Blog

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… AHMET EŞREF FAKIBABA: “GAP’IN BİTİRİLMESİ İÇİN YETERLİ KAYNAK AKTARILMALI VE YATIRIMLARA AĞIRLIK VERİLMELİDİR”

    İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde; 2017’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “2019 yılına kadar GAP’ı tüm unsurlarıyla tamamlamayı hedefliyoruz” dediğini ancak bugüne kadar bunun gerçekleşmediğini söyledi. Fakıbaba, “Küresel iklim krizi nedeniyle tüm dünyada yaşanacak açlık ve gıda krizinin ‘sulu tarım’ neticesiyle ülkemizde görülmeyecek, aynı zamanda Orta Doğu ve Avrupa’ya gıda sevkiyatı yapılacaktır. 1,8 milyon hektar alan sulanmış olacaktır. Yılda 27 milyar kilowatt saat elektrik üretimi yapılacak, ortalama 4 milyon kişiye istihdam yaratılacaktır. Tarım işçileri kendi memleketlerinde çalışacak, yollarda trafik kazası neticesinde hayatını kaybeden kardeşlerimizin can kaybı önlenmiş olacaktır. DEDAŞ nedeniyle zaman zaman Güneydoğu’nun bazı şehirlerinde jandarmayla çiftçilerimizin karşı karşıya getirildiği, hoş olmayan görüntüler ortadan kalkmış olacaktır. Sonuç olarak GAP’ın bitirilmesi için yeterli kaynak aktarılmalı ve yatırımlara ağırlık verilmelidir” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, şunları söyledi:

    “GAP 1970’LERDE PLANLANDI, BİTMESİ 2010 DİYE AÇIKLANDI AMA BİR TÜRLÜ TAMAMLANAMADI”

    “Genel olarak GAP, DAP, KOP, DOKAP projelerine baktığımızda hemen hemen amaçlarının aynı olduğu görülmektedir. Güneydoğu Anadolu Projesi, yani GAP, Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı bir projesi olup, bugüne kadar hazırlanan bölgesel kalkınma, plan ve programları arasında en etkin olanıdır. GAP, uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan bir projedir. Cumhuriyet tarihimizin en büyük entegre projesi olarak adlandırılır. Dünyanın 9 büyük projesinden biridir. Sadece seçimlerden önce gündeme gelen, özellikle 40 yaşın üstünde olanların iyi bildiği bir projedir. GAP, 1970’lerde planlanmış ancak fiilî olarak inşaat çalışmalarına 80’lerde başlanmıştır, tam anlamıyla bitmesi ise 2010 diye açıklanmış fakat bir türlü tamamlanamamıştır.

    “ERDOĞAN 2017’DE ‘GAP’I 2019’DA TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ’ DEDİ YİNE BİTMEDİ”

    GAP, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsamaktadır. Bu 9 il, ortalama Türkiye nüfusu ve arazilerinin yüzde 10’ununu içermektedir. GAP, Fırat-Dicle Havzası’nda sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik 13 projeden meydana gelmiştir. Bu kapsamda, 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve yaklaşık 1 milyon 800 bin hektar alanda sulama şebekesi yapımı öngörülmektedir. 2008’de Diyarbakır’da GAP’ın eylem planını açıklayan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, GAP’ın 5 yılda bitirileceğini ve ortalama 4 milyon insana iş imkanı sağlayacağını söylemişti. Yine aynı başbakan, 11 Nisan 2017 günü Şanlıurfa’da GAP’ı bitireceklerini söyleyerek ‘2019 yılına kadar GAP’ı tüm unsurlarıyla tamamlamayı hedefliyoruz’ demişti. Yine de bitmedi. Bugüne kadar hazırlanan plan ve projeler arasında GAP bünyesindeki enerji ve sulama yatırımlarına harcanan kaynak da dikkate alındığında bölgesel gelişme alanında Cumhuriyet tarihinin en önemli projesidir.

    “ŞU ANA KADAR GAP’TA ENERJİDEN 30 MİLYAR DOLAR, TARIMSAL SULAMADAN İSE 13 MİLYAR DOLAR GELİR ELDE EDİLMİŞTİR”

    GAP’ın proje bedeli ortalama 32 ila 36 milyar dolar olarak hesaplanmış, ilave projeleriyle 40 milyar dolar civarına çıkartılmıştır. ‘2019’da bitirilecek’ denilen GAP’ın bütçesi her geçen yıl azaltılmıştır. 2020 bütçesi 2018 bütçesinin yüzde 40’ının altında kalmıştır. 2024 içinse yetersiz bir rakam belirlenmiştir. Oysa ki GAP’ın bitmesi için en az 5 milyar dolara ihtiyaç vardır. GAP çok kazandıran bir projedir; şu ana kadar GAP’ta enerjiden 30 milyar dolar, tarımsal sulamadan ise 13 milyar dolar gelir elde edilmiştir.

    “GAP’IN BİTİRİLMESİ İÇİN YETERLİ KAYNAK AKTARILMALI VE YATIRIMLARA AĞIRLIK VERİLMELİDİR”

    Küresel iklim krizi nedeniyle tüm dünyada yaşanacak açlık ve gıda krizi sulu tarım neticesiyle ülkemizde görülmeyecek, aynı zamanda Orta Doğu ve Avrupa’ya gıda sevkiyatı yapılacaktır. 1,8 milyon hektar alan sulanmış olacaktır. Yılda 27 milyar kilowatt saat elektrik üretimi yapılacak, ortalama 4 milyon kişiye istihdam yaratılacaktır. Tarım işçileri kendi memleketlerinde çalışacak, yollarda trafik kazası neticesinde hayatını kaybeden kardeşlerimizin can kaybı önlenmiş olacaktır. DEDAŞ nedeniyle zaman zaman Güneydoğu’nun bazı şehirlerinde jandarmayla çiftçilerimizin karşı karşıya getirildiği, hoş olmayan görüntüler ortadan kalkmış olacaktır. Sonuç olarak GAP’ın bitirilmesi için yeterli kaynak aktarılmalı ve yatırımlara ağırlık verilmelidir. İkinci ve üçüncü derece pompaj sulamaları iptal edilmelidir. Çiftçi, parça pürçük destekleme yerine sadece su fiyatında destekleme istiyor. TOGG’u 10 tane babayiğit nasıl yaptıysa şimdi de babayiğitlik sırası iktidarda. İktidar GAP’ı bitirdiğinde o bölgenin insanları bütün bu avantajları elde edecek ve ileriki yıllarda silahtan daha önemli olan tarım ürünlerini üretip ihraç edecektir.”

