Blog

  • ODUNPAZARI BELEDİYE BAŞKANI KURT VİŞNELİK ESNAFI İLE BULUŞTU

    ODUNPAZARI BELEDİYE BAŞKANI KURT VİŞNELİK ESNAFI İLE BULUŞTU

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Vişnelik Mahallesi esnafı ile bir araya geldi. Esnafın taleplerini dinleyen Başkan Kurt, Odunpazarı’nda gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Eskişehir ve Odunpazarı’nda hayata geçirmeyi planladıkları yeni plan ve projeleri de anlatan Başkan Kurt, “Belirsiz bir ekonominin olduğu ülkede ayakta durabilen bir ilçe belediyesi yarattık. Projelerimiz diğer belediyelere örnek oldu. Birçok belediye bizim projelerimizi örnek olarak kullanıyor. Bu da bize gurur veriyor” dedi.

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, esnaf ve vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Kurt son olarak Vişnelik Mahallesi esnafı ile buluştu. Atatürk Bulvarında bulunan bir restoranda gerçekleşen toplantıya, Vişnelik esnafı ve Avukat Muratcan Cırık katıldı. Odunpazarı Belediyesi’nde gövere geldiği 2014 yılından beri gerçekleştirdiği çalışmaları anlatan Başkan Kurt, Odunpazarı Belediyesi’nin sosyal demokrat, halkçı, şeffaf bir yönetim anlayışı ile yönetildiğini vurguladı.

    16’NCI KREŞ ÜNİVERSİTE EVLERİNE

    Odunpazarı Belediyesi’nde göreve geldiklerinde kiralık araç ve bina uygulamasına son verdiklerini belirten Başkan Kurt, belediyenin kendi araç filosunu kurarak milyonlarca lira tasarruf ettiğini söyledi. Belediye bütçesi hakkında da bilgi veren Başkan Kurt, “Odunpazarı Belediyesi, rahat yönetilebilir, kendi kendini yönetebilir bir belediye haline geldi. Güneş Enerji Santrali (GES) gibi projelerle ek kaynaklar yarattık” dedi. Gültepe Mahallesi Üniversite Evleri’nde bulunan Kadir Akkaş Halk Merkezi’nin bulunduğu binaya kreş yaptıklarını duyuran Başkan Kurt, bu kreş ile birlikte Odunpazarı’ndaki kreş sayısının 16’ya yükseleceğini belirtti. Eskişehir’in belediye bünyesinde açılan tek engelli kreşinin Odunpazarı Belediyesi Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi olduğuna dikkat çeken Başkan Kurt, “Bu kreşte 3-6 yaş arası down sedromlu, otizm ve zihinsel engelli çocuklar eğitim görüyor. Bu çocuklarda büyük bir gelişme olduğu görülüyor. Bu gelişme de eğitimle birçok sorunun çözüleceğinin kanıtı” diye konuştu.

    PROJEMİZ DİĞER BELEDİYELERE ÖRNEK OLDU

    Odunpazarı Belediyesi’nin devam eden çalışmaları ile ilgili de bilgi veren Başkan Kurt, Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi çalışmalarını anlattı. Başkan Kurt, Mart ayına kadar Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi çalışmalarının sona ereceğini belirtti. Belediyenin kırsal çalışmaları ile ilgili de bilgi veren Başkan Kurt, “Belirsiz bir ekonominin olduğu ülkede ayakta durabilen bir ilçe belediyesi yarattık. Projelerimiz diğer belediyelere örnek oldu. Birçok belediye bizim projelerimizi örnek olarak kullanıyor. Bu da bize gurur veriyor” diye konuştu.

    Eskişehir ve Odunpazarı için hazırladıkları yeni plan ve projeleri anlatan Başkan Kurt, Vişnelik esnafının taleplerini dinleyerek, sorularına cevap verdi.

  • BES GENEL SEKRETERİ ÖZKAN: “GELİR UZMANLARININ MAĞDURİYETİNİ GİDERMEK İÇİN HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI’NDA MERKEZ- TAŞRA AYRIMINA SON VERİN”

    BES GENEL SEKRETERİ ÖZKAN: “GELİR UZMANLARININ MAĞDURİYETİNİ GİDERMEK İÇİN HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI’NDA MERKEZ- TAŞRA AYRIMINA SON VERİN”

    Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Sekreteri Aziz Özkan, “Mesleğe bin bir zorlukla giren gelir uzmanlarının yaşadıkları mağduriyeti ortadan kaldırmak için; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda merkez- taşra ayrımına son verin. Gelir uzmanlığının görev tanımını yaparak, ‘kariyer meslek’ olarak tanımlayın. Gelir uzmanlarına inceleme yetkisinin verilmesi için yasal düzenlemeleri yapın. Yaşanan hukuksuzluğun devamında ısrar edilmesi durumunda hukuki girişimlerin yanında iş yerlerimizden başlayan meşru direnişi örgütleyeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz” dedi.

    KESK’e bağlı BES’in Genel Sekreteri Aziz Özkan, bugün Ankara’da sendika genel merkezinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda çalışan gelir uzmanları arasındaki merkez ve taşra ayrımın mağduriyetlere neden olduğunu söyledi. Özkan, basın toplantısında gelir uzmanlarının yaşadığı sorunlara ilişkin şunları söyledi:

    MÜLAKATIN KALDIRILMASI İÇİN SEÇİM ÖNCESİNDE SÖZ VERİLDİĞİ HALDE HALEN BİR DÜZENLEME YAPILMAMASI VE YAN ÇİZMESİNİ BİR TARAFA NOT EDİYORUZ”

    Yıllardır bir taraftan iktidarı bizleri yoksullaştıran emek karşıtı politikalarına karşı mücadele ederken, diğer taraftan kamusal hizmetin üretilmesinde liyakatin esas alınması için eylem ve etkinlikler yaparak kamuoyunda farkındalık oluşturmaya, liyakatsizliğin kamusal alanda yarattığı haksızlıkları teşhir etmeye devam ediyoruz. Hepinizin yakından takip ettiği gibi kamusal hizmetleri yürütülmesinde liyakat ve kariyer ilişkisini ortadan kaldıran mülakat haksızlığın yetmezmiş gibi, kamusal unvan ve görevlere açıktan atama, birden fazla görevin belli kişiler marifetiyle vekaleten yürütülmesi sıkça başvurulan liyakat kariyer ilişkisini ortadan kaldıran yöntemler olarak öne çıkmaktadır. Burada bir hususun altını çizmekte fayda görüyoruz; kamusal hizmete ilk işe giriş sınavları dahil olmak üzere görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında uygulanan mülakatın kaldırılması için seçim öncesinde söz verildiği halde halen bir düzenleme yapılmaması ve iktidarın ağırdan almasını, yan çizmesini bir tarafa not ediyoruz.

