Blog

  • NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU: “GERİCİ BİR AVUÇ ZİHNİYETLE SANATA, SANATÇIYA RESMEN SAVAŞ AÇTILAR, BUNU YILLARDIR HER YERDE GÖSTERİYORLAR”

    CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda, “AKP, özellikle iktidarı güçlendirdikten sonra ‘Ya, biz iktidar olduk, her şeyi ele geçirdik ama bir türlü şu kültürel hegemonyamızı tesis edemedik’ demeye başladılar, ondan sonra da birtakım gerici bir avuç zihniyetle sanata, sanatçıya resmen savaş açtılar, bunu yıllardır her yerde gösteriyorlar” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu şunları söyledi:

    “2022 YILINDA AKP YAPTIKLARIYLA CUMHURİYET TARİHİNE YASAKÇI BİR İKTİDAR OLARAK GEÇTİ”

    “AKP’nin de artık sanata ve sanatçıya tahammül etmesi gerektiğini defalarca ve defalarca anlattım ama geçtiğimiz yıl özellikle 2022 yılında AKP yaptıklarıyla Cumhuriyet tarihine yasakçı bir iktidar olarak geçti. Neleri yasakladı? Önce şöyle başlıyor, bir konser, bir festival ilan ediliyor, hemen bir avuç IŞİD zihniyetli sosyal medyadan linç kampanyasına başlıyor; bunun üzerine valilik, kaymakamlık devreye giriyor ve yasaklar ardı ardına geliyor ve bu yasaklar sizin, AKP’nin yaşını geçmiş durumda. Neler yasaklandı? Eskişehir’de Anadolu Festivali, Niyazi Koyuncu Festivali, Munzur Kültür Festivali, Kozlu Müzik Festivali, Kaz Dağı Festivali ve yine K-Pop grubu olan Mirae konseri, ODTÜ Bahar Şenliği, Aynur Doğan konserleri, Zeytinli Rock Festivali, İranlı Sanatçı Mohsen Namjoo konseri, Çağdaş Fest, Milyon Fest, Metin-Kemal Kahraman konseri, 60’ıncı yılını tamamlayacak olan Altın Portakal Film Festivali maalesef gerçekleştirilemedi. Bu da AKP’nin bir yüz karası olarak kültür sanat tarihimize geçti.

    Dünyaca ünlü sanatçılarımız Tarkan’dan Sezen Aksu’ya kadar birçok kişi siyasi görüşlerinden, demeçlerinden dolayı linç edildi. Peki Cumhuriyet’in ilk yüz yılında büyük devrimci Atatürk ne yapmıştı? O zor koşullarda Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmışken muallim mektebi açıldı, Ankara Musiki Muallim Mektebi açıldı; bir yandan geleneksel sanatımız korundu, bir yandan evrensel sanat halka yayılmaya çalışıldı; halkevleriyle, Türk Ocaklarıyla, köy enstitüleriyle sanatı topluma anlatmaya çalıştılar çünkü Atatürk şöyle diyordu, 1923’te İzmir’de bir okulun açılışında deftere şöyle yazıyordu yani özetle diyor ki: ‘Varmak istediğimiz seviyeye varamadıysak, bu kadar uzaksak bunun sebeplerinden biri sanata ve sanatkarlığa gerekli önemi göstermemiş olmamızdır.’ O yüzden de sanat için Cumhuriyet tarihi boyunca birçok şey yapılıyor.

    “BİRTAKIM GERİCİ BİR AVUÇ ZİHNİYETLE SANATA, SANATÇIYA RESMEN SAVAŞ AÇTILAR”

    Hukuk fakültesinde ilk öğrendiğimiz şey kanunların genelliği ilkesi yani çıkan her kanun herkese eşit bir şekilde uygulanır, kimseye özel kanun çıkmaz ama Cumhuriyet’in ilk yıllarında sanatın, sanatçının değeri bilindiği için bu yüce Meclis çatısı altında ilk defa kişiye özel kanun çıkarılmıştır. Suna Kan ve İdil Biret gibi dünyaca ünlü sanatçılarımızın, opera sanatçılarımızın yurt dışında yetiştirilmesi, eğitimi için, devletin desteklemesi için 1948 yılında, o zor koşullarda, o ekonomik koşulların sıkıntılı olduğu dönemde sırf dünyada tanınalım diye, bilinelim diye ve dış politika açısından yumuşak güç olarak çok değerli diye bu çocuklarımıza eğitim desteği verilmiştir ve dünyaca ünlü sanatçılar yetiştirilmiştir. Sizler ne yapıyorsunuz? Bir opera sanatçısını, başka sanatçıları sırf siyasi görüşleri nedeniyle sadece ve sadece linç ediyorsunuz.

    AKP, özellikle iktidarı güçlendirdikten sonra ‘Ya, biz iktidar olduk, her şeyi ele geçirdik ama bir türlü şu kültürel hegemonyamızı tesis edemedik’ demeye başladılar. Ondan sonra da birtakım gerici bir avuç zihniyetle sanata, sanatçıya resmen savaş açtılar, bunu yıllardır her yerde gösteriyorlar.”

