Blog

  • TARSUS BELEDİYE BAŞKANI BOZDOĞAN, KIRSAL MAHALLELERDE HALKLA BULUŞMAYA DEVAM EDİYOR

    TARSUS BELEDİYE BAŞKANI BOZDOĞAN, KIRSAL MAHALLELERDE HALKLA BULUŞMAYA DEVAM EDİYOR

    Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, 2024 projelerini tanıtmak ve vatandaşların taleplerini dinlemek amacıyla gün doğumundan itibaren kapsamlı bir ziyaret programına katıldı. Başkan Bozdoğan, çeşitli merkez ve kırsal mahallelerde muhtarlarla ve vatandaşlarla buluşarak ihtiyaçları değerlendirdi, yoğun ilgiyle karşılandı. Aynı gün içinde kentte faaliyet gösteren odaları ve kooperatifleri de ziyaret eden Başkan Bozdoğan, Tarsus’un dinamikleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

    Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Başkan Yardımcıları ve teknik ekibin bulunduğu heyet, Sağlıklı, Kayadibi, Dadalı, Kurbanlı, Akgedik, köylerini ziyaret ederek köylülerle bir araya geldi. Köy ziyaretlerinde vatandaşlarla bir araya gelen Bozdoğan, muhtarların ve yurttaşların taleplerini not alarak belediye ekiplerini saha sorunlarının çözümü için görevlendirdi. Ziyaretlerde Bozdoğan, köy sakinlerine belediyenin çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

    Projeleri detaylı şekilde anlatan Bozdoğan, çalışmalarla ilgili öneri ve talepleri aldı. Ardından Şöförler ve Otomobilciler Odası, Ticaret Borsası, Ziraat Odası, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kuruluşlarını ziyaret ederek, sektör temsilcileriyle görüşen Başkan, Tarsus’un dinamikleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Aynı gün içinde merkez mahalleleri de ziyaret eden Başkan Bozdoğan, akşam saatlerinde Fahrettinpaşa ve Fevzi Çakmak Mahallelerinde düzenlenen buluşma programında vatandaşlarla bir araya geldi.

    Ziyaretlerin odak noktasında, 2024 projelerinin detaylı bir şekilde anlatılması ve vatandaşların beklentilerine duyarlılıkla yaklaşılması yer aldı. Başkan Bozdoğan, kent sakinleriyle etkileşim kurarak yerel yönetimde şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışını sürdürdü. Ziyaretlerde büyük ilgi gören başkan, Tarsus Belediyesinin 2024 yılında planlanan projelerini detaylı bir şekilde açıkladı.

    “96 BİN OY ALMAK CUMHURİYET TARİHİNDE BURADA GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAYDI”

    Devam eden projelere değinen Başkan Bozdoğan, “Ekmek Fabrikası bitiyor, Sağlık Yerleşkesi bitiyor. Ve diğer tarafta Kent Meydanı yoktu, Kent meydanı bitiyor, Kültür Merkezi bitiyor. Yani şöyle bir baktığınız zaman Tarsus’taki yapılanlara emin olun. Gece gündüz çalışarak bu işleri başardık. Hepinizden Allah razı olsun. 96 bin oy almak bu Cumhuriyet tarihinde burada görünmemiş bir olaydı. Ne olursa olsun şu güzel huzurlu rahat havayı devam ettirmemiz gerekiyor. Bunun için de elimden gelen her şeyi yapacağım. Çünkü bu kentte arap var, kürt var yörük var. Bu kentte herkese eşit hizmet veriyoruz” dedi.

    “BELEDİYENİN PARASI HALKIN PARASI”

    Tarsus Belediyesi’nin sosyal destek çalışmalarından bahseden Başkan Bozdoğan, “Hükümet sosyal hizmetlerde bir verirken Tarsus Belediyesi 2 buçuk veriyor. Bu ciddi bir rakamdır. Bugün kansere yakalanan hastalarımızın ilaç parasını bile Tarsus Belediyesi ödüyor. Kulak işitme cihazını merkez hükümet yüzde 10 verirken, Tarsus Belediyesi yüzde 90 veriyor. Yani burada anlatmak istediğim bir tablo şu, bu para sizin paranız. Para hepimizin, önemli olan bu paranın akıllı ve mantıklı bir şekilde halka yayılmasını sağlamak. Benim görevim o ve o paraya sahip çıkmak. Kimseye rant sağlamadık” diye konuştu.

    “TEK DERDİM RANTA ENGEL OLMAK”

    Tarsus Belediyesi’nde olan paranın halka eşit bir şekilde dağıtmak için çalıştıklarını belirten Başkan Bozdoğan, “4 buçuk yıl önce 96.000 oy verdiniz. En çok oy veren mahalle burasıydı. Hakkımızı helal edin. Önümüzdeki seçime de girmekteki tek niyetim şu, böyle düzenli bir belediye yapısını ortaya koyduktan sonra bunları ranta kaptırmamak. Birilerinin eline geçmesini ortadan kaldırmak onun için tekrar aday oldum. Hayır, dualarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.

