Blog

  • CHP ANKARA İL ÖRGÜTÜ ERDAL EREN’İ ANDI… CHP ANKARA İL BAŞKANI ERKOL: “ASLA EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ YARIDA BIRAKMAYACAĞIZ”

    CHP Ankara İl Örgütü bugün ölüm yıl dönümünde 12 Eylül askeri cuntasının 17 yaşındayken idam ettiği Erdal Eren’i Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında andı. CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, “12 Eylül Askeri Darbe’si bu ülkede yarattığı tahribatla, yarattığı acılarla asla unutulmayacak. Kenan Evren ve arkadaşlarını ve bu darbenin planlayıcı olduğu gün gibi ortada olan ABD ve büyük küresel güçleri asla unutmayacağız. Asla eşitlik ve özgürlük mücadelesini yarıda bırakmayacağız” dedi. Erdal Eren’in okuduğu Ankara Yapı Meslek Lisesi’nden öğretmeni olan Satılmış Gülhan ise “Bireysel yolda hepimiz mücadele etmek zorundayız, ülkenin insanı için, geleceğimiz için, çocuklarımız için mücadele etmek şart. Ülkemiz için mücadele edeceğiz” dedi.

    CHP Ankara İl Örgütü, bugün 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 13 Aralık 1980’de yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’i (17) ölümünün 43’üncü yılında Ankara Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında andı. CHP üyeleri, Erdal Eren’in mezarlığına karanfil bırakırken, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, şunları söyledi:

    “EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ YARIDA BIRAKMAYACAĞIZ”

    “Sevgili dostları, arkadaşları bugün Erdal Eren’i anmak, unutturmamak için buradayız. Ama kuşkusuz unutulmaması gereken 12 Eylül Askeri Darbe’nin Türkiye’de yarattığı tahribat, Türkiye’de yarattığı acılar… Ne zaman bu ülkede emekten, özgürlükten yana bir yükseliş olsa ne zaman bu ülkede sol partilerin iktidar olma olasılığı olsa bir kumpas ortaya konuluyor. Bu kumpas bazen daha küçük bir kumpas oluyor bazen de 12 Eylül Askeri Darbesi gibi etkisi onlarca yıl sürecek binlerce aileyi acılara boğan, milyonlarca insanı cezaevlerine gönderen bir kumpas oluyor. 12 Eylül Askeri Darbe’si bu ülkede yarattığı tahribatla, yarattığı acılarla asla unutulmayacak. Kenan Evren ve arkadaşlarını ve bu darbenin planlayıcı olduğu gün gibi ortada olan ABD ve büyük küresel güçleri asla unutmayacağız. Asla eşitlik ve özgürlük mücadelesini yarıda bırakmayacağız ve yine bir şairin dediği gibi yeryüzü aşkın yüzü olana dek mücadele etmeye devam edeceğiz. Erdal Eren gibi kaybettiğimiz yoldaşlarımız mezarında huzurla uyusun.”

    “ÜLKEMİZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”

    Erdal Eren’in okuduğu Ankara Yapı Meslek Lisesi’nden öğretmeni olan Satılmış Gülhan da şunları dedi:

    “Aynı odada yattığım arkadaşım öldürüldü. Denizlerin aynı dönemin öğrencileri. Bu kadar kurban yeter. Herkes bir şeyin peşinde siyasette. Siyaset açık değil, dürüst değil, namuslu değil. Bireysel yolda hepimiz mücadele etmek zorundayız, ülkenin insanı için, geleceğimiz için, çocuklarımız için mücadele etmek şart. Ülkemiz için mücadele edeceğiz. Siyasi partiler, sokağı bıraktı. Sandık başını bıraktı. Siyasal hareketler; ilçelere kapanmışlar, ilçelerden dışarı çıkamıyorlar.”

     

  • EGE ÜNİVERSİTESİ’NDE YEMEK ZAMMINI PROTESTO EDEN ÖĞRENCİLERE DİSİPLİN SORUŞTURMASI… MASAYA ÇATAL BIÇAK VURMAK, ISLIK ÇALMAK ‘HUZUR BOZUCU EYLEM’ SAYILDI

    SULTAN EYLEM KELEŞ

    Ege Üniversitesi’nde yemeklere yüzde 250’yi geçen oranda zam yapılmasını protesto eden 8 öğrenci hakkında üniversite yönetimi tarafından  disiplin soruşturması başlatıldı. Öğrencilere yazılı savunmalarını vermeleri için gönderilen yazıda; çatal ve bıçaklarla masaya vurmak, ıslık ve düdük çalmak “huzur bozucu eylem” olarak nitelendirildi.

    İzmir Ege Üniversitesi öğrencileri, 11-12 Ekim 2023 tarihinde, 4 yemekhanede eş zamanlı olarak üniversite yemeklerine yüzde 250’yi aşan oranda zam yapılmasını çatal bıçakları masalara vurup düdük ve ıslık çalarak protesto etmişti.

    Ege Üniversitesi Rektörlüğü, protestoya katılan 8 öğrenci hakkında disiplin soruşturması başlattı.

    Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün emriyle açıldığı belirtilen soruşturma yazısında, öğrencilerin çatal bıçakları masaya vurarak, ıslık ve düdük çalarak ‘huzur bozucu eylemlerde bulunduğu iddia edildi. Öğrencilerin yazılı savunma vermesi istenen yazıda, savunma vermeyen öğrenciler hakkında mevcut bilgi ve delillere göre işlem yapılacağı ifade edildi.

     

     

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI’NI ZİYARET ETTİ

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI’NI ZİYARET ETTİ

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez’i ziyaret etti.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Çankaya’da Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezini ziyaret ederek Vakıf Genel Başkanı Ercan Geçmez ile bir araya geldi.

  • TUNÇ SOYER: TÜRKİYE’DE VAAT ETTİĞİNİN YÜZDE 87’SİNİ GERÇEKLEŞTİREN BİR BELEDİYE YOK

    TUNÇ SOYER: TÜRKİYE’DE VAAT ETTİĞİNİN YÜZDE 87’SİNİ GERÇEKLEŞTİREN BİR BELEDİYE YOK

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentte bulunan sivil toplum kuruluşları ve hemşehri derneklerinin desteğini ifade etmek için davet ettiği buluşmaya katıldı. Programda konuşan Başkan Tunç Soyer, “Vaat ettiğimiz projelerin yüzde 87’sini gerçekleştirdik. Türkiye’de böyle bir belediye yok” dedi. Konyalılar Dernekleri Birliği Federasyon Başkanı Mehmet Aydoğan da “İnşallah yeniden aday olacaksınız. Gönlümüz öyle istiyor” diye konuştu.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentte bulunan sivil toplum kuruluşu ve hemşehri derneklerinin desteğini ifade etmek için davet ettiği buluşmaya katıldı. Karşıyaka Denizpark Kafe’deki buluşmada Başkan Tunç Soyer’e sivil toplum kuruluşlarına yaptığı destekler için teşekkür plaketi verildi. Konyalılar Dernekleri Birliği Federasyon Başkanı Mehmet Aydoğan da Başkan Tunç Soyer’in yerel seçimlerde yeniden aday gösterilmesini istediklerini belirterek, “Çok renk, çok nefes dediniz. İnsanları memleketi veya partisinden dolayı ayırmadınız. Bütün Anadolu insanlarını kucakladınız. Elinizden geldiği kadar herkese destek oldunuz. Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını yaptınız. Buca ve Narlıdere Metrosu, Çiğli Tramvayı… Altyapı ile ilgili ciddi yatırımlar yapıldı. Olağanüstü hizmetleri olan belediye başkanımıza teşekkür plaketi vermek istiyorum. İnşallah yeniden aday olacaksınız. Gönlümüz öyle istiyor” dedi.

    “KARAR ALMA SÜREÇLERİNE KATILMA İMKANI VERİYOR”

    Programda sivil toplum kuruluşu temsilcileri Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Bölgeler Meclisi Başkanlığı’na seçilen Başkan Tunç Soyer’i tebrik etti. Başkan Soyer, bunun önemli bir görev olduğunu belirterek, şunları söyledi: “46 ülkeden 130 bin yerel yönetimin temsil edildiği bir yapının meclis başkanlığı görevine getirildim. Bunun iki anlamı var. Biri coğrafya kaderdir ve biz Avrupa ile yan yana, iç içe çalışmaya devam edeceğiz. Başka bir çaremiz yok. İhracat, ithalatın çok büyük bir bölümü Avrupa ile yapılıyor. Fakat Avrupa ile ilişkimiz sadece bir faaliyet ilişkisi. Yani onlar bir karar alıyor. Bizim de imalatçımız, ihracatçımız o karara uygun imalat, ihracat yapıyor. Peki, biz neden bu karar alma mekanizmalarında yokuz? Bölgeler Meclisi Başkanlığı, o karar alma süreçlerine müdahil olma imkânını bize veriyor.”

    “İZMİR VE TÜRKİYE İÇİN İKİ BÜYÜK FAYDA YARATMIŞ OLACAĞIZ”

    Başkan Soyer, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Bölgeler Meclisi Başkanlığı’na seçilmesinin bir diğer önemli ayağının da hibeler olduğunu vurgulayarak, “Bütün yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları Avrupa’nın yaptığı çağrılara, fonlara, hibelere sürekli başvuru yapmaya çalışıyor. Şimdi biz onların peşinden koşmayacağız. Biz o çağrıların İzmir’e, Türkiye’ye ne kadar açılacağını, ne kadar bütçelerle açılacağını karar verme noktasında olacağız. İzmir ve Türkiye için iki büyük fayda yaratmış olacağız. Burada mevzuatın hazırlanmasına müdahil olma ve fon, hibe kaynaklarının İzmir’e açılması konusunda irade ortaya koyuyoruz. Büyük bir gururla bu görevi yerine getirmeye çalışacağız. Şu anda Türkiye’nin Avrupa’daki en üst düzey koltuğu benim oturduğum koltuk. O nedenle bununla gurur duyuyorum” diye konuştu.

