Blog

  • ÜMİT ÖZDAĞ’DAN BAKAN TEKİN’E TEPKİ: “TARİKAT VE CEMAATLERİN İŞİ MİDİR ÇOCUKLARIN DAĞA GİTMESİNİ ENGELLEMEK? SEN MİLLİ EĞİTİM BAKANI OLARAK NE YAPIYORSUN?”

    ESRA NUR PERVAN

     

    Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Trabzon’a geldi. Özdağ, “Milli Eğitim Bakanı’nın Meclis’te yapmış olduğu konuşma tarikat ve cemaatleri Milli Eğitim’e sokmaya devam edeceği doğrultusunda suç itirafıdır. ‘Onlar çocukların dağa gitmesini engelliyor’ diyorlar. Tarikat ve cemaatlerin işi midir kardeşim çocukların dağa gitmesini engellemek? Sen Milli Eğitim Bakanı olarak ne yapıyorsun? Bu kabul edilebilir değildir” dedi.

    Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Karadeniz ve İç Anadolu ziyaretleri kapsamında geldiği Trabzon’da parti yöneticileri ve Trabzon il örgütüyle birlikte Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısı düzenledi.

    “TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNDEN ÇIKANA KADAR KONUYU GÜNDEMDE TUTACAĞIZ”

    Ümit Özdağ şunları söyledi:

    “Diyarbakır’da 12 kilometrelik bulvara kayyum Vali tarafından terörist vatan haini Şeyh Said’in isminin verileceği duyuruldu. Bu konuda yürütmenin durdurulması kararının alınması isteyeceğim. Bu konu Türkiye’nin gündeminden çıkana kadar konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz. Biz Türkiye’nin her yerinde ne söylüyorsak Erzurum’da da Hakkari’de de Sinop’ta da Muğla’da da Edirne’de de söyleriz. Şeyh Said, Abdullah Öcalan, bunlar Türkiye’nin her yerinde vatan haini ve teröristtir. Buradan dün de yapmış olduğu açıklamayı tekrarlıyorum ve İçişleri Bakanı’nı, Erzurum Valisi’ni, Emniyet Müdürlüğü’nü göreve çağırıyorum. Yine her sabah Zafer Partisi’ne ve bana hakaret ve iftiralarla manşet süsleme alışkanlığı verilmiş olan Yeni Şafak adlı saray borazanı, kağıt parçasının bugünkü manşetinde de teğmenler cuntasının benle irtibatlı olduğu manşet atılmış. Bir teğmenlerden cunta olmaz. Ben ordu siyaseti ilişkilerinde çalışan bu konuda dersler vermiş, tezler yönetmiş, tezler yazmış birisi olarak ordu siyaseti ilişkilerini çok iyi bilirim ama teğmen cuntası olmadığını sizinle rahatlıkla paylaşabilirim. Olan şudur; göğsüne Gazi Mustafa Kemal Atatürk resmini takmak istemeyen bir Türk subayı olma haysiyetini taşıyamayacağı, şerefini taşıyamayacağı anlaşılan zata karşı gerçek Türk subayı aynı 15 Temmuz gecesi FETÖ’ye gösterilen ruhla, şuurla tepki göstermişlerdir ve şimdi bu dört genç subayı teğmenin disipline sevk edildiklerini ihraç isteğiyle duyuyoruz. Teğmenlerimize dokunmayın diyoruz. Bunu söylemeye devam edeceğiz.

    “OKULLARI SİYASET ALANINIZA ÇEVİRMEYİN”

    Bu çerçevede üzerinde durmak istediğim bir başka husus Milli Eğitim Bakanı’nın Meclis’te yapmış olduğu konuşma tarikat ve cemaatleri Milli Eğitim’e sokmaya devam edeceği doğrultusunda suç itirafıdır. ‘Onlar çocukların dağa gitmesini engelliyor’ diyorlar. Tarikat ve cemaatlerin işi midir kardeşim çocukların dağa gitmesini engellemek? Sen Milli Eğitim Bakanı olarak ne yapıyorsun? Bu kabul edilebilir değildir. Üstelik FETÖ’cüler dağa gitmediler ama Genelkurmay’ı bastılar. Özel Kuvvetleri bastılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombaladılar. Siz ecdadın Osmanlı’nın devlet bilincinin on binde birine bile sahip değilsiniz 600 senede Osmanlı bir kez tarikat ve cemaatleri devlet işlerine müdahale ettirmemiştir. Müdahale etmeyi düşünen tarikatları ya sürmüş ya kılıçtan geçirmiş. Devlet ciddiyet ister. Milli Eğitim Bakanı gayri ciddi bir adamdır. Bütün kariyeri önü açılarak ideolojik nedenlerle hak etmediği yerlere getirilmiş, hak etmediği şekilde profesörlük unvanı almış, hak etmediği şekilde rektörlüğe getirilmiş ve hak etmediği şekilde Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilmiş. Bunları da hep tarikat ve cemaatlerin desteğiyle sağladığı için bugün Türk çocuklarını ne olduğu belirsiz tarikat ve cemaatlerin eline terk etmeye çalışmaktadır. Gençlik buna direnecektir. Ve direnmeye de başlamıştır. İlkokullar, ortaokullar, liseleri siyaset alanınıza çevirmeyin ve şundan emin olun ki bu Milli Eğitim Bakanı Türkiye’de hukuk devleti kurulduğu gün mahkeme önünde hesap verecektir.”

  • FİGEN ÇOBAN DAVASI, SANIK EŞE AKIL SAĞLIĞININ TESPİTİ İÇİN HASTANEDEN DURUŞMADAN BİR GÜN SONRAYA RANDEVU VERİLMESİ NEDENİYLE ERTELENDİ

    ESMA TURAN

    Muğla’nın Yatağan ilçesinde 40 yaşındaki Figen Çoban’ın eşi tarafından öldürüldüğü iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşması yapıldı. Dava, akıl sağlığının tespiti için önceki duruşmada Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilen sanık Mehmet Emin Ata Çoban’a duruşmadan bir gün sonraya randevu verilmesi nedeniyle ertelendi. Figen Çoban’ın aile avukatı Kemal Ertuğrul, “İşlediği eylemin vahameti sebebiyle alabileceği en ağır cezayı alması için hiçbir şekilde indirim yapılmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

    Yatağan’a bağlı Yeşilbağcılar Mahallesi’nde Figen Çoban’ın öldürülmesi ile ilgili davanın üçüncü duruşması Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya; Figen Çoban’ın eşi tutuklu sanık Mehmet Emin Ata Çoban, kayınbiraderi S.Ç., tutuksuz olarak yargılanan kayınvalidesi H.Ç. ile Çoban’ın ailesi katıldı. 3 Ekim’de yapılan ikinci duruşmada; mahkeme, Figen Çoban’ın eşi Mehmet Emin Ata Çoban ile kayınbiraderi S.Ç.’nin tutukluluklarının devam etmesine, Mehmet Emin Ata Çoban’ın akıl sağlığının tespiti için Adli Tıp’a sevkine ve üç hafta gözlem altında tutulmasına karar vermişti.

