Blog

  • ASKİ YAPI KALİTE KONTROL LABORATUVARI’NIN TÜRKAK SERTİFİKASI GENİŞLETİLDİ

    ASKİ YAPI KALİTE KONTROL LABORATUVARI’NIN TÜRKAK SERTİFİKASI GENİŞLETİLDİ

    Uluslararası geçerliliği bulunan Türk Akreditasyon Kurumu’na (TÜRKAK) geçen yıl akredite olan ASKİ Genel Müdürlüğü Yapı Kalite Kontrol Laboratuvarı, bu yıl kapsam genişletme başvurusunda bulundu. Sertifikası revize edilen laboratuvar, artık polietilen (termoplastik) boruların iç basınç testleri ile beton-betonarme boruların tepe yükü basınç testlerini de bünyesinde yapabilecek.

    ASKİ bünyesinde bulunan Çevre Laboratuvarı, Başkentin içme suyunun uluslararası standartlara uygunluğunu denetlerken, ASKİ Yapı Kalite Kontrol Laboratuvarı ise altyapı ihalelerini kazanan yüklenici firmaların imalatlarında kullandıkları boruların kalite testlerini yapıyor. Özel kurumlar ve diğer kamu kurumlarından gelen deney taleplerini bir tarife çerçevesinde karşılayan laboratuvar, bu sayede tüm Türkiye’ye hizmet veriyor. Laboratuvarın gerçekleştirdiği testler, Avrupa ülkeleri, ABD ve Çin dâhil olmak üzere dünyanın her yerinde geçerli.

    Türkiye’deki tüm laboratuvarların uluslararası standartlar çerçevesinde çalışıp çalışmadığını teyit eden TÜRKAK’a 25 Şubat 2022 tarihinde akredite olan ASKİ Yapı Kalite Kontrol Laboratuvarı, bu yıl ise “termoplastik boruların iç basınç testi ve beton-betonarme boruların kırılma yükü tayini deneyleri” için kapsam genişletme başvurusunda bulundu. Laboratuvar böylece “20 Ekim 2023/ 01 tarihli TÜRKAK Akreditasyon Sertifikası”nda belirtilen 9 farklı deneyi de yapabilecek.

    “İLKEMİZ ANKARA HALKINA KALİTELİ VE UZUN ÖMÜRLÜ HİZMET VERMEK

    Revize edilen sertifika ve laboratuvarda yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi veren ASKİ Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Şengül, şunları kaydetti:

    “Laboratuvarımızda üstyapı ve altyapı projelerinde kullanılan malzemelerin yerinde sıkışma ve laboratuvar deneyleri, kırmataş malzeme deneyleri, sertleşmiş küp beton numunelerinde basınç dayanım deneyleri yapılıyor. Ayrıca beton-betonarme borularda tepe yükü basınç deneyi, termoplastik boru ve ek malzemelerin kalite kontrol deneyleri de gerçekleştiriliyor. İdaremizin yaptırdığı altyapı imalatlarında kullanılan PE içme suyu boruları, PE Koruge atık su boruları, doğalgaz borusu ve PVC boruların testleri, beton-betonarme boruların mukavemet testleri, içme suyu ve kanal imalat alanlarında kullanılan zemin, dolgu malzemelerinin ilgili deneyleri de yapılıyor. İlkemiz Ankara halkına kaliteli ve uzun ömürlü hizmet vermek.”

    “HEDEF DAHA EKONOMİK VE UZUN ÖMÜRLÜ MALZEME”

    ASKİ Yapı Kalite Kontrol Laboratuvarı’nın diğer şehirlerin su ve kanalizasyon idarelerinin yanı sıra özel kuruluşlar ve fabrikalara da hizmet verdiğini hatırlatan Şengül, “İçme suyu ve kanalizasyon altyapısı inşaatlarında kullanılan malzemelerin deneylerini özenle yapıyoruz. Yani imalatın kalitesini burada kontrol ediyoruz. Hedefimiz altyapıda kullanılan malzemelerin daha ekonomik ve uzun ömürlü olmasını sağlamak. ASKİ Yapı Kalite Kontrol Laboratuvarı, ayrıca beton-betonarme boruların TSE 821 EN 1916 standartına uygun yapılan tepe yükü basınç deneyinden akredite olmuş laboratuvarlardandır. Beton-betonarme borularda çapı 3 bin mm’lik borulara kadar tepe yükü basınç testi yapabiliyoruz burada. Laboratuvarımız da yapılan deneylerin uluslararası geçerliliği olduğundan özel veya diğer kamu kurumlarından gelen deney taleplerine açığız” dedi.  

        

     

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… TAHSİN OCAKLI: “TEK İSTEĞİMİZ VAR, MARMARA’DA YAŞANACAK OLAN DEPREMLE İLGİLİ TEDBİR ALIN”

    CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, TBMM Genel Kurulu’nda, “Bizi bekleyen büyük bir deprem hâlâ önümüzde. Bununla ilgili bu bütçe görüşmelerinde öncesinde sonrasında yapılması gereken bir tane şey var bunu yapmıyorsunuz. Marmara’da yaşanacak olan depremde ülke ekonomisinin yüzde 40’ının kaybolacağını biliyoruz. Yakın zamanda İstanbul’u bekleyen deprem için önce önlem alın. Bu belediyeye atılacak, buradan kaçılacak bir sorumluluk değildir. Tarih sonra sizi bundan dolayı yargılar. Tek isteğimiz var, Marmara’da yaşanacak olan depremle ilgili tedbir alın” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Bütçelerle ilgili söz alan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, şunları söyledi:

    “DOĞAN BEBEKLER DAHA AİLELERİNİN GEÇİM DERDİYLE HEMEN KARŞI KARŞIYA KALIYORLAR”

    “Her gün Türkiye’de yaklaşık olarak 2 bin 700 bebek doğuyor. Doğan bebekler ailelerinin geçim derdiyle hemen karşı karşıya kalıyorlar. Ortalama bir bebeğin bakım maliyetleri her bir aile için aylık 4 bin liradan aşağıya tutmuyor. 17 milyon kişinin yoksulluğa mahkum edildiği Türkiye’de asgari ücretlileri de saydığımızda 40 milyonu bulan Türkiye’de çocuk sahibi olmak, çocuğa bakmak artık kolay değil. ‘3 çocuk sahibi olun’ demek bir defa locada gördüğümüz Sayın Cumhurbaşkanı’nın tavsiyesiyle yürümüyor. Çünkü insanlar geçinemiyor. Bu gelirlerle Türkiye’de bebek büyütmenin karşılığı yok.

