Blog

  • ÖZGÜR ÖZEL: “TBMM GENEL KURULU’NDA RAHATSIZLANARAK HASTANEYE KALDIRILDIĞINI ÜZÜNTÜYLE ÖĞRENDİĞİM SAADET PARTİSİ KOCAELİ MİLLETVEKİLİ HASAN BİTMEZ’E ACİL ŞİFALAR DİLİYORUM”

    ÖZGÜR ÖZEL: “TBMM GENEL KURULU’NDA RAHATSIZLANARAK HASTANEYE KALDIRILDIĞINI ÜZÜNTÜYLE ÖĞRENDİĞİM SAADET PARTİSİ KOCAELİ MİLLETVEKİLİ HASAN BİTMEZ’E ACİL ŞİFALAR DİLİYORUM”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “TBMM Genel Kurulu’nda rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını üzüntüyle öğrendiğim Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e acil şifalar diliyorum” dedi.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda konuşmasının sonlarında fenalaşıp yere düşen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez için X hesabından geçmiş olsun mesajı paylaştı. Özel’in mesajı şöyle:

    “TBMM Genel Kurulu’nda rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını üzüntüyle öğrendiğim Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e acil şifalar diliyorum.”

  • ANKARA’DA İTHAL BİTKİ DÖNEMİ SONA ERDİ, YERLİ ÜRETİCİDEN ALINAN ÇİÇEKLER CADDELERİ SÜSLEDİ

    ANKARA’DA İTHAL BİTKİ DÖNEMİ SONA ERDİ, YERLİ ÜRETİCİDEN ALINAN ÇİÇEKLER CADDELERİ SÜSLEDİ

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “Benim en büyük hayalim Ankaralı yerli üreticiyi zengin etmek” sözleriyle hayata geçirdiği projelerle Başkentli üreticiler desteklenirken Büyükşehir Belediyesi de tasarruf ediyor. Yavaş’ın göreve gelmesiyle ithal bitki devri sona ererken, ANFA Genel Müdürlüğü hem “Sözleşmeli Üreticilik Modeli” kapsamında hem de kendi öz kaynaklarını kullanarak bitki üretiyor.

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yerli üreticiyi desteklemek amacıyla hayata geçirdiği projeler sayesinde kent ekonomisi canlanıyor. Yavaş’ın 2019 yılında göreve gelmesiyle birlikte ithal bitki devri sona ererken istihdama katkı sağlamak için yerli üreticilerden satın aldığı fideleri geliştiren, köyde yaşayan kadınlarla birlikte yeni bitki yetiştiren ve sözleşmeli üreticilerle ortak çalışma yapan ANFA Genel Müdürlüğü, Beypazarı’na kurulan 2 dev serada da kendi bitkisini yetiştiriyor.

    YERLİ ÜRETİCİDEN SATIN ALINAN TOP KADİFE VE MENEKŞELER BAŞKENTİ SÜSLÜYOR

    Kent ekonomisine katkı sağlamak, Ankaralı üreticileri üretime teşvik etmek için birçok kırsal destek uygulamasını hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, ‘Sözleşmeli Üreticilik Modeli’yle Ankaralı çiçek üreticilerine destek oluyor. ANFA Genel Müdürlüğü şimdiye kadar sözleşme imzaladığı 82 çiçek üreticisinden aldığı 9 milyon 742 bin 400 top kadife ve menekşeyle Başkenti süsledi.

    ANFA KADIN İSTİHDAMINI DESTEKLİYOR

    ANFA Genel Müdürlüğü tarafından “Köyde Yaşayan Kadınları Destekleme Projesi” kapsamında da kırsal kesimde yaşayan kadınlara geri alım garantili ücretsiz fide ve tohum veriliyor. Projeden yararlanan kadınlara gübre desteği de verilirken fidelerin haftalık bakımları ANFA tarafından yapılıyor. Yetiştirilen bitkileri piyasa değerinin altında satın alan ANFA, tasarruf sağlıyor. “Köyde Yaşayan Kadınları Destekleme Projesi” ile 231 kadına 1 milyon 178 bin çiçek fidesi verildiğini belirten Beypazarı seralarından sorumlu Ziraat Mühendisi İlayda Duran, “2019’dan önce Ankara kendi çiçeğini çevre illerden alıyordu. Beypazarı sera kurulumundan itibaren 2 yıldır kendi çiçeklerimizi kendimiz üretiyoruz. Köyde yaşayan kadınlar öncelikle bizimle iletişime geçiyor. Kadınlarımıza fidelerimizi veriyoruz. Onlar çiçeklerini yetiştiriyor. 45 günlük süreç içerisinde gübreleme, bakım, ilaçlama gibi yetiştirme aşamalarında üretici kadınlara destek veriyoruz. Süreç sonunda aldığımız bitkileri götürüp peyzaj alanlarına dikiyoruz. Bu proje kapsamında kadınlardan fide, gübre desteği için hiçbir ücret almıyoruz. Bu şekilde de köyde yaşayan kadınlara istihdam sağlıyoruz” dedi.

