Blog

  • SESLERİNİ DUYURMAK İÇİN BAŞKENT’E GELEN EMEKLİLER: GEÇİNEMİYORUZ. AÇIZ. ÇÖP BİDONLARININ BAŞINDA KEDİLERDEN KÖPEKLERDEN ÖNCE EMEKLİLERİ GÖRÜRSÜNÜZ

    Haber: DİLAN KUTLU/ Kamera: DURSUN ALKAYA

    Emekliler, insanca yaşam için dün Türkiye’nin farklı illerinden Ankara’ya gelerek düzenledikleri mitingle iktidara sesini duyurmaya çalıştı. Emekliler, yaşadıkları sıkıntıları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. İzmir bademli köyünden gelen Sadık Yaradan, “7 bin 500 TL emekli maaşı alıyorum. Sağdan soldan hurda topluyorum. Oradan buradan eşya topluyorum satıyorum öyle geçiniyorum” dedi. En düşük emekli maaşı aldığını söyleyen Hüseyin Özkaynak ise “10 bin lira ev kiram var, çalışmak zorundayım. Aldığımız maaş bize yetmiyor. Ben servis şoförlüğü yapıyorum. Sabahın 6’sında çöp bidonlarının başında kedilerden köpeklerden önce emeklileri görürsünüz” diye konuştu. Yılmaz Hacımuratoğlu da yaşadıkları sıkıntıyı,Sesimizi AKP iktidarına duyurmak istiyoruz. Açlık sınırında yaşıyoruz. Biz açız, artık yaşayamıyoruz. Buna tahammül edemiyoruz. 7 bin 500 lira yaşamak mümkün değil” sözleriyle ifade etti.

    Yurdun farklı bölgelerinden gelen binlerce emekli, pahalılaşan hayat şartlarına rağmen 7 bin 500 lira emekli aylığı ile geçinemediklerini duyurmak için Ankara’da düzenlenen ‘Büyük Ankara Mitingi’nde bir araya geldi. En düşük emekli aylığının asgari ücret düzeyine çıkarılmasını talep eden emekliler, 7 bin 500 TL ücretle geçinemediklerini dile getirdi.

    İktidarın seslerini duymadığını söyleyen emekliler, “açız, geçinemiyoruz” diyerek meydanlardan ses yükseltti. ANKA Haber Ajansı’na konuşan emekliler şunları söyledi:

    “EMEKLİLERİN KÖK MAAŞI 3 BİN 5 BİN TL ARASINDA”

    Çanakkale DİSK Emekli Sen Şube Başkanı İrfan Kütüklü: Bugün ülkemizde 9 milyon 800 bin emekli 7 bin 500 lira almaktadır. Kök maaşları 3 bin 400 ile 5 bin arasında olanları çoğunluktadır. Geri kalan 2 bin 500 lira hazineden karşılanmaktadır. Hazineden karşılanması yeni yılda yapılacak zamlarla yine 7 bin 500 lira almaya devam edeceklerdir. Bu emeklilerin aç kalması demektir. AKP döneminde aynı yıl çalışmış aynı primi ödemiş emekliler üç ayrı maaş almaktadır.

    “İKİNCİ İŞ BULMAK ZORUNDA KALDIM”

    Şükran Babur (İzmir Aliağa): 9 bin TL emekli maaşı alıyorum. Yaşamın ağır yükü omuzlarımıza bindirildi. Yetişemiyoruz yükümüz çok ağır. İkinci işimi bulmak zorundaydım, eşimle ikimiz aynı şekilde çalışıyoruz ev kiramız çok pahalı. Sadece ev kiramız 2 bin liradan 8 bin liraya çıktı.

    “EMEKLİ OLDUĞUMDAN BERİ SÜREKLİ EYLEMLERDEYİM”

    Ümit Paktaş (hemşire emeklisi): 14 bin lira emekli maaş alıyorum. Tamamen tükenmiş hissediyoruz çünkü emekliliğin bize vereceği sevinci bile yaşayamadık. Emekli olduğumdan beri 6 aydır sürekli eylemlerdeyim. Bütün masraflarımızı çocuklarımızı okutmak için kullandığımız için kendi hayallerimiz tamamen bitti. Sürekli alanlardayız ama iktidardan bir cümle bile alamıyoruz. Bizi kendilerine yük görüyorlar ama biz yük değiliz. Biz hak ettiğimiz çalışırken ödedik onlara.

