Blog

  • TARSUS BELEDİYESİ, YERLİ TOHUMLARLA TARIMA VE ÇİFTÇİYE CAN VERİYOR

    TARSUS BELEDİYESİ, YERLİ TOHUMLARLA TARIMA VE ÇİFTÇİYE CAN VERİYOR

    Tarsus Belediyesi’nin “Ulusal Güç, Genetik Hazine, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı İnsan” vizyonuyla yerli ve milli tohumlar üzerine sürdürdüğü “Miras” projesi kapsamında çiftçilere ücretsiz olarak dağıtılan ve meyve vermeye başlayan fideler, verimli üretim ve hasat için Tarsus Belediyesi tarafından verilen teknik destekle can bulacak.

    Tarsus Belediyesi hem yerli tohum fide veriyor, hem teknik destek sağlıyor hem de verimli hasat yöntemleri ile çiftçinin gelirini artırıyor.

    Proje kapsamında Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü tarafından temin edilen yerli tohumlardan üretilen fideler, çiftçilere ücretsiz olarak dağıtılıyor. Belediyenin bu adımı, kırsal kalkınmanın önünü açmak adına önemli bir rol üstleniyor.

    Küçük ölçekli çiftçilere 5 dönümlük arazilere ekilmek üzere dağıtılan marul fideleri, ziraat mühendisleri tarafından sürekli kontrol edilerek çiftçilere verimli bir yetiştirme ve hasat süreci geçirmeleri konusunda bilgi veriliyor.

    “BELEDİYEMİZ BİZE DESTEK OLMAK İÇİN ÇEŞİTLİ ÇALIŞMALAR YAPIYOR”

    Halitağa Köyünde çiftçilik yapan Ali Korkmaz, “Belediyemiz bize destek olmak için çeşitli çalışmalar başlatıyor. Bu sefer biz de başvurduk ve sağ olsun başkanımız destekte bulundu,  kıvırcık marul ektik, başkanımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

    “EKİMİNDEN, KAZMASINA, GÜBRESİNE KADAR DESTEK OLUYORLAR”

    Çiftçi Cahit Kılıç normalde maliyetin çok yüksek olduğunu belirterek, “Kelahmet Köyünde çiftçilik ile uğraşıyorum. Başkanımızın destekleri ile marul ekimi gerçekleştirdik. Normalde yapmaya kalksak maliyeti çok yüksek. Ekiminden, kazmasına, gübresine kadar destek oluyorlar. Para koysaydık, parayla alamazdık. Başkanımız Haluk Bozdoğan’a teşekkür ederim” diye konuştu.

    “GİRDİ DÜŞTÜĞÜ İÇİN DAHA FAZLA EKONOMİK KAZANÇ ELDE EDİYORLAR”

    Tarsus Belediyesi Ziraat Mühendisi Mehmet Özer ise şunları söyledi:

    “Çiftçilerimizin yanına giderek dağıtımından sonra da ilaçlama, gübreleme ve herhangi bir sorunda teknik destek veriyoruz. Hasada gelen ürünleri de tarlada görüyoruz. Başkanımızın çiftçilere destek olma amacıyla başlattığı çalışmalar kapsamında amacımız küçük ölçekli çiftçilerde maliyetleri düşürmek. Girdi düştüğü için daha fazla ekonomik kazanç elde ediyorlar.” 

    Toplamda 150 dönüm araziye 900 bin ücretsiz fide dağıtımı gerçekleştirilen bu projede çiftçiler, ekonomik gelir elde etmenin yanı sıra yerli tohumların sürdürülebilirliğine de katkı sağlıyor.

     

     

  • TÜSİAD: “GEÇMİŞTE YAŞANAN ACI TECRÜBELER DİKKATE ALINDIĞINDA CEMAAT VE TARİKATLARA EĞİTİM SİSTEMİNDE YER OLMAMASI GEREKİR”

    TÜSİAD: “GEÇMİŞTE YAŞANAN ACI TECRÜBELER DİKKATE ALINDIĞINDA CEMAAT VE TARİKATLARA EĞİTİM SİSTEMİNDE YER OLMAMASI GEREKİR”

    Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD), “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmış, demokratik laik bir hukuk devleti olan Türkiye için çağdaş bir eğitim seferberliğine ihtiyacımız var…Ülkemizin bu yöndeki ihtiyacı ve yakın geçmişte yaşanan acı tecrübeler dikkate alındığında cemaat ve tarikatlara eğitim sisteminde yer olmaması gerekir. Eğitim sisteminde çağdaş eğitimle bağdaşmayan konuların gündemde olmasının ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleri ile uyuştuğunu söylemek mümkün değildir” açıklamasını yaptı.

    TÜSİAD, eğitimle ilgili tartışmalara ilişkin açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

    “TÜRKİYE İÇİN ÇAĞDAŞ BİR EĞİTİM SEFERBERLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”

    “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmış, demokratik laik bir hukuk devleti olan Türkiye için çağdaş bir eğitim seferberliğine ihtiyacımız var. Müfredatı 21. yüzyıl becerilerine uygun hale getirmek, gençlerimize çağın gerektirdiği yetkinliklerin kazandırılması ve katma değeri yüksek bir ekonomi açısından büyük önem taşıyor. Kimseyi geride bırakmadan her bir öğrencinin kaliteli bir eğitime ulaşmasını sağlamak önceliğimiz olmalı. Çağımızda genç kuşaklarımızı ezberciliğe değil eleştirel ve yaratıcı düşünceye dayanan bir eğitimle buluşturmalıyız. Gelecekte özgür düşünen bireylere hem toplumsal yaşamda hem de iş yaşamında her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağız. Kalkınmanın her boyutunda koyduğumuz iddialı hedeflerin gerçekleşmesi de bunu gerektiriyor.