    Bugün yapılan duruşmada ise Mehmet Emin Ata Çoban’ın akıl sağlığının tespiti için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden duruşmadan bir gün sonraya 20 Aralık’a randevu verilmesi nedeniyle duruşma 7 Mart’a ertelendi. Figen Çoban’ın eşi Mehmet Emin Ata Çoban ile kayınbiraderi S.Ç.’nin ise tutukluluklarının devam etmesine karar verildi.

    “ADALETİN GECİKMEDEN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUZ”

    Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Figen Çoban’ın aile avukatı Kemal Ertuğrul, şunları söyledi:

    “Mehmet Emin Ata Çoban’ın işlediği cinayet sırasında akli melekelerinin yerinde olup olmadığının tespiti için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları bölümüne sevki karar verilmişti. Ancak gidip gelmesi sağlanamamış olduğundan yeniden sevkine karar verildi. Duruşmada 7 Mart’a ertelendi. O zamana kadar gelirse sanıyorum bu dosyada karara çıkacaktır. Biz daha önce de belirttiğimiz gibi her ne kadar talep gereği yapılan bir işlem de olsa sanığın hiçbir şekilde akıl zafiyeti dışında olmadığını düşünmekteyiz. Bir şekilde zaman kazanmak, hukuki anlamda yazı tura oynamak gibi düşünüyoruz. Oradan düşündüğüm bir şekilde sonuç geldikten sonra sanıyorum savcılığın mütalaasını vermesi doğrultusunda sanığa ceza verilecektir. İşlediği eylemin vahameti sebebiyle alabileceği en ağır cezayı alması için hiçbir şekilde indirim yapılmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Mücadeleden vazgeçilmediği sürece başaracağımıza inanıyoruz. Kadınların bu konuda bize destekleri çok önemli. İnşallah bu destek hiç bitmez ve adalet gecikmeden her zaman düşündüğümüz gibi yerini bulur.”

  • İMAMOĞLU: “ESKİ DOST DÜŞMAN OLMAZ. KALBİMİZİ KIRSALAR DA BİZ KALP KIRMAYACAĞIZ. TEKRAR EL UZATACAĞIZ. BİZİM ELİMİZ HİÇ GERİ ÇEKİLMEYECEK”

    İMAMOĞLU: “ESKİ DOST DÜŞMAN OLMAZ. KALBİMİZİ KIRSALAR DA BİZ KALP KIRMAYACAĞIZ. TEKRAR EL UZATACAĞIZ. BİZİM ELİMİZ HİÇ GERİ ÇEKİLMEYECEK”

    Haber: OKTAY YILDIRDIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İktidar, 4,5 yıldır kendi mumundan İstanbul’a ışık vermemek için, hatta oranın ışığını bile söndürmek için elinden geleni yaptı ama söndüremedi, asla söndüremeyecek. O yüzden kumpaslardan, iftiralardan, masa başı oyunlardan da medet umuyorlar. Şimdi de yeni bir oyunla karşı karşıyayız. Omuz omuza mücadele ettiğimiz, aynı masayı paylaştığımız, birlikte iş ürettiğimiz, beraber düşündüğümüz, beraber konuştuğumuz, aynı kaseden çorba içtiğimiz dostlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Bunu üzülerek takip ediyorum. Sayıları az da olsa, bir kısım dostlar -çok az sayısı- oyuna geliyorlar. Bazen haddini aşan cümleler de kurabiliyorlar. Başından beri biz ne dedik: Eski dost, düşman olmaz. Bugün de aynı yerdeyiz. Peki şimdi ne yapacağız, ne yapmalıyız? Önce kulaklarımızı kötü sözlere tıkayacağız. Kalbimizi kırsalar da biz kalp kırmayacağız. Elimizi itseler de elimizi uzatmaya devam edeceğiz” açıklaması yaptı. 

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Pendik Kurtköy Sosyal Merkez İnşaatı Temel Atma Töreni’nde konuştu. “Yeni Yatırımlar Yeni Atılımlar” maratonu kapsamında atılan temel öncesinde konuşan İmamoğlu, bugün kadar yaptıkları hizmetler ve karşılaştıkları zorlukları dile getirdi. İmamoğlu, “Biz kolay hizmet etmedik. Zor hizmet verdik. Ekonomik kriz, pandemi, deprem. Biz tarihte en zor dönemlerden birinde İstanbul’a hizmet ediyoruz. Ama buna rağmen ama demedik, fakat demedik. Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Bilakis aydınlık daha da güçlenir. Bizim devletimizin her biriminden beklediğimiz bu. Ne yazık ki 4,5 yıldır iktidar, kendi mumundan İstanbul’a ışık vermemek için hatta oranın bile ışığını bile söndürmek için elinden geleni yaptı. Ama söndüremedi. Asla söndüremeyecek” dedi.

    “MASA BAŞI OYUNLARDAN MEDET UMUYORLAR”

    Adana Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyona da değinen İmamoğlu, “Kumpaslardan, iftiralardan, masa başı oyunlardan da medet umuyorlar. Yıllarca bu oyunu denediler. Dün bir belediyemize (Adana Büyükşehir Belediyesi) operasyon yapmakla seçime doğru bir algı yaratma çabası içerisindeler. Açık söyleyeyim bu milletin kanaati yüceldikçe vız gelir tırıs gider. Çok net. Hiç kusura bakmasınlar” diye konuştu.  

    Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlere giderken şimdi de yeni bir oyunla karşı karşıya olduklarını belirterek, şunları söyledi:

    “DOSTLARIMIZI BİZE KARŞI KIŞKIRTIYORLAR”

    “Şimdi de yeni bir oyunla karşı karşıyayız. Omuz omuza mücadele ettiğimiz, aynı masayı paylaştığımız, birlikte iş ürettiğimiz, beraber düşündüğümüz, beraber konuştuğumuz, aynı kâseden çorba içtiğimiz dostlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Bunu üzülerek takip ediyorum. Sayıları az da olsa, bir kısım dostlar -çok az sayısı- oyuna geliyorlar. Bazen haddini aşan cümleler de kurabiliyorlar. Başından beri biz ne dedik: Eski dost düşman olmaz. Bugün de aynı yerdeyiz. Peki, şimdi ne yapacağız, ne yapmalıyız? Elbette burası önemli. Bir kere şunu söyleyeyim: Kulaklarımızı kötü sözlere tıkayacağız. Benim -Allah’ın bir lütfu- vallahi kötü sözleri kulağım hiç duymuyor. Herkese tavsiye ederim. İftiralara gözümüzü, kulağımızı kapatacağız. Çünkü zaten bizi ilgilendirmiyor. Hiç umurumuzda değil.

