Blog

  • ANKARAGÜCÜ BAŞKANI FARUK KOCA’NIN SALDIRISINA UĞRAYAN HAKEM HALİL UMUT MELER, TABURCU EDİLDİ

    Ankaragücü-Rizespor maçının ardından Ankaraspor Başkanı Faruk Koca’nın saldırısına uğrayan Hakem Halil Umut Meler, tedavi gördüğü hastaneden bugün sabah saatlerinde taburcu edildi.

    Pazartesi günü oynanan MKE Ankaragücü – Çaykur Rizespor maçı sonrasında, Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın yumruklu saldırısına uğrayan Hakem Halil Umut Meler, kaldırıldığı Acıbadem Ankara Hastanesi’nde gördüğü tedavinin ardından bu sabah saatlerinde taburcu oldu. Meler, aracına binerken, basın mensuplarını selamladı.

    Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Mehmet Yörübulut, Hakem Meler’in son durumu ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

    “Herkese geçmiş olsun. Tüm Türkiye’ye geçmiş olsun. Hocamızı iyilik haliyle taburcu ettik. Morali gayet iyi. Gayet güzel şekilde taburcu ettik. Gittiği yerde kontrollerini olacaktır. Ama şu an için herhangi bir, gözündeki ufak bir şişlik dışında herhangi bir sorunu kalmadı. Hocamıza bundan sonraki hayatında sağlıklı, başarılı bir mesleki kariyer diliyoruz.”

    Yörübulut, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yörubulut, soru üzerine; “Kendisi sporcu olduğu için, her sporcuda boyun fıtığı oluyor. Travma nedeniyle boyunda bir düzleşme oluşmuş, sadece. Eski bir fıtığı vardı. Tedbir amaçlı boyunluğunu taktık. Kırık zamanla iyileşecek, küçük bir çatlaktı aslında. Kanama da zaten azalmaya başladı. Onun dışında başka bir sorun yok, şu an için” dedi.

     

  • BİTKİSEL ÜRETİM GENEL MÜDÜRÜ ERDEM 51,1 MİLYAR TL DESTEKLEMENİN YETERLİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ: “SİZ DE MUTLU DEĞİLSİNİZ, CUMHURBAŞKANI DA MUTLU DEĞİL. AMA VEREBİLDİĞİMİZ BU”

    DİLAN KUTLU

    Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Uğur Erdem, bütçede bitkisel üretim için ayrılan 51,1 milyar liranın kimseyi memnun etmediğini belirterek, “50 milyar lira para var, 51 milyar. O 50 milyarı bize tahsis eden Hazine ve Maliye Bakanı. Cumhurbaşkanı bunu vermekten mutlu değil. Bu 50 milyar lirayı alan siz de mutlu değilsiniz. Böyle bir paradoksun içerindeyiz. Ama bütçe imkanları çerçevesinde verebildiğimiz bu. 2024 bütçe görüşmelerimiz var biz orada sizin adınıza sanki bu para bizim cebimize girecekmiş gibi ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Mevkidaşlarımızı ikna etme noktasında ne kadar koparırsak o kadar bizim için yeterli” dedi.

    Antalya’daki iki gün sürecek Yeni Yüzyılında Türkiye Yüzyılı Çalıştayında Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal ve Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber konuştu.

    “SİZ DE MUTLU DEĞİLSİNİZ, BİZ DE MUTLU DEĞİLİZ, CUMHURBAŞKANI DA MUTLU DEĞİL, BAKANLIK DA MUTLU DEĞİL”

    Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Uğur Erdem çiftçilere bitkisel üretim için ayrılan 51,1 milyar lira destekleme miktarına ilişkin hiç kimsenin mutlu olmadığını belirterek şunları söyledi:

    “Şöyle düşünün bir 50 milyar lira para var, 51 milyar. O 50 milyarı bize tahsis eden Hazine ve Maliye Bakanı. Cumhurbaşkanı bunu vermekten mutlu değil. Bu 50 milyar lirayı dağıtan biz o kadar büyük bir iş gücünün içerisindeyiz ki teşkilatlarımız hani hepinizin eleştirdiği… ‘Ziraatçılar araziye çıkmıyor. Ziraatçılar bilgisayar başında bilgi giriyor.’ Bu 50 milyar liranın işlemlerini yapan biz de mutlu değiliz. Bu 50 milyar lirayı alan siz de mutlu değilsiniz. Böyle bir paradoksun içerindeyiz.”

    “NE KADAR KOPARIRSAK O KADAR YETERLİ”

    Bunlar Cumhurbaşkanlığı kararıyla ortaya konan ülkenin ihtiyaçları çerçevesinde Gayri Safisi Milli Hasıla’daki (GSMH) o kanunun içerisindeki yüzde 1’in içerisinde verilmiş rakamlar. Ben Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü olarak Tarım Bakanlığı’nın bir çalışanı olarak üreticilerimizin maliyetlerinin büyük bir kısmını biz karşılayalım ki üretim sürdürülebilir olsun, kaliteli üretim olsun. Ama bütçe imkanları çerçevesinde verebildiğimiz bu. 2024 için de bütçe görüşmelerimiz var biz orada sizin adınıza sanki bu para bizim cebimize girecekmiş gibi ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Mevkidaşlarımızı ikna etme noktasında ne kadar koparırsak o kadar bizim için yeterli. Enflasyonist bir süreç yaşıyoruz iki yıldır. Görece olarak bu desteklerimiz ilk günkü kadar etkin ya da etkili olmayabilir ama bu süreç geçtiğinde yine bizim desteklerimiz maliyetleri, – baştan beri düşündüğümüz bir oran vardır bizde- biz bütün maliyeti karşılayamayız ama ana ürünlerde maliyetin belli bir oranını karşılama gibi bir uygulamamız var. Mazotta en azından yüzde 50’yi vermeye çalışıyoruz. Bu yeni dönemde de ona dikkat edeceğiz.

    “SOYA ÜRETMEK İÇİN BİRKAÇ ÜRÜNDEN FEDAKARLIK YAPMANIZ LAZIM”

    TMO Genel Müdürü Güldal da soyanın Türkiye’de neden üretilmediğine ilişkin bir soru üzerine soyanın diğer ürünlere oranla rekabet gücünün olmadığını belirterek belirterek şunları söyledi:

    “Türkiye soyayı 2 milyon ton tüketiyor. 140 veya 150 bin ton da üretiyoruz. Yüzde 5’in altında. 2 milyon ton soya Türkiye üretir hiçbir problem değil ama ekonomik olarak birkaç şey söylemek istiyorum. Hangi ürünle mükayese ederseniz soya değil karşılaştırdığınız ürün daha değerli. Soya yetiştirmek için muhakkak bir veya birkaç üründen fedakarlık yapmanız lazım. Pamuk, ayçiçeği, mısır ağırlıklı olarak bu ürünler. Soya üretiminin en çok yapıldığı ülkelerdeki maliyetlerle Türkiye’deki maliyetler farklı. Bu da başka bir unsur. Dolayısıyla soyanın üretilmesinde neredeyse maliyeti karşılıyoruz buna rağmen soya da diğer ürünlere rekabet edememe söz konusu.”

     

  • ÖZGÜR ÖZEL, SAADET PARTİLİ HASAN BİTMEZ’İN TEDAVİSİNİN SÜRDÜĞÜ HASTANE ÖNÜNDE: “SAĞLIKTAN DAHA ÖNEMLİ HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞI ORTADA. BU ÜZÜNTÜLERDEN, BU SIKINTILARDAN DERS ALMAK GEREKİYOR”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez’in tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti. Özel, ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada; “Siyasetin bir kısmı müzakere, bir kısmı münakaşa. Sağlıktan daha önemli hiçbir şeyin olmadığı ortada. Bugün Meclis’teki herkesin yüreği ağzında, Hasan Bitmez büyüğümüzden bir iyi haber bekliyorlar. Bu üzüntülerden, bu sıkıntılardan ders almak gerekiyor” dedi. Bilkent Şehir Hastanesi Kalp Damar Hastanesi Başhekimi Doktor Mehmet Ali Özatik ise Bitmez’in sağlık durumu ile ilgili “Yapay kalp ve akciğer cihazı ile şu anda dolaşımını ve solunumunu sağlayabiliyoruz. Yüksek hayati riski devam ediyor” bilgisini verdi.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez’i, dün TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının sonunda fenalaşmasının ardından tedavi gördüğü Bilkent Şehir Hastanesi’nde ziyaret etti. Özel, ziyaretinin ardından Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve CHP milletvekilleri ile birlikte, hastane önünde açıklama yaptı. Özel, şunları söyledi:

    “MECLİS KÜRSÜSÜNDE YAŞANMIŞ OLMASI, HEPİMİZ AÇISINDAN ÜZÜNTÜ VERİCİ VE DERS VERİCİ OLMAK DURUMUNDA”

    “Bilgi aldık ve Saadet Partisi Grubu’ndan çok değerli arkadaşlarımızla, büyüklerimizle durumu değerlendirdik. Dün ben, İstanbul’da olduğum sırada Grup Başkanvekilimiz durumu haberdar etti. Hasan Bitmez, bizim; Meclis’e geldiği ilk günden beri iki grup arasında köprü olmuş, çok çalışkan, sürekli odamıza, grubumuza gelen giden; partisi için ve Kocaeli’nin sorunlarını dile getirmek için üstün gayret gösteren çok samimi, çok gayretli bir siyasetçi. Dünden bugüne hep birlikte dua ediyoruz. Hocalarımız sağlık durumu hakkında bilgilendirmeyi yapıyorlar. İşin o kısmını kendilerine bırakıyorum.

