Blog

  • BAKAN ŞİMŞEK: “ÖZELLİKLE BÜYÜKŞEHİRLERDE KİRALAR GERİLEMEYE BAŞLADI”

    BAKAN ŞİMŞEK: “ÖZELLİKLE BÜYÜKŞEHİRLERDE KİRALAR GERİLEMEYE BAŞLADI”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, özellikle büyükşehirlerde kiraların gerilemeye başladığını belirterek “Kira fiyatlarındaki katılığın azalması enflasyonu düşürme çabalarımızı destekler nitelikte” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira fiyatlarındaki gerilemelere ilişkin sosyal medya hesabından değerlendirmede bulundu. Özellikle büyükşehirlerde kiraların gerilemeye başladığını belirten Şimşek, “2024’te konut arzı daha da artacak” dedi ve “Kira fiyatlarındaki katılığın azalması enflasyonu düşürme çabalarımızı destekler nitelikte” şeklinde eklendi.

    Bakan Şimşek şu ifadeleri kullandı:

    “Kısa vadeli kiralamalara ilişkin düzenlemelerimiz konut arzını artırdı, özellikle büyükşehirlerde kiralarda gerileme başladı.

    Deprem konutlarının tamamlanması, kentsel dönüşüm ve afet riskini azaltmaya yönelik çalışmalarımızın hız kazanmasıyla 2024’te konut arzı daha da artacak.

    Kira fiyatlarındaki katılığın azalması enflasyonu düşürme çabalarımızı destekler nitelikte.”

     

  • TÜİK: İNŞAAT MALİYETLERİ YILLIK YÜZDE 65,93 ARTTI

    TÜİK: İNŞAAT MALİYETLERİ YILLIK YÜZDE 65,93 ARTTI

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ekimde inşaat maliyetleri aylık yüzde 2,20, yıllık ise yüzde 65,93 artış gösterdi.

    TÜİK, ekim ayına ilişkin inşaat maliyet endeksini yayınladı. Buna göre, endeks ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,20 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 65,93 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,43 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,67 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,00 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,47 arttı.

    BİNA İNŞAATI MALİYET ENDEKSİ YILLIK YÜZDE 65,02 ARTIŞ GÖSTERDİ

    Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre, yüzde 2,45 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 65,02 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,82 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,61 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 50,28 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,31 arttı.

    BİNA DIŞI YAPILARIN İNŞAAT MALİYETİNDEKİ ARTIŞ DAHA YÜKSEK

    TÜİK verilerine göre, bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 1,43 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,88 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1,28 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,85 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 57,30 arttı, işçilik endeksi yüzde 114,04 arttı.

  • İSTANBUL VALİSİ GÜL, “BİR ÇOCUK BİR DİLEK” PROJESİ KAPSAMINDA 11 ÇOCUĞUN DİLEĞİNİ YERİNE GETİRDİ

    İSTANBUL VALİSİ GÜL, “BİR ÇOCUK BİR DİLEK” PROJESİ KAPSAMINDA 11 ÇOCUĞUN DİLEĞİNİ YERİNE GETİRDİ

    İstanbul Valisi Davut Gül, “Bir Çocuk Bir Dilek” projesi kapsamında dileklerini belirleyen 11 çocuğun dileğini yerine getirdi. Vali Gül, evlerinde ziyaret ettiği çocukların hediyelerini kendisi teslim etti.

    İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, Cumhuriyet’in 100. yılında hayata geçirilen “Bir Çocuk Bir Dilek” projesi, Vali Davut Gül’ün çocuklara gönderdiği mektupla başladı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na kayıtlı, maddi durumu yetersiz olan yetim ya da öksüz 5 bin 13 çocuğa gönderilen mektup, sosyal hizmet uzmanları tarafından çocuklara ulaştırıldı. “Bana üç dileğini yazar mısın?” ifadelerinin yer aldığı mektuba çocuklar cevap vererek dileklerini Vali Davut Gül’e iletti.

    DİLEKLER YERİNE GETİRİLİYOR

    Tasnif süreçleri tamamlanan dilekler geçen günlerde yerine getirilmeye başladı. İstanbul Valisi Davut Gül de Bağcılar’da yaşayan 11 çocuğun dileklerini yerine getirdi. Çocukları evlerinde ziyaret eden Gül, dileklerini yerine getirdiği çocuklarla sohbet ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.

