Blog

  • ANKARA HALKEVLERİ, YOKSULLUK VE HAYAT PAHALILIĞINI PROTESTO ETTİ. KİBAR: “EKMEK ALIRKEN, SU ALIRKEN, GİYİNİRKEN VERGİ ÖDÜYORUZ. PEKİ, OLUŞAN BÜTÇEDEN HALKA NE DÜŞÜYOR, KOCAMAN BİR HİÇ”

    Ankara Halkevleri üyeleri bugün yoksulluk ve hayat pahalılığını protesto etti.  Açlık ve Yoksulluğa Karşı Dayanışma Platformu’dan Serdar Kibar, “2024 bütçesine baktığımızda, tıpkı geçmiş yılların bütçeleri gibi halktan alınan vergilerle oluşuyor, oluşan bütçe sermayeye aktarılıyor. Her gün, ekmek alırken, su alırken, giyinirken, beslenirken vergi ödüyoruz. 2024 yılı için ücretlerimizin hedeflenen enflasyona göre arttırılacağı söyleniyor ama ödeyeceğimiz vergiler bu hedefin dört beş katı arttırılıyor. Peki, oluşan bütçeden halka ne düşüyor. Kocaman bir hiç” dedi. 

    Halkevleri Ankara üyeleri, yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı bugün Kızılay Sakarya Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.

    “Barınma sorununa çözüm”, “Kentlerde insanca yaşamak”, “Kentsel dönüşüm adı altında yağmaya son”,  dövizleri taşıyan üyeler “Vergide adalet istiyoruz”, “patrona değil halka bütçe”, Bu zamlarla yaşanmaz zamlar geri alınsın” sloganları attı.

    “AÇLIĞI YOKSULLUĞU, PAHALILIĞI GİDERECEK EKONOMİK VE SOSYAL POLİTİKALAR DEVREYE KONULSUN”

    Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, vatandaşların açlık ve yoksulluk yaşadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

    “Nüfusumuzun yüzde 90’dan fazlası açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Açlık, yoksulluk ve halkın çaresizliği her geçen gün artmaktadır. İktidara sesleniyoruz. Açlığı yoksulluğu pahalılığı ve çaresizliği giderecek ekonomik ve sosyal politikalar devreye konulsun. Halk için yoksullar için açlar için her konuda kamu girişimciliği ve planlı kalkınma devreye konulsun. Devlet tarafından yatırım ve üretim planları uygulamaya konulsun. Tarımsal ürünler ve gıda başta olmak üzere dolaylı vergiler indirilsin özellikle gıdadakiler kaldırılsın. Açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan kirada kalan vatandaşlara kira yardımı yapsın. Neoliberal politikalar terkedilsin.”

    ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONUNDA YOKSUL HALK, EMEKÇİLER TEMSİL EDİLMİYOR

    Açlık ve Yoksulluğa Karşı Dayanışma Platformu adına basın açıklamasını Serdar Kibar yaprak bütçe vatandaşa düşen miktarı eleştirerek şunları söyledi:

    “2024 bütçesi 11 Aralık’ta TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başladı. Bizler bu eylem için bir aradayken TBMM genel kurulunda görüşmeler devam ediyor. Her ne kadar bütçe meclis gündeminde olsa da halkın bütçe yapma hakkının elinden alındığı, yasal değişikliklerle sarayın sermaye çıkarları doğrultusunda bütçeyi belirlediği, TBMM aşamasının göstermelik olduğu bir süreçten geçiyoruz. Yine 11 Aralık’ta asgari ücret tespit komisyonu da ilk toplantısını gerçekleştirdi. Asgari ücret toplumun tümünü ilgilendirirken bu görüşmelerde yoksul halk, emekçiler temsil edilmiyor.

    “OLUŞAN BÜTÇEDEN HALKA NE DÜŞÜYOR, KOCAMAN BİR HİÇ”

    2024 bütçesine baktığımızda, tıpkı geçmiş yılların bütçeleri gibi halktan alınan vergilerle oluşuyor, oluşan bütçe sermayeye aktarılıyor. Bütçenin vergi gelirlerine baktığımızda verginin 100 de 68’i dolaylı vergilerden oluşuyor. Her gün, ekmek alırken, su alırken, giyinirken, beslenirken vergi ödüyoruz. Geriye kalan yüzde 32 verginin yüzde 21’i çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisi. Geriye kalan toplam verginin sadece yüzde 11’i üretim yapanlardan, para kazananlardan, ihracatçılardan alınıyor. Bu vergi de alınıyor sanmayın. Yoksuldan ekmek alırken alınan vergiden devlet sermayeye verdiği teşvikler ile vazgeçiyor. 2024 yılı için ücretlerimizin hedeflenen enflasyona göre arttırılacağı söyleniyor ama ödeyeceğimiz vergiler bu hedefin dört beş katı arttırılıyor. Peki, oluşan bütçeden halka ne düşüyor. Kocaman bir hiç.