    BEYPAZARI SERALARINDA DÜŞÜK MALİYETLE BİTKİ ÜRETİMİ

    ANFA Genel Müdürlüğü Beypazarı’nda kurulan biri 13 bin 969, diğeri 10 bin 538 metrekarelik 2 dev serada kendi bitki ve çiçeğini üretiyor.
    Bitki üretim maliyetlerini azaltmak hedefiyle ETİ Soda ile iş birliği yapan ANFA Genel Müdürlüğü, yeni sera tesisleri ile Ankara’nın bitki ve çiçek üretiminde önemli bir ihtiyaca cevap vererek hem istihdama katkı sağlıyor hem de soda kaynağında çıkarılan sıcak suyu kullanarak ısıtma maliyetlerini düşürüyor. Beypazarı’nda kurulan seralarda çok düşük maliyetlerle bitki üretildiğinin altını çizen Beypazarı seralarından sorumlu Ziraat Mühendisi İlayda Duran seralarla ilgili olarak şu bilgileri verdi:

    “Seraların Beypazarı’nda kurulmasının amacı Eti Soda ile ortak bir çalışmamızın olması. Elektrik, su giderimiz hiçbir şekilde yok. Isıtma giderimiz de yok. Biz bitkileri çok düşük fiyatlara mal edebiliyoruz. Soda çıkarılırken bir sıcak su kullanılıyor. Biz de o sıcak suyu serayı ısıtmada kullanıyoruz. Bu şekilde kışın üretimimiz daha ucuza geliyor. 40 personel ile hizmet vermekteyiz. Fidelik olarak 40 milyon fide kapasitesine sahibiz. Beypazarı’nın çevre köylerinden kadınlar seralarda çalışıyor. Çalışanlarımızın tamamı kadın diyebiliriz.”

  • 79 YAŞINDAKİ TUTUKLU SANIK KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇUNDAN MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

    79 YAŞINDAKİ TUTUKLU SANIK KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇUNDAN MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

    GAYE ŞEYMA CAN

    İstanbul’un Fatih ilçesinde 65 yaşındaki Celal Han’ın hakkında kayıp ihbarı yapılmasının ardından 31 Ekim 2022’de bir apartmanın kömürlüğünde parçalanmış halde cesedinin bulunması olayıyla ilgili davada, 79 yaşındaki tutuklu sanık Sitrak Kaplan, “Kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 

    İstanbul Fatih’te hakkında 26 Ekim 2022 tarihinde kayıp ihbarı çıkarılan 65 yaşındaki Celal Han’ın cesedi 31 Ekim 2022’de bir apartmanın kömürlüğünde parçalanmış halde bulunmuştu. Olayla ilişkin yürütülen soruşturma kapsamda 79 yaşındaki şüpheli Sitrak Kaplan hakkında “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” ve “kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

    İstanbul 36. Ağız Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya tutuklu sanık Sitrak Kaplan, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile katıldı. Taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. 

    Duruşmada dinlenen sanığın damadı İbrahim Kaya, “Ben binaya geldiğimde polisler mervidenlerden iniyordu. Bana kime geldiğimi sordular. Sonra beraber bodruma indik. Ceset yoktu. Kömürlük anahtarının birkaç kişide olduğunu biliyorum” dedi. 

    Sanığın eski komşusu tanık İmaston Susmak ise “Olayın olduğu gün oturmaya gitmiştim. Kahve, çay içtik. Akşamüstüne kadar kaldım. 15.30 gibi Sitrak ağabey zili çaldı. Yarım saat sonra geldi, yemek yiyip gitti. Ben de evime gittim. Sitrak’ı gördüğümde hal ve hareketlerinde ya da kıyafetinde bir anormallik yoktu” diye konuştu. 

