Blog

  • SEFERİHİSAR BELEDİYESİ’NDEN DEPREM TATBİKATI

    SEFERİHİSAR BELEDİYESİ’NDEN DEPREM TATBİKATI

    Seferihisar Belediyesi, 6,9 şiddetinde olası bir deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili tatbikat gerçekleştirdi. Gerçeği aratmayan tatbikata belediye çalışanları katılırken, çevredeki vatandaşlarda dikkatli bir şekilde tatbikatı izledi. 

    Afet İşleri Müdürlüğü’ne bağlı Arama Kurtarma Ekibi tarafından gerçekleştirilen tatbikat senaryosu kapsamında, Seferihisar Belediyesi ana ve ek hizmet binalarında alarm sesinin yankılanmasıyla birlikte personel binadan tahliye edildi. Tahliyenin ardından bahçede Seferihisar Arama Kurtarma ekibi (SAK) tarafından yangın ve arama kurtarma faaliyeti gerçekleştirildi.

    GÖÇÜK VE YANGINA MÜDAHALE EDİLDİ

    Tatbikat senaryosu kapsamında Seferihisar Belediyesi’nin eski ek hizmet binası içindeki Muhtarlıklar Müdürlüğü’nde meydana gelen göçüğe ve yanındaki elektrik panolarında çıkan yangına da müdahale edilirken, göçük altında kalan bir kişi de kurtarılarak sağlık ekipleri tarafından ilk müdahale yapıldı. Seferihisar Arama Kurtarma ekibi tatbikat alanında oluşturulan simülasyon üzerinde İNSARAG(Uluslararası Arama Kurtarma Birlikleri Danışma Kurulu) standartları kapsamında çalışmalarını başarıyla tamamladı.

  • MERAL AKŞENER: “BİZ ÜLKEMİZ ADINA YETERİ KADAR FEDAKARLIK YAPTIK. ŞİMDİ KENDİ BAŞIMIZA HÜR VE MÜSTAKİL OLARAK SEÇİME GİTMEK İSTİYORUZ”

    Haber: MERVE GÜVEN / Kamera: DURSUN ALKAYA

     

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Trabzon’da, “Biz adaylarımızın gayretleriyle milletimizin gönlüne girip, milletimizin teveccühünü almak onların oyuna talip olmak için yola çıktık. Seçimlerin neticesinde de 2028’de bu ülkenin başına partimizden bu ülkeyi seven ben olurum bir başkası olur; buradan bir arkadaşımızı bu ucube sistemi değiştirmek üzere cumhurbaşkanı seçeceğiz. Hedefimiz budur. Biz ülkemiz adına yeteri kadar fedakarlık yaptık. Yeteri kadar gayret sarf ettik. Yeteri kadar elimizden ne geliyorsa fazlasıyla ortaya koyduk. Şimdi kendi başımıza hür ve müstakil olarak seçime gitmek istiyoruz. Bunun kararını milletimiz verecek. Ne için milletin kararına bu kadar müdahale etmeye kalkışıyorsunuz” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün Trabzon’da “Teşkilat Buluşması” programında konuştu. Akşener şunları söyledi:

    “ÇOK SERT VE UZUN BİR YOLCULUKTAN GELİYORUZ”

    “Bu salonları bize vermiyorlardı, otellerden iki hafta üst üste kalırsak kovuluyorduk. Ben eski İçişleri Bakanıyım polis evlerinde kalma hakkım var. Bu yolculuk sürecinde tam 2007’den 2015 yılına kadar polis evinde kaldım. Ondan sonra bu yolculuğu yapıyoruz diye polis evinden atıldım. Tarihimizde ilk defa bir eski bakan hem de devletin kanunuyla korunan, devletin kanunuyla terörle mücadele yasasına göre bizzat devletin tahsis ettiği polislerle korunan İçişleri eski Bakanı o polis evinde yer yok diye çıkarıldı. Paramızla bir otelde kalmaya başladık, aradan 1 ay geçti o otelden de alınan tehditler nedeniyle atıldı. Bir başka otelde kalmaya başladık 15 Temmuz olduktan sonra 5’linin içinden çok önemli bir iş adamı MİT’e şikayet etti. Otelin sahibi MİT tarafından kontrole uğradı. ‘Kaldığımın odamın parasını kim ödedi’ diye araştırıldı. Kredi kartıyla ödendiği için otelin sahibi yırttı. Partimizi kurmaya kalkıştık, inanılmaz zorluklarla karşılaştık. Nihayetinde her bir il binasının açılışına gittik. Çok sert ve uzun bir yolculuktan geliyoruz.

    “BİZ HAKSIZLIĞA İDMANLIYIZ AMA HİÇBİR HAKSIZLIĞA BU ÜLKE ADINA BU MİLLET ADINA BOYUN EĞMEDİK”

    Bir tek eksiğimiz var. İYİ Parti’de aynı eksikliği gelenek olarak sürdürüyor. ‘Sen övünme el övsün.’ Ama anlatmadan olmuyor. Bugünün Türkiye’sinde eğer siz anlatmazsanız, biz anlatmazsak kimse kimseyi duymuyor ve dinlemiyor. Siz birbirinizi övmelisiniz. Hayatım boyunca arkadaşlarımı övmeye, onlara saygı duymaya, onları gençlere anlatmaya gayret ettim. Muhteremler bizi hafife almayın. Biz açlığa idmanlıyız. Biz hakarete idmanlıyız. Biz haksızlığa idmanlıyız ama hiçbir haksızlığa bu ülke adına bu millet adına boyun eğmedik. Bunun karşılığında hangi bedeli ödemek gerekiyorsa Allahımıza bin şükür onu da ödedik. Tuzu kuru olabilecek insanlarız niye buradayız? Biz bu ülkenin insanlara haksızlıkları ortadan kaldırmak için buradayız. Onun için bir çok haksızlığa karşı çıktık. Pek çok yanlışlıkla mücadele ettik. Kendimiz bedel ödemeye hazır olduk, milletimizi bedel ödemekten kurtarmak için.

    “BİZE HER ŞEYİ YAPTILAR AMA BİR ŞEYİ YAPAMADILAR; BİZİ YIKAMADILAR”

    Buraya gelirken 55 yaşında, 64 yaşında hem emekli hem inşaatlarda çalışan elleri nasır içerisinde erkekler gördüm. 8 bin 500 lira emekli maaşı alıp ağlayan insanlar gördüm. Emeklilik konusunda derdi olan, ‘ben açım’ diye bağıran insanlar gördük. Bunların konuşulması gerekirken Türkiye’de ne konuşuluyor? İttifaklar konuşuluyor, oculuk buculuk konuşuluyor, sizin derdiniz dışında her şey konuşuluyor. Gencecik bir kadın geldi, ‘Kızım işsiz ben çok zor durumdayım, ne olursun kızıma iş’ dedi. Benim yaşlarında bir hanım geldi, ‘Anası babası terk etti ben babaanneyim, 9-12 yaşında iki torun başımda ben 3 bin lira alıyorum açım’ dedi. Bir başka baba, ‘Oğlum 6 yıl evvel mezun oldu hala işsiz’ dedi. Normalde bunların konuşulması gerekirken eğer bu dertleri unutturacak, sizi görmeyecek üstte yumruklaşma oluyorsa bilin ki bu bir üç kağıttır. Biz bu üç kağıtları ortadan kaldırmak için yola çıktık. Biz bu dertlere çözüm üretmek için yola çıktık. 24 saat benim şahsımda, arkadaşlarıma hakaret ediliyor. Biz alışkınız, bize ağabey dediklerimiz, dost bildiklerimiz ‘nesebi gayri sahih’ dedi. Bize her şeyi yaptılar ama bir şeyi yapamadılar; bizi yıkamadılar. Vatandaşın gözünde yok edemediler. Onun için biz İYİ Parti olarak bu ülkeyi yönetmeye talibiz.