    RAYLI SİSTEM YATIRIMLARINI ANLATTI

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımlarını da anlatan Başkan Soyer, “3 ayrı raylı sistem hattı çalışmasını bir arada yürüyoruz. İzmir’in tarihinde böyle bir şey olmadı. Buca Metrosu, 2019 seçimlerinde aday olduğum zaman adaylık beyannamemde taahhütte bulunduğum bir projeydi. O zaman bu projeye gülen arkadaşların olduğunu hatırlıyorum. ‘Bu kadar da yüksekten atma başkan’ diyenler olduğunu hatırlıyorum. Buca Metrosu vaktinden önce bitecek ve İzmir için tarihin en büyük yatırımı olacak. Aynı zamanda en verimli yatırımı olacak. İnşaat bittiğinde bulduğumuz finansman kaynağının geri ödemesi başlayacak. Geri ödemesini de yine kimsenin cebinden para çıkmadan işletmenin kendisi yapacak. Günde 400 bin yolcu taşıyacağız. Senelik cirosu 45 milyon Euro olan bir yatırım. Kendi kendini ödeyecek. Ne devletin, ne belediyenin, ne de vatandaşın cebinden para çıkacak. Narlıdere Metrosunu 14 Şubat’ta açıyoruz. Çiğli Tramvayını Şubat ayı başında açıyoruz. Bütün bunlar bir arada yürüyor” dedi.

    “İZMİR’İN SAĞDUYULU İNSANLARININ BUNU GÖRDÜĞÜNÜ BİLİYORUM”

    Özellikle İzmir Körfezi’nin kent açısından son derece önemli olduğunun altını çizen Başkan Soyer, şunları söyledi: “Körfez ile ilgili 11 milyar liralık yatırım yaptık. Bu yatırımla kokuyu kestik. Göreceksiniz pırıl pırıl, yüzülebilir bir deniz haline gelecek. Kokmayan ve yüzülebilir bir Körfez turizmin, tarımın, sanayinin marka ve rekabet gücünü büyütür. Yatırımlarımızın büyük bölümü yeraltında ama ben İzmir’in basiretli ve sağduyulu insanlarının bunu gördüğünü biliyorum. Cumhuriyet tarihinde yapılan yağmur suyu kanalının yarısını 4 yıl içerisinde biz yaptık. İzmir’de 600 kilometre yağmur suyu kanalı vardı. 300 kilometreden fazla yağmur suyu kanalını 4 buçuk sene içerisinde yaptık. Hem de pandemiye, depreme, yangınlara, sele rağmen…”

    “DÜŞÜK FAİZLİ, UZUN VADELİ FİNANSMAN KAYNAĞI TEMİN ETTİM”

    Vaat ettiği projelerin yüzde 87’sini gerçekleştirdiklerini de ifade eden Başkan Soyer, “Bakın araştırın Türkiye’de böyle bir belediye yok. Vaat ettiği projelerin yüzde 87’sini gerçekleştiren bir belediye yok. Ve yine bu koşullarda gerçekleştirdik. 5 yıl içerisinde yurt dışından 1 milyar Euro, çok düşük faizli, uzun vadeli finansman kaynağı temin ettim. Peki, neden bunları anlatıyorum? 1 milyar Euro’yu nasıl buldum? İzmir’in güvenilirliğini yaratan ve uluslararası piyasalarda gücünü büyüten unsur kentin çok renkli, çok sesli ve nefesli olması” dedi.

    “İZMİR TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ VE ZENGİN” 

    Konuşmasında çok sesliliğin önemine bir kez daha vurgu yapan Başkan Soyer, “Biz bütün zenginliğimizi bu farklılıkların varlığından alıyoruz. Ne zaman ki bu farklılıklar törpüleniyor, birbirine benzetiliyor ve farklılıklar ortadan kaldırılıyorsa, biz o kadar yoksullaşıyoruz. O nedenle sizin varlığınız bu şehrin zenginleşme sebebidir. Biz o finansman kaynağını, o güvenilirliği sizlerin varlığını savunduğumuz için alabildik. O nedenle İzmir, Türkiye’nin her yerinden çok daha güçlü ve zengin. Ata’sına çok daha fazla sahip çıkar. Cumhuriyetin değerlerine çok daha fazla sahip çıkar. Aralarındaki siyasi farklılıklardan çok birbirlerine yakınlaştıran sebeplerin farkındadır İzmirli. İyi ki varsınız, çok kıymetlisiniz. Bir sivil toplum yerleşkesi kuracağız. Sizin zenginliğinizi, kentin karar alma süreçlerine taşıyamazsak şehir eksik kalır. Temsilinizin artması için elimden ne geliyorsa yapacağım” diye konuştu.

  • TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… ERHAN USTA: “RÜZGAR VE ENERJİ SANTRALİNDE ÖLÇÜM ZORUNLULUĞUNU KALDIRDILAR. ŞIKIR ŞIKIR YOLSUZLUK SİSTEMİ KURULMUŞ OLDU”

    İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde;  Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yatırımcı gerçek firma olmayan şirketlere lisans verdiğini iddia etti. Usta, “Normal yaygın uygulamada bir rüzgar veya enerji santrali yapılabilmesi için orada 8 yıl belli standartlarda ölçüm yapılması gerekiyor. Burada ölçüm zorunluluğunu da kaldırdılar. Şıkır şıkır yolsuzluk sistemi kurulmuş oldu. Gerçek yatırımcıların önü tıkandı, maliyeti de arttı. 1 megavatı 100 bin dolardan satılıyor. 30 bin megavat 3 milyar dolardan satılıyor. Bu 3 milyar doları TEİAŞ almış olsaydı milletimiz 3 milyar dolar daha az elektrik faturası ödeyecekti” dedi. 

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, şunları dile getirdi:

    “Geçen yılın temmuz ayından itibaren bir anda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) elektrik depolama ünitesi yapma anlamında müracaatlar olmaya başladı. Buna EPDK uzmanları da şaşırdılar. Mesele çok geç olmadan anlaşıldı. Geçen yıl 19 Kasım’da bir anda bir yönetmelik çıktı… Normal şartlarda Türkiye Elektrik Anonim Şirketi (TEİAŞ), güneş ve rüzgar lisansı almak isteyenlerin bağlantı taleplerini, ‘bağlantı kısıtlılığı’ gerekçesiyle olumsuz değerlendirmiş. Yönetmelikten hemen sonra 30 bin megavatlık bir kapasite olduğu anlaşılıyor ve bunu daha önceden hiçbir şekilde yatırımcılara duyurmayan TEİAŞ böyle bir kapasite olduğunu ifade ediyor. Bunların daha önceden herkese duyurulması ve rekabet edilmesi normal şartlarda sağlanması gerekirken bu rekabet sağlanmadan çıkan yönetmelikle kim önce müracaat ederse ona lisans verin diye bir usulsüzlüğün, yolsuzluğun önü açılıyor.

    “ALANLAR GERÇEK YATIRIMCI DEĞİL, ÇANTACILAR…”

    Temmuz ayında hiçbir şey ortada yokken bir kesim belli firmalar, bir anda depolama ünitesi için müracaat ettiklerine göre belli ki birileri bu bilgilere daha önceden erişmiş. Alanlar gerçek yatırımcı değil, çantacılar. Çantacılar müracaat ettiler bu yatırımları aldılar. Yeni bir piyasa oluşturulmaya başladı. 

    “1 MEGAVAT 100 BİN DOLARDAN SATILIYOR. ŞIKIR ŞIKIR YOLSUZLUK SİSTEMİ KURULDU”

    Bir şey daha yaptılar. Sonuçta çantacılara bu lisansları verecekler. Normal yaygın uygulamada bir rüzgar veya enerji santrali yapılabilmesi için orada 8 yıl belli standartlarda ölçüm yapılması gerekiyor. Burada ölçüm zorunluluğunu da kaldırdılar. Şıkır şıkır yolsuzluk sistemi kurulmuş oldu. gerçek yatırımcıların önü tıkandı, maliyeti de arttı. 1 megavatı 100 bin dolardan satılıyor. 30 bin megavat 3 milyar dolardan satılıyor. Bu 3 milyar doları TEİAŞ almış olsaydı milletimiz 3 milyar dolar daha az elektrik faturası ödeyecekti. 

    “BU MİLLETE KAZIK ATILIRSA, BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA UYGULAYAMAZ”

    Yolsuzluğa insanlar doymak bilmiyor. O bölgede arazi topladılar, ucuz araziler bunlar. Sonra bu işler ortaya çıktıktan sonra şu anda o bölgede o çok yüksek fiyattan araziler gerçek yatırımcıya satılıyor. Şimdi yeni bir bakanımız var. Benim duyduğuma göre sayın bakanımız da bu olup bitenden rahatsız. Sayın bakandan bu iddialar eğer doğru değilse net bir cevap bekliyorum. Bir kalem işte 3 milyar dolar. Bu millete kazık atılırsa, bu ülke bağımsız dış politika uygulayamaz. Bu ülkenin savunmasına da yeterli kaynak ayrılamaz.”

     

  • İZMİR’DE EĞİTİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KONGRESİ

    İZMİR’DE EĞİTİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KONGRESİ

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, 16-17 Aralık tarihlerinde Türkiye Zekâ Vakfı, İZELMAN A.Ş iş birliğiyle “Eğitim ve Sürdürülebilirlik Kongresi” düzenliyor. Tepekule Kongre Merkezi’nde yapılacak kongrede alanında uzman akademisyenlerin yanı sıra sanatçılar ve iş insanları da atölye, panel ve sunumlarla eğitim ve sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alacak.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, alanında uzman eğitimcileri, akademisyenleri, sanatçıları ve iş insanlarını 16 Aralık Cumartesi günü Eğitim ve Sürdürülebilirlik Kongresi’nde bir araya getirecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZELMAN ve Türkiye Zekâ Vakfı işbirliğiyle Tepekule Kongre Merkezi’nde düzenlenecek kongrede 2 gün boyunca atölyeler, paneller ve sunumlar yapılacak. Kongre’nin 16 Aralık’taki açılış töreni saat 10.00’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in konuşmasıyla başlayacak.

