Blog

  • ÇİNE BELEDİYESİ EKİPLERİ YENİ YOLLAR İÇİN İŞ BAŞINDA

    ÇİNE BELEDİYESİ EKİPLERİ YENİ YOLLAR İÇİN İŞ BAŞINDA

    Çine Belediyesi, vatandaşların yaşam konforunu arttırmak için çalışmalarını planlı ve hızlı bir şekilde sürdürüyor. İlçe genelindeki doğalgaz çalışması nedeniyle bozulan yollarda bakım ve onarım çalışmalarını yürüten Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, yolları yenilemeye devam ediyor.

    Ekipler, ilçe halkının doğalgaz konforuna kavuşması için gerçekleştirilen çalışmalar sonucu bozulan yollarda sürücülerin ve yayaların güvenliğini sağlamak adına çalışmalarını titizlikle devam ettiriyor. Cumhuriyet Mahallesi 39, 41, 45, 48/1, 50 Sokak’taki yenileme işlemlerini tamamlayan ekipler, çalışmalarını Cumhuriyet Mahallesi 40 Sokak’ta titizlikle yürütüyor. Söz konusu çalışmaların tamamlanmasının ardından ise parke ve bordür taşı döşemesi yapılan yollar yeni ve güvenli görünümüne kavuşmuş olacak.

    Yol yenileme çalışmalarıyla birlikte parke ve yol tamiratlarına da bir yandan devam eden Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Doğanyurt Mahallesi ile Cumhuriyet Mahallesi 59 Sokak ile Hamitabat Mahallesi Nuri Ülgüç Sokak’ta bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştiriyor. Belirlenen program dahilinde çalışmaların sürdüğünü belirten Çine Belediye Başkanı Mehmet Kıvrak, “Ekiplerimiz tüm imkanlarımızla sahada ve görevlerinin başındalar. Vatandaşlarımızın bizden beklentilerini biliyor ve çalışmalarımıza bu şekilde yön veriyoruz. Çalışmalarımız aralıksız sürecek” diye konuştu.

  • BAŞKAN OKTAY’DAN VEFA ZİYARETİ

    BAŞKAN OKTAY’DAN VEFA ZİYARETİ

    Marmaris Belediyesi, yılbaşı öncesi ilçede yaşayan gazileri ve şehit yakınlarını ziyaret etti. Kıbrıs Gazisi Tamer Demirkesenler’in ziyaretine Belediye Başkanı Mehmet Oktay da katıldı.

    Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, her yıl olduğu gibi bu yıl da ilçede yaşayan gazileri ve şehit yakınlarını unutmadı. Belediye bünyesinde kurulan Şehit Aileleri ve Gazi Hizmetleri Birimi yeni yıl öncesi şehit aileleri ve gazilere ziyaretler gerçekleştirdi. Kıbrıs Gazisi Tamer Demirkesenler’in evine gerçekleşen ziyarete Belediye Başkanı Mehmet Oktay da katıldı.

    Başkan Oktay’ın ziyaretinden dolayı memnuniyetini dile getiren Demirkesenler, “Başkanımız her zaman bizim yanımızda. Hiçbir talebimizi geri çevirmiyor. Yaptıkları belgeselle de bizim Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yaşadıklarımızı geleceğe aktarma şansı yakaladık. Başkan Oktay’a ve tüm ekibine teşekkür ediyorum” dedi. Demirkesenler ve ailesinin yeni yılını kutlayan Başkan Mehmet Oktay ise “Ülkemizin birliği, dirliği ve beraberliği için gözünü kırpmadan canını ortaya koyan gazilerimiz ve bu topraklar için can veren şehitlerimizin yakınları bizim baş tacımızdır. Hepsine minnet doluyuz. 2024 yılının hepsine sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu. Ziyarette 100. Yılı dolayısıyla düzenlenen tablo hediye edildi.

  • SOYER: “İZMİR ORTAK AKIL YARATABİLMEDE ÇOK MEZİYETLİ”

    SOYER: “İZMİR ORTAK AKIL YARATABİLMEDE ÇOK MEZİYETLİ”

    ESHOT Genel Müdürlüğü ile ALOSBİ yönetimi örnek protokole imza attı. Bölgeye hizmet verecek dört elektrikli otobüsün ikisini ALOSBİ yönetimi alacak ve işletmesi için ESHOT’a tahsis edecek. Projeyle hem emekçilerin Aliağa ile ALOSBİ arasında ulaşımı sağlanacak hem de çevreci ulaşıma katkı sağlanacak. Protokolün imza töreninde konuşan Başkan Tunç Soyer, “İşte İzmir farkı bu. İzmir ortak akıl yaratabilmede çok meziyetli” dedi.
     
    ESHOT Genel Müdürlüğü ile Aliağa Kimya İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi (ALOSBİ) arasında, kamu-özel teşebbüs iş birliği ilkeleri doğrultusunda, ALOSBİ çalışanlarının ulaşımını kolaylaştıracak yeni ve çevreci bir hat oluşturulması için protokol imzalandı. Egemenlik Evi’nde düzenlenen imza törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra, ALOSBİ Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan ve ALOSBİ yönetimi, ESHOT Genel Müdürü Erhan Bey ve ESHOT yöneticileri katıldı.
     
