Blog

  • 300 KİLOMETRE YAĞMURSUYU HATTI İLE İZMİR’DE ALTYAPI REKORU

    300 KİLOMETRE YAĞMURSUYU HATTI İLE İZMİR’DE ALTYAPI REKORU

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in göreve geldiği günden itibaren başlattığı altyapı seferberliği kapsamında, kent genelinde tamamlanan yağmur suyu ayrıştırma hattı imalatı 300 kilometreye ulaştı. İzmir’de 2019 yılına kadar yapılan toplam yağmur suyu hattının yüzde 50’si kadar uzunluğa sahip yatırım sadece 4,5 yılda tamamlandı.

    İzmir’de güçlü bir altyapı için kentteki mevcut yağmur suyu hatlarına 5 yılda 100 kilometre daha ekleme sözü vererek yola çıkan Başkan Tunç Soyer’in çizdiği hedef doğrultusunda peş peşe rekorlar kırılıyor. İZSU Genel Müdürlüğü, sadece su baskınlarını önlemek ve dirençli bir kent oluşturmak için değil, Körfez’in temizliği açısından da önem taşıyan yağmur suyu ve kanalizasyon hatlarının ayrıştırılması yatırımlarına büyük hız kazandırdı. Başkan Soyer’in vaat ettiği 100 km’lik yağmur suyu hattı hedefi tam 3 kat aşıldı. İzmir’de 2019 yılına kadar imal edilen yağmur suyu hattının yarısı sadece son 5 yılda tamamlandı.

    “KÖRFEZ’İ KURTARDIK, İZMİR’İN 50 YILINI GARANTİ ALTINA ALDIK” 

    İzmir’in altyapı anlamında tarihi bir eşiği aştığını ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir’in dirençli, güvenli ve çağdaş bir dünya kenti haline gelmesi için her şeyden önce güçlü bir altyapıya sahip olması gerekiyor. 5 yıl önce göreve geldiğimizde en büyük sorunlarımızın, yağmur suyu ve kanalizasyon hatlarını birlikte toplayıp arıtma tesislerine taşıyan, birleşik sistem adını verdiğimiz mevcut altyapıdan kaynaklandığını tespit ettik. Bu durum hem şiddetli yağışlarda kanalların taşmasına, hem arıtma kalitesinin düşmesine, hem de yağışsız dönemlerde kokuya neden oluyordu. Tarihi bir misyon üstlenerek İzmir’in 50 yılını garanti altına alacak bir yatırım atağı başlattık. Yağmur suyu ile kanalizasyon hatlarını birbirinden ayırmaya başladık ve bugüne kadar tam 300 kilometre yağmur suyu hattı imal ettik. Atık suların arıtma tesislerine, yağmur sularının ise artık hiç kirlenmeden doğrudan Körfez’e ulaşmasını sağlıyoruz. Bu yatırımlarla birlikte İzmir Körfezi artık çok daha temiz ve canlı bir hale geldi” diye konuştu.

    “AYRIŞTIRMA HATLARI KENTİN DİRENCİNİ DE ARTIRIYOR” 

    İZSU Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Büyük Yağmur Suyu Ayrıştırma Projesi, mevcut sistemde kanalizasyon hattına akan yağmur suyunun, ızgaralar vasıtasıyla yağmur suyu hatları ile kanalizasyona karışmadan doğrudan Körfez’e ulaştırılması esasına dayanıyor. Projenin yağmur sularını Körfez’e kirlenmeden ulaştırmanın yanında, yağışlı sezonda atık su arıtma tesislerine binen yükü azaltma, taşkın ve su baskınlarının önüne geçerek kentin direncini artırma gibi olumlu etkileri mevcut.

    Tunç Soyer’in başkanlık süresince imal edilen 300 kilometre yağmur suyu ayrıştırma hattının 74 kilometresi atık su hattı projeleri dâhilinde gerçekleştirilirken, 226 kilometrelik kısmı yağmur suyu ayrıştırma hattı projeleriyle tamamlandı.

    KENT GENELİNDE TAMAMLANAN YAĞMURSUYU AYRIŞTIRMA HATLARININ İLÇELERE GÖRE DAĞILIMI İSE ŞÖYLE: 

    Aliağa’da 6, Balçova’da 6, Bayındır’da 8, Bayraklı’da 16, Bergama’da 2, Bornova’da 5, Buca’da 13, Çeşme’de 3, Çiğli’de 30, Foça’da 5, Gaziemir’de 3, Karabağlar’da 17, Karaburun’da 25, Karşıyaka’da 10, Kemalpaşa’da 28, Konak’ta 41, Menderes’te 5, Menemen’de 35, Ödemiş’te 1, Seferihisar’da 3, Selçuk’ta 8, Tire’de 1, Torbalı’da 5 ve Urla’da 24 kilometre.