    Eğitim ve Sürdürülebilirlik Kongresi’nde ekonomik büyümenin ve sosyal gelişmenin doğal kaynakları tüketmeyecek ve gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılayabilecek düzeyde sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapılacak. Ayrıca her bireyin, günlük hayatındaki seçimlerle sürdürülebilirliğe nasıl katkıda bulunabileceği ele alınacak.

    İZELMAN ANAOKULLARI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KOROSU DA KONGREDE

    Açılış töreninin ardından saat 10.30’da Yüksel Ünal’ın “Bir Muhabbet Hali” performans gösterimi olacak. Saatler 11.30’u gösterdiğinde İZELMAN Anaokulları öğrencileri için hazırlanan sürdürülebilirlik şarkısı İZELMAN Anaokulları Sürdürülebilirlik Korosu tarafından seslendirilecek. Hamit Demir ve Nebil Özgentürk’ün programa özel özgün içerikleri ile zenginleşen kongrede eğitim profesyonellerinin kendilerini her alanda geliştirebilecekleri atölyeler de bulunuyor. Kongre programı, sunumların ve atölyelerin yanı sıra sanat performansları ve panel içeriyor. Eğitim almak ve bilgi edinmek isteyen herkesin ücretsiz katılabileceği ancak atölyelerin ücretli olduğu kongrenin program detaylarına ise https://esk.tzv.org.tr/ sitesinden ulaşılabilir. 

  • BARIŞ SELÇUK GAZETECİLİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

    BARIŞ SELÇUK GAZETECİLİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

    1994 yılında haber için göreve giderken geçirdiği trafik kazası sonucu yaşama veda eden gazeteci Barış Selçuk’un anısını yaşatmak ve genç gazetecileri teşvik etmek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 24.’sünü düzenlediği Barış Selçuk Gazetecilik Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu.

    Barış Selçuk Gazetecilik Yarışması’nın Seçici Kurulu, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve FOX TV Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Nil Kahramanoğlu, Hürriyet Gazetesi Ege Bölgesi Temsilcisi Deniz Sipahi, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkan Yardımcısı ve Ege Bölgesi Temsilcisi Şükrü Akın, NTV İzmir Temsilcisi Merih Ak, gazeteci–yazar Faruk Bildirici, Deniz Zeyrek, Çiğdem Toker ve gazeteci Erdal İzgi’nin katılımıyla toplandı.

    Jüri başkanlığını Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in yaptığı değerlendirme toplantısında, Ulusal Haber, İzmir Kent Haberi, İzmir Kent TV, Haber Fotoğrafı dallarında birincilik ödülleri ve Hande Mumcu Özendirme ödülleri belirlendi.

    SEÇİCİ KURUL TOPLANTISI SONUCU ÖDÜL ALAN ESERLER ŞÖYLE BELİRLENDİ: 

    “İzmir Kent Haberi” dalında İhlas Haber Ajansı tarafından yayımlanan Ceren Atmaca Özden ve Sinan Yeniçeri’nin “Berk’in Güçlü Annesi, AKUT’la hayata bağlayacak” haberi birinci oldu. Bu dalda Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü dokuzeylül.com internet sitesinde yayımlanan “Camisiz Okulun Köyü’ne İmam” başlıklı haberi ile Mert Yasin Alpdündar kazandı.

    “Ulusal Haber” dalında Halktv.com.tr’den Seyhan Avşar’ın “FETÖ Borsası’na bomba gibi düşecek: Tamince pazarlığının ses kaydını dinledim” başlıklı haberi birinciliğe layık görüldü. Bu dalda Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü Birgün muhabiri İsmail Arı’nın “Menzil’den Sahtekarlık” haberi aldı.

    “İzmir Kent TV Haberi” dalında Habertürk Televizyonu’ndan  Gülçin Hacıevliyagil Ayçe ile Mustafa Kemal Kiruk’un “Adios Yeşil Tire” haberi birinciliğe layık görüldü. Bu dalda Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü Demirören Haber Ajansı’ndan Nevra Uçkaç ile Tekin Gürbulak’ın “Öğrenciler Yarış Aracı Yaptı; Ralli Pilotu Okul Müdürü İki Kupayla Döndü” haberi aldı.

    “Haber Fotoğrafı” dalında Demirören Ajansı’ndan Ergin Karataş’ın “İşte Fişekli Saldırı Anı” başlıklı haberde yayımlanan fotoğrafı birinciliğe layık görüldü. Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü “Turkcell Granfondo Yol Bisiklet Yarışı İzmir’de Yapıldı”” başlıklı haberde yayımlanan fotoğrafıyla Anadolu Ajansı’ndan Ömer Evren Atalay kazandı.