    “ÇALIŞANLARIN YARISI ASGARİ ÜCRETE MAHKUM EDİLMİŞ DURUMDA”

    Halkın vergileriyle oluşturulan bütçeden halka kaynak aktarılmazken sefalet ücretleriyle yaşamaya mahkum ediliyoruz. Ücrete bağımlıyız ancak ücretler düşük. Asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Çalışanların yarısı 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkum edilmiş durumda. Kayıt dışı çalışan işçilerin ücretleri çok daha düşük. Kayıt dışı çalışanların yarısına yakını 2 bin 500 TL bile alamıyor. Asgari ücret altında çalışanların oranı kayıt dışı çalışanlarda yüzde 83,5. Tahmini 7 milyon kadın çalışanın yüzde 41’i ise asgari ücret dahi alamıyor. Milyonlarca emekli 7 bin 500 TL ile yaşamaya çalışıyor. Sonuç olarak 85 milyonluk nüfusun 50 milyonu açlık sınırı altında, 80 milyonu yoksulluk sınırının altında bir yaşam savaşı veriyor.

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİRDEN GELECEĞİN SANATÇILARINA DESTEK

    ANKARA BÜYÜKŞEHİRDEN GELECEĞİN SANATÇILARINA DESTEK

    Ankara Büyükşehir Belediyesi eğitimde fırsat eşitliği adına öğrenci dostu projelerine devam ediyor. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı üniversitelerin müzik bölümlerinin yetenek sınavına hazırlanan adaylara yönelik hazırlık kursları düzenleyecek. 13-25 yaş aralığındaki adaylara yönelik ücretsiz olarak düzenlenecek kurslar Ocak 2024’te başlayacak ve Temmuz 2024’te sona erecek.

    Öğrenci dostu uygulamalarına devam ederek çeşitli projelere imza atan Ankara Büyükşehir Belediyesi, geleceğin sanatçılarına destek veriyor. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, üniversitelerin müzik bölümlerinin yetenek sınavına hazırlanan adaylara yönelik ücretsiz hazırlık kursu düzenleyecek.

    MÜZİK YETENEK SINAVI HAZIRLIK KURSU OCAK 2024’TE BAŞLAYACAK

    Kurslardan faydalanmak isteyen gençlere yönelik ön eleme sınavı ise Gençlik Parkı Kültür Merkezi’nde yapıldı. Müzik yetenek sınavları hazırlık kurslarının ön elemesini başarı ile geçen adaylar 18-19-20 Aralık 2023 tarihlerinde kesin kayıtlarını yaptırabilecek. Müzik bölümleri yetenek sınavlarına hazırlık kursları Ocak 2024’te başlayacak ve Temmuz 2024’te sona erecek.

    ADAYLAR SINAVA UZMAN EĞİTMENLER EŞLİĞİNDE HAZIRLANACAK

    Güzel Sanatlar Lisesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Eğitim Fakültesi ve Konservatuarın müzik bölümünün yetenek sınavına girmek isteyen 13-25 yaş arasındaki adaylar sınavlara uzman eğitmenler eşliğinde hazırlanacak. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak gençleri desteklemeye devam edeceklerini söyleyen Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Sanat Toplulukları Şube Müdürü Şenay Yılmaz, hazırlık kursları ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:

    ‘‘Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak gençleri desteklemeye devam ediyoruz. Konservatuvara hazırlık kurs kayıtlarının sınavlarına hazırlıklarına tanıklık ediyorsunuz. Üniversitelerin müzik yetenek bölümüne girmek isteyen öğrencileri Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı olarak yetenek sınavlarına hazırlıyoruz. Yıl sonuna kadar, sınavlara kadar burada ücretsiz olarak kurslardan yararlanabilecekler. Yıl boyunca öğrenciler için onların yeteneklerini geliştirecek ve onlara destek olacak kursları ücretsiz olarak vermeye devam edeceğiz.’’

    Müzik yeteneği sınavına hazırlanan adayların kazanmaları için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Müzik Eğitmeni Halil Cem Güdek ise; ‘‘Yetenekli olup müzik sınavlarına girecek adaylara yönelik kurslar yapıyoruz. Güzel Sanatlar Lisesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuvar ya da Eğitim Fakültelerinin müzik sınavına girecek öğrencilere hazırlık kursu olacak. Kurslarımız ocak ayında başlayacak ve temmuz ayına kadar devam edecek ve öğrencilerin yetenek sınavlarını kazanması için faydalı içerikler olacak yani kulak sınavlarına hazırlık dersleri olacak, enstrüman dersleri, dikte, solfej dersleri olacak girecekleri üniversitelerin ya da okulların yetenek sınavı kılavuzlarına göre bir hazırlık yapacağız ve onların kazanmaları için elimizden geleni yapacağız’’ diye konuştu.

     

  • PEYNİRCİ ŞENER AKYÜZ: “PEYNİR ARTIK LÜKS OLDU”

    UĞUR İSTANBULLU

    Artvin Halk Pazarı’nda peynir satan Erzurumlu Şener Akyüz “Peynir işi lüks oldu artık. Eskiden vatandaşın sofrasında en ucuz şey peynirdi. Vatandaş bolca peynir alıp evine koyardı. ‘Peynir ekmek ye’ derlerdi. Ama o zaman ucuzdu ve şimdi öyle bir şey yok. Yetkililerde görüyor bu durumu ve piyasayı benden senden daha iyi biliyorlar ama işlerine gelmiyor” dedi.