  • KÜRŞAD ZORLU’DAN CEVDET YILMAZ’A: “ORMAN SINIRLARININ DIŞINA ÇIKARTILAN ALANLARDA ÖZEL VE TÜZEL HAK SAHİPLERİ VAR MIDIR?”

    KÜRŞAD ZORLU’DAN CEVDET YILMAZ’A: “ORMAN SINIRLARININ DIŞINA ÇIKARTILAN ALANLARDA ÖZEL VE TÜZEL HAK SAHİPLERİ VAR MIDIR?”

    İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul ve İzmir’in de aralarında bulunduğu bazı illerde bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılmasını Meclis gündemine taşıdı. Zorlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, “Orman sınırları dışına çıkarılma kararı ile nasıl bir kamu yararı amaçlanmıştır? Hedeflenen nedir? Orman sınırlarının dışına çıkartılan alanlarda özel ve tüzel hak sahipleri var mıdır? Varsa ne kadar bir alan ve ne tür tesisler bulunmaktadır” diye sordu.

    İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararıyla aralarında İstanbul ve İzmir’in de bulunduğu bazı illerde bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılmasını Meclis gündemine taşıdı. Zorlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Zorlu, önergesinde şunları kaydetti:

    “12 Aralık 2023 tarihli 7951 Karar Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Antalya, Balıkesir, İstanbul, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Mersin, Sivas, Trabzon ve Yozgat illerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiştir. Orman alanlarının korunması büyük önem taşımakta olup, bu tür uygulamaların ne amaçla yapıldığı ve bu durumun orman eko sistemi ile çevresel sürdürülebilirlik açısından nasıl bir etki yarattığı konularında net bir bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Geçmiş tecrübelerimiz, korumamız gereken bu orman alanlarının ranta dönüştürüldüğünü bize göstermektedir. Ne yazık ki en yakın zamanda, lüks konut projelerinin birer birer açıklanacağı ve bu araziler üzerine inşa edileceği aşikardır. Özellikle büyükşehirlerimizdeki bu ormanların vasıflarının değiştirilmesi de bize bunu göstermektedir.”

    Zorlu, önergesinde Cevdet Yılmaz’a şu soruları sordu:

    “-Orman sınırları dışına çıkarılma kararı ile nasıl bir kamu yararı amaçlanmıştır? Hedeflenen nedir?

    -Bu alanlardaki ormanların yerine geçecek yeni yeşil alanlar ve ağaçlandırma projeleri planlanmakta mıdır?

    -Bu karar alınırken sivil toplum kuruluşları ve uzman görüşleri alınmış mıdır? Alındıysa bunlar nelerdir?

    -Bu uygulamaların çevresel etkileri ve orman eko sistemine olan olası etkileri konusunda araştırmalar yapılmış mıdır? Yapıldıysa bunlar nelerdir?

    -Orman sınırlarının dışına çıkartılan alanlarda özel ve tüzel hak sahipleri var mıdır? Varsa ne kadar bir alan ve ne tür tesisler bulunmaktadır?”

     

     

  • ÇİĞLİ BELEDİYESİ’NE TEŞEKKÜR BELGESİ

    ÇİĞLİ BELEDİYESİ’NE TEŞEKKÜR BELGESİ

    Çiğli Belediyesi, Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen 9. Kaizen Paylaşımları etkinliğinde “TSE EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sisteminin QDMS ile Dijital Hale Getirilmesi” projesi ile sergilenmeye değer görülen 180 proje arasında yer alan tek kamu kurumu oldu.

    2014 yılından itibaren Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından kurumlarda sürekli iyileştirme ve sürdürebilirliğin sağlanması amacıyla düzenlenen Kaizen Paylaşımları’nın dokuzuncusu Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çiğli Belediyesi, “TSE EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sisteminin QDMS ile Dijital Hale Getirilmesi” projesi ile sergilenmeye değer görülen 180 proje arasında yer alan tek kamu kurumu oldu. Etkinliğe ev sahipliği yapan Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, endüstri mühendisliğinin gelişmesine verdiği önem ve katkılardan dolayı Çiğli Belediyesi’ne Teşekkür Belgesi takdim etti.