    “İŞTE İZMİR FARKI BU”

    İmza töreninde konuşan Başkan Soyer, uygulamanın kent tarihinde bir ilk olduğunu ifade etti. İzmir’in dört bir yanına güvenli, konforlu, çevreci ve ekonomik toplu taşıma hizmetini ulaştırmak için yeni yöntemler geliştirdiklerini söyleyen Başkan Soyer, “İZTAŞIT modelinde olduğu gibi kamu-özel teşebbüs işbirliğiyle yepyeni bir modele imza atıyoruz. İşte İzmir farkı bu. Herkes ‘taşın altına elimi ben de koyayım’ diyebiliyor. Birçok şehirde böyle olmadığı için bazı işler de yürümüyor. Ama İzmir hakikaten bir ortak akıl yaratabilme konusunda çok mahir, çok meziyetli” dedi.
     
    “TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK”

    Her kurumun sorunların çözümü için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortak projeler geliştirerek elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden ALOSBİ Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, “Hakikaten bu çok kıymetli. Sizler de sanayiye, sanayiciye kıymet veriyorsunuz. Her zaman bize güç veriyorsunuz. Üyelerimiz adına teşekkür ediyorum. Herkes ciddi emek verdi. Bu ortak projenin sadece İzmir’e değil Türkiye’ye örnek olacağını düşünüyorum. İtfaiyede de aynı başarıyı sağladık, ESHOT’ta da aynı başarıyı sağladık. İzmir farkını her yerde olduğu gibi bir kez daha gösteriyoruz” diye konuştu.
     
    “35 MİLYON TL’LİK ÇEVRECİ YATIRIM”

    İki kurum arasında geliştirilen örnek işbirliği hakkında bilgi veren ESHOT Genel Müdürü Erhan Bey, “ALOSBİ’nin bizden bir talebi olmuştu. Bu talebin ardından arkadaşlarımız hemen gidip gerekli çalışmaları başlattılar. ALOSBİ yönetiminin İzmir Büyükşehir Belediyesi ile örtüşen vizyoner yapısını yerinde tespit ederek ortak hizmet projesi geliştirilmesi konusunda geri dönüş yaptılar. Yaptığımız toplantının ardından karşılıklı örnek bir proje geliştirdik. Bugün İzmir’e yönelik ortak bir projeye imza atacağız. ALOSBİ yönetimi, 35 milyon TL’yi aşkın bir projenin sorumluluğunu üstlendi. İki adet elektrikli otobüs alarak belediyemizin çevre dostu ulaşım yatırımlarına katkı sağlayacaklar. Biz de iki elektrikli otobüsle o hattı besleyerek Aliağa ile ALOSBİ arasında toplu ulaşımı sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
     
    KADIN ŞOFÖRLERE ÖNCELİK VERİLECEK

    Protokol kapsamında,  Aliağa ilçe merkezi ile ALOSBİ arasında çevre dostu, ekonomik ve verimli toplu ulaşım hizmeti sağlanması hedefiyle yalnızca elektrikli otobüslerin çalışacağı yeni bir hat tesis edilecek. Hatta çalışacak dört elektrikli otobüsün ikisini ESHOT, ikisini ALOSBİ yönetimi temin edecek. ALOSBİ yönetimi, iki adet elektrikli otobüsü, uygun şarj donanımları ile tedarik edecek ve işletmesi için ESHOT’a tahsis edecek. ESHOT tarafından işletme planı hazırlanarak personel ve durak ihtiyaçları karşılanacak ve hattaki şoför istihdamında kadın şoför çalıştırılmasına öncelik verilecek. Böylece dört adet elektrikli otobüs, protokolde belirlenen hatta ALOSBİ ile Aliağa ilçe merkezi arasında hizmet vermeye başlayacak. Hem yeşil ulaşım hattı oluşturulacak hem de ALOSBİ çalışanlarının konforlu ulaşımı sağlanacak.

  • ERDOĞAN: “ENFLASYONDAKİ DENGELENMEYE BAĞLI OLARAK YATIRIMCILARIMIZ FİNANSMAN KAYNAKLARINA DAHA RAHAT ERİŞEBİLECEK”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni’nde; “Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyorum. Risk primindeki gerileme ve kredi notumuzdaki iyileştirmelerin etkisi başta borsamız olmak üzere sermaye piyasalarımızda da hissedilecektir. Enflasyondaki dengelenmeye bağlı olarak borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha rahat erişebilecektir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Borsa İstanbul’da 150.Yıl Gong Töreni’ne katıldı. Sözlerine Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümünde Borsa’nın 150’nci yaşını hep birlikte gururla kutladıklarını belirterek başlayan Erdoğan, özetle şöyle konuştu:

    “VARLIK FONU’NUN ORTAKLIK ORANI YÜZDE 90,6’YA ÇIKTI”

    “Borsamız bir anonim şirkete dönüşerek daha şeffaf daha dinamik takas ve saklama kurumlarıyla daha entegre bir yapıya kavuştu. Türkiye Varlık Fonu’nun tesisiyle birlikte Borsa İstanbul’u 2017 senesinde Varlık Fonu’nun portföyüne dahil ettik. Varlık Fonu’nun ortaklık oranı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’na ait payın satın alınması sonrasında yüzde 90,6’ya çıktı. Böylelikle Borsa İstanbul’un yapısal dönüşüm süreci tamamlanmış oldu.

    Borsamızın serencamına baktığımızda esasında milletimizin ekonomi ve finans alanındaki mücadelesinin izdüşümlerini de görebiliyoruz. Burada öncelikle şu hususa dikkatlerinizi çekmek isterim. Borsa’nın ilk kurulduğu yıllar Osmanlı’nın borçlarını ödemekte zorlandığı tefeci Galata bankerlerinin devletinin iliğini sömürdüğü Duyun-i Umumiye idaresinin tesciliyle finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği gerçekten zor ve acı verici dönemlere tekabül etmektedir.

