Blog

  • SOL PARTİ İZMİR İL BAŞKANLIĞI: “ALSANCAK LİMANI DA ARAP SERMAYESİNE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR… BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ”

    SOL PARTİ İZMİR İL BAŞKANLIĞI: “ALSANCAK LİMANI DA ARAP SERMAYESİNE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR… BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ”

    İzmir Alsancak Limanı’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılacağı iddialarına ilişkin SOL Parti İzmir İl Başkanlığı, sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı. Açıklamada “İzmir Limanı da Arap sermayesine peşkeş çekiliyor. Buna izin vermeyeceğiz” denildi.

    SOL Parti İzmir İl Başkanlığı, İzmir Alsancak Limanı’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılacağı iddialarına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.  X (Twitter) hesabından yapılan açıklama şöyle:

    “KAPİTÜLASYONLARIN GERİ GETİRİLMESİ ANLAMINA GELİR”

    “İzmir Limanı da Arap sermayesine peşkeş çekiliyor. Buna izin vermeyeceğiz. Bugün bir yabancı ajans tarafından servis edilen habere göre Birleşik Arap Emirlikleri, İzmir limanına ortak olacak. Varlık Fonu adı altında ülkenin tüm değerlerini yabancılara satan iktidar, ülkenin bağımsızlığına bir darbe daha vurarak İzmir Limanı’nı satmanın peşinde. Bu şehrin devrimcileri, yurtseverleri olarak böyle bir satışa izin vermeyeceğimizi, tüm gücümüzle peşkeşe karşı mücadele edeceğimizi duyururuz!”

  • SAKİN MEKAN AGORA İLE KADINLAR BİRLİKTE ÜRETİYOR

    SAKİN MEKAN AGORA İLE KADINLAR BİRLİKTE ÜRETİYOR

    Dünyanın ilk Cittaslow Metropol pilot kenti İzmir’in “Sakin Mahalle” programındaki Konak Pazaryeri’nde açılan Sakin Mekân Agora’da kadınların umutları yeşeriyor. Meslek Fabrikası’ndan aldıkları eğitimler sayesinde gelir elde etmek ve iş hayatına atılmak isteyen kursiyerler İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in desteğinin kendilerini güçlendirdiklerini dile getiriyor.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in girişimiyle dünyanın ilk Cittaslow Metropol pilot kenti ilan edilen İzmir’in Sakin Mahalle programındaki Konak Pazaryeri’nde açılan “Sakin Mekân Agora” kadınların, çocukların ve gençlerin sosyal hayata katılımlarını kolaylaştırıyor. Bölgedeki 150 yıllık binayı restore ederek kente kazandıran İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Sakin Mekân Agora”da kadın, çocuk ve gençlerin ürettikleriyle birlikte öğrenmesini ve sosyal dayanışma ruhunun geliştirilmesini hedefliyor. Program ile istihdama katılmayı isteyen her kadın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mahallelerine getirdiği fırsatı değerlendirerek çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlamak için adım atıyor. Ayrıca, Başkan Tunç Soyer’in kamusal alanda kadınların var olmasına yönelik mücadelesinin kendilerini cesaretlendirdiğini belirtiyorlar. 

    “EMEĞİNİZİN KARŞILIĞINI ALIYORSUNUZ” 

    Dokuz Eylül Rotary Kulubü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü işbirliğiyle Altın İğne Projesi’nin devamını Sakin Mekân Agora’da hayata geçirdiklerini ifade eden Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü El ve Nakış Eğitmeni Özlem Uçak, “Katılım oldukça yüksek. Kursa başlarken iş garantili başlıyorlar, işledikleri her bir ilmek satılacak bunu biliyorlar. Agora’da ilk kez hizmet veriyorum. Burada her bir kadına dokunduğunuzda verdiğiniz emeğin karşılığının ne kadar büyük olduğunu görüyorsunuz. Artık kadınlar üretiyor, biz de bununla gururlanıyoruz”  diye konuştu. 

    “TUNÇ BAŞKANIMIZ OLMASAYDI UMUDUM DA OLMAZDI” 

    Dikiş kursuna katılan 37 yaşındaki Semra Gökdemir, “Tunç Başkanımız açılışı yaptığında böyle bir mekânın bizim kullanımımıza sunulduğunu duydum ve ertesi günü kayıt oldum. Hiç dikiş bilmiyordum. Sanayi tipi makinalarda öğrenerek artık dikiş dikebiliyorum. Daha önce hiç çalışmadım. Burasının imkânları çok fazla, kurstan sonra çalışarak kendi paramı kendim kazanacağım. Tunç Başkanımız olmasaydı, bu binayı açmasaydı, ne dikiş dikebilirdim ne de çalışmaya umudum olurdu” şeklinde konuştu. 

    5 çocuk annesi kursiyer Kaniya İnan ise “20 seneden beri Agora’da yaşıyorum, böyle bir hizmet görmedim. Çok avantajlı. Çocukları aşağıya oyun odasına bırakıyorum, okul saatine kadar ben de burada dikiş kursuna katılıyorum. Meslek öğreniyorum. Güzel vakit geçiriyorum. Çocuğum oyun oynuyor, ben de rahat rahat burada iş yapmayı öğreniyorum. Başkanımız Tunç Soyer’e çok teşekkür ediyorum. O olmasaydı biz bu işlere kalkışamazdık” dedi. 

    Agora mahalle sakini Deniz Akçay da, “Çok istiyordum dikiş kursuna katılmayı. Burada farklı arkadaşlar edindim, farklı bir ortama dahil oldum sosyalleştim. 32 yaşındayım ama burada çok şey öğrendim. Ev hanımıydım, istihdama katılacağım. Bundan sonra kendimi geliştireceğim” ifadelerini kullandı. 

    KADINLAR, ÇOCUKLAR VE GENÇLER SAKİN MEKAN AGORA’DA ÜRETİYOR

    Sakin Mekân Agora Sorumlusu sosyolog Pınar Özgüç, “Sakin Mekân Agora,  Cittaslow Metropol İzmir Projesi, Sakin Mahalle Programı kapsamında Pazaryeri mahallesinde gerçekleştirdiğimiz bir uygulama. Sahada araştırmalarımızı yaptık ve kadınların talepleri üzerine bu mekânı kurduk. Yani bu mekânın işlevini de mahalle sakini kadınlarla belirledik. Bu binada her şey birlikte düşünüldü. Çocuklarına bakmak zorunda kalıp herhangi bir faaliyete katılamayan, çalışamayan kadınlar hem çocuklarını burada oyun odasına bırakabiliyor, hem de psikolojik, bilişsel ve ekonomik olarak kendilerini geliştirebiliyor. Burada ayrıca büyük bir kütüphane de oluşturduk, gençler burada ders çalışabilsin de istedik. Çok ciddi bir talep var. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı ve Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD) ekipleri ile de birlikte çalışıyor, mahalle sakinlerinin sorunlarının çözümünü birlikte arıyoruz” dedi. 