    Artvin Halk Pazarı’nda vatandaş hayat pahalılığından dert yandı. Maliyetlere gelen artışlar nedeniyle hayvansal üretimin düşmesi, süt ürünlerinden olan peyniri de etkiledi. Artvin halk pazarında peynirin kilosu 200 lirayı buldu.

    “YETKİLİLER PİYASAYI BİZDEN DAHA İYİ GÖRÜYORLAR AMA İŞLERİNE GELMİYOR”

    Peynirci Şener Akyüz, şunları söyledi:

    “Erzurum’dan geliyoruz ve süt ürünleriyle uğraşıyoruz ve peynir satıyoruz, tereyağı satıyoruz. Abi artık üretim azaldı şöyle ki her şey pahalı ve üretimi kurtarmıyor mazot pahalı, yem pahalı, ot pahalı ve bizler de eskisi kadar para kazanamıyoruz. Geçmişle kıyaslayamayız. Çünkü bugün her şey pahalı ve vatandaş peynir alamıyor ve peynirin kilosu çıkmış 200 liraya vatandaşın alma şansı yok. Dolayısıyla vatandaş alamayınca biz de peynir satamıyoruz. Ama ne yapalım işimiz bu ve bizde mecburen geliyoruz. Yılbaşı dolayısıyla bir hareketlilik yok artık. Peynir işi lüks oldu artık. Eskiden vatandaşın sofrasında en ucuz şey peynirdi. Vatandaş bolca peynir alıp evine koyardı. ‘Peynir ekmek ye’ derlerdi. Ama o zaman ucuzdu ve şimdi öyle bir şey yok. Peynir dedim ya artık lüks. Yetkililere seslensek ne olacak, yetkililerde görüyor bu durumu ve piyasayı benden senden daha iyi biliyorlar ama işlerine gelmiyor.

    Seçim olduğu zaman geliyorlar ve beş yılda bir ‘Nasılsınız hemşehrim iyi misiniz’ ve beş yıl sonra yine görürüz bakıp giderler. Haberleri izlerken haberlerde Meclis’te adamlar mangal düzmüşler ve en az 100 metre mangalın boyu. Vatandaş buna bakıyor. Yani sen bu ciğer kebabı yapıp yiyorsun ama vekile soruyorum sen alıyorsun 70 bin lira maaş; buradaki gariban vatandaş alıyor 7 bin lira maaş. Bir de vatandaşa ciğeri kebabı gösteriyorsun. Bu adalet midir peki? Yetkililere buradan soruyoruz ve vatandaşa geliyor burada peynire bakıyor, peynirin kilosu 200 lira adam gariban yarım kilo bile alamıyor ve bakıp gidiyor. Bu adalet değil abi birileri alıyor 70-80 bin lira maaş birileri de alsın 7 bin lira maaş. Buradaki bizim oylarımızla gidip orada mangal yapıp yiyip içip 70 bin lira maaş alıp, onu yemek adalet değildir, adaletsizliktir.”

    BİR AVUÇ PEYNİR 200 LİRA”

    Artvinli vatandaş ise “Her şey pahalı olduğu için kazanma şansımız yok. Şimdi bir kilo peynir bir avuç. Vatandaş bir avuç peynirle ne yapsın. Kaç çocuğuna ya da kaç kişiye yedirsin? Evde var 3-5 nüfus varsa ne yapsın vatandaş. Eskiden peynirle ekmek yenilirdi. ‘Şunu ucuzlatacağız, yok bundan indirim yapacağız’ derler. Birkaç ay sonra bütün ürünlere zam gelmiş. Neden gelmiş çünkü mazota zam gelmiş ve dolayısıyla bütün ürünleri etkiliyor. Bütün ürünlere gelen zamlar halka yansıtılıyor. Halk ne yapsın mazotla ekmek mi yesin, mazotla ekmek yenmez ki ve böyle giderse bütün esnaflar iflas edecek” dedi.

     

     

  • ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR YENİKENT PARKINI YENİLEDİ

    ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR YENİKENT PARKINI YENİLEDİ

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi ekipleri, Yenikent Mahallesi’nde vatandaşların talebi üzerine yoğun ilgi gören Yenikent Parkı’nı uyguladığı proje ve gerçekleştirdiği çalışmayla sil baştan yeniledi.

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin Eskişehirlilerin aileleri ile birlikte keyifli vakit geçirebilecekleri park yapım, yenileme ve yeşil alan çalışmaları aralıksız sürüyor.

    Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi ekipleri, Odunpazarı ilçesi Yenikent mahallesinde bulunan Yenikent Parkı’nda meydana gelen deformasyonlar ve vatandaşların yoğun talebiyle çalışma başlattı. Yapılan düzenleme ile yeni bir kimliğe bürünen parktaki çalışmalar hakkında bilgi veren Park ve Bahçeler Dairesi yetkilileri, “Yenikent mahallesinde uzun yıllardır hizmet vermekte olan Yenikent Parkımızda gerek yeşil alanlar, gerekse kentsel donatılar ve yapısal unsurlar açısından eskime ve deformasyonlar oluşmuştur. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan gelen yoğun talepler üzerine parkımızda yenileme çalışmaları tamamlanmıştır. Yaptığımız yenileme çalışmaları sonucu parkımızda yürüyüş yolları, çocuk oyun grubu ve kentsel donatılar yenilenmiştir. Eski atıl durumdaki kullanışsız ve tehlike yaratan süs havuzu yerine kent kimliğine uygun modern süs havuzu imalatı yapılarak havuz çevresinde oturma alanı oluşturulmuştur. Kuru yaşlanmış bozulmuş bitki örtüsü temizlenerek, renkli çiçekli bitkiler ile yeşil alan canlandırılmıştır” dediler.