    “YILBAŞINA KADAR ÇOCUKLARIMIZIN DİLEKLERİ YERİNE GETİRİLECEK”

    Anne ya da babasını kaybetmiş 3 aileyi ziyaret ederek 11 çocuğun hediyelerini teslim eden Vali Davut Gül, “Valiliğimizin imkanları ve hayırseverlerimizin katkılarıyla çocuklarımızın dileklerini yerine getirmeye başladık. Yıl başına kadar tüm çocuklarımızın dileklerini yerine getireceğiz. Bu projeye katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” dedi. 

    İLK ADRES ALİCAN, RABİA VE BEYZANUR KARDEŞLERİN EVİ OLDU

    Babalarını 2021 yılında kaybeden Alican (16), Rabia (13) ve Beyzanur (5) kardeşleri evlerinde ziyaret eden İstanbul Valisi Davut Gül, dilek mektuplarında yazdıkları hediyeleri çocuklara teslim etti. Gül, bir süre sohbet ettiği çocuklarla hatıra fotoğrafı da çektirdi.

    Vali Gül’ün ikinci adresi ise babalarını 2016 yılında kaybeden Tuba (15), Muhammed (13), Serhat (12) ve Hira Nur (8) kardeşlerin evi oldu. Onlar da çeşitli dileklerini ileterek projeye katılmıştı. Anneleriyle birlikte yaşayan dört kardeş, aldıkları hediyelerle büyük mutluluk yaşadı. Vali Gül, ziyaretlerini Mehmet Efe (11), Zemzem (8), Zeynep Su (6) ve Züleyha (4) kardeşleri ziyaret ederek tamamladı.

    HAYIRSEVERLER PROJEYE KATKIDA BULUNABİLİYOR

    Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na kayıtlı maddi durumu yetersiz olan ailelerin öksüz ya da yetim 5 bin 13 çocuğu kapsayan projenin temel amacı, dezavantajlı çocukların yüzlerinin güldürülebilmesi… Hayırseverler https://www.1cocuk1dilek.org/ internet sitesinden projeye katkıda bulunabiliyor.

  • İSTANBUL VE TUNCELİ’DE DHKP/C OPERASYONU: 12 GÖZALTI

    İstanbul ve Tunceli’de terör örgütü DHKP/C’ye yönelik düzenlenen operasyonda 12 şüpheli yakalandı.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce, İstihbarat Şube Müdürlüğü ile koordineli olarak, DHKP/C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi) terör örgütü faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik  çalışma başlatıldı. Yapılan çalışmalarının devamında bu sabah 17 şüphelinin yakalanmasına yönelik, İstanbul’da 16 adrese, Tunceli’de ise 1 adrese olmak üzere toplam 17 adrese eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. 

    Yapılan baskınlarda 12 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ise bir kurusıkı tabanca, iki 9.19 mm çapında tabanca, 27 fişek, ve şüphelilere ait çok sayıda dijital materyale el konuldu. Konuyla ilgili yürütülen tahkikat işlemlerinin devam ettiği belirtildi. 

  • İSTANBUL’DA TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/KCK’YA YÖNELİK OPERASYON: 5 ŞÜPHELİ YAKALANDI

    İstanbul’da terör örgütü PKK/KCK ile bağlantılı insan kaçakçılığı yapan şüphelilere yönelik düzenlenen operasyonda 5 şüpheli gözaltına alındı.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Terörle Mücadele ve İstihbarat şu müdürlüklerince bölücü terör örgütü PKK7KCK’nın faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik çalışma başlattı. Daha önce gerçekleştirilen operasyonlarda ele geçirilen dijital materyallerin incelemeleri sonucu, örgütsel faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen ve bölücü terör örgütüyle bağlantılı insan kaçakçılığı yapan şüphelilerin yakalanmasına yönelik, bu sabah kentte belirlenen 7 ayrı adrese eş zamanlı operasyon yapıldı.

    Baskınlarda 5 şüpheli yakalandı. Adreslerde yapılan aramalarda ise şüphelilere ait dijital materyallere el konuldu. 

  • TFF BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ: “BU ALÇAK SALDIRI TÜRK FUTBOLUNUN TÜM PAYDAŞLARINA YAPILMIŞTIR, TÜM LİGLERDEKİ MAÇLARI SÜRESİZ OLARAK ERTELEDİK”

    TFF BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ: “BU ALÇAK SALDIRI TÜRK FUTBOLUNUN TÜM PAYDAŞLARINA YAPILMIŞTIR, TÜM LİGLERDEKİ MAÇLARI SÜRESİZ OLARAK ERTELEDİK”

    Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu, MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca’nın Çaykur Rizespor maçı sonrasında sahaya inerek hakem Halil Umut Meler’e saldırmasının ardından olağanüstü toplantı gerçekleştirdi. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Bu alçak saldırı Türk futbolunun tüm paydaşlarına yapılmıştır. Bugüne kadar hakemleri hedef gösteren herkes bu aşağılık suçun suç ortağıdır. Sorumlu kulüp ve yöneticileri, en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Tüm liglerdeki maçları süresiz olarak erteledik” diye konuştu.

    MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca, Çaykur Rizespor maçı sonrasında hakem Halil Umut Meler’e sahanın içinde yumruk attı.

    TFF Yönetim Kurulu, saldırı nedeniyle olağanüstü toplanma kararı aldı. Toplantı sonrasında açıklamalarda bulunan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, şunları söyledi:

    “Halil Umut Meler, kendini bilmez canilerce saldırıya uğramıştır. Alçak saldırıyı yapanlar, sadece Halil Umut Meler’e yapmadılar. Bu alçak saldırı Türk futbolunun tüm paydaşlarına yapılmıştır. Bugüne kadar hakemleri hedef gösteren herkes bu aşağılık suçun suç ortağıdır. Sorumlu kulüp ve yöneticileri, en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Tüm liglerdeki maçları süresiz olarak erteledik. Bu yapılan saldırı Türk futbolu adına çok şanssız ve utanç vericidir. Futbol maçları bir savaş değil, sonunda ölüm yok. Bütün takımlar aynı anda şampiyon olamaz. Bunu hepimizin idrak etmesi lazım.”

  • KILIÇDAROĞLU’NDAN, HAKEM MELER’E YUMRUKLU SALDIRIYA TEPKİ: “BU UTANÇ VERİCİ DURUMUN BİR AN ÖNCE GİDERİLMESİ ADINA YETKİLİLERİN GEREĞİNİ YAPACAĞINA İNANIYORUM”

    KILIÇDAROĞLU’NDAN, HAKEM MELER’E YUMRUKLU SALDIRIYA TEPKİ: “BU UTANÇ VERİCİ DURUMUN BİR AN ÖNCE GİDERİLMESİ ADINA YETKİLİLERİN GEREĞİNİ YAPACAĞINA İNANIYORUM”

    CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankaragücü Spor Kulübü Başkanı Faruk Koca’nın Çaykur Rizespor maçı sonrasında sahaya inerek hakem Halil Umut Meler’e yumruk atmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Spor camiası ve ülkemiz adına yaşanan bu utanç verici durumun bir an önce giderilmesi; sporun, dostluk, kardeşlik, sevgi ve saygı temelinde olduğunun hissettirilmesi adına kamuoyunun bu olayın takipçisi olacağına ve yetkililerin gereğini yapacağına inanıyorum” dedi.

    CHP 7. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankaragücü Spor Kulübü Başkanı, AKP’li Faruk Koca’nın bu akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçı sonrasında sahaya inerek FIFA Kokartlı hakem Halil Umut Meler’e yumruk atmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun sosyal medyadan yaptığı açıklaması şöyle:

    “MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor karşılaşmasının sonunda hakemimiz Halil Umut Meler’e yönelik gerçekleştirilen saldırıyı şiddetle kınıyor, FIFA kokartlı hakemimiz Halil Umut Meler’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Spor camiası ve ülkemiz adına yaşanan bu utanç verici durumun bir an önce giderilmesi; sporun, dostluk, kardeşlik, sevgi ve saygı temelinde olduğunun hissettirilmesi adına kamuoyunun bu olayın takipçisi olacağına ve yetkililerin gereğini yapacağına inanıyorum.”

     

  • CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN, HAKEM MELER’E SALDIRAN KOCA’YA TEPKİ: “ŞİDDETİN TÜRK SPORUNUN İÇİNDE BARINMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN, HAKEM MELER’E SALDIRAN KOCA’YA TEPKİ: “ŞİDDETİN TÜRK SPORUNUN İÇİNDE BARINMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankaragücü Spor Kulübü Başkanı, AKP’li Faruk Koca’nın bu akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçı sonrasında sahaya inerek FIFA Kokartlı hakem Halil Umut Meler’e yumruk atmasına tepki gösterdi. Erdoğan, “Bu akşam oynanan MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor müsabakası sonrasında hakem Halil Umut Meler’e yapılan saldırıyı kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Spor, barış ve kardeşlik demektir. Spor şiddetle bağdaşmaz. Şiddetin Türk sporunun içinde barınmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.