    “16 MİLYON İSTANBULLU, BİZE KURULAN ÇEŞİT ÇEŞİT TUZAĞI GÖRECEK VE ONA GÖRE KARAR VERECEK”

    Sonra, tam da vuslatın 750. yıl dönümünde andığımız Hazreti Mevlana’ya kulak vereceğiz. Ne diyor Mevlana? ‘İnsanlarla dost ol. Çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır’ diyor. Onların beli kırılacak. İstediği kadar yol kesmeye kalksınlar. Bizde, Mevlana’nın ruhu var. Bizde, Hacı Bektaşi Veli’nin ruhu var. Bizim önümüzü kesemezler. Bizim kervanımız, bir de kocaman, çok büyük. Adı ne biliyor musunuz? İstanbul İttifakı. İstanbul İttifakı, kocaman bir ittifak. Kocaman bir ittifak bu. Ben inanıyorum ki 16 milyon İstanbullu, bize kurulan çeşit çeşit tuzağı, her türlü kumpası ve ne yazık ki bunlara aldanan bir kısım insanın o kötü sözlerini görecek ve ona göre karar verecek.

    “31 MART’TA BU İTTİFAK ASLA BOZULMAYACAK VE BAŞARIYA ULAŞACAK”

    31 Mart’ta bu ittifak, asla ve asla bozulmayacak ve başarıya ulaşacak. O yüzden, bugünden itibaren herkese söylüyorum: Kervanınıza yeni dostlar katın. Kervanınızı büyütün. Bizim kervanımız, aynı; duruyor. Kervanın gerisinde kalan dostlarımıza ne yapacağız? Tekrar el uzatacağız. Bizim elimiz hiç geri çekilmeyecek. Elimizi tutan tutar, tutmayanın kendi takdiri. Sonuna kadar Ekrem İmamoğlu, el uzatacak. Çünkü başından beri biz ittifakı, milletimizin ruhuyla birleşen bir birleşme olarak koyduk. Ve bu koyduğumuz anlayış, gerçekten milletimiz tarafından alındı.

    “KALBİMİZİ KIRSALAR DA BİZ KALP KIRMAYACAĞIZ”

    Bu toplumun her kesiminden övgü alan hizmetlerimiz, büyüdükçe büyüyor. Buradan yol arkadaşlarıma da duyuruyorum: Kalbimizi kırsalar da biz kalp kırmayacağız. Elimizi itseler de elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Çocuklarımız ve gençlerimiz, bizi gördüler mi mutlu olacaklar? Çünkü güler yüzlü yöneticiler görecekler. Eli sıcak, yüreği sıcak yöneticiler görecekler. Bize alıştılar. Kötü söz söyleyen, parmağını dik dik sallayan, yüzü asık yöneticilere daimi olarak güle güle demeye devam edecekler. Onlara fırsat vermeyecekler. Bizim sevgimiz, değil İstanbul’u, bütün Türkiye’yi saracak kadar sıcaktır. Net olarak söyleyeyim: Bu yüreğimizdeki hizmet aşkı, insanımıza olan sevgi ve saygı oldukça, iş birliğimiz daim oldukça, ortak akıl masamızdan ayrılmadıkça, masamızda adalet, hak, hukuk, daim oldukça ve avucumuzla, yüreğimizle, benliğimizle ahlak hiçbir yerimizden ayrılmadıkça, biz insanlarımıza mahcup olmayız. Allah bizi mahcup etmesin. Yolumuz açık olsun. Başarılar diliyorum. Burada temelini attığımız projeyi, Pendiklilerle, her toplantıma gelecek olan Pendik Belediye Başkanı’yla açmayı da sizlere vadediyoruz. Yolumuz açık, başarılarımız daim olsun.”

    PROJE, 1 YIL DOLMADAN TAMAMLANACAK 

    İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay da konuşmasında, temelini attıkları merkezle ilgili, “Toplam 172 milyon 455 bin TL + KDV bedelle tamamlanması planlanan merkez içinde Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezi ve İBB Kütüphanesi yer alacak. İlçe sakinlerinin keyifli zaman dilimi geçirmeleri için projede teras, kafeterya, kioskların bulunmasının yanı sıra, çok amaçlı salonlar, 43 araç kapasiteli otopark ve atölyeler de bulunuyor. Proje, 1 yıl dolmadan tamamlanacak” bilgilerini paylaştı.

    Konuşmaların ardından İmamoğlu, CHP PM Üyesi Mahir Yüksel, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla merkez inşaatı temeline ilk harç döküldü.

  • İZMİT BELEDİYESİ’NİN GELENEKSELLEŞEN YILBAŞI PAZARI, İZMİTLİLERİ BEKLİYOR

    İZMİT BELEDİYESİ’NİN GELENEKSELLEŞEN YILBAŞI PAZARI, İZMİTLİLERİ BEKLİYOR

    İzmit Belediyesi’nin kadınlar arasındaki dayanışma ve üretim ağını güçlendirmek adına geleneksel olarak düzenlediği Yılbaşı Pazarı, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Stantlar 30 Aralık’A kadar açık kalacak.
     
    Kadınların el emeklerini değerlendirmeleri ve aile bütçelerine katkı sunmaları adına desteklerini sürdüren İzmit Belediyesi, geleneksel hale getirdiği Yılbaşı Pazarı’nı bu yıl da düzenliyor. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen Yılbaşı Pazarı, 30 Aralık’a kadar Belsa Plaza B Blok önünde 11.00 – 20.00 saatleri arasında; 41 Burda AVM’de 10.00 – 22.00 saatleri arasında açık olacak. 
     
    EL EMEĞİ ÜRÜNLER
     
    İki farklı noktada kurulan Yılbaşı Pazarı ile üretim yapan kadınlar, el emeği ürünlerini sergileme ve satış imkânı buluyor. Ayrıca hafta sonları çocuklar için workshoplar ve müzik dinletileri düzenleniyor.
     
  • BOZÜYÜK BELEDİYE BAŞKANI BAKKALCIOĞLU’NDAN KAPALI PAZAR ZİYARETİ

    BOZÜYÜK BELEDİYE BAŞKANI BAKKALCIOĞLU’NDAN KAPALI PAZAR ZİYARETİ

    Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, kapalı pazarı ziyaret ederek pazar esnafı ve alışverişe gelen ilçe sakinleri ile bir araya geldi.

    Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu ve beraberindeki Belediye Başkan Yardımcısı Ali Şahinoğlu, kapalı pazardaki sebze-meyve pazarı ile tuhafiye pazarını ziyaret ederek esnafa hayırlı ve bereketli kazanç temennisinde bulundu. Esnafla sohbet eden ve kendisinden bir isteklerinin olup olmadığını soran Başkan Bakkalcıoğlu, pazar esnafına kolaylıklar diledi.