    “ÜLKEMİZİN BU YÖNDEKİ İHTİYACI VE YAKIN GEÇMİŞTE YAŞANAN ACI TECRÜBELER DİKKATE ALINDIĞINDA CEMAAT VE TARİKATLARA EĞİTİM SİSTEMİNDE YER OLMAMASI GEREKİR”

    Ülkemizin bu yöndeki ihtiyacı ve yakın geçmişte yaşanan acı tecrübeler dikkate alındığında cemaat ve tarikatlara eğitim sisteminde yer olmaması gerekir. Eğitim sisteminde çağdaş eğitimle bağdaşmayan konuların gündemde olmasının ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleri ile uyuştuğunu söylemek mümkün değildir. Milyonlarca öğrenci, veli, öğretmen, iş, emek, teknoloji dünyası ve akademi gibi çok geniş bir çevreyi etkileyen eğitim alanında bilime dayalı politikaların uygulanması esas olmalıdır.”

     

     

  • ERHAN USTA’DAN ENSARİOĞLU’NUN “GAZZE’YLE İLGİLİ SORU ÖNERGESİNİN GRUP BAŞKANVEKİLLİĞİNİN ONAYINDAN GEÇMEDİĞİ” İDDİASINA YANIT: “BİZ KENDİ İŞLEMLERİMİZİ YAPMIŞIZ. BİLEREK SÖYLENEN BİR YALANDIR”

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Bağımsız İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu’nun “Siyonistlerin Gazze’de işledikleri savaş suçlarına karşı devletimizin refleks göstermesi için verdiğim soru önergelerinden ikincisi grup başkanvekilliği onayından geçmediği için Ticaret Bakanlığı’na yöneltilememiştir. Tarafıma uygulanan ambargo, şahsımdan öte merkez sağ çizgisine uygulanan bir ambargoydu” açıklamasına yanıt verdi. Usta, TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı’nın maddi hata olduğu için önergeyi Ensarioğlu’na geri gönderdiğini belirterek, “Bizim tweetten olaydan haberimiz oldu. Biz zaten kendi işlemlerimizi yapmışız. Dolayısıyla bilerek söylenen bir yalandır” dedi.

    Bağımsız İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, bugün sosyal medya hesabından Gazze’de işlenen savaş suçlarına ilişkin verdiği soru önergesinin İYİ Parti Grup Başkanvekilliği onayından geçmediğini iddia etti.

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Ensarioğlu’nun söz konusu iddialarına yanıt verdi. Usta, şunları söyledi:

    BU BİR İFTİRADIR”

    “Salim Ensarioğlu’nun İYİ Parti Grubumuza yönelik bir takım iddiaları olmuştur. Ben onları açıklığa kavuşturmak için bugün basın toplantısını yapma ihtiyacında bulundum. Sayın Ensarioğlu, uzun bir tweet atmış ancak bizim üzerinde durduğumuz kısımla ilgili tweetinde şunu söylüyor: ‘Siyonistlerin Gazze’de işledikleri savaş suçlarına karşı devletimizin refleks göstermesi için verdiğim soru önergelerinden ikincisi grup başkanvekilliği onayından geçmediği için Ticaret Bakanlığı’na yöneltilememiştir. Tarafıma uygulanan ambargo, şahsımdan öte merkez sağ çizgisine uygulanan bir ambargoydu’ şeklinde bir ifadesi var.

    Bu tamamen yalan. Bu bir iftiradır. Ben bunu size belgeleri ile izah edeceğim. İki tane soru önergesi diyor, bunlardan bir tanesi de benzer mahiyette Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yöneltilen soru önergesidir. Bu soru önergesi, bizim tarih sayımızı almıştır. Meclis’ten sayı alarak işlem görmüştür. İçeriği aynı olan önergeden birisi gönderip birisini tutmak gibi bir çelişki olamaz. Şu da, (Ensarioğlu’nun ikinci soru önergesini göstererek) Sayın Ensarioğlu’nun ikinci soru önergesidir. Grubumuzdan tarih sayı almıştır ve soru önergesi işlem yapılarak Meclis Genel Evrak’a gönderilmiştir.

    TBMM BAKANLIĞI’NA YAZILMIŞ. ‘BAŞKANLIK’ YERİNE ‘TBMM BAKANLIĞI’ YAZILMIŞ. BUNU BİZ DE GÖRMEMİŞİZ. BİZ BU ŞEKİLDE GENEL EVRAK’A GÖNDERMİŞİZ, ORADA İŞLEM YAPILMIŞ”

    Ensarioğlu, bu iftirayı atarken bu işlerin İYİ Parti’de düzgün yapıldığını muhtemelen bilmiyor. bahsettiği soru önergesi bizim sisteme girmiş ve çıkışı yapılmıştır.

    Bu neyden kaynaklanıyor ben bunu izah edeyim; gelen önergeye maddi hata var mı diye bakılır bir de içerik açısından, parti politikaları ile bir tutarsızlık bir çelişki varsa o önergede, milletvekilini uyarırız parti politikalarına uygun değil diye. Milletvekili esasında böyle bir şeyle karşılaşmadık. Soru önergesinde ısrar ederse zaten bizim yaptığımız işlemleri bütün gruplar yapıyor ama bu içtüzük hükmü değil. Burada problem şuradan kaynaklanmıştır; TBMM Bakanlığı’na yazılmış. ‘Başkanlık’ yerine ‘TBMM Bakanlığı’ yazılmış. Bunu biz de görmemişiz. Biz bu şekilde Genel Evrak’a göndermişiz, orada işlem yapılmış. Daha sonra Kanunlar Kararlar, buradaki hatayı görünce bizle hiçbir şekilde temasa geçmeden doğrudan Sayın Ensarioğlu’nun ofisi ile temasa geçerek ‘Başkanlığı’na şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Onlar da düzeltip tekrardan göndermişlerdir. Dolayısıyla İYİ Parti Grubu olarak hiçbir şekilde bir ambargo uygulamak gibi bir şey olamaz. Bu ayıp bir şey.