    Almanya’da 6 yaşına kadar çocuklar için 7 bin 44 euro ödeme yapılıyor. 6-12 yaş arasındaki çocuklar için 8 bin 200 euro ödeme yapılıyor ve 12-18 yaş arasındaki çocuklar için de 9 bin 400 euro ödeme yapılıyor. Bunların içine kreş ve okul masrafları da dahil değil. Yani bebeğe, çocuğa, gençliğe bakış açısıyla ilgili dünya ve Türkiye arasındaki, Ak Parti iktidarı arasındaki perspektif ve anlayışı ortaya koymaya çalışıyorum. Okul çağına gelmiş olan çocuklara iktidarınız bir öğün yemek vermeyi beceremedi.

    “OKUL ÇAĞINA GELDİKTEN SONRA ÇOCUKLARI AYRIŞTIRMAYA BAŞLIYORSUNUZ”

    Okul çağına geldikten sonra çocukları ayrıştırmaya başlıyorsunuz. Birincisi; kamu okulları var özel okullar var. Özel okullarda sizlerin ve size destek olan bir küçük güruh insanın çocukları okuyabiliyor. Ama bu sırada oturan milletvekillerinin çoğunun çocukları Türkiye’de değil, gidip Amerika’da, İngiltere’de eğitim alıyorlar. Fırsat eşitsizliğini oturduğunuz yerden zaten yapıyorsunuz. Bunu kaldırmanız gerekiyor.

    Üniversitelerde hala öğrencilerin barınma sorunları sürüyor. Burslar yeterli değil. Gençler mutsuz ve gençler ülkeyi terk etmek için yol arıyorlar. Mezun olup iş bile bulabilen herkes Türkiye’den kaçmaya çalışıyor. Çünkü kimse Türkiye’de mutlu değil. Sağlıklı bir yaşam, iyi bir beslenme, sosyalleşme için insanlar kaynak ayıramıyorlar. Toplum kesimlerinin yüzde 50’si sinemaya gidemiyor, tiyatroya gidemiyor, bir akşam yemeğe çıkacak ücreti bulamıyor. Bunların sayısı 40 milyonu buluyor. Bu da insanların hem ruh sağlığını hem beden sağlığını bozan sizin getirdiğiniz sonuçtur.

    “TÜRKİYE’NİN MAFYANIN VE UYUŞTURUCUNUN MERKEZİ HALİNE GETİRDİNİZ”

    Ülkede görgüsüzce savurganlık ile çaresizce yoksulluğun at başı gittiği bir durum yaşanıyor. Türkiye’nin mafyanın ve uyuşturucunun merkezi haline getirdiniz. İstanbul’da uyuşturucu baronları cirit atıyorlar. Sizin getirdiğiniz 400 bin dolarla konut sahibi olabilmek yoluyla ülkeye giriş yapan bir sürü mafya lideri, çete lideri İstanbul’un her yerini işgal etmiş durumdalar. İçişleri Bakanlığı’nın, ‘çeşitli operasyonlar yapıyoruz’ deyip de ortaya çıkardığı bu durum şimdiye kadar neredeydi?

    Bakanın kendisinin ‘STK’ dediği, tarikatçı ve cemaatçi derneklere 49 yıllığına kamuya ait olan gayrimenkulleri ücretsiz vermek, okullara bu tarikatların cemaatlerin öğretmenlerini gece yarısı sokmak gibi bir karar alarak laik eğitime müdahale ediyorsunuz. Bakan dedi ki, ’30 bin 124 öğrenciye burs verdik. Deprem bölgesinde yapılan konutlarda AFAD ile ilgili aynı zamanda TOKİ’yle ilgili yaptığımız çalışmalarda da 11 bin 500 konut ihtiyacı olduğunu tespit ettik.’ Ne güzel tespit. Tespit etmek bir başarı mı? 30 bin öğrenciye burs vermek başarı mı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi 100 bin öğrenciye burs veriyor.

    “BİZİ BEKLEYEN MARMARA DEPREMİYLE İLGİLİ NE YAZIK Kİ YETERİNCE ÖNLEM ALMADINIZ”

    Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘Depremle ilgili yapılan harcamalar yatırım kapsamındadır.’ Ne demek yatırım kapsamındadır? Öyle bir şey olamaz. Deprem öncesinde önlem ve tedbir amaçlı yaptığınız yatırımlar ancak bu kapsamda olabilir. Bunun için Türkiye’nin bütçesinden 3 trilyon TL kaynak ayırıyorsunuz ama depremi önleme açısından yapı yaklaşık maliyeti üzerinden yaptığımız güncellemelere göre bunun 4’te biriyle önlenebilir yatırım o zaman yapabilirdiniz. Bizi bekleyen Marmara depremiyle ilgili ne yazık ki yeterince önlem almadınız.

    Tarikatlara, cemaatlere verdiğiniz yurtlar var, yerler var. Rize’nin Fındıklı ilçesinde bir tarikat üyesine bir haftalığına orayı bağışladınız. 29 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı’nın tam ortasında Atütürk’ün konuşulacağı bir televizyon programını 2 saatliğine Anıttepe’yi niye vermediniz? Bu sizin hakkınız mı? Mustafa Kemal’in konuşulacağı bir programa nasıl olur da Anıttıpe’yi 2 saatliğine vermeyerek diğer yerlere verirsiniz? Sizi bu haktan reddediyorum.

    “TEK İSTEĞİMİZ VAR, MARMARA’DA YAŞANACAK OLAN DEPREMLE İLGİLİ TEDBİR ALIN”

    Bizi bekleyen büyük bir deprem hala önümüzde. Bununla ilgili bu bütçe görüşmelerinde öncesinde sonrasında yapılması gereken bir tane şey var bunu yapmıyorsunuz. Marmara’da yaşanacak olan depremde ülke ekonomisinin yüzde 40’ının kaybolacağını biliyoruz. Bilimsel veriler, yer bilimcileri, ben inşaat mühendisi olarak buradan hepinizi uyarıyoruz. Yakın zamanda İstanbul’u bekleyen deprem için önce önlem alın. Bu belediyeye atılacak, buradan kaçılacak bir sorumluluk değildir. Tarih sonra sizi bundan dolayı yargılar. Tek isteğimiz var. Marmara’da yaşanacak olan depremle ilgili tedbir alın. Bu sizin görevinizdir.”

