Blog

  • ALPARSLAN BAYRAKTAR’DAN AKKUYU ELEŞTİRİLERİNE YANIT: “ORANIN BİR RUS ASKERİ ÜSSÜNE DÖNÜŞECEĞİ, LİMANIN KONTROLÜNÜN ONLARDA OLDUĞU GİBİ İDDİALAR DOĞRU DEĞİLDİR”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde, “Akkuyu Nükleer Santrali 2010 yılında hükümetler arası anlaşmayla Rusya Federasyonu’yla Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında akdedilmiş ve bu Meclis’te onaylanmış kanunlaşmış bir hukuki metin etrafında yürümektedir. Herhangi bir hukuka uygunsuzluğu söz konusu değildir. Oranın bir Rus askeri üssüne dönüşeceği, limanın kontrolünün onlarda olduğu gibi iddialar doğru değildir” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmeleri yapıldı. Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Alparslan Bayraktar şunları söyledi:

    “ENERJİDE TAM BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLMAK İSTİYORUZ”

    “Türkiye’nin her gün 1 milyar kilowatt saat elektriğe ihtiyacı var. Türkiye’nin her gün 1 milyon varil petrol ve petrol ürününe ihtiyacı var. 150 milyon metreküp ortalama her gün doğal gaza ihtiyacı var. Yaklaşık 400 bin ton ihtiyacı var. Türkiye’nin ihtiyaçları için mutlaka enerji tedariğinin sağlanması lazım. Buna sağlarken dışa bağımlı kaynaklarla bunu yapmak istemiyoruz, enerjide tam bağımsız bir ülke olmak istiyoruz. 21 yıldır olduğu gibi bundan sonra da olduğu ülkemizin tüm kaynaklarını milletimizin refah seviyesini yükseltmek, Türkiye ekonomisini daha rekabetçi daha güçlü kılabilmek için gençlerimize yeni istihdam kaynakları sunabilmek için kullanmaya devam edeceğiz.

    “ORANIN BİR RUS ASKERİ ÜSSÜNE DÖNÜŞECEĞİ, LİMANIN KONTROLÜNÜN ONLARDA OLDUĞU GİBİ İDDİALAR DOĞRU DEĞİLDİR”

    ‘Dünya nükleerden vazgeçerken biz nükleer yapıyoruz’ dendi. Bu kesinlikle doğru değil. Dünyada mevcut 412 santral aktif bir şekilde elektrik üretiyor. Birçok gelişmiş ülkenin elektrik ihtiyacının büyük kısmı nükleer enerjiden kaynaklanıyor. Şu anda 17 ülkede 58 tane yeni reaktörün inşası devam ediyor. Dünyada ortalama ülkeler yüzde 10 enerjisini nükleerden karşılıyor. Biz de elektrik talebimizin yüzde 10’unu nükleerden karşılayalım istiyoruz. Dünya nükleere doğru gidiyor. Çevreyle kaygılarımızla ciddiysek mutlaka dünyanın nükleer gücünün artması gerekiyor. Akkuyu Nükleer Santrali 2010 yılında hükümetler arası anlaşmayla Rusya Federasyonu’yla Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında aktedilmiş ve bu Meclis’te onaylanmış kanunlaşmış bir hukuki metin etrafında yürümektedir. Herhangi bir hukuka uygunsuzluğu söz konusu değildir. Oranın bir Rus askeri üssüne dönüşeceği, limanın kontrolünün onlarda olduğu gibi iddialar doğru değildir.”

     

  • İYİ PARTİ, İBB GRUP BAŞKAN VEKİLLİĞİNDEN İSTİFA EDEN İBRAHİM ÖZKAN’I YENİDEN SEÇEN İYİ PARTİLİ MECLİS ÜYELERİ VE ÖZKAN’I “KESİN İHRAÇ” TALEBİYLE DİSİPLİN KURULU’NA SEVK ETTİ

    İYİ PARTİ, İBB GRUP BAŞKAN VEKİLLİĞİNDEN İSTİFA EDEN İBRAHİM ÖZKAN’I YENİDEN SEÇEN İYİ PARTİLİ MECLİS ÜYELERİ VE ÖZKAN’I “KESİN İHRAÇ” TALEBİYLE DİSİPLİN KURULU’NA SEVK ETTİ

    İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Grup Başkanvekilliği görevinden istifa eden İbrahim Özkan’ı yeniden aynı göreve seçen İYİ Partili İBB Meclis üyelerinin kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildiğini açıkladı.

    İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, yaptığı açıklamada, İYİ Parti İBB Grup Başkanvekili İbrahim Özkan’ın istifasını kendisinin istediğini ve Özkan’ın da bunun üzerine istifa ettiğini bildirdi. Coşkun, görevinden istifa eden İbrahim Özkan’ı yeniden aynı göreve seçen İYİ Parti’nin İBB Meclis üyelerinin kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildiğini duyurdu.