    “MÜVEKKİLİN FİZİKSEL YAPISI CİNAYETİ İŞLEMEYE UYGUN DEĞİLDİR”

    Sanık avukatı, “Müvekkil 79 yaşında tırsak bir adamdır. Kayıp Şube Büro Amirliği bir cinsel ilişki iddiası ortaya atmış, belgeler imzalatılmış. Müvekkilimin akıl sağlığı yerinde değildir. Ayrıca engellidir. Cinayeti işlemeye fiziksel yapısı uygun değildir” diyerek tahliesini be beraatını talep etti. 

    Sanık söz sözlerinde, “Halim yok, ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. 

    79 YAŞINDAKİ SANIK MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

    Mahkeme, sanığın “Kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapsine karar verirken “hırsızlık” suçundan beraatına hükmetti.

  • GELECEĞİN JİMNASTİKÇİLERİ TEPEBAŞI’NDA

    GELECEĞİN JİMNASTİKÇİLERİ TEPEBAŞI’NDA

    Tepebaşı Belediyesi Yunus Emre Spor Tesisleri’nde bulunan jimnastik salonu, güz dönemi kursları kapsamında çocukların yoğun ilgisini görüyor.

    Tepebaşı Belediyesi’nin Şirintepe Mahallesi’nde hizmet veren Yunus Emre Spor Tesisleri’nde her yaştan vatandaş için gerçekleştirilen kurslar tüm hızıyla sürüyor.

    Şirintepe Mahallesi’nde hizmete kazandırılan Yunus Emre Spor Tesisleri bünyesinde hizmet veren jimnastik salonu, bu branştaki boşluğu dolduruyor. Sağladığı pek çok fayda ile dikkat çeken jimnastiğin, kentteki en uğrak noktası haline gelmeyi başaran Yunus Emre Spor Tesisleri’nde yeni dönem eğitimleri kapsamında 4-9 yaş arası 355 öğrenci 13 grup halinde spor yapıyor. Jimnastik, çocukların bedensel ve zihinsel gelişime katkısı, duruş bozukluklarının düzelmesi, sosyal faydaları ve bireylerin kendilerine güven kazanması gibi özellikleri ile dikkat çekiyor.

    Yunus Emre Spor Tesisleri hakkında bilgi almak isteyen vatandaşlar, 0 (222) 335 51 85 ve 0 (535) 490 82 71 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor.

  • TRAKYA UMUM EMLAK MÜŞAVİRLERİ DERNEĞİ EDİRNE ŞUBE BAŞKANI FEDA: “HALKIMIZ BANKADAKİ PARASININ ERİDİĞİNİN FARKINDA OLSUN”

    Trakya Umum Emlak Müşavirleri Derneği Edirne Şube Başkanı Aytaç Feda, yüksek banka faiz getirisi nedeniyle insanların paralarını gayrimenkul yerine bankaya yatırdığını belirterek “Halkımız bankadaki parasının eridiğinin farkında olsun, banka parayı alır uyutur, sizi resmen uyutuyor. Türkiye’de yüzde 75-80 enflasyon olduğu halde insanlar 1 milyon parasını bankaya götürüyor, 40 bin lira alarak mutlu oluyor. Parasının her ay yüzde 35-40 eridiğinden haberi yok” dedi.

    Trakya Umum Emlak Müşavirleri Derneği Edirne Şube Başkanı Aytaç Feda, bugün yaptığı açıklamada, yüksek banka faiz getirisi nedeniyle vatandaşların gayrimenkule yatırım yapmadığını ifade etti. Feda, şunları söyledi:

    “İNSANLARIMIZ BİLSİN PARASI HER AY YÜZDE 35 ERİYOR”

    “Yatırım her zaman yatırımdır. Bugünkü Türkiye gündeminde faiz oranlarının yüksek olduğu, paranın getirisinin çok olduğu konuşulmakta ve insanlar paralarını bankalarda değerlendirmekte. Türkiye’de yüzde 75-80 enflasyon olduğu halde insanlar 1 milyon parasını bankaya götürüyor, 40 bin lira alarak mutlu oluyor. Parasının her ay yüzde 35-40 eridiğinden haberi yok. 3-4 ay sonra aldığı faizlerle elindeki parayla alacağı gayrimenkulün yarısını dahi alamayacak. Bunu insanlarımız bilsin parası her ay yüzde 35 eriyor.