    BARIŞ SELÇUK KİMDİR?

    21 Eylül 1961’de Aydın’da doğan Barış Selçuk, ilköğretimi 1972’de Anamur’da, ortaöğrenimi Eskişehir Devrim Ortaokulu’nda, liseyi Trabzon Lisesi’nde tamamladı. 1978 yılında girdiği Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden 1983 yılında mezun oldu. Askerliğini 1984-1986 yıllarında Kırklareli Piyade Alayı’nda Asteğmen olarak yaptı. 1986 yılında Yeni Asır Gazetesi’nde “ekonomi”, 1989–1990 yıllarında Günaydın Gazetesi’nde “politika”, 1991 yılında ise Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu’nda “Parlamento muhabirliği” yaptı. 5 Ağustos 1994’te Tansu Çiller ve Murat Karayalçın’ın Giresun’da fındık taban fiyatını açıklamalarını izlemeye giderken, trafik kazasında, muhabir arkadaşı Hande Mumcu, kameraman Salih Peker ve araç sürücüsü ile yaşamını yitirdi.

  • 16 YAŞINDA İZMİR’E BRONZ MADALYA GETİRDİ

    16 YAŞINDA İZMİR’E BRONZ MADALYA GETİRDİ

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün tekvando branşındaki sporcusu Kaan Yelaldı, Romanya’da düzenlenen U21 Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda bronz madalya kazandı.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün 16 yaşındaki tekvando sporcusu Kaan Yelaldı, Romanya’da düzenlenen U21 Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda Avrupa üçüncüsü oldu.

    7-10 Aralık tarihleri arasında düzenlenen U21 Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda 54 kiloda tatamiye çıkan Kaan Yelaldı, ilk turda Sırp rakibini Nemanja Iliç ve ikinci turda Ukraynalı rakibi Kyrylo Kovdria’yı 2-0 yenerek adını son 8’e yazdırdı. Çeyrek finalde Sloven Rakibi Domen Molj’u 2-0 yenen Kaan Yelaldı, yarı finalde ise İspanyol rakibi Ivan Parra Escolar’a hakem kararı ile yenilerek Avrupa üçüncülüğü elde etti.

    “GURUR DUYDUK” 

    Kaan Yelaldı’nın henüz 16 yaşında olmasına rağmen büyük bir başarının altına imza attığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Tekvando Antrenörü Çetin Tül, “Sporcumuz Kaan, gelişimi en üst düzey yaşayan sporcularımızdan birisi. Kendinden yaşça büyük sporculara karşı inanılmaz bir mücadele örneği sergiledi. Bu ivmesini devam ettirdiği sürece adından sıkça bahsettireceğinden eminiz” dedi.

  • İLHAN UZGEL: “ERDOĞAN’IN İÇ VE DIŞ POLİTİKAYA YAKLAŞIMI TÜRKİYE’Yİ HEM DÜNYADAN KOPARIYOR HEM İMAJINI BOZUYOR”

    Haber: MELİS YILDIRIM / Kamera: ÜNAL AYDIN

    CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, Genel Başkan Özgür Özel’in SPD Kongresi’ne katılmak üzere yaptığı Almanya ziyaretine ilişkin “Amacımız şuydu: Türkiye’nin yalnızca Erdoğan’dan ibaret olmadığını, Türkiye’de bir muhalefet partisi olduğunu, bunun güçlü olduğunu, Türkiye’nin sorunlarına dair çözüm üretebileceğini, dış politikasında iç politikasında iktidara aday olduğunu göstermek istedik. Bunun ciddiye alındığını görmek önemliydi” dedi. Uzgel ayrıca, “Erdoğan’ın iç ve dış politikaya yaklaşımı Türkiye’yi hem dünyadan koparıyor hem dünyadaki imajını bozuyor, Türkiye’yi içeride ve dışarıda çürütüyor, kurumlarını erozyona uğratıyor. Buradan biz iyi bir yere varamayacağız, Erdoğan hükümetinin bunu görmesi lazım” diye konuştu.

    CHP’nin Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 9 Aralık’ta Berlin’deki SPD Kongresi’ne katılmak üzere yaptığı ziyaret başta olmak üzere dış politikadaki son gelişmeleri ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Özel’in Almanya ziyaretinin önemli olduğunu ve daha önce CHP Genel Başkanı düzeyinde bu şekilde bir ziyaret yapılmadığını belirten Uzgel, doğrudan Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin daveti üzerine gidildiğini söyledi.

    Uzgel, Özel’in Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı’nın ardından Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüştüğünü belirterek, “Bu şimdiye kadar hiç gerçekleşmemiş bir gelişmeydi. Amacımız şuydu: Türkiye’nin yalnızca Erdoğan’dan ibaret olmadığını, Türkiye’de bir muhalefet partisi olduğunu, bunun güçlü olduğunu, Türkiye’nin sorunlarına dair çözüm üretebileceğini, dış politikasında iç politikasında iktidara aday olduğunu göstermek istedik. Bunun ciddiye alındığını görmek önemliydi” dedi. Uzgel, söz konusu ziyaretin “bir kırılma noktası” olduğunu kaydetti.