    “SAKİN MEGAN AGORA’DA KADINLAR DA ÇOCUKLAR DA MUTLU” 

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kente kazandırdığı Sakin Mekân Agora, kentteki sivil toplum örgütleriyle birlikte kadınların, çocukların ve gençlerin kullanımına sunuldu. Yaklaşık 5 aydır faaliyet gösteren mekanda kadınlar hem Meslek Fabrikası’nın eğitim programı kapsamında geliştirilen Altın İğne projesiyle iş sahibi olabiliyor, hem de ister dikiş-nakış isterse kuaförlük kursuna kayıt olup meslek edinebiliyor.

    Mekânın içerisinde yer alan bir bölümde ise SGDD ekipleri psikolojik ve hukuki danışma koruma faaliyetlerini yürütüyor. SGDD ekiplerinden her gün bir sosyal hizmet uzmanının bulunduğu mekanda ayrıca çocuklar ve gençlerin yaşam becerilerini destekleyici psikososyal aktiviteler ve farkındalık oturumları da düzenleniyor.

    CITTA SLOW METROPOL PROJESİ NEDİR?

    İzmir Büyükşehir Belediyesi sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, uzmanlar ve kanaat önderleri ile bütün dünyada uygulanabilecek bir büyükşehir yönetim modeli olan Cittaslow Metropol projesi üzerinde çalışmaya devam ediyor. Cittaslow Metropol projesiyle İzmir’de yürütülen “Sakin Mahalle” programı kapsamında Karşıyaka’nın Demirköprü Mahallesi ile Konak Agora Ören Yeri’ndeki Pazaryeri Mahallesi’nde çalışmalar sürdürülüyor. Cittaslow nüfusu 50 binin altında olan kentlerin sahip olabileceği bir unvan iken Cittaslow Metropol projesiyle büyük kentlerde Sakin Şehir felsefesinin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Cittaslow Metropol kent modeli insan odaklı, kentin değerlerini koruyan, sürdürülebilir, yüksek yaşam kalitesini amaçlıyor. Cittaslow Metropol modelinin “Toplum”, “Kentsel Direnç”, “İyi Gıdaya Erişim”, “İyi Yönetişim”, “Hareketlilik” ve “Cittaslow Mahalleleri, Sakin Mahalle” olmak üzere 6 ana teması var. Bu temalar altında çeşitli kriterler belirlendi. Bu kriterler kapsamında İzmir’de bir yıl süresince projeler geliştirilerek uygulanmaya başlandı.

    İzmir, Cittaslow 2021 Genel Kurulu’nda dünyanın ilk Cittaslow Metropol pilot kenti ilan edilerek dünyanın diğer şehirlerini bu ağa dahil etmek için öncülük görevini üstlenmişti. Proje kapsamında dünyadaki kent modelleri ve iyi yaşam perspektifleri analiz edilerek “yavaş yaşam” felsefesiyle bir araya getirilmişti. 

  • İZMİRLİ GENÇLER İÇİN 24 SAAT YAŞAYAN KÜTÜPHANE

    İZMİRLİ GENÇLER İÇİN 24 SAAT YAŞAYAN KÜTÜPHANE

     

    İzmir Büyükşehir Belediyesi “öğrencilerin ders çalışmak ve kitap okumak için ihtiyaç duydukları ideal mekanlar yaratma” hedefi doğrultusunda Buca’da da Kitap Kafe ve Kütüphane açmaya hazırlanıyor. 22 Aralık Cuma günü hizmete girecek ve açılışını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yapacağı kitap kafe ve kütüphane kentte 7 gün 24 saat açık olan tek kütüphane olma özelliği taşıyor.

    İzmir’de ders çalışmak, kitap okumak ve araştırma yapmak isteyenlere konforlu bir ortam sağlayan Kitap Kafelerin sayıları her geçen gün artmaya devam ediyor. İzmir’in bilgi yuvaları ders çalışmaya elverişli ortamı, ücretsiz internet hizmeti, güler yüzlü çalışanları ve uygun fiyatlı kahveleriyle yoğun ilgi görüyor. Bu hizmeti kentin dört bir yanına yaymayı hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ayrıcalıklı mekanların sayısını günden güne artırıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi son olarak Buca’da hem kitap kafe hem de kütüphane olarak hizmet verecek binayı öğrencilerin hizmetine sunmaya hazırlanıyor. Gençler bahçe bölümünde ve zemin katta İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ağırlıklı kitaplarla tanışıp kahvelerini yudumlayıp sosyalleşirken, 1. katta ise kütüphanenin zengin kitap koleksiyonundan faydalanabilecek.

    7 GÜN 24 SAAT HİZMET VERECEK  

    22 Aralık Cuma günü gençlerden gelen yoğun talepler sonucunda Buca’da hem kitap kafe hem de kütüphaneyi hizmete alacaklarını ifade eden İZELMAN A.Ş Genel Müdürü Burak Alp Ersen, “9 Eylül Üniversitesi’ne yürüme mesafesinde yaklaşık 120 öğrenci kapasiteli kütüphanemiz ve kitap kafemizden gençlerimiz gece de yararlanabilecek. Buradan gençlere bir müjde de vermek isterim. Başkanımız Tunç Soyer’in isteği doğrultusunda 7 gün 24 saat hizmet verecek bir mekan yarattık. Çok yakın zamanda kent merkezi dışında da Tire, Bergama, Bayındır gibi ilçelerimizde de kitap kafeleri gençlerimizin hizmetine sunacağız. Ayrıca Alsancak’ta Tam Otomatik Katlı Otoparkı’nda da Buca ile eş zamanlı kitap kafeyi hizmete alacağız” dedi.

    GENÇLER VE ÖĞRENCİLERE SUNULAN HİZMETLER ARTARAK DEVAM EDECEK 

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları’nın tamamını Buca Kitap Kafe ve Kütüphane’sinde gençlerin bulabileceklerinin altını önemle çizen Ersen, “Şu ana kadar İZELMAN bünyesinde faaliyet gösteren yayın ofisimizle toplam 68 yayını İzmirliler ile buluşturduk. 2024 yılında toplam 100 kitaba ulaşmak hedefimiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in gençler ve öğrenciler için sunduğu bu hizmetleri İZELMAN A.Ş olarak kentin geneline yayarak 2024 yılında da yeni mekanlar açmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.  