     

  • VELİ AĞBABA: “2024 YILI OCAK-TEMMUZ DÖNEMİ İÇİN ASGARİ ÜCRET EN AZ NET 19 BİN 372 LİRA OLMALI”

    VELİ AĞBABA: “2024 YILI OCAK-TEMMUZ DÖNEMİ İÇİN ASGARİ ÜCRET EN AZ NET 19 BİN 372 LİRA OLMALI”

    CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “TÜİK’in açıkladığı temmuzdan itibaren gerçekleşen enflasyon, 2023 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamlarıyla büyümeden emekçinin alması gereken pay, Merkez Bankası’nın 2024 için beklentisi olan enflasyon oranı dikkate alınarak; 2024 yılı ocak-temmuz dönemi için açıklanacak olan asgari ücretin en az net 19 bin 372 lira olması gerekmektedir. Hükümet tarafından bu rakamların altında yapılacak olan herhangi bir teklif, asgari ücretlinin kayıplarını telafi edemez. Yıllık bazda açıklanacak bir asgari ücret enflasyonist ortamda hızla eriyeceği için ülke gerçekliklerine uymamaktadır” açıklamasını yaptı.

    CHP Malatya Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, asgari ücret ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Ağbaba, açıklamasında şunları kaydetti:

    HÜKÜMETİN KASITLI OLARAK ENFLASYON VERİLERİNİ DÜŞÜK GÖSTERMEYE ÇABALADIĞININ FARKINDAYIZ”

    “Asgari ücret görüşmelerinin başlamasıyla beraber birçok farklı rakam söylenmeye başladı. Biz bu konuda çalışmamızı tamamladık. Devletin resmi kurumlarının yaptığı açıklamalara ve oranlara istinaden asgari ücretin olması gereken sınırları tespit ettik.

    Asgari ücretin yıllık tespit edilmesiyle ilgili hükümet tarafından yapılan açıklamalar, ülke gerçeğiyle örtüşmüyor. Gerçekleşen enflasyon oranlarının beklentilerin çok üstünde seyrettiği dikkate alındığında, açıklanacak 1 yıllık asgari ücretin enflasyon karşısında 6 ay dahi dayanamayacağı ve eriyeceği bir gerçektir. Bu nedenle geçen yıl olduğu gibi asgari ücretin 6 aylık periyotlar halinde belirlenmesi en doğru yol olacaktır.

    Asgari ücret hesabında devletin açıklamış olduğu resmi verilerle, TÜİK ve Merkez Bankası verilerini dikkate alarak bir hesap yaptık. 1 Temmuz 2023’te belirlenen 11 bin 402 lira asgari ücretten sonra TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları şu şekilde gerçekleşti. Temmuz ayında enflasyon yüzde 9,49, Ağustos ayında yüzde 9,09, Eylül ayında yüzde 4,75, Ekim ayında yüzde 3,43, Kasım ayında da yüzde 3,28 olmuştur. Son 2 ayda hükümetin kasıtlı olarak enflasyon verilerini düşük göstermeye çabaladığının da farkındayız. Ancak şu anki haliyle dahi Aralık ayı enflasyonunun yüzde 3’ten az olamayacağı açıktır. Öncelikle asgari ücret tespitinde bu enflasyon kayıplarının eklenmesi gereklidir.

    GSYH BÜYÜRKEN EMEKÇİLERİN BÜYÜMEDEN PAY ALMAMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ”

    Ayrıca; 2023 yılı TÜİK tarafından 3 çeyrekte büyüme rakamlar açıklandı. 1 çeyrekte 4,0 ,ikinci çeyrekte 3,9 , üçüncü çeyrekte 5,9 büyüme gerçekleşmiştir. Yıllık büyüme ortalaması 4,6 olmuştur. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GYSH) büyürken emekçilerin büyümeden pay almaması söz konusu olamaz. Asgari ücret hesaplanırken büyüme rakamının da hesaba katılması ve emekçilerin hakkı olan payı GSYH’den alması gereklidir.

    Diğer yandan, Merkez Bankası 2024 yılı için enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıklamıştır.

    Asgari ücret hesabında 2024 enflasyon beklentisinin hesaba katılması gerekmektedir. Zira asgari ücret açıklandığında henüz çalışanların eline geçmeden erimeye başlamaktadır. Emekçiler Ocak ayı maaşlarını almadan kayba uğramaktadır.

    ASGARİ ÜCRET EN AZ 19 BİN 372 LİRA OLMALI”

    Tüm bu esaslar dikkate alınarak; TÜİK’in açıkladığı Temmuz’dan itibaren gerçekleşen enflasyon, TÜİK’in açıkladığı 2023 GSYH rakamlarıyla büyümeden emekçinin alması gereken pay, Merkez Bankası’nın 2024 için beklentisi olan enflasyon oranı dikkate alınarak; 2024 yılı Ocak-Temmuz dönemi için açıklanacak olan asgari ücretin en az net 19 bin 372 lira olması gerekmektedir. Hükümet tarafından bu rakamların altında yapılacak olan herhangi bir teklif, asgari ücretlinin kayıplarını telafi edemez. Yıllık bazda açıklanacak bir asgari ücret enflasyonist ortamda hızla eriyeceği için ülke gerçekliklerine uymamaktadır.

    Devletin açıkladığı verilere göre yapmış olduğumuz asgari ücret hesabı zaten resmi rakamlara göre yapılmış en düşük asgari ücret hesabıdır. ENAG gibi bağımsız kuruluşların, sendikaların açıkladığı enflasyon rakamlarına, sokağın reel enflasyonuna göre hesaplanmış olsa bundan çok daha yüksek çıkacağı açıktır. Ocak-Temmuz 2024 dönemi için bizim teklifimize göre, asgari ücretin en az net 19 bin 372 lira olması gerekmektedir.”