    Başkan Bakkalcıoğlu, ziyareti sırasında pazara alışveriş yapmaya gelen Bozüyüklülerle de sohbet etti.

  • ŞİŞLİ’DE BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI İLE SİGORTALI KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞLIYOR

    ŞİŞLİ’DE BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI İLE SİGORTALI KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞLIYOR

    Şişli Belediyesi, kentsel dönüşümde Türkiye’de bir ilke imza atarak, Bina Tamamlama Sigortası’nı, kentsel dönüşüm projelerinde uygulayacak. Şişli Belediyesi’nin iştiraki olan Kent Hizmetleri A.Ş (KENTHAŞ) ve Quick Sigorta, Bina Tamamlama Sigortası’nın Şişli ilçesinde yürütülecek kentsel dönüşüm projelerinde hayata geçirilmesi yönünde protokol imzaladı.

    KENTHAŞ ve Quick Sigorta, Bina Tamamlama Sigortası’nın Şişli ilçesinde yürütülecek kentsel dönüşüm projelerinde uygulanması yönündeki anlaşmaya imza attı. 19 Aralık Salı günü Wyndham Grand İstanbul’da gerçekleştirilen “Sigortalı Kentsel Dönüşüm Projesi” basın toplantısı ve protokol imza törenine, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, KENTHAŞ Genel Müdürü Özcan Biçer, Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy’un yanı sıra Şişli Belediyesi Meclis üyeleri, sigorta ve gayrimenkul sektörünün temsilcileri katılım gösterdi.

    “İLÇE GENELİNDE RİSK ANALİZİ ÇALIŞMALARINI BAŞLATTIK”

    İmza töreninde bir konuşma yapan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, ilçe genelinde yapı stoğunu incelemeye yönelik risk analizi çalışmalarını başlattıklarına işaret ederek, Kentsel Dönüşüm Strateji Planı’nı hazırladıklarını ve bu doğrultuda ilçenin yapı analizini yapıp, tüm verilerin detaylı incelenebildiği ‘Afet Portalı’na aktardıklarını belirtti. Şişli’nin tamamının 3 boyutlu bir dijital ikizini ürettiklerine de belirten Keskin, bu sayede daha doğru hesaplama yapılmasını sağlayan önemli bir altlığı hazırladıklarını söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne (İBB) bağlı AKOM ve Ulaşım Planlama Daire Başkanlığı ile bir afet planı hazırlandığını da vurguladı.

    “KENTSEL DÖNÜŞÜME YÖNELİK UZMAN EKİPLER OLUŞTURDUK”

    Bu çalışmaları koordine etmek üzere Şişli Belediyesi Afet Müdürlüğü’nü hayata geçirdiklerine işaret eden Keskin, “Ortak akıl çerçevesinde bu zor sorunu çözebilecek deneyim kapasitesini oluşturduk. Bu konuda deneyimli ve güçlü olan; kamu, özel, sivil toplum kuruluşlarına çağrı yaparak onların da bu süreçte aktif rol almalarını sağladık. Bu sürecin sonucu olarak Şişli Kentsel Dayanıklılık Programı’nı Türkiye’de bir ilçe tarafından yazılan ilk dayanıklılık programı olarak tarihe geçirdik” diye konuştu.
     
    “SİGORTALI KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ BAŞLATIYORUZ”

    Bu program kapsamında da Bina Güçlendirme, Bina Yenileme ve Bölgesel Kentsel Dönüşüm adı altında üç başlık belirlediklerine vurgu yapan Keskin, sözlerine şöyle devam etti:

    “İçinde olduğumuz bu süreçte; ‘Bina Güçlendirme Sigortası’ ürününü program ortağımız olan Quick Sigorta ile birlikte geliştirmeye devam ediyoruz. Bugün ise bina güçlendirme programı konusundaki en önemli adımı atarak, Quick Sigorta ile Bina Tamamlama Sigortası’nı devreye alarak ‘Sigortalı Kentsel Dönüşüm’ sürecini başlatıyoruz.

    Bina Yenilemesi konusunda ise Çin’in en önemli kamu iktisadi teşebbüslerinden biri olan ve dünyanın en büyük yapım firması olan COVEC ile program ortaklığı anlaşmasını yaptık. Bu tarihi günde Şişli Kentsel Dayanıklılık Programı’na, Sigortalı Kentsel Dönüşüm kavramını ekleyen Quick Sigorta yetkililerine, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı sayın Ahmet Yaşar‘ın nezdinde teşekkür ediyorum.”
     
    “BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI 2013 YILINDA KONUŞULMAYA BAŞLANDI”

    Törende, Başkan Keskin’in ardından söz alan Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ise Türkiye’de bina tamamlama sigortası macerasının 2013 yılında konuşulmaya başlandığına işaret ederek, “2014 yılında yürürlüğe giren birtakım mevzuatlarda yer bulmaya başladı. 2015 yılında genel şartlar yayınlanarak sigorta mevzuatında yer buldu ve 2018 yılında da Quick Sigorta’nın piyasaya ‘Bina Tamamlama Sigortası’ ürününü arz etmesiyle de vücut buldu. Fakat o günden bugüne aslında tam anlamıyla dört başı mamur bir projeyi gerçekleştiremedik. Evet, birtakım münferit projeler gerçekleşti; ama bugün lansmanını yaptığımız büyüklükte bir vizyonla, bir öngörüyle bu proje ilk defa gerçekleşiyor. Tam umudumuzu kesmişken Muammer Başkan, Özcan Bey bizi gerçekten umutlandıran bu adımları attılar” dedi.

    “DEPREMİN YARATTIĞI EKONOMİK HASAR 100 MİLYAR USD”

    Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Çünkü gerçekten ülkemiz bir deprem ülkesi, deprem riskiyle karşı karşıyayız ve deprem kendisini bize unutturmuyor. Daha iki gün önce deprem yine kendisini bize hatırlattı. Birçoğumuz derinden hissettik. Birtakım travmaları yeniden yaşamaya başladık. Şimdi 6 Şubat depremlerinde, Maraş’ta, Antakya’da, 11 ilde yaşadığımız o büyük afet, yüzyılın felaketinde aslında 100 milyar dolarlık bir ekonomik hasarla karşı karşıya kaldı ülkemiz. Sadece bu konutlarda yaşayanlar, kaybettiğimiz canlar onların mağduriyetleri değil aslında bu yılki bütçede depremin yaralarını sarmak için harcanan rakam 1 trilyon lira. Bundan sonra da devam edecek. Dolayısıyla 100 milyar dolarlık, durup dururken, ülkemizin kalkınmasını harcanacak kaynak, yeniden depremin yaralarını sarmak için gidecek. Halbuki bu 100 milyar dolar içerisinde sigortalı hasar 5 milyar dolar civarında. Yani Türk Sigorta Sektörü, hızla üzerine düşeni yerine getirdi, görevini yaptı. 5 milyar lira dolarlık zararı karşıladı, yerine koydu. Elbette ki canları geri getiremiyoruz ama ekonomik kayıpları karşılayabiliyoruz. Fakat maalesef bunu da ancak bize verilen görev kapsamında.5 milyar dolarlık sigorta vardı, 5 milyar dolarlık tazminat gerçekleştirebildik, oysaki 100 milyar doları ödeyebilirdik.

