Blog

  • TED ÜNİVERSİTESİ, ŞİRKETLERİN “TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ” KRİTERLERİNİ YAKALAYABİLMELERİ İÇİN DERS VERECEK

    TED ÜNİVERSİTESİ, ŞİRKETLERİN “TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ” KRİTERLERİNİ YAKALAYABİLMELERİ İÇİN DERS VERECEK

    TED Üniversitesi, şirketlerin “toplumsal cinsiyet eşitliği” kriterlerini yakalayabilmeleri için ders verecek. TED Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Yeşilyurt Gündüz, şirketlerin artık uluslararası kredilere başvurabilmeleri için toplumsal cinsiyet eşitliği kriterlerini yakalamaları gerektiğini belirterek, “Hedefimiz çalışma hayatını, iş yaşamını kolaylaştırmak. Yasaya göre 100 üzerinde kadın çalışan iş yerlerinde emzirme ve süt sağma odası olması lazım” dedi.

    TED Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi, şirketlerin “toplumsal cinsiyet eşitliği” kriterlerini yakalayabilmeleri için ‘toplumsal cinsiyet dersi’ verecek. 23 Aralık 2023 Cumartesi günü başlayacak program sadece bir gün sürecek.

    TED Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Yeşilyurt Gündüz, TED Üniversitesi olarak alanında uzman akademisyenlerin desteğiyle, “BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlığına uygun olarak ve şirketlerin kredi sağlayıcısı olan iki büyük bankanın (EBRD ve Dünya Bankası) politikalarını gözeterek destek sağladıklarını anlattı.

    Gündüz konuya ilişkin şunları söyledi:

    “Hedefimiz çalışma hayatını, iş yaşamını kolaylaştırmak. Emzirme ve süt sağma odası olması lazım. Bu eğitimi ilk defa vereceğiz. Eğitim herkese açık ama kayıt olmaları gerekiyor. İş dünyasının daha eşitlikçi, daha kapsayıcı olması önemli. Eğitimimiz, reklam kampanyasına kadar şirketlerin hangi dili kullanması lazım, ne yapması lazım buna dair bilgi içerecek.

    Uluslararası kredi sağlayan başta Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası (EBRD) ve Dünya Bankası gibi önde gelen kuruluşlar ile diğer uluslararası bankalar kredi sağlayacakları şirketlerden belli kriterleri ve performansları sağlamasını beklemektedir. Bu şirketlerden beklenen en önemli performanslardan biri, şirketin hem kendi iç işleyişinde hem de şirketin uyguladığı politikalarda toplumsal cinsiyet eşitliği meselesine ne kadar önem verdiğini, bu alanda yaptığı çalışmaları ve düzenlemeleri ortaya koymasıdır. İlgili bankalar kredi verecekleri şirketleri toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlaması için kapasite artırması yönünde teşvik etmekte ve kredi sağladıktan sonra da performanslarına yönelik izlemeler yapmaktadır. Türkiye’deki özel teşebbüslerin de yatırım kapasitesini uluslararası düzeye taşıması, ulusal düzeyde yapacağı yatırımlara uluslararası destek alabilmesi için bu kriterleri sağlaması kaçınılmazdır.”

     

     

     

     

  • TEPEBAŞI BELEDİYESİ’NİN KURSLARINDA KADINLAR, ÇİNİ SANATINI ÖĞRENİYORLAR

    TEPEBAŞI BELEDİYESİ’NİN KURSLARINDA KADINLAR, ÇİNİ SANATINI ÖĞRENİYORLAR

    Tepebaşı Belediyesi’nin Belde Evlerinde düzenlenen kursa katılan kadınlar, çini sanatını öğreniyorlar.

    Tepebaşı Belediyesi, düzenlediği kurslar ile kent sakini kadınlara farklı branşlarda eğitimler sunmaya devam ediyor.

    Belde Evlerinde düzenlenen çini kursu, Eskişehirli kadınların yoğun ilgisi ile devam ediyor.  Hedef Batıkent Belde Evi’nde geleneksel ve unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biri olan çini sanatına katkı sağlamak için açılan kursa katılan kadınlar, renkli fırçalarıyla seramik üzerine yaptıkları motiflerle takdir topluyor. Belde Evleri’ndeki kurslara katılan kadınlar hem sosyalleşiyor hem de aile bütçelerine de katkıda bulunuyor.

  • YASİN ÖZTÜRK: “2024 YILINDA DA BORÇ BULABİLMEK İÇİN KAPI KAPI DOLAŞACAKSINIZ, AKLA ZİYAN FAİZLERE ‘EVET’ DİYECEKSİNİZ, VERGİ VE ZAMLARLA VATANDAŞLARIMIZIN TEPESİNE BİNECEKSİNİZ”

    İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, TBMM Genel Kurulu’nda; “2023 gerçekleşme tahmini ile 2024 yılı bütçesi ekonomik sınıflandırma açısından kıyaslandığında en düşük artışın yüzde 5,2’le sermaye transferlerinde, en büyük artışın ise yüzde 94,1’le faiz giderlerinde olduğu görülüyor. Yani uzun lafın kısası, 2024 yılında da borç bulabilmek için kapı kapı dolaşacaksınız, akla ziyan faizlere ‘evet’ diyeceksiniz, bugüne kadar özelleştirme adı altında sattıklarınızdan kalan ne varsa haraç mezat satacaksınız, vergi ve zamlarla vatandaşlarımızın tepesine bineceksiniz. Konunun özeti, plansız programsız, hesapsız kitapsız hareket etmeniz sebebiyle 2023 ve öncesinde gün yüzü göstermediğiniz milletimize 2024 yılında da çile çektirmeye devam edeceksiniz. Bu, net olarak anlaşıldı” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 yılı bütçe görüşmeleri sürüyor. Bugün, Saadet Partisi milletvekili Hasan Bitmez’in konuşmasının sonunda kalp krizi geçirmesi ve sonrasında hastanede vefat etmesi nedeniyle yarım kalan TBMM, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçelerinin görüşmeleri yapılıyor. Genel Kurul’da bugün ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçeleri de ele alınacak.

    İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, TBMM, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştay bütçesi üzerinde konuştu. Öztürk, şunları söyledi:

    “2024 BÜTÇESİNE DAHA BAŞLAMADAN 8 TRİLYON 437 MİLYAR LİRA GELİR, 11 TRİLYON 89 MİLYAR LİRA GİDERLE 2 TRİLYON 650 MİLYAR LİRALIK BİR AÇIK ÖNGÖRÜYORSUNUZ”

    “AK Parti iktidarı olarak 2024 bütçesine daha başlamadan 8 trilyon 437 milyar lira gelir, 11 trilyon 89 milyar lira giderle 2 trilyon 650 milyar liralık bir açık öngörüyorsunuz. 2023 yılındaki devasa bütçe açığının etkisiyle 2024 yılında ödenecek olan faiz giderleri yüzde 94 arttı ve 1 trilyon 250 milyar lira seviyelerine çıktı. Bütçe açığının milli gelire oranı ise yüzde 6,4. Yüksek bütçe açığının finansmanı, ülkemiz ve vatandaşlarımız üzerinde ağır mali baskı alanları oluşturacaktır. Küresel borçlanma maliyetleri ve sıkı finansman koşulları da dikkate alındığında, bütçe açığının finansmanı büyük ölçüde içeriden yani vatandaşlarımızdan karşılanacaktır. Zaten uygulamış olduğunuz yanlış ekonomik politikalar sebebiyle ülke içerisinde kredi büyümesi sınırlanmış durumdadır. İktidar, her zor durumda kaldığında yaptığı gibi, gözünü yine vatandaşlarımızın cebine dikmiştir ve 2024 yılı bütçesinde vergi gelirlerinde yüzde 73,4 artış hedeflemektedir. Yüzde 4 ekonomik büyüme çerçevesinde bütçede iddialı bir vergi artışı hedefi yer almıştır. Bu hedefin tutturulması için de etkin tahsilat, tahakkuk oranının artması, kayıt dışının azaltılması veya yeni vergiler ihdas edilmesi ve vergi oranlarında ciddi artışlar yapılması gerekmektedir. Bütçenin sunumunda yeni vergiler ve oran artışları yer almamıştır. Ancak özellikle yerel seçimler sonrasında yeni vergiler veya vergi oranlarında artışlar gündeme gelecektir.

    “2024 YILINDA DA BORÇ BULABİLMEK İÇİN KAPI KAPI DOLAŞACAKSINIZ”

    2023 gerçekleşme tahmini ile 2024 yılı bütçesi ekonomik sınıflandırma açısından kıyaslandığında en düşük artışın yüzde 5,2’le sermaye transferlerinde, en büyük artışın ise yüzde 94,1’le faiz giderlerinde olduğu görülüyor yani uzun lafın kısası, 2024 yılında da borç bulabilmek için kapı kapı dolaşacaksınız, akla ziyan faizlere ‘Evet’ diyeceksiniz, bugüne kadar ‘özelleştirme’ adı altında sattıklarınızdan kalan ne varsa haraç mezat satacaksınız, vergi ve zamlarla vatandaşlarımızın tepesine bineceksiniz. Konunun özeti, plansız programsız, hesapsız kitapsız hareket etmeniz sebebiyle 2023 ve öncesinde gün yüzü göstermediğiniz milletimize 2024 yılında da çile çektirmeye devam edeceksiniz; bu, net olarak anlaşıldı.

    “DURUMUMUZ AYNEN FUZÛLÎ’NİN DEDİĞİ GİBİ ‘SÖYLESEM TESİRİ YOK, SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL”

    Bütçe bir manada gelir ve giderimizi muhasebeleştirmek demek; muhasebeleştirmek, karşılıklı hesaplaşmak demek, hükümetin millete hesap vermesi demek. Sebep olduğunuz kamu zararının hesabını Türk milleti adına sormayalım mı, susup izleyelim mi? Durumumuz aynen Fuzûlî’nin dediği gibi ‘Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.’ Hata yapma riskini en az da tutmanın yolu belli. AK Parti dışından gelen fikirlere, eleştirilere açık olun. Görüş almak, soru sormak ayıp değil, günah değil, bir eksiklik hiç değil. Baştan hatalı yapılan bir işin düzeltilmesi, inanın, yeniden yapmaktan hem çok daha zor hem de çok daha masraflı. Her konuda ‘Biz yaptık oldu.’ ‘Her şeyin en iyisini biz biliriz.’ demekten artık vazgeçin çünkü bu mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilirken de sizleri aynı şekilde uyarmıştık. Bütün yetkiyi tek adama vermeyin, kuvvetler ayrılığı ilkesini yok saymayın dedik ama dinletemedik. Sonuç, ülkemizin ve kurumlarımızın geldiği durumu ortada.

    “AK PARTİ’SİNİN SAYIŞTAYI DÖNÜŞTÜRME ÇABALARININ TEK AMACI GERÇEKLERİ ÖRTMEK ÜZERİNEDİR”

    Devletimizin mali yönden kara kutusu olan Sayıştay hakkında da birkaç cümle kurmak istiyorum. AK Parti’si iktidarı Sayıştay’da kendi ideolojisi doğrultusunda siyasal bir kadrolaşmaya giderek Sayıştay raporlarının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve nesnelliğini ortadan kaldırma, diğer yandan da Sayıştayın görev ve yetkilerini kendi çıkarları doğrultusunda budayarak parlamentonun bütçe hakkından kaynaklanan denetim fonksiyonunu sınırlandırma biçiminde yapmaktadır. 3 Aralık 2010’da TBMM’de kabul edilen yeni Sayıştay Kanunu da bu anlayışın bir uzantısıdır. AK Parti’sinin Sayıştayı dönüştürme çabalarının tek amacı gerçekleri örtmek, istediği bilgileri kamuoyuyla paylaşmak, istemediği bilgileri ise yok saymak için gerekli olan altyapıyı sağlamak üzerinedir.