    “HÜKÜMET DEVLETİN ASLİ GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEMİŞ OLDU”

    30 Kasım 2023 tarihinde İstanbul’da Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun yaptığı kaza sonucunda bir motokuryenin yaşamını yitirmesine dair Uzgel şunları söyledi:

    “Devletin öncelikli ve asli görevi kendi vatandaşını korumak ve kendi vatandaşının hakkını savunmaktır. Son olayda, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun bir kuryeye çarpması ve sonra elini kolunu sallayarak bu ülkeden çıkıp gitmesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında bu duyguyu kırdı. Yani diyor ki, ‘Siz kendi ülkenizde bile hakkınızı arayamazsınız, eğer bu bir yabancıysa bizim onunla yaptığımız bazı işler varsa, kollamamız gerekiyorsa, tercihte bulunmak gerekiyorsa kendi vatandaşımı değil bir başka ülkenin vatandaşını tercih ederim’ demiş oldu hükümet aslında ve devletin asli görevini yerine getirmemiş oldu. Bunun daha ötesi yok doğrusunu isterseniz. Ben sözde ona ayar verdim, şuna ‘ey’ bilmem ne dedim, bunların hiçbirinin anlamının olmadığını AKP hükümeti bize gösterdi.”

    “CHP İKTİDARDA OLSA YUNANİSTAN İLE EGE’DE SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN DİYALOG YOLLARINI AÇIK TUTUP BİR UZLAŞIYA GİDİLEBİLİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6 yıl aranın ardından Yunanistan’a yaptığı ziyaret ve Türk-Yunan ilişkileriyle ilgili soru üzerine Uzgel, Yunanistan ile ilişkilerin kavgayla değil, iyi komşuluk ilişkileri içerisinde yürümesini tercih ettiklerini belirtti. Uzgel, “Bunu söylerken de Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan bütün hakları saklı olmak koşuluyla söylüyoruz. Yani iyi ilişkiler içinde olmak Ege’deki haklı pozisyonundan geri çekilmek anlamına gelmez” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın siyasetiyle ilgili bir sorun olduğunu söyleyen Uzgel şöyle devam etti:

    “Bir, tutarsız, iç politikaya alet edilen, lazım olduğunda hızlı pozisyon değiştiren bir siyaset bu. İkincisi, baskı altında, çabuk ödün veriyor Cumhurbaşkanı. Avrupa Birliği’nden (AB) baskı geldi, Amerika’dan baskı geldi. Dediler ki, ‘Bu şeyi çok uzatıyorsunuz, Ukrayna savaşı var, Orta Doğu karışık. Yunanistan ile ilişkilerde gerilim siyaseti izlemeyin’ dedi. Erdoğan, ‘Sen benim için bittin’, ‘Bir gece ansızın gelirim’ noktasından birden bire barış güvercini oluverdi. Bu hem samimi değil hem güvenilir değil hem de uzun vadede sorun teşkil eden bir yaklaşım.

    CHP iktidarda olsa Yunanistan ile Ege’de sürekli bir gerilim siyaseti yerine var olan sorunları çözmek için diyalog yollarını açık tutup bir uzlaşıya gidilebilir. Erdoğan’ın yaptığı, baskı altında sürekli ödün veriyor görüntüsü vermesi. Bizim itirazımız temelde buna.”

    “ERDOĞAN İKTİDARDA OLDUĞU SÜRECE TÜRKİYE AB’YE ÜYELİK SÜRECİNDEN UZAK KALIYOR”

    AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi’nin hazırladıkları “AB-Türkiye Siyasi, Ekonomik ve Ticari İlişkilerinin Durumu” başlıklı ve Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin tavsiyelerin yer aldığı rapora ilişkin Uzgel, şöyle konuştu:

    “Erdoğan iktidarda olduğu sürece Türkiye AB’ye üyelik sürecinden uzak kalıyor. Burası net. Çünkü Erdoğan AB ile pazarlığı üyelik süreci için değil, içeride sığınmacıları kullanarak kendi iktidarını sürdürmek için kullanıyor. Geçmişte bunu, yani AB ile üyelik sürecini, müzakereleri Türkiye’nin iç siyasetini dizayn etmek için kullanmıştı. Günümüzde de yine benzeri bir şekilde ama daha çok sığınmacılar üzerinden ve sıkıştıkça geri adım atarak AB ile politikasını uyumlulaştırmak için kullanıyor.