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… ÜMİT ÖZLALE: “VARLIK FONU, TÜRKİYE’DEKİ KAMU KAYNAKLARINI DİREKT OLARAK TEMİNAT GÖSTERİP ORADAN BİR KİŞİNİN BORÇLANMASININ ÖNÜNÜ AÇAN BİR FON OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR”

    İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde; “Varlık Fonu’nun başka bir formatla teknoloji politikamıza yön vermesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bizler neden Varlık Fonu’nu dışarıdaki başarılı teknoloji Startup’larını ülkemize katıp oradaki teknolojiyi, ülkemizin özel sektörüne ve kamu kurumlarına sunmada kullanmıyoruz? Varlık Fonu böyle kullanılırsa faydalı olabilir. Yani bizler eğer Varlık Fonu’nun içerisine dâhil olan bir ÇAYKUR’dan Lipton ya da bir PTT’den Deutsche Post yaratırsak Varlık Fonu amacına ulaşır. Bu haliyle Varlık Fonu, Türkiye’deki kamu kaynaklarını direkt olarak teminat gösterip oradan bir kişinin borçlanmasının önünü açan bir fon olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, şunları dile getirdi:

    “BU ÜLKENİN EKONOMİNİN KADERİ MAALESEF YÜZYILLARDIR AYNI”

    “Bu ülke ekonomisinin kaderi maalesef yüzyıllardan beri aynı. Üretime, ürüne hak ettiği değeri katamıyoruz, yüksek katma değerli ürünü biz bir türlü bu ülkede üretemiyoruz. Bizim 200-300 yıldan beri en temel problemimiz üretimine hak ettiği katma değeri verememek, tasarım, inovasyon gibi kavramlarda istediğimiz noktaya gelememek. İlk önce doğru bir yapılanma gerekiyor. Eğer sizler sanayinizi geliştirmek istiyorsanız bunu ihracatla yaparsınız, ihracatınızın niteliğini artırmak istiyorsanız o zaman sanayinizi geliştirirsiniz. Yani dış ticaret ve sanayi birbirinden kopmaz, birbirine entegre olması gereken iki alan. İlk olarak önerim bu iki tane bakanlığın birleştirilmesi, sanayi ve ihracatı birbirinden farklı düşünemezsiniz.

    “TÜRKİYE’NİN ENERJİ İTHALATI YAPMASINI DA CARİ AÇIĞIN BİR SEBEBİ OLARAK GÖRMEMEK LAZIM”

    İzlenen yanlış politikalar ne dış ticaretimiz iyileşiyor ne de ihracatımızın teknoloji yoğunluğunda öyle hissedilir görüşme görüyoruz. Neredeyse şu anda rekor bir cari açık vermiş durumdayız. Türkiye neden bu kadar çok altın ithal ediyor çünkü Türkiye’nin para politikasına güven olmadığı için. Enerji ithal etmeniz sizin cari açık vermenizi yüzde 100 garanti etmez. Avrupa ülkelerinin bir çoğu enerji ithalatçısı ama cari fazla veriyor. Türkiye’nin enerji ithalatı yapmasını da cari açığın bir sebebi olarak görmemek lazım.

    “BUGÜN ÜNİVERSİTELERİN ÇOK ÖNEMLİ BÖLÜMÜ, İŞSİZLİĞİ DÖRT SENELİĞİNE ÖTELEYEN KURUMLAR HALİNE GELMİŞ DURUMDA”

    İmalat sanayi ihracatımızda yüksek teknoloji payımız 2013-2023 arası ortalama 3,44, bu düşük bir oran. 2028 hedefi ne 5,5. Buraya nasıl geleceğiz, cevabı yok. Orta-yüksek teknolojili mallar, imalat sanayi ihracatımızda yüzde 34’lük bir pay kaplıyor. Hedefimiz ne 2028 kalkınma planında; yüzde 44. Nasıl yapacağız? Onun cevabı ne bakanlığın strateji raporlarında ne de 12. Kalkınma Planı’nda var. Çok ciddi bir nitelikli işgücü açığımız var, bu kadar fazla üniversite açmak kent ekonomisi için talep yaratmaktan başka bir şey değil. Bugün üniversitelerin çok önemli bölümü işsizliği dört seneliğine öteleyen kurumlar haline gelmiş durumdalar.

    “YEŞİL DÖNÜŞÜM’E ÇOK CİDDİ BÜTÇE AYRILMALI”

    Küresel tedarik zincirlerinde, oraya katılmamızda bir geriye düşme var. Çevresel faktörler çok önemli. Bizim ihracatımızın yaklaşık yarısı AB ülkelerine, bunu daha da artırmamız lazım. Karşımızda şimdi ne var; Yeşil Dönüşüm (Mutabakat) var. Bizim AB’ye ihracatımızda ön plana çıkan sektörlerin arasında demir-çelik, çimento var. Bu sektörler çok kısa dönemde çok ciddi problemlerle karşılaşacaklar Yeşim Mutabakat’a uyum sağlayamadığı için. Mutlaka bu Yeşil Dönüşüm’e çok ciddi bütçe ayrılmalı. Bu iş böyle giderse bizim AB’ye o çok kritik sektörlerdeki ihracatımız sekteye uğrar.

    “VERİMLİLİK ODAKLI BÜYÜMÜYORUZ”

    Verimlilik odaklı büyümüyoruz, milli gelire katkısı çok küçük, Doğu Avrupa ülkelerinin çok gerisinde. Verimlilik odaklı büyümediğimiz için emeği baskılayarak Türk lirasını değersizleştirerek büyüme yoluna gittik bunun olumsuz sonuçlarını her seferinde görüyoruz. Karşımızda neredeyse hayalperest bir ruh haliyle konmuş hedefler var ama bunların nasıl ulaşılacağına dair hiçbir şey yok.

