Blog

  • ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR 2023’TE DE İHTİYAÇ SAHİPLERİNİ YALNIZ BIRAKMADI

    ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR 2023’TE DE İHTİYAÇ SAHİPLERİNİ YALNIZ BIRAKMADI

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, 2023 yılında başta ihtiyaç sahipleri olmak üzere on binlerce kişiye el uzattı. Ekipler ayrıca Eskişehirlilerin sağlığı için yaptıkları denetimlerle de yıl boyu çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürdü.

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı İdari İşler Şube Müdürlüğü’ne bağlı Aşevi’nin 2023 yılında yoğun bir çalışma programı ile destek faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten yetkililer şunları söyledi:

    “Günlük ortalama bin 500 porsiyon yemek üretimi kapasitesine sahip Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Aşevi, kuruluş amacı doğrultusunda ihtiyaç sahibi vatandaşlara sıcak yemek hizmeti vermektedir. Üretilen yemekler tek kullanımlık kaplarda ve gıda güvenliği koşulları altında hizmet araçlarımız vasıtasıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın evlerine kadar ulaştırılmaktadır. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Aşevi, 2023 yılında ihtiyaç sahibi ailelere 170 bin 230 porsiyon sıcak yemek, mekansız vatandaşlara 11 bin 89 adet kumanya, 12 rehabilitasyon okulunda bulunan ortalama 800 öğrenciye 127 bin 735 porsiyon sıcak yemek dağıtımı yapmıştır. 6 Şubat’ta merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem felaketi sebebi ile afetzede vatandaşlarımıza 18 Eylül 2023 tarihine kadar konakladıkları mekanlara haftanın her günü olmak üzere toplam 52 bin 418 porsiyon yemek gönderilmiştir. Ayrıca; tabldot servisimizden deprem bölgesinde görev alan, ayni bağış deposunda, bağış toplama ve tasnifleme hizmetlerinde, depremzedeleri karşılama hizmetlerinde görev alan personele ve vatandaşlar ile otogara gelen depremzede vatandaşlarımıza verilmek üzere 15 binin üzerinde yemek ve kumanya hazırlanmış ve dağıtımı yapılmıştır.”

    Eskişehir halkının sağlığı için denetimlerin de aralıksız devam ettiğini ifade eden yetkililer, “Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığına bağlı Hal Şube Müdürlüğümüzce, Eskişehirlilere sağlıklı ortamlarda muhafaza edilmiş, gerekli denetimlerden geçirilmiş kaliteli ve güvenle tüketebilecekleri yaş sebze ve meyve arz edilebilmesi için kanun ve yönetmelikler çerçevesinde her türlü denetim faaliyetleri icra edilmiştir. 11 ili etkileyen deprem felaketi sebebi ile Ayni Bağış Deposu olarak belirlenen Eski İl Özel İdaresi Binası ve çevresinin güvenlik hizmeti kesintisiz olarak sağlanmıştır. Ayni Bağış Deposu olarak belirlenen eski il özel idaresi binasının temizlik faaliyetleri icra edilmiş, Büyükşehir Belediyemiz Yardım Toplama Merkezi olarak belirlenen noktalardan yardımların sevkiyatı Ayni Bağış Deposuna yapılmıştır.”

     

  • SARAY BELEDİYESİ, TİYATRO OYUNLARINI ARALIK AYINDA SEYİRCİ İLE BULUŞTURUYOR

    SARAY BELEDİYESİ, TİYATRO OYUNLARINI ARALIK AYINDA SEYİRCİ İLE BULUŞTURUYOR

    Saray Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü birbirinden güzel tiyatroları Aralık ayında Saraylılarla buluşturmaya devam ediyor. Saray Atatürk Kültür Merkezi’nde 23 Aralık Cumartesi günü saat 20.30’da “55 Metrekare” adlı komedi oyunu, 24 Aralık Pazar günü “Lüküs Hayat” müzikli gösteri ve 30 Aralık Cumartesi günü çocuklar için “Karlar Ülkesi Yılbaşı Özel” sahnelenecek.

    Saray Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü birbirinden güzel tiyatroları Aralık ayında Saraylılarla buluşturmaya devam ediyor.

    3 TİYATRO OYUNU SAHNELENECEK

    Saray Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü kültür sanat faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Saray Belediyesi tarafından ücretsiz olarak düzenlenen etkinliklerde hafta sonu (23-24 Aralık) Saray Atatürk Kültür Merkezi’nde “55 Metrekare” ve “Lüküs Hayat” adlı yetişkin tiyatroları izleyiciyle buluşacak. 30 Aralık Cumartesi günü ise 13.00 ve 15.00 iki seans olmak üzere “Karlar Ülkesi Yılbaşı Özel” çocuklar için sahnelenecek.

    BİLETLER ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’NDE

    Saray Belediyesi’nden, “Tiyatro oyunlarına tüm halkımız davetlidir. Biletlerinizi mesai saatleri içinde Atatürk Kültür Merkezi’nden ücretsiz olarak temin edebilirsiniz” açıklaması yapıldı.

    Oyun tarih ve saatleri ise şu şekilde: 23 Aralık Cumartesi saat 20.30 “55 Metrekare” (Yetişkin). 24 Aralık Pazar saat 20.30 “Lüküs Hayat”(Yetişkin).30 Aralık Cumartesi saat 13.00 ve 15.00 “Karlar Ülkesi Yılbaşı Özel”(çocuk oyunu).

     

     

  • KDZ. EREĞLİ’DE FELAKETİN İZLERİ SİLİNİYOR

    KDZ. EREĞLİ’DE FELAKETİN İZLERİ SİLİNİYOR

    Kdz. Ereğli’de 19 Kasım’da yaşanan ilçe tarihinin en büyük sel felaketinin ardından Kdz. Ereğli Belediyesi, tüm ekipleriyle afetin izlerini silmek üzere seferber oldu. Başkan Halil Posbıyık’ın koordinasyonunda ilgili müdürlükler sahada çalışmalarını sürdürüyor.

    Şiddetli fırtına ve yoğun yağışla birlikte 19 Kasım’da tarihinin en büyük felaketini yaşayan ve ‘Afet Bölgesi’ ilan edilen Kdz. Ereğli’de, belediye felaketin izlerini silmek için tüm ekipleriyle sahadaki çalışmalarını sürdürüyor.

    Afetin ilk dakikalarından itibaren yapılan çalışmaları koordine eden Belediye Başkanı Halil Posbıyık, kenti yeniden toparlamak için sahada yapılan çalışmaları anlık olarak takip ediyor, ilgili müdürlerden günlük brifing alıyor.

    TEMİZLİK ÇALIŞMALARI HER YERDE

    Temizlik İşleri Müdürlüğü, felaket nedeniyle kent genelinde oluşan çamur, balçık, ağaç yıkımları başta olmak üzere temizlik çalışmalarına devam ediyor. Yollar yıkanıyor, bodrum katlarındaki balçıklar temizleniyor. Çatı atıkları kaldırılıyor, halkın yoğun kullanımındaki otobüs durakları yıkanıyor. Park ve Bahçeler Birimi yıkılan ağaçları kaldırma çalışmalarına devam ediyor, tehlikeli dallarda budama çalışmalarını sürdürüyor.