    Açıklamada yer alan asgari ücret hesabı ise şöyle: 

    2024 OCAK-TEMMUZ ASGARİ ÜCRET HESABI

    TEMMUZ ASGARİ ÜCRET

    11.402,00

    TEMMUZ ENFLASYONU

    9,49

    AĞUSTOS ENFLASYONU

    9,09

    EYLÜL ENFLASYONU

    4,75

    EKİM ENFLASYONU

    3,43

    KASIM ENFLASYONU

    3,28

    ARALIK ENFLASYONU
    (BEKLENEN EN DÜŞÜK)

    3,00

    6 AYLIK ENFLASYON UYGULANARAK:

    15.695,00

    3 ÇEYREKTE ORTALAMA BÜYÜME

    4,60

    BÜYÜME UYGULANARAK:

    16.417,00

    MB 2024 BEKLENEN ENFLASYON yüzde 36
    (6 AYLIK yüzde 18 ALINDIĞINDA):

    19.372,00

     

     

     

  • İMAMOĞLU: “KADININ HAKKI OLAN EŞİTLİKÇİ VE ADİL KONUMU MUTLAKA YAKALAMALIYIZ”

    İMAMOĞLU: “KADININ HAKKI OLAN EŞİTLİKÇİ VE ADİL KONUMU MUTLAKA YAKALAMALIYIZ”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Gelecek İçin Kadın Gücü Zirvesi”nde konuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kadınlar, içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek, birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır” sözünü hatırlatan İmamoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, neredeyse 100 yıl önce bu sözü söylemiş, ama biz hala o sözün gereğini yerine getirememişiz. Kamuda ve özel sektörde çalışan kadın sayısı yetersiz. Siyasette de benzer bir durumun yaşandığına dikkat çekmek istiyorum. Kadının hakkı olan eşitlikçi ve adil konumu mutlaka yakalamalıyız. Ancak o zaman toplum, çağdaş gelişmeyi sağlamış ve daha ileriye, daha güzele bakabiliyor diyebiliriz” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nin (YKKD) Beşiktaş’ta bir otelde düzenlediği “Gelecek İçin Kadın Gücü Zirvesi”ne, eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte katıldı. Zirvenin açılışında konuşan İmamoğlu, şunları söyledi: 

    “ULU ÖNDERİMİZ NEREDEYSE 100 YIL ÖNCE BU SÖZÜ SÖYLEMİŞ: Mustafa Kemal Atatürk ‘Kadınlar, içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek, birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır’ sözlerini hatırlatmak isterim. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, neredeyse 100 yıl önce bu sözü söylemiş, ama biz hala o sözün gereğini yerine getirememişiz. Kamuda ve özel sektörde çalışan kadın sayısı yetersiz. Siyasette de benzer bir durumun yaşandığına dikkat çekmek istiyorum. Kadının hakkı olan eşitlikçi ve adil konumu mutlaka yakalamalıyız. Ancak o zaman toplum, çağdaş gelişmeyi sağlamış ve daha ileriye, daha güzele bakabiliyor diyebiliriz. 

    ÖNCÜ ADIMLARIMIZ DEVAM EDİYOR: 2019 yerel seçimlerinde İBB Başkanlığına aday olurken, 3 ana unsuru ön plana çıkardık. İstanbul’un kadınlar, erkekler ve çocuklar için çok daha adil, çok daha yaşanabilir ve çok daha yenilikçi bir kent olması için çalışmaya, bütün İstanbullular huzurunda söz vermiştik. Bu sözümüzün gereği için de ilk önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kurumsal olarak atmamız gerektiğini ve bağlı kuruluşlarında bunu net olarak göstermemiz gerektiğini elbette biliyorduk. Farklılıkları önemseyen, fırsat eşitliğini önceleyen ve daha adil bir ortam yaratan ve aynı zamanda dahil eden bir yönetim anlayışı ile kurumlarımızı yönettik ve bundan sonra da yönetmeye devam edeceğiz. Bu, zaten açıkçası tüm çalışmalarımıza yansıdı. Öncü adımlarımız halen devam etmekte ve bu konudaki ısrarımızın daha da yukarılara taşınmasıyla ilgili gelecek hedeflerini ortaya koymaktayız.

    5 YILDA KADIN ÇALIŞAN SAYIMIZI YÜZDE 40, KADIN YÖNETİCİ RAKAMIMIZI YÜZDE 100 ARTIRDIK: Yaklaşık 5 yıllık görev süremiz boyunca kadın çalışan sayısını yüzde 40, kadın yönetici rakamını da yüzde 100 oranında artırdık. Ama yetersiz olduğunu da bilmekteyiz. Bu kapsamda ilk kez kadın genel sekreter yardımcılarını atadığımızda, bunun İBB tarihinde ilk olduğunu öğrenmek, gerçekten beni çok üzmüştü. İlk olmanın sevindirmesi gerekir ama bu koşul, 2019-2020 yılında, 21. yüzyılda beni üzdü. Yani böyle bir atamayı yaparken, inanın bunu bilerek atamamıştık. Atadıktan sonra arkadaşlarım bana bunu gelip söylediğinde hem üzülmüştüm hem de şaşırmıştım. Yine kadın genel müdürleri atadığımda benzer bir durumun olduğunu öğrendik.  Yine oldukça yüksek sayıda diğer kademelerdeki yöneticilerimizin pozisyonu da bundan çok farklı değildi. Tabii aynı zamanda İBB ailesi içerisinde onlarca meslekte kadının olmadığını, adeta kadına yasak bir saha gibi yönetildiğini de keşfettik. Denizcisinden metro sürücüsüne, itfaiyecisinden can kurtaranına, onlarca işte ilk kez kadınlar işbaşı yapmaya başladı. Yine metro sürücüleriyle ilgili yarın ya da öbür gün bröve törenimiz var. Hemen hemen tamamı kadın olacak mesela. 100’ün üzerinde metro sürücülerinin tamamı kadın. Hassasiyetle bu süreci yürütüyoruz. Yani fırsat verildiğinde nasıl bir saha oluştuğunu da bu anlamda görüyoruz. İşte tam da bu yönüyle kapıları açtığınızda aslında kadınlar, oradan inanılmaz bir süratle ve hızla ve uyumla sürece dahil oluyorlar. Ve bu anlamda da başarıyı da çok daha üstün bir biçimde yakaladıklarını görüyorsunuz.

    KADINLARIN İŞ BAŞVURU SAYISINDA YÜZDE 100’ÜN ÜZERİNDE ARTIŞ SAĞLADIK: Yaptığımız çalışmalar sonucunda, kadınların iş başvuru sayısında da yüzde 100’ün üzerinde artış sağlandığını söylemek istiyorum. Eskiden, ‘Zaten fırsat vermezler’ diye hiç girişimde bile bulunmazken, artık çoğu zaman erkeklerden fazla kadın adayı masada görmek bizim için kıvanç sebebi. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir başka konuşmasında, kadınların karar mekanizmalarında yeterince yer alamıyor olmalarını çok önemli bir eşitlik ve adalet sorunu olarak gördüğünü hatırlatmak istiyorum. Bu aynı zamanda insani ve toplumsal kalkınma adına büyük bir eksiklik, büyük bir kayıptır. Yani 100 yıl önce bu sözleri sizin kulağınıza fısıldayan bir liderin kurduğu bir devletin ortamında ya da topraklarında doğan birinin bunların kulağında çınlamaması mümkün değil. Eğer zihinsel olarak buna açıksanız, zaten size muazzam bir yol göstericinin olduğunu görebiliyorsunuz. 90 bin kişilik Büyükşehir Belediyesi takımımızın, artık kadınların en üst düzeyde katılımlarıyla yönetildiğini buradan sizinle paylaşmak isterim.