    “SERMAYE PİYASALARINI MANİPÜLE ETMEYE ÇALIŞAN TAMAHKARLARA MEYDANI BOŞ BIRAKAMAYIZ”

    Borsamız yıllarca yabancıların yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürülmüştür. Borsada yatırım yapmak yerine insanımızın günlük lisanına da sirayet eden ‘borsada oynama’ ifadesi aslında bu durumun bir yansımasıydı. Siyaset kurumu da 3-5 oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak ne yazık ki bu algının kökleşmesine yardım etti. Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü. ‘Battık, bittik’ senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi.

    Gelişmiş ekonomilerde sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artması sağlanır. Bizim de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor. İster siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız.

    “BORSAMIZI GAZİNO KAPİTALİZMİNİN CENDERESİNDEN KURTARDIK”

    İktidarımız döneminde finansal serbestiyet, serbest kambiyo rejimi ve küresel ekonomi ile entegrasyon temel prensibimiz oldu. Göreve geldiğimiz 2002 yılından bu yana attığımız adımlarla borsamızı gazino kapitalizminin cenderesinden kurtarmayı başardık. Sermaye piyasalarımızın ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını temin ettik. Yatırım, üretim, istihdam, planlama ve ihracata dayalı ekonomik atılımları sürdürürken ekonomi ve finans sektörümüzde birçok düzenleme yaptık.

    Son yıllarda Türk Borsası’na yönelik teveccühün hem içeride hem de dışarıda giderek arttığına müşahede ediyoruz. Küresel dünyada daralma yaşanırken yabancı sermaye akışları her yerde gerilerken Türkiye borsa üzerinden yabancı sermaye çekmeyi, yani ekonomik büyümesine finansman temin etmeyi sürdürüyor. Tüm dünyada risk iştahının düştüğü, sermayenin korunaklı alanlara çekildiği dönemde uyguladığımız mali programın bir sonucu olarak Türkiye uluslararası sermaye açısından çekim merkezi vasfını koruyor. Son 21 yılda 255 milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak inşallah önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarımızın daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına ağırlık vereceğiz. Bilhassa, katılım finans ve İslami yatırım araçları konusunda çok ciddi bir potansiyel olduğu anlaşılıyor.

    “ENFLASYONDAKİ ARTIŞIN KONTROL ALTINA ALINMASIYLA KAYNAK AKIŞININ HIZLANACAĞINA İNANIYORUM”

    Vatandaşımızın gönül huzuruyla birikimini değerlendireceği ve reel ekonominin istifadesine sunacağı bir iklimi tesis etmekte kararlıyız. Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyorum. Risk primindeki gerileme ve kredi notumuzdaki iyileştirmelerin etkisi başta borsamız olmak üzere sermaye piyasalarımızda da hissedilecektir. Enflasyondaki dengelenmeye bağlı olarak borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha rahat erişebilecektir.”

  • TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… SEVDA ERDAN KILIÇ: “BU BÜTÇE BİZE NE VAAT EDİYOR? SADECE VATANDAŞTAN VERGİ TOPLAMAK. SİZ VATANDAŞA DEĞİL, YİNE VATANDAŞ SİZE, YANDAŞLARINIZA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEK. AMA DOYMAYACAKSINIZ”

    CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, TBMM Genel Kurulu’nda; “Bu bütçe bize ne vaat ediyor? Sadece vaat ettiği vatandaştan vergi toplamak. Vatandaş verecek, siz faiz ödeyeceksiniz. Vatandaş verecek, garantili projelerinizi finanse edeceksiniz. Vatandaş verecek, siz cemaatlerin, tarikatların önünü açacaksınız. Siz vatandaşa değil, yine vatandaş size, yandaşlarınıza ve beslemelerinize çalışmaya devam edecek. Ama doymayacaksınız” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde konuşan CHP’li Kılıç, kürsüye Devlet Arşivleri Başkanlığı’nın fotoğrafıyla çıkarak bu binanın AKP döneminde otele dönüştürüldüğünü anlattı. Erdan Kılıç, şunları söyledi:

    “BU CUMHURİYET VE DEĞERLERİYLE BÜYÜK BİR HESAPLAŞMANIN HİKAYESİ”

    “Türkiye hemen hemen her alanda büyük bir yozlaşma yaşıyor. Bu çürümüşlüğün hakim olduğu bir ülkede bütçe yapmanın da bu bütçeyi halka anlatmanın da inandırmanın da bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Bu bütçeden 857 milyon TL ayırdığımız Devlet Arşivleri’nin başına geleni anlatacağım. İşte burası Devlet Arşivleri binası. 1846’dan kalma bu fotoğraf. 100 yılı aşkın bir geçmişi var bu binanın. Sadece arşivler için inşa edilmiş. Yapıldığından beri Cumhuriyet’in kuruluşunu görmüş yerinde kalmış. Çeşitli darbeler görmüş yerinde kalmış ta ki AKP iktidara gelene kadar. Ondan sonra ne olmuş? Restorasyon adı altında bir tabela asılmış, sonra tabela bir kalkmış ki hop altından lüks bir otel çıkmış. Aynı şirket sonra Şişli’de 80 yıllık Cumhuriyet gazetesinin olduğu arsayı da almış. Oradaki bulunan birçok binayı da ya yıkmış ya restore etmiş. Hepsini otele dönüştürmüş. İstanbul’daki mimari mirasa böyle davranmışlar. Hatırlarsanız, Ankara’da da Cumhuriyet aksı denen bir bölge vardı. Orayı da Melih Gökçek’e yıktırmışlardı. Hatta Gökçek yıktığı binanın üstünde de bir poz verip fotoğrafını paylaşmıştı. Hepimiz gördük ki bu hesaplaşma dağ, taş tanımıyor. Aslında bunu anlatınca her zamanki AKP rant hikayesi gibi geliyor ama bu rant hikayesi değil. Aslında bu cumhuriyet ve değerleriyle büyük bir hesaplaşmanın hikayesi. Bu bina üzerinden yoksulluk hikayesi anlatayım size. Bu tarihi binadaki arşivler başka bir binaya taşınmış. Bir bina inşa edilmiş, yüz milyonlar lira harcanarak. Ama uzmanlar uyarmış. Demiş ki ‘Burada su basma riski var. Nem olur rutubet olur.’ Dinlememişler. Tabii ki uzmanlar her zamanki gibi haklı çıkmış. Bu sefer sıfırdan yaptıkları binaya yeni bir ihale açmışlar, ‘susuzlaştırma ihalesi’ diye. Yine milyonlar harcanmış. Ama hala tehlike altında arşivlerimiz. Bu yoksulluğa bu ülke kolay kolay gelmedi. İşte böyle saçma sapan yapılan projelerle geldi.