    “GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN ETKİNLİĞİNİ ARTIRIRSAK İHRACATI DAHA HIZLI HALE GETİREBİLİRİZ”

    İhracatımız hızlı değil, bugün gemilerin limanlarda ortalama bekleme süresi 1,22 gün; bu yüksek bir oran, azaltmamız lazım. Konteyner Liman Performans Endeksi; burada en iyi limanımız ancak 42. sırada. Orada bizim bir iyileştirme yapmamız lazım. Konteyner Liman Performans Endeksi’nde ilk 100’de sadece 3 tane limanımız var. Mutlaka hem liman kapasitemizi iyileştirmemiz lazım hem ihracatımızı daha hızlı hale getirmemiz lazım. Eğer biz gümrük işlemlerinin etkinliğini artırırsak o zaman ihracatı daha hızlı hale getirebiliriz.

    “BİLİMSEL ARAŞTIRMALARI DESTEKLEDİKTEN SONRA TİCARİLEŞTİRMEYİ HIZLANDIRMAMIZ GEREKİYOR”

    Dünyada hiçbir ülke temel bilimlere ağırlık vermeden kalkınamamış, bizimse bu konuda çok kötü bir ünümüz var. Ülke olarak temel bilimler performansında ilk 50 arasında değiliz. Temel bilimlere ağırlık vermek istiyorsak buna bir an önce fen liselerine daha fazla ödenek aktararak başlamamız lazım. Bilimsel araştırmaları destekledikten sonra ticarileştirmeyi hızlandırmamız gerekiyor, bu çok önemli.

    “VARLIK FONU BAŞKA BİR FORMATLA TEKNOLOJİ POLİTİKAMIZA YÖN VERMELİ”

    Varlık Fonu’nun başka bir formatla teknoloji politikamıza yön vermesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bizler neden Varlık Fonu’nu dışarıdaki başarılı teknoloji Startup’larını ülkemize katıp oradaki teknolojiyi, ülkemizin özel sektörüne ve kamu kurumlarına sunmada kullanmıyoruz? Varlık Fonu böyle kullanılırsa faydalı olabilir. Yani bizler eğer Varlık Fonu’nun içerisine dâhil olan bir ÇAYKUR’dan Lipton ya da bir PTT’den Deutsche Post yaratırsak Varlık Fonu amacına ulaşır. Bu haliyle Varlık Fonu, Türkiye’deki kamu kaynaklarını direkt olarak teminat gösterip oradan bir kişinin borçlanmasının önünü açan bir fon olarak karşımıza çıkıyor.

    “SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI İÇİNDE TEKNOLOJİ DANIŞMANLIĞINI VEREBİLECEK KOSGEB’İN ÇOK DAHA YETKİN BİR KURUMUNA İHTİYACIMIZ VAR”

    Şirketlerimiz hangi teknolojileri kullanacaklarını bilmiyorlar. Bizim bir an önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı içinde teknoloji danışmanlığını verebilecek KOSGEB’in çok daha yetkin bir kurumuna ihtiyacımız var. Bunu yapabilirsek bizim küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz o teknoloji danışmanlığını kamu kurumlarında alabilir. Yeni nesil OSB’leri kurmalıyız. Savunma sanayindeki yerlilik oranımız yüzde 30-35’ten fazla değil. Belki de savunma sanayindeki ihtiyaçların yüzde 80’i yurt içinden karşılanıyor ama ithal bağımlılık oranına baktığınız zaman Türkiye’nin yerliliği yüzde 30-35’ten fazla değil. 35 azımsanacak bir sayı değil bunu bizim artırmamız gerekiyor. İlk önce liyakatli bir atama getirmeniz gerekiyor. Kooperatiflerin AB’de sebze ve meyve pazarındaki payı yüzde 46, bizdeki bu oran sadece yüzde 2. Yıllardan beri biz bunu yüzde 2’nin üzerine çıkarTamamışsız. Bununla ilgili Ticaret Bakanlığı’nın çok daha iddialı projeleri hayata geçirmesi lazım.”

  • TURGUTLU BELEDİYE BAŞKANI AKIN’DAN HİZMET TURU

    TURGUTLU BELEDİYE BAŞKANI AKIN’DAN HİZMET TURU

    Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, kent genelinde inşaat çalışmalarının sorunsuz ilerlediği vizyon projeleri yakından takip etmeye devam ediyor. Başkan  Akın, gün boyu devam eden inceleme gezisinde Cuma Pazarı, İstasyonaltı Mahallesi, Selvilitepe Cemevi ve Kültür Sanat Merkezi, Ekrem Gürel Kültür Sanat Merkezi, Çepnibektaş Çok Amaçlı Salon ve Selvilitepe Spor Kompleksi proje alanlarını ziyaret etti.

    Kente değer katan önemli projeleri hayata geçirmek için tüm birimleriyle gece gündüz çalışan Turgutlu Belediyesi, merkez ve kırsal mahallerdeki proje ve yatırımlarına devam ediyor. Söz konusu çalışmalar doğrultusunda göreve geldiği günden itibaren Turgutlu’da vizyon projelere imza atan Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, eş zamanlı olarak devam eden proje alanlarında gün boyu incelemelerini gerçekleştirdi.

    Başkan Çetin Akın’a ziyaretleri sırasında Başkan Yardımcıları Fırat Honaz, Ahmet Daşkan, Evren Erbaş, Mithat Erden, CHP Turgutlu İlçe Başkanı Hasan Ayma, CHP Turgutlu Gençlik Kolları Başkanı Esin Küçükler, daire müdürleri ve teknik personel eşlik etti.

    İLK DURAK CUMA PAZARI

    Başkan Çetin Akın’ın beraberindeki heyetle birlikte gerçekleştirdiği inceleme gezisinin ilk durağı yapım aşamasında sona yaklaşılan Cuma Pazarı projesi oldu. Turgutlu Belediyesi’nin yapımı en hızlı ilerleyen projeleri arasında yer alan Cuma Pazarı’ndaki inşaat çalışmalarını inceleyen Başkan Akın, 52 milyon TL’lik yatırımla pazarcı esnafı ve vatandaşların yıllardır süren mağduriyetini ortadan kaldıracak proje hakkında açıklamalarda bulundu.