    SU KANALİZASYON HATLARI ONARILIYOR, DERE YATAKLARI TEMİZLENİYOR

    Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü oluşan afet sonrası müdürlüğe bağlı ekiplerle şehrin zarar gören bölgelerinde yağmur suyu hatları kanalları ile kanalizasyon hatlarının temizliğini yaparak işlerliğini artırdı. Ayrıca su basması yaşanan bölgelerde vidanjör araçları ile su çekimleri yapıldı, gelen taleplere göre yapılmaya devam ediliyor. Desteğe gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile birlikte Q 800 milimetre ana kanalizasyon kollektör hattı tamamen temizlendi. Dere yatakları ve kuru derelerde oluşan birikintiler DSİ ve belediye ekipleri tarafından temizleme çalışmalarına devam ediliyor.

    MEZARLIKLARDA DEVRİLEN AĞAÇLAR KALDIRILIYOR

    Mezarlıklar Müdürlüğü ekipleri afette büyük zarar gören Şehir Mezarlığı ve Kestaneci Mezarlığı’ndaki çalışmalarına kesintisiz devam ediyor. Şehir mezarlığında devrilen 150 ağaç kesildi, dalları atıldı, kök sökme çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar iş makinelerinin girebildiği alanlarda iş makinesi yardımıyla, giremediği alanlarda Mezarlıklar Müdürlüğü ekipleri marifetiyle sürüyor. Desteğe gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin desteğiyle Kestaneci Mezarlığı’nda devrilen ağaçların tümü kesildi, alan temizliği ve kök sökme çalışmaları sürüyor.

    Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri ise zarar gören alt ve üstyapıda onarım çalışmalarını sürdürüyor. Destek Hizmetleri Müdürlüğü, Zabıta ve İtfaiye ile diğer ilgili müdürlükler kendi alanlarında çalışmalarına devam ediyor.

  • DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY İÇİN 10 KİLOMETRELİK KOŞU

    DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY İÇİN 10 KİLOMETRELİK KOŞU

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, Şehit Asteğmen Kubilay anısına 23 Aralık Cumartesi günü 17’nci kez yol koşusu düzenliyor. Menemen Karaağaç Yolu’nda saat 10.00’da başlayacak 10 kilometrelik koşu Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda son bulacak.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Menemen’de 93 yıl önce meydana gelen kanlı ayaklanmada Cumhuriyet karşıtı güçler tarafından şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşlarını 23 Aralık Cumartesi günü düzenlenecek 17’nci Kubilay Yol Koşusu ile anacak.

    Yaklaşık 300 lisanslı atletin katılması beklenen koşu Karaağaç Yolu’ndan saat 10:00’da başlayacak ve 10 kilometrelik mesafenin geçilmesiyle Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda tamamlanacak. Yarış, genç erkek ve genç kadınlarda 2004-2005 doğumlular, büyük erkek ve büyük kadınlarda 2003 ve üzeri doğumlular kategorilerinde düzenlenecek. Anlamlı koşuda kategorilerinde ilk üçe girenlere kupa, ilk ona giren sporculara ise para ödülü verilecek.

    Koşuya katılacak sporcular ve hakemler için Menemen Cumhuriyet Meydanı’ndan saat 09.40’ta servis kalkacak. Yarışın kit dağıtımı, Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı Buz Sporları Salonu’ndan 21-22 Aralık tarihlerinde 10.00-19.00 saatleri arasında yapılacak. Belirlenen tarihe kadar kayıt işlemlerini tamamlamış şehir dışından gelen koşucular da 23 Aralık sabahı 08.30-09.00 arası yarış kitini teslim alabilecek.

  • HİNDİSTAN İLE İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARASINDAKİ YENİ İŞBİRLİKLERİ MASAYA YATIRILDI

    HİNDİSTAN İLE İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARASINDAKİ YENİ İŞBİRLİKLERİ MASAYA YATIRILDI

    Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i makamında ziyaret etti. Başkan Tunç Soyer, sağlık turizmi konusunda işbirliği yapabileceklerini söyledi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito’yu Egemenlik Evi’nde ağırladı. Karşılıklı iş birliklerinin görüşüldüğü buluşmada Başkan Tunç Soyer, İzmir’in sağlık turizmindeki yerini anlattı. Başkan Soyer, “Sağlık turizmine öncelik veriyoruz. İzmir, sağlıkla ilgili tarihi olan bir şehir. Agamemnon Kaplıcaları Balçova’da, tarihin ilk doktoru Bergama’da. Bu tarihi sürdürmek istiyoruz. Sağlık turizmine yönelik yeni yatırımlar yapmak istiyoruz. Büyük potansiyel var, elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız” dedi. Başkan Soyer, Hindistan’ın sanatçılarını da İzmir’de ağırlamak istediklerini söyledi.

    Hindistan İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito, “Hindistan ile Türkiye arasında işbirliği yapılmasını çok istiyoruz. İki ülke arasında çok potansiyel var” diye konuştu.

  • BAŞKAN SELVİTOPU’DAN YERİNDE DENETİM

    BAŞKAN SELVİTOPU’DAN YERİNDE DENETİM

    Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Fen İşleri Müdürlüğü asfaltlama ekiplerinin Limontepe Mahallesi’nde yürüttüğü asfaltlama, merdiven ve kaldırım yapımı çalışmalarını yerinde denetledi. Ekiplere kolaylıklar dileyen Başkan Selvitopu, bölgedeki vatandaşlarla da sohbet ederek talep ve önerilerini dinledi.

    Limontepe Mahalle Muhtarı Kemal Can’ın da eşlik ettiği incelemede Başkan Selvitopu, yapılması gereken ek işler konusunda ekipleri yönlendirdi. Karabağlar’ın 58 mahallesinde yaşayan 500 bin insana eşit ve nitelikli hizmet vermeye çalıştıklarını vurgulayan Başkan Selvitopu, “Ekiplerimiz sürekli sahada. Asfalt serimlerimiz belirlenen program doğrultusunda ve tekniğine uygun şekilde devam ediyoruz. Muhtarlarımızın talepleri doğrultusunda acil ihtiyaç duyulan sokaklara girmeye devam edeceğiz” dedi.

  • ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR’DEN “CUMHURİYET, KAYNAKLAR VE ÜRETİM” SÖYLEŞİSİ

    ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR’DEN “CUMHURİYET, KAYNAKLAR VE ÜRETİM” SÖYLEŞİSİ

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu iş birliğiyle Cumhuriyetin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında “Cumhuriyet, Kaynaklar ve Üretim” söyleşisi düzenlendi. Söyleşide konuşan bilim insanları; Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile Prof. Dr. Cemal Taluğ, Cumhuriyetin bilinçlilik yönüne vurgu yaparak, “Tam bağımsızlık için ekonomik bağımsızlık çok önemlidir. Bu anlamda Cumhuriyet halkın iradesidir ve Cumhuriyetin güçlenmesi halkın güçlenmesidir” dedi.

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu iş birliğiyle Cumhuriyetin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Cumhuriyet, Kaynaklar ve Üretim” adlı söyleşi Haller Gençlik Merkezi Frigya Salonu’nda gerçekleştirildi.