    “İKTİDARIN KOYDUĞU BAZI HEDEFLER VARDI. İŞSİZLİK, YÜZDE 5’E İNECEKTİ. ENFLASYON VE FAİZ DÜŞECEKTİ. BURADA TUTAN BİR HEDEF VAR. O DA 2023 YILINA GİRMİŞ OLMAMIZ”

    2023 yılı bitiyor. İktidarın koyduğu bazı hedefler vardı. Türkiye, dünyanın ilk 10 ekonomisinden olacaktı. Ekonomi 2 trilyon dolarlık milli gelir büyüklüğüne ulaşacaktı. Kişi başı milli gelir 25 dolar olacaktı. İhracat, 500 milyar dolar olacaktı. İşsizlik, yüzde 5’e inecekti. Enflasyon ve faiz düşecekti. Hedefler güzel, bir dediğimiz yok. Burada tutan bir hedef var. O da 2023 yılına girmiş olmamız. Onun dışında bir hedef tutmadı. Bu bütçe bize ne vaat ediyor? Sadece vaat ettiği vatandaştan vergi toplamak. Vatandaş verecek, siz faiz ödeyeceksiniz. Vatandaş verecek, garantili projelerinizi finanse edeceksiniz. Vatandaş verecek, siz cemaatlerin, tarikatların önünü açacaksınız. Siz vatandaşa değil, yine vatandaş size, yandaşlarınıza ve beslemelerinize çalışmaya devam edecek. Ama doymayacaksınız.

    “AVRUPA’DAN HER YIL EN ÇOK ÇÖPÜ SATIN ALARAK BATI’NIN ÇEVRE TEMİZLİĞİNE BİLE EL ATTIK”

    Tutmayan hedefler var ama. Bir şey yapmadılar mı? Bir şeyler de yaptılar tabii. 10 milyon insanı Avrupa sınırlarından uzak tutarak Batı’nın refahını korudu bu iktidar. Avrupalılara ucuz tatil fırsatı sundu, ucuz sağlık hizmeti ile can simidi oldu. Yetişmiş doktorlarımız onların ihtiyaçlarını da karşıladı. Avrupa’dan her yıl en çok çöpü satın alarak Batı’nın çevre temizliğine bile el attık. Son olarak yabancıların gayrimenkul ihtiyaçlarını, üstüne bir de vatandaşlık vererek karşıladı aslında bu iktidar.

    “BİZ ZULMÜNÜZE DİRENECEĞİZ. TA Kİ HAYALLERİMİZ DEĞİL DİKTATÖRLER YIKILASIYA KADAR”

    Buradaki vatandaşlar için bir şey yapmadı mı? Onu da yaptı. Sözde hocalarla bol bol fakirlik güzellemesi yaptı. Gençleri geleceksiz, çocukları öğünsüz, ana babaları boynu bükük, emeklileri ise kuru ekmeğe muhtaç etti bu iktidar. Ev sahipleriyle kiracıları hasım yaptı. Gördük ki Merkez Bankası Başkanı bile şimdiden ev sahiplerine düşman olmuş. Yandaşı daha zengin, halkı daha fakir yaparak sizin anlattığınız ‘Türkiye Yüzyılı’ oldu bize ‘Sefalet Yüzyılı’. Hz. Ali’nin dediği gibi ‘Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır. Ama mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır.’ Bu yüzden biz zulmünüze direneceğiz. Ta ki hayallerimiz değil diktatörler yıkılasıya kadar.”

     

  • DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY 93. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE ANILACAK

    DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY 93. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE ANILACAK

    Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk devrim şehitleri Asteğmen Kubilay ve silah arkadaşları, katledilişlerinin 93. yıl dönümünde yarın Menemen’de anılacak. Programa CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katılacak.

    Menemen’de 1930 yılında Cumhuriyet karşıtları tarafından katledilen devrim şehitleri Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Bey yarın (23 Aralık Cumartesi) anılacak.  Anma programı saat 09.30’da Yıldıztepe’de yer alan Kubilay Anıtı’ndaki resmi törenle başlayacak. Programa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katılacak. Saat 10.00’da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 17. kez düzenlenen Şehit Asteğmen Kubilay Yol Koşusu da start alacak.
     