     

  • ESKİŞEHİR’İN ÖZEL SPORCULARI, MADALYALARI TOPLADI

    ESKİŞEHİR’İN ÖZEL SPORCULARI, MADALYALARI TOPLADI

    Antalya’da düzenlenen Özel Sporcular Türkiye Yüzme Şampiyonası’nda Eskişehir Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü’nün özel sporcuları, çeşitli kategorilerde gösterdikleri başarılı performansla toplamda 10 madalya kazanarak büyük bir başarıya imza attı.

    Yetiştirdiği başarılı sporcular ile farklı branşlarda önemli başarılara imza atan Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü başarılarına bir yenisini daha ekledi. Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu tarafından Antalya’da düzenlenen Özel Sporcular Türkiye Yüzme Şampiyonası büyük heyecana sahne oldu.

    Şampiyonaya katılan Eskişehir Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübünün özel sporcuları Efe Alpat Güler, Gizem Koyunbakan ve Muhammed Eyüp Karabacak, çeşitli kategorilerde yaptıkları yarışlardan toplamda 10 madalya ile döndüler.

    Efe Alpat Güler, 50 m, 100 m ve 200 m kurbağalamada birinci, 200 m ferdi karışık kategorisinde ikinci, 100 m kelebekte ise birinci olarak toplam 5 madalya kazandı. Gizem Koyunbakan ise 100 serbestte birinci, 50 m sırtüstünde ise birinci olarak toplamda 2 madalyaya ulaştı. Muhammed Eyüp Karabacak da 100 m serbest, 100 m sırtüstü ve 200 m serbest kategorilerinde üçüncü olarak toplamda 3 madalya elde etti.

    Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Oğuzhan Özen de şampiyonada gösterdikleri başarı ile büyük gurur yaşatan özel sporcuları ve antrenörlerini kutlayarak, turnuvaya katılan tüm sporcuları tebrik etti.

  • TÜLAY HATİMOĞULLARI: “ELİMİZİN HAMURUNU YEREL YÖNETİMLERİN HER ALANINA BULAŞTIRACAĞIZ”

    TÜLAY HATİMOĞULLARI: “ELİMİZİN HAMURUNU YEREL YÖNETİMLERİN HER ALANINA BULAŞTIRACAĞIZ”

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kadın Meclisi toplantısının açılış konuşmasında; “Elimizin hamurunu yerel yönetimlerin her alanına bulaştıracağız. Çünkü bizler kadın özgürlükçü yerel yönetimler diyerek yola çıkanlarız ve bunu hayat geçirenleriz. Yerel yönetimleri belediyelerden ibaret görenlere, kadınların iradesini gasp ederek belediyelerin etrafını o dev duvarları örenlere diyoruz ki bizler o dev duvarları tek tek yıkacağız ve belediyelerin bahçelerine demokrasi ve insanlık ekeceğiz hep beraber” dedi.

    DEM Parti Kadın Meclisi, siyasi gelişmeleri ve seçim çalışmalarını değerlendirmek ve çalışma planlaması oluşturmak üzere parti genel merkezinde toplandı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

    “2024 BÜTÇESİ ERKEK BÜTÇESİDİR, SAVAŞ BÜTÇESİDİR”

    “Bugünlerde bütçe görüşmelerinin yoğun gündemi içindeyiz. Parlamentoda 36 gün komisyon aşamasında devam etti bütçe görüşmeleri. Şimdi Genel Kurul sürecinde görüşmeler devam ediyor. Yıl sonuna kadar da görüşmeler devam edecek. Biz parlamentodaki konuşmamızda da ifade ettik, tek tek milletvekillerimiz, kadın vekillerimiz de ifade etti. ‘Bu bütçe erkek bütçesidir, savaş bütçesidir, toplumsal cinsiyet rollerinin bu toplumda derinleşmesini sağlayan bir bütçedir’ dedik. ‘Bütçe tek başına sadece kuru rakamlardan ibaret değildir, aynı zamanda iktidarın politikasıdır’ dedik. Politik tercihlere dayanan bir bütçe yapma süreci işliyor. Politik tercihini de kadınlardan değil erkek egemen sistem ve otoritleşmeden yana yaptığını iyi biliyoruz bu iktidarın. 2024 bütçesi aslında Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk bütçesidir. Ve ilk bütçe ne yazık ki yüzyıllık geleneğin yolunda olmaya devam eden bir bütçe olarak karşımıza çıktı. Orada yaptığımız açılış konuşmasında partimizin görüşlerini bildirirken, demokratik bir ekonomik programının ve bununla ilgili acil bir eylem planının hayata geçirilmesini savunduk.

