Blog

  • SAMSUN TABİP ODASI BAŞKANI DR. FAYSAL ÇADIR: “TTB’NİN ÖRGÜTSEL BÜTÜNLÜĞÜNE YAPILAN MÜDAHALEYİ KABUL ETMİYORUZ”

    SAMSUN TABİP ODASI BAŞKANI DR. FAYSAL ÇADIR: “TTB’NİN ÖRGÜTSEL BÜTÜNLÜĞÜNE YAPILAN MÜDAHALEYİ KABUL ETMİYORUZ”

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Faysal Çadır, Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması kararını eleştirdi. Çadır, “Yasadaki tanımıyla tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluş olan TTB’nin yönetim organı olan TTB Merkez Konseyi, ülkemizdeki 103 bin hekim üyeyi temsil eden ve 65 tabip odasının seçilmiş delegelerinin iradesi ile yapılan bir oylama sonucunda yani seçim ile göreve gelmektedir” dedi.

    Samsun Tabip Odası üyeleri ve Demokratik Kitle Örgütleri, TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması nedeniyle dün akşam Süleymaniye Geçidi’nde basın açıklaması yaptı.

    “TTB’NİN YÖNETİM ORGANI VE MERKEZ KONSEYİ SEÇİM İLE GÖREVE GELMEKTEDİR”

    Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Faysal Çadır şu açıklamayı yaptı:

    “30 Kasım 2023 Perşembe günü Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebiyle açılan davanın 7’nci duruşmasında, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin görevden alınmasına karar verdi. Bu kararda gerekçe olarak merkez konseyinin faaliyetlerinde kanunla belirlenmiş sınırların ötesine geçmiş olduğu iddiası esas alınmıştır. Yasadaki tanımıyla tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluş olan TTB’nin yönetim organı olan TTB Merkez Konseyi, ülkemizdeki 103 bin hekim üyeyi temsil eden ve 65 tabip odasının seçilmiş delegelerinin iradesi ile yapılan bir oylama sonucunda yani seçim ile göreve gelmektedir.

    “TTB’NİN GÖREV KAPSAMI, KURULUŞ KANUNU OLAN 6023 SAYILI YASA İLE TANIMLANMIŞTIR”

    TTB’nin görev kapsamı, kuruluş kanunu olan 6023 sayılı yasa ile tanımlanmıştır. Bu görevler şunlardır: Halk sağlığına ve hastalara fedakarlık ve feragatle hizmeti ideal bilen meslek geleneklerini muhafaza etmek ve geliştirmeye çalışmak. Üyelerinin maddi ve manevi hak ve menfaatlerini korumak ve bunları halkın ve Devletin menfaati ile en iyi şekilde denkleştirmeye çalışmak. Halkın sağlığını korumaya, üyelerini belirlenen refah seviyesine ulaştıracak gerekli iş sahaları bulmaya, meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya çalışmak. Halk sağlığı ve tıp mesleği ile ilgili meseleler için resmi makamlarla karşılıklı işbirliği yapmak. İşte TTB kanununun bize yüklediği görevler kapsamında; Türk Tabipleri Birliği olarak biz, Türkiye’de 20 yılı aşkın süredir hastaları müşteri, sağlık kuruluşlarını ticarethane haline getirme zihniyetiyle uygulanan, hekimler ve sağlık çalışanlarını birer bant işçisi gibi çalışmaya zorlayan Sağlıkta Dönüşüm Programına boyun eğmedik. Türk Tabipleri Birliği olarak biz, uygulanan ekonomik politikalarla, ailelerin açlık sınırı altında yaşatılmasına; açlığın ve yoksulluğun yarattığı hastalıklara, çocuklarının bedensel ve ruhsal olarak gelişim geriliğine mahkûm edilmesine; üniversite öğrencilerinin, büyük kentlerin ortasında barınaksız, aç, susuz bırakılmalarına duyarsız kalmadık. Türk Tabipleri Birliği olarak biz, hesapsız, orantısız açılan tabela tıp fakülteleri ile tıp eğitimindeki inanılmaz çöküşe; tıpta uzmanlık eğitimindeki kalitesizleştirmeye karşı susmadık. Türk Tabipleri Birliği olarak biz, Aile hekimlerimizin, kirasından malzemesine, personelinden onarımına kadar sağlık hizmeti ile ilgisi olmayan işletme sorunlarıyla uğraşmak zorunda bırakılmalarına, birinci basamak sağlık hizmetinin ötesinde angaryaya koşullarına göz yummadık. Türk Tabipleri Birliği olarak biz, Çok yanlış kurgulanmış şehir hastaneleri projeleri için yıllarca nitelikli sağlık hizmeti vermiş kamu hastanelerinin içinin boşaltılmasına, verimsiz kurumlar haline getirilmesine, Sağlık Bakanlığı’nın zaten yetersiz olan bütçesinin, yıllarca inşaat şirketlerine akıtılacak olmasına karşı durmaktan vazgeçmedik.