    Cumhuriyetin yetiştirdiği iki değerli bilim insanı Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile Prof. Dr. Cemal Taluğ’un konuşmacı olarak yer aldığı ve büyük ilgi gören söyleşinin açılış konuşmasını, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen yaptı.

    Büyükerşen, konuşmasında şunları kaydetti:

    “Bugün çok önemli iki Cumhuriyet insanını Eskişehir’de ağırlıyoruz. Sayın Prof. Dr. Bilsay Kuruç ve Sayın Prof. Dr. Cemal Taluğ ile Cumhuriyetimizi, Cumhuriyetin var ettiği kaynakları ve son yıllarda ülke olarak çok da başarılı olamadığımız üretim konusunu ele alacağız. Su, toprak, ormanlar, mineraller gibi doğal kaynaklar, insanlığın yaşamını sürdürebilmesi için temel gereksinimleri karşılar. Ancak, hızlı sanayileşme ve artan tüketim doğal kaynakların aşırı kullanımına ve tükenmesine yol açmaktadır. Bu durum, ekosistemi bozar, biyolojik çeşitliliği azaltır ve iklim değişikliğine neden olur. Doğal kaynakların sürdürülebilir odaklı kullanımı, kaynakların tükenmesini önlemek ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarını da karşılayabilmek için gereklidir. Bunun için, tüm bu kaynakların etkin kullanımını sağlamak, geri dönüşümü teşvik etmek ve yenilenebilir kaynaklara yönelmek önemlidir. Ayrıca, tarım ve ormancılık gibi sektörlerde sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi, doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Üzülerek söylemeliyim ki; tarım başta olmak üzere birçok hayati konuda yanlış politikalar yüzünden Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye, gençlerin yaşamak istemediği, çiftçinin üretmek istemediği, sanayicinin yatırımdan geri durduğu bir ülke haline geldi. Peki bu olumsuz süreci nasıl tersine çevirebiliriz? Elbette eldeki kaynakları verimli şekilde kullanıp, üreterek, üretmek isteyeni teşvik ederek ve üretilenden katma değer yaratarak. Gelecekte, tarımsal üretim, dünya nüfusunun artışıyla birlikte daha da önemli hale gelecektir. Bu nedenle, sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesi, verimliliğin artırılması ve doğal kaynakların korunması büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, tarımsal üretimin değerini anlamak ve bu alandaki önemli konuları ele almak için çok kıymetli Bilsay Hocamız ve Cemal Hocamız ile bir araya geldik. Ben kendilerine bizleri kırmayıp geldikleri için teşekkür ediyor, sizleri onlarla baş başa bırakıyorum.” 

    Daha sonra Prof. Dr. Cemal Taluğ ve Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi, ilk yıllarından itibaren üretime bakış ve Mustafa Kemal Atatürk’ün üretime verdiği önem başta olmak üzere birçok önemli konuyu katılımcılarla paylaştılar.

    Cumhuriyetimizin 100. yılında daha kararlı ve güçlü olunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Cemal Taluğ, şöyle konuştu:

    “Cumhuriyet, büyük Atatürk’ün dediği gibi ilelebet payidar kalacaktır. Bu anlamda Cumhuriyetin ilk 15 yılını esas alarak Cumhuriyet ve Tarım ilişkisini ele almak istiyorum. Toplumun temel kaynağı elbette insan ve tarım için de çok önemli. Tarımın yanında sanayisi var. İlk yıllarda gıda dokuma ve askeri ihtiyaçlar için yatırımlar görüyoruz. Tabi hepsi de tarıma dayalı. Tarım demek istihdam demek. Sanayi çok küçük olanaklarla kurulmuş. Tarım çok önemli, çünkü tarım olmadan diğer alanlarda da adım atmak çok zor. Atatürk, Cumhuriyet öncesi tarım hakkında görüşlerini açıklamış ve Cumhuriyetin ilk 15 yılında tarıma çok büyük önem vermiştir. Çiftçiliğin saygın bir meslek olması, haklarının korunması için 1922-1937 yılları arasında Atatürk hep buna vurgu yapmıştır. Neden tarım dersek? Birincisi tarım ekonominin lokomotifi. Atatürk, tam bağımsızlıkla ekonomik bağımsızlığı bir görmüştür. Ekonomiyi güçlendirmemiz lazım. Cumhuriyet kolay kurulmadı, tam bağımsızlık için ekonomik bağımsızlık çok önemlidir. İkincisi ise Cumhuriyet kurulurken düşmanın vatan toprağından atılması sonrası halktan gelen ‘haydi Cumhuriyeti kuralım’ talebiyle yola çıkılmıştır. Cumhuriyet bir halk iradesidir. Cumhuriyetin güçlenmesi halkın güçlenmesidir.” 

    Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise Eskişehir’e vurgu yaptığı konuşmasında, şunları söyledi:

    “Buraya geldiğimde hep şu soruyu kendime soruyorum. Niçin Eskişehir? Bakıyorsunuz burası size insan olduğunuzu hissettiriyor. Şehirlerde dolaşan kan gençlerdir. Burada rahatlıkla gezen gençleri, bu insani ortamı oluşturan ise Yılmaz Büyükerşen’dir. Kentteki rahatlık çok önemli. Çünkü kent buna göre tasarlanmış. Eskişehir bize bu anlamda yol gösteriyor. Cumhuriyetin 100. yılında niçin sadece Eskişehir böyle? Başka kentlerde insani değerlerin bu kadar yüksek olmadığını görüyorsunuz. Buradan şuna gelmek istiyorum. Cumhuriyetin 100. yılında bilinç öne çıkıyor. Cumhuriyetin insanlara verdiği onurlu yaşam hakkı her şeyin üzerindedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmiş insan gücünün çok az olduğunu görüyorsunuz. Ancak Atatürk ve arkadaşlarının entelektüel birikimi ile askeri başarısı bir araya gelince bu yol açılmıştır. Bu aynı zamanda 19. yüzyıldaki devrimlerin de yansımasıdır. Cumhuriyet o nedenle devrimlerden biridir. Atatürk ve arkadaşları zor zamanların adamlarıydı. Oraya mücadele ederek geldiler. Zor zamanları aşar ve bunları atlatırız diyerek yola çıktılar. Bu şunu gösteriyor. Hangi çağ sizden ne istiyorsa onu yapmalısınız. Türkiye 21. yüzyıla takvim olarak girdi ancak gerçek manada henüz giremedi. O yüzden bu çağ ne istiyorsa onlar yapılmalı. İşte burada bilinç öne çıkıyor. Son söz; güneş varsa umut vardır. Çok teşekkür ederim.” 

    Konuşmaların ardından Başkan Büyükerşen, Prof. Dr. Cemal Taluğ ve Prof. Dr. Bilsay Kuruç’a teşekkür plaketi takdim etti. Büyük ilgi gören söyleşi, çektirilen fotoğrafla tamamlandı.