    “SAYIŞTAY’IN 2022 FAALİYET RAPORU’NA GÖRE DENETİMLERDE YAKLAŞIK BİR BUÇUK MİLYAR LİRA TUTARINDA KAMU ZARARI TESPİT EDİLMİŞTİR”

    Bilindiği üzere, Sayıştay denetçilerince yapılan denetimler sonucunda raporlar düzenlenmekte ve söz konusu raporların denetim raporu Sayıştayın resmi ‘web’ sayfasında yayınlanmaktadır. Ancak denetimler sonrasında tespit edilen kamu zararlarına ilişkin raporlar ise kamuoyuna açıklanmamakta ve sadece Sayıştayın kendi içinde ilgili birimlerince karara bağlanmaktadır. Sayıştay’ın 2022 Faaliyet Raporu’na göre toplam 819 Sayıştay denetçisi düzenlenen denetimlerde yaklaşık bir buçuk milyar lira tutarında kamu zararı tespit edilmiştir. Sayıştay dairelerince söz konusu tutarın 649 milyon lirası hakkında tanzim kararı, gerisinin ise hesap ve işlemlerinin yasal düzenlemelere uygunluğuna karar verilmiştir. Bu durum, Sayıştay denetçilerince tespit edilen kamu zararının sadece yüzde 44’ünün Sayıştay dairelerince yaptırıma bağlandığını göstermektedir. Peki, geri kalan yüzde 56’lık kamu zararının akıbeti ne oldu? 2022 merkezi yönetim bütçe giderlerinin yaklaşık olarak 3 trilyon olduğu düşünülürse, kamu idarelerince sebep verilen kamu zararlarının söz konusu orandan çok daha büyük olduğunu söyleyebiliriz.

    “22 YILDIR BÜTÇE YAPMAKLA ÖVÜNÜYORSUNUZ, BİR KEZ OLSUN EVDEKİ HESABINIZ ÇARŞIYA UYSUN”

    22 yıldır bütçe yapmakla övünüyorsunuz, bir kez olsun evdeki hesabınız çarşıya uysun. Lalettayin bir bakkal dükkanının sahibi bile sizden daha tutarlı bütçe yapar çünkü o bakkal 22 yıl arka arkaya açık verse batardı. Kendi paranız olsa eminim sizler de tutarlı, doğru dürüst bir bütçe yapabilirdiniz. Para sizin olmayınca har vurup harman savurmak kolay. Bir kez olsun milletimizin parasını milletimizin menfaatleri doğrultusunda değerlendirin. Bizler ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini korumak için buralara geldik, bizler milletimize umut olmak, umutlarını yeşertmek için buralara geldik. Her şeyi bildiğini sanan insanlar bir gün mutlaka yanılırlar. Ayrıca siz hata yaptıkça bedelini size oy veren vermeyen tüm Türkiye hep birlikte ödüyor. Bu büyük sorumluluğunuzu artık hatırlayın ve lütfen asla unutmayın.”

     

  • MERKEZ BANKASI, YÜZDE 40 OLAN POLİTİKA FAİZİNİ, 250 BAZ PUAN ARTIRARAK, YÜZDE 42,5’E YÜKSELTTİ

    MERKEZ BANKASI, YÜZDE 40 OLAN POLİTİKA FAİZİNİ, 250 BAZ PUAN ARTIRARAK, YÜZDE 42,5’E YÜKSELTTİ

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bugün gerçekleştirdiği yılın son toplantısında, yüzde 40 olan politika faizini 250 baz puan artırarak yüzde yüzde yüzde 42,5’e çıkardı.

    Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, piyasaların beklediği yılın son faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında bugün yapılan PPK toplantısında, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında (politika faizi) 250 baz puanlık artış yapıldı. Böylece politika faizi yüzde 40’tan yüzde 42,5 seviyesine yükseldi.

    SON 7 AYDA 3 BİN 400 BAZ PUANLIK FAİZ ARTIŞI YAPILDI

    Merkez Bankası; haziranda 650, temmuzda 250, ağustosta 750, eylülde 500, ekim ve kasım aylarında da 500’er olmak üzere son 6 toplantıda toplam 3 bin 150 baz puan faiz artırmıştı. Aralık ayındaki son kararla birlikte son 7 toplantıda politika faizinde toplam 3 bin 400 baz puan faiz artış sağlandı.  

  • ATATÜRK’ÜN EDİRNE’YE GELİŞİNİN 93. YILI TÖRENLERLE KUTLANDI

    ATATÜRK’ÜN EDİRNE’YE GELİŞİNİN 93. YILI TÖRENLERLE KUTLANDI

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne’ye gelişinin 93. yılı kentte düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı.

    Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne’ye gelişinin 93. yılı kutlama etkinlikleri, İnönü İlkokulu önünde kortejin toplanmasıyla başladı. İnönü İlkokulu önünde toplanan kortej, Edirne Belediyesi Bandosu eşliğinde Atatürk Anıtı’na kadar yürüdü. Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar’ın Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasının ardından saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu. Daha sonra kortej, Belediye Bandosu eşliğinde Edirne Belediyesi’nde bulunun Atatürk Odası’na doğru hareket etti.

    Törenler kapsamında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne’ye geldiği sırada konakladığı ve daha sonra Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen Atatürk Odası ziyaret edildi.

    Atatürk Odası, ziyaretçi akınına uğradı. Edirneliler, Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyareti sırasında kullandığı ve özenle korunan eşyalarını inceleyerek, Ata’sını saygı ve özlemle andı.