     

  • MUĞLA BÜYÜKŞEHİR, TÜRKAN SAYLAN’I 88. DOĞUM GÜNÜ’NDE KONSERLE ANDI

    MUĞLA BÜYÜKŞEHİR, TÜRKAN SAYLAN’I 88. DOĞUM GÜNÜ’NDE KONSERLE ANDI

    Muğla Büyükşehir Belediyesi 88.doğum gününde Türkan Saylan için anma konseri düzenledi.

    Dünyaya ve Türkiye’ye çok değerli hizmetleri olan, tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) eski genel başkanı Türkan Saylan için 88. doğum gününde Muğla Büyükşehir Belediyesi anma konseri düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde düzenlenen konsere, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ev sahipliğinde Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Muğla Şube Başkanı Leyla Ural ve çok sayıda sanatsever katıldı.

    TÜRKAN SAYLAN İÇİN BESTELENEN “AT KIZ” ESERİ İLK DEFA DİNLEYİCİSİ İLE BULUŞTU

    Muğla Büyükşehir Belediyesi Türkan Saylan Anma konserinde ünlü şef Tolga Taviş’de Türkan Saylan anısına bestelediği “At Kız” eserini ilk defa Büyükşehir Belediyesi orkestrası ile birlikte sanatseverlerle buluşturdu. Eserini tüm kardelenlere ve güzel Muğla’ya armağan eden Tolga Taviş hayatta insanların kahramanlara ihtiyaç duyduğunu, kahramanlar aracılığı ile insanların fikirler ve erdemlere sarıldığını söyledi. Ömrü boyunca çalışmayı, yardım etmeyi, iyilik yapmayı nefes alıp vermek gibi gören, son saniyesine kadar bu ülkeye hizmet etmiş, dimdik yaşamış Türkan Saylan’ı anmak için beste yapmanın büyük bir gurur olduğunu söyleyen Tolga Taviş bu eseri de ilk defa Türkan Saylan ismini taşıyan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde çalmanın da kendilerini çok mutlu ettiğini belirtti.

    BAŞKAN GÜRÜN: “ATATÜRK’ÜN YOLUNDA ÇAĞDAŞ BİR TÜRKİYE İÇİN KARDELENLER BİRER TÜRKAN SAYLAN OLARAK ÜLKEMİZE HİZMET EDİYOR”

    Türkan Saylan anma konserinde konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün meslektaşı olmaktan gurur duyduğu Türkan Saylan’ı 88.doğum gününde saygı ve özlemle andıklarını söyledi ve onun ismini taşıyan Çağdaş Yaşam Merkezi’ni Muğla’ya kazandırmanın da mutluluğunu yaşadığını belirtti. Başkan Gürün, “Ülkemizin her noktasında karın içinde açan çiçekler kardelenler yetiştiren ve onları Atatürk ilkeleri ile donatarak toplumda kadınların gücünü hissettiren çok değerli doktor, eğitimci hocamız Türkan Saylan bugün 88 yaşında. Onun yetiştirdiği bu cesur kardelenler birer Türkan Saylan olarak ülkemiz için görev yapıyorlar. Kendisi ile tanışma, konuşma fırsatı bulduğum bu güzel insanın ismini yaşatan bir Çağdaş Yaşam Merkezi yapıp burayı farklı özellikleri ile hemşehrilerimle paylaşabilmenin de büyük mutluluğunu yaşıyorum. Türkan Saylan hocamızın 88.yaşını kutluyor, onu bir kez daha sevgi, saygı ve özlemle anıyorum” dedi.

  • MERAL AKŞENER: “SAADET PARTİSİ KOCAELİ MİLLETVEKİLİ HASAN BİTMEZ’E YÜCE ALLAH’TAN RAHMET, ACILI AİLESİNE VE SEVENLERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM”

    MERAL AKŞENER: “SAADET PARTİSİ KOCAELİ MİLLETVEKİLİ HASAN BİTMEZ’E YÜCE ALLAH’TAN RAHMET, ACILI AİLESİNE VE SEVENLERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e yüce Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun” dedi.

    Salı günü, TBMM Genel Kurulu’nda fenalaşarak hastaneye kaldırılan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, bugün hayatını kaybetti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Bitmez’in vefatına ilişkin paylaşımda bulundu. Akşener’in paylaşımı şöyle:

    “Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e Yüce Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun.”

  • HAKAN FİDAN BAKÜ’DE AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI İLHAM ALİYEV VE DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV İLE GÖRÜŞTÜ

    HAKAN FİDAN BAKÜ’DE AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI İLHAM ALİYEV VE DIŞİŞLERİ BAKANI CEYHUN BAYRAMOV İLE GÖRÜŞTÜ

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Bakü’de Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile bir araya geldi. Fidan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından da kabul edildi.

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmi temaslarda bulunmak üzere bugün Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitti. Fidan,  Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile görüştü. Ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edildi.