     

     

  • İMAMOĞLU: “BU DÖNEMİN MODASI İBB’YE VE ONUN BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU’NA SALDIRMAK. BU MODANIN GEÇTİĞİNİ 31 MART’TA 16 MİLYON İSTANBULLU ÇATIR ÇATIR GÖSTERECEK”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bize yönelik eleştirilerin tamamı, büyük çoğunluğu, ne yazık ki belediyecilikle ilgisi olmayan, millete tek fayda sağlamayan, vakti geçmiş, uyduruk siyasi yakıştırmalar, geçmişten bugüne defalarca sorgulayıp sorgulayıp, evirip çevirip ortaya koydukları işler. Herhalde bu dönemin modası da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, onun Başkanı Ekrem İmamoğlu’na saldırmak. Olsun. O modayı görüyoruz. Bu modanın tutmadığını, bu modanın modası geçmiş bir iş olduğunu, 31 Mart’ta 16 milyon İstanbullu çatır çatır gösterecek” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘İstanbul’un kalbi’ olarak nitelediği Fatih ilçesinin Aksaray semtini yeni çehresine kavuşturacak “Aksaray Sanat Meydanı ve Zeminaltı Otoparkı”nın temelini attı. İmamoğlu, temel atma töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

    “DÜNYANIN EN GÜZEL COĞRAFYASI NASIL İHMAL EDİLİR: Fatih ilçesi, bana göre dünyada eşi benzeri olmayan bir merkez duygusunu besleyen ve yaşatan bir nokta. Fatih, o kadar harap olmuş, eskitilmiş, işleri ihmal edilmiş ve görünmeyerek, terk edilmişlik duygusuyla, hani kenara itilmiş bir pozisyonda bir ortam bize sundu ki, ben açık ve net söyleyeyim, üzüntüyle 5 yıl boyunca, burada gördüklerimizi ve hayata geçirdiklerimizi böyle tek tek gözümün önünden geçiriyorum. Bir yanıyla çok iş yaptığımız için seviniyorum ama bir yanıyla, ‘Bu dünyanın en güzel coğrafyasının, en güzel noktası nasıl böyle ihmal edilir’ diye de düşünmeden edemiyorum.

    BURAYI ÇOK GÜZEL BİR MEYDANA DÖNÜŞTÜRMEYİ TASARLIYORUZ:  Aksaray Meydanı’yla ilgili de çok özel bir çalışmamız var. Tabii bunlar zaman alıyor. Gördüğünüz üst geçit çirkinliğini bir an önce ortadan kaldırmak istiyoruz. Burayı gerçekten düzeyli ve çok güzel bir meydana dönüştürmeyi tasarlıyoruz. Tasarımın tabii ki uygulanması için farklı altyapı sorunlarının çözülmesi, trafikle ilgili çok kalıcı konuların çözüme kavuşması şart. Aksaray Meydanı’yla ilgili ve buranın özellikle Vatan Caddesi’yle, Millet Caddesi’yle ve Ordu Caddesi’yle bağlantılarını birbirine sağlayan muazzam bir sahayı ve burada çevresindeki tarihi eserleri, özellikle camiyi de böyle bütün haşmetiyle ortaya çıkartacak bir usulüyle -inşallah bir sonraki dönemimize az kaldı- orada start verip, muazzam bir görüntüyü İstanbul’un göbeğinde, Aksaray’da İstanbullularla buluşturacağız.

    YENİKAPI’DAKİ KEŞMEKEŞİ BİTİRMEK İÇİN BÜYÜK BİR GAYRET İÇERİSİNDEYİZ: İşimiz bununla bitmiyor. Ordu Caddesi’ni yayalaştırıyoruz. Çok az kaldı. İnşallah 1-2 ay içerisinde tamamen bitmiş olacak. Yine hemen biraz yukarısında, Beyazıt Meydanı’nı çok özenli bir çalışmayla bitirdik. Hemen alt tarafında, Yenikapı’da, özellikle büyük araç trafiğini ortadan kaldırmakla ilgili yaptığımız çalışma aslında sonuçlandı. Orayı taşıyacak bir yeri Alibeyköy’de bulmuştuk. Orada çok güzel bir Lojistik Merkezi bitirdik. Yaklaşık, toplamda 400-450 milyon liralık bir yatırım yaptık. Ama burada ne yazık ki sistem, istediğimiz hızla gitmiyor. Biz işi bitirdik. Araçlar taşınacak. Bu arkadaki o otopark ve otogar keşmekeşi, otobüs, kamyon ve tır keşmekeşi şehir dışına doğru ötelenecek. Ama ne yazık ki bazı ‘engelleme’ diyelim, ‘geciktirme’ diyelim adına, her neyse; ama biz de büyük bir gayret içerisindeyiz. Orayı bitirdiğimizde, orada çok özenli bir arkeolojik parkımız sizlerle buluşacak. Çalışmalarına başladık, devam ediyor. Ve burada aslında tarihi bütünleştiriyoruz.

    30 YILDIR KARA SURLARI’NI ÇÖPLE DOLDURDULAR: O kadar çok şey anlatırım ki birkaç yüz metre yürüdüğünüzde hemen batıya doğru, yine şehrin göbeğinde, bir bankanın elde ettiği yeri serbest piyasaya satarken, Bulgur Palas’ı Büyükşehir Belediyesi’ne kazandırıp, 7-8 dönüm içerisinde muazzam bir eseri, o dönemin önemli bir mimarının, döneminde ‘art nouveau’ diye tariflenen mimari akımın en güzel örneklerinden birini restore ettik. Şimdi içini yine kültür, sanat, eğitim ve özellikle Cerrahpaşa Üniversitesi’yle de bağlantılı bir merkez haline getirmenin son aşamasındayız. Biraz ileri gidelim… Yine özellikle Yedikule’de yaptığımız gazhane dönüşümü, çevresindeki sanayi binalarının dönüşümü; muazzam bir iş sonucuna doğru yürüyoruz. Bir bölümünü açtık. Bu yaz orada çok özel kültür-sanat etkinlikleri yaptık. Kara surlarının yaklaşık 7 kilometresinin 2,5-3 kilometresine yakınını toparlamak üzereyiz. 30 yıldır içine çöp doldurdular. Biz çöpleri boşaltırken, yandaş medya, ‘Çöpü doldurdular, kaldırıyorlar’ diye haber yaptılar. Ya Allah’tan korkun; 30 yıldır… Binlerce kamyon çöpü, o iki sur arasından temizledik, temizlemeye devam ediyoruz. Ve olağanüstü bir restorasyonla, orada biblo gibi, şehrin çevresinde, tarihin izlerini geleceğe taşıyacağız. Oralar kültür, sanat, eğitim, turizm alanlarına dönüşecek.

