Blog

  • TÜİK: AYLIK VE YILLIK EN YÜKSEL REEL GETİRİYİ KÜLÇE ALTIN SAĞLADI

    TÜİK: AYLIK VE YILLIK EN YÜKSEL REEL GETİRİYİ KÜLÇE ALTIN SAĞLADI

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kasım ayında, finansal yatırım araçlarından aylık ve yıllık en yüksek reel getiriyi külçe altın sağladı.

    TÜİK, kasım ayı finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını bugün açıkladı. Buna göre aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,47, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde de yüzde 2 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

    DOLAR, BİST 100 VE DİBS KASIMDA YATIRIMCISINA KAYBETTİRDİ

    Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yatırım araçlarından euro yüzde 2,27 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken dolar yüzde 0,02, mevduat faizi (brüt) yüzde 0,54, BIST 100 endeksi yüzde 4,90 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 5,85 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde euro yüzde 1,80 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken dolar yüzde 0,47, mevduat faizi (brüt) yüzde 1, BIST 100 endeksi yüzde 5,34 ve DİBS yüzde 6,27 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

    BIST 100 ENDEKSİ 6 AYDA EN YÜKSEK REEL GETİRİ SAĞLAYAN YATIRIM ARACI OLDU

    Külçe altın 3 aylık değerlendirmede Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 1,14 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,06 oranında yatırımcısına kaybettirdi. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 22,36, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 24,82 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. 6 aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 29,31, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 23,12 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 43,43, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 46,13 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı olarak gerçekleşti.

    DİBS YATIRIMCISINA YILLIK DA KAYBETTİRDİ

    Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 25,48, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 10,19 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 21,16, euro yüzde 14,64 ve dolar yüzde 8,18 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken mevduat faizi (brüt) yüzde 19,37 ve DİBS yüzde 47,49 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 6,40 ve euro yüzde 0,67 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken dolar yüzde 4,99, mevduat faizi (brüt) yüzde 29,19 ve DİBS yüzde 53,88 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

  • TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’NDEN KONAK’A İKİ ÖDÜL BİRDEN

    TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’NDEN KONAK’A İKİ ÖDÜL BİRDEN

    Konak Belediyesi’nin tarihi binasını restore ederek İzmir kültür ve sanat yaşamına kazandırdığı Sanathane Gösteri Sanatları Merkezi ile TCDD Kemer İstasyonunun hangar binasının restorasyonu sonrası hizmete açılacak olan İztasyon Mimarlık ve Etkinlik Merkezi projesi, Tarihi Kentler Birliği’nin Süreklilik Ödülü’nü aldı. Başkan Batur, tarihi yapıları ayağa kaldırarak kent yaşamına yeniden dahil ettiklerini ifade ederek, “Restorasyon çalışmaları hem tarihe saygı, hem kentin sosyal kültürel hayatına önemli bir katkı” dedi.

    Konak Belediyesi, Tarihi Kentler Birliğinin bu yıl 22’ncisini düzenlediği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışmasında iki ödüle layık görüldü. 37 belediyenin 76 projeyle katıldığı yarışmanın Süreklilik Ödülleri kategorisinde verilen 9 ödülün ikisi Konak’a geldi. Konak Belediyesi’nin İzmir’de sanatın yeni mekanı haline gelen Sanathane Gösteri Sanatları Merkezi ile TCDD Kemer İstasyonunun hangar binasının restorasyonuyla kente kazandırılacak olan İztasyon Mimarlık ve Etkinlik Merkezi Süreklilik Ödüllerini toplayan projeler olarak öne çıktı. Konak’ın tarihi ve kültürel zenginliklerine sahip çıkarak yaşayan mekanlar oluşturduklarını ve kentle buluşturduklarını dile getiren Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, tarihi yapıları ayağa kaldırdıklarını söyledi. Başkan Batur, “3 bin 500’e yakın tescilli binayla İzmir’in en fazla tarihi binasına sahip bir ilçesiyiz. Doğru kararlar vererek, uygun olanlarının restorasyonunu yapıyoruz. Tüm bu çalışmalar aynı zamanda hem tarihe saygı, hem kentin sosyal kültürel hayatına önemli bir katkı” dedi.

    KENTE DEĞER KATAN PROJELER 

    Başkan Batur, ödül alan Sanathane’nin açıldığı günden bu yana İzmir kültür sanat hayatında önemli bir yer tuttuğunu ifade ederken Tarihi Kentler Birliğinden ödül alan bir diğer proje olan İztasyon Mimarlık ve Etkinlik Merkezinin de çok önemli bir proje olduğunun altını çizdi. Çalışmaları İzmir Serbest Mimarlar Derneği ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle yürütülen projenin kente değer katacağını dile getiren Başkan Batur şunları söyledi:

    “Basmane’de, daha önce silahhane olarak kullanılmış atıl durumdaki bir binayı bugün, örnek bir restorasyon çalışmasıyla sanatın merkezi haline getirdik. Sanathane Gösteri Sanatları Merkezimiz açıldığı günden bu yana yaklaşık bir buçuk yıldır açık hava sineması dahil birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Hem restorasyon çalışmamızla hem de binanın sanatı kucaklayan işleviyle Sanathane bizim gurur duyduğumuz işlerimizden biri oldu. Tarihi Kemer Tren İstasyonu’nun hangar binası, 1857 yılında yapılmış bir bina. 795 metrekarelik bir alan, açık alanı da 2 bin 500 metrekare. Hemen yanından İzban geçiyor. Çok güzel bir yapı, çok güzel bir konumda. Mevcut halini mümkün olduğunca koruduğumuz, ödüle layık görülen çok güzel bir proje hazırladık. Bittiği zaman kente çok güzel bir misyon kazandıracak.”

  • BORNOVA BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA İDUĞ’DAN ESNAFA 2024 YILI İÇİN TAVSİYELER

    BORNOVA BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA İDUĞ’DAN ESNAFA 2024 YILI İÇİN TAVSİYELER

    Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, 3. Sanayi Sitesi’nin her ayın ilk çarşamba günü düzenlediği Geleneksel Kuru Fasulye Günü’nde esnafla bir araya geldi. Bornova Belediyesi’nin asfalttan eğitim desteklerine kadar her zaman esnafın yanında olmaya devam edeceğini belirten Başkan İduğ, 2024 yılının çok zor geçeceğini esnafın hazırlıklı olması gerektiğini söyleyerek, iş hayatından edindiği tecrübeler ışığında tavsiyelerde bulundu.