    “ÜYELİK SÜRECİNİ BAŞLATIRSA DEMOKRATİKLEŞME HAMLELERİ YAPMAK ZORUNDA KALACAK”

    AB ile tabii ki bazı sorunlar var. Gümrük Birliği sorunu da var, vize muafiyeti sorunu var, geçmişten kalan serbest dolaşım sorunu var. Bunların hiçbirini Erdoğan’ın çözme niyeti yok. Onun derdi AB ile kendi işine göre bir ilişki biçimini kurmuş olması. AB de bunu şimdilik bu koşullarda kabul etti, tercih etti. Dediler ki, ‘Siz orada sığınmacıları tutun’, AB üyeliği, demokratikleşme filan ondan da vazgeçtiler. Baktılar ki Erdoğan yönetiminde Türkiye demokratikleşme, insan haklarına saygı bu da olmuyor. Peki dediler, siz Orta Doğu’da çok sorun çıkarmayın, Türkiye’de istikrarı sağlayın, ekonominiz de biraz zayıf olsun. Erdoğan da bu yaklaşımı tercih etti. AB de ‘Biz üyelik sürecini çok fazla ciddi almıyoruz. Şu an o defteri de kapattık’. Bu Erdoğan’ın da işine geldi. Çünkü üyelik sürecini başlatırsa demokratikleşme hamleleri yapmak zorunda kalacak.
    Bu, sığınmacılar üzerinden yapılan kirli bir pazarlıktır. Bunu da devam ettirmeyi tercih ediyor Erdoğan.”

    Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tutuklu iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması yönündeki çağrısına dair Uzgel, “Türkiye AB’ye yaklaştıkça bu Erdoğan için sıkıntı yaratıyor. Dolayısıyla Erdoğan, Kavala davasını özellikle, hukukun olmadığını içeriye ve dışarıya göstermek için kullanıyor. Şimdiye kadar AB’nin ya da Avrupa Konseyi’nin tavrı da yeterince bu konuda etkili olmadı” şeklinde konuştu.

    “ERDOĞAN’IN İÇ VE DIŞ POLİTİKAYA YAKLAŞIMI TÜRKİYE’Yİ DÜNYADAN KOPARIYOR”

    Uzgel, son olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Erdoğan’ın iç ve dış politikaya yaklaşımı Türkiye’yi hem dünyadan koparıyor hem dünyadaki imajını bozuyor, Türkiye’yi içeride ve dışarıda çürütüyor, kurumlarını erozyona uğratıyor. Buradan biz iyi bir yere varamayacağız, Erdoğan hükümetinin bunu görmesi lazım. Toplumsal olarak, hukuki olarak, organize suç açısından, kadına şiddet açısından Türkiye hiçbir noktada, ekonomik koşulları zaten söylemeye bile gerek yok, hiçbir noktada iyiye gitmiyor. Bu, yukarıdan aşağıya gelişti. Siz en tepede ‘Ben hukuku tanımıyorum’ derseniz, bunun etkileri aşağıya doğru, toplumun her noktasına doğru yayıldı maalesef. Buradan çıkmak için iktidarın kendine gelmesi lazım.”

  • REMZİ ÇAYIR, SAADET PARTİLİ BİTMEZ’İN TEDAVİ GÖRDÜĞÜ HASTANEDE: “SİYASİLER ÜLKENİN PROBLEMLERİNİ TARTIŞIRKEN BİRBİRLERİNE DAHA KARDEŞÇE BAKMAK ZORUNDALAR”

    Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez’in tedavi gördüğü hastanede; “Siyasiler ülkenin gündemini ve problemlerini tartışırken daha müsamahalı ve daha birbirlerine kardeşçe bakmak zorundalar” dedi.

    Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez’in ailesini ve partilileri, Bitmez’in tedavi gördüğü Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde ziyaret etti. Çayır, ziyaretinin ardından şu açıklamayı yaptı:

    “Hasan Bitmez kardeşimin ailesini ve mesai arkadaşlarını, Saadet Partili kardeşlerimizi ziyaret ettim. İnşallah kurtulacak, umut o. Meclis’in bir demokrasi arenası olduğuna inanıyorum. Herkesin fikrini, düşüncesini, rengini, umutlarını, umutsuzluklarını dile getirdiği bir alandır. Konuşma yaparken, toplumun ve milletin meselelerini dile getirirken böyle bir şey yaşamış olması, elbette anlamlıdır. Sonrasında söylenen sözler tabii ki can sıkıcı oldu. Orada iktidar partisine ait bazı arkadaşların, ‘gazap böyle olur…’ Duydum, çok üzüldüm. Birbirimize tahammül etmek zorundayız. Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin kıymetini bilmek lazım. Birbirimizin kıymetini bilmek lazım. Ve rahmetli Muhsin Başkan’ın ifadesi ile söylüyorum: ‘Herkes gidecek, siz birbirinize kalacaksınız’ diyor. Gerek Meclis’te, gerek dışarıda; siyasi partiler ve siyasiler ülkenin gündemini ve problemlerini tartışırken daha müsamahalı ve daha birbirlerine kardeşçe bakmak zorundalar.

    Umut ederim ki Hasan kardeşim, bu badireyi atlatarak aramıza geri dönecektir. Ve milletin temsilciliğine devam edecektir. Kendisine Yüce Allah’tan şifalar diliyorum. Biran önce aramıza katılsın diye diliyorum.”