    EMİNÖNÜ MEYDANI 2-3 AYA BİTİYOR: Şu anlattıklarımın bir bölümü bile, İstanbul’a gelen turistin en az bir gün daha fazla kalmasına, iki gün daha fazla kalmasına sebep olacak çalışmalar. Doğuya doğru devam edelim; Bukoleon Sarayı… Yine devam edelim; metruk, berbat, çürümüş bir halde duran, İstanbul’un en güzel noktalarından birisi… Ben diyorum İstanbul’un karşılama noktası; Marmara’dan, Haliç’ten, Karadeniz’den, Boğaz’dan… Sarayburnu’nu pırlanta gibi bir yer haline getirdik. Sarayburnu’nun eski halini düşünün. Eminönü-Alibeyköy tramvay hattı üzerinde bitirdiğimiz Haliç kıyısındaki pırlanta gibi yeşil alanlar. Eminönü Meydanı… Yine 2-3 ay sonra bitiyor ve Eminönü, meydanın yeni görüntüsüyle hem Karaköy’ü hem Galata Kulesi’ni izleyen müthiş bir seyir alanı ve meydana dönüşecek. Ve özellikle Eminönü-Alibeyköy üzerinde yeniden bu süreci açarken bitirdiğimiz altyapı çalışmaları… İSKİ’nin yağmur suyu tünelleri, yağmur suyu geçişleri, kanalizasyon toplamaları… Vatan Caddesi’nden yine hem Haliç’e hem Marmara’ya… Ki Haliç bölümünün tünel kazısı bitti. İSKİ o işi bitirdi. Şimdi Marmara’ya doğru olan tünel kazısını başlattık. Ve bu tünel kazılarını, yer üstünde yapamadığımız altyapı çalışmalarını yer altından tünelle yaparak, bütün yağmur suyu, sel baskını gibi sorunları ortadan kaldıran bir çalışmanın aşamaları.

    BÜTÜN BUNLARIN BÜYÜK BİR KISMINDA ÇOK ÖZENLİ BİR MARKA VAR; İBB MİRAS: Daha onlarca şey anlatabilirim Fatih’te. Bunlar özel hizmetler, özenli hizmetler. Süleymaniye’yle ilgili rotasını eğriden doğruya dönüştürme çabamız… Yok edilmiş bir tarihi envanteri, ‘Artık nasıl toparlayabiliriz’in çabası… Süleymaniye çevresiyle ilgili Tasarım Sokağın’ın hizmete girme aşamasına gelmesi… Yine hem Gedikpaşa’da hem de Mercan’da yaptığımız otopark ve üstünde yeniden hayata geçireceğimiz bir sarayın çalışmalarının sonucuna doğru yürümesi… O kadar çok şey anlatabilirim ki bitmez. Ve bütün bunların büyük bir kısmında çok özenli bir marka var; İBB Miras. Bunun altını çizeyim. İBB Miras’ın belki de en fazla odaklandığı, her santimetrekaresini özenle ölçen, biçen, çalışan muazzam bir ekibimiz oluştu. İBB Miras markasıyla, İstanbul’da artık yüzlerce çeşmeyi, hazireyi, yüzlerce yapıyı, binayı, eseri, o anlattığım büyük yapıların dışında tek tek özenli bir çalışmayla yönetiyor ve yürütüyor bu ekip.

    ONLARIN DA MUSLUK TAKMALARINI BURADAN ALKIŞLIYORUM: Aynı ekip, hatırlarsanız bir çeşme restorasyonuyla oradan su akıtmıştık. ‘Aklı kesmeyen’ denir hani halk arasında; aklı kesmeyen bir grup, bizi musluk takmakla komikleştirerek, sözüm ona halka servis etmeye kalktılar. Şimdi görüyorum ki yine İstanbul’un ihmal edilmiş noktalarına devletin başka kurum ve kuruluşları da harekete geçiyor. Bizi mutlu ediyor. Yani tarihten bu yana eskitilmiş, yok sayılmış, su akıtılmamış çeşmelere, onların da musluk takmalarını buradan alkışlıyorum ama adı valilik ama başka kurumlar. Çünkü güzel bir şeydir, önemli bir şeydir Ata’mızın mirasına, geçmişimizin mirasına, medeniyetin bugün bize bıraktığı o mirasa başka bir isim aramaya gerek yok. Gerçekten bu çabayı göstersinler. Bunlar özenli işler. İşte o ekibin, o özenli çalışan sahanın liderliğini yapan sevgili yol arkadaşım Mahir Polat’a da teşekkür ediyorum. Fatih Belediyesi’yle ilgili çıkmış olduğu yolculukta da kendilerine başarılar dilerim. İnşallah aday adaylığı sürecinin sonucunda başarıya ulaşmasını da diliyorum.

    KAYNAK BULABİLMENİN ALTINDA YATAN TEK ŞEY VAR: GÜVEN DUYULAN BİR YÖNETİMİZ: Kentin başka noktalarında da ata miraslarına sahip çıkıyoruz ve hemen ilçeye yeni meydanlar kazandırma çabasında oluyoruz. Bu tüm çalışmalar ise bereketli bütçe yönetimiyle başarıyoruz. Temel atma töreninden, sonra yapımında sona gelinen Ataköy-İkitelli metro hattında deneme sürüşüne gideceğim. Bu kadar işi, biz geldiğimizde tamamı durmuşken yapabilmenin, kaynak bulabilmenin ve bu noktada finans imkanlarını en üst seviyede İstanbul lehine İstanbul’a çekebilmenin altında yatan tek şey var: Güven duyulan bir yönetimiz. Şeffaf yönetimiz. Halka hesap veriyoruz. Halk bize güveniyor, biz halka güveniyoruz. Halkımızla birlikte hareket ediyoruz. Dolayısıyla bütün dünya, tüm finans kuruluşları, herkes bize güveniyor. Bu kadar basit. Güven unsuru olmadan siyaset yapamaz, işi üretemezsiniz. Biz sadece metro açmıyoruz. Aynı zamanda o metrolara binsinler, işlerini görebilsinler, bebekleriyle dolaşabilsinler diye, yüz binlerce kartı 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere veriyoruz. Biz aynı zamanda bereketli bütçe ürettiğimiz kadar, vicdanlı 16 milyon İstanbullunun temsilcisi olmayı da başarıyoruz.

    BİZE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU UYDURUK SİYASİ YAKIŞTIRMALAR: Bize eleştiri yapılacak mı? Tabii ki yapılacak. Yapıcı eleştiriler ya da gerçekten yaptığınız işe dair daha iyiyi yakalamak adına bize sunulan önerileri dinliyor muyuz? Can kulağıyla dinliyoruz. Ama dikkat edin; bize yönelik eleştirilerin tamamı, büyük çoğunluğu, ne yazık ki belediyecilikle ilgisi olmayan, millete tek fayda sağlamayan, vakti geçmiş, uyduruk siyasi yakıştırmalar, geçmişten bugüne defalarca sorgulayıp sorgulayıp, evirip çevirip ortaya koydukları işler. Olsun; böyle bir dönem yaşanacak. Herhalde bu dönemin modası da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, onun Başkanı Ekrem İmamoğlu’na saldırmak. Olsun. O modayı görüyoruz. Bu modanın tutmadığını, bu modanın modası geçmiş bir iş olduğunu, 31 Mart’ta, 16 milyon İstanbullu çatır çatır gösterecek. Bu neyi gösteriyor biliyor musunuz? İş üretecek kadroları kalmadı. Kimse onlarla çalışmak istemiyor. Bakın milletimize yüzümüz dönük. Biz neye güveniyoruz? Başından beri söyledik: Milletimizin aklına güveniyoruz, ortak akla güveniyoruz. Onlar neye güveniyor? Bir kişinin aklına güveniyorlar. Bir kişi. Kimdir o? Bilmiyorum. Ama bir kişinin aklına güveniyorlar. Bir kişinin iki dudağın arasından çıkan söze itibar ediyorlar. Biz de diyoruz ki; biz, 16 milyon insanımıza güveniyoruz. Bakın burada bulunan sizler var ya, sizlerin evlerinizdeki o mini minnacık çocuklarınızın, gençlerinin aklına güveniyoruz. Bakın bu kadar net.