    Ankaragücü Spor Kulübü Başkanı Faruk Koca, bu akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçı sonrasında sahaya inerek FIFA Kokartlı hakem Halil Umut Meler’e yumruk attı

     Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak bu saldırıyı kınadılar. Siyasilerin bu gece yaptıkları açıklamalar şöyle:

    ERDOĞAN: ŞİDDETİN TÜRK SPORUNUN İÇİNDE BARINMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu akşam oynanan MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor müsabakası sonrasında hakem Halil Umut Meler’e yapılan saldırıyı kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Spor, barış ve kardeşlik demektir. Spor şiddetle bağdaşmaz. Şiddetin Türk sporunun içinde barınmasına asla izin vermeyeceğiz.”

    KURTULMUŞ: SPOR SAHASINDA BÖYLE BİR SALDIRININ OLMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: “Bu akşamki maçta hakem Halil Umut Meler’e yapılan saldırıyı Türkiye Büyük Millet Meclisi adına şiddetle kınıyorum. Böyle bir saygısızlık olmaz. Spor sahasında böyle bir saldırının olması asla kabul edilemez.”

    YERLİKAYATEDAVİ SONRASI GÖZALTI İŞLEMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: “MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor karşılaşmasının sonunda hakem Halil Umut Meler’e yönelik saldırı gerçekleştirilen Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca emniyet güçlerimizin gözetiminde hastanede tedavi görmektedir. Tedavi sonrası gözaltı işlemleri gerçekleştirilecektir. Hakemimize saldırıda bulunan K.Ç ve Ş. Y. Ş adlı şahıslar Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığımızın talimatı ile gözaltına alınmıştır.”

    BAK: SPORUN RUHUNA VE TÜRK FUTBOLUNA ASLA YAKIŞMAYAN BU GÖRÜNTÜLERİ SAHALARIMIZDA GÖRMEK İSTEMİYORUZ

    Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: “MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor karşılaşmasının sonunda maçın hakemi Halil Umut Meler’e yönelik gerçekleştirilen saldırıyı şiddetle kınıyorum. Sporun ruhuna ve Türk futboluna asla yakışmayan bu görüntüleri sahalarımızda görmek istemiyoruz.”

     

  • TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… CEVDET YILMAZ: ENFLASYONU DÜŞÜRÜRKEN BÜYÜMEYİ, İSTİHDAMI İHMAL EDEMEYİZ

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM’de bütçe görüşmelerinde gelen eleştirileri yanıtladı. Yılmaz, “Şu anda enflasyon ile mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. ‘Bir anda niye enflasyonu düşürmüyorsunuz’ diye bir soru gelebilir akla. Birçok dengeyi eş zamanlı olarak düşürmek zorundayız. Enflasyonu düşürürken büyümeyi, istihdamı ihmal edemeyiz. Sosyal dengeleri, ihtiyaç içinde olan geniş kitlelerin taleplerini göz ardı edemeyiz” dedi. 

    2024 Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri bugün TBMM Genel Kurulu’nda başladı. Bütçenin tümü üzerindeki görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, muhalefetten gelen eleştirileri yanıtladı.

    Yılmaz, özetle şöyle konuştu: 

    “ELVEDA DEĞİL, ‘YENİDEN MERHABA BÜTÇESİ’ İLE KARŞINIZDAYIZ” 

    “Bu bütçe ‘elveda bütçesi’ olmadı. Bu değerlendirmeleri milletimiz sandıkta demokratik bir şekilde verdi. Elveda değil, ‘yeniden merhaba bütçesi’ ile karşınızdayız. 

    Mayıs seçimleriyle birlikte siyasi belirsizlikler ortadan kalkmış ve ekonomimiz adına son derece olumlu bir ortam oluşmuştur. 20 yıllık tecrübeden şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar ve sosyal refah olmuyor. 

    Siyasi belirsizlik ve politika belirsizliklerinin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin sağlandığı bir ortamda yolumuza devam ediyoruz. Bütçemizi Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde huzurunuza getirdik. OVP’yi hazırlarken de bütün kesimlerle görüşmeler yaptık. Finans kesiminden tarım kesimine, sendikalardan işverenlere toplumun bütün kesimleriyle görüştük, istişareler yaptık. 

    Bütçemizin temelini teşkil eden OVP’de dört temel amaç belirledik, üç tane de temel aracımız var, bunları gerçekleştirmek üzere. Birincisi depremin yaralarını sarmak. Değerli arkadaşlar depremin ilk aşamalarının yaraları hızla sarıldı, ihtiyaçlar giderildi, vatandaşımız sahipsiz bırakılmadı, geçici barınma imkânları sağlandı, destekler sağlandı. Ama asıl yük kalıcı hizmetlerin sunulmasıydı.  