    “ÇÖP BİDONLARININ BAŞINDA KEDİLERDEN KÖPEKLERDEN ÖNCE EMEKLİLERİ GÖRÜRSÜNÜZ”

    Hüseyin Özkaynak: 7 bin 600 lira maaşım var 10 bin lira ev kiram var, çalışmak zorundayım. Aldığımız maaş bize yetmiyor, çocuklar da bize yardımcı olmaya çalışıyor. TÜİK Cumhurbaşkanının emrinde bununla da bizim maaşlarımızı açıklıyor. Alacağımız kök maaş eklendiği zaman yine açlık sınırının altında kalacağız. Ben servis şoförlüğü yapıyorum. Sabahın 6’sında çöp bidonlarının başında kedilerden köpeklerden önce emeklileri görürsünüz.

    “HURDA TOPLUYORUM, SATIYORUM ÖYLE GEÇİNİYORUM”

    Sadık Yaradan, (İzmir Narlıdere Bademler köyü): Benzinliklerde, tornacılıkta çalıştım 2005’ten bu yana emekliyim. 7 bin 500 TL emekli maaşı alıyorum. Sağdan soldan hurda topluyorum. Oradan buradan eşya topluyorum satıyorum öyle geçiniyorum. Sebze yiyebiliyorum et balık hayatta bulamam.

    İbrahim Doğangül: Bugün insan hakları gibi emeklilerin hakları da uğruna mücadele verilerek kazanılmıştır. Pek çok emeklimiz bunun bir hak olduğunu düşünmüyorlar. Sadece Allah razı olsun hükümetimiz bize katkıda bulunuyor diye bakıyor aldığı emekli maaşına. Bugün ülkemizde 9 milyon 800 bin emekli 7 bin 500 lira almaktadır. Kök maaşları 3 bin 400 ile 5 bin arasında olanları çoğunluktadır. Geri kalan 2 bin 500 lira hazineden karşılanmaktadır. Hazineden karşılanması yeni yılda yapılacak zamlarla yine 7 bin 500 lira almaya devam edeceklerdir. Bu emeklilerin aç kalması demektir. AKP döneminde aynı yıl çalışmış aynı primi ödemiş emekliler üç ayrı maaş almaktadır.

    “ÇAY İÇMEYE GİTTİK, 20-30 TL DEDİLER İÇEMEDEN GERİ DÖNDÜK”

    Saim Aydın (Artvin-Hopa): Türkiye’nin en bölgesi Artvin’den geliyoruz. 11 saatte geldik. Biz sesimizi meclistekilere duyurmak bizi yönetenlere seslenmek için geldik. Ben de 7 bin 500 lira emekli maaşı alıyorum. Emekli olduğumda asgari ücretin iki kadar maaş alıyordum ama şimdi asgari ücret bizden alıyor. Simitin 10 lira çayın 20 lira olduğu dönemden geçiyoruz. Biz bugün Ankara’da çay içmeye gittik 20 lira 30 liradan bahsettiler içemeden geri döndük. Emeklileri fazla yaşayan grup olarak görüyor iktidar bize verdikleri paranın fazladan cebinden çıktıklarını sanıyorlar.

    “AÇLIK SINIRINDA YAŞIYORUZ”

    Yılmaz Hacımuratoğlu: Sesimizi AKP iktidarına duyurmak istiyoruz. Açlık sınırında yaşıyoruz. Biz açız, artık yaşayamıyoruz. Buna tahammül edemiyoruz. 7 bin 500 lira yaşamak mümkün değil. 25 yıl hizmet ettim bize reva görülen 7 bin 500 lira. Bugün Ankara’da bir çay içmek için 1,5 saat gezdik 20-40 TL çay dediler.

    Mehmet Şerif Özdemir: Bizim sadece istediğimiz şey sloganımızda gizli. İnsanca yaşamak istiyoruz. Bu kadar basit. İki çocuk okutuyorum, bu kadar basit.

    “EMEKLİLERİN PARTİSİNİ KURDUK”

    Türkiye Emekliler Partisi Genel Başkanı Metin İmer: “Sermaye güdümlü partiler halka umut olmadığı için emeklilere sahip çıkmadığı için biz partiyi kurma gereksinimi duyduk. Bizim şu anda hayat şartlarından zam talebimiz sendikaların aksine 50 bin lira ocak ayı zam talebimiz budur. Günümüzde emekli doktora gidiyor, Katkı payı veriyor ilaç payı… Bunların kaldırılmasını istiyoruz. Şirketlerin borcu silinirken emekliler saraya yük oluyor. Türk Tarih Kurumu’na 22 milyon para harcanıyor ama emekliye gelince yok.