    Başkan Çetin Akın, “Cuma Pazarımızın inşaatına 4 nisanda başlamıştık. Müteahhit firmaya hak ediş anlamında hiçbir borcu olmayan bir proje gerçekleştiriyoruz. Turgutlu Belediyesinin öz kaynaklarıyla ve büyükşehir belediyesinin desteği olmadan 130 araçlık kapalı, 50 araçlık açık otoparkı olan üst kısmını pazar yeri olarak kullanacağımız 52 milyon değerindeki Cuma Pazarı projemizi söz verdiğimiz gibi yılbaşı hediyesi olarak Turgutlu halkına teslim edeceğiz” dedi.

    “OCAK AYI SONUNDA İSTASYONALTI MAHALLEMİZİN ÜSTYAPISI TAMAMEN YENİLENMİŞ OLACAK”

    Turgutlu Belediyesi tarafından İstasyonaltı Mahallesi’nin tamamını kapsayan ve 14 milyon 506 bin TL’lik yatırımla hayata geçirilen üstyapı yenileme çalışmalarını yerinde inceleyen Başkan Çetin Akın, “İstasyonaltı Mahallemiz maalesef uzun yıllar boyunca hizmet alamamıştı. Göreve geldikten sonra ilk olarak mahallemize gençlerimizin spor yapmalarına olanak sağlamak için bir futbol sahası kazandırdık. Daha sonra mahallemizde doğalgaz yoktu, doğalgaz kazandırdık. Son olarak da mahallemizde yer alan dökülmüş, harap durumdaki elektrik direklerini yeraltına aldık. Şimdi de mahallemizin 12 bin 600 metrekare kaldırım, 38 bin 920 metrekare yol olmak üzere toplam 51 bin 520 metrekare parke taşı ve 12 bin metre bordür taşı döşeme işlemi ile üstyapısını tamamen yeniliyoruz. Yatırımımızın şu anki güncel değeri 14 milyon 506 bin TL. Herhangi bir aksilik olmazsa ocak ayı sonu gibi İstasyonaltı Mahallemizin üstyapısı tamamen yenilenmiş olacak. İstasyonaltı Mahallemize hayırlı olsun” diye konuştu.

    Başkan Çetin Akın ayrıca İstasyonaltı Mahallesi ile Kısmalı Yolu arasında kalan bölgede su birikintileri sebebiyle yaşanan sorunun çözümüne dair hamlede bulunduklarını da söyledi. Başkan Akın, “İstasyonaltı Mahallemiz ile Kısmalı Yolu arasında kalan bölgemizde yaşanan sorunun çözümüne dair bir hamle yaptık. Manisa Büyükşehir Belediyesi kısa süre içerisinde söz konusu bölgemizde yağmur sularının bağlantı yolu konusunda çalışmalara başlayacak” dedi.

    “EN HIZLI BİTEN PROJELERE İMZA ATIYORUZ”

    Başkan Çetin Akın, ziyaretlerine inanç ve kültür yuvası olarak kente kazandırılacak olan Selvilitepe Cemevi ve Kültür Sanat Merkezi ile inşaat çalışmalarının hızla devam ettiği Ekrem Gürel Kültür Merkezi’ni inceleyerek devam etti. Teknik ekipten süreç hakkında bilgi alan Başkan Akın, devam eden çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.

    Başkan Akın, “Selvilitepe Mahallemize kendi imkanlarımız ve öz kaynaklarımızla, hiçbir destek almadan cemevi ve kültür sanat merkezi kazandırıyoruz. Bununla beraber Ergenekon Mahallemize kazandıracağımız kültür ve sanat merkezimde de çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Mart sonu gibi projemizin kaba inşaatı bitmiş olacak. Kentimizde en hızlı biten projelere imza atıyoruz. Her iki projemiz de Turgutlu’muza hayırlı olsun” dedi.

    Başkan Çetin Akın ayrıca Fen İşleri Müdürlüğü’nün Ergenekon Mahallesi Davutlu Sokakta yürüttüğü bordür döşeme çalışmasını ile Selvilitepe Mahallesi Yağmur Sokakta yapımı devam eden çocuk oyun grubu alanındaki çevre ve peyzaj düzenleme işlemlerini yerinde takip etti.

    Başkan Çetin Akın gün boyu devam eden inceleme gezisini, Selvilitepe Mahallesi’nde hayata geçirilecek olan, içerisinde yüzme havuzu ve spor salonlarının bulunacağı Selvilitepe Spor Kompleksi proje alanı ve Çepnibektaş Mahallesine kazandırılacak olan ve yapım çalışmasının hızla ilerlediği Çepnibektaş Çok Amaçlı Salon projesini ziyaret ederek sonlandırdı.

  • SOMALİ CUMHURBAŞKANI’NIN OĞLUNUN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDUĞU KURYENİN EŞİ EK İFADE VERDİ

    GAYE ŞEYMA CAN

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Hassan Sheikh Mohamud’in aracıyla çarparak ölümüne neden olduğu motokurye Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer, İstanbul Adliyesine gelerek Avrasya Tüneli’nden çıkış anına ilişkin yeni görüntü kayıtlarının dosyaya gelmesi sebebiyle savcılığa ek ifade verdi.  Göçer ek ifadesinde, “Eşim evden kaskını takarak çıkmıştı. Kaza esnasında da başındaydı” dedi. 

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil, 30 Kasım’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde motokuryeye Yunus Emre Göçer’in (38) kullandığı motosiklete arkadan çarpmıştı. Kazada, ağır yaralanan Yunus Emre Göçer, kaldırıldığı hastanede 6 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan şüphelinin ise 2 Aralık’ta yurt dışına çıktığı tespit edilmişti. 

    Hayatını kaybeden kurye Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer, bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelerek müşteki sıfatıyla ifade verdi. Göçer, ifadesinde eşinin kusurlu olduğuna yönelik tutanak tutan polis memurlarından ve olayda talimat veren Cumhuriyet savcısından da şikayetçi olmuştu. 