    Bakanlığın sosyal medya hesabından Fidan’ın Aliyev ile görüşmesinden tek kare fotoğraf, “Bakanımız Hakan Fidan, Bakü’de, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edildi” açıklamasıyla paylaşıldı.

  • ALİ BABACAN: “HER YERE ŞİDDETİN SIZDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ, ‘ÖFKE BİR HİTABET SANATIDIR’ DİYEN BİR CUMHURBAŞKANI VAR BU ÜLKEDE”

    ALİ BABACAN: “HER YERE ŞİDDETİN SIZDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ, ‘ÖFKE BİR HİTABET SANATIDIR’ DİYEN BİR CUMHURBAŞKANI VAR BU ÜLKEDE”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bu iktidar şiddeti asla beslemese, sahiplenmese, göz yummasa bu çete, mafya, her türlü suç örgütü koruma altına alınmasa iktidar tarafından bazı siyasi yapıların elemanları yargıya sızmış olmasa bütün bu gördüklerimizi, yaşadıklarımızı yaşamayız Türkiye’de… Ankaragücü ve Rizespor maçında yaşanan olaylardan sonra adli ve idari süreçleri de yakından izliyoruz. Yaşandığı ilk dakikalardan itibaren ilgili bakanların konuyla ilgili seferber olması, yaşanan şiddetin futbol kulüpleri ve taraftarlardan nezdinden mahkum edilmesi iyi birer haber gibi duruyor olabilir. Fakat, büyük plazalardan küçük dükkanlara, taşradan şehirlere küçük bir yol verme kavgasından alacak verecek tartışmalarına, kiracı ve ev sahipleri arasındaki vakalara, kameraların görmediği onlarca silahlı silahsız şiddet vakalarına dikkatle bakmak zorundayız. Toplumun içine düşürüldüğü bu öfke çukurundan bu ülke siyasetçilerinin çıkaracağı çok şey var. Şiddet baş gösterdikten sonra açılan telefonlar atılan tweetler bir işe yaramıyor. Önce bu ülkede şiddet ikliminin düzeltilmesi gerekiyor. Öfkeden nefretten beslenenler var. ‘Öfke bir hitabet sanatıdır’ diyen bir Cumhurbaşkanı var bu ülkede” diye konuştu.

    Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Babacan, şunları söyledi:

    “O KATİL İLAN ETTİĞİ KİŞİYE GİTTİ TOGG HEDİYE ETTİ”

    “Bu yıl birçoğumuz sevdiklerini toprağa verdi. Öznur Göçer kardeşimiz de onlardan birisi. Eşi Yunus Emre Göçer motokuryelik yapıyordu. Pek çok vatandaşımız gibi o da helalinden geçim derdindeydi. 30 Kasım günü trafikte kendisine arkadan çarpan birisi tarafından öldürüldü. Çarpan kimdi? Yabancı uyruklu bir kişi. Yunus Emre Göçer entübe edilmişken hayati tehlike hala devam ederken çarpan kişi serbest bırakıldı. Bir vatandaşımızın trafikte katledilmesi, olay sonrasında çok açık kabahati olan birini korunup kollanması bize ülkemizdeki hukuk düzenin geldiği nokta ile ilgili çok şey söylüyor. Cemal Kaşıkçı bir gazeteci İstanbul’un orta yerinde hunharca katledilmişti. Dosya kapatılmak istendiğinde sayın Erdoğan ‘bunlar dünyayı enayi zannediyorlar. Belgeleri dinlemek istediler ama bir de almak istediler. Kusura bakmayın o kadar da değil dinletiriz gösteririz ama vermeyiz.’ sayın Erdoğan’ın ifadeleri. Sonra ne yaptı? Veliaht prensine katil dediği ülkeye dosyayı olduğu gibi iade etti. Cinayetin üstünü örttü. Sonra gitti o ülkeden acil döviz kredisi talebinde bulundu. O katil ilan ettiği kişiye gitti TOGG hediye etti. 

     “HER YERE ŞİDDETİN SIZDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”

    Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın Hakem Umut Meler’e yaptığı saldırıya kınayan Babacan şunları söyledi:

    “Şiddet sarmalının gündelik yaşamımıza dört bir yandan sirayet ettiği, küçük bir trafik tartışmasından futbol müsabakalarına varana dek her yere şiddetin sızdığı bir dönemden geçiyoruz. Türkiye insanların çocuklarına futbolcu isimlerini verdiği bir ülkedir. Parklara meydanlara futbolcu heykellerinin dikildiği bir ülkedir. 2032 Avrupa Kupası’na ev sahipliği yapan bir ülkedir Türkiye.  Bu şiddeti uygulayan kişinin içinde olduğu psikoloji, ayağını yerden havalandıran özgüven, sırtını dayandırdığını düşündüğü kişiler, makamlar bunların hepsi bu ülkede üzerine koskoca soru işareti konulması gereken hususlardır. Bizim ülkemiz böyle bir ülke değil. Bizim ülkemiz barış ülkesi, huzur ülkesi. Bakmayın ülkenin en tepesindekilerin her gün bu ülkeye ayrımcılık pompaladıklarına. Bakmayın her gün bu nefret diliyle bu ülkeye zarar verenlere hiç bakmayın aldırmayın. Bizim toplumumuzun köklerinde barış vardır, şiddet yoktur. Bu art niyetlilerin oyununa asla gelemeyelim.