     

  • ODUNPAZARI’NDA YENİKENT KAPALI PAZAR YERİ VE KÜLTÜR MERKEZİ’NE 100. YIL KÜLTÜR MERKEZİ ADI VERİLDİ

    ODUNPAZARI’NDA YENİKENT KAPALI PAZAR YERİ VE KÜLTÜR MERKEZİ’NE 100. YIL KÜLTÜR MERKEZİ ADI VERİLDİ

    Odunpazarı Belediyesi, Yenikent Mahallesi’nde yapımı devam eden Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi’ne Cumhuriyet’in 100. yılına özel, “Odunpazarı Belediyesi 100. Yıl Kültür Merkezi” adını verdi.

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un vizyon projeleri arasında yer alan Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi çalışmaları devam ediyor. 6 Aralık’ta gerçekleşen Odunpazarı Belediyesi Meclis Toplantısında, meclis üyelerinin oy birliği ile Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi’nin adı Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak “Odunpazarı Belediyesi 100. Yıl Kültür Merkezi” olarak değiştirildi.

    Mülkiyeti Odunpazarı Belediyesi’ne ait arazi üzerine pazar yerini de içeren, belediye hizmet birimleri, sosyal ve kültürel tesisleri de barındıran bir kompleks yapılıyor. 6 kattan oluşan Odunpazarı Belediyesi 100. Yıl Kültür Merkezi’nin -2. katında otopark, -1. katında kültür merkezinin girişi, zemin katında 144 stantlık pazaryeri, 1. katında 135 kişilik seminer salonu ve 705 m2’lik düğün salonu, 3. katında ise sosyal tesis alanı bulunacak.

    Konuyla ilgili olarak açıklama yapan yetkililer, Odunpazarı Belediyesi 100. Yıl Kültür Merkezi çalışmalarının mümkün olan en kısa sürede tamamlanarak hizmete açılacağını söyledi.

  • İMAMOĞLU’NDAN YAZ SAATİ UYGULAMASINA TEPKİ: “KARARI ALAN ORTADA YOK. KARARIN MANTIĞI YOK, TASARRUF DESEN HİÇ YOK”

    İMAMOĞLU’NDAN YAZ SAATİ UYGULAMASINA TEPKİ: “KARARI ALAN ORTADA YOK. KARARIN MANTIĞI YOK, TASARRUF DESEN HİÇ YOK”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaz saati uygulamasına sosyal medya hesabından tepki gösterdi. İmamoğlu, “Kararı alan ortada yok, kararın mantığı yok, tasarruf desen hiç yok. Artık vazgeçin bu uygulamadan” dedi.

    “Enerji tasarrufu” gerekçesiyle dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın uygulamaya koyduğu kalıcı olarak hayata geçen yaz saati kararına, velilerin ardından bir tepki de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. 

    “ARTIK VAZGEÇİN BU UYGULAMADA”

    İmamoğlu sosyal medya hesabı X’den yaptığı açıklamada, “Kararı alan ortada yok, kararın mantığı yok, tasarruf desen hiç yok… Bu anlamsız #YazSaati uygulamasının hiçbir faydası olmadığı gibi, güvenlik sorununa yol açıyor, herkesi depresif hale getiriyor, çalışanı, öğrenciyi güne kötü başlatıyor. Artık vazgeçin bu uygulamadan.”

  • BODRUM’DA 10. TOPRAK ANA GÜNÜ VE YERLİ MALI HAFTASI

    BODRUM’DA 10. TOPRAK ANA GÜNÜ VE YERLİ MALI HAFTASI

    Bodrum Belediyesi, Slow Food Yaveş Gari Bodrum Birliği ve Bodrium Otel iş birliği ile düzenlenen 10. Slow Food Toprak Ana Günü ve Yerli Malı Haftası birlikte kutlanacak.

    15 Aralık Cuma günü, saat 10.00- 11.30 arasında Bodrum Merkez Pazaryeri’nde çiftçiler ve Bodrumluların katılımlarıyla gerçekleşecek bu özel etkinlikte katılımcılara börülceli tarhana çorbası, Bodrum gemici peksimeti ve coğrafi işaretli Bodrum mandalinası ikram edilecek.

    Slow Food hareketinin temel hedefi olan “iyi, temiz ve adil gıda” ilkesini benimseyen organizasyon, 160’tan fazla ülkede destekçilere ve bin 600’den fazla yerel gruba ev sahipliği yaparak uluslararası bir platform oluşturuyor. 2009 yılından bu yana her yıl dünya genelinde kutlanan Toprak Ana (Terra Madre) Günü, yerel gıdanın değerine dikkat çekmek, toprağın bereketini ve bize sunduğu nimetleri kutlamak açısından önem taşıyor.

