Blog

  • 5’İNCİ GİRİŞİMCİ KADINLAR VE EL EMEĞİ FESTİVALİ COŞKUYLA BAŞLADI

    5’İNCİ GİRİŞİMCİ KADINLAR VE EL EMEĞİ FESTİVALİ COŞKUYLA BAŞLADI

    Merkezefendi Belediyesi’nce geleneksel hale getirilen ‘Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali’ yoğun katılım ile başladı. Başkan Şeniz Doğan, “Her festivalimiz büyüyerek ve gelişerek devam ediyor. Kadınların üretimdeki yeri, değeri ve emeği çok farklı” dedi.

    Merkezefendi Belediyesi, girişimci kadınlara destek olmaya devam ediyor. Girişimci kadınlara ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda destek olmak amacıyla hayata geçirilen ve geleneksel hale getirilerek daha önce dört kez düzenlenen ‘Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali’nin beşincisi Merkezefendi Kültür Merkezi’nde coşku ile başladı. Üç gün boyunca üreten kadınlar ürünlerini satışa sunacak, çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek.

    250’nin üzerinde standın yer aldığı festivalin açılış programına, Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum, Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Babadağ Belediye Başkanı Ali Atlı, Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan, Cumhuriyet Halk Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Ayşen Kocabay, Merkezefendi Halk Eğitim Müdürü Harun Maden, Merkezefendi Belediye Başkan Yardımcısı Fatma Atıcı Bakcan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    “KADINLARIMIZA YOL AÇTIK, EMİN ADIMLARLA İLERLİYORLAR”

    Üretici kadınların her zaman yanında olduklarını belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Yine mutlu ve heyecanlıyız. Her festivalimiz büyüyerek ve gelişerek devam ediyor. Üretici kadınlarımız, ‘Ürettiğimiz ürünün değeri, emeğimizin karşılığı Merkezefendi Belediyesi ile vücut buldu’ diyorlar. Bu da bizleri fazlasıyla mutlu ediyor. Bizler herkes üretsin istiyoruz. Kadınların üretimdeki yeri, değeri ve emeği çok farklı. Öyle işler, öyle eserler ortaya çıktı ki kadınlarımızın ürettiği, dijital ortamda satışına sunar hale geldi. Kadınlarımıza bizler yol açtık, şehrin her yerinde üretilen ürünler hemşehrilerimizle buluşsun ve satın alınsın istiyoruz. Yeni yıla giriyoruz. Yeni yıl barışın, sevginin, huzurun, kardeşliğin, adaletin, hukukun, demokrasinin tesis edildiği bir yıl olur. Bizler de yeni yıl coşkusuyla festivalimizi bugün açıyoruz. Üç gün boyunca buradayız. Birçok etkinliğimiz var. Tüm hemşehrilerimi Merkezefendi Kültür Merkezimize bekliyorum” diye konuştu.

    “ÜRETİCİ KADINLARIMIZI TEBRİK EDİYORUM”

    Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, “Gözünün nurunu, elinin emeğine yansıtmış kadınlarımızı tebrik ediyorum. Çok güzel bir etkinlikte yine bir aradayız. Kadının üreticiliğini, emeğini, iş bitiriciliğini, organizasyon yeteneğini bu denli güzel gösteren bu festival için Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan’a teşekkür ediyorum. Kadın sosyal alanda her zaman olmalı, üretmeli, çalışmalı. Bugün burada bu güzel kadınlarla bir arada olduğum için çok mutluyum. Festivalimizin mutlu ve bereketli geçmesini diliyorum” dedi.

    “EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

    Babadağ Belediye Başkanı Ali Atlı, “Merkezefendi Belediyemizin yine çok güzel bir etkinliğinde beraberiz. Bu organizasyonda emeğini geçen herkese teşekkür ediyorum. Bizler de Babadağ’da festivaller gerçekleştiriyor, üretici kadınlar ile çok güzel işlere imza attık, atmaya da devam etmek istiyoruz. Yeni yılın sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    “ÜRETİCİ KADINLARIN HER ZAMAN YANINDAYIZ”

    Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum, “Kadın, hayatımızın her döneminde önemlidir. Kadın anadır, kadın bacıdır, kadın candır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Ey kahraman Türk kadını. Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” Bizlerin Cumhuriyete çok borcu var. Üretici kadınlarımıza her türlü pozitif ayrımcılığı yapan belediye başkanlarımızı tebrik ediyorum. Bu festivalin düzenleyen Başkan Şeniz Doğan ve ekibine teşekkür ediyorum. Yeni yılın sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum” dedi.

    Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri, kadın üreticilerinin emeklerini sergilediği stantları gezdi. Festival ilk günü, canlı karikatür performansı, ‘Obur ile Geveze Define Peşinde’ isimli çocuk tiyatrosu ve Tolgay’ın sahne aldığı kadınlar matinesi ile devam edecek.