    KADIN BAKANLIĞINI KESİNLİKLE KURACAĞIZ”

    Bu bütçe kadının emeğini görmeyen, depremzedeyi görmeyen bir bütçe. Bu bütçe yoksulluğun kendisini bizatihi görmeyen, kadınların yoksulluktan dolayı ödediği ağır bedelleri görmeyen bir bütçe. Bu bütçede engelli kadınlar da yok, bu bütçede KYK yurtlarındaki kadınlar da yok. Bu bütçede parası olmadığı için okuyamayan genç kadınlar yok, mevsimlik tarım işçileri yok. Bu bütçede bakım hizmeti adı altında düşük ücretle eve kapatılmak zorunda olan kadınlar var. ‘Size iş alanı yeterince olmayacak, sembolik olarak belli kurumlara engellileri alacağız’ diyerek aslında engelli kadınları da eve hapseden bir bütçe. İşte bu bütçeye karşı kendi demokratik bütçemizi ortaya koyduk. ‘Bu bütçede kadın olmalı’ dedik. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için, farkındalık yaratmak için, bütün toplumsal alanlarda değişim ve dönüşümü geliştirmek için her bakanlığın özel olarak kadınlarla ilgili bütçe ayırması gerektiğini savunduk. Kadınların güvencesiz çalıştırılmasına karşı, işsizliğe karşı bu bütçede bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini savunduk. Yine bu bütçede kadın bakanlığını kuracağımızı ifade ettik. Kadın bakanlığını kesinlikle kuracağız. Kadın bakanlığı tıpkı diğer bakanlıklar gibi kendi bütçesini görüşen bir bakanlık olacak. Bu sözümüzü bütün kadınların huzurunda bir kez daha veriyoruz. Bizler işimize, ekmeğimize, emeğimize sahip çıkacağız. Bizler Agrobay işçisi kadınlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Bizler Urfa’da her gün kolluk kuvveti tarafından darp edilen Özak işçileriyle, Özaklı kadınlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Urfa’da kendilerini de ziyaret ettim, oradaki kadınların selam ve sevgilerini de sizlere iletiyorum.

    “ELİMİZİN HAMURUNU YEREL YÖNETİMLERİN HER ALANINA BULAŞTIRACAĞIZ”

    Önümüz yerel seçimler. Elbette Türkiye’nin temel gündemlerinden biri. Yerel seçimlere nasıl bir strateji ile gideceğimizi önemli oranda kamuoyu ile paylaştık. Bu yerel seçimlerde en fazla önemsediğimiz şey, yerelden ve yerinden demokratik bir yönetimin inşa edilmesi konusunda başta kadınlar olarak partimizin vereceği emek. Belediyemizin bütçesini toplumsal cinsiyete duyarlı yapmak konusundaki kararlılığımızı aslında geçmiş dönemde yönettiğimiz belediyelerde göstermiştik. Bir kez daha belediyelerimizi kayyımlardan tek tek alacağımızın ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçeyle, bir anlayışla yöneteceğimizin altını çizmek isteriz. Elbette hazırlayacağımız kadın beyannamenizde 5 yıllık programımızı da şekillendireceğiz. Bu konuda yıllara dayalı bir birikime ve pratiğe sahibiz. Kayyım atamalarıyla bizleri sindirmeye çalışanlar, halkın iradesini gasp edeceğini zannedenler şunu çok iyi bilsinler ki; kadınlar belediyeleri kayyımlara ve kayyımcı anlayışa asla kaptırmayacak. Kendi üretim alanlarımızı bizler yeniden oluşturacağız. ‘Eş Başkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir’ diyerek en güçlü şekilde yerel yönetimlere hazırlanacağız. Elimizin hamurunu yerel yönetimlerin her alanına bulaştıracağız. Çünkü bizler kadın özgürlükçü yerel yönetimler diyerek yola çıkanlarız ve bunu hayat geçirenleriz. Yerel yönetimleri belediyelerden ibaret görenlere, kadınların iradesini gasp ederek belediyelerin etrafını o dev duvarları örenlere diyoruz ki bizler o dev duvarları tek tek yıkacağız ve belediyelerin bahçelerine demokrasi ve insanlık ekeceğiz hep beraber.

    “KENDİMİZİ VE KENTİMİZİ HEP BİRLİKTE ÖRGÜTLEYELİM”

    Ve bizler DEM Parti Kadın Meclisi olarak çağrımızı yineliyoruz: Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden aday olalım. Söz ve karar mekanizmalarının tamamını kadınlarla birlikte oluşturalım. Kadına yönelik şiddetle mücadele merkezlerimizi sizlerle birlikte yeniden hep beraber kuralım. Üretim alanlarımızı yeniden oluşturalım. Kooperatiflerimizi, danışma merkezlerimizi, kültür sanat birimlerimizi kadınlar olarak gelin hep birlikte oluşturalım. Gelin kendimizi ve kentimizi hep birlikte örgütleyelim. Adaylık başvurularımız hali hazırda devam ediyor. Türkiye’nin her yerinden bütün kadınların adaylık başvurusu yapması için çağrımızı yineliyorum.