    Çalışmaların tamamlanmasıyla parkın çok güzel bir görünüme kavuştuğunu belirten Yenikent sakinleri ise, “Başkanımız Yılmaz Büyükerşen ve emeği geçenlere çok teşekkür ederiz. Nefes aldığımız parkımız yeni haliyle çok güzel oldu” ifadelerini kullandılar.

  • NECİP HABLEMİTOĞLU MEZARI BAŞINDA ANILDI

    NECİP HABLEMİTOĞLU MEZARI BAŞINDA ANILDI

    Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Necip Hablemitoğlu silahlı saldırı sonuncu yaşamını yitirmesinin 21. yılında mezarı başında anıldı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı Hamşıoğlu, “Necip hocayla ilgili benim söyleyebileceğim çok fazla bir şey yok, hepiniz çok iyi tanıyorsunuz. Eksikliğini çok fazla hissediyoruz. Hele ki bugünlerde çok daha derinlerden hissediyoruz” dedi.

    Ankara’da evinin önünde uğradığı suikast sonucu öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, ölümünün 21. yılında Karşıyaka Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı.

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı Hamşıoğlu şunları söyledi:

    “21. yılında özlemle anıyoruz Necip Hoca’yı. Ben bu olay yaşandığında üniversite öğrencisiydim ve kitaplarını coşkuyla okuyan öğrencilerden bir tanesiydim. Necip Hoca’yla ilgili benim söyleyebileceğim çok fazla bir şey yok, hepiniz çok iyi tanıyorsunuz. Eksikliğini çok fazla hissediyoruz. Hele ki bugünlerde çok daha derinlerden hissediyoruz. Ama halihazırda Cumhuriyet tarihinin en önemli davalarından bir tanesi. Ben kendim de dahil öz eleştiri olarak şunu söyleyebilirim, bu davanın bu kadar sahipsiz bırakılmış olmasını, 20 yıldır neden aydınlatılamadı diye tartıştığımız ne varsa aydınlatma fırsatına nihayet sahip olabilmişken bu kadar karanlığa terk edilmesini kınadığımı ifade etmek istiyorum.”

    Avukat Ersan Barkın, “Ne olursa olsun, hangi tarafından bakarsanız bakın Türkiye’nin gerçekten siyasal kurumlarının herhangi birimize geleceğe dair yönetme iradesini ortaya koyabilmesi için bu gibi davaları öncelikle hakkıyla değerlendirmesi sahip çıkılması gerekir” dedi.

  • NUMAN KURTULUŞ: “MEVLÂNA CELALEDDİN-İ RUMÎ’Yİ, VUSLATININ 750. YIL DÖNÜMÜNDE RAHMETLE ANIYORUZ”

    NUMAN KURTULUŞ: “MEVLÂNA CELALEDDİN-İ RUMÎ’Yİ, VUSLATININ 750. YIL DÖNÜMÜNDE RAHMETLE ANIYORUZ”

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin ölümünün 750 yıl dönümü dolayısıyla “Bizi biz eyleyen hikmetli sözleriyle medeniyetimizin harcını karan, büyük mutasavvıf, İslam ârifi ve alimi Mevlâna Celaleddin-i Rumî’yi, vuslatının 750. yıl dönümünde rahmetle anıyoruz” mesajını paylaştı.

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin ölüm yıl dönümü dolayısıyla sosyal medya hebasından mesaj paylaştı. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

    “Mevlâna’nın çağları ve kıtaları aşan öğretisi insanlık ailesini aydınlığa, tevhide, alçak gönüllülüğe, sevgiye, ümide, barışa, kurtuluşa çağırmaya devam ediyor. Bizi biz eyleyen hikmetli sözleriyle medeniyetimizin harcını karan, büyük mutasavvıf, İslam ârifi ve alimi Mevlâna Celaleddin-i Rumî’yi, vuslatının 750. yıl dönümünde rahmetle anıyoruz.”

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… ŞENOL SUNAT: “CUMHURİYET’İN YÜZÜNCÜ YILINDA YÜZ BİN ÖĞRETMEN ATAMASINI MÜLAKATSIZ GERÇEKLEŞTİRİN”

    İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, TBMM Genel Kurulu’nda; “Nitelikli öğretmen yetiştirme üzerinde durmalıyız. Yüze yakın eğitim fakültesi var. İhtiyaca uygun plan ve program yapılmadığından, kontenjanlar giderek artırıldığından her yıl ihtiyaç olmayan branşlarda mezun veriliyor. Ayrıca pedagojik formasyon da devam ediyor. Sonuç atanamayan yüz binlerce mezun. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında yüz bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin. ‘Mülakatla ilgili benden öncekilerin sözleri beni ilgilendirmez’ diyemezsiniz. Öğretmen liselerini açın, en zeki vatan evlatları öğretmen olsun” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, şunları söyledi:

    “TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GİDEREK ARTAN SORUNLARI YILLARDIR DEVAM EDİYOR”

    “Ülkemizde eğitim sisteminden memnun olan bir kişi var mı? Türk eğitim sisteminin giderek artan sorunları yıllardır devam ediyor. Hiçbir öneri de dikkate alınmıyor. Sonuç; giderek nitelik açısından kötüleşen eğitim ve öğretim sistemi, fırsat eşitliğinin giderek yok olması, meslek liselerinin içler acısı durumu, öğretmenlerin maddi ve manevi büyük sıkıntıları, çağa uyarlanmayan bilimsellikten uzaklaşan eğitim programları, sınav odaklı eğitimin hala ısrarla devam etmesi, geçmişte var olan nitelikli okulların sayısını artırmak yerine hepsini başarısızlıkta eşitleyen zihniyet, liyakatsiz yöneticilerin yönettiği okullar. Sonuç, okul bitirmiş işsizler ordusu.

    Düzgün giden alanları bozdunuz. Olan çocuklarımıza oluyor. 23 milyonu aşkın çocuk nüfusumuz var. Ekonomik krizle birlikte yoksulluk en çok kadınlara ve çocuklara vuruyor. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu kahvaltı yapmadan, yemek yemeden okullarına gidiyor. Aynı iktidarın dokuzuncu bakanı Sayın Tekin, ‘Okulumda sağlıklı besleniyorum’ sloganıyla ‘yeni süreçler geliştirdik’ diyor. Trajikomik bir durum. ‘Ekmek bulamıyorsanız, pasta yiyin’ der gibi. Çocuklarımız aç farkında mısınız? Anneler çocuklarının beslenme çantasına bir şey koyamadığı için ağlıyor. Siz havuz medyasında göremezsiniz. Geçen sene Eurostat’ın araştırmasında Türkiye’de çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunmuş ve bu hızın yükseliş eğiliminde olduğu ifade edilmiş.

    “EĞİTİMDE KALİTEYİ YOK ETTİNİZ”

    TÜİK’in verileri geçen sene çocukların yüzde 33,7’sinin ciddi maddi yoksun olduğunu ifade etmiş. Rüzgar Gülü projesini geliştirdik. Devlet okullarında ilkokuldan ve liseyi de içine alacak şekilde öğlen, sabah ve akşam yemekleri verilmeli sağlıklı ve dengeli beslenme için bunu çocuklarımız için yapmalıyız dedik. Ama maalesef bir öğünün bile bütçe kalemlerinde olmadığını görmekten de büyük üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Geçen dönem 5 milyon çocuğa yemek verileceği ifade edilmişti. İktidar sayıları abartmayı çok seviyor. Her konuda 2002’yle bugünü kıyaslıyorsunuz. Aradan 22 yıl geçmiş. Ben açıklamalarınızdan utanıyorum. Nüfus artmış, ihtiyaç artmış yapmayacak mıydınız? Olması gerekeni de yapamamışsınız. Beceriksizliğinizi sayılarla örtemezsiniz.

    Eğitimde nitelik, nicelikten çok önce gelir. En önemlisi siz eğitimde kaliteyi yok ettiniz. Sayın Özer 5 yaş için okullaşma oranını yüzde 99 dedi. Milli Eğitim’in istatistikleri yüzde 85 oranında olduğunu gösteriyor. O zaman bir yılda 40 bin ana sınıfı hedefi konulmuştu, her ne kadar o hedefe ulaşılmasa da 2 bin 176 anaokulu açıldığı söylendi, 16 bin de ana sınıfı açıldığı söylendi. 27 bin öğretmene ihtiyaç var ama 8 bin 805 öğretmen atandı. Kölelik sisteminin örneği olan ve asgari ücretin altında ücret alan bu ücretli öğretmenlerle mi tamamladınız bu boşluğu? İlkokul ve ortaokulların bünyesindeki mevcut ana sınıfları, anaokuluna dönüştürüldü. Aynı bina içinde iki müdürlük olması zaten mevzuata aykırı bir durumken; sırf göz boyamak için var olan ana sınıflarını anaokullarına dönüştürmek yanlış bir tutum değil midir?

    “CUMHURİYET’İN YÜZÜNCÜ YILINDA YÜZ BİN ÖĞRETMEN ATAMASINI MÜLAKATSIZ GERÇEKLEŞTİRİN”

    Tarikat ve cemaatlerin merdiven altı okulları, ne idiğü belirsiz okulları denetliyor musunuz? Özel okullar ve devlet okullarımızı kimler denetliyor? Eğitim müfettişlerinin özlük hakları o kadar geriye gitti ki, artık öğretmenler müfettiş olmak istemiyor. 750 eğitim müfettiş yardımcısı kadrosuna sadece 260 kişi başladı. Başlayanların bir kısmı da istifa etti. Bir uzman öğretmen müfettiş olduğu zaman aylık geliri düşürüyor. Böyle bir çarpık sistem dünyada görülmemiştir. Eğitim müfettişlerinin statülerine uygun mali haklar derhal verilmelidir ve denetim mekanizması güçlendirilmelidir.