    İBB BAŞKANLIĞI’NI ANNEME, EŞİME, KIZIMA VE KIZ KARDEŞİME HESAP VERİR GİBİ YAPIYORUM: İBB Başkanlığı’nı; anneme, eşime, kızıma ve kız kardeşime karşı sınav verir gibi yapıyorum. Şu anda evde muazzam hesap soran bir kızımız var. Evde kendisini yarışan, yarıştıran, iki abisinin de önüne geçeceğini, böyle ısrarlı bir şekilde, inançlı bir şekilde ifade eden 12 yaşında bir kızımız var. O ısrarı, inancı ve de mücadeleci tavrı, bazen beni korkutuyor diyebilirim. Yani o denli inanç yüksekliği yaşıyor. Hele hele kadın voleybolcuların başarısından sonra, bu bayağı ivmelendi, 4-5 kat arttı. Etrafımı kuşatan bu alanda, bu ‘dörtlü’ diye saydığım kadın sahasındaki erkek pozisyonuyla, sınavımın büyük olduğunu da buradan belirtmek istiyorum.

    KADIN KAHRAMANLARIN, BUGÜNÜN TOPLUMUNDA DA VAR OLDUĞUNU BİLİYORUM: Kurum tarihinde ilk olarak açtığımız kreşler, 0-4 yaş arası bebeği olan annelere sağladığımız ücretsiz toplu taşıma hizmeti, Bölgesel İstihdam Ofisleri ve Enstitü İstanbul İSMEK üzerinden kadınlara sağladığımız iş olanakları hizmetlerini de hatırlatmak isterim. Özetle; İstanbul’u kadınlar için çok daha adil, çok daha yaşanabilir ve çok daha umut dolu bir kent yapma arzumuzdan hiçbir zaman geri durmadık, eksiltmedik, hatta çoğaltarak yol yürüyoruz. Gelecek, kesinlikle kadının gücüyle aydınlanacaktır. Kadın mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten ve kuruluş günlerinden itibaren yoğun bir biçimde vardır. Ve bu yönüyle çok öncü, çok kahraman kadınlarımız vardır. Her birinin önünde saygıyla, minnetle eğiliyorum. Bu kadın kahramanların, bugünün toplumunda da var olduğunu biliyorum. El ele, kol kola ve özellikle Yönetim Kurulunda Kadın Derneğimizin de bu yöndeki adımlarını da bir nevi kutsal bir yere taşıyarak, onlara da başarılar diliyorum. Hep birlikte başaracağımızın altını çiziyorum ve özellikle Derneğin manifestosu olan bir seslenişle, cümleyle sözlerime son vermek istiyorum: varız, buradayız ve hazırız. Hep birlikte olacağız ve hep birlikte koşacağız.”

    MARŞLARLA COŞTULAR

    Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, YKKD Danışma Kurulu Başkanı Murat Özyeğin de bir konuşma yaptığı zirvenin açılış töreni, Atatürkçü Sesler Korosuyla seslendirilen 10. Yıl Marşı, İzmir Marşı ve ardından rap şarkıcısı Norm Ender tarafından Cumhuriyetimizin 100. yılına özel bestelenen “Parla” Marşı’nın hep bir ağızdan söylenmesiyle son buldu. İmamoğlu çifti de ellerindeki Türk bayraklarıyla marşlara eşlik etti. 

  • MAHMUT TANAL: “DEVLET OKULLARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ ADI ALTINDA HANGİ AİLENİN NAMAZ KILIP KILMADIĞININ YOKLAMASI YAPILIYOR. ALENEN FİŞLEME YAPILIYOR”

    MAHMUT TANAL: “DEVLET OKULLARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ ADI ALTINDA HANGİ AİLENİN NAMAZ KILIP KILMADIĞININ YOKLAMASI YAPILIYOR. ALENEN FİŞLEME YAPILIYOR”

    CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, “Devlet okullarında, Değerler Eğitimi adı altında laik eğitim sisteminin içi boşaltılarak, hangi ailenin namaz kılıp kılmadığının yoklaması yapılıyor. İnsanların maneviyatı ile oynandığı gibi ‘Namaz etkinliğine kim gelmedi’ şeklinde alenen fişleme yapılıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşmasında, ‘Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceklerini’ söylediğini hatırlatalım. Yani zamanlama manidar” açıklamasını yaptı.

    CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, sosyal medya hesabında; bir ilkokulda “Sabah Namazı Etkinliği” düzenlendiğine dair görseli paylaştı. Tanal’ın paylaşımında; okuldan, öğrenci velilerine gönderilen mesajda; “Değerler Eğitimi çalışmalarımız kapsamında planladığımız ‘Ailece Sabah Namazı’ etkinliğimiz İbrahim Hakkı Erzurumi Cami’de gerçekleştirilecektir. Sabah namazına katılım velilerimizin kendi imkanları ile olacaktır. Okuldan servis kaldırılmayacaktır. Namaz sonramı çorba ikramımız olacaktır. Bu form, ‘Ailece Sabah Namazı’ etkinliğimize katılım sayınızı öğrenmek amacıyla oluşturulmuştur” ifadelerinin kullanıldığı görüldü.

    Tanal’ın açıklamaları ise şöyle:

    “İbadet, kul ile Allah arasındaki bağdır. Din istismarına kimse yeltenmesin. ‘Namaz’ gibi ulvi ibadeti, kimse emellerine alet etmesin. Devlet okullarında, Değerler Eğitimi adı altında laik eğitim sisteminin içi boşaltılarak, hangi ailenin namaz kılıp kılmadığının yoklaması yapılıyor.

    İnsanların maneviyatı ile oynandığı gibi ‘Namaz etkinliğine kim gelmedi’ şeklinde alenen fişleme yapılıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşmasında, ‘Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceklerini’ söylediğini hatırlatalım. Yani zamanlama manidar.”