    “HASTALAR PARASAL KAYNAK OLARAK GÖRÜLÜYOR”

    Bizler hekimler olarak, Tabip Odaları olarak, TTB olarak sadece görevimizi yaptık. TTB’nin örgütsel bütünlüğüne yapılan müdahaleyi kabul etmiyoruz. Bu kararın siyasi iktidar ve ortaklarının, gösterdiği hedef doğrultusunda alındığına inanıyoruz. Demokrasinin gereği olarak, TTB’nin seçilmiş organlarıyla ilgili kararı, yine seçimler sonucunda hekimler vermelidir, verecektir diyoruz. Sağlıkta dönüşüm adı altında sürdürülmekte olan sağlığın ticarileşmesi sürecinin büyük oranda amacına ulaştığı ve endüstrileşme yoluna girdiği, hekimlerin performansına göre değerlendirildiği; hastanın sistemin parasal kaynağı olarak kabul edildiği görülmektedir. Endüstrinin kurallarına uyan zincir hastanelerin ayakta kalıp diğerlerinin yok edildiği ve hatta Sağlık Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinin bile sadece bir denetleyici mekanizmaya dönüşmesinin gündemde olduğu yeni bir sağlık ortamı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Ve bu ortam oluşturulmaya çalışılırken de sağlığın temel insan hakkı olması gerektiği konusunda taviz vermeyen, herkesin eşit olarak ücretsiz ve kaliteli sağlık hizmetine ulaşması gerektiğini savunan bir TTB istenmemektedir. Bizler mesleğe başlarken bir ant içtik: Tıbbi bilgilerimizi, hastaların yararına ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağımıza, tehdit ediliyor olsak bile tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağımıza, özgürce ve onurumuz üzerine and içtik. Bu toplanma, sadece TTB Merkez Konseyinin görevden alınmasına karşı düzenlenmiş bir basın açıklaması nedeniyle değildir. Bu, Kendisini eleştirenleri ezme çabası içinde olanlara karşı dik duruşun, hiçleştirme çabalarına karşı varoluşun parçalama çabalarına karşı birleşmenin; hukuksuzluğa karşı direnişin; ötekileştirmeye karşı tüm Türkiye’nin kucaklaşma gösterisidir. Susmadık, susmayacağız. Korkmadık, korkmayacağız. Tehdit altında olsak bile hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, bu topluma ve bu topraklara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sonuç olarak diyoruz ki hekimlik yargılanamaz, TTB susturulamaz.”

     

  • ALİ ÖZTUNÇ: YAŞANAN KRİZLERİN AĞIR FATURASI MİLLETİN SIRTINA BİNDİ

    ALİ ÖZTUNÇ: YAŞANAN KRİZLERİN AĞIR FATURASI MİLLETİN SIRTINA BİNDİ

    CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, AKP’nin 20 yılda vatandaşı borç batağına sürüklerken bankaların kar rekorları kırdığını belirterek, “Yaşanan krizlerin ağır faturası milletin sırtına bindi. Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 17 – 24 Kasım haftasında 45,6 milyar lira artarak 2 trilyon 523 milyar liraya kadar yükseldi ve söz konusu haftada tüketici kredilerinde 13,4 milyar liralık, kredi kartı borç bakiyesinde ise 32,3 milyar liralık artış yaşandı” dedi.

    CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, bugün yaptığı açıklamada, 20 yılda bankaların ortan kâr oranları ile vatandaşın bankalara olan borçlarındaki artışlara dikkat çekti. Öztunç, bankacılık sektörünün bu yılın ilk 10 aylık döneminde net karını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44,7 oranında artırarak 486 milyar liraya kadar çıkardığını, bankacılık sektörünün tarihinin en karlı dönemini yaşadığını 2023 yılının ilk 10 ayında 335,9 milyar, yılın tamamında ise 433,5 milyar lira kar etiğini ve aynı dönemde kamu bankalarının net karını yüzde 43,6 artırarak 119,3 milyar liraya, yerli ve yabancı sermayeli özel bankaların net karını ise yüzde 45 oranında artırarak 366,8 milyar liraya kadar çıkardığını kaydetti.

    “298 BİN KOBİ BANKALARIN TAKİBİNDE”

    Öztunç şunları söyledi:

    “Küçük ve orta boy işletmelerin bankacılık sektörüne olan borçlarının bu yılın ilk 10 aylık döneminde yüzde 48,3 oranında artarak 3,1 trilyon liraya kadar yükseldi. Yıl başından eylül ayı sonuna kadar azalma eğiliminde olan KOBİ’lerin vadesinde ödeyemedikleri, bu nedenle takibe alınan kredi borçları ise ekimde 1 milyar liraya yakın artarak 51,6 milyar liraya çıktı. 298 bin KOBİ bankaların takibine düşmüş durumda.

    “ÇİFTÇİLER KREDİ BATAĞINDA! 2MİLYARLIK BORÇ BANKALARIN TAKİBİNDE”

    Tarım sektörünün bankacılık sistemine olan kredi borçları da bu yılın ilk on aylık döneminde yüzde 67,5 oranında artarak 551,1 milyar liraya kadar yükseldi. Tarım sektörü kredilerinin ortalamanın üzerinde büyüdü. Tarım sektörünün kamu bankalarına olan kredi borcu bu dönemde yüzde 77,1 oranında artarak 468,4 milyar liraya yükselirken, özel bankalara olan kredi borçlarındaki büyüme ise yüzde 28,2 oldu. Özel bankaların tarım sektöründen olan kredi alacaklarının bakiyesi ekim sonu itibariyle 82,7 milyar lira düzeyine çıktı. Tarım sektörünün bu borcunun 2 milyar liralık kısmı, zamanında ödenmediği için bankalar tarafından takibe alınan borçlardan oluşuyor.”

    “VATANDAŞIN BANKALARA BORCU 2 TRİLYON 523 MİLYAR”

    Vatandaşın rekor yüksek faizlere rağmen bankalara borçlanmaktan başka çaresi kalmadığını vurgulayan Öztunç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borç bakiyesinin kredi faizlerindeki rekor yükselişe rağmen artışını sürdürüyor. Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 17 – 24 Kasım haftasında 45,6 milyar lira artarak 2 trilyon 523 milyar liraya kadar yükseldi ve söz konusu haftada tüketici kredilerinde 13,4 milyar liralık, kredi kartı borç bakiyesinde ise 32,3 milyar liralık artış yaşandı. Yılbaşından bu yana tüketici kredileri yüzde 35 oranında artarak 1 trilyon 512 milyar liraya, tüketim harcamalarıyla doğrudan ilişkili olan kredi kartı borç bakiyesi ise yüzde 133 oranında artarak 1 trilyon 57 milyar liraya yükselmesi vatandaşın ne kadar vahim bir durumda olduğunun açık bir göstergesidir.”

    “VATANDAŞIN 84 MİLYAR İCRALIK KREDİ BORCU BULUNUYOR”

    Bankaların vatandaşlardan zamanında tahsil edilemediği için icra takibi başlattıkları alacaklarında yılbaşından bu yana 12,8 milyar liralık artış yaşandığını kaydeden Öztunç şunları söyledi:

    “Merkez Bankası’nın hazırladığı Finansal İstikrar Raporuna göre, varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde 41 milyar liralık bir batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor. Dolayısıyla vatandaşların faizleri ve icra masrafları hariç 84 milyar liraya yakın icralık kredi borcu bulunuyor. Ayrıca vatandaşların TOKİ’ye de 59 milyar liralık taksitli konut borcu bulunuyor.