    GELİR UZMANLARI BENZER HİZMETLER ÜRETMESİNE RAĞMEN FARKLI ÜCRET SKALALARINA TABİ FARKLI UNVANLAR OLUŞTURULARAK KURUM ÇOK PARÇALI HALE GETİRİLMİŞTİR”

    Bilindiği gibi 2005 yılında IMF’nin zorlamasıyla çıkarılan 5345 sayılı kanunla Gelirler Genel Müdürlüğü Maliye Bakanlığı’ndan ayrılarak özerk bağlı kuruluş olarak yeniden yapılandırılmıştır. Yeniden yapılandırılma ile bir taraftan vergilendirmeyi, vergi incelemelerini siyasetin etkisinden kurtarmak amaçlanırken diğer taraftan vergi incelemelerini yaygınlaştırarak gelir kaybının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Yine bu yeniden yapılandırma ile birlikte, daha önce sınırlı sayıda istihdam edilen gelir uzmanlığı unvanının Gelir idaresi Başkanlığı’nda temel istihdam biçimi olarak belirlendiği ve bu unvanın kariyer meslek olarak ihdas edileceği belirtilmiştir. Bizler sendika olarak bu yeniden yapılandırmanın mevcut haliyle sorunlu olduğunu, Maliye Bakanlığı’nın bütünlüklü bir şekilde ele alınması gerektiğini ve bu bütünlük içinde ayrı bir iş kolu olarak mali hizmetler sınıfı olarak yeniden yapılandırılması gerektiğini belirterek uzun süreli iş bırakma eylemleri gerçekleştirdik.

    Bizim taleplerimiz görmezden gelinerek IMF’den kredi almak üzere yapılan yapılandırma sonucunda kurumda benzer hizmetler üretmesine rağmen farklı ücret skalalarına tabi farklı unvanlar oluşturularak kurum çok parçalı hale getirilmiştir. Diğer bir deyişle atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmemiştir.

    Maliye Bakanlığı yeniden yapılandırma ile gelir/gider, merkez/taşra olarak parçalı hale getirilmiştir. Merkez birimlerinde görev yapan devlet gelir uzmanlarıyla, taşrada görev yapan gelir uzmanları arasındaki ücret farkı, devlet gelir uzmanları lehine sürekli artarken, gelir uzmanları mağdur edilmeye devam edilmektedir.

    DEVLET GELİR UZMANLARINI MESLEKTE 5 YILINI TAMAMLAMAK KOŞULUYLA SINAVSIZ OLARAK MÜDÜR KADROSUNA ATANMASI DÜZENLEMESİ LİYAKAT İLKELERİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETMEKTEDİR”

    1 Aralık 20023 tarihinde Meclis’te komisyondan geçen torba yasanın 50. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan düzenlemeyle 5 yılını tamamlayan devlet gelir uzmanlarına müdürlük hakkının getirilmesidir. Bu düzenlemenin yasalaşmasını bırakın böyle bir fikrin ortaya çıkması bile iktidarın hukuk normlarından ne kadar uzaklaştığının açık kanıtı olarak tarihe geçecek niteliktedir.

    Kamu idarelerinin yerine getirmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin en iyi biçimde yürütülmesini sağlamak amacıyla gerekli önlemleri almak, kamu yararı ve hizmetin gereklerini gözeterek hareket etmek, idare hukukunun ilkelerindendir. Bu sebepledir ki, hizmetin bilgi ve deneyim yönünden yetişmiş personel istihdam edilerek gördürülmesi, personelin ehliyet ve başarısının tespiti amacıyla meslek içindeki ilerleme ve yükselmelerinde idarelerin adil, objektif, hakkaniyete ve hukuka uygun işlem tesis etmesi esastır. Liyakati belirlemede nesnel ölçütlere yer vermek, idareye eşit durumda olanlar arasında liyakatli olanı seçme olanağı tanımasına karşın, ilgili düzenlemede devlet gelir uzmanlarına meslekte 5 yılını tamamlamak koşuluyla sınavsız olarak müdür kadrosuna atanması düzenlemesi yukarıda açıklanan hususlar sebebiyle kariyer ve liyakat ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.

     Böyle bir düzenleme ile neyin amaçlandığı açıktır. Böyle bir düzenlemenin yasalaşması durumunda yukarıda genişçe yer verilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun kariyer ve liyakat esası ortadan kalkacaktır. Daha açık bir ifadeyle mesleğe bin bir emekle giren Gelir uzmanlarının kariyer yapmaları fiilen imkansız hale gelecek, kendi sınıfları içinde yükselmelerinin önü kapanacaktır. Buradan bir kez daha altını kalın çizgilerle çizerek belirtmekte fayda görüyoruz. Gelir uzmanlığı unvanı daha başlangıçta ‘kariyer meslek’ olarak ihdas edilmiş ve mesleğe ilk girenler vergi denetmenleri ile aynı yazılı sınavlara girdikleri halde, haksız mülakat sonuçlarına göre gelir uzmanlığı unvanına atanmışlardır. Devamında 2011 yılında çıkarılan ve mali hükümleri Anayasa Mahkemesi’nce İptal edilen 666 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile Gelir Uzmanlarının yaşadıkları mağduriyet daha da ağırlaşmıştır. Bütün bu haksızlık ve hukuksuzluklar yetmezmiş gibi, bahsi geçen bu düzenlemeyle kurumda kariyer yapma imkanları da imkansız hale getirilmektedir.