    Coşkun’un yaptığı açıklama şöyle:

    “İYİ Partimizin İBB Grup Başkanvekilinin istifası, dün bir araya geldiğimiz bir toplantının ardından bizzat şahsım tarafından istenmiş ve İbrahim Özkan da bu doğrultuda görevinden istifa etmiştir. Buna rağmen bazı İYİ Parti İBB Meclis Üyelerinin, bilgim dışında ve teamüllere aykırı olarak kendisini yeniden Grup Başkanvekili seçmesi kabul edilemez.
    Bu doğrultuda, bu kararın altında imzası bulunan bütün İBB Meclis Üyelerinin ‘kesin ihraç’ talebiyle disipline sevk edilmiştir.”
    Özkan’ın yeniden seçilmesi için oy veren 7 üye ile birlikte İbrahim Özkan’ın da disipline sevk edildiği öğrenildi.

  • ÖZGÜR ÖZEL: “12 EYLÜL KARANLIĞINDA YAŞI BÜYÜTÜLEREK İDAM EDİLEN ERDAL EREN’İN SON BAKIŞLARINI VE TAM BAĞIMSIZ ÜLKE HAYALİNİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ”

    ÖZGÜR ÖZEL: “12 EYLÜL KARANLIĞINDA YAŞI BÜYÜTÜLEREK İDAM EDİLEN ERDAL EREN’İN SON BAKIŞLARINI VE TAM BAĞIMSIZ ÜLKE HAYALİNİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, idam edilişinin 43. yılında Erdal Eren’i “12 Eylül karanlığında yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’in son bakışlarını ve tam bağımsız ülke hayalini asla unutmayacağız” sözleriyle andı.  

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra idam edilen Erdal Eren için bu akşam sosyal medya hesabından anma mesajı yayınladı. Özel’in paylaşımı şöyle:

    “12 Eylül karanlığında yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren son bakışlarını ve tam bağımsız ülke hayalini asla unutmayacağız.”

  • YAŞAR GÜLER: “15 TEMMUZ 2016 HAİN DARBE GİRİŞİMİNDEN İTİBAREN FETÖ BAĞLANTISI NEDENİYLE TSK’DAN 23 BİN 971 ŞAHIS İHRAÇ EDİLMİŞTİR”

    YAŞAR GÜLER: “15 TEMMUZ 2016 HAİN DARBE GİRİŞİMİNDEN İTİBAREN FETÖ BAĞLANTISI NEDENİYLE TSK’DAN 23 BİN 971 ŞAHIS İHRAÇ EDİLMİŞTİR”

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Genel Kurulu’nda, “FETÖ ile mücadelemiz de amansız bir şekilde sürdürülmektedir. Bu kapsamda 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ bağlantısı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 23 bin 971 şahıs ihraç edilmiştir” dedi. Gazze’ye yapılan yardımlara da değinen Güler, “Gazze için ülkemizin gönderdiği insani yardımlar da Mısır’a ulaştırılmaktadır. Bu kapsamda bugüne kadar, Hava Kuvvetlerimize ait 12 uçakla, 225 tondan fazla sağlık ve insani yardım malzemesi bölgeye ulaştırılmıştır. 2 sivil gemi ile de 2 bin 162 ton yardım malzemesi taşınmıştır. Yine, çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan Gazzeli kardeşlerimizden, askeri uçaklarımızla Türkiye’ye getirilen hasta sayısı 317’ye ulaşmıştır. Bu vesileyle bir kez daha, Gazze’de yaşanan barbarca saldırıların derhal sonlandırılmasını ve acilen bir ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguluyoruz” diye konuştu.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmeleri görüşüldü. Bütçeler üzerinde milletvekillerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler hükümet adına bütçeleri üzerinde söz aldı. Bakan Güler, şunları söyledi:

    “SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA HUDUTLARIMIZA AİT SERVİS EDİLEN BAZI GÖRÜNTÜLER HİÇBİR ŞEKİLDE GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR”

    “Bölgemizde ve dünyada çok yönlü gelişmelerin yaşandığı artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik ortamının hızlı ve sürekli olarak değiştiği kritik bir süreçten geçiyoruz. Belirsizlik ve öngörülemezliğin hakim olduğu bu değişken güvenlik ortamı nedeniyle siber saldırılar ve nükleer riskte artış gözlemlenmektedir. Bölgesel çatışmalar, terörizm, hibrit harekat ve vekalet savaşları yaygınlaşmakta; düzensiz göç ve mülteci sorunu, yabancı karşıtlığı ayrıca iklim değişikliği, gıda krizi, salgın hastalıklar ise ortamı daha karmaşık bir hale getirmektedir. Bu kaotik ortamda Milli Savunma Bakanlığı, devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizle hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasından terörle mücadeleye, mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından uluslararası barış ve istikrara katkı sunmaya kadar üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmektedir.

    Terörle mücadelenin daha etkin yapılması, sınır güvenliğinin sağlanması ve kaçakçılığın engellenmesi maksadıyla hudutlarımız yoğun ve kademeli emniyet sistemimiz ile korunmakta; hudut birliklerimizin imkan ve kabiliyetleri sürekli geliştirilmektedir. Dünyadaki emsalleri arasında en iyilerden olan hudut güvenlik sistemimiz birçok ülkeyle yerinde görülmek suretiyle örnek alınmaktadır. Buna rağmen sosyal medya platformlarında hudutlarımıza ait servis edilen bazı görüntüler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Kimsenin şüphesi olmasınki hudutları namusu bilen Mehmetçik bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hudutlarımızda büyük bir başarı ve özveriyle görevini yerine getirecektir.