    “EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİYLE BİZLER YEREL YÖNETİMLERE ZATEN HAZIRLIKLARIMIZI YAPIYORUZ”

    Kent uzlaşısı dediğimiz yöntemle aday belirleme sürecine gideceğiz. Eş Başkanlık ve eşit temsiliyetten ödün vermediğimizi tekrar ifade etmemize gerek yok. Eş Başkanlık sistemiyle bizler yerel yönetimlere zaten hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ancak belediye meclis üyeliklerinde kadın temsiliyetinin önemini bir kere daha yapmak istiyorum. Kent uzlaşısı dediğimizde o kentin bütün dinamikleri aklımıza gelir. Kadın hareketi, gençlik hareketi, doğa ve insan hakları hareketleri, demokratik kitle örgütleri, yöre dernekleri, sivil toplum örgütleri… Her kesimin vicdanını yansıtacak, her iradeyi o yerel yönetimlerin bir motifi haline getirecek çalışmaları kent uzlaşısı yöntemiyle hayat geçirmek için çabalarımız devam ediyor. Kent uzlaşısına Türkiye’deki bütün kadın hareketinin kulak vermesi ve bütün kadın kurumlarının destek ve ortak olması konusunda çağrımızı yineliyoruz.

    “İKTİDARINIZ DÖNEMİNDE NEDEN KADIN CİNAYETLERİ YÜZDE 1400 ARTTI?”

    25 Kasım’ı geride bıraktık. Bizler alanlarda kadına yönelik şiddete karşı mücadele ederken kolluk kuvvetinin, bu iktidarın erkek egemen anlayışının şiddetiyle bir kez daha karşı karşıya kaldık. Türkiye’nin birçok yerinde kolluk kuvveti tarafından kadınlar şiddet gördü. Ankara Emniyeti, 25 Kasım etkinliklerine katılan kadınların ailelerini tek tek arayarak kadınlarla ilgili tehditler savurmuş. Tehditlere maruz kalan kadınlar bir suç duyurusunda bulunmuşlar. Onlarla da dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz. 25 Kasım konuşmasını yine dayanamayıp Erdoğan yaptı ve şu vurguyu yaptı. Gerçekten enteresan bir vurgu. ‘İstanbul Sözleşmesinden çekilmemizin olumsuz bir etkisi olmadı. Kadına yönelik şiddet temel politikamızdır’ dedi. Biz buna inanmadık. Kadına yönelik şiddetle siz bu kadar mücadele ettiyseniz, biz kadınlar bunları neden görmedik? Neden sizin iktidarınız döneminde kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri yüzde 1400 oranında arttı? Neden 6284 Sayılı Kanun tartışmaya açıldı? Neden kadınların nafaka hakkı tartışmaya açıldı? Neden ‘kadınlar evlerine gitsin, işe karışmasın, sadece çocuk doğursun’ dediniz? Neden kadınların sağlık hakkını elinden alan, kürtaj hakkını elinden alan adımlar attınız? Hayır, siz kadına yönelik şiddetle mücadele etmediniz; tam tersine İstanbul Sözleşmesinden çekilerek kadına yönelik şiddetin artmasının, kadının ikinci sınıf insan olmasının, kadının kamusal alandan çekilerek evine kapanmasının önünü açacak işler yaptınız.

    “SAVAŞLARDA KADIN BEDENİNİ TEŞHİR EDEN ANLAYIŞA KARŞI BARIŞ DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Sadece Kasım ayında 33 kadın katledilmiş, 24 kadının da şüpheli ölümü gerçekleşmiş. Bu şüpheli ölümlerin önemli bir bölümünün kadın cinayeti olduğunu, kadınların erkekler tarafından katledildiğini biliyoruz. Bize dayatılan bu hayata, bu toplumsa cinsiyet rollerine 5 bin yıldır hayır diyoruz, bunun mücadelesini veriyoruz. Dün olduğu gibi bugün de bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Bizleri yaşamdan koparmak isteyenlere, bizleri toplumsal cinsiyet rollerine mahkum etmek isteyenlere, bizleri eve kapatmak isteyenlere, bizleri Orta Çağın karanlık günlerine geri götürmek isteyenlere inat özgürlük diyeceğiz. Kadınları savaşlarda katleden, savaşlarda kadınların bedenlerini teşhir eden anlayışa karşı bölgemizde de Orta Doğu’da da barış demeye devam edeceğiz. Barış Anneleri bembeyaz, pırıl pırıl tülbentleriyle barışı nasıl haykırmaya devam ediyorsa, bizler de bu haykırışın daha büyük bir ses getirmesi ve yankılanması için mücadelemize devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesini savunmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar kazanılmış haklarımızı elimizden almak isteyen bu otoriter faşist rejime karşı biz kadınlar özgürlük mücadelemizi, örgütlü mücadelemizi vermeye devam edeceğiz.”