    BDDK’nın bankacılık sektörüne ilişkin verilerinden yapılan hesaplamalara göre ise vatandaşlar bu yıl ocak-ekim döneminde bireysel krediler ve kredi kartı borç bakiyeleri için bankacılık sektörüne 282,1 milyar lira faiz ödedi. Bankalara ödenen faiz geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 91,1 oranında artmıştır. Hem borç bakiyelerindeki artış hem de faiz oranlarının yükselmesi vatandaşların faiz yükünü arttırıyor ve bu nedenle de vatandaşlar giderek gelirinin daha büyük bir kısmını faize ayırmak zorunda kalıyor.”

     

  • TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADİR ALBAYRAK: “HİZMET AŞKINI EBEDİ ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN İDEALLERİNDEN ALIYORUZ”

    TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADİR ALBAYRAK: “HİZMET AŞKINI EBEDİ ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN İDEALLERİNDEN ALIYORUZ”

    Yapımı tamamlanan Çerkezköy Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’nda incelemelerde bulunan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, “Önümüzdeki hafta içerisinde açılışını gerçekleştireceğimiz bu tesisimiz, uzun yıllar boyunca halkımıza hizmet verecektir. Biz heyecanı, enerjiyi ve hizmet aşkını Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ideallerinden alıyoruz” dedi.

    Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların spor yapabilmelerine imkân sağlayacak alanlar kazandırmak amacıyla yapımını tamamladığı Çerkezköy Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’nun açılışını gelecek hafta gerçekleştirmeyi planlıyor.

    Çerkezköy’de yüzücülerin yetişmesine imkan sağlayacak tesisin bünyesinde, basın ve protokol girişi, seyirci girişi, fuaye alanı, bir yarı olimpik yüzme havuzu, bir çocuk eğitim havuzu, 520 kişilik tribün, kadın ve erkek soyunma odaları, hakem odaları, antrenör odaları, basın odası, ilk yardım odası, fitness salonu, sauna, masaj odaları, vitamin bar ve teknik birimler yer alıyor. KDV dahil yaklaşık 45 milyon TL yatırım bedeli ile tamamlanan proje kapsamında tesiste koşu alanları ve bisiklet yolları ve açık otopark da bulunuyor.

    “TESİSİMİZ UZUN YILLAR BOYUNCA HALKIMIZA HİZMET VERECEK”

    Yapımı tamamlanan Çerkezköy Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’nda incelemelerde bulunan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, “Önümüzdeki hafta içerisinde açılışını gerçekleştireceğimiz bu tesisimiz, uzun yıllar boyunca halkımıza hizmet verecektir. Biz heyecanı, enerjiyi ve hizmet aşkını Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ideallerinden alıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ anlayışıyla yetişecek ve dünya çapında büyük başarılar elde edecek sporcuların yetişeceği umuduyla tesisimizin Çerkezköy ilçemize ve Tekirdağ’ımıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

  • GÜLŞAH DENİZ ATALAR: “GEREKLİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINMADAN YIKIMIN YAPILMASI CİDDİ BİR GÜVENLİK İHLALİDİR. ÇOCUKLARIMIZIN DEPREMDE YAŞADIKLARI KORKU YETMEDİ Mİ”

    GÜLŞAH DENİZ ATALAR: “GEREKLİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINMADAN YIKIMIN YAPILMASI CİDDİ BİR GÜVENLİK İHLALİDİR. ÇOCUKLARIMIZIN DEPREMDE YAŞADIKLARI KORKU YETMEDİ Mİ”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, İskenderun’da, bir ilkokulun yanındaki ağır hasarlı binanın yıkımının öğrenciler okul bahçesindeyken yapılmasına ilişkin, “Gerekli güvenlik önlemleri alınmadan yıkımın yapılması ciddi bir güvenlik ihlalidir. Çocuklarımızın depremde yaşadıkları korku yetmedi mi? Okul saatinde ve gerekli güvenlik önlemleri alınmadan yapılan bu yıkım, çocuklarımızın psikolojisini ciddi anlamda etkilemiştir. Özellikle deprem korkusu yaşayan çocuklarımızın böyle bir olayla karşılaşması kabul edilemez. Üstelik teneffüs saatinde olması, akıl almaz bir ihmal olduğunu gösteriyor. Çocukların psikolojisini, insanların sağlığını gözetmeden yapılan yıkımlar anlık bir olay değil, aynı zamanda uzun vadeli çevresel ve sağlık sorunlarına yol açabilecek nitelikte olaylardır” dedi.