    “BU YILIN BAŞINDAN İTİBAREN 2 BİN 67 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLMİŞTİR”

    Ülkemizi uzun yıllardır en çok etkileyen sorunlardan biri de teröre karşı çok boyutlu ve kapsamlı yaklaşım ve terörü kaynağında stratejisiyle mücadele ediyoruz. Bu çerçevede yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürdüğümüz terörle mücadelede en başarılı dönemi yaşıyoruz. İcra ettiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ile Pençe serisi harekatlar ve diğer operasyonlar ile bölücü terör örgütü yurt içinde bitme noktasına getirilirken, sınır ötesinden Türkiye’ye yönelik saldırılar da bertaraf edilmiş, sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridoru da parçalanmıştır.

    Ülkemizin ve milletimizin güvenliği için tüm terör örgütlerine karşı verilen bu mücadelede destansı başarılar kazanan kahraman Mehmetçiğimiz başarılarına her geçen gün yenilerini eklemektedir. Bu yılın başından itibaren 2 bin 67 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız Birleşmiş Milletler Anlaşmasının 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakkımız doğrultusunda komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak gerçekleştirilmektedir. Operasyonların planlanması ve icrasında masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmaktadır.

    “PKK/KCK, PYD/YPG VE DEAŞ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SURİYE VE IRAK’TAKİ TÜM UNSURLARI İSE MEŞRU HEDEFİMİZDİR”

    Ülkemize ve aziz milletimize tehdit oluşturan PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütünün Suriye ve Irak’taki tüm unsurları ise meşru hedefimizdir. Bundan sonra da ülkemizin meşru çıkarlarını korumaya ve güvenliğini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri tereddütsüz ve tavizsiz bir şekilde kararlılıkla uygulayacağız. Suriye’de istikrarın bir an önce tesis edilmesi ve Suriyelilerin emniyetli bir ortama; güvenli geri dönüşlerini sağlamak için insani yardım ve destek faaliyetleriyle, hayatın normalleşmesine yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

    Komşumuz Yunanistan ile ilişkilerimizde olumlu bir dönem yaşıyoruz. Yunanistan ile gelişen bu olumlu havanın devamına yönelik gayretlerimizi üst düzey görüşmeler ve icra ettiğimiz toplantılarla sürdürmekteyiz. Amacımız Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunlarımızı uluslararası hukuka, iyi komşuluk ilişkilerine ve müttefiklik ruhuna uygun bir şekilde çözüme ulaştırmaktır. Bununla birlikte barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken milli hak ve menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi de her zaman ifade ediyoruz.

    “KIBRIS TÜRK HALKININ EGEMEN EŞİTLİĞİ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜSÜNÜN TESCİL EDİLMESİ OLMAZSA OLMAZ BİR HUSUSTUR”

    Kıbrıs konusunda artık tek ve kesin çözüm uluslararası kamuoyunda da açıkça dile getirilmeye başlandığı gibi Ada’da iki ayrı devlet iki ayrı halk olduğu gerekçesiyle hareket etmektir. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması bizim için önceliklidir. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi olmazsa olmaz bir husustur. Milli meselemiz olan bu konuda Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye, garanti ve ittifak anlaşması doğrultusunda adanın güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

    FETÖ ile mücadelemiz de amansız bir şekilde sürdürülmektedir. Bu kapsamda 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ bağlantısı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 23 bin 971 şahıs ihraç edilmiştir. Her an bu hain örgütle mücadelemiz iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlı bir şekilde devam edecektir.

    “HAVA KUVVETLERİMİZE AİT 12 UÇAKLA, 225 TONDAN FAZLA SAĞLIK VE İNSANİ YARDIM MALZEMESİ BÖLGEYE ULAŞTIRILMIŞTIR”

    Gazze için ülkemizin gönderdiği insani yardımlar da Mısır’a ulaştırılmaktadır. Bu kapsamda bugüne kadar, Hava Kuvvetlerimize ait 12 uçakla, 225 tondan fazla sağlık ve insani yardım malzemesi bölgeye ulaştırılmıştır. 2 sivil gemi ile de 2 bin 162 ton yardım malzemesi taşınmıştır. Yine, çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan Gazzeli kardeşlerimizden, askeri uçaklarımızla Türkiye’ye getirilen hasta sayısı 317’ye ulaşmıştır. Bu vesileyle bir kez daha, Gazze’de yaşanan barbarca saldırıların derhal sonlandırılmasını ve acilen bir ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.”

     

  • ALPARSLAN BAYRAKTAR: “SIKI DENETİMLERLE MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜ DAHA GÜVENİLİR BİR HALE GETİRMEYİ HEDEFLİYORUZ, 2023 YILINDA ŞU ANA KADAR 8 BİN 419 DENETİM GERÇEKLEŞTİRDİK”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TBMM Genel Kurulu’nda, “Arama faaliyetlerinden üretime kadar her aşamada uyguladığımız sıkı denetimlerle madencilik sektörünü daha güvenilir ve sürdürülebilir bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede 2023 yılında şu ana kadar 8 bin 419 denetim gerçekleştirdik. Diğer taraftan, faaliyetlerin tamamlandığı maden sahalarında doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının usulüne uygun yapılmasını büyük bir dikkat ve kararlılıkla takip ediyoruz. Geçtiğimiz 3 yılda toplam 6 bin 100 hektar alanın bu çerçevede rehabilite edilmesini sağladık. Sadece bu alanlara toplam 6,5 milyon ağaç dikilmesini temin ettik” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe üzerinde milletvekillerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıAlparslan Bayraktar ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler hükümet adına bütçeleri üzerinde söz alarak konuştu. Bakan Bayraktar, şunları söyledi:

    “MADEN İHRACATIMIZI, 2022 YILINDA 10 KAT ARTIRARAK 6,5 MİLYAR DOLARA ULAŞTIRDIK VE CUMHURİYET TARİHİNİN REKORUNU KIRDIK”

    “Madencilik; iktisadi kalkınmaya, istihdama ve sosyal refahın gelişimine pek çok açıdan önemli katkılar sunan bir sektördür. Bu nedenle madencilik yatırımları, bir ülkenin veya bölgenin sürdürülebilir kalkınması için stratejik önemi haizdir. Üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada 8. sırada yer alan ülkemizin sahip olduğu zengin yer altı kaynaklarını ekonomiye kazandırmak üzere geliştirdiğimiz politikalarla; bordan yerli kömüre, nadir toprak elementlerinden altın madenciliğine kadar her alanda üretimi, katma değeri ve istihdamı sürekli olarak artırıyoruz. Bu kapsamda; 2002 yılında 680 milyon dolar olan maden ihracatımızı, 2022 yılında 10 kat artırarak 6,5 milyar dolara ulaştırdık ve Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Ayrıca, 2002 yılında Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde binde 8 olan madenciliğin payını yüzde 75 arttırarak 2022 yılında yüzde 1,4’e yani 210 Milyar liraya yükselttik. Hedefimiz önümüzdeki dönemde bu oranı yüzde 5 seviyesine çıkarmak.

    “MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜ DAHA GÜVENİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR HALE GETİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Milli maden mücadelemizin, özünde insan var, insanımız için madencilik var. Madenlerimizi ekonomiye kazandırırken önce insan, sonra çevre, sonra katma değerli üretim diyoruz. Ayrıca, arama faaliyetlerinden üretime kadar her aşamada uyguladığımız sıkı denetimlerle madencilik sektörünü daha güvenilir ve sürdürülebilir bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede 2023 yılında şu ana kadar 8 bin 419 denetim gerçekleştirdik. Diğer taraftan, faaliyetlerin tamamlandığı maden sahalarında doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının usulüne uygun yapılmasını büyük bir dikkat ve kararlılıkla takip ediyoruz. Geçtiğimiz 3 yılda toplam 6 bin 100 hektar alanın bu çerçevede rehabilite edilmesini sağladık. Sadece bu alanlara toplam 6,5 milyon ağaç dikilmesini temin ettik.

    “ŞU AN İTİBARİYLE GÜNLÜK YAKLAŞIK 30 BİN VARİL HAM PETROL ÜRETİM SEVİYESİNE ULAŞTIK”

    Ülkemiz kara alanlarında bugüne kadar yapılmış en büyük petrol keşfini Şırnak’ta Gabar Bölgesinde gerçekleştirdik. Dün Gabar’daki keşfimizin yıl dönümüydü. Şehit Astsubayımız Esma Çevik ve şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın’ın adını verdiğimiz bu iki sahada şu an itibarıyla günlük yaklaşık 30 bin varil ham petrol üretim seviyesine ulaştık. Üretimi 2024 yılı sonunda 100 bin varile çıkarmak üzere çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz. Yıllarca adı terörle anılan bu bölgemiz artık üretimle, istihdamla ve kalkınmayla anılıyor ve adeta petrol üssü haline geliyor. Yeni keşifler ve ilave yatırımlarımız sayesinde Şırnak ve civar illerimiz göç veren değil göç alan bir konuma gelecek, ekonomileri büyüyecek ve buradaki vatandaşlarımızın refah seviyelerinde önemli artışlar olacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak bir kez daha belirtmek isterim ki Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde onun verdiği hedefler doğrultusunda yürüttüğümüz kararlı çalışmalarla; petrol ve doğal gaz üretimimizi arttıracağız, buradan elde edilen gelirleri de başta aile ve gençlerimiz olmak üzere aziz milletimizin tüm fertlerinin hizmetine sunacağız. Enerji ithalatındaki ezberleri bozacak ve dışa bağımlılığı ülkemizin gündeminden çıkaracağız.

    “NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ YAPMA HAYALİNİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”

    Artan enerji ihtiyacını kesintisiz şekilde karşılayabilmek, daha çok yenilenebilir kaynağı devreye alabilmek ve 2053 yılı net sıfır karbon hedefimize ulaşabilmek adına; nükleer güç santrallerinin devreye alınması ülkemiz için büyük önem arz etmektedir. Bu anlamda Türkiye’nin 1950’li yıllardan beri var olan Nükleer Güç Santrali yapma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Uzun yıllardır devam eden bu istek ve mücadelemizin somut örneği olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizde birçok merhaleyi geride bıraktık. Uluslararası güvenlik standartlarına uygun şekilde 4 reaktörün de aynı anda inşası devam etmektedir. Bu haliyle Akkuyu NGS projemiz kurulu güç bakımından dünyada inşası devam eden en büyük nükleer santral projesidir. Şu anda 30 bine yakın istihdama ulaşılan Mersin Akkuyu sahasında tesis tamamen devreye alındığında 4 bin kişiye sürekli istihdam sağlayacağız. Ayrıca, 27 Nisan 2023 tarihinde ilk yakıt çubuklarını sahaya getirerek Akkuyu projemize uluslararası anlamda nükleer tesis statüsü kazandırdık. Diğer taraftan, Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine yönelik çalışmalara ve teknoloji sahibi ülkelerle görüşmelere devam ediyoruz.