    “TASARRUF ODAKLI ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK” 

    Projeyle ilgi bilgi veren Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, “Kalite Yönetim Sistemi içerisinde kullanılan her türlü dokümanın güncelliği sağlanmış olup, çevre ve iklim açısından atık miktarlarını azaltmak amacıyla bu projeyi hayata geçirdik. Proje kapsamında belediyemizin kullanmış olduğu Kalite Dokümanları dijital hale getirildi. Şu ana kadar 4 bin yaprağa yakın kağıttan tasarruf sağlanmış olup bundan sonraki süreçte kağıt kullanımını tamamen bitirmeyi hedefliyoruz. Projenin hayata geçirilmesine katkı sunan çalışma arkadaşlarımıza ve bu anlamlı etkinlikte bizleri onurlandıran Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • KARŞIYAKA BELEDİYESİ ESNAF BULUŞMALARINA DEVAM EDİYOR

    KARŞIYAKA BELEDİYESİ ESNAF BULUŞMALARINA DEVAM EDİYOR

    Karşıyaka Belediyesi, kentte katılımcı yönetim anlayışıyla gerçekleştirdiği esnaf buluşmalarına devam ediyor. Karşıyaka Belediye Meclisi Esnaf Masası ve Komisyonu Başkanı Mithat Salepçioğlu, Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen ile pazarcı esnafını ziyaret etti.

    Karşıyaka Belediyesi, katılımcı yönetim anlayışı ile kentin tüm unsurlarıyla bir araya gelerek toplumsal hayatını geliştirecek çalışmalar gerçekleştiriyor. Vatandaş Katılım Birimi ile yurttaşların yönetimde söz sahibi olması sağlanırken, meclis komisyonlarının yaptığı çalışmalarla esnafa da eşit temsil hakkı tanınıyor. Sağlıklı gıdaya direkt üreticiden, daha düşük ücretlerle ve daha az atık oluşturacak şekilde erişilmesini sağlayan semt pazarları da esnafla kurulan iş birliğinde önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda Karşıyaka Belediye Meclisi Esnaf Masası ve Komisyonu Başkanı Mithat Salepçioğlu, komisyon üyeleri Suat Okal, Deniz Aydoğan, Mehmet Gemici ve Murat Ilgın ile Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen ve oda yönetimi, pazarcı esnafıyla Bostanlı Çarşamba Pazarı’nda bir araya geldi. Pazar yerlerinde yapılan iyileştirmelerin anlatıldığı buluşmada, pazarcıların ihtiyaçları da detaylı konuşuldu.

    ESNAF BELEDİYE İŞBİRLİĞİ

    Karşıyaka’da sürdürülebilir bir kent hayatı için yapılan çalışmalarda pazarcı esnafının önemli bir paydaş olduğunu belirten Mithat Salepçioğlu, “Karşıyaka Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’ın çok önemsediği esnaf buluşmalarını ilgili komisyonlarca gerçekleştiriyoruz. Esnafın isteklerini, ihtiyaçlarını dinliyor; kentimizde esnafa yönelik yürüttüğümüz çalışmaları anlatıyoruz. Bir araya geldiğimiz pazarcı esnafımızla da Pazar yerlerimizin ihtiyaçlarını konuştuk, yenileme çalışmalarını anlattık. Özellikle güvenli, taze ve yerel üreticiden tedarik edilen gıdanın yurttaşlarımıza ulaştırılması noktasında kilit rol oynayan pazarcı esnafımızla kentsel gıda stratejimizi de konuştuk. El ele vererek Karşıyaka’mızı daha yaşanır bir kent yapacağız” diye konuştu.

    İŞBİRLİĞİ DAHA İYİ SONUÇ GETİRİYOR

    Kurulan iş birliğinden duydukları memnuniyeti ifade eden Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen ise “Yapılan bu buluşmalarla esnafların yaşadığı genel sorunları konuşmaktan öte sektöre özel hatta semte özel sorunlar konuşulmuş oluyor. Belediyemiz ile kurduğumuz bu bağ ile sonucundan hem esnafın hem de yurttaşların daha fazla fayda sağladığı daha fazla memnun olduğu sonuçlar elde edilebiliyor” ifadelerini kullandı.

  • KARABAĞLAR MOBİLYA AKADEMİ’DE TASARIM SEMİNERİ

    KARABAĞLAR MOBİLYA AKADEMİ’DE TASARIM SEMİNERİ

    Karabağlar’da mobilya sektörünün gelişmesi için çaba harcayan Karabağlar Belediyesi, İzmir Mobilyacılar ve Marangozlar Odası (İZMOB) işbirliğiyle hizmete açtığı Mobilya Akademi’deki eğitim çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda “Neden Tasarım” adlı seminer, Mobilya Akademi’de gerçekleştirildi. İç Mimar Cemal Çobanoğlu’nun sunumunu, Karabağlar Belediyesi Başkan Vekili Murat Baran Uygun, belediye meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları, İZMOB, İzmir Ticaret Odası (İZTO) yetkilileri ve sektör temsilcileri ilgiyle izledi.