    YAŞANAN HUKUKSUZLUĞUN DEVAMINDA ISRAR EDİLMESİ DURUMUNDA MEŞRU DİRENİŞİ ÖRGÜTLEYECEĞİMİZİ KAMUOYUNUN BİLGİSİNE SUNUYORUZ”

    Buradan sizlerin aracılığıyla bir kez daha bu haksız ve hukuksuz düzenlemeyi yapanlara sesleniyoruz. Gelir İdaresi Başkanlığında çalışma barışını daha da derinleştirecek bu düzenlemeden derhal vazgeçin ve mesleğe bin bir zorlukla giren gelir uzmanlarının yaşadıkları mağduriyeti ortadan kaldırmak için; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda Merkez- Taşra ayrımına son verin. Gelir uzmanlığının görev tanımını yaparak, kariyer meslek olarak tanımlayın. Gelir uzmanlarına inceleme yetkisinin verilmesi için yasal düzenlemeleri yapın.

    Son söz olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonrada sürecin yakın takipçisi olacağımızı, yaşanan hukuksuzluğun devamında ısrar edilmesi durumunda hukuki girişimlerin yanında iş yerlerimizden başlayan fiili ve meşru direnişi örgütleyeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”

     

     

  • MUDANYA BELEDİYE BAŞKANI TÜRKYILMAZ’DAN DEPREM AÇIKLAMASI

    MUDANYA BELEDİYE BAŞKANI TÜRKYILMAZ’DAN DEPREM AÇIKLAMASI

    Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, 5.1 ve 4.5 büyüklüğünde merkez üssü Mudanya olan depremin ardından belediyenin boşaltılan ana hizmet binası ile ilgili açıklama yaptı.

    Bu süre içerisinde belediye hizmetlerinin aksamaması adına çalışmaların diğer ek hizmet binalarında devam edeceğini kaydeden Başkan Türkyılmaz’ın açıklaması şöyle:

    “Mudanyalı hemşehrilerimizden de bu konuda anlayış bekliyor, çalışmalarımızı sürdüreceğimiz ek hizmet binalarımıza müracaat etmelerini rica ediyoruz. Depremin kuşkusuz en çok zarar verdiği bina, 1976 yılında yapılan ve geçmişte güçlendirme de yapılmış olan belediye ana hizmet binamız oldu.  Bursa Teknik Üniversitesi’nin desteğiyle Hızlı Tarama ile bina tespitine başladık.

    Ana hizmet binamız 1999 depremi öncesi yapılardan olması ve risk puanı yüksek olması sebebi ile bu projemiz kapsamında Hızlı Tarama Testi yapılacak öncelikli binalarımızdan biriydi. Bu süreçte belediye binası için yeni yer arayışına girdik ve yeni belediye binamızı Çağrışan mahallemiz için hazırladığımız Çağrışan- Göynüklü Uygulama İmar Planlarında ‘belediye hizmet alanı’ olarak ayırdığımız alanda yapmayı planladık. Yine bu süreçte Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı ile koordineli Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde Mudanya’nın sahip olduğu afet potansiyelini belirlemek için sıvılaşma riskinin en yüksek olduğu mahallelerimizden biri olan Siteler mahallemizden başlamak üzere mikrobölgeleme çalışmasını başlattık. Kentsel Tasarım Müdürlüğümüz tarafından alt yapı çalışmaları tamamlandı. Siteler Mahallesi 76.60 hektar alanda mikrobölgeleme çalışması için ihale dosyamızı hazırladık.”

    Mudanya Belediyesi olarak uzmanların yaptığı açıklamaları dikkate alarak, ilçe genelindeki mevcut yapı envanterinin deprem risk seviyelerinin tespit edilmesi için ‘Hızlı Tarama Yöntemi’ başvurularını da almaya başladıklarını belirten Başkan Türkyılmaz, “Öncelikli olarak Burgaz, Eğitim, Siteler, Yalı Mahalleleri ve Ömerbey Mahallesi Demirhane bölgesinde ücretsiz olarak uyguladığımız çalışma için başvurular, Mudanya Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü’ne yapıldı. Marmara Bölgesi’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Deprem ne yazık ki yaşamımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Ancak bu gerçekle yaşamanın en önemli yolu, hazırlıklı olmak. Bu zorlu gerçekle yüzleşirken, siyasi ve bireysel rant elde etmek yerine dayanışma içinde olmalıyız. Hep birlikte hareket ederek, olası bir felaketi en az hasarla atlatmak için çaba göstermeliyiz. Önceliğimiz, yeni belediye binasını Mudanyamıza kazandırmak, depreme karşı dirençli ve güvenli bir kent yaratmak. Bunun için bilim ne diyorsa onu yapacağız. Hepimize tekrar geçmiş olsun” dedi.

  • CHP ÇATALCA İLÇE BAŞKANI MEHMET ÇOBAN, ÇATALCA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OLDU

    CHP ÇATALCA İLÇE BAŞKANI MEHMET ÇOBAN, ÇATALCA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OLDU

    CHP Çatalca İlçe Başkanı Mimar Mehmet Çoban, Çatalca Belediye Başkan aday adaylığı başvurusunda bulundu. Çoban, Çatalca’nın geleceği ve sosyal demokrat belediyecilik anlayışını tekrar iktidar yapma hedefiyle adaylık sürecine girdiğini belirtti. Diğer aday adaylarını da sahneye davet eden Çoban, “Çatalca’yı AKP’nin elinden alacağız” dedi.

    CHP Çatalca İlçe Başkanı Mimar Mehmet Çoban, Çatalca Belediye Başkan aday adayı oldu. Çoban, açıklamasında AKP iktidarına yönelik eleştirilere ve Çatalca’da değiştirilmesi gereken noktalara değindi. AKP’nin 20 yıllık iktidar sürecinde ülkeye verdiği zararları vurgulayan Çoban, adaletsizlikleri ve demokratik hakların kısıtlanmasını eleştirdi. Çoban, Çatalca için planlı yapılaşma, tarımın korunması, gençlerin istihdamı ve toplumsal mutabakat vaatlerini söyledi. 