    Böyle bir şeyin Meclis kürsüsünde yaşanmış olması, hepimiz açısından üzüntü verici ve ders verici olmak durumunda. Elbette siyasetin bir kısmı müzakere, bir kısmı münakaşa. Ama her türlü sağlık durumunu değerlendirmek gerekiyor. Ve sağlıktan daha önemli hiçbir şeyin olmadığı ortada.

    Bugün Meclis’teki herkesin yüreği ağzında, Hasan Bitmez büyüğümüzden bir iyi haber bekliyorlar. Bu üzüntülerden, bu sıkıntılardan ders almak gerekiyor. Bundan sonraki süreçte durumu yakından takip edeceğiz. Ailesine, değerli eşine, kıymetli babasına söylediğim gibi: Emin ellerdeler. Yapılabilecek her şey yapılıyor. Biz de hep birlikte dua ediyoruz.”

    BAŞHEKİM ÖZATİK: “YÜKSEK HAYATİ RİSKİ DEVAM EDİYOR”

    Özel, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin, Hasan Bitmez’in son durumunu sorması üzerine Özel, sözü Bilkent Şehir Hastanesi Kalp Damar Hastanesi Başhekimi Doktor Mehmet Ali Özatik’e verdi. Doktor Özatik, şunları söyledi:

    “Halen aynı yükseklikte hayati riski devam ediyor, maalesef. Gerekli müdahaleleri devam ediyor. Yapay kalp ve akciğer cihazı ile şu anda dolaşımını ve solunumunu sağlayabiliyoruz. Yüksek hayati riski devam ediyor.”

  • TUNÇ SOYER: “İZMİR OLARAK BİR EBRU TOPLULUĞUYUZ”

    TUNÇ SOYER: “İZMİR OLARAK BİR EBRU TOPLULUĞUYUZ”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Alevi Dernekleri Federasyonu, Dokuz Eylül Dernekleri Federasyonu ve Ege Ağrı Kültür Federasyonu temsilcilerini makamında ağırladı. Sivil toplum kuruluşlarının önemine değinen Başkan Soyer, “Bizim toplumumuz bir mozaik gibi derler. Ben de hep ebruya benzetirim. Mozaikte her şey kaskatı olduğu yerde durur ama ebruda renkler birbirinin içine girer. Ben İzmir’i biraz buna benzetiyorum. Bir ebru topluluğuyuz” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e yerel seçim öncesi sivil toplum örgütlerinin destek ziyaretleri sürüyor. Başkan Soyer, Egemenlik Evi’nde Türkiye Alevi Dernekleri Federasyonu, Dokuz Eylül Dernekleri Federasyonu ve Ege Ağrı Kültür Federasyonu’nun başkan, yöneticileri ve temsilcilerini ağırladı.

    İlk olarak Türkiye Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç, Türkiye Alevi İnanç Kurulu Başkanı Eren Yıldırım, Buca Çamlıkule Cemevi Başkanı Zeynel Abidin Yıldız ve yönetim kurulu üyeleri Başkan Tunç Soyer’i ziyaret etti. Başkan Soyer ile uyumlu bir şekilde çalıştıklarını belirten heyet temsilcileri teşekkürlerini sundu. Başkan Soyer de her zaman desteğe devam edeceğini belirtti. Dokuz Eylül Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı İbrahim Kılınç ile beraberindeki heyet de Başkan Soyer’in yanında olduklarının mesajını verdi. Başkan Soyer’i ağabey olarak gördüklerini vurgulayan Genel Başkan İbrahim Kılınç, Başkan Soyer’in tecrübesinin yeni dönemde taçlandırılması gerektiğini ifade etti.

    “TOPLUM NEREDEYSE KARPUZ GİBİ İKİYE AYRILDI”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir’de diğer kentlerden farklı bir şey var. Farklı çalışma alanları, hassasiyetler var ama bir çatı altında buluşuluyor. Bu çok kıymetli bir şey. Çünkü maalesef Türkiye’de siyaset çok kötü bir kutuplaşma içinde. Bizi birbirimizle buluşturan birçok sebebi kaybettik. Birbirimizle ayrıştık. Hâlbuki bu toplumun geleneklerinde bizi birbirimize bağlayan çok güçlü bağlar var. Buradaki arkadaşların hangisi CHP’li hangisi başka partili, bunun hiç önemi yok ki” dedi.

    “İSKANDİNAV ÜLKELERİNDE NÜFUSTAN DAHA FAZLA DERNEK ÜYESİ VAR”

    Sivil toplum örgütlerinin demokratik yapılarına ayrı bir parantez açan Başkan Tunç Soyer, “Demokrasi bizde 5 yılda bir sandığa gitmekten ibaret bir rejim diye düşünülür. Oysa demokrasi şeffaflıktır, hesap verebilirliktir, katılımcılıktır, temel insan haklarıdır, özgürlüklerdir, karşılıklı sevgi ve saygıdır. Dünyanın demokratik ülkelerinde, örneğin İskandinav ülkelerinde nüfustan daha fazla dernek üyesi vardır. Bu, demokrasinin teminatı. Bu, ayrışma siyasetinin de ilacı, birbirimizden uzaklaştıran bütün siyasi yaklaşımların da panzehri” açıklamasında bulundu.

    “İZMİR BİR EBRU TOPLULUĞU”

    “Türkiye’nin hiçbir yerinde bu kadar çok dernek yok” diyen Başkan Soyer, “Bu güzellik aslında. Bu kadar çok çeşitlilik ve farklılık son derece önemli. Bizim toplumumuz bir mozaik gibi derler. Ben de hep bunu ebruya benzetirim. Mozaikte kaskatı her şey olduğu yerde durur ama ebruda renkler birbirinin içine girer. Birbiriyle kaynaşır, buluşur, o daha farklı bir armoni yaratır. Ben bizim İzmir’i biraz buna benzetiyorum. Bir ebru topluluğuyuz biz. Bütün o farklılıklarıyla, çeşitlilikleriyle ve bütün güzellikleriyle…” dedi.

    “SAKİN SULARDAN İYİ KAPTAN ÇIKMAZ”

    Büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemden bu yana neler olduğuna değinen Başkan Soyer, “Şu 5 sene içinde dünyada, Türkiye’de, İzmir’de neler yaşandığının sizler de tanığısınız. Doğal afetler, ekonomik, siyasi krizler, seçimler oldu. Ama bunlar bizim önümüzü kesecek, durduracak şeyler değil. Tam tersine, sakin sulardan iyi kaptan çıkmaz. Dalgalı, zor sulardan iyi kaptan çıkar. Biz böyle böyle iyi kaptanlar olacağız. Bu memlekete layık, kadim kültürümüze, atalarımıza ve gelecek kuşaklara layık işler yapacağız” ifadelerini kullandı.

    “BİZ SİZİN BELEDİYE BAŞKANI OLARAK DEVAM ETMENİZİ İSTİYORUZ”

    Başkan Soyer ayrıca Ege Ağrı Kültür Federasyonu Başkanı İsmail Kaya ve heyetini de ağırladı. Yürüttükleri çalışmalardan örnekler veren Federasyon Başkanı İsmail Kaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden kendilerine gelen destek için teşekkürlerini sundu. Kaya ayrıca, “Siz yaklaşık 5 senedir hizmet veriyorsunuz. Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla sıradan belediye başkanlarının makyaj yapması gibi bir hizmet vermediniz. Kemeraltı’na girmek cesaret isteyen bir iştir. Ana arterlerde işin içine girip, genişletmek, bir şerit daha açmaya çalışmak cesaret isteyen şeylerdir. Hal böyleyken bu çalışmaların sekteye uğramasını istemiyoruz. İkinci dönemi görmek istiyoruz. Ata tohumundan tutun şehrin yeşillenmesine, kooperatifçiliğe varan çalışmalarınız var. Biz sizin belediye başkanı olarak devam etmenizi istiyoruz” diye konuştu.