  • AVUKATLAR, CAN ATALAY İÇİN ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDE NÖBETTE: “MAHKEME KARARINI VERENE KADAR MAHKEMENİN ÖNÜNDE CÜBBELERİMİZLE BEKLİYOR OLACAĞIZ”

    Haber: EDDA SÖNMEZ – Kamera: ADEM KARABAYIR

    Hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verilen tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmesi talebiyle meslektaşları, arkadaşları Çağlayan Adliyesi’nde nöbet tutmaya başladı. Avukatlar, hukuk gereği Atalay’ın derhal tahliye edilmesi çağrısında bulundu. Çağrıda, “Biz buradayız. Bu yargı darbesine bugüne kadar direndik. Bugünde direnmeye devam edeceğiz. Kararını verene kadar mahkemenin önünde cübbelerimizde bekliyor olacağız” denildi.

    Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), yaklaşık 7 ay önce TİP’ten Hatay Milletvekili seçildiği halde serbest bırakılmayan Can Atalay hakkında ikinci kez “hak ihlali” kararı vermesinin ardından gözler, daha önce bu kararı uygulamayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çevrildi.

    Avukat Can Atalay’ın arkadaşları ve meslektaşları, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın önüne gelerek, kararın yerel mahkeme tarafından derhal uygulanması talebini yineledi. Çağrıda, tahliye kararı verilene kadar Çağlayan Adliyesi’nde bekleneceği ifade edildi.

    “SEÇİLMİŞ BİR MİLLETVEKİLİNİN BİR DAKİKA DAHA CEZAEVİNDE TUTULMAMASI GEREKİR. BUNA ENGEL OLAN HER KAMU GÖREVLİSİ SUÇ İŞLEMEKTEDİR”

    Atalay’ın avukatlarından Deniz Özen, şunları söyledi: 

    “Altı ayı aşkın süredir Anayasa’nın uygulanmasını ve seçilmiş milletvekilinin Meclis’te yerini almasını bekliyoruz. Daha önce verilen bir Anayasa Mahkemesi kararı vardı ve Türkiye tarihinde örneği görülmemiş bir biçimde Yargıtay tarafından ‘uyulmamasına’ diye hüküm kurulmuştu. Bunun kabul edilemez olduğunu biliyorduk. Bunun hukukla herhangi bir bağı olmadığını biliyorduk. Dün Anayasa Mahkemesi yeni bir karar verdi ve  dün saat 15.30 itibariyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Karar üç aşamadan oluşuyor. Birincisi; daha önce verilmiş olan ‘hak ihlali’ kararının uygulanmamış olmasını Anayasa Mahkemesi üyeleri oy birliğiyle bireysel başvuru hakkının ihlali olarak tanımladılar. İkincisi; milletvekili olan Can Atalay’ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğine, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdiler. Üçüncü olarak; ilkellerin ortadan kaldırılması ve gereğinin yerine getirilmesi için mahkeme kararındaki tanımıyla birebir söylüyorum, ‘mahkumiyet infazının durdurulması, Can Atalay’ın cezaevinden tahliye edilmesi, yargılamanın durması için dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza’ya gönderilmesi’ne oy birliğiyle karar verdiler. Bunun anlam şudur. Daha önce eleştirdiğimiz ve aleyhinde oy kullanan, muhalefet şerhi yazan Anayasa Mahkemesi üyeleri bile aslında demiş oldular ki ‘Burada bir ihlal yok ama Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesin ve bağlayıcı ve uygulanmak zorundadır’. Zaten bir şüphe yoktu. Bir kez daha tescillenmiş oldu. Anayasa’nın 153. maddesi hala yürürlükteyse, Anayasa hala yürürlükteyse, eğer bu ülkede yurttaşların hukuk güvencesi hala varsa Can Atalay bir dakika vakit kaybedilmeden hemen bugün derhal tahliye edilmesi bir anayasal zorunluluk. Daha önce söyledik, tekrarlayalım. Bunun yapılmaması suçtur. Bunu slogan atmak için söylemiyoruz. Bu gerçekten suçtur. Uygulanması zorunlu kesin bir mahkeme kararı var. Seçilmiş bir milletvekilinin bir dakika daha cezaevinde tutulmaması gerekir. Buna engel olan her kamu görevlisi suç işlemektedir. Bu nedenle biz burada basın açıklamamızdan sonra da bugün bu kararı alana kadar burada kalmaya devam edeceğiz. Teşekkür ederiz.”