    SALDIRI YAPMANIN AKILLA, MANTIKLA, VİCDANLA İZAH EDİLECEK BİR YANI YOK”

    İYİ Parti Grubu’nun tavrı çok nettir, çok açıktır. Bizim Sayın Genel Başkanımız ve bizler parti temsilcileri olarak İsrail’in yaptığının bir katliam olduğunu çok net bir şekilde vurguladık. Biz TBMM’de, Sayın Genel Başkanımız grup toplantısında ‘Gelin, hodri meydan. Varsanız Netenyahu’yu TBMM’de savaş suçlusu ilan edelim’ sözünü kullandık. Bu çağrıyı yapan siyasi partiye, İsrail’e siyonist denildiği için ‘benim soru önergemi göndermiyor’ diye saldırı yapmanın akılla, mantıkla, vicdanla izah edilecek bir yanı yok.

    Buradan şu anlaşılıyor, birazdan bu durumu açıklığa kavuşturduktan sonra bir açıklaması oldu ama özrü kabahatinden büyük. Şu çok net, birilerinin bir yerden ufak bir şeyler bulup İYİ Parti’ye operasyon yapılıyor. Bu çok net. Neden sonuç ilişkisi bu kadar zayıf bir iddia olamaz.

    BİLEREK SÖYLENEN BİR YALANDIR”

    Ensarioğlu’nun bunu bilmemesi mümkün değil, çünkü kendi ofisi bu düzeltmeyi yapıyor. Gruba göndermeden tekrar evrakı oraya gönderiyor. Bizim tweetten olaydan haberimiz oldu. Biz zaten kendi işlemlerimizi yapmışız. Dolayısıyla bilerek söylenen bir yalandır.

    Evrak kayıt sistemi olacağını, evrakın ortaya çıkacağını düşünemiyorlar. Hakikatin er geç ortaya çıkacağını düşünemedikleri için bilerek bu iftirayı atmışlardır. Sayın Ensarioğlu, Sayın Müsavat Dervişoğlu’nu arıyor. Sayın Dervişoğlu’nun bana söylediği şey, defalarca özür diledi. Açık kabahatın gizli özrü olmaz. Telefonda özür dilemek olmaz. İthamı, yalanı, iftirayı bütün Twitter hesabından Türkiye’ye yayacaksınız. Ondan sonra gizli özür dileyeceksiniz, bunu kabul etmemiz mümkün değil.

    Kendisine de şunu soruyorum, bu soru önergesinin gönderilmediğinden hareketle ortaya attığı argümanlar hakkında ne diyor, merak ediyorum.”

     

  • MEZİTLİ’DE YERLİ ÜRETİM DOĞAL ÜRÜNLER SERGİLENDİ

    MEZİTLİ’DE YERLİ ÜRETİM DOĞAL ÜRÜNLER SERGİLENDİ

    Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, eşi Sembol Tarhan ile birlikte Eski Mezitli-Esenbağlar Kadın Üretici Pazarı’ndaki üretici kadınların kendi ürettikleri doğal ürünlerden oluşan Yerli Malı etkinliğine katıldı.

    Başkan Tarhan, kadın üreticilerin emekleriyle ortaya koydukları doğal sebzeler, taze meyveler, el yapımı reçeller ve yöresel tatlıların bulunduğu tezgâhları ziyaret ederek, kadınlarla sohbet etti, talep ve önerilerini dinledi. Kadınların pazarlama ve satış konusundaki deneyimlerine kulak veren Başkan Tarhan, Eski Mezitli Mahalle Muhtarı Veysel Gılıçoğlu’nun da katıldığı Yerli Malı etkinliğinde sergilenen ürünlerin tadına baktı.

    Yerli üretimin, doğal ürünlerin ve Yerli Malı Haftasının önemine vurgu yapan Başkan Tarhan, “İlçemizin çeşitli yerlerinde bulunan Kadın Üretici Pazarlarımızdaki üretici kadınlarımızın emeğiyle ortaya çıkan doğal yiyecekler ve yöresel ürünlerin tanıtılmasına önem veriyoruz. Pazarlarımızdaki ürünlerimiz çok fazla ilgi görürken, burada satışı yapılan ürünlerin kalitesinin her geçen gün arttığını görmek bizleri mutlu ediyor. Bu etkinliklerle, kadın üreticilerimizin emeklerine değer vermek ve ürünlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak istiyoruz. Kadınlarımız tarafından hazırlanan Yerli Malı Haftası etkinliği nedeniyle emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yerli malı bilincinin artırılması noktasındaki yapmış oldukları bu etkinlikten dolayı tebrik ediyorum” dedi.

     

  • TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… ABDURRAHMAN TUTDERE: “2002 YILINDA ‘BİZ 3Y İLE MÜCADELE EDECEĞİZ’ DİYE GELDİLER, YETMEDİ YANINA YANDAŞLARI DA KOYDULAR, 4Y İLE BOĞUŞUYOR ÜLKEMİZ”

    CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, TBMM Genel Kurulu’nda, “Türkiye 2002 yılında yolsuzluk endeksinde 64’üncü sırada. 2022 şeffaflık endeksine göre 101’inci sırada. Yolsuzluklar içerisinde boğulan bir Türkiye. İşte, AK Parti’nin Türkiye’yi getirdiği durum, yolsuzluklarda 101’inci sıradayız. 2002 yılında ‘Biz 3Y ile mücadele edeceğiz’ diye geldiler, şimdi, 3Y yetmedi, yanına bir tane daha koydular, yandaşları da koydular, 4Y ile boğuşuyor ülkemiz. Bu iktidar yandaşlarına, müteahhitlerine bile kaymaklı ihaleler verirken 6 Şubat depreminde 50 bin kişiye 2 metre kefeni veremedi, bir ceset torbası veremedi. Paraların nereye gittiği, bu pazarlık usulü, davet usulü ihalelerden anlaşılıyor” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Kamu İhale Kurumu bütçesi üzerine söz alan CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere şunları söyledi:

    “KAMU İHALELERİ AK PARTİ’NİN EN SEVDİĞİ AMA TÜRKİYE’NİN DE EN SORUNLU ALANI”

    “Kamu ihaleleri Ak Parti’nin en sevdiği ama Türkiye’nin de en sorunlu alanı. AK Parti’nin özellikle yirmi bir yıllık iktidarları döneminde en çok uğraştığı, en çok ayarlarıyla oynadığı kanun Kamu İhale Kanunu. İhale Kanunu AK Parti’den çok çekti. İhale Kanunu aslında AK Parti’yle yaşıt bir kanun ancak ne hikmetse bu iktidar yirmi bir yıllık süresi içerisinde bu kanunda tamı tamına 189 defa değişiklik yaptı. Demokrasilerde ihalelerin temel dayanağı şeffaflıktır, rekabet edebilirlik ilkesidir. AK Parti iktidarı bu kanundaki bu düzenlemeleri bunun için mi yaptı? Önce bu düzenlemelerle istisna maddesinin kapsamını genişlettiler, bir sürü kurumu bu kanunun kapsamının dışına attılar. Ondan sonra da 21 yani pazarlık usulü, yeni bir şey icat etti AK Parti, kanunda olmayan; davet usulünü esasmış gibi uygulamaya başladılar.

    Esas olan açık ihale usulüdür ama AK Parti’nin yaratmış olduğu Türkiye’de esas olan pazarlık usulü, davet usulü. Bu alanda ülkemiz açıkça ihaleler yoluyla soyuluyor. 2022 yılında 75 bin 224 ihale yapılmış. Bu ihalelerin 23 bin 878’ini pazarlık usulüyle yapmışlar; bu ihalelerin içerisinde 21/b’ye göre yapılan ihale oranı yüzde 91. 2023 yılının ilk altı ayında yine 8 bin 18 ihale pazarlık usulüyle yapılmış, oran yüzde 97,51. Burada, artık AK Parti kanun tanımıyor. Ne yapıyor? Davet usulüyle yandaşlarını çağırıyor, ihaleleri peynir ekmek gibi veriyor. Kanun der ki: ‘Eğer doğal afet varsa, eğer idarenin öngöremediği bir durum varsa 21/b’ye göre yaparsınız.’ Daha geçen hafta Türkiye’nin başkentinde, Ankara’da adliye ihalesi yapıldı. Bu ihaleyi pazarlık usulüyle, davet usulüyle yaptılar.

    “BU HORTUMLAR KESİLMEZSE BU BÜTÇE AÇIK VERMEYE DEVAM EDECEK”

    Bu ihale tamı tamına 24 milyar TL’lik bir ihale yani ilgili bakanlığın bütçesinin onda 1’i oranında bir bedele sahip. Açtık baktık kim almış ihaleyi? Sarayın firması Rönesans. Kimi davet etmişler? Kalyon. Kimi davet etmişler? Limak. 3 ortak yan yana gelmiş, gitmişler, birlikte pastayı almışlar. Nerede burada rekabet? Bu ihale 8 Aralıkta yapıldı. Ankara’da deprem oldu mu? Doğal afet oldu mu? Peki, niye bu ihaleyi siz pazarlık usulüyle yapıyorsunuz? Milletin parasını kendi müteahhitlerinize peşkeş çekiyorsunuz; siz bu ihaleleri yaptıkça, yandaşlarınıza parayı aktardıkça bu milletin hazinesi boşalmaya ve açık vermeye devam eder. Sayın Şimşek, siz çalışıyorsunuz ama buradan bütçeye hortumlar bağlanmış. Bu hortumlar kesilmezse bu bütçe açık vermeye devam edecek, gençlerimiz, çocuklarımız işsiz kalmaya devam edecek, gençlerimiz geleceğini yurt dışında aramaya devam edecek.

    3Y YETMEDİ, YANINA BİR TANE DAHA KOYDULAR, YANDAŞLARI DA KOYDULAR, 4Y İLE BOĞUŞUYOR ÜLKEMİZ”

    Türkiye 2002 yılında yolsuzluk endeksinde 64’üncü sırada. 2022 şeffaflık endeksine göre 101’inci sırada. Yolsuzluklar içerisinde boğulan bir Türkiye. İşte, Ak Parti’nin Türkiye’yi getirdiği durum, yolsuzluklarda 101’inci sıradayız. 2002 yılında ‘Biz 3Y ile mücadele edeceğiz’ diye geldiler, şimdi, 3Y yetmedi, yanına bir tane daha koydular, yandaşları da koydular, 4Y ile boğuşuyor ülkemiz. Bu iktidar yandaşlarına, müteahhitlerine bile kaymaklı ihaleler verirken 6 Şubat depreminde 50 bin kişiye 2 metre kefeni veremedi, bir ceset torbası veremedi. Paraların nereye gittiği, işte, bu pazarlık usulü, davet usulü ihalelerden anlaşılıyor. Şu anda Türkiye’de 579 bin 863 kişi konteynerde yaşıyor. İktidar olarak bu konteynerlerden 5 bin lira kira alıyorsunuz kira. Bundan utanmanız lazım. Bu rant düzeni değişecek. Biz bu rant düzenini değiştireceğiz ve halkın bütçesini yapacağız.”