  • GÖKÇE GÖKÇEN’DEN MERİÇ DEMİR KAHRAMAN’IN ÇAĞRISINA DESTEK: “TAYFUN KAHRAMAN HANGİ FİİLİ SEBEBİYLE 18 YIL HAPİS CEZASI ALMIŞTIR VE KIZI VERA’DAN UZAK TUTULMAKTADIR?”

    CHP Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, “Sayın Yılmaz Tunç, Tayfun Kahraman’ın hangi fiili suç teşkil etmektedir? Tayfun Kahraman hangi fiili sebebiyle 18 yıl hapis cezası almıştır? Tayfun Kahraman hangi fiili sebebiyle, hangi deliller sebebiyle kızı Vera’dan uzak tutulmaktadır?” açıklamasını yaptı.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Gezi tutsaklarından Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman’ın çağrısına destek vererek Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Tayfun Kahraman’ın hangi fiilinin suç teşkil ettiğini sordu.

    Meriç Demir Kahraman dün, sosyal medya hesabında; “Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘Yargı Birimleri’ Türk Milleti Adına aldığı kararlarda Tayfun Kahraman, hangi fiili nedeniyle kızımız Vera’dan 18 yıl mahrum kalmak zorundadır, hangi fiili suç teşkil etmektedir; bunu Türk Milletine, bana, Vera’ya ve Tayfun’a izah etmek ve belgelendirmekle yükümlüdür” mesajını paylaşmıştı.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, şunları söyledi:

    “Şehir plancısı Tayfun Karaman hakkında Gezi Davası sonucunda 18 yıl hapis cezası verilmişti.

    Fakat ilginç bir durum var ki burada, herhangi bir mahkeme kararında herhangi bir kişi hakkında ceza verilebilmesi için hangi fiilinin suç teşkil ettiğinin gösterilmesi, delillerle bu durumun desteklenmesi gerekiyor.

    Kendisinin eşi, aynı zamanda şehir plancısı olan Meriç Demir Kahraman’ın bir sorusu var, bir çağrısı var Adalet Bakanı’na. Biz de bu çağrıyı tekrarlıyoruz. Bu çağrıyı destekliyoruz ve bizler de soruyoruz:

    Sayın Yılmaz Tunç, Tayfun Kahraman’ın hangi fiili suç teşkil etmektedir? Tayfun Kahraman hangi fiili sebebiyle 18 yıl hapis cezası almıştır? Tayfun Kahraman hangi fiili sebebiyle, hangi deliller sebebiyle kızı Vera’dan uzak tutulmaktadır?”

  • İSTANBUL’DA YASA DIŞI BAHİS OPERASYONUNDA 22 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

    İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde düzenlenen yasa dışı bahis operasyonunda 22 şüpheli gözaltına alındı.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yasa dışı bahis suçunun önlenmesi ve suçluların yakalanmasına yönelik çalışma yürüttü. Çalışmalarda, çevrim içi bahis sitelerinde bahis oynamak için para yatırma ve çekme işlemlerinin kontrolüne yönelik banka hesaplarının oluşturulduğunu belirleyen polis ekipleri, para trafiğinin takibi için ise ofis evlerinin kiralandığını, buralarda vardiyalı ve maaş karşılığında çalışan şüpheliler bulundurulduğunu tespit etti.

    Şüphelilerin 3’üncü kişilerden temin edilen banka hesaplarını ev veya ofislerde bulunan telefonlara tanımladıklarını belirleyen ekipler, bu hesaplar üzerinden yasa dışı bahisten sağlanan paraların nakline aracılık edildiğini ortaya çıkardı. Polis ekipleri, çalışmalarını tamamladıktan sonra Zeytinburnu’nda belirlenen 8 adrese dün eş zamanlı operasyon düzenledi. Baskınlarda 22 şüpheli gözaltına alındı.

    Adreslerde yapılan aramalarda, 96 cep telefonu, 96 SIM kart, 27 dizüstü bilgisayar, ruhsatsız tabanca ile uyuşturucu ele geçirildi.

     

  • EGE’NİN GEÇMİŞİ ÇİNİ VE SERAMİKLERLE BORNOVA’DA

    EGE’NİN GEÇMİŞİ ÇİNİ VE SERAMİKLERLE BORNOVA’DA

    Bornova Belediyesi Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’nde Ege’nin antik geçmişinden esintiler taşıyan çini ve seramik sergisi açıldı. Ayşegül Yurdakul, Gülnur Çavuş, Melek İkiz ve Şebnem Sunay’a ait eserlerin bulunduğu “Köklerden Düşlere Smyrna”isimli karma sergi 4 Ocak’a kadar açık kalacak.

    İzmir’in 8 bin 500 yıllık tarihini gözler önüne seren eserlerin sergilendiği Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi, Ege’nin antik tarihi eserlerinin sanatsal olarak yorumlandığı çini ve seramik eserlerine ev sahipliği yapmaya başladı. Serginin açılışında, dünya tarihinde ve sanatında seçkin bir yeri olan Ege’de yaşamanın kendileri için bir ayrıcalık olduğunu dile getiren sanatçılar, geçmişin sanatını, tarihini, yaşam tarzını ve inançlarını tanıyıp, bunları eserleri aracılığıyla yaşatmaya katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdiler. Sanatseverler sergideki eserleri 4 Ocak 2024 tarihine kadar görebilecek.

    Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, Bornova Belediyesi Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’nde böyle anlamlı bir sergi açılmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Ege Bölgesi’nin uygarlıklar tarihindeki önemli yerini sanat aracılığıyla ortaya koyan ve farklı bir açıdan bu geçmişi görünür kılan sanatçılarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

     

  • MENDERES YENİ YEŞİL ALANA KAVUŞTU

    MENDERES YENİ YEŞİL ALANA KAVUŞTU

    Menderes Belediyesi tarafından Cüneytbey Mahallesi’ne yeni yeşil alan kazandırıldı.

    Menderes Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından sürdürülen çalışmalar kapsamında Cüneytbey Mahallesi’nde yıllardır çamur ve bataklık durumda olan alan peyzaj düzenlemesi ile yeni yüzüne kavuştu. Cüneytbey Mahallesi 636 sokakta Türk Telekom deposunun yanındaki boş alanda gerçekleştirilen çalışma ile 1238 metrekarelik alana 8 adet ağaç, 30 çit bitkisi, 250 adet mevsimlik çiçek dikildi. Çimlendirme çalışmasının yapıldığı, yürüyüş alanının ve bankların kazanıldığı alanda yer alan trafo da boyanarak kötü görünüme son verildi.

    DEĞİŞİM SÜRECEK

    İlçenin çehresini değiştirecek çalışmalara imza attıklarını kaydeden Menderes Belediye Başkan Vekili Erkan Özkan, “Menderes’imizin dört bir yanında yaptığımız çalışmalar ile ilçemizi yeni görünüme kavuştururken, yeni yeşil alanları da kazandırmaya da devam ediyoruz. Bu kapsamda ekiplerimiz Cüneytbey Mahallesi’nde yıllardır atıl halde ki alanda peyzaj düzenleme çalışmalarını tamamladı. Herkesin keyifle vakit geçireceği yeni bir alanı Menderes’imiz kazanmış oldu. Gerçekleştireceğimiz bu tür çalışmaları ile güzel ilçemizin çehresini değiştirmeye devam edeceğiz” dedi.

     

  • İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER: “DÜNYANIN TEMİZ ENERJİ BAŞKENTİ İZMİR’DİR”

    İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER: “DÜNYANIN TEMİZ ENERJİ BAŞKENTİ İZMİR’DİR”

    İzmir’de bu yıl ilk defa düzenlenen WEnergy–Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’nın ikincisi 9-11 Mayıs 2024 tarihlerinde yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, fuarın tanıtım toplantısında, “Biz, doğayla uyumlu bir yaşama öncülük etmek için dönüşümü İzmir’den başlatıyoruz ve diyoruz ki dünyanın temiz enerji başkenti İzmir’dir” diye konuştu.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık iş birliği, Siemens ana sponsorluğunda bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ve ikincisi 9-11 Mayıs 2024 tarihlerinde düzenlenecek WEnergy-Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’nın duyurusu bir basın toplantısıyla yapıldı. 

    Temiz enerjinin başkenti İzmir’de 9-11 Mayıs 2024 tarihlerinde yapılacak fuarın tanıtım lansmanına ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, EFOR Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen, BİFAŞ Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Vural, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şükran Nurlu, Büyükşehir’e bağlı şirketlerin genel müdürleri, bürokratlar ve sektör profesyonelleri katıldı. 

