Blog

  • SAMSUN’DA GENÇLER, ATAKUM BELEDİYE BAŞKANI DEVECİ’YE PROJELERİNİ ANLATTI

    SAMSUN’DA GENÇLER, ATAKUM BELEDİYE BAŞKANI DEVECİ’YE PROJELERİNİ ANLATTI

    Gençler, ‘İnovatif Akıl Zirvesi’nde sağlıktan doğa ve çevre haklarına projelerini Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci’ye sundu. Deveci, gençlere “Kendi geleceğinizde söz sahibi olun” dedi.

    Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, ‘İnovatif Akıl Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Atakum Belediyesi ile TOG İğne Deliği Gençlik Merkezi iş birliğinde gerçekleştirilen zirvede; gençler demokratik ve daha yaşanabilir bir kent için sağlık, çevre, çocuk hakları gibi birçok konuda yenilikçi projelerini Başkan Deveci’ye sundu.

    BAŞKAN DEVECİ’YE TEŞEKKÜR

    Katılımcı Bütçe çalışmaları kapsamında yapılan toplantıda hayata geçirdiği projeler için Deveci’ye teşekkür eden gençler; çevre dostu projelerden engellerin aşıldığı yaşam alanlarına ve hayvan haklarına hayal ettikleri kenti anlattılar. Dinamik ve yaratıcı fikirlerin ortaya konulduğu zirvede, ortak akıl vurgusu yapıldı. Atakum Belediyesi Büyük Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen zirvede 50 öğrenci topluluğu ve iki üniversiteden 300’ün üzerinde öğrenci, akıllı şehir uygulaması, ışık kirliliği, toplu ulaşım ücretleri ile yurt sorunları üzerine fikirlerini Başkan Deveci’ye ilettiler.

    “TAŞIN ALTINA ELİNİZİ OYUN”

    Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci yaptığı konuşmada, “Atakum üniversite, gençlik kenti. Nüfusunun yarısı 30 yaşın altında. İki üniversitenin yaklaşık 47 bin öğrencisi Atakum’da. O nedenle bu toplantı çok önemli. Biz ‘Katılımcı Bütçe’ başlığı altında kentte toplantılar yapıyoruz. Tüm meslek gruplarıyla ve komşularımızla sitelerde belediyeyi, belediyeciliği anlatıyoruz. Onlar bize ihtiyaçlarını, şikayetlerini ve önerilerini söylüyorlar. Sizden daha çok eleştiri, öneri ve geleceğe yönelik ufkumuzu açabilecek perspektifler istiyorum. Hem öğrencilik hayatınızda, mesleğinizde hem de ülkeniz ve kendi geleceğiniz için söz sahibi olmanız lazım. Hayallerinizin, projelerinizin ve iddialarınızın olması gerekir. Dünyada ve Türkiye’de bir gidiş var. Afganistan’dan Libya’ya kadar kadınların durumunu gözden geçirin. Bir tek Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün Cumhuriyet’i direniyor. Size güvenerek direniyor. O yükü hafifletmelisiniz. Taşın altına elinizi koyun” ifadelerini kullandı.

  • YÜZÜNCÜ YIL GENÇLİK VE YAŞAM MERKEZİ FAAALİYET GÖSTERMEYE DEVAM EDİYOR

    YÜZÜNCÜ YIL GENÇLİK VE YAŞAM MERKEZİ FAAALİYET GÖSTERMEYE DEVAM EDİYOR

    Merkezefendi Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan ‘Yüzüncü Yıl Gençlik ve Yaşam Merkezi’ faaliyet göstermeye devam ediyor. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Birbirinden güzel faaliyetlerin yapıldığı merkezimizde gençlerimiz hem eğitici hem de keyifli vakit geçiriyor” dedi.

    Merkezefendi Belediyesi ilçe genelindeki yapısal projelerini tüm hızıyla sürdürüyor. Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’ne kazandırılan ‘Yüzüncü Yıl Gençlik ve Yaşam Merkezi’ de ilçedeki vatandaşlar hizmet vermeye devam ediyor. Merkezefendili gençlerin eğitim, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ilçeye kazandırılan merkezde; modern eğitim sınıfları, kişisel gelişim ve hobi atölyeleri, sosyal alanı, kütüphanesi, kafeteryası, fuaye alanı, 100 kişilik seminer salonu, bireysel ve grup çalışma odaları bulunuyor. Kültür, sanat ve spor etkinliklerinde olduğu merkez 1200 metrekarelik alana sahip. Mahallenin göz bebeği haline gelen merkezde kurslar devam ediyor.

    “7’DEN 70’E HER VATANDAŞIMIZA HİZMET SAĞLIYORUZ”

    Gençlerin her zaman yanlarında olduklarını belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Cumhuriyetimizin 100. yılında ilçemize kazandırdığımız ‘Yüzüncü Yıl Gençlik ve Yaşam Merkezi’mizde gençlerimiz neredeyse her istediği aktiviteyi yapabiliyor. Merkezefendili gençlerimizin sanattan kültüre, eğitimden spora, kişisel gelişimden sosyalleşmeye kadar birçok alanda vakit geçirdiği bu merkezimiz gençlerimizin gözdesi haline geldi. Sadece gençlerin de değil 7’den 70’e her yaştan hemşehrilerimizin de yararlanacağı bir merkez. Yüzüncü Yıl Gençlik ve Yaşam Merkezi’ni daha görmeyen herkesi tesisimize bekliyoruz” diye konuştu.

  • ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU, İKİNCİ TOPLANTISINI YAPTI… RAMAZAN AĞAR: “YİNE HERHANGİ BİR RAKAM TELAFFUZ EDİLMEDİ. ŞU ANDA MUTABAKAT OLUR MU OLMAZ MI DEMENİN BİR ANLAMI DA YOK. ÇÜNKÜ BİR RAKAM ORTADA YOK”

    TÜRK İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısının ardından, “Yine herhangi bir rakam telaffuz edilmedi. Görüşmelerimiz devam edecek. Sayın Bakanımız, bugünkü toplantıda yoktu. Çalışma Genel Müdürümüz ile birlikte, onun başkanlığında gerek hükümetin gerek TÜİK’in gerek Maliye’nin gerek işverenlerimizin görüşleri alındı… Bunun belirleyicisi hükümet olacak. Hükümet ile işveren bu konuda yaklaşımları iyi olursa üçlü mutabakatla bu sonuca gideriz. Şu anda mutabakat olur mu olmaz mı demenin bir anlamı da yok. Çünkü bir rakam ortada yok. O nedenle biz bunu daha detaylı bir şekilde TÜRK-İŞ Genel Başkanımızla, hükümet yetkilileri ile de görüşerek bir sonuca gitmeyi kısa zaman içerisinde düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılı asgari ücretini belirlemek için bugün saat 13.30’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda ikinci kez toplandı. Toplantıda; Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin ekonomik verileri paylaştığı öğrenildi.