    Tören, Halk Eğitim Merkezi’nde İlhami Ertem Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan programla son buldu.

  • MANGAL KÖMÜRÜ İTHALATI, YOZGAT’TA MEŞE KÖMÜRÜ ÜRETEN OCAK İŞLETMELERİNİ ZORDA BIRAKTI

    MANGAL KÖMÜRÜ İTHALATI, YOZGAT’TA MEŞE KÖMÜRÜ ÜRETEN OCAK İŞLETMELERİNİ ZORDA BIRAKTI

    SEYFİ ÇELİKKAYA

    Yurt dışından mangal kömürü ithalatı nedeniyle zor günler yaşadıklarını belirten Yozgat’ta mangal kömürü üretimi yapan işletmeci Vedat Tekin, “Bu sene gerçekten zarar ettik. Esnaf, çalışan, işveren herkes kendi çapında gerçekten büyük bir zarara uğradık. 2024 sezonu başladığında bu gidişle, bu şekilde, bu şartlar içerisinde çalışamayız, gerçekten zor bir durumdayız” dedi.

    Yozgat’a her yıl Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerden ormanlık alanlarda odun kömürü üretmek üzere gelen aileler, dönüş için hazırlıklara başlarken, mangal kömürü ithalatı nedeniyle zor bir sezon geçirdi. Ormanlık alanların kenarlarında kurdukları çadırlarda yaşayıp, ocaklarda meşe odunundan mangal kömürü yapan işletmeciler, bu yıl ithalat nedeniyle ürettikleri meşe kömürünü maliyetin bile altında satmak zorunda kaldıklarını söylediler.

    Yozgat’ta, 60 dolayında meşe kömürü üretim ocağında yıllık 10-12 bin ton kömür üretiliyor. Ocaklarda çalışanların tamamı Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden geliyor. Ocaklarda yaklaşık bin kişi çalışıyor, aileleriyle birlikte ise 4-5 bin kişi buradan geçiniyor.

    “2023 YILINDA İTHAL KÖMÜRÜN GELMESİ YÜZ BİNLERCE VATANDAŞI ETKİLİYOR”

    Yozgat’ta meşe odunundan mangal kömürü üretimi yapan işletmeci Vedat Tekin, ithal mangal kömürüne izin verilmesi nedeniyle bu sezon hem kendilerinin hem de çalışanların zor bir dönem geçirdiklerini söyledi. Mangal kömürü ithalatının sınırlandırılması gerektiğine dikkat çeken Tekin, şöyle dedi:

    “Mardin’den geliyoruz, yaklaşık 10-15 senedir Yozgat genelinde mangal kömürü üretimi yapıyoruz, yaklaşık 200-300 kişi çalışıyor. Türkiye genelinde ortalama 10-12 bin kişi bu sektörden faydalanıyor. Ormanı kesiyoruz, yıllardır bu ormanı canlandırıyoruz. Onun karşılığında da devlete para yatırıyoruz, belirli bir limite göre. İhale üzeri alıyoruz. Şu anda büyük bir sıkıntımız var; 2023 yılında ithal kömürün gelmesi yüz binlerce vatandaşı etkiliyor. Türkiye geneline, 81 ile mal satıyoruz. Mangal kömürü üretimi yaptıktan sonra Türkiye’nin 81 iline dağıtıyoruz. İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Adana, Mersin gibi yerlerin çoğuna malı sevk ediyoruz. Bu sene gerçekten zarar ettik. Esnaf, çalışan, işveren herkes kendi çapında gerçekten büyük bir zarara uğradık. 2024 sezonu başladığında bu gidişle, bu şekilde, bu şartlar içerisinde çalışamayız, gerçekten zor bir durumdayız. Birkaç kere bu işi yetkililere dile getirdik, hiçbir sonuç alamadık, hiç kimse onu umursamadı. … İthal kömürden şikayetçiyiz. Orman Genel Müdürlüğü dağda çalışan, onların yetkisinde çalıştırmamıza rağmen hiçbir yetkili Orman Genel Müdürlüğü bu işe el atamadı. Bu işçilere sahip çıkamadı. Şu anda zor şartlardayız. Görüyorsunuz mal yükleniyor, Antalya’ya sevk ediyoruz. Her şeyimiz resmidir. Resmi dışında hiçbir işi yapamadık, yapmayacağız da ama maalesef tekrar söylüyorum; yetkililerden bu ithal kömürün gelmesi, bu işe bir el atılması, bu yerli halkın yerli malı iç piyasaya sürmesi bizim için de, devletin içinde, esnaf için de, herkes için büyük bir katkı olur.”

    “BU SENE KÖMÜRCÜLERİN YÜZDE 30-40’I İŞİ BIRAKTI”

    Meşe kömürü üretimi yapan Mehmet Kaya da, ithal kömür nedeniyle birçok işletmenin zarar edip, kapandığını vurgulayarak, şunları anlattı:

    “Mardin Derik’ten geldim buraya. İki yıldır Yozgat’ta yapıyorum. Kömür para etmiyor. Geçen sene iyiydi, bu sene daha da kötü gitti. Kömür dahi  para etmiyor, ihaleler falan pahalı. Devlet de bize destek çıkmıyor. Sonuç bu. Beş milyona yakın para koydum buraya, bir buçuk milyon zarar ettim burada. Zaten bu gidişle iş bırakıyoruz, kömür işini bırakıyoruz. Bu sene kömürcülerin yüzde 30’u, 40’ı işi bıraktı zaten. Kömürün bize maliyeti 12,5 lira. 12,5 liradan satıyoruz, 12 liradan satıyoruz. Yani zararına çalışıyoruz.”