    Sanayi Sitesi Başkanı Yalçın Dönmez’in ev sahipliğini yaptığı Geleneksel Kuru Fasulye Günü’ne katılanlarla sohbet edip işlerinin durumuyla ilgili bilgi alan Başkan İduğ, esnafın ayakta kalmasının önemine dikkat çekti. Herkesin dikkat etmesi gereken en önemli konunun işletme giderlerini kontrol etmek olduğunu söyleyen Başkan İduğ, “Giderlerini kontrol altına alan arkadaşlarımızın 2024 yılında zorlukların üstesinden daha kolay geleceğine inanıyorum” diye konuştu.

    “EN ÖNEMLİ KONU TASARRUF”

    İş yaşamında ayakta kalmak için tasarrufun ön planda tutulduğu bir dönem yaşandığını ifade ifade eden Başkan Mustafa İduğ, “2023 yılında hepimizin giderleri arttı. Satın alma gücümüz düştü.  Bunun için bazı çalışmalar yapmalıyız. Esnafların iş yerlerini birleştirmelerinden bahsediliyor. Evet. Bu da çözüm yolları arasında yer alıyor. Ama en önemli konu tasarruf” dedi.

    TASARRUF ODAKLI BELEDİYE YÖNETİMİ

    Bornova Belediyesi’nde tasarruf odaklı yaptığı çalışmaları anlatan İduğ, “Biz ilk olarak bütün kiralık araçların yerine belediyemiz bünyesine araçlar satın aldık. Bu sayede yılda 350 milyon lira araç kirası ödemiyoruz.  Bu para devlete belediyeye kalıyor. Ayrıca yılda 100 milyona yakın elektrik parası ödüyoruz. Bunun için de bir çalışma başlattık. Güneş enerji sistemi yapıyoruz.  Bu yatırım kendisini 3 senede amorte edecek. Bunun için Avrupa Birliği’nden 500 bin euro fon aldık. Yine 1 Ay önce 110 bin euro Çevre Yeşil Gelecek fonundan yararlandık. Yani hepimizin yapması gereken içinde bulunduğumuz noktada neler yapabiliriz diye düşünmek” diye konuştu.

    ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN BAKIM VE SERVİSİ İÇİN EĞİTİM 

    Başkan Mustafa İduğ, iş arayan insan sayısının fazla olduğunu fakat nitelikli insan bulmanın zor olduğunu da ifade ederek, “Yerel Yönetim olarak biz Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte kurumlar arası iş birliğe yaparak bu konulara temas ediyoruz. 29 Ocak ve 30 Ocak tarihlerinde 2 gün burada AR-GE Merkezinde Elektrikli Otomobil Bakım Ve Servis Konusunda kendisini geliştirmek isteyenlere fırsat vereceğiz. Bu sertifikalı bir çalışmadır” diyerek bilgi verdi.

    Sanayi Sitesi Başkan Yalçın Dönmez de Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ’un esnafın arkasındaki güçlü desteğinden büyük bir memnuniyet duyduklarını belirterek teşekkür etti.

     

     

  • TÜİK: 2021’DE TOPLAM CİRONUN YÜZDE 12,7’Sİ YABANCI KONTROLLÜ GİRİŞİMLERDEN ELDE EDİLDİ

    TÜİK: 2021’DE TOPLAM CİRONUN YÜZDE 12,7’Sİ YABANCI KONTROLLÜ GİRİŞİMLERDEN ELDE EDİLDİ

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2021 yılında toplam cironun yüzde 12,7’si yabancı kontrollü girişimler tarafından elde edildi.

    TÜİK, 2021 yılı yabancı kontrollü girişim istatistiklerini bugün açıkladı. Avrupa İş İstatistikleri’ne, Avrupa Parlamentosu’na ve Konsey Yönetmeliği’ne uygun olarak derlenen istatistiklere göre, yabancı kontrolündeki girişim sayısı 2020 yılında 6 bin 154 iken 2021 yılında 6 bin 111 oldu. Bu girişimlerin toplam cirodaki payı 2020 yılında yüzde 13,8 iken 2021 yılında ise yüzde 12,7 olarak gerçekleşti.

    TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATI YABANCI KONTROLÜNÜN EN YOĞUN OLDUĞU FAALİYET OLDU

    Tütün ürünleri, imalatı 2021 yılında yabancı kontrollü girişimlerin ciro payının yüzde 91,8 ile en yüksek olduğu faaliyet oldu. Yabancı kontrollü girişimlerin ciro payının en yüksek olduğu ikinci faaliyet ise yüzde 46,2 ile sigorta, reasürans ve emeklilik fonları olarak gerçekleşti.

    YABANCI KONTROLLÜ GİRİŞİMLERDE ALMANYA BAŞI ÇEKTİ

    Yabancı kontrollü girişimlerin ülkelere göre dağılımında sayı ve ciro bakımından en büyük paya sahip ülke Almanya, ikinci en büyük paya sahip ülke ise ABD oldu. Yabancı kontrollü 6 bin 111 girişimden bin 25 tanesi Almanya tarafından kontrol edildi. Almanya tarafından kontrol edilen girişimlerin 2021 yılında elde ettiği cironun toplam yabancı kontrollü cirodaki payı yüzde 13,1 oldu. ABD kontrolündeki 698 girişimin toplam yabancı kontrollü cirodaki payı ise yüzde 13,1 olarak gerçekleşti.

  • DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: “AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN ARASINDA BAZI SOMUT GÜVEN ARTIRICI ADIMLARIN ATILMASI KARARINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”

    DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: “AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN ARASINDA BAZI SOMUT GÜVEN ARTIRICI ADIMLARIN ATILMASI KARARINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”

    Dışişleri Bakanlığı, “Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi ile Ermenistan Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan ortak açıklamayla duyurulan, iki ülke arasında bazı somut güven artırıcı adımların atılması kararından memnuniyet duyuyor; ilave güven artırıcı adımlar benimsenmesi konusunda görüşmelere devam edilmesi kararını destekliyoruz” açıklamasını yaptı. 

    Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan ve Ermenistan arasında bazı somut güven artırıcı adımların atılması kararı alınmasına ilişkin açıklama yaptı. Bugün yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi ile Ermenistan Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan ortak açıklamayla duyurulan, iki ülke arasında bazı somut güven artırıcı adımların atılması kararından memnuniyet duyuyor; ilave güven artırıcı adımlar benimsenmesi konusunda görüşmelere devam edilmesi kararını destekliyoruz.

    Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrarın tesisi için en önemli gelişmelerden birini teşkil edecek olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının biran önce imzalanmasını arzu ediyoruz.”

     

  • KADIKÖY GEÇİNEMİYORUZ PLATFORMU’NDAN KASIM AYI KİRALIK KONUT RAPORU: “YAŞADIĞIMIZ KRİZİN SONUCU OLARAK BARINMA HAKKIMIZ TEHLİKEDE”

    KADIKÖY GEÇİNEMİYORUZ PLATFORMU’NDAN KASIM AYI KİRALIK KONUT RAPORU: “YAŞADIĞIMIZ KRİZİN SONUCU OLARAK BARINMA HAKKIMIZ TEHLİKEDE”

    Kadıköy Geçinemiyoruz Platformu 2023 Kasım ayı Kiralık Konut Raporu yayınlandı. Raporda; “2022 yılının Kasım ayı ile kıyaslandığında kiralık konut sayısı yüzde 83 artış oranıyla 982’den bin 803’e yükselmiştir. Toplam kiralık konut sayısı yükselirken fiyat artışlarından kaynaklı 20 bin TL ve altı ilan sayısında ise yüzde 46 azalış gerçekleşti. Yaşadığımız krizin sonucu olarak barınma hakkımız tehlikede”denildi.

    Kadıköy Geçinemiyoruz Platformu, 30 Kasım 2023 tarihinde internet sitelerinde yer alan kiralık ilanları temel alarak Kadıköy 2023 Kasım ayı Kiralık Konut Raporu yayınladı. Platformun hazırladığı raporda şu saptamalara yer verildi:

    “2022 yılının Kasım ayı ile kıyaslandığında kiralık konut sayısı yüzde 83 artış oranıyla 982’den bin 803’e yükselmiştir. Toplam kiralık konut sayısı yükselirken fiyat artışlarından kaynaklı 20 bin TL ve altı ilan sayısında ise yüzde 46 azalış gerçekleşti.

    “TABLO HER GEÇEN AY DAHA FAZLA KÖTÜLEŞMEYE DEVAM EDİYOR”

    Kiralık daire ilanları fiyat aralıklarına dağıtıldığında görülen tablo her geçen ay daha fazla kötüleşmeye devam ediyor. Asgari ücretlilerin maaşlarının tamamıyla dahi ev kiralaması bir süredir imkansız hale gelmişti. Asgari ücretin altında fiyatları 8 bin 500 TL ile 10 bin TL arasında toplam 6 adet kiralık daire ilanı bulunmakta. Bu 6 kiralık daire ilanından 3’ü niteliksiz 1 artı 0 (Stüdyo) dairelerden oluşurken, 2 tanesi ise kentsel dönüşüm sorunları ile boğuşan Fikirtepe’de bulunuyor. Mevcut bu 6 ilanın hiçbiri insanlık onuruna yaraşır, sağlıklı, güvenli konuttan oluşmuyor. İlanlardan bir tanesi ise yaşamaya elverişsizlik konusunda diğerlerinden oldukça fazla ayrılıyor. Bodrum katta, penceresiz olan ilan ‘havalandırmalı’ ‘Göz kamaştırıcı 35 m2 genişliğinde’ ifadeleriyle 9 bin TL bedelle kiralanmak isteniyor.

    Geçtiğimiz yılın aynı ayı ile kıyasladığımızda ilan sayısı geçtiğimiz bir yıl içerisinde artarken 12-15 bin TL arasındaki ilan sayısı 151’den 22’ye dramatik bir düşüş yaşarken, 20-30 bin TL arasındaki ilan sayısı ise 221’den 628’e yükselmiştir. Bu fiyat aralığında büyük bir yığılma gözlemlenmektedir.

    “KAMU YENİDEN SOSYAL KONUT ÜRETİCİSİ HALİNE GELMELİ, KONUT KOOPERATİFLERİ DESTEKLENMELİDİR”

    Yaşadığımız krizin sonucu olarak barınma hakkımız tehlikede! Bu krizle başa çıkmak için, krizi yaratan güncel sorun kaynakları ile mücadele edecek kısa vadeli önlemlerin ve krizin kaynağından çözümü için de orta vadeli önlemlerin alınması şart! Kadıköy’de gerçekleştirdiğimiz forumun ardından ortaklaştığımız çözüm önerilerimiz:

    • Yaşadığımız konutlar içerisinde barındığımız, temel insan hakkıdır! Bir azınlığı zengin eden yatırım aracı değildir! Bu anlayıştan derhal vazgeçilmelidir!
    • Kuruluş amacı yoksulların, düşük gelirlilerin konut ihtiyacını karşılamak olan TOKİ, özellikle kentin merkezindeki kamu arazilerinin ranta açılmasıyla ve kentsel dönüşüm projeleriyle kazanılan yeni alanların da büyük inşaat şirketleriyle birlikte yapılan projelerle lüks konut üretmesinin aracı haline geldi. Kamu yeniden sosyal konut üreticisi haline gelmeli, konut kooperatifleri desteklenmelidir! Kiraya yönelik sosyal konut üretimi aynı zamanda ihtiyaca yönelik yapılmalıdır. Projeler gerçekleştirilirken göçmenlerin, yaşlıların, emeklilerin, LGBTİ’lerın, kadınların ihtiyaçları saptanmalıdır.

    BOŞ KONUTA VERGİ

    • Boş konutlar sebepleri ile tespit edilmelidir! Boş tutulan konutların vergileri artırılarak başta yatırım amaçlı boşta duranlar olmak üzere kiralık konutun arzının artması için değerlendirilmelidir.
    • Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtların toplam kapasitesi 780 bin. Her 11 öğrenciden yalnızca 1’i devlet yurtlarına yerleşebiliyor. Üniversite öğrencileri tarikat ve cemaatlere muhtaç ediliyor. Üniversite öğrencilerinin yurt ihtiyacı kamu tarafından parasız ve nitelikli şekilde karşılanarak kiralık konut talebi de azaltılmalıdır!