    TÜRK İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda açıklama yaptı. Ağar, şunları söyledi:

    KISA ZAMAN İÇERİSİNDE BİR MUTABAKATA VARILARAK BİTİRİLMESİNİ ARZU EDİYORUZ

    “Bugün Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısını yaptı. Dolayısıyla yine herhangi bir rakam telaffuz edilmedi. Görüşmelerimiz devam edecek. Sayın Bakanımız, bugünkü toplantıda yoktu. Çalışma Genel Müdürümüz ile birlikte, onun başkanlığında gerek hükümetin gerek TÜİK’in gerek Maliye’nin gerek işverenlerimizin görüşleri alındı. Ayrıca 4 ayrı iş kolunda asgari ücretle çalışan arkadaşlarımızın görüşleri alındı. Onların geçim şartlarını, kendi dillerinden duydular. Şu anda bir sonuç yok. Ancak tahmin ediyorum, görüşmeler süratle devam edecek. Çünkü yıl sonuna yaklaştık. Kısa zaman içerisinde bir mutabakata varılarak bitirilmesini arzu ediyoruz. Ama rakam belli olmadığından dolayı şu anda bir şey söyleme imkanımız da maalesef yok. Zaten geçim şartları belli. Asgari ücretle çalışan insanların geçinemediği belli. Asgari ücretle çalışan insanların ev kirasını, elektrik, su, doğalgaz faturasını ödeyemediklerini biliyoruz. Bilhassa büyükşehirlerde 10 bin liradan aşağı ev kirası yok. Belki Ankara‘da 10 bin liraya da ev kirası yoktur. O nedenle bunları iyi değerlendirmek lazım. 

    “ŞU ANDA MUTABAKAT OLUR MU OLMAZ MI DEMENİN BİR ANLAMI DA YOK. ÇÜNKÜ BİR RAKAM ORTADA YOK”

    Bu insanların alım gücünü düşünerek, ‘Markette nasıl alışveriş yapacak, insanlar haftada bir defa çocuklarıyla birlikte bir restorana gidebilecek mi?’ Bunlara pek imkan olmadığı gözükmekte. Bunun belirleyicisi hükümet olacak. Hükümet ile işveren bu konuda yaklaşımları iyi olursa üçlü mutabakatla bu sonuca gideriz. Şu anda mutabakat olur mu olmaz mı demenin bir anlamı da yok. Çünkü bir rakam ortada yok. O nedenle biz bunu daha detaylı bir şekilde TÜRK-İŞ Genel Başkanımızla, hükümet yetkilileri ile de görüşerek bir sonuca gitmeyi kısa zaman içerisinde düşünüyoruz.

    “BU HAFTA İÇERİSİNDE İNŞALLAH TEKRAR BİR ARAYA GELEREK BU İŞİN SONUCUNA BİR AN ÖNCE GİDİLMESİNİ İSTİYORUZ”

    Zaten asgari ücretin anlamı nedir? En az ücret demektir. Asgari ücrette de genelde çalışan insanlarımızın örgütlü olmamasından dolayı, yani sendikalı olmamasından dolayı genelde bütün iş yerlerinde asgari ücretle çalışmaktadırlar. Vasıflısı da vasıfsızı da asgari ücretle çalışmaktadırlar. Biliyorsunuz, ülkemizde büyük kayıt dışı da var. Kayıt dışını da konuşmak lazım ama şu anda yeri değil. Kamuoyunu yanlış yönlendirmeme anlamında bizleri takip etsinler. Bu hafta içerisinde inşallah tekrar bir araya gelerek bu işin sonucuna bir an önce gidilmesini istiyoruz. Asgari ücretin insanlarımızı mutlu edecek bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum. İnşallah sonucu iyi olur.”

    Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üçüncü toplantısının gününün belli olmadığını belirterek, “Günü belli değil. Görüşüp bize bilgi verecekler. Kısa zaman içerisinde bilgi verirler diye düşünüyoruz” dedi.

  • TBMM BAŞKANVEKİLİ GÜLİZAR BİÇER KARACA: “O AN AKLIMA SAYIN HASAN BİTMEZ’İN GÖRÜNTÜLERİ GELDİ. YİNE KÜRSÜDEKİ HATİBE SALDIRAN BİR ÖZLEM ZENGİN VARDI… SALI GÜNÜNÜN STRESİNDEN AGRESİFLİK SEVİYESİ YÜKSELMİŞ OLMALI Kİ BU OLAYLAR

    Haber: MEHMET AKGÜN /  Kamera: AZİZ METİN TURAN

    TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, dün TBMM Genel Kurulu’nda; AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın konuşmasına müdahale etmesinin ardından yaşananları ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Biçer Karaca, “O an aklıma ilk Sayın Hasan Bitmez’in bu görüntüleri geldi. Yine kürsüdeki hatibe saldıran, sözünü kesen, sürekli müdahale eden ve grubunu da provoke eden bir Özlem Zengin vardı… Sayın Grup Başkanvekili kürsüdeki hatibe, aynı şekilde müdahalede bulunmaya başladı. Tutanaklar elimizde… Özlem Hanım’ın, salı gününün stresinden ve ondan sonra yaşananlardan; stres seviyesi, agresiflik seviyesi yükselmiş olmalı ki dün bu olaylar yaşandı” dedi.

    Dün TBMM Genel Kurulu’nda, CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın, kadın cinayetleri ile ilgili konuşması sırasında, bir AKP’li milletvekilinin gülümsemesinin ardından tartışma yaşandı. TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, AKP Grup Başkanvekili Zengin’in müdahalesinin ardından TBMM Genel Kurulu’nda yaşananları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Biçer Karaca, şunları söyledi:

    “Meclis açıldığı andan itibaren bir gerginlik vardı ve Özlem Hanım, Sayın Grup Başkanvekili; gerçekten çok ciddi öfkeli, agresif bir tavır içindeydi. Dünkü olayda, kürsüde bir hatip var, Muğla Milletvekili Sayın Gizem Özcan, Aile Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşma yaparken, 2023 yılında katledilen kadınlara ilişkin bir sayısal veri paylaştı. Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarında, Sayın Özlem Zengin’e yakın bir mesafede oturan bir erkek milletvekilinin güldüğü iddiasıyla, ‘Gülecek bir şey yok’ dedi. Arkasından, hem o güldüğü iddia edilen Sayın Milletvekili ve Özlem Hanım, kürsüdeki hatibe inanılmaz saldırgan, agresif bir tavırla söz hakkını engellemeye çalıştı.

    “AKLIMA İLK SAYIN HASAN BİTMEZ’İN GÖRÜNTÜLERİ GELDİ”

    Ve ben aslında o an aklıma ilk gelen şuydu: Sayın Hasan Bitmez’in bu görüntüleri aklıma geldi. O gün de kürsüde bir hatip var. Söz hakkını kullanmaya çalışıyor. Yine Özlem Zengin Grup Başkanvekili ve kürsüdeki hatibe saldıran, sözünü kesen, sürekli müdahale eden ve grubunu da provoke eden bir Özlem Zengin vardı. Ve daha Hasan Bitmez’in daha yedisi çıkmadı.