    Hatay’ın İskenderun ilçesinde bir ilkokulun yanında bulunan ve 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan bir binanın yıkımı, öğrenciler okul bahçesindeyken yapıldı. Yıkımın görüntüleri sosyal medyada tepki topladı. CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Gölge Bakanı ve Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Atalar, şunları söyledi:

    “Gerekli güvenlik önlemleri alınmadan yıkımın yapılması ciddi bir güvenlik ihlalidir. Çocuklarımızın depremde yaşadıkları korku yetmedi mi? Okul saatinde ve gerekli güvenlik önlemleri alınmadan yapılan bu yıkım, çocuklarımızın psikolojisini ciddi anlamda etkilemiştir. Özellikle deprem korkusu yaşayan çocuklarımızın böyle bir olayla karşılaşması kabul edilemez. Üstelik teneffüs saatinde olması, akıl almaz bir ihmal olduğunu gösteriyor. Çocukların psikolojisini, insanların sağlığını gözetmeden yapılan yıkımlar anlık bir olay değil, aynı zamanda uzun vadeli çevresel ve sağlık sorunlarına yol açabilecek nitelikte olaylardır. Yıkım kaynaklı toz ve zararlı maddelerin yayılması, atıklar ve özellikle asbest yayılımı deprem bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımızın sağlığını doğrudan tehdit etmektedir. Bu sadece bir güvenlik ihlali değil, aynı zamanda çevre ve sağlık açısından da büyük bir sorumsuzluktur. Afet bölgelerinin hassas doğasını göz ardı eden bu tür şehirleşme ve kentsel dönüşüm çalışmaları, iktidarın ihmalkar yaklaşımının bir sonucudur. Bu nedenle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, derhal düzeltici önlemler almalı ve sorumluların gereken hesabı vermesi gerekmektedir.”

     

  • İSTANBUL’DA FETÖ OPERASYONU: 10 GÖZALTI

    İstanbul’da silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’ye yönelik düzenlenen operasyonda 10 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’ye yönelik dün sabah eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyonlarda 10 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.

    Şüphelilerden 7’sinin 2014 KPSS öncesinde FETÖ tarafından kurulan sözde sınav çalışma evlerinin sorumluları oldukları, deşifre olmamak adına operasyonel hatlar üzerinden bu evlerde kalan kişilerle irtibat sağladıkları ve halen aktif kamu personeli oldukları ifade edildi. 3 şüphelinin ise  FETÖ’nün gizli haberleşme yazılımı ByLock kullanıcısı olduğu ve FETÖ içerisinde sözde sorumlu düzeyde faaliyetler yürüttükleri belirlendi.

    Gözaltına alınan şüphelilerden bazılarının “ankesör ve büfe araması” olarak adlandırılan örgütsel iletişim modeline uygun olarak irtibat kayıtlarının olduğu ve askeri öğrencilerle de örgütsel anlamda ilgilendikleri tespit edildi.

    Konuyla ilgili yakalanan şüpheliler hakkında yürütülen tahkikat işlemlerinin devam ettiği belirtildi. 

  • MERCEDES-BENZ, DÜNYANIN EN DEĞERLİ MARKALARI ARASINDA 7. SIRAYA YÜKSELDİ

    MERCEDES-BENZ, DÜNYANIN EN DEĞERLİ MARKALARI ARASINDA 7. SIRAYA YÜKSELDİ

    Interbrand tarafından yapılan değerlendirmede Mercedes-Benz, üst üste sekizinci kez dünyanın en değerli markaları arasında yer alırken dünyanın en değerli lüks otomobil markası olmaya devam etti. Mercedes-Benz’in marka değeri, geçen yıla kıyasla yüzde 9 artarak 61,414 milyar dolara ulaştı. 