    “BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN DİYECEĞİZ”

    Göreve geldiklerinden bu yana İzmir fuarcılığını geliştirdiklerini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “9-11 Mayıs tarihleri arasında ikinci kez ev sahipliği yapacağız, ‘Başka bir dünya mümkün. Başka bir enerji üretimi mümkün!’ diyeceğiz. Fuarımızda İstanbul’dan Gaziantep’e, Şanlıurfa’dan Muğla’ya ülkemizdeki 12 şehirden katılımcılarımızla bir araya geleceğiz. Ülkemizden ve dünyanın farklı yerlerinden 200’ü aşkın sektör paydaşı bizimle olacak. Yüzlerce ziyaretçi ve sektör profesyonelleri, yatırımcılar fuarımızda buluşacak. Enerji sektörüne hizmet veren kuruluşlar, şirketler ve sivil toplum kurumları Fuar İzmir’in çatısı altında toplanacak. Sektördeki en yeni teknolojiler temiz enerji şehri İzmir’de sergilenecek. Dünyanın enerjisi İzmir’de buluşacak” diye konuştu.

    “EKOLOJİ YOKSA ENERJİ DE YOK”

    Doğanın kaynaklarının sınırlı olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Doğa intikam almaz, savaş çıkarmaz. Her canlı güneşi, havayı, suyu, toprağı uyum içinde, eşit bir şekilde bölüşür. Doğadan aldığını ona geri verir. Doğa yalnızca iyilik üretir. Doğadan geldiğini sandığımız tüm felaketler biz insanoğlunun gözü dönmüş hırsının ve birbirimizle uyumu terk etmiş olmamızın bir sonucudur. Artık şunu açık bir şekilde görüyoruz. Doğanın kaynaklarını sınırlı, kendi ihtiyaçlarını ise sınırsız gören insan kültürü son dönemlerini yaşıyor. Geleceğin dünyasını inşa etmek için elimizi önce vicdanımıza sonra da taşın altına koymak zorundayız. Çünkü ekoloji yoksa ekonomi de yok. Enerji de yok!  Biz, doğayla uyumlu bir yaşama öncülük etmek için dönüşümü İzmir’den başlatıyoruz ve diyoruz ki dünyanın temiz enerji başkenti İzmir’dir” dedi.

    “GELECEĞE İZ BIRAKMAYA ÇALIŞIYORUZ”

    Yaptıkları çalışmaları anlatan Soyer, şunları söyledi:

    “Belediyemizin tesislerinde güneş enerjisi kullanımına öncelik verdik. Hizmet binalarımıza GES kurulumları yaptık. Kurumlarımızın tükettiği enerjiyi çatılarından karşılayabilecekleri bir sistem kurduk. Doğamız için yaptığımız yatırımlarla GES’lerden elektrik enerjisi üretiminde yüzde 540 artış sağladık. Bu yolla bin 115 ton karbon salınımının önüne geçtik. İzmir’e kazandırdığımız biyogaz tesislerimizle organik atıklardan elektrik üretmeye başladık. Belediyemizin araç filosundaki elektrikli araç sayısını her yıl artırdık. Mevcut elektrikli araç filomuz 120 taşıta ulaştı. Dünyada hızla yaygınlaşan elektrikli taşıt konusunda Türkiye’nin örnek kentlerinden biri olmayı umuyoruz. Belediye şirketimiz İzEnerji’yi temiz enerji politikalarını geliştirmek amacıyla çalışan ihtisas sahibi bir merkeze dönüştürdük. İklim krizine karşı yerel yönetim vizyonu ve eylem planlarıyla fark yaratan Belediyemiz, 377 şehir arasından Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu’na seçildi. Yeşil Dönüşüm Programımızla Belediyemiz, İZSU, ESHOT ve tüm iştirak şirketlerimize ‘Yenilenebilir Enerji Kaynak Sertifikalı’ elektrik enerjisi tedariki için büyük bir dönüşüm hamlesi başlattı. Şunu büyük bir samimiyetle söyleyebilirim. Tüm bunları yaparken yalnızca bugüne değil, geleceğe de iz bırakmaya çalışıyoruz. Geleceğin şehirlerine ilham olmaya çalışıyoruz. İzmir’i bir temiz enerji şehri yapma yolunda büyük adımlar atacağız. Yine de biliyoruz ki doğaya zarar vermeden enerjimizi üretebilme konusunda yolun daha çok başındayız. Fakat bu yolda büyük bir kararlılıkla ilerlemeye devam ediyoruz. Wenergy EXPO işte bu irademizin bir yansıması. İzmir’de serptiğimiz bir bereket tohumu. Bu fuarımız, ekonomi ve ekolojinin birlikte büyümesi gerektiğine inanan çok sayıda kurumun gayretleri sonucunda daha da gelişecek.” 

    “BU BAŞKANLIK İZMİR İÇİN, TÜRKİYE İÇİN BİR İMKÂN”

    Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi Başkanı seçildiğini hatırlatan ve sektörün Avrupa Birliği ile yaşadığı mevzuat sıkıntılarını çözebileceğini söyleyen Soyer, “Coğrafya kaderse, biz Türkiye, İzmir olarak Avrupa ile yakın, iç içe yaşamaya devam edeceğiz. Bugüne kadar gördüğümüz en büyük eksiklik belki de bu konuda, yapılan mevzuatlara sadece tabiiyet gösteriyoruz. O mevzuatların oluşması sürecinde biz müdahil olamıyoruz. Bu başkanlık İzmir için, Türkiye için bir imkân. Sektör temsilcilerimiz; Avrupa Birliği ile ticaretleri konusunda karşılaştıkları mevzuat sıkıntılarıyla ilgili önerecekleri çözümleri bana iletirlerse ben bunu muhatapları nezdinde savunacak, çözecek kanallar açmaya hazırım ve bu imkâna sahibim” dedi.  

    ÖZGENER: 2024’TE FUARCILIK SEKTÖRÜNE 80 MİLYON LİRALIK DESTEK SAĞLAYACAĞIZ

    İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Kentimizin en özel fuarlarından biri dedim; çünkü bu fuar gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras olan daha yaşanılabilir ve sürdürülebilir bir dünya için ihtiyacımız olan yaşam modelini konu alan büyük bir organizasyon. Temiz enerji konusundaki yüksek potansiyelimiz İzmir’in fuarcılık alanındaki gücüyle birleşince ortaya ilk kez düzenlediğimiz enerji fuarımız çıktı” dedi ve 2024 yılında fuarcılık sektörüne 80 milyon liralık destek sağlayacaklarını söyledi. 

    ESKİNAZİ: TEMİZ ENERJİ YATIRIMLARINI BİR AN ÖNCE YAPMAK DURUMUNDAYIZ

    Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi de “Türkiye olarak temiz enerji yatırımlarını bir an önce yapmak durumundayız. Bu sayede hem rakiplerimize göre daha rekabetçi bir duruma geçeceğiz, hem de bizden sonraki nesillere daha iyi bir dünya bırakacağız. Ege Bölgesi temiz enerji ve ekipmanları üretiminde lider konumda. WEnergy Fuarı temiz enerji sektörünün çabalarına büyük destek sağlamasını umuyorum” diye konuştu.

    AKDAŞ: WENERGY FUARI’NA EV SAHİPLİĞİ YAPMAYI ÇOK ÖNEMSİYORUM 

    Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş ise “WEnergy Fuarı’na, İzmir gibi yenilenebilir enerji potansiyelinin yüksek olduğu, aynı zamanda ekipmanları konusunda da Avrupa’nın neredeyse lider üretim merkezlerinden olan bir kentin ev sahipliği yapmasını çok önemsiyorum. Başkan Tunç Soyer’e çok teşekkür ediyorum” dedi.

    EFOR Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen ve BİFAŞ Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Vural, fuar hakkında bilgiler vererek fuarın gelecek yıl daha da büyüyeceğini ifade etti.

  • ÖZGÜR ÖZEL: “HİÇBİR PARTİYLE SEÇİM İTTİFAKINA KAPALI DEĞİLİM. TÜRKİYE BİZDEN FEDAKARLIK, İŞ BİRLİĞİ, YENİ ADIMLAR BEKLİYOR. İTTİFAK GENİŞ KAPSAMDA OLMAYABİLİR AMA YERELE YETKİ VEREBİLİRİZ”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Hiçbir partiyle seçim ittifakına kapalı değilim çünkü bu yerel seçim. Yerel seçimin yerel dinamikleri var ve ben partim için en iyi sonucu almak istiyorum. Türkiye bizden fedakarlık, iş birliği, yeni adımlar bekliyor. Hala daha umudumu kaybetmiş değilim. İttifak geniş kapsamda olmayabilir ama yerele yetki verebiliriz” dedi. Özel ayrıca, “Bu seçim herhangi bir seçim değil. Bu seçimde eğer Ekrem İmamoğlu Allah göstermesin kaybederse helikopter geliyor. Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’un üstünde kupon arsa pazarlarken görmek isteyenler buyursunlar. Ankara’da da parsel parsel satanların tekrar dönme isteği var. O yüzden İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na oy vermek, İstanbul’un geleceğine sahip çıkmaktır. Ankara’da Mansur Yavaş’a oy vermek, Ankara’daki talanın karşısındaki bu dürüst yönetime sahip çıkmaktır” açıklamasını yaptı.