     

  • UĞUR KURT’UN POLİS KURŞUNUYLA ÖLDÜRÜLMESİNE İLİŞKİN DAVADA SAVCI SANIĞIN 6 YILA KADAR HAPİSLE CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ

    GAYE ŞEYMA CAN

    İstanbul’daki Okmeydanı Cemevi’nde 2014’te bir cenaze törenine katılmak üzere bekleyen Uğur Kurt’u silahla vurarak öldüren polis Sezgin Korkmaz’ın yeniden yargılandığı davada duruşma savcısı, sanığın “Taksirle birinin ölümüne neden olmak” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını ve cezanın paraya çevrilmemesini talep etti. 

    İstanbul’daki Okmeydanı Cemevi’nde 2014’te bir cenaze törenine katılmak üzere bekleyen Uğur Kurt, polis Sezgin Korkmaz’ın aç tığı ateş sonucu kafasından vurularak ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı. Kurt yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirmişti. Kurt’u vuran polis Sezgin korkmaz ise yargılama sonucu İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “taksirle ölüme neden olma” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırmış, bunu da 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirmişti. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararı sonucu Sezgin kormaz’ın yeniden başlayan yargılanmasına bugün devam edildi.

    11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya taraf avukatları ve Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt katıldı. Sanık polis Sezgin Korkmaz ise teknik problemlerden dolayı Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile bağlanamadı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de duruşmayı takip etti. 

    NARİN KURT: 2017’DE SANIĞA 12 BİN 100 LİRA PARA CEZASI VEREN HAKİM VE HEYETİNİ KINIYORUM

    Narin Kurt, mahkemede şunları söyledi:

    “Masum bir insanın kolluk kuvveti tarafından yaşam hakkının elinden alınması ve bizim yaklaşık 10 yıldır adalet arıyor ve bugün hala burada olmamız çok acı. 25 Nisan 2017 tarihinde görülen haklı davamızda sanığa 12 bin 100 lira para cezası veren hakim ve heyeti kınıyorum. Ve asla kabul etmiyorum. Oğlum, babası öldürüldüğünde bir buçuk yaşındaydı. Bundan sonraki hayatında babasızlığa mahkum eden kişiye ceza verilmiyor olması çok acı. Oğlum büyüyor ve süreci sorgulamaya başladı. Ben oğluma yaşadığımız adaletsizliği anlatamıyorum. Biz haklı davamızda yüce adalete ve sizin vicdanınıza sığınıyoruz. Bu zamana kadar yaşadığımız haksızlığın son bulmasını ve adalet terazisinde eşit tartılmayı ben ve ailem adına sizden umutla bekliyoruz.” 

    AVUKAT TURGUT KAZAN: ANAYASA’NIN KURALLARINI TANIMAYAN BİR ANLAYIŞ VAR

    Müşteki avukatı Turgut Kazan, “Yargılama sürecine yeniden başladık. Çok zor bir dönemde yaşıyoruz bunu biliyorum. Anayasa’nın kurallarını tanımayan bir anlayış var. Artık yargılanmanın yenilenmesi hüküm kurulması demek değidir. Anayasa Mahkemesi’nin bahsettiği eksiklikler neyse onlar giderilmelidir.  Bir CD sunduk orada olayı görüyorsunuz. Amirler görüntüde ‘Sıkma’ diye bağırıyor 5 kez” dedi. 

    SAVCI MÜTALAASINDA 6 YILA KADAR HAPİSLE CEZALANDIRILMASINI VE CEZANIN PARAYA ÇEVİRİLMEMESİNİ TALEP ETTİ

    Mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanığın somut olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek maktul Uğur Kurt’un ölümüne sebebiyet verdiği, bu suretle üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçunu işlediği, ancak Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere cezanın eylemle orantılı olması ve ihlalin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Savcı, bu nedenlerle sanık hakkında “Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını ve verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etti. 

    Mahkeme, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmaları için süre vererek duruşmayı 1 Mart 2024 tarihine erteledi. 

  • DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN, CHP’Lİ GÜRER’İN SORUSUNA YANIT VERDİ: “AKTİF DİPLOMATİK PASAPORT SAYISI 22 BİN 107”

    DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN, CHP’Lİ GÜRER’İN SORUSUNA YANIT VERDİ: “AKTİF DİPLOMATİK PASAPORT SAYISI 22 BİN 107”

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine verdiği yanıtta; “Umuma mahsus pasaport hamillerimize vize uygulayan ülke sayısı 122’dir. Ülkemiz ise 90 ülkenin umuma mahsus pasaport hamillerine vize uygulanmaktadır. Kimlikle seyahat edilebilen ülkeler Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna ve KKTC’dir. Aktif diplomatik pasaport sayısı 22 bin 107’dir” bilgilerini verdi.

    CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 23 Ekim 2023 tarihinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesini, TBMM Başkanlığı’na sundu.