    “Beslen, Öğren, Harekete Geç” sloganıyla gerçekleşecek olan etkinlikte Slow Food, Toprak Ana Günü vesilesiyle dünya genelinde yerel gıdanın önemini vurgulayarak, toprağın kutsal değerini ve sağlıklı beslenmenin önceliklerini benimseyen herkesi harekete geçmeye davet ediyor.

    Slow Food Yaveş Gari Bodrum Birliği, Bodrum Belediyesi ve Bodrium Otel’in destekleriyle düzenlenecek bu anlamlı etkinlik, yerel topluluğun bir araya gelmesini, yerli mal üreticilerinin desteklenmesini ve “iyi, temiz ve adil” gıdanın önemine dair farkındalığın artmasını hedefliyor.

  • FETHİYE BELEDİYESİ’NDEN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE ÇORBA İKRAMI

    FETHİYE BELEDİYESİ’NDEN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE ÇORBA İKRAMI

    Fethiye Belediyesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine çorba ikramında bulundu.

    Fethiye Belediyesi’nin mobil ikram aracı, sabah erken saatlerde üniversite önünde öğrencilere çorba ikramı yaptı. Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, “Üniversite Öğrencilerimizin Yanındayız. Bugün, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman MYO önünde, geleceğimiz gençlerimize, bu soğuk günlerde, içlerini ısıtacak sıcak çorba ikramı gerçekleştirdik. Öğrencilerimizin hayatını kolaylaştırmak, kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlamak adına var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu

  • VATANDAŞLAR TALEP ETTİ MEZİTLİ BELEDİYESİ UYGULADI

    VATANDAŞLAR TALEP ETTİ MEZİTLİ BELEDİYESİ UYGULADI

    Mezitli Belediyesi, talepler doğrultusunda Denizhan Sitesi önündeki Taksi Kulübesi’ni yeni yerine taşıdı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi UKOME Genel Kurulu’nun 10 Ağustos 2023 tarihli 2023/371 sayılı kararı doğrultusunda, 35411 Sokak ile 35420 Sokak kesişiminde bulunan GİŞKAD 10. Yıl Korusu adlı park alanı, kulübenin yeni yerleşim alanı olarak belirledi.

    Mezitli Belediyesi taşıma süresince, park alanında yaşayan canlılara ve ağaçlara zarar verilmemesi, aynı zamanda vatandaşların parkı kullanım haklarının kısıtlanmaması üzerinde hassasiyetle durdu.Belediyeye bağlı ekipler, taşıma ve yapım sürecini titizlikle yürütürken parktaki canlı yaşamını ve yeşil alanı korumaya özen gösterdi.

    Yapılan bu taşınma süreci, belediyenin vatandaşların görüşlerine saygı duyarak, şehir planlamasında insan odaklı adımlar attığının bir göstergesi olarak değerlendirildi.Yeni yerine taşınan Taksi Kulübesi’nin bölge halkının günlük yaşamını kolaylaştırması ve şehir estetiğine olumlu katkılar sağlaması bekleniyor.

  • OĞUZ KAAN SALICI’DAN BAKAN TUNÇ’A: “ÜLKEMİZ İLE SOMALİ ARASINDA İMZALANMIŞ SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI VAR MIDIR, YOKSA VE ŞÜPHELİ ÜLKESİ SOMALİ’YE KAÇTIYSA İADESİ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR?”

    OĞUZ KAAN SALICI’DAN BAKAN TUNÇ’A: “ÜLKEMİZ İLE SOMALİ ARASINDA İMZALANMIŞ SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI VAR MIDIR, YOKSA VE ŞÜPHELİ ÜLKESİ SOMALİ’YE KAÇTIYSA İADESİ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR?”

    CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Skeikh Mohamud’un motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’e çarparak ölümüne neden olması ve ifadesi alınıp serbest bırakıldıktan sonra Türkiye’den ayrılmasıyla ilgili konuyu TBMM gündemine taşıdı. Salıcı, TBMM’ye verdiği soru önergesinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a “Şüphelinin karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde soruşturma dosyasında görevli savcıya herhangi bir telkin ya da talimatınız olmuş mudur? Ülkemiz ile Somali Federal Cumhuriyeti arasında imzalanmış suçluların iadesi anlaşması var mıdır, yoksa ve şüpheli ülkesi olan Somali’ye kaçtıysa iadesi nasıl gerçekleştirilecektir” diye sordu.

    CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Skeikh Mohamud’un 30 Kasım’da arkadan çarparak motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’in ölümüne sebep olmasını ve ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılması sonrası da Türkiye’den ayrılmasını Meclis gündemine taşıdı. Oğuz Kaan Salıcı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na yazılı soru önergesi verdi.