    MİLLETİN HAS, HALİS TEMSİLCİLERİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ KARDEŞİM: Bütün insanlarımız çok zeki ve onların aklıyla, bir ortak akıl mekanizmasıyla hem bu şehri hem bu ülkeyi nasıl ayağa kaldıracağını yine bu milletimiz çok iyi biliyorlar. Biz, işte o milletin has, halis temsilcileri olmaya devam edeceğiz kardeşim. Bu kadar net. Başkaları da o az önce bilmediğim o bir kişinin tensipleriyle ya da emirleriyle iş yapmaya devam etsin. Biz, milletimizin emirleriyle, milletimizin tensipleriyle, milletimizin kanaatleriyle ve milletimizin aklıyla yol yürümeye devam edeceğiz. Bu kadar basit. Onun için, ne yaparlarsa yapsınlar, vatandaşımız durumun farkındadır. Malum siyasetçiler çoğu zaman, ‘Cambaza bak’ der gibi, vatandaşın dikkatini, siyasi kavgalara çekmeye çalışsa da biz ne yapıyoruz? Onları alıyoruz; temel atmalara taşıyoruz, açılışlara taşıyoruz. Birazdan metro sürüşü yapacağız. Yarın neredeyse tamamı metro sürücüsü olan kadınlara brövetakacağız. Gideceğiz, Adalar’da pırlanta gibi, biblo gibi; yıkılmış, bertaraf olmuş bir camiyi cuma günü açacağız. Her gün bir açılışımız var Allah’a şükür. Her gün bir temel atmamız var. Her gün bir projeyi İstanbul’da harekete geçirişimiz var. ‘Ben hizmete bakarım’ diyen vatandaşlarımızın yüzü de gözü de gönlü de bize açık olsun. Bize o yeter. Başka hiçbir şey istemiyoruz. Vatandaşımızın ilgi ve takdirine layık olmak için, var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Allah gücümüzü var etsin. Birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin. Tabii ki İstanbul’daki oylarını da bize nasip etsin. Vatandaşımızın oylarını bize nasip etsin. Aksaray Sanat Meydanı ve Zeminaltı Otoparkı şehrimize şimdiden hayırlı olsun. Arkadaşlarım bugün temelini atacaklar. İnşallah hep birlikte tamamını göreceğiz. Çok güzel bir açılış yapacağız. Burada çok değerli sergi salonlarımız, etkinliklerimiz olacak. O dönemin Fatih Belediye Başkanı’yla kurdeleyi hep beraber kesmek üzere, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

    ALPAY, TESİSLE İLGİLİ BİLGİLER PAYLAŞTI

    İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay da konuşmasında, temeli atılacak tesisle ilgili şu bilgileri paylaştı:

    “Projemizi 6 bin 650 metrekarelik alanda gerçekleştireceğiz. Bu alanın 3 bin 800 metrekaresi bolca bitki ile desteklediğimiz peyzaj alanı olacak. Toplam inşaat alanımız ise 7 bin 434 metrekare. Binamız iki bodrum kat, zemin ve geniş bir saçaktan oluşuyor. 450 metrekarelik geçici bir sergi alanımız mevcut. Sabit sergi salonumuz için ise 300 metrekare ayırdık. Zemin altı otoparkımız, 108 araç kapasiteli. Bu kapasitenin de 6’sı engelli, 12’si elektrikli araçlara ayrıldı.. Aksaray Sanat Meydanı ve Zeminaltı Otoparkı’nı herkes için ulaşabilir, herkes için kullanılabilir hale getirdik. Projemizi 2025 yılı haziran ayına kalmadan bitirmeyi ve İstanbullulara kazandırmayı planlıyoruz.”

    Konuşmaların ardından İmamoğlu; CHP Parti Meclisi üyeleri Berker Esen, Mahir Yüksel ve İBB bürokratları ile tesise ilk harcı döken butonlara birlikte bastı.

  • TBMM GENEL KURULU’NDA DEM PARTİ VE AKP MİLLETVEKİLLERİ ARASINDA “FETÖ İLE FOTOĞRAFIN VAR” TARTIŞMASI… ŞAHİN USTA: ÖYLE BİR FOTOĞRAFIM YOK; GERGERLİOĞLU: ATTIĞIN TWEET DURUYOR

    TBMM GENEL KURULU’NDA DEM PARTİ VE AKP MİLLETVEKİLLERİ ARASINDA “FETÖ İLE FOTOĞRAFIN VAR” TARTIŞMASI… ŞAHİN USTA: ÖYLE BİR FOTOĞRAFIM YOK; GERGERLİOĞLU: ATTIĞIN TWEET DURUYOR

    TBMM Genel Kurulu’nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri ile AKP milletvekilleri arasında tartışma çıktı. DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendisini ve partisinin milletvekillerini “Kandil’e maaşlarını yollamakla” itham eden AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta’ya “Kayseri Melikgazi Yurdu’nun önünde cemaat üyeleri ile fotoğrafın var. Şimdi o fotoğrafları çıkarttırma bana” dedi. Şahin Usta ise öyle bir fotoğrafı olmadığını belirterek “Bana attığı bu iftira, yalan üzerinden bu kürsünün dilini kötüye kullandığı için, Ömer Gergerlioğlu’na Meclis’e ceza verilmesini talep ediyorum” diye konuştu. Verilen arada iki partinin milletvekilleri birbirinin üzerine yürüdü. Şahin Usta, “Benim öyle bir fotoğrafım yok” derken; Gergerlioğlu, telefonunu göstererek “Attığın tweet duruyor” diye karşılık verdi.

    TBMM Genel Kurulu’nda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Görüşmeler sırasında AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta ve DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu arasında tartışma yaşandı.

    “KENDİ MAAŞLARINI BİLE KANDİL’E GÖNDEREK BU MİLLETVEKİLİ KÜRSÜLERİNE OTURANLARIN BİZE AKIL, DERS VERMEYE HADDİ DEĞİLDİR”

    DEM Parti milletvekillerinin konuşmalarının ardından sataşma gerekçesiyle söz alan Şahin Usta, “Türkiye’nin tarihini kürsüden çıkıp ‘Katliam tarihi’ diyerek kimse kirletemez. Bu ülkenin şanlı ve şerefli tarihine kimse bir laf söyleyemez. Hele ki bu lafı söyleyenler binlerce masum insanı terör eylemlerine, PKK’ya destek vererek, Kandil’den talimat alarak söyleyenlerse hiç itibar görmez. Kandil’den talimat alarak kendi maaşlarını bile Kandil’e göndererek bu millete hizmet edilmek için seçilip bu milletvekili kürsülerine oturanların bize akıl, ders vermeye haddi değildir. İşine geldiği zaman 28 Şubat’taki eylemlerini söyleyen Ömer Bey’e de diyecek bir şey yok, nereden nereye savrulmuşsunuz, bugün katil PKK’nın ve FETÖ’cülerin dilini savunacak hale gelmişsiniz. Size diyecek hiçbir şeyimiz yok” dedi.