    “DEMOKRASİ VE LAİKLİK” YÜRÜYÜŞÜ

    Resmi programın ardından saat 10.30’da CHP İzmir İl Örgütü ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından “Demokrasi ve Laiklik”  yürüyüşü başlayacak. Katılımcılar, Menemen İZBAN İstasyonu’ndan şehitliğe kadar yürüyecek. Kortejde yine CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de yer alacak.

    Yürüyüşün ardından Yıldıztepe’de yer alan Kubilay Anıtı’ndaki ikinci tören, çelenk sunumu, saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşının okunmasıyla başlayacak. Programda CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ADD Gençlik Kolları Genel Başkanı Nihat Arda Mercan, CHP Gençlik Kolları İzmir İl Başkanı Burak Kotan, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, ADD Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt konuşma yapacak. Konuşmaların ardından 10 kilometrelik 17’nci Kubilay Yol Koşusu’nda dereceye girenlere ödülleri verilecek.

  • CUMHUR UZUN: “BU BÜTÇEYE TEK ADAMA TEK BÜTÇE, HARCAMALARI DA KEYFİNCE DEMEK TAM DA YERİNDE”

    CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Bu sistemde bütçeyi Meclis’e tek bir şekilde ‘Cumhurbaşkanlığı ve bağlı bakanlıklar bütçesi’ olarak getirmeniz daha gerçekçi ve yaşanan tek adam rejimine daha uygun olurdu, yapılan bu bütçeye de tek adama tek bütçe, harcamaları da keyfince demek tam da yerinde bir söz hâline gelirdi” dedi.

    CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, TBMM Genel Kurulu’nda; Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde konuştu. Erol, şunları söyledi:

    “2017 Anayasa değişikliğiyle eşi benzeri olmayan ve bu haliyle de demokrasiyi benimsemiş hiçbir ülkede kabulü mümkün bulunmayan, adı AKP tarafından ‘Türk tipi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ olarak konulan, oysa; denge ve denetleme mekanizmalarından da arındırılmış bir başkanlık sistemine maalesef, geçmiş bulunuyoruz. Bu sistemde bütçeyi Meclise tek bir şekilde ‘Cumhurbaşkanlığı ve bağlı bakanlıklar bütçesi’ olarak getirmeniz daha gerçekçi ve yaşanan tek adam rejimine daha uygun olurdu, yapılan bu bütçeye de tek adama tek bütçe, harcamaları da keyfince demek tam da yerinde bir söz hâline gelirdi.

    Üzerinde günlerdir konuştuğumuz bu bütçe üzülerek ifade etmeliyim ki yandaşlar ve tefeciler için yapılmış ve saraydaki atanmışlar tarafından yazılmış bir bütçedir. O nedenle, bu bütçe faiz bütçesi, borç ödeme bütçesi, hatta faizinin de faizinin ödenmesi bütçesi olmuştur. Bu bütçede emekçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin, memurun, kadının, gençlerin, öğrencinin, engellilerin; velhasıl, cefakâr halkımızın yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik tek bir ödenek tahsisi ne yazık ki bulunmamaktadır.

    Değerli milletvekilleri, ‘Ben ekonomistim, ben bilirim hem nas var, size ne oluyor?’ diye yöneten tek akıl bu ülke ekonomisini bugünlere getirmiştir. O akıl ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ diye akıl dışılığı arkadaşları tarafından, çalışma arkadaşları tarafından da kabul edilen bir yöntemle tek adam aklıdır ve bu tek adam aklı bizi bugünkü ekonomik çöküntüye getirmiş bulunmaktadır.

    Tek adam iradesiyle yönetilmeyi kabul ettiğinizde, böyle bir sistemi kabul etmişseniz eğer bu kabil ekonomik çöküntülere de ne yazık ki hazır olmak zorundasınız. Ve nitekim, bütçenin tamamına baktığımızda ülkemizin bu çöküntüyü derin olarak yaşadığını hep birlikte görüyoruz. Bütçenin uzun uzun rakamlarına, karmaşık yapı ve ilkelerine girmemize gerek yok, son derece basit arkadaşlar: Gelirleriniz harcamalarınızı karşılamıyorsa o takdirde yapmanız gereken ilk şey harcamalarınızı kısmak yani tasarruf etmektir ama yarattığınız tek adam rejimi bu basit ve zorunlu yapılması gereken tasarruf politikasını âdeta bir kenara itmiş ‘İtibardan tasarruf olmaz’ demek suretiyle har vurup harman savurmuştur.

    Cumhurbaşkanlığı sarayının 2024 yıl için öngörülen bir günlük harcaması 33 milyon 600 bin lira, Cumhurbaşkanının korunması için harcanan günlük 10 milyon lira, örtülü ödeneği hiç söylemiyorum bile.

    Hâlen halkı yoksulluk sınırının altında, asgari ücretle, asgari ücretin de ortalama ücret hâline geldiği bir ülkenin Cumhurbaşkanının 15 tane uçağı olur mu? Biz Muğla’da yangın söndürmeye uçak bulamazken ve ormanlarımız göz göre göre yanıp kül olurken Cumhurbaşkanlığının 15 uçağının olması bu ülkede kaynakların nasıl hoyratça harcandığının açık kanıtı değil midir?

    Bu kürsüde hem sayın bakanlar hem de iktidar partili sayın milletvekilleri konuşmalarının içinde mutlaka ve istisnasız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla işler yaptıklarından bahsettiler; o talimat vermezse yetkili tek bir kişi iş yapamıyor, hatta oradan bir talimat gelirse istifa dahi edemiyorlar. İşte bu nedenle bu ülkenin yönetim biçimi tek adam yönetim biçimi olmuş durumda ve uygulanmaktadır. Kendi koyduğu tasarruf genelgesine bile uymayan tek adamın harcamaları da elbette keyfi ve keyfince olacaktır. O nedenle bir kez daha söylemek istiyorum: Yaptığınız bütçe tek adama tek bütçe, harcamaları da keyfince olmuştur.”