     

  • BODRUM’DA MANDALİNA TEMALI SANAT SERGİSİ

    BODRUM’DA MANDALİNA TEMALI SANAT SERGİSİ

    Bodrum’un Bitez Mahallesinde Bodrum Belediyesinin destekleriyle gerçekleştirilen “Bodrum Mandalin Haftası” OASİS AVM’de Yeşilden Turuncuya Yolculuk Sergisi ile başladı.

    Bodrum Yarımadasına gönül vermiş sanatçıların Yeşilden Turuncuya Yolculuk Sergisi OASİS Sanat Galerisi’nde ziyaretçileriyle buluştu. Sergi açılışına Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediyesi Genel Koordinatörü Emel Çakaloğlu, Bitez Mahalle Muhtarı Seda Özgüçlü, Bodrum Yadigarı sahibi Erman Aras, sanatçılar ve sanatseverler katıldı. 30 sanatçının birçok eserinin bulunduğu sergide mandalinanın doğal güzelliğini yansıtan resimler, kültürel önemini anlatan heykeller, lezzetini ve kokusunu taşıyan fotoğraflar, seramikler, ekonomik değerini vurgulayan grafikler yer aldı.

    “SANAT BİR MADDEYİ SONSUZLUĞA TAŞIYACAK YEĞANE BİR ALAN”

    Sergide konuşan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras şu ifadelere yer verdi: “Sanat bir maddeyi sonsuzluğa taşıyacak yegâne bir alan. Eğer madde ile sanat bir arada bulunursa hem daha büyük kitlelere ulaşıyor hem de sonsuzluğa kavuşuyor. Mandalina ile sanatın birleşmesi Bodrum’un kültürüne çok önemli bir etki artı sağlamıştır. Tüm sanatçılarımıza emekleri için teşekkür ediyorum.”

    Konuşmaların ardından Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras katılım belgelerini takdim etti. Mandalina temalı sanat sergisi, 23 Aralık Cumartesi gününe kadar ziyaret edilebilir. Bodrum Mandalin Haftası kapsamında gerçekleştirilecek etkinlikler şu şekilde:

    18-22 Aralık tarihleri arasında Bitez Gülümser Mehmet Danacı Ortaokulu, Dereköy Ahmet Zeki Büyükkuşoğlu İlkokulu ve Ortakent Kerem Aydınlar Ortaokulu katılımıyla ‘Okullarımızda Mandalin Hasadı’ etkinliği yapılacak. 20 Aralık Çarşamba günü Bitez TARKO Mandalin Bahçesinde saat 14.00’te Pınar Güney tarafından Mandalin ile Sirke Yapımı Atölyesi gerçekleştirilecek. 24 Aralık Pazar günü Bitez Köy Meydanında 10.00-18.30 saatleri arasında Bodrum Mandalin Festivali kapsamında Sunucu Ateş’in sunumuyla kortej, hasat, halk oyunları, çeşitli yarışmaların yer alacağı etkinlik finali yapılacak. Etkinlikte Aycan Adalı ve Aykoç Band konserleri ziyaretçilere eğlenceli saatler sunacak.

     

     

  • ERDİN ERAL, CHP’DEN TEKİRDAĞ SÜLEYMANPAŞA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OLDU

    ERDİN ERAL, CHP’DEN TEKİRDAĞ SÜLEYMANPAŞA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OLDU

    Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Erdin Eral, CHP’den Süleymanpaşa Belediye Başkan aday adaylığını açıkladı.

    Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Erdin Eral, CHP’den Süleymanpaşa Belediye Başkan aday adaylığını duyurdu. Eral, dokuz yıl boyunca Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin farklı kademelerinde çalıştı.

    Jandarma subayı olarak 12 yıl hizmet veren Erdin Eral, 2014 yılında Tekirdağ’ın Büyükşehir statüsü kazanmasıyla birlikte kurucu Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ın ekibinde yer almak için görevine başladığını söyledi. İlk olarak Trafik Zabıta Şube Müdürü olarak görev yapan Eral, daha sonra Zabıta Dairesi Başkanlığı ve Ulaşım Dairesi Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundu. Son olarak, Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirildi ve yaklaşık 1500 personelin yöneticiliğini üstlendi. Ayrıca, 5 yıl boyunca Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Encümen üyeliği yaptı. Eral, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” sözünü referans alarak, Süleymanpaşa Belediyesi’ni Atatürk’ün en büyük mirası olarak nitelendirdi.

    Eral, kültürel etkinliklerin her kesime hitap ettiği bir Süleymanpaşa için çalışacağını ve sanat ve kültürün toplumun her kesimiyle buluşmasını sağlamayı hedeflediğini söyledi. Ayrıca, yerel basının desteklenmesi ve basın emekçilerinin özgürce görev yapabilmesi için çaba göstereceğini belirtti.

    Eral, adaylık sürecinde depremle ilgili kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak ve can ve mal güvenliğini sağlamak için çalışacaklarını dile getirdi. Aynı zamanda kırsal alanları desteklemek, kooperatifçilik prensipleriyle güçlendirmek ve tarımsal ürünleri daha geniş pazarlara ulaştırmak için projeler geliştireceğini söyledi. Eral, vatandaşın vergilerinin şeffaf ve adil bir şekilde kullanılacağını belirterek, sosyal demokrat bakış açısıyla hizmet sunacaklarını vurguladı.

    ERDİN ERAL KİMDİR?

    Erdin Eral, 1981 yılında Tekirdağ’da doğdu. İlkokulu Malkara ilçesinde bulunan İrfan Macar İlkokulu’nda, ortaokulu ise Tekirdağ Anadolu Lisesi’nde tamamlayan Eral, devamında Kuleli Askeri Lisesi’nde okudu. Eral, Kara Harp Okulu’nu Sistem Mühendisi unvanı ile Jandarma Teğmeni olarak 2003 yılında bitirdi. Jandarma Dil Okulu’nu birincilikle bitirip devlet bursuyla Savunma Bilimleri Enstitüsü’nde Etnik Farklılıkların Siyasallaşması konusunda yüksek lisansını 2014 yılında tamamlayan Eral, Jandarma Teşkilatı’nın pek çok kademesinde 12 yıl boyunca hizmet verdi.

    2015 yılında Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nde Trafik Zabıta Şube Müdürü olarak göreve başlayan Eral, aynı yıl Zabıta Dairesi Başkanlığı görevini yürüttü. 2017 yılında Ulaşım Dairesi Başkanlığı görevine başlayan Eral, altı yıl boyunca bu görevi sürdürdü. 2019 yılında Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde Yönetim Kurulu Üyeliğinde bulunan Eral, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevini üstlendi.