    Nitelikli öğretmen yetiştirme üzerinde durmalıyız. Yüze yakın eğitim fakültesi var. İhtiyaca uygun plan ve program yapılmadığından, kontenjanlar giderek artırıldığından her yıl ihtiyaç olmayan branşlarda mezun veriliyor. Ayrıca pedagojik formasyon da devam ediyor. Sonuç atanamayan yüz binlerce mezun. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında yüz bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin. ‘Mülakatla ilgili benden öncekilerin sözleri beni ilgilendirmez’ diyemezsiniz. AK Parti’nin seçim beyannamesine bile girdi ama hiç kimse hakkaniyetinize artık güvenmiyor. Öğretmen liselerini açın, en zeki vatan evlatları öğretmen olsun. Eğitim fakülteleri alan kontenjanlarını azaltın. Bu kadar eğitim fakültesine ihtiyaç yok. Meslek kanununu tekrar ele alın. Böyle komik bir meslek kanunu olmaz.

    “ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK MUTLAKA VE MUTLAKA KALKMALIDIR”

    Ücretli öğretmenlik mutlaka ve mutlaka kalkmalıdır. Pedagojik formasyonu olan uzun yıllar ücretli öğretmenlik yapanları kriterler belirleyerek kadroya alın. Öğretmenleri uzman öğretmen, başöğretmen adı altında sınıflara ayırmanızın bir manası yok. Kıdemi gelene bu haklardan yararlanma imkanı verin. Öğretmen maaşları yoksulluk sınırının altında, ne yapsın öğretmen? Öğretmenlere güya 3600 gösterge verildi. Emeklilikte yaşları artacak. İnsanca yaşama koşullarına sahip olacaklardı, Ocak ayında 3600 ek gösterge verilen emekli eğitimciler şu anda diğer emekliler gibi perişan. Çünkü çalışan memurlara yapılan seyyanen zamlar emeklilere verilmedi. Bu yüzden verilen 3600 ek göstergenin de hiçbir anlamı kalmadı. Şu anda emekli öğretmenler 3000 ek göstergeyle emekli oldukları durumdan çok daha kötü durumdalar. Sadece eğitim müfettişlerinin değil, şube müdürlerinin, il milli eğitim müdür yardımcılarının da özlük hakları son derece geride kalmıştır.

    Rehber öğretmen konusu çok önem arz ediyor. Akran zorbalığının, madde bağımlılığının, dijital bağımlılığın, istismar ve yoksulluktan kaynaklı sıkıntıların çocuklardaki yansımaları ve yönlendirilebilmeleri için rehber öğretmene ihtiyaç var. 20 binden fazla okulda rehber öğretmen yok. Aklımıza kötü şeyler geliyor Diyanet İşleri’yle Milli Eğitim Bakanlığı’nın Çedes protokolüyle imam ve vaizlerin manevi danışmanlığını yaygın hale mi getirmeye çalışıyorsunuz? Lütfen vazgeçin bu projelerden, okullarımız sizin arka bahçeniz değil. Andımızı tekrar mutlaka okutmalısınız. Öğrencilerimizin iyi yurttaş olabilmesi için, değerler eğitimi için bir adımdır andımız. ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ sözleri, ‘ülküm; yükselmek, ileri gitmektir’ sözleri, ‘yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir’ sözleri kimi rahatsız ediyor?

    “ZORUNLU EĞİTİM BİR FIRSAT EŞİTLİĞİDİR”

    Okul dışında kalan çocukların nerede olduğu kamunun cevaplaması gereken bir sorudur. Zorunlu eğitim bir fırsat eşitliğidir. Özellikle ilköğretimde nerede bu çocuklar? Okul terklerinin minimuma inmesi ve okullaşma oranlarının artması için zorunlu eğitim çağındaki çocukların okula başlatılmaması durumunda hızlı ve sistematik takip gerekiyor. Cezai yaptırımları ve uygulamasına yönelik yasal düzenlemeleri hayata geçirin. Dünyada ilk 500 içinde bir üniversitemiz var. Gerileme giderek artıyor. 12. Kalkınma Planı’nda dünyadaki ilk 100 üniversitenin içine 5 üniversitemizin girmesini 2053 yılına ertelemişler. Yani 30 yıl sonrasına hedef koymuşlar.”

     

  • İBB’DEN KADINLARA MARANGOZLUK EĞİTİMİ

    İBB’DEN KADINLARA MARANGOZLUK EĞİTİMİ

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kadınlara marangozluk eğitimi vermeye başladı. Atölye çalışmaları kapsamında, kadınlara temel marangozluk becerileri kazandırılması amaçlanıyor. Kadın Marangoz Atölyesi başvuruları ‘İstanbul Senin’ uygulaması üzerinden yapılabiliyor. 

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamayı amaçlayan İBB Kadın Marangoz Atölyesi projesini hayata geçirdi. Atölye sonunda kadınların gündelik yaşamda ihtiyaç duydukları basit ahşap onarım ve yapım becerilerine sahip olması amaçlanıyor. 

    BAŞVURULAR İSTANBUL SENİN ÜZERİNDEN

    Eğitimler tek gün, saat 10:00 -15:30 arasında olacak şekilde veriliyor. 