    13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ HEYETİNE “YARGI DARBESİNİN PARÇASI OLMAYIN” ÇAĞRISI

    Atalay’ın avukatlarından Özgür Urfa ise “Hukuksuzluğun ve Anayasa’ya uyulmamasının 222’inci günündeyiz” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Can Atalay 222 gündür Hatay Milletvekilidir ve 222 gündür Silivri Cezaevi’nde esir olarak tutuluyor. Dünkü Anayasa Mahkemesi kararının esası budur. Tutuklu veya hükümlü olmadığı, siyasi bir esir olduğu ikinci kez tescillenmiştir. Artık bir dakika bile fazladan tutulması mümkün değildir, söz konusu değildir. Son süreçte yaşadığımız ilk ihlal kararından sonra tahliye edilmemesinin adı yargı darbesidir. Buradan 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine sesleniyoruz. Bu yargı darbesinin parçası olmamalılar. Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirmek zorundalar. Bu kararı beğenmiyor olabilirler. Bu karar hoşlarına gitmeyebilir. Elleri bu karara imza atmaya gitmiyor olabilir. Ama buna uymak zorundalar. Aksi suçtur. Bugün bu kararı uygulamayanlar yarın ‘Üzerimizde baskı vardı’ diyerek bundan kurtulamazlar. Son kez uyarıyoruz. Bu suçun ortağı olmayın. Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirin. Hatay halkının iradesi her şeyin üstündedir. Hiçbir kuvvet bu ülkede Anayasa’nın üstünde değildir. Halk iradesinin üstünde olamaz. Her fırsatta millet iradesi diye 20 yıldır bağıranlar bugün Hatay halkının iradesini tanımamayı propaganda ediyorlar. Bunun için çeşitli yollar deniyorlar. Hukukun dışına çıkıyorlar. Anayasa’nın dışına çıkıyorlar. Buradan uyarıyoruz. Hem siyasileri hem mahkeme üzerinde baskı kurmaya çalışanları hem birtakım koltuklarda oturup beyanatlar verenleri, tweetler atanları, ‘Anayasa ihlal edilebilir’ diyenleri, ‘Mahkeme kararı tanınmayabilir’ diyenleri uyarıyoruz. Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. O uymadığınız kanunlar, o uymadığınız Anayasa maddeleri, o uymadığınız, hukuk size de lazım olur. İşte o gün ses etmeye hakkınız olmaz. İmkanınız da olmaz. Biz buradayız. Bu yargı darbesine bugüne kadar direndik. Bugün de direnmeye devam edeceğiz. Mahkeme kararını verene kadar mahkemenin önünde cübbelerimizde bekliyor olacağız. Ve tahliye kararıyla birlikte Silivri’ye gidip Can Atalay’ı alıp hak ettiği yere, onu bekleyenlerin yanına, Hatay halkının yanına yolculayacağız.”

  • MEHTERAN BİRLİĞİ, İSTANBUL’DAKİ ASKERİ MÜZE KOMUTANLIĞI’NDA HAFTANIN 6 GÜNÜ KONSER VERİYOR

    Millî Savunma Bakanlığı (MSB) Mehteran Birliği, pazartesi dışında haftanın her günü İstanbul Harbiye’deki Askerî Müze Komutanlığı’nda günde iki kez müze ziyaretçilerine konser veriyor.

    MSB’den yapılan açıklamada, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Mehteran Birliği’nin, pazartesi günleri hariç haftanın her günü İstanbul Harbiye’deki Askerî Müze Komutanlığı’nda saat 11:00 ve 15:00’te olmak üzere günde iki kez müze ziyaretçilerine konser verdiği ifade edildi.

    MEHTERAN BİRLİĞİ HAKKINDA

    Tarihteki ilk Türk devletinden itibaren çeşitli şekillerde faaliyet gösteren mehter, Osmanlı’nın son dönemlerinde Yeniçeri Teşkilatı’nın bozulmasıyla kapatıldı. 1911’den itibaren, İkinci Meşrutiyet ile birlikte mehter teşkilatı canlandırıldı ve “Müze-i Asker-i Osmani”ye bağlı olarak yeniden faaliyetlerine devam etti. Mehterhane-i Hakanî adı ile kurulan bu takım 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı’ndaki bazı cephelerde ve Kurtuluş Savaşı’ndaki Kuva-yi Milliye hareketlerinde etkin rol üstlenmiştir.

    Mehterin 1952 yılında tekrar kurulması aşamasında aslına uygun bir takım oluşturuldu. Bu noktada, Topkapı Sarayı Minyatürleri ve El Yazmaları Koleksiyonu’nda bulunan Surname-i Vehbi Minyatürleri, Mahmut Şevket Paşa’nın Osmanlı Teşkilat ve Kıyafeti Askeriyesi adlı eseri ile Arifi Paşa’nın Mecmua-i Tesavir-i Osmaniye gibi ve diğer tarihi belgeler ışığında hareket edildi.

    Askerî Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Mehteran Birliği tarihî geçmişinin, zamanımızdaki sembolik bir ifadesi olarak haftanın beş günü nevbet vurmaktadır.

  • ALPER TAŞDELEN: “BEKLENTİM HAKKIN TESLİM EDİLMESİDİR”

    ALPER TAŞDELEN: “BEKLENTİM HAKKIN TESLİM EDİLMESİDİR”

    Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, “3 ay sonra seçim var. CHP olarak bu seçimden zafer ile çıkacağız. Çıkmak için de hepimiz çalışacağız. Başarılı, oyunu artıran, anketlerde uzak ara çıkan, halkın hala teveccüh ettiği ve devam etsin dediği bir belediye başkanı olarak beklentim hakkın teslim edilmesidir” dedi.

    Taşdelen, Fox TV’de canlı yayınlanan Çalar Saat programında Çankaya Belediye Başkanlığı aday adaylığına ilişkin soruları yanıtladı. Taşdelen, programda şunları söyledi:

    “ANKETLERDE MEMNUNİYET ORANI YÜZDE 70”

    “Mansur Başkan bizimle yola devam edilmesi gerektiğini söylüyor. Hem Mansur Başkan’ın yaptığı anketlerde hem benim yaptığım anketlerde Çankaya’da en yüksek oyu bizimle partimiz alıyor. Örneğin son anketlerde bizim çalışmalarımızdan memnuniyet oranı ortalaması yüzde 70.