    “AYNI ŞEKİLDE MÜDAHALEDE BULUNMAYA BAŞLADI”

    Aynı şekilde Sayın Grup Başkanvekili kürsüdeki hatibe, aynı şekilde müdahalede bulunmaya başladı. Tutanaklar elimizde. Ben diyorum ki, ‘Sayın Milletvekili lütfen hatibin konuşmasını kesmeyin, dinleyip insicamını bozmayın; varsa cevabınız sonra verirsiniz.’ Sayın Özlem Zengin’in bana cevabı: ‘Siz önce kürsüdeki hatibe müdahale edin’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Özlem Hanım’a orada şunu ifade ettim: ‘Sayın Zengin, siz tecrübeli bir Grup Başkanvekilisiniz, kürsüdeki hatibin sözlerine itirazınız varsa sonradan söz talep edersiniz, söz verilir.’ Benim bunu söylememle birlikte, kendi milletvekillerini de zor durumda bırakacak bir üslup ve tavırla salonu boşalttılar. Yani iktidar, kendi bütçesinde salonu terk etmenin de ilkini yaşamış oldular. Olay böyle gelişti.

    “O GÜN DE SAYIN ÖZLEM ZENGİN, AYNI AGRESİF TUTUMLARLA KÜRSÜDEKİ HATİBE SALDIRIYORDU”

     Sayın Hasan Bitmez, kürsüde konuşmasını yaparken kalp krizi geçirdi ve kaybettik. Allah rahmet eylesin. Tekrar buradan rahmet diliyorum, kendisine. O gün de Sayın Özlem Zengin, aynı agresif tutumlarla kürsüdeki hatibe saldırıyordu. Bir Grup Başkanvekili, kürsüdeki hatip konuşmasını yaparken ona bu şekilde tavır göstermemeli. Hatip konuşmasını tamamlar, Grup Başkanvekili söz talep eder. Hatibin konuşması üzerine varsa itirazları, orada belirtir ve tutanağa geçirir. Eğer Grup Başkanvekili bu sükuneti göstermiyorsa ve bu tavrı göstermiyorsa üstelik de kendi milletvekillerini… Biz çok gördük, milletvekilleri saldırır, laf atar. Ama milletvekillerini hatibin konuşmasını dinlemek üzere sessizliğe davet, grup başkanvekilinin görevidir.

    “MECLİS BAŞKANVEKİLİNİN GÖREVİ, KÜRSÜ HUKUKUNU VE HAKKINI SAVUNMAKTIR”

    Ama dün öyle bir şey yaşanmadı. Bizzat Sayın Zengin tarafından kürsüdeki hatibe müdahale edildi. Tabii ki Meclis Başkanvekili olarak, kürsüdeki hatibin konuşması… Çünkü o kürsü milletin kürsüsüdür, o kürsü milletin iradesinin temsil edildiği kürsüdür. O kürsüye hiç kimse müdahale etmeye ya da kürsü hakkının kullanılmasına engel olmamalıdır. Bir Meclis Başkanvekilinin görevi de bu kürsü hukukunu ve milli iradenin temsil edildiği kürsü hakkını korumak ve savunmaktır.

    Özlem Hanım böyle bir tutum içerisinde salonu terk etti. Ardından kürsüyü işgal etmeye yine Başkanlık Divanı… Ki, Başkanlık Divani hakikaten önemli bir makamdır, bu makamı hiç kimse işgal etmeye kalkamaz. Kalkarsa dünkü gibi gereği yapılır.

    Grup Başkanvekilliği, Meclis Başkanvekilliği gibi makamlar gerçekten duyguların, stresin, sinirin yönetilebildiği, bununla baş edilmesi gereken makamlardır. Özlem Hanım, Salı gününün stresinden ve ondan sonra yaşananlardan stres seviyesi, agresiflik seviyesi yükselmiş olmalı ki dün bu olaylar yaşandı.

    “ÖZLEM HANIM’IN SAKİNLEŞİP, SÜKUNETE ERDİĞİNDE KENDİSİNİN DE ANLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

    Sayın Özlem Zengin’in makamı gibi Grup Başkanvekillikleri ya da Meclis Başkanvekili olarak her birimizin bulunduğu pozisyon; duygularını, stresini ve yaşadığı ne varsa o Genel Kurula girdiği andan itibaren profesyonelce yönetilmeyi gerektirir. Ben Özlem Hanım’ın sakinleşip, sükunete erdiğinde yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu kendisinin de kabul edeceğini ve anlayacağını düşünüyorum.”

  • 15 TEMMUZ GAZİLERİ: “GAZİLER ARASINDA AYRIMCILIĞIN KALDIRILMASI, 15 TEMMUZ GAZİLERİNE AYLIK BAĞLANMASI ADINA SÜRESİZ EYLEM KARARI ALDIK”

    ONUR BİNGÖL

    15 Temmuz gazileri, TBMM’nin Çankaya Kapısı önünde; “Ülkemizde Kıbrıs, Güneydoğu ve 15 Temmuz gazileri olarak toplam 60 bin civarı gazi bulunmaktadır. Bu gaziler arasında maaş almayan yalnızca 15 Temmuz gazileridir. Gaziler arasında bu ayrımcılığın kaldırılması, 15 Temmuz gazilerine aylık bağlanması adına süresiz eylem kararı almış bulunmaktayız. Buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Sayın bakanlarımıza, Sayın bürokratlarımıza, özellikle bizim gibi gazi olan gazi TBMM’ye sesleniyoruz: 15 Temmuz sonrası verilen sözleri neden tutmadınız? Gaziler arasındaki ayrımcılığı neden kaldırmadınız” açıklamasını yaptı.

    15 Temmuz gazileri, bugün Ankara’da TBMM’nin Çankaya Kapısı önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Gaziler, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Vatan sana canım feda” sloganlarını attı. Gazilerin açıklaması şöyle:

    “15 TEMMUZ GAZİLERİ’Nİ HALKIMIZIN GÖZÜNDE İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN GİZLİ ELLERİN OLDUĞU BİR GÜCÜN VARLIĞINI BİLMENİZİ İSTERİZ”

    “Arkalarına bakmadan, ‘vatan, millet, namus’ diyerek FETÖ’nün kanlı darbe girişimini durduran, şehitlerimizin yakınları ve kahraman gazilerimizi saygıyla selamlıyorum. Vatanı, bayrağı için Allah yolunda can veren tüm şehitlerimize selam olsun. ‘Vatan, namustur’ diyerek sevdiklerinden bir helallik dahi almadan 15 Temmuz gecesi imanın demir, çeliği yendiği, destanları kıskandıracak büyük bir destan yazılmıştır. O karanlık gecenin sabahında, 251 insanımız şehit olmuş; 2 bin 700 insanımız yaralanarak gazi olmuştur. Çok şükür, ülke kurtarıldı. Darbe kalkışmasının üzerinden 7 yıl geçti. Bu 7 yıl içerisinde, 15 Temmuz gazilerini halkımızın gözünde itibarsızlaştırmak için gizli ellerin olduğu bir gücün varlığını bilmenizi isteriz. Birçok gaziye, çalıştığı kurumlarda mobbing uyguladılar. Bazı gazilerimizi, olur olmaz bazı suçlarla cezaevine attılar. ‘Devlet her şeyi verdi, doymadı’ diye hakaret ettiler.