    KİRAYA ÜST SINIR

    • Gerekli hukuksal düzenlemeler derhal yapılmalı! Kiralık konutlara acilen üst sınır getirilmelidir!
    • Tahliyelerin yolunu açan 10 yıllık kiracı yasası ve 5 yıllık kiracılar için açılan kira tespit davalarını da içeren Borçlar Kanunu’nda bu maddeler kiracılar lehine iptal edilmelidir!
    • Asgari ücret insanca yaşamaya yeterli bir geçim ücreti olarak ele alınmalıdır.”

  • TÜSİAD YÜKSEK İSTİŞARE KOKTEYLİ ANKARA’DA YAPILDI

    TÜSİAD YÜKSEK İSTİŞARE KOKTEYLİ ANKARA’DA YAPILDI

    Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Yüksek İstişare Konseyi kokteyli Ankara Sheraton Otel’de yapıldı. Kokteylde; Bekir Ünlüataer ve orkestrası “Mustafa Kemal’in Sevdiği Şarkılar” adıyla müzik dinletisi verdi.

    TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi kokteyli Ankara Sheraton Otel’de bu akşam yapıldı. Kokteyle; TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, HEDEP Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, TESK Başkanı Bendevi Palandöken ve
    Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu katıldı.

    Kokteylde; Bekir Ünlüataer ve orkestrası “Mustafa Kemal’in Sevdiği Şarkılar” adıyla müzik dinletisi verdi.

    Cumhuriyet’in 100. yılındaki son TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı ise yarın sabah saat 10.00’da Sheraton Otel’de yapılacak.

  • İZMİR’DE HALK BULUŞMASINA KATILAN HEDEP EŞ GENEL BAŞKANI HATİMOĞULLARI: “BİZİM GİZLİ HİÇBİR PROTOKOLÜMÜZ YOK, HER ŞEYİ AÇIKLIK İLKESİYLE YAPIYORUZ”

    İZMİR’DE HALK BULUŞMASINA KATILAN HEDEP EŞ GENEL BAŞKANI HATİMOĞULLARI: “BİZİM GİZLİ HİÇBİR PROTOKOLÜMÜZ YOK, HER ŞEYİ AÇIKLIK İLKESİYLE YAPIYORUZ”

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (HEDEP) İzmir’de düzenlediği halk buluşmasına katılan Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, “Bizler HEDEP olarak yapacağımız her işbirliğinde açık, ilkeli, demokratik zeminde olacağına dair vurgularımızı hiçbir zaman esirgemedik. Bizlerin ne kendileri gibi ne diğerleri gibi gizli hiçbir protokolümüz yoktur. Her şeyi açıklık ilkesiyle yapmaktayız. Her şey bu kameralar karşısında konuşulacak” dedi. Hatimoğulları, “Belediyelerimizi geri almak dışında hiçbir seçeneğimiz yok” diye konuştu.

    HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, temaslarda bulunmak üzere bugün geldiği İzmir’de önce katledilen Deniz Poyraz’ı mezarı başında andı. Ardından Menemen’de esnaf ziyaretinde bulunduktan sonra, Bayraklı Belediye Salonu’nda düzenlenen halk buluşmasına katıldı.

    Hatimoğulları, parti kongresinin hemen ardından hem seçim hem de HEDEP’i yeniden yapılandırma çalışmalarına başladıklarını kaydetti. Hatimoğulları, özetle şunları söyledi:

    “NE HDP’Yİ NE DE HDP’DEN ÖNCE KURULMUŞ OLAN PARTİLERİ HALKIMIZIN YÜREĞİNDEN SÖKEMEZLER”

    Birazdan uzun uzun konuşacağımız yerel seçimler için bizler startımızı çoktan verdik ama biz bu startı verirken sadece bir seçim çalışması faaliyeti olarak değil, aynı zamanda partimizi yeniden yapılandırma, örgütlerimizi yerellerde yeniden yapılandırma üzerine yola çıktık. Bunu da başaracağız, bundan hiçbir şüphemiz yok. Partimizi kapatanlara inat başaracağız. Partimizi seçimlere 3 gün kala, 5 gün kala kapatma davasıyla tehdit edenlere karşı, bizler elbette bir yol bulduk kendimize ve bileşenimiz olan partiyle seçimlere girdik. İlk kongremizde de biliyorsunuz ismimizi değiştirdik ve ismimizin kısa adı olan HEDEP zaten başta siz değerli halklarımız olmak üzere herkesin yüreğinde sıcacık bir duygu oluşturdu. Herkes HEDEP’i o kadar çok sevdi ki başta Kürt halkı olmak üzere bizler hangi partiyi kurduysak insanların telafuzu hep HEDEP olmuştu ve bu halkımızın yüreğinde büyük bir duygu fırtınası yarattı. İşte buna bile tahammül edemediler ve Yargıtay kısa adımızın değiştirilmesini istedi. Biz de kamuyouna açıklama yaptık -elbette siz de takip ettiniz- ismimizi yine bir yerel seçim arefesinde, bir seçim arefesinde isimden kaynaklı herhangi bir yasal problem yaşamamak için biz isim değişikliğine gideceğiz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar ne HDP’yi, ne HDP’den önce kurulmuş olan partileri ne mücadelemizi halkımızın yüreğinden sökemezler, sökemezler, sökemezler.

    “KÜRT SORUNUNUN BARIŞÇIL YÖNTEMLERLE ÇÖZÜLMESİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”

    Kürt sorunu bu ülkenin demokratikleşmesinin önündeki en temel sorunlardan birisidir. Kürt sorununun bu ülkede diyalog yoluyla, barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için bizler mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bu iktidarın ve geleneksel devlet anlayışının çöktürme planına karşı bizler boyun eğmedik, bedel ödedik ama boyun eğmedik. Hapishanelere girdik ama boyun eğmedik. Katledildik ama yine boyun eğmedik.