    HEM KİTAP HEM KAFE HEM KÜTÜPHANE

    APİKAM, Konak Metro, Mustafa Necati Kültür Merkezi, Seferihisar, Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezi, Alsancak Tam Otomatik Otoparkı Kitap Kafeleri ile birlikte 7. şube olarak açılacak İZELMAN A.Ş. Buca Kitap Kafe, bahçeli iki katlı binadan oluşuyor. Zemin kat ve bahçe bölümü kafe, 1. katı ise kütüphane olarak hizmet verecek bina aynı zamanda 7 gün 24 saat açık olacak.  Kitap Kafe kısmının iç mekanında 60, dış mekanında 60 kişi olmak üzere toplam 120 kişi kapasitesine sahip. Aynı zamanda 2. katta yaklaşık 150 m2 lik kütüphane alanı bulunmakta. Ekonomik fiyatları, konforlu ortamı, ücretsiz sınırsız interneti ve aile ortamı ile gençlerimizin kişisel gelişimlerine, sosyalleşmelerine, kitaba kolay ulaşmalarına imkan sağlayacak olan projemizin ortalama maliyeti ise 1 yıllık kira bedeli ile birlikte yaklaşık 4 milyon lira.

  • İZMİT BELEDİYE BAŞKANI HÜRRİYET, LİSELİ ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU

    İZMİT BELEDİYE BAŞKANI HÜRRİYET, LİSELİ ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU

    İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, okulları ziyaret ederek öğretmenler ve öğrencilerle bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Hürriyet, son olarak Uluğbey Anadolu Lisesi ve Kuruçeşme Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti.
     
    Eğitim kadrosundan okulların ihtiyaçlarını dinleyen Hürriyet, yetki alanı dahilinde ihtiyaçları karşılamak için çalışma yapılacağını kaydetti. Başkan Hürriyet okullara, İZGİM’deki girişimci kadınların el emeği ile ürettiği mozaik Çınar Yaprağı ile Prof. Dr. Tuna Şare Ağtürk’ün hazırladığı Kayıp Roma Başkenti Nikomedia’nın Renkli Rölyefleri kitabını hediye etti.
     
    EĞİTİM PROJELERİNİ ANLATTI 
     
    Öğretmenlere ve öğrencilere eğitim alanında yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet,  şunları söyledi:
     
    “Öğrencilerin kenti tanımaları için tarih rotalarımız var. Dileyen okullara tarihi yerleri gezmeleri için ücretsiz servis imkanı sağlıyoruz. Beslenme Saati Uygulamasıyla okullara yemek hizmeti sunmaya çalışıyoruz. Hiçbir öğrenci ayırt etmeksizin günde 1 öğün ücretsiz yemek hizmeti sunuyoruz. Talep eden okullara hemen yarın bu hizmeti vermeye hazırız. 
     
    “ÇINAR AKADEMİ’DE PROFESYONEL EĞİTİM VERİYORUZ”
     
    2 yıl önce kurduğumuz Çınar Akademi’de profesyonel eğitim veriyoruz. Başarılı bir kurum haline geldi. Geçen yıl öğrencilerimizin yüzde 90’ı üniversitelere yerleşti. Okul öncesi çağındaki çocuklar için 2’incisini Tüysüzler’de açtığımız Çınar Çocuk Evi’mizde de kontenjanımız var.
     
    “ÖĞRENCİLER KÜTÜPHANELERİMİZİ ÇOK SEVİYOR”
     
    Türkiye’nin tek dereceli seçim sistemiyle seçilen ilk kadın belediye başkanı Leyla Atakan anısına çok güzel bir kütüphane yaptık. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Çetin Emeç Kütüphanesi’ni ve Leyla Atakan Şehir Kütüphanesi’ni öğrenciler çok seviyorlar. Öğrenciler buralarda rahatlıkla ders çalışabilir. Belsa’da kütüphanenin olduğu yere Gençlik Sokağı ismini verdik. Burada özellikle gençler için YouTube Stüdyosu ve Talk&Smile Cafe kurduk.
     
    “GENÇLERİN İLGİSİ ÇOK BÜYÜK” 
     
    Mehmet Ali Paşa Mahallesi’nde kurduğumuz Sanat Akademisi’nde sanatın her alanından faydalanabilirsiniz. Tarımsal üretimi de çok önemsiyoruz. Çilek Köylerimiz, Aronya ve Lavanta Bahçelerimize gençlerin ilgisi çok büyük. Aşevimizde üniversitesi öğrencilerine günde bir öğün ücretsiz yemek veriyoruz. Çayırköy Mahallesi’nde Orman Okulu’nu hizmete sunduk.  Burada çocuklara sadece sıradan bir doğa gezisi değil ciddi eğitim veriyoruz. 
     
    “TARİHİ BİR KENTTE YAŞIYORUZ” 
     
    İstanbul’dan önce Doğu Roma’ya 46 yıl başkentlik yapan tarihi bir kentte yaşıyoruz. İzmit’in simgesi Saat Kulesi ve hemen yanındaki Kasr-ı Hümayun çok önemli tarihi yapılar. Kasr-ı Hümayun, Osmanlı döneminde İstanbul dışında yapılan tek saray ve Mustafa Kemal Atatürk ilk ve tek basın toplantısını burada yaptı. Yönetim biçiminin Cumhuriyet olacağını ve kadınlara seçme seçilme hakkı verileceğini ilk burada söyledi.
     
    “İZMİT’İN TARİHİNE IŞIK TUTAN MEKANLAR”
     
    İzmit’in kurtuluşunda önemli rol oynayan Yahya Kaptan, Kara Fatma ve İpsiz Recep gibi kahramanların hayat hikayelerinin ve bal mumu heykellerinin bulunduğu Atatürk ve Milli Mücadele Anı Evi’miz var. İzmit’in İzleri Anı Evi ve Zübeyde Hanım Konağı Kadın Yaşam Merkezi de tarihi alanlarımızdan bazıları. Ayrıca öğrenciler için ücretsiz LGS kurslarımız birçok mahallede sürüyor. Kuruçeşme’deki Yaşam Merkezi’mizde de etüt merkezlerimiz hizmete devam ediyor. 0532 166 4141 numaralı Whatsapp hattımıza taleplerinizi 7/24 yazabilirsiniz.”
     
     
  • TEPEBAŞI BELEDİYESİ’NDEN TAKI KURSU

    TEPEBAŞI BELEDİYESİ’NDEN TAKI KURSU

    Tepebaşı Belediyesi’nin Belde Evleri ve Deneyimli Kafelerde düzenlediği takı tasarım kursuna katılan kadınlar, farklı tekniklerle birbirinden güzel takılar yapıyor.

    Tepebaşı Belediyesi, düzenlediği kurslar ile kent sakini kadınlara farklı branşlarda eğitimler sunmaya devam ediyor.