    “KARARIN MİLLET NEZDİNDE SONUÇLARI BİZİ İLGİLENDİRİYOR”

    Biz bir karar aldık, 9 saat konuştuk. Ne bir belediye başkanına ne CHP’ye en küçücük bir haksızlık en küçücük bir hakaret cümle, kelime, harf sarf etmeden kendi aramızda konuştu. ‘Seçimlere nasıl gitmeliyiz’ dedik. Tam 9 saat konuştuk, bu ülkede böyle bir siyasi parti yok. Bütün arkadaşlarımla gurur duyuyorum. İş birliğine 14 kişi ‘evet’ dedi, 35 kişi ‘hayır’ dedi, bir arkadaşımız gelmediği için onun oyu yok. Sonuç itibarıyla böyle bir karar aldık. Bu kararın millet nezdinde sonuçları bizi ilgilendiriyor. Milletimiz bu kararımıza teveccüh ederse gereğini yapacak, adaylarımız seçilecek. ‘Yanlış yaptın Meral Akşener ve İYİ Parti’ diyorsa onunda sorumluluğunun tamamı karşınızda duran kişiye ait. Elbette ‘baş üstüne milletim’ diyeceğiz. Anlayamadığım, anlamlandıramadığım hem Cumhur İttifakı’nı destekleyenler hem masada bulunup Millet İttifakı’nı daha doğrusu CHP’yi desteklediğini iddia edenler 24 saat küfür ediyorlar. Bu kararı verecek olan milletimiz. Siz de küfretmek yerine, iftira atmak yerine proje üretin, milletimizin derdine yönelik çalışma yapın. Söylediğimiz her kelimeden bir sonuç çıkararak fitne salan mı ararsınız, ne zamandır Atsız’ın şiirleri birilerine gönderme oluyor, ne zamandır bir siyasi partinin projeleri bir başka yerin eleştirisi oluyor? Kaldı ki eleştirebiliriz. Biz artık an itibarıyla bunların dışına çıktık ve çıkmaya kararlıyız.

    “ŞİMDİ KENDİ BAŞIMIZA HÜR VE MÜSTAKİL OLARAK SEÇİME GİTMEK İSTİYORUZ”

    Biz adaylarımızın gayretleriyle milletimizin gönlüne girip, milletimizin teveccühünü almak onların oyuna talip olmak için yola çıktık. Seçimlerin neticesinde de 2028’de bu ülkenin başına partimizden bu ülkeyi seven ben olurum bir başkası olur; buradan bir arkadaşımızı bu ucube sistemi değiştirmek üzere cumhurbaşkanı seçeceğiz. Hedefimiz budur. Biz ülkemiz adına yeteri kadar fedakarlık yaptık. Yeteri kadar gayret sarf ettik. Yeteri kadar elimizden ne geliyorsa fazlasıyla ortaya koyduk. Şimdi kendi başımıza hür ve müstakil olarak seçime gitmek istiyoruz. Bunun kararını milletimiz verecek. Ne için milletin kararına bu kadar müdahale etmeye kalkışıyorsunuz?

    Biz zora, hizmete, bu ülkeyi yönetmeye talibiz. İnsanımız yorulmuş, PKK imasından yorulmuş, HDP iddiasından yorulmuş. Bir çok şeyden yorulmuş. Yorulduğu için de pek çok arkadaşımız, ‘daha evvel şu partiye oy veriyordum, bu defa size oy vereceğim’ dedi. Allah doğru yoldan ayırmasın.”

     

  • MOTO KURYEYE ÇARPARAK ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN SOMALİ CUMHURBŞKANI’NIN OĞLU HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI

    GAYE ŞEYMA CAN

    İstanbul’da, 30 Kasım’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde meydana gelen kazada moto kurye Yunus Emre Göçer’in ölümüne neden olan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil, 30 Kasım’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde moto kuryeye Yunus Emre Göçer’in (38) kullandığı motosiklete arkadan çarpmıştı. Kazada, ağır yaralanan Yunus Emre Göçer, kaldırıldığı hastanede 6 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. 

    Öte yandan, motokurye Yunus Emre Göçer’in motosikletine arkadan çarpan Mohammed Hassan Shekh Mohamud, kazanın ardından polis merkezinde ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Bu da tepkilere yol açmıştı. Bir grup motorkurye, 1 Aralık Cuma gün Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önüne gelerek avukat Iyaz Çimen ile birlikte basın açıklaması yaparak Yunus Emre Göçer için adalet istemişti.

    ARAÇ SÜRÜCÜSÜNE YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI VERİLMİŞTİ

    Tepkilerin ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine motokurye Yunus Emre Göçer’in ölümüne neden olan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud hakkında yurt dışı çıkış yasağı kararı verilmişti.

    ŞÜPHELİ HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI 

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bugün, şüpheli Mohammed Hassan Shekh Mohamud hakkında yakalama kararı çıkarılmasını ve yakalama anından itibaren 24 saat içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’nda hazır edilmesini talep etti. 

    Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği de talep doğrultusunda şüpheli hakkında yakalama kararının çıkarılmasına karar verdi.

  • YENİMAHALLE BELEDİYESİ KALİTE SINAVINDAN GEÇTİ

    YENİMAHALLE BELEDİYESİ KALİTE SINAVINDAN GEÇTİ

    Yenimahalle Belediyesi, TSE yetkililerinin saha ve masa başı tetkikleri sonucunda kalite sınavından başarıyla geçti.

    TSE’nin her yıl yaptığı denetimlerden geçen Yenimahalle Belediyesi, 29-30 Kasım’da gerçekleşen Kalite Yönetim Sistemi ISO EN 9001:2015 KYS 1. Gözetim Tetkiki kapsamında kalite sınavından geçti.

    Belediye meclis salonunda gerçekleştirilen Kalite Yönetim Sistemi 1’inci Gözetim Tetkiki toplantısına, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın yanı sıra Başkan Yardımcıları Yaşar Neslihanoğlu, Erhan Aras, Hüseyin Boran, Kalite Yönetim Temsilcileri ve birim müdürleri katıldı.