    DEM Parti Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da partisi adına sataşma gerekçesiyle söz alarak Şahin Usta’ya şu sözlerle yanıt verdi:

    “BU MECLİS SIRALARINA SEÇİLMİŞ GELMİŞ MİLLETVEKİLLERİ İÇİN BÖYLE İFTİRADA BULUNABİLİR Mİ, BİRAZCIK UTANIN”

    “Sayın Usta konumuz Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçesi, tabii ki siz ekonominin geldiği durumu tartışmak istemediğiniz için bundan kaçtığınız için eleştirilere cevap veremediğiniz için Türkiye tarihine irrasyonel ekonomi uygulamaları olarak yazılmış bir dönemin iktidarı olduğunuz için, ekonomi konuşacak yerde konuyu çarpıtıp ‘törörö’ hikayesi yapıyorsunuz. Biz bunu yemeyiz ama sizin yalanlarınıza da cevap vereceğim. Siz ne demek istiyorsunuz ‘Maaşlarını Kandil’e gönderenler’ diye? Azıcık utanma olur insanda. Şu fotoğrafı görüyor musunuz; bu fotoğraf 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe‘de yapılan mutabakatın fotoğrafı. Kim var? Efkan Ala; sizin başkanvekiliniz, Yalçın Akdoğan; sizin geçen dönem milletvekiliniz, Mahir Ünal; sizin yönetiminizde olan bir kişi. Oturmuşlar bir mutabakat imzalamışlar bizim heyetimizle. Yalçın Akdoğan demiş ki o dönemde; ‘Öcalan’ın olayları okuma tecrübesi var o bölgenin yeni aktörüdür’ demiş. ‘Öcalan’ın durduğu yer Türkiye’ye katkı sağlıyor’ kim, Mehmet Metiner. Orhan Miroğlu diye biri var; ne demiş ‘PKK terör örgütü değil, Apo Türkiye için fırsattır yeniden devreye girilmelidir.’ Siz neden bahsediyorsunuz ya? Bu Meclis sıralarına seçilmiş gelmiş milletvekilleri için böyle iftirada bulunabilir mi, birazcık utanın.”

    Gergerlioğlu da Şahin Usta’ya şu sözlerle tepki gösterdi:

    “LEYLA ŞAHİN, KAYSERİ MELİKGAZİ YURDUNUN ÖNÜNDE CEMAAT ÜYELERİYLE FOTOĞRAFIN VAR, ŞİMDİ ÇIKARTTIRMA BANA”

    “Leyla Şahin, 28 Şubat sürecinde Tıp Fakültesi’nde okuyordu başörtüsünden dolayı onu okuldan attılar. AHİM onun hakkında adil olmayan bir karar verdi. Ben de meydanlarda ‘Leyla Şahin’e adalet’ diye yıllarca haykırırdım çünkü siz o zaman haksızlığa uğramıştınız. Ama şimdi ne oldu, grup başkanvekili olduğunuz partiniz makamlar, paralar peşinde. Meclis’in bahçesinde mangallar kebaplar pişiriyor, mazlumun hakkını ayaklar altına alıyor. Burada maliye ile ilgili ithamlarda bulundu, cevap olarak kalkıp ‘terör’ deyip duruyorsunuz, başka bir şey bilmiyor musunuz? Sayın Şahin, ben o gün sizi savunduğum için pişman değilim mazlumdunuz, şimdi zalim olduğunuz için şiddetle size karşı mücadele etmekten de çok memnunum. Dün cemaatle siz kolkolaydınız. Senin fotoğrafların var Leyla Şahin, Kayseri Melikgazi Yurdu’nun önünde cemaat üyeleri ile fotoğrafın var. Şimdi o fotoğrafları çıkarttırma bana.”

    Şahin Usta ise Gergerlioğlu’nun “Olmayan fotoğrafı konuşuyorsun” diyerek şöyle konuştu:

    “BANA İFTİRA ATTIĞI İÇİN ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU’NA MECLİS’İN CEZA VERMESİNİ TALEP EDİYORUM”

    “Ekonomiden konuşacağız elbette, bakanımız onun için bugün burada. Ömer Bey benim adımı çıkıp da meydanlarda savunmadı, Müslümanların hakkını savundu. O dönem yasaklarla okuldan, işinden atılan insanların hakkını savunduysa buna kimse bir şey demez. Ama işine gelince 28 Şubat’a sığınmasın. Benim Kayseri’de hiçbir yurdun önünde fotoğrafım yok, olmadı olamaz. Bana attığı bu iftira, yalan üzerinden bu kürsünün dilini kötüye kullandığı için Ömer Gergerlioğlu’na Meclis’e ceza verilmesini talep ediyorum çünkü çok alenen ve resmi olarak yalan söylemiştir. Benim böyle bir fotoğrafım yok, hiç gitmediğim bir yerle ilgili iftira atıyorsa bunun hesabını vermek zorundadır.”

    DEM PARTİLİLERDEN MASALARA VURARAK PROTESTO

    TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, Şahin Usta’nın konuşmasının ardından sataşma gerekçesiyle söz isteyen Oluç’a tartışmanın tüm gün süreceği, herkesin söz hakkını kullandığı gerekçesiyle söz vermedi. bu tartışmanın tüm gün sürebileceğini, herkesin söz hakkı kullandığını belirterek söz vermedi. Bunun üzerine DEM Partililer sıra kapaklarına vurarak Bozdağ’a tepki gösterdi. Bunun üzerine Bozdağ, oturuma ara verdi.

    ŞAHİN USTA: ÖYLE BİR FOTOĞRAFIM YOK; GERGERLİOĞLU: ATTIĞIN TWEET DURUYOR

    Arada da tartışmaya devam eden AKP ve DEM Parti milletvekilleri birbirinin üzerine yürüdü. Şahin Usta, “Benim öyle bir fotoğrafım yok” derken; Gergerlioğlu, telefonunu göstererek “Attığın tweet burada duruyor” diye karşılık verdi. Araya diğer milletvekillerinin girmesi ile tartışma sona erdi.

  • İSRAİL’DE ÖLDÜRÜLEN 97 GAZETECİ ANISINA ÇIKARILAN “GAZZETE” İSTANBUL’UN ÖNEMLİ MEYDANLARINDA DAĞITILDI. “KAYBETTİĞİMİZ MESLEKTAŞIMIZIN EMEKLERİ ZAYİ OLMASIN DİYE BÖLGEDE OLUP BİTENLERİ DOĞRU AKTARMANIN ÜZERİMİZDE SORUMLULUK

    İSRAİL’DE ÖLDÜRÜLEN 97 GAZETECİ ANISINA ÇIKARILAN “GAZZETE” İSTANBUL’UN ÖNEMLİ MEYDANLARINDA DAĞITILDI. “KAYBETTİĞİMİZ MESLEKTAŞIMIZIN EMEKLERİ ZAYİ OLMASIN DİYE BÖLGEDE OLUP BİTENLERİ DOĞRU AKTARMANIN ÜZERİMİZDE SORUMLULUK

    HABER: EDDA SÖNMEZ / KAMERA: SADIK KARAKULOĞLU 

    Filistin İçin Gazeteci Dayanışması (Press For Palestine), yaşanan soykırım sonucu öldürülen meslektaşlarının anısına Gazzete isimli gazeteyi çıkardı. Gazzete, İstanbul’un önemli meydanlarında vatandaşlara dağıtıldı. Platform sözcüsü Cahide Hayrunnisa Çiçek, “Apartheid rejim tarafından öldürülen 97 meslektaşımızın emekleri zayi olmasın diye bölgede olup bitenleri doğru aktarmanın üzerimizde sorumluluk olduğunu çok iyi biliyoruz! Çıkardığımız bu gazeteyi İsrail soykırımı sonucu şehit olan ve hala direnmeye devam eden meslektaşlarımıza adıyoruz” dedi.