    “’ÖFKE BİR HİTABET SANATIDIR’ DİYEN BİR CUMHURBAŞKANI VAR BU ÜLKEDE”

    Bu iktidar şiddeti asla beslemese, sahiplenmese, göz yummasa bu çete mafya her türlü suç örgütü koruma altına alınmasa iktidar tarafından bazı siyasi yapıların elemanları yargıya sızmış olmasa bütün bu gördüklerimizi, yaşadıklarımızı yaşamayız Türkiye’de… Ankaragücü ve Rizespor maçında yaşanan olaylardan sonra adli ve idari süreçleri de yakından izliyoruz. Yaşandığı ilk dakikalardan itibaren ilgili bakanların konuyla ilgili seferber olması, yaşanan şiddetin futbol kulüpleri ve taraftarlardan nezdinden mahkum edilmesi iyi birer haber gibi duruyor olabilir. Fakat, büyük plazalardan küçük dükkanlara, taşradan şehirlere küçük bir yol verme kavgasından alacak verecek tartışmalara kiracı ve ev sahipleri arasındaki vakalara kameraların görmediği onlarca silahlı silahsız şiddet vakalarına dikkatle bakmak zorundayız. Toplumun içine düşürüldüğü bu öfke çukurundan bu ülke siyasetçilerinin çıkaracağı çok şey var. Şiddet baş gösterdikten sonra açılan telefonlar atılan tweetler bir işe yaramıyor. Önce bu ülkede şiddet ikliminin düzeltilmesi gerekiyor. Öfkeden nefretten beslenenler var. ‘Öfke bir hitabet sanatıdır’ diyen bir Cumhurbaşkanı var bu ülkede…

    “BÜTÇE HAKKI MECLİSTEN ALINMIŞ, CUMHURBAŞKANI’NIN ŞAHSINA VERİLMİŞTİR”

    Bütçe görüşmeleri Genel Kurul’da başladı. Gece gündüz Genel Kurul’da bütçe konuşuluyor. Meclis Genel Kurulu’nun duvarında büyük puntolarla ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazısı vardır. Milletin egemenliğinin demokrasinin en önemli ilkesi de şudur, ‘bütçe hakkı Meclis’indir.’ 2017 Anayasa değişikliğinden ve 2018 seçimlerinden bu yana bu ülkede bütçe hakkı Meclis’ten alınmış, Cumhurbaşkanı’nın şahsına verilmiştir. Cumhurbaşkanı bütçeye istediği gibi ödenek ekleyebilmektedir. Meclisten ne geçerse geçsin Cumhurbaşkanı bunu rahatlıkla 15 yapar 50 yapar. Önünde hiçbir engel yok. Meclisin haftalarca tartışarak geçirdiği bütçenin rakamlarının aslında fiili uygulamasa hiçbir önemi olmayacak, Cumhurbaşkanı bu rakamları istediği gibi değiştirebilecek.  Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen aslında tam bir sistemsizlik olan yapının nasıl bir ucube yapı haline geldiğini biliyor musunuz? Milyonlarca insan sandık başına gidiyor oy veriyor. Fakat bu koskoca Meclis en temel hakkı olan bütçe hakkını bile kullanamıyor, uygulayamıyor. Ne kadar yanlış bir sistemin içerisine Türkiye’nin yuvarlandığını bütün bunlar bize açıkça gösteriyor. Bu meclis niye var? Bir Meclis’in tek bir varlık sebebi varsa o da bütçe hakkıdır, 800 yılı aşkın süredir böyledir. Ama en temel varlık sebebinin köküne dinamit koymuşlardır. 

    “600 MİLLETVEKİLİ NE YAPARSA YAPSIN TEK BİR KİŞİ ANLAMSIZ HALE GETİREBİLİYOR”

    Cumhurbaşkanı pek çok vergi kalemini tek bir imzayla arttırabiliyor. Eskiden Maliye Bakanlığı’nın yetkisinde olan ödenek meselesi de bizzat Cumhurbaşkanlığı’nın çatısına alınmış durumda. Kime ne zaman ne kadar para vereceğini tek bir imza ile Cumhurbaşkanı kendisi belirliyor. Bu çatı altında 600 milletvekili ne yaparsa yapsın tek bir kişi hepsinin anlamsız hale getirebiliyor. Bütçe görüşülmeye başlarken dakika bir gol bir bütçeyi Meclis’e sunan kişi Cumhurbaşkanı’nın memur olarak atadığı kişi tek bir kişiye sorumlu o da Cumhurbaşkanı’na, bir gece ansızın kararnameyle görevden alınabilecek bir kişi.