    İMAMOĞLU’NA ÇAĞRI

    Çoban, adaylık açıklamasında Çatalca’nın karşılaştığı sorunlara çözüm önerileri sunarken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çatalca’ya sunduğu desteklere de vurgu yaptı. İmamoğlu’nun Çatalca’ya sunduğu katkıları anlatan Çoban, mazot desteği, yem, gide, tohum, tarımsal araç desteğiyle çiftçiye verilen desteğe, AKP döneminde yapılmayan altyapı çalışmaları, doğal gaz ve Yuvam İstanbul projelerine teşekkür etti.

    “KÜSKÜNLÜKLERİ KENARA BIRAKTIK”

    Çoban, ilçe başkanı adaylığını düşündüğü an küskünlükleri bir kenara bıraktığını, birlik ve güçlü olmanın önemine değindi.
    Birlik olmanın önemine dikkat çeken Çoban, Çatalca’nın yaşanabilir bir şehir olması, tarım alanlarının korunması, gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi ve belediyecilikte toplumsal mutabakatın
    sağlanması için aday olduğunu ifade etti.

    “AKP İLE KENT YAĞMASININ NE OLDUĞUNU GÖRDÜK”

    Çatalca’daki için vaatlerini sıralayan Çoban, ilk önce Çatalca’nın yağmalanmasına dur demek için çalışacağını belirtti. Çoban’ın vaatleri arasında halkın iktidarı ve toplumsal mutabakat, gençlerin geleceği ve tarımın desteklenmesi, kaçak yapılara ve imar düzenine geçit verilmemesi, gibi başlıklar öne çıktı. Çoban, “Bizler AKP ile kent yağmasının ne olduğunu gördük. Gökdelenlerle tanıştık. Daracık yollarda kendi yandaşları para kazansın diye yüksek yüksek ucube binalar yaptırdılar” dedi.

    VAATLERİNİ SIRALADI: YAĞMA DÜZENİNE DUR DİYECEĞİZ

    Çatalca’nın İstanbul’un en fazla kaçak bina yapılan ilçesi konumuna geldiğine dikkat çeken Çoban, şu vaatlerde bulundu:

    “Biz Çatalca’daki bu yağmaya dur diyeceğiz. İnsanların konut yapma ihtiyacını gidermek için elbette imara açacağız. Planlı bir şekilde ruhsatlı bina yapmalarını sağlayacağız. Çatalca’mıza yeni yerleşim merkezleri kazandıracağız. Yeni cazibe merkezleri oluşturacağız. Çatalca‘da yaz ve kış turizmine yönelik yatırımlar yapacağız. Yatırımcılara yardımcı olacağız. Ama tarım alanlarını da koruyacağız.”

    “BİZİM KAVGAMIZ AKP İLE”

    Konuşmasının sonunda tüm rakiplerini de sahneye çağırarak ellerini havaya kaldıran Çoban, şunları söyledi:

    ” Yol arkadaşlarımızı kötülemek, onlara meydan okumak doğru değildir, olmamalıdır. Ben asla bu tavır içerisinde olmayacağım. Diğer belediye başkan aday adayı arkadaşlarımın da benimle aynı tavır içerisinde olacağına inanıyorum. Bizim kavgamız AKP iledir. AKP ile mücadelemizi kararlı, yüksek sesle cüretkâr ve meydan okuyan bir tarzda yapmalıyız. Örgüt olarak ayağa kalkmalıyız.”

    “SON NEFESİME KADAR MÜCADELE EDECEĞİM”

    İlçe başkanlığı döneminde yaptığı çalışmaları hatırlatan Çoban, bu dönemde CHP üye sayılarının artırıldığını, toplumsal mutabakatın sağlandığını, İBB’nin de desteğiyle yüzlerce vatandaşa istihdam sağlandığını ve bahanelerin arkasına saklanmadıklarını belirtti. Çatalca’daki iddiasının altını çizen Çoban, “Çatalca’yı kazancağız ve bir daha vermeyeceğiz” dedi. Çoban, “Çatalca’yı almak için son nefesime kadar mücadele edeceğim” ifadelerini kullandı.

     

     

     

  • İSTANBUL KARTAL BELEDİYESİ’NDEN ZEKİ MÜREN’E AHDE VEFA GECESİ

    İSTANBUL KARTAL BELEDİYESİ’NDEN ZEKİ MÜREN’E AHDE VEFA GECESİ

    Türk Sanat Müziği’nin unutulmaz ismi Zeki Müren, İstanbul Kartal Belediyesi tarafından düzenlenen bir konser programıyla anıldı.

    Soğanlık Kültür Merkezi sahnesinde gerçekleşen anma etkinliğinde Türk Sanat Müziği’nin sevilen sanatçısı Nurcan Başpınar sahne aldı. Zeki Müren’in, ‘Şimdi Uzaklardasın, Mihrabım Diyerek, Bir Demet Yasemen, Elbet Bir Gün Buluşacağız’ gibi sevilen şarkılarını seslendiren Nurcan Başpınar, Zeki Müren’in Kartal anılarını da izleyicilerle paylaştı.