    “BENİM DE HAKKIM GENEL BAŞKAN’A TESLİM”

    Kurultay oldu bitti. Biz CHP’liyiz. Ve kurultayın iradesi en üst iradedir. Sayın Özgür Özel hepimizin genel başkanıdır. Sayın Genel Başkanımız da diyor ki, kurultay bitti, ben o defteri kapattım, herkesin genel başkanıyım, kin gütmeyeceğim. Doğru yaklaşım da budur zaten. Benim anlatmaya çalıştığım da o. Bu kurultay havası etkilemedi mi? Ama etkiledi. Çok aday çıktı mesela Çankaya’da. Aday çıkmasının temel nedenlerinden biri bizim Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklememiz ve orada birileri ‘Kemal Bey’i destekledi, bir daha aday gösterilmez’ düşüncesine kapılmış olabilir. Ama ben bunun olmayacağı kanaatindeyim. Çünkü hepimizin hakkı Genel Başkan’a teslimdir. Ben de bir CHP’liyim. Benim hakkım da Genel Başkan’a teslim.

    “KIZILAY’A SANDIK KURALIM” 

    Biz anketlerden çıktığımızı biliyoruz çünkü anketler çok açık. Kızılay’a, meydana sandık kuralım. Çankaya’nın 20 yerine sandık kuralım. Direk halkımıza soralım kimi istiyor diye.

    “İYİ YÖNETİM ÖDÜLLENDİRİLMELİDİR”

    Bakın ben tekrar iddialı bir cümle kuruyorum. Canlı yayında herkesle tartışırım. Çankaya Belediyesi Türkiye’nin en başarılı ilçe belediyelerinden birisidir. Hükümetten destek almadık. Hiç kimseden destek almadık. Borç almadık. Kredi kullanmadık. Kendi kaynaklarımızla belediye tarihinin toplamının 6 katı yatırım yaptık. 18 katı sosyal belediyecilik yaptık. Ve bu partinin de yüz akıdır. Biz kendimize bir koltuk arayışı içinde değiliz. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilçesi Çankaya’nın yaşam seviyesinin daha üst seviyeye çıkarılmasının peşindeyiz. İyi yönetim, doğru yönetim, liyakatli yönetim benim bildiğim ödüllendirilir. Ödüllendirilmelidir.

    “KURULTAY KONUŞMALARINI YADIRGARIM”

    (‘Aday gösterilmezseniz ne yapacaksınız? CHP’de kurultayı kaybeden ekip 1 Nisan için bir hazırlık yapıyor mu’ sorusu üzerine) Ben bu konunun konuşulmasını bile yadırgarım. Biz CHP’liyiz. Bizim genel başkanımız Özgür Özel. Yeni MYK, yeni PM’miz var. Biz CHP’nin başarısı için varız.

    “BEKLENTİM HAKKIN TESLİM EDİLMESİDİR”

    (‘Kurultayı kaybedenlere bu mesajı veriyor musunuz’ sorusu üzerine) CHP olarak bizim bu dönemde birlik, bütünlük içinde olmamız gerek. Çünkü Millet İttifakı dağıldı. İYİ Parti ayrıldı. Başka siyasi partiler kendi adaylarını çıkarıyor. Bir de biz parti içinde böyle bir tartışma içine girersek bu partiye de Türkiye’ye de en büyük kötülük olur. Birliği, bütünlüğü devam ettirmeliyiz. Birbirimizi kucaklamalıyız. Hak, hukuk, adalet. Partimizin geçmiş yıllarda en büyük sloganı buydu. Hak, hukuk, adaleti birbirimize de yansıtacağız. Birbirimizi kucaklayacağız. 3 ay sonra seçim var. CHP olarak bu seçimden zafer ile çıkacağız. Çıkmak için de hepimiz çalışacağız. Benim de Çankaya’da hakkın teslim edilmesini beklentim, hakkın teslim edilmesidir. Başarılı bir belediye başkanı, oyunu artıran bir belediye başkanı, anketlerde uzak ara çıkan halkın hala teveccüh ettiği ve devam etsin dediği bir belediye başkanı olarak beklentim de bu hakkın teslim edilmesidir. Çünkü bizim çalışmaktan, üretmekten, Çankaya’yı daha ileriye götürmekten başka bir hedefimiz yok.”

     

  • BÜYÜKŞEHİR’DEN ESKİŞEHİR’E NEFES OLACAK YENİ PARKLAR

    BÜYÜKŞEHİR’DEN ESKİŞEHİR’E NEFES OLACAK YENİ PARKLAR

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, birçok noktada şehre nefes olacak yeni parklar yapıyor. Park Bahçeler Dairesi ekipleri, aralarında Vergi Dairesi Başkanlığı önü çevreyoluna cepheli 4 bin 660 metrekare alana sahip, güneş panelleri ile kendi elektriğini üretecek parkın da bulunduğu yeni projeleri şehre kazandırıyor.

    Park ve Bahçeler Dairesi ekipleri yıl boyunca yürüttüğü açık yeşil alan yapım çalışmaları kapsamında Gökmeydan Mahallesi İklim Sokak ve Osmangazi Mahallesi Porsuk Bulvarı’nda yaptığı çalışmaları tamamladı. Hoşnudiye Mahallesi Şahin Caddesi, Söğüt-Uludere Yolu Günhan Sokak ve Gündoğdu Mahallesi Vergi Dairesi önü yan bantta ise çalışmalar sürüyor. Ayrıca Hoşnudiye mahallesi Şahin Caddesindeki çalışma ile Gar’dan gelecek yolcuları şehir merkezine yeni bir geçiş alanı karşılayacak.