    “FİLİSTİN HALKININ YANINDAYSANIZ İSRAİL’LE OLAN ANLAŞMALARI FESH ETMENİZ GEREKİYOR”

    Yine biliyorsunuz ki Filistin’in, mazlum Filistin halkının katledildiği günlere yeniden tanık ediyoruz. Yüz yıllık bir tarihe sahiptir bu sorun. İsrail’in Filistin işgali şu anda Gazze’yi boşaltma hedefiyle, olanca hızıyla devam ediyor. Her gün 200’e yakın çocuk katlediliyor, o bombaların sonucunda. O katliamlara şu an bütün dünya izleyici. Türkiye’de de Erdoğan sadece konuşuyor, gerekli olan hiçbir şeyi yapmadı. Biz parlamento kürsüsünden de yaptık bu çağrıyı; gerçekten mazlum Filistin halkının yanındaysanız öncelikle İsrail’le olan bütün askeri ve ticari anlaşmaları fesh etmeniz gerekiyor. Yaptırımsa yaptırım budur. Boşu boşuna Filistin meselesini ağzınıza almayın o zaman dedik ve onlar Filistin meselesini yaklaşmış olan yerel seçimlerde iç siyasette belirleyici bir güç olma açısından, etkileyici bir güç olmak açısından kullanıyorlar. Oysa orada çocuklar yaşamlarını kaybediyor, kadınlar yaşamlarını kaybediyor, sivil insanlar yaşamlarını kaybediyor. Bizler buradan bir kez daha diyoruz ki; Rojava’da yaşatılanlarla Filistin’de, Gazze’de yaşananlar aynıdır ve Filistin sorunu, Kürt sorunu çözülmediği sürece Ortadoğu’nun gün yüzü görmesi, barışa ve huzura kavuşmasına imkan yoktur. O nedenle coğrafyamız için bizler, ‘Filistin sorunu çözülsün, mazlum Filistin halkının yanındayız, Kürt sorunu çözülmelidir’ diyoruz. Barışı da bu topraklarda hep birlikte inşa edeceğimizi buradan, İzmir’den bir kere daha haykırıyoruz

    “BIÇAK KEMİĞİ DE GEÇTİ, BIÇAK ŞU AN İLİKTE”

    Elbette çatışmaların, savaşların gölgesinde bilzer ne yazık ki biz bir yaşam sürmek zorundayız ve biz bu yaşamı sürerken en az savaşlar ve çatışmalar kadar hayatlarımıza, mutfağımıza, evimize, pencerenime yansımış olan bir şiddet var. Ülke çok büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya, çok büyük bir yoksullukla karşı karşıyayız. Bıçak kemiğe dayandı sözü asla kafi gelmiyor. Bıçak kemiği de kesti ve bıçak şu an ilikte…

    Elbette sermayenin içine girdiği krizin farkındayız ama bu iktidarın yönettiği ekonominin de geldiği hal budur. Savaşa sınırsız bir bütçe, fonculara sınırsız bir bütçe, kendi vergilerimizle o devlet bankalarından soyup soğana çevirdikleri paraları kendi cebimizden bizler ödüyoruz. Bunu da asla kabul etmeyeceğiz ve bu böyle gitmeyecek. Emekliye 5 bin lira destek veren sanıyor ki emeklinin hayatını kurtaracak. O 5 bin lirayla biz Erdoğan’a diyoruz ki; sen çık bakalım açıkla, asgari ücretle, 7 bin 500 lirayla ya da 5 bin lirayla sen kaç saat geçirebilirsin? Gün bile demeyeceğim, onlar saatler içinde bunun fazlasını harcıyorlar ama işçiye, emekliye reva gördükleri konu budur. Urfa’da Özak işçilerini ziyaret ettik. Özak işçileri kendi emeklerinin hakkı için, güvenceli bir iş için ve ücretlerini hakkaniyetli bir şekilde almak için şu an güçlü bir direniş sergiliyorlar ve biz direnişlerini ziyaret ettikten 10 dakika sonra orayı gaza boğdular ve herkesi gözaltına almaya çalıştılar. Buradan Özak işçilerine, Agrobay işçilerine selamlarını iletiyoruz, onların direnişinin yanındayız. Emekçiler kazanacak bu ülkede, ezilenler ve sömürülenler kazanacak.

    “KİMYASAL ATIKLARIN MEZARLIĞI HALİNE GETİRİLMEK İSTENEN İZMİR’İ SERMAYEYE BIRAKMAYACAĞIZ”

    İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen Gaziemir’de nükleer atık temizlenmiyor, İzmir’in en kronik sorunlarından birisine herkes sırtını çevirmiş, seyirci kalmış durumda. Atıklar kurşun fabrikasında gömülü olarak duruyor. Oysa o atıkların bizlere, insanlara ve bütün doğaya zararlarını içimizde bilmeyen yoktur. Hemen yakınlarında yaşam alanları var, apartmanlar var, insanlar oralarda yaşıyor. Okul var, küçücük öğrenciler o okullarda, bu atıkların dibinde eğitim görmek zorunda kalıyorlar. Yine Aliağa’da Gemi Söküm Tesisi… Bakın basına da çokça yansıyan konulardan biriydi bu. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, sadece 2016 ve 2021 tarihleri arasında 714 gemi sökümü yapılmış, bu da demektir ki; 75 bin ton kimyasal, tehlikeli atık birikmiş. Brezilya’daki savaş gemisinin Brezilya’da sökümü yapılmıyor ve Libya açıklarında, Libya taraflarında bekletiliyor ama aynı gemi, 6 bin ton kimyasal atık taşıyan gemiyi İzmir’e getirecekler ve sökümünü burada gerçekleştirecekler. Mısırlı kadar bizim değerimiz yok, Tunuslu kadar bizim değerimiz yok. Herhangi bir ülkedeki kadar, bu ülkede bizim değerimiz yok. Biz bu ülkede ve bu dünyada herkesin eşit değer görmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla o ülkelerin üzerinden atmaya çalıştıkları kimyasal atıkların mezarlığı haline getirilmek istenen İzmir’i asla bu sermaye düzenine ve halkını düşünmeyen bu iktidara bırakmayacağız. Yine RES, HES ve GES’ler… İzmir’de yaşam alanlarını, tarım alanlarını etkileyecek şekilde burada inşa edilmek isteniyor. Temiz ve yenilenebilir enerji adı altında bu yapılıyor, elbette bunun kılıfını bulmaya çalışıyorlar ama burada şunun dikkatini çekmek istiyorum; yeni çıkan yasayla beraber yeni rezerv alanı da inşa etmeye başladılar. Kapitalizmin halk üzerindeki tahakkümü, doğa üzerindeki tahakkümünün en temel örneklerine İzmir’de tanıklık ediyoruz. Deprem, sel felaketleri, pandemi… Yanı başımızda canlarımızı kaybettiğimiz afetler, ölüme dönüştürülen afetleri daha yakın zamanda yaşadık. Onun için doğa mücadelesi, ekoloji mücadelesi bizler için çok önemli. Biz Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak doğamıza da, yaşam alanlarımız da, yaşamlarımıza da hep beraber sahip çıkacağız, bunun mücadelesini sonuna kadar beraber vereceğiz.