    Belde Evleri ve Deneyimli Kafelerde düzenlenen takı tasarım kursu da Eskişehirli kadınların ilgisi ile devam ediyor. Nasuh Akar Deneyimli Kafe’de düzenlenen takı tasarım kursuna katılan kadınlar, farklı tekniklerle birbirinden güzel kolye, yüzük, bileklik, küpe gibi takılar yapıyor. Birbirinden güzel takılar ortaya çıkaran kadınlar, aynı zamanda hem sosyalleşiyor hem de aile bütçelerine de katkıda bulunuyor.

    Kursiyerler, eğitimlerden duydukları memnuniyeti şu sözlerle dile getiriyor:

    -Gamze Karatay: “Çok memnunuz. Kendimizi geliştiriyoruz. Bilmediğim figürleri öğreniyoruz. Bizim için güzel bir aktivite. Arkadaşlarımızla çok iyi anlaşıyoruz.” 

    -Sevinç Karataş: “Burası çok güzel ve rahatlatıcı. Ortam çok güzel. Her şeyi öğreniyoruz, kendimizi geliştiriyoruz. Bizim için sosyal aktivite oluyor. Kadınlar da evde durmasınlar gelsinler.” 

    -Nurten Aras: “Gereken her şeyi yapıyoruz. Bileklik, nazar boncuğu yapıyoruz. Hocamız tüm teknikleri öğretiyor. Bizim için çok güzel. Stres atıyoruz, çok zevkli.” 

  • MALTEPE BELEDİYESİ’NDEN BALIK EKMEK ŞENLİĞİ

    MALTEPE BELEDİYESİ’NDEN BALIK EKMEK ŞENLİĞİ

    Maltepe Belediyesi’nce ücretsiz düzenlenen Balık Ekmek Şenliği’nin ikincisi, dün Aydınevler Mahallesi’ndeki Maltepe Cumhuriyet Parkı’nda gerçekleşti.

    Geleneksel balık ekmek lezzetinin sunulduğu şenliğe, yöresel müzikler ve halk oyunları da renk kattı.

    Şenliğe katılan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Maltepeli vatandaşları balık ekmek geleneğiyle buluşturmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Bugün Aydınevler Muhtarımız Sami Soydal, çocuklar, gençler ve kadınlarla hep birlikte lokmamızı paylaştık” dedi.

    Kılıç, tezgahın başına geçip vatandaşlara balık ekmek pişirip ikram etti.

    Şenliğe, Tüm Sinop Dernekler Federasyonu, Çankırı Dernekler Federasyonu, Batı Karadeniz Dernekler Federasyonu, Çerkeş Dernekler Birliği, Sinop Aile Dostluk Eğitim Kültür Derneği katkı sundu. Sunuculuğunu Sevda Yüksel’in üstlendiği şenlikte, sanatçı Özkan Ergün, şair- sunucu Zeynel Parmaksız, Uğur Altuner ve davul zurna ekibi sahne aldı.

    Şenliğe Maltepe’nin diğer mahallelerinde devam edilecek.

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… MUSTAFA BİLİCİ: “BEREKETLİ TARIM ARAZİLERİNE SAHİP ÜLKEMİZDE GIDA ENFLASYONUNUN ÖNÜNÜ ALAMAMAK İKTİDARIN ESERİDİR”

    Saadet Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, TBMM Genel Kurulu’nda; “Ülkemizin yaşamakta olduğu ekonomik kriz ve bu ekonomik krize paralel olarak yaşadığımız enflasyon tüm vatandaşlarımızın belini bükmüştür. Fakat bir grup insanımız var ki bunlar tamamen iktidarca yüzüstü bırakılmış, sorunları görmezden gelinmiş ve enflasyon karşısında ezilmelerine göz yumulmuştur. Bu insanlar çiftçilerimiz, üreticilerimizden başkası değildir. Ülkemizde gıda enflasyonu 37 aydır kesintisiz olarak yükseliyor. Bu 37 aylık süreçte gıda enflasyonu da genel enflasyonun üzerinde seyrediyor. Bereketli tarım arazilerine sahip ülkemizde gıda enflasyonunun önünü alamamak iktidarın eseridir” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan Saadet Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, şunları söyledi:

    “ÜLKEMİZDE GIDA ENFLASYONU 37 AYDIR KESİNTİSİZ OLARAK YÜKSELİYOR”

    “Ülkemizin yaşamakta olduğu ekonomik kriz ve bu ekonomik krize paralel olarak yaşadığımız enflasyon tüm vatandaşlarımızın belini bükmüştür. Fakat bir grup insanımız var ki bunlar tamamen iktidarca yüzüstü bırakılmış, sorunları görmezden gelinmiş ve enflasyon karşısında ezilmelerine göz yumulmuştur. Bu insanlar çiftçilerimiz, üreticilerimizden başkası değildir. Ülkemizde gıda enflasyonu 37 aydır kesintisiz olarak yükseliyor. Bu 37 aylık süreçte gıda enflasyonu da genel enflasyonun üzerinde seyrediyor. Bereketli tarım arazilerine sahip ülkemizde gıda enflasyonunun önünü alamamak iktidarın eseridir. Üreticimiz neden küstürüldü? Neden küstürüldü de yıllardır icra ettikleri baba, ata mesleklerini terk etti?

    TMO 2023 yılında ekmeklik buğdayın fiyatını 8 lira 25 kuruş olarak açıkladı. Bu fiyat 2022 yılında ise 6 liraydı. İktidar gerçek enflasyonun uzağında kalan bu fiyatı buğday üreticisi çiftçilerimize reva görmekle kalmadı bu sene TMO depolarında ne hikmetse buğdaya yer bulunamadı, çiftçilerimiz yapay ve kısıtlı bir randevu kriziyle baş başa bırakıldı. TMO’dan randevu alamayan çiftçilerimiz ürünlerini açıklanan 8 lira 25 kuruş fiyattan dahi satamadı. Açıklanan buğday fiyatına ve randevu krizine isyan eden baş kaldıran çiftçilerimizi duyan, umursayan olmadı. İktidar buğdayda olduğu gibi mısırda da çiftçilerimizin alın terini hiçe saydı. 2022 yılında danelik mısırda açıklanan 5 lira 70 kuruşluk fiyat 2023 yılında 6 liraya çıkarıldı. Çiftçimizle adeta dalga geçildi.