    ORTAK VE ÇALIŞAN: “BİR BUÇUK MİLYON ZARAR ETTİK, BİR DE ÇALIŞIYORUZ”

    Meşe kömürü üretiminde hem işletme ortağı hem de çalışan Bayram Çelik, işçilerin işi bırakıp gittiğini, kendilerinin aile fertleriyle birlikte çalışmalarına rağmen zarar ettiklerini bildirdi. Çelik, “Kömür yapıyoruz. Durumlar hiç iyi değil. Bu sene Orman İşletmeleri bizi batırdı. Durum hiç iyi değil. Bir buçuk milyon zarar ettik, bir de çalışıyoruz, işçiler bıraktı gitti, çok zarar ettik bu sene. Böyle giderse bırakacağız bu işi zaten. Zararı kurtarmıyor. Hiçbir zaman kar yok sonunda. Bir de sadece burası, Yozgat bölgesi böyle. Şu an bizi perişan ettiler zaten. Devletimiz bir el atması lazım, zor durumdayız. Kömür de para etmiyor, 12 liraya gidiyor, o da vadeli, çek-senetle. Bazen karşılığı çıkmıyor” diye konuştu.

     

  • İMAMOĞLU: “LİYAKAT BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KILAVUZDUR. O PUSULAYI ASLA ELİMİZDEN BIRAKMAYACAĞIZ”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) iştiraki Metro AŞ’nin “Tren Sürücüleri Eğitim Programı”nı başarıyla tamamlayan 144’ü kadın toplam 311 tren sürücüsü brövelerine kavuştu. Göreve geldiklerinde 8 olan kadın tren sürücüsü sayısını 270’e çıkardıklarını söyleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Arkadaşlarımız zor bir süreçten geçtiler, önemli bir eğitim aldılar. Bugüne gelmeleri asla kolay olmadı. Eminim ki bu süreçte liyakatle ilgili tek bir şikayetleri yoktur. Hiç kimseye bir ayrımcılık yapılmamıştır, yapılmayacak da. Biz, bu kültürü kurumlarımızın tamamında yerleştirme gayreti içerisindeyiz. Ve en başından en sonuna kadar, düzgün, şeffaf, hakkıyla, ‘Ben bu işin sahibiyim ve bu işi hakkımla elde ettim’ demelerini arzu ediyoruz. Ben, burada bulunan her arkadaşımın hakkıyla bu görevleri, bu ehliyeti elde ettiklerini biliyorum. Liyakat bizim için çok önemli bir kılavuzdur. O pusulayı asla elimizden bırakmayacağız ve her insanımızı bu çerçevede değerlendirme gayreti içerisinde olacağız” dedi. 

    İBB iştiraki Metro İstanbul tarafından düzenlenen “Tren Sürücüleri Eğitim Programı”nı başarıyla tamamlayan 144’ü kadın, 167’si erkek, toplam 311 tren sürücüsü brövelerine törenle aldı. Harbiye Cemal Reşit Rey Salonu’nda düzenlenen tören, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Metrolarda gelecek istasyon anonsunu yapan Metro İstanbul’un Medya ve İletişim Sorumlusu Zeynep Ceylan Kaptan’ın anonsuyla kürsüye gelen İmamoğlu, şunları söyledi:

    “DÜNYANIN EN ÇOK METRO YAPAN ŞEHRİYİZ BU MANİPÜLE EDİLİYOR: Kesinlikle gurur verici bir tablo. Burada bulunan yeni yol arkadaşlarımı, yeni görevlerinde, mesleklerinde başarılar dileklerimle ben alkışlıyorum. Güzel bir yolculuğunuz, güzel bir başarınız ve bu kariyer noktasında da farklı farklı mevkilerde sizi görebileceğimiz çok özenli bir iş hayatınız olması dileğiyle, aramıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Tren sürücüleri eğitimini tam 311 arkadaşımız bitirdi ve birazdan takdim edeceğiz. Ve birlikte onların sevincini ve gururunu paylaşacağız. Daha önce 2020 yılında da böyle bir tören düzenlemiş ve 88 tren sürücümüze takdim etmiştik. Dünyanın aynı anda en çok metro yapan şehriyiz. Bu tabi manipüle ediliyor. Farklı kavramlara taşınmaya gayret ediliyor. Ama ben diyorum ki Allah aşkına tren orada, metrolar burada, metro şantiyelerimiz orada. Görmek isteyeni gezdirelim, görsünler.

    GÖREVİ DEVRALDIĞIMIZDA DURMUŞ 10 TANE METRO HATTI VARDI: Yoğun bir çaba var. Görevi devraldığımızda, durmuş 10 tane metro hattı ve yerin altında çalışan çok az sayıda, çok az yani sayısı bile söylenmeyecek az sayıda bir şantiyeyi devraldık. Biz şimdi ise, dönem dönem 12 bin, 13 bin, 14 bin insanın aynı anda metro inşaatlarında çalıştığı dönemleri bu şehre yaşattık. Onun için gurur duyuyoruz. En çok metro yapan şehir olmak önemli bir şey. Tabii siz metro yaptıkça, ulaşımda metroların payı artıyor. Payı arttıkça, oradaki trenlerimiz artıyor. Doğal olarak da tren sürücülerimiz de hızla artıyor. İstanbul’da görev yapan tren sürücülerinin 4’te 1’i, son 5 yılda bizim dönemimizde görevlerine başladı. Bu bile aslında gelişmeyi gösterebiliyor. Kaldı ki çok yakın zamanda, daha dün test sürüşünü yaptık; Ataköy-İkitelli metro hattımız devreye alınacak Mart ayının hemen başında. Yine Mart ayının başında, Çekmeköy’ü Sancaktepe’ye ve Samandıra’ya bağlayacağız. Yine önümüzdeki yılın sonunda ta Sultanbeyli’ye götüreceğiz. Yüzde 3-4 seviyesinde devralmıştık o şantiyeyi. Duruyordu yani 1-1,5 senedir. Bugün ise, artık tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Ne mutlu bize.