  • 2021 TÜM EMEKLİLER SENDİKASI, MECLİS ÖNÜNDE 2024 BÜTÇESİNİ PROTESTO ETTİ: “EMEKLİ OLDUKTAN SONRA İŞ ARAMAK VE ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ”

    2021 Tüm Emekliler Sendikası, bugün TBMM önünde 2024 bütçesini protesto etti. Sendika Genel Başkanı Salman Hürkardeş, “Emekli olduktan sonra iş aramak ve çalışmak istemiyoruz. Ömrümüzün sonbaharında dinlenerek, kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza zaman ayırarak huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz. Ayrımsız, tüm emekli yurttaşlar için insanca ve onurluca bir yaşam huzur ve güvenilir, çocuklarımız ve torunlarımız için sosyal güvenceli bir gelecek istiyoruz. Toplu sözleşmeli sendikal hak istiyoruz” dedi. DEM Partisi İzmir Milletvekili İbrahim Akın ise “Şunu üzülerek söyleyeyim ki Meclis’teki mevcut tablo maalesef sarayın daha çok memur gibi davranan vekiller ile dolu. Bu bütçe halk, emekçiler, ezilenler, çalışanlar tarafından kabul edilecek bir bütçe değildir” diye konuştu.

    2021 Tüm Emekliler Sendikası, bugün TBMM Çankaya Kapısı önünde 2024 bütçesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına DEM Parti İzmir Milletvekilleri Kezban Konukçu ve İbrahim Akın katıldı.

    2021 Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş, açıklamasında şunları kaydetti:

    “EMEKLİ MAAŞI KİRAYA YETMİYOR”

    “Açlık sınırının 18 bin lirayı, yoksulluk sınırının 53 bin lirayı bulduğu ülkemizde, ev kiraları sürekli artarken, asgari ücretin bile altındaki 7 bin 500 lira emekli maaşıyla açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum edilen milyonlarca emekli açlık sınırının altında yaşama savaşı veriyor. Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor. Elektrik ve doğal gaz faturaları ödenemez miktarlara ulaşıyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor.

    “SİYASİ İKTİDAR, DEVLET BÜTÇESİNDEN KARŞILADIĞI ÜÇER BEŞER MAAŞ VE HUZUR HAKKI ÖDEMELERİYLE YANDAŞLARA, DOST VE AKRABALARA ULUFE DAĞITIYOR”

    Emekli maaşının yetersizliği nedeniyle, günlük gıda ve temel harcamalarını Tüketici Kredisi ve Kredi Kartı kullanarak karşılamak zorunda bırakılan emekliler her geçen gün bankalara borçlanarak, icra ve haciz tehdidi altında banka kuyruklarında ömür tüketiyor. Ömrünün sonbaharında huzur ve güven içerisinde dinlenerek yaşaması gereken emekliler, ilerlemiş yaşına ve hastalıklarına rağmen yaşamını sürdürebilmek için hâlâ çalışmaya ve iş aramaya devam ediyor. Emekliler böylesine ağır ve zor şartlar altında yaşamaya çalışırken; milyonlarca emeklinin oyunu alarak işbaşına gelen siyasi iktidar, devlet bütçesinden karşıladığı üçer beşer maaş ve huzur hakkı ödemeleriyle yandaşlara, dost ve akrabalara ulufe dağıtıyor.

    “BOŞ LAFLARLA KARIN DOYMUYOR”

    Buna karşın, ‘asgari değil insanca yaşam’ talebinde bulunan milyonlarca emekliye ‘Bütçede kaynak yok, yılbaşına kadar sabredin, emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz inşallah’ diyerek emeklilerin umutlarını ve hayallerini seçim malzemesi olarak kullanmayı düşünüyor. Oysa görünen köy kılavuz istemez. Rakamlar ve gerçekler ortada. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Boş laflarla karın doymuyor. Avrupa’da yaşayan emekliler, emekli aylıkları ile dünya turuna çıkarken Türkiye’de ise doğduğu kasabasına, köyüne dahi gidemeyen tüketici kredisi ve kredi kartı kullanarak günlük yaşamını sürdürmek zorunda bırakan emeklilerin büyük bölümü bankalara borçlu durumda olup, önemli bir bölümü ise borçlarını ödemediği için icralık duruma düşmüşlerdir. Döviz kurlarındaki artış gerekçe gösterilerek temel gıda maddelerine petrol ve akaryakıt ürünlerine, elektrik, su, doğal gaz hatta en doğal besin olan ekmek ve simit fiyatlarına dahi peş peşe zamlar yapılmaktadır.

    “SERMAYEYE VE RANT YANLISI İKTİDARIN BİZLERİ AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA MAHKUM ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

    Hepimizin her gün yaşadığı, çok da iyi bildiği gibi biz emeklilerin sorunları artık dayanılmaz boyuta ulaşmıştır. Deyim yerindeyse artık bıçak kemiği delip geçmektedir. Meclis’e sunulan AKP bütçesinin sunulduğu günden itibaren dövizle fiyat artışına işlevini yitirdiğini görüyoruz. Bütçenin kapsamına ve sektöre ayrılan kaynaklara baktığımızda bu bütçenin borç, rant, savaş, ceza artırımı ve faiz bütçesi olduğunu, emeklilerin ve halkın sorunlarını çözmeye yönelik olmadığını görüyoruz. Sermayeye ve rant yanlısı iktidarın bizleri açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiğini görüyoruz.