    Eskişehir’e yeni yeşil alanlar kazandırmak için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Park Bahçeler Dairesi yetkilileri, şu açıklamayı yaptı:

    “Gökmeydan Mahallesi İklim Sokak’ta 2920 metrekarelik alanda 1750 metrekare yeşil alan, 1 adet çocuk oyun grubu ve kentsel donatılar yer almaktadır. Osmangazi Mahallesi Porsuk Bulvarı’nda 1699 metrekarelik alanda, 1238 metrekare yeşil alan içinde oturma alanları, kentsel donatılar ve görsel peyzaj öğeleri kullanılmıştır. Söğüt-Uludere Yolu Günhan Sokak’ta bulunan park alanımızda 965 metrekare sert zemin çalışmamız tamamlanmış olup çalışmalarına devam edilmekte olan 3580 metrekare yeşil alan içinde oturma alanları, süs havuzu ve kentsel donatılar yer alacaktır. Gündoğdu Mahallesi Vergi Dairesi önünde yer alan park projemiz kapsamında 2165 metrekare sert zemin çalışması tamamlanmış olup; 4660 metrekare yeşil alan içinde oturma alanları, kentsel donatılar yer alacak ve görsel peyzaj öğeleri kullanılacaktır. Park için özel olarak tasarlanan pergolaların üzerinde yer alacak güneş panelleri sayesinde kendi elektriğini kendi üreten bir açık yeşil alan tesis edilecektir. Hoşnudiye Mahallesi Şahin Caddesinde yoğun ticari yapıların arasında yaklaşık 6000 metrekarelik alanda yer örtücü bitki parterleri ve atölyelerimizde özel olarak tasarlayıp ürettiğimiz oturma bankları ile modern bir açık-yeşil alan oluşturulmuştur. Gar ve Tepebaşı bölgesini bağlayan bu nokta, özellikle tren ile yolculuk yaparak Gar’dan şehir merkezine ulaşacak olan Eskişehirliler ve misafirlerimiz için güvenli bir geçiş alanı olacaktır. Ticari yapılaşmanın içinde nefes alma durağı ve buluşma noktası olacak bu açık yeşil alan ve geçiş meydanı ile Gar’dan kent hayatına kolay, güvenli yaya ulaşımı sağlanacaktır.” 

     

  • BİRLEŞİK KAMU-İŞ, ANKARA’DA 2024 BÜTÇESİNİ PROTESTO ETTİ: “BU ORGANİZE SOYGUNUN, BU YOKSULDAN ALIP ZENGİNE VERME SİSTEMİNİN ADINI BÜTÇE KOYUYORLAR. BUNU KABUL ETMİYORUZ”

    Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, iktidarın hazırladığı ve halen TBMM’de görüşmeleri süren 2024 bütçesini Ankara Ulus Atatürk Heykeli önünde protesto etti. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, “Bu bütçeyi, pazardan alışveriş yapmayan, sorsanız ekmeğin fiyatını bilemeyecek, kira ödemeyen insanlar hazırlıyor. Bu organize soygunun, bu yoksuldan alıp zengine verme sisteminin adını bütçe koyuyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Ne diyor bu bütçe? ‘Ülkenin 8’de 1’i işsiz ama benim buna dair bir planlamam yok’ diyor. ‘Bundan önce maaşlara zaten kendi uydurduğum enflasyon oranlarına göre zam yapıyordum, artık enflasyon tahminlerime göre yapacağım ve siz bir sene boyunca buna katlanacaksınız’ diyor. 2024’te asgari ücrete tek seferlik zam yapılması kabul edilemez. Asgari ücrete, yüksek enflasyon koşullarında üçer aylık sürelerle zam yapılmalıdır” dedi.

    Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Ulus Atatürk Heykeli önünde bugün iktidarın hazırladığı ve halen TBMM’de görüşülmekte olan 2024 bütçesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Birleşik Kamu İş üyeleri, “Sarılar, işbirlikçiler emekçinin hakkını peşkeş çektiler”, “AKP’den hesabı emekçiler soracak”, “İnsanca yaşam istiyoruz”, “Zam, zulüm, sefalet nerede adalet”, “Açlık, yoksulluk kader değildir” sloganlarını attı. Sendika üyeleri, “Emekçiyi görmezden gelen bir bütçe halkın bütçesi olamaz” ve “Sermayeye değil emekçiye bütçe” yazılı pankartları açtı. 

    Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “SANILMASIN Kİ BU BÜTÇE, SADECE KAMU EMEKÇİSİNİN SORUNUDUR; BU TÜM ÇALIŞAN NÜFUSUMUZUN, ONLARIN AİLELERİNİN YANİ TOPYEKUN MEMLEKETİN SORUNUDUR”

    “Ülke nüfusunun yüzde 99’u, yüzde 1’lik bir kesim servetine servet eklesin diye çalışır, yaşayamaz, barınamaz, nefes alamaz hale gelmiştir. Elbette bu sistemli yoksullaştırmadan biz kamu emekçileri de en ağır şekilde payımıza düşeni aldık ve almaktayız. Bizler için bermuda şeytan üçgeni olan yalancı TÜİK, sarı sendikalar ve emek körü hükümetin kurduğu Toplu İş Sözleşmesi masasından bizlere enflasyon artışıyla bile kıyaslanamayacak trajik zamlar yapıldığı yetmezmiş gibi, şimdi de TBMM’den geçirilmek üzere olan 2024 bütçesiyle bir darbe daha vurulacaktır.  Enflasyon yerinde durmadığı halde artık yılda sadece bir kere zam yapılacak olan asgari ücretli, memur, işçi ve emekli maaşları, bir seçim aracı haline getirilecektir. Biz trajikomik zamlı ücretlerimizi şubat alında alacağız, seçim mart ayında yapılacak, hemen sonrasında da bu hazırlanan bütçe çerçevesinde tüm fiyatlar ve vergilerdeki zamlar aracılığıyla kaşıkla verilen kepçeyle geri alınacaktır. Sanılmasın ki bu bütçe, bu kapıdaki düşman, sadece kamu emekçisinin sorunudur; bu tüm çalışan nüfusumuzun, onların ailelerinin yani topyekun memleketin sorunudur.

    “BU BÜTÇEYİ, PAZARDAN ALIŞVERİŞ YAPMAYAN, SORSANIZ EKMEĞİN FİYATINI BİLEMEYECEK, KİRA ÖDEMEYEN İNSANLAR HAZIRLIYOR”

    Bütçe, sadece ekonomik haklarımız açısından bir mücadele konusu değil, aynı zamanda bir demokrasi meselesidir. Halka rağmen, halka karşı, halkın gelirlerini çarçur etmek, halkın kendi kendini yönetme biçimi olan Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine de aykırıdır. Oysa bu bütçeyi, pazardan alışveriş yapmayan, sorsanız ekmeğin fiyatını bilemeyecek, kira ödemeyen insanlar hazırlıyor.  Ev sahiplerinin bir araya gelip kiracılarla ilgili bir yasa çıkarması ne demekse, yandaş müteahhitlerle kol kola gezenlerin bir yılın bütçesini hazırlaması da o demektir. Bakın gelişmiş ülkelerde insanlar çalışma saatlerini ve günlerini düşürerek her sektörde daha çok verim alındığını keşfetti; dünya şimdi buna yöneliyor. Gelişmiş ülkelerde bir işin iyi gitmesi için o işte emek verenlerin hakkının teslim edilmesi, işin bekası açısından bir garanti olarak görülüyor. Peki bizde durum ne? Her geçen gün daha fazla ve daha zor koşullarda çalışıp, daha çok vergi ödeyip, daha az mal ve hizmete ulaşıyoruz.

    “YOKSULDAN ALIP ZENGİNE VERME SİSTEMİNİN ADINI BÜTÇE KOYUYORLAR. BUNU KABUL ETMİYORUZ”

    Deprem oluyor ‘Biz bize yeteriz’ deniyor. Salgın oluyor, bize İBAN gönderiliyor. Ekonomik kriz çıkartıp ‘şimdi fedakarlık zamanı’ diyorlar. Ve şimdi bu organize soygunun, bu yoksuldan alıp zengine verme sisteminin adını bütçe koyuyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Ne diyor bu bütçe? ‘Ülkenin 8’de 1’i işsiz ama benim buna dair bir planlamam yok’ diyor. ‘Bundan önce maaşlara zaten kendi uydurduğum enflasyon oranlarına göre zam yapıyordum, artık enflasyon tahminlerime göre yapacağım ve siz bir sene boyunca buna katlanacaksınız’ diyor.

    “GERÇEKTE ASGARİ ÜCRET, KAMUDA ÇALIŞAN İŞÇİNİN EN AZ ALDIĞI ÜCRET KADAR OLMALIDIR. O DA OCAK AYINDA YAPTIĞIMIZ HESAPLAMALARA GÖRE 33 BİN 266 LİRADIR”

    Milyonlarca asgari ücretli perişan koşullarda yaşamaktadır. Ülkemizde işçilerin çok büyük bölümü asgari ücret ve asgari ücrete yakın bir ücretle çalışmaktadır. Asgari ücret bırakın geçinmeyi, açlık sınırının bile oldukça altında kalmaktadır. Bugünkü haliyle asgari ücret açlık ücreti haline gelmiştir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, milyonlarca asgari ücretlinin yaşamını belirleyecek herhangi bir rakam şu ana kadar belirleyememiştir. Bunun yanında 2024’te asgari ücrete tek seferlik zam yapılması kabul edilemez. Asgari ücrete, yüksek enflasyon koşullarında üçer aylık sürelerle zam yapılmalıdır.  Gerçekte asgari ücret ne olmalıdır? Gerçekte asgari ücret, kamuda çalışan işçinin en az aldığı ücret kadar olmalıdır. O da ocak ayında yaptığımız hesaplamalara göre 33 bin 266 liradır.