    Sanatçı Nurcan Başpınar, konserde unutulmaz sanatçı Zeki Müren’in Kartal’da geçen ve çok bilinmeyen bir hikâyesini de izleyiciler ile paylaştı. Usta sanatçının gençlik yıllarında Yakacık’a sık sık doğa yürüyüşleri yapmaya geldiğini ve Yakacık’ı çok sevdiğini belirten sanatçı, ‘Bir Demet Yasemen’ şarkısının hikâyesini şu sözlerle anlattı; “Zeki Müren, yine böyle bir Yakacık gezisinde, bir demet yasemen toplar. Gezisinden sonra, yaşadığı şehir Bursa’ya dönebilmek için Kartal’dan vapura biner. Vapurda seyahat ederken, çocukluk aşkına denk gelir. Fakat aşık olduğu kadın artık evlenmiştir. Çok üzülür. O an, lise yıllarında büyük aşkına topladığı yasemen çiçekleri aklına gelir. Yol boyunca onu düşünür. Ve o vapurda, hepimizin bildiği o eseri kaleme alır; ‘Bir Demet Yasemen, Aşkının Tek Hatırası…’

    ÖZGÖN: “MÜREN TÜRK MZİĞİNİ’NİN EN ÖNEMLİ SİMGELERİNDENDİR”

    Konser programının sonunda, Başkan Yardımcısı Olcay Özgön, sanatçı Nurcan Başpınar’a bir teşekkür çiçeği takdim etti. Özgön, sanatçıya teşekkürlerini sunarak, “Zeki Müren, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda Türk kültür ve müziğinin önemli bir simgesi olmuştur. Onun eşsiz sesi, duygusal şarkıları ve benzersiz sahne performansları, müzik tarihimize damgasını vurmuş, unutulmaz bir miras bırakmıştır. Bugün burada, bu mirası yaşatmak ve Zeki Müren’i anmak için bulunuyoruz. Sanatın evrensel dilinde buluştuğumuz bu gecede, Zeki Müren’in unutulmaz şarkılarına Nurcan Başpınar’ın dokunuşuyla tanıklık ettik. Kendisinin Zeki Müren’in mirasını bu kadar güçlü bir şekilde taşıması, bizlere unutulmaz bir müzik ziyafeti yaşattı. Gösterdiğiniz ilgi ve sevgi için hepinize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • KAMER GENÇ’LE 20 YIL BOYUNCA ÇALIŞAN İSMAİL ASLAN, PERTEK BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI İÇİN CHP’YE BAŞVURDU

    KAMER GENÇ’LE 20 YIL BOYUNCA ÇALIŞAN İSMAİL ASLAN, PERTEK BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI İÇİN CHP’YE BAŞVURDU

    Tunceli’nin en sevilen ve unutulmaz siyasetçilerinden Kamer Genç ile 20 yıl boyunca çalışan İsmail Aslan, memleketi Tunceli’nin Pertek ilçesinin Belediye Başkan adayı olmak için CHP’ye başvurdu. Aslan, “Doğup büyüdüğüm bu topraklara umut olacağımdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. En iyisini birlikte yapacağız. Toplumun vicdan terazisine güveniyorum ve kendimi size emanet ediyorum” dedi. 

    İsmail Aslan, dün CHP Pertek İlçe Başkanlığı’na giderek belediye başkan aday adaylığı başvurusunu İlçe Başkanı Abidin Erdoğan’a teslim etti. Saydam ve katılımcı yönetimi, hesap verebilirlikle birleştireceğini anlatan İsmail Aslan, özellikle ilçede doğaya duyarlı yatırımı teşvik ederek gençlerin il dışına göçünü önleme sözü verdi. Aslan şunları söyledi: 

    “Değerli dostlarım, değerli arkadaşlarım; Bugün toplanmamızın amacı; doğup büyüdüğümüz bu topraklara hizmet etmek ve özlenen belediyecilik anlayışını geri getirmek amacıyla aldığım kararı sizlerle paylaşmaktır.   

    “BENİ SİYASETLE BULUŞTURAN KAMER GENÇ’TİR” 

    Pertek’te 1971 yılında doğdum. Çocukluğumu, gençliğimi bu topraklarda yaşadım. Memleketimden hiç kopmadım. Gençliğimde siyasetle tanıştım. Beni siyasetle buluşturan ve hayatımda çok önemli bir yere sahip olan kişi rahmetli Sayın Kamer Genç’tir. Kendisiyle kesintisiz 20 yıl boyunca resmi olarak çalıştım. Anısı önünde saygıyla bir kez daha eğiliyorum. Yolu yolumdur. Onun bizlere bıraktığı misyonu ömrümün sonuna kadar taşıyacağım. Vefatının ardından 7 yıl boyunca CHP Grubu’nda çalıştım. Bu sayede 7. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile yakın çalışma fırsatı buldum. Kendilerinden çok büyük siyasi tecrübeler edindim. Kendilerine buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi de bu siyasi birikimlerimle beraber ilçemizi en ileriye taşımak için burada sizlerleyim. 

    “YÜREĞİM HER ZAMAN PERTEK’TE İDİ” 

    Ben tüm yaşamım boyunca Pertek’ten hiç ayrılmadım. Yüreğim her zaman Pertek’te idi. Bütün gücümle şu ana kadar yaptığım gibi memleketime, hemşehrilerime hizmet etmek istiyorum. Bugüne kadar TBMM’de çalıştığım süre içerisinde bana toplumumuzdan gelen tüm talepleri elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım. Bu konuyu halkımızın takdirine sunuyorum. 

    Cumhuriyet felsefesinin ışığında; demokrasi, özgürlük, barış, insan haklarını korumak ve halkımızın refah düzeyini yükseltmek için Pertek Belediye Başkanlığına aday olmaya karar verdim.   

    “HERKESE HESAP VERECEĞİMDEN ŞÜPHENİZ OLMASIN” 

    Aday olmam ve sizlerin onayıyla belediye başkanı seçilmem halinde Pertek’imizin; herkesin birbirine güler yüzle bakabildiği, dayanıştığı, hatırını sorduğu, mutlu insanların yaşadığı bir şehir olacağına söz veriyorum. Şeffaf yönetimle birlikte kültürel dokumuza uygun olarak herkese hesap vereceğimden şüpheniz olmasın. 

    BAŞKAN SEÇİLİRSE YAPACAKLARINI SIRALADI 

    Bu süreçte başaracağıma inandığım birkaç başlığı sizlerle paylaşmak istiyorum:

    1) Bereketli doğamızı üretime dönüştüreceğiz

    2) Zenginliğimizi adil bölüşeceğiz

    3) Sosyal yaşamımızı zenginleştireceğiz

    4) Yeşil doğamızı, çevreyi düzenleyerek güzelleştirilip koruyacağız

    5) Eğitim, kültür ve sağlık alanlarının kalkınması için katılımcılık sağlayacağız

    6) Temsil edilme, şeffaflık ve hesap verme ilkeleri ile yönetim süreçlerinde demokratik katılımı sağlayıp toplumla birlikte yönetimi sağlayacağız.