    ÇİFTÇİLERİMİZ AÇIKLANAN FİYATLAR KARŞISINDA FERYAT ETTİ, DUYAN, UMURSAYAN OLMADI”

    Şeker ve şeker pancarı 2022 yılında açıklanan fiyat kilo başına 1 lira 45 kuruştu. 2023 yılında ise 1 lira 85 kuruşa çıkarıldı. Şeker pancarı üreticilerimizin yoğun itirazlarına karşılık fiyatta herhangi bir değişikliğe gidilmedi. Gerçek enflasyonla alakası olmayan bu artış şeker pancarı üreticimize maalesef reva görüldü. Geçtiğimiz 20 yılda şeker pancarı eken çiftçi sayıfımız 492 binden 86 bine geriledi. Ülkemiz ilk kez 2022 yılında Rusya’dan şeker ithal edecek duruma düştü. Şeker pancarı üreticimizin seslenişini, yakarışını duyan, umursayan maalesef yine olmadı. İktidar pamuk üreticisi çiftçimizi de diğer çiftçilerimizden ayırt etmedi. Onları mağdur etme konusunda da geri durmadı. 2023 yılında açıklanan pamuk fiyatları 2022’nin gerisinde kaldı. Pamuk fiyatlarına ülkemizin çeşitli yerlerinden Urfa’dan, Adana’dan, Aydın’dan tepkiler yükseldi. Çiftçilerimiz açıklanan fiyatlar karşısında feryat etti. Duyan, umursayan olmadı.

    Yağlık ayçiçeği üreticilerimizin de kaderi diğer çiftçilerimizin kaderinden farklı olmadı. 2022 yılındaki fiyatlar 2023 yılındaki fiyatlardan farklı olmadı. Ürün fiyatlarından şikayet edenler sadece saydığımız bu üreticilerimiz değil. Fındık üreticilerimiz yıllardır adaletsiz fiyatlar ile mücadele ediyor. Kiraz üreticimiz kirazı dalında bırakıyor. Kayısı üreticimiz ürünlerini yerlere döküyor eylem yapıyor. Markette 25 lira olan limonu 3 liraya satmak zorunda kalan limon üreticimiz ağaçlarını kesiyor. Bilen yok, duyan yok, umursayan yok. Vatandaşlarımızın bu şikâyetlerini soru önergeleriyle bakanlığa soruyoruz, çözüm arıyoruz, cevaplayan yok ve en nihayetinde anlaşılıyor ki tüm bunların ser sebebi, iktidarın bir tarım politikası yok. Bu yokluklar silsilesinin ise faturası ağır oldu. Ülkemizin son yirmi yıldaki ekili alanı 27 milyon dekar azalıyor; bu, 3 Trakya büyüklüğünde bir alana tekabül ediyor.

    “ÇİFTÇİMİZ HARİÇ TÜM DÜNYA ÜRETİCİLERİ İKTİDARCA KALKINDIRILIYOR”

    Üreticilerimizi tiye alan fiyatları açıklamakta bir beis görmeyen, üreticilerimizi tarıma ve üretime küstüren Bakanlık 2022 yılında 64 milyar lira, 2023’te 133 milyar lira olan bütçesini 2024 yılında 283 milyara çıkarmayı talep ediyor. Son iki yılda açıklanan ürün fiyatları ortadayken Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi geçtiğimiz yıl yüzde 106 artırılıyor, bu sene yüzde 114 artırılıyor. Peki, buğday fiyatını ne kadar artırdınız? Yüzde 30. Mısır fiyatını ne kadar artırdınız? Yüzde 5. Şeker pancarı fiyatını ne kadar artırdınız? Yüzde 28. Peki, tarımsal üretimde büyük rol oynayan motorin ne kadar arttı? Yüzde 100’e yakın. Mesele Bakanlık bütçesi olduğu zaman enflasyonu çok iyi hesaplıyorsunuz fakat mesele çiftçimize geldiğinde yüzde 5’lik fiyat artışları yapmaya çekinmiyorsunuz. Üreticimizin içerisinde bulunduğu acı tabloyu açıklamaya çalışıyorum. İktidar da bu acı tablonun elbette ki farkında fakat çözüm olarak girdikleri arayışlar çiftçimizi değil 3-5 kişiyi kalkındırıyor.

    Tarımsal ürün ithalatında yıllar geçtikçe rekor tazeleyen ülkemiz Rusya hububat üreticisini kalkındırıyor, Ukraynalı mısır üreticisini kalkındırıyor, Amerikalı pamuk üreticisini kalkındırıyor, kısacası çiftçimiz hariç tüm dünya üreticileri iktidarca kalkındırılıyor. Tarımsal ürün ithalatında rekorlara oynayan iktidar kendi topraklarımızı bırakıp TİGEM vasıtasıyla Sudan’da tarım yapmaya kalkışıyor. Sudan hükümetiyle anlaşıyor, şirketler kuruyor yıllardır hiçbir üretimin yapılmadığı Sudan macerasına paralar aktarıyor, kurduğu şirketin yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı tahsis ediyor; fakat neyi yapmıyor biliyor musunuz? Bu bonkör tutumunu kendi öz çiftçimize karşı sergilemiyor, kendi çiftçisini ezmekte bir beis görmüyor, kendi çiftçisine karşı en ufak bir ayrıcalıktan dahi imtina ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri derhâl ellerini başlarına koyup düşünmek ve ne yaptıklarının bilincine varmak zorundadırlar. Tarımdaki bu gidişat, gidişat değildir. Bu plansızlık ve çiftçiyi göz ardı eden politikalar devam ettiği sürece gıda enflasyonunun önünü almak hayalden ibarettir.”

     

     

  • KÜRŞAD ZORLU: “ÜLKEMİZ VATANDAŞ OLMANIN KOLAY AMA MUTLU OLMANIN ZOR OLDUĞU BİR ÜLKE HALİNE GETİRİLMİŞTİR… BU GİDİŞLE BİZ MUTSUZ ASGARİ ÜCRETLİLER ÜLKESİ OLARAK ANILMAYA BAŞLANACAĞIZ”

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, “2024 net asgari ücret için teklifimiz, yılın ilk yarısında 17 bin TL en az, ikinci yarısında en az 20 bin 500 TL şeklindedir. Yaşam maliyeti o kadar yükseldi ki bu miktarlar da büyük haneler için bir anlam ifade etmeyebiliyor. Diğer taraftan düşüyor dense de hala yüksek olan enflasyon nedeniyle birkaç ay sonra zammın da bir anlamının kalmadığını hep birlikte göreceğiz ve konuşacağız. Maalesef ülkemiz vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke haline getirilmiştir. 137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Bu gidişle biz mutsuz asgari ücretliler ülkesi olarak anılmaya başlanacağız. Buna sebep olan da elbette mevcut siyasi iktidar olacaktır” dedi.