    “KASK KAZA ESNASINDA DA BAŞINDAYDI”

    Öznur Göçer bugün, Avrasya Tüneli’nden çıkış anına ilişkin yeni görüntü kayıtları dosyaya gelmesi nedeniyle savcılığın talebiyle ek ifade vermek üzere İstanbul Adalet Sarayı’na geldi.  Göçer ek ifadesinde, “Eşim evden kaskını takarak çıkmıştı. Kaza esnasında da başındaydı. Olay yerinde diğer eşyalarıyla birlikte kaskı arkadaşı Hüseyin Yıldız aldı. Şu an öğrendiğimiz kadarıyla kask Kadir Arı’da Kaskın içinde kamera cihazı vardı lakin olay günü kayıt almamıştı. Dosya kapsamında ele geçen 60 bin TL tutarında para tarafımıza ait değildir. Olay nedeniyle karşı taraf sürücüsünden şikayetçiyim” ifadelerine yer verdi.

    AV. IYAZ ÇİMEN: “PAZARTESİ KASKI TESLİM EDECEĞİZ”

    İfade sonrasında Göçer avukatıyla birlikte adliye nönüde açıklama yaptı. Av. Iyaz Çimen, “Avrasya Tüneli’nden çıkış anına ilişkin yeni görüntü kayıtları dosyaya gelmiş. Bunlarla ilgili yeni dökümler yapıldıktan sonra kusur raporunun yazdırılması için fiziki olarak dosyamız şu anda Adli Tıp Kurumunda. Biz de oradan gelecek yeni kusur raporunu bekliyoruz ancak görüntü dökümlerini incelediğimizde herhangi bir şerit ihlalinin olmadığını detaylı bir şekilde döküm haline getirmişler. bundan kaynaklı da artık o uzaktan görüntüden ziyade net bir şekilde kazanın oluşunu, kimin fren yapıp yapmadığını görebiliyoruz. Ayrıca kaza anında çarpmanın etkisiyle bu öykülerin başından fırlayan kaskımız var. Tekrardan buraya teslim edeceğiz. Burada ifadede bulunduk. Pazartesi kaskı teslim edeceğiz” diye konuştu.

    Göçer ise, “Sonuna kadar devam edeceğim. Haklı olduğumuzu zaten biliyorduk baştan beri. Şu anda da tamamen görüntülerde gördük” dedi.

  • BODRUM’DA 10. TOPRAK ANA GÜNÜ VE YERLİ MALI HAFTASI KUTLANDI

    BODRUM’DA 10. TOPRAK ANA GÜNÜ VE YERLİ MALI HAFTASI KUTLANDI

    Bodrum Belediyesi, Slow Food Yaveş Gari Bodrum Birliği ve Bodrium Otel iş birliği ile 10. Slow Food Toprak Ana Günü ve Yerli Malı Haftası kutlandı.

    Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı temsilen Meclis Üyesi – Genel Koordinatör Emel Çakaloğlu’nun katılımıyla Bodrum Merkez Pazaryeri’nde gerçekleşen etkinlikte, vatandaşlara börülceli tarhana çorbası, Bodrum gemici peksimeti ve coğrafi işaretli Bodrum mandalinası ikram edildi.

    Slow Food hareketinin temel hedefi olan “iyi, temiz ve adil gıda” mottosuyla yola çıkılan etkinlik programında konuşan Genel Koordinatör Emel Çakaloğlu, şunları söyledi:

    “Yerli Malı Haftası’nı çok önemsiyoruz. Bu haftada vatandaşlarımızla bir araya geliyor, öğrencilerle çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Geçirdiğimiz salgın dönemi bizlere bir kez daha bu etkinliklerin önemini gösterdi.”

    Bodrum Belediyesi olarak Tarımsal İşler Müdürlüğü’nü kurduklarını belirten Emel Çakaloğlu, konuşmasının sonunda tohumların üretilmesi ve çoğaltılması ile ilgili üreticileri desteklediklerini, bu kapsamda yerli üretime dönülmesi gerektiğini vurguladı.

    “Beslen, Öğren, Harekete Geç” sloganıyla sona eren programda vatandaşlar, Bodrum Belediyesi ve etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etti.

  • BOZÜYÜK BELEDİYESİ’NDEN HASTANE YOLUNA YENİ BİSİKLET YOLU

    BOZÜYÜK BELEDİYESİ’NDEN HASTANE YOLUNA YENİ BİSİKLET YOLU

    Bozüyük Belediyesi tarafından kapalı pazarın önünden geçen Şenkal Caddesi’nin devamındaki TCDD demiryolu ile Bozüyük Devlet Hastanesi çevreyolu alt geçidi arasındaki bölgede başlatılan bisiklet yolu yapım çalışmaları devam ediyor.

    Bölgede yaşanan yoğun araç trafiğinin yanı sıra yaya ve bisikletli trafiğinin de yoğun olması nedeniyle yapılan çalışmalarda Yeşilkent Mahallesi ve Devlet Hastanesi ilçe merkezine yaya yolu ve bisiklet yolu ile bağlanarak yaya ve bisikletlilerin ulaşımı daha güvenli bir hale gelecek.

  • ÇİNE’NİN YENİ BELEDİYE BAŞKANI, MEHMET KIVRAK OLDU

    ÇİNE’NİN YENİ BELEDİYE BAŞKANI, MEHMET KIVRAK OLDU

    Çine Belediye Meclisi’nde yapılan seçim ile yeni Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Parti’li Mehmet Kıvrak oldu.

    Kısa süre önce tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’in yerine yeni başkan seçimi için belediye meclisi olağanüstü toplandı. Mecliste kapalı oylama usulü ile gerçekleşen seçimde ilk iki turda üçte ikilik çoğunluk sağlanamadı. Üçüncü turda 9 meclis üyesinin oyunu alan CHP’li Mehmet Kıvrak, Çine’nin yeni belediye başkanı oldu. Cumhur İttifakının adayı Burhan Kandemir ise yapılan üç oylamada da 6 oy aldı.

    BAŞKAN DİNÇER, UNUTULMADI

    Kendisine oy veren meclis üyelerine teşekkür eden Çine Belediye Başkanı Mehmet Kıvrak, “Sonuç Çine’mize hayırlı olsun. Acımız taze, Başkanımız Enver Salih Dinçer’i bir kez daha rahmetle anıyoruz” diye konuştu.