    Kamu çalışanlarına Ocak 2024’ten başlayarak aylık 10 bin lira barınma yardımı verilmelidir. Bu tutar memur maaş katsayısı arttıkça o oranda arttırılmalıdır. Yani en düşük memur maaşı baz alındığında 4 kişilik aile, bu ailede 2 kişi çalışsa dahi yoksulluk sınırına yaklaşmaktadır.  Peki bütçe bu konuda ne diyor? ‘Beni sadece işverenler ilgilendirir. Onlara teşvik, size de daha ağır vergiler yükleyeceğim’ diyor.  ‘ÖTV’de yüzde 175, gelir vergisinde yüzde 140, KDV’de yüzde 120 daha fazla ödeyeceksiniz, kursağınızdaki son lokmada gözüm var’ diyor.

    “GELİN, O SARAY GİBİ ŞAŞAALI KAPTAN KÖŞKÜNDEN ‘HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ’ TEKERLEMESİNİ SÖYLEYENLERE, MAKİNE DAİRESİNDEN SESLENELİM. ‘BİZ OLMAZSAK BU GEMİ GİTMEZ”

    Emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 36’lardan yüzde 26’lara kadar gerilemişken, yeni bütçe yine ve sadece sermaye için iyileştirmeler, hibeler, vergi afları planlıyor.  Bütçede sosyal devlet ilkesi yok, eğitim ve sağlıkta iyileştirme yok, gelir ve vergi adaleti yok, enflasyonla mücadele yok. Bu bütçe bize sadece siz emekçilerin yaratmadığı bu ekonomik krizin faturasını size keseceğiz diyor. Peki biz ne diyoruz?  Hep bir ağızdan, en kararlı şekilde, dimdik durarak ‘Hayır’ diyoruz. ‘Bıçak kemiğe dayanmakla kalmadı, artık kesmeye başladı’ diyoruz. Kemerinde delik kalmayan halka ‘kemer sıkın demenin mantıkla da vicdanla da bağdaşır bir yanı yoktur’ diyoruz. Ailemizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek istiyoruz. Devlete bunca emek verirken, ay sonunu getirebilmek istiyoruz. İnsanca koşullarda insani ücretler alarak çalışmak istiyoruz. Atatürk’ün ‘Milletin egemenliğinin sembolü’ dediği Meclis’te sadece patronların değil milletin bütçesinin hazırlanmasını istiyoruz. Her zaman emeğin onurundan yana taraf olan Birleşik Kamu-İş olarak, tüm yurttaşları ‘adil bir bütçe’ talebimize destek vermeye, sesimizi gürleştirmeye çağırıyoruz. Gelin, o saray gibi şaşaalı kaptan köşkünden ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ tekerlemesini söyleyenlere, makine dairesinden seslenelim; ‘Biz olmazsak bu gemi gitmez.”

  • EDİRNE’DE YENİ YIL ALIŞVERİŞ FESTİVALİ BAŞLADI

    EDİRNE’DE YENİ YIL ALIŞVERİŞ FESTİVALİ BAŞLADI

    Edirneli üreten kadınlarının el emeği, göz nuru hediyeliklerinin satışa sunulduğu Yeni Yıl Alışveriş Festivali, düzenlenen açılış töreni ile başladı. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Bugün Avrupa’nın hangi şehrine gitseniz, büyük ya da küçük, gösterişli ya da daha sade mutlaka Yılbaşı Alışveriş Günleri Festivalleri vardır. Bunu Edirne’de üçüncüsünü yaparak sürekli hale getirmeye, kadınlarımızın aile ekonomilerine bir katkı oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

    Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen, Edirneli üreten kadınlarının el emeği, göz nuru ürünlerinin bulunduğu ve her yıl yerli yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılanan Yeni Yıl Alışveriş Festivali, Edirne Belediye Bandosu, Morİz Ritim Grubu gibi çeşitli grupların performans sergilediği açılış töreni ile bugün Saraçlar caddesinde başladı. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan stantları ziyaret ederek kadınlarla sohbet etti. Yeni Yıl Alışveriş Festivali 31 Aralık Pazar gününe kadar ziyaretçilerini bekliyor. 

    “AİLE EKONOMİLERİNE BİR KATKI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ”

    Recep Gürkan, şunları söyledi:

    “Az önce kadınlarımızla yaptığımız görüşmelerde bir çoğunun memnun olduğunu gördük. Hava soğuk o biraz etkiliyor ama bu gelenek Orta Avrupa’da çok uzun yıllar önce belki de yüzlerce yıl önce başlayıp bugün dünyanın birçok yerine yayılan Yılbaşı Alışveriş Günleri’nin bir Edirne versiyonu. Bugün Avrupa’nın hangi şehrine gitseniz, büyük ya da küçük, gösterişli ya da daha sade mutlaka Yılbaşı Alışveriş Günleri Festivalleri vardır. Bunu Edirne’de üçüncüsünü yaparak sürekli hale getirmeye, kadınlarımızın aile ekonomilerine bir katkı oluşturmaya çalışıyoruz.”

    Üretici kadın Sadet Dal, geçen sene satışlarının iyi olduğunu ifade ederek, “Çok güzel, memnunuz. Geçen sene satışlarımız güzeldi, bu sene yeni başladık daha. Olacak inşallah” dedi.

    Müşteri Aleyna Öncü, festivalden ürün aldığını belirterek, “Çok güzel ve hepsi el emeği, göz nuru. Biz bir tane toka aldık” diye konuştu.  