    Yapısal açık dediğimiz bir şey var bütçede. Sürekli tekrarlanan, her yıl tekrarlanan belli harcama kalemleri başlatırsanız bütçeden yapısal bozulmaya yol açarsınız. Ama deprem böyle değil, tek seferlik harcama veya birkaç yıllık bir harcama. Dolayısıyla, yapısal bir bozulmaya yol açmıyor, dönemsel bir artışa yol açıyor. 

    İkinci amacımız fiyat istikrarını sağlamak. Türkiye ekonomide reel ekonomide çok başarılı oldu. Rakamlarla da bunları ortaya koyduk. 20 yıllık sürece baktığımızda Türkiye 20 yılda yıllık ortalama 5,4 büyümüş; dünya 3,6 büyümüş. Dünyanın 1,8 her yıl üzerinde bir büyüme performansımız olmuş. 

    “ENFLASYONU DÜŞÜRÜRKEN BÜYÜMEYİ, İSTİHDAMI İHMAL EDEMEYİZ” 

    Makro politikalarımızda bir güncelleme yaptık, enflasyonu önceliklendirdik. Şu anda enflasyon ile mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. ‘Bir anda niye enflasyonu düşürmüyorsunuz’ diye bir soru gelebilir akla. Birçok dengeyi eş zamanlı olarak düşürmek zorundayız. Enflasyonu düşürürken büyümeyi, istihdamı ihmal edemeyiz. Sosyal dengeleri, ihtiyaç içinde olan geniş kitlelerin taleplerini göz ardı edemeyiz. Bütün bu dengeler çerçevesinde enflasyon ile mücadele ediyoruz.  

    Aşama aşama enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Gelecek sene yıl ortalarından itibaren belirgin bir şekilde enflasyondaki düşüşü göreceğiz. Geçen yaz aylarında yüksek enflasyonlar ile karşılaştık. Sebeplerini sabahki konuşmamda izah etmiştim. Normalde yaz dönemi enflasyon düşük olur mevsimsel olarak, sonbahar döneminde biraz daha yükselir. Bu sene tam tersini yaşıyoruz. 

    2024’ün ikinci yarısından itibaren başlayacağız. 2025 yılında çok daha düşük seviyelere, yüzde 15’ler civarına düşen bir enflasyon göreceğiz. 2026’da da yeniden tek haneli rakamlara ulaşacağız. 

    Üçüncü amacımız büyüme ve istihdam. Türkiye kalkınmakta olan bir ülke. Gelişmişler ülkelerle kalkınmış ülkeleri aynı kefeye koyamazsınız. Gelişmiş ülkeler sadece istikrara bakarlar. Ama kalkınan bir ülke iseniz istikrar ile birlikte büyüme, istihdam, üretim bunlara da bakmak durumundasınız. 

    “ENFLASYONU DÜŞÜRMEDEN SOSYAL REFAHI SAĞLAYAMAZSINIZ” 

    Dördüncü amacımız sosyal refah. Kalıcı sosyal refah. Değerli arkadaşlar, enflasyonu düşürmeden, büyümeyi sürdürülebilir kılmadan kalıcı sosyal refahı da sağlayamazsınız. Kalıcı sosyal refahın zemini istikrardır, siyasi istikrardır, ekonomik istikrardır. Bununla birlikte büyüyen ekonomi, büyüyen bütçe ve oradan da sosyal kesimlere sosyal adalet ilkesi çerçevesinde sağlanan destekler. Bunu nihai olarak başarmak üzere bütün politikalarımızı kurgulamış durumdayız. 

    Bütün bu amaçlara ulaşmak için üç tane politika alanımız var. Para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlar. Her üçünde de detaylı bir şekilde izleyeceğimiz yol haritasını paylaşmış durumdayız ve onları birer birer hayata geçireceğiz. 

    Türkiye Cumhuriyeti, bugün Gazze’de bu zulümlere sessiz kalanlar, bu zulümleri işleyenler kimlerse, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken bizim mücadele ettiğimiz güçler aynı güçlerdir. Bunu bilmeniz lazım. Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin o dönem mazlum milletlere nasıl örnek olduysa, ilham verdiyse ve emperyalist güçlere karşı mücadelesiyle başarabiliriz hissiyatını nasıl oluşturduysa, bugün de güçlü bir Türkiye olarak Türkiye Cumhuriyeti olarak Türkiye Yüzyılı’nda sağlayacağımız ilerlemeler ile yine mazlumların umudu olacağız, yine adaletli bir dünyanın temel taşlarından biri olacağız. 