    Mercedes-Benz, Interbrand’in her yıl açıkladığı ‘Dünyanın En İyi 100 Markası’ araştırmasında yükselişini sürdürüyor. Yedinci sıraya yükselen Mercedes-Benz, üst üste sekizinci kez dünyanın en değerli on markası arasında yer aldı. Mercedes-Benz’in marka değeri, yüzde 9’luk artışla 61,414 milyar dolara yükseldi. 

    2021’de stratejik düzenlemeye giden şirket, markanın özünü “İkonik lüks arzusu” olarak tanımlayarak iki temel özelliği bir araya getiriyor. Çok sayıda stil belirleyici ikon yaratmış lüks bir otomobil üreticisi olarak güçlü köklere sahip olan marka, ayrıca inovasyon lideri olarak otomobilin gelişimini ileriye götüren öncü bir ruha da sahip. 

    1999 yılından bu yana dünyanın en değerli markalarını araştıran ve analiz eden ABD’li marka danışmanlık şirketi Interbrand, tüm adayları ‘Markanın ürün veya hizmetlerinin finansal performansı’, ‘Markanın satın alma karar sürecindeki rolü’ ve ‘Markanın şirketin gelecekteki kazançlarını güvence altına alma açısından gücü’ başlıkları altında değerlendiriyor.

    ADVERTORİAL YAYIN

  • ALMAN TÜRK DOSTLUK FEDERASYONU’NDAN TUNÇ SOYER’E KÜLTÜR ÖDÜLÜ

    ALMAN TÜRK DOSTLUK FEDERASYONU’NDAN TUNÇ SOYER’E KÜLTÜR ÖDÜLÜ

    Alman-Türk Dostluk Federasyonu tarafından geleneksel olarak verilen Kybele Dostluk Ödülü’nün bu yılki sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu. Başkan Soyer adına ödülü alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, “Bu ödül, İzmir’in kültürel zenginlikleri ve dostluğa yaptığı katkıların da simgelerinden biridir. Bu ödül gelecekteki çalışmalarımızda bize ilham kaynağı olacak. Yaşasın dostluk” dedi.
     
    Alman-Türk Dostluk Federasyonu tarafından 22 yıldır verilen ve iki ülke arasındaki dostluk köprülerinin güçlenmesine katkıda bulunan “Kybele Dostluk Ödülü” bu sene İzmir’de sahibini buldu. Ödül töreni İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Dünya Kenti İzmir Derneği’nin (DİDER) katkılarıyla düzenlendi. Kybele Dostluk Ödülleri kapsamında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve kardeş kenti Bremen’in Belediye Başkanı Andreas Bovenschulte Kybele Kültür Ödülü’ne layık görüldü. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine; İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, Alman-Türk Dostluk Federasyonu Genel Başkanı Cihan Sendan ve yönetimi, Bremen Senatörü Özlem Ünsal, Dünya Kenti İzmir Derneği (DİDER) Yönetim Kurulu Başkanı, Avrupa Türk İş İnsanları Birliği Başkanı Ahmet Güler, İzmir Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanı Gökçe Başkaya, iş dünyası, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile temsilcileri katıldı. 
     
    KARCI: ÇALIŞMALARIMIZDA İLHAM KAYNAĞI OLACAK 

    Kültür Ödülü’nü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adına İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı aldı. Karcı, “Bu ödül İzmir’in kültürel çeşitliliği ve dostluk bağlarının güçlenmesine katkıda bulunan tüm paydaşların eseridir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin değil sadece. Türk ve Alman dostluğunun da yansımasıdır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iki ülke arasındaki kültürel bağları güçlendirmek, ortak projelerle birbirimize daha da yaklaşmak için bir araya gelmek hepimizin ortak hedefidir. Belediyemiz Türk-Alman işbirliğini desteklemek ve bu dostluğu daha da pekiştirmek adına önemli adımlar atmıştır. Kardeş kentimiz Bremen ile İzmir arasında güçlü kültürel bağlar, güçlü bir dayanışma atmosferine zemin oluşturmuştur. Bremen’den kentimizi ziyaret eden Senatör Özlem Ünsal’ın aramızda olması İzmir-Bremen ilişkilerinin somut adımlarla geliştiğinin göstergesidir. Bu ödül, İzmir’in kültürel zenginlikleri ve dostluğa yaptığı katkıların da simgelerinden de biridir. Bu ödül gelecekteki çalışmalarımızda bize ilham kaynağı olacak. Yaşasın dostluk” dedi. 
     