  • İMAMOĞLU, M9 ATAKÖY-İKİTELLİ METRO HATTI’NDAKİ TEST SÜRÜŞÜNE KATILDI: “4,5 YILDA YAPTIKLARIMIZI 25 YILLA YARIŞTIRIYORLAR”

    İMAMOĞLU, M9 ATAKÖY-İKİTELLİ METRO HATTI’NDAKİ TEST SÜRÜŞÜNE KATILDI: “4,5 YILDA YAPTIKLARIMIZI 25 YILLA YARIŞTIRIYORLAR”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 ilçeden geçecek 13,4 kilometre uzunluğundaki Ataköy-İkitelli metro hattında gerçekleştirilen test sürüşüne katıldı. İmamoğlu, “Daha öncesinde çoklu müdahalenin, akıl karıştırıcı hamlelerin, siyasetin saçma sapan tariflerinin, yani ‘Oy verenlere metro yaparım, oy vermeyenlere yapmam’ diyen aklın yarattığı, iş bilmezlik sürecinin yarattığı sıkıntıları, boşluğu biz ele aldık. Yılda 4-5 kilometrelik başarıdan, 13 kilometrelik başarıya taşıdık. Bunların hepsi 4,5 yıla sığdı. Onun için bunlar 25 yılla bizi yarıştırıyorlar. Şaşırıyorlar herhalde, zannediyorlar biz 25 yıldır iktidardaydık. 4,5 senedir iktidardayız. Bunlar 25 yılı yönettiler, biz daha iyisini yaptık” dedi.

    Önceki İBB yönetimi, M9 Ataköy-İkitelli metro hattı için 29 Eylül 2015 tarihinde ihaleye çıkmış, 2 Şubat 2016’da sözleşmenin imzalanması ve yer tesliminin ardından 15 Şubat 2016’da imalat işlerine başlanmıştı. Ancak süreç, planlandığı gibi ilerlememiş ve hattaki çalışmalar, yüzde 35 ilerleme seviyesindeyken kısmen durdurulmuştu.

    Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İBB yönetimi, önceki idare tarafından durdurulan diğer metro hatlarında olduğu gibi, Ataköy-İkitelli metro hattında da çalışmaları yeniden başlatılmış, hızlandırılan çalışmalar kapsamında hattın Bahariye ve Masko istasyonları, 29 Mayıs 2021’de hizmete alınmıştı. Hattın, Bahariye-Ataköy arasındaki bölümündeki imalatlarda da sona yaklaşıldı. 

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 ilçeden geçecek 13,4 kilometrelik hat boyunca 12 istasyona uğrayıp, tek yönde 35 bin yolcu taşıyacak Ataköy-İkitelli metro hattında gerçekleştirilen test sürüşüne katıldı. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’nin eşlik ettiği İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin ve Raylı Sistemler Dairesi Başkanı Ceyhun Avşar’dan çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Atatürk Mahallesi İstasyonu’ndan hatta görev yapacak trene binen İmamoğlu ve beraberindeki heyet, 15 Temmuz İstasyonu’na kadar gerçekleştirilen test sürüşüne tanıklık etti. İmamoğlu, kendisini takip eden gazetecilere değerlendirmesini test sürüşü öncesinde yaptı.

    Raylı sistemlerde gösterdikleri başarının ardında çalışma arkadaşlarının bulunduğunu vurgulayan İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı: 

    “BAŞARININ SAHİBİ ARKADAŞLARIM: Arkadaşlarımızın gösterdiği üstün başarının birkaç ana pasajı var. Bir tanesi; durmuş hatların tabii ki finansmanını bularak, güçlü bir inşaat hareketliliğini yaşattılar. İkincisi; yine bu hatlar üzerinde, gerçekten olağanüstü bir mühendislik değişimlerini sağladılar. Bunlar bazen istasyonlardaki verimliliği artıran, oranın proje kabiliyetini en verimli şekliyle kullanan ama aynı zamanda maliyeti düşüren birtakım düzeltmeler. Bir kısmı, yine metronun akışıyla ilgili, oradaki trenle ilgili boyutlar, tünelle ilgili boyutlamalarla ilgili çalışmalar. Bu bakımdan mühendislik başarısı da var. Üçüncü başarı da şu: Gözükmeyen ve uzun yılların ihmaliyle aslında birikmiş bir ihtiyaç; o da araç alımı. Yani araç, bu işin önemli bir safhası ve şu anda biz çok büyük bir araç alımıyla yol yürüyoruz. Araçlar, neredeyse artık 2 milyon Euro. Ve biz aslında görevi devraldığımızda, çok geçmişten o güne kadar gelen rakamlar 900 bin, 1 milyon Euro’ydu. Şimdi biz artık, 1,8-2 milyon Euro’ya yakın rakamla araç alımı yapıyoruz. O bakımdan araçla ilgili de şu anda bir kısmı yerli üretim, bir kısmı yabancı anlaşmalar üzerinden büyük bir araç alımı süreci de yürütüyoruz. Çünkü, bizim şu anda İstanbul’un il metrosu diyebileceğimiz M1 hattımızın Kirazlı-Halkalı’yla bağlanan bir devamı var ve o hattın devamı için alınacak araçlar var. Birçok hatta aslında araç ihtiyacımız var. Ki biz, 3 tane devasa araç istasyonu da bu dönem hizmete aldık. Yani sadece metro, metro istasyonu değil, bir de arka planı var.

    TASARRUF VE İMALAT KISMINA DA GİRİŞ YAPTIK: Onun için, büyük bir hareketlilikle süreç yönetildi. Yani hem mühendislik başarısı ve buna dönük imalatı en güçlü şekilde, en verimli şekilde yapılması hem finansmanla birlikte tıkır tıkır işleyen bir sürecin yoluna girmesi, bir de tabii araçların alım süreci… Metro A.Ş. üzerinden kendi üretimimiz olan araçları da yapıyoruz. Yani öyle bir tasarruf ve imalat kısmına da giriş yaptık. Böylesi bir dönemi yaşatıyoruz aslında İstanbul’a. Biz, şu anda Kirazlı-Halkalı metrosunda tekrar başlamaya hazırız. Orada temelini atmıştık, yani finansmanını bulup başlatmıştık. Ama ne yazık ki işte malum bu ekonomik kriz ve dolar fiyatlarının ya da döviz fiyatlarının çok artmasından ötürü çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, oranın müteahhidi sözleşmeyi iptal etti. Biz, bu zaman diliminden bugüne, projeleri revize ettik. Maliyetleriyle ciddi anlamda bir tasarruf sağlandı. Yeniden ihale sürecini hazırladılar. İnşallah 31 Mart gelmeden de oraya tekrar başlangıç yapıp, startını verecek hale getireceğiz. Bu bizim için çok önemli. Sizin özellikle Küçükçekmece’yi M1 hattına bağlaması, yine Bakırköy hattına bağlaması yani yoğun nüfusun içerisindeki aslında bütün ağların örülmesini sağlamış oldu ki sıfırdan başladığımız Mahmutbey-Esenyurt hattı da bir başka hattımız Küçükçekmece’yi, Bağcılar’ı, Bahçelievler’i, Bakırköy’ü ilgilendiren boyutlarıyla.