    “SON 20 YILDA 608 MİLYAR DOLAR KAMU YATIRIMI YAPTIK” 

    Son 20 yılda kamu olarak yaptığımız yatırım 608 milyar doları bulmuş durumda. 2002-2022 dönemini söylüyorum. Kamu olarak 608 milyar dolarlık yatırım yapmışız. Bir önceki 20 yılda ne kadar yapılmış diye baktığımızda, yine dolar bazında, 194 milyar dolar yapılmış. Yani bizden önceki 20 yılda 194 milyar dolar kamu yatırımı yapılmış, bizim dönemimizde 608 milyar kamu yatırımı yapılmış.  

    Bu kadar seçimden sonra, milletin bu kadar onayından sonra herhalde muhalefet artık bunu dile getirmez dedim. Ama görüyorum ki, bugün de Genel Kurul’da maalesef hâlâ Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tartışmaya devam ediyor muhalefet. Milletimiz referandumda bu sisteme ‘evet’ dedi, yapılan mükerrer seçimlerde muhalefet çok açık bir şekilde olayı bir referanduma dönüştürmeye çalıştığı hâlde bu sisteme ‘evet’ dedi milletimiz ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yolumuza devam ediyoruz. Siz başka bir sistemi savunabilirsiniz, ona da bir itirazımız yok. Ama benim söylediğim şu: Dünyada üç çeşit sistem var demokratik rejimlerde. Başkanlık sistemleri var, yarı başkanlık sistemleri var ve parlamenter sistemler var. Her birinin de alt versiyonları var, dünyada böyle tek bir sistem yok.  

    Avantajı nedir başkanlık sisteminin? Birincisi şu, siyasi istikrarı garanti altına alıyor. Seçimden sonra kim hükümet olacak, kim hükümeti kuracak, ne zaman kuracak tartışmaları yaşanmıyor. Pazarlıklar, bakanlık tartışmaları yaşanmıyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi siyasi istikrarı sağlıyor. Kalkınmakta olan bir ülke olarak da bizim buna çok ihtiyacımız var. İkincisi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi etkili ve hızlı karar almayı, müdahale etmeyi sağlıyor. Özellikle son dönemlerde yaşadığımız salgın, jeopolitik gelişmeler, ekonomik darboğazlar, bütün bu konularda aslında sistemimiz test edildi. Hepsinde de başarılı oldu, kim ne derse desin. 

    “KARABAĞ’DA, LİBYA’DA, AKDENİZ’DE SONUÇ ALDIYSAK BÜTÜN BUNLARI CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE BORÇLUYUZ” 

    Karabağ’da sonuç aldıysak, Libya’da sonuç aldıysak, Akdeniz’de sonuç aldıysak, üç terör örgütüyle güçlü bir şekilde mücadele etmeyi başardıysak, ekonomik performansımızı dünyanın üzerinde tutabildiysek, salgın döneminde üretimi en az etkilenen ülkelerden biri olabildiysek işte bütün bunları Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine borçluyuz. 

    Yaşadığımız tecrübeler ışığında eksik gördüğünüz bir husus varsa yeni anayasa tartışmaları ile başka tartışmalar ile elbette her şey tartışılabilir. İyileştirmeye dönük adımlar her zaman bütün sistemlerde atılabilir. Ama sistemimiz doğru bir sistem, etkili bir sistem ve sonuç üretici bir sistem. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini devam ettiriyoruz ve devam ettireceğiz. 

    “SİZİN GENEL BAŞKANLARINIZ CUMHURBAŞKANI OLDUĞUNDA SİYASETİ BIRAKACAKLAR MI?” 

    Acaba, hükümete ayrılan süre, sizin pazarlıklarla vakit bölüşülerek 7 tane Cumhurbaşkanı yardımcısı gelip onlar mı anlatacaktı bütçeyi, bilmiyorum. Diğer taraftan, Cumhurbaşkanı yardımcısı siyasetçi değildir diyorsunuz, sizin Genel Başkanlarınız Cumhurbaşkanı yardımcısı olduğunda siyaseti bırakacaklar mı acaba? Onu da merak ediyorum doğrusu. Böyle bir şey söz konusu değil. Cumhurbaşkanlığı kabinesi Cumhurbaşkanımız tarafından seçilmiş, Cumhurbaşkanımız tarafından atanan, siyasetin göbeğinde olan bir kurumdur. Siyasetten uzak olması mümkündür. Halka verdiğimiz sözleri, siyasi sözleri yerine getirmek üzere siyasi bir programı hayata geçirmek üzere görev yapmaktadır. Dolayısıyla, buradaki kabineyi siyasetten bağımsız bürokrat gibi görmek çok yanlış bir yaklaşımdır. 