    Gürer, Bakan Fidan’a şu soruları yöneltti:

    “2014 yılından bugüne yurt dışına giden ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkan kaç kişidir? Yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyan kaç çalışan ya da yerleşen kişi mevcuttur? Halen ülkemize vize uygulayan ve ülkemizin de vize uyguladığı ülkelerin sayısı nedir? Pasaportsuz, kimlikle gidiş geliş sağlanan ülkeler hangileridir? Dağılımlı diplomatik, yeşil ve vatandaş pasaportuna sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısı kaçtır?”

    Hakan Fidan bu sorulara, şu yanıtları verdi:

    “Umuma mahsus pasaport hamillerimize vize uygulayan ülke sayısı 122’dir. Bazı ülkelerde vizeyi havaalanında sınır girişinde, bazılarında ise e-vize olarak temin etmek mümkündür. Ülkemiz ise 90 ülkenin umuma mahsus pasaport hamillerine vize uygulanmaktadır.

    Kimlikle seyahat edilebilen ülkeler Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna ve KKTC’dir.

    Aktif diplomatik pasaport sayısı 22 bin 107’dir. Umuma mahsus, hizmet ve hususi pasaporta sahip Türk vatandaşlarının kayıtları ise İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce tutulmaktadır”

    Fidan, Gürer’in “Yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyan kaç çalışan ya da yerleşen kişi mevcuttur?” sorusuna ise “Yurt dışında çalışma ve yerleşme durumunun kaydı, vatandaşlarımızın kendi beyanlarına dayandığından, bu sayıların net bir şekilde tespiti mümkün olmamaktadır” yanıtını verdi. Gürer, Fidan’ın bu yanıtını şöyle değerlendirdi:

    “Bu yurttaşların seçmen olarak nasıl YSK tarafından belirlediği ve oy vererek ülkemizde siyasi yönetimi etkidiği de ayrıca düşündürücüdür. Yurt dışında oy için sandık konurken yurt dışında yaşayan T.C. vatandaşlarının tespitinin mümkün olmaması dikkate değer bir durumdur. Keza yurt dışı hizmetlerin, eğitimden Diyanet’e hangi veriler esas alınarak sağlandığı da bu yanıtta soru işaretidir.”

  • EGO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 81 YAŞINDA

    EGO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 81 YAŞINDA

    Ankara Büyükşehir Belediyesi  EGO  Genel Müdürlüğü, ‘81. Kuruluş Yıl Dönümü’nü kutluyor. Kurum Genel Müdürü Nihat Alkaş, yöneticiler ve çalışanlar Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Alkaş, “EGO Genel Müdürlüğü toplu taşımacılık alanındaki deneyim, birikim ve imkânlarını, Başkentlilere dünya standartlarında kaliteli hizmet sunabilmek için seferber etmektedir. Temelinde vatandaş odaklı ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla sürdürdüğümüz hizmet kalitemiz her geçen gün artmaktadır” dedi. 

    Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü 81. yaşını kutluyor.

    EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları ile çalışanlar, EGO’nun ‘81. Kuruluş Yıl Dönümü’nde Anıtkabir’i ziyaret etti.   

    ALKAŞ’TAN DÜNYA STANDARTLARINDA VE VATANDAŞ ODAKLI ULAŞIM VURGUSU

    Alkaş ve beraberindeki heyet, Aslanlı Yol’dan yürüyerek, Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geçti. Alkaş’ın mozoleye çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.

    Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Alkaş, EGO’nun 81. yılına ilişkin mesajını okudu. Mesajında dünya standartlarında ve vatandaş odaklı ulaşım vurgusu yapan Alkaş, şu ifadelere yer verdi:

    “Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt bir kurum olan Genel Müdürlüğümüz, toplu taşımacılık alanındaki deneyim, birikim ve imkânlarını, Başkentlilere dünya standartlarında kaliteli hizmet sunabilmek için seferber etmektedir. Temelinde vatandaş odaklı ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla sürdürdüğümüz hizmet kalitemiz her geçen gün artmaktadır. EGO olarak bu yıl iki büyük sevinci birlikte yaşıyoruz. Bu nedenle ayrı bir gururla karşınızdayız. 29 Ekim 1923’te kurduğunuz Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında. Ata’m, şunu iyi biliniz ki küllerinden yeniden doğmuş bir ulusun evlatları olarak bizler, Cumhuriyete ve Cumhuriyet değerlerine sonuna kadar sahip çıkacağız. “En büyük eserimdir” diyerek bize emanet ettiğiniz Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak için tüm gücümüzle çalışmaya ve açtığınız çağdaş uygarlık yolunda sonsuza dek yürümeye devam edeceğiz. İlke ve devrimleriniz bizim aydınlık meşalemiz olacaktır.”

  • ODUNPAZARI’NDA ATIK PİL TOPLAMA YARIŞMASI SONUÇLANDI

    ODUNPAZARI’NDA ATIK PİL TOPLAMA YARIŞMASI SONUÇLANDI

    Odunpazarı Belediyesi tarafından atık pillerin toplanarak çevreye zararlarının azaltılması, temiz ve yaşanabilir bir çevre oluşturulması için başlatılan ve artık geleneksel hale gelen Ödüllü Atık Pil Toplama Kampanyası’nda kazananlar belli oldu.