    “EĞER UĞRAŞTIĞINIZ, TÜİK’İN AÇIKLADIĞI UYDURMA MAKYAJLI ENFLASYONSA YAPTIĞINIZIN TAMAMI BOŞ. TAMAMI ÇÖP”

    Merkez Bankası, ‘Ben enflasyonu düşürdüm düşüreceğim’ diyor. Hedefler açıklıyor. Hangi enflasyon ya. Eğer uğraştığınız, TÜİK’in açıkladığı uydurma makyajlı enflasyonsa yaptığınızın tamamı boş. Tamamı çöp. Gerçek enflasyon TÜİK’in enflasyonunun çok üzerinde bunu çarşıya pazara çıkan herkes her vatandaş gerçek enflasyonu biliyor. Seçimlerden bu yana yeni iş başına gelen ekonomi yönetiminde en büyük zaaf TÜİK’e hala gerçek enflasyonu söyletmemek. 

    “100 MİLYARI SAĞA SOLA SAVURURKEN TARIMA DESTEĞİ 91 MİLYARDA BIRAKIRSANIZ HALA GIDA ENFLASYONU DÜŞMEZ”

    Toplam vergi gelirlerinin bu bütçede yüzde 75 artırılması öngörülüyor. Bunların da bir kısmı dolaylı vergilerden gelecek vergiler. KDV ve ÖTV’dir dolaylı vergilerdir. Bir litre ekmek alın içinde KDV var. Bu bütçeyle ilan ettiler ki önümüzdeki yıl dolaylı vergilerde artmaya devam edecek. En küçük bir harcama yapan her vatandaşımız daha fazla vergi ödeyecek. Bütçe faize ayrılan ödenek 12 trilyon 254 milyar lira. Eski parayla 1 kentrilyon 254 katrilyon… Kamu özel ortak garantilerine 162 milyar kaynak ayrılmış durumda. Garantilere 162 milyar lira yazan iktidar tarımsal desteklemeye 91 milyar para ayırmış. Çiftçi ne kadar üretse o kadar zarar ediyor. Siz 100 milyarları sağa sola savururken tarıma desteği 91 milyarda bırakırsanız   bu ülkede gıda enflasyonu düşmez. 

    “HANGİ VAKFA DERNEĞE DESTEK VERİYORSUNUZ”

    Bu bütçenin güven vermemesinin bir başka nedeni de şeffaflığın olmaması. Sayıştay denetiminden kaçınma, ihale yasasından muafiyet gibi kötü alışkanlıklar bu bütçede aynen devam ediyor. Özel hesap özel ödenek fon gibi denetimsiz ya da şeffaf olmayan yollarla harcama yapılması artarak devam ediliyor. Bütçede bunların üstü örtülüp halbuki kanun gereği bunun yayınlanması gerekiyor. Siz hükümet olarak hangi vakfa hangi derneğe destek veriyorsunuz, bilelim ya…

    “HER TÜRLÜ YASADIŞI BAHİSLER KUMAR VE FUHUŞ MEMLEKETTE TAVAN YAPMIŞTIR”

    Seçimden bu yana icraat diye ortaya konulan şeyler faiz artırımı vergi artışı ve zam yağmurudur. Kapı kapı dolaşıp diğer ülkelerden borç olarak döviz istemektir. Daha da acısı ekonomideki kötü gidişat beraberinde sosyal sonuçlar da yaratmaktadır. Her türlü yasadışı bahisler kumar ve fuhuş memlekette tavan yapmıştır. Gayri meşru olup olmadığına bakmaksızın hızla zengin olma, köşeyi dönme anlayışı yaygınlaşmıştır… Bütün bu geniş coğrafyada ne kadar para meselesi varsa ne kadar uyuşturucu meselesi varsa ne kadar mafya- çete meselesi varsa özellikle İstanbul bu işlerin merkezi haline gelmiştir… Türkiye’yi hukukta, adalette, demokraside, özgürlüklerde dünya sıralamasında en dibe düşüren bir iktidarın ülkemizi ekonomide şampiyonlar ligine çıkarması mümkün olmayacaktır.”

    “ŞU ANA KADAR YAPILAN KAZA SONRASI PANSUMAN”

    Babacan, Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in temel vergi yasalarının gözden geçirmesiyle ilgili soruya da şu yanıtı verdi:

    “Ekonomi yönetiminde görev alan arkadaşların çabalarını görüyoruz takdir ediyoruz ancak yetersiz buluyoruz. Etkileyebildikleri alan çok çok sınırlı… Ekonomide geçici iyileştirmeleri sağlamak bazen kolaydır, faizi artırırsınız yüksek faizin cazibesiyle ülkeye geçici bir para girişi olabilir ama bu eğer kısa vadeliyse dışarıya çıkacak şekilde hazır bekleyen paraysa ülkenin uzun vadeli sorunlarına çare olmaz. İlk etapta yapılacak zaten pansumandır asıl tedaviyi siz hastanede yaparsınız. Şu ana kadar yapılan kaza sonrası pansuman.”