    Yerel yönetimler konusunda şunu ifade etmek isterim: Bizim dönemimizde hiçbir zaman ayrımcı bir uygulama olmadı. Tam aksine, kanunlarımızda objektif kriterleri güçlendirerek nüfusa, gelir düzeyine göre kaynak tahsis ederek yaptık. Merkezi idareden şikâyet ederek beceriksizliklerini, başarısızlıklarını örtmeye çalışanlar da hiç kimse prim vermesin, kusura bakmayın.  

    Kadın meselesini konuşanların bugün biraz günah çıkaranları da duyduk, başörtüsü meselesini de hiç unutmamamız gerekiyor. Yıllarca başörtüsü kadınların eğitime katılmasına, ekonomiye, siyasi hayata katılmasına bir engel olarak kullanıldı. Bir ayrımcılık yapıldı. Çok şükür şu anda böyle bir sorunumuz kalmadı. Şimdi çok özgürlükçü, demokratik konuşmalar duyduk. Çok da sevindik tabii bu konuşmalara. Ama aynı konuşmaları yapan arkadaşlarımızın daha önceki dönemlerde anayasa mahkemelerine bu düzenlemeleri iptal ettirmek için gittiklerini de herhalde unutmayacağız, toplum da unutmayacak.  

    Sosyal devletin lafını edenlerle sosyal devleti hayata geçirmek ayrı bir şey. Demokrasinin lafını edenlerle demokrasi hayata geçirmek de ayrı bir şey. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Biz işimize bakıyoruz ve işimizi yapmaya devam edeceğiz.  

    “FAİZLERDE ÖNEMLİ BİR ARTIŞ VAR AMA BU HARCAMALARA NOMİNAL OLARAK DEĞİL ORANSAL OLARAK BAKILIR” 

    Son dönemde nominal olarak baktığınızda, parasal olarak mutlak değer olarak baktığınızda faizlerde önemli artış var ama bütün iktisatçılar da bilir ki, teknik, bu işle ilgilenenler de bilir ki, bu tür harcamalara nominal olarak değil oransal olarak bakılır. Milli gelirinize oranı nedir, bütçenin içindeki payı nedir ve vergi gelirlerinizin içindeki payı nedir. Şimdi bunlara bakalım. Faiz giderlerinin GSYH içindeki oranı neymiş. 2002 yılında 14,3, milli gelir 100 liraysa bunun 14,3’ü sadece faize gidiyormuş. Son dönemlerde, 2022’de bunu 2,1’e kadar düşürmüşüz. Depremin etkisiyle geçici olarak bütçemizde yaşanan birtakım açıklar nedeniyle 3’e çıkmış. Belli bir süre sonra bunu daha düşük seviyelere çekme perspektifiyle hareket ediyoruz. Şu anda 2,5-3 seviyelerinde devam ediyor. Faiz giderlerinin bütçe içindeki payı neymiş diye baktığımızda; 2002’de yüzde 43,2 toplam harcamaların 43,2’si faize gidiyormuş. Son dönemlerde baktığımızda yüzde 10 ile 12,7 arasında değişen seviyelerde son yıllarda. Oldukça düşük seviyelere gelmiş durumda. Daha da düşsün mü, tabii ki düşsün, bunu elbette istiyoruz. Ama bir taraftan depremin yaralarını saracaksınız, bir taraftan çalışanlarınıza birtakım imkânlar sağlayacaksınız, bir taraftan ekonomik şartlarda sosyal refahı arttırıcı destek yapacaksınız, bir taraftan yatırımlar yapacaksınız, bir taraftan güvenliği, huzuru sağlamak için birtakım harcamalar yapacaksınız. Vergi gelirleri içinde faizin payı daha çarpıcı. 2002 yılında 100 lira vergi toplanıyorsa 86 lirası faize gidiyordu. 100 liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu değerli arkadaşlar. Nominal olarak konuştuğumuzda tabii ki farklı olur. Bugün geldiğimiz noktada, 2022’de 13,2’si, 2023’te artıyor bir miktar 17’lere çıkıyor ama daha sonra tekrar düşürme perspektifi içinde hareket ediyor. 

    “VERGİ YÜKÜ AZALDI”

    20 yılda biz vergi yükünü arttırmadık, tam aksine, milli gelire oranı itibarıyla baktığınızda vergi yükü azaldı. Hatırlarsanız, kurumlar vergisinde indirim yaptık, gelir vergilerinde indirim yaptık. Vergiyi tabana yaymayı da biraz farklı ifade eden arkadaşlarımız oldu. Vergiyi tabana yaymak dar gelirliden vergi almak demek değil, vergiyi tabana yaymak vergi vermeyenden vergi almak demektir. Vergi veren var, vermeyen var. Aynı alanda herkes vergisini versin, birinden alayım, birinden almayayım olmasın. Vergiyi tabana yaymak demek bu. Yoksa, aşağıdakilerden vergi alalım, yukarıdakilerden almayalım, kesinlikle böyle bir anlayışımız yok. Tam aksine, biz biliyorsunuz, kurumlar vergisinde bir düzenleme yaptık. Finansal kurumlardan, bankalardan yüzde 30 vergi alıyoruz, normal firmalardan 25, ihracatçılardan 20 alıyoruz.  