    STANDARTLARI YAKALAMAYA VE HEDEFİMİZİ DOĞRU SEÇMEYE ÇALIŞTIK

    Toplantıda Yenimahalle’de her şeyin kanuna ve standartlara uygun olması için özveriyle çalıştıklarını söyleyen Başkan Yaşar, “Yenimahalle’de yaşayan vatandaşların yaşam kalitesinin yükseltmek için elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz. Büyük yol aldık, kurumsallaştık. Hangi standartlarda çalışırsak verimli olunacağını biliyoruz. Onun için geçen dönemlerde de TSE’den gelen arkadaşlarla çeşitli toplantılar gerçekleştirdik. Biz de gördükleri doğruları, eksiklikleri anlattılar. Biz kamu kaynaklarını kullanıyoruz, bu yüzden ister genel idare ister yerel idare olalım o kaynakları verimli kullanmakla mükellefiz. Her meslekte olduğu gibi belediyecilikte de belli standartlar belirlenmiş. Yenimahalle’de göreve geldiğimiz günden beri bu standartları yakalamaya ve hedefimizi doğru seçmeye çalıştık. Bu kapsamda kalite sınavından geçmenin gururunu yaşıyoruz. İki gündür belediyemizde tetkiklerde bulunan TSE ekibine teşekkür ediyorum” dedi.

    Denetimin olumlu geçtiğini ve her hangi bir sorunla karşılaşmadıklarını dile getiren TSE Baş Tetkikçisi Ertuğrul Altındağ da “Denetimlerde 2 gün boyunca birimler tetkik edilerek, kalite yönetim sisteminin etkinliği denetlendi. Yenimahalle Belediyesi’nde TSE standartlarına uygun sistemin kurulduğu ve yürütüldüğü görüldü. Başarılarınızın devamını diliyoruz” diye konuştu.

     

  • AKŞENER’İN TRABZON’DA DİNLEDİĞİ İŞÇİ EMEKLİSİ VATANDAŞ: “SEKİZ BİN LİRA MAAŞIM VAR. AĞLAYACAĞIM. EVDE HANIMLA HER GÜN KAVGA. YAŞIM 64. BİN 600 LİRA KİRAM BEŞ BİN LİRA OLDU”

    Haber: MERVE GÜVEN / Kamera: DURSUN ALKAYA

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Trabzon’da dinlediği işçi emeklisi; “35 sene çimentoda çalıştım. 13 sene de fazla çalıştım. Sekiz bin lira maaşım var. Ağlayacağım. Evde hanımla her gün kavga. Yaşım 64. Bin 600 lira kiram beş bin lira oldu. Yüzde 100 versen ne olacak” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Trabzon’da vatandaşlarla sohbet etti. Bir vatandaş, Akşener’e şunları söyledi:

    “Biz çok iyi değiliz. İyi olacağız inşallah. Geçinemiyoruz. Üç tane çocuğum var, üçü de okuyor. Bir tanesi küçük. Kirada duruyorum. 5 bin lira kira veriyorum. Doğal gaz 3-4 bin liradan aşağı gelmiyor. Kocam, güvenlik görevlisi; aldığı asgari ücret. Yetmiyor. Dün akşam kahvaltı yaptık. Duysun. Gizli saklımız yok. Zeytin, peynir…”

    Bir emekli, şunları söyledi:

    “Şurada emekli vatandaşlar, hep bankta oturuyor. Diğerleri de orada 15-20 lira çay parası veremediği için şurada oturuyor. 35 sene çimentoda çalıştık. 7 bin küsur ile emekli oldum. 13 sene de fazla çalıştım. Sekiz bin lira maaşım var. Kamu kesiminde çalışan, küçümsemiyorum, bir paspasçı ile beraber, bir çaycı; yıl başında 30 – 35 bin liranın hesabını yapıyor. Medya da habire gözüme sokuyor, memur maaşı diye. 8 bin lira. Ben teknik personeldim, sekiz bin lira. Ağlayacağım. Evde hanımla her gün kavga. Yaşım 64. Bin 600 lira kiram beş bin lira oldu. Özelleştirmeden de atıldık, oradan da yedik devletten tekmeyi. 8 bin lira da maaşım var. Ben devletin kasasından yemedim, çalıştım devletin kasasına para koydum. Yüzde 100 versen ne olacak. Beş altı seneden beri, şurada çay içmedim.”

  • BAYRAKLI’DA SON 4,5 YILDA 20 BİN SOKAK HAYVANINA SAĞLIK HİZMETİ

    BAYRAKLI’DA SON 4,5 YILDA 20 BİN SOKAK HAYVANINA SAĞLIK HİZMETİ

    Bayraklı Belediyesi, can dostlara yönelik faaliyetleriyle de fark yarattı; 4,5 yılda 19 bin 945 sokak hayvanına sağlık ve bakım hizmeti verdi. Başkan Serdar Sandal, “Hayatı can dostlarla birlikte paylaşıyoruz. Bu nedenle sokak hayvanlarına sahip çıkıyor ve yaşam haklarını koruyoruz” dedi.

    HER MAHALLEYE YENİ KEDİ EVİ

    Bayraklı Belediyesi, sokak hayvanlarına yönelik hizmetleriyle örnek olmaya devam ediyor. Yerinde ya da klinikte uygulanan; tedavi, aşılama, bakım ve kısırlaştırma işlemleriyle can dostlar yalnız bırakılmıyor. Sokak hayvanlarına poliklinik, rehabilitasyon, beslenme, barınma gibi temel konularda aralıksız çalışmalarını sürdüren belediye, bu kapsamda son 4,5 yılda vatandaşlardan gelen 19 bin 601 talebi değerlendirdi ve bakıma muhtaç 19 bin 945 sokak hayvanı tedavi edildi. Bu süreçte 4 bin 724 kuduz aşısı yapılırken, 4 bin 837 sahipsiz hayvan kısırlaştırıldı. 306 can dost ise sahiplendirilerek sıcak yuvaya kavuşturuldu. Ekipler, ilçenin 70 noktasına da su ve mama bıraktı, onlarca yeni kedi yuvası yapıldı.

    TAM DONANIMLI YENİ MERKEZ

    Doğançay’ın ardından ikinci Veteriner Hizmetleri Birimi’ni Mansuroğlu Mahallesi’nde tamamlayıp, hizmete açan Bayraklı Belediyesi, binaya ‘Sokak Hayvanları Bakım ve Tedavi Merkezi’ ismini verdi. Bayraklı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’nün ikinci birimi olarak hizmet veren merkez, rehabilitasyon, yoğun bakım, kan sayımı, ozon tedavisi, ultrason, kan ve dışkı parazitleri tanı ve tedavisi gibi işlemleri üstleniyor. Bölgenin önemli ihtiyacına yanıt veren merkez, vatandaşlardan da tam not alıyor.

    TOPLUM BİLİNCİ ÖNEMLİ

    Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmek için çalışıyoruz. Bu konuda duyarlı vatandaşlarımızın destekleri de çok önemli. Özellikle kış aylarında yemek ve su bulmakta zorlanan sokak hayvanlarımıza toplum olarak sahip çıkmalıyız. Bayraklı Belediyesi olarak sokak hayvanlarımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Her alanda olduğu gibi, sağlıkta da eksiksiz bakım ve tedavi hizmetimizi aralıksız sürdüreceğiz” dedi.

     

  • BUCA BELEDİYESİ’NİN GEZİLERİNE 12 BİN 486 KİŞİ KATILDI

    BUCA BELEDİYESİ’NİN GEZİLERİNE 12 BİN 486 KİŞİ KATILDI

    Buca Belediyesi’nin kentin tarihi ve turistik noktalarına ücretsiz olarak düzenlediği gezilerde yetişkinler moral depolarken, ilçenin minikleri deniz ve güneşle buluştu. Yaklaşık beş yıllık süreçte farklı noktalara düzenlenen gezilere toplamda 12 bin 486 Bucalı katıldı.