    “MUHALEFET PARTİLERİ İÇİN ASGARİ ÜCRET ÇOK RAHAT BİR AÇIK ARTTIRMA ALANI HALİNE GELEBİLİR”

    Asgari ücretle ilgili soru üzerine Babacan, “Biz bugüne kadar prensip olarak asgari ücretle ilgili herhangi bir rakam vermedik. Muhalefet partileri için asgari ücret çok rahat bir açık arttırma alanı haline gelebilir. Ben bir rakam veririm yarın başka kişi gelir ben beş fazlası veririm der. Biz uzun vadeli meseleye bakarak sistem önerisi söylüyoruz. Gerçek enflasyon artı refah payı dolayasıyla bu rakamları çarpıp bölmekte çok zor değil. Ama rakam ifade ettiğiniz anda lüzumsuz bir açık arttırma alanı haline geliyor. Bir günlük manşet uğruna bir açık arttırma sisteminin parçası olmayız” dedi.

     

  • CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, HASAN BİTMEZ’İN VEFATI NEDENİYLE SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI KARAMOLLAOĞLU’NU ARAYARAK  BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, HASAN BİTMEZ’İN VEFATI NEDENİYLE SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI KARAMOLLAOĞLU’NU ARAYARAK BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de geçirdiği rahatsızlık sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez için Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu arayarak başsağlığı diledi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 12 Aralık’ta kürsüde konuşmasını tamamladığı sırada fenalaştıktan sonra hastaneye kaldırılan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez bugün vefat etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bitmez’in vefatı nedeniyle Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu arayarak başsağlığı diledi.

  • MUSTAFA ERDEM: “BU İKTİDARIN BAKANI DA DEĞİŞSE UYGULAMA DEĞİŞMİYOR, NE BULSALAR SATIYORLAR. ÜLKENİN VATANDAŞLIĞINI BİLE SATIŞA ÇIKARDILAR”

    CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, TBMM Genel Kurulu’nda, “Bu iktidarın bakanlığı da değişse bakanı da değişse uygulama değişmiyor, ne bulsalar satıyorlar. Ülkenin vatandaşlığını bile satışa çıkardılar. 2002 yılından önce kimsenin aklına gelmeyen bu akıl, bunların aklından hiç çıkmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ege ve Akdeniz’de denize sıfır noktasındaki Hazine arazilerini otel, günübirlik tesis yapmak üzere şirketlere satmaya devam ediyor. Siz bu ülkenin cennet koylarını cehenneme çevirdiniz. Rant için ne ağaç bıraktınız ne kuş ne deniz ne de koy” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem şunları söyledi:

    “BU BÜTÇE HALKA DAHA DA DERİN BİR YOKSULLUKTAN BAŞKA BİR ŞEY GETİRMEMEKTEDİR”

    “2024 yılı bütçesi biz hangi bakanlığı konuşursak konuşalım emeğiyle geçinenler için daha fazla yoksulluk daha fazla borç yükü daha fazla yıkım bütçesidir. Biz hangi bakanlığı konuşursak konuşalım daha fazla çevre katliamı daha fazla rant bütçesidir. Bu bütçe iktidarın, ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak tariflediği cumhuriyetin ikinci yüzyılında sermaye gruplarının daha da zenginleştirilebilmesi için hazırlanan bir bütçedir. Bu bütçe halka daha da derin bir yoksulluktan başka bir şey getirmemektedir. Ülkenin hali ortada ama hala bu halkı aldatmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bağımsız araştırmalara göre bugün ülkede işsizlerin sayısı 8.1 milyona ulaşmış, her 5 gençten biri, her 3 kadından biri maalesef işsiz.

    AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında asgari ücretten daha düşük maaş alan işçilerin oranı Türkiye yüzde 24.4 iken bu oran 2022 yılında yüzde 33.8’e yükselmiş. TÜRK-İş’in araştırmasına göre Kasım 2023’te dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 14 bin 25 lira, bu da 10 işçiden 6’sının açlık sınırının altında ücret aldığını gösteriyor. Bir evden 4 kişi çalışsa yoksulluk sınırı olan 45 bin 686 lirayı kazanamıyor. AKP iktidara geldikten sonra bu halk fakirleşmiş. AKP ülkesinden yarısından çoğunu asgari ücretli yapmış, ülkenin yarısını yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum etmiş. Yine ayak oyunlarıyla emekçi açlığa mahkum edilmeye çalışılıyor.

    “NE BULSALAR SATIYORLAR, ÜLKENİN VATANDAŞLIĞINI BİLE SATIŞA ÇIKARDILAR”

    Artan ekonomik kriz karşısından halkın güvenceli bir geleceğe sahip olması mümkün değildir. Bu bütçeyle emeklinin, emekçinin insanca yaşayabilmesi mümkündür. Bu bütçe vergi yükü gelmiş geçmiş tüm bütçelerden daha ağır bir şekilde halkın sırtına yüklenmektedir. Bütçe kanuna göre toplanacak vergilere baktığımızda geçen yıla oranla tam yüzde 132 artış göstermektedir. Dahası ÖTV yüzde 175, gelir vergisi yüzde 140, KDV yüzde 120, damga vergisi yüzde 160, şans oyunları vergisi yüzde 320 artırılarak halk vergi yükü altında ezilmektedir. İktidar vergiyi tabana yaymaktan bahsederken halka kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alacağının üzerini kapatmak istiyor.