    RAYLI SİSTEM BAŞARIMIZI VATANDAŞIMIZA TANE TANE ANLATACAĞIM: Dolayısıyla bu metro çalışmalarımızı, bir raylı sistemler başlığında, çalışma arkadaşlarımla imalatından finansmanına, mühendisliğinden işletmesine varıncaya kadar böyle bir çıkacağım, halkın huzurunda böyle tane tane anlatacağız. Çünkü, burada büyük bir başarı hikayesi var. Başarı hikayesinin altındaki tek şey şu aslında: Hiç abartmaya gerek yok; bizim nitelikli, liyakatli çalışma arkadaşlarımızın varlığı. Onlara sırtını yasladığın zaman, süreç işliyor. Ama daha öncesinde çoklu müdahalenin, akıl karıştırıcı hamlelerin, siyasetin saçma sapan tariflerinin, yani ‘Oy verenlere metro yaparım, oy vermeyenlere yapmam’ diyen aklın yarattığı, iş bilmemezlik sürecinin yarattığı sıkıntıları, boşluğu biz ele aldık. Yılda 4-5 kilometrelik başarıdan, 13 kilometrelik başarıya taşıdık. Raylı sistemin kısaca özeti bu. Ama bunu oturacağız, vatandaşımıza böyle zevkli, renkli 1-1,5 saat anlatacağım. Yani İstanbul’da nasıl bir raylı sistem başarısını elde ettik, anlatacağım.

    HIZRAY, İSTANBUL’UN TACI GİBİ OLACAK: Beylikdüzü-Sefaköy metro hattı çok kritik. Her şeyiyle hazırız. Onun ihalesine çıkmak istiyoruz ve başlangıcını yapmak istiyoruz. Yatırım planına alınması lazım. Cumhurbaşkanlığına yazımızı yazdık. Sayın Cumhurbaşkanı yardımcımızla telefonda görüştüm. Bunu çok hassas ve çok önemli olduğunu dile getirdim. Yine Eyüpsultan-Bayrampaşa hattımız var. O da çok önemli. Onu tramvay hattına da bağlıyoruz. Eminönü-Alibeyköy hattına bağlamış olacağız. Yine İstinye-İTÜ fünikülerimiz var. Onun hazırlıkları zaten elimizde. Finansmanıyla ve doğru akışı yakaladığımızda onun da yani ihalesi yapılacak. Başlayacak olduğumuz 4-5 tane işimiz var. Ama en en önemlisi, tabii HIZRAY. O ayrı bir kulvarda yürüyor. HIZRAY, İstanbul’un tacı gibi olacak. Bir uçtan bu uca 50-55 dakikada İstanbulluyu, günde 1,5 milyon insanı Beylikdüzü’ndem Sabiha Gökçen’e taşıyacak. 13 tane metro hattımızla da buluşacak. Aslında İstanbul’u bu şekilde büyük bir araç yükünden, büyük bir gaz emisyonundan kurtaracak. Çevre anlamında olağanüstü bir karşılığı var. Yani milyarlarca dolarlık ülkeye kazanımı var. Bunların hepsi 4,5 yıla sığdı. Onun için bunlar 25 yılla bizi yarıştırıyorlar. Yani 25 yılla bizi yarıştırıyorlar. Şaşırıyorlar herhalde, zannediyorlar biz 25 yıldır iktidardaydık. 4,5 senedir iktidardayız. Bunlar 25 yılı yönettiler, daha iyisini yaptık.”

    “5 İLÇE, 12 İSTASYON, 13,4 KİLOMETRE, 21,5 DAKİKA”

    Bakırköy, Bahçelievler, Bağcılar, Küçükçekmece, Başakşehir ilçelerinden geçecek Ataköy-İkitelli metro hattı, tamamen tamamlandığında 12 istasyondan oluşacak. Toplam uzunluğu 13,4 kilometre olan metro hattıyla beraber Ataköy-İkitelli arası 21,5 dakikaya inecek. Ataköy-İkitelli Metro Hattı ile saatte tek yönde 35 bin yolcu taşınması hedefleniyor. Ataköy-İkitelli metro hattı; Ataköy, Yenibosna, Çobançeşme, Kuyumcukent, Doğu Sanayi, Mimar Sinan, Evren Mahallesi, İkitelli Caddesi, Mehmet Akif, Bahariye, Masko ve İkitelli Sanayi duraklarından oluşuyor. Hat; Marmaray hattı ile Ataköy İstasyonu’nda, Yenikapı- Atatürk Havalimanı hattı ile Yenibosna İstasyonu’nda, Yenikapı-Kirazlı-Halkalı hattı ile Mimar Sinan İstasyonu’nda, Kabataş-Mahmutbey-Esenyurt hattı ile Atatürk Mahallesi İstasyonu’nda ve Kirazlı-Başakşehir-Kayaşehir hattı ile de İkitelli İstasyonu’nda entegre olacak şekilde planlandı.

  • MERKEZEFENDİ BELEDİYE BAŞKANI DOĞAN, TMMOB YETKİLİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

    MERKEZEFENDİ BELEDİYE BAŞKANI DOĞAN, TMMOB YETKİLİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

    Merkezefendi Belediyesi’nin, Denizli’de bir ilki gerçekleştirerek depremlerde can ve mal kayıplarını önlemek amacıyla binaların yapı envanterini ortaya çıkarmak için başlattığı ‘1. Kademe Sokak Taraması’ beş mahallede tamamlandı. İlgili sivil toplum kuruluşları ile toplantıda bir araya gelen Başkan Şeniz Doğan, “Çalışmalarımızı komple tamamladığımız zaman ilgili kurumlara raporumuzu sunacağız. Elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi.