    7) Gençlerimiz için belediyemizin öncülüğünde istihdama dönük yatırım projeleri geliştirerek memleketimizi terk etmelerinin önüne geçeceğiz. 

    “EN İYİSİNİ BİRLİKTE YAPACAĞIZ. TOPLUMUN VİCDAN TERAZİSİNE GÜVENİYORUM” 

    Sonuç olarak; Aday olan arkadaşlarıma başarılar dilemekle beraber hizmet yarışında en önde olacağıma inancım olmasaydı şu an burada olmazdım. Doğup büyüdüğüm bu topraklara umut olacağımdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. En iyisini birlikte yapacağız. Toplumun vicdan terazisine güveniyorum ve kendimi size emanet ediyorum. Pertek Belediye Başkanlığı’na şu andan itibaren resmen adayım. Hepimize hayırlı uğurlu olsun. Saygılarımı sunuyorum.”

     

     

  • GAMZE TAŞCIER’DEN DEPREM BÖLGESİNE YÖNELİK SAĞLIKTA KATILIM PAYI KARARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA: “YURTTAŞLARIMIZ SAĞLIK HİZMETİ ALIRKEN, DOĞAL AFET PROVİZYON KODUYLA KENDİLERİNDEN KATILIM PAYI ALINMAYACAK”

    GAMZE TAŞCIER’DEN DEPREM BÖLGESİNE YÖNELİK SAĞLIKTA KATILIM PAYI KARARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA: “YURTTAŞLARIMIZ SAĞLIK HİZMETİ ALIRKEN, DOĞAL AFET PROVİZYON KODUYLA KENDİLERİNDEN KATILIM PAYI ALINMAYACAK”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Kabine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gamze Taşcıer, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) deprem bölgesindeki vatandaşlardan sağlıkta katılım payı alınmaması uygulamasını 30 Nisan 2024 tarihine kadar uzatma kararıyla ilgili “Bu kararla birlikte, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde yaşayan yurttaşlarımız sağlık hizmeti alırken, doğal afet provizyon koduyla kendilerinden katılım payı alınmayacak ve deprem bölgesindeki eczaneler için zorunlu statik IP uygulaması da ertelenmiş olacak. Böylece çok zor koşullarda halk sağlığı için hizmet vermeyi sürdüren eczanelerimiz çalışmayı sürdürebilecekler” dedi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Kabine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gamze Taşcıer, SGK’nin deprem bölgesindeki vatandaşlardan, sağlık hizmetlerinde katılım payı alınmaması uygulamasını uzatmama kararından geri adım attığını duyurdu. Taşcıer, konuyla ilgili şu yazılı açıklamayı yaptı:

    “Sosyal Güvenlik Kurumu, 6 Şubat depremleri sonrası aldığı kararla, afet bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız sağlık hizmeti alırlarken, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı, ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için katılım payı ve tıbbi malzeme katılım payını tahsil etmiyordu. Ayrıca afet bölgesinde bulunan eczanelerin birçoğunun yıkılmış ve kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle ve pek çok eczane hala konteynerde hizmet vermek durumunda kaldığı için zorunlu statik IP uygulamasını da kaldırmıştı. Bu uygulamanın son tarihi 30 Kasım 2023’tü ve maalesef SGK bu kararını uzatmamıştı. Hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’na çağrı yaparak büyük bir yanlış yaptıklarını, depremzede vatandaşlarımızın henüz ayağa kalkamadıklarını, inşaatların henüz tamamlanmadığını, bölgedeki altyapı sorunlarının sürdüğünü, elektrik kesintilerinin devam ettiğini ifade ederek, kararın mutlaka uzatılması gerektiğini ifade etmiştim. Sosyal Güvenlik Kurumu birkaç ildeki depremzedelerden alacağı katılım paylarına mı kaldı diye de sormuştum.

    Başta Türk Eczacıları Birliği olmak üzere meslek örgütleri de benzer çağrılarda bulunmuşlardı. Nihayet çağrılarımız karşılık buldu ve Sosyal Güvenlik Kurumu yaptığı açıklamayla uygulamayı 30 Nisan’a kadar uzattığını duyurdu. Bu kararla birlikte, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde yaşayan yurttaşlarımız sağlık hizmeti alırken, doğal afet provizyon koduyla kendilerinden katılım payı alınmayacak ve deprem bölgesindeki eczaneler için zorunlu statik IP uygulaması da ertelenmiş olacak. Böylece çok zor koşullarda halk sağlığı için hizmet vermeyi sürdüren eczanelerimiz çalışmayı sürdürebilecekler.”

     

     

  • BAŞKAN TARHAN “BAŞARILI BİR ÇALIŞMA POLİTİKASI YÜRÜTTÜK”

    BAŞKAN TARHAN “BAŞARILI BİR ÇALIŞMA POLİTİKASI YÜRÜTTÜK”

    31 Mart 2024 yılında gerçekleşecek yerel seçimler öncesi ‘Belediye Başkanlığı Aday Adaylık’ başvurusunda bulunan Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, belediye hizmet binasına girişinde personellerin sevgi gösterileriyle karşılandı.