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Zorlu, özetle şunları söyledi:

    “Bugün Necip Hablemitoğlu suikastının yıl dönümü. Bu tür suikastların karşısında olan bir parti, İYİ Parti. Vatanı için mücadele eden, mesleğini halkımıza yakışır bir onurla icra eden böylesi şahsiyetlerin uğradığı saldırılar karşısında Türk milleti olarak bir ve bütünlük içinde olmalıyız. Bir kez daha merhumu, rahmetle anmak istiyorum.

    “ERKAN’IN AÇIKLAMALARI, BAŞKASI ADINA UTANMAMIZIN DOZUNU ARTIRMIŞ OLDU”

    Ülkemizin en büyük sorunu ekonomi. Siyasi iktidarın hatalı politikaları ile derinleşen hayat pahalılığı, buna asla yetmeyen gelir grupları artık bir gerçeğimiz. Böyle bir ortamda 2024 asgari ücretinin açıklanmasını bekliyor, milyonlarca çalışanımız. Bugün, Asgari Ücret Komisyonu ikinci toplantısını gerçekleştirecek. Muhtemelen bir mutabakata da varılmayacak. Bizler, asgari ücretin ve genel olarak ücretlerin yetersizliğini gündemde tutmaya ve hükümetin ‘rasyonele dönüş’ planının iki kahramanı olan Sayın Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Sayın Erkan’ın talihsiz açıklamalarına değinmek istiyoruz. Özellikle Merkez Bankası Başkanı Sayın Erkan’ın açıklamaları uluslararası basına da yansıyarak, başkası adına utanmamızın dozunu artırmış oldu. Aslında her iki açıklama da konut ya da barınma krizi ile ilgili. Sayın Şimşek, sosyal medyadaki bir paylaşımında konut arzında artışı sağlayan düzenlemelere bağlı olarak özellikle büyük şehirlerde kiraların gerilediğinden söz etti. En son Ekim verisi açıklanan kira endeksi, aylık artışın devam ettiğini, ancak sadece artış hızında bir yavaşlama olduğunu söylüyordu. Kasım ayı kiralık ilan ortalamalarının açıklandığı çalışma ise kiralarda reel gerilemenin yaşandığını, ancak düzeylerin hala yüksek olduğuna işaret ediyordu. Bu düzeyleri seslendirmek, sorunun boyutunu anlamak; ‘kiralardaki düşüş başladı’ demenin anlamsızlığını teyit etmek açısından çok önemli…

    “AYDA YAKLAŞIK 200 BİN TL ÜCRET GELİRİ OLAN BİRİNİN, ‘İSTANBUL’DA EV BULAMADIM, ANNEMDE KALIYORUM’ DEMESİ MANTIKLI MI?”

    Kiralık konutların ortalama ilan metrekare fiyatı Türkiye’deki ortalama ücretten de asgari ücretten de emekli aylığından da çok daha yüksek durumda. Merkez Bankası Başkanı Sayın Gaye Erkan… Ülkenin para politikasından sorumlu kurumun başkanı, ‘İstanbul’da ev bulamadık, müthiş pahalı, annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz’ diyor. Üstelik bunu, bir arkadaş ortamında falan değil; kamuya açık olacağını bile bile bir röportajda söylüyor. Türkiye’nin yabancı yatırıma duyduğu ihtiyacı en çok bilmesi gereken, bildiğini de düşündüğümüz kişi söylüyor. Önceki pozisyonda milyonlarca dolar kazanmış ve şimdi de ayda yaklaşık 200 bin TL ücret geliri olan birinin, ‘İstanbul’da ev bulamadım, annemde kalıyorum’ demesi mantıklı mı? Bunu geçtik… Bir kişinin 10 evi olacağına 10 kişinin bir evi olmalı gibi bir cümleyi de kurdu. Özellikle bir Merkez Bankası Başkanı, yaptığı işin yüzde 90’ının iletişim olduğu gerçeğini unutmamalıdır. Hele hele ülkemiz, 10 kişinin birleşip bir ev alamayacağı durumdayken, yanlış kelime seçiminiz doğal olarak tepkilere de eleştirilere de yol açacaktır. Buna hazırlı olacaksınız. Ülkemizdeki ortalama hane halkı büyüklüğü, 3,17 kişi olduğuna göre; ‘üç hane birleşip bir ev almalı’, mı demek istiyor? Belki de hayat pahalılığından dert yanan Gaye Hanım, ‘üç hane birleşseniz de ev alamazsınız’ demeye mi getiriyor? Sayın Başkan Erkan, kendi kurumunun yayınladığı verilerden haberdardır.  Ülkemizdeki satılık konut ortalama metrekare fiyatının, Eylül 2023 itibarıyla; 29 bin 110 TL’ye çıktığını biliyor olmalıdır. İstanbul’daki konutun ortalama metrekare fiyatının ise 43 bin 669 TL olduğunu da… İstanbul’da 120 metrekare büyüklüğünde bir ev alalım deseniz, vatandaşımız için; en az 5.2 milyon TL’yi gözden çıkarmanız lazım. Yani 460 asgari ücret…

    Hep asgari ücret ya da emekli aylığı üzerinden örnek vermemizi eleştirenler olduğunu da görüyoruz. Oysa TEPAV’ın son araştırması, emek geliri olarak hanesine sadece tek asgari ücret giren yaklaşık 3 milyon ev olduğunu gösteriyor. Özel sektörde çalışanların yüzde 46’sı asgari ücret statüsünde, ama iki asgari ücretin altında ücret kazanıyor çok daha fazlası…

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz da memur ve emekliler için yaklaşık yüzde 50 zam yapmayı düşündüklerini ifade etti. Ancak TÜİK’in makyajlı verilerine göre enflasyon yüzde 61, ENAG verilerine göre yüzde 126 iken; verilecek yüzde 50 zammın vatandaşlarımızın geçimini sağlaması, barınma, beslenme giyinme, ulaşım ve eğitim giderlerinin karşılanması için yeterli olmadığı ortadadır. Gelinen aşamada bir yandan emeklilerin çilesini ve asgari ücretin norm ücret haline gelmesini eleştirirken, bir yandan da milyonlarca lira ile ‘geçinmeye’ çalışan Merkez Bankası Başkanı’nın talihsiz açıklamalarını hep birlikte üzülerek takip ediyoruz.

    “BÜROKRASİNİN EN YENİ SİMASI SAYIN ERKAN YOKSA SİYASET DÜNYASINA MI HAZIRLANMAK İSTİYOR?”

    Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları sadece bizim için değil; yabancı yatırımcı için oldukça önemli. Mesela bu açıklamalar sonrası, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapma imkanı olan bir yabancı yatırımcının kararından vazgeçmiş olmasına neden olmuş, olabilir misiniz Sayın Erkan? Bunu en iyi siz biliyorsunuz. Ne pahasına? Bürokrasinin en yeni siması Sayın Erkan yoksa siyaset dünyasına mı hazırlanmak istiyor. Böyle bir niyeti varsa, keşke başkanlıktan affını istese. Keşke bu rekabetin içine girse… Yok böyle bir amacı yok ise icra ettiği görevin Merkez Bankası Başkanlığı olduğunu kendisine hatırlatmakta yarar görüyoruz.