    Belediye Başkanı Erhan Kılıç’ın “Yarının Buca’sı” hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Buca Belediyesi, ilçede hizmet çeşitliliğini artırarak vatandaşların moral depolamalarını sağlamak amacı ile kent gezileri düzenledi.  Buca’da yaşayan binlerce kişinin katıldığı turlar 50 yaş üstü vatandaşlar için kentin tarihi  turistik beldeleri  Şirince, Nazarköy, Birgi’ye düzenlenirken; çocuklar ve ebeveynlerinin sıcak yaz günlerinde serinlemeleri için Gümüldür Tabiat Parkı’na gerçekleştirildi. Şirince, Birgi ve Nazarköy’e düzenlenen turlara 6947 Bucalı katılırken; Gümüldür Tabiat Parkı gezisine 5539 çocuk ve ebeveyni katıldı.

    Etkinliklere ilgi yoğun olurken, vatandaşlar bugüne kadar gitme fırsatı bulamadıkları İzmir’in şahane kasaba ve köylerini gezme fırsatı elde ettiler. Gümüldür Tabiat Parkı’na düzenlenen geziye katılan Bucalı minikler ise ebeveynleri ile beraber gün boyu denize girme ve eğlenme fırsatı buldu.

    50 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLAR FAYDALANDI

    Ekim ayı boyunca pazartesi, çarşamba ve cuma günleri olmak üzere haftanın üç günü düzenlenen geziler kentin turizm merkezlerine gerçekleştirildi. Buca Belediyesi önünden hareket eden araçlarla ücretsiz olarak düzenlenen turistik geziler kapsamında, pazartesi günleri ünlü turizm merkezlerinden Şirince’ye, çarşamba günleri Birleşmiş Milletler tarafından dünyanın en iyi 32 köyünden biri olarak tescillenen Ödemiş Birgi’ye ve cuma günleri nazar boncuğu yapımı ile dünyanın dikkatini çeken Kemalpaşa Nazarköy’e gidildi. Turistik gezilere Buca’da ikamet eden ve 50 yaş üzeri vatandaşlar katıldı.

    ÇOCUKLAR DENİZLE BULUŞTU

    Buca Belediyesi, yazın sıcak günlerinde dar gelirli yurttaşların serinlemesi için Gümüldür Tabiat Parkı’na günübirlik gezi düzenledi. Çocukların deniz kültürüyle iç içe olmalarını sağlamak ve ailelerine de unutulmaz bir gün yaşatmak isteyen Buca Belediyesi, salı ve perşembe günleri  iki otobüsle ulaşım hizmeti gerçekleştirdi.

     

  • ERDOĞAN: “15 ARALIK SONRASI PEYDERPEY ADAY AÇIKLAMALARIMIZI YAPARIZ”

    ERDOĞAN: “15 ARALIK SONRASI PEYDERPEY ADAY AÇIKLAMALARIMIZI YAPARIZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atina dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, AKP ve MHP heyetlerinin yerel seçim çalışmalarına ilişkin “Yapılan çalışmayı gözden geçirerek süratle adım atıp, 2024’e dair Devlet Bahçeli ile bir araya gelip kararımızı vereceğiz ve yola çıkacağız. 15 Aralık sonrası peyderpey aday açıklamalarımızı yaparız” dedi. Erdoğan, Doğu Akdeniz’deki enerji konusuyla ilgili soru üzerine “Bu iş birliğini sadece enerji alanında değil nükleer enerji dahil tüm alanlarda geliştirmenin, genişletmenin gayreti içindeyiz. Mesela bizim Sinop’ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan’a da imkan tanıyabiliriz” ifadesini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin beşinci toplantısına katılmak üzere gittiği Yunanistan’ın başkenti Atina’dan Türkiye’ye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “İki ülke, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahiptir. Bunu teminen, üst düzey diyaloğumuzun devamının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim. Dostum Miçotakis’i müteakip konsey toplantısı için Ankara’ya davet ettim. Ziyaretim sırasında, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu üyelerini de kabul ettim. Soydaşlarımızla hasbihal ederek sorunlarını dinledim. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklı azınlık haklarından tam manasıyla yararlanmaları konusundaki desteğimizi kendilerine bir kez daha ifade ettim. Gayet olumlu bir atmosferde geçen ziyaretimin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına inanıyorum. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların işbirliğimizin geleceği açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum.

    “SİNOP’TA İNŞA EDİLECEK NÜKLEER SANTRALİN ENERJİSİNDEN YUNANİSTAN’A İMKÂN TANIYABİLİRİZ”

    (Doğu Akdeniz’deki enerji konusunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine) Bu iş birliğini sadece enerji alanında değil nükleer enerji dahil tüm alanlarda geliştirmenin, genişletmenin gayreti içindeyiz. Mesela bizim Sinop’ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan’a da imkan tanıyabiliriz. Biliyorsunuz biz Ataşehir’de bir enerji Hub’ı yapalım dedik. Oradaki kulelerden bir tanesini sadece bu enerji dağıtım imkanlarını seferber ettiğimiz bir hale getirelim istiyoruz. Biliyorsunuz Trakya’da, Rusya’dan gelecek doğal gaz ile oradan Balkanlar’a ve Avrupa’ya gaz temininde bir merkez olma kararımız mevcut. Bu konuda da Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile mutabık kaldık. Doğu Akdeniz’deki gerginlikler en çok bölgenin önemli ülkeleri olan Türkiye ve Yunanistan’ı olumsuz etkiler. Bu nedenle biz buradan ne gibi imkanlar elde ederiz, ülkelerimizin yararına ne gibi olanaklar oluştururuz bunun hesabı, gayreti içerisinde olmamız lazım. Bu konuya Sayın Miçotakis’in olumlu yaklaştığını söyleyebilirim. Temennimiz odur ki, biz bardağın dolu tarafıyla ilgilenelim, boş tarafıyla ilgilenmeyelim. Bölgemizin doğal zenginliklerinin hakça paylaşımı noktasındaki tutumumuz başından beri aynı. Kimsenin hakkında, hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı da kimseye çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür. Yeter ki bunu sağlayacak zemini inşa edip, doğru yol haritaları oluşturalım ve provokasyonlara fırsat vermeyelim. Düzenlenmesini önerdiğimiz bu konferans işte o zeminin oluşturulması için doğru bir yaklaşım olacaktır.

    “SAVUNMA HARCAMALARIMIZA YUNANİSTAN’LA MUKAYESE EDİLMEYECEK DÜZEYDE DİKKAT EDİYORUZ”

    (Türkiye ve Yunanistan’ın savunma alanındaki harcamaları sorusu üzerine) Şunu göğsümü gere gere söyleyebilirim ki, biz şu anda 85-86 milyon nüfusuyla, 780 bin kilometrekare yüz ölçümüne sahip bir ülke olarak savunma harcamalarımıza Yunanistan’la mukayese edilmeyecek düzeyde dikkat ediyoruz.