    “BÜTÇELERİMİZDEN İLAVE KAYNAK AYIRMAK ZORUNDA KALMASAYDIK”

    “Keşke sigorta farkındalığımız, sigorta bilincimiz çok daha yüksek olsaydı da biz bütçelerimizden ilave kaynak ayırmak zorunda kalmasaydık. Tamamen sigorta sistemi sayesinde bu zararı tazmin ediyor olabilseydik. Sigorta sektörümüz reasürans kapasitesiyle de bu zararı karşılayabilecek güçteydi. Kaldı ki bu 5 milyar doların içerisinde bizzat sigorta şirketlerimizin, nihayetinde evet bu paraları biz ödedik; ama ülkemizin cebinden çıkmadı bu paralar, reasürans kanalıyla yurt dışından yeniden ülkemize bu tazminatlar geldi.”

    “GÜVENLE YAŞAYABİLMEK İÇİN DE SİGORTAYA İHTİYAÇ VAR”

    Sigortasız bir kentsel dönüşümün gerçekleşemeyeceğini, bu vizyona sahip olan Başkan Muammer Keskin nezdinde Şişli Belediyesi’ni kutladığını belirten Yaşar, şunları söyledi:

    “Kaldı ki bizim orta vadeli planlamamızda, Cumhurbaşkanlığı programlarımızda, kalkınma planımızda artık ‘Bina Tamamlama Sigortası’na da yer verilmiş durumda. Şu da bir gerçek ki önümüzdeki dönemin en büyük gündem maddelerinden bir tanesi kentsel dönüşüm olacak. Çünkü insanların güvenli konutlarda yaşamaya ihtiyacı var. Güvenli konutlarda, güvenle yaşayabilmek için de sigortaya ihtiyaç var. Çünkü insanlar şundan da korkuyor: “Evet, ben güvenli binalarda yaşamak istiyorum ama benim binam yıkıldığında yerine konulabilecek mi? Yağmurdan kaçarken doluya tutulabilir miyim? Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olur muyum?’ endişesi içerisinde vatandaş. Dolayısıyla ne istiyor? ‘Evet, benim binam depreme karşı dayanıklı olsun, güvenli olsun ama güvenle olsun.’ Dolayısıyla, bu güveni sağlayacak en önemli unsur da sigorta? Elbette ki gerçekleştirilen, bugün size açıkladığımız, KENTHAŞ’ın sunduğu projeyle birçok şeyi düşünülmüş durumda. Ama olası risklere karşı, ön görülemeyecek risklere karşı, her zaman kötü niyetli olmayabilir, insanlar iyi niyetli iken de riskler gerçekleşebilir. Dolayısıyla bu riskleri bertaraf edecek olan ve bu binaların tamamlanmasını sağlayarak yerine koyacak olan sistem de sigortadır. O yüzden bugün biz Şişli Belediyesi ile birlikte bu büyüklükteki bir projeyi ilk defa sunuyor olmaktan da son derece mutluluk duyuyoruz. Bu Sayın Başkan’ın da belirttiği gibi ne sadece Şişli Belediyesi ile ne sadece Quick Sigorta ile de olacak bir iş değil. Ülkemizin bütününde 100 binlerce konutun dönüşüm ihtiyacı var. Dolayısıyla biz bütün belediyelerimizin, bu konuyla ilgili bütün sigorta şirketlerimizin konuya dahil olmasını ve bugün ortaya konulan modele sahip çıkmasını ve dolayısıyla ülkemizin kentsel dönüşümünü gerçekleştirerek, insanımızın güvenli binalara güvenle kavuşmasını sağlamayı bekliyoruz.”

    BİNALARIN TAMAMLANAMAMASI NEDENİYLE OLUŞACAK MAĞDURİYETLERİ ÖNLEYECEK

    Bina tamamlama sigortası, bir kefalet sigortası ürünü ve hem konut sahibi olacakları hem konut yatırımcılarını ve hem de inşaat firmalarını koruyor. Zorunlu bir sigorta türü değil; ancak kanunlarda bu sigortanın yaptırılması, belirlenen teminat ve şartların sağlanması zorunluluğu bulunuyor. Bina tamamlama sigortası, konut veya devre mülk sahibi olmak isteyen kişinin, yaptığı ödemeleri ve sözleşmelerini koruyor. Bina Tamamlama Sigortası, binaların tamamlanamaması nedeniyle oluşacak mağduriyetlerin önüne geçecek. Bunun yanında, tüketicilerin ödemelerini teminat altına alarak, ülke ekonomisine yeni gayri nakdi kaynak sağlamak açısından önemli bir fonksiyonu yerine getirecek.

    SİGORTALI KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİNDE SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

    -Sigortalı Kentsel Dönüşüm projesi ile, müteahhittin mali yapısından binanın malzeme kalitesine, inşaatın her aşaması denetleniyor; süreç Bina Tamamlama Sigortası ile sigortalanarak kat maliklerinin tüm hakları güvence altına alınıyor.

    -Bu oluşumun, klasik kentsel dönüşüm kampanyalarından en önemli farkı; tüm aşamaların sigortalı olması ve Belediyenin kontrolünde gerçekleşmesi.

    -Binasını depreme dayanıklı hale getirmek isteyenler, KENTHAŞ’a başvuruyorlar.

    -KENTHAŞ tarafından mevcut durum analizi ve fizibilite çalışmaları yapılarak; en yüksek verim alınabilecek proje hak sahiplerine sunuluyor. Hak sahiplerinin ortak bir karara varması ile süreç başlıyor.

    -Finansal ve yeterlilik analizleri yapılarak sisteme eklenen müteahhit firmalardan uygun olanlarını, KENTHAŞ hak sahiplerine öneriyor. Firma seçimiyle birlikte proje modeli üzerinde konuşuluyor.

    -Hak sahipleri, mali durumlarına göre; kat karşılığı, taahhüt ya da hibrit modellerden birini seçiyorlar.

    -Kat karşılığı modelinde müteahhit, maliklerden para almadan, daire ya da dükkân karşılığı projeyi gerçekleştiriyor. Taahhüt modelinde proje, maliklerin müteahhide para ödemesiyle tamamlanıyor.

    -Hibrit modelde ise müteahhide daire ya da dükkân verildiği gibi, projenin bir bölümü nakit olarak ödeniyor.