     

  • BURDUR’DA KADIN FUTBOL TAKIMI KURULDU. TAKIM KAPTANI CAN: “KADINLARA OLAN GÖRÜŞLERİN FUTBOLLA DEĞİŞECEĞİNDEN EMİNİZ”

    BURDUR’DA KADIN FUTBOL TAKIMI KURULDU. TAKIM KAPTANI CAN: “KADINLARA OLAN GÖRÜŞLERİN FUTBOLLA DEĞİŞECEĞİNDEN EMİNİZ”

    MUHAMMET FATİH BAŞCI

     

    Burdur’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Spor Kulübü bünyesinde kadın futbol takımı kuruldu. Takım kaptanı Özlem Can, “Bu işe gönül vermiş birçok kızlarımız var. Burdur halkının desteklerini bekliyoruz. Kadınlara olan görüşlerin futbolla değişeceğinden eminiz. Kadınlara ülkede genellikle ‘futbol oynayamaz, futbolla işi ne, futbol bir erkek sporudur’ gözüyle bakılıyor. Biz buna tamamen karşıyız” dedi.

    Burdur’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Kulübü bünyesinde kurulan ve farklı yaş gruplarından 24 kişiden oluşan kadın futbol takımı Burdur Gazi Atatürk stadında ilk antrenmanını yaptı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Orhan Kemerkaya, Burdur ASKF Başkanı Mehmet Şimşek ve kulüp yöneticileri kadın futbol takımını ilk antrenmanında yalnız bırakmadı.

    “KADININ GÜCÜNÜ SADECE TRİBÜNLERDE DEĞİL SAHADA DA GÖRMEK İSTEDİK”

    Antrenman öncesinde gazetecilere açıklama yapan Burdur Gençlik ve Spor İl Müdürü Orhan Kemerkaya şunları söyledi:

    “Bundan 2 ay önce ASKF Başkanımız Mehmet Şimşek’le birlikte U-17 Kadın Milli Takımı karşılaşmasını izlerken neden Burdur’da da kadın futbol takımı olmasın diye bir yol haritası çizdik. Kadının gücünü sadece tribünlerde değil sahada da görmek istedik. Antrenörlerimizle birlikte bu işe baş koyduk. Hepimiz de biliyoruz ki futbol Türkiye’de en revaçta olan spor müsabakalarının başında geliyor. Burdur’da bir ilki gerçekleştiriyoruz. Burdur Gençlik ve Spor Kulübümüzü kadın futbolunda 3’üncü ligden başlatmayı hedefledik. 24 tane sporcumuzla birlikte bu yola baş koyduk. İlerleyen zamanlarda futbolcu sayımızı artırarak, süper lige kadar çıkmayı hedefliyoruz. Türkiye’de ve dünyada kadınlar bütün müsabakalarda kendini göstermeye başladı.”

    “HEDEFİMİZ DAHA ÜST LİGLER”

    Burdur Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’de kadın futbolu 1990’lı yıllarda oynanmaya başladı. Kadınlarımız ilimizde daha önce bir takımımız 3’üncü ligde yer aldı. Kadın sporuna destek veren Gençlik ve Spor İl Müdürümüz ve antrenörlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kadınlarımıza değer verildiğinde, imkan verildiğinde neleri başarabildiğini biliyoruz. Hedefimiz daha üst ligler. Herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    “KIZLARIN YERİNİN SOKAKLAR DEĞİL SAHA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

    Takım antrenörü Saliha Atay Topçu ise şunları söyledi:

    “Buraya geldiğimde topla ilgilenen 2-3 öğrenci vardı. Bunlar dikkatimi çekmişti ve bu yüzden kadın futbol takımını kurma kararını aldım. İlk süreçlerim çok zorlu geçti. Burada tek topla tek başıma antrenman yaptığım zamanlar oldu. Bu süreç beni yormuştu. İdarecilerimizin bizi duymasıyla birlikte şu an burada bu süreci yaşıyoruz. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Ben elimden geleni yapacağım. Bu süreçte kızları yalnız bırakmayacağım. Bu işi severek, gönül rızasıyla yapıyorum. Bir kazanç beklemiyorum. Ben kızların yerinin sokaklar değil de saha olduğunu düşünüyorum. O yüzden bütün Burdur halkına sesleniyorum; haydi kızlar sahaya.”

    “KADINLARA OLAN GÖRÜŞLERİN FUTBOLLA DEĞİŞECEĞİNDEN EMİNİZ”

    Takım kaptanı Özlem Can, “Yıllardır bu işe gönül verdim. Bu işi severek yapıyorum. Bu senede Burdur’da kadın futbol takımının yeniden kuruluşu gündeme geldi. Hemen geldik. Bu işe gönül vermiş birçok kızlarımız var. Burdur halkının desteklerini bekliyoruz. Kadınlara olan görüşlerin futbolla değişeceğinden eminiz. Kadınlara ülkede genellikle ‘futbol oynayamaz, futbolla işi ne, futbol bir erkek sporudur’ gözüyle bakılıyor. Biz buna tamamen karşıyız. Bizi görsünler, desteklesinler, maçlarımıza gelsinler” dedi.

    “FUTBOLUN SADECE ERKEK OYUNU OLMADIĞINI GÖSTERECEĞİZ”

    Futbolcu Meryem Sarı, “Futbolu çok seviyorum. Birinci sınıftan beri futbolu çok severek oynuyorum. Kendimi sahada çok özgür hissediyorum. Herkesin futbolu sevmesini isterim. Futbolun bizi bazı kötü alışkanlıklardan da uzak tuttuğunu düşünüyorum. Futbol sadece erkek oyunu değil. Biz okullarda erkek takımlarıyla da maç yapardık ama sadece erkek oyunu olarak görüyorlar. Biz bu görüşü değiştireceğiz. İyi ki Burdur’da bu takım kuruldu” dedi.

    Futbolcu Elif Şanal, “Şu an çok mutluyuz. Biz ‘kızlar top oynayamaz’ denilerek büyüdük. Futbol benim hayatımda küçüklükten beri var. Dedem de futbolcuydu. Küçüklüğümden beri futbola merakım var ama sınıfta erkeklerle top oynamak istiyorum ama ‘kızlar top oynayamaz, oynayamazsın’ gibi sözler diyorlardı. Burada sadece kızlarla takım halinde oynamak bizim için bir avantaj. Hayalim milli takıma gidebilmek. Beşiktaş kadın futbol takımında oynayabilmek” diye konuştu.