    Bu iktidarın bakanlığı da değişse bakanı da değişse uygulama değişmiyor, ne bulsalar satıyorlar. Ülkenin vatandaşlığını bile satışa çıkardılar. 2002 yılından önce kimsenin aklına gelmeyen bu akıl, bunların aklından hiç çıkmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ege ve Akdeniz’de denize sıfır noktasındaki Hazine arazilerini otel, günübirlik tesis yapmak üzere şirketlere satmaya devam ediyor. Siz bu ülkenin cennet koylarını cehenneme çevirdiniz. Rant için ne ağaç bıraktınız ne kuş ne deniz ne de koy.”

  • ÖZGÜR ÖZEL: “SAADET PARTİSİ KOCAELİ MİLLETVEKİLİ HASAN BİTMEZ’E ALLAH’TAN RAHMET, AİLESİNE VE SAADET PARTİSİ CAMİASINA BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM”

    ÖZGÜR ÖZEL: “SAADET PARTİSİ KOCAELİ MİLLETVEKİLİ HASAN BİTMEZ’E ALLAH’TAN RAHMET, AİLESİNE VE SAADET PARTİSİ CAMİASINA BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “TBMM Genel Kurulu’nda geçirdiği rahatsızlığın ardından tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdiğini derin üzüntüyle öğrendiğim Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e Allah’tan rahmet, ailesine ve Saadet Partisi camiasına başsağlığı diliyorum” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 12 Aralık’ta bütçe görüşmeleri sırasında fenelaşarak hastaneye kaldırılan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez bugün vefat etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bitmez’in vefatına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

    “TBMM Genel Kurulu’nda geçirdiği rahatsızlığın ardından tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdiğini derin üzüntüyle öğrendiğim Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e Allah’tan rahmet, ailesine ve Saadet Partisi camiasına başsağlığı diliyorum.”

  • CHP İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI AYHAN BALTACI, ÖNSEÇİM İSTEDİ: “CHP’Yİ BEKLENENİN ÜZERİNDE BİR OY ORANINA TAŞIYACAKTIR”

    CHP İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI AYHAN BALTACI, ÖNSEÇİM İSTEDİ: “CHP’Yİ BEKLENENİN ÜZERİNDE BİR OY ORANINA TAŞIYACAKTIR”

    Haber: SULTAN EYLEM KELEŞ – Kamera: KERİM UĞUR

    CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Ayhan Baltacı, ilçe belediye ve belediye meclis üyeleri aday adayları ile birlikte önseçim yapılması talebinde bulundu.

    CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Ayhan Baltacı, ilçe belediye ve belediye meclis üyeleri aday adaylarıyla birlikte CHP İzmir İl Başkanlığı binasında bugün basın toplantısı düzenledi. Önseçim yapılmasını isteyen Baltacı’nın açıklaması şöyle:

    “Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder ve lider Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu hedef olan Türkiye Cumhuriyeti’nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasının tek yolu, halkın kendi yöneticilerini seçebilme yetkisinin halka verilmesi yöntemi olan demokrasidir diyerek, bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş ve halkın yöneticilerini seçme yetkisini halka vermiştir. Adını Cumhuriyet Halk Partisi olarak koyduğu partimizi kurmuş ve parti içerisinde demokratik seçimleri desteklemiş, halkın yöneticilerini kendilerinin direkt seçmesine imkan sağlamıştır. Halkın yöneticilerini kendilerinin direkt belirlemediği yönetim modelinde hepimizin içerisinde yaşadığımız olumsuz durumlar maalesef meydana gelmiş, ülkemiz siyasal ve ekonomik krizlerle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Her seçim döneminde önümüzdeki dönem önseçimle adayları belirleyeceğiz denmesine rağmen, maalesef her seçim döneminde parti üyelerine sorulmadan, yerel yöneticiler farklı yöntemler kullanılarak belirlenmiştir. Yıllardır genel merkezimiz tarafından bu dönem tüzük kurultayı yapılacak ve üyelerin katılacağı önseçimle adaylar belirlenecek şartı eklenecektir denmesi neticesinde bile, önseçimli olarak kendi yöneticilerimizin kendimizin belirleyeceği sevincini şu anda yaşamaktayız. Bu duyguda olmak istiyoruz ve bu süreci heyecanla beklemekteyiz.