    “ÇARK TAM TERSİNE DÖNMEYE BAŞLADI”

    Bankalar paraları çekince veya yatırımlar değişik yöne dönünce bu sefer gayrimenkulde arz ve talebe bağlı olarak alım-satım düşüyor. Bundan 6 ay öncesinde gayrimenkullerini 50-100 bin her ay üzerine koyarak satmak istiyorlardı. Şimdi çark tam tersine dönmeye başladı. 50-100 bin düşmeye başladı, her hafta 10 günde bir. 3 milyonluk bir mal 6 ay önce 50-100 bin artarak 4 milyona çıkarken şimdi 3,5 milyon piyasası olan ev veya gayrimenkul 50-100 bin lira inerek 3 milyon, 2 milyon 750 bin lira gibi rakamlara çekilmeye başlandı. Halkımız bankadaki parasının eridiğinin farkında olsun, banka parayı alır uyutur, sizi resmen uyutuyor.”

  • ÖZGÜR ÖZEL, SEYİT TORUN’UN KAYINVALİDESİNİN CENAZE TÖRENİNE KATILDI

    ÖZGÜR ÖZEL, SEYİT TORUN’UN KAYINVALİDESİNİN CENAZE TÖRENİNE KATILDI

    Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

    CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun’un kayınvalidesi Leyla Karaman, İstanbul Ataşehir’deki Mehmet Uslu Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı.

    CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun’un hayatını kaybeden kayınvalidesi Leyla Karaman içi bugün cenaze töreni düzenlendi. İstanbul’un Ataşehir ilçesindeki Mehmet Uslu Camii’ndeki cenaze namazına ailesinin ve sevenlerinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, çok sayıda belediye başkanı ve partililer de katıldı.

    Kılınan cenaze namazının ardından Karaman’ın naaşı, Ümraniye Kocatepe Mezarlığı’nda toprağa verildi.

  • ÖZGÜR ÖZEL, MOTOKURYE GÖÇER’İN AİLESİNİ ZİYARET ETTİ: “BU NASIL BİR AYRICALIK, BU NASIL BİR KAMU YÖNETİMİ, BU NASIL BİR ADALET”

    Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı otomobilin geçen 30 Kasım’da İstanbul’da meydana gelen kazada ölümüne olduğu motokurye Yunus Emre Göçer’in (38) ailesini bugün Maltepe’de ziyaret etti. Kazanın hemen ardından serbest bırakılan zanlının yurt dışına kaçmasıyla ilgili olarak, devleti yönetenlerin ihmalkarlığının herkesin yüreğini yaktığını ifade eden Özel, “Bu suçu işleyen, bu kazaya karışan herhangi bir vatandaş olsa gözaltına alınacak, sorgulanacak, tutuklanacak, tutuklanmazsa yurt dışı çıkış yasağı konacak. Bunu herkes biliyor ama yabancı bir devlet adamının oğlu olduğu zaman bu nasıl bir ayrıcalık? Bu nasıl bir kamu yönetimi, bu nasıl bir adalet? Uluslararası anlamda bu meselenin Türkiye Cumhuriyeti takipçisi olmalıdır” dedi.

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı 06 CD 4581 plakalı elçilik otomobili, 30 Kasım’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde motokurye Yunus Emre Göçer’in (38) kullandığı motosiklete arkadan çarpmıştı. Kazada, ağır yaralanan Göçer, kaldırıldığı hastanede 6 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti.  

    Zanlı Mohammed Hassan Shekh Mohamud, kazanın ardından ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış bu da kamuoyunun tepkisine yol açmıştı. Yunus Emre Göçer’in yaşamını yitirmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine hakkında yakalama kararı çıkarılmış ancak bu arada zanlı Mohammed Hassan Shekh Mohamud yurt dışına kaçtığı ortaya çıkmıştı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün motokurye Yunus Emre Göçer’in ailesini Maltepe’de ziyaret etti. Ziyarette Özel’e İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve partililer de eşlik etti.