    Başkan Vekili Murat Baran Uygun etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, “mobilya” denince akla ilk Karabağlar’ın geldiğini hatırlattı. Uygun, “Başkanımız Muhittin Selvitopu’nun öncülüğünde belediye olarak mobilya sektörüne destek olmaya çalışıyoruz. Her sektörde olduğu gibi markalaşma ve tasarım mobilya sektöründe de çok önemli” diye konuştu. İZMOB yetkilisi Zafer Koç da, mobilya sektöründe çağın koşullarına göre kendini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

    Seminerde Cemal Çobanoğlu, markalaşma sürecinde tasarımın neden bu kadar önemli olduğunu örneklerle anlattı. Tasarımın firmayı diğer firmalardan öne çıkaran ve global anlamda tanınmasını sağlayan bir unsur olduğuna belirten Çobanoğlu, “Eğer iyi bir tasarıma sahipseniz iyi bir ürün ortaya çıkarırsınız. Böylece kendi kimliğinizi ve markanızı oluşturursunuz” dedi. Etkinlik sonunda Başkan Vekili Uygun Çobanoğlu’na doğa dostu sertifika vererek teşekkür etti.

     

  • BAŞKAN BATUR’A BİR DESTEK DE EMEKÇİLERDEN

    BAŞKAN BATUR’A BİR DESTEK DE EMEKÇİLERDEN

    DİSK Genel-İş Sendikası’nı ziyaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Herkes anketlere, halkın kantarına çıkacak, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınacak ve neticede bir aday olacak. Ben olursam yaparım bu işi. Ben kendimden eminim” diye konuştu. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise ziyarette İzmir’de örgütlü 57 bin üyeyi temsilen şube başkanları, temsilciler ve yöneticilerin bulunduğuna dikkat çekerek, “Hepimiz sizi alkışlıyoruz. Yolunuz açık olsun diyor, birlikte yan yana yürüyeceğimizi ifade ediyoruz” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nı ziyaret ederek, emekçilerle bir araya geldi. Genel-İş şube başkanları, yöneticileri, temsilcileri ve üyeleriyle buluşan Batur, emekçilerle bir arada olmaktan ayrı bir mutluluk duyduğunu belirterek, “Genel-İş’le beş yıllık süreçte tam bir dayanışma ve anlayış içinde olduk. Beni tanıyorsunuz; emeğe dönük bir belediye başkanıyım ve bundan gurur duyuyorum. Emekçi kardeşlerimizle omuz omuza kente hizmet etmeye çalışıyoruz. Emekçilerin bu kente kattığı değer çok önemli” diye konuştu.

    “KENTİN SORUNLARINI BİLİYORUZ”

    Aday adaylığı sürecini değerlendiren Başkan Batur, geçmiş dönemlerden getirdiği birikim, tecrübe ve belediyecilik anlayışıyla göreve aday olduğunu belirterek, “Kentli biz tanıyor, biz kentliyi tanıyoruz. Kentin sorunlarını bilen bir belediye başkanı olarak kente sahip çıkmak ve kentin aksayan noktalarını düzeltmek için aday adayı olarak karşınıza çıktık. Başta Tunç Başkanımız olmak üzere 10 arkadaşımız aday adayı. Hepsi de Cumhuriyet Halk Partili ve kente faydası olacak arkadaşlarımız. Başarılar diliyorum. Herkes anketlere, halkın kantarına çıkacak, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınacak ve neticede bir arkadaşımız aday olacak. Bu ben olurum, başka bir arkadaş olur ama ben olursam yaparım bu işi. Ben kendimden eminim. Kentin daha iyi bir noktaya gelmesi için elimden gelen çabayı sarf ederim. Ben olmam başka bir arkadaşımız olur o zaman da partililik bilinci içinde o arkadaşımızın arkasında, ondan fazla gayretle çalışırız” dedi.

    “BU KENTE BORCUMUZ VAR” 

    Genel-İş’in nefesini her zaman omuzlarında hissettiklerini söyleyen Batur, “Yüzümüz emeğe dönük, emekçinin yanında, emekçiyle dayanışma içinde bir belediyecilik anlayışını nasıl sergilediysek, bundan sonra da sizlerle böyle yürütmek istiyoruz. İzmirli seçicidir. İzmirli tecrübe, samimiyet ve İzmir’de oturan, İzmir’e emek veren bir kişinin belediye başkanı olmasını istiyor. Ben bu vasıflara uygunum. Bu kent için elimizden geleni yaparız. Bu kentte doğduk büyüdük; bu kente hâlâ borcumuz var” dedi.