    ÜNSAL: GÜZEL DOSTLUĞU PEKİŞTİRECEĞİZ

    Kültür Ödülü’ne layık görülen bir diğer isim olan Bremen’in Belediye Başkanı Andreas Bovenschulte adına ödülü Bremen Senatörü Özlem Ünsal aldı. Ünsal, “Dostluğumuz o kadar çok alanda gerçekleşti ki… Bunu İzmir-Bremen kardeşliği anlaşmasına bağlayarak da söyleyebilirim. Biz bugün kültürel, ticaret, üniversite gibi birçok kolda çok güçlü dostluklar kurduk. Bunu da pekiştirmek için 3 gün İzmir’deyim. Çok anlamlı görüşmeler yapacağız. Güzel dostluğu pekiştireceğiz” dedi.
     
    ÖDÜLLERİN SAHİPLERİ BELLİ OLDU

    Altı dalda verilen ödüller ve sahipleri şöyle oldu: Onur Ödülü Bavyera Eyalet Başbakanı Dr. MarkusSöder, Kültür Ödülü İzmir adına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kültür Ödülü Bremen adına Bremen Belediye Başkanı Andreas Bovenschulte, Ekonomi Ödülü AnexTour Yönetim Kurulu Başkanı Neşet Koçkar, Spor Ödülü Türkiye Futbol Milli Takımı Eski Başantrenörü Stefan Kuntz, Turizm Ödülü TCWTA Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ve Diyalog Ödülü Avrupa Türk İş İnsanları Birliği Başkanı, DİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Güler.

  • BUCA BELEDİYESİ ULUSLARARASI TURİZM VE TİCARET FUARI’NDA

    BUCA BELEDİYESİ ULUSLARARASI TURİZM VE TİCARET FUARI’NDA

    Buca Belediyesi, dünyanın dört bir yanından turizm profesyonellerini bir araya getiren Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi’ne katıldı.  Başkan Erhan Kılıç, Buca Belediyesi olarak kente sağladıkları katkılar, hazırladıkları projeler ve çalışmalarla fuarda yerlerini aldıklarını belirterek, tüm ziyaretçileri Buca Belediyesi standına davet etti.

    Türkiye’nin en büyük uluslararası turizm platformu haline gelen Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi  bu yıl 7-9 Aralık 2023 tarihlerinde Fuar İzmir’de gerçekleştiriliyor. Dünyada birçok ülkenin ve Türkiye’nin dört bir yanından kentlerin katıldığı, kültürel, tarihi ve doğal güzelliklerin yanında yöresel lezzetlerin de tanıtıldığı fuar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor.

    BAŞKAN KILIÇ’TAN DAVET VAR

    Buca’nın doğal güzellikleri, tarihi sokakları, levanten köşkleri ile aynı zamanda önemli  turizm noktalarından biri olduğunu ifade eden Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, ticaret ve turizm sektörünün bir araya geldiği fuarda yer almaktan mutlu olduklarını ifade etti. Başkan Kılıç  “Buca Belediyesi olarak kente sağladığımız katkılar, projelerimiz, tarım, sosyal, kültürel alanlarda yaptığımız çalışmalarla fuarda yerimizi alıyoruz. Konuklarımızı standımıza bekleriz” diye konuştu.