    -Fizibilitesi yapılarak, müteahhit firmanın sigorta kriterlerine uygunluğu denetleniyor. Böylece KENTHAŞ, müteahhit firma ve Quick Sigorta arasında, Bina Tamamlama Sigortası yapılarak tüm projenin sigorta güvencesi altına alınması sağlanıyor.

    -İnşaat başladıktan sonra da; KENTHAŞ ve Quick Sigorta, projenin zamanlamasını, inşaat kalitesini ve mevzuata uygunluğunu her aşamada denetliyor. Ve hak sahipleri, gönül rahatlığıyla depreme dayanıklı konutlarına kavuşuyorlar.

    -Sigortalı Kentsel Dönüşüm projesinin en önemli bileşeni olan Bina Tamamlama Sigortası, hem hak sahiplerine, hem de projeyi gerçekleştirecek firmaları güvence veriliyor.

    -Bina Tamamlama Sigortası ile hak sahipleri yatırımlarını teminat altına alıyorlar.  İnşaat firmaları da banka kredi limitlerini düşürmeden çalışacakları gibi idari, teknik ve finansal risk denetimi de sağlıyorlar.

     

  • YOZGAT’TA SALI PAZARINA TALEP AZALDI

    YOZGAT’TA SALI PAZARINA TALEP AZALDI

    SEYFİ ÇELİKKAYA

    Yozgat’ta her hafta Salı günü kurulan, meyve-sebze satışı yapılan pazara olan talep giderek azalıyor. Pazarcı esnafı, vatandaşın kredi kartı ile alışveriş yapması nedeniyle tercihini marketlerden yana kullandığını belirtti.

    Yozgat’ta iki ayrı bölgede kurulan pazarda, Mersin, Adana, Antalya bölgesinden getirilen sebze ve meyve ile birlikte ilde yetişen ürünlerin satışı yapılıyor. Pandemi sürecine kadar pazara talep yüksek iken pandemi sonrasında da ekonomideki dalgalanma pazarcı esnafını vurdu. 

    “UCUZ SATMAMIZA RAĞMEN MARKETİ TERCİH EDİYORLAR”

    Özellikle dar gelirli yurttaşların tercih ettiği pazarda fiyatların marketlere göre yüze 30 civarında daha ucuz olduğunu belirten pazarcı esnafı Hakan Yıldırım, şöyle konuştu:

    “Müşteri tercih etmiyor pazarı, markete gidiyorlar. Biz de aynı yerden getiriyoruz, markette aynı yerden getiriyor. Ucuz satmamıza rağmen marketi tercih ediyorlar. Biz de peşin, markette kredi kartı ile alışveriş olduğu için tercih ediyorlar. Mallarımız taze. Biz haftada iki kere getiriyoruz, market bir kere getiriyor. Fiyatlar uygun. Mandalina 10 lira. Elmalarımız 20 lira. Marketten yüzde 30 daha ucuz. Tercih etmiyorlar bizi. Halkımız geri dönsün pazara. Biz bırakırsak marketlerin gerçek yüzünü görecekler zaten.”

  • ÇERKEZKÖY’DE ATATÜRK YARI OLİMPİK YÜZME HAVUZU AÇILDI

    ÇERKEZKÖY’DE ATATÜRK YARI OLİMPİK YÜZME HAVUZU AÇILDI

    Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu bugün düzenlenen tören ile hizmete açıldı. Yaklaşık 45 milyon TL bedel ile yapımı tamamlanan tesisin açılışında konuşan Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, “Bu yatırımları yapan esasen Spor Bakanlığı yapmalı ancak yatırımı Çerkezköy’e getiremeyenler, ihmal edenler maalesef şuanda uykudalar. Biz şu anda Çerkezköy’ün çocuklarına bu havuzu da açıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

    Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Mahallesi’nde yaptırılan Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’nun açılış töreni saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından törenin açılış konuşmasını yapan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Etüt ve Projeler Dairesi Başkanı Yüksel Özdal, açılışı yapılan tesis ile ilgili teknik bilgileri paylaştı.

    Genel Sekreter Yardımcısı Özdal, “Çerkezköy’de geleceğin başarılı yüzücülerinin yetişmesine imkan sağlayacak bu tesisin bünyesinde, basın ve protokol girişi, seyirci girişi, fuaye alanı, 1 yarı olimpik yüzme havuzu, 1 çocuk eğitim havuzu, 520 kişilik tribün, kadın ve erkek soyunma odaları, hakem odaları, antrenör odaları, basın odası, ilk yardım odası, fitness salonu, sauna, masaj odaları, vitamin bar ve teknik birimler yer alıyor. KDV dahil yaklaşık 45 milyon TL yatırım bedeli ile tamamlanan proje kapsamında tesiste koşu alanları ve bisiklet yolları ve açık otopark da bulunuyor” dedi.

    BAŞKAN ALBAYRAK’A TEŞEKKÜR EDEREK SÖZLERİNE BAŞLADI

    Genel Sekreter Yardımcısı ve Etüt ve Projeler Dairesi Başkanı Yüksel Özdal’ın ardından kürsüye gelen Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, “Bugün çok mutlu bir gün. Uzun yılların emeği, bu güzel eseri Çerkezköy’e kazandırıyor olmaktan, bunun bir parçası olmaktan duyduğum mutluluğu kelimeler ile ifade edemiyorum ve bu eseri Çerkezköy’e kazandıran Kadir Albayarak’a huzurlarınızda teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    “ÇERKEZKÖY’E SÖZLER VERMİŞTİK”

    Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’nun temelinin 2016 yılında soğuk bir havada atıldığını hatırlatan Başkan Akay, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2016 yılından bugüne Çerkezköy’de çok şey değişti. 2016 yılında buradaki temel atma töreninde, burada bir şeyler ifade etmiştim. Bundan sekiz yıl evvel burada, bu temeli atarken, Çerkezköy’ün temel ihtiyaçlarını, Çerkezköy’ün çocuklarının spora dair beklentilerini ve hedeflerine dair eksikleri ve sıkıntılarını iki yıllık belediye başkanı olarak hem ben, hem de Büyükşehir Belediye Başkanımız dile getirmiş ve Çerkezköy’e sözler vermiştik.

    ‘DEVLET YATIRIMLARI EKSİK KALIYOR’ VURGUSU

    2016 yılında Çerkezköy’e bakışın sadece yerel yönetimlerden olmadığını ve buraya devlet yatırımlarının spora dair yatırımlarının çok geç kaldığını ifade etmiştim. 2016 yılında rakamlar vermiştim. 2024’e geldik. Bugün bütçeleri milyarları aşan Bakanlık bütçelerinden Çerkezköy’ün payına düşen 2016 yılından bugüne bir 500 kişilik stadyum, inşaatı devam eden bir havuz, bir de gençlik merkezi var.