    Odunpazarı Belediyesi’nin Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) ile ortaklaşa olarak düzenlediği Atık Pil Toplama Yarışması’na 71 okul katıldı. Atık Pil Toplama Yarışması’nda Yıldırım Beyazıt İlkokulu, Şehit Yunus Baykal Ortaokulu, Zehra Sarar Anaokulu, 24 Kasım İlkokulu, Yunus Emre İmam Hatip Ortaokulu, 1. Hava İkmal Bakım Merkezi İlkokulu Ve Öğretmen Esra Akkaya Anaokulu dereceye giren okullar oldu.

    BİN 840 KG ATIK PİL TOPLANDI

    Odunpazarı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü Yetkilileri, Ödüllü Atık Pil Toplama Yarışması’nda dereceye giren okulları ziyaret ederek okullara ödüllerini verdi. 01 Aralık 2022 tarihinde başlayıp 30 Nisan 2023 tarihinde biten ‘‘Ödüllü Atık Pil Toplama Kampanyası’’ kapsamında Odunpazarı Bölgesi’nde faaliyet gösteren toplam 71 okuldan 1.840 kilogram atık pil toplandı. Toplanan bu atık piller, geri kazanımı veya bertarafı için lisanslı tesise gönderildi.

  • ODUNPAZARI’NIN ŞAMPİYON ATLETLERİ, BAŞKAN KAZIM KURT’U ZİYARET ETTİ

    ODUNPAZARI’NIN ŞAMPİYON ATLETLERİ, BAŞKAN KAZIM KURT’U ZİYARET ETTİ

    Odunpazarı Spor’un başarılı atletleri, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u ziyaret etti. 10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusu’nda aldıkları kupayı, Başkan Kurt’a getiren şampiyon atletler, kendilerine verdiği destek için Başkan Kurt’a teşekkür etti.

    Odunpazarı Spor Kulübü Atletizm Takımı’nın başarılı atletleri Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u ziyaret etti. Başkan Kurt’un makamında gerçekleşen ziyarete, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusu ve Crocs Türkiye Şampiyonası’nın şampiyon atletleri, Enkaspor’a transfer olan başarılı atletler ile Odunpazarı Spor Kulübü Atletizm Takımı Antrenörü Serhat Kökten katıldı. Şampiyonlar, Başkan Kurt’a 10 Kasım’da Ankara’da gerçekleşen Atatürk’ü Anma Koşusunda aldıkları kupayı takdim etti.

    Kendilerine verdiği destek için Başkan Kurt’a teşekkür eden başarılı atletler, “Bizden desteğinizi hiç esirgemediniz. Her zaman yanımızda oldunuz. Başarımızda sizin çok büyük katkınız var. Teşekkür ederiz” dedi.

    “SİZİN BAŞARINIZ BİZİ ÇOK MUTLU EDİYOR”

    Genç atletlerin ziyaretinin kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Başkan Kurt, Odunpazarı Belediyesi olarak sporu ve sporcuları desteklemeye devam edeceklerini belirtti. Başarılı atletleri tebrik eden Başkan Kurt, “Tebrik ederim, çok başarılısınız. Böyle devam edin. Önemli olan sizin geleceğinizi garantiye almak. Hedefimiz de sizin hem eğitim hayatınızı hem de spor geleceğinizi garantiye almaktı. Bunu da gerçekleştiriyoruz. Sizin bu başarınız bizi çok mutlu ediyor. Sizinle gurur duyuyoruz” diye konuştu.

     

  • “KAHRAMANLAR-32” OPERASYONUNDA ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİSTİN, MURAT KARAYILAN’IN KORUMALIĞINI YAPAN YUNUS ARAS OLDUĞU TESPİT EDİLDİ

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 4 Aralık’ta düzenlenen “Kahramanlar-32” operasyonunda etkisiz hale getirilen teröristin bölücü terör örgütü PKK’nın sözde yürütme konseyi üyesi Murat Karayılan’ın korumalığını yapan Herekol Hezex kod isimli Yunus Aras olduğunun tespit edildiğini açıkladı.

    İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 4 Aralık’ta düzenlenen “Kahramanlar-32” operasyonunda etkisiz hale getirilen teröristin PKK’nın sözde yürütme konseyi üyesi Murat Karayılan’ın korumalığını yapan Herekol Hezex kod isimli Yunus Aras olduğunun tespit edildiğini bildirdi. 