    “VATANDAŞLARIMIZA 87 MİLYAR LİRALIK DOĞAL GAZI BEDELSİZ OLARAK SUNMAKTAYIZ”

    Sakarya Gaz sahasından üretilen doğal gazın 2023 yılı Nisan ayında karaya ulaşmasıyla birlikte, yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla konut, ibadethane ve cemevi abonelerinin ilk ay tüm tüketimlerini ücretsiz yaptık. Sonraki aylarda ise aylık 25 metreküpe denk gelen tüketimlerinin bir yıl boyunca ücretsiz olmasını kararlaştırdık. Bu bağlamda, vatandaşlarımıza 87 milyar liralık doğal gazı bedelsiz olarak sunmaktayız. İhtiyaç Sahibi Hanelere Elektrik Tüketim Desteği Verilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararına göre, hanedeki kişi sayısına bağlı olarak aylık 150 kWh karşılığı destekleme yapıyoruz. Bu bağlamda, 2019’dan bugüne kadar toplam 18,2 milyar lira tutarında elektrik tüketim desteği verdik. Vatandaşlarımıza 2023 yılındaki elektrik ve doğal gaz tüketim destek rakamımız toplamda 282 milyar lirayı bulmuş yani bu bedel vatandaşlarımız adına devletimiz tarafından karşılanmıştır.

    “AK PARTİ İKTİDARLARI SAYESİNDE BÖLGELER ARASI FARKLARIN AZALDIĞI, ŞEHİRDE NE VARSA KÖYDE DE ONUN OLDUĞU BİR ÜLKE HALİNE GELDİK”

    Türkiye, eski Türkiye değil. 21 yıllık AK Parti iktidarları sayesinde bölgeler arası farkların azaldığı, şehirde ne varsa belde de köyde de yaylada da onun olduğu bir ülke haline geldik. Elektrik dağıtımlarında özellikle kırsal bölgelerden gelen taleplerde eskiden sadece aydınlatma amacıyla kullanılan şebekelerin, şimdilerde her türlü beyaz eşyanın ihtiyaç duyduğu tüketim altyapısına dönüşmesi gerekliliğini görüyoruz. Bu noktada artan ihtiyaçlar ve talebi daha fazla yatırım yaparak karşılayacağız.”

     

  • SAĞLIK BAKANI KOCA’DAN BİTMEZ’İN SAĞLIK DURUMUNA İLİŞKİN AÇIKLAMA: “SOLUNUM VE KALP-AKCİĞER POMPASI İLE HAYATİ FONKSİYONLARI SAĞLANIYOR. GENEL DURUMUNUN DÜNE GÖRE DAHA CİDDİ”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulu’nda konuşurken fenalaşan ve hastaneye kaldırılan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in sağlık durumuna ilişkin, “Sayın Hasan Bitmez’i yakından takip ediyoruz. Hocalarımızla, sağlık ekibimizle, bütün branşlarla birlikte yakından takip ediyoruz. Solunum ve kalp-akciğer pompası ile hayati fonksiyonları sağlanıyor. Genel durumunun düne göre daha ciddi olduğunu söyleyebilirim. Bütün branşlarla birlikte yakından takip ediyoruz” dedi.

    Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, dün TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının sonunda fenalaşarak yere düştü. Kafasını kürsünün arkasındaki merdiven basamaklarına çarpan Bitmez bayıldı ve yapılan ilk müdahalenin ardından Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bugün hastaneye giderek Bitmez’in durumuyla ilgili bilgialdı. Bitmez’in sağlık durumuna ilişkin açıklama yapan Koca, şunları söyledi:

    “Sayın Hasan Bitmez’i yakından takip ediyoruz. Hocalarımızla, sağlık ekibimizle, bütün branşlarla birlikte yakından takip ediyoruz. Solunum ve kalp-akciğer pompası ile hayati fonksiyonları sağlanıyor. Genel durumunun düne göre daha ciddi olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlarımız bütün branşlarla birlikte yakından takip ediyorlar.”

     

  • MUĞLA FETHİYE’DE KRUVAZİYER LİMANI İÇİN ÇED SÜRECİ BAŞLADI, HALK TEPKİLİ

    MUĞLA FETHİYE’DE KRUVAZİYER LİMANI İÇİN ÇED SÜRECİ BAŞLADI, HALK TEPKİLİ

     ESMA TURAN

    Muğla’nın Fethiye ilçesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan kruvaziyer limanı için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı uzman biyolog Ulaş Kiper, “Fethiye halkına ait olan sahil bandını Fethiyelilerin elinden alacak yapılaşmaya, yerel turizmciye umut tacirliği yapmanın dışında bilimsel alt yapısı olmayan bu felaket projesine karşıyız” dedi.