    “HER MİKROFON UZATANA KONUŞMAMASINI ÖNERİYORUZ”

    Merkez Bankası Başkanı’ndan ne bekliyoruz? Çünkü Türkiye’deki hayat pahalılığının giderilmesi konusunun en önemli sorumlu kişisidir. Bilimle, verilerle çelişmeyen para politikası kararlarını özgürce almasını; Merkez Bankası’nın nitelikli insan kaynağı için yıpranan çekiciliğini yeniden inşa etmesini; yok denecek kadar azalmış itibar ve güven sorununu çözecek etkili bir iletişim politikası uygulamasını… Ülkenin yatırım iklimine yönelik negatif algılanabilecek açıklamalar yapmamasını ve hatta her mikrofon uzatana konuşmamasını öneriyoruz.

    “ÜLKEMİZ VATANDAŞ OLMANIN KOLAY AMA MUTLU OLMANIN ZOR OLDUĞU BİR ÜLKE HALİNE GETİRİLMİŞTİR”

    11 bin 402 TL olan asgari ücretin, 7 bin 500 TL olan düşük emekli aylığının yeterliliği hepimizce tartışılıyor. Bir haneye iki asgari ücret girse, hanenin geliri bu ay 22 bin 804 TL idi. Kasım 2023 itibarıyla İstanbul’daki kiralık konutların ortalama ilan metrekare fiyatı, 166,7 TL. 120 metrekare ortalama bir ev için talep edilen kira ne kadar, 20 bin 4 TL. Ne kaldı iki asgari ücretten geriye?.. Ücretler öyle bir düzeye geldi ki işçiyi, emekçiyi açlıkla imtihan eder hale geldiler. Yaptıklarının adı olsa da vatandaşımızla alay etmek anlamına geliyor. İYİ Parti olarak asgari ücrete ilişkin önerimizi dile getirmiş, Çalışma Bakanı’nın asgari ücrete yılda iki defa zam yapılamaz açıklamasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade etmiştik. 2024 net asgari ücret için teklifimiz, yılın ilk yarısında 17 bin TL en az, ikinci yarısında en az 20 bin 500 TL şeklindedir. Yaşam maliyeti o kadar yükseldi ki bu miktarlar da büyük haneler için bir anlam ifade etmeyebiliyor. Diğer taraftan düşüyor dense de hala yüksek olan enflasyon nedeniyle birkaç ay sonra zammın da bir anlamının kalmadığını hep birlikte göreceğiz ve konuşacağız. Maalesef ülkemiz vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke haline getirilmiştir. 137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Bu gidişle biz mutsuz asgari ücretliler ülkesi olarak anılmaya başlanacağız. Buna sebep olan da elbette mevcut siyasi iktidar olacaktır.

    Dün bütçe görüşmelerinde, Millî Eğitim Bakanlığı’na yönelik değerlendirmeler yapıldı. Sayın Bakan kürsüye geldi. Öğretmenlerimiz ve aileleri ekranları başındaydı. Uzun süredir seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Ne atama bekleyen öğretmenlerimiz somut bir açıklama bulabildi, ne de mülakat konusu açıklığa kavuşturulabildi. Netice, 1 milyona yakın vatandaşımız için ortada yine belirsizlik ve yine güvensizlik. Ancak Sayın Bakan, ‘meri kanunlar’ derken neyi kastediyor?.. Sadece 2016’da yayınlanan bir KHK ile öğretmen alımlarına bir sözlü sınav getirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı seçimden önce ‘mülakatı kaldıracağız’ demişti. Bilmiyor muydu, kanunlarda mülakat zorunluluğunun olmadığını? Siz şimdi koskoca Milli Eğitim sisteminde yarattığınız o büyük problemin, siyasi saiklerle kontenjan artırımı ile öğretmenlerimizi zor sürecin içine soktunuz. Kendi yaptığınız yanlışlığı eleştiriyor ve bütün yükü de öğretmenlerimizin sırtına bırakıyorsunuz. Her meslek için farklı değerlendirme yapmak gerekiyor.

    Buradan bir teklifimiz var. Madem Sayın Bakan’ın dediği gibi ‘meri hukukta mülakat zorunluluğu var.’ Ve o var olduğu için öğretmenlerimiz mülakata tabi tutuluyor. O halde, öğretmenlerimizi mülakat zorunluluğunun dışında tutacak düzenleme teklifimizi İYİ Parti olarak hazırlayıp TBMM’ye getireceğiz. Samimiyseniz, meri hukuktaki bu zorunluluğu kaldıralım, siz de böyle zoraki açıklamalar yapmaktan kurtulun, öğretmenlerimiz de ucu açık bu belirsizlikten…

    İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği mezalim devam ederken; Irak ve Suriye’deki iki önemli gelişmeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Özellikle dikkatlerden kaçan Suriye’de sessiz sedasız yeni bir tehlikenin işaretleri gelmeye başladı. Terör örgütü PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda ‘anayasa taslağı’ olarak lanse ettiği bir belge ile ayrılıkçılık yolunda bir adım daha attı. Aslında İsrail ile Hamas arasında çıkan çatışma, PYD’ye bu anlamda yeni bir olanak tanıdı da denilebilir. Suriye’nin kuzeyinde yaşanan ayrılıkçılığın, terör koridoru ile tahkim edilmek istenmesi, ardından defacto bir terör devletine kapı aralanması hedefi; 12 Aralık’ta açıklanan yeni bir metin ile bambaşka bir evreye taşınmıştır. Buna karşı uyanık olmak durumundayız. ABD ile IŞİD’e karşı bir operasyonel ortaklığa dönüşen PYD/PKK desteği son birkaç yılda giderek siyasal bir proje hüviyeti kazanmıştır. Önce Suriye’de özerk bir yapı isteyen PYD, sonrasında federalizm çıkışını gerçekleştirmiş. Bugün ise Anayasa adı öne sürülen bir belge ile; demokratik konfederalizm kavramı devreye sokulmuştur. Türkiye’de yeterince yer bulmayan bu gelişme karşısında yetkili kurumlarımızı uyarıyoruz. PKK terör örgütünün ve terörist başı Öcalan’ın kullandığı biçimi ile demokratik konfederalizm kavramı, yeni yapının anahtar kelimesi olarak burada tekrarlanmıştır. Söz konusu metnin 5. Maddesinde, ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Cumhuriyeti, Suriye Demokratik Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır’ ifadesi ile burada yer almaktadır. Oysa Suriye Demokratik Cumhuriyeti diye bir devlet şu anda bulunmamaktadır. Burada hangi yakın gelecek nasıl öngörülmektedir, uzmanlarımızın bunu irdelemesini salık veriyoruz. Bugünlerde Gazi Meclis’imizde, Türk milletinin iradesinin tecelligahında terörist başı Abdullah Öcalan’a övgüler düzen konuşmalar yapılması karşısında her zamankinden daha fazla dikkatli olunmalıdır. Gerçek şudur ki; PYD eşittir PKK’dır bizim için…”