    CHP Genel Başkanı Özür Özel, bugün, TV100 canlı yayınında “Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum” programına konuk oldu. Özel, programda gündemi değerlendirerek, soruları yanıtladı.

    “KURULTAYIN TÜRKİYE’YE DE KAZANDIRAN BİR KURULTAY OLDUĞU İDDİASINDAYIZ”

    Özel, “CHP Genel Başkanı olarak uyandığınız ilk sabah nasıl bir sabahtı” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Güzel bir sabahtı ama omuzlarımda çok ağır bir yük olduğunu fark ettim. Tabii kazanacağımı düşünüyordum, biliyordum. Yayında da sordunuz. Kazanacağıma emindim ama kazandıktan sonra sevinmeye, mutlu olmaya vakit olacak bir iş olmadığının da farkındaydım. Çünkü seçimi kazandık hemen arkasından çok kritik bir yerel seçim gündemimiz vardı. Hatta öncesinde önümüzde, üç hafta sonra yapmamız gereken bir Tüzük Kurultayı gündemimiz vardı. O yüzden ağır bir sorumlulukla uyandım. Ama tabii bir seçimi başarıyla tamamlamış olmak her zaman iyi bir şey. Çok klasik olacak belki ama bu seçimde belki önde bitiren, fazla oy alan taraf bizdik ama kazanan CHP’ydi. Kaybedeni olmayan bir kurultay yaptığımızı düşünüyorum. Hatta bu kurultayın Türkiye’ye de kazandıran bir kurultay olduğu iddiasındayız. Ama bunu önümüzdeki günler gösterecek.”

    Özel, “Sizi eleştirenlerin de en çok söylediği şey, seçilmiş olmanıza rağmen yaptığınız listenin partide bilinen isimlerden oluşması. ‘Bu nasıl değişim’ diye soruyorlar. O zaman bu nasıl değişim” sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Bu kamera şakası mı? Çünkü seçimden önce konuştuğumuzda bu soruyu yanıtlamıştım. Ve demiştim ki ‘Parti Meclisi (PM) listesine baktığınızda, geçmişten hiçbir isim görmeyeceksiniz’ ve yok. Benim dışımda hiçbir başka isim yok. Belki istisnası Selin Hoca ama o birkaç kez geldi gitti. Kamuoyunda çok tartışılan isimler vardı. 25 tane çok dönemdir görev yapan arkadaş vardı. Bunların 18’i bizi desteklemiyordu. 7’si bizi destekliyordu. Bu 7 kişinin ismi devamlı soruluyordu. O 7 arkadaşımız, büyük bir fedakarlık göstererek aylar öncesinden hiçbir görev talep etmeyeceklerini, değişime kendilerinden başlayacaklarını söylemişlerdi. Ben de bunu teyit etmiştim. Listemde de hiç böyle bir isim yok.”

    “BABA OCAĞIYLA İLGİLİ ÇAĞRIMI KİŞİYE ÖZEL DEĞİL, BÜTÜN TÜRKİYE’YE YAPIYORUM”

    CHP lideri Özel, “Muharrem İnce’yi tekrar baba ocağına davet edecek misiniz” sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Ben, baba ocağıyla ilgili çağrımı kişiye özel değil, bütün Türkiye’ye yapıyorum. Çağrı aslında siyaset yapmaktan çok, baba ocağına gelmek ve orada hangi işin ucundan tutulacaksa o işin ucundan tutmak. Benim dediğim, gelip partimizde tekrar şu görevi, bu görevi alın demek değil. Burası baba ocağı. Kim kendini bu eve ait hissediyorsa bu evin kapıları açık. Bu eve gelinir. Bu evin kapıları kimseye de şartla açılmaz. Yani ‘Şu görev için gel’ ya da ‘Şunu yapmayacaksan gel’. O yüzden böyle pazarlıklar, taahhütler, makamlar, mevkiler değil; baba ocağı Atatürk’ün evidir, CHP’nin tüm üyelerinin evidir. (Bu davete) herkes dahil. Bana zaten hiç böyle bir talep iletmedi. Muharrem Başkan’la bir telefon mesajlaşması yaptık. Ekrem Başkan’dan bir randevu istemiş. Bizim Ekrem Başkan ile aramızda şöyle bir ilişki var: Birbirimizin bilmesi gereken ne varsa birbirimize söylüyoruz. Çünkü öbür türlü o kadar çok dezenformasyon, kirli bilgi var ki. Sağlıklı bir iletişimimiz var. Ekrem Başkan dedi ki ‘Muharrem İnce bir randevu istiyor.’ Ben de dedim ki ‘Siz kamu görevlisisiniz. Bir partinin genel başkanı. Mutlaka konuşacağı önemli şeyler vardır’.”

    “İMAMOĞLU’NA OY VERMEK, İSTANBUL’UN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMAKTIR. YAVAŞ’A OY VERMEK, ANKARA’DAKİ TALANIN KARŞISINDAKİ DÜRÜST YÖNETİME SAHİP ÇIKMAKTIR”

    Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 31 Mart yerel seçimleri için desteğini dile getirmesine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Çok doğru bir şey yapmış. Hem Muharrem İnce’ye bu yakışır. Cumhuriyet’i seven, İstanbul’u seven, Türkiye’yi seven herkese bu yakışır. Bu seçim herhangi bir seçim değil. Bu seçimde eğer Ekrem İmamoğlu kazanacak ama Allah göstermesin kaybederse helikopter geliyor. İstanbul’un üstünde uçup, kupon arsaları, birtakım zenginlere, birtakım yabancılara, körfez sermayesine pazarlayan helikopter geliyor. Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’un üstünde kupon arsa pazarlarken görmek isteyenler buyursunlar. Helikopter sesini dinlesinler. Ankara’da da parsel parsel satanların tekrar dönme isteği var. O yüzden İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na oy vermek, İstanbul’un geleceğine sahip çıkmaktır. Ankara’da Mansur Yavaş’a oy vermek, Ankara’daki talanın karşısındaki bu dürüst yönetime sahip çıkmaktır.”

    Özgür Özel, “CHP’nin İstanbul’da resmi adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara’da resmi adayı Mansur Yavaş diyebilir miyiz” sorusunu şöyle cevapladı:

    “Resmileşmesi için bir prosedürü tamamlayacağız. Benim iradem bu yönde. Parti Meclisimize (PM) benim ve Merkez Yönetim Kurulumuzun (MYK) uygun görüşüyle teklif edilecek. PM’miz salt çoğunlukla bu önergeye katıldığı takdirde resmen adaylaşacaklar.”

    “BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞINI, BİR BAŞKA PARTİNİN GENEL BAŞKANINA TEKLİF EDECEK NOKTADA DEĞİLİM”

    Özel, Muharrem İnce’nin İzmir Belediye Başkan adayı gösterileceği yolundaki iddialara ilişkin ise şunları söyledi:

    “İzmir meselesini Ekrem Bey de söyledi, ‘Hiç böyle bir şey konuşmadık’ diye. Zaten ben şunu büyük bir saygısızlık olarak kabul ederim: Bir partinin genel başkanına, bir başka partinin genel başkanı, belediye başkan adaylığı teklif edecek. Bu olacak bir şey değil. ‘Böyle bir nezaketsizlik olur mu’ denir. Ben belediye başkan adaylığını, bir başka partinin genel başkanına teklif edecek noktada değilim. Muharrem Bey’in de böyle bir talebi olduğunu düşünmüyorum. Ekrem Bey ile yapılan görüşmeden sonra o tartışma kim tarafından ne şekilde ortaya atıldı, inanın bilmiyorum.”