    Seçim sonrası tebrikleri kabul eden Başkan Mehmet Kıvrak ve beraberindeki heyet, merhum Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’in mezarını ziyaret ederek dua etti.

     

  • TARİHİ İSKİLİP KALESİ’NDE TÜRK BAYRAĞI DİKMEK İÇİN YAPILAN ÇALIŞMADA SARNIÇ VE DEHLİZ BULUNDU

    ERKAN KARACA

     

    Çorum’un İskilip ilçesindeki tarihi İskilip Kalesi’nde Türk bayrağı dikmek için yapılan çalışma sırasında su sarnıcı ve dehliz ortaya çıktı. Hitit Üniversitesi Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Oktay Gündoğdu, “Sarnıcın altında 8 basamak tespit ettik. Kalelerde sarnıçlar, genellikle suyun depolandığı alanlardır ve suyu depolamak için kar iteklenerek sarnıcın içine biriktirilir. Bunlar da yaz aylarında kullanılır. Bu sarnıç, kalede yaşayan tüm insanların su ihtiyacını karşılıyordu” dedi.

    Çorum’un İskilip ilçesinde bulunan tarihi kalede 2022 yılında İskilip Belediyesi, Hitit Üniversitesi ve Çorum Müzesi Müdürlüğü iş birliğiyle başlatılan arkeolojik kazı çalışması tamamlandı. Yaklaşık bir yıl süren çalışma sonrasında, 13,5 metre derinlikte; 3 metre yükseklik ve 2 metre genişliğe sahip, içinde 8 basamaklı merdiven bulundu. 30 metre uzunluğunda koridor şeklinde bir yapı ortaya çıktı.

    “NADİR RASTLANAN BİR BULGU”

    Kazı Başkanlığını da yapan Çorum Müze Müdürü Metin Çakar, çalışma sırasında ortaya çıkan sarnıç yapısı ve altında yer alan mimari bölümünün şimdiye kadar bu tip kazı çalışmalarında nadir rastlanan bir bulgu olduğunu belirterek, “Bu sebeple mahiyeti tam olarak anlaşılamayan sarnıç yapısının anlaşılabilmesi için eğer şartlar uygun olursa önümüzdeki yıl da kazı çalışması yapılması planlanmaktadır” dedi.

    KALEDE YAŞAYAN İNSANLARIN SU İHTİYACINI KARŞILIYORDU”

    Hitit Üniversitesi Türk İslam Sanatları Ana bilim dalı Dr. Öğretim Üyesi Oktay Gündoğdu ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Kalenin tam merkezinde geç dönemlerde muhtemelen zindan veya depo olarak kullanıldığını tahmin ettiğimiz sarnıcın üst tabanındayız. Yaklaşık 3 metre altında, alt kotlarda bir başka taban bulunuyor. O da muhtemelen Roma dönemine tarihlendirilen bir süreci ihtiva ediyor. Etrafı kaya ile çevrili, açık alan kısımlarında moloz taşla örülüp üzeri 5 santimetre kalınlığında Horasan harçla kapatılmış cephesi bulunan sarnıcın tabanını ise 1 metre kalınlığında. Sarnıcın Roma dönemindeki en önemli bulguları, bu zeminin altında yer alıyor. Sarnıcın altında 8 basamak tespit ettik. Kalelerde sarnıçlar, genellikle suyun depolandığı alanlardır ve suyu depolamak için kar iteklenerek sarnıcın içine biriktirilir. Bunlar da yaz aylarında kullanılır. Bu sarnıç, kalede yaşayan tüm insanların su ihtiyacını karşılıyordu.”

     

     

  • BİG BANG STARTUP CHALLENGE İLE 50 GİRİŞİMCİYE 1,28 MİLYAR LİRA DESTEK

    BİG BANG STARTUP CHALLENGE İLE 50 GİRİŞİMCİYE 1,28 MİLYAR LİRA DESTEK

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çekirdek tarafından gerçekleştirilen girişimcilik etkinliği Big Bang Startup Challenge’ta bu yıl 50 girişime 1,28 milyar lira destek sağlandı. İlk beşte yer almaya hak kazanan girişimler sırasıyla; Captanomy, RumiTech, Wyseye, Newky ve Powea oldu. 

    “Hayal et, Cesaret et, Yap” mottosuyla aralarında enerji sektörünün de olduğu girişimcileri, yatırımcıları, kurumsal firmaları ve tüm teknoloji severleri buluşturan 12’inci Big Bang etkinliği, Cumhuriyetin 100. yılında yeni bir rekor kırdı. Geçen yıl 341 milyon TL değerinde ödül, nakit ve yatırım duyurulan Big Bang Startup Challenge sahnesinde bu yıl 3,5 kat üzerine çıkılarak 1,28 milyar TL’lik ödül, nakit ve yatırım desteği açıklandı.

    İLK KEZ YATIRIM ALAN GİRİŞİMLER

    İTÜ Çekirdek girişimlerinden Crowia, Kozalak, Optimimax, Porima, Teklifim Gelsin ve The Clico girişimlerinin yatırımları da ilk kez Big Bang 2023 sahnesinde duyuruldu. 

    Etkinlikte ayrıca 2023 yılı içerisinde yatırım almış 83 İTÜ Çekirdek girişiminin yatırımları da kutlandı. 

    “İTÜ ARI TEKNOKENT KENDİNİ ‘GLOBAL EKOSİSTEM KURUCUSU’ OLARAK KONUMLANDIRIYOR”

    İTÜ Arı Teknoket, girişimlere sunduğu desteklerin yanı sıra etkinlikte yatırımcı kimliğiyle de yer aldı. İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, İTÜ ARI Teknokent’in de Newky’e 20 bin dolar, Soundbank’e 20 bin dolar ve Wyseye’a 25 bin dolar değerinde yatırım yaptığını açıkladı. 