    Parti yönetiminde devamlılık ilkesi gereği yapılacak olan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sandığın gücünü bilen, yeni seçilen sayın Genel Başkanımız Özgür Özel ve genel merkez yöneticilerimizin bu konuda biz İzmir CHP’ye oy verenler ve üyelerimiz gibi istekli bir o kadar da hassas olduklarını bilmek bizleri mutlu etmektedir. Bizler CHP’mizin kalesi olarak da bilinen İzmirli yurttaşlarımızın yönetiminde temsilcisi olmak isteğiyle çıkan Cumhuriyet neferlerin yani aday adaylarının yapacağı, katılacağı önseçimli aday belirlenmesinin diğer siyasal partilere de örnek ve rol model olması bu basın toplantısıyla amaçlarımızdan bir tanesidir.

    İzmir halkı ve CHP’mizin aday adayları, yani Cumhuriyet neferleri olarak önseçim isteğimizi ve önseçime hazır olduğumuzu, kazanan adayın arkasında kenetlenerek ve CHP’mizin en yüksek oranda oy alarak, tekrar yerelde iktidar olmasını sağlayacağımızı değerli Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel ve saygıdeğer, değerli merkez yöneticilerimize bildirmek amacıyla bu basın açıklamasını sizlerle paylaşıyoruz, sizlere sunuyoruz. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel ve yöneticilerimizin ülkemizin daha demokratik, daha uygar bir hale gelmesi için yaptıkları çalışmalarda başarılarının devamını diliyoruz. Bu toplu isteğimizin yerine getirilmesi için harcayacakları mesaide, çalışmalarda kendilerine başarı diliyoruz”

    “ADETA ÖNSEÇİM TALEBİNİN PATLAMASI YAŞANMIŞTIR”

    Gazetecilerin “İzmir’de önseçim olacağını umuyor musunuz” sorusuna ise Baltacı, şu yanıtı verdi:

    “Sayın Genel Başkanımız kurultayda önseçimin önemine vurgu yaptı, bayağı bir önemsedi bunu. Çünkü ‘Ben önseçim şampiyonuyum, çok yüksek oylarla önseçimle geldim. En kötü önseçim, atamadan daha iyidir’ cümlesini hepimiz izledik kurultayda. Bunu da büyük bir umut ışığı olarak gördük ve destekledik, benimsedik. Zaten İzmir’de çok sayıda aday adayının olması, Türkiye’nin 3. büyük kentinde, demokrasinin tarihinin adeta başkenti bu liman kentinde uzun yıllar sonra bu kadar yüksek adaylı bir seçime gitmemizin sebebi, çiçeği burnunda genel başkanımız ve genel merkez yöneticilerimizin çok yoğun bir biçimde susanmış, adeta bir önseçim talebinin patlaması yaşanmıştır. Başka sebepleri de mutlaka vardır ama en önemli sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple bütün örgütlerimizi öne çıkaracak, bütün örgütlerimizi ayağa kaldıracak, bütün üyelerimizi yani partimizin halkını ayağa kaldıracak bir çalışmanın CHP’yi beklenenin üzerinde bir oy oranına taşıyacaktır. Hep birlikte bunu umuyoruz. O sebeple ben ve arkadaşlarım hala bu umutla bekliyoruz. Zaten bugünlerde il başkanlığımızın ilçe başkanlarımızla yaptığı toplantıdan edindiğimiz bilgiye göre, ilçe başkanlarımızın çok büyük bir kısmı önseçimden yana olduklarını ilan etmişlerdi. Dolayısıyla halkımızın, toplumun, parti örgütünün, partiye oy veren herkesin beklentisi; İzmirli olmalı, İzmir’den olmalı, İzmir’de yaşayan, İzmir kültürünü yaşamış, partide emeği geçen insanların aday olmasıdır. Bunun çok daha büyük bir başarı getireceğini düşünüyoruz. Bütün arkadaşlarım da bu düşüncede. O yüzden umuyorum ki bir eğilim yoklaması da olsa, örgüt ve ilçelerin denetiminde bir önseçimde olsa uygundur, çünkü hakim denetimde bir seçimin zamanının çok yeterli olmadığı söylenmektedir. O sebeple umuyorum, bu beklenti içerisinde olmamız son derece doğaldır.”

     

  • KEMAL KILIÇDAROĞLU: “HASAN BİTMEZ’E ALLAH’TAN RAHMET, AİLESİNE VE SAADET PARTİSİ CAMİASINA BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM”

    KEMAL KILIÇDAROĞLU: “HASAN BİTMEZ’E ALLAH’TAN RAHMET, AİLESİNE VE SAADET PARTİSİ CAMİASINA BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM”

    CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in vefatının üzüntüsü içerisindeyim. Hasan Bitmez’e Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve Saadet Partisi camiasına başsağlığı ve sabır diliyorum” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda salı günü kürsüde konuşmasını tamamladığı sırada fenalaşarak hastaneye kaldırılan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, bugün hayatını kaybetti. CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bitmez’in vefatına ilişkin taziye mesajı yayınladı. Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından paylaştığı mesaj şöyle:

    “Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in vefatının üzüntüsü içerisindeyim. Hasan Bitmez’e Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve Saadet Partisi camiasına başsağlığı ve sabır diliyorum.”