    “DEMOKRATİK BİR CUMHURİYETİ KENDİ ELLERİMİZLE İNŞA EDECEĞİZ”

    Yüz yıllık bir Cumhuriyet tarihinden bahsediyoruz ve ne yazık ki yüz yıldır Cumhuriyet demokrasiyle buluşamadı. Bugün bu iktidarın kadınlar üzerindeki tahakkümü, kadın cinayetlerinin bu iktidar döneminde artması tesadüfi değildir. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeleri tesadüfi değildir. Kürt kadın siyasetçileri katletmeleri tesadüfi değildir. Ne Türkiye’de tesadüftür, ne de MİT eliyle uzandıkları Irak’taki katliamları tesadüfi değildir. Kadınların siyasette olmasını, kadınların sosyal hayatta olmasını istemiyorlar. Özellikle Hüda Par ile kurdukları işbirliğiyle, yeni bir toplum modeli yaratmak istiyorlar. Bugüne kadar biz kadın harekerinin, Kürt kadın hareketi ve Türkiye kadın hareketinin el ele vererek, Türkiye’de seçimler, Türkiye’de yerel yönetimler, Türkiye’de parti yönetimleri temsiliyeti başta olmak üzere eş temsiliyet, eşit temsiliyeti bütün dünyaya örnek olan bir model olarak yaşatıyoruz. İşte Hüda Par başta olmak üzere AKP zihniyeti bunları geriye atmak istiyor. Biz kadınlar Mahsa Jina Amini’nin ‘Jin, jiyan, azadi’ diye seslenen, yankılanan sesiyiz, böyle olmaya da devam edeceğiz. Demokratik bir Cumhuriyet’i bizler kendi ellerimizle inşa edeceğiz, Kürt sorununun demokratik ve barış yöntemleriyle çözülmüş olduğu, kadınların eşit, özgür, yaşam kaygısı taşımadan yaşayabildiği, gençlerin Avrupa’nın yolunu tutmak zorunda kalmadığı, güvenceli ve gelecekli bir işe sahip olabilecekleri düzeni kuracağız. Doğamızı, yaşamımızı, yaşam alanlarımızın tamamını savunabileceğimiz, dipdiri tutabileceğimiz bir düzeni elbette kuracağız ve işte o düzenin adı ‘demokratik Cumhuriyet’ olacak.

    “BELEDİYELERİMİZİ GERİ ALMAK DIŞINDA HİÇBİR SEÇENEĞİMİZ YOK”

    Şu an herkesin merakla izlediği, dostun da, düşmanında merakla izlediği bir konu; yerel seçimler… Evet, yerel seçimlerde partimizin ne yapacağına dair bize çokça sorular geliyor. Eminim şu an bu salonda oturan siz değerli arkadaşlarımıza da çok önemli sorular geliyor. Biz bu konuda aslında stratejimizi önemli oranda açıkladık.  Türkiye’de de 1. ve 2. olduğumuz belediyelerde aday adaylığı başvurularını zaten erken bir zamanda başlattık. Aday adaylık başvuruları başlamış durumdadır ve biz değerli halkımızın talebi üzerine bu yerel seçimlerde adaylarımızı ve belediye meclis üyelerinin önemli bir kısmının ön seçimle gerçekleşeceğini zaten biliyorsunuz. Bunun yanı sıra en çok merakla beklenen batıdaki stratejimiz. Batıda da adaylık başvurularımız başlıyor. İzmir’den de başta kadınlar ve engelli kardeşlerimiz olmak üzere, gençler başta olmak üzere çok sayıda adaylık başvurusu beklediğimizi bilin lütfen. Buna göre de çalışmalarımızı yürütelim. Adaylık başvurularımız sadece eş başkanlık gibi düşünmeyelim, belediye meclis üyelikleri gibi de düşünmek zorundayız. Çünkü batıyla ilgili insanların kafaları karışık, ne olacak diye. Bize şöyle bir soru yöneltiliyor, ‘Peki siz batıda da kendi adaylarınızla çıkacaksınız, buna PM’de mi karar vereceksiniz’ diye bir soru soruluyor. Evet, buna PM’de karar vereceğiz. Ama şu konuda çok kararlıyız; hangi kentte yaşıyorsak, hangi belediyenin sınırlarında yaşıyorsak orada temsil edileceğiz, bunun başka çaresi yok. Biz batıda kazanmak üzerine bir strateji kurduğumuzu zaten biliyorsunuz ama ben buradan, bir kere daha söylemiş olayım. 

    “BİZİM GİZLİ HİÇBİR PROTOKOLÜMÜZ YOK, HER ŞEYİ AÇIKLIK İLKESİYLE YAPIYORUZ”

    Bir kent uzlaşısından bahsediyoruz. Kent uzlaşısındaki en önemli kastımız şudur; bizler o kentte yaşayan herkesle görüşeceğiz. O kentte yaşayan her kesimle, bütün toplumsal dinamiklerle görüşeceğiz. Kent uzlaşısından kastımız -bu ön seçim yapacağımız yerellerimizde de böyledir- o kentteki tüm demokratik kitle örgütleri, emek meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, kadın hareketi, gençlik hareketi, doğa ve insan hakları savunucularıyla bizler bir araya gelerek kentin kaderini birlikte nasıl belirleyeceğimizi konuşacağız, politikalarımızı da bu şekilde belirleyeceğiz. İşte bizim kent uzlaşısından kastımız tam olarak da budur. Belediyelerimize göz dikenler ve şu anda buradan Erdoğan’a cevap veriyoruz; ‘Ey Erdoğan, bizler senin kadar U dönüşü yapabilecek yeteneğe sahip değiliz. Aynaya bakıp kendini anlatıyorsun, aynaya bakıp bizim adımızı koyarak sen aslında kendinin ne yaptığını anlatıyorsun. Bizler HEDEP olarak yapacağımız her işbirliğinde açık, ilkeli, demokratik zeminde olacağına dair vurgularımızı hiçbir zaman esirgemedik. Bizlerin ne kendileri gibi ne diğerleri gibi gizli hiçbir protokolümüz yoktur. Her şeyi açıklık ilkesiyle yapmaktayız. Her şey bu kameralar karşısında konuşulacak. Bunu talep eden siz değerli halkımızsınız ve tam da sizin talep ettiğiniz gibi sürdüreceğiz bu süreci.