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından Fethiye Babataşı Mahallesi’nde yapılması planlanan kruvaziyer limanı projesi için geçen günlerde ÇED süreci başlatılmıştı. ÇED dosyasında yer alan bilgiye göre; limanın 2030’da 120 bin yolcu ve 100 gemiye hizmet edeceği öngörülüyor. 2043’e kadar her yıl 10 gemi ve 10 bin yolcu artışıyla limanın hizmet edeceği yolcu sayısının 250 bine ve buraya yanaşacak gemi sayısının da 230’a çıkması hedefleniyor. Projenin toplam bedeli 925 milyon 658 bin 673 lira olarak belirlenirken, yatırım ve işletme maliyetinin tamamı yatırımcı firma tarafından karşılanacak.

    “GELECEK KUŞAKLARA TEMİZ TESLİM EDİLMEKTEN ÇOK UZAK”

    Projeye ilişkin görüş ve önerileri almak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 21 Aralık’ta Babataşı Mahallesi’nde bulunan Kül Kafe Restorant’ta halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılımı için toplantı yapılacak. Toplantı öncesinde ANKA Haber Ajansı’na konuşan Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Uzman Biyolog Ulaş Kiper, projenin geçen yıllarda alg patlaması nedeniyle deniz dibinin bataklığa dönüştüğü Fethiye Körfezi’ne ek yükler getireceğini belirtti. Kiper şunları söyledi:

    “Fethiye Körfezi uzun yıllardır makus talihiyle boğuşuyor. 2-3 yıl önce yaşanan alg patlaması haberleriyle ülke gündeminde de yer etti ama bir süre sonra unutuldu ne yazık ki. Oysa yıllar boyu yapılan yanlış uygulamalar, hatalı dere ıslahları nedeniyle deniz dibi hızla dolmaya devam ediyor. Körfezin bazı yerlerinde deniz dibi artık bir bataklığa dönüşmüş durumda. Körfez dibinin dolmasının yanı sıra denize ulaşan dereler tarımsal zehirlerin de Fethiye Körfezi’ne ulaşmasını da ayrı bir sorun olarak değerlendiriyoruz. Bu iki durum nedeniyle ekolojik olarak bir felaketin kıyısındayız aslında. Tüm bu süreç uzun yıllardır görmezden gelinirken, oluşan dip çamuru temizlenmeyi beklerken aksi yönde kararlar, Fethiye Körfezi’ne ek yükler getiriyor. Körfez’de yapımı planlanan tek liman projesi kruvaziyer liman projesi değil. Kentin kıyılarının neredeyse her noktası plansız, çevreye vereceği etkiler hesaplanmadan masa başında yapılan projelerle liman, marina gibi işletmelerle dolduruluyor. Körfezin girişinde yer alan Şövalye Adası nedeniyle hemen hemen kapalı bir körfez özelliği taşıyan Fethiye denizi ne yazık ki gelecek kuşaklara sağlıklı ve temiz olarak teslim edilmekten çok uzak.”

    “PROJE FELAKETTEN BAŞKA BİR ANLAM TAŞIMIYOR”

    Projenin körfez kirliliğinin yanı sıra başka sorunlara da yol açacağını ifade eden Kiper, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Son günlerde haberlere de konu olan kruvaziyer liman projesi henüz ÇED başvuru dosyası aşamasında ve önümüzdeki hafta, 21 Aralık’ta halkın katılımı toplantısı yapılacak. Körfez kirliliğinin yanında başka açılardan da irdelediğimiz proje, ne yazık ki şu konularda Fethiye’nin önemli problemlerini içinden çıkılmaz hale getirecek. Örneğin, şehir içi trafiğin hayli sorunlu olduğu sahil bandında ne bu ölçüde otobüs trafiğini kaldıracak altyapı mevcut ne de bu araçların park edecek alanı var. Bu durum zaten keşmekeşe dönmüş şehir trafiğini çok daha karmaşık bir hale getirecektir. Diğer yandan zaten doğal olarak dolmakta olan körfeze, bahsi geçen projeye göre iki alanda olmak üzere toplamda; 505 bin 224 ton dolgu malzemesi yığılacak ve yine proje dosyasına göre yapılacak dip taraması ile toplam 1.055.000 metreküp çamur çıkarılacak. Peki, bu çamur ne olacak? Ne yazık ki o çamur başka bir yerde başka bir çevre felaketine zemin hazırlayacak. Çevresel etkilerinden bahsetmişken; proje alanının Fethiye Körfezi’nde sayıları azalan ve koruma altında olan Su Samurları için, proje sahasının hemen dibinde bulunan sulak alan vasfıyla koruma statüsü sahibi olan Çalış Kuş Cenneti’nde var olan bütün canlılar için; yıllardır devlet tarafından koruma altında olan ve üreme alanı olarak tecilli Çalış Sahili’ndeki Caretta Caretta yuvalama alanı için felaketten başka bir anlam taşımıyor.