    “MUHARREM İNCE’YE KUMPAS KURAN TARAF CHP’YMİŞ GİBİ BİR ALGI YARATMAYA ÇALIŞTILAR. TAKİP ETSİNLER, ÇIKARSINLAR BAKALIM. O KUMPASI KİM KURMUŞ”

    CHP Genel Başkanı Özel, “Ciddi bir kumpas kurularak son seçimin mağdurlarından bir tanesi olarak Muharrem İnce, CHP’nin Genel Başkanı olarak bir adımı, daha sıcak bir daveti hak etmiyor mu” sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Muharrem Bey’in yaşadığı sürece geriye dönüp bakıldığında o süreçte en büyük mağdurlardan bir tanesi de CHP’dir. Çünkü bizimle hiç ilgisi olmayan bir konuda sanki Muharrem İnce’ye kumpas kuran taraf CHP’ymiş gibi bir algı yaratmaya çalıştılar. Hadi gidin üstüne. Sonuna kadar gidin. Devletin bütün imkanları elinizde. Kim yapmış, kim çıkarmış, kim yaymış, kim paylaşmış? Yapın bunları. Seçim atmosferi geçtikten sonra hadi bu ipin ucunu sonuna kadar çeksinler, görelim. Bir kumpas kurulduğu doğru. Ben Muharrem Başkan’a o zaman da dayanışma duygularımı ifade ettim, her zaman ifade ederim. Hiç burada bir sıkıntım yok. Ona karşı yapılanlar evet kumpas ama kumpasın bir tarafı CHP’ymiş gibi göstermeye çalışmak -ki bunda kesinlikle ne İnce’yi ne partisini suçluyor değilim- Hadi Süleyman Soylu yapmıyordu, Ali Yerlikaya belli şeyleri sonuna kadar takip ediyormuş. Hadi takip etsinler, çıkarsınlar bakalım o kumpası kim kurmuş, niye kurmuş?”

    “İKİ PARTİNİN BİRLEŞMESİ, BİR PARTİNİN TARİHİNDE ÖYLE ÇOK SIK BAŞVURULACAK BİR YÖNTEM DEĞİL”

    Özel, “Muharrem İnce’nin Memleket Partisi ile birlikte, CHP’ye katılmasına sıcak bakıyor musunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Partinin partiye katılması başka bir prosedür. Bu bir CHP-SHP arasında oldu, tüzüğümüzde yazar. İki partinin birleşmesi, bir partinin tarihinde öyle çok sık başvurulacak bir yöntem değil. Mesela Muharrem İnce şunu dese -ki demesini tavsiye ediyorum diye de anlaşılmasın-: ‘Ben artık siyaset arenasında varlığımı sona erdiriyorum. Ve kendimi yakın hissettiğim, geçmişte de siyaset yaptığım partiye dönme iradem var’ o zaman bu soruya ben ‘Kapılar açık’ diyebilirim. Ama bir başka siyasi parti, daha hükmü şahsiyetini sürdürüyorken, genel başkan sıfatını taşıyorken, il/ilçe başkanları varken, bir genel merkezi varken benim böyle bir şey söylemem hakikaten kibirlilik olur, burnu büyüklük olur. Böyle bir niyet varsa bu niyet beyan edilir. Ondan sonra gerisi konuşulur. Belki de kim biliyor bir sonraki seçimde o partinin iktidar adayı partilerden bir tanesi olmayacağını. Buradan, bir seçim kaybettiler diye de kimseyi küçük görmenin, iddiasız görmenin manası yok.”

    “PARTİNİN KAPILARI ARDINA KADAR AÇIK. ‘GELECEĞİM’ DİYENE DE ‘GELME, SENİ İSTEMİYORUM’ DEMEYİZ”

    Özel, “Bahsettiğiniz açıklama Muharrem Bey’den gelirse bu sizi mutlu eder mi” sorusunu üzerine de şöyle dedi:

    “Bunu ben niye konuşayım? Memleket Partisi’ne gitmiştik, Muharrem Başkan bana genel başkan katının bir kat altında cep telefonlarından üye kaydı yapan, 15-20 tane genci bize gösterdi. Heyecan içinde o parti için çalışan gençler şimdi beni duysalar rahatsız olurlar. ‘Memnun olurum’ desem ‘Partimiz kapanırsa memnun mu olacakmış Özgür Ağabey’ derler. O gençlerin her birine, bizim her aşamada, bundan sonraki 50 yılda ihtiyacımız var. Onlar cumhuriyetçi gençler, Atatürkçü gençler, ülkesini seven gençler, bu saray rejimine itiraz eden gençler. O yüzden benim partimin de Türkiye Cumhuriyeti’nin de ihtiyacı var. Kimseyi üzmek, kırmak istemem. Ama partinin kapıları ardına kadar açık. ‘Geleceğim’ diyene de ‘Gelme, seni istemiyorum’ demeyiz.”

    “SEÇİLDİĞİNDEN İLERİDE OLANLAR, PARTİSİNİ YUKARIYA ÇEKENLER DEVAM EDECEKLER”

    Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Aydın’da da “Topuklu Efe” diye anılan Özlem Çerçioğlu’nun başarısına vurgu yapan Özgür Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Partinin üç değeri ve gerçekten de anketlerde iyi durumda olduğunu bildiğimiz, sokaklarda da gördüğüm…. Ben Aydın’ın sokaklarında görüyorum Topuklu Efe’nin (Özlem Çerçioğlu) karşılığı var mı, yok mu? İnanılmaz karşılığı var. Mansur Yavaş’ın ne demek olduğunu Ankara’da, Ekrem İmamoğlu’nun karşılığını İstanbul’da; Türkiye’nin her yerinde görüyorum. Bunun dışındaki CHP’de olan belediyeler için memnuniyet anketleri yaptırıyoruz. Memnuniyet anketlerinin sonuçlarına göre bakacağız. İzmir’in dahil olmaması, İzmir’den benim memnun olmam olmamamdan değil. Genel Başkanımızın kapsamına aldığı üç ilden biri olmadığı için bana sorulmadı. Bu aşamada benim bir taahhüdüm var örgüte: Milletin, halkın gönlünde olan benim de gönlümde; olmayan değil. Seçildiğinden ileride olanlar, partisini yukarıya çekenler devam edecekler. Bu performansı gösterememiş olan arkadaşlarımızın yerine, bu performansı göstereceğini umduğumuz yeni isimler gelecek. Bu cevap, Tunç Bey’e özel bir cevap değildir. Birkaç hafta içinde memnuniyet anketleri tamamlanır.”

    “İZMİR’DE MEMNUNİYET ANKETİNİ YAPARIZ. ANKET OLUMLUYSA, BAŞKANIMIZLA DEVAM EDERİZ”

    Özgür Özel, Candaş Tolga’nın “İzmir’de sizin Sayın Özlem Çerçioğlu’nu, Ekrem Başkan’ın da Büyükşehir Belediyesi’nde birlikte çalıştığı Buğra (Gökçe) Bey’i istediği, aranızda bununla ilgili bir anlaşmazlık olduğu söyleniyor. Bu doğru mu” sorusu üzerine de şunları söyledi:

    “Doğru değil. Şöyle ki Ekrem İmamoğlu’yla biz İstanbul konuşuyoruz ve İstanbul’u da yeterince konuşamıyoruz. Çok üzerinde çalışmamız gerekiyor. Zaman yaratmamız gerekiyor. İstanbul’a seçilmiş İl Başkanı Özgür Başkanımızla, ilçe başkanlarımızla ve Ekrem Başkanımızla oturup İstanbul üzerinde titizlenmemiz gerekiyor. Çünkü en iyi sonucu almak istiyoruz. Biz İstanbul’da, büyükşehir belediye meclisinde çoğunluğu sağlamak; hatta kıl payı değil, belli bir farkla sağlamak istiyoruz. Bazen Ekrem Başkan’dan şöyle telefonlar geliyor: ‘Filanca ilden bir eski milletvekili benimle görüşmek istiyor. Başkanım ne yapalım?’ Dedim ki ‘Siz belediye başkanısınız. Şimdi İstanbul’dadır, görüşmek istiyordur. Elbette görüşün.’ ‘Ben genel merkez var. Buraya niye geliyorsunuz diyorum ama kırılıp bozuluyorlar’ diye de kendisi söyledi. Öyle İzmir için Ekrem Başkan’ın bir şey söylediği yok. Bizim bir şey söylediğimiz yok. Biz İzmir’de memnuniyet anketini yaparız. Anket olumluysa, başkanımızla devam ederiz. Ankette tereddüt varsa tekrar ederiz. Anket olumsuzsa aday değiştirmeye karar veririz. O zaman profil anketi yaparız. Aday adaylarını ankete koyarız. Milletvekillerimizi, 40 ile yolladık. 40 ile daha yollayacağız. Rapor yazıp geliyorlar. Kanaat önderleriyle görüşüyorlar. Geçen hafta 658 birimde, örgütümüze: ‘Adayı bul. Tekse ve uygunsa bize söyle. İlan edelim. Çoksa temayül yoklaması yap. Bize bildir. İlan edelim’ diye yazı yolladık. Yani Türkiye’deki her iki adaydan biri için örgüt denetiminde ön seçim yetki verdik. Parça parça yetkiyi örgütümüze devredip, oradan sonuç alıp adayları ilan etmeye başlıyoruz. Bizim bu seçimlerde başarılı olmak dışında bir seçeneğimiz yok.”