    “TÜRKİYE’NİN, HEPİMİZİN YÜREĞİNİ YAKAN BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

    Ziyaret sonrası Özel, gazetecilere şu açıklamayı yaptı:

    “İlk andan itibaren hem Maltepe Belediyesi hem örgütümüz hem büyükşehir belediyemiz sosyal yardım, sosyal destek, psikolojik destek anlamında ailenin yanında olmuşlar. Aile bunu ifade etti. Zaten ilk andan itibaren çok yakından takip ediyorduk gelişmeleri ama esas Türkiye’nin, hepimizin birden yüreğini yakan bir durumla karşı karşıyayız burada. Zamanı gelince şu lafı çok kolay söylüyor ülkeyi yönetenler. ‘Dicle’nin kenarında bir kurt, bir kuzuyu kapsa hesabını bizden sorun demiş’ diyor Ömer. ‘Biz böyle kamu yöneticisiyiz’ diyorlar. Hazreti Ömer’in bu anlayışına sahip olduğunu söyleyenlere, bir kurdun, bir şeytanın gelip Somali’den kuzumuzu kaptığını ve kaçtığını söylemek lazım. Siz bu sırada ne yaptınız? Niye bir kelime konuşmuyorsunuz? Adalet Bakanı’na soruluyor, ‘Gündem Filistin’ diyor. Filistin’le ilgili hepimizin yüreği yanıyor. Her zeminde bunu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Peki, Yunus Emre Göçer’le ilgili hiç yüreğiniz yanmıyor mu? Gündem niye sadece Filistin olsun? Gündem hem Filistin olsun, dünyada gündem Filistin olsun; Maltepe’de, İstanbul’da, Türkiye’de de bir gündeminiz de Yunus Emre Göçer olsun. Onun gibi kurye kardeşlerimizin güvenliği olsun. Sonra bu suçu işleyen, bu kazaya karışan herhangi bir vatandaş olsa gözaltına alınacak, sorgulanacak, tutuklanacak, tutuklanmazsa yurt dışı çıkış yasağı konacak. Bunu herkes biliyor ama yabancı bir devlet adamının oğlu olduğu zaman bu nasıl bir ayrıcalık? Bu nasıl bir kamu yönetimi, bu nasıl bir adalet?

    “ULUSLARARASI ANLAMDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ TAKİPÇİ OLMALI”

    Ben annesinin sorduğu sorulara cevap verebilecek durumda değildim. Bu sorulara, bu ülkeyi yönetenlerin cevap vermesi lazım. Uluslararası anlamda bu meselenin Türkiye Cumhuriyeti takipçisi olmalıdır. Uluslararası hukuka göre suçu işleyen birisi ülkeyi terk etse de yapılacak çok şey vardır. Bunların ciddi olarak takip edilip edilmediğini göreceğiz. Şu ana kadar ilgili ülkenin büyükelçiliğinden aileye bir ziyaret, bir taziyede bulunulmamış olmasını son derece hem Türkiye’ye karşı hem de aileye karşı bir nezaketsizlik olarak nitelendiriyoruz. Bunu da ilgililerin dikkatine sunuyoruz. Bundan sonraki süreçte tabii kapıdan girdiğinizde orada başka felaketlerle karşılaşıyorsunuz. Lise çağında bir genç kız var. Babasız kalmış. Özel eğitim alması gereken bir otizmli küçük çocuk var. Onlarla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi elinden gelen her şeyi yapıyor. Bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğiz ama bu tip meselelerin hassasiyetle üzerinde durulması lazım. Burada millet üstüne düşeni yaptı ama devletin yapmadığı anlaşılıyor. Devletin, devleti yönetenler yüzünden gösterdiği ihmalkârlık hepimizin canını sıkıyor. Bu meseleyi gündemde tutmaya, bu meseleyi takip etmeye devam edeceğiz.”