    “GAZİLER ARASINDA BU AYRIMCILIĞIN KALDIRILMASI, 15 TEMMUZ GAZİLERİNE AYLIK BAĞLANMASI ADINA SÜRESİZ EYLEM KARARI ALMIŞ BULUNMAKTAYIZ”

    Bazı siyasiler tarafından basına da yansıyan 15 Temmuz gazilerine dolgun maaş verildiği söylendi. Bilinmesini isteriz, söyledikleri koca bir yalandan ibarettir. 15 Temmuz gazilerimiz, gazi maaşı almamaktadır. Ülkemizde Kıbrıs, Güneydoğu ve 15 Temmuz gazileri olarak toplam 60 bin civarı gazi bulunmaktadır. Bu gaziler arasında maaş almayan yalnızca 15 Temmuz gazileridir. Maalesef ağır yaralanan, üstüne bu olumsuzlukları kaldıramayan 5 gazimiz, intihar etmiştir. Ayrıca hastanelerde de gazilerimiz vefat etmiştir. Gaziler arasında bu ayrımcılığı kaldırılması, 15 Temmuz gazilerine aylık bağlanması adına süresiz eylem kararı almış bulunmaktayız. Buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, bakanlarımıza, bürokratlarımıza, özellikle bizim gibi gazi olan gazi TBMM’ye sesleniyoruz: 15 Temmuz sonrası verilen sözleri neden tutmadınız? Gaziler arasındaki ayrımcılığı neden kaldırmadınız? Hiçbir 15 Temmuz gazisi, ‘15 Temmuz gazisiyim’ diyemiyor. Gazi yaptınız ama gazi aylığı yok. Madalya verdiniz, gazi aylığı yok. Hele bazı gazilerimizin madalyası bile yok.

    “ÜLKEDE MAAŞI OLMAYAN TEK GAZİLER, 15 TEMMUZ GAZİLERİDİR”

    15 Temmuz gazi ve şehitleri, tarih yazdı. Ülkede maaşı olmayan tek gaziler, 15 Temmuz gazileridir. 15 Temmuz gazilerimize, şehitlerimize toplanan para, bugünkü değeriyle 3 milyar lira civarında. Bu parayla her gazimiz birer daire alabilirdi. Ama maalesef paranın bir kısmı, buhar oldu. 15 Temmuz gazilerimizin eline 37 bin lira para verip sigara izmariti gibi gazilerimizi kapının önüne attılar. Gazilerimizle dalga geçer gibi, önce ‘Demokrasi Gazisi’ ünvanı verdiler. Sonra, itirazlar üzerine Gazi Kartlara 3713 yazdırıp şifreli gibi önüne nokta koydunuz. Destan yazan, tarih yazan 15 Temmuz gazilerini çakma gazi yaptınız. Meclis’te her türlü kanunun çıkarıyorsunuz da 15 Temmuz Gazileri için neden bir kanun çıkarıp da 15 Temmuz Gazileri’ni hayata döndürmediniz? Darbecilerin attığı kurşunlar bizim canımızı yakmadı. Yapılan haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik bizim canımızı yaktı. 15 Temmuz gazilerinin ve şehitlerinin darbe gecesi ellerinde ne bir silah vardı ne de arkasında devlet gücü vardı. 15 Temmuz şehitleri, vatan için bile bile ölüme gittiler, tankların önüne yattılar. Darbe gecesi, birer tonluk bombalar atıldı, tanklarla insanlar ezildi. Bunun için gazilerimizin hak ettikleri aylıkları bağlanana kadar, süresiz, bütün bakanlıkların önünde, Meclis’in önünde, Ulus’ta, AK Parti Genel Merkezi ve tüm partilerin önünde, her gün eylemlerimize devam edeceğiz, oturma eylemi yapacağız.”

    “ŞEHİTLERİN ÖLÜM NEDENİ, ‘NORMAL ÖLÜM’ DİYE YAZILMIŞ”

    Açıklamanın ardından konuşan bir gazi, şunları söyledi:

    “Şehitlerin ölüm nedeni, ‘normal ölüm’ diye yazılmış. Şehit diye yazmıyor. Askerlikten muaf olmaları gerekirken arkadaşlarımız, kardeşlerimiz şubeye gittiklerinde, resmiyette normal ölüm gözüktüğünden dolayı kapıdan çevriliyorlar. İnisiyatifle bu işleri yürütüyorlar. 3713 sayılı kanuna nokta koymaları inisiyatifle. Bu hükümet gitse, başka bir hükümet gelse 3713’ü kaldırırlar. Bu vebal de bu Büyük Millet Meclisi’ne yeter. Nerede adalet? Hakkımızı istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. 3713 sayılı kanuna net girip maaşımızı almak istiyoruz.”

    “İKTİDAR, BİZİ GÖKDELENE ÇIKARTIP ONDAN SONRA PARAŞÜTSÜZ BİR ŞEKİLDE AŞAĞI ATTI”

    15 Temmuz Hakkaniyet Ocakları Derneği Başkanı ve 15 Temmuz gazisi Ufuk Yegin, ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:

    “Tüm ülkedeki gazi gruplarından 15 Temmuz gazilerine sadece maaş bağlanmadı SGK’dan. Hiç birimiz maaş almıyoruz. En son, seçimden önce hükümet bir torba yasada, Kıbrıs gazilerine maaş bağladı. Orada bir yara derecesi aramadı. Kıbrıs gazilerinin tamamına, şu anki parayla asgari ücret düzeyinde bir maaş bağlandı. 15 Temmuz gazilerini torba yasadaki listeden son anda iktidar grubu çıkardı. AK Parti’nin çıkardığını biliyoruz. Kıbrıs gazisi ağabeylerimiz, yaklaşık 3-4 sene önce madalyalarına kavuştular. 15 Temmuz gazileri olarak bizlerse darbe girişiminden 1-1 buçuk yıl sonradan itibaren madalyalarımıza kavuştuk. Ancak SGK’nın maaşına bir türlü kavuşamadık. Hiçbir güvencemiz yok. ‘İş hakkı verdik’ diyorlar ama çeşitli arkadaşlarımız, sabıkaları gerekçe gösterilerek kamudaki işlerine alınmadılar. Dolayısıyla birçok arkadaşımız, şu an tamamen gelirden muaf, muhtaç bir hayat yaşamaktadırlar. Bizler bunu protesto etmek istedik, bugün buraya geldik. Ancak bir sonuç alamazsak eylemlerimize çeşitli yerlerde devam edeceğiz. Çünkü iktidar, bizi gökdelene çıkartıp ondan sonra paraşütsüz bir şekilde aşağı attı. Tüm gruplar, 15 Temmuz gazilerini iktidarın yakınları gibi bilirken tam tersine iktidarın bize vatanın üvey evlatları muamelesi yaptığını görüyoruz.

    “TORBA YASAYA BİZİ DE EKLEYİP SON ANDA ÇIKARMAK, ÖZELLİKLE PARTİNİN İSMİNDEKİ ADALET İSMİYLE HİÇ BAĞDAŞMIYOR”

    Bizi rahatsız eden şu: Kıbrıs gazilerinin bazıları seçim öncesindeki o torba yasaya kadar maaş alıyordu, bazıları almıyordu. Torba yasaya ek bir madde koydu, bir önceki bakan Derya Yanık, seçimin de atmosferiyle. Kıbrıs gazilerinin tamamına -yarası olsun ya da olmasın, gemiden insin veya inmesin- maaş bağlandı. Biz bunu doğru buluyoruz, devlet ‘gazisin’ demiş, herkes maaş almalı. Ancak torba yasaya bizi de ekleyip son anda bizi çıkarmak, adaletle bağdaşmıyor. Özellikle partinin ismindeki adalet ismiyle hiç bağdaşmıyor. Vatandaşlarımız, 15 Temmuz gazilerini artık iktidarla bağdaştırmasınlar. Ben o gece 22.30’da evden çıktım. Cumhurbaşkanı’nın açıklaması saat 00.24’teydi. Biz nasıl iktidarın gazisi olabiliriz? Biz sadece vatan, millet nidasıyla çıktık. 15 Temmuz gazilerinin tamamı AK Partilidir gibi bir anlayış var. Çoğumuz AK Partiliyiz ama olmayanlarımız da var. Vatandaşlarımız bizi, iktidarla özdeşleştirmeyip vatanın evladı olarak görürse mutlu oluruz.”