    “BİR DAHAKİ YEREL SEÇİMLERE GİDERKEN HERKES KENDİ BAŞARISINI, KENDİ CEP TELEFONUNDAN TAKİP EDİYOR OLACAK”

    “CHP’li belediye başkanları için başarı kıstasınız nedir” sorusuna da Özgür Özel7in yanıtı şu oldu:

    “Bir dahaki yerel seçimlere giderken herkes kendi başarısını, kendi cep telefonundan takip ediyor olacak. Mesela elektronik yolla ulaşan teşekkür ve şikayetler, şikayetlerin çözülme hızı, çözülmüş şikayetlere yapılan geri bildirimler, bunun yanında yeşil alanı ne kadar metrekare artırdığı, atık suyla ilgili sorunları nasıl çözdüğü, iyi şehircilik uygulamasıyla ilgili ölçülebilir neler yaptığı üzerinden bir elektronik karneye ihtiyaç var. Bu çağda bu mümkün. Bugün pek çok meslek, elektronik karneyle anlık olarak performans takibini yapabiliyorken biz de yapabilmeliyiz. Hatta millet görmeli, hatta ayda bir sefer oy vermeli, ona göre ilerlemeli süreç. Bugün buraya gelirken Bilim ve Teknolojiden Sorumlu Gölge Bakanımız Pınar Hanım’dan bildirim geldi. Dedi ki ‘Djital demokratik katılım (DDK) hazır. Store’a yükledik. Onay geldikten sonra sizin kullanımınıza açacağız.’ ‘Dijital Demokratik Katılım.’ Kongreden beri çalışıyorlar, son halini vermişler, testini de yapmışlar, eksikler görmezsek kullanıma sunacağız.

    “DİJİTAL DEMOKRATİK KATILIM DEVRİMİNİ CHP OLARAK BAŞLATIYORUZ”

    Bizde kurultay delegeleri, il kongresinden seçilirler. Kurultaya kadar partinin en aranan insanlarıdır. Sonra onlar bir gün genel başkanı, bir gün parti meclisini seçerler. O kurultay delegeleri unutulur. Dijital Demokratik Katılım ile ilk aşamada, her PM’nin gündemindeki kritik konular, bütün kurultay delegelerinin önüne düşecek. ‘Bu konuda ne düşünüyorsun?’, ‘PM’ye Genel Sekreterin şu sunumuyla başlayacağız’. Örneğin; yüzüncü yıl affı. Bu konuyu bin 200 seçilmiş kurultay delegemize sorduk. Yüzdesel olarak cevapları bunlar. Cinsiyete göre kırılım, bölgelere göre kırılım, yaş skalasına göre kırılım… Onu görmeden müzakereye başlamayacağız. PM, MYK’ya; MYK, Genel Başkan’a anlık ve süresi soran tarafından belirlenen; ‘İki gün içinde cevaplar mısın’ kurultay dergisine. ‘Bana bu soruyu bir saat içinde görüş verir misin’ Genel Başkan’dan MYK üyelerine. 1 Nisan’ı hedefliyoruz, sonrasındaki adımımız şu: 1 milyon 400 bin CHP üyesi, kurultay delegelerine, PM’ye ve Genel Başkan’a görüşlerini söyleyecekler. Örnek veriyorum: Bütçe konuşması yaptım dün akşam. Soracağım. Dün akşamki bütçe konuşmamın şehrinizde nasıl yankılandığını, şu aşağıdaki soruları cevap vererek iki gün içinde yanıtlayın. 1 milyon 400 bin üyenin ne düşündüğünü alacağız. Dijital Demokratik Katılım devrimini CHP olarak başlatıyoruz. Göreceksiniz peşimizden tüm partiler gelecek.”

    “HATAY’DA VERDİĞİMİZ KARAR ÇOK TARİHİ BİR KARAR OLACAK”

    Özgür Özel, “Depremlerden etkilenen 6 şehirden biri olarak Hatay Belediye Başkanı’nı başarılı buluyor musunuz? Bir sonraki dönem aday olacak mı” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Geçtiğimiz günlerde memnuniyet anketi çalışılırken ‘Hatay’ın anketini oldukça detaylı; siyasi kırılımlara göre, ilçe kırılımlarına göre ve elinizde bulunan, bulunmayan bütün kırılmalara göre detaylı alalım. Hatay’da verdiğimiz karar çok tarihi bir karar olacak. Çünkü depremden sonra Hatay, Başkan hakkında ne düşünüyorsa o karara biz uymak zorundayız’ dedim. Zaten eğer vatandaş bir şey söylüyorsa, onunla inatlaşıyorsan onun bedelini sana sandıkta ödetir. Ben depremden 12 saat sonra Malatya’daydım, 3 gün sonra da Hatay’daydım. Orada, ‘Geç kaldılar. Gelmediler. Ayrımcılık oldu’ diyerek hükumete müthiş bir tepki vardı. O tepki hâlâ sürüyor. Hatay’da iki duygu birbiriyle yarışıyor: ‘Oyu iktidardan yana verelim, yoksa bunlar CHP’li belediye oldu diye bizi yine bırakırlar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden Hatay Büyükşehir Belediyesi, Hatay’a 2 buçuk milyarlık yardım ve yatırım yaptı. Hatay Büyükşehir Belediyesi CHP’de olmasaydı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yardımına koşmasaydı biz perişandık. Biz buna karşı doğrusunu yapmalıyız. Ve bu yönetimi devam ettirmeliyiz.’ Bunda Hatay’ın ne düşündüğünü ben de gerçekten çok merak ediyorum.”

    “‘YEREL YÖNETİMLERİN HİÇ KUSURU YOKTUR’ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL”

    CHP Genel Başkanı Özel, “Hatay’da yaşanan yıkımda Hatay Belediyesi’nin de sorumluluğu var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Bir şehirde yıkım yaşanıyorsa, o şehirde herkesin sorumluluğu vardır. ‘Dirençli kentler’ diye bizim radarımıza yeni giren bir kavram var. Bir kentin her türlü doğal afete karşı ve depreme karşı dirençli olarak inşa edilmesi lazım. Bunun büyük planlarının büyük otorite tarafından yapılması lazım. Ama daha küçük planlarının kenti yönetenler ve daha küçük belediyeler ve büyükşehir belediyesi tarafından yapılması lazım. Burada bir kusur biçilecekse ‘Yerel yönetimlerin hiç kusuru yoktur’ demek mümkün değil. 10 belediyeden 1’i bizim, ben o kusuru alırım. 9 kusurun da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne ait olduğunu dikkatlerinize sunarım.”

    “ÖZGÜR ÖZEL’İN ANAHTAR LİSTESİ DİYE BİR ANAHTAR LİSTE VAR AMA EKREM İMAMOĞLU’NUN ANAHTAR LİSTESİ DİYE BİR ANAHTAR LİSTE YOK”

    Özel, “PM’de Ekrem İmamoğlu’nun mu ağırlığı var” sorusuna karşılık şunları söyledi:

    “PM’de kimsenin ağırlığı olduğu iddia edilmez. CHP’lilerin ağırlığı var. Bizim PM, Recep Tayyip Erdoğan’ın dolma kaleminden ya da Sayın Devlet Bahçeli’nin söyleyip de yanında özel kaleminin yazdığı bir şeyle oluşmuyor. Delegelerin karar vermelerine katkı sağlamak için ‘anahtar liste’ uygulamaları var. Özgür Özel’in anahtar listesi diye bir anahtar liste var ama Ekrem İmamoğlu’nun anahtar listesi diye bir anahtar liste yok. Ama en çok kim etkili oldu derseniz, il başkanları. Ben seçildikten sonra 81 il başkanını davet ettim. Ertesi gün de il başkanları, kendi aralarında bir araya gelerek anahtar listeler hazırladılar. O bileşkeye en büyük katkıyı il başkanlarımız yaptı. Ama CHP’nin PM’sinde, CHP’lilerin ağırlığı var, kimsenin ağırlığı yok. Ne benim ne Ekrem Bey’in ne bir başkasının.”