    “YEREL SEÇİMLERDE İZMİR İÇİN NE OLACAK DİYE DÜŞÜNMEYELİM”

    Bu ülkede yerel yönetimlerden başlayarak merkeze kadar, bu ülkeyi demokratikleştirecek, bu ülkeyi dönüştürecek, bu ülkenin kronik sorunlarını çözecek Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi var. Partimize sımsıkı sahip çıkacağız. Yerel seçimlerde İzmir için acaba ne olacak diye düşünmeyelim. Lütfen her il, ilçe örgütümüz, halkımız, analarımız, gençler, kadınlar seçim yarın olacakmış gibi çalışmalarımıza aktif bir şekilde başlayalım. Gitmedik kapı, çalmadık kapı, sıkmadık el lütfen bırakmayalım. Bizler hiç kimseye pabuç bırakmayacak, kendi irademizi koruyarak yönetimlere her türlü yansımasını kesinlikle sağlayacağız. Güzel günler göreceğimize büyük bir inançla, sevgili Nazım Hikmet’in bu sözlerini söyleyeceğim; ‘Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler göreceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz, ışıklı maviliklere süreceğiz’ Ege’nin Akdeniz’in, Karadeniz’in hırçın ama özgür maviliklerini süreceğiz. Özgürlük kazanacak, adalet kazanacak, barış kazanacak, bizler kazanacağız, halklar kazanacak.”

  • ÖZGÜR ÖZEL, ENVER SALİH DİNÇER İÇİN TAZİYE MESAJI YAYINLADI

    ÖZGÜR ÖZEL, ENVER SALİH DİNÇER İÇİN TAZİYE MESAJI YAYINLADI

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaşamını yitiren Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer için taziye mesajı yayınladı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün hayatını kaybeden Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer için taziye mesajı yayınladı. Özel’in sosyal medya hesabından bu akşam yaptığı paylaşımı şöyle:

    “Yaşamını yitirdiğini derin üzüntüyle öğrendiğim eczacı meslektaşım Çine Belediye Başkanımız Enver Salih Dinçer’e Allah’tan rahmet, ailesine, partimize ve Çine’ye başsağlığı diliyorum.”

  • CHP’NİN KİRACILARIN SORUNLARINA İLİŞKİN GRUP ÖNERİSİ TBMM’DE AKP VE MHP OYLARIYLA REDDEDİLDİ

    CHP’nin ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan sorunların nedenlerinin saptanarak, gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği araştırma önerisi TBMM’de AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “AKP’nin yarattığı bu yanlış ekonomi politikası ev sahibi ve kiracıları da karşı karşıya getirmiştir. Bunun adı artık toplumsal şiddettir, toplumsal cinnettir diyebiliriz… Gelin, hep birlikte tüm ülkenin kanayan yarası olan barınma sorunu için, ev sahibi-kiracı arasındaki sorunların çözümü için Meclis araştırma komisyonunu kuralım. Bugün bu eller ‘evet’ için kalksın” dedi.

    CHP, ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan sorunların nedenlerinin tespit edilmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verdikleri araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi verdi. Ancak CHP’nin önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

    Grup önerisinin gerekçesini açıklayan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, şunları söyledi:

    KIŞ: “OLAĞANÜSTÜ ARTIŞLARIN ÖNÜNE GEÇİLEMEDİĞİ GİBİ, KALICI ÇÖZÜMLERİN BULUNMAMASI HÂLİNDE DE ŞİDDET OLAYLARI GİDEREK ARTACAKTIR”

    “Kira fiyatlarındaki artış kontrolden çıkmış durumdadır. Mahkemelerde kiracı-ev sahibi davalarında ciddi artışlar olmuştur. Türkiye nüfusunun yüzde 75’inin yaşadığı 30 büyükşehirde ortalama kira bedellerinin asgari ücretin yüzde 79’unu aştığı ifade edilmektedir. Yetkililer ise ‘Gayrimenkul tarihinde ilk kez böylesi bir fiyat artışıyla karşı karşıyayız’ demektedirler. Ülkenin her yerinde, yoksulluk sınırı altında, kiralarını ödeyemediği için eşyalarıyla sokağa atılan, ev sahibi ya da kiracısı tarafından darp edilen, kavga sonucu ölümlerin gerçekleştiği olaylara çokça şahit olmaktayız. Bu kriz, toplumsal cinnet boyutuna ulaşmış ve vatandaşlarımız hükûmetin çözemediği barınma krizini artık canlarıyla ödemeye başlamışlardır. Neredeyse her gün ev kiraları ve barınma krizi sebebiyle kavgalar, intiharlar ve ölüm haberleri çokça basına da yansımaktadır. Gerilimler, yaralanmalar ve ölümle sonuçlanan olaylar bitmek bilmiyor ama biz burada ne yapıyoruz? AKP iktidarının gözü ne yoksulu ne emekliyi ne memuru ne de asgari ücretliyi görmektedir. Bir avuç mutlu azınlığın servetine servet katılmakta, onlara kaynak aktarımı yapılmaktadır. Gelir dağılımındaki eşitsizlik ülkenin ekonomik ve sosyal yaşantısında büyük yaralar açmıştır. AKP’nin yarattığı bu yanlış ekonomi politikası ev sahibi ve kiracıları da karşı karşıya getirmiştir. Bunun adı artık ‘toplumsal şiddet’tir, ‘toplumsal cinnet’tir diyebiliriz. Yüksek faiz oranlarına rağmen kredi kartı borçluluk oranı geçen yıla göre yüzde 180 artmış durumda. İcralık olmayan vatandaş sayımız neredeyse yok denecek sayıda azdır. Vatandaşların TOKİ’yle 59 milyar liralık taksitli konut borcunu her gün duymaktayız. Vatandaşlarımız borç içerisinde bir hayata mahkûm edilmiş durumdadır. Hiçbir vatandaşımız bir maaşıyla temel giderlerini maalesef karşılayamaz durumdadır. Olağanüstü artışların önüne geçilemediği gibi, kalıcı çözümlerin bulunmaması hâlinde de şiddet olayları giderek artacaktır. Yasal düzenlemeler eksik ya da yetersiz kalmaktadır. AKP ve MHP sıralarında oturan vicdanlı ve duyarlı milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum: Ev kiraları maaşlarından fazla olan Türkiye dışında başka bir ülke gösterebilir misiniz bize? Gelin, hep birlikte tüm ülkenin kanayan yarası olan barınma sorunu için, ev sahibi-kiracı arasındaki sorunların çözümü için Meclis araştırma komisyonunu kuralım. Bugün bu eller evet için kalksın.”