    “TÜRKİYE’Yİ BÜTÜN DÜYNYAYA REZİL EDENLER HESABINI VERMELİ”

    Dün akşam MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor arasında oynanan futbol maçının hakemine yönelik Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca’nın saldırısına yönelik de Özel, şunları söyledi:

    “Bir diğer husus da dün akşam hepimizi utandıran, hepimizi dünyaya rezil eden bir olayla karşılaştık. Şimdi bütün dünya televizyonlarında, Türkiye’de hem de dünyaca ünlü bir hakemimize atılan yumruk yetmiyor, yere düşünce kendisine vurulan tekmeler konuşuluyor. Orada atılan her tekme, Türkiye’nin uluslararası itibarına da atılmıştır. Orada atılan her tekme, vurulan o yumruk, hepimize vurulmuştur. Bu meselenin tabii toplumsal duyarlılıkla takip edilmesi ve bugün adli makamların gerekli tedbiri alması son derece önemlidir. Bundan sonra takip edeceğiz. Kişinin iktidar partisinden milletvekilliği yapmış olması, Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahibi olması, benzer durumlarda geçmiş toplumsal travma yaratan meselelerde sürecin bir süre sonra, toplumun gündeminden düştükten sonra kişilerin hemen kayrılması sonucu geçmiş pratiğimizde çok olduğu için hepimiz bundan endişeliyiz. Bu yapılan cezasını bulmalıdır. Bu konuda o yumruğun atılabiliyor olması, o yere düşenin tekmelenebiliyor olması hakemimizin, oradaki önemli bir güvenlik zafiyetine de dikkat çekmektedir. Biz o yumruk için, o atılan tekmeler için çok değerli hakemimizden, ailesinden bütün sorumlular adına, Türk milleti adına özür dileriz. Bu görüntü Türkiye’ye yakışmamıştır. Türkiye’yi bütün dünyaya rezil eden bu görüntülere sebep olanlar ve engel olamayanlar, bunun hesabını vermelidir.”

    “RANDEVU İSTEĞİNİN GERİ ÇEVRİLMESİ ZATEN DÜŞÜNÜLEMEZ”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ile görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin soruya da şöyle yanıt verdi:

    “Sayın İnce, ben Almanya’ya giderken kendisi de yanılmıyorsam Selanik’e gidiyordu. Bir telefon mesajlaşmamız oldu. Sayın Başkan’la (İmamoğlu) görüşmek istediğinde birbirimizle haberleşmiştik. Ardından da Muharrem Bey bir ziyarete gelmek isterim demişti. Ben Türkiye’ye dönünce görüşürüz demiştim. Onun üzerine henüz bir randevulaşma olmadı ama Sayın Muharrem İnce, sonuçta geçmişte birlikte siyaset yaptığımız, bu partide önemli görevler üstlenmiş, ülkede önemli görevler istenmiş birisidir. Randevu isteğinin geri çevrilmesi zaten düşünülemez. Onun dışında kapsamla ilgili biz de henüz bir şey konuşmadık. Sayın İnce’nin de bir nezaket ziyareti yapmak istediğini ve bugün yine kendi açıklamasında, İstanbul’da Sayın Başkan’a destek olmanın önemli olduğunu söylüyor. Bu konu zaten İstanbul’u seven, Türkiye’yi seven herkesin takınması gereken bir tutumdur. Şimdilik başka söyleyeceğim bir şey yok ama randevu talebi netleştikten sonra, randevulaştıktan sonra sizi de bilgilendiririz.”

    Adaylık sorusu üzerine de Özel, “Öyle bir şey hiç konuşulmadı. Hiç öyle bir zemin olmadı. Sadece sizi bir ziyaret etmek isterim diye bir mesajı var kendisinin” dedi.

  • TBMM BAŞKANVEKİLİ KARACA, SAADET PARTİLİ BİTMEZ’İN TEDAVİ GÖRDÜĞÜ HASTANEDE: “UMUT EDİYORUZ VEKİLİMİZ TEKRAR MECLİS’TE, KÜRSÜDE YERİNİ ALACAKTIR”

    TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının sonunda fenalaşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez’i hastanede ziyaret etti. Karaca, ziyaretinin ardından; “Umut ediyoruz ve diliyoruz ki vekilimiz tekrar Meclis’te, kürsüde yerini alacaktır” dedi. Karaca, soru üzerine; “Doktorların ifade ettiğine göre, yüksek bir hayati risk taşıyor” diye konuştu.

    Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının sonunda fenalaştı, bayıldı ve yapılan ilk müdahalenin ardından Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı.

    TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi – Gelecek Partisi Ortak Grup Başkanı Selçuk Özdağ, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ve çok sayıda milletvekili; hastanede tedavi altında olan Bitmez’i ziyaret etti.