    Salıcı, önergesinde şu görüşleri ifade etti:

    “30.11.2023 günü saat 12:50 sularında İstanbul ili Fatih ilçesi Katip Kasım Mahallesi Kennedy Caddesi Zeytinburnu istikametinde meydana gelen trafik kazasında; Mohammed Hassan Skeikh Mohamud, sevk ve idaresindeki 06 CD 4581 diplomatik plakalı aracı ile 16 AFL 804 plakalı motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’e arkadan çarparak motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’in ölümüne sebep olmuştur.

    Olayın ardından şüpheli Mohammed Hassan Skeikh Mohamud’un kullandığı aracın Somali Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne ait olduğu, şüphelinin Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın oğlu olduğu, olay yerine gelen trafik polisleri tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağının Yunus Emre Göçer’in o sırada bilincinin kapalı olması nedeniyle tek taraflı olarak şüphelinin beyanları doğrultusunda düzenlendiği, şüphelinin Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi Amirliği’nde alınan ifadesinin ardından soruşturma dosyasında görevli savcının talimatı ile serbest bırakıldığı, şüphelinin salıverilmesinin ardından 2 Aralık günü yurt dışına çıktığı, mağdur motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’in altı gün süren hayatta kalma mücadelesini kaybetmesinin ve olayın basına yansımasının ardından şüpheli hakkında ancak yakalama ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma dosyasından öğrenilmiştir.”

    “SAVCIYA HERHANGİ BİR TELKİN YA DA TALİMATINIZ OLMUŞ MUDUR”

    Oğuz Kaan Salıcı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’ta şu soruları yöneltti:

    “-Şüphelinin serbest bırakılması yönünde Bakanlığınızla herhangi bir yabancı misyon görevlisi iletişime geçmiş midir?

    -Şüphelinin karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde soruşturma dosyasında görevli savcıya herhangi bir telkin ya da talimatınız olmuş mudur?

    -Benzer bir trafik kazasında olaya karışan bir Türk Vatandaşı olsaydı, karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılır mıydı, uygulamadaki içtihatlar; bilincini yitirecek kadar birinin yaralanmasına neden olan şüphelinin ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde midir?

    -Başta ‘yurt dışına çıkış yasağı’ olmak üzere, şüpheliye yönelik herhangi bir adli kontrol şartı uygulanmaması normal midir?

    -Olayın meydana gelmesinin üzerinden 7 gün geçtikten sonra konuyla ilgili ‘Sıfatı ne olursa olsun hiç önemli değil. Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu da olabilir, sıradan bir vatandaş da olabilir. Kim suç işlemişse kanun karşısında eşittir’ şeklinde açıklama yaparken şüphelinin yurt dışına kaçtığından haberiniz yok muydu?

    -Şüphelinin karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde talimatı olan dosyada görevli Cumhuriyet savcısı hakkında HSK tarafından herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?

    -Kazanın ardından olay yerine intikal eden polisler tarafından olayda Yunus Emre Göçer’in kusurlu bulunduğu kaza tespit tutanağını düzenleyen polisler hakkında adli soruşturma başlatıldığı bilgisi kamuoyuyla paylaşılmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında; tutanağı düzenleyen polislerin HTS kayıtlarına ulaşılmış mıdır, ulaşıldıysa kendileriyle iletişime geçen üst düzey bir yetkilinin olduğu tespit edilmiş midir, edildiyse polislerle kimler irtibata geçmiştir?

    -Ülkemiz ile Somali Federal Cumhuriyeti arasında imzalanmış suçluların iadesi anlaşması var mıdır, yoksa ve şüpheli ülkesi olan Somali’ye kaçtıysa iadesi nasıl gerçekleştirilecektir?

    -Alman Sol Parti Federal Meclis Üyesi Gökay Akbulut, İsrail vatandaşı Danny Awka, Rahip Brunson ve Die Welt Gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in serbest bırakılması örnekleri dikkate alındığında; ‘Yüce Türk Milleti adına’ karar verme yetkisi olan mahkemelerin, konu yabancılar olunca Anayasa’nın 9. maddesinde yazılı ‘Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır’ şeklindeki yargısal egemenlik hakkından vazgeçtiği algısını nasıl düzelteceksiniz?”