    8 KADIN TREN SÜRÜCÜSÜ SAYISINI 270’E ÇIKARDIK: Bu durum, aslında bizim metro üretmedeki başarımızın da net sonuçlarından ve göstergelerinden birisi. Tabii başka bir yönünü de bugün yine az önce Özgür Bey’in araladığı gibi benim de açmam gerekli ve sizlerle paylaşmam gerekiyor. Biz göreve geldiğimizde, Metro İstanbul’da, bahsettiği gibi Özgür Bey’in, 8 kadın metro sürücümüz vardı. Yani 711 sürücünün sekizi kadındı. 2020’de bu sayıyı 96’ya çıkarttık. Bugün 144 kadın sürücümüz, brövelerini alacaklar ve 270’i aşacağız. Ve bu sayı inşallah çok yakın zamanda daha yüksek bir sayıya ve orana ulaşacak. 8’den 270’e, büyük bir sıçrama. Kadınların toplumsal yaşamda, iş yaşamında, sosyal yaşamda, siyasette her gün, her yönüyle, her noktada etkin bir rol alması şarttır. Yani bu bir ayrımcılık cümlesi ya da bir lütuf gibi sakın algılanmasın; şarttır. Ve öyle olduğu zaman güçlü bir toplum olabiliriz. Öyle olduğu zaman zengin bir toplum olabiliriz. Öyle olduğu zaman mutlu aileleri var edebiliriz. Kız çocuklarını gördüğüm zaman, ‘Kızım, okulunda başarılı ol’ diyorum. Toplumun tamamı için öyle ama iyi yetişen kızlarımız, iyi okullarda okuyan ve güçlü kadınlar, mutlu ailelerin kaynağıdır. Mutlu ailelerin sebebidir. Ben hep bunu anlatırım.

    MUTLAK CESUR OLACAĞIZ: Burada eşit sayıda kadının ve erkeğin tren sürücüsü olmasının mesajı, kesinlikle arkadaşımın ifade ettiği gibi, bir ilham kaynağıdır. Biz, bu ilham kaynağı olma görevini, sorumluluğunu yerine getirmek zorunda olan bir yönetimiz. İstanbul Belediye Başkanlığı yapıyoruz, İstanbul Belediyesi’yiz. Yani biz, iyi şeyleri başlatacak bir merkezde görev yapıyoruz. Burada yaptığımız her iyi adım, her doğru adım topluma yön verir ve toplumu güçlü kılar. O bakımdan ben, her daim bu doğruları yapma konusunda arkadaşlarıma hep söyledim: Mutlak cesur olacağız. Cesaretle doğruları yapma konusunda kararlılıkla yol yürüyeceğiz. O bakımdan bu noktada, bugün burada bu eşitlikçi manzarayı görmek, elbette beni çok ama çok mutlu etmiştir. Yalnızca Belediye Başkanı sıfatıyla değil, bütün emeği geçen herkese ve böylesi bir yolculuğu tarifleyen bütün yönetici arkadaşlarıma, insan kaynaklarından şirket yönetimine, bütün arkadaşlarıma bir kız babası olarak teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun.

    LİYAKAT BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KILAVUZ: Arkadaşlarımız zor bir süreçten geçtiler. Önemli bir eğitim aldılar. Bugüne gelmeleri asla kolay olmadı. Tabii bazen belki zorluklardan şikayet etmiş olabilirler ama biliyorum ki, eminim ki bu süreçte liyakatle ilgili tek bir şikayetleri yoktur. Hiç kimseye bir ayrımcılık yapılmamıştır, yapılmayacak da. Biz, bu kültürü kurumlarımızın tamamında yerleştirme gayreti içerisindeyiz. Ve en başından en sonuna kadar, düzgün, şeffaf, hakkıyla, ‘Ben bu işin sahibiyim ve bu işi hakkımla elde ettim’ demelerini arzu ediyoruz. Çünkü özgüveni yüksek, işinin sahibi, işini layıkıyla elde etmiş ne kadar çalışma arkadaşınız varsa, siz kurumunuzda da o kadar güvenli iş yapar hale gelirsiniz. O bakımdan ben, burada bulunan her arkadaşımın hakkıyla bu görevleri, bu ehliyeti elde ettiklerini biliyorum. Liyakat bizim için çok önemli bir kılavuzdur. O pusulayı asla elimizden bırakmayacağız ve her insanımızı bu çerçevede değerlendirme gayreti içerisinde olacağız.

    İSTANBUL, SON 5 YILDA DÜNYADA EN ÇOK METRO YAPAN BİR ŞEHİR: İstanbul, son 5 yılda dünyada en çok metro yapan bir şehir. Liyakatle süreçleri yöneten bir yönetim, metrolarda kadın oranını katbekat artıran bir yönetim. Tabii ülkemizdeki ağır koşullar, yüksek maliyetler oluşmasına rağmen, bunu vatandaşını en az etkileyecek şekilde iletme gayretinde olan tabiri caizse sübvanse eden, bu zor koşulları, zor günleri, yoksulluğu, fakirliği atlatmak konusunda elimizden ne geliyorsa yapma gayretinde olan bir yönetim olduk. 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere, metrolardan tüm toplu taşıma araçlarına kadar, çocuklarıyla seyahat ederken, onlara ücretsiz ulaşım sunma gayretimiz, bugünkü zor günlerin aşılması yönünde bir gayrettir. Yani biz isteriz ve dileriz ki; artık toplum zenginliği konuşsun. Zenginlik üzerinden adil paylaşımı konuşsun. Mutlu ve refah düzeyi yüksek bir toplum, yüksek bir şehir olalım. Ama ne yazık ki fakirliği, yoksulluğu konuşuyoruz ve bu kötü ekonomi yönetiminden ötürü, biz de elimizde bulunan her ortamda, her enstrümanla ihtiyacı olan ailelere, ihtiyacı olan insanlara katkı sunma gayreti içerisinde olduk. İşte bütün bunlar, çok boyutlu, çok yönlü hizmet yapma anlayışımızın bir sonucudur.