    Gülizar Biçer Karaca, “Bütün hastane ekibi müdahaleye devam ediyor. Bizler Sayın Vekilimize öncelikle geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ve tüm Saadet Partisi ailesine de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Umut ediyoruz ve diliyoruz ki vekilimiz tekrar Meclis’te, kürsüde yerini alacaktır. Acil şifalar temenni ediyoruz. Şu an tüm tıbbi müdahaleler devam ediyor” dedi.

    Karaca, Bitmez’in hayati riskinin olup olmadığı yönündeki soruya “Doktorların ifade ettiğine göre, yüksek bir hayati risk taşıyor” yanıtını verdi.

  • FAHRETTİN KOCA’DAN SAADET PARTİLİ BİTMEZ’İN SAĞLIK DURUMUNA İLİŞKİN AÇIKLAMA: “ANJİO SONRASI KALP AKCİĞER POMPASINA ALINARAK YOĞUN BAKIMA ALINDI”

    FAHRETTİN KOCA’DAN SAADET PARTİLİ BİTMEZ’İN SAĞLIK DURUMUNA İLİŞKİN AÇIKLAMA: “ANJİO SONRASI KALP AKCİĞER POMPASINA ALINARAK YOĞUN BAKIMA ALINDI”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulu’nda konuşmasının sonlarında fenalaşıp yere düşen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez’in sağlık durumu hakkında “Entübe edilerek Ankara Bilkent Şehir Hastanesine getirilen vekilimiz, ivedilikle anjiyoya alındı. Anjio sonrası kalp akciğer pompasına alınarak yoğun bakıma alındı” bilgisini verdi.

    Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez; TBMM Genel Kurulu’nda konuşmasının sonlarında fenalaştı, yere düştü ve başını Genel Kurul salonunda, kürsünün hemen yanındaki merdiven basamaklarına vurdu. Bitmez, hastaneye kaldırıldı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bitmez’in sağlık durumuna ilişkin X hesabından yaptığı paylaşımda Bitmez’in anjiyoya alındığını ve yoğun bakımda olduğunu bildirdi. Koca’nın paylaşımında yaptığı açıklama şöyle:

    “Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Sn. Hasan Bitmez, TBMM Genel Kurulundaki konuşması sırasında fenalaşmış, Genel Kurul Sağlık Ekibi tarafından kendisine müdahale yapılmış ve kalp masajına başlanmıştır. Entübe edilerek Ankara Bilkent Şehir Hastanesine getirilen vekilimiz, ivedilikle anjiyoya alındı. Anjio sonrası kalp akciğer pompasına alınarak yoğun bakıma alındı. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.”

  • ANKARA BAROSU: “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE OLAN İNANCI KORUMAK VE BU ÜLKEDEKİ VATANDAŞLARIN HUKUKA OLAN GÜVENİNİ SAĞLAMAK ADINA MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Ankara Barosu, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla, “Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını reddetmesi ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, halkın seçtiği milletvekili meslektaşımız Avukat Can Atalay’ın AYM tarafından verilen hak ihlali kararını tanımayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından Meclis’e girmesinin engellenmesi, Anayasa’nın 153. maddesini görmezden gelinmesi, anayasal düzenin çöküşüne işaret etmektedir. Hukukun üstünlüğüne olan inancı korumak ve bu ülkedeki vatandaşların hukuka olan güvenini sağlamak adına mücadele etmeye devam edeceğiz. Kamusal alanda her itiraz, bir güvenlik sorunuymuş gibi algılanmakta, insanlar kolluk güçlerinin şiddetine maruz kalmaktadır. Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere rağmen barışçıl toplanmalara ve gösterilere müdahalelerde, göz altılarda ve cezaevlerinde işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarına devam edilmektedir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması, devletlerin mutlak sorumluluğundandır ve demokrasinin vazgeçilmezidir” açıklamasını yaptı.