     

  • BABACAN’DAN ERDOĞAN’A ENFLASYON ELEŞTİRİSİ: “SAYIN ERDOĞAN’IN ÖNCE ÇIKIP BİR YÜZLEŞMESİ LAZIM”

    BABACAN’DAN ERDOĞAN’A ENFLASYON ELEŞTİRİSİ: “SAYIN ERDOĞAN’IN ÖNCE ÇIKIP BİR YÜZLEŞMESİ LAZIM”

    MANSUR ÇELİK

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim sonrasında değişen faiz politikasını anımsattı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi. Babacan, “Erdoğan’ın enflasyon meselesi ile ilgili önce çıkıp bir yüzleşmesi lazım. ‘Ben yanlış yaptım, teorim yanlışmış. Yıllarca ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedim, ‘Merkez Bankası başkanlarını laf dinlemiyorlar diye görevden aldım’ dedim. ‘Baktım ki, bu yanlış oldu, yeni Merkez Bankası Başkanına, ekonomi yönetimine faizi artırma izni verdim’ dedim’ demesi lazım. Bunu açık açık söylemesi lazım. Bakın altı aydır ağızından faiz lafı çıkmıyor. Piyasa, halen ‘acaba ne zaman sabrı taşacak, acaba Merkez Bankası Başkanını ne zaman görevden alacak’ diye bekliyor” dedi. Babacan, Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’a da iletişimine dikkat etmesi yönünde “dost tavsiyesinde” bulundu.

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kurmayları İdris Şahin ve İbrahim Çanakcı ile birlikte bugün genel merkezde basın mensuplarıyla buluştu, onların sorularını da yanıtladı. Babacan’ın açıklamaları şöyle: 

    “EKONOMİNİN OLMAZSA OLMAZI HUKUK VE ADALETTE İYİLEŞME GÖRMEDİK: Hükümet kurulalı 6 ayı geçti, bütün bu tabloya baktığımızda ekonomiyle alakalı çok büyük bir eksiklik görüyoruz o da ekonominin olmazsa olmazı, Türkiye gibi bir ülkenin gelişmesi kalkınması alanında olmazsa olmazı, hukuk ve adalet alanında maalesef bir iyileşme görmedik. Tam tersine sorunlar giderek derinleşiyor. 

    AŞIRI YOKSULLUK YENİDEN CANLANDI: Türkiye’de gerçek enflasyon nedir konusunda büyük bir soru işareti oluşmuş durumda. Enflasyonla mücadele programının tamamının altını boşaltmış oluyor aslında böylelikle. Çünkü bunların tamamı TÜİK’in açıkladığı enflasyona dayanan sonuçlar…. Geniş kesimlerin refahını ilgilendiren bir konu bu. Gerçek enflasyon açıklanmadığı için tam tersine her türlü yoksulluk çoğalıyor. Çocuk, barınma, gıda, enerji yoksulluğu… Bir zamanlar sınırlanan mutlak yoksulluk, aşırı yoksulluk yeniden Türkiye’de canlandı. 

    MB, BU KUR FARKLARINI NEREDEN ÖDÜYOR? PARA BASARAK ÖDÜYOR: Döviz satışları açıklanmıyordu yeni ekonomi yönetimi geldi yeni Merkez Bankası (MB) Başkanı geldi yine açıklanmıyor. Böyle bir şey kabul edilmez. Eğer Türkiye’de serbest kur rejimi varsa, dalgalı kur sistemi uygulanıyorsa merkez bankasının hangi gün ne kadar döviz sattığını ya da aldığını açıklaması lazım. Bunu az sayıda insan biliyor piyasadan saklıyorsanız bu adil ve şeffaf bir yönetim olmaz. En son bizim tahmin ettiğimiz rakam 256 milyar dolara vardı rakam. Tahmin edilebiliyor. MB’nin bir an önce şeffaflaşması gerekiyor. Kur Korumalı Mevduata (KKM) ne kadar ödendi bilmiyoruz. Kur farklarını tamamen MB ödüyor ve rakamlar tamamen karanlık. MB, bu kur farklarını nereden ödüyor? Para basarak ödüyor. 

    ÖNCE ERDOĞAN’IN YÜZLEŞMESİ LAZIM: Sayın Erdoğan’ın enflasyon meselesi ile ilgili önce çıkıp bir yüzleşmesi lazım. ‘Ben yanlış yaptım, teorim yanlışmış. Yıllarca ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedim, ‘Merkez Bankası başkanlarını laf dinlemiyorlar diye görevden aldım’ dedim. ‘Baktım ki, bu yanlış oldu, yeni Merkez Bankası Başkanına, ekonomi yönetimine faizi artırma izni verdim’ dedim’ demesi lazım. Bunu açık açık söylemesi lazım. Bakın altı aydır ağızından faiz lafı çıkmıyor. Piyasa, halen ‘acaba ne zaman sabrı taşacak, acaba Merkez Bankası Başkanını ne zaman görevden alacak’ diye bekliyor. 

    ERDOĞAN’IN KALEMİNİN UCU ADETA MERKEZ BANKASI BAŞKANI’NIN ÜSTÜNDE: Sayın Erdoğan’ın kaleminin ucu adeta Merkez Bankası Başkanı’nın üstünde Demokles’in kılıcı gibi sallanıp duruyor. Bu gece görevden alabilir, Bir gece ansızın yapabilir. Bağımsız olmayan Merkez Bankası Başkanının, kredibilitesi olmaz. Bu samimi yüzleşme şart yani. 

    CEVDET BEY MEHMET BEY GÖREVE GELDİĞİNDE İYİ OLDU SEVİNDİK AMA: Cevdet Bey Mehmet Bey göreve geldiğinde iyi oldu bu dedik, sevindik. 3 ay fazla açıklama yapmadık kredi açtık arkadaşlara. Arkadaşlarımızın da niyetlerini iyi olduğunu biliyoruz ama yapabileceklerini sınırı var. Ama 6 ay geçti temel adımlar atılamıyor arkadaşların sınırı var demek ki. 

    MECLİS’TE BÜTÇE YAPIM HAKKI ŞU ANDA BİTMİŞ DURUMDA: TBMM’de 600 milletvekili gider artırıcı değişiklik yapamaz bütçede ama teklifin 5. Maddesi ile Cumhurbaşkanı tek başına yapabiliyor bunu. Tek imza ile istediği yere istediği kadar harcayabiliyor. Eskiden Meclis’ten bütçe geçmezse hükümet düşer diye korkardık parlamenter sistemde, şu anda meclisten bütçe geçmezse milletvekilleri hayır dese hiçbir şey fark etmiyor. Çünkü yeni anayasaya göre Cumhurbaşkanı tek imza ile harcama yapmaya devam edebiliyor. Meclis’te bütçe yapım hakkı şu anda bitmiş durumda, o hak tek kişinin elinde o da kullanıyor. 