    8 YILDA NÜFUS 90 BİN ARTTI

    10 yıl evvel tabelada 130 bin yazıyordu. 2024 başında 220 bin yazacaktır. Bu topraklarda dokuz yıl boyunca yaklaşık 35 bin çocuk dünyaya geldi. Bu kardeşlerimiz buranın temeli atıldığında burada yoktular. Bazı aksaklıkları konuşabiliriz. Ancak bir yatırım ortaya çıktı. Hedef ortaya çıktı. Yerel yönetimler vatandaşlardan aldığı sorumluluk duygusu ile bu yatırımları yapıyor.

    “BU TESİSLERİ SPOR BAKANLIĞI YAPMALI”

    Bu yatırımları esasen Spor Bakanlığı yapmalı ancak yatırımı Çerkezköy’e getiremeyenler, ihmal edenler maalesef şuanda uykudalar. Biz şuanda Çerkezköy’ün çocuklarına bu havuzu da açıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”

    Çerkezköy Belediyesi olarak son 10 yılda Çerkezköy’ün 12 mahallesinde onlarca park ve yeşil alanında spor sahaları, alanları oluşturduklarını kaydeden Başkan Akay, “Çerkezköylü çocuklarımızı basketbol sahaları ile buluşturduk. Voleybol sahaları ile buluşturduk. Mini futbol sahaları ile buluşturduk. Bunların sayısı 100’e ulaşmış durumda. Son 10 yılda İstasyon Mahallemize 1000 tribün kapasiteli futbol sahası yaptık. Unutulan kapalı spor salonunu tamamlayarak hizmete açtık. Kızılpınar’a yeni bir 500 tribünlü futbol sahası yaptık. Güreş sahası alanları, masa tenisi alanları, yürüyüş alanları, fitness alanları gibi alanlar yaparak çocuklarımızı, gençlerimizi spor ile buluşturacak, geleceğe taşıyacak, geleceğe dair umutlarımızı yeşertecek yol açmaya çalıştık. Son 10 yılda sporcuya ve spor alanlarına hizmet eden bir Belediyecilik anlayışı var. Hem Çerkezköy’de, hem Büyükşehir’de” dedi.

    “ÇOK CİDDİ BAŞARILAR ORTAYA KOYDULAR”

    2014 yılından bugüne kadar bir çok bireysel sporcuya katkıda bulunduklarının altını çizen Akay, “Milli Takım oyuncuları ortaya çıkaran, güreş sahalarında güreşçilere destek veren ve milli takıma güreşçi gönderen, tekvando da, karatede, basketbolda Çerkezköy’den çok ciddi başarıları ortaya çıkarmış bir Belediyecilik ortaya koyduk” diye konuştu.

    “YENİ YARINLARDA HEP BİRLİKTE OLACAĞIZ”

    Bugün artık Çerkezköy ve Büyükşehir Belediyesi’nin ikinci dönem yatırımlarının ortaya çıktığı günleri yaşadıklarını kaydeden Belediye Başkanı Vahap Akay, “O yüzden mutluyuz, o yüzden gururluyuz. Bugüne kadar Çerkezköy için, Tekirdağ için ortaya koyduğumuz emekler hiç kimsenin kuşkusu olmasın yarım da kalmayacak, yarıda da kalmayacak. Çıktığımız bu yolda yan yana yürüdüğümüz yol arkadaşlarımla Çerkezköy’ün geleceği için, Tekirdağ’ın geleceği için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çerkezköy’ün çocuklarını, Tekirdağ’ın çocuklarını spor ile buluşturacağız, başarı ile buluşturacağız. Yeni yarınlarda hep birlikte olacağız. Bu duygu ve düşüncelerle bu güzel yatırımı ortaya koyan Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım Kadir Albayrak’a, bir kere daha teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Yakın gelecekte yeni güzellikler ile buluşmak dileği ile” diyerek, sözlerini tamamladı.

    45 MİLYONLUK YATIRIM

    Akay’ın ardından kürsüye gelen Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak da Çerkezköy’ün hem ilçe belediyesi, hem Büyükşehir Belediyesi yatırımları ile gelişmeye, güzelleşmeye devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:

    “Yine büyük bir atılımı gerçekleştirmiş olmanın gurur ve mutluluğu içerisindeyiz. 45 milyon TL’lik yatırımla Çerkezköy ilçemize büyük ve modern bir spor tesisi kazandırmış bulunuyoruz. Yarı Olimpik Yüzme Havuzlarımızın ilkini 2019 yılında Muratlı ilçemize kazandırmıştık. Daha büyük bir tesis olan Atatürk Yarı Olimpik Yüzme Havuzumuz, Çerkezköy’de çok önemli bir ihtiyacı karşılayacak. Tesisimiz bünyesinde 1 yarı olimpik yüzme havuzu, 1 çocuk eğitim havuzu, 520 kişilik tribün, fitness salonu, sauna, ilkyardım odası, kadın ve erkek soyunma odaları, hakem odaları, antrenör odaları ve hizmet birimleri yer alıyor.

    “NİCE BAŞARILI SPORCULAR YETİŞECEK”

    Bu vizyoner projemize, ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ diyen büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün adını verdik. Tesisimiz yüzücülerimizin yetenek ve performanslarını geliştirmelerine imkân sağlayacaktır. Önümüzdeki yıllarda burada nice başarılı sporcumuzun yetişeceğine yürekten inanıyorum.

    Çerkezköy’ümüzde altyapıdan üstyapıya, ulaşımdan yeşil alan projelerine, eğitimden kültür ve sanata kadar çok geniş bir yelpazede birçok proje gerçekleştirdik.

    “HAYIRLI OLSUN ÇERKEZKÖY’E”

    Gerçekleştirmiş olduğumuz tüm bu projelerimizin Çerkezköy’ümüze hayırlı olmasını diliyorum. Çerkezköy’de yaşayan vatandaşlarımızın yaşam standartlarını yükselten projelerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Mutluluklarımızı paylaşacağımız daha nice açılış törenlerinde buluşabilmek ümidiyle saygılar sunuyorum.” 

    Konuşmaların tamamlanmasının ardından tesisin açılışı yapıldı.

     

     

  • KUŞADASI BELEDİYESİ’NDEN ÇOCUKLARA 10 AYDA 80 BİN LİTRE SÜT DESTEĞİ

    KUŞADASI BELEDİYESİ’NDEN ÇOCUKLARA 10 AYDA 80 BİN LİTRE SÜT DESTEĞİ

    Kuşadası Belediyesi tarafından kentte yaşayan ihtiyaç sahibi ailelerin 2-5 yaş arasındaki çocukları için başlatılan süt desteği, 10 ayı geride bıraktı. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, aradan geçen süre içerisinde yaklaşık 80 bin litre sütü, çocuklarına içirmeleri için ebeveynlere ulaştırdı.