     

  • KARŞIYAKA’NIN EN GÜZEL BALKON VE BAHÇESİ SEÇİLDİ

    KARŞIYAKA’NIN EN GÜZEL BALKON VE BAHÇESİ SEÇİLDİ

    Karşıyaka Belediyesi’nin 21’inci kez düzenlediği ‘En Güzel Balkon Bahçe Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Yarışmada hem renkleri ve kokularıyla büyüleyen hem de geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi kriterlere uyum sağlayarak kente ve çevreye değer katan balkon ve bahçeler değerlendirildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bizler bahar aylarında ‘En Güzel Balkon’ ve ‘En Güzel Bahçe’ yarışmasını yaparız. Son baharda ilk kez bu yarışmamızı düzenledik. Doğanın bizlere sunduğu güzellikleri göstermek için çaba gösteren tüm yurttaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

    Kent yaşamında yeşil dokunun önemine dikkat çekmeyi ve vatandaşları çevre düzenlemesine teşvik etmeyi amaçlayan Karşıyaka Belediyesi, geleneksel hale getirdiği ‘En Güzel Balkon Bahçe Yarışması’nı 21’inci kez düzenledi. Bu yıl ilk defa sonbahar döneminde de yapılan yarışmada jüri üyeleri tarafından ‘En Güzel Balkon’ ve ‘En Güzel Bahçe’ (apartman, müstakil ev, site) olmak üzere iki ayrı kategoride değerlendirme yapıldı. Yarışmada bahçe kategorisinde kimse dereceye giremedi.

    İLK 3’E ÖDÜL VAR

    Jüri tarafından başvuru sahiplerine yapılan ziyaretlerde; balkon ve bahçelerde kullanılan çiçek çeşitliliği, özgünlük, sürdürülebilirlik, geri dönüşüm malzemelerin kullanımı, aydınlatma ve sulama sistemleri, kent bahçeciliği, saksı ve süs eşyalarının uyumu gibi kriterlere göre puanlama yapılarak her kategoride ilk 3’e girenler belirlenerek ve törenle ödülleri verildi.

    “YURTTAŞLARIMIZA YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM”

    Yarışmaya katılan kentlilere teşekkür eden Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Karşıyaka’mızda tarım yapmayı hayal ettik. Kent bostanlarımız, kent ormanlarımız, meyve bahçelerimiz var. Tohum merkezimizi kurduk. Daha büyük hayalimiz var. Karşıyaka’ya en yakın bölgelerden sağlıklı şekilde üretilmiş ürünlerin uygun fiyatlarla ulaşması için çalışmalarımız var. Hem üretici hem de tüketicinin kazanacağı bir uygulama olacak. Türkiye’de bu konuda en çok ödül alan ve destekler alan belediye olduğumuzu bilmenizi isterim. Bizler bahar aylarında ‘En Güzel Balkon’ ve ‘En Güzel Bahçe’ yarışmasını yaparız. Son baharda ilk kez bu yarışmamızı düzenledik. ‘Sonbaharın En Güzel Balkon Bahçe Yarışmasını’ düzenledik. Yılda iki defa bu renkli, güzel kokulu yarışmayı yapıyor olacağız. Doğanın bizlere sunduğu güzellikleri göstermek için çaba gösteren tüm yurttaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

    SONBAHAR EN GÜZEL BALKON BAHÇE YARIŞMASI BALKON DALI

    Ödül kazananlar şöyle:

    1. Sevil Gökmen (Şemikler Mahallesi)
    2. Ufuk Işıl Albayrak (Goncalar Mahallesi)
    3. Cahide Kayalı (Bostanlı Mahallesi)

     

  • BAŞKAN SANDAL, MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ: “BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ”

    BAŞKAN SANDAL, MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ: “BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ”

    Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, 4,5 yıldır birlikte görev yaptığı ve en yakın mesai arkadaşlarım dediği muhtarlarla birlik ve dayanışma gecesinde buluştu. Başkan Sandal, Bayraklı’da büyük bir aile olduklarını ifade etti. Muhtarlar da “Başkanımızın yanındayız. Bayraklı’nın yarınlarını ilk günkü heves ve kararlılıkla birlikte planlamaya devam edeceğiz” dedi.

    Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, muhtarlarla yeni yıl öncesi dayanışma yemeğinde bir araya geldi. Etkinlikte birlik ve beraberlik mesajları verildi.

    “YOLCULUĞA BERABER ÇIKTIK”

    Başkan Sandal, “Yerel seçimlerden sonra Bayraklı’daki güzel yolculuğumuza beraber çıktık. Artısı da bizim, eksisi de bizim. Atlattığımız badireleri düşündüğümde bütün muhtarlarıma ve belediye çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum. Biz normal bir belediyecilik süreci yaşamadık. Pandemiyi yaşadık. Tüm ülke kilitlendiğinde bile biz hizmet ürettik. Eğitim faaliyetlerinden de yatırımlardan da geri durmadık. Üstüne bir de deprem yaşadık. Yalnız bırakıldık ama Türkiye’ye örnek bir afet yönetim süreci gerçekleştirdik. Çadır sürecinden kalıcı konutlara geçişe kadar yurttaşlarımızın yanındaydık. Plan notlarımızla, depremzedelere 1+1 değerinde ev katkısı sağladık. Sonrasında Bayraklımızın yüzde 70’ini yeniden planladık.” dedi.