    “BİLİMSEL ALTYAPISI OLMAYAN FELAKET PROJESİNE KARŞIYIZ”

    Denizcilik açısından da pek çok sorunu beraberinde getirecek bu proje, doğal olarak önü Şövalye Adası ile kapalı olan coğrafik özellikleri nedeniyle bu büyüklükteki gemilerin manevra yapmasına da müsaade etmeyecektir. Coğrafik yapısı nedeniyle oluşan bu engel hem var olan tekne trafiğini olumsuz etkileyecek hem de olası bir kazada doğrudan şehri ve üzerinde yerleşim olan adayı tehdit edecek niteliktedir. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği olarak, körfezin içinde bulunduğu çevre problemlerine yenilerini ekleyecek olan bu proje dahil bütün plansız marinalara; bu proje özelinde Fethiye halkına ait olan sahil bandını, Fethiyelilerin elinden alacak yapılaşmaya; yerel turizmciye umut tacirliği yapmanın dışında bilimsel alt yapısı olmayan bu felaket projesine karşıyız.”

     

     

  • ERHAN ADEM: “SARIKAYA’DA ÇİFTÇİLERLE YAPTIĞIM GÖRÜŞMEDE 20 GÜN OLMUŞ SÖKÜLEN PANCAR HÂLÂ TARLADA BEKLİYORDU. BU HEM TONAJ KAYBINA HEM ÇİFTÇİNİN EKSİK PARA ALMASINA NEDEN OLUR”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, pancar üreticisinin ürününün tarlada beklediğini belirterek “Sarıkaya ilçemizde çiftçilerle yaptığım görüşmede, tarladan 20 gün olmuş sökülen pancar hâlâ tarlada bekliyordu. Hem bu üründe tonaj kaybına neden olur, çiftçinin zarar etmesine, alacağı paradan eksik para almasına neden olur. Zaten zor şartlarda üretim yapıyorlar. Gübre pahalı, akaryakıt pahalı, mazotun 40 lira olduğu bir yerde pancar çiftçisinin kâr etmesi zaten imkansız hâlde. Bir de siz hem emek verdiği ürünü kaldırmayıp tarlada bıraktırıyorsunuz hem randevu veriyorsunuz randevunuza uymuyor, 20 gün olmuş tarlada kalıyor veya çamurdan çıkamayacağını düşünerek yağmur yağar endişesiyle bir yükleme yapıyor tarlasından ve köyünün içine getirmiş, dökecek yeri yok” dedi.

    CHP Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, pancar üreticilerinin sorunlarına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Geçen günlerde kendisinin Yozgat’ın Sarıkaya ilçesi, CHP Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu’nun Sivas ve CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın ise Erzincan’da olduğunu belirten Adem, şunları söyledi:

    “Oradaki pancar üreticileri de fabrikaların pancar alımlarını çok yavaşlattığını, hatta almadığını konuştular. Sarıkaya ilçemizde çiftçilerle yaptığım görüşmede, tarladan 20 gün olmuş sökülen pancar hâlâ tarlada bekliyordu. Hem bu üründe tonaj kaybına neden olur, çiftçinin zarar etmesine, alacağı paradan eksik para almasına neden olur. Zaten zor şartlarda üretim yapıyorlar. Gübre pahalı, akaryakıt pahalı, mazotun 40 lira olduğu bir yerde pancar çiftçisinin kâr etmesi zaten imkansız hâlde. Bir de siz hem emek verdiği ürünü kaldırmayıp tarlada bıraktırıyorsunuz hem randevu veriyorsunuz randevunuza uymuyor, 20 gün olmuş tarlada kalıyor veya çamurdan çıkaramayacağını düşünerek, yağmur yağar endişesiyle bir yükleme yapıyor tarlasından ve köyünün içine getirmiş, dökecek yeri yok. Sokaklara dökmüş, sokaklarda bekletiyor. İkinci bir nakliye bedeli ödeyerek fabrikaya götürecek. Fabrika ne zaman alacak belli değil. Yani, siz kota veriyorsunuz, ekim yaptırıyorsunuz çiftçiye ama ürettiği ürünü almıyorsunuz, çiftçiyi rezil ediyorsunuz. Bu şekilde şeker üretimi, şeker fabrikalarının bu politikası yanlış. Zaten en baştan özelleştirmeler yanlıştı. Şeker fabrikası ekonomik anlamda Türkiye’ye çok büyük katkılar sunacak fabrikalardı ama maalesef özelleştirme yoluna giderek yanlış bir sisteme geçildi. Özelleştirilen fabrikalar keşke imkan olsa tekrar devletleştirilse. O zaman piyasada bir etkiniz olur, o zaman daha iyi bir şekilde tarım yapılmasına sebebiyet verirsiniz. Çiftçileri bu kadar mağdur etmezsiniz.

    “HEM ÇİFTÇİMİZ HEM VATANDAŞIMIZ AŞIRI DERECE MAĞDUR”

    Yüzde 72 ile gıda enflasyonu almış başını gitmiş, ikinci ve üçüncü aylarda, ben yüzyılın rekorunun kırılacağına inanıyorum gıda enflasyonunda. Tarım üreticilerinin bu şekilde mağdur edilmesi ve bu şekilde destek verilmemesiyle, tüketici daha yüksek fiyatlarla gıdaya erişmeye çalışacak ve çok zorlanacaklar. Sanmayın ki çiftçiler de çok para kazanıyor. Çiftçi de para kazanmıyor aslında. Hem çiftçimiz hem vatandaşımız aşırı derecede mağdur.”