    Prof. Dr. Attila Dikbaş, şunları söyledi:

    “Kurulan ilk teknokentlerden biri olarak bu yıl 20. yılımızı kutluyoruz. Ülkemizin kuruluşundan itibaren üstlendiği teknolojiye dayalı milli kalkınma seferberliği kapsamındaki misyonumuzu devam ettiriyoruz. ‘ Türkiye’deki Teknoloji Geliştirme Bölgeleri için örnek bir rol model yaratmak’ misyonuyla her zaman Birlikte İleriye anlayışını benimsiyoruz. İTÜ ARI Teknokent’i kurarken yaşayan, yaşatan, öğrenen ve de öğreten sinerjik bir ekosisteme dönüşmesini hayal ederek inşa etmiştik. Bugün geldiğimiz noktada hayallerimizin çok daha ötesine taşıdık bu yapıyı. O yüzden de kendimizi Global Ekosistem Kurucusu olarak konumlandırıyoruz. Kurduğumuz ekosistemin en önemli birimini ise bu yıl UBI Global tarafından dünyanın en iyi üniversite kuluçka merkezi seçilen İTÜ Çekirdek oluşturuyor. İTÜ Çekirdek’i hayata geçirdiğimiz sene, yılda sadece 478 başvuru almışken şimdi yılda 7 bini aşan başvuru alıyoruz. O yıl sadece 11 girişimi destekleyebilmişken şu anda yılda 500’ü aşkın girişimi destekliyoruz. Big Bang’in ilk senesinde girişimlere yatırım hiç yapılmamıştı. Sağladığımız ödül ise sadece 100 bin TL idi. Geçtiğimiz seneye baktığımızda ise 341 milyon TL’lik ödül, nakit ve yatırımı girişimlerle buluşturduğumuzu görüyoruz. Bugün ise rekora imza atmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu başarı İTÜ ARI Teknokent ekibinin olduğu kadar paydaşlarımızın, mentorlarımızın, girişimcilerimizin, yatırımcılarımızın.” 

    “40 GİRİŞİME BUTİK KULUÇKA PROGRAMI SUNUYORUZ”

    İTÜ ARI Teknokent Girişimcilik Programları ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Arzu Eryılmaz ise İTÜ Çekirdek’in başarısını etkileyen kriterleri anlattığı sunumuyla sahnede yer aldı. Eryılmaz konuşmasında “İTÜ Çekirdek’te sadece yılda 500 girişime destek olan bir kuluçka merkezi olmakla kalmıyor, her yıl Big Bang’ten sonra seçilen 40 girişime butik bir kuluçka programı sunuyoruz; koçlarımızın gücüyle birebir satış ve yatırım hızlandırma desteği sağlıyoruz. Ayrıca İTÜ Çekirdek’e giren her girişim artık bizim için ömür boyu İTÜ Çekirdek’li kalıyor. Tüm girişimlerimize hayat boyu mentorluk vermeye, desteğimizi sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.

    ETKİNLİĞE DANS ŞOV VE KONSERLER RENK KATTI

    Sunuculuğunu M. Serdar Kuzuloğlu’nun yaptığı Big Bang Startup Challenge’ta bu yıl Istanbul Dance Factory ekibi de farklı dönemlere ait dans şovları yaptı. Tuz Biber stand-up ekibinden Berk Karan ve Çağla Alkan’in özel skeçlerinin de yer aldığı etkinlikte; pop star Mustafa Sandal da verdiği konserle en sevilen şarkılarını katılımcılarla birlikte söyledi. Yoğun ilgi gösterilen etkinlikte girişimcilerin fuayedeki stantlarına da büyük bir ilgi oldu.

    BİG BANG STARTUP CAHLENGE’NİN DESTEKÇİLERİ

    Elginkan Vakfı Elmas Paydaş; EPDK|Elder, Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği (OİB) Platin Paydaş; AGESA, Akbank, AKSigorta, Aktif Ventures, Anadolu Efes, Anadolu ISUZU, , Aveon Global Sigorta, Coşkunöz Eğitim Vakfı, Eczacıbaşı, EnerjiSA, Ford Otosan, ForInvest, Golrang Innovation Center, Smart Güneş Teknolojileri, Teknasyon, Yalçıner Patent ve Yapı Kredi Teknoloji Altın Paydaş olarak girişimlerimizin ivmelenlerini artırmak amacıyla İTÜ Çekirdek’e ve Big Bang’e her yıl destek oluyor, geleceğin teknolojilerine yatırım yapıyor.

  • İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI : “İMAR AFFINDAN FAYDALANACAK BİNALARI GERÇEK BİR TEKNİK İNCELEMEDEN KAÇIRAN YÖNETİCİLER, ŞİMDİ GÖZLERDEN UZAK KALMAK İÇİN HEDEF SAPTIRMAKTADIR”

    İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI : “İMAR AFFINDAN FAYDALANACAK BİNALARI GERÇEK BİR TEKNİK İNCELEMEDEN KAÇIRAN YÖNETİCİLER, ŞİMDİ GÖZLERDEN UZAK KALMAK İÇİN HEDEF SAPTIRMAKTADIR”

    TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, 6 Şubat depremleriyle ilgili yürütülen yargı süreçlerine ilişkin “Çıkardıkları imar aflarıyla risk üzerine risk yaratan ve yetmiyormuş gibi imar affından faydalanacak binaları gerçek bir teknik incelemeden kaçıran yöneticiler şimdi gözlerden uzak kalmak için hedef saptırmaktadır. Halkın sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamasından sorumlu olan devlet yöneticileri sorumluluklarından kaçınamazlar” açıklamasını yaptı.

    Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası, 6 Şubat depremleri hakkında yürütülen yargı süreçleri hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Adil bir yargılama yapılmadan ve gerçek sorumlular tespit edilip cezalandırılmadan, ülkemiz enkaz altında kalmaya devam edecektir. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak 6 Şubat Depremlerinin ardından başlayan soruşturma süreçlerinde de söylediğimiz gibi siyasi iktidar, deprem nedeniyle yaşanan kayıpları bir yandan ilahi takdiratla açıklarken diğer yandan suçlayacak başka kesimler aramakta, yıkılan ve hasar gören on binlerce yapının sorumluluklarını hem cezai hem de hukuki yönden meslektaşlarımızın omuzlarına yüklemeye çalışmaktadır.