    Projeleriyle ve çalışma kadrosuyla Türkiye’de herkesin örnek gösterdiği bir belediye haline geldiklerini dile getiren Başkan Tarhan, şunları söyledi:

    “10 yıl beraber yürüdük. Elimden geldiğince çalışan arkadaşlarımı ekonomik anlamda ezdirmemeye özen gösterdim. Yine önümüzdeki günlerde yapacağımız toplu sözleşmede yine Türkiye’de en çok ücreti veren belediye olacağız. Çünkü bu sizin hakkınız. Belediye kadromuz ve halkımız ile birlikte Mersin’de örnek bir belediye olduk. Mezitli Belediyesi artık Türkiye biliyor hatta dünya konuşuyor. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, liyakate önem vererek, tüm personelin alın terinin karşılığını ödeyerek çok başarılı bir çalışma politikası yürüttük ve yürütmeye devam edeceğiz. Çalışmalarımızda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Güçlü yarınlarla yine beraber olacağımıza inanıyorum”

     

     

     

  • ERHAN ADEM’DEN DEPREM BÖLGESİNDE NARENCİYE ÜRETİCİSİNE 1 TL DESTEĞE TEPKİ: “DEPREM ALTINDA EZİLMİŞ ÜRETİCİMİZİ İKİNCİ BİR DEPREMDE BIRAKIYORSUNUZ”

    ERHAN ADEM’DEN DEPREM BÖLGESİNDE NARENCİYE ÜRETİCİSİNE 1 TL DESTEĞE TEPKİ: “DEPREM ALTINDA EZİLMİŞ ÜRETİCİMİZİ İKİNCİ BİR DEPREMDE BIRAKIYORSUNUZ”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın deprem bölgesindeki narenciye üreticilerine kilo başı 1 TL destek verdiğini belirterek “Deprem altında ezilmiş üreticimizi ikinci bir depremde bırakıyorsunuz. Bizim belediyelerimiz bir çalışma yaptı; narenciyeyi alacak ihtiyacı olan ailelere dağıtacak. Bunu Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yapması gerekir. Mutlaka TMO’nun alım yapıp ikinci bir depremi yaşayan çiftçilerimizi bu zarardan kurtarması gerekiyor” dedi.

    CHP Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, deprem bölgesindeki narenciye üreticilerine kilo başı 1 TL destek verilmesine ilişkin açıklama yaptı. Adem, şunları kaydetti:

    “15 gün önce deprem bölgesindeki Hatay ziyaretimizde, narenciye üreticileriyle bir araya geldik. Maalesef narenciye üreticimiz alıcı bulamamaktan şikayetçi. Maliyeti 5 lira olan mandalinayı, 2 liraya satamamaktan şikayetçi. Biz bunun üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı’na seslendik. Dedik ki ‘Vereceğiniz destekleme 2 buçuk liranın altı olmamalı kilo başına’ ama geçtiğimiz pazar günü verilen ve Resmi Gazete’de tebliğ edilen miktara göre; narenciye üreticisine 1 TL kilo başına destek veriyor.

    Bu kurtarmaz, deprem altında ezilmiş üreticimizi ikinci bir depremde bırakıyorsunuz. Bizim belediyelerimiz bir çalışma yaptı; narenciyeyi alacak ihtiyacı olan ailelere dağıtacak. Bunu Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yapması gerekir. Mutlaka TMO’nun alım yapıp ikinci bir depremi yaşayan çiftçilerimizi bu zarardan kurtarması gerekiyor.”

  • YEMEK ZAMLARI, ARTAN KİRALAR, YURT ÜCRETLERİ İLE YAŞAMLARI ZORLAŞAN ÜNİVERSİTELİLER DERTLİ: “İKİ SENE ÖNCE YEMEKHANE ÜCRETLERİ 2,5 -4,5 LİRAYDI ŞİMDİ 45 TL”

    Haber: DİLAN KUTLU/ Kamera: ÜNAL AYDIN 

    Üniversitelerin yemek zamları, artan kiralar ve yurt ücretleri ile her geçen gün pahalılaşan hayat şartları yaşamlarını zorlaştırıyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi son sınıf öğrencisi Arda Çelik, yemek ücretlerinin arttığına ve porsiyonların da az olduğuna dikkat çekerek, “Besinlerin kalitesi, porsiyonlar yeterli değil. İki sene önce yemekhane ücretleri 2,5- 4,5 liraydı. Şimdi toplamda her gün için 45 TL gibi bir maliyet çıkıyor” diyerek yemek ücretlerini bile karşılamakta zorlandıklarını söyledi. Siyasal Bilgiler Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Mert Görkem Atıcı ise, “Okula ilk geldiğimde kaymakam olmak istiyordum alımlarda siyasi iktidara yakın ya da iktidar ortağı olan partilerin gençlik kollarından alım yapıyorlar. Böyle bir düzende nasıl devlet işine gireceğim bilemiyorum” diye konuştu.

    Pahalılaşan hayat şartları en çok üniversite öğrencilerini de etkiliyor. Artan kiralar ve yurt ücretleri karşısında gıdadaki pahalılıkla beraber hayat öğrenciler için çıkmaz bir duruma sürükleniyor. Ankara’da ortalama bir evin kirası 7- 8 bin liraları bulurken öğrenciler bir araya gelerek kiralayabildikleri evlerde üç- beş kişi bir arada kalıyor. Beslenme, yemekhane ücretleri ve ulaşımda dahil edildiğinde öğrencilerin bir çoğu geçinemiyor.

    Ankara Üniversitesi, 10 milyar 603 milyon 802 bin liralık bütçe ödeneğiyle üniversiteler arasında ikinci sırada yer alırken, öğrenciler, ayrılan ödeneğin eğitime ve öğrencilerin haklarına yönelik kullanılmamasından yakınıyor.

    Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi Fakültesi Kamu Yönetimi son sınıf öğrencisi Arda Çelik ANKA Haber Ajansı’na şöyle konuştu:

    “Maddi sıkıntılar var. Çalışıp okumaya çalışan arkadaşlarımız da var. Bu zor bir süreç, hem çalışacaksın hem okuyacaksın. Bu akademik hayatın kendisini de etkiliyor. Bu barınma sorunu çok yakıcı bir sorun olarak çıktı. 8 bin 9 bin bandında kiralar. Temel ihtiyaçları da kattığımızda asgari ücretin üstüne çıkan bir meblağı görüyoruz. Hepimizin anneleri babaları çalışıyorlar işçiler veya tarımla uğraşıyorlar. Burada ailelerimize yük olmanın bir vicdani rahatsızlığı da var. Bunların hepsi geleceğe karşı kayıtsızlaşan ve güvenini yitiren üniversite öğrencilerini oluşturuyor.