    YEREL SEÇİMDE İŞBİRLİĞİNİ İSTİSNAİ OLARAK DEĞERLENDİRİRİZ: (Yerel seçimlerde iş birliği yapılacak mı sorusu üzerine) Prensip kararımız Türkiye sathında kendi adaylarımızla girmek, ancak teşkilatlarımızdan bir talep gelirse bu talepleri istisnai olarak değerlendiririz. Yerelde o partilerin genel merkezlerinin de bu işe sıcak bakıyor olması lazım. Bu bayağı zor bir şey, kaç tane yokuş var arka arkaya çıkılması gereken. Ama iş birliği olsun da bekleyelim gibi durumumuz yok. Kendi adaylarımızı tespit sürecimizi başlattık. 20 Şubat’a kadar süremiz var. Tahminim böyle şeyler olursa az sayıda Şubatın ilk haftası olursa olur az sayıda. Bunun tamamen önünü kapatmadık. Çünkü, bir makul bir çerçeve oluşursa yerelde onun da önünü kapatmanın çok da doğru olmayacağını düşündük. Çok sayıda olacağına inanmıyorum. Şu anda partiler arasında böyle bir mutabakat, iklim yok. Tam tersine genel seçimlerden, ittifaktan gelen bir yorgunluk var. Partilerin çoğu, ‘zarar verdi, kendimiz olamadık’ diyor… İstanbul’da da Ankara’da da şu anda kendi adaylarımızı hazırlıyoruz. 

    FAZLA SAYIDA MİLLETVEKİLİ OLAN PARTİLER VAR, EĞER O PARTİLERDEN BU DESTEK VERİLİRSE: Hasan Bitmez’in vefatıyla hem üzüldük hem de Saadet Partisi’nin Meclis’teki durumuyla ilgili değerlendirme yaptık, onlarla temas trafiğimiz de oldu. Öncelikle şunu söyledik, Saadet Partisi grubunun Meclis’te olmasını çok önemsiyoruz. Saadet Partisi’nin temsil ettiği siyasi çizginin Meclis çatısı altında olması ve o çizginin yüksek bir sesle temsil edilmesi demokrasimiz açısından iyi bir şeydir. Mecliste iki iktidar, dört muhalefet grubu var, bunun üçe düşmesini istemeyiz muhalefetin etkinliği açısından. Bunları kendilerine ilettik. Öte yandan milletvekili geçişiyle grubun tamamlanması meselesine gelince. Zaten grubu olan ve fazla sayıda milletvekili olan partiler var, eğer o partilerden bu destek verilirse zaten grupları etkilenmemiş oluyor. O partilerle görüşülmesinin de faydalı olabileceğini de ifade ettik. 

    BİZ DE GRUP KURMA ÇABASIYLA HAREKET EDİYORUZ: Biz 15 vekille şu anda grup kurma çabasıyla hareket ediyoruz. Meclis’te DEVA Partisi çizgisinde muhalefetin yüksek sesle bulunuyor olması çok faydalı. Bir yandan Saadet Partisi’nin grubunu çok önemsiyoruz ama bir yandan da kendi grup çabamız var… Genel seçimlerin üzerinden henüz altı buçuk ay geçti. Partilerde yeniden yapılanma var, ayrılanlar var epey hareket görüyoruz. Bazıları yerel seçimlerde iş birliği yapar yapmaz onları görmek gerekiyor. Yerel seçimlere kadar bu grup konusunu bizim açısından tabii ki hedefleriz ama daha zor olacağını düşünüyoruz yerel seçimlere kadar ama çabalarımız devam ediyor. Fakat yerel seçimlerden sonra oluşacak tabloya bakıp o noktada meclis içinde yerel seçim sonrası bir hareketlenme söz konusu olabilir. Tabii ki ilkelerimize, duruşumuza uygun, doku uyuşmazlığı olmayacak milletvekilleriyle grup yeteri sayıya ulaşmayı tabii ki arzu ediyoruz. 

    BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ. KİMLİĞİMİZİ DURUŞUMUZU KORUMAK: (Saadet Partisi Grubu’na geçici destek veremez misiniz?) kendi özgün kimliğimizi, duruşumuzu halen anlatamadığımız ortaya çıkıyor, bu ancak zamanla ortaya çıkacak. Kimlik karışması, kimlik erimesine yol açacak bir adımı atmayız, atamayız. Birinci önceliğimiz. Kimliğimizi duruşumuzu korumak, sulandırmamak korumak. 

    GÖRÜŞME TRAFİĞİ BAŞLADI, DAHA CENAZESİ İSTANBUL’DA KALKMAMIŞTI BİLE: Saadet Partisi’nin grubunun devamıyla alakalı CHP ne zamana kadar bu desteği verir bilemiyoruz. Tabii Hasan Bitmez’in vefatı arkasından bu sürecin çok hızlı akması. Vefat ettiği gün saat 16.00’da Meclis’te tören oldu. Hemen sonra görüşme trafiği başladı, daha cenazesi İstanbul’da kalkmamıştı bile. Saadet Partisi, bizimle eş zamanlı pek çok partiyle görüştü. Çok hızlı gelişti, geçici çözüm bulundu. Kalıcı çözüme dönüşmesini biz arzu ederiz ama nasıl bir formül üretilir, bugünden bir şey söylememiz zor. 

    MB BAŞKANI İLETİŞİMİNİ ÇOK DİKKATLİ YAPMALI: Merkez Bankası Başkanı’nın son röportajını arkadaşlar gösterdi bu sabah hızlı göz atabildim. Merkez Bankası başkanlarının iletişiminin çok dikkatli yapılması gerekir. Genelde kurumsal süzgeçlerden geçmiş her bir cümlesi ölçülmüş tartılmış bir iletişim metoduyla olması gerekir. Bir anda, eş zamanlı herkes tarafından duyulması gerekir. Çünkü piyasa hassasiyeti olan açıklamalardır. Başka türlü haksızlıklara, haksız kazançlara yol açabilir…. MB Başkanının ülkenin cumhurbaşkanına güzellikler yapma gibi bir görevi yok. En önemli görevi 85 milyonun cebindeki paranın değerini korumaktır. MB Başkanlarının yatırımcılarla, iş çevreleriyle birebir görüşmeleri kabul edilmez. Merkez Bankacılığı zor iştir, kolay değildir. 