     

     

     

  • KUŞADALILARA BÜYÜKŞEHİR’DEN SOĞUK HAVADA İÇLERİ ISITAN İKRAM

    KUŞADALILARA BÜYÜKŞEHİR’DEN SOĞUK HAVADA İÇLERİ ISITAN İKRAM

    Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından Kuşadası Belediyesi Kapalı Pazar Yeri’nde halka ve pazar esnafına çorba ikramında bulunuldu. Kuşadası Belediye Başkan Yardımcıları Seyfi Seyhan Suvari ve Oğuzhan Turan tarafından yapılan sıcak çorba ikramı, soğuk havada pazar alışverişine gelen Kuşadalıların ve esnafın içini ısıttı.

    Sosyal belediyecilik anlayışı ile hizmet veren Aydın Büyükşehir Belediyesi, soğuk havalarda pazar müşterilerini ve esnafını unutmadı. Başkan Özlem Çerçioğlu’nun talimatıyla Aydın Büyükşehir Belediyesi Hizmet Ağı (AYBA) ekipleri tarafından sıcak bir ikramda bulunuldu. Kuşadası’nda güne erken başlayan kapalı pazar yeri esnafı ve müşterileri için cuma pazarı girişinde sıcak çorba dağıtan AYBA ekipleri, halka Başkan Çerçioğlu’nun selamlarını iletti.

    Ççorba ikramına Kuşadası Belediye Başkan Yardımcıları Oğuzhan Turhan ve Seyfi Seyhan Suvari de katıldı. Başkan Yardımcıları Oğuzhan Turhan ve Seyfi Seyhan Suvari AYBA personeli ile birlikte ikram aracından çorba dağıtımında bulundu. Sıcak çorba ile yüzleri gülümseyen vatandaşlar Başka Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etti.

  • KDZ.EREĞLİ BELEDİYESİ PIRASA TOHUMLARINI EKTİ, BAHARDA FİDELERİ HALKA DAĞITACAK

    KDZ.EREĞLİ BELEDİYESİ PIRASA TOHUMLARINI EKTİ, BAHARDA FİDELERİ HALKA DAĞITACAK

    Kdz. Ereğli Belediyesi, Ata Tohumu Projesi’ne 6 serada devam ediyor. Üretilen 15 çeşit yerel tohumdan biri olan pırasa tohumlarının ekimi yapıldı, baharda halka dağıtılacak.

    Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın talimatıyla Belediye’nin Delihakkı’da bulunan tesislerinde başlatılan Ata Tohumu Projesi devam ediyor. 6 serada 15 çeşit yerel tohumun üretildiği proje kapsamında pırasa tohumlarının ekimi yapıldı.

    Temizlik İşleri Müdürü Koray Sivrikaya, Park ve Bahçeler Birimi Ziraat Mühendisi Sertaç Yılmaz’ın kontrolünde süren çalışma kapsamında son olarak mevsimi gereği pırasa tohumlarını toprakla buluşturduklarını söyledi.

    Sivrikaya, “Başkanımız Halil Posbıyık’ın talimatları doğrultusunda başladığımız Ata Tohumu Projesi’nin 4’ üncü yılında 15 çeşit yerel tohum üretimini sürdürüyoruz. Bu kapsamda mevsimi gereği pırasa tohumlarını toprakla buluşturduk. Baharda yerel tohumlardan ürettiğimiz fideleri yine halkımızla buluşturacağız. Çalışmalarımızı her yıl geliştirerek sürdürüyoruz” dedi.

  • BOZHANE LİMANI’NDA DENİZ KİRLİLİĞİ TATBİKATI YAPILDI

    BOZHANE LİMANI’NDA DENİZ KİRLİLİĞİ TATBİKATI YAPILDI

    Kdz. Ereğli Belediyesi’nin işlettiği Bozhane Limanı’nda yüklenici firma ile birlikte Deniz Kirliliğine Acil Müdahale Tatbikatı yapıldı.

    Kdz. Ereğli Belediyesi’nin işlettiği Bozhane Limanı’nda yüklenici Mare Deniz Temizlik firması görevlileriyle birlikte Deniz Kazalarında Acil Müdahale Organizasyonu (AMO) planı kapsamında bu yıl ikinci kez Deniz Kirliliğine Acil Müdahale Tatbikatı yapıldı.Bozhane limanı içinde yapılan tatbikata Kdz. Ereğli Belediyesi İşletme ve İştirakler Müdürü Rasim Özdemir, İtfaiye Amirleri Burak Demirören ve Mehmet Ali Demirkol, belediye görevlileri ile limanda görevli teknik ve yüklenici firma görevlileri katıldı.

    Deniz Kirliliğine Acil Müdahale Tatbikatı gereği, liman içinde oluşan deniz kirliliğine müdahale edildi. Eğitim ve Tatbikat Koordinatörü Çevre Yüksek Mühendisi Mehtap Akbaş tarafından personele kullanılacak malzemeler tanıtıldı, teknik bilgiler aktarıldı, tatbikat başarılı şekilde sonuçlandırıldı.
    İşletme ve İştirakler Müdürü Rasim Özdemir, tatbikata katılan tüm personele ve yüklenici firma yetkililerine teşekkür etti.