    ARIKAN: İŞSİZ VE AÇ BIRAKTIKLARI MİLYONLARCA İNSANA MAKARNA VE KÖMÜR YARDIMI NEYSE KİRA ARTIŞINI SINIRLAMAK DA AYNIDIR

    Saadet Partisi Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan da şunları dile getirdi:

    “Kiracı-ev sahibi arasında yaşanan ciddi sorunların temelinde tıpkı diğer sorunlarda olduğu gibi günü kurtarma gayretiyle plansız, programsız yapılan müdahaleler bulunmakta. Vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümünün alım gücü düşüp kazançları ihtiyaçlarını karşılamaz hâle gelince ister istemez kira yükü de büyük bir problem olarak karşılarına çıktı. 2023 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 58,46 iken kira artışları yüzde 25’le sınırlandı; bu durum hayatın gerçeklerine sırt dönmekten başka bir şey değildir. Kiracıya yardım etmek isteniliyorsa -ki mutlaka edilmelidir- bunun yolu kira artışlarına sebep olan unsurlarla mücadele etmekten geçmektedir. Özellikle AK Parti hükûmetleri döneminde artarak devam eden hatalı şehirleşme politikaları ülke topraklarının neredeyse yüzde 90’ını atıl hâle getirirken kalan çok küçük bir alana her türlü problemi içinde barındıran devasa şehirler oluşturdu. O bölgelerdeki rant dolayısıyla gayrimenkul fiyatları hayal edilemeyecek kadar artarken üretilen konut fiyatları ve kiralar da aynı doğrultuda yükseldi. İşsiz ve aç bıraktıkları milyonlarca insana makarna ve kömür yardımı neyse kira artışını sınırlamak da aynıdır. Hem ‘serbest piyasa’ diyeceksiniz hem belediye zabıtalarının pazardan narh koyması gibi sınırlamalar getireceksiniz. Bu durum iş bilmezliğin şaşkınlığın bir sonucudur.”

    ERGUN: BOŞ EV VERGİSİ İHDAS EDİLMELİ VE YABANCILARA KONUT SATIŞI YASAKLANMALIDIR

    İYİ Parti Muğla Milletvekilli Metin Ergun da şunları söyledi:

    “Son üç yıldır konut fiyatları enflasyonun üzerinde artmıştır, hâl böyle olunca, Küresel Konut Fiyat Endeksi’nde Türkiye, dünyada konut fiyatlarının en çok arttığı ülke hâline gelmiştir. 6 Şubat depremleri ise iktidarın yanlış para ve göç politikalarının konut sektöründe yarattığı tahribattan sonra gerçekleşmiştir. Depremlerde yüz binlerce konut yıkılmış, milyonlarca vatandaşımız evsiz kalmıştır; deprem sonrası oluşan yeni talep, büyükşehirlerdeki konut fiyatlarında ve kiralarda ilave artış dalgası yaratmıştır. İYİ Parti olarak iktidara çağrımız şudur: Konuta erişimi zorlaştıran ve büyük bir barınma sorunu yaratan bu probleme gerçekçi şekilde çözüm bulunmalıdır; bu aşamada sadece parasal tedbirler yetersiz kalır, ilave olarak boş ev vergisi ihdas edilmeli ve yabancılara konut satışı yasaklanmalıdır.”

    DÜŞÜNMEZ: KİRALAR, ÜLKE GENELİNDE SON DÖRT YILDA 6 KAT ARTTI; BAZI YERLERDE BU, 10 KATI BULABİLMEKTE

    HEDEP Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez de şöyle konuştu:

    “Türkiye’de dar ve orta gelirliler için ev alabilmek neredeyse imkânsız hâle geldi. Yüksek ev fiyatları ve kredi bedelleri ev alabilme umudunu her geçen gün daha da azaltıyor. Kiralar, ülke genelinde son dört yılda 6 kat arttı; bazı yerlerde bu, 10 katı bulabilmekte. Memurlar, işçiler, emekçiler maaşlarından konut kirasını çıkardıktan sonra gıda, ulaşım, giyinme ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdadır. Emeklilerin maaşı kiraları karşılayacak düzeyde bile değil. Öğrenciler, bırakın kiralık ev tutmayı, KYK ücretlerini dahi ödeyemiyor. Kira fiyatları artıyorsa maaşların da artması gerekmiyor mu? 2023 yılında kiracı-ev sahibi kavgalarında en az 15 kişi hayatını kaybetti, 60 kişi ciddi şekilde yaralandı, yüzlerce kişi gözaltına alınıp tutuklandı. Hükûmet, sorunu çözmek yerine kira artış oranını kâğıt üzerinde yüzde 25’le sınırlandırdı. Niye kâğıt üzerinde diyorum? Çünkü bunu sermayedarların hiçbiri uygulamadı ve hiçbir şekilde bunu uygulamaya yönelik de kanuni düzenlemeler yapılmadı. Sosyal devlet anlayışı da sadece Anayasa’da yer alan bir metin olarak kalıyor.”