    Merkezefendi Belediyesi, ‘Depremden Kaynaklı Can ve Mal Kayıplarını Önlemeye Yönelik Eylem Planı’ faaliyetlerine devam ediyor. Pamukkale Üniversitesi iş birliği ile ilçe sınırlarındaki binaların yapı envanterini ortaya çıkaracak olan ‘1.Kademe Sokak Taraması’ çalışmaları ekiplerce sürdürülüyor. Çalışmalar kapsamında Altıntop, Sırakapılar, Değirmenönü, Karaman ve Sevindik Mahallelerinde tamamlanarak 5247 bina ile ilgili değerlendirme yapıldı. Ekipler çalışmalarına Akkonak Mahallesi’nde titizlikle devam ediyor.

    DEĞERLENDİRMELER, SUNUM İLE ANLATILDI

    Tamamlanan ‘1.Kademe Sokak Tarama’ çalışmalarının değerlendirmeleri, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Merkezefendi Belediye Başkan Yardımcısı Hüdai Tirit ve Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Haydar Kayhan tarafından, İnşaat Mühendisleri, Mimarlar, Şehir Bölge Plancıları, Makine Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri, Jeofizik Mühendisleri ve Harita Mühendisleri Odaları’nın yetkililerine anlatıldı.

    ELDE EDİLEN VERİLER DİJİTAL ORTAMA AKTARILDI

    ‘Sokak Tarama’ çalışmalarının 1. kademesinin tamamlandığı beş mahallenin verileri dijital ortama aktarıldı. Gerçekleştirilen sunumda 1.kademe verileri üzerine konuşuldu. Birinci kademe değerlendirme çalışmaları ile elde edilen bilgiler de dikkate alınarak ikinci kademe değerlendirme çalışmalarının planlandığı vurgulandı. Önümüzdeki günlerde, belirlenen mahallelerde seçilecek binalarda, bina projesinden ve bina içerisinden elde edilen bilgilerden faydalanılarak ikinci kademe değerlendirme çalışmaları da başlayacak.

    “İNİSİYATİF ALMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ”

    Oluşturulan eylem planı içerisinde daha önce bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini ve çalışmalara devam ettiklerini belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, şunları söyledi:

    “Yerel yönetimler olarak çalışmalarımızı deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası olarak ayarladık. Bu noktada da çalışmalarımız sürüyor. En büyük sorumluluklarımızdan biri de bina stokumuz. Bu hassas ve önemli konu da ilgili odalarımız ile paydaşlık yapıyoruz. Merkezefendimizde 50 mahallemiz var. Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nı baz alarak bazı mahallelerimizde çalışmalara öncelik verdik. Beş mahallemizin birinci kademe çalışmaları bitti. Bugüne kadar nasıl bir çalışma gerçekleştirdiğimizi odalarımıza anlattık. Yaptığımız çalışmalar ile olası bir depreme karşı en azından bir öngörü oluşturduk. Bu durumun da sadece öngörü olarak kalmasını istemediğimiz için titizlikle faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Çalışmalarımızı komple tamamladığımız zaman ilgili kurumlara raporumuzu sunacağız. İlçemizin yapısını ortaya koyacağız ve bu doğrultuda çalışacağız. Elimizden geleni yapmaya, inisiyatif almaya da her zaman hazırız. Bütün odalarımıza ve paydaşlarımıza duyarlılıkları için teşekkür ediyorum.”

     

     

  • BİLECİK BELEDİYE BAŞKANVEKİLİ MELEK MIZRAK SUBAŞI, DİKİŞ KURSUNA KATILAN KADINLARI ZİYARET ETTİ

    BİLECİK BELEDİYE BAŞKANVEKİLİ MELEK MIZRAK SUBAŞI, DİKİŞ KURSUNA KATILAN KADINLARI ZİYARET ETTİ

    Bilecik Belediye Başkanvekili Melek Mızrak Subaşı, Ertuğrulgazi Mahallesi mahalle konağında dikiş kursuna katılan kadınları ziyaret etti. Kadınlarla çay içerek sohbet eden Başkan Subaşı, talep ve görüşleri dinledi, yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgi aldı.

    Kursiyerlerin yaptığı çalışmalar hakkında da bilgiler alan Başkanvekili Subaşı, Yaptığı ziyaret hakkında sosyal medya hesabında, “Ertuğrulgazi Mahallesi mahalle konağımızda bulunan Dikiş Kursunu ziyaret ederek kadın kursiyerlerimizle bir araya geldim. Nazik misafirperverlikleri, ilgi ve alakaları için kendilerine teşekkür ediyorum. Tüm kadınların üretimde yer almaları ve mesleki beceri kazanmaları için desteklerimizi sürdüreceğiz’’ İfadelerini kullandı.

    Mahalle sakinleri de Subaşı’na ziyaretten duydukları memnuniyeti belirterek, teşekkür etti.

  • NİLÜFER BOSTAN’IN 6. ŞUBESİ 29 EKİM MAHALLESİ’NDE AÇILDI

    NİLÜFER BOSTAN’IN 6. ŞUBESİ 29 EKİM MAHALLESİ’NDE AÇILDI

    Nilüfer Belediyesi’nin, sağlıklı gıdayı halkla buluşturduğu Nilüfer Bostan şubelerine bir yenisi daha eklendi. Nilüfer’in ve yurdun dört bir köşesinden gelen yöresel ve sağlıklı 180 çeşit ürünün satışa sunulduğu Nilüfer Bostan, 6. şubesiyle 29 Ekim Mahallesi’nde de hizmet vermeye başladı.