    Bu rakamlar bize daha önce hep gelmiştir, takip etmişizdir. Mesela Ege Denizi üzerinde Türkiye ve Yunanistan’ın it dalaşları konusunda ‘Biz artık bu sayfayı kapatalım, bitirelim bu işi’ dedik. Bunları Sayın Miçotakis’e de ondan önce görev yapan başbakanlara da hep söyledik. Biz dostluğa ağırlık verelim istiyoruz. Dost kazanmanın gayreti içerisindeyiz.

    “F-16 ÜRETEMİYORUZ AMA TAMİRİNİ VE BAKIMINI YAPAR DURUMDAYIZ”

    Kendi savunma sanayi harcamalarını üreten ve maliyetleri de çok çok düşürmüş bir ülke konumundayız. Şimdilik bir F-16 üretmiyoruz ama onların da tamirini ve bakımını yapar durumdayız. Baykar’ın ürettiği insansız hava araçları, İHA, SİHA, Akıncı TİHA, şimdi de malum onların da bir üst segmenti Kızılelma bir yanda duruyor. Diğer yanda TUSAŞ’ın ürettiği ANKA’lar bulunuyor. Milli muharip uçağımız KAAN ile çok farklı bir adım daha atacağız. Bunlar Türkiye’nin savunma sanayisindeki maliyetlerini düşürdü. Yunanistan’ın böyle bir imkanı yok. Onlar sadece dış destekle yürüyorlar ve dışarıdan aldıkları bu destekler de yeni bir maliyet muhasebesi yapma imkanını onlara veriyor.

    “BIDEN İLE GÖRÜŞME GÜNDEMİMİZDE DEĞİL”

    (Hakan Fidan’ın Washington ziyareti ve Biden ile görüşme olacak mı sorusu üzerine) Biz İstanbul’a dönerken Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da Washington’a hareket etti ve yedili grup olarak Amerika’daki temaslarını sürdürecekler. Bu temaslarda ne gibi bir netice aldıklarını görüşmelerden sonra bana bildirecek. Temennimiz odur ki, Amerika Birleşik Devletleri’nin Gazze’deki yaşananlar ile ilgili İsrail lehine tavrının sona ermesi noktasında, bu yedili grup bir netice alsın. Aldıkları bu neticeyle de İsrail’e barış için baskı yapabilsinler. ABD Başkanı Biden ile görüşme gündemimizde değil. Gazze konusundaki tavırları hepinizin malumu. Bizi ararsa konuşmamız gereken konular neyse onları da biz kendisiyle görüşüp konuşuruz. Ama yedili temas grubu ABD’den sonra Kanada’ya geçecek. Kanada, Türkiye olarak kendilerinden almayı talep ettiğimiz İHA-SİHA kameraları meselesinde tutturmuş ‘İsveç de İsveç’… ABD de aynı şeyi söylüyor. Senin kongren varsa, benim de parlamentom var. Sen kongreden geçirdikten sonra F-16 meselesinde adım atacağım diyorsun, benim de parlamentom var. Parlamentomdan geçmeden benim de böyle bir adımı atmam mümkün değil. Eğer biz NATO’da iki müttefik ülkeysek o zaman dayanışma halinde eş zamanlı sen üzerine düşeni yap, Meclisimiz de gereken kararı alır. Olay bu.

    “114 HASTA 86 REFAKATÇİ OLMAK ÜZERE TOPLAM 200 KİŞİYİ ALABİLDİK”

    Şu ana kadar daha 114 hasta 86 refakatçi olmak üzere toplam 200 kişiyi alabildik. Bunların hiç olmazsa tedavilerini falan yaptıralım, bu adımı atalım. Ne yazık ki, insanlık diye bir şey kalmamış. Sahra hastaneleri kurulacak diyorlar. Kurulsa ne olur, kurulmasa ne olur. Ondan bir netice çıkmaz. Ama biz burada insani, vicdani olarak ne yaparız diyerek süratle sahra hastanelerini gönderdik. Mısır’dan Refah Sınır Kapısı’ndan Ankara’ya veya İstanbul’a bu kanser hastalarının veya cerrahi müdahale yapılması gereken hastaların gelmesi zaman almaz. Mısır’daki El-Ariş Havalimanı’ndan hemen uçağa alıp bir saatte, bir buçuk saatte getiririz. Ondan sonra da tedavilerini yaparız. Biz şu anda ülkemizdeki hasta ve yaralıların tedavileriyle ilgili her türlü adımı attık, atıyoruz.

    “SADECE ERMENİSTAN’I KANDIRIYORLAR”

    (Ermenistan’a, Fransa tarafından 50 zırhlı personel taşıyıcının gönderilmesi kararına dair soru üzerine) Fransa’nın bu yaptığı iş, sadece tahriktir. Fransa şunu bilmeli ki, Ermenistan’a iyilik yapmıyor, tam aksine kötülük yapıyor. Daha önce Fransa olarak Ermenistan’a birçok destekler verdiler. Hangi neticeyi aldılar, hiç. Fransa Minsk üçlüsü ekibinin içinde. İş bitti, netice alamadı, durum böyleyken tekrar Ermenistan’ı tahrik ediyor. Zırhlı taşıyıcıları göndersen ne yazar? Buradan netice alamazsın. Çünkü artık burada kendi topraklarında işgali sona erdirmiş olan bir Azerbaycan var. Karabağ’ın neticesi ortada. Şimdi bu askeri araçları göndereceksin, ne alacaksın? Daha önce Ermenistan’a gönderilen tanklar, toplar, tüfekler Azerbaycan’ın eline geçti. Hiçbir netice alacaklarından değil, sadece Ermenistan’ı kandırıyorlar.

    Yakalanan barış fırsatını değerlendirmesi ve Ermenistan’ı yanlış yönlendiren ülkelerin tuzağına düşmemesi Ermenistan’ın çıkarına olur. Azerbaycan ile kurulacak barış temelli ilişkiler Ermenistan için en iyi seçenektir. Ellerine silah tutuşturanlar dar zamanda Ermenistan’ı yalnız bırakacaklardır.

    “15 ARALIK SONRASI ADAY AÇIKLAMALARIMIZI YAPARIZ”

    (AKP ile MHP heyetlerinin yerel seçimler kapsamında yaptıkları görüşmelerdeki son durumun sorulması üzerine): 2019 yerel seçiminde biz Cumhur İttifakı başlığıyla bir adım atmadık. Ancak bu seçimde durum çok daha farklı. Şu an itibarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’nden ve partimden arkadaşlarımız müşterek çalışmalarını sürdürüyorlar. Hangi büyükşehirde, hangi illerde, hangi ilçelerde nasıl hareket edeceğiz, meclis üyeliklerinde nasıl hareket edeceğiz, bütün bu konuların hepsini arkadaşlarımız görüşüyorlar. Öyle zannediyorum ki bu hafta içinde belli bir neticeye varacaklar. Ondan sonra bizim konseyimize getirecekler. Biz de bu yapılan çalışmayı gözden geçirerek süratle adım atıp, 2024’e dair Devlet Bahçeli ile bir araya gelip, kararımızı vereceğiz ve yola çıkacağız. 15 Aralık sonrası peyderpey aday açıklamalarımızı yaparız.”