    SARI: 57 BİN ÜYEYİ TEMSİLEN SİZİ ALKIŞLIYORUZ 

    DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise belediye başkanı değil, yol arkadaşı seçeceklerini ifade ederek, “Biz birlikte çalışacağımız, hizmet edeceğimiz insanları seçiyoruz. Bu kente birlikte hizmet edeceğimiz bir belediye başkanıyla çalışmak bize onur verir. Burada İzmir’in Karaburun’undan Seferihisar’ına, Beydağ’ından Kınık’a kadar örgütlü DİSK ailesinin 57 bin üyesini temsilen şube başkanlarımız, temsilcilerimiz ve yöneticilerimiz var. Hepimiz sizi alkışlıyoruz. Yolunuz açık olsun diyor, birlikte yan yana yürüyeceğimizi ifade ediyoruz” diye konuştu. 

  • GÜMÜŞPALA’NIN ÇEHRESİ DEĞİŞECEK… SANDAL: 45 YILLIK SORUNU ÇÖZÜYORUZ

    GÜMÜŞPALA’NIN ÇEHRESİ DEĞİŞECEK… SANDAL: 45 YILLIK SORUNU ÇÖZÜYORUZ

    Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Gümüşpala ve Nafiz Gürman’da esnaf ve vatandaşlarla buluştu, belediyenin sürdürdüğü yol ve kaldırım çalışmalarını inceledi. Vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılaşan Başkan Sandal “Bölgenin 45 yıllık yol, kaldırım ve trafik sorunlarını çözüyoruz. Gücümüzü ve enerjimizi halktan alıyor, Bayraklı için her zaman en iyisini yapmaya gayret ediyoruz” dedi.

    Bayraklı’nın her mahallesinde vatandaşlarla buluşan ve esnaf ziyaretleri yapan Başkan Sandal, bu kez Gümüşpala ve Nafiz Gürman’daydı, vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılaştı. Belediye tarafından sürdürülen çalışmalar hakkında da bilgiler alan Başkan Sandal talep ve önerileri ilk ağızdan dinledi. Ziyaretlere Gümüşpala Muhtarı İsmail Balıkçı ile Nafiz Gürman Muhtarı Hüseyin Doğan da eşlik etti.

    “45 YILLIK SORUNU BİZ ÇÖZDÜK”

    Bölgenin en temel sorunu olan ulaşım ve kaldırım konularında önemli adımlar attıklarını belirten Başkan Sandal “Gümüşpala’nın otopark ve trafik sorununu hafifletmek için projeler tamamlandı. Çok kısa sürede çalışmalar başlayacak. Kaldırım ve yaya yolları İzmir Büyükşehir Belediyemizin de destekleriyle yenilenecek. Bayraklı Belediyesinin kaldırım yenileme çalışmaları Nafiz Gürman Atatürk Caddesi’nden başladı. Neredeyse 45 yıllık sorunu çözüm aşamasına biz getirdik. Yapılan çalışmaların vatandaşlarımız tarafından memnuniyetle karşılanması doğru bir noktaya parmak bastığımızın göstergesi. Bayraklı; yolları, kaldırımları, meydanları ve çevre düzenlemeleriyle örnek bir ilçe haline geldi” dedi.

  • ŞEHİT PİYADE TEĞMEN EMİR, ANKARA’DA DÜZENLENEN TÖRENLE SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

    ŞEHİT PİYADE TEĞMEN EMİR, ANKARA’DA DÜZENLENEN TÖRENLE SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

    Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Piyade Teğmen Eril Alperen Emir, Ankara’da düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. 

    Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Piyade Teğmen Eril Alperen Emir, Ankara’da Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu katıldı.

    Cenaze namazını, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı.

  • İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI BUĞRA GÖKCE: “KAMU ELİYLE KONUT VE YURT YAPACAĞIZ”

    İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI BUĞRA GÖKCE: “KAMU ELİYLE KONUT VE YURT YAPACAĞIZ”

    SULTAN EYLEM KELEŞ

    CHP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı olan Dr. Buğra Gökce, son 3 yılda konut fiyatlarının yüzde 600, kiraların da yüzde 713 arttığı İzmir’deki barınma sorununa karşı çözüm önerilerini anlattı. Gökce, göreve geldikten sonra mevcut yapı stokunu yerinde yenileyeceklerini, kamu eliyle sosyal konut üreteceklerini, yurt sorununa karşı da yurt inşa edeceklerini söyledi.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden istifa eden ederek CHP’din İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan Dr. Buğra Gökce, İzmir’de özellikle deprem sonrası derinleşen konut, kira ve yurt kriziyle ilgili çözüm önerilerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

    İZMİR’DE KONUT KRİZİ: SON 3 YILDA KONUT FİYATLARINDA YÜZDE 600, KİRALAR YÜZDE 713 ARTIŞ

    İzmir’de konut fiyatları ve kiraların yüksekliğine dikkat çeken Gökce, İzmir’de yaşanan deprem nedeniyle arz/talep dengesinin bozulduğunu belirterek şöyle konuştu:

    “Bütün kentlerimizde -daha öncesinden beri yazarak, sosyal medyada paylaşarak anlatıyorum- ağırlaşan bir konut krizi var. Bu İstanbul için de Ankara için de Muğla için de Antalya için de böyle. Ama İzmir’deki durumu İzmir adayı olarak daha detaylı inceleme fırsatı buldum. Merkez Bankası’nın Konut Fiyak Endeksi’ne bakılırsa 2017’deki seviyesi 100 kabul edilirse, bugün İzmir’de bu rakam bin 102’ye ulaşmış. 2017’de 100 olan endeks, bin 102’ye ulaşmış. Bu rakam aynı dönemde İstanbul’da 942’ye, Türkiye ortalamasında bin 88’e ulaşmış. İzmir, Türkiye ortalamasınında üstünde, İstanbul’un da çok üstünde. Tabii bunda İzmir’in yaşadığı ağır deprem sorunu ve depremden sonra var olan konut stokunun bir bölümün kullanılamaz hale gelmesi, arzın azalmış olması nedeniyle talebin arzı karşılayamama durumu var. Ondan dolayı fiyatlar daha fazla yükselmiş vaziyette. Yani evini boşaltmak, yeni ev bulmak zorunda olanların ihtiyacına karşılık gelecek aynı miktarda konut yapılamadığı için, arz ve talep birbirini karşılayamadığı için Türkiye ortalamasından daha fazla artmış vaziyette. Satılık konut fiyatları da son 3 yılda yüzde 600, kiralıklar da yüzde 713 artış göstermiş, bu da aynı sebepten. Çünkü deprem sonrası son 3 yıl, arz ve talebin birbirini karşılama oranı çok düşmüş vaziyette. Bir yandan deprem yaşadığı için evini boşaltmak zorunda olanlar, bir yandan zaten yeni ev arayanlar yan yana geldiğinde piyasaya arz edilen konut ile talep edilen konut birbirini karşılamadığı için fiyatlar Türkiye ortalamasından daha fazla yükselmiş durumda. Ortalama kira, asgari ücretin üzerinde. Yani asgari ücretli çalışan birinin aldığı ücret, sadece kirasının yüzde 86’sını karşılıyor. Şu anda asgari ücretlini aldığı ücret kiraya yetmiyor”

    “NİTELİKSİZ YAPI STOKUNU YERİNDE YENİLEMEK, YENİ KONUT ARZ ETMEK LAZIM”

    İzmir’deki yapı stoklarının güvensizliğine de vurgu yapan Gökce, güvenli yapılar için projelerini şöyle sıraladı:

    “Yapı stokunun güvensizliği bir tek İzmir’in değil, tüm kentlerimizin sorunu. İzmir’in de aynı şekilde, İstanbul’da da böyle. Ama bizim şu anda yapacağımız şey; o niteliksiz yapı stokunun bir bölümünü bulunduğu yerde yenilemek, bir de yeni konut arz etmemiz lazım. Sosyal Konut, Halk Konut, Kiralık Sosyal Konut gibi yeni modellerle konut arz etmemiz lazım ki kamu eliyle yapılan arz miktarı çoğalırsa, bu sefer talebi karşılama oranı arttığı için fiyatlar düşecektir. Dolayısıyla hem mevcut yapı stokunu yerinde yenileyecek olanakları yaratmalı. Bunlar uzun vadeli, düşük faizli krediler olabilir. Kamu bankaları üstünden de bu yapılabilir. Dünya Bankası da bunun için bir fon ayırmıştı ancak İzmir’e gelmedi. İkincisi de kamu gerek belediye, gerek TOKİ, gerek Emlak Gayrimenkul Yatırım ortaklığıyla İzmir’de nitelikli ama sosyal konut, ucuz halk konutu üretimi yapabilir. Hatta kamu kiralık konut yapabilir. Böylece arz ve talep arasında boşluk kapanır”