    Vergi tabanını genişleterek dolaysız vergilerin payını artıracağız. Bu toplam vergilerin artacağı anlamına gelmiyor, toplam vergiler içerisinde dolaysız vergilerin payını yükselteceğiz. Vergilemede basitlik sağlayacağız. Etkin olmayan istisnaları kaldıracağız.  

    “CUMHURBAŞKANLIĞI BÜTÇESİNDEKİ ARTIŞ ORTALAMANIN ÇOK ALTINDA BİR ARTIŞ” 

    Baktığımız zaman merkezi yönetim kuruluşlarının genelinde ortalama yüzde kaç artış olmuş bütçede? Yüzde 148, başlangıç bütçesine göre söylüyorum, ek bütçeye göre değil. Geçen yılın başlangıç bütçesine göre merkezi yönetim bütçemizdeki kuruluşların ortalama artışı yüzde 148,5. Peki Cumhurbaşkanlığı bütçesi ne kadar artmış? Yüzde 85. Dolayısıyla ortalamanın çok altında bir artış. Buradaki kaynakların büyük bir kısmı da barışı destekleme faaliyetleri veya kütüphane, kongre merkezleri gibi birtakım kuruluşların harcamalarına tahsis edilecek. 

    Sünnilerde olduğu gibi Alevilerde de farklı düşünen insanlar var. Hiçbir toplumsal kesim homojen değil. Bazen biz haddimizi aşıyoruz diye düşünüyorum. Bütün büyük bir topluluk adına hepsini temsil edermiş gibi konuşuyoruz. Kimsenin böyle bir hakkı yok. Alevilerde de Sünnilerde de şu kesimde de bu kesimde de farklı düşünen insanlar var. Terör çizgisine dikkat edilmek kaydıyla, yine dış birtakım manipülasyonlarla, bunlarla bağlantılara dikkat edilmek kaydıyla her türlü farklılığa da saygı duyuyoruz.” 

     

  • ANKARAGÜCÜ-ÇAYKUR RİZESPOR MAÇININ HAKEMİ MELER’E SALDIRAN ŞÜPHELİLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILDI

    ANKARAGÜCÜ-ÇAYKUR RİZESPOR MAÇININ HAKEMİ MELER’E SALDIRAN ŞÜPHELİLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILDI

    Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, Trendyol Süper Lig’deki Ankaragücü-Çaykur Rizespor müsabakasından sonra sahaya inerek maçın hakemi Halil Umut Meler’e yönelik şiddet eylemine karışan tüm şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak, gözaltı talimatı verildiğini duyurdu. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca maç sonrasında sahaya girerek hakem Meler’i yumruklamıştı.

    Trendyol Süper Lig’deki Ankaragücü-Çaykur Rizespor müsabakasından sonra sahaya inerek maçın FIFA Kokartlı hakemi Halil Umut Meler’e yönelik şiddet eylemine karışan tüm şüpheliler ile maç sonrası sahaya inen taraftarlar hakkında 6222 sayılı Yasa’ya aykırılık ve “kamu görevlisini yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle yaralama” suçlarından soruşturma başlatıldığı bildirildi.  Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bu gece yapılan açıklama şöyle: 

    “ŞÜPHELİLERİN TESPİT EDİLMESİ, GÖZ ALTINA ALINIP MEVCUTLU OLARAK BAŞSAVCILIĞIMIZDA HAZIR EDİLMELERİ…”

    “Ankaragücü-Çaykur Rizespor Trendyol Süper Lig müsabakası sonrası sahaya inerek maçın hakemine yönelik şiddet eylemine karışan tüm şüpheliler ile maç sonrası sahaya inen taraftarlar hakkında 6222 sayılı yasaya aykırılık ve kamu görevlisini yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle yaralama suçlarından 6222 S.Y. 17/1, TCK’nın 86/2-3 maddeleri gereğince Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma devam etmekte olup tüm şüphelilerin tespit edilmesi, göz altına alınıp mevcutlu olarak Başsavcılığımızda hazır edilmelerine yönelik Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Spor Şube Müdürlüğüne gerekli talimat verilmiştir. Soruşturmaya titizlikle devam edilmektedir.”