’yı yaşadık. Kaybettiklerimiz arkadaşlarımızın mekanları cennet olsun. Türkiye Maden İşleri Sendikası olarak iş güvenliğinin işçi sağlığını her platformda her yerde dile getirdik. İş güvenliği ve iş sağlığı güçlü bir şekilde ve caydırıcı bir şekilde bu önlemlerin olması tek bir madenci kardeşimizi kaybetmeme adına bir defa daha bu konuyu ifade etmek isterim. Bu acıların son bulabilmesi için iş güvenliğinin önemini belirterek ülkemizde ve dünyada madencilerin madenciler gününü kutlar kazasız belasız çalışmalar dilerim.”

    Programda son olarak hayatını kaybeden tüm madenci şehitler için sendika binası önünde lokma döküldü.

     

  • MENDERES BELEDİYESİ’NDEN YAKACAK DESTEĞİ

    MENDERES BELEDİYESİ’NDEN YAKACAK DESTEĞİ

    Menderes Belediyesi tarafından başlatılan uygulama ile ihtiyaç sahibi vatandaşlara yakacak desteğinde bulunuluyor.

    Menderes Belediye Başkan Vekili Erkan Özkan’ın talimatıyla kış aylarının gelmesiyle birlikte ihtiyaç sahibi vatandaşlara sosyal yardımlar arttırıldı. Soğuk havaların kendini hissettirmesiyle birlikte başta şehit ve gazi aileleri olmak üzere ihtiyaç sahibi vatandaşlara yakacak yardımı başlatıldı.

    Sosyal belediyecilik anlayışıyla yıl boyunca çeşitli desteklerle vatandaşın yanında olan Menderes Belediyesi, başvurusu değerlendirilen ve onaylanan her haneye kömür ile odun yardımında bulunuyor. Menderes Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından sürdürülen çalışmalar kapsamında vatandaşların yakacak talepleri hızlı şekilde karşılanıyor.

    “YALNIZ DEĞİLSİNİZ”

    İlçedeki her bir vatandaşın yüzünün gülmesi için çalıştıklarını kaydeden Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan, “Kış aylarının gelmesiyle birlikte ihtiyaç sahibi hemşehrilerimize yakacak desteğinde bulunuyoruz. Başta şehit ve gazi ailelerimiz olmak üzere belediyemize müracaatta bulunan vatandaşlarımıza kömür ve odun desteği veriyoruz. Menderes’te kimse yalnız değil. Menderes Belediyesi olarak hemşehrilerimizin her daim yanındayız. Herkesin sesi, her kesimin belediyesi olarak hizmetlerimizi sürdüreceğiz” dedi.