    “İZMİR’DE YURT YAPACAĞIZ”

    Yurtların kapasite sorununu gündeme getiren Gökce, “Yurtla ilgili sorun da var. 190 bin öğrenci var, KYK yurtlarının kapasitesi 27 bin 500. Öğrenciler de yurt bulamıyor ve tabi yurt sayısı yetersiz olduğu için öğrenciler aynı zamanda eksik konut stokunun bir yerinden ortağı, talep edeni olmaya başlıyor. Kamunun yurt da yapması gerekiyor. İzmir’de yurt yapacağız. Zaten daha önceden hazırlanmış projeler olduğunu biliyorum. İlave, hızlı yeni projelerle ve kiralamalar ile yurt yapacağız”

  • KURYE YUNUS EMRE GÖÇER’İN EŞİ, EKSİK TUTANAK TUTAN POLİSLERDEN VE TALİMAT VEREN SAVCIDAN ŞİKAYETÇİ OLDU

    GAYE ŞEYMA CAN

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Hassan Sheikh Mohamud’in aracıyla çarparak ölümüne neden olduğu motokurye Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer, İstanbul Adliyesine gelerek müşteki sıfatıyla savcılığa ifade verdi. Öznur Göçer, verdiği ifadede Somali Cumhurbaşkanının oğlu Hassan Sheikh Mohamud, eksik tutanak hazırlayan polis memurları ve şüphelinin ifadesinin mevcutlu alınmaması ve hakkında herhangi bir adli kontrol hükmü uygulanmadan serbest bırakılmasına ilişkin nöbetçi savcıdan da şikayetçi oldu.

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil, 30 Kasım’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde motokuryeye Yunus Emre Göçer’in (38) kullandığı motosiklete arkadan çarpmıştı. Kazada, ağır yaralanan Yunus Emre Göçer, kaldırıldığı hastanede 6 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan şüphelinin ise 2 Aralık’ta yurt dışına çıktığı tespit edilmişti. 

    Hayatını kaybeden kurye Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer, bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelerek müşteki sıfatıyla ifade verdi. Göçer, ifadesinde eşinin kusurlu olduğuna yönelik tutanak tutan polis memurlarından ve olayda talimat veren Cumhuriyet savcısından da şikayetçi oldu.

    ÖZNUR GÖÇER: TUTNAĞI TUTAN POLİSLERDEN VE TALİMAT VEREN SAVCIDAN ŞİKAYETÇİYİZ

    Öznur Göçer, polisler ve savcı hakkında şikayette bulunduğu ifadesinde şunlara değindi:

    “Eşim Yunus Emre Göçer’in geçirmiş olduğu kaza neticesinde 6 Aralık 2023 tariginde vefatına ilişkin öncelikle eşimi kaza tespit tutanağında kusurlu olarak gösteren polis memurlerından şikayetçiyim. Ayrıca sosyal medyada bahsi geçen eşimin intihar ettiği iddiasıyla alakalı bizzat aranmadım. Eşimi kusurlu gösteren ve eşimin intihar ettiğine dair söylemlerde bulunan ve ihmali olan tüm polis memurlarından şikayetçiyiz.  Ayrıca kaza olduğu esnada talimatı veren nöbetçi Cumhuriyet savcısından da şikayetçiyiz. Ayrıca konsolosluk aracının tahsisinden sorumlu  kişilerin araştırılmasını talep ediyorum.

    EŞİMİN MOTOR EKİPMANLARI TAMDI: Eşim Yunus Emre Göçer, bu mesleği özel çocuğum için seçmiştir. Eşimin kullandığı kask pahalı ve tam korumalı bir kasktır. Motor ekipmanları tamdı. Olay günü tüm korumalıklarını takarak evden çıktı. Kazayı eşimin arkadaşından öğrendim.  Yağız’ın bakımını bilen bir tek kızımdı. Sonra ben köydeki kendi babamı aradım. Ne yapmam gerektiğini sordum. Daha sonra amcamlarla buluşarak hastaneye gittik. Ben aracın içerisindeyken telefondan başka bir kaza görüntüsünü sosyal medyadan gördüm. Onun Yunus Emre olduğunu düşünerek şok geçirdim ve bayılma gibi bir durum yaşadım. Sonra hastaneye gittiğimde bütün motokuryeler, yaklaşık 100 kişilik bir ekip oradaydı. Ben Samatya Devlet Hastanesi’nin acil, kırmızı alanından giriş yaptım. Eşim kırmızı alandaydı. Ben girince bütün motorcu arkadaşlar arkamdan beni korumak amaçlı girdi. Düşeceğimi düşünerek girdiler.