    “Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı. Aziz milletimizin bilmesini isterim ki son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize sizlerin duası ve desteğiyle kararlılıkla devam edeceğiz” diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı:

    “Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı koordinesinde, Mardin İl Jandarma Komutanlığı’nca, Mardin ili Dargeçit ilçesi Alayurt Mahallesi kırsalında takibe alınan 2 bölücü terör örgütü (BTÖ) mensubu terörist, 4 Aralık’ta Kahramanlar-32 operasyonunda etkisiz hale getirilmişti. Etkisiz hale getirilen teröristlerden kimliği belirlenemeyen BTÖ Mensubunun DNA testinde Herekol Hezex (K) Yunus Aras olduğu belirlendi. Bu teröristin 2019 yılında Irak’ın kuzeyinde BTÖ’nün sözde yürütme konseyi üyesi Murat Karayılan’ın korumalığını yaptığı da belirlendi. Hain terörist Herekol Hezex (K) Yunus Aras’ın 4 güvenlik görevlimizin şehit edildiği, 15 Güvenlik Görevlimizin yaralandığı 4 eyleme katıldığı tespit edildi. Hain teröristin katıldığı eylemler; Şırnak ili Gabar Dağı bölgesinde 04 Nisan 2017 tarihinde Jandarma Uzman Onbaşı Mehmet Yavşan, Jandarma Uzman Çavuş Yunus Ertürk, Jandarma Uzman Çavuş Ufuk Bingöl’ün şehit edilmesi ve 9 güvenlik görevlimizin yaralandığı EYP’li saldırı olayı, Şırnak ili Gabar Dağı Görmeç Üs bölgesinde 05 Mayıs 2017 tarihinde Tankçı Uzm.Çvş. Musa Vuruşkan’ın şehit, 2 güvenlik görevlimizin yaralandığı silahlı saldırı olayı,Şırnak ili Gabar Dağı bölgesinde 8 Ocak 2018 tarihinde 1 güvenlik görevlimizin yaralandığı EYP’li saldırı olayı, Şırnak ili Gabar Dağı bölgesinde 23 Şubat 2018 tarihinde 3 güvenlik görevlimizin yaralandığı silahlı saldırı olayı tespit edilmiştir. Şükürler olsun ki şehitlerimizin kanı yerde kalmadı. Operasyonu gerçekleştiren kahraman Jandarmamızı tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Terör ve onların iş birlikçilerine yönelik operasyonlarımız aralıksız devam edecek.”

  • SEZGİN TANRIKULU: 2035 YILINDAN ÖNCE DİYARBAKIR’DA OTOBANLA BAĞLANTILI HERHANGİ BİR GELİŞME OLMAYACAK

    SEZGİN TANRIKULU: 2035 YILINDAN ÖNCE DİYARBAKIR’DA OTOBANLA BAĞLANTILI HERHANGİ BİR GELİŞME OLMAYACAK

    CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na Diyarbakır’ın neden otoban projesine dahil edilmediğini sorduk. Bakanlık, dün itibarıyla bana cevap verdi ve Diyarbakır’ın otoban projesine 2035 yılı itibarıyla dahil edildiğini ifade ettiler. Yanlış duymadınız, 2035 yılında… Yani 2035 yılından önce Diyarbakır ile ilgili olarak otobanla bağlantılı herhangi bir gelişme olmayacak” dedi.

    CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’na yönelttiği önerge yanıtlandı. Uraloğlu, şu yanıtı verdi:

    “Şanlıurfa-Ovaköy Otoyolu; 2035 yılı hedef otoyol projeleri kapsamında olup bütçe imkanları doğrultusunda söz konusu otoyolun yapımı gerçekleştirilecektir. Diyarbakır bağlantısının iptaline yönelik herhangi bir durum söz konusu değildir. Yapım çalışmaları; 2023 yılı Yatırım Programında belirlenmiş olan projeler ve bu projelere ayrılmış olan bütçe ödenekleri doğrultusunda yürütülmektedir. 2024 Yılı Yatırım Programı, henüz resmi olarak yayımlanmadığı için ödenekler netleşmemiştir.”

    “BU AYRIMCI POLİTİKALARDAN VAZGEÇİN”

    Uraloğlu’nun yanıtını eleştiren Tanrıkulu şu tepkiyi gösterdi:

    “Diyarbakır’ın otoban projesine 2035 yılı itibarıyla dahil edildiğini ifade ettiler. Yanlış duymadınız, 2035 yılında… Yani 2035 yılından önce Diyarbakır ile ilgili olarak otobanla bağlantılı herhangi bir gelişme olmayacak. Diyarbakır, 2 milyon nüfusa sahip. Bölgenin ticaret merkezi, ekonomi merkezi, lojistik merkezi ve sanayi merkezi. Diyarbakır’ın bu ayrımcılığa uğramasını kabul etmiyoruz. Bakanlığın mutlaka bu görüşünü ve projelendirme çalışmasını gözden geçirmesini ve otoban ağına Diyarbakır’ın mutlaka, bir an önce dahil edilmesi gerektiğini bir kez daha buradan ifade ediyorum. Diyarbakır’a karşı, bu ayrımcı politikalardan vazgeçin.”