    “SADECE İNSANCA YAŞAYABİLEREK BİR EMEKLİ AYLIĞI TALEP ETMEKTEYİZ”

    Emeklinin sahip olduğu tüm değerleri üreten bizler, ülkeyi yönetenler gibi üçer beşer maaş ve huzur hakkı değil, sadece ve sadece insanca yaşayabilerek bir emekli aylığı talep etmekteyiz. Emekli olduktan sonra da iş aramak ve çalışmak istemiyoruz. Ömrümüzün sonbaharında dinlenerek, kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza zaman ayırarak huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz. Ayrımsız, tüm emekli yurttaşlar için insanca ve onurluca bir yaşam huzur ve güvenilir, çocuklarımız ve torunlarımız için sosyal güvenceli bir gelecek istiyoruz. Toplu sözleşmeli sendikal hak istiyoruz.

    “2000 YILI ÖNCESİ VE SONRASI EMEKLİLER ARASINDAKİ MAAŞ EŞİTSİZLİĞİ GİDERİLSİN”

    Yıllardır yılan hikayesine dönen intibak yasası derhal çıkarılarak, 2000 yılı öncesi ve sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin. Aylık Bağlama Oranı 2000 yılı öncesindeki yasal düzenlemeler esas alınarak yeniden belirlensin. Tüm emeklilerle dul ve yetim aylığı alanlara yılda dört defa asgari ücret tutarında ikramiye ödensin. İkramiye ödemelerinde, çalışan emekli, çalışmayan emekli, özel sandık emeklisi şeklindeki ayrımcı, adaletsiz ve haksız uygulamaya son verilsin. SGK ile bankalar arasında yapılan protokol görüşmelerine emekli sendikalarının da katılması yönünde yasal düzenleme yapılarak, emekli maaş promosyonları 3 yılda bir değil her yıl ödensin.

    “EMEKLİ MAAŞLARINDAN YAPILAN TÜM SAĞLIK KESİNTİLERİ İPTAL EDİLSİN”

    Herkes için eşit, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmeti ilkesine göre, emekli maaşlarından yapılan tüm sağlık kesintileri iptal edilsin. Emekli yurttaşlara yaşamlarının son baharında hak ettikleri saygı gösterilsin. Yalnız yaşayan, hasta ve bakıma ihtiyacı olan emekli ve yaşlı yurttaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, bakım hizmetleri yaygınlaştırılsın. Emekli maaşlarının TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon oranlarına göre hükümet tarafından tek yanlı olarak belirlenmesi uygulamasına derhal son verilsin. Emekli maaşları ile dul ve yetim aylıklarının toplu sözleşme yoluyla belirlenmesi için, ‘Emekli Sendikaları Statü Yasası’ çıkarılarak iç hukukta gerekli yasal düzenlemeler yapılsın.”

    “BU BÜTÇE BARIŞI SAĞLAMAZ, BU BÜTÇESİ KATILIMI SAĞLAMAZ”

    İbrahim Akın ise şu değerlendirmede bulundu:

    “Derdimiz çok, derdiniz çok… Bu derdimizin çözümü konusunda artık çok daha güçlü mücadeleleri yürütmemiz lazım. Şunu üzülerek söyleyeyim ki Meclis’teki mevcut tablo maalesef sarayın daha çok memur gibi davranan vekiller ile dolu.

    Merkez Bankası başkanı hem çalışanlara hem emeklilere hakaret olacak aldığı paranın haddi hesabı yok, kira paraları çok yüksek olduğu için ‘annemin evine taşındım’ gibi açıklama yapabiliyor. Böylesine bir durum olamaz. 7 bin 500 lira ile emekli parasıyla yaşamaya çalışanlara karşı bu yapılan açıklama alay etmektir. Hakaret etmektir. Buradan bu bütçeyi yönetenlere Maliye Bakanı’na, saray rejimine karşı DEM Partisi olarak tutumumuzu Meclis’te söylediğimiz gibi siz dostlarımız içinde söylemek istiyoruz ki bu bütçe halk tarafından, emekçiler tarafından, ezilenler tarafından, çalışanlar tarafından kabul edilecek bir bütçe değildir. Bu bütçe barışı sağlamaz, bu bütçesi katılımı sağlamaz.”

  • KAĞIZMAN’IN CHP’Lİ KADIN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI SERGÜL KESKİN: “PARTİM VE İLÇEM İÇİN ELİMİ TAŞIN ALTINA KOYDUM, KAZANAĞIMA DA İNANIYORUM”

    KAĞIZMAN’IN CHP’Lİ KADIN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI SERGÜL KESKİN: “PARTİM VE İLÇEM İÇİN ELİMİ TAŞIN ALTINA KOYDUM, KAZANAĞIMA DA İNANIYORUM”

    DÜRDANE KIRÇUVAL

    İstanbul’da yaklaşık 30 yıllık gazetecilik yaptıktan sonra doğup büyüdüğü Kars’ın Kağızman ilçesinde siyasete atılan Sergül Keskin, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde CHP’den belediye başkan adayı oldu. Seçilmesi halinde Kağızman’ın ilk kadın belediye başkanı olacak olan Keskin, “Geçmişte CHP’nin en düşük oy oranına sahip olduğu Kars’ın en büyük ilçesi Kağızman’dan adaylık yarışına katıldım. Kolay olanı herkes başarır. Önemli olan zoru başarmak. Ben bu zorluğa talip oldum. Partim ve ilçem için elimi taşın altına koydum, kazanacağıma da inanıyorum” dedi.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında dün yapılan Parti Meclisi Toplantısı’nda 126 belediyenin daha adaylığı belli oldu. Buna göre, CHP, Kars’ın Kağızman ilçesinden kadın bir aday gösterdi. Gazeteci kökenli Sergül Keskin, adaylığının ilan edilmesinin ardından ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, siyasete girme kararı ve neden Kağızman’dan belediye başkanlığına talip olduğuna ilişkin şunları söyledi:

    “İstanbul’da yaklaşık 30 yıllık gazetecilik yaptıktan sonra doğup büyüdüğüm ilçemde siyasete adım atıyorum. Neden Kars Neden Kağızman’da siyaset diye sorarsanız, ben Kağızman’da doğdum, burada büyüdüm, çocukluğum ve gençliğim bu ilçede gençti. Üniversite öğrenciliğim ve meslek hayatım boyunca da Kağızman ile bağımı hiç koparmadım. Ancak üzülerek söyleyebilirim ki son 15 yıl içinde diğer tüm şehirlerimizde olduğu gibi Kağızman’da plansız şehirleşme ve rant hırsının kurbanı oldu. Ben Kars ve Kağızman’ın mimari ve coğrafi özelliklerini bir konferansta Mimarlar Odası eski Genel Başkanı Oktay Ekinci’den dinlemiştim. Ancak o bahçeli ve tek katlı evler, yerini çok katlı ve kimliksiz binalara bıraktı. Yeşil Kağızman yerini beton Kağızman’a bıraktı.

    “HİZMET ADINA BİR HİYAKE YAZILACAKSA YEREL YÖNETİMLERDE YAZILMASI GEREKİTĞİNE İNANIYORUM”

    Mevcut sorunlar çözümsüz kalırken, ilçeye yeni sorunlar eklendi. Öyleki şehirdeki kaldırımlar bile işgal edildi. Bu tabloda siyasette hizmet edeceksem kendi memleketimden başlamalıyım düşüncesiyle Kağızman’da yerel yönetime talip oldum. Çünkü yerel yönetimler demokrasinin kalesidir. Halkla iç içedir. Halkın taleplerini, sorunlarını ilk iletecekleri mercidir. Yöneticiler için de halka ilk dokunacakları yerdir. Bu nedenle yerel yönetimi önemsiyorum. Hizmet adına bir hikaye yazılacaksa, yerel yönetimlerde yazılması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle Kağızman’dan belediye başkan adaylığına başvurdum.

    “SEÇİLİRSEM KAĞIZMAN’IN İLK KADIN BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞIM”

    “Seçimlerde genelde herkes kazanılması kolay yerden aday olmak için yarışıyor. Oysa ben geçmişte CHP’nin en düşük oy oranına sahip olduğu Kars’ın en büyük ilçesi Kağızman’dan adaylık yarışına katıldım. Kolay olanı herkes başarır. Önemli olan zoru başarmak. Ben bu zorluğa talip oldum. Partim ve ilçem için elimi taşın altına koydum, kazanacağıma da inanıyorum. Seçilirsem Kağızman’ın ilk kadın belediye başkanı olacağım.”

  • LÜLEBURGAZ’DA HOBİ BAHÇELERİ İÇİN KURALAR ÇEKİLDİ

    LÜLEBURGAZ’DA HOBİ BAHÇELERİ İÇİN KURALAR ÇEKİLDİ

    Lüleburgaz Belediyesi’nin hobi bahçelerinin 2024 yılı kullanım hakları için kura çekiminde konuşan Başkan Murat Gerenli, “Sadece üreten değil, üreteni teşvik eden bir belediye olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Lüleburgaz Belediyesi’nin hobi bahçelerinin 2024 yılı kullanım hakları için kura çekimi Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi Fuaye Alanı’nda yapıldı. Çekilişe, Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Pektaş, Park ve Bahçeler Müdürü Hüseyin Becerenel ve kura çekilişinde yer alan vatandaşlar katıldı.

    “ÜRETENİ DE TEŞVİK ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Kura çekiminin sonrasında açıklamalarda bulunan Başkan Gerenli, Lüleburgaz Belediyesi’nin her alanda tarımsal üretimi teşvik ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

    “Son 5 yılda kentimize kazandırdığımız 104 yeni hobi bahçesiyle, hobi bahçesi sayısını 216’ya yükselterek tarımsal üretim yapmak isteyen komşularımızı destekliyoruz. Sadece üreten değil, üreteni teşvik eden bir belediye olarak çalışmaya devam edeceğiz.”

    Bir yandan tarımsal arazilerinde ürettiği buğday ve ayçiçeklerinden elde ettiği yağ ve unlarla ihtiyaç sahibi vatandaşların yanında olan Lüleburgaz Belediyesi, diğer yandan kente kazandırdığı hobi bahçeleriyle kent yaşamından uzaklaşmak isteyen vatandaşlara tarımsal üretimi teşvik ediyor.

    Öte yandan, Lüleburgaz Belediyesi sadece son 5 yılda kentteki hobi bahçelerinin sayısını yüzde 92 artırarak bu rakamı 216’ya çıkarttı. Lüleburgaz Belediyesi, Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi’nde 112 adet, Sinan Atakan Yavuz Parkı’nda 47 adet ve Yücel Şınığ Hobi Bahçeleri’nde 57 adet olmak üzere toplam 216 adet hobi bahçesini uygun fiyat tarifesiyle vatandaşa yurttaşlara yıllık kullanım hizmeti sunuyor.