    EŞİM HASTANEYE GELDİĞİNDE EKS VAZİYETTEYDİ: Benim duyduğum kadarıyla eşim hastaneye geldiğinde zaten eks vaziyetteydi. Bayılınca beni sedyeye aldılar. Sakinleştirici verdiler. Ondan sonra her şeye karşı hissizdim. Ne kadar süre sonra olduğunu bilmiyorum. Sanırsam bir-iki saat sonra eşimi tekrar görmek istedim. Daha sonrasında yanına girdim. Her tarafi bandajlıydı. Kafasının arkası kırık olduğu için her yerde kanlar vardı. Cihaza bağlıydı. Kafatası komple kırıktı.

    BÜTÜN DARBEYİ KAFA KISMINDAN ALMIŞ: Vücudunda herhangi bir yara bere göremedim. Bütün darbeyi kafa kısmından almıştı. Sonra orada bulunan görevliye ‘Burada neden bekletiyorsunuz’ dedim. Çünkü oraya ayağı kırık olan da geliyordu, bıçaklanan da geliyordu. Bana yoğun bakımda yer olmadığını söylediler. Eşim yarı entübe şekilde tam 7 saat o alanda bekledi. Sonra ricalar ve uğraşlar sonucu eşimi yoğun bakıma aldılar. Biz söylemeseydik hiçbir şey yapmayacaklardı. Ben başka bir hastaneye naklini teklif ettim. Bana kafası çok zedelendiği için 6 kırık olduğunu, direkt beynin zarar gördüğünü, beyinde iç kanama olduğunu bu sebeple hareket ettiremeyeceğimizi söylediler. Ben hastamı alıp başka bir hastaneye götürmeyi teklif ettim. Bu teklifimi eşim için hayati tehlike olacağından kabul etmediler. Bana imza ile alabilirsiniz dediler. Sonrasında yoğun geçen bir 6 gün sonunda eşim vefat etti.

    EŞİMİN DURUMUNDA HİÇBİR İYİLEŞME YOKTU: Eşimin durumunda hiç bir iyileşme yoktu. Zaten durumuna kritik diyorlardı. Yanlış hatırlamıyorsam eşim vefat etmeden önceki pazar günü ben hastaneye gittiğimde nöbetçi doktora denk geldim. Eşimin durumunda bir gelişme olup olmadığını sordum. Onun zaten makinalarla çalıştığını, beyin fonksiyonlarının olmadığını, bilincinin geldiğinden beri olmadığını, bütün organlarının çalışmadığını söyledi. Ben tepki göstererek ‘O zaman siz bir şey yapmıyorsunuz’ dedim. Bana eşimin ağzında nefes alması için bulunan hortumu göstererek, ‘Bunu bir çıkarayım, bakın asıl biz yaşatıyoruz. Yurt dışına da götürseniz bu bir ölü, bizim sayemizde şu an da organları çalışıyor’ dedi. Bu süreçte eşimden idrar geliyordu, göz şişleri inmişti, kafa bandajlarını çıkarmışlardı, vücut ateşle tepki
    göstermişti. Ben eşimi sonraki süreçlerde çok iyi görmüştüm.

    EŞİMİN TEDAVİSİNDE İHMAL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM: Eşimin tedavisinde ihmal olduğunu da düşünüyorum. Eşimi 6 gün sonunda nükleer tıp diye bir filme götürdüler. Bu ayrıntılı beyin görüntülemeye ilişkin bir filmdi. Filmden geldikten sonra bize doktorlar size açıklama yapacak dediler. Kapı açıldı. Doktor bey bize yapacak bir şey yok. Beyin ölümü gerçekleşti dedi. O durumun gecesinde eşimin ölüm haberi geldi. 

    TEK ÇALIŞANIMIZ EMRE’YDİ, GELİR KAYNAĞIM DA YOK: Eşimin vefat haberini öğrendikten sonra Adli Tıp’a gönderilmesi gerektiği söylendi. Sonra Adli Tıp’tan Çevik Kuvvet eşliğinde cenazeyi teslim aldık. Olay nedeniyle karşı taraf araç sürücüsünden şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum. Gereken neyse yapılmasını istiyorum. Bu kaza neticesinde mağdur olduk. Özel durumda olan çocuğum ve genç kızımla bir başımıza kaldık. Tek çalışan eşim Emre’ydi. Ev hanımı olduğum için farklı bir gelir kaynağım da yoktur. Çok mağdur olduk.”