    SİZE ÇOK DAHA GÜZEL GÜNLERİ HEP BİRLİKTE YAŞATACAĞIZ: Bunun adı; inanın siyasetin her şeyden önce icraat yapmak olduğunun, iş üretmek olduğunun, iş yapmak olduğunun, çözüm üretmek olduğunun ispatıdır ve bu yönde hareket etmektir. Bunun adı; adaletli, üretken, yatırımcı bir belediyeciliktir. Yatırımcı ve yatırım yaparken de ahlaklı yapan, şeffaf, iş üreten, dedikodu üretmeyen bir yönetim olma gayretidir. İşte bizim bu siyaset ve belediyecilik anlayışımızı takdir eden, bize güç ve destek veren 16 milyon İstanbulluya, hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Onların sevgisi, duası ve bizimle iş birliğiyle, inşallah önümüzdeki 5 yıl boyunca daha fazla çalışmaya, daha fazla iş üretmeye ve sizlerle birlikte daha güzel günlere yürümeye kararlıyız. Ve bu konuda da inşallah size, çok daha güzel günleri hep birlikte yaşatacağız.

    YOLUNUZ AÇIK OLSUN: Biliyorum; İstanbul gibi bir şehirde yaşamak zor. Hele hele ulaşım hizmetinde görev almak, daha da kritik ve daha da zor. Yetenekli, çalışkan, azimli, özverili, aynı zamanda kendini geliştirmeyi mutlak gerektirir. Tüm bu özellikleri taşıyan çok değerli tren sürücüsü arkadaşlarıma, tam da bu duygularla yola çıktıklarını hatırlatmak isterim. Bu özenli yolculukta kendinizi lütfen daha çok geliştirin. Dünyanın hangi örnek işi varsa, araştırın, mesleğinize bunu katın. Yani inovasyonla, sürdürülebilir bir yönetim anlayışıyla, bulunduğunuz her ekosistemi gözleyen, gözetleyen, fikrini açıkça söyleyen ve şeffaf bir ortamda, ortak akıl masalarında her zaman hakim kılan insanlar, bireyler olun. Bu şekliyle davranırsanız, biliyorum ki işiniz kolaylaşacak ve işinizde nice nice başarılara ulaşacaksınız. Yolunuz açık olsun.”

    ÖNCE ÖZÇEKİM, SONRA AİLE FOTOĞRAFI

    Konuşmaların ardından İmamoğlu ve Soy, sembolik olarak 9 yeni tren sürücüsüne (Çağla Avcı, Hülya Hacıoğlu, Mehmet Özcan, Aleyna Çakmak, Ferhat Yıldırım, Kerim Mert, Yeliz Taşkıran, Sevgi Apan, Merve Usta Ocakçı) brövelerini, arkadaşlarının ve ailelerinin coşkulu alkışları eşliğinde, takdim etti. Tren sürücüleri ve ailelerini arkasına alan İmamoğlu, cep telefonu videosuyla anı çekimi gerçekleştirdi. Daha sonra CRR fuaye alanına geçen İmamoğlu ve Soy, 311 yeni tren sürücüsüyle aile fotoğrafı çektirdi. 

  • KESK SAMSUN ŞUBELER PLATFORMU, GREVLERİNİN 24. GÜNÜNDE OLAN ÖZAK TEKSTİL İŞÇİLERİNE DESTEK VERDİ

    KESK SAMSUN ŞUBELER PLATFORMU, GREVLERİNİN 24. GÜNÜNDE OLAN ÖZAK TEKSTİL İŞÇİLERİNE DESTEK VERDİ

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    KESK Samsun Şubeler Platformu üyeleri, Süleymaniye Geçidi’nde bir araya gelerek kötü çalışma koşulları ve düşük ücret nedeniyle 24 gündür grevde olan Özak Tekstil işçilerine destek verdi. KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erdem Avcı, “Seçim sonrası attıkları nutuklarda ihracat yoluyla kalkınacağımızı, istihdam yaratılacağını, üretimin artacağını bunun da ‘Türkiye Yüzyılı’ olduğunu söylüyorlardı. Demek ki onların istihdam dediği yabancı şirketler için düşük ücretli istihdam, onların ihracat dediği AB’nin, ABD’nin tüketim ihtiyacının bizim gibi ülkelerde kölelik koşullarında üretilmesi” dedi.

    KESK Samsun Şubeler Platformu üyeleri, dün akşam Süleymaniye Geçidi’nde bir araya gelerek 24 gündür grev yapan Özak Tekstil işçilerine destek verdi. KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erdem Avcı, şu açıklamayı yaptı:

    “İŞÇİLERİN CAMİYE GİRMESİ BİLE ENGELLENDİ”

    “23 gün önce BİRTEK-SEN üyesi işçilerin, yetkili ama etkisiz sarı sendika Öz İplik-İş’e zorla üye yapılmaya çalışılmasıyla başlayan itiraz bir işçinin işten atılması üzerine direnişe dönüştü. O günden bugüne işçiler insanca yaşayacak ücret, güvenceli çalışma koşulları için kesintisiz direniş içindeler. Direnişin ilk günlerinden itibaren Özak patronunun isteğiyle valilik tarafından Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) eylem yasağı getirildi. Sonrasında işçiler ve sendika yetkilileri OSB’den içeriye alınmamaya başlandı. Hakları için bekleyişlerini sürdüren işçiler, yoğun yağmurdan korunmak için girdikleri camiden müftünün kararıyla çıkartıldı. İşçilerden korkanlar ertesi gün camiye girişi yasakladı. İşçileri yeri geldiğinde dini söylemlerle bölmeye, direnişçi sendikalara karşı bu söylemlerle kışkırtmaya çalışan iktidar gerçek yüzünü gösterdi ve işçilerin camiye girmesini engelledi. Urfa’da ve benzer OSB’lerde o camiler yeri geldiğinde patronların ‘din kardeşiyiz’ gösterisi yapmaları için özel olarak organize ediliyor ama işçiler sığınmak istediğinde girişleri kapatılıyor. Süreç içerisinde işçiler ve sendika yöneticileri defalarca gözaltına alındı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ancak denetimli serbestlikle salıverildiler. Bu memleketi yönetenler işçinin hakkını aramasını, onun sendikal örgütlülüğünün sağlanmasını tutuklama tehditleriyle, denetimli serbestlikle baskı altına alınması gereken tehlikeler olarak görüyor. 