     

  • İYİ PARTİLİ ZORLU’DAN, “ŞEYH SAİT BULVARI” TEPKİSİ: “GAYESİ KABUL EDİLEBİLİR OLMADIĞI GİBİ, MEVZUATA AYKIRI”

    İYİ PARTİLİ ZORLU’DAN, “ŞEYH SAİT BULVARI” TEPKİSİ: “GAYESİ KABUL EDİLEBİLİR OLMADIĞI GİBİ, MEVZUATA AYKIRI”

     

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Diyarbakır’da bir bulvara “Şeyh Sait” isminin verilmesine tepki gösterdi. Zorlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde; “Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu derin düşmanlık ve Cumhuriyet rejimine karşı başlattığı isyanla toplum hafızasında yer etmiş Şeyh Sait’in adının bir bulvara verilmesi, kamuoyunda derin üzüntü yaratmakla birlikte tepkilere neden olmuştur. Bu işlemin gayesi kabul edilebilir olmadığı gibi, söz konusu işlem yasal mevzuata aykırıdır” değerlendirmesini yaptı.

    İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Diyarbakır’da Silvan yolunu Elâzığ yoluna bağlayacak bulvara “Şeyh Sait” isminin verilmesini TBMM gündemine taşıdı. Zorlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu. Zorlu, önergesinde şu değerlendirmeleri yaptı:

    “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin resmi hesabı olan X (Twitter) adlı sosyal medya platformu üzerinden, 6.12.2023 tarihinde yapılan bir paylaşım vasıtasıyla, Diyarbakır’da ‘Silvan yolunu Elâzığ yoluna bağlayacak 12 kilometre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindeki bulvara ‘Şeyh Sait Bulvarı’ adı verildiği’ anlaşılmıştır.

    Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu derin düşmanlık ve Cumhuriyet rejimine karşı başlattığı isyanla toplum hafızasında yer etmiş Şeyh Sait’in adının bir bulvara verilmesi, kamuoyunda derin üzüntü yaratmakla birlikte tepkilere neden olmuştur. Bu işlemin gayesi kabul edilebilir olmadığı gibi, söz konusu işlem yasal mevzuata aykırıdır.

    31.07.2016 tarih ve 26245 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmeliğin 24’üncü maddesine dikkat çeken Zorlu, maddede ‘Belediyeler, sınırları içinde kalan sahayı, 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre uygun sayıda mahalle veya meydan, bulvar, cadde, sokak ve küme evlerden oluşan bölgelere ayırır. Mahalle, sokak, cadde, bulvar, meydan ve benzeri yerlerin adları; Anayasa’nın temel ilkelerine, yürürlükteki mevzuata, genel ahlaka aykırı, ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte tespit edilemez. Yabancı dil kurallarına göre teşkil edilmiş kelime ve ifadeler ile çirkin, müstehcen ve gülünç adlar konulamaz. Yabancı ülke mensuplarının isimleri verilmeden önce Dışişleri Bakanlığı’nın uygun görüşü alınır’ hükmü yer almaktadır.”

    Zorlu, Bakan Yerlikaya’ya şu soruları yöneltti:

    “Adı geçen projeye Şeyh Sait Bulvarı adı ne zaman verilmiştir? Tarihi kayıt ve gerçekler ortadayken bu kararla ne gibi bir fayda sağlanacağı düşünülmektedir? Vatandaşlarımızın istek ve beklentisi doğrultusunda, söz konusu bulvarın adının değiştirilmesi için bir hukuki/ idari girişimde bulunulacak mıdır?”

  • İMAMOĞLU: “2. İSTANBUL KARİYER VE İSTİHDAM FUARI&ZİRVESİ”NDE GENÇLERE SESLENDİ: “HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI VE ÖZENİ GÖSTEREN BİR YÖNETİM OLMA KARARLILIĞIMIZI HİÇBİR ZAMAN BIRAKMAYACAĞIZ”

    İMAMOĞLU: “2. İSTANBUL KARİYER VE İSTİHDAM FUARI&ZİRVESİ”NDE GENÇLERE SESLENDİ: “HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI VE ÖZENİ GÖSTEREN BİR YÖNETİM OLMA KARARLILIĞIMIZI HİÇBİR ZAMAN BIRAKMAYACAĞIZ”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 150’yi aşan özel sektör işveren markası ve on binlerce gencin katılımıyla düzenlenen, “2. İstanbul Kariyer ve İstihdam Fuarı&Zirvesi”nde konuştu. İmamoğlu gençlere, “Sizlere hak ettiğiniz saygıyı ve özeni gösteren bir yönetim olma kararlılığımızı hiçbir zaman bırakmayacağımıza, hatta bu özeni ve ilgiyi daha da yukarıya taşıyacağımıza, böyle bir yönetim olacağımıza, bütün genç arkadaşlarıma, sevgili genç hanımefendilere ve beyefendilere buradan söz veriyorum. Buna layık olacağız. Hiç kuşkunuz olmasın. Hayallerinizin ve umutlarınızın gerçek olması için; sizinle birlikte düşünen, sizinle birlikte çalışan, sizinle birlikte üreten bir yönetim olacağımızın sözünü sizlere veriyorum” diye seslendi. 

    İBB iştiraki İSPER ve Gençlik Spor Şube Müdürlüğü tarafından “Gençler Bu Zirve Sizin İçin” başlığıyla düzenlenen, “2. İstanbul Kariyer ve İstihdam Fuarı&Zirvesi”, CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla başladı. Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Fuar Merkezi’nde 2 gün sürecek etkinliğin açılış konuşmasını İmamoğlu yaptı. İnsan kaynağı sektörünün, günümüzde bir bilim dalı haline dönüştüğünü kaydeden İmamoğlu şunları söyledi: 

    “ENDİŞE ETMEKTEYİM: Türkiye ve İstanbul genç bir nüfusa sahip. Bu ülke doğru bir menzili çocuklarına, gençlerine gösterebiliyor mu? Şimdi çocukların üst yaş grubuna sorsak, ‘Büyüyünce ne olacaksınız’ diye, vallahi tedirgin bir toplumla karşı karşıyayız. Ve alacağımız cevap konusunda da biraz endişeliyim. Tehlikeli bir soru olduğunu düşünüyorum hatta. ‘Büyüyünce işsiz olacağım’ veya ‘Büyüyünce sevmediğim işlerde çalışacağım’ diye, ‘Hayal dünyası kötümser bir tabloyla mı örtüşmüştür’ diye endişe etmekteyim.