    “8 BİN TL’DEN AŞAĞI KİRA BULMAK ZOR”

    8 binden aşağı kira bulmak çok zor. Bu da dolayısıyla ortak evleri getiriyor. Sadece kirayla bitmiyor, faturalar var. Bazı binalarda aidat sorunları yaşanıyor. Bunların hepsine göre 12-13 bine kadar çıkıyor kiralar. Burada kira önemli bir faktör oluyor.

    Üniversitenin yemekhanesinde öğle yemeklerinin 15, akşam yemeklerinin ise 30 TL olduğunu belirten Çelik, “Toplamda her gün için 45 TL gibi bir maliyet çıkıyor. Besinlerin kalitesi yeterli değil, porsiyonlar yeterli değil. En temel hakkımız olarak ücretsiz yemeği, kaliteli yemeği talep ediyoruz. Ankara Üniversitesi en büyük bütçeye sahip üniversitelerden birisi başka gider kalemleri çok daha uygulanırken yemekhaneye indirim gibi bir faaliyet yok. İki sene önce yemekhane ücretleri 2,5- 4,5 liraydı” dedi.

    “AİLELER BİR AN ÖNCE ‘DEVLET MEMURU OL’ DİYOR AMA MEMUR OLMANIN DA FARKLI KRİTERLERİ VAR”

    Akademik çalışmalara bütçe ayrılmadığını ancak yöneticilerin lüks araçlara bindiğini belirten Arda Çelik’in işsizlik kaygısı da her genç gibi fazla. Çelik, “Aileler, ‘bir an önce mezun ol. Mümkünse devlet memuru ol, bir işin olsun’ diyor. Memur olmanın da farklı kriterleri var. Bir şekilde tanıdıklarınızın olması gerekiyor. Mülakat sistemi çok yakıcı bir sorun. İşsiz kalmanın normalleştiği ve doğallaştığı birkaç yıl boyunca KPSS’ye hazırlandığımız farklı sınavlara girdiğimiz bir süre. Yani bir üniversite mezunu için iki üç sene işsiz kalmak artık sorun değil. Normal karşılanan bir durum” diye konuştu.

    “ÇALIŞIYORUM, HAFTADA 550 TL ALIYORUM”

    Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik 3. sınıf öğrencisi Sinem Kaplan ise barınma sorununa dikkat çekiyor. Geçimini tarımdan sağlayan 4 çocuklu bir ailenin çocuğu Kaplan okurken çalışıyor da… Sınavlarla beraber çalışmanın da zor olduğuna dikkat çeken Kaplan ANKA’ya şöyle konuştu:

    “Üç yıldır Ankara’ya geldim, geldiğimden beri büyük bir barınma sorununun içerisindeyiz. Deprem sonrasında öğrencilerin yurttan çıkarılması, tekrar dönen öğrencilerin yurda yerleşememesi çok büyük bir sorundu bizim için. Ekonomik kriz vesilesiyle çevremdeki arkadaşlarım geçinemiyor. Biz çalışmak zorunda kalıyoruz. Ben de hafta sonları çalışıyorum. Yarı zamanlı çalışıyorum ama tek çalışırsam 550 lira iki kişi çalışırsam 450 lira alıyorum. Haftada iki gün bu bile yetmiyor. Kitap ücretleri çok pahalı, fotokopi… Hepsi çok pahalı” diye konuştu.

    “BABAM HANGİMİZE GÖNDERECEĞİNİ ŞAŞIRIYOR”

    Vize haftasıydı, sınavlarıma vakit ayırmak çok güç oldu. Günde 3-4 sınava girdim. İşten çıkıp gece saat 12.00’de yurda geçip yurtta dinlenme aşamasında sınavlara çalışıyorum. Çalıştığım halde yine kötü geçen birçok sınavım oldu. Özel yurtta kalıyorum. 3 bin 500 TL veriyorum yurduma. Babamdan çok almamaya çalışıyorum çünkü 4 kardeşiz babam hangimize göndereceğini şaşırıyor açıkçası.

    “15 TL YEMEK ÜCRETİ UCUZ GELEBİLİR AMA BU OKULUN BİR GEÇMİŞİ VAR”

    Ben İletişim Fakültesi’ne girdiğimde biz yemek ücreti olarak 1,5 lira ödüyorduk. Şimdi öğle yemeklerine 15 lira veriyoruz. Şu anda dışarıdaki yemek fiyatlarına göre çok ucuz gelebilir ama okulun bir geçmişi var. Bazı arkadaşlarımızın yurtlarında akşam yemeği yok.”

    “CAN GÜVENLİĞİ SORUNUMUZ VAR, ARKADAŞLARIMIZ İNTİHAR EDİYOR”

    Siyasal Bilgiler Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Mert Görkem Atıcı ise kiraların pahalılığı nedeniyle ailesinin yanında kalıyor, ayrı eve çıkamamış, ANKA’ya konuşan Atıcı şunları söylüyor:

    “En başında barınma sorunu geliyor. Eve çıkacak birisinin ödeyeceği kira çok fazla. Asgari ücret 11 bin 500 olduğu bir ülkede en az 10 bin liradan başlıyor kiralar. Bunun dışında can güvenliği meselesi var üniversitelerde arkadaşlarımız intihar ediyorlar.

    “KAYMAKAM ALIMLARINI İKTİDARA YAKIN GENÇLİK KOLLARINDAN YAPIYORLAR”

    Ben ailemle birlikte kalıyorum. Dördüncü sınıftayım seneye mezun olacağım ama nasıl bir hayat kuracağım önümü göremiyorum. İş bulabilecek miyim? Çünkü ülkede liyakatsizlik var. Kaymakam alımlarına bakıyorum, okula ilk geldiğimde kaymakam olmak istiyordum alımlarda siyasi iktidara yakın ya da iktidar ortağı olan partilerin gençlik kollarından alım yapıyorlar. Böyle bir düzende nasıl devlet işine gireceğim bilemiyorum.

    Fotokopi dahil çok pahalı. Kitaplar aldı başını gidiyor. Ortalama 250-350 arası değişen fiyat bandı var. Bir arkadaşımız alıyor ortak bakıyoruz ya da fotokopisini çektiriyor, o şekilde hallediyoruz.”