    “ONLARI İSTİHDAM DEDİĞİ ŞEY DÜŞÜK ÜCRET”

    Oysa daha seçim sonrası attıkları nutuklarda ihracat yoluyla kalkınacağımızı, istihdam yaratılacağını, üretimin artacağını bunun da ‘Türkiye Yüzyılı’ olduğunu söylüyorlardı. Demek ki onların istihdam dediği yabancı şirketler için düşük ücretli istihdam, onların ihracat dediği AB’nin, ABD’nin tüketim ihtiyacının bizim gibi ülkelerde kölelik koşullarında üretilmesi, onların üretim dediği de ‘her gün daha fazla üret’ baskısı altında işçilerin köleleştirilmesiymiş. Bütün bu düzenin devamlılığı da patronların istekleri doğrultusunda iktidar tarafından sağlanıyor. Jandarma, polis bu işleyişin sopası olarak çalışmakta yerel ilişkiler de işçileri ikna etmek, kandırmak için seferber oluyor. Artık yeter! Özak Tekstil işçilerinin yolundan yürüyerek bu çemberi kıracağız. Yıllardır ülkemizin her tarafında ortaya çıkan onlarca işçi direnişinin yolundan yürüyerek bu çemberi kıracağız. En önemlisi de hiçbir işçi direnişini yalnız bırakmayan bir sınıf kardeşliği, sınıf dayanışması ortaya koyacağız çünkü biliyoruz ki işçiler ancak birleşirse güçlü, işçiler birlikte güçlü. Özak işçilerinin taleplerini sahipleniyoruz ve bir an önce yerine getirilmesini istiyoruz. Özak patronu bu tutumunu devam ettirdiği sürece ürettiği bütün ürünlerin satıldığı yerlerde eylem alanına dönüşecektir. Yaşasın Özak Tekstil işçilerinin demokratik örgütlenme özgürlüğü ve mücadelesi!”

  • İZMİT BELEDİYESİ, OYUNCAK EVİ PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİYOR

    İZMİT BELEDİYESİ, OYUNCAK EVİ PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİYOR

    İzmit Belediyesi, toplumun kültürel ve eğitimsel zenginliğini arttırmak amacıyla kente Oyuncak Evi yapacak. Çocukluk anılarını yaşatacak ve unutulmaz bir miras olacak Oyuncak Evi’ne katkı sunmak isteyen tüm İzmitliler, https://l24.im/1tm0L6n adresinden başvuru yapabilecek.
     
    İzmit Belediyesi kente bir yenilik daha kazandırmaya hazırlanıyor. Çocukluğun en önemli parçaları olan, hayal dünyasını zenginleştirmiş, yaratıcılığı teşvik etmiş ve öğrenme sürecine katkı sağlamış oyuncaklar, Oyuncak Evi Projesiyle bir araya gelecek. Farklı dönemlerin kültürel ve tarihi birer yansıması olan oyuncakların bir toplum mirası olduğu bilinciyle hareket eden İzmit Belediyesi, bu değerli mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak üzere hayata geçirilecek olan Oyuncak Evi için İzmitlileri bu girişime katılmaya davet ediyor. 
     
    SON GÜN 15 OCAK
     
    Vatandaşlar, evlerinde bulunan 1980 ve öncesi döneme tanıklık etmiş oyuncak, çizgi roman ve hikâye kitaplarını bu anlamlı proje ile paylaşarak mirası korumaya destek olacak. Kültürel zenginliği arttırmaya yönelik oluşturulacak proje için oyuncak bağışı yapmak isteyen vatandaşlar, 15 Ocak 2024 tarihine kadar https://l24.im/1tm0L6n adresinden başvurularını yapabilecek.
  • MENTEŞE BELEDİYESİ KURSLARINA 3 BİN KURSİYER KATILDI

    MENTEŞE BELEDİYESİ KURSLARINA 3 BİN KURSİYER KATILDI

    Menteşe Belediyesi bünyesinde 2023 yılında karateden yogaya, resimden gitara, örgüden öz savunmaya kadar toplam 35 branşta açılan kurslarla, çocuk ve yetişkin kategorilerinde 3 bin 269 kursiyere eğitim verildi.

    Menteşe Belediyesi’nin sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında, halkın her kesimine hitap eden ücretsiz kurslarına vatandaşlar 2023 yılında da yoğun ilgi gösterdiler. Belediye bünyesinde uzman eğitmenler tarafından verilen farklı branşlardaki toplam 35 kursa, 2023 yılında 3 bin 269 kursiyer katıldı.

    Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, kurslar ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Belediyemiz çatısı altında spordan sanata, tasarımdan dansa kadar farklı branşlarda ücretsiz kurslar veriyoruz. Kursiyerlerimiz bu kurslarda hem sosyalleşiyorlar, hem de ilgi alanlarına göre kendilerini geliştiriyorlar. Ayrıca kursiyerlerimiz düzenlenen kermeslerde ürünlerini satarak ekonomilerine de katkı sağlıyorlar. Vatandaşlarımızın kurslara yoğun ilgi göstermesi bizleri mutlu ediyor. Halkımıza yönelik ücretsiz kurslarımız yeni yılda da devam edecek” diye konuştu.