    “KENDİMİ BİLDİM BİLELİ FUTBOLUN İÇİNDEYİM”

    Futbolcu Hatice Topçu, “Küçükken mahallede 4 erkek 2 kız olarak büyüdüm. Ne oynanacak, futbol oynanacak. Abilerimiz, ablalarımızla o şekilde büyüdük. Küçüklükten gelen bir futbol sevdası oldu. Büyük takımlar kadın futbol takımı çıkarana kadar diyorduk ‘biz de bir gün olur muyuz, biz de o sahalara gider miyiz’ diye. Çok şükür bugünlere gelebildik. Bana da bir defa milli takımdan bir davet gelmişti, o günkü heyecanı asla unutamıyorum. Şimdi çok heyecanlıyım. Sahaları çok seviyorum. Pandemi sürecinde ümitsizliğe kapılmıştık. Şimdi ümitlerimize devam ediyoruz” dedi.

    Futbolcu Melike Koç, “Kendimi bildim bileli futbolun içindeyim. Çok küçüklükten geldim. Profesyonel olarak daha yeniyim. İnşallah güzel şeylere imza atacağız” ifadelerini kullandı.

    Futbolcu Reyhan Eren ise, “Mutluyum, futbol benim için çok şey ifade ediyor. Bütün stresimi, sıkıntımı her şeyimi unuttuğum bir yer. Kendimi tam olarak buraya kilitlediğim bir yer. Mutluyum. Çok güzel bir şey” diye konuştu.

     

  • EĞİTİM SEN ESKİŞEHİR ŞUBE BAŞKANI SERTAÇ DURDU: “TÜRKİYE KIŞ SAATİ UYGULAMASININ İPTALİNDEN DOLAYI DEPRESYONA GİRDİ”

    EĞİTİM SEN ESKİŞEHİR ŞUBE BAŞKANI SERTAÇ DURDU: “TÜRKİYE KIŞ SAATİ UYGULAMASININ İPTALİNDEN DOLAYI DEPRESYONA GİRDİ”

    MELTEM KARAKAŞ

    Yaz saati uygulamasına tepki gösteren Eğitim Sen Eskişehir Şubesi, Murat Atılgan Ortaokulu önünde basın açıklaması yaptı. Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Sertaç Durdu, “Türkiye toplumu kış saati uygulamasının iptalinden dolayı depresyona girdi. Bu ülkenin işçi ve emekçileri sadece yatıp kalkıp işe gidiyor. Bu mudur insanca yaşamak” dedi.

    Eğitim Sen Eskişehir Şubesi, Murat Atılgan Ortaokulu’nun çıkış saatinde okul önünde basın açıklaması yaptı. Yaz saati uygulamasına tepki gösteren Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Sertaç Durdu, “Karanlıkta eğitim olmaz, artık yeter! Biz çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakacağız. Eskişehir’de okullarımızda öğrenciler ve eğitim emekçileri karanlıkta eğitime başlayıp, karanlıkta evlerine dönüyor. Aydınlığı arıyoruz” diye konuştu.

    “KARANLIKTA EĞİTİM OLUR MU?”

    “Türkiye toplumu kış saati uygulamasının iptalinden dolayı depresyona girdi” diyen Sertaç Durdu, şunları söyledi:

    “Karanlıkta eğitim olmaz, artık yeter! Biz çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakacağız. Eskişehir’de okullarımızda öğrenciler ve eğitim emekçileri karanlıkta eğitime başlayıp, karanlıkta evlerine dönüyor. Aydınlığı arıyoruz. Tasarruf bahanesi ile 2016 yılında iptal edilen kış saati uygulamasından beri Eğitim Sen olarak, biz yetkili arıyoruz ve diyoruz ki, çocuklarımız okula aç ve uykusuz geliyor. İtibardan tasarruf olmaz diyenler, eğitimden vazgeçtiler. Eskişehir’de okullar 6:30’da açılıyor. Elektrikler akşam 8 de kapatılıyor. Tasarruf bu mudur? Sayın Milli Eğitim bürokrasisi sizin çocuklarınız yok mu? Niye itiraz etmiyorsunuz? Karanlıkta eğitim olur mu? Türkiye toplumu kış saati uygulamasının iptalinden dolayı depresyona girdi. Bu ülkenin işçi ve emekçileri sadece yatıp kalkıp işe gidiyor. Bu mudur insanca yaşamak? Ne demişti Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin temel hedefi çağdaş, muasır medeniyetin üstüne çıkmaktır. Temel amacı bu olan ülkenin çocukları karanlıkta mı bu hedefe ulaşacak?

    “EN ÖNEMLİ ŞİKÂYET KONUSU GÜVENLİK VE KAYGIDIR”

    Kalıcı yaz saati uygulamasının öğrenciler ve eğitim emekçileri dışında veliler açısından da olumsuz sonuçlarını ne yazık ki bize ulaşan şikâyetlerden görmekteyiz. En önemli şikâyet konusu da güvenlik ve kaygıdır. Çocuklarını okula bırakamayan veya okul çıkışında alamayan velilerde korku ve kaygı hat sahaya ulaşmıştır. Bu çağ dışı uygulama, herkesi depresif hale getirip, emekçileri, öğrencileri güne karamsar başlatmaktadır. Bizler bu ülkenin aydınlık yüzü olarak itiraz ediyoruz. Ve Eğitim Sen olarak, aynı bir mum gibi eridikçe etrafımızı aydınlatıyor, bu kalıcı yaz saati uygulamasının kaldırılmasını talep ediyoruz.”

  • İSTANBUL’DA IŞİD OPERASYONU: 6 ŞÜPHELİ GÖZALTINA ALINDI

    İstanbul’da silahlı terör örgütü IŞİD üyelerine destek amacıyla para topladıkları iddiasıyla 6 şüphelinin yakalandığı bildirildi.

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Terörle Mücedele Şubesi ekipleri, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet etmek” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçuna yönelik yeni bir çalışma yürüttü.

    Soruşturma kapsamında örgüt mensuplarına ve yakınlarına iletilmek üzere maddi yardım toplama ve finans sağlama faaliyetlerinde bulundukları tespit edilen 6 kişinin yakalanması için bu sabah çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Baskınlarda 6 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı, şüphelilere ait dijital materyallere el konuldu.

    Yakalanan şüpheliler, sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne getirildi.