    ÇOCUKLARIN VE GENÇLERİN UMUTLARINI YİTİRDİĞİ BİR ORTAM VAR: Vatandaşlarla yakın diyalog içinde bir belediye başkanı ve siyasetçiyim. Kurduğum diyaloglarda, ilkokula giden çocukların dahi ne kadar tedirgin olduklarını, ülkenin durumunu kavradıklarını gördüğümde şaşkın bir biçimde dinliyorum. Bir yanıyla da üzülüyorum elbette. Bu bakımdan çocukların ve gençlerin umutlarını yitirdiği bir ortam olduğunu tespit etmeliyiz. Bu böyle bir dönemden geçerken, elbette bunu tam tersine dönüş döndürme konusunda da etkin adımlar atmalıyız. Tabii yıllardır bu ülkenin bir ekonomi yönetimi ve bir yönetim anlayışı var. Bugün ne noktaya geldiğimizi ölçen veriler üzerinden gerçek dünyayı, ülkemizin insanlarına göstermeli ve güçlü bir yolculuk çizmeliyiz. Ülkeyi yönetenlerin büyük mühendislik projeleriyle övünüyorlar. Ama bunların yapılış şekilleri ve finansmanı konusunda şeffaf olmadıklarını düşünüyorum. Biz de övünüyoruz. Biz de diyoruz ki ‘Önceki 25 yılda yapılan metro imalatını, örneğin biz yılda yapılan metro imalatı olarak 3 katına çıkardık. Biz de övünüyoruz; bir yandan 10 tane metro üretiyoruz, 5 yeni metro hattıyla ilgili ihale aşamasına geldiğimizi anlatıyoruz. Ama başka yanıyla da insani tarafını unutmadan niçin, nasıl, hangi şeffaflıkla süreci hazırladığımızı da insanlara anlatarak yolculuğumuzu tarifliyoruz. 

    BİZİM SIFIR YURDUMUZ VARDI, AMA ARTIK 5 BİN 200 YATAKLI YURTLARIMIZ VAR: İBB olarak, bu dönemde yaptıkları işlerin tamamında, insani kalkınmayı ön planda tutarak hareket ediyoruz. Merkezine insanı alan bir anlayışla bir yönetim dönemini İstanbul’a kazandırdık. Ve mümkün olduğu kadar eşitlik ilkesini de hayatımızın önüne koyduk. Bu eşitlik ilkesini, hizmetlerimizin her alanına yaymaya özen gösterdik. Katıldığım Dubai’deki COP28 İklim Zirvesi’nin temel konusunun ‘eşitlik’ kavramı olduğunu söylemek istiyorum. Her konuda bir eşit dünya yaratmak, eşit bir biçimde insanların var olduğu ve hayatını sürdürdüğü bir dünya ortaya koyma kavramı. Herkese eşit imkanlar sunmayı görev edindiğimiz için çocukların, gençlerin eğitimini dert edindik. Bunun için daha önce hiç yapılmamış işlere de adım attık. Açtığımız kreşler bunlardan birisi. Artık 150 sayısına doğru koşan bir organizasyon içerisindeyiz. Yine aynı şekilde burada gençlerin huzurunda söylemekten elbette gurur duyuyorum: Yurtlarımız. Bizim sıfır yurdumuz vardı, ama artık yurtlarımız var. Ve bu sene 5 bin 200 gencimiz, orada bizim misafirimiz. Ve bu gençler, gerçekten orada çok çağdaş, çok kaliteli, eşitlikçi, ayrım yapmadan, ülkenin neresinden başvurursanız vurun hakkınız olduğu için oraya dahil olduğunuz bir mekanizmanın var olduğu ve en imkanları yüksek yurtta ne varsa, ondan daha iyisini orada o genç arkadaşlarımıza sunduğumuz yurtları açtık. 

    YENİLİKÇİ VE CESUR OLMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ: Kendi dönemimizde topam 42 tane daha açarak İBB kütüphanelerinin sayısını artırdık. Daha önce olmadığı şekilde 75 bin üniversite öğrencisine karşılıksız eğitim desteği veriyoruz. Her zaman yenilikçi ve cesur olduk. Yenilikçi olmaktan ve cesur olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Yenilikçi ve cesur olmaktaki kaynağımız ne biliyor musunuz? Cesur olmamızın kaynağı, bu şehrin 16 milyon insanı. Cesareti de onlardan alıyoruz, yenilikçi olmayı da onlardan alıyoruz. Bunu nasıl yapıyoruz? Onların arasında dolaşıyoruz, onlarla buluşuyoruz, onları dinliyoruz, onlardan ilham alıyoruz. Her zaman söyledim: Kenti yöneten ve o şehrin tabiri caizse koordinatörü, moderatörü konumunda olan Belediye Başkanı, her anını vatandaşla geçiren ve ondan beslenen kişi olmalı. Şayet İstanbul’daysanız, İstanbul gibi en üstün insan kaynağına sahip kentlerden birisi, o medeniyetlerin getirdiği genetik varlığıyla sizin karşınızda duruyorsa, bundan faydalanmak büyük bir zenginlik bir belediye başkanı ya da bir yönetici için. Zaten akıllı bir yönetici, insanları sürecin içine katıp onlardan faydalanan, onların bilgi ve birikimleriyle süreç yöneten yöneticidir. Ben her yerde söylüyorum, güzide topluluğun huzurunda da söyleyeyim: Böylesi medeniyeti, geçmişi güçlü insan kaynağı kuvvetli bir İstanbul ve böylesi bir ülke, Türkiye, Anadolu, Trakya medeniyetlerinin bulunduğu topluluklarının zenginliğinden var olmuş böyle bir ortamı, Allah, ‘Her şeyi ben bilirim’ diyenlerden korusun. 

    BİZDEN ÖNCE ‘İSTİHDAM’ DENİLİNCE İNSANLARIN AKLINA NE GELİRDİ?: Bizden önce belediye ve istihdam denince, mesela bu yenilikçilikten bahsederken insanların aklına acaba ne gelirdi? Akraba ilişkileri mi gelirdi, torpil mi? Ya da işte aynı siyaset görüşüne sahip olmak gibi kavramlar gelirdi diye bir düşünelim. Belediye acaba bu kadar şeffaf mıydı? Toplumun her kesimine açık olma gayretini ortaya koyabiliyor muydu? Liyakat ve şeffaflık, bu kadar yan yana insanların yaşamına katkı sunar bir pozisyonda mıydı? Yazılı sınavda başarılı olup, tanıdığı olmadığı için mülakatlarda elenmeyle ilgili bir süreç var mıydı? İşte biz, bütün bunları tam tersine çevirdik. Bu kurum içerisinde yapılan sınavlar, mülakat o kadar şeffaf sahalarda yönetildi ki… Ben birçok çalışma arkadaşımı sahada gördüğümde, bana teşekkür ederek nasıl işe başladığını anlatan insanlarla buluştuğumda gururlanıyorum. Mülakata katılanlar kendilerine sorulacak soruları, önlerindeki cam fanuslardan kendileri seçiyor ve bu kadar çağdaş metotlarla, onlara o sınavı yapan insanlarla karşı karşıya geliyorlar. Mülakatı yapacak olanlar da o soruları o anda öğreniyorlar. Yani bu kadar aslında uygar bir insan kaynakları tercihi modelini kurumumuzun içerisine soktuk. Tüm mülakatlar kamerayla kaydedilip ve sonuca itiraz halinde, kayıtlara erişime mümkün hale getirdiğimiz bir altyapıyla yürütüldü. Başvuran kişi talip olduğu işi layıkıyla yapabilir mi yapamaz mı? Gerçekten buna odaklandık.