    “SELVİ HANIM BANA ‘ÇOK BAĞIRDIN’ DEMEDİ. ‘SEN DE ORADAYDIN’ DEDİ”

    CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda 7. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun kendisine ne söylediğini ise Özgür Özel şöyle anlattı:

    “Onu yanlış çözümlemişler. ‘Özgür niye çok bağırdın’ gibi bir şey değil. Zaten Selvi Hanım’a da sorulursa doğrular. Şöyle diyor: ‘Özgür, sen de oradaydın ya.’ Millet ‘çok bağırdın’ dedi öyle kaldı. 39 milletvekilinden bahsettim ya ondan sonra, ‘Özgür bu olmadı. Sen de oradaydın ya’ dedi. O sırada da Kemal Bey de söz istemişti. Selvi Hanım ile el ele duruyoruz. Kemal Bey de kalkmak üzere. ‘Anlatacağım efendim’ dedim, yerime geçtim. Sonra ben sol elimle Selvi Hanım’ın sağ elini tuttum, ‘Efendim ben yoktum” dedim. ‘Sen 8’li komisyonda yok muydun’ dedi. ‘Yoktum, Engin Özkoç vardı. Ayrıca ben, 39 milletvekili verildiğini sabah 08.00’de öğrendim efendim’ dedim. ‘Öyle mi, bilmiyordum’ dedi. Ben de Selvi Hanım’ın elini öptüm ve o dakikada helalleştik.”

    “LİDER DEDİĞİN, DOĞRUSUNU YAPMAK İÇİN DOĞRU YERE DANIŞANDIR”

    Özel, “Kılıçdaroğlu ile yaklaşan yerel seçimler öncesi, aday isimlerini konuştuğunuz oluyor mu” sorusuna şöyle yanıt verdi:

    “Son görüşmemizde ne bir şehir ne bir aday ismi geçti. Genel olarak Filistin üzerine uzun konuştuk. Ben işte Kıbrıs, Bosna Hersek, Almanya ziyaretleriyle ilgili bilgi verdim. Genel Başkan, Batı’nın Filistin meselesine yaklaşımıyla ilgili birtakım tahlillerde bulundu. Genel durumla ilgili, ‘Koşturuyorsunuz, yoğunsunuz. Takip ediyorum’ dedi. ‘Aktif siyasetten biraz uzak kalmaya çalışıyorum, daha çok farklı şeyler okumaya çalışıyorum’ dedi. Samimi, hoş bir sohbet oldu. Kurultayı Sayın Genel Başkanı evinde ziyaret ettiğimde ve devir teslimde konuşmuştuk. Başbaşa kalınca o süreci sağlıklı bir şekilde geçirdik.

    Benden önce CHP Genel Başkanlığı yapmış 4 kişi var, elbette danışırım. Tanju Özcan Genel Başkan’a sert eleştirilerde bulunmuş, partinin önünde koltuğu aşağı atmış, bunun üzerine partiden ihraç edilmiş. Doğrudan Genel Başkanı hedef almış. Mevcut Genel Başkan olarak benden önceki Sayın Genel Başkan’ın hukukunu gözetmezsem bu koltuğun hakkını vermemiş olurum. Lider dediğin, doğrusunu yapmak için doğru yere danışandır.”

    “HİÇBİR PARTİYLE SEÇİM İTTİFAKINA KAPALI DEĞİLİM ÇÜNKÜ BU YEREL SEÇİM”

    Özel, “DEM Partisi (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) ile görüşmenizde herhangi bir şehirde aday göstermeye dair konuşma planlamanız var mı” sorusu üzerine şöyle konuştu:

    “DEM Parti’nin seçimi bizden önce olduğu için partiler arası ilişki gereğince doğru olan benim gitmem. Yarın her iki Eş Genel Başkanı da ziyaret edeceğim ve kendilerini kurultaydan sonra üstlendikleri görevden sonra tebrik edeceğim. Taraflardan biri DEM Parti olursa bu ziyarete bambaşka anlamlar yüklüyorlar ama AKP giderse sorun yok ama CHP bayramlaşsın DEM Parti’yle, ‘Vay efendim öyle mi oluyor?’, ‘Böyle mi oluyor?’ Siyaset yapmaya çalışıyorlar, bırakın siyaset yapsınlar. Siyaset alanını kapatırsanız o toplum kendini başka yerde temsil edilmek mecburiyetinde hisseder.”

    “CHP GENEL BAŞKANI’NA BİR İTTİFAK İHTİMALİ VARSA BUNU ZORLAMAK DÜŞÜYOR”

    Özel, İYİ Parti’nin ittifak önerisini reddetmesiyle ile ilgili şunları söyledi:

    “Hiçbir partiyle seçim ittifakına kapalı değilim çünkü bu yerel seçim. Yerel seçimin yerel dinamikleri var ve ben partim için en iyi sonucu almak istiyorum. Ben üstüme düşenin yapmanın rahatlığı içindeyim. Seçimlerle CHP Genel Başkanı’nın değiştiği süreç sırasında İYİ Parti, ittifaklara kapalı olduğunu söylüyordu. Biz, Türkiye açısından en doğru olanın birbirimize kaybettirmek yerine, kazandırmak olduğunu düşünüyoruz çünkü biz kazanmazsak Tayyip Erdoğan kazanıyor. Bu yüzden CHP Genel Başkanı’na gidip bir ittifak ihtimali varsa bunu zorlamak düşüyor. İYİ Partililer, iyi insanlardır. Ben onun için üzerime düşeni yaptım, gittim. Her iki karara saygılı olarak gittim. Türkiye bizden fedakarlık, iş birliği, yeni adımlar bekliyor. Hala daha umudumu kaybetmiş değilim. İttifak geniş kapsamda olmayabilir ama yerele yetki verebiliriz.”

    “BELEDİYE MECLİSİNDE ÇOĞUNLUĞU ELDE ETMEK İÇİN İTTİFAK ÖNEMLİ”

    Özgür Özel, seçimlerdeki ittifak tartışmaları üzerine de şöyle konuştu:

    “Partilerin bir sonraki seçime kadar sürecek bir sürekli diyalog halinde ve ülkenin bugünkü gündemi dışında, geleceğe dair bir iş birliği üzerinden uzun müzakereler yürütmesini sağlıklı bulmuyorum. Genel seçimlerde her parti kendi kulvarında, kendi anlayışına uygun olarak siyasetini yapmalı. İş birliği zaruretini görüyorsa konuşmalılar. Belediye Meclisi’nde çoğunluğu elde etmek için ittifak önemli. Ekrem İmamoğlu seçimi kazanıp Meclis’te çoğunluğu yakalayamayınca verdiği hizmet kısıtlanıyor. Gördüğüm anketler, Ekrem Beyin emeklerinin Cumhur İttifakı’na oy vermiş seçmen tarafından ciddi şekilde beğenildiğini gösteriyor.”

    “BİR ÜLKE KENDİ EVLADINA, DEĞERİNE BUNU NASIL YAPAR, İNANAMIYORUM”

    CHP Genel Başkanı Özel, hakem Halil Umut Meler’in uğradığı saldırıya ilişkin şunları söyledi:

    “Bir ülke kendi evladına, değerine bunu nasıl yapar, inanamıyorum. Gerekli güvenlik tedbirleri alınmamış, çok önemli bir zafiyet var. ‘Hocam siz sakın utanmayın, sizin utanacak hiçbir şeyiniz yok. Herkesin başına gelir bu ama ben utanıyorum’ dedim. Belki Dünya Kupası finalı yönetecek hocamızın başarılarıyla övüneceğimiz yerde dünyadaki bütün televizyonlardaki haberler bizim hocaya yumruk atışımızı… Bu mu yani Türkiye? O yumruk atanı Ankaragücü’ne mal edemezsiniz. Ankaragücü’ne yakışan tavır, bugün yazılı açıklamadaki tavırlarıdır. Çok üzülüp utandıklarını düşünüyorum.”

    “HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANI DEĞİŞİMCİ DEĞİL DİYE CEZALANDIRILMAYACAK, DEĞİŞİMCİ DİYE ÖDÜLLENDİRİLMEYECEK”

    Ögür Özel, yerel seçimlerde belediye başkan adaylarının belirlenme şekil ve CHP’nin yerel seçim stratejisi ile ilgil şöyle konuştu:

    “Hiçbir belediye başkanı değişimci değil diye cezalandırılmayacak, değişimci diye ödüllendirilmeyecek. Objektif kriterlerle, memnuniyet anketleriyle ilerleyeceğiz. Yerel seçimlerde bir tane kriter var: CHP 1 fazla oyu, 1 fazla belediye meclis üyeliğini, 1 fazla belediyeyi nasıl kazanır? Onun için doğruları yapacağız. Kongre şartlarına ve sathına dönmek doğru değil. Doğru olan iyi hizmet. Başta kendi memleketim Manisa olmak üzere; Denizli, Balıkesir, Bursa gibi… Kıyı şeridine bir hat daha atmayı, Uşak’ı, Afyon’u katmayı istiyoruz. Mevcutları koruyup haritamızı genişletmek en büyük hayalimiz.”