    “BUNUN ADI, OPERASYON SİYASETİDİR”

    Zorlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İYİ Parti’den istifa eden siyasilerin anımsatılması üzerine Zorlu, şunları söyledi:

    “Partimize yönelik manipülatif, bütünleşik, yer yer planlı bir saldırının olduğunu ifade etmek istiyorum. Diyarbakır… Orada bizim 11 bin 179 kayıtlı üyemiz vardı. Bir haftada 525 üye istifası gerçekleşti, sadece. Bu üye sayımıza karşın, biz son seçimde 20 bin üye aldık. Son 10 günlük süreç içinde birtakım istifalar yaşandı. Ama bize yine üye katılımları da oldu.

    Biz eleştiriye çok açığız. Partimizin içinde de eleştiri yaygın ve hakimdir. Genel Başkanımız bütün toplantılarda buna açıktır. İçeriden ya da dışarıdan, bizim içimizden ayrılan arkadaşların da bize yönelik kayda değer eleştirileri elbette önemlidir. Bu açıdan bakmıyoruz, meseleye. İstanbul örneği… Bu ismi geçen arkadaşlardan bir tanesi bugün İstanbul dışında yakın bir ilin bir belediye meclis üyemizi arıyor. Diyor ki, ‘Biz bu akşam bir TV kanalında, bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi meclis üyeleri olarak ifade edeceğiz. Siz de istifa edin…’ CHP bir başka kişinin ismini vererek, ‘Size onunla bir görüşme ayarlayalım’ diyor. Bunun adı, operasyon siyasetidir. Elbette biz partimizden kimsenin gitmesini istemeyiz. Ancak, haklı eleştirilerle böyle bir inisiyatif alarak partimizden ayrılan arkadaşlarımıza saygımız var. Bu bahsettiğim başka bir şeydir. Bir parti, kendi iradesi ile yetkili organları ile hür ve müstakil bir şekilde, ben rekabet etmek istiyorum, diyorsa; Türkiye’de üçüncü bir yolun öncüsü olacağım diyerek, bu kutlu duruşu ortaya koyuyorsa, karşımızda bulacağımız bir davranış mıdır bu? Hangi parti disiplinine yakışan bir davranıştır?”

    Zorlu, İYİ Parti’nin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayları ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Aday belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Şu ana kadar dört büyükşehir, yedi il, 85 ilçe ve 10 beldede adaylarımızı açıkladık. Yarın Uşak’ta, cuma günü Nevşehir’de olacağız. Adaylarımızı açıklamaya devam edeceğiz. İstanbul ve diğer büyükşehir belediyelerimiz özel bir çalışmayı gerektiriyor. Bunları da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız.”

    Ahmet Zeki Üçok’un, İYİ Parti Başkanlık Divanı’ndaki görevinden alınması ile ilgili soru üzerine Kürşad Zorlu, “Sayın Üçok, bu aşamada Başkanlık Divanı bir üyesi değil Genel İdare Kurulu üyesi olarak görevine devam edecek.  Bunu farklı noktalara çekmek doğru değil, her siyasi partinin içinde bu tür değişiklikler oluyor. Olacaktır. İYİ Parti, güneşi ile milletimizi aydınlatmaya devam edecek” dedi.

     

  • BUCALILAR MEVLANA’YI ANDI

    BUCALILAR MEVLANA’YI ANDI

    Hz. Mevlana, 750’nci vuslat yıl dönümünde Buca’da Şeb-i Arus töreni ile anıldı.

    Buca Belediyesi, Türk-İslam medeniyetinin yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerin başında gelen Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin 750. vuslat yıl dönümünde Şeb-i Arus töreni düzenledi. Buca Belediyesi önünde düzenlenen törene vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.

    Sunucu Mehmet Bozdağ’ın şiirleri ve sohbetiyle huzur dolu bir akşam yaşattığı törende, semazenlerin gösterileri izleyenleri büyüledi. Daha sonra sahne alan sanatçı Sabahattin Arslan da seslendirdiği ilahilerle vatandaşları mest etti.

  • BÜYÜKELÇİ MANASİJEVSKİ’DEN YILMAZ BÜYÜKERŞEN’E ZİYARET

    BÜYÜKELÇİ MANASİJEVSKİ’DEN YILMAZ BÜYÜKERŞEN’E ZİYARET

    Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Jovan Manasijevski ve Ekonomi Müsteşarı Suzana Tuneva, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret etti.

    Başkan Büyükerşen, bir dizi temasta bulunmak üzere Eskişehir’e gelen Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Jovan Manasijevski ve Ekonomi Müsteşarı Suzana Tuneva’yı makamında ağırladı.

    Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Eskişehir Fahri Konsolosu Harun Karacan’ın da yer aldığı ziyarette, Büyükelçi Jovan Manasijevski, Eskişehir ile yakın ilişkiler içinde olmak istediklerini belirterek, “Eskişehir, genç nüfusun yoğun olduğu bir şehir. Kuzey Makedonya’nın Başkenti Üsküp ile çok benzer yönleri var ve nüfusu hızla artıyor. Eskişehir ile her alanda çalışmalarımızı geliştirmek ve kardeş şehir olmak için diyaloglarımızı arttırmak istiyoruz. Eskişehir çok güzel, modern bir şehircilik yapısına sahip. Nazik misafirperverliğiniz ve sıcak karşılamanız için çok teşekkür ederim” dedi.

    Başkan Büyükerşen de nazik ziyaret dolayısıyla konuk büyükelçiye teşekkür ederek, iki ülke ve iki halk arasında tarihi ve kültürel bağların çok güçlü olduğunu vurguladı. Büyükerşen, Makedonya’yı ziyaret ettiğini ve Türkiye ile çok benzer yönleri olduğunu aktararak iş birliğinin önemine dikkat çekti. Büyükerşen daha sonra konuklarına Eskişehir ve üniversiteler hakkında bilgiler verdi.

    Büyükerşen ve Manasijevski’in karşılıklı hediye takdim ettiği ziyaret, olası işbirlikleri hakkında yapılan fikir alışverişi sonrası çektirilen fotoğrafla tamamlandı.