    NEYİ BAŞARDI BİLİYOR MUSUNUZ?: Bu kapsamda açtığımız bölgesel istihdam ofislerine dikkatinizi çekmek istiyorum. Seçim dönemine girerken, bölgesel istihdam ofislerinin İstanbul’a gerekli olduğunu ve bu şekilde bir sistemin bize çok fayda sağlayacağını anlatmıştık. Bugün 2019’dan bu yana yaptığımız yoğun atılımlarla 29 bölgesel istihdam ofisi açtık. Ve neyi başardı biliyor musunuz? İçinde pandemi var, içinde gerçekten çok sıkıntılı ekonomik kriz dönemleri var, çevremizde çıkan savaşın moralsizliği ve etkisi var. Ve aynı zamanda acı depremi yaşadığımız bir dönemin de içinden geçtiğimiz bir ortamda, biz, bu bölgesel istihdam ofisleri sayesinde, oradaki güler yüzlü personelimiz ve yöneticilerimizin sayesinde, tam 160 bin vatandaşımıza -İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde değil elbette- İstanbul’un farklı kurum ve kuruluşları üzerinden iş bulmanın gururu ve onurunu yaşıyorum.

    RAKİPLERİMİZ MİTİNG MEYDANLARINDA, ‘İŞ BULMAK BELEDİYENİN VAZİFESİ Mİ’ DİYE SESLENDİRMİŞLERDİ: 2019 seçimleri sırasında, bölgesel istihdam ofisi projeleri rakipler tarafından küçümseniyordu. Dün gibi hatırlıyorum; hem rakibimiz hem de bir başka rakibimizin diyelim ki yetkili isimleri -tanımlamayayım şimdi- televizyonlarda ya da miting meydanlarında, ‘İş bulmak belediyenin vazifesi mi’ diye seslendirmişlerdir. Halbuki bugün geldiğimiz noktada, ne kadar büyük bir ekosisteme sahip olduğumuzu, bu hizmeti alma imkanı olmayan insanların böylesi bir profesyonel ofis tedrisatından geçerek iş bulmalarını sağlamak, onlara güvence olmak işverenler için de bir kolaylık sahası üretmek, bizim için çok olağanüstü bir deneyim haline dönüştü. Ve bu, artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bence uzun yıllar kurumsalında önemli bir yer teşkil edecek duruma geldi. Bölgesel İstihdam Ofisleri’ne bugüne kadar 780 bin iş arayan kişi başvurdu. Bu korkunç rakamı duymamız lazım. Başvuru sahiplerinin büyük bölümü gençlerden oluşuyor. Mesela işe yerleştirilenlerin yüzde 37’sini 20-24 yaş grubu oluşturuyor ve yine 25-29 yaş grubu da yüzde 21’ini oluşturuyor. Üçüncü sırada 30-34 yaş grubu var. Dolayısıyla neredeyse 3’te 2’sini gençlerin oluşturduğu bir zemini var.

    HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI VE ÖZENİ GÖSTEREN BİR YÖNETİM OLMA KARARLILIĞIMIZI HİÇBİR ZAMAN BIRAKMAYACAĞIZ: Üniversite öğrencilerine de bölgesel istihdam ofisleri üzerinden İBB ve iştiraklerinde staj ve yarı zamanlı çalışma olanakları sağladık. Genç arkadaşlarımızın buraya ilgi gösterdiğini yakinen görüyorum. Daha fazla ilgiyi de hafta sonu dahi göstereceğini şimdiden hissedebiliyorum. Genç arkadaşlarımızın bu fuardan heyecanla ayrılmalarını diliyorum. Sizlere hak ettiğiniz saygıyı ve özeni gösteren bir yönetim olma kararlılığımızı hiçbir zaman bırakmayacağımıza, hatta bu özeni ve ilgiyi daha da yukarıya taşıyacağımıza, böyle bir yönetim olacağımıza, bütün genç arkadaşlarıma, sevgili genç hanımefendilere ve beyefendilere buradan söz veriyorum. Buna layık olacağız. Hiç kuşkunuz olmasın. Hayallerinizin ve umutlarınızın gerçek olması için; sizinle birlikte düşünen, sizinle birlikte çalışan, sizinle birlikte üreten bir yönetim olacağımızın sözünü sizlere veriyorum. Gençlerin aklından, neşesinden, enerjisinden, cesaretinden, yüksek seviyede ilham almaya kararlı bir yönetim olmaya devam edeceğiz. Gerçekten biliyoruz, yolumuz çok uzun ama en büyük nimetimiz; vallahi de billahi de gençliğimiz var. Bunu hiçbir zaman unutmadan hareket edeceğiz. Gençlerimiz var. Sizler varsınız. Ve sizlerle daha coşkulu bir geleceğe emin adımlarla ‘Tam yol’ ileri diyerek ve böyle güçlü bir sıçramayla ülkemizi, şehrimizi hak ettiği yere taşımanın yolculuğunu üstün gayretlerle yerine getireceğimize sizlerin huzurunda söz veriyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.”

    Ekrem İmamoğlu, konuşmasının ardından fuar alanında bulunan stantları gezdi.

    YİĞİT ÖZDUMAN: BİNLERCE ARKADAŞIMIZIN GENCİN İŞ BULACAĞINI UMUT EDİYORUZ

    İBB İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Danışmanı Yiğit Özduman ise fuarla ilgili şunları söyledi: 

    “Bu fuarı yeniden yapmamızın ana sebebi İstanbul’da istihdam yaratmak isteyen şirketlerle iş arayan gençleri buluşturmak. Aslında bütün yıl yaptığımız işlerin taçlandığı bir buluşma noktası. Şu anda 150’nin üzerinde firma var, her biri en az üç yada dört kişiyi işe almak üzere bu fuara geldi. Bu fuara katılan firmaların iş ilanların sayısı 3 binin üzerinde dolayısıyla biz bugüne kadar bölgesel istihdam ofislerimizde 160 bin kişiye iş bulduk bu fuarın ivmelendirmesiyle beraber bir o kadar rakamı önümüzdeki yıllarda  İstanbullulara sağlayacağını düşünüyoruz. Bölgesel İstihdam ofisi olarak biz İstanbul’da 15 binin üzerinde firma ile çalışıyoruz. Her bir firmanın ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Gündelik işlerden çok üst düzey yöneticilik rollere kadar karşılık gelebilen ihtiyaçlar olabiliyor. Bölgesel istihdam ofislerimize başvuru sayımız bugün itibariyle 800 bin civarında. İstanbullular ciddi olarak bu kanalı kullanıyorlar. Bizde bu kanalın içerisinden bugüne kadar 160 bin İstanbulluya iş fırsatı sağladık. Mart 2019’da demiştik ki ‘200 bin kişiyi 5 yılda istihdam edilebilir kılacağız.’ Mart 2024’de geliyoruz 5 yılımız dolduğunda bu hedifi bulmuş olacağız. 200 bin İstanbulluya iş imkanı sağlamak şu demek. Ciddi bir sosyal boyutta destek olmak demek. En basit haliyle hepsinin asgari ücretle işe girdiğini varsaysak bile bu 200 bin kişinin evine 2 milyarın üzerinde bir gelirin eve girdiğini, 200 bin ailenin iş sahibi bir anne baba yada gencine sahip olduğunu dolayısıyla İstanbul’un çok daha eşit çok daha adil bir kent olması yolunda  önemli bir adım atıldığını hissediyoruz. O yüzden burayı bu fuara katılan firmaları çok önemsiyoruz. Bu yıl 30 binin üzerinde ziyaretçi bekliyoruz geçen yıl 10 binin üzerindeydi. Binlerce arkadaşımızın binlerce gencin iş bulacağını umut ediyoruz.”