     

  • KIRMIZI BÜLTEN İLE ARANAN UYUŞTURUCU FİNANSÖRÜİSTANBUL’DA YAKALANDI

    Kırmızı Bülten ile aranan uyuşturucu madde finansörü ve organize suç örgütü üyesi Muhuannad Aloqlah İstanbul’un Esenler ilçesinde yakalandı.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İnterpol’un çıkardığı Kırmızı Bülten’le aranan uyuşturucu madde finansörü ve organize suç örgütü üyesi Muhuannad Aloqlah İstanbul’da yapılan “Kafes-19” operasyonuyla yakalandığını duyurmuştu. 

    TÜRKİYE’DE KISA SÜRELİ İKAMET İZNİ ALDI

    Açıklamanın ardından Aloqlah ile ilgili yeni detaylara ulaşıldı. Buna göre, Aloqlah’ın 11 Aralık 2019 tarihinde Beyrut Limanı’ndan Cidde Limanı’na gönderilen 6 milyon 480 bin tablet uyuşturucu hapın finansörü olduğunun tespit edilmesi üzerine 4 Ocak 2022 tarihinde hakkında Kırmızı Bülten çıkarıldı. Türkiye’ye ise 7 Aralık 2019 tarihinde giriş yaptığı, daha sonra kısa süreli ikamet izinleri aldığı tespit edilen Aloqlah’ın Kırmızı Bülten kararı sonrası ikamet izninin iptal edildiği, şüphelinin 24 Şubat 2022 tarihinde ise istisnai vatandaşlık talebinde bulunduğu ancak talebinin reddedildiği ortaya çıktı.

    Hakkında çıkarılan kırmızı bültenle arama kararı sonrası Türkiye’de de yakalanmamak için kaçak olarak yaşamaya başlayan şüphelinin yakalanması için çalışma başlatıldı.

    İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele, Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube müdürlükleri tarafından yürütülen çalışmalarda Aloqlah’ın Esenyurt ilçesinde bir sitede kaldığı tespit edildi. Ekipler, söz konusu siteye bu sabah düzenledikleri operasyonla şüpheliyi yakalayarak gözaltına aldı. Şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından Sudi Arabistan’a teslim edilmek üzere Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü.

  • ESKİŞEHİR EMLAKÇILAR ODASI BAŞKANI ÇELİK: “EV KİRALARININ DÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEYEMEYİZ”

    MELTEM KARAKAŞ

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kiraların düştüğüne yönelik açıklamasını değerlendiren Eskişehir Emlakçılar Odası Başkanı Gazi Çelik, “Ev kiralarının düştüğünü söyleyemeyiz. Kiralar aynı yerinde duruyor” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabında kiralara yönelik yaptığı paylaşımında; ‘özellikle büyükşehirlerde kiraların gerilemeye başladı’ dedi. Bakan Şimşek’in açıklamasına ilişkin konuşan Eskişehir Emlakçılar Odası Başkanı Gazi Çelik, “Bakanımız bir açıklama yapmış ama Eskişehir’de ev kiralarının düştüğünü söyleyemeyiz. Kiralar yine aşağı yukarı aynı yerinde duruyor” ifadelerini kullandı.

    “ESKİŞEHİR’DE EV KİRALARI DÜŞMEDİ”

    Gazi Çelik konuşmasında şunları söyledi:

    “Bakanımız bir açıklama yapmış ama şehrimizle ilgili konuşayım. Eskişehir’de tamamen ev kiralarının düştüğünü söyleyemeyiz. Bölgesel olarak bazı yerlerde az da olsa düşmeler gördük. Yalnız bunun da sebeplerinden bir tanesi kış dönemini yaşadığımız bir dönem. Artık insanlar kış döneminde ev taşımıyorlar. Eskişehir kışı uzun olan bir şehir. Yaklaşık 6 ay gibi kış dönemi yaşıyoruz. Şu anda kiralık evler bulunabiliyor ama yeni evlenen çiftlerde sıkıntımız var. O da yeni evlenen çiftlerimiz genelde yeni eşyaları olduğu için yeni evde oturmak istiyorlar. Bu yönde arz talep dengesi, üretimin az olduğundan dolayı kış mevsiminin de şu an devam etmesinden kaynaklı yeni ev bulmakta sıkıntı yaşıyoruz.

    “ASGARİ ÜCRET ZAMMINDAN SONRA EV SAHİPLERİ DE ZAM YAPAR”

    Yani fiyatlar geri geldi mi derseniz, bazı bölgelerde yüzde 10 gibi geri gelme var o da insanların taşınmamak istemesinden, kış olduğundan dolayı bir sıkıntı var. Biz enflasyonla ilgili kiraların düştüğünü henüz hissedemedik. Uzun vadede geriye dönüp baktığımız zaman düşmediğini görebiliriz. Kiralar yine aşağı yukarı aynı yerinde duruyor diyebiliriz. Ortalama 6- 7 veya 8 bin lira diyebiliriz Eskişehir’de kiralar. Eskişehir’de özelliğine göre her yerde olduğu gibi ev kiraları değişiyor. İyi bir evde oturmak istiyorsanız 20- 25 hatta 30 bin lira istenen kiralık evler var. Asgari ücrete zam gelince ev sahipleri kiraları daha yüksek isteyecekler diye düşünüyorum.”