    “BİZ GÜCÜMÜZÜ ATATÜRK’TEN ALIYORUZ”

    Bu süreçte yaşanan ekonomik kriz ve enflasyonun da yaşamı zorlaştırdığına dikkat çeken Başkan Sandal “Bankalara olan kredi borçlarımızı aksatmadan ödedik, belediyeyi ekonomik düzlüğe çıkarttık. Merkezi hükümetin ‘yatırım yapmayın’ baskısına rağmen hizmetlerden geri kalmadık. Aciz kalacağımızı sandılar ama kalmadık. Biz siyasal görüşümüzü Kuvayı Milliye’den, bölünmez bütünlüğümüzden ve Mustafa Kemal Atatürk’ten alıyoruz. Bu ülkenin bütün yurtseverleri birleşmeli, bir arada durmalı.  Böyle yaptığımızda bizi kimse yıkamaz. Bayraklı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Cumhuriyet’in kalesi olarak kalacaktır. Biz Bayraklı’da büyük bir aileyiz ve öyle kalmaya da devam edeceğiz” dedi.

    Bayraklı Muhtarlar Derneği Başkanı ve Yamanlar Mahalle Muhtarı Kemal Aydın “Biz bu yolculuğa Bakanımız Serdar Sandal ile birlikte çıktık ve 4,5 yılda çok büyük zorluklar yaşadık. Pandemide, İzmir depreminde belediyemizle birlikteydik ve bu süreçte başkanımızın yaptıklarına şahidiz. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da omuz omuza sokaklarımızda çalışacağımıza söz veriyoruz” dedi.

  • SÜNGER KENT İZMİR PROJESİYLE BUCA’YA DÜŞEN YAĞMUR SUYU TOPLANACAK

    SÜNGER KENT İZMİR PROJESİYLE BUCA’YA DÜŞEN YAĞMUR SUYU TOPLANACAK

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, Buca’nın iki ayrı bölgesinde yağmur suyunu toplayarak, su baskınlarının önüne geçmeyi hedefleyen Sünger Kent İzmir projesini devreye aldı. Başkan Tunç Soyer, Atatürk Mahallesi’nde günde 470 ton yağmur suyunun toplanmasını sağlayan çalışmalar ile Bahçekapı Parkı’nda saatte yaklaşık 54 ton suyun yer altına sızdırılabildiği taşkın drenaj kuyularını yerinde inceledi. Başkan Soyer “Şehrimizi tam bir Sünger Kent haline getirene kadar çalışmalarımız sürecek” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kuraklıkla mücadele vizyonuyla şekillenen ve yağmur suyu hasadı çalışmalarını genişleten Sünger Kent İzmir projesi farklı uygulamalarla sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Buca’nın Atatürk Mahallesi ile Bahçekapı Parkı’nda devreye alınan Sünger Kent İzmir çalışmalarını yerinde inceledi. Atatürk Mahallesi’nde uygulanan yeşil altyapı teknikleriyle günde 470 ton yağmur suyunun toplanması sağlanıyor. Bahçekapı Parkı da açılan taşkın drenaj kuyularıyla Türkiye’nin ilk taşkın parkına dönüştürüldü. Bu sayede saatte yaklaşık 54 ton su yer altına sızdırılabiliyor.

    Başkan Tunç Soyer, aşırı yağıştan kaynaklanan su baskınlarının önüne geçmeyi hedefleyen, aynı zamanda yağmur suyunu toplayarak su tasarrufu sağlamayı amaçlayan projenin önemine değinerek “Sünger Kent uygulamalarını şehrin her yerine yaymaya başladık. Hem metropolde, hem kırsalda, her yerde yağmur suyunu toplayacak mekanizmalar, yeni yaratıcı çözümler üretiyoruz. Alim Murathan hocam ve çalışma arkadaşları, kurduğumuz yeni ekip, Türkiye’ye model olacak, Türkiye’ye örnek olacak yepyeni uygulamalar ortaya koyuyorlar. İZSU Genel Müdürlüğü ile işbirliği içerisinde çalışmalar yürütülüyor” dedi.