    Sosyal belediyecilik alanında yaşama geçirdiği çalışmalarla dikkat çeken Kuşadası Belediyesi, kentte yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü giderek düşen dar gelirli kesimlerin 2-5 yaş arasındaki çocukları için geçen mart ayında, aylık 8 litre süt desteğinde bulunmaya başladı. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ve eşi Duygu Günel’in öncülüğünde ‘Kuşadası’nda çocuklar lıkır lıkır süt içiyor’ sloganı ile hayata geçirilen projede, 10 ay geride kaldı. Projede, süt dağıtım araçları ile ihtiyaç sahibi ailelerin kapısını çalan Kuşadası Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, bugüne kadar yaklaşık 80 bin litre sütü ebeveynlerin evlerine imza karşılığında teslim etti.

    Kuşadası Belediyesi, her ay ortalama 1000 çocuğa süt desteğinde bulunuyor. Süt desteğinden faydalanmak isteyen ihtiyaç sahibi aileler ‘sutdestegi.kusadasi.bel.tr’ adresinden ve 444 71 14 numaralı Güvercin Masa hattı aracılığıyla başvuru yapabiliyor. Yüksek nitelikli protein, yüksek oranda kalsiyum ve pek çok besleyici öğeyi içinde barındıran sütün, çocukların fiziksel ve zekâ gelişimine önemli katkısı bulunuyor.

     

  • GÖKÇE GÖKÇEN, MİNE ÖZERDEN VE ÇİĞDEM MATER’İ CEZAEVİNDE ZİYARET ETTİ: “GEZİ’DE ÖLEN GENÇLERİN KATİLLERİ YARGILANMASIN VE CEZALANDIRILMASIN DİYE YARGILANIYORLAR”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi tutukluları Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i cezaevinde ziyaret etti. Gökçen, “Bu ülkede Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, bizim Gençlik Kolları’ndan arkadaşımız Hatay’dan Abdullah Cömert, Hasan Ferit Gedik öldürüldü. Ve yıllar geçti, bütün bu arkadaşlarımızın katilleri ya yargılanmadı ya da yapılan yargılamalarda bir cezasızlık politikası işletildi. Burada, masum insanların cezaevinde olması, hiçbir suç teşkil etmeyen bir telefon konuşması sebebiyle 18 yıl ceza verilen, hiç çekmemiş olduğu bir belgesel sebebiyle 18 yıl hapis cezası alan kişiler, aslında şu yüzden yargılanıyorlar: O çocukların, o gençlerin katilleri yargılanmasın ve cezalandırılmasın diye yargılanıyorlar. Bu yüzden bizler, Gezi tutuklularına, Gezi Davası’na, burada yaşanan haksızlıklara dair sözlerimizi söylemeye devam edeceğiz” dedi.

    CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, bugünGezi tutukluları Mine Özerden ve Çiğdem Mater’i İstanbul Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaret ardından açıklama yapan Gökçen, şunları söyledi:

    “ONLAR BİZİM İÇİN TUTUKLU VEYA HÜKÜMLÜ DEĞİL, GEZİ TUTSAKLARIDIR”

    “Kendileri Gezi tutuklularıydı yakın bir zamana kadar ama artık hükümlü statüsündeler. 18 yıl hapis cezasına çarptırılmış durumdalar. Onlar bizim için tutuklu veya hükümlü değil, aslında Gezi tutsaklarıdır. Kendilerinin moralleri, gayet yerinde. Türkiye’deki ve dünyadaki adaletsizliklerle ve siyasetin gidişatıyla ilgileniyorlar, bunlar üzerine sohbet ettik. Aynı zamanda, sadece siyasi tutukluların değil, adli tutukluluların ve hükümlülerin durumlarıyla ilgili sadece burada değil, diğer cezaevlerindeki adli tutuklu ve hükümlülerin durumlarıyla ilgili de sohbet ettik. Bu konularla ilgili bize bilgiler aktardılar. Mine Özerden, bundan bir süre önce yaptığı sadece bir telefon konuşması sebebiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırılmış durumda. Çiğdem Mater de hiç çekmemiş olduğu bir belgesel sebebiyle 18 yıl hapis cezası almış durumda. Gezi Davası’ndan dolayı haksız yere hapiste olan daha başka arkadaşlarımız da var. Zaten çeşitli vesilelerle gündemde olan başka davalar da var. Osman Kavala davası, Milletvekili Can Atalay’ın davası var, son Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı vesilesiyle de çokça üzerine konuştuğumuz bir haksızlık ve adaletsizlik, aynı zamanda bir demokrasi krizi ortaya çıkmış durumda.

    “18 YIL HAPİS CEZASI ALAN ÖZERDEN VE MATER ASLINDA, GEZİ’DE ÖLEN GENÇLERİN KATİLLERİ YARGILANMASIN VE CEZALANDIRILMASIN DİYE YARGILANIYORLAR”

    Ben de bundan 10 yıl önce Gezi Parkı’na giden ilk gençlerden biri olarak ve Türkiye’ye dair, özgürlüğüne dair, Gezi Parkı’na, Taksim Meydanı’na ve bizim sahip olduğumuz tüm özgürlüklere dair söyleyeceği bir sözü olan, sesini çıkarmak isteyen bir genç olarak bundan 10 sene önce ben de parka gittim. Milyonlarca genç olarak bizler, aslında bizim kuşağımız bu harekete öncülük etmiştik. Ve şunu söylemiştik: ‘Her şeye tek bir kişi karar veremez. Bizler yurttaşlar olarak, bu ülkenin gençleri olarak kendi geleceği hakkında söz sahibi olması gerekenleriz. Kentine, ağacına, özgürlüğüne sahip çıkmak isteyenleriz.’ Yıllar sonra orada suç işleyenler yargılanmadı ama tamamen masum olan insanlar yargılandı ve şu anda bu cezaevinin içindeler. Bu ülkede Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, bizim Gençlik Kolları’ndan arkadaşımız Hatay’dan Abdullah Cömert, Hasan Ferit Gedik öldürüldü. Ve yıllar geçti, bütün bu arkadaşlarımızın katilleri ya yargılanmadı ya da yapılan yargılamalarda bir cezasızlık politikası işletildi. Burada, masum insanların cezaevinde olması, hiçbir suç teşkil etmeyen bir telefon konuşması sebebiyle 18 yıl ceza verilen, hiç çekmemiş olduğu bir belgesel sebebiyle 18 yıl hapis cezası alan kişiler, aslında şu yüzden yargılanıyorlar: O çocukların, o gençlerin katilleri yargılanmasın ve cezalandırılmasın diye yargılanıyorlar. Bu yüzden bizler, Gezi tutuklularına, Gezi Davası’na, burada yaşanan haksızlıklara dair sözlerimizi söylemeye devam edeceğiz. Ve dayanışma duygularımızı bildirmeye devam edeceğiz.”