    4 ayrı başlıkta verilen dersler kapsamında; 

    -Temel Malzeme Tanıtımı (Ahşap, MDF, Sunta vb.), Farkları ve Kullanım Alanları

    -Temel El Aletleri ve Kullanım Becerileri Geliştirme (Dekupaj, İşkence, Freze vb.)

    -Temel Uygulama Teknikleri (Birleştirme, Cilalama, Yapıştırma, Çizme, Tadilat vb.) ( Dolap kulp – menteşe montajı )

    -Basit Ahşap Yapımı (Tabure, Raf, Ayakkabılık, Çerçeve vb.) eğitimleri veriliyor. 

    4 Ekim’den bu yana düzenlenen 8 atölyeye toplam 85 kadın katıldı. Eğitime katılan kadınlara, Temel Marangozluk Becerileri Giriş Eğitimi belgesi veriliyor. Kadın Marangoz Atölyesi’ne, İstanbul Senin uygulaması üzerinden başvuru yapılabiliyor.  

     

  • DEM PARTİ, PM SONUÇ BİLDİRGESİ: “YEREL DEMOKRASİ, DEMOKRATİK UZLAŞI, ÖZGÜR SİYASET, EVRENSEL İNSAN HAKLARI VE KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ POLİTİKALARI ESAS ALAN HERKESLE MÜZAKERE ETMEYE HAZIRIZ”

    DEM PARTİ, PM SONUÇ BİLDİRGESİ: “YEREL DEMOKRASİ, DEMOKRATİK UZLAŞI, ÖZGÜR SİYASET, EVRENSEL İNSAN HAKLARI VE KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ POLİTİKALARI ESAS ALAN HERKESLE MÜZAKERE ETMEYE HAZIRIZ”

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Parti Meclisi’nin yerel seçimlere ilişkin sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, “2024 yılı yerel yönetim seçimleri sonuçları itibarıyla bölgede ve Türkiye’de ciddi siyasi etkiler ortaya çıkaracaktır. Bu seçimlerin belirleyici partisi olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Türkiye’nin sorunları ancak müzakere yöntemleriyle çözülür. Bu nedenle siyasi partiler arasında diyalog ve müzakerelere kıymet biçiyoruz. Yerel demokrasi, demokratik uzlaşı, özgür siyaset, evrensel insan hakları ve kadın özgürlükçü politikaları esas alan herkesle müzakere etmeye hazırız” denildi.

    DEM Parti, 15-16 Aralık tarihlerinde toplanan Parti Meclisi’nde yerel seçimlere ilişkin alınan kararlar 10 maddelik sonuç bildirgesiyle bugün açıklandı. Yerel yönetim seçimlerinde yetkinin “Merkez Yürütme Kurulu ve Eş Genel Başkanlarda” olduğu belirtilen Parti Meclisi’nin yerel seçim tutum bildirgesi şöyle:

    SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNDEYİZ: 2024 yılı yerel yönetim seçimleri sonuçları itibarıyla bölgede ve Türkiye’de ciddi siyasi etkiler ortaya çıkaracaktır. Bu seçimlerin belirleyici partisi olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz.

    TÜRKİYE’NİN SORUNLARI MÜZAKERE İLE ÇÖZÜLÜR: Türkiye’nin sorunları ancak müzakere yöntemleriyle çözülür. Bu nedenle siyasi partiler arasında diyalog ve müzakerelere kıymet biçiyoruz. Yerel demokrasi, demokratik uzlaşı, özgür siyaset, evrensel insan hakları ve kadın özgürlükçü politikaları esas alan herkesle müzakere etmeye hazırız

    ÜÇÜNCÜ YOL TEMEL STRATEJİK HATTIMIZDIR: İdeolojik-politik duruşumuz ve siyaset dilimizle ne statükocu ne de restorasyoncu çizgiye benziyoruz. Demokrasi, barış, özgürlük ve adalet değerlerini örecek üçüncü yol temel stratejik hattımızdır. DEM Parti kendisini mücadele ve müzakere partisi olarak görmektedir. Bu yol, sadece seçimde kazanım elde etme yolu değildir. Bu yol, aynı zamanda Kürt sorununun demokratik çözümü, kayyım gasplarına karşı halk iradesine sahip çıkma, yolsuzluğa ve çürümüşlüğe karşı halkın işine, aşına, yaşamına ve özgürlüğüne sahip çıkma yoludur.

    KAYYIM ATANAN BELEDİYELERİMİZİ GERİ ALACAĞIZ: İzleyeceğimiz stratejiyle 2024 yılı yerel seçimlerinde kayyım atanan belediyelerimizi, yeniden halk iradesiyle yönetmek üzere geri alacağız. Bunun yanı sıra daha önce yönetiminde bulunmadığımız birçok il, ilçe, belde belediyesinin seçimlerini kazanacak ve halkı yolsuzluktan, rant şebekelerinden ve kimliğimizi inkar edenlerden kurtaracağız. Bu hedefimize ulaşmak için parti adımızla çeşitli iş birlikleri ve güç birlikleri kurarak ilerleyeceğiz.

    KENT UZLAŞISI ÖNCELİKLİ GÖREVİMİZ: Türkiye’nin batısında ise kenti var eden, yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluş,  işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleri, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek kent uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz.