    Ankara Barosu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Ankara Kızılay’da, İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “BUGÜNLERDE BİNLERCE BEBEK, ÇOCUK VE HER YAŞTAN SİVİL GAZZE’DE KATLEDİLİYOR. TÜM DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE BİR İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR”

    “Otuz maddeden oluşan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948 günü, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edilmiş, 1950 yılında ise 10 Aralık günü, İnsan Hakları Günü olarak ilan edilmiştir. Aradan geçen 75 yıla rağmen bugünlerde binlerce bebek, çocuk ve her yaştan sivil Gazze’de katlediliyor. Tüm dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu işleniyor. Türkiye’de, muhalifler ve insan hakları savunucuları, gözaltı ve tutuklamalarla sindirme çalışılıyor. Hukuk ve kamu kurumları, iktidarın baskı aracı haline getiriliyor. Gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevine son verilmesi gibi sayısız örnekler, insanların kendilerini güvende hissetmemesine neden olmaktadır.

    “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE OLAN İNANCI KORUMAK VE BU ÜLKEDEKİ VATANDAŞLARIN HUKUKA OLAN GÜVENİNİ SAĞLAMAK ADINA MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını reddetmesi ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, halkın seçtiği milletvekili meslektaşımız Avukat Can Atalay’ın AYM tarafından verilen hak ihlali kararını tanımayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından Meclis’e girmesinin engellenmesi, Anayasa’nın 153. maddesini görmezden gelinmesi, anayasal düzenin çöküşüne işaret etmektedir. Hukukun üstünlüğüne olan inancı korumak ve bu ülkedeki vatandaşların hukuka olan güvenini sağlamak adına mücadele etmeye devam edeceğiz. Kamusal alanda her itiraz, bir güvenlik sorunuymuş gibi algılanmakta, insanlar kolluk güçlerinin şiddetine maruz kalmaktadır. Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere rağmen barışçıl toplanmalara ve gösterilere müdahalelerde, göz altılarda ve cezaevlerinde işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarına devam edilmektedir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması, devletlerin mutlak sorumluluğundandır ve demokrasinin vazgeçilmezidir. Ancak bugün, kamusal alanlarda bu haklarını kullanmak isteyenler, şiddetle bastırılmakta ve engellenmektedir.

    “İNSAN HAKLARI; EVRENSEL, BÖLÜNMEZ, BİRBİRİNE BAĞLI VE KENDİ İÇLERİNDE BİRBİRLERİYLE İLİŞKİLİ BİR HAKLAR BÜTÜNÜDÜR”

    Nitekim, bugün burada, İnsan Hakları Anıtı önünde yapmak istediğimiz açıklama dahi kolluk güçlerinin anıtın çevresini kuşatması nedeniyle engellenmektedir. Dünyanın en barışçıl eylemlerinden biri olan Cumartesi İnsanları eylemi, son yıllarda sistematik bir engellemeyle karşı karşıya kalmaktadır. Haber alma ve gazetecilerin haber yapabilmek hakları engellenmekte, gazeteciler gözaltına alınarak uzun süre tutuklu olarak hapishanelerde tutulmaktadırlar. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir imzayla çekilmiştir. Yüzlerce kadın, erkekler tarafından katledilmekte veya şiddete maruz kalmaktadır. Çocuklar İstismara uğramakta, LGBTİQ+’lar nefret saldırıları sonucu yaşamlarını kaybetmeye devam etmektedir. İnsan hakları; evrensel, bölünmez, birbirine bağlı ve kendi içlerinde birbirleriyle ilişkili bir haklar bütünüdür. BM Genel Kurulu’nun kabul ettiği üzere temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamak, temel bir insan hakkıdır. Bu hakka paralel olarak, Anayasanın 56. maddesi, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının korunması gerektiğini belirtmekte ve hak temelli bir ekoloji politikası geliştirmek, anayasal hakların güvence altına alınmasını sağlamak hepimiz için bir zorunluluktur.

    “DEMOKRATİK VE İNSAN HAKLARINA SAYGILI BİR DÜZENİ TESİS ETMEK İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Dünyanın her yerinde yaşanan savaşlara, ekonomik krizlere, ekolojik yıkımlara, insan hakları ihlallerine rağmen hak savunucuları; barış, eşitlik, adalet ve özgürlük için mücadele etmeye devam ediyorlar. Bu mücadele bizlerin de asli görevlerindendir. Bizler Ankara Barosu’nun avukatları olarak adil bir hukuk sisteminin sağlanması için, demokratik ve insan haklarına saygılı bir düzeni tesis etmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.”