    MERKEZ BANKASI BAŞKANINA DOST TAVSİYELERİ OLARAK ALGILASIN ARKADAŞLAR: (MB Başkanı’nın Hürriyet gazetesi röportajının yazıişlerine saatler önce ulaşması, haksız kazancı mı kast ediyorsunuz?) Tam da o noktaya değiniyorum. Kötü niyet aradığımdan değil, bunları Merkez Başkanına dost tavsiyeleri olarak algılasın arkadaşlar. Niyetlerinin iyi olduğuna inanıyorum. Bir örnek vereyim. Kasım 2002’de hükümet kuruldu o dönemde Merkez Bankası bir sayfalık açıklama yapıyor. Baktık bir yabancı ajans, cümlelerin sıralamasını öyle seçiyor, haber ekranlarına öyle bir düşüyor ki, piyasa iniyor çıkıyor. Bırakın eş zamanlı duymayı, cümlelerin ekranlara düşürülme sırası bile, işi fark ettiriyor. O zaman ajanslara cümle cümle yazdırıyorduk. Birinci cümle düşerdi piyasa ekranlarına herkesin haberi olurdu sonra ikinci, sonra üçüncü cümle. Bilgi simetrisi çok önemli, saniyeler çok önemli. Hele hele piyasalarda bir saniye içerisinde 50 bin işlem yapan robotlar var. Yatırımcılarla birebir görüşmeler yapıyor olması röportajdan öyle bir sinyal aldım, bunlar doğru değil. Basın toplantısı olur canlı yayın olur herkes aynı anda cevapları duyar. 

    ESKİDEN CUMHURBAŞKANI KEÇİÖREN’DE OTURURKEN APARTMAN GÖREVLİSİ, KOMŞULARI VARDI: MB Başkanı Gaye Erkan’ın fiyatları apartman görevlisine sorduğu anımsatılınca) İşin magazini tabii ama onu okuyunca onu da düşündüm eskiden sayın Cumhurbaşkanı Keçiören’de otururken apartman görevlisi vardı komşuları vardı şimdi öyle imkanı da yok külliyede kapalı, gerçek haberleri kimden alıyor o da ayrı bir konu. 

    ERDOĞAN’IN ‘İT DALAŞI ARTIK OLMASIN İSTİYORUZ’ AÇIKLAMASI: Erdoğan’ın uçakta yaptığı açıklamada bir cümle var ‘it dalaşı’ dediğimiz hadise. ‘Artık onlar da olmasın istiyoruz’ diyor. Şimdi bu cümleye çok dikkat etmek mazım. Orada egedeki egemenlik haklarımızla alakalı büyük bir risk alanı oluşur, onu da kabul eden adata taahhüt eden sözler anladım ben öyle değilse çıksın açıklasınlar. Egemenlik alanlarının örtüşmelerin olduğu alanlarda bizim savaş uçaklarımız uçuyordu. ‘Olmasın istiyoruz’ derken, gececi olarak bunları askıya alma tamam yapmayacağı sözü verilmişse çok tehlikeli görürüm bunları. 

    DEVLET İÇERİSİNDE ADI NE OLURSA OLSUN HER TÜRLÜ YAPILANMALARA KARŞIYIZ: (Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay hatırlatılınca) Devlet içerisinde adı ne olursa olsun her türlü yapılanmalara karşıyız. Devlet yönetim sisteminde bir tek emir komuta zinciri olur klikleşmelere, gruplaşmalara izin verilemez. Türkiye gibi 15 Temmuz gibi hain darbe teşebbüsünü yaşayan bir ülkenin çok dikkatli olması lazım. Biz onun için dedik mülakatları kaldırın diye. Kayırmacılık olmaması gerekiyor.”

     

  • CHP ATAKUM İLÇE GENÇLİK KOLLARINDAN YAZ SAATİ UYGULAMASINA TEPKİ: “UYGULAMA BİYOLOJİK SAATİMİZİ BOZDU, BİZİ DAHA KARAMSAR BİR HALE GETİRDİ”

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    CHP Atakum İlçe Gençlik Kolları üyeleri, bugün sabah saat 06.30’da Türkiş mevkisinde işlerine gitmek üzere sokağa çıkan vatandaşlar ve gençlerle yaz saati uygulamasına tepki gösterdi. Atakum Gençlik Kolları Başkanı Diyar Dağ, “İnsanlar yaşamsal işlevlerini güneşin hareketlerine göre düzenler. Yaz saati uygulaması biyolojik saatimizi bozdu bizi daha depresif daha karamsar bir hale getirdi. İşin özü şu; vatandaşa hiç bir faydası olmayan, psikolojik ve biyolojik sağlığımızı tehdit eden, güvenlik sorunu yaratan, hem mecazi hem gerçek anlamıyla bizi karanlığa gömen yaz saati uygulamasından derhal vazgeçilmelidir” dedi.

    CHP Atakum Gençlik Kolları Başkanlığı, bugün sabah saat 06.30’da işlerine gitmek üzere sokağa çıkan vatandaşlarla birlikte yaz saatini uygulamasını protesto etmek için açıklama yaptı. CHP Atakum Gençlik Kolları Başkanı Diyar Dağ, şunları söyledi:

    “İŞİMİZ GÜCÜMÜZ BAŞLARKEN GÜNEŞTEN ESER YOK”

    “Saatlerimiz 06:30’u gösteriyor. Atakum’dan herkese günaydın, tabi mümkünse. Mümkün değil çünkü gündelik koşuşturmalarımız, işimiz gücümüz başlarken günden, güneşten eser yok. Çocuklarımız uyandı servis bekliyor, çalışan vatandaşlarımız çoktan yollarda, bakkalımız marketimiz sokaklar dolmadan kepengini çoktan kaldırdı. Katma değer kazandırıyoruz, üretiyoruz, işçilik, emekçilik yapıyoruz, vergi mükellefiyiz ama gün ışığını görme hakkımız birileri tarafından gasp ediliyor. Bu basit hak elimizden alınıp hiç bir sebep gösterilmeden karanlığa mahkum ediliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman karanlığın karşısında 100 yıldır olduğu gibi aydınlıktan yana pozisyon alıyoruz. Milletvekillerimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde mücadele ederken, CHP Atakum Gençlik Kolları olarak Atakum’da bir tramvaydan sesleniyoruz.

    “YAZ SAATİ UYGULAMASININ KİME NE FAYDASI VAR?”

    Bir ülke düşünün sadece gün ışığını görmek için bile hükumete sesini duyuramıyor. Peki yaz saati uygulaması kimi koruyor, kime hizmet ediyor, kime yararı dokunuyor? Peki bunlar geleceğimizin teminatı çocuklarımızdan güçlü mü? İşçi emekçi yurttaşlarımızdan güçlü mü? 24 saatlik günün en soğuk vaktinde sokakta oluyoruz, çocuklarımızı en soğuk saatlerde okula yolluyoruz. İnsanlar yaşamsal işlevlerini güneşin hareketlerine göre düzenler. Yaz saati uygulaması biyolojik saatimizi bozdu bizi daha depresif daha karamsar bir hale getirdi. İşin özü şu; vatandaşa hiç bir faydası olmayan, psikolojik ve biyolojik sağlığımızı tehdit eden, güvenlik sorunu yaratan, hem mecazi hem gerçek anlamıyla bizi karanlığa gömen yaz saati uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Yani biz halkız kendi saatimizi kendimiz değiştirebiliriz. Siz de çok iyi bilirsiniz ki, bilgi çağındayız, kendi saatimizi kendimiz değiştirmeden derhal yaz saati uygulamasını bitirin. Kısa süreli verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı tüm yolcuların affına sığınıyoruz. Tüm halkımızı Atakum’dan en samimi duygularımızla selamlıyoruz.”