    KOLEKTİF ANLAYIŞIN BÜYÜTÜLMESİ ROLÜMÜZÜ OYNAYACAĞIZ. Başta Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tüm bileşenleri olmak üzere yerel yönetimleri bir rant dağıtma merkezi haline getiren anlayışın karşısında halkçı, ekolojik, kadın özgürlükçü çizginin biçim verdiği bir yerel yönetim anlayışını ve bu çizgiyi benimseyen tüm toplumsal, siyasal dinamiklerle güçlendirecek, ortak- kolektif bir alternatif anlayışın büyütülmesi için rolümüzü oynayacağız.

    KENDİ ADAYLARIMIZ TOPLANTIMIZDAKİ TARTIŞMALARI GÜÇLENDİRMİŞTİR: Her bağımsız siyasi partinin yapacağı gibi yerel yönetim seçimlerinde kendi adaylarımız ve listelerimizle kent yönetimlerinde yer alma eğilimimiz PM toplantımızdaki tartışmalarla daha fazla güçlenmiştir. Parti Meclisimiz partimizin tüm kurullarıyla kapsayıcı, katılımcı, şeffaf ve demokratik aday olma süreçlerinin; yerel seçimlerin hazırlık çalışmalarında önemli bir aşama olduğunu vurgulamış ve sürecin bir demokrasi şölenine dönüşecek şekilde devam ettirilmesinin önemini vurgulamıştır. Kimsenin şüphesi ve kuşkusu olmasın ki halkımızın çıkarına olmayan tek bir denklemin bile kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bilakis vereceğimiz kararlar ve kuracağımız stratejik denklemlerle bütün Türkiye halklarına kazandıracağız. Parti Meclisimizde ortaya çıkan irade, önümüzdeki yerel seçimlerde sadece bir başarıyı değil; büyük bir zaferi getirecek. Biz kazanınca bu ülkenin ezilenleri, emekçileri, dışlananları, yok sayılanları kazanacak, kentler kazanacak. Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye halklarını selamlıyor, mutlaka kazanacağımız inancını bir kez daha dile getiriyoruz.”

  • AHESEN GENEL BAŞKANI AHMET KANDEMİR : “HAKEM ŞİDDETİ KARŞISINDA VERİLEN CEZA SAĞLIKTA DA UYGULANMALI”

    AHESEN GENEL BAŞKANI AHMET KANDEMİR : “HAKEM ŞİDDETİ KARŞISINDA VERİLEN CEZA SAĞLIKTA DA UYGULANMALI”

    Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Ahmet Kandemir, “Futbolda yaşanan ve hepimizi derinden üzen hakeme şiddet olayında, tüm Türkiye ayağa kalktı. Hakemlerin maçlara çıkmama kararını bizler de destekledik. Yaşanan şiddet olayının hemen ardından, şiddeti uygulayan kulüp başkanına verilen ceza, yerinde ve caydırıcı nitelikte oldu. Bizler, söz konusu futbol olduğu için değil şiddet, şiddet olduğu için sağlık çalışanlarının çalışma güvenliğini ve can güvenliğini tehdit ettiği için aynı hızda cezalandırılmasını istiyoruz. Hakem şiddeti karşısında verilen ceza sağlıkta da uygulanmalı, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar sağlık hizmetinden süreli olarak men edilmeli” dedi.

    Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası(AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, sağlıkta ve sporda şiddetle ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Kandemir, şunları kaydetti:

    “SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ÇALIŞMA GÜVENLİĞİNİ VE CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT ETTİĞİ İÇİN AYNI HIZDA CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ”

    “Futbolda yaşanan ve hepimizi derinden üzen hakeme şiddet olayında, tüm Türkiye ayağa kalktı. Hakemlerin maçlara çıkmama kararını bizler de destekledik. Yaşanan şiddet olayının hemen ardından, şiddeti uygulayan kulüp başkanına verilen ceza, yerinde ve caydırıcı nitelikte oldu. 5 yıl hak mahrumiyeti, üç yılı aşan ceza bakımından da sürekli hak mahrumiyeti ve para cezası. Bu olay, yanlışa yanlış denilebileceğini, yaptırım gücü yüksek cezalarla yeni şiddet olaylarının önüne geçilebileceğini gösterdi. Bizler, söz konusu futbol olduğu için değil, şiddet, şiddet olduğu için sağlık çalışanlarının çalışma güvenliğini ve can güvenliğini tehdit ettiği için aynı hızda cezalandırılmasını istiyoruz. Hakem şiddeti karşısında verilen ceza sağlıkta da uygulanmalı, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar sağlık hizmetinden süreli olarak men edilmeli”.

    “ŞİDDET UYGULAYAN HER BİR BİREYİN SAĞLIK HİZMETLERİNDEN SÜRELİ MEN EDİLMESİ GEREKİYOR”

    Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan her bir bireyin sağlık hizmetlerinden süreli men edilmesi gerekiyor. Halkımızın sağlığını koruyabilmek için önce kendi can güvenliğimizin sağlandığına emin olmamız gerekiyor. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızdan etkin bir yasanın çıkarılması için gerekli kurumları harekete geçirmesi çağrısında bulunarak, ömrünü hastalarına adayan hekimlerimize ve sağlık profesyonellerine hak ettikleri değeri vereceklerine ve gereğini yapacaklarına inanıyoruz” dedi.