    ZİYARETÇİLERE HEDİYELER DAĞITILDI

    Buca Belediyesi, bu yıl 17. kez gerçekleştirilen fuarda İzfaş Gaziemir Fuar alanı Hol- A C106 no’lu stantta birbirinden güzel Buca görselleri ile yerini aldı. Buca’nın tarihi, turistik ve kültürel zenginliklerinin tanıtıldığı stant katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.  Fuara gelen ziyaretçilere , Buca’nın tarihi yapılarının tanıtıldığı  ‘Buca’da Tarih’ isimli kitapçık, ‘Yarının Buca’sı’ kapağı ile yayınlanan ve Buca Belediyesi’nin çalışmalarının anlatıldığı dergi ile çeşitli promosyon hediyeler verildi.

     

  • İSTANBUL’DA IŞİD VE EL KAİDE OPERASYONU: 9 GÖZALTI

    İstanbul’da IŞİD ve El Kaide silahlı terör örgütlerine yönelik düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda 9 şüpheli yakalandı.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, silahlı terör örgütleri IŞİD ve El Kaide ve çatışma bölgeleriyle bağlantılı şüphelilerin tespitine yönelik çalışma yürütüldü.

    Yapılan çalışmalarda Türkiye için de tehdit oluşturduğu tespit edilen şüphelilere yönelik operasyon düzenlendi. 9 ilçede 13 ayrı adrese eş zamanlı yapılan operasyonlarda 9 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler işlemlerinin tamamlanması için emniyete götürüldü. 

    Şüphelilerin ikametlerde yapılan aramalarda kimliksiz/vizesiz olarak tespit edilen 3 yabancı uyruklu sınır dışı işlemleri için ilgili birimlere teslim edildi.

    İşlemlerinin tamamlanması için emniyete götürülen 9 şüpheli hakkındaki tahkikat işlemlerinin ise devam ettiği belirtildi. 

  • SEFERİHİSARLI KADINLARA SAVUNMA SANATI KURSU

    SEFERİHİSARLI KADINLARA SAVUNMA SANATI KURSU

    Seferihisar Belediyesi, kadına karşı şiddetle mücadele kapsamında kadınlar için ücretsiz savunma sanatları kursu açtı. Eğitimlere ilk etapta 35 kadın kayıt yaptırdı.

    Seferihisar Belediyesi tarafından kadınların kendi öz savunmalarını sağlaması için açılan kurs haftada 2 gün, antrenör Sabah Vural ve Şerife Eyüpoğlu Temese eşliğinde veriliyor. Tekvando Antrenörü Sabah Vural, kurslara daha fazla kadının katılmasını beklediğini ifade ederek, “Kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmamız çok önemli. Şiddet artık her yerde. Kadın olarak bazı saatlerde dışarı çıkıp yürümeye dahi korkar olduğumuz bu zamanlarda tüm hemcinslerimin kendini savunmayı öğrenmesi için elimden geleni yapmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

    KADINLAR GÜVENDE HİSSEDİYOR

    Kursa katılan Funda Ayberk ise duygularını şu cümlelerle ifade etti: “Savunma Sanatları Atölyesine hem spor yapmak hem de kendimi özgür hissedebilmek için başladım. 3 haftadır bu kursa devam ediyorum. Özgüvenimi arttırdı.”  

    Kendini savunmayı öğrenmeye geldiğini belirten Sevgi Çeber, “Birçok hareketi yapamayıp zorlansam da kendimi bu alanda geliştirmeye çalışmaktan çok keyif alıyorum. Hem sağlığım için spor yapıyor hem de kendimi savunmayı öğreniyorum” dedi. Kursa büyük bir mutlulukla gelen Seher Şahingöz de devam ettiği sürece kursu asla bırakmayacağını söyleyerek, bu imkanı kendilerine sağlayan Belediye Başkanı İsmail Yetişkin’e teşekkür etti.

    “ŞİDDETE KARŞI HEP BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ”

    Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, “Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi her alanda hep birlikte sürdürmek zorundayız. Seferihisar Belediyesi olarak kadınları eğitim, sanat, spor gibi alanlarda daha fazla yer almaya teşvik etmek için projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Kadınların karşılaşabileceği herhangi bir tehlikeye karşı öz savunma eğitimlerine de başladık. Keşke bu eğitimlere ihtiyaç duymasaydık. Ancak şiddet olayları giderek artıyor ve kadınlar fiziksel olarak kendilerini korumak zorunda kalıyor” diye konuştu.