     

  • CHP İSTANBUL İL BAŞKANI ÇELİK’TEN KURYE GÖÇER’İN HATALI OLDUĞU SÖYLEMLERİNE TEPKİ: “KUSURLU OLAN YUNUS EMRE DEĞİL, NE YAZIK Kİ SİZİN VİCDANINIZ”

    GAYE ŞEYMA CAN

    CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Hassan Shekh Mohamud’un 30 Kasım’da çarparak ölümüne yol açtığı motokurye Yunus Emre Göçer’in kusurlu olduğu yönündeki söylemlere tepki gösterdi. Çelik, “Katili yurt dışına kaçan Yunus Emre Göçer’in yaşanan cinayette hatalı olduğuna dair dün geceden bu yana kara bir propagandaya başladılar. Sosyal medya hesaplarından eş zamanlı hikayeler anlatıyorlar. Kusurlu olan Yunus Emre değil, ne yazık ki sizin vicdanınız. Biz mazlumun, garibanın, hakkı, hukuku ve canı gasp edilenin yanında olacağız” dedi.

    Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil, 30 Kasım’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde motokuryeye Yunus Emre Göçer’in (38) kullandığı motosiklete arkadan çarpmıştı. Kazada, ağır yaralanan Yunus Emre Göçer, kaldırıldığı hastanede 6 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan şüphelinin ise 2 Aralık’ta yurt dışına çıktığı tespit edilmişti. 

    ÖZGÜR ÇELİK: GÖÇER’İN HATALI OLDUĞUNA DAİR KARA BİR PROPAGANDAYA BAŞLADILAR

    CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, bugün sosyla medya hesabından yaptığı açıklamada, Yunus Emre Göçer’in kusurlu olduğu yönündeki paylaşımlara tepki gösterdi. Çelik twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Katili yurt dışına kaçan Yunus Emre Göçer’in yaşanan cinayette hatalı olduğuna dair dün geceden bu yana kara bir propagandaya başladılar. Sosyal medya hesaplarından eş zamanlı hikayeler anlatıyorlar. Kusurlu olan Yunus Emre değil, ne yazık ki sizin vicdanınız. Biz mazlumun, garibanın, hakkı, hukuku ve canı gasp edilenin yanında olacağız” ifadelerini kullandı. 

    ADLİ TIP, ASLİ KUSURLUNUN SOMALİ CUMHURBAŞKANI’NIN OĞLU OLDUĞUNU TESPİT ETTİ

    ADli Tıp Kurumu’nun kazaya ilişkin kusur tespitine ilişkin raporu tamamlandı. Raporda, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un gündüz vakti görüşün açık olduğu yolda seyri sırasında olay yerine doğru yaklaşan otomobil sürücüsünün sağa şerit değiştirme manevrası yapmak istediğinde, ilerisinde yine aynı yönde/şeritte (sağdan ikinci şeritte) seyretmekte olan ve hız azaltarak sağa doğru yönelen motosikletin de şerit değiştirmekte olduğunu dikkate alması, zamanında uygun fren tedbiri ile beraber takip mesafesini koruyarak motosikletin gerisinde duruşa geçmesi veya motosikletin sol tarafından kontrollü şekilde seyrine devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olmakla asli derecede kusurlu olduğu tespit edildiği aktarıldı.

    Adli Tıp raporunda, Göçer’in ise arkasından gelmekte olan otomobilin seyir durumuna dair yeterli ayna kontrollerini yapmamış, otomobilin de kendisi gibi şerit değiştirmekte olduğunu dikkate almamış ve 80km/h azami hız limitli bu yolda duracak hıza düşüp son olarak bulunduğu sağ şerit içinde sağa manevra yapmış bulunmakla kazaya etki ettiğinden tali derecede kusurlu olduğu belirtildi.

  • MUĞLA’DA ÖĞRENCİSİNE YÖNELİK ‘CİNSEL TACİZ’ İDDİASIYLA YARGILANAN ÖĞRETMEN BERAAT ETTİ

    MUĞLA’DA ÖĞRENCİSİNE YÖNELİK ‘CİNSEL TACİZ’ İDDİASIYLA YARGILANAN ÖĞRETMEN BERAAT ETTİ

    ESMA TURAN 

    Muğla Menteşe’deki Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrencisine ‘cinsel taciz’ ile suçlanan beden eğitimi öğretmeni A.Ş.’nin yargılandığı davada karar çıktı. Tutuksuz yargılanan öğretmen beraat etti. 

    Menteşe Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okuyan bir öğrencinin ailesi, geçen mayıs ayında beden eğitimi öğretmeni A.Ş.’nin kızlarına ‘cinsel tacizde’ bulunduğu iddiasıyla ilgili makamlara şikayette bulundu. 14 Aralık’ta yapılan 6. duruşmada mahkeme, tutuksuz yargılanan A.Ş.’nin beraatine karar verdi.

    HALÜSİNASYON GÖRDÜĞÜ İDDİA EDİLDİ

    Açılan davanın ilk duruşması Muğla 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde geçen yıl 18 Ekim’de yapılmıştı. İlk duruşmada sanık A.Ş., suçlamaları kabul etmedi ve öğrencinin bir dönem antidepresan ilaç kullandığını, bu yüzden halüsinasyonlar görebileceğini iddia etti. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu’ndan ilaçların ne olduğu ve yan etkilerinin ne olacağının tespitine ilişkin rapor istedi. Adli Tıp Kurumu’ndan beklenen rapor geldi. Raporda, öğrencide herhangi bir akıl sağlığı veya zeka geriliği saptanmadığına, kullandığı ilaçların halisünasyon yapmasının beklenmediğine ve öğrencinin olayla ilgili beyanlarına itibar edilebileceği kaydedildi.

    Davanın 21 Aralık 2022’de Muğla 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan beşinci duruşmasında mahkeme, sanığa TCK’nın 103. maddesi kapsamında ek savunma vermesi, Adli Tıp Kurumu raporu ile ilgili beyanda bulunması ve savcıya da mütalaasını vermesi için süre tanıyarak duruşmayı 14 Aralık’a ertelemişti. 14 Aralık’ta yapılan altıncı duruşmada karar çıktı. Mahkeme, tutuksuz yargılanan A.Ş.’nin beraatine karar verdi. Kararın gerekçesinin ise önümüzdeki günlerde açıklanacağı belirtildi.

     

  • ÇORUM’DA SİS ETKİLİ OLDU, EKİPLER ÖNLEM ALDI

    ÇORUM’DA SİS ETKİLİ OLDU, EKİPLER ÖNLEM ALDI

    ERKAN KARACA

    Çorum’da kentin bazı kesimlerinde sabah saatlerinden itibaren etkili olan sis nedeniyle sürücüler ve yayalar zor anlar yaşadı.

    Çorum’da yoğun sis nedeniyle trafikteki araçlar kontrollü seyretti. Çorum İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis ekipleri görüş mesafesinin 2 metreye kadar düştüğü yolda Karayolları Bölge Müdürlüğü ekipleri ile trafiğin akışını kontrollü olarak sağlamaya çalıştı.

    Yoğun sisin bölgede devam etmesi nedeniyle sürücülerin dikkatli ve tedbirli davranmaları istenirken, bazı kavşaklarda araçların geçişine izin verilmedi. Yetkililer, sisin etkili olduğu yerlerde dikkatli olunması ve takip mesafesinin korunması konusunda sürücüleri uyardı.