    “YERALTI KAYNAKLARI DA BESLENECEK”

    Bahçekapı Parkı’nın düşük bir kotta bulunduğunu ve çevreye düşen yağmur suyunun, bu alanda toplandığını belirten Başkan Tunç Soyer, “Buca’nın en çanak noktalarından biri burası. Çevrede düşen yağmur suyu burada toplanıyor. Ve hep su altında kalan bir bölgeydi. Projeyle, suyu yeraltına taşıyacak bir mekanizma kuruldu. Bu yeraltı su kaynaklarının da güçlü şekilde beslenmesi anlamına geliyor. Devam edeceğiz. Şehrimizi tam bir Sünger Kent haline getirene kadar çalışmalarımız sürecek” diye konuştu.

    GÜNDE 470 TON YAĞMUR SUYU TOPLANACAK 

    Buca Atatürk Mahallesi’nde cadde ve sokaklara düşen yağmur sularını tutmak ve su baskınlarını önlemek amacıyla mevcut altyapı sistemi ile entegre çalışan yeşil altyapı teknikleri uygulandı. Toplam 580 metrekare büyüklüğündeki alanda gerçekleştirilen kesik bordür, yağmursuyu sızdırma hendeği ve taşkın drenaj kuyusu teknikleri ile günde 470 ton yağmur suyunun toplanması, temizlenmesi ve doğrudan yeraltına sızdırılması sağlanıyor. Bu proje ile bölgedeki su baskınlarının, yeni altyapı tesislerine ve mevcut altyapı tesislerinin yeniden inşa edilmesine gerek duyulmadan yeşil altyapı teknikleri ile önlenmesi hedefleniyor.

    BUCA’DA TAŞKIN PARK OLUŞTURULDU

    Buca’nın 1025. sokak paralelinde bulunan ve çevresine kıyasla düşük kotta kalan Bahçekapı Parkı’na komşu sokak ve yollara düşen sular, mevcut kanalizasyon sistemi bağlantıları kesilerek park alanına yönlendirildi. Böylece bu alan Türkiye’nin ilk taşkın parkına dönüştürülmüş oldu. Park sonunda açılan üç adet taşkın drenaj kuyusu ile saatte yaklaşık 54 ton su yer altına sızdırılabiliyor. Proje ile park çevresinde akışa geçen yağış sularının park alanına yönlendirilerek burada tutulması, daha düşük kottaki yerleşimlerde su baskınlarının engellenmesi ve parkların yağmur suyu yönetimindeki ek fonksiyonlarının ön plana çıkarılması amaçlanıyor.

    SÜNGER KENT İZMİR PROJESİYLE KENTİN DÖRT BİR YANINDA PEK ÇOK YENİ UYGULAMA

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” vizyonu doğrultusunda hayata geçirilen Sünger Kent İzmir projesi sürüyor. Projeyle yağmur suyu hasadına yönelik bir teşvik sistemi uygulanarak 5 bin binaya 5 bin yağmur suyu deposu dağıtımı ile İzmir’e 10 bin yağmur bahçesi kampanyası yürütülüyor. Otobüs durakları yağmur suyu hasadı ile doğa dostu yeşil duraklara dönüştürülüyor. Mezarlık alanlarında da yağmur suyu hasadı ile yeşil bir dönüşüm yapılıyor.

    Kentin asfalt ve betonla kaplı geçirimsiz yollarını, otoparklarını ve benzeri yüzey alanlarını, su baskınlarını önlemek amacıyla geçirimli alanlara dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, bu alanlara düşen yağmur sularını park ve refüjlere yönlendirerek su baskınlarını önlüyor, su döngüsü ile yeşil dönüşümleri gerçekleştiriyor.

    Sünger Kent projesinin kırsal ayağını oluşturan Küçük Menderes Ovası Yağmur Suyu Hasadı çalışmaları da son hızıyla sürüyor. Projeyle, Küçük Menderes Havzası’nda yeraltı sularını yeniden doldurmak için şarj-besleme kuyuları, sızdırma sarnıçları ve sızdırma göletleri kurarak yağmur suyu hasadı yapılıyor. Bu amaçla Ödemiş’te 60 bin metreküp suyu, yani 24 olimpik havuzun biriktirebileceği suyu, yeraltında depolayacak Türkiye’nin ilk biyolojik sızdırma göleti yapıldı.  Göl alanına tarımsal alanlardan gelen sular, tarım ilaçlarındaki zararlı kimyasallardan biyo-filtrelenme ile temizlenerek akifer sistemine veriliyor. Bu yönüyle de Türkiye’nin ilk biyolojik sızdırma göleti özelliğini taşıyor.

    Projeyle İzmir’in 5 yıl içerisinde sünger bir kent olarak inşa edilmesi ve kentsel alanda yağmur suyu akışının beş yıl içerisinde yüzde 70 oranında azaltılması planlanıyor