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne 8 bini çocuk, 6 bini kadın olmak üzere 19 bin Filistinli öldürüldü. İşgal ve savaş ortamında canı pahasına görev yapan gazetecilerden 97’si de hedef alınarak katledildi. Filistin’deki gazetecilerin sesini duyurmak için çalışmalar yapan Filistin İçin Gazeteci Dayanışması ise 3 dilde yaptığı basın açıklamasının ardından öldürülen gazeteciler anısına bir gazete çıkardı. “Gazzete” adındaki tek nüshalık gazete, Beşiktaş Meydanı’nda yapılan basın açıklaması ile duyurulurken İstanbul’un önemli meydanlarında dağıtıldı.

    “İSRAİL’İN İŞLEDİĞİ SAVAŞ SUÇLARINI FİLİSTİNLİ GAZETECİLER AÇIĞA ÇIKARDI”

    İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda bugün sabah toplanan Filistin İçin Gazeteci Dayanışması, bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Filistin İçin Gazeteci Dayanışması Sözcüsü Cahide Hayrunnisa Çiçek, Filistinli gazetecilerin direnişin en büyük örneğini sergileyerek tüm dünyada küresel intifadanın fitilini ateşlediğini söyledi. Bu sayede işgalci İsrail eliyle dolaşıma giren yalanların ilk kez halkların vicdan duvarına çarparak parçalandığını belirten Çiçek, “İsrail’in işlediği savaş suçlarını Filistinli gazeteciler açığa çıkardı. Fosfor bombalarının geride bıraktığı izleri onlar dünyaya gösterdi. Evladının parçalara ayrılmış bedenini poşette taşıyan babayı, kefenli yavrusunu son kez sarılan anneyi, annesini saçlarından tanıyan çocuğu, adından önce ölüm tarihi yazılan bebekleri, katledilmiş torununun yüzündeki tozları silip gözlerinden son kez öpen dedeyi dünya onların çabasıyla gördü” dedi.

    Yapılan basın açıklamasında özetle şu ifadelere yer verildi:

    “7 EKİM’DEN BU YANA HİÇBİR MEDYA MENSUBUNUN GİRİŞİNE İZİN VERİLMİYOR”

    “Onlar ölümü göze aldılar. Bombaların altına girerek katliamın boyutlarını fotoğraf makinasıyla, kamerasıyla, çektikleri anonslarla gözler önüne serdiler. Ve şimdi organize devlet terörü kullanan İsrail eliyle bir bir susturulmaya çalışılıyorlar. Kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden yüzlerce sivili katleden İsrail güçleri, bu zulümleri ve savaş suçlarını belgeleyerek dünyaya duyuran gazetecileri bilerek hedef aldı. Bugüne kadar öldürülen gazeteci sayısı 97’ye ulaştı. Sadece öldürmekle de yetinmeyen İsrail, 7 Ekim’den sonra 50’den fazla gazeteciyi de hukuksuz şekilde tutuklayarak İsrail hapishanelerine kapattı. Öte yandan, gerçekleri perdelemek için abluka altındaki Gazze’ye 7 Ekim’den bu yana hiçbir medya mensubunun girişine izin verilmiyor.

    “İŞGALCİ İSRAİL, ŞİDDET UYGULAYARAK, TUTUKLAYARAK, ÖLDÜREREK GAZETECİLERİ SUSTURABİLECEĞİNİ SANIYOR”

    Yeter artık. Meydanlarda haykırıyoruz, zulüm durmuyor Uluslararası kurumlara sesleniyoruz, kimse harekete geçmiyor. BM ve Güvenlik Konseyi tarafından ‘güya’ gazetecileri korumak için belirlenen hiçbir prosedür meslektaşlarımızı korumaya yetmiyor. Gazze’de, Filistin topraklarında şiddet durmuyor. İşte bu yüzden çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Uluslararası sözleşmelere göre, silahlı çatışma bölgelerinde tehlikeli görevlerde bulunan gazeteciler dokunulmazdır. İsrail, insani hak ve özgürlükler konusunda uluslararası hukukun bütün kurallarını ihlal ettiği gibi basın özgürlüğünü de hiçe saymaktadır. Çünkü işgalci İsrail, şiddet uygulayarak, tutuklayarak, öldürerek gazetecileri susturabileceğini sanıyor. Öldürerek susturabilirsiniz belki, ama hakikatleri asla saklayamayacaksınız. 

    OBJEKTİF HABERCİLİK SİLAHTAN DAHA ETKİLİ”

    Bizler İsrail’in propagandalarına alet olmadan, doğru ve objektif haberciliğin, adaletten ve haktan yana tavır almanın silahtan daha etkin olduğuna inanıyoruz. Gazeteci olarak çektiğimiz fotoğraf ve görüntünün tanıklığıyla birlikte delil olduğunu biliyoruz. Apartheid rejim tarafından öldürülen 97 meslektaşımızın emekleri zayi olmasın diye bölgede olup bitenleri doğru aktarmanın üzerimizde sorumluluk olduğunu da çok iyi biliyoruz. İşte bu yüzden tek sayılık gazetemiz ‘Gazzete’ ile karşınızdayız. Bu gazeteyi İsrail soykırımı sonucu şehit olan ve hala direnmeye devam eden meslektaşlarımıza adıyoruz. Onların direniş hikayeleri bilinsin ve asla unutulmasın diye tarihe not düşüyoruz. Bizler bu inançla mesleklerini icra eden ve bu yüzden katledilen, hayatta kalmaya ve orada yaşananları duyurmaya çalışan tüm gazetecilerin kısılan sesi olacağız. Zulmü haykıracak, İsrail’in katil olduğunu yaptığımız haberler ve çektiğimiz fotoğraf kareleri ile tüm dünyaya anlatmaya devam edeceğiz.”

    TEK SAYILIK “GAZZETE” YAYINLANDI

    İsrail taragından 7 Ekim 2023’ten bugüne kadar öldürülen gazeteciler anısına tek sayılık gazete “Gazzete” çıkarıldı. “İşgalci İsrail gazetecileri öldürerek gerçekleri susturamaz” manşetiyle yayınlanan 20 sayfalık gazetede, Gazze’de öldürülen gazetecilerin hikayeleri ile Filistin’de zor şartlar altında mesleğini sürdüren gazetecilerin hikayeleri yer alıyor. Yaşananlar karşısında dünya medyasının suskunluğu ve işgale karşı ortak söylem inşası gazetede işlenen diğer konular arasında bulunuyor. Özel sayı İstanbul’da Kadıköy, Üsküdar, Eminönü, Mecidiyeköy, Bakırköy ve Beşiktaş meydanlarında dağıtıldı.