    Nilüfer Belediyesi’nin sağlıklı gıdaya erişimi kolaylaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği çok yönlü çalışmaların bir halkası olan Nilüfer Bostan satış noktalarının sayısı artıyor. S.S. Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) bünyesinde oluşturulan Nilüfer Bostan markasıyla sağlıklı ve doğal gıdaları, kentin çeşitli noktalarına ulaştıran Nilüfer Belediyesi, bu satış noktalarına bir yenisini daha ekledi.

    Ekolojik koşullarda üretilen sağlıklı gıdaların yanı sıra yurdun dört bir köşesinden yöresel ve doğal ürünlerin satışının yapıldığı Nilüfer Bostan’ın 29 Ekim Mahallesi Muammer Aksoy Caddesi üzerindeki yeni şubesi törenle açıldı.

    Açılış törenine, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları ve 29 Ekim Mahallesi Muhtarı İsmail Keskin ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    SAĞLIKLI GIDANIN ADRESİ NİLÜFER BOSTAN

    Açılışta konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ekolojik koşullarda ürettikleri ürünleri ve bu ürünlerin işlenmesiyle elde edilen sağlıklı gıdaları NİLKOOP bünyesinde oluşturulan Nilüfer Bostan markasıyla satışa sunduklarını söyledi. Başkan Erdem, “Biz burada sağlıklı gıdayı Nilüferliler için ulaşılabilir kılıyoruz” dedi.

    İlki İhsaniye Mahallesi’nde açılan Nilüfer Bostan için vatandaşlardan olumlu geri dönüşler aldıklarını söyleyen Başkan Turgay Erdem, “Bunun sonucunda da Nilüfer Bostan sayılarını artırmaya karar verdik. Nilüfer Bostan’ın sayısı bugün, 6’ya ulaştı” diye konuştu.

    Nilüfer Belediyesi olarak ekolojik tarımı desteklediklerini, hibrit tohumlarla genetiği değiştirilmiş sebzeler yerine, ata tohumlarıyla üretimi yaygınlaştırmaya çaba gösterdiklerinin altını çizen Başkan Erdem, şöyle devam etti:

    “Hiçbir zirai ilaç kullanmadan üretim yapıyoruz ve kendi ürettiğimiz meyveyi, sebzeyi, tahılı kullanarak erişte, salça, reçel gibi başka ürünler üretiyoruz. Bu üretimler, Nilüfer’deki kadın dernekleri tarafından Hasanağa Gıda Merkezi’mizde ve gıda mühendislerimizin denetiminde yani hijyenik koşullarda yapılıyor. Yine Nilüfer Bostan markamızla ürettiğimiz yaklaşık 65 çeşit ürünü, burada satışa sunuyoruz. Nilüfer Bostan satış noktalarında toplam 180 çeşit ürün var. Bizim üretimlerimiz dışında, yurdun dört bir köşesinden gelen yöresine özgü doğal ürünler, kalitesiyle bilinen ürünler de burada tüketiciye ulaştırılıyor. Böylelikle kooperatifleşmeyi de destekliyoruz.” 

    Nilüfer Belediyesi olarak Hatay Samandağ’dan doğrudan üreticiden aldıkları mandalinaları da bir süredir Nilüfer Bostan’da halkla buluşturduklarını söyleyen Başkan Erdem, “Depremin yaralarını sarmaya çalışan Hataylı mandalina üreticisinin ürünlerinin ağaçta kaldığını öğrenince destek verelim dedik. Hemen kooperatif aracılığıyla Samandağ’dan mandalina alımına başladık. Buradan aldığımız mandalinaları Nilüfer Bostan’larda uygun fiyata halkımıza ulaştırdık. Böylece Bursalılar hem doğrudan üreticiden gelen mandalinaya ulaşıyor hem de Hataylı mandalina üreticisine destek oluyor” dedi.

    Vatandaşların, Nilüfer Bostan’dan alışveriş yaptığında hem belediye garantisinde sağlıklı koşullarda üretilmiş gıdalara ulaştığını hem de kadın üreticiye ve kooperatiflere de destek vermiş olduğunu vurgulayan Başkan Erdem, “Sağlıklı gıdaya erişimin giderek daha maliyetli hale geldiği günümüzde, Nilüferliler’in de bu çabaya sahip çıkmasını diliyorum” diye konuştu.

    29 Ekim Mahallesi Muhtarı İsmail Keskin de Nilüfer Bostan’ın kendi mahallelerinde açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, emeği geçenlere teşekkür etti.

    Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, konuşmaların ardından beraberindekilerle birlikte Nilüfer Bostan’ın 29 Ekim Mahallesi’ndeki 6. şubesinin açılışını gerçekleştirdi.

     

     

  • BALKAN ÜLKELERİ DOSTLUK DERNEĞİ’NDEN BAŞKAN SOYER’E TEŞEKKÜR ZİYARETİ

    BALKAN ÜLKELERİ DOSTLUK DERNEĞİ’NDEN BAŞKAN SOYER’E TEŞEKKÜR ZİYARETİ

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç ve Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği Ege Bölge Temsilcisi Gazel Demiray’ı ağırladı.

    Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç ve Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği Ege Bölge Temsilcisi Gazel Demiray, Kurtuluş Savaşı ruhunu yaşatmak amacıyla 4’üncüsü düzenlen Uluslararası İstiklal Yolu Şerife Bacı Yarı Maratonu’na destekleri nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i ziyaret etti. Koç ve Demiray, Başkan Tunç Soyer’e Şerife Bacı’nın canlandırması olan heykeli hediye etti. Başkan Soyer, ziyaretlerinden dolayı Koç ve Demiray’a teşekkür etti.

    Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, “Sizi önümüzdeki dönem de belediye başkanı olarak görmeyi çok istiyoruz. İzmir’e uzaktan özenerek bakıyoruz, çalışmalarınız çok iyi gidiyor” dedi. Balkan Ülkeleri Dostluk Derneği Ege Bölge Temsilcisi Gazel Demiray, “Başarılarınızın devamını diliyoruz” dedi.