    Tekrar söylüyoruz, 6 Şubat Depremlerinin yaratmış olduğu yıkımda sorumluluğu bulunan herkesin yargı önüne çıkarılması ve bu kişilerden hukuk nezdinde hesap sorulması gerekmektedir. Çünkü biliyoruz ki adil bir yargılama yapılmadan ve gerçek sorumlular tespit edilip cezalandırılmadan, ülkemiz enkaz altında kalmaya devam edecektir.

    PEK ÇOK MESLEKTAŞIMIZIN TUTUKLANARAK GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLMEYE ÇALIŞILDIĞI GÖRÜLMEKTEDİR”

    Ancak başlayan yargı süreçlerinin seyrine bakıldığında, gerçek kusurluların ortaya çıkarılmasından uzaklaşıldığı, eksik ve hatalı yaklaşımlar içerdiği, Odamızın 03 Kasım 2023 tarihinde yayımladığı Şubat 2023 Depremlerinde Binaları Hasar Görerek Yıkılan Statik Proje Mühendislerinin Yargılanmalarında Esas Alınacak Bilirkişi Raporlarının Teknik Yaklaşımı çalışmasının üniversitelere ait bilirkişi raporlarında dikkate alınmadığı, pek çok statik proje müellifi meslektaşımızın tutuklanarak günah keçisi ilan edilmeye çalışıldığı görülmektedir.

    Binanın inşa edildiği tarihte mühendisin yaptığı proje kusurlu bulunursa, kusurlu olduğu hususların yıkımda ne şekilde ve ne derecede etken olabileceğinin ortaya çıkarılmasının tam ve adil olarak gerçekleştirilmesi hiç kolay değildir.

    Deprem bölgelerinde alınan çok şiddetli deprem kayıtları kullanılarak, yıkılan binaların gerçek davranışını ve hangi nedenlerle yıkıldığını açıklayacak modelleme ve analizlerin gerçekleştirilmesi fevkalade karmaşık ve zordur. Her bir binanın doğrusal olmayan eleman ve sistem modellemesi ve büyük yer değiştirme teorisi ile zaman tanım alanında göçme analizi çok uzun zaman alabilir ve ancak bilimsel araştırmaların konusu olabilir. Kaldı ki bazı yerleşim yerlerinde yeterli sayıda ivme kaydı bulunsa bile bunlar, özellikle Antakya’da olduğu üzere, noktadan noktaya önemli ölçüde değişkenlik göstermektedirler. Diğer bazı yerleşim yerlerinde ise yeteri kadar, hatta hiç kayıt bulunmamaktadır.

    “BİLİRKİŞİNİN TEORİK BİLGİSİ YANINDA MÜHENDİSLİK DENEYİMİNİN YETERLİLİĞİ DE ÖNEMLİ BİR GEREKLİLİKTİR”

    Bu bakımdan, gerçek deprem kayıtları kullanılarak bu tür modelleme ve analizlerin bilirkişi incelemeleri kapsamında yapılması pratik olarak düşünülmemelidir. Kaldı ki böyle sofistike analizler yapılabilmiş olsa bile gerçek depremin etkisi altında projeden kaynaklanmış olabilecek kusurlar, yıkıma neden olabilecek diğer kusurlarla (yapım ve denetim kusurları vs.) iç içe ve etkileşim halinde olduklarından gerçek kusurun nerede ve ne oranda olduğunu belirlemek neredeyse imkansız olacaktır. Öyle ki statik projede bazı kusurlar olsa bile, proje dışındaki diğer kusurların ağır bastığı durumlarda bunların yıkımdaki rolü çok az olabilir, hatta hiç olmayabilir.

    Bu durum karşısında, olsa olsa binanın inşa edildiği tarihte yürürlükte olan yönetmelikte tanımlanan deprem etkilerine göre yapılmış olan analizden ekstrapolasyonla proje kusurlarının yıkımı nasıl etkileyebileceği konusunda bazı çıkarımlar yapılabilir. Ancak bunlar çoğu durumda nicel olmaktan çok ister istemez nitel ve subjektif olacaktır. Burada bilirkişinin teorik bilgisi yanında mühendislik deneyiminin yeterliliği konusu da önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

    BİNALARI GERÇEK BİR TEKNİK İNCELEMEDEN KAÇIRAN YÖNETİCİLER ŞİMDİ GÖZLERDEN UZAK KALMAK İÇİN HEDEF SAPTIRMAKTADIR”

    İnşaat Mühendisleri Odası olarak halen yürütülmekte olan yargı süreçleri kapsamında hazırlanan bilirkişi raporlarında izlenmesini öngördüğümüz rasyonel ve adil yaklaşım, yıkılan binanın projesinin doğrusal elastik olmayan gerçek bina davranışını çok daha doğru bir şekilde dikkate alan Şekil Değiştirmeye Göre Değerlendirme yaklaşımıdır.

    Sonuç olarak, proje kusurlarının yıkımı nasıl ve ne derecede etkilediği makul gerekçelerle açıklanamaz ise, proje mühendisinin teknik olarak sorumlu tutulması söz konusu olmamalıdır. Ülkemizdeki riskli yapı stokunun varlığının hemen herkes tarafından bilinmesi, biz dahil ilgili tüm kuruluşların önlem alınması gerektiğini dillendirmesi ve bu önlemlerin neler olduğunu söylemesine rağmen 20 yıldır hiçbir eylemde bulunmayan siyasi otorite, bugün sorumluluğu yine mühendislerin üzerine yıkmaya çalışmaktadır.

    Çıkardıkları imar aflarıyla risk üzerine risk yaratan ve yetmiyormuş gibi imar affından faydalanacak binaları gerçek bir teknik incelemeden kaçıran yöneticiler şimdi gözlerden uzak kalmak için hedef saptırmaktadırlar. Halkın sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamasından sorumlu olan devlet yöneticileri sorumluluklarından kaçınamazlar. 6 Şubat depremlerinin yıkımının sorumluluğunu meslektaşlarımızın üzerine yıkıp gerçek sorumluların gizlenmesi çabalarına en yüksek sesle itiraz ediyor, gerçek ve adil bir yargılama talep ediyoruz.”